How To Use THE Like A Native English Speaker

have any issues with connectivity it always takes  me a while to draw these so I think we're good  

bağlantıyla ilgili herhangi bir sorun yaşarsam, bunları çizmem her zaman biraz zaman alır, bu yüzden bence iyiyiz   tamam,

all right as we welcome new people here I am  Drew Badger the founder of englishanyone.com  

burada yeni insanları karşılıyoruz, ben Drew Badger, englishanyone.com'un   kurucusu

and the English fluency guide today I thought  I would make an interesting video for you about  

ve İngilizce akıcılık rehberi bugün  yapacağımı düşündüm

the word the and how to use it like a native  speaker I wanted to make this video because a  

the kelimesi ve bu kelimenin anadili gibi nasıl kullanılacağı hakkında sizin için ilginç bir video. Bu videoyu yapmak istedim çünkü   bir

while ago I got a video from Viviana this is a  student in fluent for life and she used a lot  

süre önce Viviana'dan bir video aldım.

of great native uses of the which really made  her sound like a native speaker I was impressed  

onu gerçekten anadili gibi hissettiren kullanımları

about that and so I thought I would share a lot  of those and many more in this video [Music]  

bundan etkilendim   ve bu yüzden bu videoda [Müzik]   bunlardan birçok paylaşacağımı düşündüm   bu yüzden

so pardon me is that erase these over here  let me know if chat is working so you can  

bunları buradan silin se bana bildirin sohbet çalışıyor, yani

just comment tell me where you're from  or if you have any questions that kind  

yorum yapabilirsiniz, bana nereli olduğunuzu söyleyin veya bu tür sorularınız varsa,

of thing I'll try to be quick as usual  and then I'll stay around I don't have  

her zamanki gibi hızlı olmaya çalışırım ve sonra buralarda olacağım

that much time for this video today but I will  do my best to answer any questions people have

için fazla zamanım yok bugün bu video ama insanların sorularını yanıtlamak için elimden gelenin en iyisini yapacağım

but let's get into it what let's see uh okasa  from Indonesia nice to see you there all right  

ama hadi konuya girelim ne görelim Endonezya'dan uh okasa sizi orada görmek güzel pekala   hadi başlayalım daha

well let's get rolling I will come back and check  uh questions later and then we'll see how we do  

sonra geri gelip soruları kontrol edeceğim ve sonra biz nasıl yapacağımızı göreceğiz   bu yüzden

so as I mentioned this is about the word the and  the basic meaning you've probably seen videos or  

bahsettiğim gibi bu kelimeyle ilgili ve muhtemelen videolarda görmüşsünüzdür veya

you've learned about this in school and you've  probably used it many times the is about seven  

bunu okulda öğrenmişsinizdir ve muhtemelen  birçok kez kullanmışsınızdır.

percent of written text so you might have like  five percent seven percent around that so it's  

yazılı metin yani yaklaşık yüzde beş yüzde yedi civarında olabilir, bu yüzden

the most commonly used word in English but I'd  really like to help you use it more like a native  

İngilizce'de en sık kullanılan kelimedir ancak onu  anadili gibi kullanmanıza yardımcı olmayı gerçekten isterim

speaker because the definitions or the examples  of it that you usually get in textbooks are not  

çünkü genellikle bunun tanımları veya örnekleri alırsınız ders kitaplarında

they're kind of incomplete really natives actually  use the the word in in many ways and we'll cover  

biraz eksik değiller gerçekten yerliler aslında  in kelimesini birçok şekilde kullanıyorlar ve

a lot of those in the video we won't be able to  cover all of them because there are really too  

videoda bunların çoğuna değineceğiz, hepsini ele alamayacağız çünkü gerçekten çok   çok

many but the point of this video really is to help  you think and speak more like a native especially  

fazla var ama bu videonun asıl amacı, özellikle bu çok önemli kelimeyi kullanarak bir yerli gibi düşünmenize ve konuşmanıza yardımcı olmaktır

using this very important word uh so just to give  a very quick lesson about the the common uses of  

uh yani sadece bu kelimenin yaygın kullanımları hakkında çok hızlı bir ders vermek uh

it uh so this is the definite article and we have  the indefinite articles as well so we have a and  

yani bu kesin makale ve biz Belirsiz makaleler de vardır, bu yüzden bir ve an'ımız var

an and the only time we're really talking about  the difference between these is when something  

ve bunlar arasındaki farktan gerçekten bahsettiğimiz tek zaman, bir şeyin

is specific or when something is not so as an  example and and I just want to cover this very  

belirli olması veya bir şeyin öyle olmamasıdır ve örnek olarak bunu çok   ele almak istiyorum

quickly because you're probably familiar with  these rules already but just in case so we have  

çünkü muhtemelen bu kurallara zaten aşinasınızdır, ancak her ihtimale karşı elimizde

a and and we're talking about something uh kind  of unspecific like a marker could you give me a  

bir ve ve biz uh belirsiz bir şeyden bahsediyoruz,

marker could you give me a marker so in that  case you're being not specific unspecific you  

örneğin bir işaretçi bana bir spesifik değil spesifik değil

don't care about which marker so this is a marker  this is a marker this is a marker this is one of  

hangi işaretçiyi umursamıyorsunuz, bu yüzden bu bir işaretçi bu bir işaretçi bu bir işaretçi bu   İngilizce

the first lessons that you learn uh when learning  English so this is a marker we use a or uh when  

öğrenirken öğrendiğiniz ilk derslerden biri yani bu bir işaretleyici a veya uh kullandığımız

we're talking about like a marker a book something  like that where it's easy to say the word so a  

bir kitap gibi bir şeyden söz ettiğimizde bunun gibi bir şey  kelimeyi söylemenin kolay olduğu bir

marker a book but if we have an eraser so we  have the word e over here so the Eraser eraser

kitap ama bir silgimiz varsa, burada  e kelimemiz var yani Silgi silgi

the sound of it and eraser sounds  much easier than if we just have a  

sesi ve silgi kulağa bir    göz silgimiz olduğundan çok daha kolay ah silgi

eye eraser oh eraser okay so we have and here  just to make it easier to say everybody should be  

tamam o yüzden burada herkesin bu kurallara   aşina olması gerektiğini söylemeyi kolaylaştırmak için

familiar with these rules of the uh a and versus  the over here now basically these two are exactly  

burada  şimdi temel olarak bu ikisi tamamen

the same it's just for pronunciation purposes and  which is easier to say so if we have a word like  

aynıdır bu sadece telaffuz amaçlıdır ve hangisinin söylenmesi daha kolaysa şemsiye ve şemsiye gibi bir kelimemiz varsa

umbrella and umbrella is easier to say but if  we're talking about a specific one like I want  

söylemesi daha kolaydır, ancak siyah kalemi istiyorum gibi belirli bir kelimeden bahsediyorsak diğerini

the black marker we want this thing and not the  other one so we're not talking about a marker we  

değil bu şeyi istiyoruz yani bir belirteçten bahsetmiyoruz

want the marker all right so these are the basic  fundamental rules about a and so these are the  

işaretçiyi iyi istiyoruz yani bunlar a hakkında temel  temel kurallar ve yani bunlar

indefinite articles versus the definite article  these are all determiners as well and I won't  

belirsiz artikellere karşı belirli artikel bunların hepsi de belirleyicidir ve ben

even go into like all of the different determiners  you could use this video really is just about the  

benzerlerine bile girmeyeceğim bu videoyu kullanabileceğiniz tüm farklı belirleyiciler gerçekten de yaklaşık olarak bununla ilgili

but I want to make sure everybody has a basic  understanding just for these things that you  

ancak herkesin tam olarak bu şeyler hakkında temel bir anlayışa sahip olduğundan emin olmak istiyorum

might find in like other videos or textbooks  this is is a regular textbook definition and  

diğer videolarda veya ders kitaplarında olduğu gibi bu normal bir ders kitabı tanımıdır ve

of course there are more meanings or more uses  of it where we talk about specific types of  

tabii ki Mississippi Nehri gibi belirli su türleri hakkında konuştuğumuzda bunun daha fazla anlamı veya daha fazla kullanımı vardır

water like the Mississippi River or the something  like that you can find those rules very clearly  

veya bunun gibi bir şey bu kuralları çok net bir şekilde bulabilirsiniz

but let's get into the native uses all right so  oh no look at that the bottom of that fell out  

ama hadi yerel kullanımlara geçelim tamam mı o yüzden oh hayır şuna bakma bunun bir kısmı düştü

but I've got my spare over here look at that  I came prepared I came prepared all right  

ama burada yedeklerim var bak buna hazırlanmış geldim hazırlıklı geldim

so uh and and we're going to  forget about those right now  

peki uh ve şu anda onları unutacağız

and I'm actually well I'm going to put them  let's see I'll put oh and and over here just  

ve aslında iyiyim koyacağım onlar  bir görelim oh ve buraya sadece

as a contrast so uh and then we've got the like  the regular uses of the over here so something  

bir kontrast olarak koyacağım yani uh ve sonra burada

non-specific versus something specific but  natives are actually using the language or  

özel olmayan bir şeye karşı belirli bir şeye karşı, ancak yerliler aslında dili veya

this specific word the in a more kind of specific  and non-specific way at the same time all right  

bunu kullanıyor  normal kullanımları gibiyiz belirli kelime the aynı zamanda hem daha belirli  hem de belirli olmayan bir şekilde,

so it's almost like a middle between a and the uh  between so between a or n and the this is the way  

pekala   yani bu neredeyse a ve uh arasında bir orta gibi so arasında a veya n ile the arasında bu

natives are using the language and so that's what  we're going to talk about right now so as I as I  

yerlilerin dili kullanma şeklidir ve böylece şu anda bunun hakkında konuşacağız, bu yüzden ben

give you a bunch of examples of these you have  probably heard some of these before maybe some  

size bunlardan bir sürü örnek verdiğim için muhtemelen bunlardan bazılarını daha önce duymuşsunuzdur belki

of these will be new but the goal really is to  help you sound much more conversational in your  

bunlardan bazıları yeni olacaktır ama amaç gerçekten sesinizi çok daha fazla çıkarmanıza yardımcı olmaktır. sohbetlerinizde konuşkan

conversations all right so let's go we're going to  start with places for these I've got a whole list  

tamam öyleyse hadi bunlar için yer lerle başlayacağız.

of them already because I'm not going to remember  all of these I try to be you know a good teacher  

and remember as many of these as I can but uh  hopefully this should be more entertaining for you  

bunların çoğunu hatırlayabildiğim kadarını hatırlıyorum ama uh umarım bu sizin için daha eğlenceli olur   bu

so we're going to talk about places first and how  natives use this word so we'll talk about places

yüzden önce yerlerden ve yerlilerin bu kelimeyi nasıl kullandığından bahsedeceğiz bu yüzden yerler hakkında konuşacağız

p-l-a-c-e-s places all right so  on the most the basic level we  

pl-a-c-e-s yerler pekala bu yüzden  en çok temel düzeyde

might talk about places people are  very frequently like uh the office

insanların çok sık  ofis

or the store all right so when we're talking  about places uh natives will say if you're  

veya mağaza gibi olduğu yerler hakkında konuşabiliriz, tamam, bu nedenle yerlerden bahsederken  yerliler, eğer

talking about where you work so if I'm on the  phone with a friend of mine he says oh where are  

nerede   çalıştığınızdan bahsediyorsanız, yani ben telefondaysam  derler. bir arkadaşım diyor ki ah nerede

you right now I could say I'm at the office  I'm at the office now we're being specific  

şu anda ofisteyim diyebilirim şu anda ofisteyim

using the word the and he probably knows I  mean my own office like I'm not saying I'm  

kelimesini kullanarak spesifik oluyoruz ve muhtemelen benim kendi ofisimi kastettiğimi biliyor.

in just like some random office but it's the  kind of thing where we're being non-specific  

rasgele bir ofiste olduğumu söylemiyorum ama bu

and specific at the same time isn't that  weird but this is a conversational way  

aynı anda hem spesifik hem de spesifik olmadığımız türden bir şey, o kadar tuhaf değil ama bu, bunu söylemenin bir konuşma şekli

of saying this like you could say I'm at  my office I'm at my office right now but  

senin ben diyebileceğin gibi ofisteyim Şu anda ofisteyim ama

conversationally the office will just sound much  more natural yeah I'm at the office right now  

ofisten konuşarak kulağa çok daha doğal gelecek evet şu anda ofisteyim   oh beni

oh where are you calling me from yeah I'm calling  you from the office calling you from the office  

nereden arıyorsun evet ofisten arıyorum  seni arıyorum ofisten

so there's even a TV show about that like the  office and this is the native understanding of  

yani bununla ilgili ofis gibi bir TV programı bile var ve bu yerel anlayıştır

it's a specific office we're talking about but  it's kind of like a general thing as well like  

bu belirli bir ofisten bahsediyoruz ama bu genel bir şey gibi

that could be any office anywhere all right but  in this sense we're talking about the office like  

bu herhangi bir yerdeki herhangi bir ofis olabilir tamam ama bu anlamda, benim ofisim, benim ofisim gibi ofislerden bahsediyoruz, bu

my office my office all right so hopefully this  makes sense it should be pretty easy we're going  

yüzden umarım bu mantıklıdır, oldukça kolay olmalıdır,

to cover a bunch of examples and that will  be a little bit easier than just trying to  

bir grup örneği ele alacağız ve bu, hatırlamaya çalışmaktan biraz daha kolay olacaktır.

remember some rules about it but let's think  of some more and if you think of anything in  

bununla ilgili bazı kurallar var ama biraz daha düşünelim ve yorumlarda herhangi bir şey düşünürseniz bunun gibi

the comments so specific places we might use  like this so we've got the office just think  

kullanabileceğimiz belirli yerler bu yüzden ofise sahibiz

about the at the beginning of all these so the  office uh the store we might have the gas station

tüm bunların başında    düşünün, bu nedenle ofis  uh mağaza benzin istasyonu öttürebilir,

whoops so the gas station or the train station as  well so just we'll just put station here so if I  

bu yüzden benzin istasyonu veya tren istasyonu da  bu yüzden istasyonu buraya koyacağız yani

talk with a friend of mine he says where are you  oh I'm at the station right now I'm at the station  

bir arkadaşımla konuşursam neredesin der oh şu anda istasyondayım ben istasyondayım   istasyon

the station now it might not matter what station  I'm at so maybe I'm talking with him if I'm trying  

şu anda hangi istasyonda olduğum farketmeyebilir  bu yüzden belki onunla konuşuyorum, eğer

to meet him or her for some purpose oh yes I'm at  the train station right now or I'm at the airport  

bir amaçla  onunla   buluşmaya çalışıyorsam  oh evet, şu anda  tren istasyonuntayım veya ben havaalanındayım

I'm at the airport all right we would never say  I'm at an airport right now it's logically or  

Havaalanındayım tamam, asla Şu anda bir havaalanındayım demeyiz  mantıksal veya

grammatically possible to use this but it would  be very it would just sound kind of unnative  

dilbilgisi açısından bunu kullanmak mümkündür, ancak çok  kulağa doğal olmayan

or non-native I guess so if if I'm talking with  a friend of mine and I have no like connection  

veya gayri- yerli sanırım yani eğer bir arkadaşımla konuşuyorsam ve

or anything about what we're doing today we're  not meeting for any reason I just say oh I'm at  

bugün yaptığımız şeyle ilgili herhangi bir bağlantım yoksa veya herhangi bir nedenle görüşmüyorsak sadece ah

the airport or I'm at the station like where are  you right now this is where I am but we use the  

havaalanındayım veya ben derim istasyondayım şu an neredesin gibiyim bu benim yerim ama biz

because we're talking about a specific thing and  it's specific to me even if it's not specific to  

belirli bir şeyden bahsettiğimiz için ve o bana özel olduğu için diğer kişiye özel olmasa da

the other person now from there we might go into  more like oh what station are you at or where  

şu an oradan girebiliriz daha çok ah hangi istasyondasın veya nerede

specifically what station specifically okay but in  general this is how we're describing these things  

özellikle hangi istasyonda tamam ama genel olarak bu şeyleri

in a regular conversation conversationally I'm at  the store the gas station okay we might have the  

normal bir sohbette bu şekilde açıklıyoruz mağazadayım  benzin istasyonunda tamam olabilir

the park so yesterday I was at the park  with my children my children my kids I  

parkta yani dün çocuklarımla parktaydım çocuklarım çocuklarımla parktaydım parktaydım siz parkta mıydınız parka gittiniz mi

was at the park I was at the park were  you at the park did you go to the park  

now I might be obviously at a specific Park but  nobody really cares what park I'm talking about  

şimdi belli ki belirli bir parkta olabilirim ama kimse hangi parkta olduğumu gerçekten umursamıyor' hakkında konuşuyorum

unless maybe they have a question about that and  they ask me which park or what park did you go  

belki bununla ilgili bir soruları olmadıkça ve bana hangi parka veya hangi parka gittin   diye sormazlar tamam,

to all right but in general if I'm just at a park  uh it would be it would sound a little bit odd if  

ancak genel olarak sadece bir parktayım uh, kulağa biraz tuhaf gelebilir,

a friend of mine asks me oh where are you right  now and I say oh I am at I'm at a park right now  

eğer  arkadaşım bana oh şu anda neredesin diye soruyor ve ben diyorum ki ah şu an bir parktayım   bu konuşma

that would sound almost like too formal for the  conversation it would be correct English I am at  

için fazla resmi gelebilir doğru olur İngilizce

a park right now like I am in a building right now  but the park sounds a lot more conversational I'm  

şu anda   bir parktayım benim gibi şu anda bir binadayım ama park kulağa çok daha fazla sohbet ediyor gibi geliyor

at the park all right now an interesting thing  I think somebody just mentioned uh uh I'm at  

şu anda   parktayım ilginç bir şey sanırım biri az önce bahsetti uh uh ben

home yeah yeah so if you can be at home now this  is an interesting one you could be at the house

evdeyim evet evet yani şu anda evde olabilirsen bu ilginç biri evde olabilirsin

I'm at the house right now I'm at the house  so I'm not at the office I'm at the house  

şu anda evdeyim evdeyim  bu yüzden ofiste değilim evdeyim

it's again correct and perfectly fine to  say my house so I can say I'm at my house  

yine doğru ve evim demek gayet iyi, böylece yapabilirim şu anda

right now but I can also say I'm at the  house I'm at the house I'm at the house  

evimdeyim   ama aynı zamanda evdeyim  diyebilirim.

all right now here's a quick question for you  just to test this uh we'll see if you can give  

me some native answers this should be pretty  easy but if you were very hot and you would  

bana bazı yerel cevaplar verebilirseniz, bu oldukça kolay olacaktır, ancak çok ateşliyseniz ve

like to go for a swim where might you go and how  would you say that like a native should be very  

yüzmek istiyorsanız nereye gidebilirsiniz ve bunun bir yerli gibi çok  kolay olması gerektiğini nasıl söylersiniz?

easy just comment right in the chat right now if  you are very hot so it's a hot summer day maybe  

şu anda sohbet et çok sıcaksan yani hava sıcak bir yaz günü belki

it's getting it's getting pretty warm over here as  well it's very hot today and I want to go swimming  

burası da oldukça ısınıyor bugün çok sıcak ve ben yüzmeye gitmek istiyorum

where might I go where might I go all right I'll  give you a second I'll give a few more examples up  

nereye gidebilirim nereye gidebilirim pekâlâ sana vereceğim bir saniye burada birkaç örnek daha vereceğim

here uh but just post that in the comments let me  know where you would go if it's hot and you want  

uh ama bunu yorumlara yazın hava sıcaksa ve yüzmeye gitmek istiyorsanız nereye gideceğinizi bana bildirin

to go swimming should be very easy all right  so other places we might go I am at the bank

çok kolay olmalı tamam yani gidebileceğimiz diğer yerler ben bankada

or I'm at the post office [Music]

veya postanedeyim [Müzik]

so notice these are all well I'm going to the  pool bam I'm going to the beach excellent all  

yani bunların hepsi iyi dikkat edin havuza gidiyorum bam Sahile gidiyorum mükemmel pekala

right so the pool where the beach I'm at the  beach all right so right now I'm enjoying the  

yani havuz kumsalın olduğu yerde ben sahildeyim pekala şu anda havanın tadını çıkarıyorum

weather I'm enjoying the beautiful weather we'll  talk about some of those words in a minute but  

Güzel havanın tadını çıkarıyorum birazdan bu kelimelerden bazılarını konuşacağız ama

I'm enjoying the beautiful weather at the beach  the beach okay now A friend of mine might ask me  

Sahilde güzel havanın tadını çıkarıyorum kumsal tamam şimdi bir arkadaşım olabilir bana

what beach okay again yes you might go very  good it's about going to the pool the pool  

hangi plajı sor tamam tekrar evet gidebilirsin çok iyi bu havuza

all right artero is back so the pool the beach  the post office the store the gas station so any  

place around town you could go to you would  really be talking about it doesn't matter if  

gitmekle ilgili bunun hakkında konuşmak önemli değil, eğer

if it's like if it's if uh like a specific  store like I am at the Whole Foods or the  

bu, eğer belirli bir mağaza gibiyse, Whole Foods'dayım veya

specific grocery store name on this street most  people don't care in conversations unless it's  

bu caddedeki belirli bir marketin adı gibi, çoğu

important to share more information uh about that  particular thing okay so you can say hey let's go  

daha fazla paylaşmak önemli olmadığı sürece konuşmalarda umursamıyor o belirli şey hakkında bilgi tamam yani hey hadi

to the pool let's go to the pool let's go to the  beach let's go to the park now we might not know  

havuza gidelim hadi havuza gidelim plaja gidelim şimdi parka gidelim diyebilirsiniz

what park we want to go to but we begin with just  the idea of the park anyway all right all right  

hangi parka gitmek istediğimizi bilemeyebiliriz ama sadece yine de park fikri pekala pekala   bununla

any questions about that all right so hopefully  these are just basic things any place around town  

ilgili herhangi bir sorunuz varsa, umarım bunlar şehrin herhangi bir yerindeki temel şeylerdir

now where might you go another quick question  for you where might you go where would you go  

şimdi nereye gidebilirsin başka bir hızlı soru senin için nereye gidebilirsin nereye gidebilirsin

where might you go if you want to get your hair  done so there's a typical place maybe men use  

eğer yapabilirsen nereye gidebilirsin saçını yaptırmak istiyorsan bu yüzden tipik bir yer var belki erkekler

this vocabulary more and women use this other  vocabulary so there are two things if you're a  

bu kelime dağarcığını  daha çok kullanır ve kadınlar bu diğer kelime dağarcığını kullanır, yani bir   erkek veya kadınsan iki şey vardır

man or a woman where might you go to get your  hair done to get your hair maybe get a haircut  

saçını yaptırmak için nereye gidebilirsin? belki

get your hair shampooed or whatever where would  you go where would you go someone asked me if  

saçını kestirir   saçını şampuanlatır veya her neyse nereye giderdin Nereye giderdin birisi bana

I've been doing more exercise I do the same amount  of exercise usually or boom Andres says going to  

Daha fazla egzersiz yapıp yapmadığımı genelde aynı miktarda egzersiz yapıp yapmadığımı sordu.

the barber shop very good going to the barber shop  now where might I go if I'm if I'm a woman usually  

berber şimdi nereye gidebilirim, eğer ben bir kadınsam, genellikle

like the ladies plays what's the name of that  I might go to the so we have the so barber shop  

bayanlar bunun adı ne oynar gibi Gidebilirim yani berber dükkanımız var

so you could just save the barber also yeah  you could say the barber so you could again  

böylece berberi de kurtarabilirsin evet sen berber diyebilirsin yani tekrar   ben

like it's correct to say I go to uh Barber go to  a barber but conversationally we just say yeah  

uh Berbere gidiyorum demek doğru gibi bir berbere gidiyorum ama karşılıklı olarak sadece evet diyoruz   Berberdeyim

I'm at the barber I'll go to the barber  Okay so we've got hairdresser very good

berbere gideceğim Tamam, kuaförümüz çok iyi

now hairdresser is a slightly older expression  

şimdi kuaför biraz daha eski bir ifade

people do still use this you can  also call this the hair salon

insanlar bunu hala kullanıyor buna kuaför de diyebilirsiniz

the hair salon yeah I'm going to the hair salon  look at that oh that's nice and fancy and modern  

evet kuaföre gidiyorum  şuna bakın oh bu güzel, süslü ve modern   kuaför

the hair salon the hair salon so if again a  friend you're talking with them and it's not  

kuaför yani yine bir arkadaşınızla onlarla konuşuyorsunuz ve

important what specific hair salon or Barber  or whatever whatever the particular location  

hangi kuaför veya berber veya belirli bir yer ne olursa olsun önemli değil

is you're just being conversational okay so  again to the station go to Supercuts okay  

sadece sohbet ediyorsunuz tamam yani tekrar karakola Supercuts'a gidin tamam   evet

yes so if you go to a specific place then we would  say oh I go to the Super Cuts on this street or  

yani belirli bir yere giderseniz o zaman ah ben bu caddedeki Super Cuts'a gidiyorum veya

if you just want to talk about the name of that  company and it doesn't matter which which location  

o  şirketin adı hakkında konuşmak istiyorsanız ve hangi yer olduğu önemli değil

I go to Super Cuts all right so Barber yeah you  can say it doesn't matter Barbara or Barbershop  

Super Cuts'a gidiyorum tamam yani Barber evet diyebilirsiniz Barbara ya da berber farketmez

both of those are fun I need to go to the barber  so I'm thinking oh no my hair is getting a little  

ikisi de eğlenceli berbere gitmem gerek bu yüzden oh hayır saçlarım

bit long I'm talking with my friends I I think  I need to go to the barber I haven't been to the  

biraz uzuyor arkadaşlarımla konuşuyorum sanırım kuaföre gitmem gerek berber

barber in a while of course I mean any Barber I  could say I haven't been to any or I haven't been  

Bir süredir berbere gitmedim tabii ki herhangi bir berberi kastediyorum hiç gitmedim veya

to a barber in a while but most people would just  say the barber okay so it's it's again it's like  

bir süredir berbere gitmedim diyebilirim ama çoğu insan sadece berber tamam öyleyse der yine o

the idea of that thing even though we're being  again specific but General at the same time but  

şey fikri gibi, yine spesifik ama aynı zamanda Genel olsak da

this is the conversational way we talk about  that it's almost like an idea of what a barber  

bu, hakkında konuşma şeklimiz , neredeyse bir berber dükkanının ne olduğu hakkında bir fikir gibi.

shop is okay even if we're not talking about  a specific place so I might move to a new city  

belirli bir yerden bahsetmiyoruz bu yüzden yeni bir şehre taşınabilirim

all right I might move to a new city and I don't  know a good barber shop I don't know about like  

tamam yeni bir şehre taşınabilirim ve iyi bir plak dükkanı gibi bilmediğim iyi bir berber dükkanı bilmiyorum

a good record store so I don't know maybe where  I should go so I'm looking for a good place do  

yani bilmiyorum belki nereye gitmem gerektiğini biliyorum, bu yüzden iyi bir yer arıyorum

you know of like a good record store so I can ask  people logically grammatically I can use uh like  

iyi bir plak dükkanı gibi bir şey biliyor musunuz, böylece insanlara mantıklı bir şekilde dilbilgisi yoluyla sorabilirim uh kullanabilirim,

that like a record store a record shop or a barber  shop or a park a station a gas station a store  

örneğin bir plakçı, bir plak dükkanı veya bir berber dükkânı veya bir park bir benzin istasyonu bir mağaza

so do you know of a good store around here but  if I'm saying like you know I need to go to the  

peki buralarda iyi bir mağaza biliyor musunuz ama bildiğiniz gibi söylüyorsam

grocery store right now I need to get some eggs  I need to go to the grocery store so maybe I'm  

şu anda markete gitmem gerekiyor  yumurta almam gerekiyor markete gitmem gerekiyor mağaza yani belki

thinking of a specific store but it doesn't really  matter most people don't care so that's why we can  

belirli bir mağazayı düşünüyorum ama çoğu insanın umursamaması gerçekten önemli değil bu yüzden bu

use the without going into more details about  it okay any questions about that so these are  

konuda daha fazla ayrıntıya girmeden kullanabiliriz tamam bununla ilgili herhangi bir soru yani bunlar

all basic places and we can talk about a general  place or even a specific place but it just sounds  

tüm temel yerler ve genel bir yer veya hatta belirli bir yer hakkında konuşabiliriz, ancak kulağa

more casual and conversational with the with uh  all right nice to see more comments here people  

daha rahat ve konuşkan gibi geliyor ve uh pekala burada daha fazla yorum görmek güzel insanlar

uh I'm not trying to ignore people I want to get  through these because we have a lot of examples  

uh insanları görmezden gelmeye çalışmıyorum bunları aşmak istiyorum çünkü biz pek çok örneğiniz var

and it's really through the examples that you will  understand this more like a native so native kids  

ve gerçekten örnekler aracılığıyla bunu daha  yerli bir yerli gibi anlayacaksınız, bu nedenle yerli çocuklar

are listening to these examples all the time so  Mom says oh I need to go to the store I need to  

bu örnekleri her zaman dinliyorlar, bu nedenle Annem diyor ki, dükkana gitmem gerekiyor

go to the hardware store I need to go to the  park I need to go to this place to that place  

hırdavatçıya gitmem gerekiyor parka gitmem gerekiyor şuraya şuraya gitmem gerek   pekala

all right so as they hear those examples they feel  more kind of used to that or they understand that  

böylece bu örnekleri duydukça buna  daha fazla alışmış hissederler veya

people are using that in a conversational way all  right so if you can think of any more you can put  

insanların bunu sohbet amaçlı kullandıklarını anlarlar, tamam öyleyse daha fazlasını düşünebilirsiniz

them down in uh just down in the chat and then  again we can cover those if you like but these  

onları sohbetin hemen aşağısına koyabilirsiniz ve sonra isterseniz bunları ele alabiliriz ancak bunlar

are general just places again we've got uh you  might even have a specific place like the corner  

yine genel yerler, uh köşe gibi belirli bir yeriniz bile olabilir

so I meet my friends or I met my friends at  the corner yesterday so just like the corner of  

yani Dün köşede arkadaşlarımla buluşuyorum veya arkadaşlarımla buluşuyorum yani tıpkı

some street and maybe I don't even care uh what  specific Corner you're talking about obviously  

bir sokağın köşesi gibi ve belki de hangi köşeden bahsettiğiniz umrumda bile değil açıkçası

there are many corners in a street so a street  corner but I'm talking I'm thinking of a specific  

bir sokakta birçok köşe vardır, yani bir sokak köşesi ama konuşuyorum, belirli bir   düşünüyorum, bu

one so I met them on the corner yesterday and then  we went to the airport then we went to the concert  

yüzden dün köşede onlarla tanıştım ve sonra havaalanına gittik, sonra konsere gittik

okay so now we'll talk a little bit more about  uh other specific not necessarily places but  

tamam, şimdi biraz daha konuşacağız uh diğer belirli değil mutlaka yerler ama

things and so we can connect these as well  we've already had a few examples of them but  

şeyler ve böylece bunları da bağlayabiliriz bunlardan birkaç örneğimiz zaten var ama

I'm going to erase places and we'll talk about  some things the things if you can think of any  

yerleri sileceğim ve bazı şeyler hakkında konuşacağız  eğer aklınıza gelebilecek şeyler varsa

I don't really like this eraser and use my  one that fell on the ground over here try  

bilmiyorum bu silgiyi gerçekten beğendim ve benim yere düşen silgimi kullan

this one again what's nice you can kind of  flip this one over see if that erases better

bunu tekrar dene   ne güzel bunu biraz ters çevirebilirsin daha iyi siliyorsa bu

that's pretty good

oldukça iyi pekala

all right so we're going to  coin uh continue over here  

o yüzden madeni para basacağız uh buradan devam et

let's say I like to uh on a Sunday  morning I like to read the paper

diyelim ki bir Pazar sabahı gazeteyi okumayı seviyorum Gazeteyi

I like to read the paper what am I talking about  if I like to read the paper now it's obviously  

okumayı seviyorum neyden bahsediyorum şu anda gazeteyi okumayı seviyorsam bu belli ki

it's specific for me but it's non-specific for  other people but people generally have the idea  

bana özel ama diğer insanlara  özel değil ama insanlar genellikle

of reading the paper as what I'm sure some of  you know what this is even if you're using uh  

gazeteyi şu şekilde okuma fikrine sahiptir, eminim bazılarınız şu anda interneti kullanıyor olsanız bile bunun ne olduğunu biliyorsunuzdur,

the internet now but everybody should know  the paper means the newspaper okay very good  

ancak herkes gazetenin gazete anlamına geldiğini bilmeli tamam çok iyi

Jay comes in there yes and the psychotic  American teacher as well oh my goodness  

Jay oraya gelir evet ve psikotik Amerikalı öğretmen de aman tanrım

you're psychotic you should seek help hopefully  you are doing all right the paper as in newspaper  

psikotiksin yardım istemelisin umarım gazetede olduğu gibi gazetede işini iyi yapıyorsun   evet

yes that's correct so I'm reading the paper  I like to read the paper I like to read the  

bu doğru, bu yüzden gazete okuyorum  Gazete okumayı seviyorum okumayı seviyorum

and this is a uh if you guys know you look  stronger okay all right people here focus  

ve bu uh, daha güçlü göründüğünüzü biliyorsanız tamam pekala insanlar burada odaklanın

focus on the board focus on the board all right so  read the paper now there's a word for the comics  

tahtaya odaklanın tahtaya odaklanın pekala gazeteyi okuyun şimdi çizgi romanlar için bir kelime var

so the comics [Music] so the comics inside  that we can also refer to that that as the

yani çizgi roman [Müzik] yani içindeki çizgi roman ki biz ayrıca şuna da atıfta bulunabilir ki,

f-u-n-n-i-e-s the funnies yeah I was reading  the funnies isn't that weird this is kind of  

komikler komikler evet komikleri okuyordum o kadar tuhaf değil mi bu   daha

an older expression you can talk about the comics  section of a newspaper this is where the cartoons  

eski bir ifade, bir gazetenin çizgi roman  bölümü hakkında konuşabilirsiniz burası çizgi filmlerin

are uh but this section is also called the funnies  the funnies I know teaching made you psychology  

olduğu yerdir uh ama bu bölüm komikler olarak da adlandırılır öğretmenin sizi psikoloji yaptığını bildiğim komikler   bu

I know the feeling I know the  feeling it can get crazy sometimes it  

duyguyu biliyorum duygu  bazen çıldırabilir   pekala

all right you need to read the funnies  hopefully that will calm you down all right  

komikleri okumanız gerekir umarım bu sizi sakinleştirir tamam   bu

so when I'm reading the paper I like to read the  comics I like to read the funnies I might read  

yüzden ben gazeteyi okurken Çizgi romanları okumayı severim komikleri okumayı severim

the sports section I might read the editorials  or the editorials okay and that's just for the  

spor bölümünü okuyabilirim başyazıları veya başyazıları tamam ve bu sadece

newspaper so I'm talking about a specific section  but I don't even know or maybe you don't know  

gazete için yani belirli bir bölümden bahsediyorum ama bilmiyorum veya belki

what specific paper I'm talking about maybe I  read I don't know whatever local paper for my  

hangi özel gazeteden bahsettiğimi bilmiyorsunuz belki okudum yerel bölgem için herhangi bir yerel gazete

local area or a national paper or something else  okay but this is what I mean I like to read the  

veya ulusal bir gazete veya başka bir şey bilmiyorum tamam ama demek istediğim bu gazeteyi okumayı seviyorum

paper and then someone might ask me oh what  paper do you like what paper are you reading  

ve o zaman biri bana hangi gazeteyi seversin hangi gazeteyi okursun diye sorabilir tamam hangi gazeteyi seversin

okay what newspaper do you like and then we can  go into more detail about that but generally we  

ve sonra bununla ilgili daha fazla ayrıntıya girebiliriz ancak genel olarak bununla

can start with this you will hear me repeating  this again and again because I want to make it  

başlayabiliriz bunu tekrar tekrar tekrarladığımı duyacaksınız çünkü ben şunu açıkça belirtmek isterim ki,

very clear we're just being conversational without  trying to be too specific unless it matters and  

önemli olmadıkça çok spesifik olmaya çalışmadan sadece sohbet ediyoruz ve

in that case we would get more information from  someone else all right next we've also got the

bu durumda başka birinden daha fazla bilgi alırız pekala, bir sonraki adımda

the energy I don't really have the  energy uh to teach people today I'm  

benim gerçekten sahip olmadığım enerjiye de sahibiz bugün insanlara öğretecek enerjiyi ben

very I'm feeling very uh feeling  very tired I don't have the energy  

çok kendimi çok yorgun hissediyorum

to teach you so we don't even know specifically  how much how much energy are we talking about  

size öğretecek enerjim yok bu yüzden ne kadar enerjiden bahsettiğimizi tam olarak bilemiyoruz

okay the energy I don't have the  energy we might also not have the  

tamam enerji Enerjim yok bizim de zamanımız olmayabilir de

the time the time could you give us quickly  explanation about the pronunciation of the yes  

zaman bize evet'in telaffuzu hakkında hızlı bir açıklama verebilir misiniz

so you will hear me it's much better rather than  getting a like a pronunciation rule about this  

böylece beni duyabilirsiniz  sadece duymak için bu konuda bir telaffuz kuralı  almaktansa   çok daha iyidir

just to hear my examples so sometimes if we hear  a word like so there is a movie like the planet  

örneklerim yani bazen şöyle bir kelime duyarsak, maymunların gezegeni gibi bir film var

of the Apes now you might hear like just because  the is connected with p over here like the planet  

şimdi şöyle duyabilirsiniz çünkü burada p ile bağlantılı gezegen gibi gezegen gezegen

the planet the planet so this sounds easily  uh kind of flows easily together the planet  

gezegen yani kulağa kolay geliyor uh tür akışlar kolayca birlikte gezegen   gezegen gezegen

the planet if I say the planet it sounds a little  bit it's a little bit extra effort to say that the  

dersem kulağa biraz fazladan bir çaba gibi geliyor   gezegen

planet but the Planet of the Apes so Vapes it's  almost like it's it's too connected Vibes so it  

ama Maymunlar Gezegeni o kadar Vapes neredeyse fazla bağlıymış gibi Vibes yani

might say the plant of the Apes Planet of the Apes  the Planet of the Apes so really the pronunciation  

bitkisi diyebilir Maymunlar Cehennemi Maymunlar Cehennemi yani the Planet of the Apes yani gerçekten telaffuzu

of the is connected to the next word following it  all right and rather than uh try to try to think  

onu takip eden bir sonraki kelimeyle bağlantılı  pekala ve

of a rule for this it's better just to listen to  lots of examples which you will hear in this video  

bunun için bir kural   düşünmeye çalışmak yerine  birçok  örnek dinlemek daha iyidir ki bu videoda duyacaksınız   bu

so I'm going to the store the store the beach  the playground the park uh the bank I've got  

yüzden mağazaya, mağazaya, plaja, oyun alanına, parka, bankaya gidiyorum.

the energy all right so again we've got the if I  say the I don't have the energy the energy it's a  

enerji enerji

little it's a little harder to say that because  the sound is basically the same the energy it  

biraz bunu söylemek biraz daha zor çünkü ses temelde aynı enerji kulağa

sounds like one thing the energy so we would say  the the energy I don't have the energy to say this  

tek bir şey gibi geliyor enerji yani enerji diyeceğiz bunu söyleyecek enerjim yok

okay so again rather than trying to go through a  list of rules what we really want to do is give  

tamam tekrar bir kurallar listesi üzerinden gitmeye çalışmaktansa,

you lots of examples and that's how you hear it  all right all right let's see so V Energy V8s

size birçok örnek vermek istiyoruz ve siz de bunu böyle duyuyorsunuz, tamam, bakalım, V Energy V8'ler

listen for the sound of the word listen carefully  to native speakers okay hopefully that makes sense  

kelimenin sesini dinleyin anadili İngilizce olan kişileri dikkatlice dinleyin tamam umarım bu mantıklıdır

all right so we've got the paper the time  the energy I might be talking about people  

pekala o yüzden elimizde gazete var zaman enerji İnsanlar hakkında da konuşuyor olabilirim

as well uh tomorrow I've got the family  coming over tomorrow I've got the family

uh yarın ailem geliyor yarın ailem var

I've got the family coming over now what might  this mean it usually means like my extended  

ailem geliyor şimdi bu ne anlama gelebilir bu genellikle geniş    ailem anlamına gelir

family so if I have my sister and her family or my  brother and his family other people coming to my  

yani eğer kız kardeşim ve onun ailesi veya erkek   erkek kardeşim ve onun ailesi varsa diğer insanlar

house for the holidays [Music] the holidays the  holidays okay now the holidays typically refers  

tatil için evime  gelir [Müzik] tatiller tatiller tamam şimdi tatiller tipik olarak

to a specific time at the end of the year but it's  usually for a group of people so I have like the  

yılın sonunda belirli bir zamana kadar, ancak bu genellikle bir grup insan içindir, bu nedenle

Christmas or New Year's or whatever the particular  holiday is near the end of the year this is  

Noel'i veya Yeni Yılı veya belirli tatil her neyse yıl sonuna yakın bu

typically what we talk about as the holidays  we're not talking about Valentine's Day or  

genellikle tatil olarak bahsettiğimiz şeydir  Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Sevgililer Günü'nden veya

President's Day or something in the United States  it's usually where we have a lot of holidays at  

Başkanlık Günü'nden veya başka bir şeyden bahsetmiyorum genellikle aynı zamanda   birçok tatilimizin olduğu yer   evet,

the same time yeah so the family is coming over  for a family gathering I might have the parents

yani aile bir aile toplantısı için  geliyor Ailem olabilir,

I could again even be talking about my own  parents I could say my parents are coming to  

hatta yine olabilirim kendi ebeveynlerimden bahsederken ailemin

my house uh for dinner tomorrow or I could sound  again just being a bit more casual conversational  

yarın akşam yemeği için evime geleceğini söyleyebilirim veya biraz daha rahat konuşarak tekrar konuşabilirim

the parents are coming over for dinner so people  understand I'm talking about my parents it's okay  

insanlar ailem hakkında konuştuğumu anlasın diye ebeveynler akşam yemeğine geliyor sorun değil

to say my it's not a bad thing again it's just  this is another example and I want you to be  

yine kötü bir şey olmadığını söylemek için, bu sadece bu başka bir örnek ve

prepared for when you hear other natives say that  like what do you mean the parents or what parents  

diğer yerlilerin ebeveynleri ne kastediyorsunuz veya hangi ebeveynlerden bahsediyorsunuz

are you talking about you mean your own parents  so I might also have the in laws the in-laws  

kendi ebeveynlerinizden bahsediyorsunuz  gibi dediklerini duyduğunuzda hazırlıklı olmanızı istiyorum yani Ayrıca kayınpederim kayınpederim

the in-laws so notice the pronunciation again  here so we've got it it if I have the in-law  

kayınpederim bu yüzden burada telaffuza tekrar dikkat edin yani anladık eğer kayınpederim kayınpederim kayınpederim kayınpederimi söylemek

the in-laws it's a little bit more difficult to  say the in-laws that's why we say the in-laws  

biraz daha zor kanunlar bu yüzden kayınpederin

be in laws so it's the same word pronunciation  just changes a little bit to make it easier to say  

kanunda olması gerektiğini söylüyoruz, bu yüzden kelime telaffuzu aynı, sadece söylemeyi kolaylaştırmak için biraz değişiyor

if there's a rule you need to think of I call this  really the one rule for pronunciation that I teach  

düşünmeniz gereken bir kural varsa ben buna öğrettiğim tek telaffuz kuralı diyorum

more uh and speak like me but this is the basic  idea where it's just meant to be easier to say  

daha fazla uh ve benim gibi konuşun ama bu temel fikirdir ve

vegan laws the in-laws so the parents the  parents the in-laws the parents the in-laws  

vegan kanunları kayınpeder yani ebeveynler ebeveynler kayınpederler kayınvalideler

all right of course we mentioned  this earlier we've got the weather

pekala tabii ki daha önce bahsetmiştik hava durumu

another common usage oh how's the weather today  so if we're asking questions about these things  

başka bir yaygın kullanımımız var oh bugün hava nasıl yani bu şeyler hakkında sorular soruyorsak

as well how's the weather how's the weather of  course I'm talking about the weather where you  

hava nasıl hava  hava nasıl tabii ki sizin bulunduğunuz yerdeki hava durumundan

are or the weather where I will be tomorrow so if  I'm traveling Oh how is the weather in Tokyo how  

veya benim yapacağım hava durumundan bahsediyorum yarın olacağım yani eğer seyahat ediyorsam Oh Tokyo'da hava nasıl

is the weather in Sao Paulo how is the weather in  Texas how is the weather in whatever all right so  

Sao Paulo'da hava nasıl Teksas'ta hava nasıl  hava nasıl her neyse tamam yani

we're talking about that specific thing but in  general like we can also as I'll mention in a  

o belirli şeyden bahsediyoruz ama genel olarak biz ayrıca birazdan bahsedeceğim gibi

little bit we can talk about the weather generally  in a place like uh the weather in Alaska is nice  

genel olarak bir yerdeki hava durumu hakkında konuşabiliriz, uh Alaska'da hava yazın güzel

in the summertime and very cold in winter so  the weather in that particular place the weather  

ve kışın çok soğuk yani o yerdeki hava hava durumu

okay pretty simple examples but again I want  you to just I really really want you to get  

tamam oldukça basit örnekler ama yine  gerçekten istiyorum

you thinking more like a native by using  these examples of the rather than uh or  

uh veya   Anne veya başka bir şey yerine bu örnekleri kullanarak bir yerli gibi düşünmenizi gerçekten istiyorum.

Anne or something even if that's grammatically  correct so the these are not grammatically  

incorrect examples these are correct as  well they just sound more conversational

pekala daha konuşkan geliyorlar

all right next let me clear some space

tamam sonra biraz boşluk açayım

we might also have the problem

sorun bizde de olabilir sorun

what's the problem what's the problem what's the  problem uh what's my I think someone just adds  

nedir sorun sorun nedir uh benim neyim sanırım biri ekliyor

here let's see how our sister's husbands called  in English that would be my brother-in-law my  

burada kız kardeşimizin kocalarının İngilizce olarak nasıl seslendiğini görelim kayınbiraderim kayınbiraderim

brother-in-law my brother-in-law so  what's the problem what's the issue

kayınbiraderim yani sorun nedir sorun ne

what's the reason

if we're getting talking about something  specific and we want to know or at least  

özel bir şey hakkında konuşuyorsak ve bilmek istiyorsak sebebi nedir veya en azından

uh like I might have like you know I'm  worried about something and someone  

benim yapmış olabileceğim gibi bildiğiniz gibi  bir şey için endişeleniyorum ve birisi

just asked me hey what's the problem yep  what's the matter Salim a good example  

bana sorun nedir diye sordu evet  sorun ne Salim iyi bir örnek   sorun ne sorun ne

what's the matter what's the matter  what's the matter or the situation

sorun veya durum nedir

so if I come into a room and it looks like people  are arguing with each other or there's a problem  

yani bir odaya girersem ve insanlar gibi görünür birbirimizle tartışıyoruz ya da bir sorun var

or something I always say what's what's the  situation what's the situation so it's another  

ya da başka bir şey her zaman söylüyorum durum nedir durum nedir bu yüzden ne olduğunu

way of asking what's happening what's going on  in this situation in this room what's happening  

sormanın başka bir yolu bu odada bu durumda neler oluyor neler oluyor

what's the situation all right and now we'll  have a few quick examples about time the native  

durum nedir pekala ve şimdi biz anadili İngilizce olanların kullandığı zamanla ilgili birkaç hızlı örneğe sahip olun,

speakers use these are uh longer phrases but  these are very useful and you will hear them a lot

bunlar daha uzun ifadeler ama bunlar çok kullanışlıdır ve bunları çok duyacaksınız

the good old days the good old days so  we're talking about so we have the good  

eski güzel günlerden eski güzel günlerden bu yüzden bahsediyoruz yani

old days so if I'm thinking remembering  uh remembering years ago when I used to  

eski güzel günlerimiz var yani yıllar önce

be a kid and play with my friends and go  to the park or go to the local restaurant  

bir çocukken, arkadaşlarımla oynadığımda, parka gittiğimde veya yerel restorana gittiğimde

or whatever those are or those were  the good old days the good old days  

veya her neyse bunlar ya da bunlar her neyse eski güzel günleri, eski güzel günleri,

the good old days so I'm talking about a specific  time but yet it's still General The Glory Days

güzel günleri hatırlıyorum. eski günlerden yani belirli bir zamandan bahsediyorum ama yine de Genel The Glory Days

The Glory Days yeah so again we're  talking about sometime probably when  

The Glory Days evet yani yine muhtemelen

I was a kid or maybe when I was  in college or something like that  

ben çocukken veya belki üniversitedeyken veya onun gibi bir şey

yep the bad weekend you can talk about  specific time periods like that as well

evet kötü hafta sonu bunun gibi belirli zaman dilimleri hakkında konuşabilirsiniz,

we can also talk about the other day

geçen gün hakkında da konuşabiliriz

now this is a native casual conversation yes  back in the day is another one as well I'm back  

şimdi bu yerel bir gündelik sohbet evet  o gün de başka bir gün geri döndüm

in the day now back in the day is a more modern  expression so you will hear people using this like  

gün içinde şimdi geri gün içinde daha modern bir ifadedir, bu nedenle insanların bunu genç nesiller gibi kullandığını duyacaksınız,

younger Generations you typically wouldn't hear  it's like the good old days is it like an older  

tipik olarak duymazsınız eski güzel günlerdeki gibi daha eski bir

expression and back in the day is a younger  expression but you can notice they're still  

ifade gibi mi ve eskiden daha genç bir ifade ama yine de fark edebilirsiniz eski

talking about the so back in the day back in  the day back in the day back in the day you  

günlerden bahsediyoruz eski günlerden eski günlerden

know things have changed a lot back in the day I  used to I had to type on a typewriter rather than  

biliyorsunuz işler çok değişti eskiden ben eskiden bilgisayar kullanmak yerine daktiloda yazmak zorunda kalırdım bu yüzden eski zamanlarda

use a computer so back in the day or in the good  old days in the good old days the good old days  

gün veya eski güzel günlerde eski güzel günlerde eski güzel günlerde

all right I'm old 38 years  young yes yeah that's Young  

tamam 38 yaşındayım  gencim evet evet bu Genç

all right and we also had one last  example here for the time being

pekala ve şimdilik burada son bir örneğimiz de vardı

b-e-i-n-g time being for the time being it just  means right now but again we're talking casually  

bu sadece şu an anlamına geliyor ama yine de gelişigüzel   sohbet amaçlı konuşuyoruz şimdilik

conversationally for the time being we just mean  right now for the time being so maybe I'm uh I'm  

şu an için  yani  şu an için  yani belki ben

working at a job I don't like very much and  someone says oh you should get a different  

pek sevmediğim bir işte çalışıyorum ve birisi oh diyor farklı   bir

job and I say well this is okay for the time  being it's okay for now for the time being for  

iş bulmalısın ve ben de diyorum ki bu şimdilik sorun değil  şimdilik sorun değil

the time being all right but again all of these  are using the in a very casual conversational  

şimdilik  tamam ama yine de bunların hepsi  deyimini çok rahat bir konuşma

way being specific but not specific at the same  time I know that sounds weird but just imagine it  

şekilde kullanıyor, spesifik ama spesifik değil aynı zamanda bunun kulağa tuhaf geldiğini biliyorum ama

like it's like someone could be thinking about  a specific time but it doesn't really matter  

birinin belirli bir zaman hakkında düşünüyor olabileceğini hayal edin, ancak bu arada gerçekten önemli değil

in the meantime as well yeah you could  use that as well so in the meantime

evet onu da kullanabilirsiniz, bu arada

all right so some more examples more examples  look at that you guys get lots of examples today  

pekala biraz daha örnek daha fazla örnek bakın bugün birçok örnek aldınız

now let's say I am enjoying I like watching  baseball on Saturday so I might tell people what  

şimdi eğlendiğimi diyelim Cumartesi günü beyzbol izlemeyi seviyorum, bu yüzden insanlara neyi

I enjoy what so I'm watching baseball  or football or basketball or whatever  

sevdiğimi söyleyebilirim, bu yüzden beyzbol veya futbol veya basketbol veya her neyse

or soccer I have a particular sport  I enjoy so I like watching the game

veya futbol izliyorum Belirli bir sporum hoşuma giden bir spor var, bu yüzden maçı izlemeyi seviyorum, yani

so again this is another thing this is a a  really a conversational very common expression  

yine bu başka bir şey, bu gerçekten sohbet amaçlı çok yaygın bir ifade

for just watching some kind of sporting event so  I like in general to watch the game on Saturday  

sadece bir tür spor karşılaşmasını izlemek için   bu nedenle genel olarak maçı Cumartesi günü izlemeyi severim

or I like meeting my friends to go to the game  

veya severim maça gitmek için arkadaşlarımla buluşuyorum

okay it's a game so it could be watching a game  and we're not even talking specifically about a  

tamam bu bir oyun yani bir maç izliyor olabilir ve

particular game or a particular sport but usually  people have an idea of what that is and if the  

belirli bir oyundan veya belirli bir spordan bahsetmiyoruz bile ama genellikle insanların bunun ne olduğu hakkında bir fikri vardır ve

listener cares they can ask oh what do you mean  what game are you talking about but usually people  

dinleyicinin umursayıp umursadığı ne demek istediğini sorabilirler, ancak genellikle

people like they they have a connection already  where they understand these things without needing  

insanlar   zaten bir bağlantıları var gibi davranırlar bu şeyleri

to explain that so my friend already knows I  like baseball or basketball or something and  

açıklamaya gerek duymadan   bu yüzden arkadaşım zaten beyzbol veya basketbol veya benzeri bir şeyi sevdiğimi bilir ve

I say yeah I really I can't go I'm watching the  game on Sunday night so he probably means all like  

derim evet gerçekten gidemiyorum Pazar gecesi maçı izliyorum bu yüzden muhtemelen demek istediği

probably some basketball game or my home teams  game or whatever so I'm thinking of a specific  

muhtemelen bir basketbol maçı veya ev sahibi takımın maçı veya her neyse, bu yüzden

thing even though I can generally use this so  some people like to watch the game on Sunday  

genellikle bunu kullanabilsem de belirli bir  şey düşünüyorum bu nedenle bazı insanlar Pazar günü maçı izlemeyi sever

we don't know what game it is but it usually means  some kind of sporting event and if you care if you  

bunun hangi maç olduğunu bilmiyoruz ama bu genellikle bir tür spor etkinliği anlamına gelir ve eğer umursarsanız

like knowing or if you want to ask someone hey  would you like to come watch the game with me  

bilmek   veya birine sormak isterseniz hey  gelip izlemek ister misiniz benimle oyun

and then they will say oh what do you  mean a game of chess or something and  

ve sonra ah, satranç oyunu veya benzeri bir şeyle neyi kastediyorsunuz ve   anadili İngilizce olan

native speakers would understand ah  you're talking about a sporting event

kişiler anlayacaktır, ah bir spor etkinliğinden bahsediyorsunuz

yes pronunciation will also differ depending on  where you are in the United States that's true  

evet telaffuz da Amerika Birleşik Devletleri'nde nerede olduğunuza bağlı olarak farklılık gösterecektir, bu doğru

oh yeah so we might have uh the plan [Music]  

oh evet, uh planımız olabilir [Müzik]

so what's the plan for Saturday what's the plan so  I might ask my wife hey what's the plan for today  

peki Cumartesi için plan nedir, plan nedir, bu yüzden eşime hey bugün için plan nedir   plan nedir,

what's the plan what's the plan for today what's  the plan do we have a plan for today I can ask  

bugün için plan nedir, planımız nedir  için bir planımız var mı diye sorabilirim bugün

that as well but I can also say what's the plan  what's the plan what's the plan so there are many  

bunu da sorabilirim ama planın ne olduğunu da söyleyebilirim plan nedir plan nedir bu yüzden

ways to use this the again it just lets us express  it in a very casual and conversational way what's  

bunu kullanmanın birçok   yolu var ve tekrar çok rahat ve konuşkan bir şekilde

the plan all right so I think we covered a few  more of those we've already gone half an hour  

planın ne olduğunu ifade etmemize izin veriyor tamam o halde Sanırım bu videoda yarım saat önce yaptıklarımızdan birkaçını daha ele aldık, aman

into this video my goodness I'll give you a few  chores I'll give you another chance to answer  

tanrım, sana birkaç ev işi vereceğim, cevaplaman için sana bir şans daha vereceğim

some questions can you think of any chores  let me erase this here kid are also using the

bazı soruları düşünebilir misin silmeme izin ver bu çocuk da

what are some chores that we might do  so I have to do some things maybe I  

yapabileceğimiz bazı işleri kullanıyor  bu yüzden bazı şeyler yapmalıyım belki yapmak

don't want to do them I don't like  doing them these things are called  

istemiyorum onları yapmaktan hoşlanmıyorum bu şeylere ev işleri denir

chores a chore can you think of any I'll  start you off with one we have take out

angarya herhangi bir angarya düşünebilir misin sana bir taneyle başlayacağım çıkar

the take out the trash

çöpü çıkar

can you think of any more wash the  dishes very good wash the dishes

daha fazla düşünebilir misin bulaşıkları yıka çok iyi bulaşıkları yıka bulaşıkları yıka

wash the dishes

let's see so you could say do the dishes wash  the dishes wash the dishes do the dishes as  

bakalım bulaşıkları yıka bulaşıkları yıka bulaşıkları yıka bulaşıkları yıka bulaşıkları

well I have to do the dishes so people aren't  asking what specific dishes am I talking about  

da ben yıkamalıyım ki insanlar hangi özel yemeklerden bahsettiğimi sormasınlar

all right so you might in this  case that's a good example make  

bu durumda bu iyi bir örnek olabilir

the bed I've got to make the bed I make the  bed after I wake up I make the bed of course  

uyandıktan sonra yatağı yaparım tabii ki

I'm talking about my bed and I can say that but  really it sounds just a little less conversational  

yatağımdan bahsediyorum ve bunu söyleyebilirim ama gerçekten kulağa biraz daha az sohbet   geliyor

every morning I wake up and I make my bed I have  to make my bed make my bed yes what the this  

her sabah uyanıyorum ve yatağımı topluyorum  yatağımı yapmalıyım yatakımı yap evet bu ne

another good example so I'm  talking about something specific  

başka bir güzel örnek o yüzden belirli bir şeyden bahsediyorum

all right so you can so these things you will hear  as you hear different examples of them you will  

tamam yani bunları duyacaksınız  farklı örneklerini duydukça tamam

think okay is it make something or do something  it's just it's better not to remember a bunch of  

düşüneceksiniz bir şey yapmak mı yoksa bir şey yapmak mı sadece yapmamak daha iyidir bununla ilgili bir sürü

rules about that often the rules can be broken  anyway so just like young kids that are learning  

kuralı hatırlayın, çoğu zaman kurallar yine de çiğnenebilir, bu yüzden tıpkı dili öğrenen küçük çocuklar gibi,

the language you want to just get many examples  get many examples so we gotta make the bed or  

sadece birçok örnek almak için birçok örnek alın, böylece yatağı yapmalıyız veya

we could have again do or wash the dishes take  out the trash see if we had any more over here  

bulaşıkları tekrar yıkayabilir veya yıkayabiliriz çöpü çıkar bakalım burada başka var mı   karının eşinin kız

what do you call your wife's your wife's sister's  husband yeah he'd also be my my brother-in-law  

kardeşinin kocasına ne diyorsun evet o benim kayınbiraderim olur

so if I'm if if I'm married and I have uh my  wife's sister and she's married her husband  

yani eğer öyleysem, eğer evliysem ve sahipsem uh karımın kız kardeşi ve o evli kocası

would still be my brother-in-law so my wife  is or my wife's sister is my sister-in-law  

hala benim kayınbiraderim olacaktı, bu yüzden karım veya karımın kız kardeşi benim baldızım

and her husband is my brother-in-law all right  so the mopping that's right so you could do I  

ve kocası benim kayınbiraderim, tamam yani paspaslama bu doğru yani Yapabilirsin bence

think British English uh do the dishes they  call that the washing up the washing up but  

İngiliz İngilizcesi uh bulaşık yıkamak dedikleri bulaşıkları yıka ama

you'll notice they still use the the washing  up to do the laundry that's right the laundry

yine de bulaşıkları doğru olan çamaşırları yıkamak için kullandıklarını fark edeceksin çamaşır yıkamak çamaşır yıkamak

to do the laundry to do the laundry to do  the laundry of course I'm talking about my  

çamaşır yıkamak çamaşırhane tabi ki kendi

laundry all right so every Saturday I do  my laundry you will very rarely hear that  

çamaşırlarımdan bahsediyorum pekâlâ bu yüzden her Cumartesi çamaşırlarımı yıkarım  bunu çok nadiren duyacaksınız   her

every Saturday I do the laundry I do the  laundry much more casual and conversational  

Cumartesi çamaşırları yıkarım  Çamaşırları çok daha rahat ve konuşkan

I dust every other day so you could do the

iki günde bir toz alıyorum böylece siz de yıkayabilirsiniz toz

the dusting so any kind of cleaning like I  do the cleaning the dusting the vacuuming  

alma yani herhangi bir temizlik gibi herhangi bir temizlik mesela ben temizlik yapmak toz almak süpürmek

or I walk walk the dog I walk the dog  

veya köpeği gezdiririm köpeği gezdiririm

so there's an L in here I walk the dog I walk the  dog I don't like to do the laundry very good I  

yani burada bir L var köpeği gezdiririm köpeği gezdiririm çok iyi ben

don't like to do the laundry yeah a lot of people  don't like to do the laundry they don't like to  

çamaşır yıkamayı sevmiyorum evet birçok insan  çamaşırları yıkamayı sevmiyor    ütülemeyi yapmayı

do the ironing the cleaning okay the ironing  you hear the difference in my pronunciation the  

temizlemeyi tamam ütüleme telaffuzumdaki farkı duyuyorsunuz

ironing or the dusting the ironing the dusting all  right so you can hear why that is so iron begins  

ütüleme veya toz alma ütüleme toz alma tamam bunun neden bu kadar demir olduğunu duyabilirsiniz   bununla başlıyor bununla ütüleme

with that I sound the ironing the ironing sounds a  little hard to say so the ironing is easier to say  

sesi ütüleme kulağa biraz zor geliyor bu yüzden ütülemeyi söylemek daha kolay   pekala

all right so like running errands do you like  let's see uh lessons about YouTube that talk about  

ayak işlerini yapmak gibi haydi bakalım uh dersleri YouTube hakkında

IELTS exam do you have any lessons on uh no I do  not cover the IELTS specifically you should find  

IELTS sınavı hakkında herhangi bir dersiniz var mı uh hayır IELTS'i özellikle ele almıyorum   yapan

other people who do you can easily search YouTube  for that all right yes some people do love to do  

diğer insanları bulmalısınız  bunun için YouTube'da kolayca arama yapabilirsiniz tamam evet bazı insanlar

the irony or the washing or whatever the laundry  some people like to do that all right and that's  

ironi veya bulaşık yıkamayı sever veya çamaşır ne olursa olsun bazı insanlar bunu yapmayı sever tamam ve

okay I like to fold the laundry I don't like to do  the laundry I like to fold the laundry the laundry  

sorun değil  çamaşırları katlamayı severim  çamaşırları  yıkamayı sevmem çamaşırları katlamayı severim

okay any questions about this so more chores  especially walking the dog of course you can  

tamam bununla ilgili herhangi bir soru çok daha fazla ev işi özellikle köpeği gezdirmek tabii ki

talk about my dog I have to walk my dog today  but people will often just say I have to walk  

köpeğim hakkında konuşabilirsiniz bugün köpeğimi gezdirmem gerekiyor ancak insanlar genellikle köpeği   gezdirmem gerektiğini söylerler

the dog and you'll notice part of it it's  being casual and conversational but it's  

ve bunun bir kısmının rahat ve konuşkan olduğunu fark edeceksiniz, ancak

also faster and smoother to say this so let's  try walk walk my dog so walk my dog and walk  

bunu   daha hızlı ve daha yumuşak şekilde söylersiniz hadi yürümeyi köpeğimi gezdirmeyi deneyelim, bu yüzden köpeğimi gezdir ve

the walk of the dog so if I say walk my dog this  transition here from the K to the m walk my dog  

köpeğin yürüyüşünde yürü yani bu K'den m'ye geçiş köpeğimi yürüt  dersem   o

it takes a little bit more time to say that walk  my dog but walk the dog much faster walk the dog

yürüyüş  köpeğimi söylemek biraz daha zaman alır ama köpeği çok daha hızlı gezdir köpeği gezdir

I don't like to do nothing well you you mean  William I think you mean I don't like to do  

hiçbir şeyi iyi yapmaktan hoşlanmam sen William'ı kastediyorsun bence

anything I don't like to do anything all  right or you would say I like doing nothing  

hiçbir şeyi yapmayı sevmem hiçbir şeyi yapmayı sevmem tamam mı yoksa yapmayı sevdiğimi söylerdin hiçbir şey

I like doing nothing yes if you pay for other  people to do these for you that's fine as well  

Hiçbir şey yapmamayı seviyorum evet başka kişilerin sizin için bunları yapması için para ödüyorsanız bu da sorun değil  görebilir miyiz

can we see can we say the brooming we wouldn't  use broom as a verb like that but we could use  

süpürgeyi böyle bir fiil olarak kullanmazdık ama

the sweeping I like to do the sweeping or sweeping  up all right V sounds like Shakespearean language  

süpürmeyi   benim yapmayı sevdiğim şekilde kullanabiliriz süpürme veya süpürme tamam V kulağa Shakespeare dili gibi geliyor

it's just the pronunciation is a little bit  easier that way but that's why we have these  

sadece telaffuz bu şekilde biraz  daha kolay ama bu

different pronunciations yes make the bed so  we've got that up here as well make the bed  

farklı telaffuzlara sahip olmamızın nedeni bu evet yatağı yap yani bunu burada da yaptık, yatağı yap

all right two more examples uh depending on  if you have these where you are so we have cut  

tamam iki örnek daha, buna bağlı olarak, bulunduğunuz yerde bunlara sahipseniz, bu yüzden

the grass and mo the law so there are others maybe  for gardening or things like that you might have  

çimleri kestik ve kanunları biçtik, böylece başkaları da olabilir, belki bahçecilik veya bunun gibi şeyler için,

like to weed the flower beds to walk the children  I guess you could walk the children if you're  

çocukları gezdirmek için çiçek tarhlarını ayıklamak isteyebilirsiniz. egzersiz yapıyorsanız çocukları gezdirebilirsiniz

exercising them or something like you walk the  children to school walk the children to school  

veya çocukları okula götürmek gibi bir şey çocukları okula götürebilirsiniz

and again that's another good example of you're  talking about probably your children specifically  

ve yine bu, muhtemelen çocuklarınızdan özellikle

to mow the lawn to mow the lawn so I could mow  the lawn with a lawnmower clean the house okay  

çimleri biçmek için çimleri biçmekten bahsettiğinize başka bir iyi örnektir, bu yüzden ben çim biçme makinesiyle çimleri biçebilir evi temizle tamam

so again I'm talking about my house people will  generally understand I'm cleaning my house not  

yani yine evimden bahsediyorum insanlar genel olarak anlayacaklar

just houses in my area all right so broom is a is  a noun like the physical thing this is a broom and  

sadece kendi bölgemdeki evleri değil   evimi temizliyorum pekala yani süpürge bir    bir isimdir bunun fiziksel bir şey gibi bir süpürgedir ve

the action is the sweeping so you don't you don't  broom something you sweep you sweep with a broom  

eylem süpürmektir, bu yüzden bir şeyi süpürmezsin süpürürsün bir süpürgeyle süpürürsün   pekala

all right all right I think we have a few  more examples here I don't want to make  

pekala sanırım burada birkaç  örneğimiz daha var

this too long but I thought this last set  uh would be particularly valuable because  

bunu çok uzatmak istemiyorum   ancak bu son setin özellikle değerli olacağını düşündüm çünkü

it might not be known by many people  so we'll move on from chores over here

pek çok kişi tarafından bilinmeyebilir bu nedenle buradaki işlerden geçeceğiz

and this is something I don't hear from non-native  speakers as often which is why I want to cover it

ve bu, ana dili İngilizce olmayanlardan pek sık duymadığım bir şey, bu yüzden ben bunu kapatmak istiyorum

really strong markers all right say thanks  I don't like to do anything there you go but  

gerçekten güçlü belirteçler tamam teşekkürler deyin Hiçbir şey yapmaktan hoşlanmıyorum ama

yes if you've got a better time or you want  to spend your time doing something else and  

daha iyi zamanınız varsa veya zamanınızı başka bir şey yaparak geçirmek istiyorsanız ve   iş

you can hire people to do work for you that's  perfectly fine you can do that as well it's  

için insanları işe alabilirseniz evet senin için gayet iyi sen de yapabilirsin bu

pretty smart actually uh all right so let's  talk about like if you're doing something or  

oldukça zekice aslında pekala o yüzden hadi  bir şey yapıyormuşsun veya

talking about something in a particular  place so as an example uh the fishing

belirli bir yerde bir şey hakkında konuşmuşsun gibi konuşalım, örneğin balık tutmak

so if I let me I'm going to get people in the  comments complaining about my bad handwriting I  

yani izin verirsem ben Yorumlarda insanların kötü el yazımdan şikayet etmesini sağlayacağım. Bunu

know it so let me be a bit more clear here so the  fishing in uh or let's just say the fishing here  

biliyorum, bu yüzden burada biraz daha açık olmama izin verin, yani balık tutmak veya burada balık tutmak

make it easy the fishing here is great what do I  mean by that the fishing here is great the fishing  

kolaylaştırın, burada balık tutmak harika ne demek istiyorum  buradaki balık avı harika, buradaki balık avı

here is great so this means usually I can catch  a lot of fish or it's fun to fish or it's easy  

harika yani bu genellikle çok    çok  balık yakalayabilirim  veya balık tutmanın eğlenceli  veya

to fish in a particular place so if I'm in a pond  you imagine a pond like this this place right here  

belirli bir yerde   balık tutmanın kolay olduğu anlamına gelir; bu nedenle, eğer bir göletteysem  şöyle bir gölet hayal edersiniz burası tam buradaki yer

oh the fishing over here is great so the fishing  here is great but the fishing over here oh that's  

oh buradaki balık avı harika yani buradaki balık avı harika ama buradaki balık avı ah bu

terrible the fishing over here is terrible so we  can talk about something in a particular place  

korkunç buradaki balık avı berbat yani belirli bir yerdeki bir şey hakkında konuşabiliriz

very useful uh way of creating some very simple  phrases but this is how natives usually speak  

çok faydalı uh bazı şeyler yaratmanın yolu basit ifadeler ama yerliler genellikle

about things like this so we're talking about a  location or something happening or some attribute  

böyle şeyler hakkında   böyle konuşurlar, bu yüzden bir konumdan veya olan bir şeyden veya

of something like that okay so typically a place  so the fishing here is great or the fishing here  

bunun gibi bir şeyin bazı özelliklerinden   bahsediyoruz tamam yani tipik olarak bir yer  yani burada balık tutmak harika veya buradaki balık tutmak

is terrible all right so we can use this same  pattern when we talk about really any location  

korkunç tamam yani aynı kalıbı gerçekten herhangi bir yerden bahsederken kullanabiliriz

and we can talk about anything related to that  so if I'm going skiing I might say the snow  

ve bununla ilgili herhangi bir şey hakkında konuşabiliriz yani eğer kayak yapmaya gidiyorsam kar

the snow here and it could be like it doesn't  mean only here I could say the snow on that  

burada kar diyebilirim ve bu sadece burada kastedilmiyormuş gibi olabilir O

mountain is great the snow on that mountain is  great or the snow on that mountain is not so good  

dağdaki kar harika diyebilirim, o dağdaki kar harika veya o dağdaki kar o kadar iyi değil

so I can talk about a particular thing  at a place and describe how it is  

bu nedenle bir yerde belirli bir şey  hakkında konuşabilir ve bunun nasıl olduğunu açıklayabilirim

all right maybe like the teaching in this video is  not so good someone could say that so the teaching  

tamam belki de öğretim gibi bu video o kadar iyi değil birisi öyle diyebilir ki

here or the teaching in this video is not so good  or they could say the teaching is excellent all  

buradaki öğretim veya bu videodaki öğretim o kadar iyi değil veya öğretimin mükemmel o kadar iyi olduğunu söyleyebilirler

right so you're talking about a particular  thing like a verb you're doing something  

yani yaptığınız bir fiil gibi belirli bir şeyden bahsediyorsunuz bir şey

or I could talk about a noun in this  way and still describe it all right so  

veya bir isim hakkında bu şekilde konuşabilir ve yine de onu tarif edebilirim

this becomes a noun like the fishing  I'm talking about a specific thing  

bu balık tutma gibi bir isim olur Belirli bir şeyden bahsediyorum   tamam balık tutma

okay the fishing the Snowman all right  now let's say I go to a restaurant and  

Kardan Adam  pekala şimdi bir restorana gittiğimi varsayalım ve

I'm asking a chef here or I'm asking my  waiter I might say oh what do you recommend

ben Burada bir şefe soruyorum veya garsona soruyorum, ah ne tavsiye edersiniz diyebilirim, bu yüzden

so I'm asking a question what do you recommend  and the person says oh like the the lobster  

bir soru soruyorum ne önerirsiniz ve kişi oh, ıstakoz

is excellent

mükemmel,

a lobster is excellent all right so the  teaching in this video is great you're too kind  

ıstakoz mükemmel, peki der bu videodaki öğretim harika siz çok naziksiniz

all right so the lobster is excellent  I'm talking about a thing in a place  

tamam yani ıstakoz mükemmel  bir yerdeki bir şeyden bahsediyorum

so of course like the lobster means like the dish  the food that we make the lobster whatever we do  

yani tabii ki ıstakoz gibi yemek gibi ıstakozu yaptığımız yemek ne yaparsak yapalım   bir

we're not talking about one Lobster with a name  and a personality we're just talking in general  

isme ve bir kişiliğe sahip bir Istakozdan bahsetmiyoruz, sadece genel olarak

about that so again the has this interesting uses  the usage of specific and general at the same time  

bundan bahsediyoruz  yani yine bu ilginç kullanımlar aynı anda özel ve genel kullanımı

the lobster is excellent or you could say I love  

ıstakoz mükemmel veya sevdiğimi söyleyebilirsiniz  yani

so I love the fish at this restaurant I love the  hamburger but stay away from this other thing  

Bu restorandaki balığa bayılırım hamburgere bayılırım ama diğer şeyden uzak durun

all right so the lobster is expensive so if you're  talking again like you want to be like the Lobster  

tamam o yüzden ıstakoz pahalı yani bu yerde yine ıstakoz gibi olmak istiyormuş gibi konuşuyorsanız

at this place that's the meaning the lobster  is uh is excellent the lobster is expensive  

ıstakozun anlamı budur uh mükemmel ıstakoz pahalı

so if I'm sitting with my friend at a seafood  restaurant I say oh you should get uh the tuna  

yani arkadaşımla bir deniz ürünleri restoranında oturuyorsam derim ki ah ton balığı almalısın   ton

the tuna is a great value the tuna is a great  value the tuna is a great value or you can say  

balığı çok değerli ton balığı çok değerli ton balığı çok değerli veya diyebilirsin

the tuna has a great value either one so the tuna  is a great value but the lobster is expensive  

ton balığının ikisinden biri de çok değerli, bu yüzden ton balığı  çok değerli ama ıstakoz pahalı   ıstakoz

the lobster is expensive all right do you like  uh Mexican food Italian or Chinese I like all  

pahalı tamam meksika yemeklerini sever misiniz İtalyan veya Çin yemeklerini severim

those actually I like lots of lots of different  kinds of food it's interesting Japanese is not  

bunların hepsini aslında pek çok farklı türde yemeği severim İlginçtir ki Japonlar

my favorite kind of food actually but it's nice  I can get other things occasionally Mexican or  

aslında   en sevdiğim yemek türü değil ama güzel Ara sıra başka şeyler alabilirim, Meksika veya

Thai or Indian food a lot of Indian food in  in Japan as well so the lobster is excellent  

Tayland veya Hint yemekleri, Japonya'da pek çok  Hint yemeği vardır, bu nedenle ıstakoz mükemmeldir

uh or I could be talking about a group  of people like the the staff is nice  

uh veya bir gruptan bahsediyor olabilirim personel güzel

so the staff at this hotel is nice the staff  at the hotel is nice the staff is nice so I'm  

yani bu oteldeki personel güzel oteldeki personel güzel personel iyi yani

talking generally about people there might be  some bad people but generally I could say yeah  

genel olarak insanlardan bahsediyorum bazı  kötü insanlar olabilir ama genel olarak söyleyebilirim ki evet

the staff the staff is nice so the people who  work at the hotel are nice the staff is nice

personel personel iyi yani otelde çalışan insanlar iyi personel iyi

or like the employees are good look Colombia  in the house says Richard hello welcome  

veya çalışanlar iyi görünüyor Kolombiya evde Richard merhaba diyor

so Richard is in the house Richardson  Richard is in the house the house  

yani Richard evde Richardson Richard evde evde

all right so if I talk about like  let's say I'm traveling and a friend  

tamam öyleyse Diyelim ki seyahat ediyorum ve bir arkadaşım

usually people will will get off the  airplane and they say how was the food

genellikle insanlar uçaktan inerler ve yemek nasıldı peki uçakta yemek nasıldı yemek nasıldı

so how was the food on the  airplane how was the food  

people always wanted to know  how the food is on the airplane  

insanlar her zaman yiyeceklerin nasıl olduğunu bilmek isterler uçak

so how was the food on the airplane people might  not even say how was the food on the airplane but  

peki uçakta yemek nasıldı insanlar uçakta yemek nasıldı bile diyemeyebilir ama

usually someone is taking a long trip they're on  an airplane I would say hey how was the food how  

genellikle birisi uzun bir yolculuk yapıyor uçaktadır derdim hey yemek nasıldı

was the food and they understand I'm talking  about the food on the airplane the airplane  

yemek nasıldı ve onlar uçaktaki yemeklerden bahsediyorum uçak   yemek

how was the food and they might say something  like oh like the food like the the chicken was  

nasıldı ve ah gibi yemek gibi bir şey diyebilirler tavuk   harikaydı

great but uh the dessert was not so good so the  chicken was good but the dessert was not so good

ama uh tatlı o kadar iyi değildi bu yüzden tavuk iyiydi ama tatlı o kadar iyi değildi bu

so the food was delicious on the airplane  okay so maybe some of it was good or as the  

yüzden uçakta yemek lezzetliydi tamam yani belki bir kısmı iyiydi veya

uh as a psychotic person might say the  food was balls if it was really awful  

psikotik bir kişinin dediği gibi yemek gerçekten berbatsa taşaklıydı   aman

oh my goodness all right any questions about that  pretty easy all right so I can talk about a place  

tanrım pekala bununla ilgili sorular oldukça kolay hepsi doğru yani yine bir yerden bahsedebilirim

again like I mentioned the fishing is good here or  I could talk about like going to Australia and say  

burada balık tutmanın iyi olduğundan bahsettiğim gibi veya Avustralya'ya gitmek gibi hakkında konuşabilirim ve   vay canına

wow this surfing is really great in Australia the  surfing is really great in Australia okay so I'm  

bu sörf Avustralya'da gerçekten harika Avustralya'da sörf yapmak gerçekten harika tamam yani

speaking generally even though there's probably  some specific thing I have in mind all right

genel olarak konuşuyorum muhtemelen aklımda belirli bir şey olsa da pekala

all right and I think we've covered let's  see all right it's been 50 minutes already  

pekala ve sanırım ele aldık  pekala  pekala 50 dakika oldu   aman

oh my goodness that's a long time uh but  hopefully you guys get this and as you get  

tanrım bu çok uzun zaman oldu ama umarım siz bunu anlarsınız ve

more examples in your listening uh to more  of these and you will kind of keep your ears  

daha fazlasını anlarsınız örnekler dinlediğinizde bunlardan daha fazla ve kulaklarınızı

open for these things uh as you hear them  all stay uh for a little bit and answer  

bu tür şeylere açık tutacaksınız uh duydukça uh hepsi biraz durup cevap verin

uh you have to try Arabian food yeah I've actually  tried I've tried food from all over the place many  

uh arap yemeklerini denemelisiniz evet aslında denedim ben' her yerden birçok

different places I've had Arabian food like  different I'm sure they're even like different  

farklı yerden yemek denedim. Arap yemeklerini farklı gibi yedim. Hatta farklı   türde olduklarından eminim

kinds of that uh but yeah had lots of different  kinds of food all right so when you're thinking  

ama evet, pek çok  farklı türde yemek yedim, tamam, yani düşündüğünüz zaman

about these listen carefully to how natives are  using them listen carefully to the different  

bunlar hakkında yerlilerin bunları nasıl kullandığını dikkatlice dinleyin farklı telaffuzları dikkatlice dinleyin

pronunciation and why we do this again generally  it's just to make sure things are easier to say  

ve bunu neden tekrar yaptığımızı genel olarak sadece söylemenin daha kolay olduğundan emin olmak için   pekala öyleyse

all right so the Planet of the Apes the Planet  of the Apes the Planet of the Apes all right  

Maymunlar Gezegeni Maymunlar Gezegeni  Maymunlar Gezegeni Maymunlar pekala

from Kyrgyzstan nice to see everybody there all  right well that's it for this video uh if you are  

Kırgızistan'dan herkesi orada görmek güzel pekala pekala bu video için bu kadar uh

a member of fluent for life you will find a lot  more uh goes into much greater detail about this  

fluent for life üyesiyseniz çok daha fazlasını bulacaksınız uh bununla ilgili çok daha fazla ayrıntıya giriyor

uh in the I believe it is the a new life lesson  set in the program if you're not in the program  

uh içinde bu olduğuna inanıyorum programda yeni bir hayat dersi ayarlanmıştır, eğer programda değilseniz

yet you can click on the link in the description  to learn more about that where we go into a lot  

henüz açıklamadaki bağlantıya tıklayarak bununla ilgili daha fazla bilgi edinebilirsiniz  bu konuda daha fazla   daha çok

more a lot more uses of determiners so these  are some of them right here but there are many  

belirleyicinin daha çok kullanımına giriyoruz, yani bunlar bazılarıdır tam burada ama

many more uh that we talk about so uh if you  are already a member of the program I highly  

bahsettiğimiz daha pek çok şey var bu yüzden uh zaten programın bir üyesiyseniz

recommend you go back and review that lesson set  it will help you do these uh and also hear natives  

geri dönüp o ders setini incelemenizi şiddetle tavsiye ederim  bu, bunları yapmanıza yardımcı olur ve ayrıca yerlilerin

using these expressions in a real conversation all  right so I'll go back uh and check let's see here  

bu ifadeleri kullandığını duyarsınız. gerçek bir konuşma tamam  o yüzden geri dönüp kontrol edeceğim buraya bakalım   sorular yorumlar   burada görelim

questions comments to see if anybody has anything  

let's see here I don't know this is going to be  too difficult to go back through all of these  

burada tüm bunları  tekrar gözden geçirmek çok zor olacak

but everyone did a good job look at that  you guys did a good job all right let's see  

ama herkes yaptı aferin buna bakın siz iyi iş çıkardınız pekala bakalım

actually I think here if anybody has any any  new comments post them now because that will  

aslında burada yeni yorum yapan varsa bunu şimdi yayınlayın çünkü bu

be easier uh than me trying to go back and look  through all of these give a hug to Brazil says  

benim geri dönüp tüm bunları gözden geçirmeye çalışmamdan daha kolay olacaktır Brezilya'ya sarılmak,

Eduardo I can all right you go hug for you guys  how to speak native English not a bookish English  

Eduardo, tamam, gidip sizin için sarılabilirim, çocuklar bir kitap İngilizcesi yerine anadili İngilizcesi nasıl konuşulur

so this is one example uh as I just gave it's  much better to focus on a particular thing and  

yani bu bir örnek, uh az önce verdiğim gibi belirli bir şeye odaklanmak ve

learn that really well and now that you've you've  heard all of these examples you will be listening  

bunu gerçekten iyi öğrenmek tüm bu örnekleri duydunuz,

for them uh much more in your conversations or  while you're watching movies and and TV shows  

onları daha çok konuşmalarınızda veya film ve TV şovları izlerken dinleyeceksiniz.

that kind of thing so if you want to sound more  natural you have to follow more of what native  

anadili    olanların ne yaptığını daha fazla takip edin, bu

speakers are doing it is what we do in fluent for  Life the whole point of that program is to train  

bizim  Hayat için akıcı şekilde yaptığımız şeydir bu programın tüm amacı

you from speaking like a student to speaking  like a native and understanding natives all  

sizi bir öğrenci gibi konuşmaktan bir ana dili  gibi konuşmaya ve yerlileri anlamaya

right what about a hug for Mexico yes everybody  gets a hug out here hug for a hug for everybody  

doğru eğitmektir, tamam   Meksika'ya sarılmaya ne dersiniz evet millet burada sarılın herkese sarılın herkese sarılın

a hug for Mexico all right but it looks like let's  see uh do I have an opinion on nfts do you mean  

Meksika'ya sarılın tamam ama öyle görünüyor ki nft'ler hakkında bir fikrim var mı   nft'leri mi kastediyorsunuz

nfts or I don't know what nfts is if that's one  thing if you mean nfts I don't know much about  

yoksa nft'lerin ne olduğunu bilmiyorum eğer bu bir şeyse yani nfts hakkında pek bir şey bilmiyorum

that I mean it's you're talking about like the  non-fungible tokens or whatever that whatever the  

demek istediğim takas edilemez jetonlar veya her neyse

acronym is if not if nfts means something else  then I don't know all right yes a great hug so  

kısaltması her neyse, değilse nfts başka bir anlama geliyorsa o zaman bilmiyorum tamam mı evet çok iyi kucaklamalar yani   hayır

no I do not I do not know about that uh and yes I  would not be the the person to ask about that as  

bilmiyorum onu ​​bilmiyorum uh ve evet  bunu soracak kişi ben olmazdım

well I believe I can understand English now also  I can speak French Italian and Spanish very good  

şimdi İngilizceyi de anlayabildiğime inanıyorum Fransızca İtalyanca ve İspanyolca konuşabiliyorum çok iyi   tamam hadi

all right let's see oh it looks like there's  some uh uh Chinese up there which I can't read  

bakalım oh o görünüşe göre yukarıda okuyamadığım bazı Çinliler var

but it looks like learning English I understand  that part but I can't read the uh the Chinese  

ama İngilizce öğrenmek gibi görünüyor o kısmı anlıyorum ama Çince okuyamıyorum

that's a nice thing about learning Japanese I  can understand uh some of the characters for  

Japonca öğrenmenin güzel yanı Bazı karakterleri anlayabiliyorum çünkü

for learning that and what do I think about Chad  GPD so I'm also not an expert in chat gbt I think  

bunu öğrendiğim için ve Chad  GPD hakkında ne düşünüyorum, dolayısıyla sohbet gbt konusunda da uzman değilim.

you can find Value in chat GPT if you're trying  to learn English or just answer questions uh but  

İngilizce öğrenmeye veya yalnızca soruları yanıtlamaya çalışıyorsanız, sohbet GPT'de Değer bulabileceğinizi düşünüyorum uh, ama   um,

um I don't know from the little I know about  it so from the little that I know about  

bilmiyorum' t bildiğim kadarıyla  bu yüzden hakkında bildiğim kadarıyla   bu,

it meaning I don't know much about chat GPT  actually um I would I've heard that like it's  

sohbet GPT hakkında pek bir şey bilmediğim anlamına geliyor aslında um,

it's like politically biased which sounds really  weird so this is like you're trying to train an  

bunun   politik olarak önyargılı gibi olduğunu ve kulağa gerçekten tuhaf geldiğini duyardım yani bu size bir

AI uh to give you answers about things but  it's giving people like biased answers which  

şeyler hakkında cevaplar vermesi için bir yapay zekayı eğitmeye çalışıyorsunuz ama bu insanlara önyargılı cevaplar veriyor ki bu

is really unfortunate so I'm seeing examples  of that um but yeah I don't know much about it  

gerçekten talihsiz bir durum bu yüzden bunun örneklerini görüyorum ama evet bu konuda pek bir şey bilmiyorum

but certainly you can for for basic things  if you're trying to get answers about like  

ama kesinlikle yapabilirsiniz temel şeyler için

what is this grammar point or whatever I would  use chat gbt to get naturally varied review so  

bu dilbilgisi noktasının ne olduğu veya ne olursa olsun doğal olarak çeşitli incelemeler elde etmek için sohbet gbt'yi kullanırdım  gibi konularda yanıtlar almaya çalışıyorsanız  bu

it's one way to get a certainly text examples of  sentences you can also do that with Google though  

kesinlikle metin  cümle örnekleri almanın bir yoludur, bunu Google ile de yapabilirsiniz

so I don't know what additional benefit you would  get from that because you still need to hear lots  

yine de   bundan ne ek fayda  elde edeceğinizi bilmiyorum çünkü hala

of real examples of actual native speaking  but we'll see where where AI goes from that  

gerçek anadili konuşmanın birçok   gerçek örneğini duymanız gerekiyor ancak yapay zekanın bundan nereye varacağını

uh let's see okay Jay says I recently subscribed  to your channel and you're helping me tons in  

göreceğiz   tamam Jay, yakın zamanda abone olduğumu söylüyor kanalınız ve bana İngilizce öğrenmemde tonlarca yardımcı oluyorsunuz teşekkür ederim İngilizce

learning English thank you it's my pleasure speak  English outside is embarrassing and discomforting  

konuşmak benim için zevk

in non-english speaking countries what to do about  any tips let me know what your name is because I  

can't read the Cyrillic but in general what I  tell people is that the good news is you don't  

Kiril alfabesi ama genel olarak insanlara söylediğim şey şu ki, iyi haber şu ki,

have to speak in order to improve your fluency I  know this may sound shocking to people especially  

akıcılığınızı geliştirmek için konuşmak zorunda değilsiniz. Bunun insanlara şok edici gelebileceğini biliyorum, özellikle de

if you've been told this all your life you need  to speak in order to improve but a lot of people  

tüm hayatınız boyunca size bu söylenmişse, konuşmanız gerekir  gelişmek için ama pek çok insan

number one they don't have speaking opportunities  number two if they do have speaking opportunities  

birincisi konuşma fırsatlarına sahip değiller ikincisi eğer konuşma fırsatları varsa

they are very shy number three even if they do try  to speak and they're they're like not shy about it  

çok utangaçlar üç numara konuşmaya çalışsalar bile ve hiç çekinmiyorlar o

they're still not using the language correctly  so there are lots of good reasons to not do that  

dili hala doğru kullanmıyorlar dolayısıyla bunu yapmamak için pek çok iyi neden var

but really the fourth and most important reason is  that it's just not necessary so you don't actually  

ancak gerçekten dördüncü ve en önemli neden bunun gerekli olmamasıdır, bu nedenle aslında

have to speak in order to improve and that's  because the Improvement comes from understanding  

gelişmek için konuşmak zorunda değilsiniz ve bu da İyileştirme

the language better so this is why I focus on  things like giving you a bunch of examples in a  

dili daha iyi anlamaktan geldiği için, bu yüzden size bir grup kural vermeye çalışmak yerine bir derste bir sürü örnek vermek gibi şeylere odaklanıyorum

lesson rather than trying to give you uh like a  bunch of rules and telling you to remember that  

ve bunu

really like in this example we've got the just the  word the and we're covering lots of conversational  

bu örnekteki gibi gerçekten hatırlamanızı söylüyorum. tam kelimesine sahibiz ve bunun pek çok konuşma   örneğini ele alıyoruz

examples of that and so now you will be listening  for even more of those examples in your everyday  

ve bu nedenle artık günlük sohbetlerinizde bu örnekleri daha da fazla dinleyeceksiniz,

conversations but the point is when you understand  like a native which is what we're trying to do  

ancak asıl önemli olan bir anadil gibi anladığınızda ki bu da neyin ne olduğunu burada yapmaya çalışıyoruz

here when you understand like a native you will  think more like a native so you will speak more  

bir yerli gibi anladığınızda daha çok bir yerli gibi düşüneceksiniz, böylece daha fazla

like a native as well so you don't have to worry  about being embarrassed or shy or anything all you  

bir yerli gibi konuşacaksınız, böylece utanmak veya utangaç olmak konusunda endişelenmenize gerek kalmayacak veya ihtiyacınız olan her şey

need is more input so this is exactly what we do  in fluent for life you can obviously do this by  

daha fazla girdi, yani hayat için akıcı bir şekilde yaptığımız şey tam olarak bu, isterseniz bunu kendiniz yapabilirsiniz,

yourself if you like but if you need some help and  you'd love to have someone that's just prepared  

ancak biraz yardıma ihtiyacınız varsa ve

everything for you and made it nice and easy  that's what we do in fluent for life all right uh

her şeyi sizin için hazırlayan   ve her şeyi güzel ve kolay hale getiren birine sahip olmak istersiniz   işte bu hayat boyu akıcı konuşuyoruz tamam ah

all right so when people say the game in the U.S  which game they usually refer to uh it could be  

pekala yani insanlar ABD'de bir oyunu söylediğinde genellikle

basketball baseball um hockey any of the like  the four major sports uh so usually some kind  

hangi oyundan bahsediyorlar uh bu   basketbol

of sporting event like that you wouldn't call  racing like car racing that would not be the  

beyzbol hokey vb. bunun gibi, yarışa araba yarışı gibi demezsin, bu

game that would be probably the race so I like  watching the race or watching the racing uh on  

muhtemelen yarış olan oyun olmazdı, bu yüzden hafta sonları yarışı izlemeyi veya yarışları izlemeyi seviyorum,

on weekends but you can ask people if they if  someone says yeah I can't meet or where I would  

ancak insanlara birisi evet derse, evet yapabilirim derse sorabilirsin buluşmak veya nereye

like to go but I'm watching the game on Saturday  you can say oh what game are you watching that's  

gitmek isterim ama Cumartesi günü maçı izliyorum hangi maçı izliyorsunuz diyebilirsiniz ki

a that's a perfectly fine question but people  often just they will just say the game because  

bu çok güzel bir soru ama insanlar çoğu zaman sadece maçı söylerler çünkü

maybe some people will not care and it's faster  to just say the game than say oh I am watching  

belki bazı insanlar izler umrumda değil ve sadece maçı söylemek, "

a baseball game between this team and that  team you will rarely ever hear people say that  

bu takımla şu takım arasında bir beyzbol maçı izliyorum" demekten daha hızlıdır.

uh it's only and they're just they're just being  faster and more conversational pretty girl says  

tatlı kız diyor ki

from 2015 I'm following you sir you are my big  inspiration with a big heart well glad to hear  

2015'ten sizi takip ediyorum bayım siz benim büyük ilham kaynağımsınız ve büyük bir kalple büyük  ilham

it hopefully you are improving so Matt says you  are a perfect teacher thank you to kind sounds  

kaynağınızsınız                                                                                                                   çeken

free no copyright music that's an interesting  name let's see which way would you say it is  

Bakalım

best to improve faster because I have a specific  goal which is to be fluent I'm watching a ton of  

daha hızlı gelişmek için en iyi yöntemin hangisi olduğunu söyleyebilirsiniz çünkü akıcı olmak belirli bir hedefim var.

native content nowadays uh so number one uh you're  doing the right thing by watching native content  

but you really should be focusing on a particular  thing I made a video recently where I was talking  

ama gerçekten belirli bir şeye odaklanmalısınız. Yakın zamanda bir video yaptım ve burada

about different ways of making espresso and so  this is one example of naturally varied review  

espresso yapmanın farklı yollarından bahsettim ve bu nedenle bu, doğal olarak çeşitli incelemelerin bir örneğidir

what people will do often is they will they will  like read a long novel or watch a few different  

insanların sıklıkla yapacağı şey, uzun bir roman okumaktan hoşlanacaklarıdır. veya birkaç farklı

movies but they don't review that content in any  way so they're not learning systematically and  

film izleyin, ancak bu içeriği hiçbir şekilde incelemezler, bu nedenle sistematik olarak öğrenmezler ve

it's the systematic learning of native content  that gets you fluent in the fastest so rather  

than trying to watch a bunch of random movies  and there might be some overlap so as an example

bir sürü rastgele film izlemeye çalışmak yerine   sizi en hızlı şekilde akıcı hale getiren  yerel içeriğin sistematik olarak öğrenilmesidir. ve bazı örtüşmeler olabilir, bu nedenle örnek olarak belki

maybe I watch uh I don't know watch it like an  action movie and I watch another action movie over  

izliyorum, bilmiyorum onu ​​bir aksiyon filmi gibi izliyorum ve başka bir aksiyon filmi izliyorum

here there's going to be some vocabulary that's  used in both of those like the word the obviously  

burada her ikisinde de  kullanılan bazı kelimeler olacak, belli ki kelime gibi

but other things there might be some words and  expressions that are used uh but a lot of it will  

ancak diğer şeylerde kullanılan bazı kelimeler ve ifadeler olabilir, uh, ancak bunların çoğu

be different and so you're not getting much review  of that you really want to get a lot of overlap so  

farklı olacaktır ve bu nedenle çok fazla inceleme görmüyorsunuz bunun gerçekten çok fazla örtüşmesini istiyorsunuz, bu nedenle

what I recommend is getting obviously something  where I'm watching like I did in that espresso  

benim önerdiğim şey açıkçası bir şey elde etmektir izlediğim yer o espresso   videosunda yaptığım gibi

video here's one person making espresso here's  another video of somebody making espresso here's  

işte espresso yapan bir kişi burada espresso yapan birinin başka bir videosu işte   espresso yapan

another version like of another video person  making an espresso and so this vocabulary you know  

başka bir video kişinin başka bir versiyonu ve dolayısıyla bu kelime

that really well this vocabulary you will know  that a little bit better and maybe some things  

dağarcığını     gerçekten iyi bileceksiniz bunu biraz daha iyi ve belki bazı şeyleri

you might still forget them but it's much better  and this is more systematic and so if you want to  

yine de unutabilirsiniz, ancak bu çok daha iyi ve bu daha sistematiktir ve bu nedenle   daha hızlı

get fluent faster that's how you would do it so  you want to spend more time on less information  

akıcı olmak istiyorsanız bunu böyle yaparsınız, böylece daha az bilgi için daha fazla

more time on less information and again  this is one example of naturally varied  

zaman   daha fazla zaman harcamak istersiniz daha az bilgi ve yine bu, doğal olarak çeşitli   incelemenin bir örneğidir,

review others would be hearing it at different  times different speeds or from different speech  

başkaları bunu farklı zamanlarda, farklı hızlarda veya farklı konuşmalardan

different speakers so I hear like a British  English person or an American English speaker  

farklı konuşmacılardan duyacaktır, bu nedenle, bir İngiliz İngiliz veya bir Amerikan İngilizcesi

or different places in America these are all  things we do in fluent for life all right uh

veya Amerika'nın farklı yerlerindeki gibi duyuyorum; bunların hepsi şeyler hayat boyu akıcı yapıyoruz tamam uh

my name Fridays really your name is Fridays that's  an interesting name or affirmative something I  

benim adım Fridays gerçekten senin adın Fridays bu ilginç bir isim veya olumlu bir şey

can't I can't read over here okay furtives  fertives nice to meet you there all right  

yapamam burayı okuyamam tamam sinsiler fertives seninle orada tanıştığıma memnun oldum tamam   uh o halde

uh so let's see good morning watching from the  Philippines is it because the company is more left  

iyi bakalım Filipinler'den sabah izleme, şirket daha solcu olduğu için mi?

uh uh well there's a I think there are lots of  reasons why that happens if you're talking about  

chat GPT but in general the the culture in America  is more like certainly recently more left leaning  

sola eğilimli

uh let's see is listening good enough to become  a good English student I want to make it clear I  

uh bakalım  iyi bir İngilizce öğrencisi olmak için yeterince iyi dinliyor  şunu netleştirmek istiyorum

I often get this question about listening the  point is not just listening it's understanding  

Dinlemekle ilgili bu soruyu sık sık alıyorum, mesele  sadece dinlemek değil

the language and so you understand the language  best with lots of different kinds of input so not  

dili anlamak   ve böylece dili birçok farklı yolla en iyi şekilde anlıyorsunuz bu yüzden   bir

just listening to something you want to see it  like if I'm teaching my children if I'm teaching  

şeyi sadece dinlemek değil görmek istersiniz mesela çocuklarıma öğretiyorsam

my children the word marker and I don't show them  what a marker is I only have them listen to that  

çocuklarıma işaretçi kelimesini öğretiyorsam ve onlara işaretçinin ne olduğunu göstermiyorum sadece onlara bunu dinletiyorum

they're not going to know what a marker is so I  could describe it like oh a marker is like a long  

bir işaretleyicinin ne olduğunu bilmeyecekler, bu yüzden onu  şöyle tanımlayabilirim: bir işaretleyici,

thing you write with it and I can explain what  it is but it's much faster just to show them the  

onunla yazdığınız uzun   bir şey gibidir ve ben bunun ne  olduğunu açıklayabilirim, ancak onlara yalnızca işaretçiyi göstermek çok daha hızlıdır,

marker so it's not about just listening to it  I want to see it I want to write it myself so  

yani mesele bununla ilgili değildir sadece dinliyorum  Görmek istiyorum Kendim yazmak istiyorum yani

if I want to practice writing it like me if I'm  practicing Japanese I want to do like reading  

benim gibi yazmaya çalışmak istiyorsam Japonca pratik yapıyorsam yapmak istiyorum   okumak gibi

Japanese writing Japanese listening to it uh and  then speaking is a small part of that but most of  

Japonca yazmak Japonca dinlemek uh ve sonra konuşmak küçük bir iştir bunun bir kısmı ama

the practice is done by yourself as you get more  information so that's what you should be doing to  

pratiğin çoğu, siz daha fazla bilgi aldıkça kendiniz tarafından yapılır, bu yüzden akıcı olmak için   yapmanız gereken şey,

get fluent especially if you want to become fluent  as fast as possible I think it's uh I think in  

özellikle de mümkün olduğunca hızlı  akıcı olmak istiyorsanız, bence bu,

some sentences with defaults and grammar this  is a good way to learn English better or is it  

bazı   varsayılanlarla ve dilbilgisi bu İngilizceyi daha iyi öğrenmenin iyi bir yoludur veya

important to learn grammar in the same moment  so remember Eduardo uh good question you're  

aynı anda dilbilgisini öğrenmek önemli midir bu yüzden Eduardo uh iyi soru unutmayın, gramerden

talking about grammar like it like it's kind of  a separate thing from the vocabulary what we've  

sanki öğrendiğimiz kelime dağarcığından ayrı bir şeymiş gibi bahsediyorsunuz

learned here this is examples of how natives learn  the vocabulary so they're actually learning the  

işte bu, yerlilerin kelime dağarcığını nasıl öğrendiklerine ilişkin örneklerdir, böylece aslında

grammar and pronunciation and grammar at the same  time so the vocabulary grammar pronunciation all  

dilbilgisini, telaffuzu ve dilbilgisini aynı anda öğrenirler, yani kelime bilgisi gramer telaffuzu, tüm

these things you're actually learning them if you  learn them like a native that's how you learn them  

bunları bir yerli gibi öğrenirseniz bunları gerçekten öğreniyorsunuz demektir. bunları öğrenin

so all these things are connected and you don't  have to worry about like like oh no am I am I  

böylece tüm bunlar birbiriyle bağlantılıdır ve ah hayır, ben

like studying some grammar rules over here because  you're getting all of that naturally as you get  

burada bazı dilbilgisi kurallarını çalışmak istiyorum çünkü  daha fazla örnek aldıkça bunların hepsini doğal olarak  öğreniyorsunuz   gibi endişelenmenize gerek yok,

more examples so this is how natives learn this  is how you learned uh your native language as well  

bu yüzden böyle yerliler bunu böyle öğrenir, ana dilinizi de böyle öğrendiniz

uh let's see all right so William says I have  a big problem I can read and understand English  

uh, bakalım tamam mı, William diyor ki büyük bir sorunum var  İngilizce okuyup anlayabiliyorum

basically when people speak but I can speak but  I can speak well my pronunciation is terrible  

temelde insanlar konuştuğunda ancak konuşabiliyorum ama iyi konuşabiliyorum telaffuzum berbat

yeah William you should get Frederick if you do  not have that already you can click on the link  

evet William, sende yoksa Frederick'i almalısın, bunu zaten

in the description to get that so this is our  app we developed for teaching pronunciation  

almak için açıklamadaki bağlantıya tıklayabilirsin, yani bu, telaffuzu öğretmek için geliştirdiğimiz uygulamamızdır

the same way native speakers are learning it  uh obviously we can't cover every accent but  

anadili İngilizce olanların öğrendiği şekilde uh, her şeyi kapsayamayız aksan ama

if you're listening to my pronunciation and you  learn the different individual sounds of English  

benim telaffuzumu dinliyorsanız ve İngilizce'nin farklı seslerini öğrenirseniz

and you learn how to put them together  in sentences you will become much better  

ve bunları cümlelerde nasıl bir araya getireceğinizi öğrenirseniz  bir dili dinleme ve telaffuz etmede çok daha iyi hale gelirsiniz

at listening and pronouncing a language yoy  uses why do some teachers still teach English  

kullandığınız bir dili neden hala bazı öğretmenler İngilizce'yi

through translation since it's not effective I  think because it's faster I talk I talk about  

aracılığıyla öğretiyor? çeviri çünkü etkili değil sanırım daha hızlı olduğu için konuşuyorum

this uh in many videos but often like if you  look at this the speed for learning a language

birçok videoda bundan bahsediyorum ama genellikle buna bakarsanız bir dil öğrenme hızı gibi görünüyor, bu

so if you have to learn for a test very quickly  then it's it's okay to translate something you're  

nedenle bir test için çok hızlı bir şekilde öğrenmeniz gerekiyorsa  o zaman sorun değil bir şeyi tercüme edin

going to not remember most of that but if we  think about like people spending time learning  

bunun çoğunu hatırlamayacaksınız ama insanların kelime öğrenmek için zaman harcadıklarını düşünürsek

vocabulary so this is let's say this is like  number of words and this is how much time just  

yani bu kelime sayısı gibi  ve bu ne kadar zaman sadece

put a little a clock right there so if you think  about spending more time the traditional way  

tam şuraya biraz saat koyun yani eğer insanların çevirilerle öğrendiği geleneksel yöntemle daha fazla zaman geçirmeyi düşünüyorsunuz. size

people learn with translations I could give you  like let's say uh 10 words a day and give you the  

verebileceğim mesela günde 10 kelime diyelim ve size

translations for those but the problem is like  the vocabulary would never really increase uh  

bunların çevirilerini verelim ama sorun şu ki kelime dağarcığı asla gerçekten artmayacak uh   kesinlikle kelime

it's certainly not the vocabulary that you could  use fluently because you're learning something new  

dağarcığı değil akıcı bir şekilde kullanabilirsiniz çünkü yeni bir şey öğreniyorsunuz

and then you forget something so each day you  like learn some new words but then you forget  

ve sonra bir şeyi unutuyorsunuz, bu nedenle her gün bazı yeni kelimeler öğrenmeyi seviyorsunuz ancak sonra

others and so you kind of go like this but the uh  the native way you're learning it's like a little  

diğerlerini  unutuyorsunuz ve bu şekilde ilerliyorsunuz ama uh yerel öğrenme yönteminiz gibi biraz   biraz

bit slower because you're spending more time on  fewer words but you move up to fluency much faster  

daha yavaş çünkü  daha az  kelime üzerinde daha fazla zaman harcıyorsunuz ancak akıcılığa çok daha hızlı

so while you start higher up here just by  knowing more words because I'm I'm trying  

ilerliyorsunuz   bu nedenle burada daha fazla  kelime bilerek daha yükseğe başlarken  çünkü ben

to make you memorize a bunch of things but again  you just forget it so what most people do is they  

size  bir sürü şeyi ezberletmeye çalışıyorum   ama yine unutuyorsunuz, bu yüzden çoğu insanın yaptığı şey

get stuck here and for they can they can be stuck  here for many years while native speakers like a  

burada sıkışıp kalmaktır ve burada uzun yıllar boyunca sıkışıp kalabilirlerken,

native child born today will be a better speaker  in like three years than many people who start  

bugün doğmuş bir yerli çocuk gibi anadili İngilizce olan kişiler üç yıl gibi bir süre içinde birçok insandan daha iyi bir konuşmacı olacaktır.

English as an adult and learn it for three years  and that's just because of how they're learning so  

İngilizce'ye bir yetişkin olarak başlayın ve üç yıl boyunca öğrenin ve bu sadece nasıl öğrendikleri yüzünden   daha az şey hakkında

they're spending a lot more time getting more  review of fewer things and then their fluency  

daha fazla  inceleme yapmak için çok daha fazla zaman harcarlar ve ardından akıcılıkları

takes off all right so you remember more words and  you're able to use them fluently over time foreign

gayet iyi bir şekilde yükselir, böylece daha fazla kelime hatırlarsınız ve bunları zamanla akıcı bir şekilde kullanabiliyorsun yabancı bakalım

let's see so I can read but I can't speak  yeah so that's the same kind of thing uh  

böylece okuyabiliyorum ama konuşamıyorum evet yani bu az önce bahsettiğim türden bir şey

that I was just talking about could you do a  lesson on how a native speculates what do you  

mean unless I don't have a native speculates  I don't know what that means Carl uh uh let's  

Yani   yerel spekülasyonlarım olmadığı sürece Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum Carl uh uh hadi

see so I'd like to know the streaming days and  times yes I don't have a specific schedule for  

yayın günlerini ve saatlerini bilmek istiyorum evet bunun için belirli bir programım yok

this lately I've been doing them around this time  on Monday and Thursday so that's uh Japanese time  

son zamanlarda ben' onları Pazartesi ve Perşembe günleri bu saatlerde yapıyorum, bu yüzden bu uh Japon zamanı

but I like my I enjoy my freedom and so I  know that's probably less convenient for  

ama özgürlüğümün tadını çıkarıyorum ve bu nedenle bunun insanlar için muhtemelen daha az  uygun olduğunu biliyorum,

people but I do make the videos available  for people to watch anytime they'd like  

ancak videoları insanların istedikleri zaman izlemeleri için kullanılabilir hale getiriyorum

Lewis is writing in paper in your opinion what do  you mean writing in paper like you mean writing  

Lewis kağıda yazıyor sizce ne  ne demek istiyorsunuz  kâğıda yazmak demek istediğiniz gibi yazmak

like yeah like like physically right right by  hand you can certainly write on a computer but  

evet gibi fiziksel olarak doğru gibi elle  kesinlikle bir bilgisayara yazabilirsiniz, ancak

you can learn better by physically writing stuff  on a on a piece of paper with a pen or a pencil  

fiziksel olarak bir parçanın üzerine bir şeyler yazarak daha iyi öğrenebilirsiniz. bir kalem veya kurşun kalemle kağıt

so let's imagine you are learning my language  Uzbek and how would you learn to speak it without  

öyleyse benim dilimi  Özbekçe öğrendiğinizi hayal edin ve taşınmadan ve Özbekistan'da yaşamadan önce onu konuşmayı nasıl öğrenirsiniz?

moving and living in Uzbekistan well first I'd  need to get some input so I don't need to be in  

it there's nothing magical about like the the dirt  where I am so it's like if I'm in Japan right now  

bulunduğum yerdeki toprak kadar büyülü bir şey yok yani şu anda Japonya'daysam gibi

um if I pick up some dirt from Japan do I  magically become fluent because I'm I'm holding  

um Japonya'dan biraz toprak alırsam sihirli bir şekilde akıcı konuşabilir miyim çünkü elimde

some dirt from Japan it's the people that get me  fluent and it's not even really the people it's  

Japonya'dan biraz toprak tutuyorum  bu beni  akıcı hale getiren insanlar ve gerçekten insanlar bile

just the input from the people that get me fluent  so this is why I can be in the United States and  

beni akıcı hale getiren sadece insanlardan gelen girdiler  bu yüzden Amerika Birleşik Devletleri'nde olabilirim ve

become a fluent speaker of Japanese I might not  know a lot of cultural things but certainly being  

akıcı bir şekilde Japonca konuşabilirim. Pek çok  kültürel şey bilmeyebilirim ama kesinlikle

able to communicate in the language I would  be able to do that pretty easily but the way  

dilde iletişim kurabildiğim için bunu  oldukça kolay bir şekilde yapabilirim

I would do it is learning the same way children  do and this just means like like I can give you  

yapacağım yol     aynı şekilde öğrenmek ve bu şu anlama gelir    size

a Japanese lesson right now I'll maybe I'll try  to give like a little bit more difficult one  

şu anda bir Japonca dersi verebilirim    belki bazıları için biraz daha zor gibi vermeye çalışırım

for some people I'll do this quickly I don't  have much time left but if I'm going to teach  

bunu hızlıca yapacağım fazla  zamanım kalmadı ama

you Japanese so you are in Uzbekistan right now  you are not in Japan but I can still teach you

size   Japonca öğreteceksem   yani şu anda Özbekistan'dasınız Japonya'da değil ama yine de size öğretebilirim

or marker marker marker marker awimaka kudos

[ __ ]

foreign

so if I gave you a lesson like that every  day and I taught you a little bit more you  

would learn to speak Japanese even in your own  country okay so it's not it's not where you live  

tamam o halde mesele nerede yaşadığın değil

it's how you learn that gets you fluent in the  language does that make sense so this is what we  

dilde akıcı olmanı sağlayan şey nasıl öğrendiğindir  bu mantıklı mı yani biz

do for especially people in fluent for life we  essentially want to retrain your brain so that  

özellikle hayat boyu akıcı olan insanlar için yaptığımız şey esasen  beynini yeniden eğitmek istiyoruz, böylece

you stop thinking through your native language  and you start understanding English the same way  

derinlemesine düşünmeyi bırakırsın anadiliniz ve İngilizce'yi anadili İngilizce olan kişilerle aynı şekilde anlamaya başlarsınız

native speakers do and you do that by getting  lots of examples in naturally varied review  

ve bunu doğal olarak çeşitli incelemelerde birçok örnek alarak yaparsınız

so you notice I'm just using three markers here  to teach some Japanese but you're learning some  

yani burada biraz Japonca öğretmek için yalnızca üç işaret kullandığımı fark edersiniz, ancak

adjectives you're learning some verbs you're  learning sentence structure pronunciation all  

siz bazı   sıfatlar öğreniyorsunuz bazı fiilleri öğreniyorsunuz cümle yapısını telaffuzu tüm

those different things but the point is your  brain really likes learning that way because  

bu farklı şeyleri öğreniyorsunuz ama asıl mesele şu ki beyniniz bu şekilde öğrenmeyi gerçekten seviyor çünkü

it's like a puzzle so your brain is trying to  figure out what's happening if I just tell you  

bu bir bilmece gibi yani beyniniz ne olduğunu anlamaya çalışıyor eğer ben size

the answer your brain gets bored by that but if I  present information in such a way that you would  

cevabı söylersem beyin bundan sıkılır ama eğer bilgiyi sizin öğreneceğiniz şekilde sunarsam

learn ah like now I get it then you feel very  confident you feel very very strong and you  

şimdi anladım gibi o zaman kendinize çok güvenirsiniz kendinizi çok çok güçlü hissedersiniz ve

remember that information okay uh let's see so I  would say I've been studying this topic recently  

bu bilgiyi hatırlarsınız tamam ah bir görelim yani ben yaptım derdim son zamanlarda bu konuyu inceliyorum

so confused for Spanish speakers things all right  so I would say that music is very good funny  

İspanyolca konuşanlar için işler çok karışık, tamam  bu yüzden,

and effective way even if you don't live in the  country yeah so that's another thing you can do  

ülkede yaşamıyor olsanız bile müziğin çok iyi, eğlenceli ve etkili bir yol olduğunu söyleyebilirim, evet, yani bu, Ukrayna'dan konserve yapmak için yapabileceğiniz başka bir şey,

canning from Ukraine so I have to leave you here  and head to work okay that's fine let's see thanks  

yani ben seni burada bırakmak ve işe gitmek tamam sorun değil bakalım

for joining us I've been learning a lot thanks  to you I'm guessing Marcos it's my pleasure so  

bize katıldığınız için teşekkürler senin sayende çok şey öğreniyorum Marcos sanırım bu benim için bir zevk bu yüzden

Sunday night here in Montreal hi from Brazil keep  up the good work what do you think about using  

Pazar gecesi burada Montreal'de Brezilya'dan merhaba

chat GPT learning which I think somebody else  asked me earlier uh hi hola hola todos I would  

başka birinin bana daha önce sorduğunu düşündüğüm sohbet GPT öğrenmeyi kullanmayı düşünüyor musunuz uh merhaba hola todos

love to learn Japanese from you please pretty  please you teach me there are lots of people  

sizden Japonca öğrenmek isterim lütfen güzel lütfen bana öğretin

that teach Japanese on YouTube already although  I don't know of anyone I don't really watch any  

YouTube'da Japonca öğreten birçok kişi var   zaten Kimseyi tanımıyorum

Japanese learning videos on YouTube but you can  probably find somebody and there might be some  

YouTube'da gerçekten Japonca öğrenme videoları izlemiyorum ama muhtemelen birini bulabilirsin ve

people that teach like that but the better thing  to do would be to watch understandable content for  

bu şekilde öğreten bazı insanlar olabilir ama yapılacak daha iyi şey    Japon asıllı çocuklar için anlaşılabilir içerik izlemek olacaktır.

Japanese native kids rather than things that  are teaching you the language but if you feel  

size dili öğreten şeyler ama kendinizi

excited like wow look at that I understood what  he said that's the way you should be learning the  

vay canına  heyecanlanmış hissediyorsanız bakın ne dediğini anladım  dili bu şekilde öğrenmelisiniz

language because that's the way you learned your  native language at home all right so wonderful  

çünkü evde ana dilinizi bu şekilde öğrendiniz tamam çok harika

chat gbt yes uh if it if it helps you then  fantastic so just bought fluency guide asking

sohbet gbt evet uh eğer size yardımcı olacaksa, o zaman harika, bu yüzden az önce akıcılık rehberi satın aldım,

pardon my poor pronunciation actually thank  you very much it's nice to see you in the  

kusura bakmayın, kusura bakmayın, aslında çok teşekkür ederim,   programda sizi görmek güzel,

program hi from Jakarta Indonesia lovely  teaching but I'm not uh Everything Chad  

Jakarta Endonezya'dan merhaba, güzel öğretim ama ben uh değilim Her Şey Çad

GPT informs everything I know but I'm  not everything but not everything okay  

GPT bildiğim her şeyi bilgilendirir ama her şey değilim ama her şey değilim

yes uh so chat GPT can be helpful and I think  other people have already talked about how GPT can  

tamam   evet uh yani sohbet GPT yardımcı olabilir ve bence diğer insanlar GPT'nin

use or be used uh for language learning but again  whatever particular thing you might be using you  

dil öğrenimi için nasıl kullanılabileceği veya kullanılabileceği hakkında zaten konuştular ama yine ne kullanıyor olursanız

should be understanding the language like a native  that's what's going to help you speak so there's  

olun   kullanmalısınız dili ana diliniz gibi anlamak konuşmanıza yardımcı olacak olan budur, bu nedenle

always new tools and new apps and other things  like that but a lot of them just give you the  

her zaman   yeni araçlar ve yeni uygulamalar ve bunun gibi başka şeyler vardır ancak bunların çoğu size başka herhangi bir yerde

same kind of textbook lessons that you would get  anywhere else so hi from the Ukraine I know five  

alabileceğiniz  aynı türden ders kitabı dersleri verir. Ukrayna Beş

languages you are a good teacher all right glad  to hear it very nice very powerful lessons we're  

dil biliyorum, sen iyi bir öğretmensin, pekala  bunu duyduğuma sevindim  çok güzel çok güçlü dersler

all learning there are many flaws and they're  robotic wow wow all right I have to shut it down  

hepimiz öğreniyoruz birçok kusur var ve bunlar robotik vay vay vay pekala şimdi onu kapatmam gerekiyor

now but it has been a pleasure and hopefully  you got the message you got the message today  

ama oldu bir zevk ve umarım mesajı aldınız bugün mesajı aldınız

all right so remember if you want to get fluent  like a native you don't want to get stuck in  

pekala  bu yüzden unutmayın bir yerli gibi  akıcı olmak istiyorsanız  bunda takılıp kalmak istemezsiniz

this you really should be learning more like a  native just like today we're only focusing on the  

gerçekten daha  bir  yerli gibi öğrenmelisiniz tıpkı bugün olduğu gibi' sadece kelimeye odaklanıyoruz yani bu,

word the so that's one example of how you would  focus on something to learn it really well but  

bir şeyi gerçekten iyi öğrenmek için nasıl odaklanacağınıza bir örnek ama

your personality style and methodology is great  for learning you're awesome glad to hear it yes  

kişilik tarzınız ve metodolojiniz öğrenmek için harika harikasınız bunu duyduğuma sevindim evet   yine de

well again uh I would still I think I would still  recommend like learning from a native speaker but  

uh yine de düşünürdüm Yine de anadili İngilizce olan birinden öğrenmeyi tavsiye ederim, ancak size

uh you could you should be learning from multiple  people as long as they can give you native input  

ana diliyle girdi sağlayabildikleri sürece birden fazla kişiden öğrenmeniz gerekirdi,

all right Carl says thank you a good note to  end on have a fantastic day if you would like  

tamam Carl teşekkür ederim diyor, bitirmek için iyi bir not, isterseniz harika bir gün geçirin

to learn more about both pronunciation and also  learning like a native you can click on the links  

Hem telaffuz hem de bir yerli gibi öğrenme hakkında daha fazla bilgi edinmek için

Below in this video so Frederick is really great  for helping you uh or whether your pronunciation  

bu videonun altındaki bağlantılara tıklayabilirsiniz, bu nedenle Frederick size yardımcı olmak için gerçekten harikadır veya telaffuzunuz

and listening are already good but you'd like to  help your kids learn the language like a native  

ve dinlemeniz zaten iyi ancak çocuklarınızın öğrenmesine yardımcı olmak isteyip istemediğiniz  anadiliniz gibi bir dil

that's how you can do it and thanks from Hungary  nice to see you there all right have a fantastic  

bunu böyle yapabilirsiniz ve Macaristan'dan teşekkürler sizi orada görmek güzel,

day again if you're in fluent for life and you'd  like to learn more about the specific topic we  

tekrar harika bir   gün geçirin, eğer hayatınız boyunca akıcı konuşuyorsanız ve  bugün ele aldığımız belirli konu hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız   Avustralya'ya taşınmayla ilgili

covered today you can go to the in uh a new life  lesson set you'll find that information in that  

yedi yeni bir hayat yeni bir hayat ders setinde o bilgiyi bulacaksınız

lesson seven a new life uh really interesting  lesson set about moving to Australia and so  

ve bu yüzden

you hear lots of examples of the and also other  determiners so good evening for everybody else  

bu ve diğer belirleyicilerle ilgili birçok örnek duyacaksınız, bu yüzden iyi akşamlar diğer herkes için

yes have a fantastic evening or day wherever you  are and I'll see you in the next video bye-bye

evet, nerede olursanız olun harika bir akşam veya gün geçirin, bir sonraki videoda görüşmek üzere hoşçakalın