ENGLISH ADDICT is BACK! - LIVE / Sunday 4th October 2020 / Road idioms / LOGO Game

okay

tamam huh uh

huh

uh

all aboard the English train all aboard everyone

herkes İngiliz trenine herkes binsin

yes we are back together once more welcome yes we  are back it is October and yes we are live right  

evet bir kez daha birlikteyiz evet geri döndük ekim ayı ve evet şu anda canlı yayındayız   şu

now across YouTube it is English addict as live  as live can be i hope you are feeling good today

anda YouTube'da canlı olarak İngilizce bağımlısı canlı canlı olabildiğince İngilizce bağımlısı, umarım hissediyorsunuzdur bugün iyi evet

yes we are back everyone hi everybody this  is Mr Duncan in England how are you today are  

herkese geri döndük merhaba millet ben İngiltere'den Bay Duncan bugün nasılsınız

you okay i hope so are you feeling happy on this  Sunday i hope you are feeling very happy because  

iyisiniz umarım bu Pazar günü mutlu hissediyorsunuzdur umarım çok mutlusunuzdur çünkü   geri

we are back yes after having a break  a little break during September  

döndük evet biraz ara verdikten sonra Eylül ayında mola

and can i just say i had a lovely rest a very nice  rest i did do a little bit of work i made some  

ve güzel bir dinlenme geçirdiğimi söyleyebilir miyim çok güzel bir dinlenme biraz çalıştım Eylül

English video lessons a couple during the month of  September but we are back once again yes english  

ayı boyunca birkaç   İngilizce video dersi yaptım ama bir kez daha geri döndük evet ingilizce

addict is the name of the game for those who don't  know what this is perhaps you have just found me  

bağımlısı adı oyunun ne olduğunu bilmeyenler için belki de beni

by accident and you don't know what this  is well i will let you in on the secret

tesadüfen buldunuz ve bunun ne olduğunu bilmiyorsunuz size sırrımı vereceğim

i teach english i talk about the english  language i do it quite often here on youtube  

ingilizce öğretirim ingilizce hakkında konuşurum YouTube'da oldukça sık

and also i've been doing it for a very  long time as well many many years in fact  

ve ayrıca bunu çok uzun bir süredir yapıyorum ve aslında çok uzun yıllar

this month it will be my 14th anniversary 14  years i've been doing this here on youtube can you  

bu ay benim 14. yıl dönümüm olacak 14 yıldır bunu burada youtube'da yapıyorum inanabiliyor musunuz   buna

believe it a lot of people don't believe me when i  say it but i have been here doing this on youtube  

bir çoğu kişi bana inanmıyor ama ben bunu youtube'da

for almost 14 years on the 31st of  october it will be my 14th anniversary  

neredeyse 14 yıldır yapıyorum 31 ekim 14. yıl dönümüm olacak

always a very exciting time always an air  of excitement in the air because it will be  

her zaman çok heyecan verici bir zaman her zaman havada bir heyecan havası çünkü

14 years since i started doing this of  course i haven't been live streaming  

bunu yapmaya başlayalı 14 yıl olacak tabii ki 14 yıldır canlı yayın yapmıyorum

for 14 years because the technology wasn't around  in 2006 there was no high definition there was no  

çünkü teknoloji 2006'da ortalıkta yoktu yüksek çözünürlük yoktu

live chat there was no live streaming even but i  am now here live again yes i hope you've missed  

canlı sohbet yoktu canlı yayın bile yoktu ama ben şimdi tekrar canlı yayında evet umarım

me have you missed me that is the big question  i suppose i should start with have you actually  

beni kaçırmışsınızdır beni özlediniz mi büyük soru sanırım başlamalıyım

missed me here on youtube has it been strange what  have you been doing during the month of september  

beni burada youtube'da gerçekten özlediniz mi garipti eylül ayı boyunca ne yaptınız

we will be having a little bit of a catch up so  all of the news if something has happened where  

biz biraz arayı kapatacağız, bu yüzden tüm haberler,

you are something nice maybe something not so nice  please let us know on the live chat yes we do have  

sizin   güzel bir şey olduğunuz, belki de pek hoş olmayan bir şey olduysa, lütfen canlı sohbette bize bildirin evet

the live chat it is now working i am just checking  to make sure that everything is working okay you  

canlı sohbetimiz var   şu anda çalışıyor ben sadece her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak için kontrol ediyorum   bunun nasıl bir şey olduğunu

know what it's like sometimes you know what it's  like on youtube especially at the moment because  

bilirsiniz bazen özellikle şu anda YouTube'da bunun nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz çünkü

there are lots of changes taking place right here  on this platform including how the live stream is  

tam burada bu platformda, canlı yayının nasıl yürütüldüğü de dahil olmak üzere birçok değişiklik gerçekleşmektedir

operated how it is set up how it actually is  broadcast through youtube so all of that has  

nasıl olduğu youtube üzerinden gerçekte nasıl yayınlanacağını ayarlayın, böylece

changed during september yesterday afternoon  i spent a very long time trying to work out  

dün eylül ayında tüm bunlar değişti   burada youtube'da

how to operate the new live stream system  here on youtube because it's changed you see  

yeni canlı yayın sistemini  nasıl çalıştıracağımı öğrenmek için çok uzun zaman harcadım çünkü değişti, görüyorsunuz

everything is now different so all of that has  now changed yesterday afternoon i spent many hours  

şimdi her şey farklı yani bunların hepsi dün öğleden sonra değişti

getting slightly frustrated i will be honest  with you i did get a little bit frustrated  

biraz sinirlenmek için saatler harcadım  size karşı dürüst olacağım biraz sinirlendim

because i was having difficulty getting my live  stream to work but it looks as if we are here  

çünkü canlı  akışımı çalıştırmakta zorluk çekiyordum ama görünüşe göre buradayız

one thing i want to check whilst i'm looking at  my equipment i want to make sure that we have  

bir şey var ekipmanıma bakarken kontrol etmek istiyorum  canlı altyazılarımız olduğundan emin olmak istiyorum

live captions i have a feeling that there are  no live captions so this is one of the things  

canlı altyazı olmadığına dair bir his var, dolayısıyla bu,

that i was hoping youtube would continue doing but  there are no live captions i'm afraid it is not my  

YouTube'un yapmaya devam etmesini umduğum şeylerden biri ama yok Canlı altyazılar Korkarım bu benim

fault i have been in touch with youtube to ask  them why they have changed the live captions so  

hatam değil Canlı altyazıları neden değiştirdiklerini sormak için youtube ile iletişime geçtim, böylece

you might notice that there are no live captions  i'm very sorry about that it is out of my control  

canlı altyazı olmadığını fark edebilirsiniz benim dışımda olduğu için çok üzgünüm kontrol

i would love to have them here right now but sadly  there are no live captions and it is all because  

şu anda burada olmasını çok isterdim ama ne yazık ki canlı altyazı yok ve bunun nedeni

youtube have updated the way in which the  live streams are broadcast everything looks  

youtube'un canlı yayınların  yayınlanma şeklini güncellemesi  her şeyin

very different and that's the reason why i was  literally pulling my hair out so whatever hair  

çok farklı görünmesi   ve bu yüzden tam anlamıyla saçımı yoluyorum yani

i had left it has now gone because i was pulling  my hair out if you pull your hair out it means you  

bıraktığım saçlar şimdi gitti çünkü saçımı yoluyordum eğer saçını yolarsan bu,   bir

are very frustrated about something something  is making you feel so frustrated you start  

şey hakkında çok sinirli olduğun anlamına gelir  bir şey seni o kadar hüsrana uğratıyor

pulling your hair out so it is a great expression  that's what i was doing yesterday trying to get  

saçını yolmaya başlıyorsun   bu harika bir ifadedir dün

my live captions working so I'm sorry about  that please don't complain because it's out  

canlı altyazılarımı çalıştırmaya çalışırken yaptığım şey buydu bu yüzden bunun için üzgünüm  bu benim kontrolüm dışında olduğu için lütfen şikayet etmeyin

of my control i cannot control that i wish i  could because i would put it right hello to the  

kontrol edemiyorum keşke yapabilseydim çünkü canlı sohbete hemen merhaba derdim

live chat or we have mohsen here hello mohsen  guess what you are first on today's live chat

ya da burada mohsen var merhaba mohsen tahmin et bugünün canlı sohbetinde ilk sensin

we are back it is like a large family reunion a  large reunion people coming together once more  

geri döndük büyük bir aile toplantısı gibi büyük bir buluşma insanlar bir kez daha bir araya geliyor

saying hello buddy hello friend i haven't seen  you for a long time it has been around five weeks  

merhaba dostum merhaba arkadaşım seni uzun zamandır görmedim

since i last did my live streams so i've had  a lovely break lots of things going on here mr  

canlı yayınlarımı son yaptığımdan bu yana yaklaşık beş hafta geçti   bu yüzden güzel bir ara verdim burada pek çok şey oluyor bay

steve has been very busy yes don't worry steve  will be with us as well a little bit later on  

steve çok meşgul evet merak etmeyin steve biraz sonra bizimle olacak

so we have mr steve back and if there are some  friends that you know who don't realize that my  

yani bay steve geri döndük ve tanıdığınız bazı arkadaşlar

live streams have resumed please can you tell  them so they know hello mohsen hello vitesse  

canlı yayınlarımın yeniden başladığının farkında değilse lütfen onlara söyleyebilir misiniz merhaba mohsen merhaba Vitesse

nice to see you back as well  also valentin beatriz alias  

sizi de tekrar görmek güzel ayrıca valentin beatriz takma

hello zoe hello also oh luis mendes

merhaba zoe merhaba ayrıca oh luis mendes

hello luis luis mendes thank you very much  for your lovely emails yesterday as well  

merhaba luis luis mendes dünkü güzel e-postalarınız için de çok teşekkür ederim

also wafe zuzika is here lots of very familiar  names on the live chat great to see you all back  

ayrıca wafe zuzika burada canlı sohbette pek çok tanıdık isim var hepinizi tekrar görmek harika   peki ya siz ama lütfen

what about you though can you please give me some  news from where you are what has been happening in  

bana biraz verebilir misiniz nerede olduğunuzdan haberler hayatınızda neler olup bittiği

your life during the month of september there were  some things going around people saying some things  

eylül ayı boyunca etrafta bazı şeyler dolaşıyordu insanlar benim hakkımda bazı şeyler söylüyorlar

about me they thought maybe i had become ill no  i haven't become ill nothing like that nothing  

belki hastalandım diye düşündüler hayır hasta olmadım öyle bir şey olmadı hiçbir şey

has happened you know what i'm talking about we  all know what i'm talking about nothing like that  

olmadı sen neden bahsettiğimi biliyoruz hepimiz neden bahsettiğimi biliyoruz öyle bir şey yok   bu

so you will be pleased to hear that i haven't been  ill i haven't been unwell i have decided or i had  

yüzden hasta olmadığımı, hasta olmadığımı duymaktan memnun kalacaksınız karar verdim ya da karar vermiştim

decided to take a little break during september  but don't worry because we are back again one big  

biraz eylülde ara veririz ama merak etmeyin çünkü yine geri döndük büyük bir

change of course something i should mention  straight away the live streams will be once a week  

değişiklik tabi ki hemen bahsetmem gereken bir şey canlı yayınlar ekim için haftada bir olacak

for october i know what you're thinking  mr duncan that does not seem very fair  

ne düşündüğünüzü biliyorum bay duncan bu pek adil görünmüyor

but i will be with you on sunday every sunday  2 p.m uk time so during october one live stream  

ama her pazar İngiltere saatiyle 14.00'te sizinle olacağım, bu nedenle bir ekim canlı yayında

but there will be some new lessons as well you  see can you see what i'm doing so i'm keeping very  

ancak bazı yeni dersler de olacak, görüyorsunuz ne yaptığımı görebiliyor musunuz, bu yüzden çok

busy one live stream but also i will be making  some new english lessons as well during october  

meşgul canlı yayın yapıyorum ama aynı zamanda Ekim boyunca yeni İngilizce dersleri de vereceğim

and then at the end of the month of course we have  the big celebration 14 years can you believe it  

ve ardından ayın sonunda büyük kutlamamız var 14 yıl inanabiliyor musunuz

so here we are all together again i hope you are  having a good day yes we have made it not only  

yani burada yine birlikteyiz umarım iyi bir gün geçiriyorsunuzdur evet biz sadece

to the end of the week but also we have made it  

hafta sonuna değil,

to the end of september and now  we are into october yes it's

eylül sonuna da geldik ve şimdi ekime girdik evet bugün pazar

sunday

i will keep the message on the screen just to  let you know that i will be with you once a week

sizlerle olacağımı bildirmek için ekranda mesajı tutacağım haftada bir

sunday from 2pm uk time is when you can catch me  the garden behind me you might notice it isn't  

pazar saat 14:00 İngiltere'de beni yakaladığınız zaman arkamdaki bahçede havanın pek parlak olmadığını fark edebilirsiniz

very bright today we've had a lot of rain over  the past few days the last 24 hours in fact maybe  

bugün son birkaç gündür çok yağmur yağdı son 24 saat aslında belki

slightly longer than that it has been raining  non-stop we've had so much rain just to prove it

biraz daha uzun bunun dışında hiç durmadan yağmur yağıyor o kadar çok yağmur yağdı ki bunu kanıtlamak için

here is the weather warning  so this is the weather warning  

burada hava durumu uyarısı var yani bu dün gördüğüm hava durumu uyarısı

that i saw yesterday and you might notice it  says heavy rain there is a heavy rain warning

ve bunu fark edebilirsiniz şiddetli yağmur diyor şiddetli yağmur uyarısı var

25 to 50 millimeters of rain  which doesn't sound much  

25 50 milimetreye kadar yağmur ki bu size karşı

to be honest with you but actually that  is quite a lot of rain falling non-stop  

dürüst olmak gerekirse pek   kulağa hoş gelmiyor ama aslında bu  kuyu boyunca aralıksız yağan oldukça fazla yağmur,

across well i suppose the western part of england  which just happens to be where i am as well

sanırım İngiltere'nin batı kısmı  ki bu benim de bulunduğum yer.

you see so we have had a lot of rain  i suppose i should mention the weather  

bu yüzden çok yağmur yağdı sanırım dışarıdaki havadan bahsetmeliyim

outside it isn't too bad at the moment let's have  a look outside shall we shall we have a look okay  

şu anda çok kötü değil hadi dışarı  bakalım  tamam   orada şu anda

there it is outside right now in the front garden  of my house in much wenlock for those wondering  

dışarıda benim ön bahçemde house in too wenlock

where i am at the moment i'm broadcasting  live from my little house in much wenlock  

şu anda nerede olduğumu merak edenler için ingiltere'deki too wenlock'taki küçük evimden canlı yayın yapıyorum ki

in england which of course also happens to be the  birthplace of the english language oh fancy pants  

bu aynı zamanda ingilizcenin doğum yeridir oh fantezi pantolon

can i say hello to mogmog hello mogmog welcome  welcome back nice to see you back with us  

mogmog'a merhaba diyebilir miyim mogmog hoşgeldiniz tekrar hoşgeldiniz sizi yeniden aramızda görmek güzel

also we have zoran and we have parisa that is  great to see you i love your lessons thank you  

ayrıca zoran'ımız var ve parisa'mız var sizi görmek harika  derslerinizi seviyorum teşekkür ederim

parisa for your lovely comment saturino is here  as well also we have anna you look great mr duncan  

parisa güzel yorumunuz için saturino da burada anna da bizde harika görünüyorsunuz bay duncan

thank you very much i feel good i must be honest  with you i did feel as if i needed a little break  

çok teşekkür ederim kendimi iyi hissediyorum size karşı dürüst olmalıyım biraz molaya ihtiyacım varmış gibi hissettim bu

so that's the reason why i took a break during  september i wanted to have a little bit of  

yüzden eylül ayında ara verdim biraz

a rest a slight rest which is what i have done  belarusian can i say a special hello to belarusia  

dinlenmek istedim biraz dinlenmek istedim ki bu da ne belarusça yaptım belarusya'ya özel bir merhaba diyebilir miyim

i know you haven't been very well and you  have been in hospital that's all i'm saying  

pek iyi olmadığını biliyorum ve hastanedeydin tüm söylemek istediğim bu

if you want to share the information you can  but i'm so glad i can't begin to tell you how  

bilgileri paylaşmak istersen paylaşabilirsin ama yapabildiğim için çok mutluyum

happy how happy i am to see you here today  i suppose that deserves a round of applause

bugün sizi burada görmekten ne kadar mutlu olduğumu söylemeye başlıyorum. sanırım bu bir alkışı hak ediyor

belarusia is back thank you very much for  joining me and i hope you are feeling much  

belarusia geri döndü bana katıldığınız için çok teşekkür ederim ve umarım

better after your surgical adventures hello  and allow hello anna watching in hong kong  

cerrahi maceralarınızdan sonra kendinizi çok daha iyi hissediyorsunuzdur merhaba ve izin verin merhaba anna hong kong'da izliyor

nice to see you here as well nice to see hong  kong is here watching and of course i'm sure  

sizi burada görmek güzel, hong kong'un da burada izlediğini görmek güzel ve tabii ki

many people are thinking about all of you  there right now hello dan and jay hello sir  

birçok kişi şu anda orada hepinizi düşünüyor  merhaba dan ve jay merhaba efendim

we've missed you a lot during september we love  you very much we love your lessons very much  

sizi özledik eylül ayı boyunca sizi çok seviyoruz derslerinizi çok seviyoruz   çok teşekkür ederim

thank you very much we are back every sunday 2  p.m uk time and i will be making some new lessons  

her pazar İngiltere saatiyle 14:00'te geri dönüyoruz ve bazı yeni dersler yapacağım

as well talking of which i did post a couple of  new lessons on my youtube channel did you see them  

ayrıca bahsetmek üzere birkaç yeni ders yayınladım youtube kanalımı gördünüz mü onları gördünüz mü

including a lesson all about law and order silence  in court silence in court judge moody presiding

hukuk ve düzen hakkında her şeyi içeren bir ders dahil mahkemede sessizlik mahkemede sessizlik yargıç karamsar başkanlık

you heard what the man said judge moody presiding

adamın ne dediğini duydunuz yargıç karamsar mahkeme başkanı

silencing court my name is judge moody and i sit  here every day waiting for the next poor soul  

susturma mahkeme benim adım yargıç karamsar ve ben her gün burada oturup bir sonrakini bekliyorum zavallı ruh

that i'll have to put away so another bad apple  appears as i muse will i throw away the key  

kaldırmak zorunda kalacağım, böylece başka bir çürük elma görünürken  anahtarı atacağım    düşünürken

as i sit watching the defendant sweat wishing  they were free so i listened to the evidence  

oturup sanığın serbest kalmalarını dileyerek terlemesini izlerken, bu yüzden kanıtları

with a keen set of ears if the people find  him guilty then he'll go away for years  

insanlar keskin bir kulakla dinledim suçlu bul sonra yıllarca gider

he killed his wife with a tin of paint it said  crimson on the lid they caught him red-handed but  

karısını bir kutu boyayla öldürdü kapağında kıpkırmızı yazıyordu onu suçüstü yakaladılar ama

he refused to say what he did members of the jury  have you reached a verdict yet yes your honour  

ne yaptığını söylemeyi reddetti jüri üyeleri henüz bir karara vardınız mı evet sayın yargıç

lock him up for life he deserves everything he'll  get so the next time you want to do something bad  

onu ömür boyu hapse atın alacağı her şeyi hak ediyor bu yüzden bir dahaki sefere kötü bir şey yapmak istediğinizde

it might be all to no avail because if you end  up in front of me i will send you away to jail

her şey boşa gidebilir çünkü önüme çıkarsanız sizi hapse gönderirim

silence in court i will have silence in my court  

sessizlik içinde mahkeme mahkememde sessizlik olacak

hmm so there it was a quick excerpt a short  excerpt from one of my new lessons that i posted  

hmm bu yüzden hızlı bir alıntı oldu eylül ayında yayınladığım yeni derslerimin birinden kısa bir alıntı

during september all about law and order if you  haven't watched it it is available on my youtube  

hukuk ve düzen hakkında her şey izlemediyseniz youtube kanalımda mevcut

channel hello to everybody it's so nice to see  you here i hope you've had a good september  

merhaba herkese, sizi burada görmek çok güzel, umarım güzel bir eylül ayı geçirmişsinizdir,

if you have any news to share with me please let  me know it would be ever so nice if you were able  

benimle paylaşacağınız herhangi bir haber varsa lütfen bana bildirin, eğer

to tell me what has been going on in your life  by the way just in case you're wondering the cows  

bana neler olup bittiğini anlatabilirseniz çok güzel olur. hayatınız bu arada inekler    hala

are still here there they are yesterday i decided  to film the cows in my garden or should i say from  

buradalar   merak ediyorsanız         daha dün bahçemdeki  inekleri filme almaya karar verdim   yoksa bahçemden  mi demeli

my garden a lot of people think that this is my  back garden but it isn't my back garden joins this  

birçok kişi buranın benim arka bahçem olduğunu düşünüyor ama arka bahçem,

particular field where these cows have been living  for the past seven months and they're still here  

bu ineklerin son yedi aydır yaşadıkları ve hala burada oldukları bu belirli tarlayla birleşmiyor mu?

i can't believe it we were talking about this  yesterday mr steve and myself we were talking  

about the cows and whether or not they were they  were going to be taken away before winter arrives  

öyle olsalar da olmasalar da kış gelmeden götürüleceklerdi

but they are still here lovely cows in the field  now these are not very old these are young cows  

ama hala buradalar tarlada sevimli inekler şimdi bunlar çok yaşlı değiller bunlar genç inekler

but they have become very friendly with mr  steve and myself they have become very friendly  

ama Bay Steve ve benimle çok arkadaş canlısı oldular onlar çok oldular arkadaş canlısı

especially during this period of time because  there are lots of apples in our garden on the tree  

özellikle bu dönemde  çünkü bahçemizde ağaçta çok sayıda elma var

and apparently cows love apples they are  absolutely crazy for apples so now we know  

ve görünüşe göre inekler elmaları seviyor elmaya bayılıyorlar, bu yüzden artık

that apples are one of a cow's favourite foods  yes so apples grass i suppose anything that  

elmaların ineklerin en sevdiği yiyeceklerden biri olduğunu biliyoruz  evet yani elma otu sanırım her şey o   bu

that is green might be appealing to a cow but  yes the cows are still here haven't gone away  

yeşil bir ineğe çekici gelebilir ama evet inekler hala buradalar,

they are still around and about oh talking  of which we have a lovely animal photograph  

henüz gitmediler   hala ortalıktalar ve bundan bahsediyoruz

to show you in a moment that was sent into me  also the farmers have been very busy as well  

birazdan size gösterecek   bana da gönderilen çok güzel bir hayvan fotoğrafı var  çiftçiler de çok meşgul

they have been doing their harvest and  a couple of days ago i was out and about  

hasatlarını yapıyorlar ve birkaç gün önce dışarıdaydım ve

filming one of the farmers ploughing his field so  the harvest has just taken place and now you can  

çiftçilerden birini tarlasını sürerken filme çekiyorum, böylece hasat yeni gerçekleşti ve şimdi

see in the distance you can see that the tractors  are busily ploughing the field ready for the next  

uzaktan görebilirsiniz traktörlerin 2021'in bir sonraki hasadı için yoğun bir şekilde tarlayı sürdüğünü görün, buna

harvest for 2021 can you believe it so isn't  that a beautiful view i must be honest with you  

inanabiliyor musunuz, bu güzel bir manzara değil mi, size karşı dürüst olmalıyım,

that is that is a rather nice view and looking a  little bit closer you can see there is a tractor  

bu oldukça güzel bir manzara ve biraz daha yakından bakınca anlayabilirsiniz bakın bir traktör var

pulling a plough so that particular tractor  is being driven by one of the local farmers  

pulluk çekiyor, böylece belirli bir traktör yerel çiftçilerden biri tarafından sürülüyor

and he is ploughing the field  you plough the field before you  

ve o tarlayı sürüyor                        o

scatter the seed and that is what he is doing  at the moment for those who are wondering  

şu anda merak ediyorum

oh and here is one of the views looking out of  my window you can see lots of birds flying around  

ah ve işte penceremden bakan manzaralardan biri etrafta uçan bir sürü kuş görebilirsiniz

in fact those birds you can see are pigeons  if you look very closely you can see a big  

aslında görebildiğiniz kuşlar güvercin çok yakından bakarsanız, şehrin

flock of pigeons flying across the beautiful vista  of Shropshire talking of which this morning we had  

güzel manzarası boyunca uçan büyük bir   güvercin sürüsü görebilirsiniz Bu sabah

a lovely treat in the garden this morning would  you like to see some baby pigeons we were both  

bahçede güzel bir ikramda bulunduğumuz Shropshire'dan bahsediyoruz bu sabah birkaç yavru güvercin görmek ister misiniz ikimiz de bahçede

very surprised to see these beautiful creatures  in the garden and they were hungrily nibbling  

bu güzel yaratıkları görünce çok şaşırdık ve açgözlülükle

at the berries on one of the bushes in our  garden look at that oh yes so these are actual  

çalılardan birinin üzerindeki meyveleri kemiriyorlardı. bahçemizde şuna bakın oh evet yani bunlar gerçek

baby pigeons if you've ever wondered what a what  a young pigeon looks like after it leaves the nest  

yavru güvercinler, eğer genç bir güvercin yuvadan ayrıldıktan sonra nasıl göründüğünü merak ettiyseniz, işte

well there they are so these are two very young  pigeons and it would appear that they are enjoying  

oradalar yani bunlar iki çok genç güvercin ve görünüşe göre onlar meyvelerin tadını çıkarıyor

the berries there are some beautiful fresh red  berries on one of the bushes that is in our garden  

bahçemizdeki çalılardan birinin üzerinde güzel taze kırmızı meyveler var

and you can see they are eating the berries  if there is one thing the pigeons like doing

ve meyveleri yediklerini görebilirsiniz güvercinlerin yapmaktan hoşlandığı bir şey varsa,

they like stuffing their stomachs full of food  and that is what those pigeons are doing right now  

midelerini yemekle doldurmayı severler ve o da o güvercinler şu anda ne yapıyor   tıka basa

they are gorging oh i like that word gorge  if you gorge on something it means you eat  

yiyorlar ah bu gorge kelimesini seviyorum bir şeyi mideye indirirseniz bu,  bir

something very quickly or perhaps you eat a  very large quantity of food you gorge on your  

şeyi çok hızlı                 yapıyor veya belki de çok  çok miktarda yiyecek yiyorsunuz    yemeğinizle tıka basa doyuruyorsunuz

food you eat a lot of food but also you gorge on  the food at the same time so for those wondering  

çok    çok yemek yiyorsunuz ama ayrıca yemi aynı anda yersiniz yani

what a baby pigeon looks like there it is there  are two pigeons and they have just left their nest  

yavru güvercin nasıl görünür diye merak edenler için işte orada iki güvercin var ve yuvalarından yeni çıkmışlar

one of the interesting things about pigeons is  that the young are reared until they are virtually  

güvercinlerle ilgili ilginç şeylerden biri de yavruların büyüyene kadar yetiştirilmesidir. neredeyse

full-sized it's very strange very unusual so that  was the view that greeted me this morning when i  

tam boy çok garip çok sıradışı yani bu sabah perdelerimi açtığımda beni karşılayan manzara buydu

opened my curtains mr steve was very excited he  said mr duncan quick come here there are some  

Bay Steve çok heyecanlandı dedi Bay Duncan çabuk buraya gelin

baby pigeons in the garden and there they are  i thought i would share that moment with you

bahçede birkaç yavru güvercin var ve işte oradalar diye düşündüm o anı sizinle paylaşacaktım

i hope you enjoyed that here we go then  we are live today for those wondering  

umarım beğenmişsinizdir işte başlıyoruz o zaman bugün canlı yayındayız bunun ne olduğunu merak edenler için

what this is i will explain once more we are  back live and we are live every sunday from 2 p.m  

bir kez daha açıklayacağım canlı yayına geri döndük ve her pazar saat 14:00'ten itibaren yayındayız

uk time we have a lot of things coming up today  by the way we have mr steve we are also going to  

İngiltere'de çok şey var Bugün ortaya çıkan şeylerden bu arada, Bay Steve'e sahibiz ayrıca

play a game called the logo game oh that sounds  very intriguing find out what that is all about  

logo oyunu adlı bir oyun oynayacağız oh bu kulağa çok ilgi çekici geliyor bunun neyle ilgili olduğunu öğrenin

a little bit later on also we will be looking  at words and phrases idioms connected with  

biraz sonra ayrıca kelimelere ve deyimlere de bakacağız.

being on the road words idioms phrases connected  to roads streets maybe also driving and  

yolda olmakla ilgili deyimler deyimler yollarla ilgili deyimler sokaklarda belki de araba kullanmakla ve

lots of other things connected with being in a  car and did you like the little thumbnail with  

bir arabada olmakla ilgili birçok başka şeyle ve

mr steve and myself look at that isn't that lovely  so there is mr steve and myself driving through  

bay steve ve benimle küçük resmi beğendiniz mi bak bu o kadar da güzel değil yani orada Bay Steve ve ben

a country lane having a lovely time and today we  have road idioms we are also playing the logo game  

bir taşra şeridinden geçip güzel vakit geçiriyoruz ve bugün yol deyimlerimiz var ayrıca logo oyunu oynuyoruz

and yes we are back definitely i hope you are  feeling good on this sunday afternoon or maybe  

ve evet kesinlikle geri döndük umarım bu pazar öğleden sonra veya belki

sunday morning or perhaps sunday evening  depending on where you are in the world  

pazar sabahı veya belki pazar günü kendinizi iyi hissediyorsunuzdur akşam dünyanın neresinde olduğunuza bağlı olarak

says baby animals are so lovely i agree with  you they are hello hugo hugo hey now says i  

bebek hayvanların çok sevimli olduğunu söylüyor size katılıyorum onlar merhaba hugo hugo hey şimdi

have learned so much from you thank you for all of  your live streams you are welcome no problem i am  

sizden çok şey öğrendim                           diyor

back i will be with you every sunday from 2 p.m  uk time and of course because i'm here on sunday  

her pazar İngiltere saatiyle 2'den itibaren sizinle olacağım ve tabii ki pazar günü buradayım

hopefully you will be relaxed i am relaxed and we  can spend a little bit of time together not only  

umarım rahatlarsınız ben rahatım ve birlikte biraz zaman geçirebiliriz sadece

listening to me but also you can chat with each  other as well one of the wonderful things that i  

beni dinlemekle kalmaz, aynı zamanda sohbet edebilirsiniz canlı sohbetin sevdiğim harika yanlarından biri de

love about the live chat is that everyone can get  involved not only talking to me but also with each  

herkesin sadece benimle değil

other as well i always think of this as a large  family it's like having a family reunion a little  

birbiriyle de konuşabilmesi. bunu her zaman büyük bir aile olarak düşünürüm, aile birleşimi gibi

bit like Christmas time or thanksgiving except  it happens every week very nice your background  

biraz   Noel zamanı veya şükran günü gibi, ancak her hafta oluyor  çok güzel  ekranınızdaki   arka planınız

on your screen is very vibrant thank you very  much that is the garden at the moment the garden  

çok çok çok çok teşekkür ederim bu şu anda bahçe

right now where mr steve has been busily working  hard putting things right we just had a look  

tam şu anda Bay Steve'in yoğun bir şekilde işleri düzeltmek için yoğun bir şekilde çalıştığı biz biraz önce yavru güvercinlere bir göz attım

at some baby pigeons would you like to have a  look at a baby turtle dove okay then here it is  

yavru kumruya bakmak ister misiniz tamam o zaman işte burada

this is a little turtle dove the photograph sent  to me by irene who says i now have a baby turtle  

bu küçük kumru bana irene tarafından gönderilen fotoğraf şimdi benim bir yavru kumru sahibim olduğunu söyleyen

dove that i'm looking after and there you can see  the bird is actually i'm not sure what the bird is  

irene Ben bakıyorum ve orada kuşun aslında ne yediğinden emin değilim aslında kuşun

actually eating there it might be bread so perhaps  it's bread that's been soaked in water but i am  

orada ne yediğinden emin değilim ekmek olabilir yani belki suya batırılmış ekmek ama ben

interested to find out how you came by this turtle  dove did you find it in your garden was it injured  

bu kaplumbağanın eline nasıl geçtiğini öğrenmek istiyorum güvercin onu bahçenizde mi buldunuz

in some way so i would be very interested to find  out what actually happened to this turtle dove how  

herhangi bir şekilde yaralı mıydı bu yüzden bu kumruya gerçekte ne olduğunu öğrenmek çok ilgimi çekerdi nasıl

did you come by how did you find this particular  creature i would be very intrigued to find out

geldiniz bu özel yaratığı nasıl buldunuz öğrenmek çok ilgimi çeker

so many things to mention another thing i  want to mention is i have some new socks  

bahsetmek istediğim başka bir şey de yeni çoraplarım var

as you know if you are a regular viewer you  will know that i often wear my socks out  

bildiğiniz gibi düzenli bir izleyiciyseniz bilirsiniz  çoraplarımı sık sık giyerim

quite often my socks become old  they they become full of holes  

oldukça sık çoraplarım eskir  deliklerle dolar

and of course they start to smell as well so i  have some lovely socks these are some new socks  

ve tabii ki onlar da kokmaya başlıyor, bu yüzden güzel çoraplarım var bunlar

that i bought recently would you like to have a  look at them here we go so this is my sock cam  

yakın zamanda aldığım yeni çoraplar onlara bakmak ister misiniz işte başlıyoruz, bu benim çorap kameram

and we are now going to take a look at my socks  would you like to have a look there they are so  

ve şimdi bir göz atacağız çoraplarım oraya bir bakmak ister misiniz, yani

that is what i'm wearing at the moment my lovely  new socks as you can see they are multi-coloured  

şu anda giydiğim şey bu benim güzel yeni çoraplarım gördüğünüz gibi çok renkli

they have lots of bright colours and also they  are odd as well so they don't actually match  

çok parlak renkleri var ve aynı zamanda tuhaflar da yani aslında eşleşmiyorlar

they are not the same so these are some  socks that i bought a few days ago and i have  

aynı değiller, yani bunlar birkaç  gün önce aldığım bazı çoraplar ve

12 pairs of socks because all of my socks were  starting to fall to pieces they were falling apart  

12 çift çorabım var çünkü tüm çoraplarım parçalanmaya başlıyordu dökülüyordu

unfortunately so i've decided  i decided to buy some new socks  

ne yazık ki öyleyim yeni çorap almaya karar verdim

and that is what i'm doing right now i'm wearing  a pair of my new socks i hope you like them  

ve şu anda yaptığım şey bu yeni çoraplarımı giyiyorum   umarım beğenirsiniz

so what is new in your world is there any news  from where you are i know there is one story  

yani dünyanızdaki yenilikler, bulunduğunuz yerden herhangi bir haber var mı

that many people are talking about at the moment  and i think you know what i'm talking about  

şu anda pek çok kişinin hakkında konuştuğu bir hikaye var ve sanırım neden bahsettiğimi biliyorsunuz

oh can i say hello to mika mika ode is here hello  mika nice to see you back as well how are things  

mika'ya merhaba diyebilir miyim mika ode burada merhaba mika da seni tekrar görmek güzel japonya'da işler nasıl

in japan i hope things are going well partapp is  here as well hello partapp happy birthday to you  

umarım her şey yolundadır partapp buradadır merhaba partapp mutlu yıllar sana

because it's always your birthday isn't it i think  did i see pedro did i did i just see pedro belmont  

çünkü her zaman senin doğum günün değil mi sanırım pedro'yu gördüm mü az önce pedro belmont'u gördüm

pedro belmont is here today hello to  pedro i hope you're having a lovely sunday  

pedro belmont bugün burada pedro'ya merhaba umarım sen güzel bir pazar günü geçiriyorum

pedro belmont is here nice to see you back as well

pedro belmont burada sizi tekrar görmek güzel

palmyra is here also pedro hello pedro belmont  once more who has decided to join me and pedro  

palmyra da burada pedro merhaba pedro belmont bir kez daha bana katılmaya karar verdi ve pedro

has a suggestion i didn't notice that  but now i can see that you are here  

bir öneride bulundu bunu fark etmemiştim ama şimdi görebiliyorum buradasınız

mr duncan i have a suggestion are  you interested to hear what it is  

bay duncan bir önerim var ne olduğunu duymak

i don't mind that's fine very good if you  have a suggestion as long as the suggestion  

ister misiniz  önemli değil bir öneriniz varsa bu çok iyi öneriniz

isn't mr duncan can you please do your  show naked i'm not doing i'm not doing that  

olmadığı sürece   bay duncan lütfen gösterinizi çıplak yapabilir misiniz ? yapmıyorum bunu yapmıyorum

i get many requests but i'm not doing  that definitely not we also have saturino

çok istek alıyorum ama bunu yapmıyorum  kesinlikle yapmıyoruz saturino

md ryan hello watching in Bangladesh  nice to see you here as well  

md ryan merhaba Bangladeş'te izliyorum sizi de burada görmek güzel

we are going to take a little break and then mr  steve is going to join us we are going to find out  

biraz ara vereceğiz ve sonra bayım steve bize katılacak   eylül ayı boyunca

all about what mr steve has been doing  during the month of september meanwhile

bay steve'in ne yaptığı  hakkında her şeyi öğreneceğiz bu arada başka

shall we have a look at something  else here here's something interesting  

bir şeye bakalım mı burada ilginç bir şey

a little bit later on we are talking about  words phrases connected to being on the road  

biraz sonra kelimelerle ilgili konuşacağız deyimler birbirine bağlı yolda olmak   sokaklar

streets roads idioms phrases and i suppose here  is a nice phrase that sometimes we will use  

deyimler deyimler ve sanırım burada bazen kullanacağımız güzel bir ifade   hiç bir

have you ever taken a walk down memory lane

yürüyüşe çıktınız mı

there is a phrase in english a walk down memory  lane this phrase means that you are spending  

ingilizcede bir deyim var a walk down memory lane bu ifade biraz harcadığınız anlamına gelir

some time thinking or talking about past events we  spent the whole afternoon down memory lane talking  

geçmiş olaylar hakkında düşünerek veya konuşurken tüm öğleden sonrayı anılar şeridinde

about our school days you might invite a person to  take a stroll down memory lane this means that you  

okul günlerimiz hakkında konuşarak geçirdik.

want to talk to them about their past sometimes  it is nice to take a walk down memory lane

the action of fondly remembering past events can  be described as being nostalgic a nostalgic moment  

geçmiş olayları sevgiyle hatırlama eylemi nostaljik olarak tanımlanabilir nostaljik bir an   o zamana geri dönmek için can attığınız bir

you are being nostalgic about something  you long for that time to return  

şey hakkında nostalji yaşıyorsunuz   bir

the way something was done in the past or an  attitude towards something which no longer exists  

şeyin geçmişte yapıldığı şekilde veya artık olmayan bir şeye karşı tutum var

you reflect over days gone by nostalgia  is the noun that names this action  

geçmiş günleri düşünürsünüz nostalji bu eylemi adlandıran isimdir

items that you bought or were given to you many  years ago can help you remember a past event  

yıllar önce satın aldığınız veya size verilen eşyalar geçmiş bir olayı hatırlamanıza yardımcı olabilir

a souvenir you bought during a past holiday  or a present given to you on your wedding day  

geçmiş bir tatilde aldığınız bir hatıra veya tatilinizde size verilen bir hediye düğün günü

can help to keep that time fresh in the  memory we can describe these items as

o zamanın hafızada taze kalmasına yardımcı olabilir bu öğeleri hatıra olarak tanımlayabiliriz,

memorabilia

so there it was one of my english lessons one  of my many english lessons which you can find  

bu yüzden orada benim ingilizce derslerimden biriydi youtube kanalımda bulabileceğiniz birçok ingilizce dersimden biri

on my youtube channel all about memory we are  talking about road idioms phrases and expressions  

hafıza hakkında her şey yoldan bahsediyoruz deyimler deyimler ve ifadeler

but coming up next ah he is back as well we  have all returned and yes he is back with us  

ama sıradaki ah o da geri döndü hepimiz  geri döndük ve evet o geri döndü   şu

joining us live right now in the studio are you  excited mr steve will be here any second now  

anda stüdyoda canlı olarak bize katılıyor heyecanlı mısınız bay steve her an burada olabilir

oh yes are you ready hello it's  mr steve a round of applause

oh evet hazır mısınız merhaba bu bay steve bir alkış

please oh it's so good to be back mr duncan  so good to be back back in the hub of english  

lütfen oh geri dönmek çok güzel bay duncan  tekrar ingilizcenin merkezine dönmek çok güzel

we are we are we are we are back and i  suppose it does feel a little strange  

biz geri döndük ve sanırım biraz tuhaf hissettiriyor

i'm not going to i'm not going to pretend  that it did feel weird this morning when i was  

değilim Bu sabah

thinking about what shall i do today shall  i just sit and watch episodes of columbo  

bugün ne yapsam diye düşünürken garip gelmiş gibi davranmayacağım tüm gün oturup columbo'nun bölümlerini   izlesem mi

all day or shall i do my live stream and  unfortunately i had no choice i couldn't sit and  

yoksa canlı yayınımı mı yapayım ve ne yazık ki başka seçeneğim yoktu

watch columbo on the television because i had a  live stream to do and we are all together again so  

televizyonda oturup columbo izleyemedim çünkü yapmam gereken bir canlı yayın vardı ve yine hep birlikteyiz yani

september steve yes it seemed like a long month  to me it was a long month mr duncan there was a  

eylül steve evet bana uzun bir ay gibi geldi uzun bir aydı bay duncan çok şey oluyordu

lot going on in september you were making lots of  lessons and uh getting to grips with uh filming  

eylülde bir sürü ders yapıyordunuz ve uh

again and composing long lessons which of course  you have been missing doing yes while you've been  

tekrar çekim   ve uzun dersler bestelemeye alışıyordunuz ki

doing the the live streams but of course you've  been missing the live streams as well i've been  

canlı yayınları yaparken evet yaparak kaçırdığınız ama tabii ki canlı yayını kaçırdığınız yayınları da

sort of missing the live streams i'm only joking i  have been missing them hello to everyone hello i'm  

biraz özledim canlı yayınları sadece şaka yapıyorum onları özledim herkese merhaba merhaba

sure people are saying hello no yes and yes people  are saying hello to me i think they've noticed  

eminim insanlar merhaba diyordur hayır evet ve evet insanlar bana merhaba diyorlar sanırım fark ettim

oh that's very nice it feels like i'm back in the  family again doesn't it it's strange it's just  

ah bu çok güzel tekrar aileye dönmüşüm gibi hissettiriyor, garip değil mi bu sadece

it's a very strange feeling it feels odd even  though we've only been away for five weeks  

çok garip bir duygu sadece beş haftadır ayrı olmamıza rağmen tuhaf hissettiriyor

it feels like i've been away for years i know i've  been uh there's been some interesting comments on  

öyleymişim gibi hissettiriyor yıllardır uzaktayım biliyorum canlı yayında bazı ilginç yorumlar var

the live stream the live chat mr duncan uh  people have been talking about your socks  

canlı sohbet bay duncan uh insanlar çoraplarınız hakkında konuşuyor

oh yes uh and uh palmyra said that  your socks reflect your personality

oh evet uh ve palmyra çoraplarınızın kişiliğinizi yansıttığını söyledi

because if you look at my socks for too long  you might feel sick and apparently if you if  

çünkü eğer çoraplarımı çok uzun tutmazsan hasta hissedebilirsin ve görünüşe göre eğer

you look at me for too long you might also feel  sick so these are the socks that i'm wearing  

bana çok uzun süre bakarsan sen de hasta hissedebilirsin yani bunlar şu anda giydiğim çoraplar

right now so these are my socks the ones that  i have on my feet they're my live sock cam  

yani bunlar benim çoraplarım üstümdekiler ayaklar benim canlı çorap kameram   size

showing you the socks that i'm wearing oh by  the way just in case you're wondering i'm not  

giydiğim çorapları gösteriyorum bu arada belki merak edersiniz diye belimin

naked below the waist i'm actually wearing my  shorts but yet yes i have my socks my bright  

altı çıplak değilim aslında şortumu giyiyorum ama yine de evet çoraplarım var parlak

socks my new socks i can confirm that mr duncan  is indeed wearing those socks you must have  

çoraplarım yeni çoraplarım bay duncan'ın gerçekten de

filmed yourself earlier i can take one off and  show you wait there you could do yes here we go  

daha önce çekmiş olduğunuz çorapları giydiğini doğrulayabilirim bir tanesini çıkarıp size orada bekle gösterebilirim yapabilirsiniz evet işte başlıyoruz

i didn't plan to do this so there it is there is  oh you can see the green screen there mr duncan

bunu yapmayı planlamamıştım o yüzden orada var oh yeşil ekranı görebilirsiniz orada bay duncan

put your sock back on please do you like that

çorabınızı tekrar giyin lütfen

it's not that bad i'm joking i'm joking of  course you know what steve in the morning  

beğendiniz mi bu o kadar da kötü değil şaka yapıyorum tabii ki  ne olduğunu biliyorsunuz steve sabah   sabah

in the morning when i wake up one of  the things i never look forward to doing  

ben uyanmak yapmayı sabırsızlıkla beklediğim şeylerden biri

is putting my socks on because i find it  very hard to do nowadays lifting my leg up  

çoraplarımı giymektir çünkü bugünlerde yapmayı çok zor buluyorum

to put on my socks you've lost flexibility in  your back mr duncan i am stiff you need to do  

çoraplarımı giymek için bacağımı kaldırıyorum  sırtınızın esnekliğini  kaybettiniz Bay Duncan ben kaskatıyım ihtiyacınız var

stretching exercises every morning like what i  do in the morning i wake up and i'm very stiff  

her sabah benim sabahları yaptığım gibi esneme egzersizleri yapmak için uyanıyorum ve çok sertim

you need to bend down and touch your toes  mr duncan i used to be very good at that  

eğilip ayak parmaklarınıza dokunmanız gerekiyor  Bay Duncan eskiden bunda çok iyiydim

you need to be able to put your socks on standing  up just like this you need to be able to bend down  

çoraplarınızı koyabilmeniz gerekir bu şekilde ayakta durmak için eğilip

and put your socks on but you can't do that  can you mr duncan because you just don't take  

çoraplarınızı giyebilmeniz gerekir ama bunu yapamazsınız  değil mi Bay Duncan çünkü

enough exercise so the problem the problem  the problem now is i only have one sock i  

yeterince egzersiz yapmıyorsunuz yani sorun sorun sorun şimdiki sorun sadece ben bir çorabım var

can't put this sock back on you can i can carry on  talking no i will have to get down on the ground  

bu çorabı tekrar giyemem sen konuşmaya devam edebilirsin hayır yere yatmam gerek

what what does mika say what is mika saying well  mika's off to bed i've arrived and mika's off to  

mika ne diyor mika ne diyor mika yattı ben geldim ve mika gitti

bed i see she must be as soon as she saw me  she went i feel very tired i'm off to bed no  

yatağa bakıyorum beni görür görmez yatmış olmalı gitti çok yorgun hissediyorum yatağa gidiyorum hayır

i'm only joking because obviously time zones and  all that yes uh mika's probably got to go to bed  

sadece şaka yapıyorum çünkü belli ki zaman dilimleri ve tüm bunlar evet uh mika

because she's probably working in the morning and  the worst thing is as well the clocks will change  

muhtemelen yatmalı   çünkü muhtemelen sabah çalışıyoruz ve en kötüsü de saatler

soon so we will actually be on later even later  in japan unfortunately palmyra is going we've  

yakında değişecek bu yüzden aslında daha geç saatlerde Japonya'da olacağız ne yazık ki palmyra gidiyor

been away for five weeks and everyone's leaving  we're joking because obviously people do start  

beş haftadır uzaktayız ve herkes gidiyor şaka yapıyoruz çünkü belli ki insanlar gidiyor

to go i expect pedro will be off soon hello pedro  pedro has a suggestion what's that i don't know  

gitmeye   başla, Pedro'nun yakında çıkacağını umuyorum, merhaba Pedro  Pedro'nun bir önerisi var, bilmiyorum

oh i'm waiting for for pedro to tell us what  his suggestion is so pedro you have a suggestion  

oh Pedro'nun bize  önerisinin ne olduğunu söylemesini bekliyorum, yani Pedro'nun bir önerin var   bu

what is it is it something nice or is it something  not so nice can you hear my stomach as usual  

nedir o bir şey güzel mi yoksa o kadar da hoş değil mi her zamanki gibi midemi duyabiliyor musunuz

i would suspect mr duncan that you have not  eaten anything i have eaten a day nothing  

Bay Duncan'ın hiçbir şey yemediğinizden şüpheleniyorum ben bir gün hiçbir şey yemedim hiçbir şey yemedim

i've had nothing and i've had a bowl of porridge  with uh blueberries i've had a handful of nuts  

ve yaban mersinli bir kase yulaf lapası yedim ben bir avuç fındık yedim

i've had uh some bread i've had a salad i've been  out in the garden exercising and this is today  

biraz ekmek yedim salata yedim bahçede egzersiz yaptım ve bu bugün   bunların

just all of that you've done all of that today  yes incredible you know well it's been raining  

hepsi bugün hepsini yaptın evet inanılmaz iyi biliyorsun yağmur yağıyor,

hasn't it mr duncan we've had solid rain for  i would say 36 hours without a break yeah  

değil mi Bay Duncan sürekli yağmur yağdı 36 saat ara vermeden söyleyebilirim evet

a very long time i know i i can't believe yeah  i was saying earlier we've had a lot of rain  

çok uzun bir süre biliyorum inanamıyorum evet  daha önce çok yağmur yağdığını söylüyordum

did you like my little thumbnail steve because  yeah because today today we're talking about  

benim küçük resmimi seviyorsunuz çünkü evet çünkü bugün

idioms to do with being on the road ah well i want  to yes look at that aren't we having fun mr duncan  

yollarda olmakla ilgili   deyimlerden bahsediyoruz ah pekala evet eğlenmek istiyorum bay duncan

there's steve doing the thing he loves doing  driving very fast around the country lanes and  

steve araba sürmeyi sevdiği şeyi yapıyor kır yollarında çok hızlı ve

there i am waving to everyone and if you look  closely you can see there is a little hedgehog  

orada herkese el sallıyorum ve  yakından bakarsanız

in the corner holding a sign and the sign says  please don't run me over well i'm not sure about  

köşede bir işaret tutan küçük bir kirpi  görebilirsiniz ve işaret lütfen beni ezmeyin diyor, bundan emin değilim

that mr steve does like squashing animals  on the highways of the uk it does happen  

Bay Steve İngiltere'nin otoyollarında hayvanları ezmeyi sever bu olur

but that is what we're doing later steve we are  going to look at some idioms phrases connected  

ama daha sonra yapacağımız şey bu steve sokaklar ve yolla bağlantılı bazı deyimlere bakacağız bunun

with streets and road i shall be particularly  excited about that yeah just going back to the  

için özellikle heyecanlanacağım evet sadece gidiyorum    sele

flooding very briefly flooding um we've had lots  of rain here and we've had a lot of flooding  

çok kısa sel um burada çok  yağmur yağdı ve çok sel oldu

there's some shots of people's houses uh falling  off the edge of cliffs really near near the sea  

insanların evlerinin gerçekten denize yakın uçurumların kenarından düşmelerine ilişkin bazı çekimler var   evet uh

yes uh but uh apparently um uh valentina  says that where saturino is living there's  

ama uh görünüşe göre um uh valentina saturino'nun yaşadığı yerde   orada

been flooding there as well yeah so uh it feels  like we're having a monsoon season here i mean  

da sel   olduğunu söylüyor evet yani uh burada bir muson mevsimi geçiriyormuşuz gibi hissettiriyor yani   kelimenin

literally it didn't stop i'm glad we've had our  flat roof repaired yes which was leaking one of  

tam anlamıyla durmadı düz çatımızı tamir ettirdiğimize sevindim evet hangisiydi eylül ayı boyunca

the many things we've been doing or having  done during september it's been a busy month  

yaptığımız veya yapmış olduğumuz birçok şeyden birini sızdırıyorum bu arada yoğun bir ay oldu

by the way i had some people ask about you and  your working environment so i thought it would  

bazı insanlar sizi ve çalışma ortamınızı sordu bu yüzden

be interesting to show a picture of steve so  this is whenever steve is upstairs working  

steve'in bir resmini göstermenin ilginç olacağını düşündüm bu yüzden bu steve üst katta çalışırken

this is what it looks like and if you look very  closely if you look very closely at the bottom  

bu böyle görünüyor ve eğer çok yakından bakarsanız, resmin sağ alt köşesine çok yakından bakarsanız,

right hand corner of the picture i think that  looks like a car magazine it certainly is mr  

bence bu  bir araba dergisi gibi görünüyor, bu kesinlikle Mr

duncan now steve i have a feeling that maybe  during the daytime whilst you're working in  

Duncan, şimdi steve'im var belki gündüz

your office perhaps now and again you have  a little break and read your car magazine  

ofisinizde çalışırken   belki ara sıra küçük bir mola verip araba derginizi okursunuz

i certainly do when i'm getting bored talking to  customers or colleagues i will i'll have a sneaky  

kesinlikle yaparım müşterilerle veya meslektaşlarımla konuşmaktan sıkıldığımda bir sinsilik yapacağım

look at my car magazine that's an interesting shot  because it looks like i'm in a prison it does uh  

arabam dergisine bak bu ilginç bir çekim çünkü hapishanedeyim gibi görünüyor uh   evet

yes let's just clarify the fact that you can see  bars and things outside the window that's because  

sadece pencerenin dışında çubuklar ve şeyler görebildiğiniz gerçeğini açıklığa kavuşturalım çünkü

that is when mr duncan took that picture when  we were having the flat roof repaired and we  

Bay Duncan o fotoğrafı o zaman çekmişti biz biz düz çatıyı tamir ettiriyorduk ve penceremin

had a scaffolding uh outside the uh outside  of my window fortunately the scaffolding  

dışında bir iskelemiz vardı neyse ki iskele

has now gone it's gone away it's gone yeah so mr  steve has his beautiful view it it is back people  

şimdi gitti gitti gitti evet yani bay steve güzel bir manzaraya sahip geri döndü insanlar

like my my work colleagues laugh uh at my filing  cabinet behind me there yes filing cabinet uh they  

iş arkadaşlarım gibi gülüyor uh arkamda dosya dolabımda var evet dosya dolabı uh

laugh at it because it looks very old which it is  it's probably i would say that filing cabinet is  

buna gülüyorlar çünkü çok eski görünüyor ki bu muhtemelen dosya dolabının

70 years old so on the on the left hand side  of the picture you can see a set of drawers  

70 yaşında olduğunu söyleyebilirim, yani resmin sol tarafında bir çekmece takımı

and that's a filing cabinet so is that something  maybe one of your distant relatives used to own  

ve bu bir dosya dolabı yani belki uzak akrabalarınızdan birinin eskiden sahip olduğu bir şey

or maybe well no actually when i was um a student  yeah uh many years ago we're talking oh well yes  

veya belki de hayır aslında ben öğrenciyken  evet uh yıllar önce konuşuyoruz oh pekala evet

early 1980s oh my goodness nearly 40 years ago 40  years well i know it's 40 years ago because i'm i  

1980'lerin başları aman tanrım neredeyse 40 yıl önce 40 yıl pekala biliyorum 40 yıl önce çünkü ben

met with a friend okay uh who who went to who went  to uni university with me yeah and uh we met up  

bir arkadaşımla tanıştım tamam uh kim gitti benimle üniversiteye gitti evet ve biz

couple of weeks ago because it was 40 years since  we met okay so yes so i used to during one of the  

birkaç hafta önce tanıştık çünkü aradan 40 yıl geçti tanıştık tamam yani evet yani ben de

years i was staying with a landlady okay and uh in  uh accommodation as you do as a student and uh she  

yıllardan birinde bir ev sahibesinin yanında kalıyordum tamam ve uh in uh öğrenciyken yaptığınız gibi konaklama ve uh o   kocasının

was getting rid of that old filing cabinet which  was her husband's oh i see and he'd had it about  

o eski dosya dolabını atıyordu ah anlıyorum ve yaklaşık   ah

oh he must have had it probably 30 or 40 years  so i reckon it could be up to 80 years old that  

muhtemelen 30 veya 40 yıl önce yaşamış olmalı  bu yüzden kamerayı ateşlemenin 80 yaşına kadar olabileceğini düşünüyorum

firing camera really yes 80. yes easily easily  maybe the 1930s yes i think that's 1930s because  

gerçekten evet 80. evet kolayca kolayca belki 1930'larda evet bence bu 1930'larda çünkü

he had in his home and he got it from an office  where he used to work when they were closing down  

evinde ve o ofis kapandığında çalıştığı bir ofisten almış

before when he retired i'm blown away uh it's  solid metal you can't move it i'll tell you  

emekli olmadan önce şaşırdım uh bu sağlam metal hareket ettiremezsin sana söyleyeceğim

um but people laugh at it but it's in perfect  condition and there's no way i would throw it away  

um ama insanlar buna gülüyor ama mükemmel durumda ve onu atmamın hiçbir yolu yok   çekmeceleri

it makes a hell of a noise when you open and close  the drawers one one thing i would i would say um  

açıp kapattığınızda korkunç bir ses çıkarıyor diyeceğim bir şey var ki

safety uh with filing cabinets has come on a long  way since that filing cabinet because you cannot  

dosya dolaplarıyla güvenlik o zamandan bu yana çok yol kat etti dosya dolabı çünkü

on a modern filing cabinet uh it won't let you  open two drawers at the same time did you know  

modern bir dosya dolabında yapamazsınız uh aynı anda iki çekmeceyi açmanıza izin vermez biliyor muydunuz Bay

that mr duncan i did not know that no is that to  stop it from falling on you yes because when you  

Duncan hayır bunun üzerinize düşmesini engellemek için olduğunu bilmiyordum evet çünkü siz

say you open the top drawer and you've got  it wide open okay well there's a lot of  

dediğinizde üst çekmeceyi açtınız ve sonuna kadar açtınız tamam pekala çok fazla

weight suddenly redistributed forward  off that finally so if you open two  

ağırlık birdenbire öne doğru yeniden dağıtıldı ve sonunda bu yüzden iki çekmeceyi açarsanız

then there's a danger that the filing cabinet can  can topple over and fall on you and in fact that  

dosya dolabının devrilip üzerinize düşme tehlikesi vardır ve aslında

did happen to me with that filing cabinet really  yes i was i was opening i might have had three  

bu dosya dolabıyla gerçekten başıma geldi... evet, açıyordum, üç

drawers open or something and i suddenly saw it  moving and i had to very quickly i could have been  

çekmece açık olabilirdi ve aniden onun hareket ettiğini gördüm ve çok hızlı bir şekilde yapmak zorunda kaldım,

seriously injured mr duncan that was years ago so  i always remember that with that filing cabinet  

ciddi şekilde yaralanmış olabilirdim Bay Duncan, bu yıllar önceydi. o dosya dolabında   aynı anda birden fazla çekmeceyi

there's no safety device to stop you opening uh  more than one drawer at a time but what a way to  

açmanızı engelleyecek bir güvenlik cihazı olmadığını her zaman hatırlıyorum ama ne yol

go what a way to go what a boring story squashed  flattened squashed to death by a filing cabinet  

gitmek ne kadar sıkıcı bir hikaye bir dosya dolabı tarafından ezilmiş, düzleştirilmiş, ezilerek öldürülmüş

if you are going to die do it in a colourful way  and i think a lot of people would have remembered  

ölecekler bunu renkli bir şekilde yap ve bence pek çok insan senin

that you say they would have said oh you remember  that guy stephen stephen mr steve he got squashed  

dediğini hatırlardı, ah, hatırlarsın, o adam stephen stephen Bay Steve

by a filing cabinet well anybody that works in an  office uh you go to your office and try opening  

bir dosya dolabı tarafından ezildi, pekala ofiste çalışan herkes ofise gidip

two drawers on the filing cabinet and you can't  save time you can't and there should be a safety  

dosya dolabının iki çekmecesini açmayı dene ve zamandan kazanamazsın kazanamazsın ve bunu engelleyen bir güvenlik

device that prevents that okay that's interesting  if there isn't you can report your employer to the  

cihazı olmalı tamam bu ilginç yoksa işverenini şikayet edebilirsin

health and safety board we've just been asked mr  steve are you working from home still yes yes it  

sağlık ve güvenlik kurulu bize az önce soruldu bay steve hala evden çalışıyor musunuz evet evet

looks as if we might all be working from home  forever and ever well i did go out to see maybe  

görünüşe göre hepimiz sonsuza dek evden çalışıyor olabiliriz belki dört müşteriyi görmek için dışarı çıktım

four customers yes about a month ago but then they  changed the rules but then they changed the well  

evet yaklaşık bir ay önce ama sonra kuralları değiştirdiler ama sonra kuyuyu değiştirdiler

yes and then we started getting more and more  cases yes and uh certain areas have been locked  

evet ve sonra giderek daha fazla  vaka almaya başladık evet ve uh belirli alanlar

down so i've stopped going out a lot of people  said mr duncan are you off are you away from the  

kilitlendi  bu nedenle birçok kişi dışarı çıkmayı bıraktım dedi Bay Duncan gidiyor musunuz?

live streams because you have coronavirus i don't  have it i don't have it mr steve doesn't have it  

canlı yayınlardan uzak durun çünkü sizde koronavirüs var bende yok bende yok bay steve'de yok

as far as we know we don't have it although there  are some people that do have it and i wish you all  

bildiğimiz kadarıyla bizde yok ama bazı insanlarda var ve bende hepinize

a speedy recovery wherever you are in the world  as i've already said and i'm sure you've said mr  

dünyanın neresinde olursanız olun  hızlı bir iyileşme diliyorum daha önce de söylediğim gibi ve eminim ki Bay

duncan decided to take a month off from his live  streams because let's face it you were doing them  

Duncan canlı yayınlarına bir ay ara vermeye karar verdi çünkü kabul edelim ki bunları

for how long i was knackered non-stop you were  doing live streams how long would you say you have  

ne kadar süredir yapıyordunuz   hiç durmadan bitkin düşmüştüm canlı yayın yapıyordunuz ne kadar süredir

done at least three live streams a week for i was  i was doing three live streams every week and then  

haftada en az üç canlı yayın yaptığınızı söyleyebilirsiniz çünkü ben her hafta üç canlı yayın yapıyordum ve sonra

for part of the lockdown period i was doing them  every day but how long were you doing continuous  

kilitlenme döneminin bir kısmında bunları her defasında yapıyordum gün ama ne kadar süredir kesintisiz

live streams do you think when did you first start  doing them when i started doing my my live streams  

canlı yayın yapıyordun sence canlı yayınlarımı yapmaya başladığımda ilk ne zaman yapmaya başladın? o zaman bazen

was four years ago but i used to do them once  a week then i did them three times a week and  

then sometimes i would do them every day but this  year because of all of the strange circumstances  

onları her gün yapardım ama bu yıl

that are causing everyone to have very strange  lives indeed but anyway you've took a break i was  

herkesin çok tuhaf hayatlara sahip olmasına neden olan tüm garip koşullar yüzünden gerçekten ama yine de ara verdin yorgundum bitkindim

tired i was exhausted i was knackered he was  i had to he had to go to a convalescent home  

yorgundum o yapmak zorundaydım nekahat evine gitmek zorunda kaldı

uh a convalescent home oh but remember oh  talking of that steve what a home my mother  

ah bir nekahat evi oh ama unutma, o steve'den bahsetmişken annem ne güzel bir yuva

is still with us but unfortunately the situation  hasn't changed at all so we still can't go to  

hala bizimle ama maalesef durum  hiç değişmedi, bu yüzden hala gidip

see her there is still complete lockdown in  residential care homes so sadly i can't go to see  

onu orada göremiyoruz yatılı bakım evlerinde hala tam bir kilitlenme var, bu yüzden ne yazık ki annemi görmeye gidemiyorum

my mother at all and we can't even use facetime or  the internet because they have no connection there  

ve facetime veya interneti bile kullanamıyoruz çünkü orada bağlantı yok çünkü

for for mobile devices no so we can't even  talk to each other face to face are on on  

mobil cihazlar için hayır yani konuşamıyoruz bile tablet bilgisayar başında birbirimizle yüz yüze görüşmeniz

the tablet device very distressing for you  mister i know i i must admit the one thing  

sizi çok üzüyor bayım biliyorum

that has really annoyed me this year is not  being able to see my mum at all in any way  

bu yıl beni gerçekten sinirlendiren tek şey annemi hiçbir şekilde görememek

there's palmyra saying that lots of people  lots of uh students are being taught online  

palmyra çok şey söylüyor birçok insan pek çok öğrenciye çevrimiçi eğitim veriliyor

um we've got a bit of controversy here in the uk  have we not mr duncan because all the students  

um burada Birleşik Krallık'ta biraz tartışma yaşıyoruz değil mi Bay Duncan çünkü tüm öğrenciler

went back in september as they do every year  and there's been huge outbreaks of coronavirus  

her yıl olduğu gibi   eylül ayında geri döndü ve çok büyük koronavirüs salgınları oldu

yes pete can you believe universities i i know  this might be a very long subject and we have lots  

evet pete üniversitelere inanabiliyor musun biliyorum bu çok uzun bir konu olabilir ve

of other things to do but we have been doing some  very strange things some rules that make no sense  

yapacak çok işimiz var ama bazı çok garip şeyler yapıyoruz bazı anlamsız kurallar

whatsoever i don't want to go too deeply into  it because i'm sure you like us are completely  

her ne olursa olsun buna fazla derine inmek istemiyorum çünkü eminim siz de bizim gibi

sick and tired of hearing about bloody coronavirus  all the time so the government here keep changing  

kanlı koronavirüs hakkında sürekli duymaktan tamamen bıktınız ve bu yüzden buradaki hükümet sürekli olarak fikirlerini değiştiriyor.

their minds about the did you swear then mr duncan  i it wasn't swearing i think the word bloody is  

a swear word it's in the bible it's still  a swear word it's in the bible it bloodies  

kelime İncil'de var hala küfür İncil'de kanlı kanlı İncil'de kan

in the bible blood is in the book if you  don't bloody believe me take a bloody look  

kitapta var inanmıyorsanız bir bakın

you've just offended millions of people mr duncan  we used to say that at school that's one of my  

milyonlarca insanı gücendirdiniz bay duncan derdik

school days rhymes one of our universities here  in the uk i don't know which one it is uh they've  

okul günlerimden biri olan okulda, Birleşik Krallık'taki üniversitelerimizden birinin tekerlemeleri hangisi olduğunu bilmiyorum uh onlarda

had 750 cases they all seem to be in the north of  england 750 cases of students in a university all  

750 vaka var gibi görünüyor hepsi İngiltere'nin kuzeyinde 750 vakada öğrenci üniversitelerin tümü

coming down you know more or less within a few  days they all seem to be in the north of england  

aşağıya iniyor, bilirsiniz aşağı yukarı birkaç gün içinde hepsi İngiltere'nin kuzeyinde görünüyor

i don't know why but it would appear and this is  something i'm going to say i'm probably going to  

neden bilmiyorum ama ortaya çıkacak ve bu söyleyeceğim bir şey muhtemelen

get into trouble for saying this steve but i i  predict over the next 48 hours here it is steve  

alacağım  bu steve'i söylediğim için başım belaya girdi ama önümüzdeki 48 saat içinde Steve olduğunu tahmin ediyorum

are you ready for this this is my prediction  right london will go into lockdown i think  

buna hazır mısınız bu benim tahminim londra karantinaya girecek sanırım   bu yüzden bir

so it ha it hasn't happened yet again but i  predict that steve i think it's going to happen  

daha olmadı ama steve'in geleceğini tahmin ediyorum bence olacak   bence

i think london's going to be locked down  because they're having lots of cases there  

londra kilitlenecek çünkü orada çok sayıda vaka var

and people seem to be ignoring a lot of the  instructions so i think over the next couple of  

ve insanlar talimatların çoğunu görmezden geliyor, bu yüzden önümüzdeki birkaç

days i think my own prediction it's not official  but i think london will be locked down i think so  

gün boyunca düşünüyorum ki bu benim kendi tahminim değil resmi ama bence londra kilitlenecek bence öyle

uh satorino says in talking about italy yes  there was an interesting uh segment i saw  

uh satorino İtalya hakkında konuşurken diyor ki evet  televizyonda İtalya hakkında gördüğüm ilginç bir bölüm vardı tamam tabii ki

on television about italy okay of course they  were one of the first countries to have uh lots  

birçok vakanın görüldüğü ilk ülkelerden biriydiler

of many cases and went into they were the first  country in the world i think to have a lockdown  

ve dünyada tecrit uygulayan ilk ülke onlardı

and of course everybody thought that can't happen  to us but of course it did besides china yes and  

ve tabii ki herkes bunun bizim başımıza gelemeyeceğini düşündü ama tabii ki Çin dışında oldu evet ve

of course it did but italy now are are leading  the way in the way that they are uh combating the  

tabii ki oldu ama şimdi İtalya başı çekiyor virüsle savaşma biçimleri

virus uh they are testing and tracking and tracing  and uh they haven't had to have a second lockdown  

uh test ediyor, takip ediyor ve izliyorlar ve ikinci bir tecrit uygulamak zorunda kalmadılar

whereas we are going into second lockdowns i think  i'm right in that that's what i saw on the news  

oysa biz ikinci tecritlere giriyoruz, sanırım haklıyım, bunda gördüğüm şey buydu haberler

that they're managing it now very well everyone's  doing as they're told people are going about their  

şu anda bunu çok iyi yönettiklerine dair herkes kendilerine söyleneni yapıyor, insanlar

work businesses are carrying on working uh  normally but sort of normally now but they  

iş   iş   iş normal şekilde devam ediyor, ancak şu anda normal bir şekilde ancak   durumu

are managing it i think a lot better than than  we are i don't think we've learned many lessons  

yönetiyorlar, bence  bizden  çok daha iyi i çok ders aldığımızı sanmayın

and in fact what have we heard today that the  great big chain of um of cinemas is closing down  

ve aslında bugün büyük büyük sinemalar zincirinin kapanmakta olduğunu duyduk

yes it's it's a large chunk that's it and it's  all because of james bond apparently now james  

evet bu büyük bir parça ve hepsi  james bond yüzünden görünüşe göre şimdi james

bond is not only licensed to kill but also he's  licensed to put large businesses out of business  

bond sadece öldürme ruhsatı değil, aynı zamanda büyük işletmeleri iflas ettirme ruhsatı da var   bu

so because the the the film that the new james  bond film was delayed and many cinemas had to  

nedenle, yeni james bond filminin ertelendiği ve birçok sinemanın

close a very big chain of cinemas has has closed  down completely cineworld i know and they they  

çok büyük bir sinema zincirini kapatmak zorunda kaldığı film, sinema dünyasını tamamen kapattığını biliyorum ve

own other chains of cinemas as well this is this  is a very big story and a lot of people are quite  

diğer sinema zincirlerine de sahipler, bu bu çok büyük bir hikaye ve pek çok insan oldukça

shocked so it just shows the effect that this is  still happening even even if you delay a movie  

şok oldu, bu nedenle bu, bir filmi birkaç ay erteleseniz bile bunun hala devam ettiği etkisini gösteriyor  etki

for a few months the effect can be amazing because  people aren't going to the cinemas and they don't  

harika olabilir çünkü insanlar sinemalara gitmiyorlar ve

make any money and anyone who's ever been to  a one of these large cinema complexes will  

hiç para kazanmıyorlar ve bu büyük sinema komplekslerinden birine gitmiş olan herkes

know that there are lots of restaurants there  and other shops so all these businesses around  

orada çok sayıda restoran ve başka dükkanlar olduğunu bilecektir, dolayısıyla etraftaki tüm bu işletmeler evet

these cinemas yeah are all automatically probably  almost certainly going to go bust as well yeah  

bu sinemaların hepsi otomatik olarak muhtemelen neredeyse kesinlikle iflas edecekler evet

it's great they depend on the cinema for people  for business a great expression a ripple effect  

insanlar için sinemaya bağlı olmaları harika iş için harika bir ifade bir dalga etkisi

so one thing happens and then it affects other  things and then they affect other things and you  

yani bir şey olur ve sonra bu diğer şeyleri etkiler ve sonra diğer şeyleri etkiler ve sende

have you have a ripple effect so if one industry  has problems you will find that it will affect  

bir dalgalanma etkisi var, yani bir sektörde sorunlar varsa bunun

other industries at the same time so a cinema goes  out of business all all of the restaurants and  

diğer sektörleri de aynı anda etkileyeceğini göreceksiniz, böylece bir sinema iflas eder, yakınlardaki tüm restoranlar ve

bars nearby will also suffer it's terrible this  this there seems to be no end in sides no there  

barlar da zarar görür korkunç bu bu var gibi görünüyor tarafların sonu yok hayır

isn't no there isn't uh at the moment but we're  staying positive mr duncan oh i'm not i'm not  

yok   yok hayır yok uh şu anda ama olumlu kalıyoruz bay duncan oh değilim değilim   bizde

we have we've been very positive we've we've kept  ourselves happy we've had a smile on our faces  

çok olumluyduk biz' kendimizi mutlu ettik yüzümüzde bir gülümseme vardı

well talk speak for yourself you see you've  got interesting about the colourful socks what  

iyi konuş kendi adına konuş görüyorsun renkli çoraplarla ilgili ilginçsin sence ne

coloured socks do you think i would wear and you  knowing my personality i can't really tell because  

renk çorap giyerdim ve sen kişiliğimi biliyorsun gerçekten söyleyemem çünkü

well you you seem to wear black socks that's about  right a lot well i think they're black socks or  

peki sen siyah çorap giyiyor gibisin bu yaklaşık  doğru çok iyi bence onlar siyah çorap veya

maybe your feet are just very dirty my socks  are black and dark like my soul yeah i'm only  

belki ayakların çok kirli çoraplarım ruhum gibi siyah ve koyu evet sadece

joking uh i can be fun yes six persons in a pub uh  palmyra is that where you are or are you quoting  

şaka yapıyorum uh eğlenceli olabilirim evet bir barda altı kişi uh palmyra şu ki, neredesin veya

the uk rules well that's interesting because yes  it's oh six no six persons in a pub all right so  

İngiltere kurallarını iyi mi aktarıyorsun bu ilginç çünkü evet ah altı hayır bir barda altı kişi pekala yani  işte

here the rules you the rules here are you can have  as many people as you like in the pub you can have  

kurallar sen burada kurallar burada istediğin kadar insan alabilirsin meyhanede dilediğiniz gibi

a hundred thousand people in a pub however if you  go to the supermarket opposite you have to keep  

yüzbin kişiyi bir barda ağırlayabilirsiniz ama karşıdaki markete giderseniz mesafenizi korumak zorundasınız ve dükkânda ancak

your distance and you can only have so many people  in the shop but everyone has to wear a mask but if  

bu kadar insan olabilir ama herkes maske takmak zorunda ama eğer yolun karşısındaki

you go across the road into the pub you don't have  to wear a mask and as many people as they like can  

bara gidersiniz maske takmak zorunda değilsiniz ve istedikleri kadar insan

go in and at the moment we cannot if you are in a  in a at a place where there's a lockdown going on  

içeri girebilir ve şu anda sokağa çıkma yasağının devam ettiği bir yerdeyseniz giremiyoruz

so you can't visit family members you can't  go to their home and visit them and you can't  

yani aile üyelerini ziyaret edemezsiniz evlerine gidip onları ziyaret edemezsiniz ve maske taksanız

go into their garden and visit them even with  a mask on but you can meet them down the pub

bile bahçelerine gidip onları ziyaret edemezsiniz ama onlarla barda buluşabilirsiniz kafa

we've got lots of confusing rules here and our  prime minister was asked about the rules and he  

karıştıran çok şey var burada kurallar var ve başbakanımıza kurallar soruldu ve o kuralları

forgot and he didn't know what they were he forgot  the rules that he was telling us all to abide by  

unuttu ve bunların ne olduğunu bilmiyordu hepimize uymamızı söylediği kuralları unuttu

we're all confused in the uk nobody knows and  apparently after and the pubs are now shutting at  

İngiltere'de hepimizin kafası karışık kimse bilmiyor ve görünüşe göre sonra ve barlar şu anda saat

10 o'clock because apparently the virus knows that  it's not going to come out until 10 o'clock yes  

10'da kapanıyor çünkü görünüşe göre virüs  saat 10'a kadar çıkmayacağını biliyor evet

because apparently they found out that the  virus goes to sleep at 10 o'clock no it wakes  

çünkü görünüşe göre virüsün saat 10'da uykuya daldığını öğrenmişler hayır

up at 10 o'clock it likes to stay asleep even  i'm getting confused we're all confused we're  

10'da uyanıyor saat uykuda kalmayı seviyor bile  kafam karışıyor kafamız karıştı hepimizin kafası

all confused oh it's four minutes past three  o'clock we're ready we have lots of things to  

karışık oh saat üçü dört geçiyor hazırız yapacak çok işimiz var bir oyun oynayacağız

do we are going to play a little game are you  ready steve to play a little game yes would you  

küçük oyun hazır mısın steve küçük bir oyun oynamaya evet evet

like to play a little game at home this is called  the logo game i'm going to show you a well-known  

evde küçük bir oyun oynamak ister misin buna logo oyunu denir sana iyi bilinen bir

logo the word logo means a symbol something  that represents maybe a company an organization  

logo göstereceğim logo kelimesi bir sembol anlamına gelir belki temsil eden bir şey bir şirket bir organizasyon

something that is easily recognizable and  will allow you to name whatever the company is  

kolayca tanınabilen ve şirket ne ise onu adlandırmanıza izin verecek bir şey

or what of the organization is logo you  can see here above above me there is my  

veya kuruluşun logosu ne ise burada yukarıda görebilirsiniz  benim

english addict logo so that thing  there going round and round is my  

ingilizce bağımlısı logom var, yani orada dönüp duran  şey benim

logo so people will recognize my lessons so  logos i'm going to show you some logos steve  

logom böylece insanlar derslerimi tanıyacak, yani logolar size bazı logolar göstereceğim steve

and what i'm going to ask you to do out there in  youtube land is to guess what the logo is however  

ve sizden youtube diyarında yapmanızı isteyeceğim şey logonun ne olduğunu tahmin etmeniz, ancak

i'm going to make it difficult steve i was just  going to put the word logo up on the screen i'm  

zorlaştıracağım steve sadece logo kelimesini ekrana koyacaktım

going to make it difficult have you got the word  logo to put up um i suppose we can have a look at  

zorlaştıracağım logo kelimesini koymak için var mı um, sanırım bir göz atabiliriz

there it is logo not logo logo logo there we go  you know i just thought i'd help out no that's  

işte logo logo değil logo logo orada biz git biliyorsun sadece yardım edeyim dedim hayır bu çok

good very good steve thank you thank you your  assistant thank you very much the logo game some  

iyi çok iyi steve teşekkür ederim asistanın için teşekkür ederim çok teşekkür ederim logo oyunu bazı iyi

well-known logos but i'm only going to show you a  little bit a little part of the logo now you see  

bilinen logolar ama sana sadece küçük bir kısmını göstereceğim logonun şimdi görüyorsunuz

do you like that so it's a bit like uh that game  where you hear a bit of a tune a bit of a small  

bunu beğendiniz mi, bu biraz bir şarkının bir melodisini biraz   küçük bir

segment of a song and you have to guess what the  song is or maybe a little part of a jigsaw puzzle  

bölümünü duyduğunuz ve şarkının ne olduğunu veya belki de bir kısmını tahmin etmeniz gereken şu oyuna benziyor bir yapboz

and you have to name what the picture is  so here it is here's the first one steve  

ve resmin ne olduğunu adlandırmanız gerekiyor işte bu ilk steve   bunu anlayıp

i don't know if you'll get this so here is the  first logo that i'm going to show now on the  

anlamayacağınızı bilmiyorum bu yüzden işte şimdi  ekranda göstereceğim  ilk logo

screen are you ready here it is right now oh so  that is part of a well-known logo it is a company  

hazırsın işte hemen şimdi oh yani  bu iyi bilinen bir logonun parçası o bir şirket

now i might give some clues is it oh no don't you  do it don't you do it steve i'm only checking one  

şimdi bazı ipuçları verebilirim öyle mi oh hayır yapma  yapma sen yapma steve ben sadece kontrol ediyorum

of the reasons why i don't want steve to do it is  because he can see the answer in front of him on  

steve'in bunu yapmasını istemememin nedenlerinden biri, cevabı önündeki ekranda görebilmesi,

the screen it is there on the screen so don't say  anything where is it i can't see it right there  

yani ekranda olduğu için hiçbir şey söyleme, nerede o, doğru göremiyorum orada   iyi deme iyi söylemedim

don't say it don't say well i i hadn't i hadn't  guessed it correctly so there is something that  

doğru tahmin etmemiştim  bu nedenle   oldukça sık  göreceğiniz  bir şey var

you will see quite often if you are walking  around the town during the day you will see  

gün içinde kasabada  dolaşıyorsanız   o

that symbol it is a logo for a very  well-known company oh let's see if anyone  

sembolü göreceksiniz   bu bir çok  iyi bilinen bir şirketin logosu oh bakalım kimse

uh christella says is it a car company is it is  it a car company no it isn't uh so that's the  

uh christella diyor ki bu bir araba şirketi mi bu bir araba şirketi mi hayır değil yani

reason why steve probably doesn't know what  it is because it has nothing to do with cars  

steve'in muhtemelen ne olduğunu bilmemesinin nedeni bu çünkü arabalarla alakası yok

however it is something that we both enjoy well i  think you do more than me so we enjoy this thing  

ancak ikimizin de çok keyif aldığı bir şey bence siz benden daha çok keyif alıyorsunuz bu yüzden biz bu işten keyif alıyoruz

and while you're thinking about that um the answer  to tomek is asked a question no tomek says does  

ve siz bunu düşünürken um bir soru soruluyor tomek'e bir soru soruluyor hiçbir tomek şirketiniz mi diyor?

your company reimburse the extra costs of working  from home electricity water etc toilet paper maybe  

ev elektriği su vb. tuvalet kağıdıyla çalışmanın ekstra maliyetlerini karşılayın belki

they don't and that's a good question maybe i  should ask we have got through a lot of toilet  

yapmazlar ve bu iyi bir soru belki de sormalıyım çok fazla

paper and milk yeah i don't know what's going on  this is something we were talking about yesterday  

tuvalet      ve süt tükettik evet ne olduğunu bilmiyorum bu bir şey dünden bahsediyorduk

i don't know why but since the lock down and since  all of this craziness we are getting through so  

neden bilmiyorum ama sokağa çıkma yasağından ve tüm bu çılgınlıklardan beri çok

much milk and we don't i don't know why or how  well i i'm bathing in it mr duncan because it's  

fazla süt içiyoruz ve neden veya ne kadar iyi banyo yaptığımı bilmiyorum bay duncan çünkü

good for your skin do you remember cleopatra she  used to bathe in ass ass's milk uh according to uh  

cildinize iyi gelir kleopatra'yı hatırlıyor musunuz eşek sütüyle yıkanırdı

according to the films i think what you wanted  to say she used to bathe her ass in milk well  

filmlere göre uh   filmlere göre sanırım ne demek istediniz kıçını sütle güzelce yıkardı

famously in film as you always saw cleopatra  bathing in milk okay uh but whether she did or not  

sizin her zaman olduğu gibi filmlerde ünlüdür Kleopatra'yı sütte banyo yaparken gördüm tamam ama yaptı olsun ya da olmasın

but that's why i do it i don't mind that that's  okay steve as long as you're not putting the milk  

ama bu yüzden yapıyorum umrumda değil steve sütü şişeye geri koymadığın sürece

back into the bottle afterwards i do well we've  got a correct answer oh okay then okay i can see  

daha sonra iyi yaparım elimizdeki doğru bir cevap oh tamam o zaman tamam

some correct answers coming through so does anyone  this is something different something different  

bazı doğru cevapların geldiğini görebiliyorum bu yüzden kimse bu farklı bir şey farklı bir şey

for today so can you name the logo i will show you  the logo in its entirety the complete logo in a  

bugün için logoya isim verebilir misiniz size logoyu bütünüyle göstereceğim tam logo

moment why not now oh i see yes oh i see pauline  hello pauline wong you have well not the wrong  

birazdan neden şimdi olmasın oh anlıyorum evet oh görüyorum pauline merhaba pauline wong yanlış

answer but the right answer well done pauline  well done pauline the logo we were looking for  

cevap değil ama doğru cevaba sahipsin aferin pauline  aferin pauline aradığımız logo

is it's finger licking good look at that kfc i  think pauline likes her chicken me too i like  

parmak yalamak mı o kfc'ye iyi bak bence pauline onun tavuğundan hoşlanıyor ben de

a little bit of chicken on my plate uh is it  the mcnuggets you like or is it the i like the  

tabağımda biraz tavuk severim uh bu senin sevdiğin mcnuggets mı yoksa ben

zinger burgers nuggets or a different company  right okay uh what is it that well you get chicken  

zinger burger nugget mı yoksa farklı bir şirket mi

i haven't had one for years but um yes all the  philip burgers i like those okay well i remember  

yıllar önce ama um evet tüm philip burgerleri severim tamam pekala hatırlıyorum

years ago we used to go to uh burger king because  they they used to have the most amazing vegetable  

yıllar önce uh burger king'e giderdik çünkü en harika sebze burgerleri onlarda

burgers yes bean burgers yes bean burgers so  they had vegetables but also lovely beans inside  

olurdu

kidney beans and they were they were burgers  but they were gorgeous with cheese on top uh  

barbunya fasulyesi içindeydiler ve hamburgerdiler ama üzerlerinde peynirle muhteşemdiler uh

and then you could buy them from the shops frozen  yeah and we used to have them uh quite regularly  

ve sonra onları dükkanlardan donmuş olarak satın alabilirdiniz evet ve biz onları oldukça düzenli olarak yerdik  ve

and then they just stopped making them and then  they stopped making they brought them back and  

sonra yapmayı bıraktılar ve sonra yapmayı bıraktılar onları geri getirdiler ve

they changed the recipe and they weren't very nice  anymore so we missed bean burgers why do they keep  

tarifi değiştirdiler ve artık pek güzel değillerdi, bu yüzden fasulyeli burgerleri özledik neden bazı

changing things why are we changing the recipes  when there is nothing wrong with it fish fingers  

şeyleri değiştirip duruyorlar neden tarifleri değiştiriyoruz bunda yanlış bir şey yokken balık kroket

here is another one steve okay another logo we've  got a lot to get through right right faster here's  

işte bir tane daha steve tamam bir tane daha logo  daha hızlı geçmemiz gereken çok şey var işte

another one here's another well known this is a  very well known like i know that one okay then  

bir tane daha işte bir tane daha iyi bilinen bu çok iyi bilinen bir şey onu biliyorum tamam o zaman

don't say anything i'm going to have a sneaky  look to see if i'm right this is a very well  

hiçbir şey söyleme sinsice bakacağım bakalım haklıyım bu çok   bilinen bir

known i think a lot of people are going to get  this one so these are not all connected to food  

bence pek çok kişi bunu alacak  yani bunların hepsi yemekle bağlantılı değil

but some of them are connected to food of course  it is one of our favourite subjects isn't it steve  

ama bazıları yemekle bağlantılı tabii ki  en sevdiğimiz konulardan biri değil o steve   biliyor musunuz

do you know there was uh there were riots in the  uk when uh fast i think it was a kfc okay uh when  

İngiltere'de hızlıyken isyanlar vardı sanırım bir kfc idi tamam uh

it reopened after the initial lockdown really  uh there were there were riots and fights so you  

ilk kilitlenmeden sonra yeniden açıldığında gerçekten  uh isyanlar ve kavgalar vardı yani

mean recently yes i think when did we come out of  lockdown was it was it uh national lockdown i have  

yakın zamanda evet sanırım ne zaman oldu tecritten çıktık bu muydu uh ulusal tecrit bende

not two months ago somebody might i don't know  steve i i i have to keep reminding myself what day  

iki ay önce değil birileri bilmiyor olabilir mi steve i i kendime sürekli olarak hangi gün

it is and what month it is because this year this  year is a little bit like walking through a desert  

olduğunu ve hangi ay olduğunu hatırlatmam gerekiyor çünkü bu yıl bu  yıl biraz bir çölde yürümek gibi

you don't know where you are you're just in the  desert there is sand everywhere and that is 2020  

nerede olduğunu bilmiyorsun sadece çöldesin her yer kum ve bu 2020

you are lost in the desert you don't know which  way you're going where you're going are you going  

çölde kaybolmuşsun hangi yöne gittiğini bilmiyorsun nereye gittiğini ileri geri mi gidiyorsun

forwards backwards maybe you are going around and  around in circles so that is that is my impression  

belki bir daire içinde dönüyorsun yani bu benim

of this year this year is like being in the desert  completely lost well we did we did have those  

bu yılki izlenimim bu yıl çölde olmak gibi tamamen kaybolmuşuz o

riots well i said right we had fights and people  queuing up like a mile long queue just to get a  

isyanları yaşadık iyi dedim kavga ettik ve insanlar sadece bir burger almak için bir mil uzunluğunda kuyruk gibi sıraya giriyor

just to get a burger you know you know when  people queue up that that's not a riot well  

i think there were fights i think people were  fighting because you know anyway we've got we've  

got the correct answer several people have got  this one okay um name the name area was first  

doğru cevaba sahip birkaç kişi buna sahip tamam um isim alan ilkti

who who's that area valeria pontiero i like  your name uh and uh zoe got it hello zoe hiroko  

o bölge kimdi valeria pontiero isminizi beğendim uh ve uh zoe aldı merhaba zoe hiroko

uh pharah uh aaron ildo uh lots of people have got  it twan you win son nice to see you back as well  

uh pharah uh aaron ildo uh birçok kişi aldı sen kazandın oğlum seni tekrar görmek ne güzel

nicely pronounced mr dean yeah let's look at that  but yes mog mog you've got it as well christina  

hoş bir şekilde telaffuz edildi bay dean evet buna bir bakalım ama evet mog mog sizde de var christina

uh lorella here it is then everyone's recognized  this one i think so so if you are feeling thirsty  

uh lorella işte o zaman herkes bunu tanıdı  bence bu yüzden öyleyseniz

in the morning when you are working in the office  quite often people will go across the road or down  

ofiste çalışırken  sabahları susamış hissetmek oldukça sık olarak insanlar yolun karşısına veya aşağı

to the high street and they will have a lovely  cup of starbucks coffee there are many other  

ana caddeye giderler ve harika bir fincan starbucks kahvesi içerler

brands of coffee like costa for example  yes but yes these of course are suffering  

örneğin costa gibi birçok başka   kahve markası vardır evet ama evet bunlar tabi ki acı çekiyor

uh their businesses are suffering because people  are working in offices people on the way to work  

uh iş yerleri acı çekiyor çünkü insanlar ofislerde çalışıyor    işe giderken insanlar

would stop in to get a coffee on the way to work  maybe at break times at lunch time but of course  

işe giderken bir kahve içmek için uğrarlar belki öğle yemeği saatinde molalarda ama tabii

that routine that people had has been broken  and even now people have gone back to work  

insanların sahip olduğu o rutin kırıldılar ve şimdi bile insanlar işe geri döndüler

they're not necessarily going for their coffees  because they don't feel safe they've realized that  

kahve içmeye gitmiyorlar çünkü kendilerini güvende hissetmiyorlar

spending three four five six pounds a day  on coffees when they could probably make it  

günde üç dört beş altı pound  harcarken muhtemelen

themselves for 50p a lot of people are making  different choices they're saving money as well  

kendileri için kahve yapabileceklerini fark ettiler. 50p pek çok insan farklı seçimler yapıyor aynı zamanda para biriktiriyorlar

because they're not certain that their job is  going to be here and many are working from home  

çünkü işlerinin burada olacağından emin değiller ve birçoğu evden çalışıyor

many are working from home so you have your  own coffee shop in your house in your kitchen  

birçoğu evden çalışıyor yani kendi kahve dükkanınız var. evinizin mutfağında

you can make your own coffee and as we've  discovered we can make very nice coffee at home  

kendi kahvenizi yapabilirsiniz ve keşfettiğimiz gibi evde çok güzel kahve yapabiliriz   evet

yes we can save ourselves a fortune so that's it  so that is it a fortune not a fortune but a lot  

kendimize bir servet kazandırabiliriz yani bu kadar  yani bu bir servet mi servet değil ama çok

coffee isn't that expensive but we do say that  that's a phrase uh people use in the uk quite  

kahve değil o kadar pahalı ama bunun Birleşik Krallık'ta insanların oldukça   çok kullandığı bir ifade olduğunu söylüyoruz,

a lot even we use oh i'll save a fortune if i do  that we always use that it's an exaggeration okay  

biz bile oh bunu yaparsam bir servet biriktireceğim  bunu her zaman bunun bir abartı olduğunu kullanırız tamam  uh

uh to something where you will save a small amount  of money but not a large amount of money yes  

küçük bir tasarruf edeceğiniz bir şey için miktarda para ama büyük miktarda para değil evet

like somebody might say oh i'm going to cook  all my own meals from now on i'm not going to  

birinin diyebileceği gibi ah bundan sonra tüm yemeklerimi kendim pişireceğim

get ready-made meals from the supermarket i'll  save a fortune yes you're not saving a fortune  

süpermarketten hazır yemekler almayacağım bir servet biriktireceğim evet bir servet biriktirmiyorsunuz

you're saving some money but it you just say as  an exaggeration but fortune means to to have look  

biraz para biriktiriyorsunuz ama bunu sadece  abartı olarak söylüyorsunuz, ancak talih demek

good luck but quite often we will we will relate  fortune with money well in that case that is  

iyi şanslar görmek demektir, ancak çoğu zaman serveti parayla iyi ilişkilendireceğiz, bu durumda

what that means that's it that's what i mean but  generally the word fortune is just look something  

bunun anlamı budur demek istediğim bu ama genel olarak servet kelimesi sadece bak bir şey

goes your way fortune shines yes it's another  meaning i knew but quite often we also refer  

yolunuza çıkar talih parlar evet bu başka  bir anlamdır biliyordum ama çoğu zaman paradan da söz ederiz

to to money a large amount of money is a fortune  obviously you're not going to save a fortune no if  

büyük miktarda para bir servettir belli ki kazanamayacaksınız bir servet biriktirin hayır eğer

you're uh making your own coffee i'm not buying it  from starbucks for example but we always say that  

kendi kahvenizi yapıyorsanız örneğin starbucks'tan satın almıyorum ama biz her zaman şunu söyleriz   İngiltere'de

as an exaggeration in the uk by the way we're not  getting getting paid we're not getting any money  

bir abartı olarak bu arada biz para almıyoruz hiç para alamıyoruz

from anyone for this this is just a little bit of  fun something different my mother said that to me  

bunun için kimseden para  bu biraz eğlenceli  farklı bir şey annem dün gece bana bunu söyledi

last night on the phone did she yes because i said  that um because our local that's something that's  

evet mi çünkü öyle dedim çünkü bizim yerelimiz bu

happened in september okay the copper kettle which  a lot of people will have heard us referring to as  

eylülde olan bir şey tamam bakır çaydanlık ki çok  insanların

our favourite place to go and eat on a saturday  well that happened that happened in august  

bir cumartesi günü   gidip yemek yemek için en sevdiğimiz yer olarak bahsettiğimizi duymuş olacak eh ağustosta olan oldu

it's closed down did we mention it yes we did a  live stream the next day that was in august it's  

kapandı mı bundan bahsetmiş miydik evet ertesi gün ağustosta bir canlı yayın yaptık

weeks and weeks since since that is well yes what  sorry can i just finish i said to my mother last  

haftalar ve haftalar madem o kadar iyi evet ne özür dilerim bitirebilir miyim dün gece anneme dedim

night she said what are you doing now have you  found another restaurant to go and eat at i said  

şimdi ne yapıyorsun gidip yemek yemek için başka bir restoran buldun mu dedim

no we're not bothering we're just cooking now on  a saturday instead we've started cooking at home  

hayır zahmet etmiyoruz sadece şimdi yemek yapıyoruz bunun yerine bir cumartesi günü evde yemek yapmaya başladık

and my mother said that phrase that everybody  says in the uk oh you'll save yourself a fortune  

ve annem İngiltere'de herkesin söylediği o cümleyi söyledi oh dışarıda yemeyerek kendinize bir servet kazandıracaksınız

by not eating out that's it not a fortune but  we always say that as an ex worth noting if you  

bu bir servet değil ama bunu her zaman kayda değer bir eski sevgili olarak söyleriz

ever save small amounts of money in the uk just  say oh i'll save a fortune or a small fortune  

Birleşik Krallık'ta küçük miktarlarda para biriktirirseniz, sadece ah, bir servet veya küçük bir servet biriktireceğim    bu

that's a great story yeah i thought it was yeah  here's another logo so this one has nothing to  

harika bir hikaye evet, evet olduğunu düşünmüştüm işte başka bir logo yani bunun

do with food steve nothing to do with food here  it is so anyone know what this is it seems to  

yemekle hiçbir ilgisi yok steve yapacak hiçbir şey yok burada yemek var  yani bunun ne olduğunu bilen var mı

have a red background and i don't know what that  is though it looks like some sort of structure  

kırmızı bir arka plana sahip gibi görünüyor ve bunun ne olduğunu bilmiyorum gerçi bir tür yapıya benziyor

maybe something to do with mobile phones  perhaps i don't know it looks or a car maybe  

belki cep telefonlarıyla ilgili bir şey belki de göründüğünü bilmiyorum ya da bir araba belki

maybe a car oh yes because we will be we will be  talking about roads and street idioms a little  

belki bir araba oh evet çünkü öyle olacağız biraz sonra   yollar ve sokak deyimleri hakkında da konuşacağız,

bit later on as well so any guesses this is  something you might see in your house ah well  

yani herhangi bir tahminde bulunun bu evinizde görebileceğiniz bir şey ah

partridge good guess because it does look like  the toyota logo or even honda it looks a bit  

pekala   keklik iyi tahmin çünkü öyle görünüyor toyota logosu veya hatta honda

like honda as well yes it's nothing to do with  cars but it's something you might see in your  

gibi biraz honda'ya benziyor evet arabalarla bir ilgisi yok ama evinizde görebileceğiniz bir şey

house a very well-known brand a very well-known  logo yes this this logo this particular  

çok iyi bilinen bir marka çok iyi bilinen bir logo evet bu logo bu özel

brand has been around for over a hundred years  often used to describe uh items that are similar  

marka yüz yılı aşkın bir süredir kullanılmaktadır genellikle benzer olan öğeleri tanımlamak için kullanılır

yes but don't have that particular brand so even  though this is a brand name it's actually become  

evet ancak belirli bir markaya sahip değildir, bu nedenle bu bir marka adı olsa da aslında   aynı işi

a generic term for all of the things that do  the same job yes or provide the same function  

yapan tüm şeyler için genel bir terim haline geldi evet veya aynı işlevi sağlar

yes very interesting which if you've got  that brand is a very valuable asset to you  

evet çok ilginç ki bu marka sizin için çok değerli bir varlıksa

um i would say they were probably i wouldn't  be surprised i don't know for certain but i  

um muhtemelen şaşırmazdım şaşırmazdım kesin olarak bilmiyorum ama olmazdım

wouldn't be surprised if they were the first  company to produce this particular device  

bu özel cihazı üreten ilk şirket olmaları şaşırtıcıydı   evet

yes one of the first uh certainly one  of the first successful brands to to oh

ilklerden biri kesinlikle ilk başarılı markalardan biri en

steve what was that did you get a did  you get uh some feeling back in your  

left leg yes anna uh our favourite restaurant the  copper kettle has closed they've sold the business  

sevdiğimiz restoran bakır çaydanlık kapandı işletmeyi sattılar

and but of course they were shut  during the lockdown and we discovered  

ve tabii ki sokağa çıkma yasağı sırasında kapalıydılar ve

that we actually enjoyed cooking uh a nice  meal on a saturday for ourselves better  

bir cumartesi günü kendimiz için güzel bir yemek pişirmeyi

than going out so we weren't going to go back  anyway tell them what we had to eat yesterday  

dışarı çıkmaktan daha çok keyif aldığımızı keşfettik, o yüzden değildik geri döneceğiz neyse onlara dün ne yememiz gerektiğini anlat

we had chili con khan or carney steve makes the  most amazing chili con corn with we had mashed  

chili con khan veya carney steve en harika chili con mısırı yapıyor

potatoes sometimes we have rice with it sometimes  we have mashed potatoes we had broccoli as well  

patates püremiz   bazen yanında pilavımız var bazen patates püremiz var brokoli de yedik

one of my favourite vegetables is broccoli so do  we have any correct answers diana was the first  

bir en sevdiğim sebzelerden brokoli yani herhangi bir doğru yanıtımız var mı diana ilkti

diana weldon and diana diana romano well  done you got the answer right and also  

diana weldon ve diana diana romano aferin cevabı doğru bildin ve ayrıca

maura as well well and beatrice as well well done  the answer the mystery logo something that is very  

maura da aferin ve beatrice de aferin cevap gizemli logo bir şey

useful around the house something that we rarely  use something that we never use because it's too  

evin etrafında çok   kullanışlı olan bir şey nadiren kullandığımız bir şey asla kullanmadığımız bir şey çünkü bu çok  çok

much effort we are men you see men never  use these devices ever very rarely hoover  

fazla çaba olduğu için biz erkekleriz erkekler bu cihazları asla  çok nadiren kullanırlar  çok nadiren elektrik

hoover hoover of course make vacuum cleaners but  the strange thing is and the interesting thing is  

süpürgesi elbette elektrikli süpürge yaparlar ama garip olan ve ilginç olan şey

this particular brand has also become the generic  term for doing the vacuum cleaning in your house  

bu belirli marka aynı zamanda evinizdeki elektrikli süpürgeyi yapmak için kullanılan genel bir terim haline geldi

so when you use your vacuum cleaner whatever  make it might be people say that they are getting  

bu nedenle, elektrikli süpürgenizi ne olursa olsun kullandığınızda, insanlar

the hoover they're going to do the hoovering  yes they do the hoovering as as a verb  

süpürgeyi aldıklarını              diyorlar olabilir. bir fiil olarak süpürme

and they hoover the house even if they  haven't got a vacuum cleaner made by  

ve süpürme tarafından yapılmış bir elektrikli süpürgeleri olmasa bile evi süpürürler

hoover yes they will still say oh i'm going to  do the the hoovering so you hoover your carpet  

evet yine de ah süpürmeyi ben yapacağım, böylece halınızı süpürürsünüz

that's what we do in the uk however we never do  that we never we never do that we just wait until  

İngiltere'de yaptığımız şey bu ancak bunu asla yapmayız asla yapmayız bunu sadece

the dust and the dirt is so high we normally wait  until it's up to our knees to be more accurate  

toz ve kir çok yüksek olana kadar bekleriz daha doğru olması için normalde dizlerimize kadar gelene kadar bekleriz

we usually clean the house and vacuum when we  know someone's coming to visit yes which is  

genellikle birinin ziyarete geleceğini bildiğimizde evi temizler ve süpürürüz evet

during this president which during this present  lockdown isn't very often but of course i have  

bu başkanın döneminde ki bu mevcut kilitlenme sırasında çok sık değil ama tabii ki

certain standards mr duncan you're quite happy to  sit around and squalor squalor if your house is  

belirli standartlarım var bay duncan eğer eviniz

squalid okay uh it means it's dirty disgusting you  haven't cleaned it you've left rubbish everywhere  

bakımsızsa pisliği ve pisliği yaymaktan oldukça memnunsunuz tamam ah bu pis iğrenç olduğu anlamına gelir temizlemedin her yere çöp bıraktın

this is you live in squalor this isn't your  very untidy this is libellous that's liable  

bu sen sefalet içinde yaşıyorsun bu senin çok dağınık

you are defaming my name my good name of being  clean and lovely look i have new socks you can't  

değilsin

you can't criticize my hygiene because see they  smell lovely smell my socks squalor that's a good  

hijyenimi eleştiremezsiniz çünkü görün güzel kokuyorlar çoraplarımın pisliğini kokuyorlar bu iyi bir

name how do you spell it mr duncan should i put  you on the spot we have one more brand to come  

isim nasıl hecelenirsiniz bay duncan sizi uyarmalıyım bir markamız daha gelecek

guess this logo this is for steve by the way  don't try to guess it because it's on the screen  

tahmin edin bu logo steve için yol tahmin etmeye çalışmayın çünkü ekranda

in front of you you can actually see the answer  but this is this is an interesting one and this  

önünüzde duruyor aslında yanıtı görebilirsiniz ancak bu ilginç bir soru ve bu

leads quite nicely into our idioms about roads  and streets it's not a car logo i can i'm not  

yollar hakkındaki deyimlerimize oldukça güzel bir şekilde yönlendiriyor  ve sokaklar bu bir araba logosu değil, yapabilirim

looking at the answer okay i don't think it's  a car logo because i've never seen that before  

cevaba bakmıyorum tamam bunun bir araba logosu olduğunu düşünmüyorum çünkü bunu daha önce hiç görmedim   ah

uh i have no idea so i'm going to cheat and  look uh where is it mr dean i've i've hidden it  

hiçbir fikrim yok bu yüzden kopya çekeceğim ve uh nerede o bay dean ben gizledim

so now you can't see it at all so this is a very  well known logo is it and without this company  

yani şimdi hiç göremiyorsunuz yani bu çok iyi bilinen bir logo ve bu şirket olmasaydı   modern dünyada

so many things would not exist in the  world in the modern world so there's a  

pek çok şey olmazdı bu yüzden bir    var

i think that's a big clue and  it's also related to things that  

bence bu büyük bir ipucu ve aynı zamanda

use the roads oh you see there's a big one  big clue that's a clue that's a big clue  

yolları kullanan şeylerle de alakalıdır oh bakın büyük bir büyük ipucu var bu bir ipucu bu büyük bir ipucu

it's a big clue any ideas i don't know  what that is mr duncan something that's  

bu büyük bir ipucu herhangi bir fikir bunun ne olduğunu bilmiyorum Bay Duncan

yellow or sort of a yellowy green colour  red magenta i would say valentina i have to  

sarı veya sarımsı bir şey yeşil renk kırmızı eflatun valentina diyebilirim

hoover my house every day because my dog  loses lots of hair all around the house  

her gün evimi süpürmek zorundayım çünkü köpeğim evin her tarafında çok fazla tüy kaybediyor

that is another reason why we will never own a  dog we are never having a dog ever because they  

take up too much time yes but when you're moulting  there's a lot of hair on the carpet then mr duncan

çok zaman evet ama tüy değiştirirken halıda çok saç oluyor o zaman bay duncan

i don't have much hair left to fall out  oh what is that right pauline paulie  

dökülecek fazla saçım kalmıyor

pauline wong is actually right she's very good  very very good at these well done pauline shell  

bu aferin pauline shell

says pauline so i think this is a pretty good  one yes and without shell oil we wouldn't have  

pauline diyor, bu yüzden bence bu oldukça iyi evet ve kabuk yağı olmasaydı

all of our lovely plastic things there it is  just to prove that it is actually the logo  

tüm güzel plastik şeylerimize sahip olamazdık sadece bunun aslında logo olduğunu kanıtlamak için   bu

so i'm not cheating you see there it  is so there is the little little part  

yüzden hile yapmıyorum işte orada bu yüzden küçük küçük parça

shell and of course many other esso um shell  and esso they're the common ones and it's good  

kabuk ve tabii ki diğer birçok esso um shell ve esso bunlar yaygın olanlardır ve

in this country yes uh it's a shame bp bp british  petroleum even though i i believe they're not  

bu ülkede iyi   evet uh bu bir utanç bp bp british petrol buna inansam da'

actually owned by britain anymore didn't bp cause  a huge uh environmental issue in america which  

artık İngiltere'ye ait değiller, bp, amerika'da onlara milyarlara mal olan büyük bir çevre sorununa neden olmadı

cost them billions yes uh they had to pay billions  i remember barack obama finding them billions  

evet uh milyarlarca ödemek zorunda kaldılar, hatırlıyorum barack obama onlara milyarlar buldu

and they had to get rid of loads and loads  of staff to pay for this now what what was  

ve bir sürü personelden kurtulmak zorunda kaldılar şimdi bunun bedelini ödeyin

it called someone might well you're somewhere in  america you're talking about this deep horizon  

adı neydi birileri pekala siz amerika'da bir yerlerdesiniz bu derin ufuktan bahsediyorsunuz

it was uh somebody left the tap running they went  down they went down they went swimming under the  

uh birisi musluğu açık bırakmış aşağı inmişler okyanusun altında yüzmeye gitmişler

ocean and they turned the tap on to make sure that  there was some oil in there i think that was bp  

ve suyu çevirmişler orada bir miktar petrol olduğundan emin olmak için dokunun  bence bu bp

but as if it isn't but they forgot it was bp  yes and they forgot to turn the tap off so all  

ama sanki değilmiş gibi ama onlar bunun bp olduğunu unutmuşlar evet ve musluğu kapatmayı unutmuşlar, böylece

of this oil was just flowing into the sea which  of course isn't very good for the environment  

bu petrolün tamamı   denize akıyordu ki bu elbette çevre için pek iyi değil

david attenborough was literally he was running  around his house with his underpants pulled right  

david attenborough kelimenin tam anlamıyla evinin etrafında koşuşturuyor, iç çamaşırını tam

down over his his head he was trying to hide away  from the horror that was occurring in the ocean  

başının üzerine kadar çekiyordu okyanusta meydana gelen dehşetten  saklanmaya çalışıyordu   bir

there was a there was a a terrible oil spill  from a tanker was it the seychelles recently  

oradaydı bir tankerden korkunç bir petrol sızıntısıydı son zamanlarda seyşeller'deydi

some were absolutely beautiful it was actually  the maldives i was going to say the maldives oh  

bazıları kesinlikle çok güzeldi aslında  maldivler'di diyecektim ki maldivler oh   evet

yes i mean how awful that is that is still  going on as well they're still clearing up i  

demek istediğim bu ne kadar kötü hala devam ediyor ve hala temizleniyorlar

know we don't see enough of that well what you  want more oil spills i want to see more of the  

biliyorum bunu yeterince iyi görmüyoruz ne daha fazla petrol sızıntısı istiyorsun hikayenin daha fazlasını görmek istiyorum

story always see i thought you went i thought  for a moment you wanted to see more more oil  

her zaman görüyorum gittiğini düşündüm bir an için daha fazla petrol sızıntısı görmek istediğini düşündüm,

spill i mean the maldives that's the place they  say you've got to visit because the islands are  

demek istediğim maldivler orası ziyaret etmen gerektiğini söyledikleri yer çünkü adalar

so low that as the sea rises you know in in  50 years time that they won't exist apparently  

o kadar alçak ki 50 yıl sonra deniz yükseldiğinde onların var olmayacağını biliyorsun

well the place to go at the moment if you like  seeing oil spills is the maldives apparently  

pekala  şu anda petrol sızıntılarını görmek istiyorsan gitmen gereken yer adalar maldivler görünüşe göre

imagine that oh no not the maldives i'm thinking  of yes i'm thinking of somewhere else sorry no uh  

hayal et oh hayır düşündüğüm maldivler değil  evet başka bir yer düşünüyorum üzgünüm hayır uh

mars there's some there's some islands that people  go to it's very expensive to go to that are very  

mars var bazı adalar var insanların gittiği gitmek çok pahalı orası çok

i can't think of the name of them now people  go for weddings and all sorts of things like  

aklıma gelmiyor onların adı şimdi insanlar düğünlere ve bunun gibi bir sürü şeye  gidiyorlar

this and they're they're very very they're low  they haven't they haven't got much very low yes  

ve onlar çok çok düşükler değil mi çok düşükleri yok evet

not the seychelles is it no i thought it was the  mole i think it is the maldives it is the maldives  

seyşeller değil mi hayır diye düşündüm köstebekdi bence orası maldivler maldivler

the maldives is the most exclusive place in the  world to go for your holiday if you can afford  

maldivler tatil için gidilecek dünyanın en seçkin yeri

to go to the maldives you are very wealthy  very rich unless of course you live  

maldivlere gidecek paran varsa çok zenginsin çok zenginsin tabii ki

close to the maldives in which case it  probably is cheaper for you to go than us  

yakınlarda yaşamıyorsan Maldivler'e bu durumda gitmeniz muhtemelen bizden daha ucuzdur

because i think you can't fly there directly you  have to get you have to you have to fly somewhere  

çünkü bence oraya doğrudan uçamazsınız almanız gerekir başka bir yere uçmanız

else and get a plane there yeah i think i think  the average hotel is about two maybe two or three  

ve oraya bir uçak bulmanız gerekir evet sanırım ortalama bir otel geceliği yaklaşık iki belki iki veya üç

thousand pounds a night i don't don't think it's  that much it is that much trust me no yeah you can  

bin pound bence o kadar da değil o kadar fazla inanın hayır evet

get cheaper places because i know people at work  that have been you have those little little huts  

daha ucuz yerler bulabilirsiniz çünkü işteki insanları tanıyorum bu küçük şeylere sahip olan

that sit actually in the sea and you can you can  have your breakfast brought to you in the morning  

aslında denizin içinde duran küçük kulübeler ve sabahları kahvaltınızın size getirilmesini sağlayabilirsiniz

it's beautiful very nice yes but apparently  there's not much to do there so if you like  

çok güzel evet ama görünüşe göre orada yapacak pek bir şey yok yani

exploring uh places uh uh but if you're the type  of holiday maker that likes to sort of sit on a  

yerleri keşfetmeyi seviyorsanız uh uh ama eğer bütün gün bir kumsalda oturmayı seven tatilci türü

beach all day you'll like the maldives if you like  swimming or snorkelling of course yeah it's famous  

yüzmeyi veya şnorkelli yüzmeyi seviyorsanız maldivleri seveceksiniz tabii ki evet ünlü çünkü bu nedenle

for for that it's it's almost as if we're being  sponsored by the Maldives tourist valeria says  

neredeyse Maldivli turist valeria sponsoruymuşuz gibi diyor

there's a red hoover brand in brazil oh i see  no hoover that really sucks oh it's a duncan

brezilya'da kırmızı bir hoover markası var oh görüyorum gerçekten berbat olan bir süpürge yok oh bu bir duncan ah

oh did you that's funny mister i thought for a  moment steve was genuinely laughing i was i was  

siz bu çok mu komik bayım bir an için steve gerçekten gülüyor sandım ben

genuinely laughing that sucks so what brand do you  have at valeria in in brazil uh please tell us we  

gerçekten gülüyordum bu berbat yani hangi markanız var? valeria brezilya'da lütfen bize

do well they do have hoover in argentina oh well  that's not far away argentina from brazil actually  

iyi iş çıkardığımızı söyleyin arjantin'de elektrik süpürgesi var oh pekala orası arjantin'den brezilya'ya çok da uzak değil aslında

it's probably thousands of miles it's just yeah  but i would have thought if you've got hoover in  

muhtemelen binlerce mil uzakta, sadece evet ama arjantin'de elektrik süpürgesi olup olmadığını düşünürdüm

argentina you'd have it in brazil do you know how  long you were talking for then it seemed like five  

' Brezilya'da vardı biliyor musun ne kadar süredir konuşuyordun sonra sanki beş

or ten minutes there no partridge the captions  are not there because uh youtube yeah youtube have  

veya on dakika keklik yok gibiydi altyazılar orada değil çünkü uh youtube evet youtube

messed up the live streaming yes they've changed  everything and one of the consequences is that the  

canlı akışı mahvetti evet her şeyi ve birini değiştirdiler bunun sonucunda

live captions have vanished so don't complain to  me please it's nothing to do with me it's youtube  

canlı altyazılar kayboldu, bu yüzden bana şikayet etmeyin lütfen bunun benimle bir ilgisi yok youtube'da

they've made changes i don't know why if there's  nothing wrong with it please don't change it but  

değişiklikler yaptılar neden bilmiyorum eğer bunda bir sorun yoksa lütfen değiştirmeyin ama

they can't resist you see they they have to change  things all the time so they've changed it and now  

onlar karşı koyamıyorum, her zaman bir şeyleri değiştirmek zorundalar, bu yüzden değiştirdiler ve şimdi

i don't have my lovely live captions the good  news is there will be captions later after this  

benim güzel canlı altyazılarım yok, iyi haber şu ki altyazılar daha sonra olacak, bundan sonra altyazılar olacak

has been stored on youtube they definitely do not  have the hoover brand in brazil okay then uh but  

kesinlikle youtube'da depolandı Brezilya'da hoover markası yok tamam o zaman ama boşver belki

uh never mind perhaps someone will well  actually they're not well no let's not go  

birileri iyi olur aslında iyi değiller hayır markaları

into criticizing brands they have no hoovers  in brazil that that must really suck didn't  

eleştirmeyelim brezilya'da süpürgeleri yok bu gerçekten berbat olmalı

you just say that i did but i wanted to have some  laughter maybe you thought no one had heard okay  

sadece bunu söylemedin mi yaptım ama biraz gülmek istedim belki kimsenin duymadığını düşündün tamam

that really sucks the meaning see partridge  is asking that's a joke but why is it a joke  

bu gerçekten berbat bir anlam ifade ediyor keklik soruyor bu bir şaka ama neden bu bir şaka

it's a joke because hoover's of course vacuum  cleaners they certainly suck they suck the air  

bu bir şaka çünkü elektrik süpürgesi elbette elektrikli süpürgeler kesinlikle berbat hava

and the dust into into into the bag but of course  if something sucks if you say something sucks it  

ve toz torbanın içine girer ama tabii ki  bir şey berbatsa, bir şey berbat dersen

means it's it's you're disadvantaged aren't you  well something that's something that's awful  

dezavantajlı olduğun anlamına gelir, değil mi  pek berbat bir şey   berbat bir

something that's awful oh that meal really sucks  yes you would say that that's an awful meal  

şey oh o yemek gerçekten berbat evet derdin bu berbat bir yemek

or maybe uh something that disappoints  you makes you feel disappointed you say oh  

veya belki uh sizi hayal kırıklığına uğratan bir şey sizi hayal kırıklığına uğratıyor diyebilirsiniz ki ah

i can't go to the party tomorrow that really  sucks so it's a play on words yes mr duncan's live  

yarın partiye gidemem bu gerçekten berbat yani kelime oyunu evet bay duncan'ın

stream on sunday it really sucked yes this really  does suck oh there was something i was going to  

pazar günü canlı  akışı gerçekten berbattı evet bu gerçekten berbat oh o zaman bir şey

say then but i'm not going to no let's keep it  clean keep it clean keep it clean don't forget  

söyleyecektim ama söylemeyeceğim hayır temiz tut temiz tut unutma unutma

we have complaints i'm sure you are thinking  the same thing as i am we both have dirty minds  

şikayetlerimiz var eminim sen de benimle aynı şeyi düşünüyorsun ikimizin de kafası karışık

i'm sure you're thinking the same thing partridge  there there are no live captions it's not my fault  

eminim aynı şeyi düşünüyorsun keklik canlı altyazı yok bu benim hatam değil

i have no control panasonic uh okay says  moog mogmog yes um we've got a panasonic  

kontrolüm yok panasonic uh tamam diyor moog mogmog evet um bir panasonic'imiz var

uh vacuum cleaner i nearly said hoover we've got  a panasonic vacuum cleaner and they're of course  

uh elektrikli süpürge ben neredeyse hoover dedi panasonic elektrikli süpürgemiz var ve tabii ki onlar

panasonic are known for their reliability do we  have one we do yes oh yes is that the one you  

panasonic güvenilirliğiyle tanınır bizde bir tane var mı evet oh evet o senin

use for cleaning your car yes i keep it in the  garage and sometimes he siphons the fuel out of  

arabanı temizlemek için kullandığın elektrik süpürgesi evet garajda saklıyorum ve bazen

our neighbor's cars as well he uses the hoover he  uses the panasonic vacuum cleaner well my mother  

komşumuzun arabalarının yakıtını da sifonluyor süpürgeyi kullanıyor panasonic elektrikli süpürgeyi iyi kullanıyor annem verdi

gave it to me because it sounds like we are a bit  extravagant having two vacuum cleaners oh we own  

çünkü iki elektrikli süpürgemiz var biraz abartmışız oh bizim

two vacuum cleaners mr duncan we are living  the highlight we we have two vacuum cleaners  

iki elektrikli süpürgemiz var bay duncan biz yaşıyor öne çıkan iki elektrikli süpürgemiz var

but we bought we we've got one ourselves but my  mother gave me this uh this panasonic one because  

ama biz kendimiz bir tane aldık ama annem bana bunu uh bu panasonic olanı verdi çünkü

she's 89. okay then and it's an upright  vacuum cleaner okay you have to push it  

o 89 yaşında.

around so it was too heavy for her so she  bought a small lightweight one and she was  

onun için çok ağırdı, bu yüzden küçük, hafif bir tane aldı ve

said do you want my old vacuum cleaner and i  said yes please okay i'll keep it in the garage  

eski elektrikli süpürgemi istiyor musun diye soruldu ve ben de evet lütfen tamam dedim garajda tutacağım

and use it for cleaning out my car we had the  conversation there verbatim that was brilliant  

ve arabamı temizlemek için kullanacağım sohbet ettik kelimesi kelimesine muhteşemdi

electrolux but now of course mr steve's mother  just crawls around on the floor with a dust pan  

electrolux ama şimdi tabii ki bay steve'in annesi elinde bir faraşla yerde sürünüyor

she licks the cup licks the carpet  with her tongue electrolux in brazil

fincanı yalıyor halıyı diliyle yalıyor electrolux brezilya'da bu bir şakaydı

uh that was a joke there was a there was  there was a great phrase that went with  

uh bu bir şakaydı bir vardı bir vardı bir vardı harika bir şey vardı electrolux ile giden ifade

electrolux nothing sucks like an  electrolux i used to love that strap line  

hiçbir şey elektrolux kadar berbat değildir eskiden o askılı cümleyi severdim

that phrase on says the word suck is very rude  it's not really rude is it well suck just like  

bu ifade emmek kelimesinin çok kaba olduğunu söylüyor gerçekten kaba değil mi emmek gibi

any word can be used in different ways so suck  can just be drawing something through a vacuum  

herhangi bir kelime farklı şekillerde kullanılabilir yani emmek sadece olabilir vakumla bir şey çizeceğim

i'm going to i'm going to suck this water through  the pen what if i had a straw i'd be sucking the  

yapacağım bu suyu kalemden çekeceğim ya pipetim olsaydı

uh the water through the straw you know what this  live stream is sucking the life out of me yes used  

pipetin içinden suyu emiyor olurdum bu canlı yayının ne olduğunu biliyorsunuz hayatı dışarı çekiyor bende evet

in that wave it used to describe something that's  not very good or not very nice it's not really  

o dalgada çok  iyi olmayan veya pek hoş olmayan bir şeyi tarif etmek için kullanılırdı gerçekten   gerçekten

would you say it was it's not really rude is  it just an american phrase as i just said any  

kaba olmadığını söyleyebilir miydiniz  az önce söylediğim gibi sadece bir Amerikan deyimi isterseniz herhangi bir

word can be rude if you want to you know you  can go into the forest and look for some wood  

kelime kaba olabilir ormana gidip biraz odun arayabilirsin

but you you might be looking for some wood  in the forest and it sounds like if you're  

ama sen ormanda biraz odun arıyor olabilirsin ve görünüşe göre

lucky you will find someone it sounds like to a  nugent uh it sounds like it's rude to one in your  

şanslıysan birini bulacaksın bu kulağa bir nugent gibi geliyor uh kulağa öyle gibi geliyor

country to when you win but um it's not rude here  and it's a common phrase to use in america yes and  

ülkenizde kazandığınız zaman birine kaba davranın ama um bu burada kaba değil  ve Amerika'da kullanılan yaygın bir ifade evet ve

it's i suppose you it's a slang phrase i i mean  you could say oh that meal is not very nice no  

sanırım bu argo bir ifade, yani ah o yemek pek hoş değil

but if you say that meal sucks yes it's i wouldn't  say it was rude but it's slang isn't it yes it's  

hayır   diyebilirsiniz yemeğin berbat olduğunu söylüyorsun evet kaba olduğunu söylemezdim ama argo öyle değil mi evet kaba değil ama

not rude though it's not it's not rude it's just  saying it's awful but it may be rude uh where son  

kaba değil sadece berbat olduğunu söylüyor ama kaba olabilir uh

is when i'm when i'm eating my spaghetti i always  like to suck whilst eating it you see you suck

ben olduğum yerde oğlum spagettimi yerken her zaman  onu yerken emmeyi severim emdiğini görürsün

electrolysis eggplant eggplant eggplant orbital  is an aubergine eggplant that's how we would  

elektroliz patlıcan patlıcan patlıcan orbital bir patlıcandır bu  şekilde

pronounce that just as it looks yes eggplant  an eggplant is a very nice vegetable a lot  

göründüğü gibi telaffuz ederiz evet patlıcan patlıcan çok güzel bir sebzedir

i love them i love aubergines some people  call them we've only got 25 minutes left  

i onları seviyorum patlıcanı seviyorum bazı insanlar onları arıyor sadece 25 dakikamız kaldı

i've got some news for you steve doesn't  matter because we are only on once a week  

sana bazı haberlerim var steve önemli değil çünkü sadece haftada bir

so this is four this kick well you can go it full  but i might not be we have a little game coming up  

yapıyoruz ama yakında küçük bir oyunumuz olmayabilir

but first of all can i just mention last week i  was filming a lesson in the garden and i injured  

ama her şeyden önce geçen haftadan bahsedebilir miyim bahçede bir ders çekiyordum ve

myself you did i had an accident yes yes i was  filming my which lesson was it i'm trying to  

kendimi yaraladım   bir kaza geçirdim evet evet çekiyordum hangi dersti

remember which one it was now it was the one i did  recently with the words now ironically this is the  

hangisi olduğunu hatırlamaya çalışıyorum şimdi o son zamanlarda şimdi kelimeleriyle yaptığım şeydi ironik bir şekilde bu

strange thing though the words i was using in the  lesson were all words that described my accident  

garip şey derste kullandığım kelimelerin hepsi kazamı anlatan kelimelerdi

and that's the strange thing so whilst filming  my latest lesson i actually had an accident  

ve garip olan da bu yani son dersimi çekerken aslında bir kaza geçirdim  bu da

which caused me to injure my knee so there  it is i'm sorry i know it's very gruesome  

dizimi incitmeme neden oldu, bu yüzden üzgünüm biliyorum bakması çok ürkütücü

and horrific to look at but there you can see i  actually injured i'm not sure what part of the  

ve korkunç ama orada görebilirsiniz gerçekten yaralandım hangi kısımdan emin değilim

body that is i think it's your knee mr i hope  it's my knee but there is a part of my body and  

vücudun   bu sanırım diziniz bayım umarım benim dizimdir ama vücudumun bir parçası var ve

it's been badly injured and that's what happened  last week whilst i was trying to film my latest  

ağır şekilde yaralandı ve geçen hafta en son

youtube lesson but the strange thing is the really  strange thing is some of the words in the lesson  

youtube dersimi çekmeye çalışırken olan da buydu ama garip olan şu ki gerçekten tuhaf olan şey, dersteki bazı kelimeler   o dersi yaparken

describe the accident that i was having or i  had whilst making that lesson isn't that weird  

yaşadığım veya geçirdiğim kazayı anlatıyor

it's very strange it's very dramatic that's all  we're saying very dramatic either please send  

çok garip çok dramatik hepsi bu çok dramatik diyoruz ya lütfen

your your condolences and sympathy to the usual  address thank you very much i was can i just say  

sizinkini gönderin   taziyeler ve başsağlığı dileklerimle her zamanki adrese çok teşekkür ederim sadece söyleyebilir

mr duncan can i say something about it i was i was  i bought a sprayer for the garden because i can  

miyim Bay Duncan bu konuda bir şeyler söyleyebilir

see so this doesn't sound like the story kill  off the mark anyway i was putting it together  

miyim hedefin dışında bir araya getiriyordum

okay because like everything nowadays doesn't  give you too many details i don't want that and  

tamam çünkü bugünlerde her şey size  çok fazla ayrıntı vermiyor gibi bunu istemiyorum ve

i mr duncan was filming outside on the the  new slabs that i've laid okay you finally  

ben Bay Duncan dışarıda döşediğim yeni döşemelerde çekim yapıyordum tamam sonunda

finished all that faster and then i just out  of the corner of my eye i saw mr duncan just  

hepsini bitirdiniz o kadar hızlı ve sonra gözümün ucuyla Bay Duncan'ın

falling onto the floor yes and everything else  around and all his equipment fell onto the floor  

yere düştüğünü gördüm evet ve etraftaki diğer her şey ve tüm ekipmanı yere düştü

as well it was very it was actually quite shocking  yes uh you were stunned it took you some time to  

ve çoktu aslında oldukça şok ediciydi evet ah, afalladınız kendine gelmen biraz zaman aldı

come around i hit my head on the on the ground yes  and also injured my leg and i felt dreadful i was  

kafamı yere vurdum evet ve ayrıca bacağımı yaraladım ve

really it almost knocked me unconscious well there  was a sudden gust of wind and you were trying to  

kendimi korkunç hissettim   gerçekten neredeyse bayıltacaktım ani bir rüzgar çıktı ve sen de

keep to stop the equipment from moving and then  and then you fell with it that's it it's horrible  

devam etmeye çalışıyordun ekipmanın hareket etmesini durdurun ve sonra ve sonra onunla birlikte düştünüz, işte bu kadar, bu korkunç

and it just all fell your full length as we  say i fell completely flat on my stupid face  

ve aptal suratımın üzerine tamamen düz bir şekilde düştüm dediğimiz gibi,

if we say you fall your full length it means all  of you falls down that's it you fall completely  

tüm boyunuz düştü   tam boy düştüğünüzü söylersek, bu hepiniz  düşersiniz anlamına gelir işte bu kadar yere tamamen dümdüz evet

flat on the floor yes so there it is that that  is what happened to me last week i injured myself  

yani işte geçen hafta başıma gelen buydu kendimi yaraladım

whilst whilst making my lessons i  know it was very dramatic i was yeah  

derslerimi yaparken bunun çok dramatik olduğunu biliyorum evet

it took me a while to to to bring you round yes  i was i was dazed say you were knocked out but  

öyleydim getirmem biraz zaman aldı döndün evet sersemlemiştim bayıldığını söyle ama   sen

i would say five minutes before you got up yes i  was shocked i was in shock yes you were in shock  

kalkmadan beş dakika önce derdim evet  şok oldum şoktaydım evet sen şoktaydın

but i'm okay now fortunately fortunately i hit  my head which of course is completely empty yes  

ama şimdi iyiyim neyse ki neyse ki kafamı vurdum hangisi kurs tamamen boş evet

so there was no damage no damage because there  was nothing there to damage no that's it that's  

yani hasar yoktu hasar yok çünkü orada zarar verecek hiçbir şey yoktu

that's what i was going for there yes  definitely so let's have a look at today's other  

feature there is a little feature that i want  to show to everyone in the world we have road  

dünyadaki herkese yolumuz olduğunu göster

and i suppose you could say street words would  that sound about right steve would you would you  

ve sanırım sokak kelimeleri söyleyebilirsin  bu doğru Steve'le ilgili olabilir mi

i don't know i haven't been part of the planning  process of this lesson would that be a good  

bilmiyorum bu dersin planlama sürecinin bir parçası olmadım  bu iyi olur mu

a good description well if that's the picture  you're showing i would say yes road idioms  

iyi bir açıklama peki eğer resim buysa gösterdiğiniz resim evet yol deyimleri derdim   tamam araba

okay driving yes here we go here we go then this  is it steve right let's not waste any more time  

sürmek evet işte gidiyoruz işte başlıyoruz o zaman bu steve doğru mu daha fazla zaman kaybetmeyelim  işte

here here we go we are now going to look at some  idioms connected with roads and being on the road  

başlıyoruz şimdi bakacağız yollarla ve yolda olmakla ilgili bazı deyimler   caddenin

in the street up the street  and generally driving around

yukarısındaki sokakta ve genellikle etrafta araba sürmek

what a strange sound mr steve i don't know what  was happening burping you you were bringing up air

ne kadar garip bir ses Bay Steve

steve was bringing up air so idioms here we  go they're road idioms and there are there are  

hadi onlar yol deyimleri ve

quite a few so we will get through as many as  we can we are now going to take a look at some  

epeyce var   bu yüzden elimizden geldiğince  çoğunu ele alacağız şimdi bazı  yönlerden yararlı olabilecek

idioms connected to roads and streets idioms  that might be useful in some ways so let's have  

yollar ve sokak deyimleri  ile bağlantılı bazı deyimlere göz atacağız o yüzden haydi

a look at the first one shall we without any more  hesitation oh something is right up your street  

ilkine bir göz atalım daha fazla tereddüt etmeden ah bir şey tam karşınızda

something is right up your street what does  that mean that means it's something that you  

bir şey tam karşınızda  bu ne anlama geliyor  bu sizin

somebody thinks you would really like  yes or something that is very appropriate  

birinin gerçekten hoşunuza gideceğini düşündüğü bir şey evet veya çok uygun bir şey

yes or something that is very suitable  for a person something that goes well with  

evet veya bir kişi için çok uygun bir şey o kişiyle iyi giden bir şey

that person maybe a type of career job maybe  something that they might decide to do as a hobby  

belki bir tür kariyer işi belki hobi olarak yapmaya karar verebilecekleri bir şey   ah

oh i want to do stamp collecting as a hobby well  i know that you are very interested in stamps  

ben bir hobi olarak pul koleksiyonculuğu yapmak istiyorum peki biliyorum pullarla ilgileniyorum

so that hobby will be right up your street yes it  is very suitable for you you might uh for example  

böylece hobi tam size göre olacak evet sizin için çok uygun olabilir uh örneğin

i might being interested in cars uh might want to  join a car club and mr duncan might say oh i do  

arabalarla ilgileniyor olabilirim uh bir araba kulübüne katılmak isteyebilir ve Bay Duncan ah, yaparım

that that'll be right up your street that will  in other words it's giving the indication that  

bu olur diyebilir sokağınızın hemen yukarısında olacak başka bir deyişle,

uh it's he would be easy for you to do would  probably be something you'd really enjoy doing  

onun sizin için kolay olacağının göstergesini veriyor      evet evet sizin için olumlu olacak bir şey  yapmanıza izin verebilecek  bir şey olabilir

yes yes something that would be favourable  to you something that might allow you to use  

a certain ability something that you could do  so yes something that's right up your street and  

belirli bir yeteneği kullan, yapabileceğin bir şey yani evet, sokağın yukarısında olan bir şey ve

somebody would say that to you if they know you  quite well if they don't know you very well they  

birileri size şunu söyler, eğer sizi çok iyi tanıyorlarsa , sizi çok iyi tanımıyorlarsa

wouldn't say that that would be said by somebody  that knows you very well yes that's right up  

bunun sizin tarafınızdan söyleneceğini söylemezler sizi çok iyi tanıyan biri evet bu doğru yukarı

your street perfect yes suitable for you it is  right up your street so there is our first one  

sokağınız mükemmel evet size uygun  tam sizin sokağınızda yani bizim ilkimiz var

we're going to get through these quite quickly  here's another one road and street idioms  

bunları oldukça hızlı bir şekilde aşacağız işte başka bir yol ve sokak deyimi

ah this is a road hit the road this is something  we're going to be doing in around about 15 minutes  

ah bu bir yol yola çıktı bu yaklaşık 15 dakika sonra yapacağımız bir şey

from now we're gonna hit the road it means you're  leaving it means you are getting out of there  

bundan sonra yola çıkacağız bu ayrıldığınız anlamına gelir oradan çıkıyorsunuz   gitmekte olduğunuz

you are leaving a place you are about to go  you are going to hit the road you are about  

bir yerden ayrılıyorsunuz gitmek için yola çıkacaksın gitmek üzeresin

to go you might be at a party yeah a party and  you look at your watch and you say to somebody  

bir partide olabilirsin evet bir parti ve saatine bakıyorsun ve birine

it's getting late let's hit the road time to  go time to go uh and it gives an indication  

geç oluyor hadi yola çıkalım diyorsun gitme zamanı gitme zamanı uh ve o

that you've got a bit of a journey ahead of you  as well um but you could say even if you live  

önünüzde biraz bir yolculuk olduğunun göstergesidir um, ancak yolun aşağısında yaşıyor olsanız bile diyebilirsiniz,

down the road but normally it means you're  going to get in a car and drive somewhere  

ancak normalde bu bir  arabaya binip bir yere gideceğiniz anlamına gelir   işte bu

that's it usually that's it but not necessarily  but quite often well look look it's getting late  

genellikle budur ama zorunlu değil ama çoğu zaman bak geç oluyor

i think i think we should hit the road because we  have a long journey ahead of us yes so there we go  

bence yola çıkmalıyız çünkü önümüzde  uzun bir yolculuk var evet, işte başlıyoruz

it doesn't mean that you go outside with a hammer  and start hitting the tarmac it doesn't mean that  

bu, bir çekiçle dışarı çıkıp başlamanız anlamına gelmez asfalta çarpmak şu anlama gelmez

no it refers really to to you driving on the road  you are hitting the road and you are moving in  

hayır gerçekten yolda araba sürüyorsunuz anlamına gelmiyor yola çıkıyorsunuz ve

a certain direction says like the song hit the  road jack okay get to the end of my sentence

belirli bir yöne ilerliyorsunuz diyor şarkı gibi diyor yola çarp  kriko tamam cümlemin sonuna gelin vur

hit the road jack is that from hit the road jack  and don't you come back no more no more no more no  

yol krikosu, yol krikosuna çarp ve artık geri gelme krikosuna

hit the road jack and don't you come back no more

çarp ve artık geri gelme

so that's suggesting that they want  them to leave and not come back  

yani bu, onların ayrılmalarını ve geri gelmemelerini istediklerini gösteriyor yola

hit the road jack go leave there we go so yes okay  it's another one oh you might explore new avenues  

çık kriko git oradan gidiyoruz yani evet tamam başka bir tane oh yeni caddeler keşfedebilirsin   cadde

avenue of course an avenue is a type of street a  type of road normally secluded quite often lined  

elbette bir cadde türüdür normalde tenha bir yol türüdür   genellikle

with trees so you might find that avenues are  quite narrow but also quite often they will have  

ağaçlarla kaplıdır   bu nedenle caddelerin oldukça  dar ama aynı zamanda oldukça sık

trees along them as you go along a small road  maybe gaining access to a larger road or maybe  

yanlarında  ağaçlar olacak, siz küçük bir yolda giderken belki daha büyük bir yola veya

someone's house there is a little avenue taking  you towards a special place but if you explore new  

birinin evine erişim elde ederken  sizi özel bir yere götüren küçük bir cadde vardır, ancak yeni

avenues yes that means you're uh you're  expanding your interests in some way  

evet bu, siz olduğunuz anlamına gelir ilgi alanlarınızı bir şekilde genişletiyorsunuz

and maybe seeking out new hobbies or skills yes  a new venture yes just as uh yes so an avenue  

ve belki yeni hobiler veya beceriler arıyor olabilirsiniz evet yeni bir girişim evet aynen uh evet yani bir cadde

really is like a sort of a posh street yeah if  you if you live on an avenue uh then you would  

gerçekten bir tür lüks cadde gibidir evet eğer  bir caddede yaşıyorsanız uh o zaman

that would give the suggestion that you live  in quite a well-to-do expensive neighbourhood  

bu, oldukça iyi durumda olan pahalı bir mahallede yaşadığınızı düşündürürdü

so if you're if your address has avenue after it  number two something avenue something avenue yes  

yani eğer adresinizde iki numaradan sonra cadde varsa  iki numaralı cadde bir cadde evet

number two garden avenues or woodland avenues  if you've got avenues in your address it would  

iki numaralı bahçe caddeleri veya ormanlık caddeler adresinizde caddeler var bu

suggest that you live in quite a well-to-do posh  place yes okay because as mr duncan says there'll  

oldukça hali vakti yerinde lüks bir yerde yaşadığınızı gösteriyor evet tamam çünkü bay duncan'ın dediği gibi

be trees lining the road they'll probably be  decorative pavements there's a place there's  

yol boyunca ağaçlar olacak muhtemelen dekoratif kaldırımlar olacak bir yer var bir yer var

a famous place in i think it's in new york fifth  avenue so fifth avenue is where all the high class  

ünlü yer bence new york beşinci caddede yani beşinci cadde tüm yüksek sınıf

shops and businesses are fifth avenue and lewis  says avenue sean's elise ah yes wide open big

mağaza ve işletmelerin beşinci cadde olduğu ve lewis caddenin sean's elise olduğunu söylüyor ah evet geniş açık büyük geniş

expansive very plush plush very decorative  it's not just a street a street is just could  

çok peluş peluş çok dekoratif bu sadece bir sokak değil herhangi bir yer

be anywhere it's an avenue the avenue of the  champions yes the victors le champs-elysees  

olabilir bu bir cadde şampiyonların bulvarı evet the victors le champs-elysees

i didn't know that the champs-elysees was an  avenue so thank you for that lewis and hello lewis  

champs-elysees'in bir bulvar olduğunu bilmiyordum bu yüzden lewis ve merhaba lewis

um what does the phrase hit the bricks mean  i've never heard of it never heard of that  

um ifade tuğlaları vurdu ne demek yani hiç duymadım hiç duymadım   hiç duymadım

never heard of hit the bricks  i've heard of hit the sack  

vur tuğlaları duydum çuvala vur

you can hit the sack which means go to bed  yes you can hit hit the bottle which means  

çuvala vurabilirsin, yani yatağa git  evet vurabilirsin şişeye vurabilirsin, yani

to start drinking alcohol in large quantities  you can hit the misses no no no all the mister  

alkol içmeye başlamak anlamına gelir büyük miktarlar ıskalayabilirsin hayır hayır tüm bayım   yapma şunu yapma şunu

don't do that don't do that don't do that  that's and that's bad explore new avenues  

yapma  bu ve bu kötü yeni yollar keşfet

if you're exploring new avenues that that phrase  means that uh i mean it's suggesting that you're  

yeni yollar keşfediyorsan bu ifade demek istediğim şey bu sizin

going to visit somewhere uh but of course what  you're actually visiting is maybe a new hobby  

bir yeri ziyaret edeceğinizi düşündürüyor uh ama tabii ki aslında  ziyaret ettiğiniz şey belki yeni bir hobi

yes or a new circle of friends something like that  so you were going off in a different direction you  

evet veya yeni bir arkadaş çevresi bunun gibi bir şey yani farklı bir yöne gidiyordunuz

were exploring something or going something going  somewhere to do something you've never done before  

bir şey keşfediyordunuz veya gidiyordunuz daha önce hiç yapmadığınız bir şeyi yapmak için bir yere gitmek

you are going to explore new avenue maybe you're  sick to death of your existing group of friends  

yeni bir cadde keşfedeceksiniz belki mevcut arkadaş grubunuzdan ölesiye bıktınız

and you want to go off and explore uh new  avenues new places to meet new people but  

ve yeni insanlarla tanışmak için yeni yollar keşfetmek, yeni yerler keşfetmek istiyorsunuz ama

that might also be fresh fields yes fresh fields  yes fresh fields here's another one steve is often  

bu aynı zamanda taze tarlalar da olabilir evet taze tarlalar evet taze tarlalar işte bir tane daha steve sık sık

what streets ahead mr steve is often streets  ahead of others well it depends no one has ever  

hangi caddelerin ilerisinde Bay Steve'in çoğu zaman diğerlerinin önünde sokaklar olabilir hiç kimsenin

described me as being streets ahead of anything  your streets are head in certain things there must  

beni herhangi bir şeyin önünde sokaklar olarak tanımlamadığına bağlıdır sizin sokaklarınız kesindir bazı şeyler olmalı   bir

be something there must be at least one thing you  are streets ahead in your knowledge of cars oh yes  

şey olmalı en az bir şey olmalı arabalarla ilgili bilginizde sokaklar öndesiniz oh evet

i'm streets ahead yes there you go it just means  that you are you know a lot more than other people  

ben sokaklar öndeyim evet işte buyrun bu sadece  siz olduğunuz anlamına gelir diğer insanlardan çok daha fazla şey biliyorsunuz

on whatever subject it is you're talking about  or you're quicker than them you've somehow gained  

her ne konuda bunlardan mı bahsediyorsun yoksa onlardan daha hızlısın bir şekilde

an advantage that's it uh over them in some way  that's a good one let's think of another example  

bir avantaj elde ettin mi bir şekilde onlara göre bu iyi bir örnek düşünelim başka bir örnek düşünelim takdirinde

that you could you could be streets ahead in your  in your appreciation of fashion for example you  

sokaklarda önde olabilirsin örneğin modanın

could wear all the best fashionable clothes and  stuff like so they're streets ahead but they're  

en iyi moda kıyafetlerini ve benzeri şeyleri giyebilirsin, bu yüzden önlerinde sokaklar var ama onlar

i suppose yeah exactly or let's think i like to  give lots of examples ability is a good one you  

tam olarak öyle sanırım ya da bir sürü örnek vermeyi sevdiğimi düşünelim yetenek iyi bir şey

see that's that's the one we tend to use abilities  yes you are streets ahead in your ability to to do  

görüyorsun işte bu o becerileri kullanma eğilimindeyiz evet, matematik yapma becerinizde bir sokak öndesiniz

maths maybe you are the best in your classroom  so maybe if you are in a class and you are the  

belki sınıfınızda en iyisisiniz  yani belki bir sınıftaysanız ve

best one in the class we could say you are streets  ahead of the other students are you streets ahead  

sınıfın en iyisiyseniz, sizden çok önde olduğunuzu söyleyebiliriz diğer öğrenciler siz ingilizce

of your students when it comes to learning  english yes you might be streets ahead with your  

öğrenmek söz konusu olduğunda öğrencilerinizden sokaklar ileridesiniz  evet İngilizce pratiğinizde siz sokaklar önde olabilirsiniz evet

with your english practice yes of course obviously  that that's suggesting that if you were in a car  

tabii ki bu, bir arabanın içindeyseniz

or walking you you were you were a long way  further than your colleagues here's another one  

veya sizinle yürüyorsanız bir uzun iş arkadaşlarınızdan daha ileride işte bir tane daha

this is something that we often hit you hit this  when you are going along the road and suddenly  

bu bizim sık sık çarptığımız bir şey yol boyunca giderken size  buna vurun ve aniden

you hit a dead end a dead end something  yes now now this can be used in many ways  

bir çıkmaza girersiniz bir çıkmaz sokağa bir şey evet şimdi şimdi bu birçok şekilde kullanılabilir

maybe more ways than you actually  realize so a dead end on the road  

belki daha fazla şekilde aslında fark ettiğinizden bu yüzden yoldaki çıkmaz sokak   içinden

means a road that you can't pass through so  you come along and suddenly the road ends  

geçemeyeceğiniz yol anlamına gelir ve gelirsiniz ve aniden yol biter   ve çıkmaz sokağa

and you you reach a dead end you can't go any  further of course there would be a signpost at  

ulaşırsınız daha fazla gidemezsiniz tabii ki bir o yolun başındaki tabela direği,

the start of that road to indicate to you that if  you drive down there you you'd have to turn around  

oraya  arabayla aşağı inerseniz geri dönüp geri dönmeniz gerektiğini

and come back because it was a dead end that's  it it just doesn't go anywhere it's going nowhere  

çünkü bu bir çıkmaz sokaktı, öyle  hiçbir yere gitmiyor  hiçbir yere gitmiyor

it's usually a t isn't it it's usually a dead  end is usually like that a sign uh for for a road  

genellikle bir t değil Bu genellikle bir çıkmaz sokaktır, genellikle böyle bir yol için bir işarettir

but yes so that's what it would mean if we were  talking about with a street or a road a road that  

ama evet, yani bir sokak veya yoldan bahsediyor olsaydık,

goes nowhere it's probably a big barrier at the  end yes a dead end yes you cannot go any further  

hiçbir yere gitmeyen bir yoldan bu muhtemelen büyük bir engel olduğu anlamına gelirdi. son evet bir çıkmaz sokak evet daha ileri gidemezsiniz

you have come to the end of the road it is a dead  end you can't go any further however we can just  

yolun sonuna geldiniz bu bir çıkmaz  daha ileri gidemezsiniz ancak biz sadece

we can describe a job maybe your career is is  boring maybe there are no prospects in the future  

bir iş tarif edebiliriz belki kariyeriniz sıkıcı  belki vardır gelecekte

of having a promotion maybe your job will never  change for the rest of your life you will be do  

bir terfi alma ihtimaliniz yok belki işiniz hayatınızın geri kalanında asla değişmeyecek yapacaksınız yapacaksınız

you will be i don't know why i'm looking  at you when i say this you'll be looking  

neden size baktığımı bilmiyorum bunu söylediğimde siz

ahead and you you will realize that your job will  never change you are in a dead-end job a dead end  

ileriye bakacaksınız ve işinizin asla değişmeyeceğini anlayacaksınız çıkmaz bir iştesiniz çıkmaz bir

job it means it means there are no prospects no  promotions no increase in your salary nothing for  

iş bu demektir ki hiçbir olasılık yok terfi yok maaşınızda artış yok hiçbir

whatever reason maybe you've reached the limit of  your ability maybe there are other people in jobs  

nedenle   her ne sebeple olursa olsun belki sınıra ulaştınız yeteneğin belki de

that you might want to do that have been there  for a long time and they're not going to leave  

uzun süredir orada olan ve işi bırakmayacak olan, yapmak isteyebileceğin başka insanlar vardır, o işte

you've got no prospects of advancement in that  job so you become bored and you say i'm in a  

ilerleme ihtimalin yoktur, bu yüzden sıkılırsın ve ben dersin

dead-end job yes and uh you might decide that  you want to to leave and explore new avenues yes  

çıkmaz bir işteyim evet ve uh ayrılmaya ve yeni yollar keşfetmeye karar verebilirsiniz evet   işte bu kadar

that's it you see they're connected oh well done  i like that awesome streets ahead of everyone else  

bağlantılılar oh aferin o harika sokakları herkesten önde seviyorum

also dead end has another use does it yes  if you are trying to come to a decision or  

ayrıca başka bir çıkmaz sokak daha var evet bir karara varmaya çalışıyorsanız veya   bir şey

maybe if you are trying to get information about  something yes maybe you are investigating a crime  

hakkında bilgi almaya çalışıyorsanız  evet belki bir suçu araştırıyorsunuz

but unfortunately you can't find any clues  you are not doing very well you are not  

ama maalesef herhangi bir ipucu bulamıyorsunuz pek iyi yapmıyorsunuz

doing a very good job of investigating that  crime you have come to a dead end you're not  

yapmıyorsunuz bu suçu araştırmak için çok iyi bir iş çıkmaza girdiniz

making any progress no whatever it is you're  not you can have a project at work mr duncan  

herhangi bir ilerleme kaydetmiyorsunuz hayır her neyse değilsiniz işte bir projeniz olabilir bay duncan işte

there is always a project at work and you can't  make any progress in it because you need more  

her zaman bir proje vardır ve bunu yapabilirsiniz' ilerleme kaydetme çünkü bir yerden daha fazla

information from somewhere you maybe need to go  and talk to someone or do something you can say  

bilgiye ihtiyacın olabilir belki gidip birisiyle konuşman veya bir şeyler yapman gerekir diyebileceğin bir

i've reached a dead end i can't go any further  with this i need help that's a good one yes a  

çıkmaza girdim daha fazla ilerleyemem bu konuda yardıma ihtiyacım var bu iyi bir şey bir evet bir

dead end there there there is no new information  i can't find any more information unfortunately  

çıkmaz sokak var yeni bilgi yok daha fazla bilgi bulamıyorum ne yazık ki

we have reached a dead end valentina says that  in italy we call it a blind street oh yes yeah  

bir çıkmaz sokağa geldik valentina diyor ki İtalya'da buna kör sokak diyoruz oh evet evet

in french they call it a cul-de-sac that's true  cul-de-sac which literally means bottom of the bag  

Fransızca'da buna cul-de diyorlar -sac bu doğru cul-de-sac, kelimenin tam anlamıyla çantanın dibi anlamına gelir

it's very interesting that  literally is what cul-de-sac means  

çok ilginç cul-de-sac'ın kelimenin tam anlamıyla

the bottom of the bag we use that phrase here  if you live in a cul-de-sac it means you live  

çantanın dibi anlamına gelmesi   bu ifadeyi burada kullanıyoruz  bir çıkmaz sokakta yaşıyorsanız yaşadığın anlamına gelir

you live in an area where the road doesn't go  all the way through where the houses are there  

yolun evlerin olduğu

is a dead end somewhere so your street  is a dead end you cannot pass through  

yerden geçmediği bir bölgede yaşıyorsun   bir yerlerde çıkmaz sokak yani senin sokağın içinden geçemezsin

here's another one steve has we have five  minutes more oh you might in your life  

işte bir tane daha steve beş dakikamız var daha ah hayatınızda

have setbacks something that causes your plans to  to fail or stop you might find yourself being used  

aksilikler yaşayabilirsiniz planlarınızın başarısız olmasına veya durmasına neden olan bir şey kendinizi

for a certain period of time by your  employer but then suddenly they decide  

belirli bir süre işvereniniz tarafından kullanılmış olarak bulabilirsiniz ama sonra aniden

to get rid of you they say i'm sorry you've done  a very good job but unfortunately we don't need  

sizden kurtulmaya karar verirler özür dilerim derler çok iyi bir iş çıkardık ama ne yazık ki artık size ihtiyacımız yok bu yüzden güle güle

you anymore so goodbye you have been kicked to the  curb yes so when we say curb yes the implication  

kaldırıma tekmelendiniz evet yani kaldırıma evet dediğimizde bunun anlamı

the curb of course is the is that you've got the  road the curb is the is the edges of the road  

kaldırım elbette ki yolun sizde olduğudur kaldırım kaldırımdır yolun kenarlarıdır

um the far edges of the road and of course if  you're driving along and doing very well you'll  

um yolun uzak kenarlarıdır ve tabii ki  uzun sürüyorsanız ve çok iyi gidiyorsanız,

be driving along the road quite well but if you  if something happens in the car and it goes wrong  

yolda oldukça iyi sürüyorsunuzdur, ancak eğer  arabada bir şey olursa ve giderse yanlış

your car breaks down it'll have to go  over into the curb you'll have to stop  

arabanız bozulur  kaldırıma gitmek zorunda kalacaksınız

um in the curb which is the the far edge of  the road so in this um what you're saying here  

um yolun uzak kenarı olan kaldırımda durmak zorunda kalacaksınız yani bu um burada demek istediğiniz

is that if if your job has been kicked to the  curb then it's just like the car breaking down  

eğer işiniz kaldırıma tekmelendiyse o zaman tıpkı arabanın bozulması gibi   bitti bitti oldu

it's finished it's it's had it we often use it  to describe a person who has been disposed of  

oldu bunu

quite often in a job or maybe in a relationship  of course maybe you are having a very long-term  

sık sık bir işte veya belki bir ilişkide elden çıkarılan bir kişiyi tanımlamak için kullanırız  tabii ki belki de bir ilişki yaşıyorsunuzdur

relationship with someone very beautiful and  attractive but then suddenly they find someone new  

çok güzel ve çekici biriyle çok uzun süreli bir ilişki ama sonra aniden yeni birini bulurlar

they find someone even more beautiful and even  more attractive and so you find yourself being  

daha da güzel ve daha çekici birini bulurlar ve bu yüzden kendinizi

kicked to the curb you are kicked to the side  of the road useless yes goodbye belarusia and i  

kaldırıma atılmış bulursunuz yolun kenarına atılırsınız işe yaramaz evet güle güle belarusia ve ben

send my wishes to you i hope you're feeling  uh better duncan's been telling me about your  

size dileklerimi gönderiyorum umarım daha iyi hissediyorsunuzdur duncan bana ameliyatınızdan bahsediyor bugün sizi

operation i'm glad to glad to see you here  today and also uh thank you very much for  

burada gördüğüme sevindim ve ayrıca

informing me as well of what was happening i  love receiving your messages by the way if you  

neler olduğu hakkında beni bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ederim bu arada mesajlarını almayı seviyorum eğer

want to send messages you are more than welcome  to do so it is always good to hear from you

mesaj göndermek istersen hoşgeldin bu yüzden senden haber almak her zaman güzel bir mesaj daha

would you like another one steve yes please i  think we've got got time for a couple of more  

ister misin steve evet lütfen sanırım birkaç mesaj için zamanımız var daha fazla

idioms road and street idioms kick to the curb  or is it with a k over the c um okay isn't it  

deyimler yol ve sokak deyimleri kaldırıma tekme veya k over the [ __ ] ile mi tamam değil mi   onu a

is it have i spelt it with a oh wait i i may  have spelt it wrong have i spelt curb wrong

ile mi yazdım oh bekle i yanlış yazmış olabilirim kaldırımı yanlış heceledim mi

oh yes i think i have i think i but wait there yes  yes isn't that not sure well as far as i'm aware  

oh evet sanırım ben i düşündüm ama orada bekle evet  evet emin değil miyim bildiğim kadarıyla

curb is is with a k maybe it can also be spelt  with a c maybe somebody look at that up maybe i  

kaldırım k ile mi belki c ile de yazılabilir belki birisi yukarıya bakar belki ben

had a day off school when we learn that word but  it's very strange yes vanna it means fired at work  

okuldan bir gün izin almıştım bu kelimeyi öğreniyoruz ama çok garip evet vanna işte kovuldu anlamına geliyor

fired if you're fired at work it means you've  lost your job i have a strange feeling it might  

işten kovulduysanız bu işinizi kaybetmişsiniz demektir garip bir his var

be a difference between british and american  english but i would check on that thanks for  

ingiliz ve amerikan ingilizcesi arasında bir fark olabilir ama kontrol ederdim bunun üzerine teşekkürler   bunun

thank you for pointing that out it might be a  very embarrassing mistake on my part you see  

benim açımdan çok utanç verici bir hata olabileceğini belirttiğiniz için teşekkür ederim

okay then here's another one in the gutter in the  gutter that's similar to kick to the curb isn't it  

tamam o zaman işte oluktaki kaldırıma tekmelemeye benzer başka bir tane daha var, değil mi

the gutter is but we don't use the gutter is where  water drains away yeah it's it's normally the very  

oluk öyle ama biz yapmıyoruz oluğu suyun boşaldığı yerdir evet orası normalde bir

far edge of something where things are disposed of  or maybe an area that isn't used of course if you  

şeyin atıldığı çok   uzak kenardır veya belki kullanılmayan bir alandır.

if you go bowling if you like to bowl balls at a  bowling alley hit the side of course where where  

bowling salonu tabii ki

the the ball goes off if you are not very good  quite often your ball will end up in the gutter  

topun   çok iyi değilseniz

so the gutter is usually that's where water  runs off into if you've got guttering around  

yani evinizin etrafında oluklar varsa   genellikle oluk, suyun aktığı yerdir.

your house that's where the water comes  off the roof and goes into the guttering  

su çatıdan gelir ve oluklara gider

guttering in a road is normally by the curb or  just before the curb so the water can flow away  

yoldaki oluklar normalde kaldırımın yanında veya kaldırımın hemen önündedir, böylece su akabilir

so if you're in the gutter if you yourself  are in the gutter that means that you are  

yani siz oluğun içindeyseniz, kendiniz oluğun içindesiniz demektir

hitting a very bad patch in your life maybe  you've lost your job because of course the  

hayatında çok kötü bir döneme giriyorsun belki işini kaybettin çünkü tabii ki

gutter is where all the waste goes yeah all  the waste water all the bits of twigs and  

oluk tüm atıkların gittiği yerdir evet tüm atık su tüm dal parçaları

and uh moss and all sorts of other rubbish go into  the gutter don't they yeah it's mainly water and  

ve yosun ve diğer her türlü çöp gider oluğa girmezler mi evet, esas olarak sudur ve

they go into the drain so if you're in the gutter  then something's gone wrong with your life because  

kanalizasyona giderler, yani eğer oluğun içindeyseniz o zaman hayatınızda bir şeyler ters gitti çünkü

you know you you've come off the main track  yes in life and you're in the gutter you've  

ana yoldan çıktığınızı bilirsiniz evet hayatta ve siz' oluktasın kaldırıma

been kicked to the curb you are now lying in  the gutter of course there is a lovely phrase  

tekmelendin şimdi olukta yatıyorsun tabii ki çok güzel bir tabir var ben

i might be lying in the gutter but i am looking  up at the stars there we go valentina says  

olukta yatıyor olabilirim ama yıldızlara bakıyorum işte gidiyoruz valentina diyor ki

uh uk is curved with a k american is curbed with a  sea that's a relief thank goodness for that i knew  

uh uk kavisli bir k amerikan denizle sınırlanır bu bir rahatlama çok şükür

it must have been right but sometimes when people  say that i i often have little heart attacks  

bunun doğru olması gerektiğini biliyordum ama bazen insanlar benim genellikle çok az kalp krizi geçirdiğimi söylediğinde

because i i suddenly fear that i've got it wrong  even though i know it must be right i i suddenly  

çünkü birdenbire bilmeme rağmen yanlış anladığımdan korkuyorum haklı olmalıyım birdenbire

lose all of my confidence and i feel like jumping  out of the nearest window well mr duncan had you  

tüm güvenimi kaybediyorum ve en yakın pencereden atlamak geliyor içimden pekala bay duncan o kadar

got that wrong we'd have had to kick you to the  curb i would have been in the gutter i would have  

yanılmış olsaydınız sizi kaldırıma tekmelemek zorunda kalırdık olukta olurdum

been in the gutter kicked to the curb you can say  i feel like i'm in the gutter if you're having a  

olurdum kaldırıma tekmelenmiş olukta diyebilirsin  çukurdaymışım gibi hissediyorum  eğer

bad day at work everything's going wrong you can  you can say you feel like you're in the gutter  

iş yerinde kötü bir gün geçiriyorsan her şey ters gidiyor diyebilirsin  kendini çukurdaymış gibi hissettiğini söyleyebilirsin

it's almost time it's almost time for us to go  i think we'll have one more here's a good one  

neredeyse zamanı geldi bizim için neredeyse gitme zamanı sanırım bir tane daha alacağız işte iyi bir tane   bu

so so this is one more to do with roads driving  on the roads something i do very often mr duncan  

yüzden bu, yollarda sürmekle  ilgili  yollarda  çok sık yaptığım bir şey  Bay Duncan

or you used to when i was out and about this is  something mr steve likes to do when he's driving  

veya ben dışarıdayken siz de yapardınız ve bununla ilgili bay steve'in arabasıyla dolaşırken yapmayı sevdiği bir şey

around in his car maybe he likes to drive  a little faster than he should he likes to  

belki de olması gerekenden biraz daha hızlı sürmeyi seviyordur

burn rubber if you say you're going to burn rubber  if you're driving it means that you're going to  

lastik yakmayı seviyorsa lastik yakacağını söylüyorsan araba kullanıyorsan bunun anlamı sensin'

drive very enthusiastically on the road you're  going to be racing around you're going to be  

yolda çok hevesli bir şekilde araç kullanacaksınız etrafında yarışacaksınız gaz pedalında

putting your foot flat to the floor  in the accelerator and making your  

ayağınızı yere düz basacak ve tekerleklerinizi döndürerek

wheels spin so that the you get the smoke coming  off your wheels yes burn rubber uh but of course  

tekerleklerinizden duman çıkmasını sağlayacaksınız evet lastik yak ama tabii   aceleyle gideceksen

it can also mean leave as well if  you are going to leave in a hurry  

gitmek anlamına da gelebilir

so you might depart from a place but you are  doing it very quickly you will burn rubber you  

yani bir yerden yola çıkabilirsin ama bunu çok  hızlı yapıyorsun lastik

are leaving very quickly in a hurry immediately  without waiting or hesitating you are going

yakacaksın   çok hızlı bir şekilde aceleyle gidiyorsun  hemen beklemekte veya tereddüt etmektesiniz gidiyorsunuz

but you might not be driving off you might be just  sort of walking off very quickly from somewhere  

ama arabayla gitmiyor olabilirsiniz bir yerden çok hızlı bir şekilde çekip gidiyor olabilirsiniz

uh yeah or you could be doing a very good job  at work and you could be miles ahead of all your  

uh evet veya işte çok iyi  bir iş yapıyor olabilirsiniz ve tüm   iş arkadaşlarınızdan kilometrelerce önde olabilirsiniz.

colleagues in your sales or something like that  and people say well he's on fire he's burning  

satışlar veya bunun gibi bir şey ve insanlar onun yandığını söylüyorlar

rubber on five someone might say you're on fire  you're doing you know you're hot you're really  

beşte lastik yakıyor birisi senin yandığını söyleyebilir  yapıyorsun yapıyorsun biliyorsun ateşlisin gerçekten

progressing very quickly and very fast ahead of  everybody else you're burning rubber so it doesn't  

çok hızlı ilerliyorsun ve diğer herkesten çok hızlı ilerliyorsun lastik yakıyor yani bu

mean you're literally in a car you could be in  a car but it could be it could mean that you're  

tam anlamıyla bir arabada olduğunuz anlamına gelmez, bir arabada olabilirsiniz ancak bu, bir

just doing very well in something and you're  being very efficient and very quick very fast  

şeyde çok iyi yaptığınız ve çok verimli ve çok hızlı olduğunuz anlamına da gelebilir

compared to everybody else so we are  in a few moments we are actually going  

diğerlerine kıyasla çok hızlı bu yüzden birkaç dakika sonra gerçekten

to burn rubber it means we are going to drive  off at high speed we are going to leave you for  

lastik yakacağız bu da demek oluyor ki yüksek hızla yola çıkacağız sizi bugün için bırakacağız

today i hope you've enjoyed today's lesson by the  way this live stream yes we are back for october  

umarım bugünün dersinden keyif almışsınızdır bu arada bu canlı yayın evet ekim ayına geri döndük

after having our little rest during september  we are both very well thank you for your concern  

eylül boyunca biraz dinlendikten sonra ikimiz de çok iyiyiz ilginiz için teşekkür ederiz

neither of us has covered nothing like that we  are okay we can say it by the way now because  

hiçbirimiz böyle bir şeyi ele almadık biz iyiyiz bu arada şimdi söyleyebiliriz çünkü

lots of people are saying it on youtube i  think youtube now allows you to say it so  

birçok kişi youtube'da söylemek bence youtube artık bunu söylemenize izin veriyor, yani bu

that is no longer a forbidden word you know what  we didn't do today mr duncan what didn't we do  

artık yasak bir kelime değil biliyorsunuz bugün ne yapmadık bay duncan ne yapmadık

today we didn't play the sentence game no but  we will be playing the sentence game next sunday  

bugün cümle oyunu oynamadık hayır ama biz önümüzdeki pazar cümle oyunu oynayacağız

oh good i i thought that would cheer you up so  next sunday we will be playing the sentence game  

güzel, bunun seni neşelendireceğini düşünmüştüm, bu yüzden önümüzdeki pazar cümle oyunu oynayacağız

but as i said we have to burn rubber don't forget  we are back with our english attic live stream  

ama dediğim gibi lastik yakmamız gerekiyor unutma  her gün İngilizce tavan arası canlı yayınımızla geri dönüyoruz

every sunday at 2pm uk time before i go can i  also say if you want to make a donation because  

pazar saat 14:00 gitmeden önce bağış yapmak isteyip istemediğinizi de söyleyebilir miyim çünkü   bu

everything i do by the way is free 14 years  nearly 14 years i've been doing this steve  

arada yaptığım her şey ücretsiz 14 yıldır yaklaşık 14 yıldır bu steve yapıyorum

and there is the address going across the screen  right now so if you want to make a donation to  

ve ekranda doğru adres gösteriliyor şimdi,

help my work continue hopefully forever and  ever and ever feel free to drop a donation  

işimin sonsuza kadar devam etmesine yardımcı olmak için bağışta bulunmak istiyorsanız, umarım sonsuza dek bağışta bulunmaktan çekinmeyin

the address is coming across your screen right  now there it is we will have a moment's silence

adres şu anda ekranınıza geliyor  işte burada, bir dakikalık saygı duruşunda bulunacağız

mr duncan i'm going into the kitchen  and i'm going to make a cup of tea  

bay duncan ben gidiyorum mutfağa ve bir fincan çay yapacağım

and a tea i can't wait now we have still  been having our cups of tea and also tea cake  

ve bir çay yapacağım şimdi sabırsızlanıyorum hala çaylarımızı ve ayrıca çaylı kekimizi

we have on sunday but instead i've been watching  columbo and mr steve has been busy in the garden  

pazar günü içiyoruz ama bunun yerine columbo ve mr izliyorum steve bahçede meşgul

very busy very very busy i'm super fit well  goodbye everybody and i look forward to seeing you  

çok meşgul çok çok meşgul ben süper formdayım iyi herkese hoşçakalın ve önümüzdeki hafta sizi   görmeyi dört gözle bekliyorum ve

all next week and see you in a few minutes in the  kitchen i will be with you in a few minutes bye  

birkaç dakika sonra mutfakta görüşürüz  birkaç dakika içinde yanınızdayım hoşçakalın

there is mr steve mr steve is now about to  say goodbye and he's going to burn some rubber

işte bay steve var bay steve şimdi veda etmek üzere ve biraz lastik yakacak

it's always chaos when mr steve is around

Bay steve ortalıktayken hep kaos oluyor o gitti

he's gone now what a great way to end today's live  stream here we go then it's time to say goodbye i  

şimdi bugünün canlı yayınını bitirmek için ne harika bir yol işte başlıyoruz o zaman hoşçakal deme zamanı ben

have to say ta ta in a few moments i hope you've  enjoyed this yes we are back you have noticed that  

birkaç dakika içinde ta ta demek umarım beğenmişsinizdir evet geri döndük fark ettiniz

now we are live once again on youtube every sunday  at 2 p.m uk time don't forget you can also send a  

artık her pazar saat 14:00'te youtube'da bir kez daha canlı yayındayız unutmayın ayrıca

donation as well if you want to help my work  continue forever and ever and ever this is mr  

bağış da gönderebilirsiniz işimin sonsuza dek devam etmesine yardımcı olmak istiyorsanız, bu Bay

duncan saying thanks for watching thank you very  much for your company today yes we will be back  

Duncan izlediğiniz için teşekkürler, bugün şirketinize çok  teşekkür ediyorum, evet

next sunday every sunday 2 p.m uk time and there  will be new lessons popping up on my youtube  

gelecek pazar her pazar saat 14.00'te geri geleceğiz ve yeni dersler belirecek youtube

channel as well so it's two things happening  live streams on sunday and also new lessons as  

kanalımda da iki şey oluyor pazar günü canlı yayınlar ve ayrıca yeni dersler

well and there are some new english lessons on my  youtube channel right now if you haven't seen them  

ve şu anda youtube kanalımda bazı yeni İngilizce dersleri var, eğer onları görmediyseniz

check them out that is it it's almost time  to say goodbye see you maria see you beatriz  

onlara göz atın, neredeyse zamanı geldi veda etmek için görüşürüz maria görüşürüz beatriz

christelle maria zoe lill nice to see you  back as well valentina farah also vitesse  

christelle maria zoe lill seni  tekrar görmek güzel valentina farah ayrıca Vitesse

and not forgetting luis mendes thank you  very much for joining me today i will see you  

ve luis mendes'i de unutmamak üzere bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim bugün

live next sunday don't forget next sunday 2 p.m  uk time and i will be back with you some surprise  

gelecek pazar canlı yayında görüşürüz gelecek pazar günü unutmayın İngiltere saatiyle 14.00 ve yakında bazı sürpriz    derslerle birlikte geleceğim evet,

lessons coming up as well yes there will be some  surprise lessons popping up on my youtube channel  

youtube kanalımda beliren bazı  sürpriz dersler olacak

as well thanks for watching see you soon have  a great sunday enjoy the rest of your week stay  

ayrıca izlediğiniz için teşekkürler, yakında görüşmek üzere  harika bir pazar geçirin, haftanın geri kalanının tadını çıkarın, kalın

happy stay healthy take care and i will see you  all again very soon and of course until the next  

mutlu kalın sağlıklı kendinize iyi bakın ve hepinizi çok yakında tekrar göreceğim ve tabii ki bir dahaki sefere

time we meet here on youtube this is mr duncan and  on behalf of mr steve saying thanks for watching

burada youtube'da buluşana kadar bu Bay Duncan ve Bay Steve adına izlediğiniz için teşekkürler

it's been fun it's been interesting  next sunday we will do it all again

eğlenceliydi ilginçti gelecek pazar görüşeceğiz şimdilik hepsini tekrar yap

ta ta for now  

ta ta

8-)

8-)