The 7 English Fluency Habits - Speak English Fluently - Advanced English Listening Practice - 58

hi there I'm drew badger the world's number one english

merhabalar, ben draw porsuk dünyanın bir numaralı ingilizce

world's number one english

world's number one english fluency guide and it is a

dünyanın bir numaralı ingilizce akıcılık rehberi ve bu bir

fluency guide and it is a

fluency guide and it is a pleasure to welcome you to

akıcılık rehberi ve bir

akıcılık rehberi ve sizi zevke davet etmek bir zevk

pleasure to welcome you to

pleasure to welcome you to another advanced listening

başka bir ileri düzey dinleme

another advanced listening

başka bir ileri düzey dinleme

another advanced listening practice lesson today i wanted

başka bir ileri düzey dinleme alıştırması dersine hoşgeldiniz bugün bugün

practice lesson today i wanted

practice lesson today i wanted to talk about these 7 english

pratik dersi istedim bugün

bu 7 ingilizce hakkında konuşmak istedim

to talk about these 7 english

to talk about these 7 english fluency habits because I get

bu 7 ingilizce

hakkında konuşmak için bu 7 ingilizce akıcılık alışkanlığı hakkında konuşmak istedim çünkü anladım

fluency habits because I get

fluency habits because I get lots of questions about that

akıcılık alışkanlıkları çünkü

akıcılık alışkanlıkları ediniyorum çünkü bununla ilgili pek çok soru alıyorum bununla ilgili pek çok

lots of questions about that

lots of questions about that what are they how they how do

soruyla ilgili pek

çok soruyla ilgili pek çok soru ne onlar nasıl nasıl yapıyorlar ne onlar

what are they how they how do

what are they how they how do they work and what's a great way

nasıl nasıl yapıyorlar ne

onlar nasıl nasıl çalışıyorlar ve ne hakkında harika bir şekilde

they work and what's a great way

they work and what's a great way to develop them so let's I guess

çalışıyorlar ve ne harika bir şekilde

çalışıyorlar ve onları geliştirmenin harika bir yolu bu yüzden sanırım

to develop them so let's I guess

to develop them so let's I guess begin at the beginning I want to

onları geliştirelim o yüzden sanırım

onları geliştirelim bu yüzden sanırım en baştan başlayalım En

begin at the beginning I want to

begin at the beginning I want to talk about in this video my own

baştan başlamak istiyorum ben en

baştan başlamak istiyorum bu videoda kendi konuşmamdan bahsetmek istiyorum

talk about in this video my own

bu videodaki kendi konuşmam bu

talk about in this video my own progression of learning japanese

videodaki kendi konuşmam japonca öğrenmenin ilerlemesi

progression of learning japanese

progression of learning japanese how I started doing that because

japonca öğrenmenin ilerlemesi

japonca öğrenmenin ilerlemesi bunu nasıl yapmaya başladım çünkü

how I started doing that because

how I started doing that because people also ask me questions

nasıl bunu yapmaya başladım çünkü

bunu nasıl yapmaya başladım çünkü insanlar bana aynı zamanda sorular da soruyorlar insanlar ayrıca bana

people also ask me questions

people also ask me questions about how i learned Japanese and

Japoncayı nasıl öğrendiğim ve

about how i learned Japanese and

about how i learned Japanese and then we'll move into talking

Japoncayı nasıl öğrendiğim ve

Japoncayı nasıl öğrendiğim hakkında sorular soruyorlar ve sonra konuşmaya geçeceğiz

then we'll move into talking

then we'll move into talking about the development of the

sonra konuşmaya geçeceğiz,

sonra

about the development of the

about the development of the seven fluency habits and how

yedi akıcı konuşma alışkanlığının gelişimi ve

seven fluency habits and how

seven fluency habits and how they can help you get fluent

yedi akıcı konuşma alışkanlığının ve

yedi akıcı konuşma alışkanlığının nasıl olduğu ve bunların akıcı konuşmanıza nasıl yardımcı olabileceği hakkında konuşmaya geçeceğiz.

they can help you get fluent

they can help you get fluent faster

akıcı konuşmanıza yardımcı olabilirler daha hızlı akıcı konuşmanıza yardımcı

olabilirler

faster

faster well the kind of history my own

daha iyi tarih türü benim kuyum

well the kind of history my own

well the kind of history my own personal history about getting

tarihim türü benim

kuyum tarihim benim kişisel geçmişim kişisel öykü alma hakkında

personal history about getting

personal history about getting fluent in Japanese it began with

kişisel öykü alma hakkında akıcılık hakkında kişisel öykü

alma hakkında Japonca

fluent in Japanese it began with

fluent in Japanese it began with struggling as many typical

akıcı Japonca ile başladı Akıcı Japonca ile başladı Japonca ile başladı akıcı mücadele ile

başladı, tipik mücadele kadar tipik

struggling as many typical

struggling as many typical language learners do so in the

mücadele ile başladı, tıpkı birçok tipik dil öğrenicisinin bunu dilde yaptığı gibi,

language learners do so in the

language learners do so in the time before i came to japan so i

ben gelmeden önceki zamanda dil öğrenicileri de öyle yapıyor Japonya'ya bu yüzden

time before i came to japan so i

time before i came to japan so i came to japan in $MONTH 2003 and

Japonya'ya gelmeden bir süre önce

Japonya'ya gelmeden önce bu yüzden Japonya'ya $AY 2003'te geldim ve

came to japan in $MONTH 2003 and

came to japan in $MONTH 2003 and i had not learned Japanese

$AY 2003'te Japonya'ya geldim ve

$AY 2003'te Japonya'ya geldim ve Japonca öğrenmemiştim

i had not learned Japanese

i had not learned Japanese before i came to japan i had

ben japonca öğrenmemiştim

japonya'ya gelmeden önce japonca öğrenmemiştim japonya'ya

before i came to japan i had

before i came to japan i had only studied a little bit of a

gelmeden önce almıştım

japonya'ya gelmeden önce almıştım sadece biraz

only studied a little bit of a

only studied a little bit of a part of the written languages so

çalıştım a sadece biraz çalıştım a

sadece biraz çalıştım Yazılı dillerin bir kısmı yani

part of the written languages so

part of the written languages so I have learned some hiragana and

yazı dillerinin bir kısmı

Yazılı dillerin bir parçası bu yüzden biraz hiragana öğrendim ve

I have learned some hiragana and

I have learned some hiragana and katakana and these are two of

biraz hiragana öğrendim ve

biraz hiragana ve katakana öğrendim ve bunlar iki

katakana and these are two of

katakana and these are two of the three written languages in

katakana ve bunlar iki

katakana ve bunlar üç yazı dilindeki üç yazı dilinden ikisi

the three written languages in

the three written languages in Japanese and these are again

Japonca'daki üç yazı dilinde ve bunlar yine

Japanese and these are again

Japanese and these are again like the alphabet that we have

Japonca ve bunlar yine

Japonca ve bunlar yine sahip olduğumuz alfabe gibi sahip

like the alphabet that we have

like the alphabet that we have in English and so I started

olduğumuz alfabe gibi sahip olduğumuz

alfabe gibi İngilizcemiz var ve bu yüzden

in English and so I started

in English and so I started learning those but when I

İngilizceye başladım ve bu yüzden

İngilizceye başladım ve bu yüzden onları öğrenmeye başladım ama

learning those but when I

learning those but when I actually came to japan i didn't

bunları öğrendiğimde ama

onları öğrendiğimde ama aslında Japonya'ya

actually came to japan i didn't

geldiğimde aslında Japonya'ya gelmedim.

actually came to japan i didn't know any of the language at all

Aslında Japonya'ya geldim, hiçbir dil

know any of the language at all

know any of the language at all so I was really struggling from

bilmiyordum, hiçbir dil

bilmiyordum, hiçbir dil bilmiyordum, bu yüzden gerçekten mücadele ediyordum, bu yüzden gerçekten

so I was really struggling from

so I was really struggling from the very beginning and I had

mücadele ediyordum, bu yüzden

gerçekten mücadele ediyordum. en başında ve

the very beginning and I had

the very beginning and I had also struggled and failed to

en başlangıcım vardı ve en başlangıcım vardı ve

ayrıca mücadele ettim ve başarısız oldum ve aynı zamanda

also struggled and failed to

mücadele ettim ve

also struggled and failed to learn Spanish in college and

üniversitede İspanyolca öğrenmede ve

learn Spanish in college and

learn Spanish in college and french in high school so I hated

kolejde İspanyolca öğrenmede ve

kolejde İspanyolca ve lisede Fransızca öğrenmede başarısız oldum. okul bu yüzden lisede fransızcadan nefret ettim bu yüzden

french in high school so I hated

french in high school so I hated learning languages and I did not

lisede fransızcadan nefret ettim bu yüzden dil öğrenmekten nefret ettim ve

learning languages and I did not

learning languages and I did not anticipate even I remember

dil öğrenmedim ve

dil öğrenmedim ve tahmin etmemiştim hatırlasam da tahmin etsem bile

anticipate even I remember

anticipate even I remember actually when I was in college

tahmin etsem bile tahmin etsem bile aslında ne zaman Üniversitedeydim

actually when I was in college

aslında üniversitedeyken

actually when I was in college and I was thinking to myself

aslında üniversitedeyken ve kendi kendime düşünüyordum

and I was thinking to myself

and I was thinking to myself after maybe my freshman year

ve kendi kendime düşünüyordum

belki birinci yılımdan sonra belki birinci

after maybe my freshman year

after maybe my freshman year when I have failed to learn to

yılımdan sonra belki birinci yılımdan

sonra belki birinci yılımdan sonra öğrenemedim ispanyolca

when I have failed to learn to

öğrenemedim

when I have failed to learn to learn spanish that I was

ispanyolca öğrenemedim

learn spanish that I was

learn spanish that I was thinking okay I'm never going to

ispanyolca öğreniyorum

ispanyolca öğreniyorum tamam diye düşünüyordum asla tamam

thinking okay I'm never going to

thinking okay I'm never going to learn a language again this is

düşünmeyeceğim asla gitmiyorum

tamam diye düşünmek için bir daha asla bir dil öğrenmeyeceğim bu

learn a language again this is

learn a language again this is really painful and english is a

bir dili tekrar öğrenmek

bu bir dili tekrar öğrenmek gerçekten acı verici

really painful and english is a

really painful and english is a great language so i don't have

ve ingilizce gerçekten acı verici

great language so i don't have

great language so i don't have to learn another language it's

Harika bir dilim var, bu yüzden

harika bir dilim yok, bu yüzden başka bir dil öğrenmek zorunda değilim, başka bir dil

to learn another language it's

to learn another language it's okay so i did not think I would

öğrenmek için,

başka bir dil öğrenmek sorun değil, bu yüzden

okay so i did not think I would

okay so i did not think I would ever be studying another

tamam yapacağımı düşünmedim, bu yüzden öğreneceğimi düşünmedim

tamam, bu yüzden bir daha asla başka bir dil öğreneceğimi düşünmemiştim bir daha başka bir

ever be studying another

ever be studying another language again now I had an

dil öğreneceğim şimdi tekrar bir dilim vardı şimdi

language again now I had an

language again now I had an interest in japan and i wanted

tekrar bir dilim vardı şimdi japonya'ya ilgim vardı ve

interest in japan and i wanted

interest in japan and i wanted to go to Japan but I guess I

japonya'ya ilgi duymak istiyordum ve istedim

japonya'ya ilgim var ve japonya'ya gitmek istedim ama sanırım

to go to Japan but I guess I

to go to Japan but I guess I didn't really think I'd have to

japonya'ya gideceğim ama sanırım

japonya'ya gideceğimi ama sanırım gerçekten gitmem gerektiğini düşünmemiştim

didn't really think I'd have to

didn't really think I'd have to learn the language i know it

gerçekten zorunda kalacağımı düşünmemiştim dili öğrenmek zorunda kalacağımı

gerçekten düşünmemiştim o dili

learn the language i know it

learn the language i know it sounds kind of weird but when i

öğreniyor biliyorum o dili öğreniyor biliyorum kulağa

biraz garip geliyor ama kulağa biraz

sounds kind of weird but when i

sounds kind of weird but when i thought about when I was younger

tuhaf geldiğinde ama kulağa

biraz tuhaf geldiğinde ama düşündüğümde gençliğim

thought about when I was younger

thought about when I was younger I just really enjoyed get a

hakkında gençliğimi düşündüm gençliğimi düşündüm

gençliğimi düşündüm

I just really enjoyed get a

I just really enjoyed get a Japanese garden design

Japon bahçesi tasarımından gerçekten keyif aldım Japon

Japanese garden design

Japanese garden design and other design things which

bahçesi tasarımından gerçekten keyif aldım Japon bahçesi tasarımı

Japon bahçesi tasarımı ve diğer tasarım şeyleri

and other design things which

and other design things which really didn't have much to do

ve diğer tasarım şeyleri

ve gerçekten yapacak pek bir şeyi olmayan diğer tasarım şeyleri

really didn't have much to do

really didn't have much to do with the language itself so i

gerçekten yapacak pek bir şey yoktu

gerçekten dilin kendisiyle pek ilgisi yoktu bu yüzden ben

with the language itself so i

with the language itself so i didn't care about really

dilin kendisiyle yani ben

dilin kendisiyle yani umurumda değildi gerçekten umurumda

didn't care about really

didn't care about really watching japanese animation or I

değildi gerçekten

umurumda değildi gerçekten japon animasyon izlemek veya

watching japanese animation or I

watching japanese animation or I didn't care about reading

japon animasyon izlemek veya

japon animasyon izlemek veya okumak umrumda değildi okumak umrumda

didn't care about reading

didn't care about reading Japanese novels or anything that

değildi okumak

umurumda değildi Japon romanlarını okumak hakkında ya da Japon romanları hakkında herhangi bir şey

Japanese novels or anything that

Japanese novels or anything that had to do with japanese history

ya da

Japon romanları ya da Japon tarihi ile ilgisi olan herhangi bir şey,

had to do with japanese history

had to do with japanese history like that so nothing that was

Japon tarihi ile ilgisi vardı, yani böyle bir şey yoktu yani hiçbir şey böyle

like that so nothing that was

like that so nothing that was really connected directly with

değildi yani

gerçekten doğrudan bağlantılı hiçbir şey gerçekten doğrudan bağlantılı gerçekten

really connected directly with

really connected directly with words it was more I could even

doğrudan kelimelerle bağlantılıydı daha fazlaydı hatta

words it was more I could even

kelimelerle daha fazlaydı hatta

words it was more I could even just look at a picture book even

kelimelerle daha fazlaydı hatta sadece bir resimli kitaba bakabilirdim hatta

just look at a picture book even

sadece bir resimli kitaba bakabilirdim bile

just look at a picture book even a picture book or a book with

sadece bir resimli kitaba bakın, hatta bir resimli kitaba

a picture book or a book with

veya resimli kitaplı bir kitaba

a picture book or a book with pictures in it from Japan and I

veya resimli kitaplı bir kitaba veya içinde Japonya'dan resimlerli bir kitaba bakın ve ben

pictures in it from Japan and I

pictures in it from Japan and I didn't care about what the

Japonya'dan resimler ve ben

Japonya'dan resimler ve ben yapmadım Neyi umursamıyordum,

didn't care about what the

didn't care about what the actual writing in the book was

umursamıyordum,

umursamıyordum, kitaptaki gerçek yazının ne olduğu umrumda değildi,

actual writing in the book was

actual writing in the book was because i was just looking at

kitaptaki gerçek yazı,

kitaptaki gerçek yazıydı, çünkü sadece bakıyordum,

because i was just looking at

because i was just looking at the gardens and I just thought

çünkü sadece bakıyordum.

çünkü sadece bahçelere bakıyordum ve sadece

the gardens and I just thought

bahçeleri düşündüm ve sadece bahçeleri düşündüm ve

the gardens and I just thought they really look nice so when

gerçekten güzel göründüklerini düşündüm yani

they really look nice so when

gerçekten güzel göründüklerinde yani

they really look nice so when I'm thinking about coming to

gerçekten güzel göründüklerinde bu yüzden buraya gelmeyi düşündüğümde

I'm thinking about coming to

I'm thinking about coming to Japan and I finally arrived here

'ya gelmeyi düşünüyorum Japonya'ya

gelmeyi düşünüyorum ve sonunda buraya geldim

Japan and I finally arrived here

Japonya'ya ve sonunda buraya geldim

Japan and I finally arrived here I realize okay I'm actually

Japonya'ya ve sonunda buraya geldim tamam farkettim

I realize okay I'm actually

aslında farkettim tamam aslında

I realize okay I'm actually living here now so I better you

farkettim tamam ben' Aslında şimdi burada yaşıyorum, bu yüzden

living here now so I better you

şimdi burada yaşaman daha iyi, bu yüzden

living here now so I better you know I have to learn the

şimdi burada yaşaman daha iyi, bu yüzden bilmen daha iyi, bilmeyi öğrenmeliyim, bilmeyi öğrenmeliyim,

know I have to learn the

know I have to learn the language in order to just

sadece

language in order to just

language in order to just survive and these are things

dili öğrenmek için dili öğrenmeliyim. sadece

hayatta kalmak için dil ve bunlar

survive and these are things

survive and these are things like going to the bank to make a

hayatta kalan şeyler ve bunlar

hayatta kalan şeyler ve bunlar

like going to the bank to make a

like going to the bank to make a deposit or going to the grocery

bankaya gitmek gibi şeyler. bakkal

deposit or going to the grocery

deposit or going to the grocery store to buy something or even

depozitosuna gitmek ya da

bir şey almak için bakkala gitmek, hatta bir

store to buy something or even

store to buy something or even getting a haircut because you

şey

almak için bakkala gitmek, hatta bir şey almak için mağazaya gitmek, hatta saçını kestiriyorsun çünkü saçını kestiriyorsun çünkü saçını

getting a haircut because you

getting a haircut because you know I don't want to just be

kestiriyorsun çünkü benim yapmadığımı biliyorsun. Sadece

know I don't want to just be

bilmek istemiyorum Sadece bilmek

know I don't want to just be living somewhere and let my hair

istemiyorum Sadece bir yerde yaşamak ve saçlarımın bir

living somewhere and let my hair

living somewhere and let my hair get all messy after you know a

yerde yaşamasına izin vermek ve saçlarımın

bir yerde yaşamasına izin vermek ve her şeyi öğrendikten sonra saçlarımın dağılmasına izin vermek istemiyorum. bir ülkede

get all messy after you know a

get all messy after you know a whole bunch of years in a

bir sürü yıl boyunca bir sürü yıl boyunca bir sürü yıl bildikten sonra her şey darmadağın oluyor ve

whole bunch of years in a

whole bunch of years in a country and I never bothered to

ben asla

country and I never bothered to

country and I never bothered to learn the language so i can't

ülkeye zahmet etmedim ve asla ülkeye zahmet etmedim

ve asla öğrenmeye zahmet etmedim dil bu yüzden

learn the language so i can't

dili öğrenemiyorum bu yüzden

learn the language so i can't even get a haircut so when I'm

dili öğrenemiyorum bu yüzden

even get a haircut so when I'm

even get a haircut so when I'm thinking about learning japanese

saçımı

bile kestiremiyorum bu yüzden saçımı kestirdiğimde saçımı kestirdiğimde yani düşündüğümde japonca öğrenmek hakkında

thinking about learning japanese

thinking about learning japanese I i start the typical way where

japonca öğrenmeyi düşünmek

japonca öğrenmeyi düşünmek

I i start the typical way where

I i start the typical way where I'm reading a grammar books and

I'm reading a grammar books and

I'm reading a grammar books and listening to listening practice

listening to listening practice

gramer kitapları okuyorum ve dinleme alıştırması yapıyorum dinleme alıştırması dinleme alıştırması dinleme

listening to listening practice cds and I'm trying to talk to

alıştırması cdleri dinliyorum ve cdlerle konuşmaya çalışıyorum ve cdlerle

cds and I'm trying to talk to

cds and I'm trying to talk to people but really I can't

konuşmaya çalışıyorum

ve insanlarla konuşmaya çalışıyorum ama gerçekten yapabilirim

people but really I can't

people but really I can't actually say anything so i just

İnsanlar ama gerçekten

insanları yapamam ama gerçekten hiçbir şey söyleyemem bu yüzden gerçekten bir şey söylüyorum yani

actually say anything so i just

actually say anything so i just say hello and my name is Drew

gerçekten bir şey söylüyorum bu yüzden sadece merhaba diyorum ve adım Drew

say hello and my name is Drew

say hello and my name is Drew and I have kind of a little self

merhaba de ve benim adım Drew

merhaba de ve benim adım Drew ve biraz kendime sahibim

and I have kind of a little self

and I have kind of a little self introduction that i rehearse but

ve biraz kendime sahibim

ve prova ettiğim küçük bir kendimi tanıtımım var ama

introduction that i rehearse but

prova ettiğim bir giriş ama

introduction that i rehearse but when people ask me questions

prova ettiğim bir giriş ama insanlar bana sorular sorduğunda

when people ask me questions

when people ask me questions after that I couldn't say

insanlar bana soru sorduğunda insanlar bana

soru soruyor ondan sonra söyleyemedim ondan

after that I couldn't say

after that I couldn't say anything so it was really

sonra hiçbir şey söyleyemedim bu yüzden gerçekten bir

anything so it was really

anything so it was really embarrassing and frustrating for

şeydi yani gerçekten bir

şeydi bu yüzden gerçekten utanç verici ve utanç verici olduğu için sinir bozucuydu

embarrassing and frustrating for

ve benim

embarrassing and frustrating for me and I was going to a local

için utanç verici ve sinir bozucu olduğu için sinir bozucu ve yerel bir

me and I was going to a local

me and I was going to a local local school like maybe not a

bana gidiyordum ve yerel bir bana gidiyordum

ve yerel bir yerel okula gidiyordum belki yerel bir okul değil gibi

local school like maybe not a

local school like maybe not a school but just a classroom

belki

yerel bir okul değil gibi belki bir okul değil ama sadece bir sınıf

school but just a classroom

school but just a classroom locally that was teaching

okulu, sadece bir sınıf

okulu, ancak yerel olarak öğreten,

locally that was teaching

locally that was teaching Japanese and it was a maybe

yerel olarak öğreten,

Japonca öğreten bir sınıf ve belki bir Japon'du ve

Japanese and it was a maybe

Japanese and it was a maybe about a 45 year old woman that

belki bir

Japon'du ve belki yaklaşık 45 yaşında bir kadındı.

about a 45 year old woman that

45 yaşında bir kadın hakkında

about a 45 year old woman that was sitting with me and a couple

45 yaşında bir kadın benimle oturuyordu ve bir çift

was sitting with me and a couple

was sitting with me and a couple of other foreigners and just

benimle oturuyordu ve bir çift

benimle ve birkaç yabancı daha oturuyordu ve sadece

of other foreigners and just

of other foreigners and just talking about he like you know

diğer yabancılardan ve sadece

diğer yabancılardan ve sadece onun hakkında konuşmak, bildiğin gibi onun hakkında

talking about he like you know

talking about he like you know this means this and she would

konuşmak, senin bildiğin gibi onun hakkında

konuşmak, bunun şu anlama geldiğini bildiği ve bunun şu anlama geldiği ve bunun şu

this means this and she would

this means this and she would explain a grammar structure and

anlama geldiği ve bir gramer yapısını açıklayacağı ve

explain a grammar structure and

bir gramer yapısını açıklayacağı ve

explain a grammar structure and I hated it so i couldn't explain

bir gramer açıklayacağı yapı ve ondan nefret ettim bu yüzden açıklayamadım ondan

I hated it so i couldn't explain

nefret ettim bu yüzden açıklayamadım ondan nefret ettim bu yüzden hiçbir şeyi

I hated it so i couldn't explain anything i was just embarrassed

açıklayamadım sadece utandım herhangi bir şeyden sadece

anything i was just embarrassed

anything i was just embarrassed because i couldn't actually

utandım

herhangi bir şeyden sadece utandım çünkü gerçekten yapamadım

because i couldn't actually

because i couldn't actually communicate in the classroom and

çünkü gerçekten yapamadım

çünkü gerçekten sınıfta iletişim kuramadım ve

communicate in the classroom and

communicate in the classroom and I wasn't learning anything so I

sınıfta iletişim kuramadım ve

sınıfta iletişim kuramadım ve hiçbir

I wasn't learning anything so I

I wasn't learning anything so I quit after maybe three or four

şey öğrenemedim bu yüzden hiçbir şey

öğrenemedim bu yüzden hiçbir şey öğrenemedim bu yüzden bıraktım belki üç ya da dört

quit after maybe three or four

quit after maybe three or four sessions and I was still trying

bıraktıktan sonra belki üç ya da dört

bıraktıktan sonra belki üç ya da dört seanstan sonra ve hala

sessions and I was still trying

sessions and I was still trying to learn at home and still

seanslar deniyordum ve hala seanslar deniyordum ve hala

evde öğrenmeye ve hala

to learn at home and still

to learn at home and still frustrated but the story I tell

evde öğrenmeye ve hala evde

öğrenmeye çalışıyordum evde ve hala hüsrana uğradım ama anlattığım hikaye

frustrated but the story I tell

frustrated but the story I tell people this is really what

hüsrana uğradı ama anlattığım hikaye

hüsrana uğradı ama insanlara anlattığım hikaye bu gerçekten

people this is really what

people this is really what happened was I was walking

insanlar bu gerçekten

insanlar bu gerçekten böyleydi yürüyordum oldu

happened was I was walking

yürüyordum

happened was I was walking through a park and I just

oldu oldu ben bir parkta yürüyorum ve ben sadece

through a park and I just

through a park and I just started thinking what was the

bir parkın içinden geçiyorum ve ben

sadece bir parkın içinden geçiyorum ve neyin başladığını düşünmeye başladım,

started thinking what was the

started thinking what was the best way or I guess what was the

en iyi yolun ne olduğunu düşünmeye başladım ya da sanırım en

best way or I guess what was the

best way or I guess what was the actual way

iyi yol neydi ya da sanırım neydi

en iyi yol ya da sanırım gerçek yol neydi

actual way

actual way the Japanese speakers were

gerçek yol

Japonca konuşanlar

the Japanese speakers were

Japonca konuşanlardı

the Japanese speakers were learning the language because i

Japonca konuşanlar dili öğreniyorlardı çünkü ben

learning the language because i

learning the language because i can speak english but i don't

dili öğreniyorum çünkü

dili öğreniyorum çünkü ingilizce konuşabiliyorum ama

can speak english but i don't

can speak english but i don't really remember how I was as a

yapamıyorum ingilizce konuşuyorum ama

ingilizce konuşamıyorum ama nasıl olduğumu gerçekten hatırlamıyorum nasıl olduğumu gerçekten

really remember how I was as a

really remember how I was as a child how I learned it naturally

hatırlıyorum nasıl

olduğumu gerçekten hatırlıyorum nasıl bir çocukken nasıl öğrendiğimi doğal olarak

child how I learned it naturally

child how I learned it naturally so how did I learn to speak I

nasıl öğrendim çocuk nasıl doğal olarak öğrendiğimi

çocuk nasıl Doğal olarak öğrendim konuşmayı nasıl öğrendim peki

so how did I learn to speak I

so how did I learn to speak I kind of forgot that and maybe as

konuşmayı nasıl öğrendim ben

konuşmayı nasıl öğrendim bunu biraz unuttum ve belki biraz

kind of forgot that and maybe as

kind of forgot that and maybe as adults that something most

unuttum ve belki biraz

unuttum ve belki yetişkinler olarak çoğu

adults that something most

adults that something most people forget but when you watch

yetişkinin çoğu yetişkinin

çoğu insanın unuttuğu bir şey ama izlediğinizde

people forget but when you watch

people forget but when you watch little kids speaking with their

insanlar unutur ama onları izlediğinizde

unuturlar ama küçük çocukları küçük çocuklarıyla konuşurken

little kids speaking with their

little kids speaking with their parents you can see how the

küçük çocukları ile konuşurken ebeveynleriyle konuşurken izlediğinizde nasıl olduğunu görebilirsiniz

parents you can see how the

parents you can see how the language develops and i started

ebeveynler nasıl olduğunu görebilirsiniz

ebeveynler dilin nasıl geliştiğini görebilirsiniz ve ben dil geliştirmeye başladım ve

language develops and i started

language develops and i started i started looking at them i'm

dil geliştirmeye başladım ve onlara bakmaya başladım onlara bakmaya başladım onlara bakmaya başladım

i started looking at them i'm

i started looking at them i'm just watching kids at the park

onlara bakmaya başladım i' sadece parktaki çocukları izliyorum

just watching kids at the park

just watching kids at the park and thinking wow these are

sadece parktaki çocukları izliyorum

sadece parktaki çocukları izliyorum ve vay bunlar diye düşünüyorum ve vay

and thinking wow these are

and thinking wow these are actually little kids speaking

bunlar diye düşünüyorum

ve vay bunlar aslında küçük çocuklar konuşuyor

actually little kids speaking

aslında küçük çocuklar konuşuyor

actually little kids speaking with their parents and they can

aslında küçük çocuklar ebeveynleriyle konuşuyor ve ebeveynleriyle yapabilirler ve

with their parents and they can

with their parents and they can speak better than I can even

ebeveynleriyle yapabilirler ve benden daha iyi konuşabilirler hatta benden daha

speak better than I can even

speak better than I can even though I you know I'm like 20

iyi konuşabilirler hatta benden daha iyi konuşabilirler 20 yaşında

though I you know I'm like 20

though I you know I'm like 20 years old at the time or 25 i

olduğumu bilmeme rağmen 20 yaşında olduğumu bilmeme rağmen

gerçi biliyorsun ben o sırada 20 yaşındayım ya da o

years old at the time or 25 i

years old at the time or 25 i forget maybe 20 yeah I guess 24

sırada 25 yaşındayım ya da o

sırada 25 yaşındayım ya da 25 unutuyorum belki 20 evet sanırım 24

forget maybe 20 yeah I guess 24

forget maybe 20 yeah I guess 24 years old and it was just

unut belki 20 evet sanırım 24

unut belki 20 evet sanırım 24 yaşındaydı ve sadece

years old and it was just

yaşındaydı ve sadece

years old and it was just shocking to me how they were

yaşındaydı ve beni nasıl

shocking to me how they were

shocking to me how they were actually able to speak even

şok ettikleri beni nasıl şok ettikleri beni

gerçekten nasıl konuşabildiklerini hatta

actually able to speak even

actually able to speak even though i had the mind the logic

gerçekten konuşabildiklerini şok ediyordu.

aslında konuşabiliyorum mantığım olmasına rağmen aklım mantığım olmasına rağmen mantığım olmasına rağmen

though i had the mind the logic

though i had the mind the logic to understand the grammar rules

gramer kurallarını anlamak için mantığım vardı gramer kurallarını anlamak

to understand the grammar rules

to understand the grammar rules and things but I just couldn't

dilbilgisi kurallarını falan anlamak için mantığım vardı ama yapamadım

and things but I just couldn't

and things but I just couldn't actually get the words to come

ve bir şeyler ama yapamadım ve bir

şeyler ama aslında kelimelerin gelmesini sağlayamadım

actually get the words to come

aslında kelimelerin ağzımdan çıkmasını gerçekten alamadım bu yüzden

actually get the words to come out of my mouth so I could

out of my mouth so I could

out of my mouth so I could understand a few things and I

ağzımdan çıkabildim böylece kendi ağzımdan

çıkabildim ağız böylece birkaç şeyi anlayabilirim ve

understand a few things and I

understand a few things and I could maybe speak a little when

birkaç şeyi anlayabilirim ve

birkaç şeyi anlıyorum ve belki biraz konuşabilirim ne zaman belki

could maybe speak a little when

could maybe speak a little when I'm by myself but you know I

biraz konuşabilirim ne zaman belki

biraz konuşabilirim belki tek başımayken biraz konuşabilirim ama biliyorsun ben ben tek başımayım

I'm by myself but you know I

I'm by myself but you know I kind of lose the language my

ama biliyorsun ben tek başımayım

ama biliyorsun ben bir nevi dili kaybediyorum, benim bir

kind of lose the language my

nevi dilimi kaybediyorum, benim bir

kind of lose the language my words escape me they're

nevi dilimi kaybediyorum, sözlerim benden kaçıyor, onlar

words escape me they're

words escape me they're different ways you can say it

kelimeler benden kaçıyorlar, onlar

kelimeler benden kaçıyorlar onlar farklı şekillerde söyleyebilirsin

different ways you can say it

different ways you can say it but basically my Japanese was

farklı şekillerde söyleyebilirsin

farklı şekillerde söyleyebilirsin ama temelde Japoncam öyleydi

but basically my Japanese was

but basically my Japanese was broken when I was just speaking

ama temelde Japoncam öyleydi

ama temelde Japoncam ben tam konuşurken kırıktı

broken when I was just speaking

broken when I was just speaking with people in everyday sense so

ben tam

bozuk konuşurken bozuktu Sadece gündelik anlamda insanlarla konuşuyordum yani

with people in everyday sense so

with people in everyday sense so i was really hating it but

gündelik anlamda insanlarla yani

gündelik anlamda insanlarla yani bundan gerçekten nefret ediyordum ama gerçekten

i was really hating it but

nefret ediyordum ama gerçekten

i was really hating it but seeing how the Japanese children

nefret ediyordum ama Japon çocukların

seeing how the Japanese children

seeing how the Japanese children and their parents were speaking

Japon çocukların nasıl gördüklerini görmek

Japon çocukların ve ebeveynlerinin nasıl konuştuğunu ve

and their parents were speaking

and their parents were speaking to each other

ebeveynlerinin nasıl konuştuğunu ve

ebeveynlerinin birbirleriyle nasıl konuştuğunu görünce, anında fark ettiğimi

to each other

to each other I realized instantly that

anında fark ettim ki,

I realized instantly that

I realized instantly that they're actually learning in a

onların aslında bir 'onlar' şeklinde öğrendiklerini anında fark ettim.

they're actually learning in a

they're actually learning in a different way and that's when i

aslında

farklı bir şekilde öğreniyorlar ve o zaman ben

different way and that's when i

different way and that's when i first had the idea that if you

farklı bir şekilde ve işte o zaman

farklı bir şekilde öğreniyorum ve o zaman ilk önce şu fikre sahip olsaydınız şu fikre

first had the idea that if you

sahip olsaydınız şu

first had the idea that if you want to speak like native

fikre sahip olsaydınız şu fikre sahip olsaydınız anadiliniz gibi konuşmak

want to speak like native

want to speak like native speakers you have to learn like

istiyorsunuz anadiliniz gibi konuşmak istiyorsunuz anadili gibi konuşmak istiyorsunuz ana dili İngilizce olan kişiler

gibi öğrenmek zorundasınız konuşmacılar gibi

speakers you have to learn like

speakers you have to learn like them and you have to actually

öğrenmek zorundasınız onlar gibi

öğrenmek zorundasınız ve aslında

them and you have to actually

them and you have to actually practice like them and speak

onlar gibi öğrenmek zorundasınız ve aslında

onlar gibi konuşmak istiyorsunuz ve siz gerçekten onlar gibi pratik yapmak ve

practice like them and speak

practice like them and speak like them and you develop

onlar gibi pratik yapmak ve onlar gibi

pratik yapmak ve onlar gibi konuşmak ve onlar

like them and you develop

gibi gelişiyorsunuz ve onlar

like them and you develop fluency that way from a very

gibi gelişiyorsunuz ve akıcılığı bu şekilde çok

fluency that way from a very

fluency that way from a very early age but you can actually

akıcılıktan bu şekilde çok

akıcılıktan çok akıcılıktan bu şekilde geliştiriyorsunuz. erken yaş ama aslında

early age but you can actually

early age but you can actually do the same thing as a as an

erken yaş alabilirsin ama aslında

erken yaş alabilirsin ama aslında

do the same thing as a as an

do the same thing as a as an adult learner so you can

bir yetişkin öğrenci olarak aynı şeyi yapabilirsin, böylece

adult learner so you can

adult learner so you can practice the language in the

yetişkin öğrenci olarak aynı şeyi yapabilirsin

yetişkin öğrenebilirsin böylece pratikte dili pratik yapabilirsin dili

practice the language in the

practice the language in the same way that a native speaker

pratikte dili anadili İngilizce olan birinin

same way that a native speaker

anadili İngilizce olan birinin yaptığı gibi

same way that a native speaker would and you can develop

aynı şekilde anadili İngilizce olan birinin yapacağı ve senin

would and you can develop

would and you can develop fluency that way as well so when

geliştireceğin ve geliştirebileceğin şekilde

akıcılığı o şekilde de geliştirebilirsin yani ne zaman

fluency that way as well so when

fluency that way as well so when i'm looking at that I began

akıcılık bu şekilde de yani ne zaman

akıcılık o şekilde de yani ben buna baktığımda başladım

i'm looking at that I began

i'm looking at that I began thinking okay the things that

baktım ki başladım baktım bakıyorum buna

başladım iyi düşünmek

thinking okay the things that

thinking okay the things that you're learning in school are

iyi düşünmek iyi düşünmek iyi düşünmek okulda öğrendiğin

şeyler okulda

you're learning in school are

öğreniyorsun

you're learning in school are typically preparing you to pass

okulda öğreniyorsun tipik olarak seni geçmeye hazırlıyor

typically preparing you to pass

typically preparing you to pass tests and this was particularly

tipik olarak seni geçmeye hazırlıyor

tipik olarak seni hazırlıyor testleri geçmek ve bu özellikle

tests and this was particularly

tests and this was particularly true it's still very true in

testlerdi ve bu özellikle

testlerdi ve bu özellikle doğruydu hala çok doğru doğru hala

true it's still very true in

true it's still very true in Japan people are not really

çok doğru gerçekten

hala çok doğru Japonya'da insanlar gerçekten

Japan people are not really

Japan people are not really focused in Japanese schools

Japonya değil insanlar gerçekten

Japonya değil insanlar gerçekten odaklanmış değil Japon okullarında

focused in Japanese schools

focused in Japanese schools about how we can help students

odaklanan Japon okullarında öğrencilere nasıl yardımcı olabileceğimiz hakkında

about how we can help students

about how we can help students actually speak this is about how

öğrencilere nasıl yardımcı olabileceğimiz hakkında

öğrencilerin gerçekten konuşmalarına nasıl yardımcı olabileceğimiz hakkında bu gerçekten

actually speak this is about how

actually speak this is about how do we get them into high school

nasıl konuşacağımızla ilgili

bu gerçekten nasıl konuşacağımızla ilgili onları liseye mi alıyoruz

do we get them into high school

do we get them into high school or into college or just to pass

onları

liseye mi alıyoruz onları liseye mi koleje mi sokuyoruz yoksa sadece geçmek için mi

or into college or just to pass

or into college or just to pass the toefl exam or something that

koleje girmek için mi sadece geçmek için mi

koleje girmek için mi yoksa sadece toefl sınavını geçmek için mi yoksa

the toefl exam or something that

the toefl exam or something that they can use to go to a

toefl sınavının yaptığı bir şey

toefl sınavı ya da başka bir ülkeye gitmek için kullanabilecekleri bir şey

they can use to go to a

they can use to go to a different country so back when I

different country so back when I

different country so back when I was in high school I remember we

Hatırlıyorum lisedeydik Hatırlıyorum lisedeydik

was in high school I remember we

was in high school I remember we had exchange students from Japan

Hatırlıyorum Japonya'dan değişim öğrencimiz vardı

had exchange students from Japan

had exchange students from Japan and I guess they were able to

Japonya'dan değişim öğrencimiz vardı

Japonya'dan değişim öğrencimiz vardı ve sanırım yapabildiler ve sanırım

and I guess they were able to

and I guess they were able to pass some kind of test in order

yapabildiler

ve sanırım onlar Amerika'ya gelmek için bir çeşit sınavdan geçebildiler

pass some kind of test in order

pass some kind of test in order to come to America but none of

ama hiçbiri

to come to America but none of

to come to America but none of them could really speak very

Amerika'ya gelemedi ama hiçbiri

Amerika'ya gelemedi ama hiçbiri gerçekten çok konuşamadı.

them could really speak very

them could really speak very well and so this was kind of a

gerçekten çok konuşabiliyorlardı gerçekten

çok iyi konuşabiliyorlardı ve bu bir tür kuyuydu ve bu bir

well and so this was kind of a

well and so this was kind of a typical thing maybe one or two

tür

kuyuydu ve bu bir tür tipik bir şeydi belki bir veya iki

typical thing maybe one or two

typical thing maybe one or two of them could speak but everyone

tipik şey belki bir veya iki

tipik şey belki bir veya ikisi konuşabiliyordu ama herkes

of them could speak but everyone

konuşabiliyordu ama herkes

of them could speak but everyone else is still quite shy and

konuşabiliyordu ama diğer herkes hala oldukça utangaç ve diğerleri

else is still quite shy and

hala oldukça utangaç ve

else is still quite shy and didn't actually want to

başkaları hala oldukça utangaç ve aslında istemedi

didn't actually want to

didn't actually want to communicate and this wasn't just

aslında istemedi

aslında iletişim kurmak istemiyordu ve bu sadece

communicate and this wasn't just

communicate and this wasn't just Japanese students as students

iletişim değildi ve bu sadece

iletişim değildi ve bu sadece öğrenci olarak Japon öğrenciler değildi Öğrenci olarak

Japanese students as students

Japanese students as students from many different countries

Japon öğrenciler

Japon öğrenciler birçok farklı ülkeden birçok farklı ülkeden

from many different countries

from many different countries but people I've met that again

birçok farklı ülkeden öğrenci olarak ülkeler ama yine tanıştığım insanlar

but people I've met that again

ama yine tanıştığım insanlar

but people I've met that again you can easily tell how they

ama yine tanıştığım insanlar nasıl kolayca anlayabilirsiniz nasıl

you can easily tell how they

you can easily tell how they learn no matter what country

kolayca anlatabilirsiniz nasıl

kolayca anlatabilirsiniz hangi ülke olursa olsun nasıl

learn no matter what country

learn no matter what country they're from her for our how old

öğrendiklerini hiç farketmez hangi ülke olursa olsun

öğren hangi ülke olursa olsun ondan bizim için kaç yaşında

they're from her for our how old

oldukları ondan bizim

they're from her for our how old they are just by the way that

kaç yaşında oldukları bizim için kaç yaşında

they are just by the way that

they are just by the way that they speak so you can tell how

oldukları sadece bu arada

onlar bu arada nasıl konuştuklarını anlayabilirsiniz böylece nasıl

they speak so you can tell how

they speak so you can tell how this person actually practices

konuştuklarını anlayabilirsiniz böylece bu kişinin gerçekte nasıl

this person actually practices

this person actually practices the way native speakers doing

uyguladığını söyleyebilirsiniz

the way native speakers doing

the way native speakers doing this is why they sound like a

anadili İngilizce olanların bunu yapma şekli bu yüzden kulağa a gibi geliyor bu

this is why they sound like a

yüzden a gibi geliyor bu

this is why they sound like a native English speaker so when I

yüzden anadili İngilizce olan biri gibi geliyor yani ben

native English speaker so when I

native English speaker so when I began thinking about that you're

anadili İngilizce olduğumda yani

anadili İngilizce olduğumda yani senin hakkında düşünmeye başladığımda bir

began thinking about that you're

began thinking about that you're learning the rules of a language

dilin kurallarını öğrendiğini düşünmeye başladığını düşünmeye başladın

learning the rules of a language

learning the rules of a language or the grammar rules or certain

or the grammar rules or certain

or the grammar rules or certain vocabulary words just so you can

kelime dağarcığı kelimeleri sadece böylece anlayabiliyorsun kelime kelimeleri sadece böylece

vocabulary words just so you can

vocabulary words just so you can pass tests so clearly there's

testleri geçebilesin diye o kadar net ki

pass tests so clearly there's

pass tests so clearly there's not only a difference in the way

geçme testleri var o kadar net ki

geçme testleri var o kadar net ki sadece şekilde bir fark yok sadece

not only a difference in the way

not only a difference in the way that you're learning versus like

şekilde bir fark değil

sadece bir şekilde değil öğrenme şeklin ile kendi öğrendiğin gibi ve

that you're learning versus like

that you're learning versus like classroom and then what real

öğrendiğin gibi ile sınıf gibi ve sonra hangi gerçek

classroom and then what real

sınıf ve sonra hangi gerçek

classroom and then what real life is like but also the

sınıf ve sonra gerçek hayatın nasıl olduğu ama aynı zamanda

life is like but also the

life is like but also the different skills that you're

hayatın nasıl olduğu arasındaki fark aynı zamanda

hayat da öyle ama aynı zamanda farklı beceriler, farklısın,

different skills that you're

different skills that you're developing are much different

farklısın, farklısın, geliştirmekte olduğun beceriler çok farklı gelişiyor,

developing are much different

developing are much different now if you think about what

çok farklı

gelişiyor, şimdi ne hakkında düşünürsen,

now if you think about what

şimdi ne hakkında düşünürsen, çok farklı gelişiyor

now if you think about what language learning is it's

Şimdi, dil öğrenmenin ne olduğunu düşünürseniz, bu dil

language learning is it's

language learning is it's actually the same thing as

öğrenmedir,

dil öğrenmek aslında aynı şey ile

actually the same thing as

aslında aynı şey ile

actually the same thing as developing a habit like being

aslında aynı şey, bir alışkanlık

developing a habit like being

geliştirmek gibi bir alışkanlık

developing a habit like being able to play a sport or an

geliştirmek gibi bir alışkanlık geliştirmek gibi bir şey yapabilmek gibi bir spor

able to play a sport or an

able to play a sport or an instrument properly so if you

yapmak veya bir sporu yapabilmek veya bir

sporu veya bir enstrümanı düzgün çalabilmek

instrument properly so if you

instrument properly so if you have something like a book that

have something like a book that

have something like a book that you're going to look at i'm

bakacağın kitap

you're going to look at i'm

you're going to look at i'm going to learn you know a

bakacaksın ben

bakacaksın öğreneceğim biliyorsun a

going to learn you know a

going to learn you know a martial art or an instrument or

öğreneceksin biliyorsun a

öğreneceksin biliyorsun a dövüş sanatı ya da bir enstrüman ya da

martial art or an instrument or

martial art or an instrument or a sport by looking at a book i'm

dövüş sanatı ya da bir enstrüman ya da

dövüş sanatı ya da bir enstrüman ya da bir spor bir kitaba bakarak bir sporum bir

a sport by looking at a book i'm

a sport by looking at a book i'm going to understand it in an

kitaba

bakarak bir sporum bir kitaba bakarak yapacağım anla, anla, anla, anla, mantıklı bir şekilde, tamam,

going to understand it in an

going to understand it in an intellectual way logically I ok

intellectual way logically I ok

intellectual way logically I ok if i want to shoot a basketball

entelektüel, mantıklı, tamam,

entelektüel, mantıklı, tamam, eğer basketbol oynamak istiyorsam, basketbol oynamak

if i want to shoot a basketball

if i want to shoot a basketball I need to have my hands that

istiyorsam, basketbol oynamak istiyorsam, şut

atmak istiyorsam bir basketbol ellerime ihtiyacım var ellerime ihtiyacım var ellerime

I need to have my hands that

I need to have my hands that it's 35 degree angle and shoot

ihtiyacım var 35 derecelik açıyla şut

it's 35 degree angle and shoot

it's 35 degree angle and shoot my wrist and and I can explain

35 derecelik açıyla şut

35 derecelik açıyla şut ve bileğime şut ve ve

my wrist and and I can explain

bileğimi açıklayabilirim ve ve

my wrist and and I can explain how to do all that but when i go

bileğimi açıklayabilirim ve ve bunların hepsini nasıl yapacağımı açıklayabilirim ama gittiğimde

how to do all that but when i go

how to do all that but when i go to an actual basketball court

tüm bunları nasıl yapacağım ama gittiğimde

tüm bunları nasıl yapacağım ama gerçek bir basketbol sahasına gittiğimde

to an actual basketball court

gerçek bir basketbol sahasına

to an actual basketball court you have to train yourself you

gerçek bir basketbol sahası kendinizi eğitmeniz gerekir kendinizi

you have to train yourself you

eğitmeniz gerekir

you have to train yourself you and this is the the whole idea

kendinizi eğitmeniz gerekir ve tüm fikir bu ve

and this is the the whole idea

and this is the the whole idea about training something just

tüm fikir

bu ve bir

about training something just

about training something just means to develop a habit of

şeyi eğitmekle ilgili tüm fikir bu sadece

bir şeyi eğitmek, bir alışkanlık geliştirmek,

means to develop a habit of

means to develop a habit of doing something so that you can

bir alışkanlık geliştirmek, bir şeyi

yapma alışkanlığı geliştirmek anlamına gelir, böylece bir şeyi yapabilmek için bir şeyi yapabilmek, böylece onu

doing something so that you can

doing something so that you can do it automatically

otomatik olarak yapabilmek, otomatik olarak

do it automatically

yapmak,

do it automatically now this is exactly what the

otomatik olarak yapmak şimdi bu tam olarak ne

now this is exactly what the

now this is exactly what the kids at the park we're doing

şimdi bu tam olarak ne

şimdi bu tam olarak ne parkta çocuklar yapıyoruz

kids at the park we're doing

kids at the park we're doing with their parents and they're

parkta çocuklar yapıyoruz biz

parkta çocuklar yapıyoruz ebeveynleri ile birlikte yapıyoruz ve onlar da

with their parents and they're

beraberler ebeveynleri ve onlar ebeveynleriyle birlikteler ve

with their parents and they're sitting with their you know

tanıdıklarıyla oturuyorlar

sitting with their you know

sitting with their you know their their mom or their dad

tanıdıklarıyla oturuyorlar

tanıdıklarıyla oturuyorlar anneleri ya da babaları onların

their their mom or their dad

annesi ya da babası

their their mom or their dad they're playing with them and

onların annesi ya da babası oynuyorlar onlarla

they're playing with them and

they're playing with them and their parents are explaining

their parents are explaining

oynuyorlar ve

onlarla oynuyorlar ve ebeveynleri açıklıyor

ebeveynleri açıklıyor

their parents are explaining things like oh look a bird or

ebeveynleri ah kuşa bak ya da

things like oh look a bird or

things like oh look a bird or it's a dog or a cat or something

ah kuşa bak gibi

şeyler ya da ah kuşa bak ya da bu bir köpek ya da kedi ya da başka bir şey

it's a dog or a cat or something

it's a dog or a cat or something else at the park and then they

bu bir köpek ya da kedi ya da başka bir şey

bu bir köpek ya da kedi ya da başka bir şey

else at the park and then they

else at the park and then they would have very simple grammar

parkta ve sonra onlar parkta ve sonra

onlar parkta ve o zaman çok basit gramerleri olur

would have very simple grammar

çok basit dilbilgisi olurdu çok

would have very simple grammar structures and they would use

basit dilbilgisi yapıları olurdu ve

structures and they would use

structures and they would use those over and over again and

yapıları kullanırlardı ve

yapıları kullanırlardı ve

those over and over again and

those over and over again and then the child would copy that

bunları tekrar tekrar kullanırlardı ve

bunları tekrar tekrar kullanırlardı ve sonra çocuk bunu kopyalardı

then the child would copy that

then the child would copy that because their understanding not

çocuk bunu kopyalar

sonra çocuk bunu kopyalar çünkü anlıyorlar çünkü anlıyorlar çünkü anlıyorlar çünkü

because their understanding not

because their understanding not the grammar rule but their

dilbilgisi kuralını değil

the grammar rule but their

the grammar rule but their understanding kind of what the

dilbilgisi kuralını anlıyorlar ama

dilbilgisi kuralını anlıyorlar ama anlayışları ne tür anlayışlar ne tür anlayışlar

understanding kind of what the

understanding kind of what the parent is trying to communicate

ebeveynin iletmeye çalıştığı şeyin ebeveyn iletmeye çalıştığı şey

parent is trying to communicate

parent is trying to communicate so they're not thinking about

ebeveyn iletmeye çalışıyor

ebeveyn iletişim kurmaya çalışıyor bu yüzden düşünmüyorlar yani düşünmüyorlar bu yüzden

so they're not thinking about

so they're not thinking about like okay there is a rule for

düşünmüyorlar gibi tamam tamam için bir kural var tamam

like okay there is a rule for

like okay there is a rule for this they're just saying all

var tamam gibi için bir kural var bunun için

bir kural var sadece tüm

this they're just saying all

this they're just saying all this this pattern

bunları söylüyorlar sadece tüm

bunları söylüyorlar tüm bunları bu kalıp bu bu

this this pattern

kalıp

this this pattern produces this kind of idea or

bu bu kalıp bu tür bir fikir üretiyor veya

produces this kind of idea or

produces this kind of idea or makes this that kind of

bu tür bir fikir üretiyor fikir veya

bu tür bir fikir üretir veya bunu yapar bu tür

makes this that kind of

makes this that kind of represents a particular thing

yapar bunu şu tür

yapar bu tür belirli bir şeyi temsil eder belirli bir şeyi

represents a particular thing

represents a particular thing that I want to say so we set of

temsil eder

belirli bir şeyi temsil eder söylemek istediğim bu yüzden şunu ayarlamak istiyorum şunu

that I want to say so we set of

that I want to say so we set of words is a particular meaning

söylemek istiyorum biz

bunu söylemek istiyorum, yani biz kelimeler kümesi belirli bir anlamdır

words is a particular meaning

words is a particular meaning and that's what they're

sözcükler belirli bir anlamdır

sözcükler belirli bir anlamdır ve onlar budur ve onlar budur ve işte bunu

and that's what they're

and that's what they're connecting they're not thinking

birbirine bağlamaktadırlar onlar değil

connecting they're not thinking

connecting they're not thinking about rules they're just

bağlamayı düşünüyorlar bağlamayı düşünmüyorlar

kuralları düşünmüyorlar sadece

about rules they're just

about rules they're just thinking about what words can i

kurallarla ilgili onlar sadece

kurallarla ilgili sadece hangi kelimeleri kullanabileceğimi düşünüyorlar hangi

thinking about what words can i

thinking about what words can i use or what words are other

kelimeleri kullanabileceğimi

düşünüyorum hangi kelimeleri kullanabilirim hakkında düşünüyorum ya da hangi kelimeler başka bir

use or what words are other

use or what words are other people using that i can express

işe yarar ya da hangi kelimeler başka bir işe yarar

ya da başkaları hangi kelimeleri kullanır ki insanları şunu kullanarak ifade edebilirim insanları bununla ifade edebilirim

people using that i can express

people using that i can express and make my meaning understood

ifade edip

and make my meaning understood

anlamımı anlatabilirim ve anlamımı anlatıp

and make my meaning understood so if you're thinking about the

anlamımı anlatabilirim öyleyse eğer farklı alışkanlıklar hakkında düşünüyorsanız o

so if you're thinking about the

so if you're thinking about the the different habits that you

zaman farklı alışkanlıklar sizin

the different habits that you

the different habits that you develop the habits that you

farklı alışkanlıklarınız o

farklı alışkanlıklar geliştirdiğiniz alışkanlıklar

develop the habits that you

develop the habits that you develop in school are how can i

geliştirdiğiniz alışkanlıklar geliştirdiğiniz

okulda geliştirdiğiniz alışkanlıklar okulda nasıl geliştirebilirim

develop in school are how can i

develop in school are how can i study vocabulary how can i

okulda nasıl geliştirebilirim kelime bilgisi nasıl çalışabilirim kelime bilgisi nasıl

study vocabulary how can i

study vocabulary how can i memorize things and how can i

çalışabilirim

nasıl ezberleyebilirim ve nasıl

memorize things and how can i

memorize things and how can i memorized grammar points and I'm

ezberleyebilirim ve nasıl kelime çalışabilirim bir

şeyleri ezberleyebilir miyim ve nasıl ezberleyebilirim

memorized grammar points and I'm

memorized grammar points and I'm doing that just so I can pass a

dilbilgisi noktalarını ezberledim ve

dilbilgisi noktalarını ezberledim ve bunu sırf

doing that just so I can pass a

doing that just so I can pass a particular test now you might

şunu yaparak geçebilmek için yapıyorum ki sırf bunu yaparak geçebileyim diye belirli bir testi geçebilirsin şimdi

particular test now you might

particular test now you might have some kind of speaking

belirli bir testi geçebilirsin şimdi belirli bir

testi yapabilirsin şimdi belirli bir testi yapabilirsin bir tür konuşma

have some kind of speaking

have some kind of speaking component in the classroom if

yapabilirsin bir tür konuşma yapabilirsin sınıfta

bir tür konuşma bileşenine sahipsin eğer

component in the classroom if

component in the classroom if you're lucky a lot of students

sınıfta bileşen varsa

sınıfta bileşen ise eğer ' birçok öğrenci şanslısınız birçok

you're lucky a lot of students

you're lucky a lot of students don't and this is typically

öğrenci şanslısınız

birçok öğrenci şanslı değil ve bu genellikle

don't and this is typically

olmaz ve bu genellikle

don't and this is typically because you've got 30 students

olmaz ve bu genellikle 30 öğrenciniz olduğu için olur

because you've got 30 students

because you've got 30 students in a classroom and you know you

çünkü 30 öğrenciniz var

çünkü bir sınıfta 30 öğrenciniz var ve kendinizi

in a classroom and you know you

in a classroom and you know you just don't have the time for

bir sınıfta tanıyorsunuz ve kendinizi

bir sınıfta tanıyorsunuz ve biliyorsunuz ki zamanınız yok çünkü

just don't have the time for

just don't have the time for everybody to speak if you have a

sadece zamanınız yok çünkü

herkesin konuşacak vakti yok, eğer konuşacak bir herkes varsa,

everybody to speak if you have a

everybody to speak if you have a small group maybe three or four

konuşacak bir herkes varsa, küçük bir grubun varsa belki üç veya dört

small group maybe three or four

small group maybe three or four people in donna an adult

küçük grup belki üç veya dört

küçük grup belki üç veya dört kişi donna bir

people in donna an adult

people in donna an adult conversation class it becomes

yetişkin, donna'da bir yetişkin,

donna'da bir yetişkin, bir yetişkin konuşma sınıfı,

conversation class it becomes

conversation class it becomes much easier to do that but in

konuşma sınıfı haline gelir,

konuşma sınıfı haline gelir, bunu yapmak çok daha kolay hale gelir, ancak bunu

much easier to do that but in

much easier to do that but in typical language learning

yapmak çok daha kolay, ancak

bunu yapmak çok daha kolay, ancak tipik dil öğreniminde

typical language learning

typical language learning classrooms especially for young

tipik dil öğrenimi

tipik dil öğrenme sınıfları özellikle genç

classrooms especially for young

classrooms especially for young children they're learning just

sınıflar için özellikle genç

sınıflar için özellikle küçük çocuklar için sadece

children they're learning just

çocukları öğreniyorlar sadece

children they're learning just the language so that they can

the language so that they can

çocukları öğreniyorlar sadece dili öğrenebilmek için

dili öğreniyorlar ki dili anlayabilsinler

the language so that they can pass tests so if you think about

testleri geçebilirler, bu yüzden

pass tests so if you think about

pass tests so if you think about the habits they're developing in

geçme testleri hakkında düşünürseniz, yani

geçme testleri hakkında düşünürseniz, geliştirdikleri alışkanlıkları düşünürseniz, geliştirdikleri alışkanlıklar

the habits they're developing in

the habits they're developing in that situation they've got the

içinde geliştirdikleri

alışkanlıklar, bu durumda geliştirdikleri alışkanlıklar

that situation they've got the

that situation they've got the habit of learning to translate

o duruma sahipler o duruma sahipler o

duruma sahipler tercüme etmeyi öğrenme alışkanlığına sahipler

habit of learning to translate

tercüme etmeyi öğrenme alışkanlığı kafalarında

habit of learning to translate in their head because they're

tercüme etmeyi öğrenme alışkanlığı çünkü

in their head because they're

in their head because they're typically learning things in

kafalarının içindeler çünkü

kafalarının içindeler çünkü onlar tipik olarak bir şeyler öğreniyorlar,

typically learning things in

typically learning things in their native language through

tipik olarak bir şeyler öğreniyorlar,

tipik olarak bir şeyleri ana dillerinde, ana

their native language through

their native language through english they're learning rules

dilleri aracılığıyla, ana dilleri aracılığıyla öğreniyorlar, İngilizce kurallarını öğreniyorlar, İngilizce

english they're learning rules

kurallarını öğreniyorlar,

english they're learning rules as opposed to learning how to

nasıl yapılacağını öğrenmek yerine kuralları öğreniyorlar

as opposed to learning how to

as opposed to learning how to use those rules automatically

nasıl yapılacağını öğrenmek yerine

bu kuralları otomatik olarak kullan

use those rules automatically

use those rules automatically and correctly when they speak

o kuralları otomatik olarak kullan

konuştuklarında otomatik ve doğru kullan ve

and correctly when they speak

konuştuklarında doğru

and correctly when they speak their learning how to memorize

ve doğru konuştuklarında ezberlemeyi öğrenme ezberlemeyi öğrenme

their learning how to memorize

their learning how to memorize vocabulary words for tests and

testler için kelime kelimelerini ve

vocabulary words for tests and

vocabulary words for tests and really that's about it

sınavlar için kelime kelimelerini ve

testler için kelime kelimelerini ezberlemeyi öğrenmek ve gerçekten bununla ilgili gerçekten bununla ilgili gerçekten bununla ilgili bu yüzden

really that's about it

really that's about it so this is why students in a

a'daki öğrenciler bu yüzden a'daki

so this is why students in a

so this is why students in a typical classroom environment

öğrenciler bu yüzden tipik bir sınıf ortamında tipik sınıf ortamı

typical classroom environment

typical classroom environment they become good readers and

tipik sınıf ortamı iyi okuyucular olurlar ve

they become good readers and

they become good readers and writers of the language but they

iyi okuyucular olurlar ve dilin

iyi okuyucuları ve yazarları olurlar ama dilin yazarları

writers of the language but they

ama dilin

writers of the language but they really have a hard time

really have a hard time

yazarları ama gerçekten zor zamanlar geçirirler

gerçekten zor zamanlar geçirmek

really have a hard time understanding native speakers so

gerçekten zor zamanlar geçirmek ana dili İngilizce olan kişileri anlamak bu yüzden

understanding native speakers so

understanding native speakers so they developed the habit of

anadili İngilizce olanları anlamak bu yüzden anadili İngilizce olan kişileri anlamak için bir alışkanlık geliştirdiler net

they developed the habit of

they developed the habit of understanding clear smooth

pürüzsüz anlama net pürüzsüz

understanding clear smooth

understanding clear smooth simple english and this is why

anlama net pürüzsüz

basit ingilizce anlama alışkanlığı geliştirdiler ve bu neden

simple english and this is why

simple english and this is why if you're watching this video

basit ingilizce ve bu yüzden

basit ingilizce ve bu yüzden bu videoyu izliyorsanız

if you're watching this video

bu

if you're watching this video lot of people watch this

lot of people watch this

videoyu izliyorsanız bu videoyu izliyorsanız birçok insan bu kadar çok

insan bu kadar

lot of people watch this particular series and they think

çok insan bunu izliyorsa dizi ve

particular series and they think

particular series and they think wow druid speaking quite quickly

belirli diziyi düşünüyorlar ve

belirli diziyi düşünüyorlar ve düşünüyorlar vay druid oldukça hızlı konuşuyor vay

wow druid speaking quite quickly

wow druid speaking quite quickly i'm speaking actually a little

druid oldukça hızlı konuşuyor vay

druid oldukça hızlı konuşuyorum aslında

i'm speaking actually a little

i'm speaking actually a little bit more slowly and clearly in

biraz konuşuyorum aslında biraz

konuşuyorum aslında biraz biraz daha yavaş ve net bir şekilde

bit more slowly and clearly in

biraz daha yavaş ve net olarak

bit more slowly and clearly in this particular video but in

biraz daha yavaş ve net olarak bu belirli videoda ama

this particular video but in

bu belirli videoda ancak bu özel videoda ancak

this particular video but in general in the advanced

general in the advanced

genel olarak ileri düzeyde genelde

ileri düzeyde

general in the advanced listening practice series i'm

genelde ileri düzey dinleme alıştırmaları serisinde i' m

listening practice series i'm

listening practice series i'm speaking a bit faster but people

dinleme pratiği serisi ben

dinleme pratiği serisi biraz daha hızlı konuşuyorum ama insanlar

speaking a bit faster but people

speaking a bit faster but people are really happy that they can

biraz daha hızlı konuşuyor ama insanlar

biraz daha hızlı konuşuyor ama insanlar gerçekten yapabildikleri için

are really happy that they can

are really happy that they can understand my voice but i'm

mutlular gerçekten yapabildikleri için çok

mutlular anlayabildikleri için gerçekten çok mutlular anlayabildikleri için sesim ama

understand my voice but i'm

understand my voice but i'm speaking clearly in the same way

sesimi anlıyorum ama

sesimi anlıyorum ama aynı şekilde net konuşuyorum aynı şekilde

speaking clearly in the same way

speaking clearly in the same way that you might listen to just a

net

konuşuyorum aynı şekilde net konuşuyorum

that you might listen to just a

that you might listen to just a fast version of a listening

dinleyebileceğin şekilde ve dinleyebileceğin şekilde sadece bir

dinleme

fast version of a listening

fast version of a listening practice CD or listening

alıştırması CD'sinin veya dinleme

practice CD or listening

alıştırması CD'sinin veya dinleme

practice CD or listening practice exercise now the

alıştırması CD'sinin veya dinleme alıştırması alıştırmasının şimdi

practice exercise now the

practice exercise now the problem is that you've been

alıştırma alıştırması şimdi

alıştırma alıştırması şimdi problemin hızlı dinleme sürümünün hızlı bir versiyonunu dinleyebileceğinizi sorun oldun,

problem is that you've been

problem is that you've been trained to understand that and

sorun oldun, bunu anlamak için eğitildin ve

trained to understand that and

bunu anlamak için eğitildin ve

trained to understand that and so that's one speaking in this

bunu anlamak için eğitildin ve bu yüzden bunda konuşan biri var yani

so that's one speaking in this

so that's one speaking in this particular way but

bunda konuşan biri var

yani bunda konuşan biri var bu özel şekilde ama

particular way but

particular way but when people get out of the

belirli bir şekilde ama

belirli bir şekilde ama insanlar İngilizce dersinden çıktıklarında

when people get out of the

when people get out of the English lesson they get off of

İngilizce dersinden çıktıklarında

English lesson they get off of

English lesson they get off of youtube and they start getting

İngilizce dersinden inerler

İngilizce dersinden çıkarlar youtube'dan çıkarlar ve onlar youtube'u kullanmaya başlarlar

youtube and they start getting

youtube and they start getting into the real world that's when

ve youtube'u almaya başlarlar ve

gerçek dünyaya girmeye başlarlar, işte o zaman

into the real world that's when

into the real world that's when they notice a big difference

gerçek dünyaya girerler, işte o zaman

gerçek dünyaya girdiklerinde büyük bir fark fark

they notice a big difference

they notice a big difference between the way people speak not

ederler, büyük bir fark fark ederler, insanların konuşma biçimleri arasında

büyük bir fark fark ederler.

between the way people speak not

between the way people speak not only is the speech faster but

insanların konuşma tarzları arasında değil insanların konuşma tarzları arasında değil

sadece konuşma daha hızlı değil

only is the speech faster but

sadece konuşma daha hızlı ama sadece

only is the speech faster but it's got more slang and

konuşma daha hızlı ama daha fazla argo var ve

it's got more slang and

it's got more slang and vocabulary words they're just

daha fazla argo var ve

daha fazla argo ve kelime dağarcığı var onlar' sadece

vocabulary words they're just

vocabulary words they're just not things that you would learn

kelime kelimeleri onlar sadece

kelime kelimeleri onlar sadece öğreneceğiniz şeyler değiller öğreneceğiniz şeyler değil

not things that you would learn

not things that you would learn in a typical classroom so this

tipik bir sınıfta öğreneceğiniz şeyler değil yani bu

in a typical classroom so this

in a typical classroom so this is kind of the street english or

tipik bir sınıfta yani bu

tipik bir sınıfta yani bu bir tür sokak ingilizcesi veya bir

is kind of the street english or

is kind of the street english or the everyday casual spoken

tür sokak ingilizcesi veya bir

tür sokak ingilizcesi veya gündelik gündelik konuşma

the everyday casual spoken

the everyday casual spoken english versus the written

gündelik gündelik konuşma

günlük gündelik konuşma ingilizcesine karşı yazılı

english versus the written

english versus the written language that's a bit more

ingilizceye karşı yazılı

ingilizceye karşı yazılı dile karşı bu biraz daha fazla

language that's a bit more

language that's a bit more formal and proper and also

bu biraz daha

dil biraz daha resmi ve düzgün ve aynı zamanda resmi ve

formal and proper and also

formal and proper and also pronounced more clearly in

uygun ve aynı zamanda resmi ve

uygun ve aynı zamanda daha net

pronounced more clearly in

pronounced more clearly in addition to that you've also got

telaffuz daha net telaffuz daha net telaffuz

daha net buna ek olarak

addition to that you've also got

addition to that you've also got lots of different accents so

buna ekiniz de var sen' Buna ek olarak,

birçok farklı aksanınız var, bu yüzden

lots of different accents so

lots of different accents so people from maybe the northern

birçok farklı aksanınız var, bu yüzden

birçok farklı aksan bu yüzden belki kuzey

people from maybe the northern

people from maybe the northern part of america speak

insanlarından belki kuzey

insanlarından belki de Amerika'nın kuzey kesiminden gelen insanlar

part of america speak

part of america speak differently from people in the

Amerika'nın bir bölümünü konuşurlar, kısmen konuşurlar.

amerika'daki insanlardan farklı olarak

differently from people in the

differently from people in the south and they also use

south and they also use

güneydeki insanlardan farklı olarak konuşuyorlar ve ayrıca

güneyi kullanıyorlar ve ayrıca güneyi kullanıyorlar ve ayrıca

south and they also use different vocabulary and even

farklı kelime dağarcığı ve hatta

different vocabulary and even

different vocabulary and even native speakers when we get

farklı kelime dağarcığı ve hatta

farklı kelime dağarcığı ve hatta anadili İngilizce olan kişiler kullanıyorlar

native speakers when we get

native speakers when we get together we have maybe a hard

anadili İngilizce olanlara geldiğimizde bir

araya geldiğimizde belki birlikte zor bir zamanımız var

together we have maybe a hard

together we have maybe a hard time understanding other people

belki

birlikte zor bir zamanımız var belki diğer

time understanding other people

insanları anlamakta zorlanıyoruz zaman diğer insanları anlamak

time understanding other people if we're not used to their

zaman diğer insanları anlamak alışkın değilsek onların

if we're not used to their

if we're not used to their accents or the the slang or the

eğer biz Onların

aksanlarına veya argolarına veya

accents or the the slang or the

aksanlarına veya argolarına veya

accents or the the slang or the other words that they're using

other words that they're using

aksanlarına veya kullandıkları argo veya diğer kelimelere alışkın değilsek onların

kullandıkları diğer kelimelere alışkın değiliz.

other words that they're using to describe something so even

bir şeyi tarif etmek için kullandıkları kelimeler hatta bir şeyi tarif

to describe something so even

to describe something so even when i meet native speakers from

etmek için hatta bir

şeyi tarif etmek için yani anadili İngilizce olanlarla

when i meet native speakers from

when i meet native speakers from England or Australia I may hear

tanıştığımda bile anadili İngilizce olanlarla

tanıştığımda İngiltere veya Avustralya'da anadili İngilizce olanlarla tanıştığımda

England or Australia I may hear

England or Australia I may hear a word or phrase and i

İngiltere veya Avustralya'yı duyabilirim

İngiltere'yi veya Avustralya'yı duyabiliyorum Bir kelimeyi veya deyimi ve i

a word or phrase and i

a word or phrase and i understand it from the context

bir kelimeyi veya deyimi ve i

bir kelimeyi veya deyimi duyuyorum ve onu bağlamdan anlıyorum bağlamdan

understand it from the context

understand it from the context of the situation or the context

anlıyorum bunu durumun bağlamından veya

of the situation or the context

of the situation or the context of the sentence but I have to

durumun bağlamından veya bağlamdan anlıyorum cümlenin

durumunun veya bağlamının ama ben zorundayım

of the sentence but I have to

cümlenin ama zorundayım

of the sentence but I have to ask them oh I've never heard

cümlenin ama onlara sormalıyım oh onlara sorduğunu hiç duymadım oh

ask them oh I've never heard

ask them oh I've never heard that word before I didn't know

onlara sorduğunu hiç duymadım oh hiç duymadım o kelimeyi daha önce duymuştum o

that word before I didn't know

kelimeyi daha önce bilmiyordum o kelimeyi daha

that word before I didn't know is that a particular Australian

önce bilmiyordum bilmiyordum belirli bir Avustralyalının belirli bir

is that a particular Australian

is that a particular Australian word or something like that so

Avustralyalının o

belirli bir Avustralyalı kelime veya onun gibi bir şey yani

word or something like that so

kelime veya buna benzer bir şey o kadar

word or something like that so when I'm speaking to people in a

kelime veya bunun gibi bir şey yani insanlarla konuşurken a'da

when I'm speaking to people in a

when I'm speaking to people in a normal everyday sense it's much

insanlarla konuşurken a'da

insanlarla normal günlük anlamda konuştuğumda bu çok

normal everyday sense it's much

normal everyday sense it's much different from the way i speak i

normal günlük anlamda çok

normal gündelik anlamda çok normal konuşma tarzımdan

different from the way i speak i

different from the way i speak i mean i i'm actually you know

farklı konuşma tarzımdan

farklı konuşma tarzımdan farklı yani ben aslında sen bilirsin demek ben

mean i i'm actually you know

mean i i'm actually you know quite clear in general when I'm

aslında sen bilirsin

demek ben aslında sen bilirsin genel olarak oldukça net ne zaman

quite clear in general when I'm

Genel olarak oldukça netim, normal olarak insanlarla normal olarak konuşan insanlarla konuşurken

quite clear in general when I'm speaking with people normally

speaking with people normally

genel olarak oldukça netim ve

speaking with people normally and you can find some of my

genel olarak oldukça netim ve

and you can find some of my

and you can find some of my master English conversation

benim bazılarını bulabilirsiniz

ve bazılarını bulabilirsiniz. İngilizce konuşma ustam

master English conversation

master English conversation videos here on YouTube where I'm

videos here on YouTube where I'm

videos here on YouTube where I'm just talking to people normally

just talking to people normally

just talking to people normally like I regularly do but i'm

düzenli olarak yaptığım gibi ama

like I regularly do but i'm

like I regularly do but i'm still may be trying to be a bit

düzenli olarak yaptığım gibiyim ama

düzenli olarak yaptığım gibiyim ama hala biraz olmaya çalışıyor olabilirim hala

still may be trying to be a bit

still may be trying to be a bit more clear so it's easier for me

biraz olmaya çalışıyor olabilirim

hala biraz daha net olmaya çalışıyor olabilirim bu yüzden benim için

more clear so it's easier for me

more clear so it's easier for me to be understood now again

daha kolay daha net bu yüzden benim için daha kolay daha açık bu yüzden

benim için anlaşılmak daha kolay şimdi tekrar

to be understood now again

anlaşılmak şimdi tekrar

to be understood now again you're taking the habits it's a

anlaşılmak şimdi tekrar anlaşılmak şimdi tekrar alışkanlıkları

you're taking the habits it's a

you're taking the habits it's a different set of habits that

alıyorsunuz bu a alışkanlıkları alıyorsunuz bu a

Alışkanlıkları alıyorsunuz, bu farklı bir alışkanlıklar dizisi,

different set of habits that

different set of habits that you're developing but typically

farklı alışkanlıklar dizisi,

farklı alışkanlıklar dizisi geliştiriyorsunuz, ancak tipik olarak

you're developing but typically

geliştiriyorsunuz, ancak tipik olarak

you're developing but typically the habits that you develop in

geliştiriyorsunuz, ancak tipik olarak, bu alışkanlıklarda geliştirdiğiniz alışkanlıklar.

the habits that you develop in

the habits that you develop in the classroom are actually

sınıfta geliştirdiğiniz alışkanlıklarda geliştirirsiniz aslında

the classroom are actually

the classroom are actually making it worse for you to speak

sınıftır aslında sınıf aslında

konuşmanızı daha da kötüleştirir

making it worse for you to speak

making it worse for you to speak so you're developing specific

konuşmanızı daha kötü hale getirir

konuşmanızı daha kötü hale getirir yani siz belirli bir şekilde gelişiyorsunuz yani

so you're developing specific

siz Spesifik olarak gelişiyorsunuz,

so you're developing specific things that prepare you for a

yani sizi bir şeye hazırlayan belirli şeyler geliştiriyorsunuz, sizi bir şeye

things that prepare you for a

things that prepare you for a test but these habits do not

hazırlayan bir şeye hazırlıyor,

sizi bir sınava hazırlıyor ama bu alışkanlıklar

test but these habits do not

test etmiyor, ancak bu alışkanlıklar

test but these habits do not translate they did not move they

test etmiyor, ancak bu alışkanlıklar tercüme etmiyorlar. hareket ettirdiler

translate they did not move they

tercüme ettiler hareket etmediler

translate they did not move they did not help you become a fluent

tercüme ettiler hareket etmediler akıcı konuşmana yardım

did not help you become a fluent

etmediler akıcı konuşmana yardım

did not help you become a fluent speaker because they're not

etmediler akıcı konuşmana yardım etmediler çünkü

speaker because they're not

speaker because they're not training you to do that thing so

konuşmacı değiller çünkü konuşmacı değiller çünkü onlar seni o şeyi yapman için eğitmiyorum o yüzden

training you to do that thing so

training you to do that thing so it's like if i go to a

seni

o şeyi yapman için eğitiyorum yani seni o şeyi yapman için eğitiyorum yani sanki

it's like if i go to a

it's like if i go to a basketball court and I have like

bir basketbol sahasına gidersem

basketball court and I have like

basketball court and I have like one classroom that's the teaches

basketbol sahası gibi ve benim

basketbol saham var ve benim bir sınıfım var,

one classroom that's the teaches

one classroom that's the teaches me to lay on my back and throw

bir sınıf öğretiyor, bir sınıf öğretiyor,

bir sınıf öğretiyor, bu da bana sırt üstü uzanmayı ve

me to lay on my back and throw

me to lay on my back and throw the ball up in the air it's

beni sırt üstü yatırmayı ve

beni sırt üstü yatırmayı öğretiyor ve topu havaya atın,

the ball up in the air it's

top havada,

the ball up in the air it's great practice if you want to do

top havada, harika bir antrenman, eğer harika bir antrenman yapmak istiyorsanız,

great practice if you want to do

great practice if you want to do that but in a real game that

harika bir antrenman yapmak istiyorsanız, bunu yapmak istiyorsanız ama gerçek bir oyunda o

that but in a real game that

that but in a real game that doesn't happen so that kind of

ama gerçek bir oyunda o o ama

gerçek bir oyunda olmayan yani bu tür bir şey

doesn't happen so that kind of

doesn't happen so that kind of training is actually not

olmaz yani bu tür bir şey olmaz

yani bu tür bir eğitim aslında

training is actually not

training is actually not preparing me it's wasting my

eğitim değil aslında

eğitim değil aslında beni hazırlamıyor beni harcıyor benim

preparing me it's wasting my

preparing me it's wasting my time so I know something

hazırlığımı harcıyor beni

hazırlıyor zamanımı harcıyor bu yüzden bir şey biliyorum

time so I know something

time so I know something people that are really young

people that are really young

zaman yani bir şey biliyorum

zaman yani bir şey biliyorum insanlar gerçekten genç

insanlar gerçekten genç

people that are really young they have to go through

they have to go through

insanlar gerçekten genç gitmeleri gerekiyor içinden geçmek zorundalar,

they have to go through particular English classes until

belirli İngilizce sınıflarından geçmek zorundalar, ta ki

particular English classes until

particular English classes until we release the the programs that

belirli İngilizce sınıflarına kadar,

biz yayınladığımız programları yayınlayana kadar, yayınladığımız programları,

we release the the programs that

we release the the programs that we want to release in the future

gelecekte yayınlamak istediğimiz programları,

we want to release in the future

istediğimiz programları yayınlayana kadar. gelecekte yayınlamak için gelecekte

we want to release in the future that we're working on currently

yayınlamak istiyoruz şu anda üzerinde çalıştığımız şu anda üzerinde çalıştığımız şu anda üzerinde çalıştığımız

that we're working on currently

that we're working on currently maybe we can't solve the entire

belki tamamını çözemeyiz belki

maybe we can't solve the entire

maybe we can't solve the entire world's problems but for the

tamamını çözemeyiz belki

tüm dünyanın sorunlarını çözemeyiz ama

world's problems but for the

world's problems but for the adult learners that can watch

dünyanın sorunları için ama

dünyanın sorunları için ama yetişkin öğrenenler için izleyebilen

adult learners that can watch

adult learners that can watch this video or watch this series

yetişkin öğrenenler için izleyebilen

yetişkin öğrenenler için bu videoyu izleyebilen veya bu diziyi

this video or watch this series

this video or watch this series of videos and you can decide how

bu videoyu izleyebilen veya bu diziyi izleyebilen yetişkin öğrenenler için

video veya bu video dizisini izleyin ve videoların nasıl olacağına karar verebilirsiniz

of videos and you can decide how

of videos and you can decide how you want to learn i just want to

ve

videoların nasıl olacağına karar verebilirsiniz ve nasıl öğrenmek istediğinize karar verebilirsiniz ben sadece siz öğrenmek istiyorum ben

you want to learn i just want to

you want to learn i just want to give you this information so you

sadece istiyorum

siz öğrenmek istiyorum ben sadece istiyorum sana bu bilgiyi ver o yüzden sana

give you this information so you

give you this information so you understand that there really is

bu bilgiyi ver o yüzden

sana bu bilgiyi ver ki gerçekten

understand that there really is

understand that there really is a better way to learn when you

var olduğunu anla gerçekten var olduğunu anla gerçekten

a better way to learn when you

a better way to learn when you stop learning the textbook way

öğrenmenin daha iyi bir yolu olduğunu anla

ders kitabını öğrenmeyi bıraktığınızda öğrenmek için ders kitabını öğrenmeyi bırakın yolu

stop learning the textbook way

öğrenmeyi bırakın

stop learning the textbook way so again we're talking about

ders kitabını öğrenmeyi bırakın yani tekrar bahsediyoruz yani

so again we're talking about

so again we're talking about because fluency is a habit and

tekrar bahsediyoruz çünkü akıcılık bir alışkanlıktır ve

because fluency is a habit and

because fluency is a habit and that's again something you want

çünkü akıcılık bir alışkanlıktır. ve

çünkü akıcılık bir alışkanlıktır ve bu yine istediğin bir şey bu yine

that's again something you want

istediğin bir

that's again something you want to develop so that you can use

to develop so that you can use

şey bu yine geliştirmek istediğin bir şey ki geliştirmek için kullanabilesin ki

to develop so that you can use it automatically the habits that

geliştirmek için kullanabilesin ki otomatik olarak kullandığın alışkanlıkları kullanabilesin bir öğrenci olarak geliştirdiğiniz

it automatically the habits that

it automatically the habits that you develop as a learner in the

alışkanlıklar otomatik

olarak sınıfta öğrenen olarak

you develop as a learner in the

you develop as a learner in the classroom are different from the

geliştirdiğiniz alışkanlıklar sınıfta

öğrenen olarak geliştirdiğiniz alışkanlıklar sınıftan farklı sınıftan

classroom are different from the

classroom are different from the habits that are required from a

farklı

sınıftan gerekli olan alışkanlıklardan farklı akıcı bir

habits that are required from a

habits that are required from a fluent speaker or fluent speech

konuşmacının veya akıcı konuşmanın gerektirdiği bir alışkanlıktan gerekli olan bir alışkanlık akıcı konuşmacı veya akıcı

fluent speaker or fluent speech

konuşma akıcı

fluent speaker or fluent speech so let's talk about what the

konuşmacı veya akıcı konuşma öyleyse hadi ne hakkında konuşalım öyleyse hadi

so let's talk about what the

so let's talk about what the seven fluency habits are so in

ne hakkında

konuşalım öyleyse yedi akıcılık alışkanlığının ne olduğundan bahsedelim yani

seven fluency habits are so in

yedi akıcılık alışkanlığında böyledir

seven fluency habits are so in general we can just think about

yedi akıcılık alışkanlığında öyledir genel olarak sadece genel hakkında düşünebiliriz

general we can just think about

general we can just think about it logically if we begin with

sadece

genel hakkında düşünebiliriz mantıklı olarak onunla başlarsak mantıklı olarak

it logically if we begin with

it logically if we begin with what's actually required to

onunla başlarsak onunla

mantıklı olarak başlarsak aslında gerekli olan

what's actually required to

what's actually required to speak fluently so the first

şey aslında gerekli olan şey

akıcı konuşmak için gerçekten gerekli olan şey bu yüzden ilk

speak fluently so the first

speak fluently so the first thing the first habit you have

akıcı konuşun yani ilk

akıcı konuşun yani ilk şey sahip olduğunuz ilk

thing the first habit you have

thing the first habit you have to have is the ability to

alışkanlık sahip olduğunuz şey

sahip olmanız gereken ilk alışkanlık yetenektir sahip olmak

to have is the ability to

yetenektir sahip olmak yetenektir

to have is the ability to understand native speakers so

ana dili konuşanları anlama yeteneğidir o halde

understand native speakers so

anadili konuşanları anlayın yani ana dili

understand native speakers so the first of the seven habits is

konuşanları anlayın yani yedi alışkanlıktan ilki

the first of the seven habits is

the first of the seven habits is how can I understand what people

yedi alışkanlıktan ilki

yedi alışkanlıktan ilki nasıl anlarım hangi insanları

how can I understand what people

how can I understand what people are saying to me again you might

nasıl anlayabilirim hangi insanları nasıl anlayabilirim

insanların bana ne dediğini tekrar anlayabilirsin

are saying to me again you might

are saying to me again you might be able to understand what I'm

bana tekrar söyleyebilirsin bana

tekrar söyleyebilirsin ne olduğumu

be able to understand what I'm

anlayabilirsin ne anlayabileceğimi

be able to understand what I'm saying in this video but if you

Bu videoda ne dediğimi anlayabiliyorum ama bu

saying in this video but if you

saying in this video but if you have problems understanding

videoda diyorsanız ama

bu videoda diyorsanız ama anlamada sorun yaşıyorsanız anlamada

have problems understanding

have problems understanding native speakers in everyday

sorun yaşıyorsanız anlamada

sorun yaşıyorsanız anadili İngilizce olanlarda her gün anadili İngilizce olanlarda

native speakers in everyday

günlük

native speakers in everyday conversations because maybe

ana dili İngilizce olanlarda günlük konuşmalar çünkü belki

conversations because maybe

sohbetler çünkü belki

conversations because maybe their pronunciation is difficult

konuşmalar çünkü belki telaffuzları zor

their pronunciation is difficult

telaffuzları zor

their pronunciation is difficult or they're speaking too quickly

or they're speaking too quickly

telaffuzları zor veya çok hızlı konuşuyorlar veya çok

hızlı konuşuyorlar

or they're speaking too quickly or the vocabulary they're using

veya çok hızlı konuşuyorlar veya kullandıkları kelime dağarcığı

or the vocabulary they're using

or the vocabulary they're using is just very new to you you've

ya da kullandıkları kelime dağarcığı

ya da kullandıkları kelime dağarcığı sizin için çok yeni siz sadece sizin için

is just very new to you you've

çok yeni siz

is just very new to you you've never heard it before

sadece sizin için çok yeni daha önce hiç duymadınız daha

never heard it before

never heard it before this is one of the habits that

önce hiç duymadınız daha

önce duydum bu alışkanlıklardan biri

this is one of the habits that

this is one of the habits that you have to develop and you can

bu alışkanlıklardan biri

bu geliştirmeniz gereken alışkanlıklardan biri ve

you have to develop and you can

geliştirmeniz gerekebilir ve

you have to develop and you can really only developed by

geliştirmeniz gerekebilir ve gerçekten ancak gerçekten geliştirebilirsiniz

really only developed by

really only developed by listening to native English

sadece tarafından geliştirildi sadece

anadili İngilizce dinleyerek geliştirildi

listening to native English

anadili İngilizceyi dinleyerek

listening to native English speakers and again this is the

ana dili İngilizce olan kişileri dinleyerek ve yine bu

speakers and again this is the

speakers and again this is the same thing native speakers do in

konuşmacılar ve yine bu

konuşmacılar ve yine bu anadili İngilizce olanların

same thing native speakers do in

anadili İngilizce olanların yaptığı aynı şeyi

same thing native speakers do in their own language so anything

anadili İngilizce olanların kendi dillerinde yaptıkları bir şey yani herhangi bir şey

their own language so anything

their own language so anything like that all of the all seven

kendi dilleri yani herhangi bir şey

kendi dilleri yani herhangi bir şey bunun gibi tüm yedisi tüm yedisi tüm

like that all of the all seven

like that all of the all seven habits that we have for being

yedisi gibi tüm yedisi

gibi sahip olduğumuz tüm yedi alışkanlık

habits that we have for being

habits that we have for being able to learn a new language are

bizim alışkanlıklarımız olduğu için

Yeni bir dil öğrenebilmek için sahip olduğumuz alışkanlıklar Yeni bir dil

able to learn a new language are

öğrenebilmek Yeni bir dil

able to learn a new language are the exact same habits that a

öğrenebilmek Yeni bir dil öğrenebilmek için sahip olduğumuz alışkanlıklar

the exact same habits that a

the exact same habits that a native speaker would have so

Anadili İngilizce olan biri ile tamamen aynı alışkanlıklar anadili İngilizce olan kişi sahip olurdu anadili İngilizce olan biri

native speaker would have so

native speaker would have so these are all things that you

these are all things that you

sahip olurdu yani bunların hepsi sizin olan şeylerdir bunların hepsi siz

these are all things that you have for yourself when you're

olan şeylerdir bunların hepsi kendiniz için sahip olduğunuzda kendiniz için sahip olduğunuzda

have for yourself when you're

have for yourself when you're speaking your native language

speaking your native language

kendiniz için sahip olduğunuzda sahip olduğunuz şeylerdir ana dilinizi

konuşuyorsunuz ana dilinizi konuşuyorsunuz

speaking your native language even though you have not yet

ana dilinizi konuşuyorsunuz henüz yapmamış olsanız da

even though you have not yet

even though you have not yet developed them for learning

henüz yapmamış olsanız bile

henüz öğrenmek için geliştirmemiş olsanız bile onları öğrenmek için geliştirdiniz

developed them for learning

developed them for learning English so let's think about the

İngilizce öğrenmek için geliştirdiniz öyleyse bir düşünelim

English so let's think about the

English so let's think about the second thing so i have to

İngilizce öyleyse hadi İngilizceyi düşünelim o halde

ikinci şeyi düşünelim yani

second thing so i have to

second thing so i have to understand what people are

ikinci bir şey yapmalıyım bu yüzden

ikinci bir şey yapmalıyım bu yüzden insanların ne olduğunu anlamalıyım

understand what people are

understand what people are saying that makes sense

insanların ne olduğunu anlamalıyım

insanların ne dediğini anlamam

saying that makes sense

mantıklı bunu söylemem mantıklı

saying that makes sense I have to develop the habit the

mantıklı olduğunu söyleme alışkanlığını geliştirmeliyim

I have to develop the habit the

I have to develop the habit the first fluency habit of

alışkanlığı

geliştirmeliyim alışkanlığını geliştirmeliyim ilk akıcılık alışkanlığı

first fluency habit of

first fluency habit of understanding what people say

ilk akıcılık alışkanlığı

understanding what people say

understanding what people say but now typically like most of

şimdi tipik olarak çoğunu beğeniyorum

but now typically like most of

but now typically like most of the things most of the habits

ama şimdi tipik olarak çoğunu beğeniyorum

ama şimdi tipik olarak çoğu şeyi seviyorum alışkanlıkların çoğunu seviyorum

the things most of the habits

the things most of the habits you need to do they have to do

alışkanlıkların çoğunu yapmanız gereken şeylerin çoğunu yapmak zorundalar yapmaları gerekiyor yapmaları gerekiyor yapmaları gerekiyor yapman gerekiyor mu yapmaları gereken

you need to do they have to do

you need to do they have to do with actually expressing

gerçekten ifade etmekle gerçekten ifade etmekle

with actually expressing

with actually expressing yourself now the first one of

gerçekten ifade etmekle şimdi

yourself now the first one of

yourself now the first one of these is actually just having

kendinizin ilki şimdi

kendinizin ilki şimdi bunlardan ilki aslında sadece bunlara sahip olmak aslında sadece bunlara

these is actually just having

sahip olmak

these is actually just having the confidence to be able to

aslında sadece güvenebilmek için güvenebilmek için güven yapabilmek için güven yapabilmek için özgüven

the confidence to be able to

the confidence to be able to express yourself now even if

şimdi kendini ifade edebilmek şimdi

express yourself now even if

express yourself now even if you're making a mistake you're

kendini ifade etsen bile şimdi

kendini ifade etsen bile hata yapıyor olsan bile

you're making a mistake you're

hata yapıyorsun sen

you're making a mistake you're worried about that confidence is

bir hata mı yapıyorsun o konuda endişeleniyorsun bu konuda

worried about that confidence is

worried about that confidence is something you develop with the

endişeleniyorsun bu konuda

something you develop with the

something you develop with the other habits that you have so as

other habits that you have so as

other habits that you have so as you improve and learn more

endişeleniyorsun

diğer alışkanlıklarınız gibi sahip olduğunuz, böylece geliştikçe ve daha fazla öğrendikçe gelişir ve daha fazla öğrenirsiniz

you improve and learn more

gelişir

you improve and learn more vocabulary typically your

ve daha fazla kelime bilgisi öğrenirsiniz tipik olarak kelime dağarcığınız tipik olarak

vocabulary typically your

vocabulary typically your confidence improves as well and

kelime dağarcığınız tipik olarak kendinize olan güveniniz de gelişir ve

confidence improves as well and

confidence improves as well and as you start learning more

güven de gelişir ve

özgüven de gelişir ve daha fazlasını öğrenmeye başladıkça daha fazlasını öğrenmeye başladıkça

as you start learning more

as you start learning more difficult things your confidence

daha zor şeyleri öğrenmeye başladıkça kendine güveni

difficult things your confidence

difficult things your confidence moves up so the ability to speak

zor şeyleri kendine güveni

zor şeyleri kendine güveni artar yani konuşma yeteneği yükselir

moves up so the ability to speak

moves up so the ability to speak confidently this is a habit you

dolayısıyla konuşma yeteneği

yükselir dolayısıyla kendinden emin konuşma yeteneği bu, kendinize güvendiğiniz bir alışkanlıktır,

confidently this is a habit you

bu, kendinize

confidently this is a habit you develop but typically it's

güvenerek geliştirdiğiniz bir alışkanlıktır, bu, geliştirdiğiniz bir alışkanlıktır, ancak tipik olarak

develop but typically it's

develop but typically it's something you develop with the

gelişir, ancak tipik olarak

gelişir, ancak tipik olarak,

something you develop with the

something you develop with the other thing so we've got let's

diğer şeyle geliştirdiğiniz bir şeyle geliştirdiğiniz bir şeyle geliştirdiğiniz bir şeydir, bu yüzden biz

other thing so we've got let's

other thing so we've got let's see we've got being able to

başka bir şeye sahibiz öyleyse

başka bir şeye sahibiz o yüzden görelim görebilmeliyiz

see we've got being able to

see we've got being able to listen and understand native

görebilmeliyiz görebilmeliyiz

yerel olarak dinleyebiliyor ve anlayabiliyoruz

listen and understand native

listen and understand native English speakers and then we've

yerli dinleyebiliyor ve anlayabiliyoruz

anadili İngilizce olan kişileri dinle ve anla ve sonra

English speakers and then we've

English speakers and then we've got actually the habit of being

İngilizce konuşanlar var ve sonra İngilizce konuşanlar var ve sonra aslında kendimize güvenerek konuşabilme alışkanlığına sahip olma alışkanlığımız var.

got actually the habit of being

got actually the habit of being able to speak confidently so

able to speak confidently so

able to speak confidently so we've got two of the habit so

kendinden emin konuş o kadar kendinden emin konuş ki

iki alışkanlığımız var yani

we've got two of the habit so

iki alışkanlığımız var yani şimdiye kadar

we've got two of the habit so far and again neither of these

iki alışkanlığımız var ve yine bunların hiçbiri

far and again neither of these

far and again neither of these two things are something that

uzak ve yine bunların hiçbirisi

uzak ve tekrar bu iki şeyden hiçbiri,

two things are something that

two things are something that you would develop in the

iki şeyin bir şey olduğu bir şey değildir,

iki şey, sizin içinde geliştireceğiniz bir şeydir,

you would develop in the

you would develop in the classroom so even just these two

sınıfta geliştireceğiniz bir şeydir, yani sadece bu iki

classroom so even just these two

sınıf bile, yani sadece bu iki

classroom so even just these two habits if you don't have either

sınıf bile, yani sadece bunlar bile iki alışkanlığın yoksa iki alışkanlığın da yoksa iki

habits if you don't have either

habits if you don't have either of those things you're not going

alışkanlığın da yoksa bunlardan hiçbirine sahip değilsen o şeylerden gitmeyeceksin

of those things you're not going

of those things you're not going to be able to have a good

o şeylerden gitmeyeceksin

to be able to have a good

to be able to have a good conversation with people because

insanlarla iyi sohbet edebilmek çünkü

conversation with people because

conversation with people because again you can't speak if you

insanlarla sohbet çünkü

insanlarla sohbet çünkü yine konuşamazsın,

again you can't speak if you

again you can't speak if you don't understand what the other

eğer yine konuşamazsan,

yine sen konuşamazsın konuşamazsınız eğer

don't understand what the other

don't understand what the other person is saying or if you don't

karşınızdakinin ne dediğini anlamazsanız veya siz anlamazsanız o

person is saying or if you don't

person is saying or if you don't have the confidence to actually

kişi söyler veya siz anlamazsanız

kişi konuşur veya şimdi gerçekten konuşmaya başlayacak

have the confidence to actually

have the confidence to actually start speaking now the second

özgüvene gerçekten sahip olacak özgüvene sahip değilsin

şimdi ikinci

start speaking now the second

start speaking now the second thing or guess I get the the

konuşmaya başla şimdi ikinci

konuşmaya başla ikinci şey ya da sanırım bir

thing or guess I get the the

thing or guess I get the the third thing in general the third

şeyi anladım ya da sanırım şeyi anladım

ya sanırım anladım üçüncü şey genel olarak üçüncü

third thing in general the third

third thing in general the third fluency habit is are you

üçüncü şey genel olarak üçüncü

üçüncü şey genel olarak üçüncü üçüncü şey üçüncü akıcılık alışkanlığı akıcılık

fluency habit is are you

fluency habit is are you actually able to communicate

alışkanlığınız var mı akıcı konuşma

alışkanlığınız var mı gerçekten iletişim kurabiliyor musunuz gerçekten iletişim

actually able to communicate

actually able to communicate with native English speakers

kurabiliyor musunuz

gerçekten iletişim kurabiliyor musunuz anadili İngilizce olanlarla

with native English speakers

with native English speakers now again this is different from

anadili İngilizce olanlarla anadili

İngilizce olanlarla şimdi yine bu

now again this is different from

şimdikinden farklı bu

now again this is different from what you can do in a classroom

şimdiden farklı bu bir sınıfta yapabileceklerinizden farklı

what you can do in a classroom

what you can do in a classroom where maybe you would have a

bir sınıfta yapabilecekleriniz

bir sınıfta yapabilecekleriniz sınıf nerede belki bir yere sahip olurdunuz belki bir yere sahip olurdunuz belki bir yere sahip

where maybe you would have a

where maybe you would have a person that you can speak with

olurdunuz konuşabileceğiniz bir kişi konuşabileceğiniz bir kişi ile konuşabileceğiniz bir kişi

person that you can speak with

person that you can speak with and it's just a person is using

ve bu sadece bir kişi kullanıyor

and it's just a person is using

and it's just a person is using typical textbook things that you

ve bu sadece bir kişi kullanıyor

ve bu sadece bir kişi, tipik ders kitabı kullanıyor,

typical textbook things that you

typical textbook things that you would find in the actual

tipik ders kitabı şeyleri,

tipik ders kitabı şeyleri, gerçekte bulacağınız şeyler,

would find in the actual

gerçekte bulacağınız şeyler,

would find in the actual classroom but being able to

gerçek sınıfta bulabilir, ancak sınıf yapabilmek,

classroom but being able to

classroom but being able to speak with the native speaker

ancak

sınıf yapabilmek ama anadili ile konuşabilmek anadili ile konuşmak

speak with the native speaker

speak with the native speaker this is again part of using the

anadili ile

konuşmak bu yine bunu kullanmanın bir parçası

this is again part of using the

this is again part of using the vocabulary that they use but

bu yine kullanmanın bir parçası

bu yine onların kullandıkları kelime dağarcığını kullanmanın bir parçası

vocabulary that they use but

vocabulary that they use but also being able to understand

kullandıklarını anlayabilmek aynı zamanda anlayabilmek de

also being able to understand

also being able to understand what they say so a an actual

söylediklerini anlayabilmek yani

what they say so a an actual

what they say so a an actual fluent speaker they can

söylediklerini anlayabilmek yani gerçek bir

söylediklerini yani gerçek bir akıcı konuşmacı akıcı konuşabiliyorlar

fluent speaker they can

fluent speaker they can communicate

akıcı konuşabiliyorlar iletişim kurabilirler, iletişim kurabilirler, iletişim kurabilirler, iletişim kurabilirler, iletişim kurabilirler, iletişim kurabilirler, kişinin kim olduğu

communicate

communicate no matter who the person is so

önemli değil, yani kişi kim

no matter who the person is so

olursa olsun, kişi kim olursa olsun,

no matter who the person is so obviously the vocabulary might

kelime dağarcığı

obviously the vocabulary might

obviously the vocabulary might be a little bit different if

açıkça olabilir, kelime dağarcığı

açıkça olabilir, kelime dağarcığı biraz farklı olabilir, eğer

be a little bit different if

be a little bit different if you're from Australia or England

biraz farklıysa

biraz farklı ol eğer

you're from Australia or England

Avustralya'dan veya İngiltere'densen

you're from Australia or England or America or Canada but again

or America or Canada but again

or America or Canada but again in general the languages are

Avustralya veya İngiltere'densin

in general the languages are

in general the languages are quite similar so they sound

genel olarak diller genel olarak diller

oldukça benzer bu yüzden

quite similar so they sound

quite similar so they sound maybe a little bit different and

oldukça benzer geliyorlar bu yüzden

oldukça benzer geliyorlar bu yüzden kulağa belki biraz farklı ve

maybe a little bit different and

belki biraz farklı ve belki

maybe a little bit different and the vocabularies a little bit

biraz farklı geliyor ve kelime dağarcığı biraz

the vocabularies a little bit

the vocabularies a little bit different as well but in general

kelime dağarcığı biraz

kelime dağarcığı da biraz farklı ama genel olarak da

different as well but in general

different as well but in general it's the same thing so people

farklı ama genel olarak da

farklı ama genel olarak bu aynı şey yani insanlar

it's the same thing so people

it's the same thing so people typically that can communicate

aynı şey yani insanlar

aynı şey yani insanlar tipik olarak iletişim kurabilenler

typically that can communicate

tipik olarak şunu tipik olarak iletişim kurabilirler

typically that can communicate in English classroom if they get

İngilizce sınıfında iletişim kurabilirler eğer

in English classroom if they get

in English classroom if they get into a conversational situation

İngilizce sınıfına girerlerse eğer

İngilizce sınıfına girerlerse eğer bir konuşma durumuna girerlerse bir

into a conversational situation

into a conversational situation with a native English speaker

konuşma durumuna girerler eğer anadili İngilizce olan bir kişi

with a native English speaker

with a native English speaker they freeze and they can

ile anadili

İngilizce olan bir kişi ile bir konuşma durumuna girerler konuşmacı donarlar ve donabilirler ve

they freeze and they can

they freeze and they can actually have a conversation

donabilirler ve

donabilirler ve aslında bir konuşma yapabilirler

actually have a conversation

actually have a conversation with them for many different

aslında bir konuşma yapabilirler

aslında onlarla birçok farklı için onlarla

with them for many different

with them for many different reasons but again all of these

birçok farklı için

birçok farklı nedenden dolayı onlarla bir konuşma yapabilirler ama yine tüm bu

reasons but again all of these

reasons but again all of these habits work together and in

sebepler ama yine tüm bu

nedenler ama yine tüm bu alışkanlıklar birlikte çalışır ve

habits work together and in

alışkanlıklarda birlikte çalışır ve

habits work together and in general it's like a chain and it

alışkanlıklarda birlikte çalışır ve genel olarak bu bir zincir gibidir ve genel olarak bir

general it's like a chain and it

general it's like a chain and it just like a chain if you have

zincir gibidir ve

genel olarak bir zincir gibidir ve bu tıpkı bir zincir gibidir zincir

just like a chain if you have

gibi bir zincire sahipsen tıpkı

just like a chain if you have one of the habits one of these

bir zincire sahipsen tıpkı bir zincir gibi eğer alışkanlıklarından birine sahipsen bunlardan biri

one of the habits one of these

alışkanlıklardan biri bunlardan biri bu

one of the habits one of these links in the chain as each one

alışkanlıklardan biri zincirdeki bu halkalardan biri zincirin her halkası gibi bu alışkanlıkların

links in the chain as each one

links in the chain as each one of these habits is a link in

her

biri bir halkadır bu alışkanlıkların bir halkasıdır

of these habits is a link in

of these habits is a link in that chain if one of these links

that chain if one of these links

bu alışkanlıkların bir halkasıdır eğer bu halkalardan biri o

zinciri ise bu halkalardan biri

that chain if one of these links is not functioning properly or

o zincirin biriyse o zincirin halkasıdır. bu bağlantılar düzgün çalışmıyor ya da

is not functioning properly or

düzgün çalışmıyor ya da düzgün

is not functioning properly or you don't have it at all the

çalışmıyor ya da hiç sahip değilsiniz ya da hiç

you don't have it at all the

you don't have it at all the entire thing break

sahip değilsiniz ya da hiç

sahip değilsiniz her şeyi bozun

entire thing break

her şeyi bozun

entire thing break and this is why you have a lot

her şey bozulur ve bu yüzden çok şeyiniz var

and this is why you have a lot

ve bu yüzden çok şeyiniz var

and this is why you have a lot of problems speaking if you

ve bu yüzden çok fazla probleminiz var, eğer

of problems speaking if you

of problems speaking if you can't communicate fluently so

konuşma problemleriniz varsa,

konuşma problemleriniz varsa, akıcı bir şekilde iletişim kuramıyorsanız, öyle

can't communicate fluently so

yapabilirsiniz' akıcı bir şekilde iletişim kuramıyorum bu yüzden akıcı bir şekilde

can't communicate fluently so we've got three things so far

iletişim kuramıyorum bu yüzden şimdiye kadar üç şeyimiz var şimdiye kadar üç şeyimiz var şu ana kadar üç şeyimiz var yediden üçümüz var yediden

we've got three things so far

we've got three things so far we've got three of the seven

we've got three of the seven

we've got three of the seven fluency habits the first one is

üçümüz var

yedi akıcılık alışkanlığından üçüne sahibiz birincisi

fluency habits the first one is

fluency habits the first one is being able to understand native

akıcılık alışkanlıkları birincisi akıcılık alışkanlıkları

being able to understand native

being able to understand native English speakers

English speakers

English speakers the second one is is mi really

bu benim gerçekten

the second one is is mi really

ikincisi mi gerçekten

the second one is is mi really confident about what i want to

ikincisi mi gerçekten ne istediğim konusunda kendime güveniyorum ne söylemek

confident about what i want to

confident about what i want to say can I actually speak and be

istediğim konusunda kendime

güveniyorum ne söylemek istediğim konusunda gerçekten konuşabilir ve

say can I actually speak and be

say can I actually speak and be willing to make mistakes even

söyleyebilir miyim gerçekten konuşabilir ve olabilir miyim

gerçekten konuşabilir miyim ve hata yapmaya istekli olabilir miyim, hatta

willing to make mistakes even

willing to make mistakes even right now if I'm speaking and

hata yapmaya istekli olabilirim, hatta şu anda bile

hata yapmaya istekli olabilirim, eğer şu anda konuşuyorsam ve şu anda

right now if I'm speaking and

right now if I'm speaking and maybe there's something I want

konuşuyorsam ve

şu anda konuşuyorsam ve belki bir şey varsa ben istiyorum

maybe there's something I want

maybe there's something I want to say but I make a mistake or

belki istediğim bir şey var belki söylemek

istediğim bir şey var ama hata yapıyorum ya da

to say but I make a mistake or

söyleyeceğim ama hata yapıyorum ya da

to say but I make a mistake or i'd say a different word or

söyleyeceğim ama bir hata yapıyorum ya da farklı bir kelime söylerdim ya da

i'd say a different word or

i'd say a different word or something i still have the

farklı bir kelime söylerdim ya da

farklı bir kelime falan söylerdim hala bir şeye sahibim hala bir şeye

something i still have the

something i still have the confidence to get in front of

sahibim hala

güvenim var güvenin önüne geçmek güvenin

confidence to get in front of

confidence to get in front of the camera and express myself so

önüne geçmek kamera

önüne geçmek ve kendimi ifade etmek yani

the camera and express myself so

the camera and express myself so you can really develop the

kamera ve kendimi kamerada ifade et ve kendimi

ifade et ki gerçekten gelişebilesin

you can really develop the

you can really develop the confidence to to be able to do

confidence to to be able to do

confidence to to be able to do that and then can I get into a

Bir

that and then can I get into a

that and then can I get into a conversational situation with

buna giriyorum ve sonra buna girebilir miyim

ve sonra şimdi

conversational situation with

conversational situation with native English speakers now

anadili İngilizce olanlarla şimdi

native English speakers now

anadili İngilizce olanlarla şimdi

native English speakers now related to this the fourth

related to this the fourth

anadili İngilizce olanlarla şimdi bununla ilgili dördüncüsü

bununla ilgili dördüncüsü,

related to this the fourth fluency habit is can you

bununla ilgili dördüncü akıcılık alışkanlığı, akıcı konuşma alışkanlığı olabilir mi, akıcı konuşma

fluency habit is can you

fluency habit is can you actually have a conversation

alışkanlığı olabilir mi, gerçekten konuşabilir misin, gerçekten

actually have a conversation

actually have a conversation using the kind of language that

konuşma yapabilir misin, gerçekten konuşma yapabilir misin?

using the kind of language that

using the kind of language that a native speaker would use now

ana dili İngilizce olan bir kişinin şimdi kullanacağı bir anadili olan kişinin

a native speaker would use now

a native speaker would use now you typically know as a native

şimdi kullanacağı bir anadili olan kişinin şimdi kullanacağı

you typically know as a native

you typically know as a native speaker whether someone has

speaker whether someone has

speaker whether someone has learned the native way and

ana diliyle ve ana diliyle

learned the native way and

öğrendi ve ana diliyle öğrendi

learned the native way and they've developed the native

ve anadili geliştirdiler

they've developed the native

they've developed the native vocabulary of a conversational

anadili geliştirdiler

vocabulary of a conversational

vocabulary of a conversational casual speaker or if they've

gündelik bir konuşmacının konuşma sözcük dağarcığının ana söz dağarcığını geliştirdiler veya eğer ' beş

casual speaker or if they've

casual speaker or if they've learned from a textbook because

sıradan konuşmacı veya

sıradan bir konuşmacıya sahiplerse veya bir ders kitabından öğrendilerse çünkü

learned from a textbook because

bir ders kitabından öğrendiler çünkü

learned from a textbook because their language sounds very

bir ders kitabından öğrendiler çünkü dilleri kulağa çok hoş geliyor,

their language sounds very

their language sounds very different they're actually using

dilleri kulağa çok farklı geliyor, aslında

different they're actually using

different they're actually using different words and pronouncing

farklı kullanıyorlar aslında

farklı kelimeler kullanıyorlar aslında farklı kelimeler kullanıyorlar ve

different words and pronouncing

different words and pronouncing them in different ways so if you

farklı kelimeler telaffuz ediyorlar ve

farklı kelimeleri telaffuz ediyorlar ve farklı şekillerde telaffuz ediyorlar yani eğer siz onları farklı şekillerde yani eğer

them in different ways so if you

them in different ways so if you have a an actual training or you

onları farklı şekillerde yani eğer gerçek bir eğitiminiz varsa veya siz

have a an actual training or you

have a an actual training or you have been trained and you have

gerçek bir eğitiminiz var veya

gerçek bir eğitiminiz var veya eğitildiniz ve eğitildiniz ve

have been trained and you have

have been trained and you have kind of grown up that way or you

eğitildiniz ve bir

şekilde bu şekilde büyüdünüz veya bir şekilde

kind of grown up that way or you

kind of grown up that way or you just you know had actual English

bu şekilde büyüdünüz veya bir

nevi bu şekilde büyüdün ya da sadece biliyorsun gerçek İngilizce vardı

just you know had actual English

just you know had actual English fluency training where you're

sadece biliyorsun gerçek İngilizce vardı sadece

biliyorsun gerçek İngilizce akıcılık eğitimi aldın akıcılık eğitimi alıyorsun

fluency training where you're

fluency training where you're learning the real vocabulary

akıcılık eğitimi alıyorsun gerçek kelimeleri öğreniyorsun

learning the real vocabulary

learning the real vocabulary that native speakers use so

gerçek kelimeleri öğrenmek anadili İngilizce olanların kullandığı

gerçek kelime dağarcığını

that native speakers use so

anadili İngilizce olanların kullanması için öğrenmek yani

that native speakers use so these are things like phrasal

bunlar deyim gibi şeylerdir bunlar

these are things like phrasal

these are things like phrasal verbs and idioms and other

öbek gibi şeylerdir

bunlar deyimsel fiiller ve deyimler ve diğer

verbs and idioms and other

fiiller ve deyimler ve diğer

verbs and idioms and other advanced expressions that only

fiiller ve deyimler ve diğer ileri düzey yalnızca

advanced expressions that only

advanced expressions that only native speakers would use then

gelişmiş ifadelerin

yalnızca anadili İngilizce olan kişilerin kullanacağı gelişmiş ifadelerin o zaman

native speakers would use then

native speakers would use then this is something that really

anadili İngilizce olanların

kullanacağı ifadeler o zaman bu gerçekten öyle bir şey ki bu gerçekten

this is something that really

this is something that really shows that you're actually

bu gerçekten sizin olduğunuzu gösteren bir şey aslında siz olduğunuzu gösterir

shows that you're actually

aslında akıcı konuştuğunu

shows that you're actually fluent so again if you've got

gösterir yani yine akıcıysan yine o kadar

fluent so again if you've got

fluent so again if you've got like maybe you can understand

akıcıysan yine o kadar akıcıysan belki anlayabilirsin belki

like maybe you can understand

like maybe you can understand people but you can actually use

anlayabilirsin belki

anlayabilirsin gibi belki insanları anlayabilirsin ama insanları gerçekten kullanabilirsiniz

people but you can actually use

ama

people but you can actually use that that dramatically correct

aslında insanları kullanabilirsiniz ama bunu dramatik bir şekilde düzelten dramatik bir şekilde

that that dramatically correct

that that dramatically correct you know phrasal verb or ATM or

düzelten dramatik bir şekilde

düzelten öbek fiil veya ATM bilirsiniz veya

you know phrasal verb or ATM or

you know phrasal verb or ATM or slang expression something then

öbek fiil veya ATM

bilirsiniz veya öbek fiil veya ATM veya argo bilirsiniz ifade bir şey sonra

slang expression something then

slang expression something then it's showing that you just you

argo ifade bir şey

sonra argo ifade bir şey o zaman sadece sen olduğunu gösteriyor sadece

it's showing that you just you

it's showing that you just you don't have that habit of fluency

sen olduğunu

gösteriyor sadece senin o akıcılık alışkanlığına sahip olmadığını gösteriyor

don't have that habit of fluency

don't have that habit of fluency now this is maybe one of the

o akıcılık alışkanlığına sahip olma o akıcılığa

sahip olma akıcı konuşma alışkanlığı şimdi bu belki şu anlardan biri bu

now this is maybe one of the

now this is maybe one of the kind of least important ones i

belki şu anlardan biri

kind of least important ones i

kind of least important ones i mean it's very important

bu belki de en az önemli olanlardan biri

mean it's very important

mean it's very important actually if you want to be able

yani çok önemli aslında eğer yapabilmek istiyorsan

actually if you want to be able

actually if you want to be able to communicate well but you can

aslında yapabilmek istiyorsan

aslında yapabilmek istiyorsan iyi iletişim kurabilmek istiyorsun ama

to communicate well but you can

to communicate well but you can have a conversation without

iyi iletişim kurabiliyorsun ama

iyi iletişim kurabiliyorsun ama sohbet etmeden sohbet edebiliyorsun

have a conversation without

have a conversation without knowing lots of great

sohbet etmeden, bilmeden, pek çok harika

knowing lots of great

knowing lots of great conversational phrases and

bilgi, pek çok harika

bilgi, pek çok harika konuşma cümleleri ve

conversational phrases and

conversational phrases and expressions but the experience

konuşma cümleleri ve

konuşma cümleleri ve ifadeleri, ancak deneyim

expressions but the experience

expressions but the experience is much different if you do so i

ifadeleri, ancak deneyim

ifadeleri, ancak deneyim çok farklı, bunu yaparsanız, ben

is much different if you do so i

is much different if you do so i remember i think i sent a letter

çok farklı sen yaparsan ben

çok farklıyım öyleyse hatırlıyorum bir mektup

remember i think i sent a letter

remember i think i sent a letter to email subscribers not that

gönderdiğimi hatırlıyorum

to email subscribers not that

to email subscribers not that long ago about a Japanese guy i

hatırlıyorum sanırım bir mektup göndermiştim uzun zaman önce bir Japon adam hakkında i uzun zaman önce

long ago about a Japanese guy i

long ago about a Japanese guy i met and we were talking about

bir Japon adam hakkında

uzun zaman önce tanıştığım bir Japon adam hakkında ve

met and we were talking about

tanışmaktan bahsediyorduk ve tanışmaktan bahsediyorduk ve bir

met and we were talking about something and he used a

şeyden bahsediyorduk ve o bir

something and he used a

something and he used a particular phrase and it changed

şey kullandı ve o bir

şey kullandı ve o belirli bir cümle kullandım ve

particular phrase and it changed

particular phrase and it changed my impression of him very

belirli bir cümleyi değiştirdi ve

belirli bir cümleyi değiştirdi ve onun hakkındaki izlenimimi değiştirdi çok onun hakkındaki

my impression of him very

izlenimim çok çok çabuk çabuk çabuk

my impression of him very quickly

quickly

quickly I forget exactly what the phrase

unutuyorum tam olarak hangi ifadeyi

I forget exactly what the phrase

unutuyorum tam olarak ne ifadeyi

I forget exactly what the phrase was but it was something that

was but it was something that

tam olarak unutuyorum deyim neydi ama olan bir şeydi ama

was but it was something that only a native speaker would use

olan bir şeydi ama bu sadece anadili İngilizce olan birinin kullanacağı bir şeydi

only a native speaker would use

only a native speaker would use and have learned that while

and have learned that while

and have learned that while living in America so you don't

Amerika'da yaşarken

living in America so you don't

Amerika'da yaşamamak için

living in America so you don't need to be an english-speaking

need to be an english-speaking

Amerika'da yaşamamak için İngilizce konuşan bir ülke olmanız gerekmediğini

need to be an english-speaking country in order to do that you

İngilizce konuşan bir ülke olmanız gerektiğini öğrendim. bunu yapmak için

country in order to do that you

country in order to do that you can learn great vocabulary it's

ülkeni yapmak için ülkeni yapmak için bunu yapmak için

harika kelime dağarcığı öğrenebilirsin harika

can learn great vocabulary it's

can learn great vocabulary it's conversational and casual

kelime dağarcığı öğrenebilir harika kelime

dağarcığı öğrenebilir konuşkan ve gündelik

conversational and casual

sohbet ve gündelik

conversational and casual anywhere but in this situation

sohbet ve gündelik ama bu durumda her yerde

anywhere but in this situation

anywhere but in this situation this is something he had done

ama bu durumda

herhangi bir yerde ama bu durumda bu onun yaptığı bir şeydi bu

this is something he had done

this is something he had done any change the way I thought of

yaptığı bir şeydi

bu onun yaptığı bir şeydi

any change the way I thought of

any change the way I thought of him so he was able to speak but

herhangi bir değişiklik düşündüğüm şekilde

herhangi bir değişiklik düşündüğüm şekilde herhangi bir değişiklik onun hakkında düşündüğüm şekilde çok konuşabiliyordu ama o

him so he was able to speak but

him so he was able to speak but as soon as he was able to use

konuşabiliyordu ama o

konuşabiliyordu ama o

as soon as he was able to use

konuşabiliyordu ama kullanabildiği anda kullanabildiği anda

as soon as he was able to use more conversational casual

kullanabildiği anda daha fazla konuşma gündelik

more conversational casual

more conversational casual things that only a native

daha fazla sohbet amaçlı gündelik

daha sohbet amaçlı gündelik şeyler sadece yerel bir kişinin kullandığı

things that only a native

things that only a native speaker would use you typically

şeyler sadece ana dili İngilizce olan birinin kullandığı şeyler tipik olarak konuşmacı sizi kullanır

speaker would use you typically

tipik olarak

speaker would use you typically respect that person more you see

konuşmacı sizi kullanırdı tipik olarak o kişiye saygı gösterin o kişiye ne kadar çok saygı duyarsanız

respect that person more you see

respect that person more you see them in a different way and it's

o kişiye daha çok saygı gösterin daha çok onları farklı bir şekilde görürsünüz ve

them in a different way and it's

them in a different way and it's something kind of unconsciously

onlar farklı bir şekilde ve onlar

farklı bir şekilde ve bu bir tür

something kind of unconsciously

something kind of unconsciously that you do naturally so it's

that you do naturally so it's

that you do naturally so it's not important but it's very

bilinçsiz bir şey

doğal olarak yap yani önemli değil ama çok

not important but it's very

not important but it's very important at the same time so if

önemli değil ama çok

önemli değil ama aynı zamanda çok önemli yani

important at the same time so if

important at the same time so if you want to be able to speak

aynı zamanda önemliyse yani

aynı zamanda önemliyse yani eğer konuşmak istiyorsan konuşmak

you want to be able to speak

you want to be able to speak well you have to understand and

istiyorsun konuşabilmek

istiyorsun iyi konuşabilmek istiyorsun anlamak zorundasın ve

well you have to understand and

well you have to understand and be able to use the actual

iyi anlamak zorundasın ve

iyi anlamak zorundasın ve gerçek olanı kullanabilmek gerçek olanı

be able to use the actual

be able to use the actual vocabulary that native speakers

kullanabilmek

yerli olan gerçek kelime dağarcığını kullanabilmek

vocabulary that native speakers

vocabulary that native speakers are using now related to this

anadili İngilizce olanların

şu anda bununla ilgili olarak kullandıkları kelime dağarcığı şu anda bununla ilgili kullanıyorlar

are using now related to this

are using now related to this the next fluency habit is your

şimdi bununla ilgili kullanıyorlar bir

sonraki akıcılık alışkanlığınız bir sonraki

the next fluency habit is your

akıcılık alışkanlığınız bir

the next fluency habit is your pronunciation do you sound like

sonraki akıcılık alışkanlığınız telaffuzunuz şuna benziyor mu?

pronunciation do you sound like

telaffuz telaffuza benziyor mu telaffuz gibi mi geliyor kulağa tek

pronunciation do you sound like you're speaking individual words

tek sözcükleri konuşuyormuşsunuz gibi geliyor tek tek

you're speaking individual words

you're speaking individual words or does it sound like one smooth

sözcükleri konuşuyorsunuz tek tek

sözcükleri mi konuşuyorsunuz yoksa tek bir yumuşak gibi mi geliyor yoksa tek bir

or does it sound like one smooth

or does it sound like one smooth and blended thing of speech or

yumuşak gibi mi

yoksa tek tek ve yumuşak gibi mi geliyor harmanlanmış söz veya

and blended thing of speech or

and blended thing of speech or one part of speech just the same

ve karışık söz veya ve

karışık söz veya konuşmanın bir kısmı sadece aynı

one part of speech just the same

one part of speech just the same way that a native speaker does

konuşmanın bir kısmı sadece aynı

konuşmanın bir kısmı tıpkı anadili İngilizce olan birinin yaptığı gibi

way that a native speaker does

way that a native speaker does now this is something that again

anadili İngilizce olan birinin şimdi yaptığı bir şey, bu yine şimdi bu

now this is something that again

now this is something that again it develops as you're improving

bir şey,

şimdi yine bu bir şey, siz geliştikçe gelişir,

it develops as you're improving

it develops as you're improving your pronunciation while you're

siz geliştikçe

gelişir, siz telaffuzunuzu geliştirirken gelişir.

your pronunciation while you're

your pronunciation while you're listening and improving your

Dinlerken telaffuzunuz siz

dinlerken telaffuzunuz ve dinlemenizi geliştirmek

listening and improving your

listening and improving your listening skills of both of

ve dinlemenizi geliştirmek

ve dinleme becerilerinizi geliştirmek her ikisinin de dinleme becerilerinin her ikisinin de dinleme

listening skills of both of

listening skills of both of these two are tied together very

becerilerinin her ikisi de birbirine çok bağlıdır.

these two are tied together very

birlikte çok

these two are tied together very closely if you can't understand

bu ikisi birbirine çok sıkı bağlıdır, eğer yakından anlayamıyorsanız, yakından

closely if you can't understand

anlayamıyorsanız,

closely if you can't understand native speakers it probably

ana dili İngilizce olan kişileri anlayamıyorsanız, muhtemelen

native speakers it probably

native speakers it probably means you also can't pronounce

anadili İngilizce olan kişilerdir, muhtemelen ana dili İngilizce olan

kişilerdir, bu muhtemelen sizin de telaffuz edemediğiniz anlamına gelir

means you also can't pronounce

ayrıca telaffuz edemiyorum

means you also can't pronounce words very smoothly either

demek, kelimeleri çok yumuşak bir şekilde telaffuz edemediğiniz anlamına gelir ya kelimeler çok yumuşak ya

words very smoothly either

words very smoothly either because again these two things

da

kelimeler çok yumuşak ya çünkü yine bu iki şey çünkü yine bu

because again these two things

because again these two things are learning or developing

iki şey

çünkü yine bu iki şey öğreniyor ya da gelişiyor öğreniyor

are learning or developing

ya da gelişiyor öğreniyor ya da

are learning or developing together if you can understand

gelişiyor birlikte gelişiyorsa birlikte anlayabilirseniz birlikte

together if you can understand

anlayabilirseniz eğer

together if you can understand people really well that means

insanları gerçekten iyi anlıyorsanız bu, insanları gerçekten

people really well that means

people really well that means you can also communicate in a

iyi anlıyorsanız bu,

insanlar gerçekten iyi demektir bu

you can also communicate in a

you can also communicate in a smooth and blended way so the

da iletişim kurabileceğiniz anlamına gelir ve harmanlanmış yol yani

smooth and blended way so the

smooth and blended way so the more you can practice your

pürüzsüz ve harmanlanmış yol yani

pürüzsüz ve harmanlanmış yol yani ne kadar çok pratik yapabilirseniz o kadar çok pratik

more you can practice your

more you can practice your pronunciation by even just doing

yapabilirsiniz

sadece

pronunciation by even just doing

pronunciation by even just doing listening so listening to native

telaffuz yaparak hatta sadece telaffuz yaparak hatta sadece

dinleme yaparak daha fazla pratik yapabilirsiniz anadili

listening so listening to native

listening so listening to native speakers and then trying to

dinlemeye yani ana dili dinlemeye yani

anadili İngilizce olanlara dinlemek ve sonra konuşmacıları denemek

speakers and then trying to

speakers and then trying to communicate and shadow the way

ve sonra konuşmacıları denemek ve sonra iletişim kurmaya çalışmak ve bu şekilde

communicate and shadow the way

communicate and shadow the way they do this means actually

iletişim kurmak ve gölgede kalmak onların yaptığı gibi iletişim kurmak ve gölgede kalmak aslında bunu

they do this means actually

they do this means actually speaking in the same way they

yaptıkları anlamına gelir aslında

yaptıkları anlamına gelir bu aslında aynı şekilde konuşuyorlar

speaking in the same way they

speaking in the same way they speak then this is the same

aynı şekilde konuşuyorlar

aynı şekilde konuşuyorlar konuştukları şekilde konuşuyorlar o zaman bu aynı

speak then this is the same

konuş o zaman bu aynı

speak then this is the same thing that you develop you can

konuş o zaman bu aynı şey geliştirdiğin şey sen bir

thing that you develop you can

thing that you develop you can have the same kind of

şey yapabilirsin geliştirdiğinizi düşünebilirsiniz geliştirdiğinizi düşünebilirsiniz

aynı türe sahip olabilirsiniz aynı türe

have the same kind of

have the same kind of pronunciation a native speaker

sahip

aynı türde telaffuza sahip anadili İngilizce olan birinin

pronunciation a native speaker

pronunciation a native speaker does even without living in a

telaffuzu anadili İngilizce olan birinin yaptığı a'da

yaşamadan bile yapar a'da

does even without living in a

does even without living in a native speaking country just

yaşamadan bile yapar

yapar anadili konuşulan bir ülkede yaşamadan bile sadece

native speaking country just

native speaking country just because you're learning the same

anadili konuşulan ülke sadece

anadili konuşulan ülke çünkü aynı şeyi öğreniyorsunuz

because you're learning the same

because you're learning the same way they are now related to this

çünkü aynı şekilde öğreniyorsunuz çünkü onlar şimdi onların şu anki ilişkileriyle aynı şekilde

way they are now related to this

way they are now related to this we've also got grammar and this

bu

yolla ilgili onlar şimdi bununla ilgili

we've also got grammar and this

we've also got grammar and this is the thing that I like I kind

is the thing that I like I kind

is the thing that I like I kind of have a reputation for not

sevdiğim şey bir nevi ünüm var ünüm yok

of have a reputation for not

of have a reputation for not wanting to teach grammar rules

ünüm yok

ünüm yok dilbilgisi kurallarını öğretmek istememek

wanting to teach grammar rules

dilbilgisi kurallarını öğretmek istemek

wanting to teach grammar rules but actually I want to make it

dilbilgisi kurallarını öğretmek istemek ama aslında yapmak istiyorum

but actually I want to make it

but actually I want to make it very clear the important thing

ama aslında Bunu yapmak istiyorum

ama aslında çok açıklığa kavuşturmak istiyorum önemli olan şey

very clear the important thing

very clear the important thing about grammar is that you're

çok açık önemli olan

çok açık dilbilgisi ile ilgili önemli olan şey şu ki siz dilbilgisi ile

about grammar is that you're

about grammar is that you're learning things the way a native

ilgilisiniz dilbilgisi ile ilgilisiniz bir şeyler öğreniyorsunuz bir yerlinin bir

learning things the way a native

learning things the way a native speaker does and this is what I

şeyleri öğrenme yolu bir yerlinin bir

şeyi anadili İngilizce olan birinin yaptığı gibi öğrenme şekli ve bu benim

speaker does and this is what I

speaker does and this is what I out probably make a video about

konuşmacımın yaptığı ve benim

konuşmacımın yaptığı da bu ve benim muhtemelen hakkında bir video yaptığım şey

out probably make a video about

out probably make a video about learning grammar specifically

muhtemelen dışarıyla ilgili bir video yapacağım.

muhtemelen dilbilgisi öğrenmekle ilgili bir video yaparsın, özellikle

learning grammar specifically

learning grammar specifically but just kind of explaining it

dilbilgisini öğrenmekle, özellikle

dilbilgisini öğrenmekle, ama sadece bir şekilde açıklamak,

but just kind of explaining it

but just kind of explaining it very quickly now when you're

ama sadece bir şekilde açıklamak,

ancak şimdi

very quickly now when you're

very quickly now when you're learning grammar your the point

çok hızlıyken, şimdi çok hızlıyken,

şimdi çok hızlı bir şekilde açıklamak. dilbilgisi öğreniyorsunuz amacınız

learning grammar your the point

dilbilgisi öğrenmek amacınız

learning grammar your the point is really to

is really to

dilbilgisi öğrenmek amacınız gerçekten yapmaktır

is really to and what combination of words

gerçekten yapmaktır ve hangi kelime kombinasyonu

and what combination of words

and what combination of words produces a particular idea so

ve hangi kelime kombinasyonu

ve hangi kelime kombinasyonu belirli bir fikir üretir yani

produces a particular idea so

produces a particular idea so you don't try to think about a

belirli bir şey üretir fikir böylece

belirli bir fikir üretir, böylece a hakkında düşünmeye çalışmazsınız a

you don't try to think about a

you don't try to think about a particular grammar . by thinking

hakkında düşünmeye çalışmazsınız a belirli

bir gramer hakkında düşünmeye çalışmazsınız .

particular grammar . by thinking

particular grammar . by thinking about this word in that word in

özel dilbilgisi düşünerek.

özel dilbilgisi düşünerek. bu kelimeyi o kelimede o kelimede bu

about this word in that word in

about this word in that word in that word you think about okay

kelime hakkında o

kelimede bu kelime hakkında o kelimede o kelimede hakkında düşünerek tamam o kelime hakkında

that word you think about okay

that word you think about okay this grammar structure is

düşünüyorsun tamam o

kelime hakkında düşündüğün tamam bu gramer yapısı

this grammar structure is

this grammar structure is something that you cannot do so

bu gramer yapısı

bu gramer yapısı yapamayacağın bir şey yani

something that you cannot do so

yapamayacağın bir şey yani

something that you cannot do so i can't do something even if you

yapamayacağın bir şey bu yüzden sen bir şey yapamam sen yapsan

i can't do something even if you

i can't do something even if you just see like the circle with

bile bir

şey yapamam sen görsen bile bir şey yapamam çember gibi

just see like the circle with

just see like the circle with the little line through it like

sadece gör çember gibi

sadece gör içinden küçük çizgi olan daire gibi içinden

the little line through it like

küçük çizgi gibi onun içinden geçen

the little line through it like the Ghostbusters symbol so

küçük çizgi gibi Ghostbusters sembolü yani

the Ghostbusters symbol so

Ghostbusters sembolü yani

the Ghostbusters symbol so something like that means don't

Ghostbusters sembolü yani bunun gibi bir şey demek öyle bir

something like that means don't

something like that means don't or do not but even if you don't

şey yapma demek,

böyle bir şey yapma demek, yapma ya da yapma ama yapmasan da

or do not but even if you don't

yapmasan da ama

or do not but even if you don't understand the language if I'm

yapmasan da anlamasan da ama dili anlamasan bile eğer

understand the language if I'm

understand the language if I'm learning that in a different

dili anlıyorsam, eğer

dili anlıyorsam, bunu farklı bir

learning that in a different

learning that in a different language or you're learning it

öğrenmede öğreniyorsam, bunu farklı bir

dilde öğreniyorsam veya dili

language or you're learning it

language or you're learning it as a non-native english speaker

öğreniyorsanız veya

dili öğreniyorsanız veya siz Anadili İngilizce olmayan biri olarak

as a non-native english speaker

anadili İngilizce olmayan biri olarak

as a non-native english speaker in English and you would look at

anadili İngilizce olmayan biri olarak İngilizce öğreniyorsunuz ve İngilizce olarak bakacaksınız ve

in English and you would look at

in English and you would look at that and think okay don't so you

İngilizce olarak bakacaksınız ve buna bakıp tamam diyeceksiniz

that and think okay don't so you

that and think okay don't so you can't do that thing and then

öyle yapma ve tamam düşün öyle yapma ve

tamam düşünme o şeyi yapamayacaksın ve sonra o şeyi

can't do that thing and then

can't do that thing and then when you see people using a

yapamayacaksın ve sonra

o şeyi yapamayacaksın ve sonra gördüğünde a kullanan insanlar a

when you see people using a

when you see people using a don't touch that don't stand

kullanan insanlar gördüğünüzde a kullanan

insanlar gördüğünüzde a kullanan insanlar dokunma ayakta durma dokunma buna dokunma

don't touch that don't stand

don't touch that don't stand over there don't run don't enter

orada durma orada durma koşma

over there don't run don't enter

over there don't run don't enter and other things like that are

oraya gir oraya koşma koş oraya girme

oraya girme girme ve bunun gibi diğer şeyler

and other things like that are

ve bunun gibi diğer şeyler

and other things like that are expressions of the same idea

ve bunun gibi diğer şeyler aynı fikrin ifadeleridir

expressions of the same idea

aynı fikrin ifadeleri

expressions of the same idea this is how you develop grammar

aynı fikrin ifadeleri bu şekilde dilbilgisi geliştirirsiniz

this is how you develop grammar

this is how you develop grammar so if you want to develop the

dilbilgisini bu şekilde geliştirirsiniz

dilbilgisini bu şekilde geliştirirsiniz yani geliştirmek istiyorsanız yani

so if you want to develop the

so if you want to develop the ability to not or i guess the i

geliştirmek istiyorsanız

yani yeteneğini geliştirmek istiyorsanız yapmama veya sanırım i

ability to not or i guess the i

ability to not or i guess the i should say the ability to use

yeteneği bilmeme veya tahmin etme

yeteneği yapmama veya sanırım söylemeliyim kullanma yeteneği söylemeli kullanma

should say the ability to use

should say the ability to use grammar correctly and

yeteneği söylemeli

dilbilgisini doğru kullanma becerisini ve dilbilgisini

grammar correctly and

grammar correctly and automatically when you speak you

doğru kullanma becerisini ve

dilbilgisini doğru ve otomatik olarak siz konuştuğunuzda

automatically when you speak you

automatically when you speak you have to learn grammar the same

otomatik olarak konuştuğunda sen

otomatik olarak konuştuğunda otomatik olarak dilbilgisi öğrenmek

have to learn grammar the same

have to learn grammar the same way a native speaker does so

zorundasın aynısı

dilbilgisi öğrenmek zorunda

way a native speaker does so

way a native speaker does so this is why in mastering this

bunda ustalaşmak işte

this is why in mastering this

this is why in mastering this conversation we don't sit and

bu yüzden bunda ustalaşmak işte bu

yüzden bu sohbette ustalaşırken oturup

conversation we don't sit and

conversation we don't sit and teach you a bunch of grammar

sohbet etmeyiz oturup

sohbet etmeyiz oturup size gramer öğretmeyiz size

teach you a bunch of grammar

bir sürü gramer öğretiriz bir

teach you a bunch of grammar rules we give you the kind of

sürü dilbilgisi kuralı size bu türden

rules we give you the kind of

rules we give you the kind of thing that you want to express

kurallar veriyoruz

thing that you want to express

thing that you want to express and then we give you visual

and then we give you visual

and then we give you visual examples of how it works

size görsel veriyoruz

ve sonra nasıl çalıştığına dair görsel örnekler veriyoruz

examples of how it works

nasıl çalıştığına dair örnekler

examples of how it works so this is the same thing that a

nasıl çalıştığına dair örnekler yani bu aynı şey a

so this is the same thing that a

so this is the same thing that a native english-speaking child

yani bu aynı şey bu a

yani bu aynı şey bir yerli ingilizce konuşan çocuk

native english-speaking child

native english-speaking child would do and this is exactly how

anadili ingilizce konuşan çocuk

anadili ingilizce konuşan çocuk yapardı ve bu tam olarak nasıl yapılır ve bu

would do and this is exactly how

tam olarak böyle

would do and this is exactly how you should be learning grammar

you should be learning grammar

yapılır ve bu tam olarak nasıl gramer

öğrenmelisiniz gramer öğreniyor

you should be learning grammar now if you think about all these

olmalısınız gramer öğrenmelisiniz şimdi tüm bunları düşünürseniz

now if you think about all these

şimdi tüm bunları düşünürseniz

now if you think about all these things kind of coming together

şimdi tüm bunları düşünürseniz bir nevi bir araya gelen

things kind of coming together

things kind of coming together the last one produces fluency

şeyler bir nevi bir araya gelen

şeyler bir nevi bir araya gelen sonuncusu akıcılık üretir

the last one produces fluency

the last one produces fluency now fluency just means again

sonuncusu akıcılık üretir

sonuncusu üretir akıcılık şimdi akıcılık sadece tekrar

now fluency just means again

now fluency just means again we're trying to communicate

şimdi anlamına gelir akıcılık sadece tekrar

şimdi anlamına gelir akıcılık sadece tekrar anlamına gelir iletişim kurmaya çalışıyoruz iletişim kurmaya çalışıyoruz bir

we're trying to communicate

we're trying to communicate things and making sure that we

şeyleri iletmeye çalışıyoruz ve bir şeyler yaptığımızdan emin oluyoruz

things and making sure that we

things and making sure that we can understand and communicate

ve bir

şeyler yaptığımızdan emin oluyoruz ve emin oluyoruz anlayabileceğimizi ve iletişim kurabileceğimizi

can understand and communicate

can understand and communicate without having to think for a

anlayabileceğimizi ve iletişim kurabileceğimizi anlayabileceğimizi

ve iletişim kurabileceğimizi

without having to think for a

without having to think for a long period of time or to

uzun süre düşünmemize gerek kalmadan anlayabileceğimizi ve iletişim kurabileceğimizi

long period of time or to

long period of time or to translate and fluency can be

uzun süre düşünmemize gerek kalmadan anlayabileceğimizi ve iletişim kurabileceğimizi tercüme ve akıcılık

translate and fluency can be

translate and fluency can be even just using one particular

tercüme edilebilir ve akıcılık

tercüme edilebilir ve akıcılık, sadece belirli bir cümleyi kullanarak,

even just using one particular

even just using one particular sentence like where's the

hatta sadece

belirli bir cümleyi kullanarak, hatta

sentence like where's the

cümle nerede, cümle nerede,

sentence like where's the bathroom so i can use that

banyo nerede, böylece o

bathroom so i can use that

bathroom so i can use that fluently whenever I want to use

banyoyu kullanabilirim. o

banyoyu kullanabiliyorum yani ne zaman istersem akıcı bir şekilde o banyoyu kullanabiliyorum ne zaman

fluently whenever I want to use

fluently whenever I want to use it even if I can't use other

akıcı bir şekilde kullanmak istesem akıcı bir şekilde kullanmak istediğim zaman diğerini kullanamasam da

it even if I can't use other

diğerini kullanamasam da kullanamasam da

it even if I can't use other sentences or any other part of

başka cümleleri veya cümlelerin başka bir bölümünü

sentences or any other part of

sentences or any other part of the language so fluency can be

veya

cümlelerin başka bir bölümünü veya dilin başka bir bölümünü kullanamaz, bu nedenle akıcılık

the language so fluency can be

the language so fluency can be specific to using one particular

dil olabilir, bu nedenle akıcılık dil olabilir, bu

nedenle akıcılık belirli birini kullanmaya özgü olabilir.

specific to using one particular

özellikle

specific to using one particular phrase or word automatically but

belirli bir cümleyi veya kelimeyi otomatik olarak kullanmaya özgü, ancak

phrase or word automatically but

phrase or word automatically but in general when we're talking

otomatik olarak cümle veya kelimeyi,

otomatik olarak cümle veya kelimeyi kullanmaya özgü ama genel olarak

in general when we're talking

in general when we're talking about fluency it just means you

genel olarak konuşurken

akıcılıktan bahsederken bu sadece

about fluency it just means you

about fluency it just means you have the habit of doing that so

akıcılıktan bahsediyoruz bu sadece

akıcılıkla ilgili olduğu anlamına gelir, sadece bunu yapma alışkanlığın olduğu anlamına gelir, bu yüzden bunu

have the habit of doing that so

yapma alışkanlığına sahip ol, bu yüzden

have the habit of doing that so the final fluency have it is

son akıcılığa sahip ol,

the final fluency have it is

the final fluency have it is actually being able to

son akıcılığa sahip ol,

son akıcılığa sahip ol, aslında

actually being able to

actually being able to communicate fluently and

fiilen

akıcı bir şekilde iletişim kurabilmek ve

communicate fluently and

communicate fluently and confidently without having to

akıcı bir şekilde iletişim kurabilmek ve kendinden emin bir şekilde

konuşmak zorunda kalmadan,

confidently without having to

confidently without having to think about grammar rules when

gramer kurallarını

think about grammar rules when

düşünmek zorunda kalmadan, gramer

think about grammar rules when you speak so you can see out

kurallarını düşünmek zorunda kalmadan, akıcı ve kendinden emin bir şekilde iletişim kurabilmek. görebilirsin

you speak so you can see out

you speak so you can see out there kind of all of these

konuştuğunu görebilirsin böylece

konuştuğunu görebilirsin böylece orada bir çeşit bunların hepsini

there kind of all of these

there kind of all of these things are connected to each

orada bir çeşit bunların hepsi

orada bir çeşit tüm bu şeyler birbiriyle bağlantılıdır her

things are connected to each

things are connected to each other and each one needs all of

şey birbiriyle bağlantılıdır her

şey birbiriyle bağlantılıdır birbirine ve her biri birbirine ihtiyaç duyar

other and each one needs all of

other and each one needs all of the others in order to speak

ve her biri diğerinin hepsine ihtiyaç

duyar ve her biri

the others in order to speak

diğerlerini konuşmak için diğerlerinin hepsine ihtiyaç duyar

the others in order to speak properly so when you first

properly so when you first

properly so when you first starting to I guess make the

düzgün bir şekilde, ilk başladığınızda, sanırım başlangıcı yapın, sanırım

starting to I guess make the

starting to I guess make the switch and this is what we help

başlangıcı yapın, sanırım geçişi yapın ve bu, geçişe yardım ettiğimiz şeydir ve geçişe yardım ettiğimiz şey budur

switch and this is what we help

switch and this is what we help people do with a

ve insanların bir insanla yapmasına yardım ettiğimiz şey budur. İngilizceyi

people do with a

people do with a with learning English English

İngilizceyi Öğrenmek İngilizceyi İngilizceyi

with learning English English

with learning English English anyone . com is going from the

Öğrenmek İngilizceyi İngilizceyi

Öğrenmek İngilizceyi Herkes İngilizceyi Öğrenmekle İngilizceyi Öğrenmek com kimseden gidiyor

anyone . com is going from the

anyone . com is going from the classroom learning environment

. com kimseden gidiyor

. com, sınıf öğrenme ortamından sınıf

classroom learning environment

öğrenme ortamı sınıf öğrenme ortamından

classroom learning environment to moving to the native way of

yerel yola geçişten

to moving to the native way of

to moving to the native way of actual fluency training so it's

yerel yola

geçişten gerçek akıcılık eğitiminin yerel yoluna geçişe geçiyor yani bu

actual fluency training so it's

actual fluency training so it's not about learning the language

gerçek akıcılık eğitimi yani

gerçek akıcılık eğitimi yani dili öğrenmekle ilgili

not about learning the language

not about learning the language like you would learn grammar

değil dili öğrenmekle ilgili

değil dili grameri öğreneceğin gibi öğrenmekle ilgili değil

like you would learn grammar

like you would learn grammar rules or vocabulary it's about

grameri öğreneceğin gibi gramer

kurallarını

rules or vocabulary it's about

rules or vocabulary it's about actually developing the habits

veya kelime dağarcığını öğrenir gibi

actually developing the habits

actually developing the habits required to speak fluently

alışkanlıkları geliştirmek

aslında akıcı konuşmak için gerekli alışkanlıkları geliştirmek

required to speak fluently

required to speak fluently because you just don't get them

because you just don't get them

because you just don't get them from a regular classroom saying

from a regular classroom saying

from a regular classroom saying so all these habits come

normal bir sınıftan söyleyerek

normal bir sınıftan yani tüm bu alışkanlıklar gelir yani

so all these habits come

so all these habits come together we're talking about

tüm bu alışkanlıklar gelir yani

tüm bu alışkanlıklar bir araya gelir birlikte hakkında konuşuyoruz

together we're talking about

together we're talking about let's see we got grammar being

birlikte hakkında konuşuyoruz hadi bakalım gramerimiz var bakalım

let's see we got grammar being

let's see we got grammar being able to use grammar

biz dilbilgisi var bir bakalım dilbilgisi var

dilbilgisini kullanabilmek dilbilgisini kullanabilmek dilbilgisini kullanabilmek

able to use grammar

able to use grammar automatically being able to

dilbilgisini otomatik olarak kullanabilmek otomatik olarak akıcı bir şekilde

automatically being able to

automatically being able to speak fluently being able to

konuşabilmek akıcı bir şekilde

speak fluently being able to

speak fluently being able to understand what native English

konuşabilmek akıcı bir şekilde

konuşabilmek ne olduğunu anlayabilmek anadili İngilizce ana dili İngilizce olanın anadili İngilizce olanların ne dediğini

understand what native English

understand what native English speakers are saying we've got

anlamak

speakers are saying we've got

speakers are saying we've got the confidence of being able to

the confidence of being able to

the confidence of being able to understand people what they're

insanlar ne olduklarını

understand people what they're

anlıyorlar insanları ne anlıyorlar ne

understand people what they're saying understand dramatically

söylediklerini anlıyorlar dramatik bir şekilde anlıyorlar dramatik bir şekilde anlıyorlar dramatik bir şekilde anlıyorlar ve

saying understand dramatically

saying understand dramatically and you're actually able to

gerçekten yapabiliyorsun ve gerçekten

and you're actually able to

and you're actually able to communicate even if you're gonna

yapabiliyorsun

ve gerçekten iletişim kurabiliyorsun iletişim kuracaksın iletişim kuracaksan bile

communicate even if you're gonna

communicate even if you're gonna make a mistake which is okay

hata yapacaksan sorun değil hata yap sorun değil hata yap sorun değil

make a mistake which is okay

make a mistake which is okay we've got really great

we've got really great

we've got really great pronunciation all these things

gerçekten harika bir telaffuzumuz var tüm bu şeylerin

pronunciation all these things

telaffuzu tüm bu şeylerin

pronunciation all these things that come together to produce

telaffuzu tüm bu şeylerin bir araya gelmesi üretmek için bir

that come together to produce

that come together to produce fluent speech and really like we

araya gelmesi üretmek için bir araya gelmesi

akıcı konuşma üretmek için bir araya gelmesi ve gerçekten sevdiğimiz

fluent speech and really like we

fluent speech and really like we call them seven fluency habits

akıcı konuşma

ve gerçekten sevdiğimiz akıcı konuşma ve gerçekten istediğimiz gibi yedi akıcılık alışkanlığı bunlara

call them seven fluency habits

yedi akıcılık alışkanlığı diyor,

call them seven fluency habits but they're all interconnected

but they're all interconnected

onlara yedi akıcılık alışkanlığı diyor ama hepsi birbirine bağlı

ama hepsi birbirine bağlı

but they're all interconnected and all these things come

ama hepsi birbirine bağlı ve tüm bunlar geliyor ve tüm bunlar

and all these things come

geliyor

and all these things come together to produce fluent

ve tüm bunlar bir araya gelerek üretmek için bir araya geliyor

together to produce fluent

together to produce fluent speech so if you're thinking

birlikte akıcı üretmek için birlikte

akıcı akıcı konuşma üretmek için yani eğer konuşmayı düşünüyorsanız yani

speech so if you're thinking

speech so if you're thinking about getting fluent and you're

konuşmayı düşünüyorsanız yani

about getting fluent and you're

about getting fluent and you're struggling right now you're at

akıcı olmayı düşünüyorsanız ve akıcı hale gelmek üzereyseniz ve

akıcı hale gelmek üzeresiniz ve siz' şu an mücadele ediyorsun şu anda

struggling right now you're at

mücadele ediyorsun şu anda

struggling right now you're at that point where I like I keep

mücadele ediyorsun şu anda istediğim noktadasın o noktayı sevdiğim yerde tutuyorum istediğim yerde

that point where I like I keep

tutuyorum gittikçe

that point where I like I keep learning more and more words but

daha fazla kelime öğrenmeye devam ediyorum ama

learning more and more words but

learning more and more words but it doesn't feel like I'm getting

öğreniyorum gittikçe daha fazla kelime ama daha

fazla kelime öğreniyorum ama anlıyormuşum gibi

it doesn't feel like I'm getting

it doesn't feel like I'm getting any more fluent the reason for

hissetmiyorum daha akıcı oluyormuşum

gibi hissetmiyor daha akıcı olmanın nedeni

any more fluent the reason for

any more fluent the reason for that is because there's the week

daha akıcı olmanın nedeni bunun nedeni hafta olduğu için çünkü hafta

that is because there's the week

that is because there's the week fluency habit the weak link in

var çünkü hafta var

akıcılık alışkanlığındaki zayıf halka

fluency habit the weak link in

fluency habit the weak link in that chain that you need to

akıcılık alışkanlığındaki zayıf halka ihtiyacın olan o zincirdeki zayıf halka

that chain that you need to

o zincire, geliştirmeniz

that chain that you need to improve so this is actually how

gereken zincire, yani bu aslında nasıl

improve so this is actually how

improve so this is actually how we help people improve

geliştireceğinizdir, yani bu aslında

nasıl geliştireceğinizdir, yani aslında bu şekilde insanların gelişmesine yardımcı oluyoruz,

we help people improve

we help people improve specifically and most people

insanların gelişmesine yardımcı

oluyoruz, insanların özel olarak ve çoğu insanın özel olarak gelişmesine yardımcı oluyoruz

specifically and most people

specifically and most people when they discover this they're

ve çoğu

özellikle insanlar ve çoğu insan bunu keşfettiklerinde bunu

when they discover this they're

when they discover this they're really excited because they see

keşfettiklerinde gerçekten heyecanlanırlar çünkü

really excited because they see

gerçekten heyecanlı görürler çünkü

really excited because they see I ok I've got a really good

gerçekten heyecanlı görürler çünkü görürler ben tamam bende gerçekten iyi bir şey var

I ok I've got a really good

Tamam, gerçekten iyi bir kelime hazinem var,

I ok I've got a really good vocabulary I can read and i can

tamam, gerçekten iyi bir kelime dağarcığım var okuyabilirim ve

vocabulary I can read and i can

vocabulary I can read and i can write very well but I just this

kelime dağarcığı okuyabilirim ve kelime

dağarcığı okuyabilirim ve okuyabilirim ve çok iyi yazabilirim ama sadece bu

write very well but I just this

write very well but I just this this one thing over here like my

çok iyi yazarım ama Ben sadece bunu

çok iyi yazıyorum ama buradaki tek bir şey gibi benim

this one thing over here like my

this one thing over here like my confidence is really weak so

buradaki bu tek şey gibi benim

buradaki tek şey gibi güvenim gerçekten zayıf yani

confidence is really weak so

confidence is really weak so English anyone com we teach

güven gerçekten zayıf yani

güven gerçekten zayıf yani İngilizce herhangi biri biz

English anyone com we teach

English anyone com we teach people how to improve that so

İngilizceyi herkese com öğretin İngilizceyi herkese com öğretiyoruz

insanlara bunu nasıl geliştireceklerini öğretiyoruz, böylece

people how to improve that so

people how to improve that so how to focus on that particular

insanlar bunu nasıl geliştireceklerini,

insanlar bunu nasıl geliştireceklerini, yani belirli bir konuya nasıl odaklanılacağını, belirli bir

how to focus on that particular

how to focus on that particular thing how to start developing

konuya nasıl odaklanılacağını,

o belirli şeye nasıl odaklanılacağını öğretiyoruz. bir şey geliştirmeye nasıl başlanır bir

thing how to start developing

thing how to start developing that particular habit and when

şey geliştirmeye nasıl başlanır o belirli alışkanlığı geliştirmeye nasıl başlanır ve

that particular habit and when

that particular habit and when you do that it makes the entire

o belirli alışkanlık ve ne zaman

o belirli alışkanlık ve bunu yaptığınızda yaptığınız her şeyi yapar, yaptığınız

you do that it makes the entire

her şeyi yapar,

you do that it makes the entire chain stronger so the weakest

tüm zinciri güçlendirir yani en zayıf

chain stronger so the weakest

chain stronger so the weakest link of that chain whatever that

zincir daha güçlü yani en zayıf

zincir daha güçlü yani o zincirin en zayıf halkası o

link of that chain whatever that

zincirin o halkası her neyse o zincirin o halkası her ne ise bu olan şey bu olan

link of that chain whatever that is that's the thing that's

is that's the thing that's

is that's the thing that's stopping you from speaking

stopping you from speaking

şey bu seni konuşmaktan alıkoyan şey bu

konuşmanı engelliyor akıcı

stopping you from speaking fluently so take a moment and

konuşmanı engelliyor o yüzden bir dakika dur ve

fluently so take a moment and

akıcı bir şekilde bu yüzden bir dakika dur ve

fluently so take a moment and think about what are the things

think about what are the things

akıcı bir şekilde bu yüzden bir dakika dur ve şeylerin ne olduğunu düşün ne hakkında

think about what are the things that you really struggle with as

düşün ne hakkında düşün gerçekten mücadele ettiğin şeyler neler ana dili İngilizce olan biri olarak gerçekten

that you really struggle with as

that you really struggle with as a native speaker or I guess my

mücadele ettiğin şeyle gerçekten

mücadele ettiğin veya

a native speaker or I guess my

a native speaker or I guess my native speaker but a learner of

sanırım benim anadilim

native speaker but a learner of

native speaker but a learner of the language is it that you

dilin özelliği sen misin

the language is it that you

the language is it that you struggle with pronunciation or

dil sen misin

dil sen misin telaffuz konusunda zorluk çekiyorsun veya

struggle with pronunciation or

telaffuz ile mücadele ediyorsun veya telaffuz

struggle with pronunciation or maybe grammar or you lack

ile mücadele ediyorsun ya da

maybe grammar or you lack

maybe grammar or you lack confidence or you don't know how

belki dilbilgisi ya da belki dilbilgisinden yoksunsun ya da

belki dilbilgisinden yoksunsun ya da kendine güveniyorsun ya da bilmiyorsun 'ne kadar kendine

confidence or you don't know how

confidence or you don't know how to practice with native speakers

güvendiğini biliyorsun ya da ne kadar

güvendiğini bilmiyorsun ya da anadili İngilizce olanlarla nasıl pratik yapacağını bilmiyorsun

to practice with native speakers

to practice with native speakers or you don't know the native

anadili İngilizce olanlarla pratik yapmak için anadili İngilizce olmayanlarla

pratik yapmak için ya da ana dilini bilmiyorsun

or you don't know the native

or you don't know the native vocabulary that people use or

ya da bilmiyorsun yerli

ya da insanların kullandığı anadili kelime dağarcığını bilmiyorsun ya da

vocabulary that people use or

vocabulary that people use or you have trouble understanding

insanların kullandığı kelime dağarcığını bilmiyorsun

ya da anlamakta güçlük çekiyorsun anlamakta güçlük çekiyorsun

you have trouble understanding

you have trouble understanding people whatever that have it is

insanları anlamakta güçlük çekiyorsun buna sahip olan her neyse

people whatever that have it is

people whatever that have it is we can help you improve that

insanlar da her neyse

insanlar her neyse geliştirmenize yardımcı olabiliriz geliştirmenize yardımcı olabiliriz o şeyi

we can help you improve that

we can help you improve that thing and that's what we do in

geliştirmenize yardımcı olabiliriz ve şeyde yaptığımız şey budur

thing and that's what we do in

thing and that's what we do in english anyone

english anyone

ve şeyde yaptığımız da budur ve

ingilizcede yaptığımız şey budur ingilizce herkes ingilizce herkes

english anyone calm anyway I'd like you to just

ingilizce herkes sakin her neyse

calm anyway I'd like you to just

calm anyway I'd like you to just think about this idea of the

sakinleşmeni istiyorum yine de

sakinleşmeni istiyorum yine de bu fikir hakkında düşünmeni istiyorum

think about this idea of the

bu fikir hakkında

think about this idea of the seven food fluency habits and

düşün bu yedi gıda akıcılığı alışkanlığı ve

seven food fluency habits and

yedi akıcı yemek yeme alışkanlığı ve

seven food fluency habits and understand that when you're in

yedi akıcı yemek yeme alışkanlığı ve şunu anlayın ki anladığınızda bunu anladığınızda anlayın ki

understand that when you're in

understand that when you're in the process of improving always

gelişme sürecindeyken her zaman

the process of improving always

the process of improving always focus on the weakest habit first

gelişme süreci her zaman

gelişme süreci her zaman en zayıf alışkanlığa odaklanın önce en

focus on the weakest habit first

zayıf alışkanlığa odaklan ilk önce en

focus on the weakest habit first so make that weakest habit

zayıf alışkanlığa odaklan o yüzden o en zayıf alışkanlığı yap

so make that weakest habit

so make that weakest habit stronger and then move on to the

yani o en zayıf alışkanlığı yap

yani bu en zayıf alışkanlığı güçlendir ve sonra daha

stronger and then move on to the

stronger and then move on to the next one that's also week and

güçlü olana geç sonra daha

güçlü olana geç ve sonra bir sonrakine geç biri aynı zamanda hafta ve bir

next one that's also week and

sonraki de hafta ve bir

next one that's also week and then you can start improving

then you can start improving

then you can start improving that as well I don't want to

sonraki de hafta ve sonra gelişmeye başlayabilirsin sonra

gelişmeye başlayabilirsin sonra onu da

geliştirmeye başlayabilirsin Onu

that as well I don't want to

that as well I don't want to give you too much information in

da istemiyorum bunu da istemiyorum bu videoda size

çok fazla bilgi vermek istemiyorum

give you too much information in

give you too much information in this video but really be to the

ama gerçekten

this video but really be to the

this video but really be to the general overall point is that

bu videoya ama gerçekten

bu videoya ama gerçekten genele bağlı kalın nokta şu ki

general overall point is that

general overall point is that language learning just like

genel genel nokta şu

genel genel nokta şu ki dil öğrenme tıpkı

language learning just like

language learning just like sports or learning an instrument

dil öğrenme gibi tıpkı

dil öğrenme gibi tıpkı spor gibi veya bir enstrüman sporu öğrenmek

sports or learning an instrument

sports or learning an instrument is not about learning a list of

veya bir enstrüman

sporu öğrenmek veya bir enstrüman öğrenmekle ilgili değil bir liste öğrenmekle ilgili değil

is not about learning a list of

is not about learning a list of particular things or

bir listesini öğrenmek,

belirli şeylerin veya

particular things or

particular things or understanding things in an

belirli şeylerin bir listesini öğrenmek veya

belirli şeyleri anlamak veya şeyleri anlamak, şeyleri entelektüel bir şekilde anlamak,

understanding things in an

understanding things in an intellectual way language

dil

intellectual way language

entelektüel yolu dil

intellectual way language learning is an emotional thing

entelektüel yolu dil öğrenimi duygusal bir şeydir

learning is an emotional thing

learning is an emotional thing it's a habit thing that you have

öğrenme duygusal bir şeydir

öğrenme duygusal bir şeydir, bu bir alışkanlıktır, sahip olduğunuz bir şeydir, sahip olduğunuz bir

it's a habit thing that you have

it's a habit thing that you have to develop over time through use

şeydir, sahip olduğunuz bir

şeydir, bir alışkanlıktır, kullanarak zamanla geliştirmeniz gerekir, kullanarak,

to develop over time through use

to develop over time through use so you have to use the language

zamanla geliştirerek,

zamanla geliştirerek, bu yüzden kullanmanız gerekir. dili

so you have to use the language

so you have to use the language in order to actually be cable be

yani dili kullanmak zorundasın

bu yüzden dili gerçekten kablo olmak için kullanmalısın gerçekten kablo olmak için ol

in order to actually be cable be

in order to actually be cable be able to use it confidently and

gerçekten kablo olmak için onu güvenle kullanabilmek ve

able to use it confidently and

able to use it confidently and fluently

güvenle kullanabilmek ve

kullanabilmek güvenle ve akıcı bir şekilde akıcı bir şekilde akıcı bir şekilde kullanmak için

fluently

fluently well that's the end of this

bu kuyunun sonu bu kuyunun sonu bu

well that's the end of this

well that's the end of this video if you have any questions

videonun sonu bu videonun herhangi bir sorunuz varsa

video if you have any questions

video if you have any questions about any of this you can I do a

video herhangi bir sorunuz varsa video bu konuda herhangi bir sorunuz varsa yapabilirsiniz

about any of this you can I do a

about any of this you can I do a make a comment down below in the

Bunlardan herhangi biri hakkında bir şey yapabilirim,

bunlardan herhangi biri hakkında bir şey yapabilirim, aşağıda bir yorum yapabilirim,

make a comment down below in the

make a comment down below in the comments section and again like

aşağıda bir yorum yapmak için aşağıda bir

yorum yapın, yorumlar bölümünde bir yorum yapın ve yine

comments section and again like

comments section and again like the video if you have enjoyed it

yorumlar bölümünü beğenin ve

yorumlar kısmını tekrar beğenin ve videoyu tekrar beğenin beğendiyseniz video hoşunuza gittiyse video hoşunuza gittiyse

the video if you have enjoyed it

the video if you have enjoyed it become a subscriber to the

abone olun abone olun youtube abone

become a subscriber to the

become a subscriber to the YouTube channel if you have not

değilseniz youtube kanalına abone olun kanalım

YouTube channel if you have not

YouTube channel if you have not already and i look forward to

yoksa

YouTube kanalım yoksa kanalım ve

already and i look forward to

şimdiden sabırsızlanıyorum ve

already and i look forward to seeing you in the next video bye

şimdiden sabırsızlanıyorum ve bir sonraki videoda görüşmek üzere hoşçakalın bir

seeing you in the next video bye

sonraki videoda görüşmek üzere hoşçakalın bir

seeing you in the next video bye bye

bye

sonraki videoda görüşmek üzere hoşçakalın hoşçakalın güle

bye to continue learning click on

güle öğrenmeye devam etmek için tıklayın öğrenmeye devam etmek için tıklayın

to continue learning click on

to continue learning click on the link in this video to

öğrenmeye devam etmek için tıklayın bu videodaki bağlantıya tıklayın bu

the link in this video to

the link in this video to download speak English naturally

videodaki bağlantıya tıklayın

bu videodaki bağlantıya indirmek için İngilizce konuşun doğal olarak indirin

download speak English naturally

download speak English naturally our free guide to speaking and

İngilizce doğal olarak konuşun

indirin doğal olarak İngilizce konuşun ücretsiz konuşma kılavuzu ve

our free guide to speaking and

our free guide to speaking and sounding like a native English

ücretsiz konuşma kılavuzumuz ve

ücretsiz kılavuzumuz anadili İngilizce gibi konuşma ve konuşma

sounding like a native English

anadili İngilizce

sounding like a native English speaker the guide reveals the

gibi konuşma kılavuzu anadili İngilizce olan gibi konuşma kılavuzu konuşmacıyı ortaya koyuyor kılavuz konuşmacıyı

speaker the guide reveals the

speaker the guide reveals the three most important kinds of

ortaya koyuyor

kılavuz en önemli üç türü ortaya koyuyor

three most important kinds of

three most important kinds of conversational English must

üç en önemli türden

konuşma İngilizcesinin en önemli üç türünden biri

conversational English must

konuşma İngilizcesi olmalı konuşma İngilizcesi olmalı konuşma İngilizcesi öğrenmeli ses

conversational English must learn if you want to sound

çıkarmak istiyorsan öğren

learn if you want to sound

learn if you want to sound native and will help you

ses çıkarmak istiyorsan öğren yerli gibi görünmek

istiyorsan öğren

native and will help you

native and will help you experience instant improvement

ve anadiline yardımcı olacak ve anadiline yardımcı olacak ve

anında iyileştirme deneyimi yaşamanıza yardımcı olacak anında iyileştirme

experience instant improvement

experience instant improvement in your fluency and speaking

deneyimi akıcılığınızda ve akıcılığınızda anında gelişme ve akıcılığınızda konuşma

in your fluency and speaking

in your fluency and speaking confidence to download your FREE

ve özgüvenle konuşma özgüveninizi ÜCRETSİZ indirmek için güveninizi

confidence to download your FREE

confidence to download your FREE guide on a mobile device click

ÜCRETSİZ indirmek için

ÜCRETSİZ güveninizi bir mobil cihaza indirmek için kılavuza tıklayın

guide on a mobile device click

guide on a mobile device click on the link in the upper right

bir mobil cihaz

kılavuzu bir mobil cihazda indirmek için bu videonun sağ üst kısmındaki

on the link in the upper right

on the link in the upper right of this video to download your

bağlantının sağ üst kısmındaki bağlantıya tıklayın

bu videonun sizinkini indirmek için bu videonun

of this video to download your

of this video to download your FREE guide from a computer click

sizinkini indirmek için

bu videonun sizinkini ÜCRETSİZ indirin bilgisayardan rehbere tıklayın

FREE guide from a computer click

ÜCRETSİZ bilgisayardan rehbere tıklayın ÜCRETSİZ

FREE guide from a computer click on the link in the lower right

bilgisayardan rehbere tıklayın sağ alttaki linke tıklayın sağ alttaki

on the link in the lower right

on the link in the lower right of this video i look forward to

linke tıklayın bu videonun sağ alt köşesindeki linke

of this video i look forward to

of this video i look forward to seeing you in the guide

bu videoyu sabırsızlıkla bekliyorum Bu videoyu sabırsızlıkla bekliyorum

seni rehberde görmek için sabırsızlanıyorum