MISTERDUNCAN PRESENTS / ENGLISH IN YOUR EAR / LIVE ENGLISH STREAM / 24th March 2019

Oh hello there can you smell what is in the air there is a certain aroma floating around in

Ah merhaba, havada ne olduğunu koklayabiliyor musunuz, şu anda tam arkamda durduğum yerde belirli bir aroma yüzüyor,

the place in which I'm standing right now right behind me there's lots and lots of fresh

garlic growing all over the place and I must admit the aroma is quite strong it is a Super

her yerde çok ama çok taze sarımsak büyüyor ve aromayı kabul etmeliyim. oldukça güçlü bir Süper

Sunday and of course we are live today yes we are coming up today we're talking about

Pazar ve tabii ki bugün canlı yayındayız evet bugün geliyoruz

lots of things including saying sorry do you find it easy to apologise do you find it easy

özür dilemek dahil pek çok şeyden bahsediyoruz özür dilemeyi kolay buluyor musunuz

to say that you are sorry and also do you have a special person in your life to whom

üzgün olduğunuzu söylemeyi kolay buluyor musunuz bir de hayatınızda

you can tell your deepest fears and your worries is there a special person with whom you can

en derin korkularınızı, endişelerinizi anlatabileceğiniz özel bir insan var mı

share your fears in this thing we call life mr. Steve will be here as well joining us

hayat dediğimiz bu şeyde korkularınızı paylaşabileceğiniz özel bir insan var mı bayım? Steve de burada olacak ve

live despite the fact that he's been feeling a little unwell this week he hasn't been very

bu hafta kendisini biraz rahatsız hissetmesine rağmen canlı yayında bize katılacak, pek

well isn't that a shame hopefully today he'll be much better and of course you are more

iyi değil, umarım bugün çok daha iyi olur ve tabii ki

than welcome to join in on the live chat as well because it is a Sunday afternoon it's

hoş geldiniz. canlı sohbete de katılmak için, çünkü bugün bir Pazar öğleden sonra, Birleşik

just after two o'clock here in the UK and this is English in your ear live.

Krallık'ta saat ikiden hemen sonra ve bu canlı İngilizce kulağınızda.

I liked tall speakers I liked wall speakers if that music is wired for sound ooh hello again

Uzun hoparlörleri sevdim Duvar hoparlörlerini sevdim eğer bu müzik ses için kabloluysa ooh merhaba yine

here we go it's a Sunday it's a fun day it's time to improve your spoken English we are

başlıyoruz bugün bir Pazar eğlenceli bir gün konuşma İngilizcenizi geliştirmenin zamanı geldi tekrar tekrar

doing it all over again oh hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today

yapıyoruz oh merhaba millet ben bayım. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın

are you okay I hope so are you happy I really really hope so yes we are live once more these

iyi misin umarım çok mutlusundur gerçekten gerçekten umarım yani evet bir kez daha canlı yayındayız bu

Sundays keep coming around so quickly don't you think so it's Sunday it's live English

Pazar günleri çok çabuk gelmeye devam ediyor sence de bugün Pazar canlı İngilizce

with English in your ear did you do it did you do it then did you do the action okay

kulağınızda İngilizce yaptın mı yaptın sonra eylemi yaptın mı tamam hadi

let's do it again it's Sunday and it's English in your ear oh thank you I could see you doing

tekrar yapalım bugün Pazar ve kulağınızda İngilizce oh teşekkürler bunu yaptığınızı görebildim

it then thank you for joining in thank you for getting into the swing of things today

o zaman katıldığınız için teşekkürler bugün işler

yes it's a beautiful day we have had some glorious weather over the past few days and

evet güzel bir gün son birkaç gündür harika bir hava geçirdik ve

you know I'm going to show you some of the sights we've had such a lovely lovely day

biliyorsunuz size çok güzel bir gün geçirdiğimiz manzaralardan bazılarını göstereceğim hadi

let's have a look at the spring view this is the view that greeted me this morning so

bahar manzarasına bir göz atalım bu bu sabah beni karşılayan manzara bu,

this is early this morning when I open my window this is what I saw oh I do like the

bu sabah erken saatlerde penceremi açtığımda gördüğüm buydu oh

spring weather I'm going to be honest with you I know I say this almost all the time

bahar havasını seviyorum sana karşı dürüst olacağım biliyorum bunu neredeyse her zaman söylüyorum

during this time of year but I love springtime I really do and there you can see on my little

yılın bu zamanı ama baharı gerçekten seviyorum ve orada küçük

damson tree there is now blossom coming out on that particular tree so it looks as if

mürdüm ağacımda görebilirsiniz şimdi o ağaçta çiçekler çıkıyor, bu yüzden sanki

Spring has definitely sprung I think so also there are lots of newborn lambs popping out

Bahar kesinlikle çıkmış gibi görünüyor Sanırım bu yüzden bir sürü yeni doğan kuzu var

around the area which I live and as you know I love the animals I really do I love watching

yaşadığım bölgede ortaya çıkıyor ve bildiğiniz gibi hayvanları seviyorum, gerçekten seviyorum doğayı izlemeyi seviyorum,

nature so we have a few nature video clips to show today also mr. Steve has been doing

bu yüzden bugün de gösterecek birkaç doğa video klibimiz var . Steve

something very important I don't know why but Steve always gets very excited at this

çok önemli bir şey yapıyor, neden bilmiyorum ama Steve yılın bu zamanında hep

time of year he always gets very excited because when the weather gets better it means you

çok heyecanlanır çünkü hava düzeldiğinde bu,

can go out into the garden you see so Steve has been busy doing things in the garden yesterday

gördüğünüz bahçeye çıkabileceğiniz anlamına gelir, bu yüzden Steve olmuştur. dün bahçede bir şeyler yapmakla meşguldü o

he was very busy we will take a look at the thing that Steve did yesterday a little bit

çok meşguldü Steve'in dün yaptığı şeye biraz

later on also coming up lots of questions for you I tell you something there is one

sonra bakacağız ayrıca size bir sürü soru gelecek Size bir şey söylüyorum

question I would like to ask and that is will brexit happen it's been a very dramatic week

sormak istediğim bir soru var ve yani Brexit olacak mı

once again with the plans for the United Kingdom to leave the European Union it was supposed

Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden ayrılma planları ile bir kez daha çok dramatik bir hafta oldu

to happen on the 29th of March that has been canceled we will now not be leaving on the

29 Mart'ta olması gerekiyordu ama iptal edildi artık

29th of March but it looks as if we might be leaving in mid April or even late May so

29 Mart'ta ayrılmayacağız ama görünüşe göre Nisan ortasında veya hatta Mayıs sonunda ayrılıyor olabiliriz, bu yüzden bu

it depends it depends on what happens next week because there is yet another vote to

önümüzdeki hafta ne olacağına bağlı çünkü

decide on whether or not to go ahead or to extend the time needed so many things going

devam edip etmemeye veya çok fazla şeye ihtiyaç duyulan süreyi uzatmaya karar verecek başka bir oylama daha var. devam ediyor

on and today so this is now breaking news mps members of parliament here in the UK are

ve bugün yani bu artık son dakika haberi Birleşik Krallık'ta milletvekilleri

now pressuring Theresa May to resign can you believe it so we might actually have some

şimdi Theresa May'e istifa etmesi için baskı yapıyor, buna inanabiliyor musunuz, bu yüzden bugün gerçekten bazı

breaking news today just in case Theresa May says ok I'm leaving I will sort bricks it

son dakika haberlerimiz olabilir, belki Theresa May tamam ben gidiyorum derse diye. tuğlaları çözecek

out and then I will leave so who knows but a lot of people now putting pressure on tourism

ve sonra ayrılacağım, kim bilir ama şimdi birçok insan turizme baskı yapıyor, gitmen

a saying that you must go you have made a mess of brexit that's what some people think

gerektiğini söylüyor, brexit'i mahvettin, bazı insanlar böyle düşünüyor,

however others disagree so lots of things going on politically at the moment I don't

ancak diğerleri aynı fikirde değil, pek çok şey oluyor. şu anda siyasi olarak

normally like to talk about politics but sometimes it is interesting especially when the things

normalde siyaset hakkında konuşmayı sevmem ama bazen ilginç oluyor, özellikle söz konusu şeyler

in question when the politics concerns your own country so lots of things going on here

siyaset kendi ülkenizi ilgilendiriyorsa, yani burada da dünya çapında pek çok şey olup bitiyor,

also around the world is well including France lots of things going on there also in Venezuela

Fransa da dahil olmak üzere pek çok şey Orada da Venezüella'da oluyor, Afrika'dan

we've had some terrible news stories coming out from Africa also we have some awful news

gelen bazı korkunç haberler aldık ve

stories that have occurred over the past few days from New Zealand so lots of terrible

son birkaç gün içinde Yeni Zelanda'dan gelen bazı korkunç haberlerimiz var,

things also in Holland as well but here on the live stream everything is happy it is

Hollanda'da da birçok korkunç şey var ama burada canlı yayın her şey çok güzel dünyada

nice to know that there are still many many nice people around in the world and by that

hala çok sayıda iyi insan olduğunu bilmek güzel ve bununla

I mean you yes you I don't know why but before I do my live stream before I go on air I always

sizi kastediyorum evet sizi neden bilmiyorum ama canlı yayınımı yapmadan önce yayına girmeden önce her zaman

like to put some aftershave on I don't know why because you can't smell me you can't you

traş losyonu sürmeyi seviyorum neden bilmiyorum çünkü beni koklayamıyorsun

can't tell how I smell but I do like to put a little bit of aftershave on can you see

nasıl koktuğumu anlayamıyorsun ama ben biraz tıraş losyonu sürmeyi seviyorum anlıyor musun

this this is something called Old Spice and this is an aftershave that virtually every

bu bir şey Old Spice denir ve bu, yıllar önce dünyadaki hemen hemen her babanın kullandığı bir tıraş losyonu. Büyüdüğümü

dad in the world used to use many years ago I remember growing up and my father always

hatırlıyorum ve babam her zaman

used this particular brand of aftershave and I don't know why but before I go on air before

bu özel tıraş losyonunu kullanırdı ve neden bilmiyorum ama ben yayına girmeden önce

I go live I always like to put some aftershave on does that make any sense because you can't

git canlı yayına geç her zaman biraz tıraş losyonu sürmeyi severim bunun bir anlamı var mı çünkü

smell the aftershave you're on the other side of the screen it doesn't make any sense mr.

tıraş losyonunun kokusunu alamıyorsun ekranın diğer tarafındasın hiçbir anlamı yok bayım.

Duncan we don't understand what you mean by that let's have a look at the live chat of

Duncan, ne demek istediğini anlamıyoruz, hadi canlı sohbete bir göz atalım

course we are here for the live chat oh by the way outside let's have a look at the outside

tabii ki canlı sohbet için buradayız oh bu arada, önce dışarıdan bir

view first of all so that is now live outside looking across into the distance you can see

görünüme bakalım, yani şimdi dışarıda canlı uzaklara baktığınızda

the rican hill rican that is the name of that particular hill and that is a live view right

rikan tepesini görebilirsiniz rikan o tepenin adıdır ve bu şu

now outside the window as you can see it's a little cloudy it's a little breezy it's

anda pencerenin dışından canlı bir görüntüdür, gördüğünüz gibi hava biraz bulutlu, biraz esintili,

not very warm but it is incredibly sunny it's a beautiful spring day by the way did you

çok sıcak değil ama hava çok sıcak inanılmaz güneşli güzel bir bahar günü bu arada

catch my lovely spring livestream during the week I was on during the week live last Wednesday

benim güzel bahar canlı yayınımı yakaladınız mı hafta içi hafta içi

I did a live stream and it is available on my youtube channel so let's go to the live

canlı yayındaydım geçen çarşamba canlı yayın yaptım youtube kanalımda mevcut o yüzden canlı

chat shall we here we go the live chat is very busy so let's see who is on let's have

sohbete geçelim geldik canlı sohbet çok meşgul bu yüzden kimler var bakalım

a little look at who is on the live chat let's go back shall we a little bit doo doo doo

canlı sohbette kimler var biraz bakalım geri dönelim mi biraz doo doo doo

I wonder who was first on the live chat today do you know because I don't I was too busy

bugün canlı sohbette ilk kim oldu merak ediyorum biliyorsun çünkü ben

setting up the equipment oh it looks as if Emma hello Emma it looks like Emma was first

ekipmanı kurmakla çok meşguldüm oh görünüşe göre Emma merhaba Emma canlı sohbette ilk olarak Emma varmış gibi görünüyor bu

on the live chat so I think you deserve a round of applause

yüzden bir alkışı hak ettiğinizi düşünüyorum

it's not lovely so I hope you enjoyed that and if it is your first time here today don't

bu hoş değil bu yüzden umarım beğenmişsinizdir ve eğer bugün buraya ilk gelişinizse, canlı yayına

forget to let me know that it is your first time on the live stream and I might give you

ilk gelişiniz olduğunu bana bildirmeyi unutmayın ve

some fireworks to celebrate or maybe even we might open a bottle of champagne hmm that

kutlamak için size havai fişekler verebilirim veya hatta belki bir şişe şampanya açabiliriz hmm kulağa hoş geliyor

sounds like a good idea to me so if it is your first time on the live chat please let

benim için iyi bir fikir gibi, bu yüzden canlı sohbete ilk kez giriyorsanız lütfen

me know hello to blue thunder Alamgir go SIA Lilia Simona Martha also Jesus Vega is here

bana bildirin mavi gök gürültüsü Alamgir'e merhaba gidin SIA Lilia Simona Martha ayrıca Jesus Vega da burada

as well I like your name it's a very interesting name hey Rocco is here watching in Malaysia

İsminizi beğendim çok ilginç bir isim hey Rocco burada Malezya'da izliyor

Francisco says good afternoon congratulations mr. Duncan on your new style and for your

Francisco iyi günler diyor tebrikler bay . Duncan yeni stiliniz ve

new short videos well yes I have been trying to post some new lessons every day from Monday

yeni kısa videolarınız için evet, Pazartesi'den Cuma'ya kadar her gün yeni dersler göndermeye çalışıyorum

to Friday but last week mr. Steve was taken ill he wasn't very well so so I actually missed

ama geçen hafta mr. Steve hastalandı, pek iyi değildi, bu yüzden

a couple of days last week for which I apologise but mr. Steve wasn't feeling very well so

geçen hafta birkaç gün kaçırdım, bunun için özür dilerim ama bay. Steve kendini pek iyi hissetmiyordu, bu yüzden

he had a couple of days off work and I took care of him it's true a tiller is here hello

işten birkaç gün izin aldı ve ben onunla ilgilendim, doğru, bir yeke burada merhaba

Attila Irene also we have new char hello new Shah nice to see you here on the live chat

Attila Irene ayrıca yeni karakterimiz var merhaba yeni Shah seni burada canlı sohbette görmek güzel

Akbar is here hello to you Massimo says hi everybody also Nova Pedro is here can I just

Akbar işte size merhaba Massimo herkese merhaba diyor Nova Pedro da burada

say that there is no Belarusian this week because Belarusian has gone to a party however

bu hafta Belarusça yok diyebilirim çünkü Belarusça bir partiye gitti ancak

I do have something to show you that I received during the week from Belarus eeeh would you

size gösterecek bir şeyim var hafta boyunca Belarus'tan aldığım eeeh yapar mısınız

like to see it so here is a drawing that Belarusian did for me mr. Duncan's English in your ear

onu görmek istiyorum, işte Belarusian'ın benim için yaptığı bir çizim bay. Duncan'ın İngilizcesi kulağınıza

now I think the person on the left is me and the person on the right it's mr. Steve I think

şimdi sanırım soldaki kişi benim ve sağdaki kişi de Mr. Steve sanırım

so also I had another lovely picture may fee can I say hello to Mae fee and thank you very

öyle ayrıca güzel bir resmim daha oldu mayıs ücreti Mae ücretine merhaba diyebilir miyim ve

much for your picture as well would you like to see it so here is a picture sent in by

resminiz için çok teşekkür ederim onu ​​da görmek ister misiniz yani işte

Mae fee living in Italy and there you can see myself on the left and mr. Steve on the

İtalya'da yaşayan Mae ücreti tarafından gönderilen bir resim ve orada kendimi solda görebilirsiniz ve bay. Sağdaki Steve çizimde

right although I don't know why I look a little bit fat in that drawing am I really that fat

neden biraz şişman göründüğümü bilmiyorum ama gerçekten o kadar kilolu muyum

I'm not sure but thank you very much Mae fee for that I will definitely continue my diet

emin değilim ama çok teşekkür ederim Mae ücreti böyle görünürsem diyetime kesinlikle devam edeceğim

if I look like that I think I will continue with my diet for at least another five years

Diyetime en az beş yıl daha devam edeceğimi düşünüyorum

and there is mr. Steve I must admit I like the drawing of mr. Steve he looks quite good

ve Mr. Steve itiraf etmeliyim ki Mr. Steve oldukça iyi görünüyor

actually I do like that yes that's that's that's quite nice thank you very much mavey

aslında bundan hoşlanıyorum evet bu oldukça güzel teşekkür ederim mavey

thank you for reminding me that I need to stick to my diet I think so lots of things

bana diyetime bağlı kalmam gerektiğini hatırlattığın için teşekkür ederim bugün pek çok şey

coming up today lots of questions including do you have a person who you confide in if

geliyor birçok soru var mı güvendiğiniz bir kişiye

you confide it mean means you say something or tell something to a person who you trust

bir şey söyleyeceğiniz veya bir şey söyleyeceğiniz anlamına gelir, bu

a person who you can rely on to keep the thing secret so do you have a person to whom you

bir şeyi gizli tutacağına güvenebileceğiniz bir kişidir, bu nedenle en

like to share your deepest fears or your deepest worries maybe it is a member of your family

derin duygularınızı paylaşmak istediğiniz bir kişi var mı? korkularınız veya en derin endişeleriniz belki ailenizin bir üyesi

perhaps a friend maybe a friend who is very close to you or some people of course like

belki bir arkadaşınız belki size çok yakın bir arkadaşınız veya bazı insanlar

to keep Diaries they like to write Diaries now when I was younger I used to keep a diary

günlük tutmayı seviyorlar onlar günlük yazmayı seviyorlar şimdi ben küçükken ben günlük tutardım

I used to write Diaries all the time every year I would write all of things down including

Her yıl sürekli Günlükler yazardım Kötü şeyler de dahil her şeyi yazardım

the bad stuff and to be honest with you there was a lot of bad stuff so I used to keep a

ve dürüst olmak gerekirse çok fazla kötü şey vardı bu yüzden

diary many years ago but I don't do it anymore I suppose in a way you could use social media

yıllar önce günlük tutardım ama tutmuyorum Artık sanırım sosyal medyayı

is a kind of diary especially websites like Twitter so quite often I like to record things

bir tür günlük olarak kullanabilirsiniz, özellikle Twitter gibi web siteleri, bu yüzden sık sık yaptığım şeyleri kaydetmeyi seviyorum,

that I've done make a note of them on Twitter and then I like to go back and have a look

onları Twitter'da not alıyorum ve sonra geri dönüp sahip olmak istiyorum.

at the timeline I like to see what I did on a certain day in the past talking of which

zaman çizelgesine bir bakış geçmişte belirli bir günde ne yaptığımı görmek istiyorum hangisinden bahsediyorum

would you like to go back in time right now to 2013 on this day way back in 2013 take

şimdi 2013'e geri gitmek ister miydin bu gün 2013'te çok gerilere bir

a look at this so this is the view that was outside my window six years ago today yes

bak öyleyse bu altı yıl önce bugün penceremin dışındaki manzara evet

and there you can see lots of snow on the ground and that is the site that I saw on

ve orada yerde çok fazla kar görebilirsiniz ve bu,

this day in 2013 around about two months after moving into my house and that is the view

2013'te bu gün evime taşındıktan yaklaşık iki ay sonra gördüğüm site ve bu manzara

that I saw on this day in 2013 we had such a lot of snow six years ago today here is

2013'te bugün bir gün gördüm çok kar yağıyordu altı yıl önce bugün işte

another view look at that but today what is the weather like today outside well this is

başka bir manzara şuna bak ama bugün dışarıda bugün hava nasıl peki

what it looks like today a little different a little Karma and as you might have seen

bugün böyle görünüyor biraz farklı biraz Karma ve

no snow on the ground whatsoever so that's pretty good I like that I like snow but sometimes

yerde hiç kar görmemiş olabilirsiniz, bu oldukça iyi, karı severim ama bazen

I also like the sunshine as well talking of outside we went for a lovely walk yesterday

güneş ışığını da severim, dışarıda konuşurken dün güzel bir yürüyüşe çıktık bayım

mr. Steve and myself and we we met up with some lovely furry animals would you like to

. Steve ve ben ve biz bazı sevimli tüylü hayvanlarla buluştuk

see them these are some animals that we met yesterday whilst walking around can you see

onları görmek ister misiniz bunlar dün dolaşırken tanıştığımız bazı hayvanlar

these are young highland cattle and as you can see they very long hair their hair is

bunlar genç yayla sığırları ve gördüğünüz gibi çok uzun tüyleri var.

very long because they normally live in Scotland and for those who know Scotland you will know

çok uzun çünkü normalde İskoçya'da yaşıyorlar ve İskoçya'yı tanıyanlar bilecektir

that during the winter it gets very cold and very snowy so there you can see a couple of

ki kış aylarında hava çok soğuk ve çok karlı olur, bu nedenle orada birkaç

lovely animals our and these are babies so these are young highland cattle they're not

sevimli hayvan görebilirsiniz ve bunlar yavru, yani bunlar genç yayla sığırları onlar

adults they are actually young ones and as you can see they are a little hungry because

yetişkin değiller aslında gençler ve gördüğünüz gibi biraz açlar çünkü

they are eating the straw but I think they are so lovely the only thing that worries

saman yiyorlar ama bence o kadar sevimliler ki beni endişelendiren tek şey

me are the horns I wouldn't like to upset this particular animal I think I might get

boynuzları Bu konuyu özellikle üzmek istemem hayvan Sanırım

hurt because those horns look very sharp so there it is one of the lovely animals that

incinebilirim çünkü bu boynuzlar çok keskin görünüyor, bu yüzden dün tanıştığımız sevimli hayvanlardan biri,

we met yesterday some Highland cattle normally they live in Scotland but there you can see

bazı Highland sığırları normalde İskoçya'da yaşıyorlar ama orada

these particular ones are living in much Wenlock in England which is where I am at the moment

bu belirli hayvanların İngiltere'de Wenlock'ta yaşadığını görebilirsiniz.

for those who are wondering my name is mr. Duncan and I live in England and I teach English

Adım bay diye merak edenler için şu an bulunduğum yer. Duncan ve ben İngiltere'de yaşıyoruz ve

here on YouTube and that is what I'm doing today we are live by the way absolutely 100%

burada YouTube'da İngilizce öğretiyorum ve bugün yaptığım şey bu arada kesinlikle

live let's go back to the live chat lots of people wanting to say hello we are also talking

canlı yayındayız, hadi canlı sohbete geri dönelim birçok insan merhaba demek istiyor biz de konuşuyoruz

about apologizing later let's go to the end it looks cloudy but but

sonra özür dilemek konusunda sonuna kadar gidelim hava bulutlu görünüyor ama

a sunny day it was supposed to rain today says Alan Gere I love rain so much I'm not

güneşli bir gün bugün yağmur yağması gerekiyordu diyor Alan Gere Yağmuru çok seviyorum Yağmuru sevip sevmediğimden

sure if I like rain to be honest I'm not sure I don't think I like rain at all six years

emin değilim dürüst olmak gerekirse Sevmediğimden emin değilim Altı yıl önce yağmuru hiç sevdiğimi sanmıyorum,

ago I started my university studies and now I have a bachelor's degree thank you geez

üniversite eğitimime başladım ve şimdi bir lisans derecem var, teşekkürler tanrım

feiger thank you very much for that six years that's a very long time and on this day in

feiger, o altı yıl için çok teşekkür ederim, bu çok uzun bir zaman ve

2013 we were surrounded by snow I can't believe it no no says I think it's global warming

2013'te bugün, karla çevriliydik inanamıyorum hayır hayır diyor bunun küresel ısınma olduğunu düşünüyorum

oh I see Massimo says all the cattle is very nice so when we talk about cattle normally

oh görüyorum massimo bütün sığırların çok iyi olduğunu söylüyor bu yüzden normalde

we talk about cows and bulls so cattle he Rocco says I trust my daughter for keeping

sığırlardan ve boğalardan bahsettiğimizde sığırlardan bahsediyoruz o yüzden sığır Rocco kızıma kızıma güvendiğimi söylüyor

my secrets oh I see so if Hiroko has something to say you like to share it with your daughter

sırlar oh anlıyorum, eğer Hiroko'nun söyleyecek bir şeyi varsa, bunu kızınızla paylaşmaktan hoşlanırsınız

and then she will keep the secret safe so that's one of the questions today if you confide

ve o zaman sırrınızı güvende tutar, bu yüzden bugün bir kişiye güvenirseniz bu sorulardan biri çok

in a person so an interesting word confide if you confide in someone it means you say

ilginç bir kelime güvenirseniz birine güvenirsiniz

something you tell them something because you trust them maybe it is something very

onlara güvendiğiniz için bir şey söylediğiniz anlamına gelir, belki çok

personal or private or maybe something that has been on your mind for a long time mr.

kişisel veya özel bir şeydir veya belki de uzun süredir aklınızda olan bir şeydir bayım.

Duncan where are the flags of the world well we will see those later on around about three

Duncan dünyanın bayrakları nerede peki onları daha sonra saat üç gibi göreceğiz

o'clock we will have the flanks of the world thank you mr. Duncan for your new lessons

dünyanın kanatlarına sahip olacağız teşekkürler bay. Duncan yeni dersleriniz için

yes there are some new lessons on my youtube channel short lessons and hopefully next week

evet youtube kanalımda bazı yeni dersler var kısa dersler ve umarım önümüzdeki hafta

I will start putting them on every day from Monday to Friday where is mr. Steve Steve

onları pazartesiden cumaya her gün koymaya başlayacağım bay nerede. Steve Steve

isn't here yet he will be here in around about five minutes so don't worry keeping a diary

henüz burada değil, yaklaşık beş dakika içinde burada olacak, bu yüzden endişelenmeyin, İngilizce bir günlük tutmak, yazma pratiği yapmak

in English is a superb way to practice your writing yes I think so and also your English

için harika bir yol, evet bence ve

at the same time I think that is a good idea Mohammed says mr. Duncan and everyone in the

aynı zamanda İngilizceniz de bence bu iyi fikir Muhammed diyor bay. Duncan ve

live chat I am so glad to be here Mohammed GAD hello to you Emma says every year I try

canlı sohbetteki herkes burada olduğum için çok mutluyum Muhammed GAD size merhaba Emma diyor ki her yıl

to take or make a diary or record a diary so you can write a diary you can record a

bir günlük tutmaya veya günlük tutmaya çalışıyorum bu yüzden günlük yazabilirsiniz

diary you can write things down and you can create memories by writing a diary so that's

günlük kaydedebilirsiniz bir şeyler yazabilirsiniz Bir günlük yazarak anılar yaratabilirsiniz, bu yüzden

one of many reasons why people like to keep Diaries also a diary is a kind of listening

insanların Günlük tutmayı sevmesinin birçok nedeninden biri de günlük, bir tür dinleme

ear so when you confide in your diary you are confiding in something very private that's

kulağıdır, bu nedenle günlüğünüze güvendiğinizde çok özel bir şeye güveniyorsunuz, bu

why some people like to hide their Diaries they hide them away so other people can't

yüzden bazı insanlar sever Günlüklerini saklamak için başkaları onları

find them and read all their personal information their personal thoughts mr. Duncan you are

bulamasın ve tüm kişisel bilgilerini, kişisel düşüncelerini okumasın diye saklıyorlar bay. Duncan,

not fact you are smart thank you very much for that hello mr. Duncan and everyone here

akıllı değilsiniz, bunun için çok teşekkür ederim merhaba bayım. Duncan ve buradaki herkes

hello to Leticia hello the teaser I haven't seen your name before on the live stream the

Leticia'ya merhaba teaser'a merhaba isminizi daha önce canlı yayında görmedim

teaser I am from Italy and I've started to view your videos a few days ago they are very

teaser'da İtalya'lıyım ve videolarınızı birkaç gün önce izlemeye başladım çok

good thank you very much for that welcome welcome Eston ozlowe says I've just finished

iyiler çok teşekkür ederim o hoşgeldin hoşgeldin Eston ozlowe öğle yemeğimi yeni bitirdim fırında

my lunch I had baked beans you know I like baked beans as well especially with pizza

fasulye yedim biliyorsun kuru fasulyeyi özellikle pizzayla severim

I have baked beans and also with black pepper and oregano and grated goat's cheese that

sounds gorgeous not only that you also had five boiled German sausages and for dessert

Ayrıca beş adet haşlanmış Alman sosisi yedim ve tatlı olarak

you had strawberries and cream thank you s s 10 is Lao I know I mispronounced your name

çilek ve krema yediniz, teşekkürler s s 10 Lao, biliyorum daha önce adınızı yanlış telaffuz ettim

earlier s tan is Lao thank you for letting me know and I must say your message has made

s tan Lao, bana haber verdiğiniz için teşekkür ederim ve söylemeliyim ki mesajınız

me feel very hungry indeed let's go up today now with the live chat hello from Vietnam

beni gerçekten çok acıktırdı hadi bugün canlı sohbet ile yukarı çıkalım Vietnam'dan merhaba

Wong doe is here also we have hello from Belgium hello to Belgium it's nice to see you here

Wong doe burada ayrıca Belçika'dan merhaba var Belçika'ya merhaba sizi de burada görmek güzel

as well Belgium a big hello to you Connell says hello mr. Duncan hi to you Jesus says

Belçika size kocaman bir merhaba Connell merhaba diyor bay. Duncan sana merhaba diyor İsa,

oh oh I don't know about that that must be a message for someone else I think I think

oh oh, bunun başka biri için bir mesaj olması gerektiğini bilmiyorum, sanırım

so i think mr. steve might be getting a rest for today's live lesson yes at this very moment

öyle düşünüyorum, sanırım bay. Steve bugünün canlı dersi için dinleniyor olabilir, evet tam da bu anda

in time mr. steve is lying on the bed meditating preparing to join us on the livestream let's

Mr. steve yatakta uzanmış meditasyon yapıyor, canlı yayında bize katılmaya hazırlanıyor, hadi

have a look at something very interesting now this is an excerpt from one of my full

çok ilginç bir şeye bakalım, şimdi bu benim tam İngilizce derslerimden birinden bir alıntı

english lessons and then we will return with mr. steve

ve sonra Mr. steve,

can you see what i'm wearing over there these are overalls we normally refer to them as

orada ne giydiğimi görüyor musun, bunlar normalde

a pair or set an overall is an item of clothing that is worn so as to protect a person's body

bir çift veya set olarak adlandırdığımız tulumlardır.

and clothing from damage caused by such things as paint or grease some overalls are designed

boya veya gres bazı tulumlar

to cover the entire body while others only protect certain parts in general overalls

tüm vücudu kapatacak şekilde tasarlanırken, diğerleri genel olarak sadece belirli bölgeleri koruyacak şekilde

are designed to cover and protect you they are very easy to put on and take off some

tasarlanmıştır tulumlar sizi örtmek ve korumak için tasarlanmıştır, giyilmesi ve çıkarılması çok kolaydır

overalls have lots of pockets on them so as to allow you to safely carry things around

eşyalarınızı yanınızda güvenle taşıyabilmeniz için

with you the material used to make overalls can be thin and lightweight or very thick

tulum yapımında kullanılan malzeme ince ve hafif veya çok kalın ve ağır olabilir;

and heavy the thicker overalls offer better protection from things like grease and oil

and can prevent skin damage caused by a knock or fall you can wear lots of clothing under

your overalls so as to keep you warm or if it's a hot day you can be completely naked

tulumunun altına seni sıcak tutacak bir sürü kıyafet ya da hava sıcaksa bunların altında tamamen çıplak olabilirsin

under them and wear nothing at all these overalls are so comfortable I wish I could wear them

ve hiçbir şey giymeyebilirsin bu tulumlar çok rahat keşke

all the time [Music] what [Music] [Music] don't

sürekli giyebilsem [Müzik] ne [Müzik ] [Müzik]

you just hate it when things go wrong when something you are trying to do goes to pieces

İşlerin ters gitmesinden nefret etmiyor musunuz yapmaya çalıştığınız bir şey paramparça olduğunda uzun süredir

when a project you have been planning for a long time goes awry to go awry refers to

planladığınız bir proje ters gittiğinde

a situation or event that goes off course the thing you expected to happen did not it

ters giden bir duruma veya olaya gönderme yapıyor Elbette olmasını beklediğiniz şey

went awry something that is not straight or appears crooked can also be described as being

ters gitmediyse düz olmayan veya çarpık görünen bir şey de ters olarak tanımlanabilir.

awry the poet Robert Burns once wrote that the best-laid schemes of mice and men often

go awry which means however much work and preparation you put into something there is

çalışma ve hazırlık bir şeye koyarsanız

always the possibility that something will crop up or come along to jeopardize your plans

her zaman bir şeyin aniden ortaya çıkma veya planlarınızı tehlikeye atma olasılığı vardır

the problem in question can come from an outside source or through a mistake of your own just

söz konusu sorun bir dış kaynaktan gelebilir veya kendi hatanızdan kaynaklanabilir sadece

one false move on your part can damage or destroy what you are doing it would be fair

bir yanlış hareketiniz zarar verebilir veya yaptığınız şeyi yok edin,

to say that the more complex the thing you are doing the higher the chances are that

yaptığınız şey ne kadar karmaşıksa, bir

something will go wrong a problem or difficulty can be described as adversity this word Dame's

şeylerin ters gitme ihtimalinin o kadar yüksek olduğunu söylemek adil olur, bir sorun veya zorluk sıkıntı olarak tanımlanabilir, bu kelime Dame'ın

anything that is seen as a setback or problem an obstacle that has to be overcome or a problem

gerileme olarak görülen her şey ya da sorun aşılması gereken bir engel ya da

that causes disruption and delay is an adversity and adverse occurrence is adversity when there

aksama ve gecikmeye neden olan bir sorun bir olumsuzluktur ve olumsuz olay bir sorun

is a problem we can say that there is a catch glitch pick up hold up hich hindrance hurdle

olduğunda bir sorun var diyebiliriz glitch pick up hold up hich engel engel engel aksilik engel

setback snag there is something wrong something has gone wrong it's all gone pear-shaped it's

var bir şeyler ters gitti bir şeyler ters gitti hepsi armut şeklini aldı hepsi

all gone to pot it's all gone a bit wrong [Music] it's a Sunday it's a fun day we are

çıldırdı hepsi biraz ters gitti [Müzik] bugün bir pazar eğlenceli bir gün

live on YouTube yes it's myself mr. Duncan live is live can be with English in your ear

YouTube'da canlı yayındayız evet benim bayım. Duncan canlı, kulağınızda İngilizce ile olabilir

and thank you very much for joining me today I know that Sunday for many people is a rest

ve bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim, Pazar gününün birçok insan için dinlenme günü olduğunu biliyorum, bu yüzden

day so I do appreciate the fact that you will have you have decided to join me live you're

bana katılmaya karar verdiğiniz için minnettarım.

sitting there now what are you doing though I'm always very interested to find out what

şu an orada oturuyorsun ne yapıyorsun yine de canlı yayınımı izlerken insanların ne yaptığını öğrenmekle her zaman çok ilgileniyorum.

people are doing when they are watching my livestream are you having your lunch maybe

or perhaps your supper maybe you are sitting in the garden or maybe you are still in bed

yatakta

talking of bed here is a man who has spent the whole morning in bed but we had to drag

yataktan bahsetmek burada bütün sabahı yatakta geçirmiş bir adam ama onu yataktan sürüklemek zorunda kaldık

him from the bed because we need him here yes of course we are talking we know what

çünkü ona burada ihtiyacımız var evet tabi ki konuşuyoruz ne

we're talking we are talking mr. Steve. Hello hello mr. Duncan hello everybody in the worldwide

konuştuğumuzu biliyoruz bay konuşuyoruz. Steve. merhaba merhaba bay Duncan merhaba dünya çapındaki herkes

read an English what are you suggesting that I was in bed in fact I saw somebody on the

İngilizce okuyun ne diyorsunuz yataktaydım aslında

live chat while I was waiting to come on saying that they thought I was in bed really why

canlı sohbette birisini gördüm ve gelmek için beklerken yatakta olduğumu düşündüklerini söylediler gerçekten neden

do I seem to have this reputation of somebody who spends a lot of time resting or in bed

buna sahip gibiyim Dinlenerek ya da yatakta çok fazla zaman geçiren birinin itibarını

well I understand that mr. Duncan I think I know why Steve I think I have a feeling

iyi anlıyorum ki bay. Duncan, sanırım nedenini biliyorum Steve, sanırım

why because lesson that we did a while ago when I was in bed for the whole of the live

nedenini hissediyorum çünkü bir süre önce ben yataktayken yaptığımız ders, tüm canlı

lesson no it's because during the week I told people that you were unwell you weren't feeling

ders için hayır, çünkü hafta boyunca insanlara senin hasta olduğunu söyledim.

very well on Thursday and Friday you you were a little under the weather but I must say

Perşembe ve Cuma günleri kendinizi pek iyi hissetmiyorsunuz, biraz havasızdınız ama

you look great today no thank you you're looking SuperDuper I do feel better mr. Duncan I do

bugün harika göründüğünüzü söylemeliyim, hayır, teşekkürler, SuperDuper görünüyorsunuz, daha iyi hissediyorum bay. Duncan kendimi

feel a lot better I had a bit of a stomach problem yes let's just believe it at that

çok daha iyi hissediyorum Biraz mide sorunum vardı evet buna inanalım

yes maybe it was that Chinese meal we went for that was delicious mr. Duncan we went

evet belki de gittiğimiz Çin yemeği lezzetliydi bayım. Duncan

out I think it was Tuesday wasn't it Tuesday night yes we went out with a fellow thespian

dışarı çıktık sanırım salıydı salı gecesi değil miydi evet tiyatrocu arkadaşımla dışarı çıktık o

friend of mine what's that fellow lesbian thespian Oh thespian mr. Duncan this is English

lezbiyen tiyatrocu arkadaş da ne Ah tiyatrocu mr. Duncan bu İngilizce

in your ear and your ears must be blocked if you couldn't understand what I just said

kulağında ve az önce söylediğimi anlamadıysan kulakların tıkalı olmalı

what's a thespian Oh somebody who's on the stage somebody who likes to perform and we

tiyatrocu nedir Ah sahnede olan biri performans sergilemeyi seven biri ve biz

are in the in the same local amateur dramatics society okay and we met up and the three of

aynı yerel amatör tiyatro topluluğundayız tamam mı ve buluştuk ve

us went out for this lovely Chinese meal yes actually we almost didn't have a meal because

üçümüz bu güzel Çin yemeği için dışarı çıktık evet aslında neredeyse yemek yemiyorduk çünkü

the place we were going to was actually shit but we managed to find another place not as

gideceğimiz yer aslında boktandı ama o kadar iyi olmayan başka bir yer bulmayı başardık

good though although having said that their spareribs were really nice very strange in

ama söylememize rağmen Kaburgalarının gerçekten çok güzel olduğunu, çok garip olduğunu,

that we've got a local Chinese restaurant here which we often go to maybe on a Thursday

çünkü burada yerel bir Çin restoranımız var, belki perşembe günleri

sometimes for a takeaway and like meal so we don't have to cook us and that particular

bazen bir paket servis ve yemek yemek için gideriz, bu yüzden bizi pişirmek zorunda kalmayız ve o belirli

place is always shut on a Tuesday yes so we know not to go there on a Tuesday and we this

yer her zaman Salı günü kapalı evet, bu yüzden Salı günü oraya gitmemeyi biliyoruz ve biz bu

is in much Wenlock we were going to see meet up with my friend in Wolverhampton which is

Wenlock'tayız,

about half an hour's drive from here and we joked on the way that that Chinese restaurant

buradan yaklaşık yarım saatlik sürüş mesafesindeki Wolverhampton'daki arkadaşımla buluşacağız ve yolda şakalaştık. o Çin restoranı

would also be shut on a Tuesday and when we got there it was shut yes it actually was

da salı günü kapalıydı ve biz oraya vardığımızda kapalıydı evet aslında

shut but fortunately we found we found another place to go to and the meal was alright but

kapalıydı ama neyse ki gidecek başka bir yer bulduk ve yemek iyiydi ama o

it wasn't it wasn't as nice the other place so I thought maybe that was the reason why

kadar güzel değildi diğer yerde, belki de

you had a poorly sporty stomach but it could have been I never thought I mean poison yes

kötü sportif bir mideye sahip olmanın sebebinin bu olduğunu düşündüm ama zehir demek istediğimi hiç

well I think I think it was more because you overrate I didn't really over eat mr. Duncan

düşünmemiştim, evet bence daha çok abarttığın için, gerçekten fazla yemedim bay. Duncan

but I don't know it was very strange we've got to do some research to see if Chinese

ama bunun çok garip olduğunu bilmiyorum,

restaurants in the UK are always shut on a Tuesday or the majority of the mo because

Birleşik Krallık'taki Çin restoranlarının salı günleri her zaman mı yoksa ayın büyük bir bölümünde mi kapalı olduğunu görmek için biraz araştırma yapmamız gerekiyor çünkü

it's strange if we found two that are shut on a Tuesday it's obviously not a busy night

kapalı olan iki tane bulursak garip olur. bir Salı, onlar için haftanın yoğun bir gecesi değil,

of the week for them I think that's my favorite that's my theory my theory is that maybe on

bence bu benim favorim, bu benim teorim, belki

Tuesday not many people go out to have a meal in a restaurant or maybe a Chinese they might

Salı günü pek çok insan bir restoranda yemek yemek için dışarı çıkmaz ya da belki bir Çinli bir yemeğe

not go for a Chinese meal or an Indian so perhaps they stay closed on Tuesdays because

gitmeyebilir. Çin yemeği veya bir Hintli, bu yüzden belki de Salı günleri kapalı kalıyorlar çünkü pek

not many people go out in fact we were in that Chinese restaurant and we were the only

fazla insan dışarı çıkmıyor, aslında o Çin lokantasındaydık ve

people in there we were so that might that might actually prove the point and evidence

oradaki tek insanlar bizdik, bu da teorimizin amacını ve kanıtını gerçekten kanıtlayabilirdi.

to our theory so the live chat is on we had a lovely day yesterday we went for a lovely

canlı sohbet başladı, dün güzel bir gün geçirdik, güzel bir

walk and we saw some lovely Highland cattle let's have another look here they are on a

yürüyüşe çıktık ve bazı sevimli Highland sığırları gördük, buraya bir kez daha bakalım, çok

lovely they're a long way from home mr. Duncan yes normally they live in Scotland for people

güzeller, evlerinden çok uzaktalar bayım. Duncan evet normalde İskoçya'da yaşıyorlar,

that don't know Scotland is about 400 miles north of here I would say 300 miles maybe

İskoçya'nın buradan 400 mil kuzeyde olduğunu bilmeyenler için 300 mil diyebilirim belki

yes it's a long way it's a long way it would take about four five hours to drive to Scotland

evet bu uzun bir yol İskoçya'ya gitmek yaklaşık dört beş saat sürer

and then you would only be on the edge of it and of course it's renowned for its very

ve sonra sadece kenarında olurdunuz ve tabii ki çok

cold barren sort of geography landscape and as you can see those are particular creatures

soğuk, çorak coğrafya manzarasıyla ünlüdür ve görebileceğiniz gibi, bunlar

are very well adapted to living in cold windy wet climates even their eyes are covered by

soğuk, rüzgarlı, nemli iklimlerde yaşamaya çok iyi adapte olmuş, gözleri kürkle kaplı olsa bile, özel yaratıklardır.

fur yes don't know how they can see out they are they are very hairy creatures very hairy

evet nasıl anladıklarını bilmiyorum onlar çok kıllı yaratıklar çok kıllı

and you we've often remarked that even in a strong wind gale or a hurricane they look

ve biz sık sık sert bir rüzgarda veya kasırgada bile

so sturdy that they would remain standing hmm I think even in the most severe weather

ayakta kalacak kadar sağlam göründüklerini söylemiştik hmm sanırım en şiddetli hava

I would like to argue with them no but I think in the summer we've seen them here in the

onlarla tartışmak isterdim hayır ama sanırım yazın onları burada gördük o

summer with all that fur they must get very hot indeed because it's significantly warmer

kadar kürkle gerçekten çok sıcak olmalılar çünkü bulunduğumuz yer İskoçya'dakinden önemli ölçüde daha sıcak

where we are than it is in Scotland I think cows have hair don't know sorry I think cows

I ineklerin saçları olduğunu düşünüyorum bilmiyorum üzgünüm ineklerin

have hair they do yes but those have got a lot of hair even covering their eyes which

saçları var evet ama onların gözlerini kapatan bile çok tüyleri var ki bu

is a remarkable yes but those particular ones are babies as well they're baby ones you should

dikkate değer bir evet ama o belirli olanlar bebek aynı zamanda bebek onlar

see the adults they're huge they gigantic you wouldn't want to argue with one of those

görmelisin yetişkinler çok büyükler devasalar onlardan biriyle tartışmak istemezsiniz

would not now yesterday Steve did something very special we'll have a look at that dynamo

şimdi olmazdı dün Steve çok özel bir şey yaptı birazdan o dinamoya bir göz atacağız

in a moment yes of course you did that you remember I don't remember much about yesterday

evet tabii ki siz yaptınız bunu hatırlıyorsunuz ben bilmiyorum Düne dair pek bir şey hatırlamıyorum,

mr. Duncan as you know I don't remember much about what happened five minutes ago yesterday

Mr. Duncan bildiğin gibi dün beş dakika önce ne olduğu hakkında pek bir şey hatırlamıyorum

yesterday oh you were in like you were in the garden yesterday weren't you yes that

oh sen dün bahçede gibiydin değil mi evet bahçede

you remember being in the garden was in the garden yes don't say what you were doing coming

olduğunu hatırladığını bahçedeydi evet söyleme ne yapıyordun

back to me now good I've often I often say mr. Duncan takes pictures of everything and

şimdi bana geri dönüyorsun iyi ki sık sık söylüyorum bayım. Duncan her şeyin fotoğrafını çekiyor ve nereye gidersek

sometimes annoys me that wherever we go whatever we do mr. Duncan has has his camera ready

gidelim, ne yaparsak yapalım bayım bazen beni rahatsız ediyor . Duncan kamerasını evet,

yes to either film or take pictures of things that's often annoys me at the time but it's

o zamanlar beni sık sık rahatsız eden şeylerin filmini çekmeye veya fotoğraflarını çekmeye hazır ama bu

very good because we're able to look back and it jogs your memory about things that

çok iyi çünkü geriye dönüp bakabiliyoruz ve

happened in the power and without all these photographs over the last 30 years I probably

tüm bunlar olmadan ve güçte olan şeyler hakkında hafızanızı canlandırıyor. Son 30 yılın fotoğrafları Muhtemelen

wouldn't remember anything yes I've got photographs taken of us when we first met years and years

hiçbir şey hatırlamazdım evet Yıllar önce ilk tanıştığımızda çekilmiş fotoğraflarımız var

ago in and there are things that when I show Steve the photographs he can't remember what

ve Steve'e fotoğrafları gösterdiğimde bizim ne

we were doing at the time it's like a distant memory so that's the reason why I always like

olduğumuzu hatırlayamadığı şeyler var. o zamanlar yapmak uzak bir anı gibi, bu yüzden bir yere

to take photos when we go out somewhere when we're walking anything and I know in the past

çıktığımızda herhangi bir yerde yürürken fotoğraf çekmeyi hep seviyorum ve biliyorum geçmişte

I used to annoy Steve a lot because sometimes sometimes for example we're in a restaurant

Steve'i çok kızdırırdım çünkü bazen bazen örneğin biz Evet, bir restorandayız

yeah and the meal arrives and I just wanted to start eating and mr. Duncan monsters aren't

ve yemek geldi ve ben sadece yemeye başlamak istedim ve Mr. Duncan canavarları

taking pictures of the meal yes I fill that always sort of and of course I just want to

yemeğin fotoğrafını çekmiyor evet, bunu her zaman dolduruyorum ve tabii ki sadece

eat so I have to wait five minutes while mr. Duncan takes lots of pictures yesterday on

yemek yemek istiyorum, bu yüzden Bay. Duncan,

the way in to much Wenlock we walked in yesterday and mr. dunk we were late anyway I just wanted

dün yürüdüğümüz Wenlock'a giderken bir sürü fotoğraf çekti ve Mr. dunk biz geç kaldık zaten sadece

to get into town and into the restaurant mr. Duncan spent five minutes filming those Highland

kasabaya inmek ve restorana girmek istedim bayım. Duncan, Highland'ın neredeyse koyun yayla boğalarını filme almak için beş dakika harcadı

nearly said sheep highland bulls would you call them highland cattle highland cattle

yeah they're a form of carillon though so yes so mr. Duncan always films everything

. Duncan her zaman her

everything and anything that moves so here's something interesting to show you Steve this

şeyi ve hareket eden her şeyi filme alır, bu yüzden işte size gösterecek ilginç bir şey Steve

is on this day this very day in 2013 look at that Wow you showed me that this morning

bu 2013'te tam bu gün, şuna bakın Vay canına, bunu bana bu sabah gösterdin

and I couldn't believe looking at the weather outside today and what the weather's been

ve bugün dışarıdaki havaya baktığımda inanamadım ve

like for the last few weeks that six years ago we were under heavy snow yeah look at

altı yıl önce yoğun kar yağışı altında olduğumuz son birkaç haftadır hava nasıldı evet bakın

that just shows you how late the snow can arrive in the UK yes and just to give you

bu size karın Birleşik Krallık'a ne kadar geç gelebileceğini gösteriyor evet ve sadece

an idea of how deep the snow was look at this Steve this is a great depiction Wow look at

karın ne kadar derin olduğu hakkında bir fikir vermek için bakın işte Steve bu harika bir tasvir vay be

that look all the cars were covered in snow we we had to walk into town I remember this

şu bakışa bak bütün arabalar karla kaplıydı kasabaya yürümek zorunda kaldık bu

day very clearly because we had no electricity the electricity went off I thought maybe it'll

günü çok net hatırlıyorum çünkü elektriğimiz yoktu elektrik gitti belki

be off for days maybe that's what happens because we'd we'd only been living here for

keser diye düşündüm günlerce böyle oldu belki çünkü burada sadece

two months yeah so we walked into town we bought some stuff from one of the hardware

iki aydır yaşıyorduk evet bu yüzden şehre yürüdük hırdavatçılardan birinden hiç kullanmadığımız bazı şeyler aldık bu arada

shops that we never used by the way and we walked all the way back home but by the time

ve tüm yolu yürüyerek döndük eve ama

we got back home the electricity had actually come back on yes we bought a little a burner

eve döndüğümüzde elektrik gerçekten geri gelmişti evet, elektriğin kesilmiş olabileceğini düşündüğümüz için yemek pişirebileceğimiz ve evi aydınlatabileceğimiz küçük bir brülör,

a small caligastia a camp stove camp stove that we could cook with and and light the

küçük bir caligastia bir kamp ocağı kamp ocağı aldık.

house with because we thought the electricity might be off for days and one of the neighbors

günlerce ve komşulardan biri

laughed at us he must have thought we were idiots but we didn't know we'd only been here

bize güldü aptal olduğumuzu düşünmüş olmalı ama biz sadece iki aydır burada olduğumuzu bilmiyorduk

for two months and it was extreme weather so we were prepared mr. Duncan yes well sometimes

ve hava aşırıydı, bu yüzden hazırlıklıydık bayım. Duncan evet, bazen

you have to be prepared that's what they used to say when I was in the Boy Scouts I used

hazırlıklı olmalısın, ben İzciler'deyken böyle derlerdi, ben

to be a Boy Scout and we always used to say a Boy Scout should always be prepared very

bir İzciydim ve biz her zaman bir İzci'nin her zaman hazırlıklı olması gerektiğini söylerdik çok doğru

true very true means different things today than it did 40 years ago anyway it's nice

çok doğru bugün farklı anlamlara geliyor 40 yıl önce olduğundan daha iyi zaten güzel

I don't know what that means bother what do you mean I'm intrigued and you leave that

Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum rahatsız ne demek merak ediyorum ve siz bunu

to your imagination I actually don't know what you mean by that I don't I'm not prepared

hayal gücünüze bırakın Aslında bununla ne demek istediğinizi anlamıyorum.

to go into it okay I mean I mean my mind is like a sewer and even I don't know what you

buna girmeye hazır değilim tamam yani yani aklım bir lağım gibi ve ben bile senin ne

run about it's a joke just a joke okay let's move on mr. Duncan would you like to have

hakkında koştuğunu bilmiyorum bu bir şaka sadece bir şaka tamam hadi devam edelim bay. Duncan

a look at the live chat I would you know I love to look at the live chat mr. Duncan notice

canlı sohbete bir göz atmak ister misiniz, bilir misiniz canlı sohbete bakmayı çok seviyorum bayım. Duncan fark ettiniz mi,

can you see it I can indeed who would I'm glad it's very clear on the screen for you

gerçekten görebiliyorum, ekranda sizin için çok net olmasına sevindim,

it's mr. Steve on his bed ever says as I'm a lot better now yes people again I'm beginning

bu bay. Steve yatağında hiç şöyle diyor, şimdi çok daha iyiyim, evet insanlar yine

beginning to give the impression to people that I'm always sick because I have been sick

insanlara hep hasta olduğum izlenimini vermeye başlıyorum çünkü

a few times this year we've had a cold but last one in three years but last week was

bu yıl birkaç kez hastalandım, soğuk algınlığı geçirdik. ama sonuncusu üç yıl içinde ama geçen hafta

just a poorly terming yes poorly Tommy I just didn't feel well so I decided to take two

sadece kötü bir terimdi evet kötü Tommy Kendimi iyi hissetmiyordum bu yüzden işten iki gün izin almaya karar verdim ki

days off work which is very unusual for me yes but I'm on the mend as we say on the mend

bu benim için çok alışılmadık bir durum evet ama dediğimiz gibi iyileşiyorum iyileşiyor Teşekkürler,

Thank You total getting better thank you to Louie let's go back to the live chat Louie

tamamen iyileşiyor Louie'ye teşekkürler, canlı sohbete geri dönelim Louie

hello mr. Duncan I'm from Venezuela but at the moment I live in Chile hello to you also

merhaba bay. Duncan Venezuela'lıyım ama şu anda Şili'de yaşıyorum sana merhaba ayrıca

emma is here as well who thinks you are on the bed and she said that both I don't know

emma da burada senin yatakta olduğunu sanan ve dedi ki hem neyi bilmiyorum

what I'm intrigued by what Chou cat Ali says both old men making the people fool I don't

ne ilgimi çekiyor Chou kedi Ali

know what you mean by that I mean I I'm strangely intrigued by that s s Stannis Lao says after

Stannis Lao'nun

living for 13 years in London now that I'm back in Tenerife I still have to listen to

13 yıl Londra'da yaşadıktan sonra şimdi Tenerife'ye döndüğüme göre hala sahip olduğum bir şey olduğunu söylüyor. kız

my sister telling me that I not used to having travelled long distances like people in mainland

kardeşimin bana, İspanya anakarasındaki insanlar gibi uzun mesafeler kat etmeye alışık olmadığımı söylemesini dinlemek,

Spain well when you travel around the UK it doesn't take that long when you think about

İngiltere'yi dolaştığınızda, buradan İskoçya'ya gitsek bile düşündüğünüzde o kadar uzun sürmüyor

it even if we drove from here to Scotland Steve yes we don't take about maybe six hours

Steve evet yaklaşık altı saat sürmüyoruz

it would take about yes to get into the sort of Central Scotland yes it used to take me

Orta İskoçya'ya girmek yaklaşık evet alırdı evet eskiden

three hours to drive to Carlisle which is right near while car not Carlisle sorry yes

Carlisle'a gitmek üç saatimi alırdı ki bu hemen yakınken araba değil Carlisle üzgünüm evet

Carlisle which is No where am I thinking of now I don't know yes I can't think yes it's

Carlisle ki Hayır neredeyim şimdi düşünüyorum bilmiyorum evet düşünemiyorum evet İskoçya

about three hours to get to the border of Scotland I would say that's it and probably

sınırına ulaşmak yaklaşık üç saat bu kadar derdim ve muhtemelen

to get to the Highlands of Scotland it would probably take you about six hours that's it

Highlands of Scotland'a gitmek muhtemelen altı saat sürer Sık

we've often thought about going on holiday to Scotland but the big downside is it takes

sık İskoçya'ya tatile gitmeyi düşündük ama en büyük dezavantajı,

you such a long time to get there you really are cut off you can buy very cheap property

oraya varmanın çok uzun zaman alması, gerçekten kesintiniz var, İskoçya'da çok ucuz mülk satın alabilir

in Scotland and have a lot of land and it looks wonderful hmm but you are cut off from

ve çok araziye sahip olabilirsiniz ve harika görünüyor hmm ama

the rest of the UK really yes I buy a very long drive I would love to go to the Glen's

Birleşik Krallık'ın geri kalanından ayrısınız gerçekten evet çok uzun bir araba yolculuğu satın alıyorum Glen'e gitmeyi çok isterim

we will go there one day mr. Duncan I will hire an s-class Mercedes I okay and we will

bir gün oraya gideceğiz bay. Duncan S sınıfı bir Mercedes kiralayacağım tamam ve

cruise around the Highlands of Scotland no I won't be doing that mr. Duncan will be doing

İskoçya'nın dağlık bölgelerinde dolaşacağız hayır bunu yapmayacağım Bay. Duncan bunu

it in my new Ford Mustang yes that's what I thought I wonder what was going on then

yeni Ford Mustang'imle yapacak evet ben de öyle düşündüm Neler olduğunu merak ettim sonra

I thought for a moment your memory had been completely erased completely a raised of all

bir an hafızanın tamamen silindiğini düşündüm tamamen

the memories of a Ford Mustang your intention I'm in a bit of a dilemma over that now mr.

bir Ford Mustang'in tüm hatıralarından bir yükseliş niyetindeyim şimdi bu konuda bir ikilem biraz bay.

Duncan oh why well because they're going to bring an updated version out next year okay

Duncan oh neden iyi çünkü gelecek yıl güncellenmiş bir versiyon çıkaracaklar, tamam bu yüzden

so I was planning to I've been saving it for some time and I was planning to order myself

onu bir süredir saklıyordum ve

one maybe in two years time okay they're going to do an update next year which means the

belki iki yıl sonra kendime bir tane sipariş etmeyi planlıyordum tamam gidiyorlar gelecek yıl bir güncelleme yapmak, bu da

current version won't be available probably in 12 months time and I'm worried that they

mevcut sürümün muhtemelen 12 ay içinde mevcut olmayacağı anlamına geliyor ve

will restyle it and it won't look as good as the current model and they'll no doubt

onu yeniden düzenleyeceklerinden ve mevcut model kadar iyi görünmeyeceğinden endişeleniyorum ve hiç şüphesiz

put the price up so I'm in a bit of a dilemma shall I wait two years and risk the new one

koyacaklar fiyat yükseldi, bu yüzden biraz ikilemdeyim, iki yıl bekleyip yenisinin

looking okay or shall I would just wait say six to nine months and buy one now but I don't

iyi görünmesini riske atmalı mıyım yoksa altı ila dokuz ay bekleyip şimdi bir tane mi almalıyım ama

want to buy one now because I really haven't got the money I can't really afford it you've

şimdi bir tane almak istemiyorum çünkü gerçekten param yok gerçekten alamam koyacak yerin yok

got nowhere to put it we need we haven't got nowhere to put it either so I'm in a bit of

ihtiyacımız var koyacak yerimiz de yok o yüzden biraz

a dilemma maybe I will buy a second have to be have to put up with buying a secondhand

ikilemdeyim belki alırım bir saniye ikinci el bir tane almaya katlanmak zorunda evet bayım

one yes mr. Duncan any way that we've really strayed off what I was actually talking about

. Duncan, her halükarda, aslında bahsettiğim

which was distances because in some countries six hours is just around the corner I remember

mesafelerden gerçekten saptık, çünkü bazı ülkelerde altı saat hemen köşede, hatırlıyorum,

when I was in China to get from one place to another sometimes it would take about three

ben Çin'deyken bir yerden bir yere gitmek bazen yaklaşık üç saat sürerdi.

days to get there especially if you were driving I know I've told this story before but I once

oraya gitmek için günler, özellikle araba kullanıyorsanız, biliyorum bu hikayeyi daha önce anlattım ama bir keresinde çalıştığım

went with with the guy that owned the school that I work for and he wanted to take me to

okulun sahibi olan adamla gittim ve beni memleketine götürmek istedi

his hometown which I thought wasn't that far away but apparently it was it was about it

ki bu öyle olmadığını düşündüm. uzakta ama görünüşe göre yaklaşık

was over 70 or 80 hours drive not 880 can you imagine being in a car for 80 hours I

70 veya 80 saatten fazla sürdü 880 değil 80 saat arabada olmayı hayal edebiliyor musunuz,

know it's horrendous it's the same in America isn't it the probably Russia as well all these

korkunç olduğunu biliyorum Amerika'da da aynı, muhtemelen Rusya da değil mi tüm bu

big countries where there are vast distances in order to travel of course you can't fly

büyük Uzun mesafelerin olduğu ülkelerde seyahat etmek için tabii ki uçamazsınız

but flying to Scotland you can't do that people do but we'd have to go to Birmingham Airport

ama İskoçya'ya uçmak insanların yaptığı gibi olamaz ama

which is probably an hour away and then you'd have to wait two hours before you got the

muhtemelen bir saat uzaklıktaki Birmingham Havalimanı'na gitmemiz gerekecek ve sonra uçacaksınız. uçağa binmeden önce iki saat beklemeniz gerekir,

flight then it would take you probably 45 minutes then another half an hour to get out

o zaman muhtemelen 45 dakika sonra havaalanından çıkmanız yarım saat daha sürer, asla

of the airport they never hire a car so you've had as well just drive well I feel like I'm

araba kiralamazlar, bu yüzden iyi sürmüşsünüzdür, sanki benmişim gibi hissediyorum

really taking that trip sorry you're asked but when when when I was in China I actually

gerçekten o geziye çıkıyorum sorduğunuz için üzgünüm ama ben Çin'deyken

I actually abandoned my plans I actually I told my boss I said look don't take this the

aslında planlarımdan vazgeçtim aslında patronuma söyledim bak bunu

wrong way but I didn't realize this journey was going to be so long so we stopped in Beijing

yanlış anlama dedim ama bu yolculuğun çok uzun olacak bu yüzden Pekin'de durduk

and that's where I I got out the car I got out the car in Beijing and said look Tata

ve orada arabadan indim Pekin'de arabadan indim ve bak Tata görüşürüz dedim

bye but I don't think I want to spend another 50 hours you know of course the other thing

ama 50 saat daha harcamak istediğimi sanmıyorum tabii ki diğer şeyi biliyorsun

was you were stuck on the back seat there were five people in the car yes so you were

arka koltuğa mı sıkıştınız arabada beş kişi vardı evet yani

crammed in the back seat with two other people and a dog and a dog and which is all right

arka koltuğa iki kişi ve bir köpek ve bir köpekle tıkıştırıldınız ve bu

for a short journey and mr. Duncan has very long legs and and the car wasn't very big

kısa bir yolculuk için sorun değil ve bay. Duncan'ın çok uzun bacakları var ve araba çok büyük değildi

and the car wasn't very big so no wonder you were uncomfortable yes mr. Duncan never likes

ve araba çok büyük değildi bu yüzden rahatsız olmanıza şaşmamalı evet bayım. Duncan,

to whenever we go anywhere to a concert or if we ever go on public transport or anything

ne zaman bir yere konsere gitsek ya da toplu taşıma ya da onun gibi bir şeye gitsek, bunu asla sevmez

like that mr. Duncan's legs always get in the way it's go to the cinema there never

Bay. Duncan'ın bacakları her zaman sinemaya giderken

seems to be enough space for mr. Duncan's long lanky legs my my legs my legs are so

önünü kesiyor, Mr. Duncan'ın uzun ince bacakları benim bacaklarım benim bacaklarım o kadar

long when we climb over the fence at the back of our house I can't get my second leg over

uzun ki evimizin arkasındaki çitin üzerinden tırmandığımızda ikinci bacağımı

the top yeah I have to really struggle because you're not very fit much no it's nothing to

yukarı kaldıramıyorum evet gerçekten mücadele etmem gerekiyor çünkü sen pek formda değilsin hayır

do with being fittest to do with having stupid long legs unfortunately Jeff on the live chat

zinde olmakla aptalca uzun bacaklara sahip olmakla ilgisi yok ne yazık ki canlı sohbette Jeff

let's have a quick look at the live chat because there's some a something about a Ford Mustang

canlı sohbete hızlıca bir göz atalım çünkü bir Ford Mustang hakkında bir şeyler var

Jeff say something about it must like there Steve so jeff says florida is very big it

florida çok büyük

takes six hours to get out of the state yeah so just getting out of Florida takes six hours

eyaletten çıkmak altı saat sürüyor evet bu yüzden Florida'dan çıkmak altı saat sürüyor bu

that's amazing isn't it I know we can't appreciate the distances because England is such a a

harika değil mi mesafelerin kıymetini bilemeyeceğimizi biliyorum çünkü İngiltere,

small country really compared to if you look at it on the map yeah it looks so small Pedro

eğer ile karşılaştırıldığında gerçekten çok küçük bir ülke haritadan bakıyorsun evet çok küçük görünüyor Pedro

says for me a rose Rolls Royce yes okay not why not actually but we wouldn't be able to

benim için bir gül Rolls Royce diyor evet tamam neden olmasın ama

get to Scotland in a Ford Mustang mr. Duncan because we'd have to fill up with petrol it's

İskoçya'ya bir Ford Mustang ile gidemeyiz bayım. Duncan çünkü benzin doldurmak zorunda kalacağız yakıt

so bad on fuel I think that even with a 60 litre fuel tank we'll probably only get about

o kadar kötü ki 60 litrelik bir yakıt deposuyla bile muhtemelen sadece

200 miles yeah yes they will have to keep stopping to fill up with pets well this is

200 mil gideceğiz evet evet evcil hayvanlarla doldurmak için durmaya devam etmeleri gerekecek pekala bu

the thing I was going to mention I this is your dream to to actually own a Ford Mustang

Bahsedeceğim şey bu, aslında bir Ford Mustang'e sahip olmak senin hayalin

but they're not exactly the most economical when it comes to fuel which which I was quite

ama yakıt söz konusu olduğunda tam olarak en ekonomik değiller ki bu beni oldukça

surprised by I was surprised that you wanted a car because sometimes you are quite obsessed

şaşırttı Araba istemene şaşırdım çünkü bazen oldukça takıntılısın

but by the the economy especially especially the car that you've got now you're always

ama ekonomi açısından, özellikle şu anda sahip olduğun araba için, her zaman

obsessing about it I've always been obsessed with fuel economy and I get some kind of people

onu takıntılı hale getiriyorsun, ben her zaman yakıt ekonomisine takıntılı olmuşumdur ve bazı insanlardan

say it's a bit of a sick pleasure but I love to go on a journey and see how best I can

bunun biraz hasta olduğunu söylemelerini alıyorum. zevk ama bir yolculuğa çıkmayı ve motordan

drive to get the most economy out of the out of the out of the engine okay so I I make

en fazla ekonomiyi elde etmek için en iyi nasıl kullanabileceğimi görmeyi seviyorum, tamam bu yüzden

sure the tires are perfectly pumped up so that I'm not there's no extra drag I I'm always

lastiklerin mükemmel şekilde şişirildiğinden emin oluyorum, böylece orada değilim. ekstra sürtünme Ben her zaman

which annoys drivers behind me so when I see a junction coming up or or a roundabout I

arkamdaki sürücüleri rahatsız eden bir şey oluyorum, bu yüzden yaklaşan bir kavşak veya bir döner kavşak gördüğümde

come off the accelerator a long way before so the car is effectively sort of coasting

gaz pedalından çok daha önce iniyorum, bu nedenle araba etkili bir şekilde

up to the same about for example of the traffic lights whereas most people will drive and

aynı yere yaklaşıyor, örneğin trafik ışıklarındayken çoğu insan arabayı sürer ve

then break at the last minute I'm just letting the car sort of gradually slow down so that

son dakikada kırar ben sadece arabanın kademeli olarak yavaşlamasına izin veriyorum, böylece

I've barely used the brake cells the secret to good fuel economy okay so what's the voiding

fren hücrelerini neredeyse hiç kullanmadım iyi yakıt ekonomisinin sırrı tamam öyleyse

using Sarang so what do you get at the moment then from your car now well if this is a my

Sarang'ı kullanmanın ne anlamı var? şu anda arabanızdan ne alıyorsunuz peki şimdi bu bir

I'm slightly disappointed well no let me right so the last car I had was a diesel okay Oh

benimse biraz hayal kırıklığına uğradım peki hayır izin verin bu yüzden sahip olduğum son araba dizeldi tamam Oh

a car and I used to get and that was an eight year old car and I used to get about 51 to

bir araba ve ben eskiden alırdım ve bu bir sekiz yaşında bir araba ve galon ortalamasına yaklaşık 51 alırdım ki

the gallon average from that which was quite good this one is a bigger heavier car and

bu oldukça iyiydi, bu daha büyük, daha ağır bir araba ve

it's petrol but I'm averaging about I would say about 42 to the gallon 4 to 2 miles for

benzinli ama ortalamam yaklaşık 42 üzeri galon 4 ila 2 mil diyebilirim

each gallon of which actually is pretty spectacular for what is a big heavy car hmm and usually

her galonu aslında büyük bir ağır araba için oldukça muhteşem hmm ve genellikle dizele kıyasla benzinle

you get about of 25% worse fuel economy with a petrol compared to a diesel ok I'm boring

yaklaşık %25 daha kötü yakıt ekonomisi elde edersiniz, tamam ben sıkıcı

people already I can tell yes you're boring me but I know drivers behind me because they

insanlarım zaten söyleyebilirim evet siz beni sıkıyorsunuz ama arkamdaki sürücüleri biliyorum çünkü benden beklemiyorlar,

they they don't expect me to they expected me to go right up to the traffic lights and

benden trafik ışıklarına kadar gitmemi ve

then brake stop well before sometimes people pass me so so did you answer the question

sonra bazen insanlar beni geçmeden çok önce fren yapmamı bekliyorlardı, bu yüzden soruyu cevapladınız mı,

I know it would seem completely at odds the fact that I like to get the most economy out

biliyorum tamamen göründüğünü Muhtemelen, bir arabadan en fazla ekonomiyi elde etmeyi seviyorum

of a car but I would be buying a car that has a 8 cylinder petrol engine I will only

ama 8 silindirli benzinli motora sahip bir araba alırdım,

do about 23 miles per the gallon but then I will probably what I will be doing is trying

galon başına sadece 23 mil yapacağım ama o zaman muhtemelen yapacağım şeyi yapacağım.

to get the most from that which is completely ridiculous this is a sports car you're not

tamamen gülünç olan şeyden en iyi şekilde yararlanmaya çalışıyor bu bir spor araba onun için

supposed to worry about it no well that's the whole point of having a sports car it

endişelenmene gerek yok spor arabaya sahip olmanın tüm amacı bu

looks gorgeous nothing you know we're not gonna buy a sports car and then worry about

muhteşem görünüyor bir şey almayacağız biliyorsun hiçbir şey spor araba ve sonra

the fuel can say no do you know what really annoys me people that buy sports cars with

yakıt derdine düşebilirsin diyebilirsin beni gerçekten ne sinirlendiriyor biliyor musun dizel motorlu spor araba alan insanlar tamam neyse

diesel engines ok anyway let's not go you do that I'm trying to and try to add I'm trying

gitmeyelim bunu yapmaya çalışıyorum ve eklemeye çalışıyorum

to cut this this subject a bit it's turning Italy people I've got to say this first so

bunu kesmeye çalışıyorum bu konu biraz dönüyor italya ahalisini ilk önce şunu söylemeliyim ki

some people buy a car with a soft top car okay now that you can take the roof down and

bazı insanlar soft top araba alıyor tamam şimdi tavanı indirebiliyorsunuz ve

then you notice it's got a diesel engine in it I think the whole point of having us you

sonra içinde dizel motor olduğunu fark ediyorsunuz bence Bize sahip olmanızın tüm amacı,

don't want to hear a rattling noise e diesel engine I mean if you if you've got the money

bir tıkırtı sesi duymak istemiyorsunuz e dizel motor yani, eğer

to buy a soft top car at least put a decent engine in it not a diesel what are you worrying

üstü yumuşak bir araba alacak paranız varsa, en azından içine dizel değil, iyi bir motor koyun, neden endişeleniyorsunuz?

about fuel economy for but a v6 or a v8 in it because he doesn't actually over there

yakıt ekonomisi hakkında ama içinde bir v6 veya bir v8 çünkü o aslında

over the year if you add up if you do ten thousand miles a year and you're getting 10

yıl boyunca orada değil, toplarsanız yılda on bin mil yaparsanız ve

miles per gallon less by putting a petrol engine as opposed to a diesel you really gonna

benzinli bir motor koyarak galon başına 10 mil daha az yol alırsınız. bir dizelin aksine,

cost you about another two hundred pounds a year not quite sure what any of this has

size gerçekten yılda yaklaşık iki yüz pound daha mal olacak, bunun İngilizlerle ne ilgisi olduğundan tam olarak emin değilsiniz, tamam, bu yüzden çıldırmışsınız,

to do with the English okay so you're mad mad yes - this is the Duncan it's a very interesting

evet - bu Duncan, çok ilginç,

excited English less so today we're doing is an English English lesson you got me under

heyecanlı bir İngiliz daha az bu yüzden bugün bir İngilizce İngilizce dersi yapıyoruz, beni arabaların altına aldınız,

cars you know what happens just just take it down BT dude just just take it down and

ne olduğunu biliyorsunuz, sadece indirin BT ahbap, sadece indirin ve

there are lots of people out there who are relaxing on a Sunday and they don't have any

orada bir Pazar günü dinlenen bir sürü insan var ve onlar yapmıyor' hiç

interesting cars what whatsoever I messed up my own car channel well yes what is this

ilginç arabam yok ne neyse kendi araba kanalımı karıştırdım peki evet bu nedir

is this like you're in tune with mr. Steve I could talk about cars all day you remember

bu bey ile uyum içindesiniz gibi. Steve, bütün gün arabalardan bahsedebilirim, hatırlıyorsun, hatırla,

remember when you you launched your music I think we should change subjects do you remember

müziğini başlattığında bence konuyu değiştirmeliyiz,

when you started your YouTube channel where you were teaching music to people and and

insanlara müzik öğrettiğin ve

you only made two episodes I don't really remember that mr. Duncan it's seem to remember

sadece iki bölüm yaptığın YouTube kanalına başladığın zamanı hatırlıyor musun? gerçekten unutmayın bay Duncan bir şeyi hatırlıyor gibi görünüyor

something and then maybe some other events in life got in the way like we had to move

ve sonra belki de hayattaki başka olaylar önümüze çıktı, sanki

house as I I think that was way before we moved about three years before very difficult

evi taşımak zorunda kaldık, çünkü bence bu, biz taşınmadan yaklaşık üç yıl önceydi,

having their own YouTube channel if isn't easy a lot of people say oh it looks so easy

kendi YouTube kanalına sahip olmak çok zordu, eğer kolay değilse. birçok insan

having your own YouTube channel it must be so easy you need time and effort and you must

kendi YouTube kanalına sahip olmanın çok kolay göründüğünü söylüyor, çok kolay olmalı, zamana ve çabaya ihtiyacın var ve

be a millionaire but not it's not easy and I'm not a millionaire I can I can tell you

bir milyoner olmalısın ama bu kolay değil ve ben bir milyoner değilim, bunu sana

right now I'm a I'm about two million pounds short of being a millionaire we are going

şimdi söyleyebilirim Ben bir milyoner olmak için yaklaşık iki milyon pound eksiğim,

to take a little break because this is live English on a Sunday afternoon can you believe

biraz ara vereceğiz çünkü bu bir Pazar öğleden sonra canlı İngilizce,

it now I thought it's always nice to take a look at all of the people who are watching

şimdi inanabiliyor musunuz, hepsine bir göz atmanın her zaman güzel olduğunu düşündüm.

around the world so let's now take a look at some of the flags and some of the names

dünyanın dört bir yanından izleyen insanlar bu yüzden şimdi saat 3'e yaklaşırken bizi izleyen bazı bayraklara ve bazı ülkelerin isimlerine bir göz atalım

of the countries that are watching us as we approach 3 o'clock

do digit I hope you enjoyed that flags of the world it's a Sunday it's a fun day this

do hanesi umarım bu dünya bayraklarını beğenmişsinizdir a Pazar eğlenceli bir gün bu

is live English

canlı İngilizce

did do yes every Sunday at 2 p.m. you can see a live English stream it's English in

yaptı evet her Pazar saat 14:00'te. canlı bir İngilizce akışı görebilirsiniz, bölgenizde İngilizce,

your area what does it look like what does English in your ear look like it looks like

neye benziyor Kulağınızda İngilizce buna benziyor Kulağınızda

this English in your ear did you do it I think that's going to be that's gonna be the big

bu İngilizce gibi görünüyor, bunu yaptınız mı, bence bu olacak, bu büyük

new craze for 2019 people poking themselves in the ear English in your ear I like it in

yeni çılgınlık olacak 2019 için insanlar kendilerini kulağına sokuyor Kulağına İngilizceyi seviyorum

one ear and out of the other sorry Steve you sure it isn't English in one ear and out of

bir kulağımda diğerinden çıkıyor üzgünüm Steve eminsin İngilizce bir kulaktan girip diğerinden çıkmıyor

the other that means something completely different doesn't it what does that mean that

bu tamamen farklı bir şey ifade ediyor değil mi? bu şu anlama mı geliyor

but it's something goes in one ear out the other it means you don't remember it doesn't

ama bir şey bir kulağından giriyor diğerinden çıkıyor hatırlamadığın anlamına geliyor öyle değil mi

it so it's a complete if you say to somebody oh that's gone in one ear and out the other

yani birine ah bu bir kulağından girip diğerinden çıkıyor

it means that they've heard something but they haven't remembered it oh I see we understood

dersen tam olur bir şey duydum ama hatırlamıyorlar ah anlıyoruz anladık

it oh I say so literally it goes in one ear and then straight out the other yes it's a

ah diyorum ki kelimenin tam anlamıyla bir kulaktan girip diğerinden çıkıyor evet bu bir deyim

phrase isn't it so it's for something to go in one ear and out the other which is the

değil mi yani bir kulağa bir şey girmesi için ve Bu kanalda

complete opposite of what we want to achieve on this channel we wanted to go into the ear

başarmak istediklerimizin tam tersi olan diğerinden kulağa girip

and stay in there and be remembered and really home didn't I'm really hoping the things we

orada kalmak ve hatırlanmak istedik ve gerçekten evde değil miydi gerçekten umarım söylediğimiz şeyler

say will stay in your head and they won't go out the other side yes if you if you get

sizde kalır kafa ve diğer tarafa gitmeyecekler evet eğer

annoyed with somebody if you tell somebody something for example if you said to somebody

birine sinirlenirsen birine bir şey söylersen örneğin birine senle

I'll meet you later tonight at 8 o'clock outside the that new pub and then later on they they

bu akşam saat 8'de o yeni barın dışında buluşacağım demişsen ve daha sonra

don't turn up because they've forgotten where you were meeting them you might say to them

gelmezler çünkü onlarla nerede buluştuğunuzu unuturlar, onlara

anything I'd tell you it just goes in one ear and out of the other and parents often

her şeyi söyleyebilirsiniz, size söyleyeceğim bir kulağından girip diğerinden çıkar ve ebeveynler

say that to their children don't they yes will you listen to me ever anything I tell

bunu çocuklarına sık sık söyler. onlar değil mi evet beni dinler misin

you it just goes in one ear out the other so do you have a person Steve in your life

sana ne söylesem bir kulağından girip diğerinden çıkıyor yani hayatında

who you like to share your your deepest worries with or your fears who do you trust now I

en derin endişelerini veya korkularını paylaşmaktan hoşlandığın biri var mı Steve şimdi güven

know you have a of really good friends you like to chat with don't you yes and but but

biliyorum sohbet etmeyi sevdiğin çok iyi arkadaşların var değil mi ama

who else would you say that you you trust you made a confidant a confidante confidant

başka kime güvendiğini söylersin sırdaş yaptın sırdaş

somebody who I trust a person with with with whom you can share your woes your worries

güvendiğim biri kiminle birlikte dertlerinizi paylaşabilirsiniz endişelerinizi korkularınızı

your fears maybe something you are uncertain earth is there any person who might spring

belki bir şeyden emin değilsiniz dünya aklınıza gelebilecek herhangi biri var mı

to mind not really yeah how about some very good friends that I may confide things in

gerçekten değil evet peki ya bazı şeyleri güvenebileceğim bazı çok iyi arkadaşlar

oh you mean you mr. Duncan what i confide things in you well I think so we've known

ah yani siz bayım. Duncan, sana bazı şeyleri iyi açıkladığımı düşünüyorum, bu yüzden

each other for 30 years I think that I can tell you pretty much anything okay quite everything

birbirimizi 30 yıldır tanıyoruz, sanırım sana hemen hemen her şeyi söyleyebilirim tamam, oldukça her şeyi

but nearly everything I think we all need to have some little secrets don't we yeah

ama neredeyse her şeyin bence hepimizin bazı küçük sırları olmalı, değil mi? evet

we can't tell our loved ones everything I think we have to have some or do we I don't

sevdiklerimize her şeyi söyleyemeyiz bence biraz olmalı mıyız yoksa

know maybe do you trust your partner with everything or do you keep some little secrets

partnerinize her konuda güveniyor musunuz yoksa bazı küçük sırlar saklıyor musunuz

back yes that you don't want to tell them about actually you might have done actually

evet söylemek istemediğiniz

Lillian mentioned the skeleton in the closet so maybe there are some things that we we

Lillian dolaptaki iskeletten bahsetmişti, bu yüzden belki yaptığımız bazı şeyler vardır

have done or something that we've said in the past something that we don't want to share

ya da geçmişte söylediğimiz ve diğer insanlarla paylaşmak istemediğimiz bir şey vardır, bu

with other people so we have things that are still locked inside us each person has a skeleton

yüzden biz hala içimizde kilitli olan şeylere sahip olmak her insanın dolabında bir iskeleti vardır

in the closet all that could be at some point someone could open that cupboard door and

bunların hepsi bir noktada birileri o dolabın kapısını açabilir ve

that secret could be revealed for all to see and quite often if you've done something bad

bu sır herkesin görmesi için açığa çıkabilir ve çoğu zaman kötü bir şey yaptıysanız

in your past for example politicians get caught out with this a lot them they because politicians

örneğin, geçmişiniz politikacılar buna çok fazla yakalanırlar çünkü politikacıların

have to be seen to be perfect and and not and being good and not and not saying anything

mükemmel olduğu ve iyi olmadığı ve iyi olduğu ve kötü bir şey söylemediği

bad or doing anything bad but often in their past particularly when they're younger or

veya kötü bir şey yapmadığı görülmek zorundadır, ancak çoğu zaman geçmişlerinde, özellikle de Daha genç ya da

their teenage years a lot of politicians are now being caught out because somebody finds

gençlik yıllarında birçok politikacı, birileri geçmişte

some bit of film or something that they've said done in the past which is controversial

yaptıkları tartışmalı bir film ya da bir şey bulduğu için yakalanıyor

and let's face it haven't we all set things in our teenage years which we probably would

ve kabul edelim, hepimiz gençlik yıllarımızda bir şeyler belirlemedik mi? ki muhtemelen

wouldn't say now yes I think I think the main thing of course nowadays is is typing things

şu anda evet demezdik, bence bugünlerde en önemli şey elbette Twitter'da bir şeyler yazmak

on Twitter and then you forget that you said it and then years go by and then you become

ve sonra bunu söylediğinizi unutuyorsunuz ve sonra yıllar geçiyor ve sonra

famous and all of those things you said all of those things you wrote on Twitter are still

ünlü oluyorsunuz ve tüm bu şeyler Twitter'da yazdığınız tüm o şeylerin hala

there and what happens now and this is part of modern journalism many journalists will

orada olduğunu ve şimdi olanların modern gazeteciliğin bir parçası olduğunu söyledi.

spend hours looking at a person's timeline they will go down the timeline and they will

go way back in time to their early years or their early posts on Twitter just to see what

Yıllardır veya Twitter'daki ilk gönderilerinde, sadece ne söylediklerini görmek için

they've said in quite often you will find there are things on there that are a little

oldukça sık, orada

embarrassing things they've typed in the past maybe in the heat of the moment so this is

geçmişte yazdıkları biraz utanç verici şeyler olduğunu göreceksiniz, belki de anın hararetinde, yani bu

something that happens a lot in modern journalism I call it lazy journalism because you may

bir şey Bu modern gazetecilikte çok olur ben buna tembel gazetecilik diyorum çünkü

have noticed recently that there have been a lot of events taking place around the world

son zamanlarda dünya çapında pek çok olay olduğunu fark etmişsinizdir

and you will find that journalists often get their information straight from the internet

ve gazetecilerin bilgilerini doğrudan internetten,

maybe from a Facebook page or maybe from a Twitter account and sometimes they get the

belki bir Facebook sayfasından aldıklarını göreceksiniz. veya belki bir Twitter hesabından ve bazen

information wrong but that is one of the things that journalists do now they will go straight

bilgileri yanlış anlıyorlar ama bu, gazetecilerin şimdi yaptığı şeylerden biri,

to Twitter or to Facebook to try and find some information about this person's background

bu kişinin geçmişi

or their early life because many people now have been on the internet or on the social

veya erken yaşamı hakkında bazı bilgiler bulmak için doğrudan Twitter veya Facebook'a gidiyorlar çünkü birçok insan şimdi yıllardır internette ya da sosyal

media sites for years I've been on Facebook for over 10 years but of course even if even

medya sitelerindeyim 10 yılı aşkın süredir facebooktayım ama tabi

it might not even be that it could be somebody could find something that you've said or done

o olmasa bile birileri senin söylediğin ya da yaptığın bir şeyi bulabilirdi.

or politician in his fifties hmm that when he was in his teenage years maybe or early

ya da ellili yaşlarındaki politikacı hmm o genç yaşlarındayken belki ya da yirmili

twenties before you probably formed all your opinions and and already thought about the

yaşlarının başındayken muhtemelen tüm fikirlerinizi oluşturdunuz ve zaten

world and what it all means we've all said and done things haven't we there could be

dünya ve bunun ne anlama geldiği hakkında çoktan düşündünüz hepimiz bir şeyler söyledik ve yaptık, orada değil miydik?

a photograph with a view with dressed in inappropriate uniform or inappropriate clothing yes that

uygunsuz üniforma veya uygunsuz kıyafet giymiş bir manzaraya sahip bir fotoğraf olabilir evet, o zaman

somebody might then say oh look he's racist she's racist or something like that and what

birisi ah bak o ırkçı o ırkçı veya onun gibi bir şey diyebilir ve

you find now is they cringe cringing Lee these politicians are going on television and having

şimdi bulduğunuz şey Lee'yi korkutup sindirmek, bu politikacılar televizyona çıkıyor ve bunu yapmak zorunda kalıyorlar

to apologise for things that they did and I'm not sure that that's fair because I mean

Yaptıkları şeyler için özür dilerim ve bunun adil olduğundan emin değilim çünkü

somebody like Donald Trump would never apologise for anything that he's done no but that's

Donald Trump gibi biri yaptığı hiçbir şey için asla özür dilemez hayır ama bu

a different situation get away with it yes but that's a different situation because now

farklı bir durum yanına kâr kalsın evet ama bu farklı bir durum çünkü artık

he's he has power where you can do anything so that the wealthier you get or maybe the

o o her şeyi yapabileceğiniz bir güce sahiptir, böylece ne kadar zengin olursanız veya belki de ne kadar çok

more power you hold that the more you can actually get away with and I think that is

güce sahip olursanız o kadar çok paçayı sıyırırsınız ve bence bu,

true in many walks of life in business or in certain industries but what that's quite

iş hayatında veya belirli sektörlerde hayatın birçok alanında doğru ama bu oldukça

interesting actually what you just said because there are a lot of cases especially in the

aslında az önce söyledikleriniz ilginç çünkü özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde pek çok vaka var,

United States everyone is looking at each other's social media timelines to try and

herkes söylediklerini bulmak için birbirinin sosyal medya zaman çizelgelerine bakıyor

find something that they said or they're going back to maybe their their College yearbook

veya belki de üniversite yıllığına geri dönüyorlar

yeah there are photographs that maybe maybe now would be inappropriate but in the past

evet var belki şimdi uygunsuz olacak ama geçmişte

wouldn't have been so I think yes yes this happens a lot so so maybe I you know what

olmayacaktı bu yüzden sanırım evet evet bu çok oluyor bu yüzden belki bu

I'm gonna do tonight Steve I'm going to check I'm going to check my Twitter just to make

gece ne yapacağımı biliyorsun Steve kontrol edeceğim gidiyorum geçmişte

sure there's nothing on there that I've said in the past that it might get me into trouble

söylediğim ve başımı belaya sokabilecek hiçbir şey olmadığından emin olmak için Twitter'ımı kontrol etmek

everyone was probably looking right now yes I bet they're all going there now it's having

a look no so yes the question really is when when should you apologize for something nobody

soru gerçekten ne zaman bir şey için ne zaman özür dilemelisin kimse

interestingly enough we were watching something yesterday Bill Maher show weren't we and there

yeterince ilginç dün bir şey izliyorduk Bill Maher şovu biz ve

was a politician on there which is an American show sort of chat show isn't it and so I can't

orada bir politikacı vardı ki bu bir Amerikan şovu, bir tür sohbet programı, değil mi ve ben de yapabilirim '

remember what the phrase was now there was he was asking when should you apologize for

Şu cümlenin ne olduğunu hatırla, geçmişte yaptığın bir şey için ne zaman özür dilemen gerektiğini soruyordu

something you've done in the past and some somebody they had on a politician said I apologize

ve bir siyasetçiden biri,

when I've done something wrong but then he said but not when he said something after

yanlış bir şey yaptığımda özür dilerim dedi ama sonra dedi ama değil daha sonra bir şey söylediğinde

and I can't remember what it was now okay he said I apologize if I've done something

ve şimdi ne olduğunu hatırlayamadığımda tamam dedi, yanlış bir şey yaptıysam özür dilerim

wrong but not for something in the past that was sort of behavior that that was might not

ama geçmişte bir tür davranış olan, o

be wrong then but is wrong now because it's a different time isn't it you don't have to

zaman yanlış olmayabilir ama yanlış olan bir şey için değil şimdi farklı bir zaman olduğu için

keep apologizing for things you've done I'm obviously if you killed somebody oh robbed

yaptığın şeyler için sürekli özür dilemek zorunda değilsin

or something like that yes but we're not talking about that there always no we're not we're

talking about things that are that are minor or things that you may have done when society

önemsiz olan şeylerden veya toplum farklıyken yapmış olabileceğiniz şeylerden bahsetmiyoruz evet olay bu

was different yes that's the thing so if you do something 3040 years ago and then someone

yani 3040 yıl önce bir şey yaparsanız ve sonra birileri

says all you did that you you're a bad person I'll use were different yes and you could

yaptığınız her şeyin siz olduğunu söylerse kullanacağım kötü bir insan farklıydı evet ve

have you could have been drunk at the time you might have been with a group of friends

yapabilirdin o sırada sarhoş olabilirdin bir grup arkadaşınla birlikte olabilirdin

and everyone's egging each other along well certainly if you're a teenager yes because

ve herkes birbirini yumurtluyor olabilirdi kesinlikle eğer gençsen evet çünkü kabul edelim

let's face it are I did some stupid things when I was a teenager and I'm sure you did

Ben gençken bazı aptalca şeyler mi yaptım ve eminim sen de yaptın

as well Steve yes so that's it so sometimes I think it's a little unfair and people have

Steve evet yani bu yüzden bazen biraz haksızlık olduğunu düşünüyorum ve insanlar

to apologize for everything nowadays saying sorry Barbra Streisand can you believe it

bugünlerde her şey için özür dilemek zorunda kalıyor üzgünüm Barbra Streisand buna inanabiliyor musun

Barbra Streisand was in trouble yesterday for comments she made about some of the young

Barbra Streisand dün, Michael Jackson hakkında konuşan bazı genç erkekler hakkında yaptığı yorumlar nedeniyle başı beladaydı

men who have come forward now talking about Michael Jackson and she said something yesterday

ve dün

that she has the right to an opinion but some people disagreed some people agreed but that's

bir görüşe hakkı olduğunu söyledi, ancak bazı insanlar aynı fikirde değildi, bazıları aynı fikirdeydi ama

just the way it works so you don't always have to say sorry for things you've said but

bu böyle. İşe yarıyor, böylece söylediğin şeyler için her zaman özür dilemek zorunda kalmıyorsun ama

on the other side of the coin sometimes you have to say sorry and it's not the easiest

madalyonun diğer tarafında bazen özür dilemelisin ve bu yapılacak en kolay

thing to do is it Steve that's true some people think it shows weakness just to say you're

şey değil Steve bu doğru, bazı insanlar bunun zayıflık gösterdiğini düşünüyor sadece

sorry and that it puts you in a weak position yes Albert and other people think it's a sign

üzgün olduğunu ve bunun seni zayıf bir konuma soktuğunu söylemek için evet Albert ve diğer insanlar bunun bir güç işareti olduğunu düşünüyor

of strength and I think that's what you said earlier about people like Donald Trump who

ve bence bunu bir güç olarak gördükleri için asla özür dilemeyen Donald Trump gibi insanlar hakkında daha önce söylediğin şey buydu.

never apologize because they do see it as a sign of weakness yes because whatever they

zayıflık işareti evet çünkü o

did at the time it was it was they don't regret it and so they weren't apologized for it and

sırada ne yaptılarsa pişman olmadılar ve bu yüzden özür dilemediler ve

some people never will because if they apologize they do see it as a sign of weakness but I

bazı insanlar asla özür dilemezler çünkü özür dilerlerse bunu bir zayıflık işareti olarak görürler ama ben gerçekten yanlış bir şey

think it's a sign of strength if you've done something genuinely wrong yes I think that's

yaptıysan bunun bir güç işareti olduğunu düşünüyorum evet bence

what that politician said on Bill Maher's show he'll apologize if something's wrong

o politikacı Bill Maher'in programında böyle demişti yanlış bir şey varsa özür diler

but not if it's an opinion if it's if he's making an opinion about something yes and

ama bu bir görüşse değil eğer bir şey hakkında görüş bildiriyorsa evet ve

people are offended by that he's not going to apologize about that he's gonna apologize

İnsanlar onun özür dilemeyeceğine,

if he's done something wrong and I think that's a fair point yeah because it's you know you

yanlış bir şey yaparsa özür dileyeceğine kızıyorlar ve bence bu haklı bir nokta, evet çünkü bir şey

should be able to express your opinion on something and not have to apologize for that

hakkında fikrini ifade edebilmen gerektiğini ve o insanlar için özür dilemek zorunda kalmaman gerektiğini biliyorsun.

people might get upset about it but you shouldn't have to apologize unless you've you know you

bu konuda üzülebilirsin ama özür dilemene gerek yok, eğer

know unless you saying something really offensive yes well that's it if just giving an opinion

gerçekten saldırgan bir şey söylemediysen biliyorsun, biliyorsun, evet, o sadece

about a subject if it's not what everybody agrees with it doesn't mean you have to apologize

bir konu hakkında fikir veriyorsa, herkesin aynı fikirde olmadığı bir şey değilse, öyle değil yani özür dilemek zorundasın bence

I think if you are inciting hatred or violence if you are encouraging people to do something

nefreti veya şiddeti kışkırtıyorsan insanları böyle bir şey yapmaya teşvik ediyorsan

like that maybe go out and commit a crime if you are encouraging people to do bad things

belki dışarı çıkıp suç işlemeye teşvik ediyorsan

then that's a different thing altogether but I think opinions should always be shared you

o zaman bu tamamen farklı bir şey ama bence görüşler her zaman paylaşılmalı genel olarak toplumdan bahsederken kesinlikle

should never be in a position where opinions are suppressed certainly when we talk about

fikirlerin bastırıldığı bir konumda olmamalısınız

society in general and I could mention I suppose I could mention some countries that do have

ve

very strong censorship laws China is a very good example of that they censor everything

çok güçlü sansür yasalarına sahip bazı ülkelerden bahsedebilirim sanırım Çin buna çok iyi bir örnek verebilirim her şeyi,

especially the internet so that there are instances where views and opinions are suppressed

özellikle interneti sansürleyin, böylece görüşlerin ve fikirlerin bastırıldığı durumlar olur,

but in many countries now of course you can say what you think within reason as long as

ancak artık birçok ülkede,

you're not encouraging people to do bad things yes I think that's what it comes down to exciting

insanları kötü şeyler yapmaya teşvik etmediğiniz sürece, ne düşündüğünüzü mantıklı bir şekilde söyleyebilirsiniz, evet, bence öyle heyecan verici

racism or something like that so the live chats are law the live chat is very busy today

ırkçılığa veya buna benzer bir şeye iniyor, bu yüzden canlı sohbetler kanundur, canlı sohbet bugün çok meşgul

Steve it is indeed a look well yes if you say something that really upsets somebody

Steve gerçekten iyi bir bakış, evet, birini gerçekten üzen bir şey söylerseniz,

but if it's your opinion about something then you don't necessarily have to apologize for

ancak bu bir şey hakkındaki fikrinizse, o zaman söylemezsiniz. Bunun için mutlaka özür dilemek zorunda olduğumu

that I don't think but if you if you do something wrong against somebody then then obviously

düşünmüyorum ama eğer birine karşı yanlış bir şey yaparsan o zaman açıkça

you know you can do but we're not really discussing that well well I've got lots of words to do

yapabileceğini biliyorsundur ama biz gerçekten o kadar iyi tartışmıyoruz kullanmakla ilgili yapacak çok sözüm var

with use of the words sorry yes which I can share with later and also use of the word

Üzgünüm evet kelimelerinden daha sonra paylaşabileceğim ve ayrıca güven kelimesinin kullanımı

trust and we are looking at the live chat right now now is it easy to say sorry Pedro

ve şu anda canlı sohbete bakıyoruz Üzgünüm demek kolay mı Pedro

says there is a song it's hard to say I'm sorry yes there is there is I think it's by

bir şarkı var diyor söylemesi zor Üzgünüm evet var var sanırım

REO Speedwagon so yes there was a famous song called hard to say I'm sorry but Tomic makes

REO Speedwagon'a ait bu yüzden evet söylemesi zor adlı ünlü bir şarkı vardı Üzgünüm ama Tomic

a point there which we just touched on beliefs and opinions that's hate and wrongdoing yes

orada nefret ve yanlış olan inanç ve görüşlere değindiğimiz bir noktaya değiniyor evet

well there are laws against that hmm and probably quite rightly so you're not allowed to make

pekala buna karşı yasalar var hmm ve muhtemelen oldukça haklı olarak,

racist comments or comments about yes comments about religion that might incite some form

ırkçı yorumlar yapmanıza veya evet hakkında yorumlar yapmanıza izin verilmez,

of violent backlash for example yes and and Teresa may our Prime Minister has got herself

örneğin, evet ve Teresa, Başbakanımız kendini

into into a bit of hot water ah and a sort of not quite apologize but sort of have had

biraz sıcak suya sokmuş olabilir. ah ve bir nevi tam olarak özür dilemedi ama bir

to well I think she has kind of apologized because she went on if anyone's been watching

bakıma özür dilemek zorunda kaldı bence bir nevi özür diledi çünkü

that this week Teresa may rent live on television this week to make a statement directly to

bu hafta Teresa'nın bu hafta televizyonda canlı yayın kiralayarak doğrudan İngiliz halkına bir açıklama yapabileceğini izleyen biri varsa devam etti.

the British people it was very short a very short statement which has where she basically

çok kısaydı,

criticized the MPs for not making any decisions over brexit and basically saying it's not

milletvekillerini brexit hakkında herhangi bir karar vermemekle temelde eleştirdiği ve temelde bunun

my fault it's the MPs fault and that has got into a lot of hot water or a lot of problems

benim hatam olmadığını, milletvekillerinin hatası olduğunu ve çok fazla sıcak suya veya birçok soruna bulaştığını söyleyen çok kısa bir açıklamaydı.

and it's caused a bit of a backlash and in fact some MPs have suggested that she could

bu biraz tepkiye neden oldu ve aslında bazı milletvekilleri, onun

be inciting people to take violent action against politicians yes I think this is what

insanları politikacılara karşı şiddet içeren eylemlerde bulunmaya teşvik edebileceğini öne sürdüler evet bence onları bu yüzden

she's blaming them he's blaming politicians for decisions on brexit not being made and

suçluyor ayrılma konusunda alınmayan kararlar için politikacıları suçluyor ve

some MPs have had death threats since she made that statement and I think she's now

bazı milletvekilleri bu açıklamayı yaptığından beri ölüm tehditleri savuruyor ve sanırım şimdi bunu yapmak

having to she's now regretting what she said yes she's been encouraging people to turn

zorunda, söylediği şeyden pişmanlık duyuyor evet insanları milletvekillerine karşı dönmeye teşvik ediyor

against against MPs MP could you know what happens if somebody got seriously injured

milletvekili bunun sonucunda biri ciddi şekilde yaralanırsa

or murdered as a result of that hmm and this is what politicians do they blame Donald Trump

veya öldürülürse ne olur biliyor musunuz hmm ve politikacılar

a lot for this for sort of not exactly saying directly he talked directly to the the public

bunun için Donald Trump'ı çok suçluyorlar çünkü doğrudan halkla doğrudan konuştuğunu tam olarak söylemediği için

right a lot and people say well you could read between the lines what's he really saying

çok doğru ve insanlar satır aralarını okuyabileceğinizi söylüyorlar gerçekten ne diyor

there is he inciting people to behave in a certain way well he's a clever person he knows

orada insanları kışkırtıyor mu? belli bir şekilde davran o zeki bir insandır

how far he can go yes without actually seeming as if he's encouraging people to do bad things

ne kadar ileri gidebileceğini bilir evet aslında insanları kötü şeyler yapmaya teşvik ediyormuş gibi görünmeden evet bu yüzden bu ama

so this is it but that's that's one of the things about being a politician or someone

politikacı ya da kendi adına konuşan biri olmanın özelliklerinden biri de bu

who speaks for a living you know how far to go you know the things you can say in the

bir yaşam ne kadar ileri gideceğini biliyorsun söyleyemeyeceğin şeylerde söyleyebileceğin şeyleri biliyorsun

things you can't say so it's all go as I showed on the screen just will bricks it happen because

yani her şey ekranda gösterdiğim gibi gidiyor sadece tuğlalar olacak mı çünkü

we're all still in suspense so it might be next month it might be two months from now

hepimiz hala merak içindeyiz bu yüzden olabilir gelecek ay bundan iki ay sonra olabilir,

so who knows no one knows at the moment we are still in the dark by the way did you see

bu yüzden kim bilir kimse bilmiyor şu anda hala karanlıktayız bu arada

the news report this week Steve there is a great news report with people talking about

bu haftaki haberi gördün mü Steve insanların bir şeyden bahsettiği harika bir haber raporu var

one of the things that might be affected yeah yes do you remember yes because if if we leave

bu etkilenebilir evet evet hatırlıyor musunuz evet çünkü

Europe without a deal and there's what they call the hard brexit there could be shortages

Avrupa'yı anlaşmasız bırakırsak ve sert Brexit dedikleri şey olursa

of certain items I mean you would think that food and medicine were the important things

bazı kalemlerde kıtlık olabilir yani gıda ve ilacın önemli şeyler olduğunu düşünürdünüz

but in fact they've been talking about the possibility of a shortage of toilet paper

ama aslında tuvalet kağıdı kıtlığı olasılığından bahsediyorlar

there might be there might be a shortage of toilet paper what a disaster that would be

tuvalet kağıdı kıtlığı olabilir bu ne felaket

yes so if brexit happens and we don't have a deal then we won't be able to wipe our bottoms

evet bu yüzden Brexit olursa ve bir anlaşmamız olmazsa o zaman olmayacağız kıçımızı silebiliyoruz

and that well certainly I know I know for mr. Steve mr. Steve that would be a very bad

ve bunu kesinlikle biliyorum Bay için biliyorum . steve bey Steve bu gerçekten çok kötü bir

thing indeed I know what you're suggesting yes I mean this is this is the level of debate

şey olurdu ne önerdiğini biliyorum evet demek istediğim bu

that we now have in the UK that we have to talk about shortages of toilet paper yes by

şu anda Birleşik Krallık'ta tuvalet kağıdı kıtlığı hakkında konuşmak zorunda olduğumuz tartışma seviyesi bu evet

leaving Europe mean that that shows you the sorry state of affairs that we are now in

Avrupa'yı terk ederek şunu kastediyorum bu size şu anda içinde bulunduğumuz üzücü durumu gösteriyor

but I was genuinely genuinely alarmed I was actually quite nervous so I'm going to to

ama gerçekten paniğe kapılmıştım aslında oldukça gergindim bu yüzden

go into town tomorrow to the local supermarket and I'm going to buy is much toilet paper

yarın kasabaya yerel süpermarkete gideceğim ve çok fazla tuvalet kağıdı alacağım

as possible I'm going to well I'm going to put it all in the garage so tomorrow Steve

Mümkün olduğu kadar iyi olacağım, hepsini garaja koyacağım, bu yüzden yarın Steve,

when you come back from work the whole garage will be full of toilet paper you joke mr.

işten döndüğünüzde tüm garaj tuvalet kağıdıyla dolu olacak, şaka yapıyorsunuz bayım.

Duncan but in fact that has been happening around this country since that report came

Duncan, ama aslında bu, o rapor çıktığından beri bu ülkede oluyor,

out people now believe there is going to be a shortage of toilet paper and apparently

insanlar artık tuvalet kağıdı kıtlığı olacağına inanıyor ve görünüşe göre

the shops have been selling out a toilet paper yeah because people are stockpiling it I mean

dükkanlar tuvalet kağıdı satıyor evet, çünkü insanlar onu stokluyor demek istiyorum. tuvalet kağıdı

of all the things to be worried about its toilet paper well I think is a big thing well

hakkında endişelenecek şeyler bence büyük bir şey, iyi

you know maybe get your medicines sorted or maybe have a few cans of beans in or something

biliyorsun, belki ilaçlarını sırala ya da belki birkaç kutu fasulye ya da

like that but I'm you know there's always something you can do if you haven't got toilet

onun gibi bir şey ama ben biliyorsun, her zaman yapabileceğin bir şey var. tuvalet

paper you know so so what would be the the best alternative then so so if you can't get

kağıdın yok biliyorsun o yüzden en iyi alternatif ne olabilir o zaman peki

toilet paper so so what what's the next thing you could use Steve newspaper Oh Timmy I don't

tuvalet kağıdı bulamıyorsan sonraki ne olabilir Steve gazetesini kullanabilirsin Ah Timmy

use that because nobody buys newspapers anymore can't use newspapers what about leaves leaves

Onu kullanmıyorum çünkü artık kimse gazete almıyor gazete kullanamıyor peki ya yapraklar yapraklar evet yapraklar

yes you have used leaves the leaves are coming on the trees now so we're all right there

kullandınız yapraklar şimdi ağaçlara dökülüyor yani hepimiz oradayız evet

yes no the problem is we left we'll have to wait till summer maybe we just don't go to

hayır sorun şu ki ayrıldık yaza kadar beklememiz gerekecek belki biz sadece tuvalete sandalyeleri

the toilets until until they've sorted out the chairs your toilet you know I don't want

yerleştirene kadar tuvalete gitme, biliyorsun

to walk around with you no we're not joking people think we're joking but we're not people

seninle dolaşmak istemiyorum hayır şaka yapmıyoruz insanlar şaka yaptığımızı sanıyor ama biz insanlar değiliz

have been stockpiling toilet paper okay because they think we're going to run out of toilet

tuvalet kağıdı stokluyoruz tamam çünkü tuvalet kağıdımızın biteceğini düşünüyorlar

paper Ahnold says Connell says we don't use toilet paper here we just use water okay then

Ahnold diyor ki Connell burada tuvalet kağıdı kullanmıyoruz sadece su kullanıyoruz diyor

well that's it in a lot of countries that's a lot of information well when we to Malaysia

Malezya'ya gittiğimizde,

if you remember mr. Duncan they have very good facilities if you have to go for a number

hatırlarsanız, Mr. Duncan çok iyi tesislere sahipler, eğer iki numaraya gitmek zorundaysanız,

two then there's the hoses which is a very very high genie because toilet paper isn't

o zaman çok çok yüksek bir cin olan hortumlar var çünkü tuvalet kağıdı

really a very good way of maintaining anal hygiene shall we say good well it's not toilet

anal hijyeni korumanın gerçekten çok iyi bir yolu değil, iyi diyelim mi, tuvalet

paper is because it doesn't get rid of everything does it whereas if you have a good squirt

kağıdı değil çünkü her şeyi temizlemez, oysa

with a hose you clean you know that's I think is is a much more hygienic way of keeping

temizlediğin bir hortumla iyi bir fışkırttıysan bilirsin, bence bu, alt bölgelerini temiz tutmanın çok daha hijyenik bir yoluydu,

your nether regions were clean you talked like my auntie nether regions in other words

teyzemin alt bölgeleri gibi konuşuyordun başka bir deyişle

your bottom you know you know the worst thing Steve is well the worst thing is when you're

kıçını biliyorsun en kötü şeyi biliyorsun Steve iyi en kötü şey

using toilet paper and then and then your your finger goes through it Duncan how disgusting

tuvalet kağıdı kullandığın zaman ve sonra ve sonra parmağın tuvalet kağıdına giriyor Duncan ne kadar iğrenç

your finger goes through the toilet paper and you end it with little poo on your finger

parmağın tuvalet kağıdına giriyor ve sen bitiriyorsun parmağınızda küçük kaka olması

that's disgusting yes so lots of countries and we've been to them have hoses by the side

iğrenç evet çok fazla ülke ve biz onlara gittik tuvaletin yanında hortumlar var bu

of the toilet so you don't use paper you just you know get the water flowing and there you

yüzden kağıt kullanmıyorsunuz sadece bilirsiniz suyu akıtın ve işte

go yes sir you could just go out into the garden and wipe it on the grass you can wipe

gidiyorsunuz evet efendim siz bahçeye çıkıp çimenlere silebilirsin

your ass on the grass so saying sorry it's not an easy thing to do we all have to do

kıçını çimenlere silebilirsin bu yüzden özür dilerim demek kolay bir şey değil bunu hepimiz

it from time to time I personally don't worry about saying sorry sometimes it is a sign

zaman zaman yapmak zorundayız Kişisel olarak özür dileme konusunda endişelenmiyorum bazen bu bir

of strength it is people have said that yes I think so it's a it's a car it's a sign of

güç göstergesidir, insanlar öyle dediler ki evet bence bu bir araba

strength of character very busy oh thank you very much some nice comments your accent is

karakterin gücünün bir işareti çok meşgul oh çok teşekkür ederim bazı güzel yorumlar aksanınız

wonderful thank you very much other people are storing medicines such as paracetamol

harika çok teşekkür ederim diğer insanlar parasetamol gibi ilaçları depolamak

yes I suppose so you could do that yes toilet paper smuggler yes I think maybe there was

evet sanırım bunu yapabilmek için evet tuvalet kağıdı kaçakçısı evet bence belki

there will be a black market there'll be a secret supply of toilet paper Steve maybe

oradaydı karaborsa olacak gizli bir tuvalet kağıdı kaynağı olacak Steve belki

a brown market oh dear that's that's good hell I like that's classy that's very classy

kahverengi bir pazar oh canım bu iyi cehennem Bu klas bu çok klas

so maybe there will be a secret supplier of toilet paper and then after a couple of years

bu yüzden belki gizli bir tuvalet kağıdı tedarikçisi olacak ve sonra birkaç yıl sonra

maybe toilet paper will be like gold it'll be very expensive so maybe one roll of toilet

belki tuvalet kağıdı altın gibi olacak çok pahalı olacak bu yüzden belki bir rulo tuvalet

paper might cost 10 pounds we'll just have to be economical because let's face it when

kağıdı 10 sterline mal olabilir biz Sadece ekonomik olmalıyız, çünkü bununla yüzleşelim, stokta

you when you know you've got a lot of something in stock you tend to waste it don't you if

çok fazla şey olduğunu bildiğinizde, onu boşa harcama eğilimindesiniz, öyle mi diye

you think oh I've got ten packs of toilet paper okay you tend to when you go to the

düşünüyorsanız, on paket tuvalet kağıdım var tamam mı? tuvalete gittiğinizde

loo you tend to use more of it it's like if you know you've got a lots of water it's as

daha fazla kullanma eğilimindesiniz, sanki çok fazla suyunuz olduğunu biliyormuşsunuz gibi,

a water shortage like we had last shakers the hot weather yeah you you you you automatically

su eksikliği gibi, son çalkalayıcılarımız gibi, sıcak hava, evet sen sen sen otomatik olarak

use less water so you don't waste as much you take less time in the shower when you

daha az su kullanıyorsun yani israf etmezsiniz, duşta daha az zaman harcarsınız,

know you've got a big supply of something you tend to waste more of it hmm and when

çok miktarda bir şeyiniz olduğunu bildiğinizde, daha fazlasını boşa harcarsınız ve bir

you know there's a shortage of something you tend to use it more economically yes all right

şeyin kıt olduğunu bildiğiniz zaman, onu daha çok kullanırsınız. ekonomik olarak evet pekala, içinde

it's it's like a state of mind that you're in I think so so we're coming up to we're

olduğun bir ruh hali gibi sanırım öyle yani yaklaşıyoruz

coming up to Harper's three Steve we're going to have a little break because yesterday well

Harper's üç Steve'e geliyoruz biraz ara vereceğiz çünkü dün yani

it it's spring it's definitely spring and yesterday mr. Steve was out in the garden

bahar geldi kesinlikle bahar ve dün bayım. Steve bahçede

doing something very special oh hello there spring 2019 has arrived and

çok özel bir şey yapıyordu oh merhaba 2019 baharı geldi ve

as usual it is a very busy time of year especially for mr. Steve because he has to do lots of

her zamanki gibi yılın çok yoğun bir zamanı özellikle Mr. Steve çünkü

chores outside in fact right now as I speak mr. Steve is in the garage doing something

şu anda dışarıda pek çok ev işi yapması gerekiyor, ben konuşurken Bay. Steve garajda

very technical shall we go and have a look and see what he is up to come on then let's

çok teknik bir şey yapıyor, gidip bir bakalım ve neler yaptığına bakalım, sonra hadi

go come on don't be shy let's go oh hello mr. Steve oh hello mr. Duncan so can you tell

gidelim hadi utanma haydi gidelim oh merhaba bayım. Steve oh merhaba bayım. Duncan,

us what you are doing today it looks very interesting well this blade has been sharpened

bize bugün ne yaptığını anlatır mısın, çok ilginç görünüyor, bu bıçak bilendi

because it was a bit blunt for the lawnmower so I took the blade off myself took it to

çünkü çim biçme makinesi için biraz kördü, bu yüzden bıçağı kendim çıkardım,

this place and they've sharpened it for me they did it for free which is very good because

buraya götürdüm ve onlar benim için bilediler bedavaya yaptılar ki bu çok iyi çünkü

I bought some oil off the minute and a new spark plug and now I'm going to fit it back

anında biraz yağ ve yeni bir buji aldım ve şimdi tekrar takacağım

on again and then I need to cut the glass because it's getting a bit long so I'll put

ve sonra camı kesmem gerekiyor çünkü biraz uzun oluyor bu yüzden ben

this back on having determined which way round it goes we think I've disconnected the spark

Hangi yöne gittiğini belirledikten sonra bunu tekrar koyacağız

plug for safety just we don't there's accidentally going off although there is no petrol in it

güvenlik için bujiyi söktüğümü düşünüyoruz ama içinde benzin olmamasına rağmen yanlışlıkla patlamıyor

because I haven't used it yet this year but nevertheless we don't undertake any risks

çünkü bu yıl henüz kullanmadım ancak yine de herhangi bir risk almıyoruz, şu anda elinizde

what's that particular thing you've got in your hand now that's a socket wrench and that

olan o özel şey nedir, bu bir lokma anahtardır ve bu, cıvataları sökmek ve ayrıca bujiyi çıkarmak için

can be used for it's a very handy tool for undoing bolts and also for taking the spark

çok kullanışlı bir alet olduğu için

plug out tell us a bit more about the sparkplug mr.

bize söyleyin buji hakkında biraz daha bilgi mr.

Steve what exactly does the sparkplug do the sparkplug is a very important part of a petrol

Steve, buji tam olarak ne işe yarar, buji bir benzinli motorun çok önemli bir parçasıdır

engine because as the name suggests the spark goes across the gap in the spark plug and

çünkü adından da anlaşılacağı gibi kıvılcım bujideki boşluktan geçer ve yakıtı

that ignites the fuel the petrol going into the cylinder and in this particular lawnmower

ateşleyen benzin silindire girer ve bu özel çim biçme

there's only one cylinder so we only have one spark plug but in a car you might have

makinesinde sadece bir silindir, yani bizde sadece bir buji var ama bir arabada eğer

four or five or six or eight if you're lucky and so that ignites the the fuel and air mixture

şanslıysanız dört veya beş veya altı veya sekiz tane olabilir ve böylece tüm makineye güç sağlayan yakıt ve hava karışımını tutuşturmak

which powers the whole machine is it important to get the gap in the spark plug correct it

önemlidir. Bujideki boşluğu düzeltin,

is you need to have the correct gap because if it's too wide you won't get a spark at

doğru boşluğa sahip olmanız gerekir çünkü çok genişse hiç kıvılcım almazsınız

all and if it's too narrow the spark won't be bright enough or powerful enough and then

ve çok darsa kıvılcım yeterince parlak veya yeterince güçlü olmaz ve o zaman

you'll lose power in the engine so you need to get it just about right there's a little

siz motordaki gücü kaybedin, bu yüzden hemen hemen doğru yapmanız gerekir,

bit of tolerance there so it's you don't have to be absolutely spot-on but you have to try

orada biraz tolerans vardır, bu yüzden kesinlikle yerinde olmanıza gerek yoktur, ancak denemeniz ve

and get it accurate and you also have to have a nice clean spark plug otherwise it won't

doğru bir şekilde yapmanız gerekir ve ayrıca bir güzel temiz buji, aksi takdirde

fire properly I would clean the spark plug using a small wire brush so what tool do you

düzgün ateşlenmez Bujiyi küçük bir tel fırça kullanarak temizlerdim, bu nedenle

use to make sure that the gap on the spark plug is correct I use a feeler gauge so by

bujideki boşluğun doğru olduğundan emin olmak için hangi aleti kullanıyorsunuz? Bir kalınlık ölçer kullanıyorum, bu yüzden

using the feeler gauge you can actually tell whether the gap in the spark plug is correct

kalınlık kullanarak Gösterge, bujideki boşluğun doğru olup olmadığını gerçekten anlayabilirsiniz,

that's right because the feeler gauge has a whole different range of sizes here which

çünkü kalınlık ölçer burada boşluk arasına koyabileceğiniz tamamen farklı bir boyut aralığına sahiptir

you can put between the gap and if it fits perfectly you know it's the right gap if it

ve mükemmel bir şekilde uyuyorsa, bunun doğru boşluk

isn't you can widen it all all or narrow it so this is in millimeters so I've got 0.63

olduğunu bilirsiniz. Tamamını genişletebilir veya daraltabilirsiniz, böylece bu milimetre cinsindendir, yani bende 0,63 var ki bu

which is that one and then I've got point five about half a millimeter I've got point

bir ve sonra beş noktası yaklaşık yarım milimetre var, ikinci noktam var

two and you can stack them up together but to get the right gap so the gap in that sparkplug

ve onları birlikte yığabilirsiniz ama doğru boşluğu elde etmek için bujideki boşluğun

needed to be between point six and point eight milliliters so I've got a point six three

nokta altı ile nokta sekiz mililitre arasında olması gerekiyordu, bu yüzden bir nokta altı üç elde ettim ki

which would have been fine but I just put it added on a point zero four to it just to

bu iyi olurdu ama onu sıfır dört noktasına ekledim sadece

get it nearly up to seven point seven which is just where I think it needs to be oh it

neredeyse yedi nokta yediye kadar elde etmek için ki bu tam da olması gerektiğini düşündüğüm yer oh,

looks as if mr. Steve is now ready is going to start mowing

sanki bay. Steve artık hazır, çimleri biçmeye başlayacak, bu

the lawn so now we know why mr. Steve is so excited it's because yesterday he was outside

yüzden şimdi nedenini biliyoruz bay. Steve çok heyecanlı çünkü dün

cutting the lawn [Music] here to Sunday and we have another 25 minutes to go you are more

burada Pazar gününe kadar dışarıda çimleri [Müzik] biçiyordu ve 25 dakikamız daha var

than welcome to join in on the live chat yes we are here today it's myself mr. Duncan that's

canlı sohbete katılabilirsiniz evet bugün buradayız ben bayım. Duncan bu

me by the way and also in the other side of the studio he's sitting in the corner looking

arada benim ve ayrıca stüdyonun diğer tarafında köşede oturuyor

very relaxed it's mr. Steve rest there while he was showing that video

çok rahatlamış görünüyor bu Mr. Steve o videoyu gösterirken orada dinleniyordu

ah one interesting fact came out of that mr. Duncan the lawnmower has one cylinder guess

ah o baydan ilginç bir gerçek çıktı. Çim biçme makinesi Duncan'ın bir silindiri var, tahmin edin

what has eight cylinders I'm going to guess that you might be talking about a Ford Mustang

neyin sekiz silindiri var Bir Ford Mustang'den bahsettiğinizi tahmin edeceğim

yes but I mustn't talk about that because I'm annoying you mr. Duncan no you're not

evet ama bunun hakkında konuşmamalıyım çünkü sizi rahatsız ediyorum bayım. Duncan hayır

annoying me yes I hope they didn't bore people to tears it's great but yes today yesterday

beni sinirlendirmiyorsun evet umarım insanları ağlatacak kadar sıkmazlar bu harika ama evet bugün dün

I moved along for the first time it's exciting exciting and actually I I took the blade off

ilk kez hareket ettim heyecan verici heyecan verici ve aslında

to sharpen it myself this year and I couldn't remember how I did it last year but if I'd

bu yıl bıçağı kendim bilemek için çıkardım ve ben geçen yıl nasıl yaptığımı hatırlayamadım ama

waited till today I would have remembered it's funny a years gone by and I couldn't

bugüne kadar bekleseydim komik bir yıl geçtiğini hatırlardım ve

remember how I got that blade off and put it back on again but anyway I did do it correctly

o bıçağı nasıl çıkarıp tekrar taktığımı hatırlayamadım ama yine de yaptım doğru yap

because it didn't fly off yesterday and you know what that proves that proves once more

çünkü dün uçup gitmedi ve bunun neyi kanıtladığını biliyorsun, bu bir

how important it is to to film things and take photographs and then you can refer back

şeyleri filme almanın ve fotoğraf çekmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtlıyor ve sonra hafızanı canlandırmak için bir

to them to remember how you did something to jog your memory mr. Duncan can I show a

şeyi nasıl yaptığını hatırlamak için onlara geri dönebilirsin. Bay. Duncan, bir kelimeyi gösterebilir miyim,

word you can't a phrase where we use the word sorry okay and because that relates to what

yapamazsın, üzgünüm tamam kelimesini kullandığımız bir cümle ve çünkü bu

I was just doing with the lawnmower because obviously we use the word sorry to say you're

benim çim biçme makinesiyle yaptığım şeyle ilgili çünkü açıkçası bir şey için özür dilediğini söylemek için üzgünüm kelimesini kullanıyoruz

apologizing for something but we can we also use the word sorry not to mean you're actually

ama yapabiliriz ayrıca özür dilediğini belirtmek için değil,

apologizing but for other reasons so this is a use of the word sorry when you're not

başka nedenlerle özür dilemek kelimesini de kullanırız, yani bu, gerçekten özür dilemediğin zaman özür dilemek kelimesinin bir kullanımıdır

actually apologizing and that is to be safe that better to be safe than sorry so that's

ve bu, güvende olmak, güvende olmak üzgün olmaktan daha iyidir, yani bu

an expression that you use when you're spending what you're what you're suggesting is it's

bir Önerdiğiniz şeyi harcarken kullandığınız ifade, daha sonra dikkatsiz davrandığınız için pişmanlık duymaktansa, eylemlerinizde dikkatli olmak için

better to spend time and effort being cautious with your actions than feel regret about being

zaman ve çaba harcamanın daha iyi olduğudur, bu yüzden

careless later on so it's it's a phrase that's used to guard people against being reckless

insanları korumak için kullanılan bir ifadedir.

or irresponsible with their behavior so for example when I was putting that blade back

davranışlarına karşı pervasız veya sorumsuz olduklarından, örneğin ben o bıçağı çim biçme makinesine geri koyarken,

onto the lawn mower you might have looked at that and said all mr. Duncan mr. Steve

buna bakıp "tamam bayım" diyebilirdiniz. Duncan bey Steve,

you've got the you've got petrol in the machine and the spark plug is still connected surely

makinede benzin var ve buji hala bağlı,

you'd better do something about that isn't it better to be safe than sorry so what you're

bu konuda bir şeyler yapsan iyi olur, güvende olmak üzgün olmaktan daha iyi değil mi, o yüzden

saying is don't be lacks in your preparation for what you're doing because you might regret

yapma diyorsun Yaptığınız şey için hazırlığınızda eksiklikler olabilir, çünkü daha sonra pişman olabilirsiniz,

it later here's another use of the expression you'd better secure that ladder properly before

işte çatıya çıkmadan önce o merdiveni düzgün bir şekilde sabitleseniz iyi olur ifadesinin başka bir kullanımı, üzgün olmaktansa

climbing onto the roof it's better to be safe than sorry so you might have been you might

güvende olmak daha iyidir, bu yüzden olabilirdin

have decided that you wanted to go up onto the roof of your house to fix a tile but you

Bir kiremit tamir etmek için evinizin çatısına çıkmaya karar verdiniz, ancak bunu

just wanted to do it quickly so you just put the ladder against the wall I'll just go straight

hemen yapmak istediniz, bu

up there but you didn't properly secure the ladder and it could have fallen you could

yüzden merdiveni duvara dayadınız. merdiven ve düşebilirdi

have fallen off a ladder and severely hurt yourself because you didn't spend time preparing

bir merdivenden düşebilir ve önceden hazırlanmak için zaman harcamadığınız için kendinizi ciddi şekilde yaralayabilirdiniz Yatırım yapmadan

beforehand I'm going to really research all my retirement fund options properly before

önce tüm emeklilik fonu seçeneklerimi gerçekten düzgün bir şekilde araştıracağım üzgün olmaktansa

I invest it's better to be safe than sorry so you might have people often use this expression

güvende olmak daha iyidir bu nedenle, insanların bu ifadeyi

with with saving money or investing money because you might just because people don't

para biriktirmek veya para yatırmak ile sık sık kullanmasını sağlayabilirsiniz, çünkü insanlar

know a lot about investing money most people don't so you might decide that you want to

para yatırmak hakkında pek bir şey bilmedikleri için çoğu insan bilmiyor olabilir, bu yüzden istediğinize karar verebilirsiniz

oh I'll just put it into that fund without researching properly so it doesn't have to

oh ben sadece koyacağım düzgün bir şekilde araştırma yapmadan o fona yatırın, böylece

be relating to actually safety can also refer to other things like investing money is better

gerçekten güvenlikle ilgili olması gerekmez, para yatırmak gibi başka şeylere de atıfta bulunabilir,

to research where you're going to put your money before because what happens if all the

daha önce paranızı nereye koyacağınızı araştırmak daha iyidir, çünkü tüm hisse

the stocks drop and you haven't properly prepared so do the research or get somebody else to

senetleri bırakın ve uygun şekilde hazırlanmadınız, bu yüzden araştırma yapın veya başka birinin

do it for you it's better to be safe than sorry in other words in the use of the word

sizin için yapmasını sağlayın, güvende olmak üzgün olmaktan daha iyidir, başka bir deyişle, burada özür dilerim kelimesinin kullanımı,

sorry here means is is is regretting regretting later on about something ok yes that's quite

daha sonra bir şey hakkında pişmanlık duymak anlamına gelir tamam evet,

good to be sure to be sure and certain if you are sure and certain then that particular

emin olmak ve emin olmak oldukça iyidir, eminseniz ve eminseniz, o zaman söz konusu

phrase could be linked to it it is better to be safe than sorry so make sure you are

ifade onunla bağlantılı olabilir, üzgün olmaktansa güvende olmak daha iyidir, bu yüzden

certain and when you are certain when you are completely sure 100% then there you go

emin olduğunuzdan ve emin olduğunuzda tamamen emin olduğunuzda emin olun. %100 eminim o zaman

you can go ahead and do whatever it is don't skimp on the preparation for example if you

devam edebilirsin ve her ne ise onu yapabilirsin hazırlıktan eksik etme örneğin

wanted to do some electrical work if you wanted to repair if there was something wrong with

bazı elektrik işleri yapmak istiyorsan tamir etmek istiyorsun eğer televizyonda bir sorun varsa

the television for example in you so I'll just take the back off the television and

örneğin senin içinde bu yüzden televizyonun arkasını çıkaracağım

and just try and fix that but you hadn't unplugged it oh I'll tell you what's another one people

ve onu düzeltmeye çalışacağım ama sen fişini çekmedin oh sana insanların

always say to you know if you're going to change the bag on your on your vacuum cleaner

her zaman söylediği başka bir şey söyleyeceğim, çantayı değiştireceksen biliyorsun elektrikli süpürgenizin üzerinde

ok the instructions they'll just tell you to unplug the machine first because or there

tamam talimatlar size önce makinenin fişini çekmenizi söyleyecekler çünkü veya

might be some some bits of string or something caught up in the blade in the in the in the

bazı ip parçaları veya bıçağa bir şey takılmış olabilir

carpets we in the blades of the vacuum cleaner and it might stop working and you might just

halılarda biz elektrikli süpürgenin bıçaklarındayız temizleyici ve çalışmayı durdurabilir ve

want to go and pull that obstruction out but what happens if you don't unplug it first.

gidip o engeli çıkarmak isteyebilirsiniz, ancak önce fişini çekmezseniz ne olur?

You might have an accident you might get an electric shock or it might you might accidentally

Bir kaza geçirebilirsin, elektrik çarpabilir ya da yanlışlıkla

the machine might start up on its own so you might say it's better to be safe than sorry

makine kendi kendine çalışabilir, bu yüzden üzgün olmaktansa güvende olmak daha iyidir diyebilirsin,

make that effort unplug it from the machine first and then you won't mr. Duncan's laughing

o çabayı önce makineden çıkar , sonra kazanırsın' t bay Duncan gülüyor

I'm not quite sure why I wanted to hear the end of the other story what still taking the

Neden diğer hikayenin sonunu duymak istediğimden tam olarak emin değilim.

back of the television well you can't do that anymore I was more interested in the story

about taking the back of the TV that's probably not a good year okay can I just finish what

muhtemelen iyi bir yıl değil, tamam, söylediklerimi bitirebilir miyim, dürüst olmak gerekirse, televizyonun arkasını çıkarmakla

I'm saying I'm more interested to hear about taking the back off the TV then you changing

ilgili duymakla daha çok ilgileniyorum,

the bag on the vacuum cleaner to be honest okay TV's don't have packs anymore they don't

elektrikli süpürgenin üzerindeki çantayı değiştiriyorsun, tamam, televizyonların artık paketleri yok onlar yapamaz

you can't you can't take the back off a television anymore okay mr. Tim can I get it it's a bad

mısın artık bir televizyonun arkasını kaldıramazsın tamam mı bayım Tim anlayabilir miyim kötü bir

example here's another example no no it's your your toaster though it's a good story

örnek işte başka bir örnek hayır hayır bu senin tost makinen ama iyi bir hikaye tost makinesini tost ekmeği

you use your toaster for obviously making toast bread turning bread into textures like

yapmak için kullanıyorsun ekmeği

a miracle but it gets stuck in there doesn't it sometimes they the bread doesn't come up

bir mucize gibi dokulara çeviriyor ama oraya takılıyor bazen değil mi onlar ekmek gelmez

and so the temptation is to stick a fork in there to try and get it out but that's dangerous

ve bu yüzden denemek ve çıkarmak için oraya bir çatal sokmak caziptir, ancak bu tehlikelidir,

you might get an electric shock so someone might say to you better to be safe than sorry

elektrik çarpabilir, bu nedenle birisi size üzgün olmaktansa güvende olmanın daha iyi olduğunu söyleyebilir,

turn unplug it first just just eat burnt toast it's not exactly but it doesn't have to refer

önce fişini çekin sadece yanmış tost ye tam olarak değil ama sadece güvenlik konularına atıfta bulunmak zorunda değil para

just to safety issues it could be like investing money and you might do it recklessly without

yatırmak gibi olabilir ve

properly preparing you know I'm remembering where you put your money I'm remembering the

düzgün bir şekilde hazırlanmadan pervasızca yapabilirsin biliyorsun paranı nereye koyduğunu hatırlıyorum hatırlıyorum

time when televisions had backs remember these debate have a big thing on the back it was

televizyonların sırtları olduğu zamanlar, bu tartışmaları hatırlayın, arkasında büyük bir şey vardı,

like it was like made of pressed cardboard yes and used to undo that and then you'd stare

sanki preslenmiş kartondan yapılmış gibiydi evet ve bunu geri almak için kullanılıyordu ve sonra

inside the television and it was like another world of wires and circuit boards and valves

televizyonun içine bakardınız ve başka bir teller dünyası gibiydi ve devre kartları ve valfler

valves yes bowls no backbone we haven't got much time you said oh now I've got a lot of

valfler evet çanaklar omurga yok çok fazla zamanımız yok dedin ah şimdi

words to get through here that's alright so Steve you have some words to do with being

burada anlatacak çok sözüm var sorun değil o yüzden Steve üzgün olmakla ilgili bazı sözcüklerin var

sorry I believe yes and also to do with trust as well here's another way we can use the

inanıyorum evet ve ayrıca Güvenle ilgili olarak da burada üzgünüm kelimesini kullanabileceğimiz başka bir yol var

word sorry but we're not using it to apologize because you associate the word sorry with

ama bunu özür dilemek için kullanmıyoruz çünkü üzgünüm kelimesini özür dilemekle ilişkilendiriyorsunuz

apologizing but in these phrases it's not used in that context so I'm sorry to say is

ama bu ifadelerde bu bağlamda kullanılmıyor bu yüzden söylediğim için üzgünüm

an expression that can be used in two ways the first way is when it is used to politely

iki şekilde kullanılabilen bir ifade, birincisi, kibarca

introduce some bad news or some upsetting or disappointing news so you want to say something

bazı kötü haberleri veya bazı üzücü veya hayal kırıklığı yaratan haberleri vermek için kullanıldığında, böylece birine bir şey söylemek istersiniz, bu

to somebody that's maybe it could upset them or disappoint them or it could be bad news

onları üzebilir veya hayal kırıklığına uğratabilir veya olabilir. kötü haber

but you want to say it in a way that doesn't upset them too much so you use the phrase

ama onları çok fazla üzmeyecek şekilde söylemek istiyorsun bu yüzden

I'm I'm sorry - sir here before you say the phrase and that almost prepares somebody for

özür dilerim - efendim burada cümleyi söylemeden önce kullanıyorsun ve bu neredeyse birini

the bad news so you're sort of apologizing for giving them bad news but it's not your

kötü habere hazırlıyor, bu yüzden sen Onlara kötü haber verdiğim için bir nevi özür diliyoruz ama onlara

fault that you're giving them bad news so you might say it's to soften the blow of bad

kötü haber vermen senin hatan değil, bu yüzden bunun kötü haberin etkisini gerçekten yumuşatmak için olduğunu söyleyebilirsin,

news really so I'm sorry to say that we are going to have to make redundancies in the

bu yüzden bunu söylemek zorunda kalacağımızı söylediğim için üzgünüm. şirkette işten çıkarmalar

company so you're making redundancies it's bad news but you're trying to soften the blow

yapmak için işten çıkarmalar yapıyorsunuz bu kötü bir haber ama bunun önünde

a bit by abusing the phrase I'm sorry to say in front of that I'm sorry to say that Peter

söylediğim için üzgünüm ifadesini kötüye kullanarak darbeyi biraz yumuşatmaya çalışıyorsunuz Peter'ın

has been badly injured in a car accident and won't be back to work for two weeks but it

kötü olduğunu söylediğim için üzgünüm bir araba kazasında yaralandı ve iki hafta işe geri dönmeyecek ama

can also be you to say that something is disappointing that so that's when you use the phrase at

aynı zamanda bir şeyin hayal kırıklığı yarattığını da söyleyebilirsiniz, bu yüzden cümlenin başında ifadeyi kullandığınızda bunu

the beginning of a sentence I'm sorry to say that and then you're going to give a bit of

söylediğim için üzgünüm ve o zaman biraz

bad news but if you use it at the end of a sentence it's more more regretful more that

kötü haber vereceksin ama cümlenin sonunda kullanırsan daha çok pişman olursun daha çok hayal kırıklığına

you disappointed in something so you might say he didn't accept the job I'm sorry to

uğramışsındır bu yüzden işi kabul etmedi diyebilirsin bunu

say you might say the play should have been very good but the acting was very poor I'm

söylediğim için üzgünüm oyunun çok iyi olması gerektiğini söyleyebilirsin ama oyunculuk çok zayıftı Bunu

sorry to say so that's not that you're really giving bad news it's just that it's something

söylediğim için üzgünüm, bu gerçekten kötü bir haber verdiğin anlamına gelmiyor, sadece hayal

disappointing so you say that you use the phrase I'm sorry to say at the end of the

kırıklığı yaratan bir şey olduğu için ben ifadesini kullandığını söylüyorsun. cümlenin başında değil de sonunda söylediğim için

sentence rather than at the beginning I'm sorry to say mr. Duncan won't be on next week

üzgünüm bayım dediğim için üzgünüm. Duncan gelecek hafta olmayacak, evet,

if I regret having to say yes you are on next week but that was just an example yes I am

gelecek hafta varsın ama bu sadece bir örnekti, evet,

here next week I'm sorry to say that brexit is a mess now don't be sorry about that you

gelecek hafta buradayım, Brexit'in bir karmaşa olduğunu söylediğim için üzgünüm, şimdi üzülme

can use the phrase I'm sorry to hear that it's an expression of regret and consolation

Üzgünüm ifadesini kullanabileceğinizi, bunun bir pişmanlık ve teselli ifadesi olduğunu,

is when you want to sympathize with somebody we use this a phrase a lot English people

birine sempati duymak istediğinizde bunu çok kullanırız İngilizler

use this phrase an awful lot oh I'm sorry - I'm sorry I can't read I think if I can't

bu ifadeyi çok kullanırlar oh özür dilerim - ben Üzgünüm okuyamıyorum Sanırım

read the screen anymore I'm sorry to hear that John's cat died last week oh I'm sorry

artık ekranı okuyamıyorsam John'un kedisinin geçen hafta öldüğünü duyduğuma üzüldüm oh İşe

to hear that I bumped my car on the way into work oh I'm sorry to hear that we English

giderken arabamı çarptığım için üzgünüm oh ben 'Biz

people use that a lot to sort of console people and and to make it look as though you're empathizing

İngilizlerin bunu insanları bir nevi teselli etmek ve onlarla empati kuruyormuşsunuz gibi göstermek için çokça kullandığımızı duyduğuma üzüldüm. o

with them actually people often say it quite insincerely it's like an automatic thing that

English people say isn't it mr. Duncan oh I'm sorry to hear that you don't probably

bay Duncan oh, muhtemelen gerçekten ciddi olmadığını duyduğuma üzüldüm

really mean it but you just want to make people feel better hmm I'm sorry to hear that my

ama sen sadece insanları daha iyi hissettirmek istiyorsun hmm

my dog is not feeling very well at the moment I'm sorry to hear that mr. Jenkins my dog

Köpeğimin şu anda pek iyi hissetmediğini duyduğuma üzüldüm. bunu duyun bayım Jenkins köpeğim kendini

isn't feeling very well he feels a bit rough that was it that was a joke you see I know

pek iyi hissetmiyor biraz sert hissediyor bu bir şakaydı anlıyor musun

it was a joke but you talked you talked all over it I lost my job last week oh I'm sorry

Şaka olduğunu biliyorum ama sen konuştun her konuda konuştun Geçen hafta işimi kaybettim oh

to hear that that's what we say as people say that a lot Steve is that your sincere

duyduğuma üzüldüm insanlar bunu çokça söylediği için biz de bunu söylüyoruz Steve sizin samimi

face I'm sorry to hear that but quite often people would say that but really they're not

yüzünüzdür Bunu duyduğuma üzüldüm ama çoğu zaman insanlar bunu söylerdi ama gerçekten

interested and if they were to if they were really sorry they might then follow it up

ilgilenmiyorlar ve ilgilenecek olsalardı gerçekten üzülürlerdi. sonra

with other questions to find out what what what really happened and to sympathize with

gerçekte ne olduğunu öğrenmek ve

you maybe offer advice but quite often we don't it's like when you meet people in in

size sempati duymak için başka sorularla devam edin, belki tavsiyede bulunun, ancak çoğu zaman İngiltere'de insanlarla tanıştığınızda olduğu gibi

in England in fact we've got a neighbor who's American and and she often says that when

aslında Amerikalı bir komşumuz var. ve sık sık

you meet people in the UK the first thing they usually say is hello how are you we say

Birleşik Krallık'ta insanlarla tanıştığınızda genellikle ilk söyledikleri şeyin merhaba nasılsın olduğunu söyler bunu

that a lot how are you how are you and we say it automatically we don't often really

çokça nasılsın nasılsın

want them to say anything back it's when you phone somebody up you say hello how are you

geri bir şey, birini aradığınızda merhaba nasılsınız dersiniz ve

and they say I'm fine how are you and I say yes I'm fine too it's almost like convention

iyiyim derler ve ben de evet, ben de iyiyim derim, neredeyse bir gelenek gibidir, Birleşik

you've got to say that in the UK you don't necessarily mean it you don't really interest

Krallık'ta bunu söylemeniz gerekir ' ille de gerçekten ilgilenmediğiniz anlamına gelmiyor

it but you just say it anybody if I think that's okay it's there's nothing wrong with

ama herhangi birisine söyleyin, eğer bunun sorun olmadığını düşünürsem, bunda yanlış bir şey yok, bence

that I think it's as you said the other week it pushes the oil move the oil in society

geçen hafta söylediğiniz gibi, toplumda petrolü hareket ettiriyor,

which is a phrase aren't trying to reintroduce it moves it keeps the wheels of society carry

bu da bir deyim yeniden tanıtmaya çalışmıyor hareket ediyor toplumun çarklarının taşımasını sağlıyor

that's it yes it's just a pleasantry a pleasantry I'm sorry I asked is a sarcastic comment that

bu kadar evet bu sadece bir kibarlık

you use when you don't really mean it when you're bored or upset or if you're upset somebody

ya da üzgün ya da birisini üzdüysen bu yüzden

so it's a you ask a question to somebody you ask a question and then because of the answer

birine soru soruyorsun ve sonra

that you get from them you regret it you don't really you didn't expect them to say what

ondan aldığın cevap yüzünden pişman oluyorsun aslında ne demesini beklemiyordun

you expected or they went on far too long and then you actually regret it so you would

bekliyordunuz veya çok uzun sürdüler ve sonra gerçekten pişman oluyorsunuz ve o zaman

then use the phrase so I'm sorry I asked or if they say something say you ask something

bu ifadeyi kullanıyorsunuz, bu yüzden özür dilerim sordum veya bir şey söylerlerse, biri hakkında bir şey soruyorsunuz

about somebody and you might say oh oh um how's your job at the moment and then they

ve oh oh um, işiniz nasıl diyebilirsiniz. şu anda ve sonra

come back with the reply and they start sort of shouting at you and and and and being very

cevapla geri gelirler ve size bir şekilde bağırmaya başlarlar ve ve ve çok

upset and always you know blaming you for what you the question you've asked you might

üzülürler ve her zaman bilirsiniz, sorduğunuz soru için sizi suçlarlar,

turn around to them and say oh I'm sorry I asked yeah you can say aye well it's kind

onlara dönüp ah diyebilirsiniz. Sorduğum için üzgünüm, evet, evet diyebilirsin, bu bir nevi, sorduğum için

of saying I regret asking yes you would get asking them if somebody might somebody might

pişmanım demek, evet, onlara sorardın, birileri olabilir mi,

you might say well um how you know what's your relationship like with Jane now you know

iyi diyebilirsin, um, Jane ile ilişkinin nasıl olduğunu nasıl biliyorsun, şimdi biliyorsun,

is it better and then they go off into this long rambling story and you get bored stiff

daha iyi mi? ve sonra bu uzun saçma hikayeye giriyorlar ve çok sıkılıyorsun

and then you might turn to somebody after they've got and you might say I'm sorry I

ve sonra birilerine dönebilirsin ve

asked no bit like earlier when I when I asked Steve about cars I was really sorry that I

daha önce Steve'e arabaları sorduğumda sorduğum gibi özür dilerim diyebilirsin. sorduğum için gerçekten üzgünüm

asked it's a sarcastic comment is made sarcastically here's another one a sorry state or the full

alaycı bir yorum alaycı bir şekilde yapıldı işte bir tane daha üzgün bir durum ya da tam

expression a sorry state of affairs it's a particularly unfortunate unpleasant or upsetting

ifade üzgün bir durum bu özellikle talihsiz nahoş ya da üzücü bir

situation or series of events or or an event a sorry state of affairs the business has

durum ya da olaylar dizisi ya da bir olay üzgün bir durum İşler,

been in a sorry state of affairs ever since that new boss took over a sorry state of affairs

yeni patron kötü bir durumu devraldığından beri çok kötü durumda, bu

so the businesses is is is not doing well it's it it's gone into unfortunate situation

yüzden işler iyi gitmiyor, talihsiz bir duruma girdi,

things aren't going very well the government is in a sorry state of affairs over brexit

işler pek iyi gitmiyor, hükümet üzgün. brexit üzerinden işlerin durumu

so it's a it's a pitiful sort of regretful situation that we're in over brexit and the

bu yüzden bu zavallı bir tür pişmanlık verici durum brexit üzerindeyiz ve

government are in a sorry state of affairs over it I said the other day mayhem mayhem

hükümet bu konuda üzgün durumda geçen gün kargaşa kargaşa dedim

I thought that was quite funny yes that's a joke nobody's used that no I haven't heard

bunun oldukça komik olduğunu düşündüm evet bu bir şaka kimse bunu kullanmadı hayır

anyone say that bricks it is mayhem mayhem mayhem Teresa mayhem you see anyone say that

kimsenin tuğlaların bu kargaşa kargaşa Teresa kargaşa olduğunu söylediğini duymadım

I might be the first person in the world to ever say that so a sorry state of affairs

dünyada bunu söyleyen ilk kişi ben olabilirim diyen birini görürsün çok üzücü

to sort of events but if you're in a sorry state you can you that expression is more

olaylar için ama Eğer üzgün bir durumdaysanız, yapabilir misiniz? Bu ifade daha çok

used towards an a person or an individual so if a person is in a sorry state it means

bir kişi veya bir bireye karşı kullanılır, bu nedenle bir kişi üzgün bir durumdaysa bu acınası,

there are a pitiful poor sad condition Alex has been in a sorry state since his wife left

zavallı, üzgün bir durum olduğu anlamına gelir Alex, başından beri üzgün bir durumdadır. karısı onu terk etti,

him so he's sort of probably deceptor Chevrolet is not eating properly he's not shaving he's

bu yüzden muhtemelen bir tür aldatıcı Chevrolet düzgün yemek yemiyor tıraş olmuyor

taking time off work he's sick he's in a sorry state so he's sort of you might feel sorry

işten izin alıyor hasta o üzgün durumda bu yüzden

for him you look in the right sorry state what's the matter so if you look in a sorry

onun için biraz üzülebilirsin doğru bak üzgün duruma bak sorun ne öyleyse Üzgün ​​bir

state you'll be sort of you can might look sad or upset or a bit disheveled and shaven

durumda görünürsen bir nevi üzgün veya üzgün görünebilirsin ya da biraz darmadağınık ve traşlı görünebilirsin bu

that's sort of well if you're a man and you were he of course you can feel sorry for somebody

iyi bir erkeksen ve o olsaydın tabii ki birileri için üzülebilirsin

and that's got two meanings if you feel sorry for somebody the first meaning is to empathize

ve bu biri için üzülüyorsan iki anlamı var birinci anlamı

or feel compassion for another person and their problems I feel sorry for Alice since

başka bir kişi ve onun sorunları için empati kurmak veya şefkat duymak

she lost her job so you feel sorry for her you're upset because she's probably got no

money she might have lost her place where she lives some you know you feel sorry for

yaşadığı yeri kaybetmiş olabilir bazılarına üzüldüğünü biliyorsun

because you know she's upset I feel sorry for all the victims of the terrible typhoon

çünkü onun üzgün olduğunu biliyorsun Bu hafta meydana gelen korkunç tayfunun tüm kurbanları için üzülüyorum bu

that happened this week so you're genuinely feeling upset so you're not apologizing again

yüzden gerçekten üzgünsün bu yüzden tekrar özür dilemiyorsun

the use of the word sorry here is not to apologize it's just to to feel compassion for another

Burada üzgünüm kelimesinin kullanımı özür dilemek için değil, sadece başka bir kişi ya da insanlar için şefkat hissetmek içindir

person or people but it also can mean to pity somebody as well so if you pity someone and

ama aynı zamanda birisine acımak anlamına da gelebilir, bu yüzden birine acırsanız ve

you're not really showing any empathy or compassion because it was their own fault so if something

gerçekten herhangi bir empati ya da şefkat göstermiyorsunuz çünkü bu onların suçuydu yani bir şey

happens it's their own fault you pity them and then you might use this phrase correctly

olursa bu onların kendi suçudur onlara acıyorsun ve o zaman bu cümleyi onlar için doğru kullanabilirsin senin için

to them I feel sorry for you you don't really feel sorry for them but you might say it I

üzülüyorum aslında onlar için üzülmüyorsun ama diyebilirsin

feel sorry for you how can you hope to change your life when you're still taking drugs I

senin için üzülüyorum nasıl hala uyuşturucu kullanırken hayatını değiştirmeyi umabilir misin senin

feel sorry for you you don't really feel sorry for them because it's their own fault that

için üzülüyorum sen onlar için gerçekten üzülmüyorsun çünkü

you just used the expression in that way it's almost like you'll be nasty to them any thing

ifadeyi bu şekilde kullanman onların kendi suçu neredeyse kötü olacaksın onlara

you'd like to add about that mr. Duncan no that's great no I think so far yes sorry is

bu konuda eklemek istediğiniz herhangi bir şey mr. Duncan hayır bu harika hayır bence şimdiye kadar evet özür dilerim

is one of those expressions and also emotion don't forget so so apologizing feeling regret

bu ifadelerden biri ve aynı zamanda duygu da unutma yani özür dilemek pişmanlık duymak da

is also emotion so it's not just a word it's not just something you you say or you show

duygudur yani bu sadece bir kelime değil sadece söylediğin ya da gösterdiğin bir şey değil aynı zamanda gerçekten samimi

but also it is an actual genuine emotion to actually be sorry to feel sorry yes you you

bir duygudur gerçekten üzgün olmak üzgün hissetmek evet siz

offer your apology you apologize for something so maybe you are late I'm sorry I'm late so

özrünüzü sunuyorsunuz bir şey için özür diliyorsunuz yani belki geç kaldınız özür dilerim geç kaldım bu yüzden

maybe in that sense you are just saying I'm sorry I should have been here sooner but unfortunately

belki bu anlamda sadece özür dilerim diyorsunuz ben daha erken gelmeliydim ama ne yazık ki

I am late for which I apologize I am sorry sorry that I'm late but in the expressions

geç kaldım bunun için özür dilerim geç kaldığım için özür dilerim ama

I was using there you're not apologizing the word sorry is is not used to apologize it

orada kullandığım ifadelerde özür dilemiyorsun özür dilerim

in those situations no so we're just users using the words sorry sorry to mean yes you

bu durumlarda özür dilemek için kullanılmaz hayır yani biz sadece kullanıcılarız pardon pardon kelimesini şu anlamda kullanıyoruz evet

you feel compassion or you feel pity for somebody but if you use the you can use that expression

şefkat duyuyorsun ya da birine acıyorsun ama eğer kullanırsan o ifadeyi kendin için kullanabilirsin

on yourself you can feel sorry for yourself hmm if you feel sorry for yourself that's

kendin için üzülebilirsin hmm eğer kendine acıyorsan bu

that that's a state of mind that you're in where you pity yourself and you're being quite

Bu, kendine acıdığın ve kendini

self indulgent something's happened in your life and you go into a state of reflection

beğenmiş olduğun bir ruh halidir.

and you're constantly talking about how bad that thing is that happened to you and you

size ve

get very emotionally upset and down but often it's it's it's a bit overdone it's exaggerated

duygusal olarak çok üzülürsünüz ve moraliniz bozulur ama çoğu zaman bu biraz abartılır abartılır

you're you're feeling sorry for yourself are you feeling upset but over something that's

kendinize üzülürsünüz ama olan bir şey yüzünden üzülürsünüz

happened and really it's a bit out of proportion to the event and so people will often try

ve gerçekten olayla biraz orantısızdır ve bu yüzden insanlar sık ​​sık

and break you out of that by saying will you stop feeling sorry for yourself it's a month

kendin için üzülmeyi bırakacak mısın diyerek seni bundan kurtarmaya çalışacaklar.

since you broke up with your girlfriend it's time you got over it and moved on lots of

people break up with their boyfriends or girlfriends just get over it so you can overdo it in terms

sadece üstesinden gel ki

of getting upset over something and quite often we do that don't we we feel sorry for

bir şeye üzülme anlamında aşırıya kaçabilesin ve çoğu zaman bunu kendimize üzülmüyor muyuz

ourselves something bad happens to us and we pity ourselves and we want other people

başımıza kötü bir şey geliyor ve kendimize acıyoruz ve diğer insanların

to feel sorry for us and give us compassion and people will only do that for so long they

bizim için üzülmesini istiyoruz ve bize şefkat gösterin ve insanlar bunu yalnızca sizin

expect you to move on and get over it so if you lost your if you if you lost your job

devam etmenizi ve üstesinden gelmenizi bekledikleri kadar uzun süre yapacaklar, bu nedenle işinizi kaybederseniz,

for example you might get people and will feel sorry for you for a period of time but

örneğin işinizi kaybederseniz, insanları alabilirsiniz ve bir süre sizin için üzülürsünüz. zaman ama

then if you don't bother going out to look for a new job and you just sit in the house

sonra yeni bir iş aramak için dışarı çıkma zahmetine girmezseniz ve sadece evde oturursanız ve

and you're constantly phoning up your friends and moaning and groaning and saying or everything's

sürekli arkadaşlarınızı ararsanız, inlersiniz, inlersiniz ve ya

gone wrong since I lost my job or I can't believe that happened and oh and you want

işimi kaybettiğimden beri her şey ters gitti ya da Bunun olduğuna inanamıyorum ve oh ve

people to get around and feel take you out for meals and all that sort of thing and after

insanların etrafta dolaşıp seni yemek yemeye falan götürmelerini istiyorsun ve

a while people will people will get sick of that and they'll say oh stop feeling sorry

bir süre sonra insanlar bundan bıkacak ve oh üzülmeyi bırak diyecekler

for yourself it's time you did something about it and moved on recall it self-pity self-pity

kendin için bu konuda bir şeyler yapma ve yoluna devam etme zamanı geldi bunu hatırla kendine acı kendine acı

that's right so that's that's uses of the word sorry when you're not really apologizing

bu doğru yani gerçekten özür dilemediğinde özür dilerim kelimesinin kullanımı bu

and I have three other things here okay that to do with trust because we were talking about

ve benim burada tamam olan üç şey daha var güvenle ilgili çünkü

that earlier yes shall we have a quick look at the live chat because there are a lot of

daha önce bundan bahsediyorduk evet canlı sohbete hızlıca bir göz atalım mı çünkü orada bir sürü insan var bu yüzden canlı sohbete

people on there so I think it's it's also nice and fair to have a little look at the

biraz göz atmanın da güzel ve adil olduğunu düşünüyorum

live chat so let's see who is on lots of people are chatting away mayhem Oh Massimo likes

o yüzden kim olduğunu görelim üzerinde birçok insan çene çalıyor kargaşa Oh Massimo

the word mayhem mayhem chaos confusion to create a probe where no one knows what is

kargaşa kelimesini seviyor kargaşa kaos kimsenin neler olup bittiğini bilmediği bir soruşturma yaratmak için karışıklık kargaşa var

going on there is mayhem that's a great word yes Sergio yes that's fine I'm sorry to hear

bu harika bir kelime evet Sergio evet sorun değil Bunu duyduğuma üzüldüm

that I'm fine I'm sorry to hear that the Jeff says mr. Duncan will pout and sulk until Steve

ben' İyiyim, Jeff'in mr dediğini duyduğuma üzüldüm. Duncan somurtacak ve Steve özür dileyene kadar somurtacak,

says his sorry I say yes you might be right there actually says where is everyone sure

evet diyorum, tam orada olabilirsin, aslında herkes onun ne demek istediğinden emin olduğunu söylüyor, bence öyle,

what he means by that I think I think he's I think Pedro was concerned that not many

bence Pedro,

people were talking on the live chat but everyone's concentrating on Steve they're all hanging

canlı sohbette pek fazla kişinin konuşmadığından endişe duyuyordu ama herkes Steve'e odaklanıyor hepsi

on every word yes you were saying maybe they're feeling sorry for me well that makes a change

her kelimeye takılıyor evet diyordun belki benim için üzülüyorlar bu bir değişiklik olur

right I think there are lots of alternatives but they are ephemeral mr. Duncan has 13 years

doğru bence pek çok alternatif var ama bunlar gelip geçici bayım. Duncan 13 yıldır

teaching English on the Internet we are all his followers I don't know what that is about

internette İngilizce öğretiyor, hepimiz onun takipçisiyiz bunun ne hakkında olduğunu bilmiyorum

but people are saying that your globe is spinning the wrong way of course it's spinning the

ama insanlar kürenizin yanlış yönde döndüğünü söylüyorlar tabii ki

wrong way it's it's a brexit globe it's going the wrong way it's going backwards that's

yanlış yönde dönüyor bu bir brexit küresi gidiyor yanlış yöne gidiyor geriye gidiyor işte o yüzden

the reason why the reason why it goes that way is because it looks better on screen if

böyle gitmesinin nedeni ekranda daha iyi göründüğü için

it goes the other way it doesn't look as good because I wanted it to go the same way as

diğer yöne giderse o kadar iyi görünmüyor çünkü ben görebildiğiniz gibi aynı yöne gitmesini istedim

the can you see the text going across the screen at the bottom oh yes so I wanted the

ekranın alt kısmındaki metin oh evet bu yüzden

globe to go the same way as that the writing as it moves underneath mmm so you see what

dünyanın altında hareket eden yazıyla aynı şekilde gitmesini istedim mmm böylece

I've done there so that's the reason why but in fact that isn't the way the earth actually

orada ne yaptığımı görüyorsunuz, bu yüzden sebep bu ama aslında bu değil' t Dünyanın gerçekte

rotates so we all know that we're all very aware that the the earth rotates the other

dönme şekli yani hepimiz biliyoruz ki hepimiz dünyanın diğer yönde döndüğünün çok farkındayız

way I I do know that it isn't a mistake now the chat is very busy says Pedro a lot of

Ben bunun bir hata olmadığını biliyorum, sohbet şu anda çok meşgul, diyor Pedro

people we have laser or less are watching in Kazakhstan oh that's very by the way Steve

aramızdaki birçok insan lazer veya daha azı Kazakistan'da izliyor oh bu çok bu arada Steve

it's Mother's Day next week I know are we going to go and see your mother on Saturday

haftaya Anneler Günü biliyorum Cumartesi anneni görmeye mi gideceğiz

we're going on Saturday not Sunday they're going to mr. Steve's we're going to see mr.

Pazar değil Cumartesi günü gidiyoruz Bay'a gidiyorlar. Steve'in Mr.

Steve's mother somebody might say oh I'm sorry to hear that yes we're going to have a day

Steve'in annesi biri diyebilir ki, evet bunu duyduğuma üzüldüm, evet, Bay ile bir gün geçireceğiz

with mr. Steve's mum it might be suggesting if we go if we if we said to if somebody said

. Steve'in annesi, gidip gitmemizi öneriyor olabilir, eğer biri "ben

oh I've got to go and I've got to go and see my mother next week and you might say well

gitmeliyim ve haftaya annemi görmeliyim" derse ve siz de "

I'm sorry to hear that that's a bit of a joke because you probably know that your friend

bunu duyduğuma üzüldüm" diyebilirsiniz. Bu biraz şaka çünkü muhtemelen arkadaşınızın

doesn't really want to go and see their mother and but you might say well I'm sorry you're

gerçekten gidip annesini görmek istemediğini biliyorsunuz ve ama iyi diyebilirsiniz ki,

you're empathizing with them that they're having to do something they don't want to

onlarla empati kuruyorsunuz, yapmak zorunda kalıyorlar. yapmak istemedikleri bir şey

do not that I'm suggesting I don't want to see my mother I'm not suggesting that at all

annemi görmek istemediğimi öne sürmüyorum bunu hiç önermiyorum

hmm even though it sounds like it yes so three quick words of that trust mr. Duncan okay

hmm kulağa öyle gelse de evet yani o güvenin üç kısa sözü bay. Duncan tamam o

then Pedro likes the flags of the world so phrases that have the word trust in them he's

zaman Pedro dünya bayraklarını seviyor bu yüzden içinde güven kelimesi olan ifadeler

the first one there we go not to trust somebody as far as you can throw with them Laura's

ilk o oluyor birine güvenemeyeceğin kadar güvenmemeye gidiyoruz Laura tamam

all right hiya I can't read it now not to trust somebody so if you don't trust somebody

hiya şimdi okuyamıyorum birine güvenmek, böylece birine onu

as far as you can throw them it means you don't trust them at all because if you were

fırlatabildiğin kadar güvenmezsen, bu ona hiç güvenmediğin anlamına gelir çünkü

to try and pick somebody up and throw them you wouldn't be able to throw them very far

birini alıp fırlatmaya çalışırsan, onu atamazsın. çok uzak,

so that phrase is used to indicate that you don't trust somebody at all so the use of

bu ifade birine hiç güvenmediğinizi belirtmek için kullanılır, bu nedenle

that in a in a sentence for example don't tell John about our plans I wouldn't trust

bunun bir cümlede kullanılması, örneğin John'a planlarımızdan bahsetme,

him as far as I could throw him so you mean that you've got some plans but you don't want

ona elimden geldiğince güvenmezdim. yani bazı planların olduğunu ama

to tell John because he might reveal them to somebody else because you don't trust him

John'a söylemek istemediğini çünkü ona güvenmediğin için onları başka birine açıklayabileceğini kastediyorsun, bu

so it's just a phrase to really push home the fact you don't trust if you say to somebody

yüzden bu sadece yapmadığın gerçeğini gerçekten eve götürmek için bir ifade. birine güven, sana

I don't trust you as far as I could throw you it's an it would be an insult because

atabileceğim kadarıyla sana güvenmediğimi söylersen, bu bir hakaret olur çünkü

you don't trust them because they've proved in the past to be distrustful in some way

onlara güvenmiyorsun çünkü geçmişte bir şekilde güvensiz olduklarını kanıtladılar.

the equivalent phrase of that you could use the phrase I don't trust somebody an inch

Bunun için birine güvenmiyorum ifadesini kullanabilirsiniz.

an inch of course is a measure that we use in the UK about two and a half centimetres

so I don't know whether on the continent they use the phrase I don't trust you a centimeter

Sana bir santimetre güvenmiyorum

but we use the phrase here I don't trust you an inch so in inches about that much as I

ama burada "Sana bir inç güvenmiyorum" ifadesini kullanıyoruz, bu yüzden inç olarak, şimdiye kadar söylediğim gibi, bu yüzden

said back to now centimetres so if you don't trust somebody that little bit it means you

birine birazcık bile güvenmiyorsanız, bu, güvenmiyorsunuz demektir.

don't trust them at all I don't trust you an inch I don't trust you as far as I could

onlara hiç güvenmiyorum sana bir santim güvenmiyorum

throw you which isn't very far so you don't trust somebody at all so that's quite a commonly

sana atabileceğim kadar güvenmiyorum ki bu çok uzak değil bu yüzden birine hiç güvenmiyorsun yani bu oldukça sık

used expression earth I don't trust politicians as far as I could throw them you know when

kullanılan bir ifade dünya yok 'politikacılara güvenebildiğim kadarıyla güvenin, bilirsiniz,

you were giving your example of something that's one inch long yes I wasn't sure what

bir inç uzunluğundaki bir şeyi örnek verirken evet, ne göstereceğinizden emin değildim,

you were going to show it's just an expression mr. Duncan do you have anything else you can

bu sadece bir ifade bayım . Duncan bize gösterebileceğin başka bir şey var mı? Bana

show us if you take something on trust it means you believe or have faith in something

without any real evidence or proof to take something on trust for example bill owes me

a lot of money but he wants me to take it on trust that he will pay me back so bill

geri ödeyeceğine güvenin, bu yüzden Bill'in

owes you a lot of money and he's got no proof these that I ever pay you back but he's just

size çok borcu var ve bunları size geri ödeyeceğime dair hiçbir kanıtı yok ama sadece benim

saying you'll just have to take it on trust that I'm going to pay you back you'll have

güvenerek almanız gerektiğini söylüyor. sana geri ödeyeceğim

to trust me in other words that I'm going to pay you back how do you know how do I know

bana güvenmen gerekecek başka bir deyişle sana geri ödeyeceğimi nereden biliyorsun

that you will complete compile start again how do I know that you will complete that

derlemeyi tekrar başlat tamamlayacağını nasıl bilebilirim o

job on time well you will just have to take me on trust or take it on trust the equivalent

işi zamanında tamamlayacağını nasıl bilebilirim sadece beni güvene alman veya güvene alman gerekecek, eşdeğer

another equivalent phrase to use though would be to take someone's word so I if you could

başka bir eşdeğer ifade, birinin sözünü almak olacaktır, bu yüzden, eğer

replace the phrase take it on trust with take my word for it or take me on my word have

ifadeyi güvene al ifadesini, sözümü al veya beni al ile değiştirebilseydin. benim sözüm var

faith have faith either is a controversial one to end with don't convert like this one

inancım var inancım ya bitmesi tartışmalı bir sözdür, bunun gibi dönme

this is a phrase that people sometimes use have you ever heard people say trust in God

bu insanların bazen kullandığı bir ifadedir hiç insanların Tanrı'ya güven

and everything will be all right that's an idiom I know but you he'd do it people say

ve her şey yoluna girecek dediğini duydun mu bu bir deyim biliyorum ama sen yapardın

that but here's an idiom trust in God but keep your powder dry okay you heard of that

bunu insanlar öyle der ama işte bir deyim Allah'a güven ama tozunu kuru tut tamam bunu duydun mu

one mr. dunk what's your traveling God and keep your powder dry rest in God and keep

bay dunk what's your travel God ve pudranı kuru tut Tanrı'da dinlen ve

the powder dries I like underwear I know it refers to gunpowder okay so what that phrase

pudrayı kuru tut İç çamaşırını severim bunun baruta atıfta bulunduğunu biliyorum tamam o halde bu cümlenin

is saying is give yourself over to a higher power to trust that something will happen

anlatmak istediği, senin başına gelecek bir şeyin olacağına güvenmek için kendini daha yüksek bir güce teslim etmek. olmasını

that you want to happen but be prepared to act when it does happen so in other words

istemek ama gerçekleştiğinde harekete geçmeye hazır olmak, yani başka bir deyişle,

it's actually saying you've if you believe in a higher power to help you in your cause

amacınızda size yardımcı olacak daha yüksek bir güce inanıyorsanız, bu

whatever that might be it might be to get a new job it might be to win a battle but

her ne olursa olsun, yeni bir iş bulmak olabilir. bir savaşı kazanmak için ama

that isn't everything you've still got to be prepared to do something yourself as well

her şey bu değil, yine de kendi başına bir şeyler yapmaya hazırlıklı olmalısın,

you know you can't expect a higher power God to do everything for you you've got to do

biliyorsun, daha yüksek bir güç olan Tanrı'nın senin için her şeyi yapmasını bekleyemezsin,

something so that phrase was used by apparently Oliver Cromwell many many hundreds of years

bir şeyler yapmalısın, yani bu ifade görünüşe göre yüzlerce yıl önce Oliver Cromwell tarafından kullanılmış,

ago so it's so yeah gunpowder is obviously something that's used to in guns to presume

bu yüzden evet, barut barutun mermileri varsaymak için silahlarda kullanılan bir şey olduğu açıktır,

bullets a gunpowder used to be used over in old flintlock guns but if it was wet it wouldn't

barut eski çakmaklı tüfeklerde kullanılırdı ama ıslak olsaydı

work so it was just saying you know if you want to trust in a higher power you can do

işe yaramazdı sadece daha yüksek bir güce güvenmek istiyorsan

so but be prepared to act when conditions become favorable for you so that's it was

bunu yapabilirsin ama koşullar senin için uygun olduğunda harekete geçmeye hazır ol yani

so glad you explained what gun power directly well I know but maybe some people don't because

hangi silah gücünü doğrudan açıklamana çok sevindim iyi biliyorum ama belki bazı insanlar bilmez Çünkü

because you know it's it's so ambiguous I'm worried about my job it interview tomorrow

biliyorsun çünkü bu çok belirsiz İşim için endişeleniyorum yarın mülakat olacak

well trust in God but keep your gun sorry I don't think I think so it must be an expression

Allah'a güven ama silahını sakla Üzgünüm sanmıyorum o yüzden ayrıldığın bir ifade olmalı

that you leave I don't know what books you're looking at but there are no dictionaries this

Bilmiyorum hangi kitaplara bakıyorsunuz ama sözlük yok bu çok

say that it is a well-known expression mr. Duncan okay do you want to know anything about

bilinen bir tabirdir efendim. Duncan tamam, Oliver Cromwell hakkında bir şey bilmek istiyor musun,

Oliver Cromwell well you know all about Oliver Cromwell yes Oliver Cromwell he was he was

peki Oliver Cromwell hakkında her şeyi biliyorsun, evet Oliver Cromwell o

a pesky bugger that's right were you used to work in a National Trust property he didn't

sinir bozucu bir herifti, bu doğru, bir National Trust mülkünde çalışıyor muydun,

like Catholics he didn't like Catholics no it wasn't a fan but he was he was he was a

Katolikleri sevmiyordu, sevmiyordu. Katolikler gibi hayır, bir hayran değildi ama o bir

sort of a politician and military leader wasn't he and so he said that to his troops and so

tür politikacıydı ve askeri liderdi, öyle değil mi ve bu yüzden bunu birliklerine söyledi ve bu yüzden

it's so it's so we are led to believe it might not be true so the whole thing the whole message

öyle, bu yüzden bunun olmayabileceğine inanmaya yönlendirildik. doğru olsun, bu yüzden mesajın tamamı,

is keep your gun powder dry if you remember nothing about today's lesson remember that

bugünkü ders hakkında hiçbir şey hatırlamıyorsanız, barutunuzu kuru tutun, bunu hatırlayın, bu yüzden

so so after the lesson has finished going check your gunpowder and make sure it isn't

ders bittikten sonra barutunuzu kontrol edin ve

in a damp room but Oliver Cromwell of course was alive in 16 you know sixteen forties that

nemli bir odada değil, Oliver Cromwell'den olduğundan emin olun. tabii ki 16'da hayattaydı hani bin altı kırklarda o

sort of era wasn't he so right they used to use gunpowder then instead of bullets okay

tür bir dönem o kadar doğru değil miydi o zamanlar mermi yerine barut kullanırlardı tamam ve o

and so what he was he was going he probably into battle and he said to his troops you

ne idi muhtemelen savaşa gidiyordu ve birliklerine

know we could win this but you know because they used to believe obviously very religious

bilirsiniz biz dedi bunu kazanabilirlerdi ama bilirsiniz çünkü eskiden çok dindar

people trust in God that we win this battle but be prepared to keep your gun powder dry

insanların bu savaşı kazanacağımıza dair Tanrı'ya güvendiklerine inanırlardı ama barutunuzu kuru tutmaya hazır olun

I actually I've never heard anyone use that expression but I did find it on the internet

Aslında kimsenin bu ifadeyi kullandığını hiç duymadım ama bunu duvarda buldum. internet

so I thought I would I would I would actually give that example out next week when we were

bu yüzden yapacağımı düşündüm aslında bu örneği önümüzdeki hafta

in town we will use that where we go to the local supermarket we will reintroduce that

şehirdeyken verirdim yerel süpermarkete gittiğimiz yerde bunu kullanacağız bu

expression they can I have a can of beans please and don't forget trusting God keep

ifadeyi tekrar kullanacağız onlar bir kutu fasulye alabilir miyim lütfen ve yapmayın' Allah'a güvenmeyi unutma

your gun powder dry now you might say you know you might be going for a job interview

barutunu kuru tut şimdi bir iş görüşmesine

more than you and you might say yeah somebody but you might say one word about my job interview

senden daha çok gideceğimi biliyorum diyebilirsin ve birisine evet diyebilirsin ama yarınki iş görüşmem hakkında tek kelime edebilirsin

tomorrow I'm not sure if I'm going to get it and somebody might use that expression

emin değilim Ben alacağım ve birileri bu ifadeyi

trusting God but keep your gun powder dry in other words if a higher power wants you

Tanrı'ya güvenerek kullanabilir ama barutunuzu kuru tutun, başka bir deyişle, daha yüksek bir güç

to have that job you will Burt you've got to be prepared for the interview to to answer

o işe sahip olmanızı istiyorsa Burt olacaksınız, hepsini cevaplamak için görüşmeye hazırlanmalısınız. akla gelebilecek

all the questions that might come up yes you might be saying this if if it was the 18th

sorular evet bunu diyebilirdin keşke 18.yy olsaydı

century exactly what I found it so maybe in some maybe we don't use it in England anymore

tam olarak benim bulduğum gibi yani belki bazılarında belki biz ingilterede artık kullanmıyoruz

but perhaps they use it in other countries is anyone let's have a one last look at the

ama belki başka ülkelerde kullanıyorlar kimbilir bakalım

live chat show who deceive anyone has actually heard of that expression let's have one that's

canlı sohbet programına son bir kez bakın kim kandırıyor bu tabiri gerçekten duyan var mı gülüp geçen bir tane olsun tüm bunlardan

all just laughing at let's have one last look at YouTube now after all that oh my goodness

sonra artık YouTube'a son bir kez bakalım aman tanrım tamam

ok here we go oh it's the live chat sounds like a terrorist motto it is eg oh that's

başlıyoruz oh canlı sohbet sesleri bir terörist mottosu gibi ör. ah ben de öyle

what I thought yes well well of course yes yes well of course oh dear it could be yes

düşünmüştüm evet pekala tabii ki evet evet tabii ki ah canım evet olabilir pekala

well it could be keep you keep your ammunition dry yeah they still use gunpowder too by the

cephaneni kuru tutabilirsin evet bu arada hala barut da kullanıyorlar değil mi

way do they yes how do you think the bullet fires well there is gunpowder in inside a

evet sizce mermi nasıl iyi ateş ediyor merminin içinde barut var evet

bullet yes inside yeah well we're off aren't we mr. Duncan it's a 10 past fall that was

içinde evet iyi gidiyoruz değil mi bay Duncan, 10 geçmiş bir sonbahar, canlı sohbeti ekrana

it I just went to all that trouble to put the live chat on the screen and he's saying

getirmek için onca zahmete girdim ve

nothing isn't there anything interesting there I love mr. Steeves explanations but I have

hiçbir şey yok diyor orada ilginç bir şey yok Bay'ı seviyorum. Steeves açıklamaları ama

to admit that almost always I watched the same video several times thanks a lot Guadalupe

itiraf etmeliyim ki neredeyse her zaman aynı videoyu birkaç kez izledim çok teşekkürler Guadalupe

is a fan of mr. Steve let's have another one image did you see that photograph of the picture

bir mr. Steve hadi bir resim daha çekelim

Steve that was sent to us to do what do you think of this oh well I think I come out of

Steve'in bize ne yapmamız için gönderildiği resmin fotoğrafını gördün mü bunun hakkında ne düşünüyorsun oh pekala sanırım bundan

that looking quite good but I think you look all right but I look like I look like I look

oldukça iyi görünerek çıktım ama bence sen iyi görünüyorsun ama bakıyorum

like John Lydon people might think this is live yes yes thank you very much it's flattering

John Lydon gibi görünüyorum gibi görünüyorum, insanlar bunun canlı olduğunu düşünebilir evet evet çok teşekkür ederim

that people it was from me fur but Belarus ear also sent us a sketch as well I I yes

insanların benim kürkümden olması gurur verici ama Belarus kulağı da bize bir eskiz gönderdi ben evet evet

I've showed that already here it is I think I prefer that one because that one's open

gösterdim zaten burada Sanırım bunu tercih ediyorum çünkü bu

to a lot of interpretation whereas the other one is is is brutally honest yes the other

çok fazla yoruma açık, diğeri ise acımasızca dürüst evet

one is very honest especially with my weight gain yeah I have it like I look like I've

diğeri çok dürüst özellikle kilo almam konusunda evet var sanki

been eating bitter all night and you look like you're you're pondering you look like

yemek yiyormuşum gibi bütün gece buruk ve düşünüyormuş gibi görünüyorsun

an escaped criminal I do look at those eyebrows yeah but but that yes that I think that's

kaçak bir suçlu gibi görünüyorsun o kaşlara bakıyorum evet ama bu evet bence bu

more realistic you're actually talking into my ear yes English in your ear noms in one

daha gerçekçi aslında kulağıma konuşuyorsun evet kulağına İngilizce adaylar bir

ear and out of the other yeah anyway it's time to go it's time to go to want to see

kulağından girip diğerinden evet neyse gitme zamanı gitme zamanı

one last thing before we go do you want to see we've got a new person living in our house

gitmeden önce son bir şey görmek istiyorum görmek ister misiniz evimizde yeni biri yaşıyor

haven't we mr. Duncan in the log store yeah you found something didn't you this week there

değil mi bayım . Duncan kütük dükkanında evet bir şey buldun değil mi bu hafta

was a mouse living in our log store how it got in there we don't know what I love is

kütük dükkanımızda yaşayan bir fare vardı oraya nasıl girdi sevdiğimi bilmiyoruz

is the mouse has collected all those little pieces of wood and put them there I don't

fare tüm o küçük tahta parçalarını toplamış ve onları oraya koy

know why maybe he's going to have a fire so there is a little mouse living in the wood

neden bilmiyorum belki ateş yakacak odun yığınında veya odun deposunda yaşayan küçük bir fare var

pile or the wood store and there's a little mouse I saw it yesterday did you see the mouse

ve orada küçük bir fare var dün gördüm fareyi gördün mü ben

I saw it yes hopping over the logs it was it was frightened it saw me coming in that's

gördüm evet zıplıyor kütüklerin üzerinden korkmuştu benim geldiğimi görünce bu çok

lovely but of course you keep all the peanuts for the birds in there yes so it's probably

güzel ama tabii ki kuşlar için tüm fıstıkları orada tutuyorsunuz evet bu yüzden muhtemelen

got about ten years supply of food yes I think it must have been very excited when it first

yaklaşık on yıllık yiyecek kaynağı var evet bence çok heyecanlanmış olmalı İlk önce yarım ton fıstığın

realised that it was going to live next door to half a tonne of peanuts so there it is

yanında yaşayacağını anladı, bu

though has to go mr. Duncan you do realise I'm sorry - same as Duncan but I'm going to

yüzden oradaymış mr. Duncan gerçekten üzgün olduğumun farkındasın - Duncan gibi ama o Fareyi

have to remove that Mouse you can't take the mouse away Mouse T we'll have to go I've already

çıkarmam gerekecek fareyi alamazsın Fare T gitmemiz gerekecek Sana

told you all you have to do is leave the door open as the weather gets warmer and warmer

yapman gereken her şeyi zaten söyledim kapıyı açık bırak havalar ısınıp ısındıkça

then the mouse will go oh it's quite nice outside I think I will go outside again and

fare gidecek oh dışarısı çok güzel sanırım tekrar dışarı çıkıp

run around I don't think it will mr. Duncan it's found itself a nice little home with

koşacağım sanmam bayım. Duncan kendine bir sürü yiyecek olan küçük güzel bir ev buldu

lots of food don't you dare kill it I won't kill it I won't kill it but I will catch it

öldürmeye cüret etme onu öldürmeyeceğim öldürmeyeceğim ama onu yakalayıp

and put it outside yeah all you have to do is just just take the logs away and I'm sure

dışarıya koyacağım evet tek yapman gereken sadece almak kütükler uzaklaştı ve eminim

it will just run away yes well it's gonna do it together we kind of mice living bonito

öylece kaçacak evet pekala bunu birlikte yapacağız biz bir tür palamut yaşayan fareler

but don't forget to do it when the weather is nicer because a lot of animals are still

ama bunu hava daha güzel olduğunda yapmayı unutmayın çünkü birçok hayvan hala

hibernating you see so that one that one should actually be hibernating but it isn't it's

kış uykusunda, görüyorsunuz yani o aslında kış uykusunda olmalı ama

awake I want to know how it got in yes it was just sneaky and PC it must have sneaked

uyanık değil nasıl girdiğini bilmek istiyorum evet sadece sinsice ve PC

in in one day anyway it's time to get out to go it's go to past four we've run well

bir gün içinde girmiş olmalı zaten dışarı çıkma zamanı geçmişe gitti dördü iyice aştık

over yes don't worry I'm sorry to say don't worry about it we still have lots of people

evet merak etmeyin söylediğim için üzgünüm merak etmeyin hala izleyen çok insan var

watching that's nice so we'll see you next week it's Mother's Day mothering Sunday next

bu çok güzel yani haftaya görüşürüz Anneler Günü annelik Pazar gelecek

Sunday yes so we'll be going to see mr. Steve's mum to cheer her up but not on the Sunday

Pazar evet yani Bey'i görmeye gideceğiz. Steve'in annesi onu neşelendirecek ama

on this Saturday that's it so you'll be he'll be here we will be here next Sunday so don't

bu Cumartesi Pazar günü değil, o kadar, o burada olacak, önümüzdeki Pazar burada olacağız, bu yüzden

worry next Sunday from 2 p.m. UK time Thank You mr. Steve are you sorry to say that this

gelecek Pazar saat 14:00'ten itibaren endişelenmeyin. İngiltere saati Teşekkürler bay. Steve bu

lesson is coming to an end I am very sorry to say that it's time to say goodbye to mr.

dersin sona erdiğini söylediğiniz için üzgün müsünüz? Mr.

Steve first of all bye-bye see you next week mr. Steve has gone so thanks Steve for that

Steve öncelikle hoşçakalın haftaya görüşürüz bayım . Steve gitti bunun için teşekkürler Steve ve ben

and I'm going as well one last look at the live chat and then I am out of here thank

de canlı sohbete son bir kez bakıyorum ve sonra gidiyorum buradan

you Eric Thank You Sergio Thank You Julie Thank You Olga Thank You Konul Thank You Hoshino

teşekkürler Eric Teşekkürler Sergio Teşekkürler Julie Teşekkürler Olga Teşekkürler Konul Teşekkürler Hoshino

thanks a lot for your company today it's been a very long one and we have had lots of interesting

çok teşekkürler Bugün şirketiniz için çok uzun bir zaman oldu ve konuşacak çok ilginç

topics and subjects to talk about thank you very much for your drawings and don't forget

konularımız ve konularımız oldu, çizimleriniz için çok teşekkür ederim ve

if you want to make a donation you can through PayPal or through the live chat when I'm on

bağış yapmak istiyorsanız PayPal veya canlı aracılığıyla yapabileceğinizi unutmayın. sohbet

air every single Sunday and the address is going under the screen right now and you can

her Pazar yayındayken ve adres şu anda ekranın altına giriyor ve

find all the details of my youtube videos under this video and of course this will be

youtube videolarım ile ilgili tüm detayları bu videonun altında bulabilirsiniz ve tabii ki bu

available later you can watch all of this again with subtitles so much to share with

daha sonra mevcut olacak tüm bunları tekrar izleyebilirsiniz Altyazılar, ben

you before I disappear thank you I mean Thank You Irene Thank You Lilly yeah thank you quite

kaybolmadan önce sizinle paylaşacak çok şey var, teşekkür ederim yani, Teşekkürler Irene, Teşekkürler Lilly, evet, çok teşekkür ederim,

a loop thank you very much to everyone and I will see you next week this is mr. Duncan

herkese çok teşekkürler ve haftaya görüşürüz, bu bay. Duncan,

in the birthplace of English of course that is England it is that's where we are right

İngilizcenin doğum yeri olan İngiltere'de, şu

now saying thanks a lot for watching me teaching you live and of course until next Sunday you

anda bulunduğumuz yer orası, sana canlı ders vermemi izlediğiniz için çok teşekkür ederim ve elbette önümüzdeki Pazar gününe kadar sırada

know what's coming next yes you do until the next time we meet here on YouTube…

ne olacağını biliyorsunuz, evet, bir dahaki sefere burada buluşana kadar bilirsiniz YouTube'da...

ta ta for now. 8-)

şimdilik ta ta. 8-)