Crime & Police Idioms - Learn English Idioms - English Lesson About Crime - EnglishAnyone.com

here are some useful crime and

işte bazı yararlı suçlar ve

here are some useful crime and police Indians from English

işte bazı yararlı suçlar ve İngiliz polisinden Kızılderili polisleri İngiliz

police Indians from English

polisinden Kızılderililer

police Indians from English anyone . com

İngiliz polisinden Kızılderililer.

anyone . com

herhangi biri .

anyone . com these idioms all have their

herhangi biri . com bu deyimlerin hepsinin kendi

these idioms all have their

bu deyimleri var hepsinin bu

these idioms all have their origins in criminal activity but

deyimlerin hepsinin kökenleri suç faaliyetinde ama

origins in criminal activity but

origins in criminal activity but they have many uses in regular

kökenleri suç faaliyetindeama

kökenleri suç faaliyetinde ama düzenli olarak birçok kullanımları var

they have many uses in regular

they have many uses in regular conversations to describe

Normal konuşmalarda birçok kullanımları var Normal konuşmalarda birçok kullanımları var konuşmaları anlatmak için konuşmaları

conversations to describe

conversations to describe innocent situations

anlatmak için

masum durumları anlatmak için masum durumlar

innocent situations

innocent situations a steal a steal

masum durumlar bir çalmak bir çalmak

a steal a steal

a steal a steal is something you bought that is

bir çalmak bir

çalmak bir çalmak satın aldığınız bir şeydir bu

is something you bought that is

is something you bought that is much cheaper than you expected

satın aldığınız bir şeydir bu

satın aldığınız bir şeydir beklediğinizden çok daha ucuza

much cheaper than you expected

much cheaper than you expected we use this idiot to indicate

beklediğinizden

çok daha ucuz beklediğinizden çok daha ucuz bu aptalı belirtmek için kullanıyoruz

we use this idiot to indicate

we use this idiot to indicate something that is such a great

bu aptalı belirtmek için

kullanıyoruz bu aptalı çok harika bir şeyi belirtmek için kullanıyoruz

something that is such a great

something that is such a great value that it's almost like you

value that it's almost like you

value that it's almost like you stole it

stole it

Değer verdiğineneredeyse öyle

değer veriyorsun ki neredeyse çalmış gibi çalmışsın çalmış

stole it I found a pair of designer shoes

I found a pair of designer shoes

I found a pair of designer shoes for over ninety percent off

for over ninety percent off

for over ninety percent off they were a steal

yüzde doksanın üzerinde bir indirim onlar bir hırsızlıktı onlar

they were a steal

birhırsızlıktı onlar

they were a steal partners in crime partners in

bir hırsızlıktı suç ortakları suç

partners in crime partners in

partners in crime partners in crime

crime

ortakları suç

ortakları suçortakları suç ortakları suç

crime are people who work together to

suç

are people who work together to

birlikte çalışan insanlardır birlikte çalışan

are people who work together to commit a crime or trick others

insanlardır bir suç işlemek veya başkalarını suç işlemek için birlikte çalışmak veya başkalarını bir

commit a crime or trick others

commit a crime or trick others this video can also be used as

suç işlemek için kandırmak veya başkalarını kandırmak için bu video da kullanılabilir çünkü

this video can also be used as

this video can also be used as an exaggeration to describe any

bu video aynı zamanda herhangi bir abartıyı açıklamak için bir abartı olarak kullanılabilir. düzenli olarak bir şeyler yapan çocuklar da dahil olmak üzere

an exaggeration to describe any

an exaggeration to describe any group of people including

bir grup insan da dahil olmak üzere herhangi bir insan grubunu tanımlamak için herhangi bir abartıyı tanımlayın

group of people including

group of people including children who regularly do things

children who regularly do things

children who regularly do things to get those kids up the street

to get those kids up the street

to get those kids up the street are real partners in crime

sokaktaki o çocuklar gerçek suç ortakları gerçek

are real partners in crime

suç ortakları

are real partners in crime they do everything to get

gerçek suç ortakları elde etmek için her şeyi yapıyorlar elde etmek için her şeyi yapıyorlar

they do everything to get

they do everything to get beat the rap to beat the rap

rap'i yenmek için her şeyi yapıyorlar

beat the rap to beat the rap

beat the rap to beat the rap means to escape punishment for

rap'iyenmek için her şeyi yapıyorlar

rap yenmek rap cezadan kaçmak anlamına gelir

means to escape punishment for

means to escape punishment for crime

cezadan kaçmak anlamına gelir cezadan

kaçmak anlamına gelir suç için cezadan kaçmak anlamına gelir suç suçu bu deyim bu deyim için kullanılabilir bu

crime

crime this idiom can be used to

this idiom can be used to

this idiom can be used to describe anyone who gets away

deyim kaçan herkesi tarif etmek için kullanılabilir

describe anyone who gets away

describe anyone who gets away with something

with something

with something the boy was sent to the

çocuk,

the boy was sent to the

the boy was sent to the principal's office for fighting

kavga ettiği için müdürün ofisine gönderildi,

principal's office for fighting

principal's office for fighting but he talked his way out of

kavga ettiği için müdürün ofisine gönderildi, ancak konuşarak çıkış yolunu buldu.

but he talked his way out of

but he talked his way out of detention and beat the rap

amakonuşarak kaçtı

ama konuşarak gözaltından çıktı ve tutuklama cezasını yendi ve rap

detention and beat the rap

detention and beat the rap cop a plea to cop a plea means

tutukluluğunu yendi ve rap polisini dövdü

cop a plea to cop a plea means

cop a plea to cop a plea means to plead guilty to or say you

bir savunma, suçunu kabul etmek veya suçunu kabul ettiğini söylemek veya

to plead guilty to or say you

to plead guilty to or say you did a crime in order to receive

suçunu kabul ettiğini söylemek veya

did a crime in order to receive

did a crime in order to receive a lighter punishment

daha hafif bir ceza almak için bir suç işlediğini almak için bir suç işlediğini söylemek anlamına gelir.

a lighter punishment

ceza daha

a lighter punishment people usually do this when they

hafif bir ceza insanlar bunu genellikle yaptıklarında yaparlar bunu insanlar

people usually do this when they

people usually do this when they know they will be caught and

genellikle bunu yaptıklarında yakalanacaklarını bildiklerinde ve

know they will be caught and

yakalanacaklarını bildiklerinde

know they will be caught and punished more severely for not

yakalanacaklarını bildiklerinde ve cezalandırılmadıkları için

punished more severely for not

daha ağır cezalandırılacaklarınıbildiklerinde

punished more severely for not confessing to a crime they

bir suçu itiraf etmedikleri için daha ağır cezalandırılırlar bir suçu

confessing to a crime they

confessing to a crime they committed the man who stole the

itiraf ederler bir

suçu itiraf ederler çalan adam

committed the man who stole the

committed the man who stole the car

car

işleneni çalan adam işlenen arabayı

çalan adam araba

car copped a plea to spend less time

araba polise başvurdu daha az zaman harcamak için

copped a plea to spend less time

copped a plea to spend less time in jail

bir savunma polise yakalandı daha az zaman harcamak için

yalvarmak suçlandı bir savunma hapiste daha az zaman geçirmek için hapiste hapiste

in jail

in jail face the music to face the music

müzikle yüzleşin müzikle yüzleşin müzikle yüzleşin

face the music to face the music

face the music to face the music means to receive punishment for

müzikle

yüzleşin müzikle yüzleşin müzikle yüzleşin müzikle yüzleşin müzikle yüzleşin

means to receive punishment for

means to receive punishment for a crime you committed people

bir suç için ceza almak insanlar

a crime you committed people

bir suç işlediniz insanlar

a crime you committed people usually face something like an

bir suç işlediniz insanlar genellikle şuna benzer bir şeyle karşı karşıyadır: genellikle yüz gibi bir şey genellikle

usually face something like an

usually face something like an enemy or something else they are

düşman gibi bir şeyle veya başka bir şeyle

enemy or something else they are

enemy or something else they are looking forward to this idiom

düşmandırlar veyabaşka bir şey onlar

düşmandır veya başka bir şey bu deyimi dört gözle bekliyorlar bu deyimi dört gözle bekliyorum

looking forward to this idiom

looking forward to this idiom can be used when receiving

bu deyim alırken kullanılabilir alırken kullanılabilir

can be used when receiving

can be used when receiving punishment for doing anything

ceza alırken kullanılabilir herhangi bir şey yaptığı için

punishment for doing anything

punishment for doing anything the girl was caught trying to

ceza herhangi bir şey yaptığı için

ceza kızın yapmaya çalıştığı herhangi bir şeyi yaptığı için ceza

the girl was caught trying to

kız

the girl was caught trying to steal candy from a baby and had

bir bebekten şeker çalmaya çalışırken yakalandı ve bir bebekten

steal candy from a baby and had

steal candy from a baby and had to face the music

şeker çaldıve

bir bebekten şeker çaldı ve müzikle yüzleşmek için müzikle yüzleşmek zorunda kaldı

to face the music

to face the music a slap on the wrist when you get

müzikle yüzleşmek için bileğe bir tokat

a slap on the wrist when you get

bileğine bir tokat aldığında bileğine

a slap on the wrist when you get or give a slap on the wrist you

bir tokat aldığında bileğine bir tokat aldığında ya da verdiğinde senin ya da bileğine bir

or give a slap on the wrist you

or give a slap on the wrist you get or give a punishment that is

tokat verdiğinde sen ya da

bileğine bir tokat verdiğinde bir ceza alırsın ya da verirsin

get or give a punishment that is

get or give a punishment that is light or easy in comparison to

bir ceza al veya ver,

bir ceza al veya ver, hafif veya hafife göre kolay

light or easy in comparison to

light or easy in comparison to the crime committed this idiom

veya

hafife göre kolay veya işlenen suça göre kolay bu deyim işlenen

the crime committed this idiom

suç budeyim

the crime committed this idiom comes from teaching children to

işlenen suç bu deyim öğretimden gelir Çocuklar tokatlamakla nazik

comes from teaching children to

comes from teaching children to behave by slapping them gently

davranmak Tokatlamakla nazik davranmak Çocuklara tokatlamakla nazik davranmak Çocuklara tokatlamakla nazik davranmak Çocuklara öğretmekten gelir Tam

behave by slapping them gently

behave by slapping them gently on the wrist for the area just

bilek üzerindeki alan için Bileğin hemen üzerindeki alan için Bileğin

on the wrist for the area just

hemen

on the wrist for the area just above the head when they do

üzerindeki alan için Bileğine hafifçe vurmak kafa yaptıklarında başlarının

above the head when they do

üstündeyaptıklarında

above the head when they do something wrong you will often

başlarının üstünde yaptıklarında yanlış bir şey yaptıklarında sık sık

something wrong you will often

something wrong you will often hear this idiom used when

yanlış bir şey yapacaksınızsık sık

yanlış bir şey yapacaksınız bu deyimin kullanıldığını

hear this idiom used when

hear this idiom used when companies who commit crimes like

duyduğunuzda bu deyimin kullanıldığını duyduğunuzda

bu deyimin suç işleyen şirketler tarafından kullanıldığını duyduğunuzda sıklıkla duyacaksınız

companies who commit crimes like

suç işleyen şirketlergibi

companies who commit crimes like dumping toxic waste

zehirli atık atmak zehirli atık atmak gibi suç işleyen şirketler gibi

dumping toxic waste

dumping toxic waste only have to pay small amounts

sadece küçük meblağlar ödemek zorunda sadece

only have to pay small amounts

only have to pay small amounts of money as punishment that

küçükmiktarlar ödemek zorunda

ceza olarak sadece küçük miktarlarda para ödemek zorunda paranın

of money as punishment that

of money as punishment that executive only got a slap on the

cezası olarak

paranın cezası olarak ceza olarak yöneticiye sadece bir tokat yedi

executive only got a slap on the

executive only got a slap on the wrist after losing the pension

Yöneticiye sadece bir tokat geldi

wrist after losing the pension

wrist after losing the pension money of his employees

Çalışanlarının emekli maaşını kaybettikten sonra emeklilik bileğini de kaybeden yöneticiye sadece bir tokat verildi.

money of his employees

money of his employees get away with murder when you

çalışanlar cinayetten paçayı sıyırır cinayetten paçayı kurtarırsın cinayetten

get away with murder when you

get away with murder when you get away with murder

sıyrılırsın cinayetten

get away with murder

sıyrılırsın cinayetten sıyrılırsın cinayetten sıyrılırsın yaptığın için

get away with murder you are not punished for doing

cezalandırılmazsın yaptığın için

you are not punished for doing

you are not punished for doing something bad

cezalandırılmazsın bir şey yaptığın için cezalandırılmazsın kötü bir

something bad

şey kötü bir şey

something bad this idiot comes from real court

kötü bu salak gerçek mahkemeden geliyor

this idiot comes from real court

this idiot comes from real court cases where people suspected of

busalakgerçek mahkemeden geliyor bu

salak gerçek mahkeme davalarından geliyor;

cases where people suspected of

cases where people suspected of committing crimes are found not

committing crimes are found not

committing crimes are found not guilty

suçsuz bulundu suçlu suçlu

guilty

guilty my brother always stays out late

kardeşim hep geç kalıyor kardeşim hep geç kalıyor

my brother always stays out late

my brother always stays out late and recently crashed our car but

kardeşim hep geç kalıyor ve yakın zamanda arabamıza çarptı ama ve yakın zamanda arabamıza

and recently crashed our car but

çarptıama

and recently crashed our car but my parents never punish him he

ve yakın zamanda arabamıza çarptı ama ailem onu ​​asla cezalandırmadı o

my parents never punish him he

my parents never punish him he gets away with murder

benim ailem onu aslacezalandırma o

ailem onu ​​asla cezalandırmaz o cinayetten paçayı

gets away with murder

gets away with murder on the case to be on the case

kurtarır cinayetten paçayı

sıyır davada olmak davada davada olmak

on the case to be on the case

on the case to be on the case means to be solving a problem or

davada davada olmak davada olmak çözmek demektir bir problem veya

means to be solving a problem or

means to be solving a problem or taking control of a situation

bir problemi çözmek anlamına gelirveya

bir problemi çözmek veya bir durumu kontrol altına almak anlamına gelir bir durumu kontrol altına almak bir

taking control of a situation

durumu kontrol altına

taking control of a situation this idiom comes from cases or

almak bu deyim vakalardan gelir veya

this idiom comes from cases or

this idiom comes from cases or crimes

crimes

bu deyimvakalardan gelirveya

budeyim vakalardan gelirveya suçlar suçlar suçlar

crimes the police attempt to solve a

polisin çözmeye teşebbüs etmesi a

the police attempt to solve a

the police attempt to solve a case is open when begun and

polisin çözmeye teşebbüs etmesi polisin

çözmeye teşebbüsü bir dava açıldığında açıktır ve

case is open when begun and

case is open when begun and closed when you saw someone

açıldığında dava açıktır ve başladığında dava açıktır ve birini gördüğünüzde kapanan

closed when you saw someone

closed when you saw someone keeps stealing my cookies until

birini gördüğünüzde kapanandır

birinin kurabiyelerimi çaldığını gördüğünde kim olduğunu öğrenene kadar

keeps stealing my cookies until

keeps stealing my cookies until I find out who it is

kurabiyelerimi çalana kadar sürekli

kurabiyelerimi çaldığını gördüğünde kim olduğunu bulurum

I find out who it is

I find out who it is I'm on the case

kim olduğunu bulurum davanın üzerindeyim

I'm on the case

I'm on the case for more free tips lessons and

davanın üzerindeyim ben

Daha fazla ücretsiz bahşiş dersi ve

for more free tips lessons and

daha fazla ücretsiz bahşişdersive daha

for more free tips lessons and videos and to discover the seven

fazla ücretsiz bahşiş dersi ve videosu için ve yedi videoyu keşfetmek

videos and to discover the seven

veyedi

videos and to discover the seven secrets to becoming a confident

videoyu keşfetmek ve kendinden emin olmanın yedi sırrını keşfetmek için davanın başındayım. kendine güvenen

secrets to becoming a confident

secrets to becoming a confident fluent English speaker easily

akıcı bir İngilizce konuşmacısı olmanın kendine güvenen sırları kolayca

fluent English speaker easily

fluent English speaker easily and automatically visit us at

akıcıİngilizce konuşmacısı kolayca

akıcı İngilizce konuşmacısı olarak bizi kolayca ve otomatik olarak adresinde ziyaret edin

and automatically visit us at

and automatically visit us at English anyone . com

vebizi otomatik olarak adresinde ziyaret edin

ve bizi otomatik olarak herkes İngilizce olarak ziyaret edin. iletişim