LATE and LIVE - English - Noun / Verbs - Interactive Chat - 10pm UK TIME

Are we on? hello hello are we on? have we connected? are you

Açık mıyız? merhaba merhaba yayında mıyız? bağlandık mı? beni

reading me? - over. this is mr. Duncan from Planet YouTube calling earth is there

okuyor musun - üzerinde. bu Bay. Planet YouTube'dan Duncan dünyayı çağırıyor

anyone there? oh hi everybody this is mr. Duncan at last in England how are you

orada kimse var mı? oh millet merhaba bu bay. Duncan nihayet İngiltere'de,

today? are you okay? I really hope so are you happy? I really

bugün nasılsın? iyi misin? Umarım gerçekten mutlusundur?

hope so can I just say now that I'm not very happy because I've just spent the

Umarım öyledir, şimdi çok mutlu olmadığımı söyleyebilir miyim çünkü

past 50 minutes 50 minutes trying to sort this out oh my goodness I'm very

son 50 dakikamı 50 dakikamı bunu çözmeye harcadım aman tanrım çok

sorry there were some problems now I will explain briefly what's happened

üzgünüm bazı problemler vardı şimdi kısaca açıklayacağım bugün olan şey,

today there were some updates on the thing that allows my live stream to

canlı akışımın

actually exist so it's nothing to do with YouTube it is

gerçekten var olmasına izin veren şeyle ilgili bazı güncellemeler oldu, bu yüzden YouTube ile ilgisi yok,

actually something else so I'm not going to blame YouTube this time for once

aslında başka bir şey, bu yüzden bu kez YouTube'u suçlamayacağım,

it isn't YouTube's fault I'm just desperately trying to get the live chat

bu YouTube'un hatası değil I Şu anda umutsuzca canlı sohbeti açmaya çalışıyorum

on now. dear oh me! oh it was such a lovely evening do you know what happened

. canım ah ben! ah ne güzel bir akşamdı bu gece ne oldu biliyor musun

tonight I had a lovely sleep on the bed I felt as if I needed a little rest so I

yatakta çok güzel uyudum sanki biraz dinlenmeye ihtiyacım varmış gibi hissettim bu yüzden

went to lie down on the bed I had a lovely sleep for about one and a half

gidip yatağa uzandım yaklaşık bir buçuk saat çok güzel uyudum

hours and then I woke up came down here to my studio prepared everything I was

saat sonra uyandım buraya stüdyoma geldim her şeyi hazırladım

already everything prepared and then 10 o'clock came and I pressed the button to

zaten her şeyi hazırlamıştım saat 10 geldi

make the live stream begin and nothing happened there was a problem with

canlı yayının başlaması için butona bastım hiçbir şey olmadı

something called the encoder I did a big update today and there seems to be a

enkoder denen bir şeyde sorun vardı ben bugün büyük bir güncelleme yaptı ve

problem with that but we are here now I'm so happy to be here in fact I'm more

bununla ilgili bir sorun var gibi görünüyor ama şimdi buradayız burada olduğum için çok mutluyum aslında

happy than I normally am to tell you the truth oh dear

normalde olduğumdan daha mutluyum doğruyu söylemek gerekirse ah canım

I really did think we weren't go to do this tonight I had a very bad

gerçekten düşündüm ki biz Bu gece bunu yapacak değildik içimde

feeling about all of this so Omar Thank You Omar Omar seems very happy because

tüm bunlar hakkında çok kötü bir his vardı bu yüzden Omar Teşekkürler Omar Omar çok mutlu görünüyor çünkü

we are now online yes we are now live on YouTube hello from France I don't know

artık çevrimiçiyiz evet artık YouTube'da canlı yayındayız Fransa'dan merhaba

what this actual livestream is called I have no idea because I've had to do

Bunun ne olduğunu bilmiyorum gerçek canlı yayının adı hiçbir fikrim yok çünkü çevrimiçi olmak için normalde

something very different from what I normally do to get online so I hope that

yaptığımdan çok farklı bir şey yapmak zorunda kaldım bu yüzden umarım

this this makes sense that's all I can say

bu mantıklıdır tüm söyleyebileceğim bu kadar

sucio is here hello Sergio thanks for joining me sadly a little later than

sucio burada merhaba Sergio üzgün bir şekilde bana katıldığın için teşekkürler biraz

normal due to technical problems I don't know what it is about me I seem to have

teknik sorunlar nedeniyle normalden daha geç benimle ilgili ne olduğunu bilmiyorum

nothing but technical problems at the moment everything seems to be going

şu anda teknik sorunlardan başka bir şeyim yok gibi görünüyor çoğu zaman her şey ters gidiyor gibi görünüyor

wrong for most of the time and I have no idea why I don't know why hello mr.

ve neden bilmiyorum neden merhaba bay

Duncan Sacco Rudin is here Sakura Dean Sekar hello to you thanks

Duncan Sacco Rudin burada Sakura Dean Sekar merhaba

for joining me today mobile players I think I've seen you before on the live

bugün bana katıldığınız için teşekkürler mobil oyuncular sanırım sizi daha önce canlı sohbette görmüştüm

chat hello to you wow what a wonderful high-definition streaming I'm very

merhaba size vay canına ne harika bir yüksek çözünürlüklü akış Çok

impressed Thank You Sergio this is all because of

etkilendim Teşekkürler Sergio bu hepsi

my new computer and all of the new equipment that I've bought for my studio

yeni bilgisayarım ve stüdyom için aldığım tüm yeni ekipmanlar sayesinde

so now you can see me in super duper high-definition and today I managed to

artık beni süper yüksek çözünürlüklü olarak görebilirsiniz ve bugün

get my DSLR camera working so at the moment you are actually watching me on

DSLR fotoğraf makinemi çalıştırmayı başardım, yani şu anda siz gerçekten beni Nikon D600'ümle izliyorum,

my Nikon D600 so that is one of the reasons why the quality is very high

kalitenin çok yüksek olmasının nedenlerinden biri de bu,

it's very good quality I like you mr. Duncan you are a nice person thank you

çok iyi kalite Sizden hoşlanıyorum bayım. Duncan, siz iyi bir insansınız, dürüst olmak gerekirse

very much for your vote of support to be honest I really do need it tonight

destek oyu verdiğiniz için çok teşekkür ederim, buna gerçekten bu gece ihtiyacım var

because everything has been going wrong hello mr. Duncan Ismail Thank You Ismail

çünkü her şey ters gidiyor, merhaba bayım. Duncan Ismail Teşekkürler İsmail

I am okay today thanks a lot for asking wow so many people here it's been a very

Bugün iyiyim, sorduğunuz için çok teşekkürler vay canına, buradaki pek çok insan burada,

busy week here in the UK lots of things going on you will be pleased to hear

Birleşik Krallık'ta çok yoğun bir hafta oldu, pek çok şey oluyor,

that the snow has now gone in fact today felt just like

karın artık gittiğini duymaktan memnun olacaksınız, aslında bugün hissedildi tıpkı

spring it did it felt so spring-like today so I I felt quite excited about

bahar gibi, bugün o kadar bahar gibi hissettirdi ki, bu yüzden

that how are you mr. Duncan long Nadine is

nasılsınız bayım diye oldukça heyecanlandım. Duncan uzun Nadine

here I'm super duper I feel much better now because I can talk to you live on

burada Süper kandırıldım Şimdi çok daha iyi hissediyorum çünkü sizinle YouTube'da canlı konuşabiliyorum

YouTube I I must admit I had a little bit of a problem at 10 o'clock tonight

İtiraf etmeliyim ki bu gece saat 10'da

when I tried to begin my live stream it would not work and of course do you know

canlı yayınıma başlamaya çalışırken biraz sorun yaşadım. işe yaramazdı ve elbette

what technology is like technology quite often goes wrong when you really need it

teknolojinin nasıl bir şey olduğunu biliyor musunuz, gerçekten ihtiyacınız olduğunda teknoloji genellikle ters gider

mr. Duncan it is almost 1:00 a.m. and I was waiting for you to go online for the

bay. Duncan saat neredeyse 1:00 ve bütün gün boyunca senin çevrimiçi olmanı bekliyordum,

whole day thank you hope star well of course every Wednesday you can catch me

teşekkürler umarım yıldız iyi olur tabii ki her çarşamba beni

here on YouTube at 10 p.m. normally when everything is working okay you can catch

YouTube'da saat 10'da yakalayabilirsin. normalde her şey yolundayken

me every Wednesday 10 p.m. UK time and of course I am here every Sunday at 2

beni her çarşamba 22:00'de yakalayabilirsiniz. İngiltere saati ve tabii ki her Pazar saat 2'de buradayım.

p.m. UK times so you have two chances to catch me during the week belarus sierra

BK kez, bu yüzden hafta boyunca beni yakalamak için iki şansınız var, belarus sierra

is here hello basic Belarusian I'm very sorry

burada merhaba temel Belarusça

about earlier I know a lot of people were waiting for me to come on but I did

Daha önce yaptığım için çok üzgünüm, birçok insanın gelmemi beklediğini biliyorum ama

have some slight technical problems which I think I hope I have sorted out

bazı küçük teknik sorunlarım oldu. sanırım hallettim

now hello there I followed you since I was at university and today I'm a

şimdi merhabalar sizi üniversiteden beri takip ediyorum ve bugün

teacher of English and I used to use your videos in my classes thanks a lot

ingilizce öğretmeniyim ve derslerimde videolarınızı kullanırdım çok teşekkürler

Eduardo Thank You Eduardo Salazar for your lovely message and I'm very glad to

Eduardo Teşekkürler Eduardo Salazar güzel mesajınız için ve

hear that my English lessons are useful to you that's great

İngilizce derslerimin sizin için yararlı olduğunu duyduğuma çok sevindim.

hello from Tenerife hello to you as well thanks for joining me today I'm not

Tenerife'den harika bir merhaba size de merhaba bugün bana katıldığınız için teşekkürler.

quite sure how this live stream will be appearing at the moment it would appear

that everything is okay so I'm just making some checks here

her şey yolunda o yüzden canlı yayında her şeyin yolunda olduğundan emin olmak için burada bazı kontroller yapıyorum

just to make sure that everything is okay on the live stream yes it is ooh

evet ooh ooh

so we are late in live I'm normally here on Wednesday 10:00

bu yüzden canlı yayına geç kaldık Normalde Çarşamba 22:00'de buradayım.

p.m. UK time unless of course there is a problem it's five minutes away from

İngiltere saati tabi ki bir sorun yoksa saat gece on birden beş dakika var bu

eleven o'clock at night so all of the neighbors around me have gone to bed

yüzden çevremdeki tüm komşular yattı ben

everyone is sleeping soundly except for me and yes you know who else is normally

hariç herkes mışıl mışıl uyuyor ve evet normalde burada başka kim var biliyorsunuz

here well he is here at the moment he's he's been patiently waiting around the

iyi o şu anda burada sabırla köşede bekliyordu

corner because he arrived back here at around about 10:30 and I was still

çünkü buraya saat 10:30 civarında geldi ve ben hala

trying to get the live stream started and I it was terrible so here he comes

canlı yayını başlatmaya çalışıyordum ve çok kötüydü, bu yüzden işte

it is mr. Steve I know that mr. Steve has a very big fan club now come on mr.

geliyor bay. Steve biliyorum ki Mr. Steve'in çok büyük bir hayran kulübü var, hadi ama bay.

Steve don't be shy there he is sorry it feels better standing this side

Steve utangaç olma, üzgünüm, bu tarafta durmak daha iyi hissettiriyor,

so here we go and Anna quite a few people tonight are mentioning the

işte başlıyoruz ve Anna bu gece epeyce insan

picture quality they're saying they the picture quality looks so amazing oh yes

resim kalitesinden bahsediyor, resim kalitesinin çok harika göründüğünü söylüyorlar, oh evet,

I can see it there you look amazing we look very clear so this is super duper

orada görebiliyorum harika görünüyorsun, biz çok net görünüyoruz, bu yüzden bu şimdi süper kandırılmış

high definition now and it's a live stream so this isn't recorded unless of

yüksek çözünürlüklü ve bu bir canlı yayın, yani kaydedileni izlemiyorsanız bu kaydedilmiyor,

course you are watching the recorded one in which case it is it's very confusing

bu durumda çok kafa karıştırıcı,

isn't it yeah but at the moment it is coming up to 11 o'clock at night and

değil mi ama gece saat 11'e geldiği an ve

it's Wednesday evening Wednesday evening here in the UK well in fact it's almost

Çarşamba akşamı burada, Birleşik Krallık'ta Çarşamba akşamı, aslında neredeyse

it's almost Thursday morning it's almost Thursday already I rush back tonight

Perşembe sabahı, neredeyse Perşembe, bu gece provamdan aceleyle geri dönüyorum, bay

from my rehearsal expecting mr. Duncan to be in full swing full swing ie really

. Duncan tüm hızıyla devam edecek, yani gerçekten İngilizce dersinin

getting into doing the live stream the English lesson yes I like that full

canlı akışını yapmaya başlıyor evet, varsayılan olarak bu tam

swing in default if you are in full swing it means

hızı seviyorum, eğer tam hızdaysanız, bu

you are really going strongly you are you are powering ahead you are in full

gerçekten güçlü bir şekilde ilerlediğiniz anlamına gelir, gücünüzü artırıyorsunuz, tam hızdasınız

swing it must have come from like if you're playing golf this full swing of

salıncaktan gelmiş olmalı, sanki sopanın tüm hızıyla golf oynuyorsun

the club or maybe a tennis racket yes or maybe if you are playing on a child's

ya da belki bir tenis raketi evet ya da belki bir çocuğun salıncağında oynuyorsan

swing yeah maybe the energy you have built up a lot of energy so you are now

evet, belki de biriktirdiğin enerji çok fazla enerji biriktirmişsindir. şimdi

in full swing I can feel you are moving into full swing now after five or ten

tüm hızıyla beş on dakika sonra tüm hızıyla ilerlediğini hissedebiliyorum

minutes well I've just been sitting over there in front of the computer pulling

eh biraz önce bilgisayarın önünde oturmuş

my hair out which isn't easy because I don't have much hair yeah I came back

saçımı çekiyordum ki bu kolay değil çünkü fazla saçım yok evet geri döndüm

and it was silent I thought I can't hear very much mr. Duncan the door was shut

ve sessizdi pek duyamıyorum sanmıştım bayım. Duncan kapı kapandı

and then mr. Duncan came out and I saw his face and I knew something was wrong

ve sonra Mr. Duncan çıktı ve yüzünü gördüm ve anında bir şeylerin ters gittiğini anladım

instantly but he was actually staying very calm well uh you have to though

ama aslında çok sakin kalıyordu ama

unlike him now yesterday this is very strange because because Steve also uses

dün onun aksine bu çok garip çünkü Steve de

computers in his job and quite often your computer or your phone or your iPad

işinde bilgisayar kullanıyor ve sıklıkla sizin bilgisayarınızı yoksa telefonunuz veya ipad'iniz dün

will stop working for no reason yesterday was the phone so miss mr.

hiçbir sebep yokken çalışmayı durduracak telefon yani bayan bay.

Steve's iPhone once again broke it wouldn't work it's at work phone and

Steve'in iPhone'u bir kez daha bozuldu, işe yaramadı işteki telefon ve

this is yours this is his second iPhone now he had to send his first iPhone back

bu seninki bu onun ikinci iPhone'u şimdi ilk iPhone'unu kırdığı için geri göndermek zorunda kaldı ve

because it broke and and now he he has another iPhone and that one doesn't work

şimdi başka bir iPhone'u var ve bu çalışmıyor

very well so this isn't a very good advert for iPhones to be honest it's

çok iyi, yani bu iPhone'lar için pek iyi bir reklam değil dürüst olmak gerekirse bu bir

work give it to us no I used to have a little Nokia phone which I've had for

iş onu bize verin hayır eskiden küçük bir Nokia telefonum vardı ve

about ten years Nokia phones do you know what there is

yaklaşık on yıldır bende Nokia telefonlar

nothing better than the old-fashioned Nokia phone do you remember that there

daha iyisi yok biliyor musunuz eski moda Nokia telefondan daha

is one particular type of Nokia phone and you could you could literally throw

özel bir Nokia telefonu türü olduğunu hatırlıyor musunuz ve onu tam anlamıyla

it at a brick wall and it wouldn't break you could do everything with it but

bir tuğla duvara fırlatabilir ve kırılmaz, onunla her şeyi yapabilirsiniz ama

nowadays even if you even if you sneeze next to your

bugünlerde olsanız bile akıllı telefonunuzun yanında hapşırırsınız

smartphone they break instantly what I what I did was that I I'd accidentally

anında kırılırlar, yaptığım şey şuydu, yanlışlıkla

touched one of the one of the buttons in the wrong way and it set it into some

düğmelerden birine yanlış şekilde dokundum ve bu, onu bir

kind of voice recognition mode yes and it kept talking back at me and I

tür ses tanıma moduna geçirdi evet ve konuşmaya devam etti bana ve ben

couldn't do anything and and I couldn't switch it off when I switched it off

hiçbir şey yapamadım ve kapattığımda kapatamadım

eventually mr. Duncan was trying to help me and then it wanted me to cause to put

sonunda bay. Duncan bana yardım etmeye çalışıyordu ve sonra

the password in and it wasn't doing it what was so frustrating and what do I

şifreyi girmemi istedi ve bunu yapmıyordu, bu kadar sinir bozucuydu ve teknolojiden

usually do when I get frustrated with technology mister do you normally smash

bıktığımda genellikle ne yaparım bayım normalde

it up I usually smell but the only thing that stops me is the fact that it's work

onu parçalıyor musunuz ben genellikle koku ama beni durduran tek şey,

on this phone and the laptop and that if I was to break it I would probably have

bu telefonda ve dizüstü bilgisayarda çalışıyor olması ve eğer onu kırarsam muhtemelen

to pay for it so these days these days Steve just doesn't tend he tends not to

parasını ödemek zorunda kalacağım, bu yüzden bu günlerde Steve sadece eğiliminde değil eğiliminde değil

break her have broken things before you have in the past I have smashed my fists

onu kırmak için geçmişte senden önce bir şeyler kırdım

onto a laptop screen and broken it can you imagine that range can you imagine

bir dizüstü bilgisayar ekranına yumruklarımı vurdum ve kırdım bu aralığı hayal edebiliyor musun hayal edebiliyor musun

mr. Steve losing his temper with computers he seems so so mild-mannered

bay. Steve bilgisayarlara karşı öfkesini kaybediyor, o kadar yumuşak huylu görünüyor ki

I can get suddenly upset and angry and then calm again and I mr. Duncan always says this but I suddenly

birdenbire üzülüp kızabiliyorum ve sonra tekrar sakinleşebiliyorum ve ben bayım. Duncan her zaman bunu söyler ama ben birdenbire

lose my temper and I get absolutely into this rage and then suddenly it goes and

kendimi kaybediyorum ve kesinlikle bu öfkeye kapılıyorum ve sonra birdenbire gidiyor ve bunu

I'm over it what was that that was me getting losing my temper but I'm not I'm

aştım, neydi bu da kendimi kaybediyordum ama sakin değilim bayım

calm mr. Duncan has been preparing for this

. Duncan

Wednesday lesson for about the last two days and he was really excited before I

son iki gündür bu Çarşamba dersi için hazırlanıyor ve ben bu gece yaklaşık 7:00 civarında ayrılmadan önce gerçekten heyecanlıydı

left tonight at about tonight was about quarter to 7:00 and Dave was looking

ve Dave her zaman yaptığı

forward to doing his live stream which he always does and he's got all these

canlı yayınını yapmayı dört gözle bekliyordu ve sahip olduğu bütün

things prepared he was all excited and I thought I'll come back it's all going

bunlar hazırlandı, hepsi heyecanlıydı ve geri geleceğimi düşündüm, hepsi gidiyor

and I'll come in and say hello to everybody and say a few things and but

ve içeri girip herkese merhaba diyeceğim ve birkaç şey söyleyeceğim ve her

anyway we're here now that's the important thing

neyse, şimdi buradayız, önemli olan bu

yes let's not keep going over the old let's let's not keep raking the old coal

evet, yapmayalım. eskinin üzerinden geçmeye devam edelim eski kömürü tırmıklamaya devam etmeyelim bu harika bu

that's a great that's another good expression if you keep raking over the

başka bir güzel ifade eski kömürlerin üzerinden tırmıklamaya devam edersen

old coals it means you keep going back to the past to things that have happened

bu geçmişte olan şeylere sürekli geri gittiğin anlamına gelir

in the past so at least we are here now that is the important thing I'm here and

yani en azından biz Burada şimdi önemli olan buradayım ve

mr. Steve is here and also you as well so it's great to see so many people

bayım. Steve burada ve ayrıca siz de bu yüzden bu kadar çok insanın izlediğini görmek harika,

watching thank you very much mr. Steve are you an angry person he smashed the

çok teşekkür ederim Bay. Steve sinirli biri

phone by mistake my mr. what do i what do I do if things go wrong I just I just

misin yanlışlıkla telefonu parçaladı bayım. işler ters giderse ne yaparım ben sadece

I just mashed my finger onto the screen see this is what happened yesterday I

parmağımı ekrana bastırdım bak dün olan bu

know this is what happened yesterday Steve I can see the picture I can see

dün olanın bu olduğunu biliyorum steve resmi görebiliyorum

you with your phone and then you just go oh and then you start you start pressing

seni telefonunla görebiliyorum ve sonra sadece oh diyorsun ve sonra

everything on the phone and then of course it goes wrong and then you wonder

telefondaki her şeye basmaya başlıyorsun ve sonra tabii ki işler ters gidiyor ve sonra

why the phone doesn't work properly I think it's you is you're with your big

telefonun neden düzgün çalışmadığını merak ediyorsun sanırım sensin o

big banana fingers just mashing mashing all of the keys the thing is they've got

koca muz parmaklarınla tüm tuşları ezmek mesele şu ki,

such such thick glass screens that you would actually break your finger I think

o kadar kalın cam ekranları var ki parmağınızı gerçekten kırarsınız sanırım

before you broke the phone I don't know nowadays but these new phones are so

telefonu kırmadan önce bilmiyorum ama bu yeni telefonlar

fragile as I said earlier those those amazing Nokia phones

daha önce söylediğim gibi çok kırılgan o harika Nokia telefonlar

sadly Nokia don't really make mobile phones anymore they tend to do software

ne yazık ki Nokia artık gerçekten cep telefonu yapmıyor, yazılım yapma eğilimindeler,

they do a lot of sort of sort of information technology software but they

pek çok türde bilgi teknolojisi yazılımı yapıyorlar, ancak

don't really do much in the way of smart phones or mobile phones anymore but to

artık akıllı telefonlar veya cep telefonları konusunda pek bir şey yapmıyorlar ama

charge them and they it would last a week yes there was one particular Nokia

onları şarj etmek ve bir hafta dayanacaktı evet, belirli bir Nokia vardı

and it was a it was like a little house brick it was literally like a brick and

ve o küçük bir ev tuğlası gibiydi, kelimenin tam anlamıyla bir tuğla gibiydi ve onu

you could you could drop it you could throw it you could sit on it you could

düşürebilirdiniz, fırlatabilirdiniz, üzerine oturabilirdiniz.

put it in the washing machine you could put it in the microwave and it would

çamaşır makinesine koyabilirsiniz mikrodalgaya koyabilirsiniz ve yine de sorun olmaz.

still be okay you could it would still be alright it would still work you could

still use it even though you know after being in the oven or in the washing

machine it might be a little bit hot but it would still work I think you're

biraz sıcak olabilir ama yine de işe yarar sanırım

exaggerating a bit there mr. Duncan I hate iPhones says hope star and I

biraz abarttınız bayım. Duncan iPhone'lardan nefret ediyorum diyor umut yıldızı ve ben

prefer I for Samsung more well III have a Samsung

Samsung'u daha çok tercih ederim III bir Samsung

phone there you can see mr. Steve and myself on the phone

telefonum var orada görebilirsiniz bay. Steve ve ben telefonda

there we go you see who those two were so so we this is what we do you see we

gidiyoruz, o ikisinin kim olduğunu görüyorsunuz, yani biz bunu yapıyoruz,

we can watch ourselves on the phone and we can follow the live chat as well so

telefonda kendimizi izleyebiliriz ve canlı sohbeti de takip edebiliriz, böylece

you might see the live chat appear in the in the moment on the screen so

canlı sohbetin göründüğünü görebilirsiniz. ekrandaki anda, yani

that's how we do it you see a lot of people ask how do you do that how do you

biz böyle yapıyoruz, birçok insanın bunu nasıl yaptığınızı sorduğunu görüyorsunuz,

know when people are saying things on the live chat so there it is I use my

insanların canlı sohbette bir şeyler söylediğini nasıl anlarsınız, işte burada

Samsung phone now this phone isn't new this is old this is nearly four years

Samsung telefonumu kullanıyorum şimdi bu telefon yeni değil bu eski bu neredeyse dört

old this phone and it works perfectly I haven't had any problems with this phone

yaşında bu telefon ve mükemmel çalışıyor bu telefonla hiç sorun yaşamadım onunla

we've done live streams from the top of hills and mountains and all over the

tepelerin ve dağların tepesinden ve her

place with that if you've seen us out and about doing a live stream it's on

yerden canlı yayın yaptık bizi dışarıda gördüyseniz ve canlı yayın yapmakla ilgiliyse

this phone it's worked very hard this phone has been in so many places Sudan

bu telefonda çok çalıştı bu telefon o kadar çok yerde bulundu

is watching at the moment Sudan would you like to say hello to

şu anda Sudan izliyor Sudan birine merhaba demek ister misiniz

someone Steve I like it hold it down all right okay it's fading its effect can I

Steve hoşuma gitti aşağı tamam tamam etkisi azalıyor okuyabilir miyim okuyabilir miyim Eskiden

read it I used to yes hello Sudan is that a

okurdum evet merhaba Sudan öyle bir

person or is that way you are so done is the place oh wow Sudan okay so that's

insan mı yoksa öyle mi öyle bittin orası oh vay Sudan tamam

very nice I like reading people's their comments when they come back that's

çok güzel insanlar geldiklerinde yorumlarını okumayı seviyorum geri bu

nasiha hello Nasir watching at the moment in

nasiha merhaba Nasir şu anda izliyor

Sudan hi from Italy you two look so beautiful oh thank you very beautiful Oh

Sudan'dan merhaba İtalya'dan merhaba ikiniz çok güzel görünüyorsunuz oh teşekkür ederim çok güzel Ah

Damien Damien these are my my nephew is watching at the moment really hello

Damien Damien bunlar benim yeğenim şu anda izliyor gerçekten merhaba

Damien hi it's uncle Duncan here and uncle Steve my uncle Steve maybe I am

Damien merhaba ben Duncan amca burada ve Steve amca benim amcam Steve belki ben

hello Damien hey Damien says it's the Nokia 5 1 1 0 yes that's the one or the

merhaba Damien hey Damien bunun Nokia 5 1 1 0 olduğunu söylüyor evet bu bir veya

5110 I've got one upstairs it's like a it's like a brick you could actually use

5110 üst katta bir tane var sanki bir tuğla gibi

it as a weapon well I I still use one as my alarm in

onu gerçekten bir silah olarak kullanabilirsin pekala ben hala bir tane olarak kullanıyorum

the morning cuz it's got this lovely little gentle alarm on it oh yes of

sabah alarmım çünkü üzerinde bu sevimli küçük nazik alarm var oh evet tabii ki

course it just wakes you up gently

sizi nazikçe uyandırıyor

Dibby Dibby Dibby Dibby Dibby Dibby t i think that was a good impression hello

Dibby Dibby Dibby Dibby Dibby Dibby t bence bu iyi bir izlenimdi merhaba

how are you both I really need your help how can I improve my writing and

ikiniz de nasılsınız gerçekten yardımınıza ihtiyacım var nasıl yapabilirim Yazma ve

listening as well this is a question I get a lot and every time I do a live

dinleme becerilerimi de geliştiriyorum bu çokça aldığım bir soru ve ne zaman canlı

stream I have to answer this question like any other skill anything that you

yayın yapsam bu soruyu diğer tüm beceriler gibi cevaplamam gerekiyor

do in life it takes time you can't rush learning learning just take time imagine

hayatta yaptığın hiçbir şey zaman alıyor öğrenmeyi aceleye getiremezsin sadece zaman ayırın,

for example if you want to be a doctor do you know how long it takes to become

örneğin doktor olmak istiyorsanız, doktor olmanın ne kadar sürdüğünü biliyor musunuz,

a doctor if you are training to become a doctor how long does it take Steve

eğer doktor olmak için eğitim alıyorsanız, bu ne kadar sürer Steve

depends what country you're in but it happens if it's in this country probably

hangi ülkede olduğunuza bağlıdır, ancak eğer bu ülkede muhtemelen

about seven years seven years it takes seven years to learn how to be a doctor

yaklaşık yedi yıl yedi yıl doktor olmayı öğrenmek yedi yıl sürüyor

now imagine if you want to become a doctor but you're in a hurry

şimdi doktor olmak isteyip istemediğinizi hayal edin ama aceleniz var

you've really can't wait to get your fingers into those those holes and open

gerçekten parmaklarınızı bunlara sokmak için sabırsızlanıyorsunuz o delikleri açın ve

those mouths and poke and prod at all of those patients that will be coming to

o ağızları açın ve görmeye gelecek tüm o hastalara dürtün ve dürtün

see you imagine that but but you can't wait and then then you so you rush it

bunu hayal edin ama bekleyemezsiniz ve sonra o kadar acele edersiniz ki

you rush becoming a doctor and then of course all of your patients start dying

doktor olmak için acele edersiniz ve sonra tabii ki hepsi aceleye getirdiğin için hastaların ölmeye başlıyor

because you rushed it I often think I mean I think actually if you want to

sık ​​sık düşünüyorum yani aslında düşünüyorum da eğer

become a vet you have to have more training than a doctor because you have

veteriner olmak istiyorsan bir doktordan daha fazla eğitim almalısın çünkü

to know all I mean you imagine if you're a doctor you only have to learn about

her şeyi bilmek zorundasın demek istediğim doktorsan hayal edersin

humans human anatomy and physiology and how the human body works but if you're a

insanlar, insan anatomisi ve fizyolojisi ve insan vücudunun nasıl çalıştığı hakkında bilgi sahibi olmanız gerekir, ancak eğer bir

vet you have to learn about how a mouse works how a horse works how a mouse words

veterinerseniz, bir farenin nasıl çalıştığını öğrenmeniz gerekir, bir atın nasıl çalıştığını bir farenin nasıl çalıştığını, kelimeleri

well you have to learn all the insides so you have many different the same you

ne kadar iyi öğrenmelisiniz, böylece tüm içini öğrenmelisiniz. pek çok farklı aynı fareyi

know the mouse think you just wind it up at the side and it just runs around

bilirsiniz fareyi yan tarafa sardığınızı ve etrafta koştuğunu

I'm talking about a real why don't that I don't suppose vets have to

düşünür ben gerçek bir neden olmasın

examine many mice but you imagine they have to look at horses cats dogs all

atlara, kedilere, köpeklere bakmak, bilmeleri gereken her

manner of different animals they have to know and all these animals act in

türlü farklı hayvan ve tüm bu hayvanlar

different ways and they need different amounts of medicine

farklı şekillerde hareket eder ve farklı miktarlarda ilaca ihtiyaç duyarlar, bu

so I think if we're coming a vet you have to know a lot more though that you

yüzden bence bir veterinere geliyorsak çok daha fazlasını bilmelisiniz.

becoming a doctor look Steve there are some common-sense things yeah I mean

doktor olmak bak Steve bazı sağduyulu şeyler var evet demek istediğim,

you're not going to give the same amount of I don't know painkiller to a mouse

bir fareye aynı miktarda bilmiyorum ağrı kesici vermeyeceksin,

that as you would a horse I know but you've got to know so you've got to have

bir ata verdiğin kadarını biliyorum ama bilmelisin yani

a lot of training wait if it's a human it's just I'll take two a day if it's if

çok fazla eğitim alman gerekiyor bekle, eğer bir insansa, sadece günde iki tane alacağım, eğer

it's a cat you're gonna have to give it different instructions to the owner than

bu bir kediyse, sahibine

are to a horse oh where are the horses a horse has got about three

bir ata verilenden farklı talimatlar vermen gerekecek oh atlar nerede bir atın yaklaşık üç

stomachs a cat's only got one you better know all these things becoming a vet I

midesi vardır bir kedinin sadece bir midesi vardır tüm bunları bilsen iyi olur veteriner olmak

think is far harder don't cows have five stomachs? but I think

bence çok daha zor ineklerin beş midesi yok mu? ama bence

if you get it wrong it probably doesn't matter if you get it wrong you know it I

yanlış anlarsan muhtemelen önemli değil yanlış anlasan da bilirsin bence biliyorum

think I know we're going to get into trouble here a lot of people love

burada başımız belaya girecek birçok insan

animals in fact a lot of people nowadays put animals above human beings they

hayvanları sever aslında bugünlerde pek çok insan hayvanları koyuyor insanoğlunun üstünde,

would rather have a cacked sitting on their lap licking their face

kucaklarında oturup yüzlerini yalayan bir kedi olmasını tercih ederler,

then go on I suppose where are you going with this I walked straight into that

sonra devam et, bununla nereye gidiyorsun?

didn't I they would rather have a cat sitting on

their lap licking their face than than a human being I don't want a human being sitting on

bir insandan çok kucağımda oturan bir insanın

my lap licking my face thank you very much are you sure are you sure about

yüzümü yalamasını istemiyorum çok teşekkür ederim emin misin bundan

that absolutely positive I don't believe you and somebody must be making comments

kesinlikle olumlu emin misin sana inanmıyorum ve birileri veterinerler hakkında yorum yapıyor olmalı

about vets because if you if you get it wrong with a dog or a cat you don't have

çünkü eğer sen bir köpek ya da kedi konusunda yanlış anlarsan özür dilemene gerek yok bence

to apologise do you I think you do well I think if you caused the death of

iyi yapıyorsun bence

someone's dog or cat you don't just you don't just give them the dog back and

birinin köpeğinin ya da kedisinin ölümüne sebep olduysan sadece yapma köpek geri dön ve

say I'm sorry it's dead but you can just say well I'm sorry that I was just

öldüğü için üzgünüm ama iyi diyebilirsin

incurable I did everything I couldn't they can't ask how are they gonna know I

tedavi edilemez olduğum için üzgünüm yapamadığım her şeyi yaptım soramazlar nasıl bilecekler

think they'll find out somehow there are many ways yes people take it very

sanırım bir şekilde öğrenecekler Evet, insanların bugünlerde bunu çok ciddiye almasının birçok yolu var,

seriously nowadays they they treat their cats and their dogs and their goldfish

kedilerine, köpeklerine ve akvaryum balıklarına davranıyorlar,

is if they are people we do in this country we certainly do me

eğer onlar insansa, bu ülkede yaptığımız, kesinlikle bana yaptığımız şey,

I think it happens in many other countries as well hmm so so there are

bence bu diğer birçok ülkede de oluyor hmm yani orada

some countries worship person and Ismael is here

bazı ülkelerde tapınılan kişi var mı ve Ismael burada

hello Ismael this is my first time watching you in London

merhaba Ismael sizi Londra'da ilk kez izliyorum merhaba

hello there is mail and thanks for joining us for those who don't know what

mail var ve ne olduğunu bilmeyenler için bize katıldığınız için teşekkürler

is happening don't worry because we don't either we have no idea what's

merak etmeyin çünkü biz de bilmiyoruz ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok,

happening either so don't worry about had anybody watching from London before

bu yüzden Londra'da çok sayıda insan bizi izlemeye başlamadan önce Londra'dan izleyen birileri var mı diye endişelenmeyin,

we get a lot of people watching in London I remember because when I used to

hatırlıyorum çünkü

go down to London on a regular basis I would always stop off at an internet

Londra'ya düzenli olarak gittiğimde her zaman bir internete uğrardım.

cafe and in London there are lots of internet cafes they still have them now

kafe ve Londra'da çok sayıda internet kafe var, şimdi hala varlar,

I think they still have them 'easy everything' that that's the one I used to

sanırım hala 'kolay her şey' var, eskiden

go to there was a huge internet cafe on Tottenham Court Road in London and there

oraya giderdim Londra'da Tottenham Court Road'da kocaman bir internet kafe vardı ve

was this massive place it was on two floors in it was just lots and lots of

bu da vardı. devasa bir yerdi, iki kattaydı, içinde sadece bir sürü

computers and you could use you could use the computer you would pay a certain

bilgisayar vardı ve bilgisayarı kullanabilirdiniz, bilgisayarı

amount of money depending on how long you use the computer for so yes it's

ne kadar süre kullandığınıza bağlı olarak belirli bir miktar para ödersiniz, bu yüzden evet

'easy everything' I don't think it's there I don't think they exist anymore

'her şey kolay' ben orada olduğunu sanmıyorum Artık var olduklarını düşünmüyorum Bunun

I thinks that's a telephone company it was well it's actually e e that's that's I think

bir telefon şirketi olduğunu düşünüyorum aslında e e bu bence aslında şu

actually they're connected with the company EE which of course now owns the

anda

orange mobile network so it's it's very complex so I think I think we can say

turuncu mobil ağın sahibi olan EE şirketiyle bağlantılılar yani çok karmaşık bu yüzden sanırım

that they've expanded I can't really every time I get to read it mr. Duncan's

genişlediklerini söyleyebiliriz, gerçekten her okuduğumda bunu yapamam bayım. Duncan

moving the phone around a lot mr. Steve you couldn't you can have a look at the

telefonu çok fazla hareket ettiriyor Bay. Steve yapamadın mı

live chat there anyway there it is it's all yours have a look enjoy yourself

oradaki canlı sohbete bir bakabilirsin nasılsa işte hepsi senin

will you keep it still because I can't read it when you're moving it around

right London is crowded more than 7...7 million? there aren't 7 million people in

7...7 milyondan fazla mı? Londra'da 7 milyon insan yok

London surely I don't know 7 million people in the UK no you're right yes

tabi ki İngiltere'de 7 milyon insan olduğunu bilmiyorum hayır haklısın evet

there are there are 7 million people in London sorry I'm getting mixed up you

Londra'da 7 milyon insan var pardon ben kafamı karıştırıyorum sen

think there's 7 million people in the UK no I think I think we're about I think

7 milyon insan olduğunu düşünüyorsun Birleşik Krallık hayır sanırım yaklaşık olduğumuzu düşünüyorum

it's two million isn't it in the UK yeah I

iki milyon olduğunu düşünüyorum İngiltere'de değil mi evet

don't know about 70 million I haven't counted them for a while it takes it

bilmiyorum 70 milyonu bir süredir saymıyorum

takes quite a long time to count everyone seven million people in London

herkesi sayın Londra'da yedi milyon kişi

yes in Wyoming which is our nearest biggest

evet Wyoming'de ki bu bizim en yakın büyük

city well in fact I think I think I think unofficially I think it's closer

şehrimiz aslında sanırım sanırım gayri resmi olarak düşünüyorum

to 10 10 million London the population of London and Greater London

10 10 milyona yakın Londra Londra ve Büyük Londra'nın nüfusu

I think it's nearer nearer to 10 million that's incredible

sanırım 10 milyona yakın bu inanılmaz,

I haven't said hello to anybody yet go on recognise you say ah let's go go up

henüz kimseye merhaba demedim, hadi ah, hadi yukarı gidelim,

it go down a bit the other way Liverpool somebody from Liverpool Paul as well

biraz diğer tarafa inelim Liverpool, Liverpool'dan biri Paul de,

it's fascinating to know where everybody is living that's now see you again hello

herkesin nerede yaşadığını bilmek büyüleyici, şimdi sizi tekrar görelim merhaba

Nastya watching in Liverpool all right all right all right there...all right in Liverpool

Nastya Liverpool'da izliyor pekala pekala orada... pekala Liverpool'da

all right it's gone now yeah that's my terrible Liverpool accent I'm sorry about that

pekala gitti şimdi evet bu benim korkunç Liverpool aksanım

do English people recognise you as YouTube YouTube teachers but I'm not a teacher

İngilizler sizi YouTube YouTube öğretmenleri olarak tanıyor mu ama ben bir hocam

I'm like some kind of assistant I think what they mean oh wait

ben bir çeşit asistan gibiyim ne demek istediklerini düşünüyorum oh bekle

there no it's not just people generally I think where we live oh where we live

orada hayır genel olarak sadece insanlar değil sanırım nerede yaşıyoruz oh şimdi nerede yaşıyoruz

now I have been recognised here before by someone who who worked it's a cafe

Daha önce burada çalışan biri tarafından tanındım orası kullandığımız bir kafe

that we used to go to and she came up to me and she says I watched you yesterday

gitmek için yanıma geldi ve dün sizi internette izlediğimi söyledi,

on the Internet it's it's strange mr. Duncan's very

bu çok garip bayım. Duncan

popular as an English teacher but you don't bump into people that no no is to

bir İngilizce öğretmeni olarak çok popüler ama

world here because obviously probably not that many people watching in the UK

burada dünyaya hayır diyen insanlarla karşılaşmıyorsunuz çünkü muhtemelen Birleşik Krallık'ta izleyen o kadar çok insan yok

because because their course and most people here do know English yes of

çünkü onların kursları ve buradaki çoğu insan İngilizce biliyor evet tabii ki

course they're not interested in watching watching this they want to

onlar bunu izlemekle ilgilenmiyorlar

watch exciting things like teenagers Steve who's that I don't know I I can

gençler gibi heyecan verici şeyler izlemek istiyorlar

see what you can see how can I know more than what you know by looking at the

same thing as we make the writing bigger no you can't make the writing bigger

hayır yazıyı büyütemezsin o sensin

it's you you need some glasses never I refuse to have glasses not till

gözlüğe ihtiyacın var asla 60 yaşıma kadar gözlük takmayı reddetmem

I'm 60... his sister is right his sister keeps telling him he needs glasses I

... kız kardeşi haklı kız kardeşi ona gözlüğe ihtiyacı olduğunu söyleyip duruyor benim

don't need glasses or glasses Sam teck hello Sam Tech watching in Rotheram

gözlüğe veya gözlüğe ihtiyacım yok Sam teck merhaba Sam Tech Rotheram'da izliyor

Rotheram OOP OOP North what is the origin of the

Rotheram OOP OOP Kuzey

word Liverpool well it's of course the river the River Mersey live report

Liverpool kelimesinin kökeni nedir peki tabii ki nehir Mersey Nehri canlı raporu

Liverpool is just the name of a city in in England as I understand it it has

Liverpool, anladığım kadarıyla İngiltere'de bir şehrin adı

something to do with that if there is a building with with two two statues on it

üzerinde iki iki heykel bulunan bir bina varsa bununla yapın,

called the the liver birds so I don't know if it has anything to do with that

karaciğer kuşları denir, bu yüzden bununla bir ilgisi var mı bilmiyorum

but Liver Birds that was a comedy show no no that yes that's named after the

ama bir komedi şovu olan Karaciğer Kuşları hayır hayır o evet buna o isim verildi

structure that exists on the edge of the Mersey it's a building with two large

Mersey'nin kenarında var olan yapı iki büyük kuşlu bir bina

birds they're made of stone maybe simply the person that was watching in

taştan yapılmışlar belki sadece Liverpool'da seyreden kişi

Liverpool can tell us yes I've never thought of where where Liverpool

bize söyleyebilir evet Liverpool'un

actually comes from yes what is the origin somebody loves this from Morocco

aslında nereden geldiğini hiç düşünmedim evet ne kökeni Fas'tan birisi bunu seviyor

really Mohammed hello Mohammed musafir Mohammed says we

gerçekten Muhammed merhaba Muhammed musafir Muhammed

love you we love you too Morocco I've always wanted to go to Morocco you want

seni seviyoruz diyor biz de seni seviyoruz Fas Ben hep Fas'a gitmek istemişimdir sen

to go to Morocco and I want to go to Brasil yes if anyone wants to let mr.

Fas'a gitmek istiyorsun ve ben Brezilya'ya gitmek istiyorum evet izin vermek isteyen varsa Bay.

Steve stay with them you you you will end up throwing him out onto the street

Steve onlarla kal sen, sonunda onu sokağa atacaksın, ondan

after that I'll break all your mobile phones and laptops yes all I

sonra tüm cep telefonlarını ve dizüstü bilgisayarlarını kıracağım evet tek

can say is if is if mr. Steve comes to stay with you make sure you lock away

söyleyebileceğim, eğer ise, eğer bay. Steve sizinle kalmaya geliyor,

all of your mobile devices and all of your technology because he might he

tüm mobil cihazlarınızı ve tüm teknolojinizi kilitlediğinizden emin olun çünkü

might lose his temper a job smashing it up walk past technology and it goes

öfkesini kaybedebilir, bir işi parçalayarak teknolojiyi geçerek ters gidebilir, bu

wrong that's true I think I think that's what's happened tonight I think mr.

doğru bence olan bu bu gece sanırım bay

Steve broke my my software and I'll sleep somebody says salsa sam says salsa

Steve yazılımımı bozdu ve ben uyuyacağım birisi salsa sam diyor salsa

mr. Steve okay you want me to do a dance or was that a salsa

mr diyor. Steve tamam, dans etmemi mi istiyorsun yoksa salsa kuyusu mu

well that was interesting that added a lot to the conversation are people looking

ilginçti, sohbete çok şey kattı, insanlar sabırsızlıkla bekliyorlar,

forward to look somebody wants me to go italiana once says please come to Brazil

biri italiana'ya gitmemi istiyor, bir keresinde lütfen Brezilya'ya gel,

when I do I will let you know but I'm obviously looking for sponsorship yes I

geldiğimde sana izin vereceğim diyor. biliyorum ama açıkçası sponsorluk arıyorum evet bence ne

think I think what I think what mr. Steve is saying is he's looking for a

düşünüyorum ne düşünüyorum bayım. Steve diyor ki,

plane ticket I'm looking for a plane ticket yes and a place to stay because

uçak bileti mi arıyorsunuz, uçak bileti arıyorum evet ve kalacak bir yer çünkü

after after helping mr. Duncan devise new computer well you know I lead some

Bay'a yardım ettikten sonra. Duncan yeni bilgisayar tasarladı, biliyorsun, bazı

new funds exactly you're doing you're so drifting off the screen come to Brazil

yeni fonları yönetiyorum, tam olarak yaptığın gibi ekrandan o kadar sürükleniyorsun ki Brezilya'ya gel

mr. sieve yes eradas - says I bet mr. Steve is a better dancer than mr.

bayım. elek evet eradas - bahse girerim bay diyor. Steve, Mr.

Duncan well we'll see about that shall we

Duncan peki bakalım bunu yapacak mıyız bunu yapacak mıyız

we will do that one day we will go into the garden when the weather gets better

bir gün havalar düzelince bahçeye çıkacağız

because we are going to do lots and lots of outside live streams during the

çünkü yaz boyunca çok ama çok sayıda dışarıda canlı yayın yapacağız

summer spring and summer we will be outside doing lots of stuff why have you got

bahar ve yaz dışarıda olacağız bir sürü şey yapmak, neden

some red tape here mr. Duncan in the garden resting is that in case something falls

burada biraz bürokrasi var bayım? Duncan bahçede dinlenirken, bir şey

off yes is that something is going to use later

düşerse evet, daha sonra ağzınızı kapatmak için bir şey kullanılacaktır.

to put over your mouth Thanks I bet mr. Steve is a better dancer we will see one

Teşekkürler bahse girerim bay. Steve daha iyi bir dansçı, bir

day we will have we will go outside and we will have a dance contest mr. Stephen

gün göreceğiz, dışarı çıkacağız ve bir dans yarışması yapacağız Bay. Stephen'ın

myself Pedro is here hello Pedro thanks for joining us live on YouTube what's

kendisi Pedro burada merhaba Pedro YouTube'da canlı yayında bize katıldığınız için teşekkürler

the time it's actually twenty past eleven twenty minutes past eleven and

saat aslında on biri yirmi geçiyor yirmi dakika on biri geçiyor ve

longing yes you have to look behind I like the way we have the clock twice you

özlüyorum evet arkana bakmalısın Saatin iki kez olmasını seviyorum ne olur ne olmaz diye görürsün

see just in case you're not sure so there is the clock and there is also the

' Emin değilim, bu yüzden saat var ve aynı zamanda

clock just just to make sure that you know that it is live and that I do like

canlı olduğunu ve saatleri sevdiğimi bildiğinizden emin olmak için saat de var

clocks mr. Steve doesn't wear glasses he is under 40

Bay. Steve gözlük takmıyor o 40 yaşının altında

oh I feel good now that whoever said that thank you very much somebody just

oh bunu her kim söylediyse çok teşekkür ederim birisi az önce

said they wanted me to sing a song can I just can I just say now mr. Steve is not

bir şarkı söylememi istediğini söylediği için şimdi kendimi iyi hissediyorum yapabilir miyim sadece şimdi söyleyebilirim mr. Steve

under 40 I'm under 30 no no I'm a bit older than that but thank you very much

40 yaşın altında değil Ben 30 yaşın altındayım hayır bundan biraz daha büyüğüm ama çok teşekkür ederim

because I'm holding out do you know I do all these exercises to keep my eye

çünkü dayanıyorum tüm bu egzersizleri göz kaslarımı güçlü tutmak için yapıyorum

muscles strong yes what you exercise your eye yes what do you do you put

evet siz ne egzersiz yapıyorsunuz biliyor musunuz? göz evet ne yaparsınız

little weights on them and lift them up like there's a book you can get and you

üzerlerine küçük ağırlıklar koyarsınız ve alabileceğiniz bir kitap varmış gibi onları kaldırırsınız ve

can do exercises that can put off the time when you need glasses

gözlüğe ihtiyaç duyduğunuz zamanı erteleyebilecek egzersizler yapabilirsiniz

okay and you sort of do things like that so you you hold your finger and then you

tamam ve bunun gibi şeyler yaparsınız, böylece siz parmağınızı tutun ve sonra

focus on your eye and you bring it in you try to oh how can you focus on your

gözünüze odaklanın ve onu içeri getirin deneyin ah gözünüze nasıl odaklanabilirsiniz

eye you focus on on your finger you can you you can use anything you can use a

parmağınıza odaklanabilirsiniz her şeyi kullanabilirsiniz

pencil if you take your eye out and and focus back you can do that and that

gözünüzü çıkarırsanız kalem kullanabilirsiniz ve geri odaklan bunu yapabilirsin ve bu

strengthens your eye muscles okay let me try it all right I think it's too late

göz kaslarını güçlendirir tamam deneyeyim tamam

for you late for you it's too late for me but yes I don't want to have glasses

senin için çok geç senin için geç benim için çok geç ama evet gözlük takmak istemiyorum

I think I'd have them lasered but would you have your eyes lasered? never never

sanırım ben' lazer yaptırırdım ama gözlerinize lazer yaptırır mıydınız? asla asla

I am very squeamish there is no way that anyone is ever going to put a laser near

çok titiz olmam kimse gözlerimin yakınına lazer koyamaz

my eyes I've seen the James Bond films it never ends well 'it never ends well'

that would be a good name for a James Bond film wouldn't it James Bond Returns

film olmaz mıydı James Bond Dönüyor

in it never ends well sounds like a James Bond theme

içinde asla iyi bitmez kulağa bir James Bond teması gibi geliyor

it never ends well I think he's moving it around it's never ends well that's

the theme I could sing the theme for the new James Bond film called it never ends

asla iyi bitmez

well it's never ends well I could be dancing around naked at the beginning

iyi bitiyor asla iyi bitmiyor başlarda çıplak dans ediyor olabilirdim

because you know nowadays because we've got equality so normally at the

çünkü biliyorsunuz bugünlerde eşitlik var çünkü normalde

beginning of James Bond films you have a naked woman well now of course because

James Bond filmlerinin başında çıplak bir kadın var şimdi tabii ki çünkü

we have equality so why not have a naked man at the beginning so I could to be

bizde eşitlik var neden olmasın başında çıplak bir adam olsun, bu yüzden

doing all of this in front of the flames in

tüm bunları siluet halindeki alevlerin önünde yapabilirdim,

silhouette so all of this I could sort of do it never ends well it certainly

yani tüm bunları bir şekilde yapabilirdim, asla iyi bitmezdi,

wouldn't end well if you were dancing naked so there it is the new James Bond

eğer çıplak dans ediyor olsaydın kesinlikle sonu iyi olmazdı. bu yeni James Bond

film it's you you heard it here first the new James Bond film is called it

filmi sizsiniz ilk burada duydunuz yeni James Bond filmi denir

never ends well and I will be doing the song and also I will be appearing in the

asla iyi bitmez ve şarkıyı ben yapacağım ve ayrıca

opening credits don't hold your breath I'll try not to and what do we mean when

açılış jeneriğinde görüneceğim nefesini tutma ben' Yapmamaya çalışacağım ve

we say don't hold your breath like that don't hold your breath means

nefesini böyle tutma, nefesini tutma, bunun

don't expect that to happen don't hold your breath so there's no way it will

olmasını bekleme anlamına gelir, nefesini tutma, bu yüzden hiçbir şekilde olmaz,

happen so if you hold your breath you are saying that you will die

öyleyse ne demek istiyoruz? nefesini tut öleceğini söylüyorsun

because it will never happen so don't hold your breath for something to happen

çünkü bu asla olmayacak bu yüzden bir şey olması için nefesini tutma

I'm aware I'm aware that Steve drifts off the screen as it come back come back

farkındayım geri geldiğinde Steve'in ekrandan kaydığının farkındayım geri gel

Steve don't leave just yet Rachel it's your bad breath that I'm gonna get too

Steve yapma henüz ayrıl Rachel bu senin ağız kokun ki

close to you I don't have bad breath I was cleaning my teeth earlier I was

sana çok yaklaşacağım Nefesim kötü kokmuyor daha önce dişlerimi temizliyordum

supposed to go to the dentist last week you were cleaning your teeth were you

geçen hafta dişçiye gitmem gerekiyordu dişlerini temizliyor muydun

but before he came on line yeah I think people can will notice whether you

ama daha önce hatta geldi evet sanırım insanlar

cleaned your teeth or not I was letting I know I'm with you tonight I've forgot

dişlerini fırçalayıp temizlemediğini fark edecekler ben haber veriyordum bu gece seninleyim

smell vision no but it's for you you've just complained about my smelly joking

kokuyu görmeyi unuttum hayır ama senin için az önce pis kokulu şakalarımdan şikayet ettin

it's not really smelling there is no logic there is no logic to what you're

gerçekten kokmuyor mantık yok söylediklerinin mantığı yok

saying well it's just a joke there doesn't have to be largely not a joke

pekala bu sadece bir şaka büyük ölçüde şaka olması gerekmiyor bu

it's it's it's terrible you've got all sorts of things written down and pieces of

korkunç bir şey yazılmış her türlü şey var ve parçaları

paper here mr. Duncan shut up Mohammed check Aurora he says what's the

kağıt burada bay Duncan sustu Muhammed Aurora'yı kontrol ediyor

difference between naked and bare well naked can mean exposed fully exposed so

çıplak ve çıplak arasındaki farkın ne olduğunu söylüyor iyi çıplak, tamamen açıkta olmak anlamına gelebilir, bu nedenle

something that is naked is exposed so you can have a naked person

çıplak olan bir şey açığa çıkar, böylece çıplak bir kişiye sahip olabilirsiniz

or you can have something that's very obvious or very open so the naked

veya çok açık veya çok açık bir şeye sahip olabilirsiniz, yani çıplak

truth so the naked truth means something that's been exposed so you have exposed

gerçek yani çıplak gerçek, açığa çıkmış bir şey anlamına gelir, bu nedenle gerçeği ifşa ettiniz,

the truth it is no longer hidden it is the naked truth and right when you refer

artık gizli değil, çıplak gerçektir ve doğru,

to a person as being naked that means they have no clothes on at all hmm

bir kişiye çıplak olarak atıfta bulunduğunuzda, bu onların üzerinde hiç kıyafeti olmadığı anlamına gelir hmm

whereas bare could just refer to a piece of flesh that's exposed you could just

oysa çıplak olabilir sadece açıkta kalan bir et parçasına atıfta bulunun, sadece

be bare chested yes wouldn't you better chested so a bear doesn't mean you've

çıplak olabilirsiniz, evet, [ __ ] olsanız daha iyi olmaz mıydı, bu yüzden bir ayı var anlamına gelmez,

got would indicate you've got some clothes on maybe you're walking around

üzerinizde bazı kıyafetleriniz olduğunu gösterir, belki etrafta çıplak dolaşıyorsunuz

with no shoes or socks so we can say that you are barefoot barefoot or

hayır ayakkabı ya da çorap yani çıplak ayaklısın ya da

barefooted so you have bare feet your feet are exposed they are not covered

çıplak ayaklısın diyebiliriz yani çıplak ayakların var ayakların açıkta kapalı değiller

yes those means a piece of you is it's the piece of your flesh is showing

evet bunlar senin bir parçan anlamına gelir et parçası gösteriyor

that's right doesn't it that's it nice clothes says Sam oh yes do you mean me

bu doğru değil mi güzel kıyafetler Sam diyor oh evet beni mi

or mr. Steeves old thing listen mr. Steeves disappearing again my buddy oh

yoksa bay mı demek istiyorsun? Steve'in eski şeyi dinle bayım. Steves yine kayboluyor dostum oh

yeah I think mr. Steve is on wheels he keeps Louie

evet sanırım mr. Steve tekerlekli, Louie'yi tutuyor,

he keeps sitting he keeps wheeling away like this right really Oh bumping me up

oturmaya devam ediyor, böyle dönmeye devam ediyor, doğru gerçekten Oh,

this week look at him don't start that you won't win that's true

bu hafta beni çarpıyor, bak ona başlama, kazanamayacaksın, bu doğru,

I haven't got a mark you see so yes the difference we're trying to answer

notum yok, görüyorsun yani evet Burada birinin sorusunu cevaplamaya çalıştığımız fark, burada

someone's question here that's what we're supposed to be doing I've got I've

yapmamız gereken şey bu,

got all these things here to do we haven't done this referred to those that

burada yapmam gereken tüm bu şeyler var, bunu yapmadık,

have you just so yes bare and naked so naked is fully exposed bare can mean

sizi çok evet çıplak yapanlara atıfta bulundu ve çıplak çok çıplak tamamen açıkta çıplak,

just part of something that is exposed but you can of course be bare anyway so

açıkta olan bir şeyin sadece bir kısmı anlamına gelebilir ama elbette yine de çıplak olabilirsiniz çok çıplak da

bare can also be used to be completely naked he ran around the streets bare you

tamamen çıplak olmak için kullanılabilir o sokaklarda koştu çıplak çıplak

wouldn't say that you would say he ran around the streets barefooted yes or he

diyemezsiniz ki diyeceksiniz sokaklarda çıplak ayakla koştu evet ya da

ran around the streets bare chest but of course to to bear something as well can

sokaklarda çıplak göğüsle koştu ama elbette bir şeye katlanmak aynı zamanda

mean to to show so if you bear something it

göstermek anlamına da gelebilir, bu yüzden bir şey taşıyorsanız bu,

means you show if you yes if you're if you bear gifts yes means you're coming

gösterirsiniz demektir, eğer evetseniz, eğer hediye taşıyorsanız evet hediyelerle geldiğiniz anlamına gelir evet

with gifts yes you are bearing gifts offering so that's another meaning yes

hediyeler götürüyorsunuz yani bu başka bir anlam evet

we could demonstrate the difference between naked and bare as anybody

çıplak ve çıplak arasındaki farkı gösterebilirdik herkesin önerdiği gibi yaptı mı siz yaptınız mı yaptınız mı yaptı mı yaptı mı örtbas etti

suggested did did did you did it you did it did it did it did did did did cover

yourself up mr. Duncan I should cover myself taken off air because of some

Bay. Duncan, biraz münasebetsiz olduğum için kendimi korumalıyım,

indiscretion I think that's what happened earlier can I read some of

sanırım daha önce olan buydu, bunlardan bazılarını okuyabilir miyim, Bay

these I keep mr. Steve wants to read something out go on mr. Steve go and you

saklıyorum. Steve bir şeyler okumak istiyor, devam edin Bay. Steve git ve

can answer that one there's an easy one right okay so keep it still with you

bunu cevaplayabilirsin, kolay bir tane var, tamam, o yüzden hala yanında tut,

goodness sake you're moving it around I can't read it it's not me moving it's

Allah aşkına, onu hareket ettiriyorsun, okuyamıyorum, hareket ettiren ben değilim, sen değilsin,

you it's not there we go so Riya says what does the expression

orada değiliz, gidiyoruz, bu yüzden Riya ne diyor ifadesi,

mean yes that goes without saying could you please give me some example

evet, söylemeye gerek yok, lütfen bana birkaç örnek

sentences if something goes without saying it doesn't need to be explained

cümle verir misiniz, eğer bir şey söylenmeden giderse, açıklanmasına gerek yoktur,

yes it goes without saying that mr. Duncan is the world's best English

evet, söylemeye gerek yok, bayım. Duncan dünyanın en iyi İngilizce

teacher it goes without saying it's obvious that I am the world's best it

öğretmeni, söylememe gerek yok, benim dünyanın en iyisi olduğum

it's an obvious it's so clear so please stop doubting it it's obvious it goes

çok açık, çok açık, bu yüzden lütfen bundan şüphe etmeyi bırakın, çok açık,

without saying that mr. Duncan is the best English teacher on YouTube at 29

söylememize gerek yok. Duncan, 11:00'ı 29 geçe YouTube'daki en iyi İngilizce öğretmeni

minutes past 11:00 yes yes it's it's it's when you make a statement and it's

evet evet bu, bir açıklama yaptığınız zamandır ve

absolutely true and obvious you can use the expression well it goes without

kesinlikle doğru ve barizdir, ifadeyi kullanabileceğiniz çok açıktır,

saying sometimes as you sarcastically isn't it in a converse if someone says

bazen alaycı bir şekilde söylediğiniz gibi değil mi? bir sohbet birisi

something very obvious you might say yeah okay so it goes without saying you

çok bariz bir şey söylerse evet diyebilirsin tamam yani söylemeye gerek yok biliyorsun bunun anlamı

know it means of course it's so obvious this is really

elbette çok açık bu gerçekten söylemek

have to say that don't have to say that it goes without saying exactly you could

zorunda değil tam olarak söylemeden gidiyor

say well food is good for you isn't it yes sir okay

iyi diyebilirsin yemek senin için iyi değil mi evet efendim tamam söylemeden

that goes without saying you don't need to say it don't be an idiot test stupid

gidiyor söylemene gerek yok aptal olma test aptal

what it goes without saying red tape you see red tape why do you why have you got

bürokrasi demeden ne oluyor bürokrasi görüyorsun bürokrasi neden yapıyorsun neden var

red tape there shall we have a look at some because tonight I was going to talk

Bürokrasi orada bazılarına bir göz atalım çünkü bu gece

about the way in which nouns can be used as verbs and of course vice versa so I

isimlerin fiil olarak ve tabii ki tersinin nasıl kullanılabileceği hakkında konuşacaktım, bu yüzden

thought what we would do was take a quick look at some nouns that can be

yapacağımızın bazı isimlere hızlı bir şekilde bakmak olduğunu düşündüm.

used as verbs and now mr. Steve is here he can give me a helping hand right

fiil olarak kullanılabilir ve şimdi mr. Steve burada, bana yardım eli uzatabilir,

there by the way I just used one of those things you see hand can be a noun

bu arada, gördüğünüz şeylerden birini kullandım, el bir isim olabilir

and it can be a verb so a hand is the thing you can see there that is used as

ve bu bir fiil olabilir, yani bir el orada görebildiğiniz ve

a noun but you can also hand something to give over to hand some things so

bir a olarak kullanılan şeydir. isim ama aynı zamanda bazı şeyleri teslim etmek için bir şey verebilirsiniz, böylece

there you can see the word hand can be used as a noun and a verb you hand

orada el kelimesinin bir isim ve bir fiil olarak kullanılabileceğini görebilirsiniz, bir

something so here we go clever I don't help me here Steve I'll help you

şey verirsiniz, bu yüzden işte başlıyoruz zekice Burada bana yardım etmiyorum Steve ben yapacağım burada sana yardım edeceğim

here we go hold the bits off first I don't want you to hold them because he

önce bitleri tutacağız onları tutmanı istemiyorum çünkü o

always whistles he always I see mr. Duncan you have just a hand written

her zaman ıslık çalar o her zaman görüyorum bay. Duncan bunları sadece bir elinle yazdın

those have you you haven't written them out on the computer written them on the

onları bilgisayarda yazmadın bilgisayarda yazmadın

computer you haven't typed them out neatly you've

onları düzgün bir şekilde yazmadın

just hand written them half you don't write on the computer all right you know

sadece yarısını elle yazdın hepsini bilgisayarda yazma

what I mean it's so pedantic you can use the keyboard

ne demek istediğimi biliyorsun o kadar bilgiççe ki klavyeyi kullanabilirsin

don't be so pedantic ax is the first word that we are going to use there so

o kadar bilgiçlik yapma balta orada kullanacağımız ilk kelime bu yüzden

ax can be used as a noun and a verb so of course as a noun

balta bir isim ve bir fiil olarak kullanılabilir yani tabii ki bir isim olarak balta

axe is a tool that you use for chopping maybe you axe you X so you can also use

doğramak için kullandığınız bir araçtır belki X'i baltalarsınız yani

it as a verb I'd like an axe right now so to axe something means to cut

fiil olarak da kullanabilirsiniz Şu anda bir balta istiyorum yani bir şeyi baltalamak bir şeyi kesmek

something or chop something of course you can also use it as as a lovely sort

veya bir şeyi doğramak anlamına gelir tabi ki olarak da kullanabilirsiniz

of idiom to mean to remove a person from something maybe you axe someone from a

bir kişiyi bir şeyden çıkarmak anlamına gelen hoş bir deyim belki birini bir şovdan baltalarsınız,

show it means you remove them next week I'm

bu onu gelecek hafta çıkarırsınız anlamına gelir

thinking of axing mr. Steve from my live English shows ask me so there it is so

Bay'ı baltalamayı düşünüyorum. Canlı İngilizce şovlarımdan Steve bana sordu,

ax can be a noun and it also can be a verb if I'd made that noise you'd have

balta bir isim olabilir ve aynı zamanda bir fiil de olabilir, eğer o sesi çıkarsaydım,

been extremely annoyed with me mr. doing yes but I know how to control it usage I

bana son derece sinirlenirdiniz bay. evet yapıyorum ama nasıl kontrol edeceğimi biliyorum kullanımını biliyorum

know I know the control here comes the second one would you like to have a look

kontrolün burada ikincisinin geldiğini biliyorum ikinci isim fiilimize bir göz atmak ister misiniz

at our second noun verb there it is buk buk buk aureus mr. Steve says boom now I

orada buk buk buk aureus mr. Steve bom diyor şimdi ben

say buk buk buk buk and you say what look you see your sounds more like buck

buk buk buk buk diyorum ve sen ne bak diyorsun seslerin daha çok kovaya benziyor

but that's what I'm saying I'm saying book your sounds like bu k yes I can

ama ben de bunu söylüyorum kitap gibi seslerin bu k evet aklıma kitap

think of another word that sounds like book I'm saying book which is B oh okay

gibi gelen başka bir kelime geliyor B olan kitap diyorum oh tamam tamam evet

okay yes it certainly is not okay book okay so book can be used as a noun and a

kesinlikle tamam değil kitap tamam yani kitap isim ve

verb as a now and of course it is something that is read you can read a

fiil olarak şimdi kullanılabilir ve tabii ki okunan bir şey kitap okuyabilir

book book it is a large I'm waiting for it even out what a book is no but I just

kitap kitaptır büyük bir kitap ne olursa olsun onu bekliyorum ama sadece

thought it'd be fun to show something and to get to get it out and show it you

bir şeyi göstermenin ve onu çıkarıp göstermenin eğlenceli olacağını düşündüm

haven't got one on camera I haven't a book here wait there he's going off to

kamerada bir tane yok bende yok kitap burada bekleyin orada

fetch a book any believe in this high-tech studio mr. Duncan has got no

bir kitap almaya gidiyor bu yüksek teknoloji stüdyosuna inanan bay. Duncan'ın hiç

books whatsoever so he's had to go into the other room to fetch one because

kitabı yok, bu yüzden bir tane almak için diğer odaya gitmesi gerekti çünkü burada

everything is just computers in high-tech here can you guess what the

her şey sadece yüksek teknolojili bilgisayarlar,

book that I have in my hand is about I will give you a clue is it about English

elimdeki kitabın ne hakkında olduğunu tahmin edebilir misin, sana bir ipucu vereceğim. İngilizce hakkında

mr. Duncan if it isn't that I don't think it's very appropriate do you ever

mr. Duncan eğer çok uygun bulmadığım bir şey değilse hiç susmuyor musun bu yüzden

shut up so I'm trying to give some clues so can

bazı ipuçları vermeye çalışıyorum bu yüzden

you guess what the book in my hand is about whistling is it about the wind is

elimdeki kitabın ne hakkında olduğunu tahmin edebilir misin ıslık çalmak hakkında mı rüzgar

it about birds is it about cuckoos look at the live chat it's about oh I was

hakkında mı? kuşlar guguk kuşları hakkında mı canlı sohbete bakın bu konuda oh

close cuckoos cuckoos and owls are so different from each other I can't begin

yakındım guguk kuşları ve baykuşlar birbirinden o kadar farklı ki size

to tell you how different they are they're so different it's like they're

ne kadar farklı olduklarını anlatamam o kadar farklılar ki sanki

on different planets bed birds to it to you I'm going to have a look at the live

farklılar gezegenler yatak kuşlar ona size şimdi canlı yayına bir göz atacağım

channel now this is where it all goes wrong I'm sorry mr. Steve now has his

kanal burası her şey ters gidiyor kusura bakmayın bayım. Steve artık

hands on the live chat everything could go off if your screen goes black

canlı sohbete el attı Ekranınız aniden kararırsa her şey bozulabilir,

suddenly it's mr. Steve's fault okay so book but also book can be used as a verb

bu mr. Steve'in hatası tamam yani kitap ama aynı zamanda kitap bir fiil olarak da kullanılabilir

as well so book can mean reserve something or put something aside so to

bu yüzden kitap bir şeyi rezerve etmek veya bir şeyi bir kenara koymak anlamına gelebilir yani bir şeyi rezerve etmek için bir şey rezerve edersiniz

reserve something you book something maybe you book a hotel room maybe you

belki bir otel odası rezerve edersiniz belki

book a holiday so you book something you reserve something you book you book so

bir tatil rezervasyonu yaparsınız yani rezerve ettiğiniz bir şeyi rezerve edersiniz

this word can be used as both a noun and

bu kelime hem isim hem de ot olarak kullanılabilir diye bir şey

herb squinter net one has said could you please clarify this if I say he is an

söyledi, lütfen bunu açıklığa kavuşturur musunuz, eğer onun bir

English teacher it means he teaches English that is ah yes I know what

İngilizce öğretmeni olduğunu söylersem, bu onun İngilizce öğrettiği anlamına gelir, yani ah evet, ne

you're going to say before you even say it he is an English teacher it might

olduğunuzu biliyorum siz daha söylemeden söyleyeceğim o bir İngilizce öğretmenidir bu

mean that he teaches English but it also might mean that he is English his

onun İngilizce öğrettiği anlamına gelebilir ama aynı zamanda İngiliz olduğu anlamına da gelebilir

nationality is English so he is a teacher but we don't know what he

milliyeti İngiliz yani o bir öğretmen ama ne öğrettiğini bilmiyoruz

teaches but he is English you see you see how I knew that before you even read

ama o İngilizceyi görüyorsun ya da

it it says or he comes from England or both that's what I just said well it can

İngiltere'den geliyor ya da her ikisini de okumadan nasıl bildiğimi görüyorsun, az önce söylediğim buydu,

be used in either way so this is where sometimes in English you can get

her iki şekilde de kullanılabilir, bu yüzden bazen İngilizce'de

confusion even with native speakers so if you say something in a certain way it

ana diliyle bile karıştırılabileceğin yer burasıdır. hoparlörler bu yüzden belirli bir şekilde bir şey söylerseniz bu

can cause it can create a little bit of confusion acts without e acts without E

biraz kafa karışıklığına neden olabilir e olmadan hareket eder E olmadan hareket eder Bununla

I don't know what you mean by that oh the word acts in Brazil is a famous

ne demek istediğinizi bilmiyorum oh acts kelimesi Brezilya'da ünlü bir

brand of body deodorant every one can chop off his own armpit oh that's nice

vücut deodorantı markasıdır. insan kendi koltuk altını kesebilir oh bu güzel Brezilya'ya geldiğimde

I'll have to get some of that when I come to Brazil when I get when I'm

bundan biraz almam gerekecek davet edildiğimde

invited would you like another noun verb yes you would

başka bir isim fiil ister misin evet

bottle bottle bottle can be used as both a noun and a verb

şişe şişe şişe her ikisi de olarak kullanılabilir isim ve fiil

I get the feeling mr. Steve isn't very interested in this I spent I spent

mr hissini alıyorum. Steve bununla pek ilgilenmiyor Bunları

nearly 20 minutes writing these down I had a lovely sleep tonight by the way a

yazmak için yaklaşık 20 dakika harcadım Bu gece güzel bir uyku çektim bu arada

lovely dream I had the most beautiful dream that I was sitting at a large

güzel bir rüya Gördüğüm en güzel rüya büyük bir

table and in the middle of the table was a really large cake and can you guess

masanın ortasında oturuyordum. masa gerçekten büyük bir pastaydı ve

what type what kind of cake it was can you guess in my dream tonight I woke up

ne tür bir pasta olduğunu tahmin edebilir misin, bu gece rüyamda tahmin edebilir misin, uyandım

and half of my pillow was missing I was fitting feathers afterwards Suresh says

ve yastığımın yarısı yoktu, sonradan tüy takıyordum Suresh,

can I can I cut in here what's the difference between effect and effect

kesebilir miyim, burada ne var diyor. etki ve etki arasındaki fark aman

oh goodness me that these are just like questions I get asked a million times a

tanrım, bunlar tıpkı günde milyonlarca kez sorulan sorular gibi,

day now well nothing original there well of

şimdi orada orijinal bir şey yok,

course the effect is the outcome and effect is the thing that causes the

elbette etki sonuçtur ve etki sonuca neden olan şeydir

outcome there we go look at that so quickly can we use those examples in a

işte gidip bakarız bu örnekleri bir cümle içinde o kadar çabuk kullanabiliriz ki

sentence well yes a special effect is the the thing that you see that is being

evet, özel efekt, yapıldığını gördüğünüz şeydir,

done so the special effect is the result and effect means to do something to do

bu nedenle özel efekt sonuçtur ve efekt, belirli bir şekilde görünen bir şey yapmak için bir şeyler yapmak anlamına gelir.

something that looks in a particular way so effect effect what most people tend

efekt etkisi çoğu insan

to pronounce them in the same way so they say special effect it will affect

onları aynı şekilde telaffuz etme eğilimindedir, bu yüzden özel efekt

my results watching mr. Duncan's English lessons will affect the outcome of your

mr izlerken sonuçlarımı etkileyeceğini söylerler. Duncan'ın İngilizce dersleri

exam results hopefully yes hopefully the effect will be SuperDuper somebody just

sınav sonuçlarınızın sonucunu etkileyecek umarım evet umarım etki SuperDuper olur az önce birisi

said is there clevy on Santosh says is there anyone from Brazil here well they

Santosh'a zeki mi dedi burada Brezilya'dan kimse var mı diyor

certainly are because we've seen at least two people so yes there are people

kesinlikle öyleler çünkü en az iki kişi gördük yani evet orada

from Brazil yeah I'm gonna have to nail his feet down next week I'm gonna put

Brezilyalılar evet, gelecek hafta ayaklarını yere çivilemem gerekecek,

nails in his shoes so he can't keep wandering off proper and calming down oh

ayakkabılarına çivi çakacağım, böylece düzgün bir şekilde ortalıkta dolanıp sakinleşmeye devam edemez oh hadi gidelim

let's just go I can't I can't do all the academic stuff tonight I'll be here all

yapamam yapamam tüm akademik işleri bu gece yapacağım bütün gece burada olacağım

night I'm trying to do my lovely bottle things just don't just yes let's just

güzel şişe şeyleri yapmaya çalışıyorum sadece evet yapma sadece

put that there there you go that's better this is the

oraya koyalım işte böylesi daha iyi

thing I'm supposed to bed this is the thing I'm supposed to be doing where

yatmam gereken şey bu 20'den gece yarısına kadar sakinleşmemi görmene yardım edeceğin yerde yapmam gereken şey bu ve bu

you're gonna help me you see calm down 20 to midnight and it feels

like it bottle so bottle can also be a verb so bottle is the noun the thing

şişe gibi hissettiriyor, bu yüzden şişe de bir fiil olabilir, bu yüzden şişe isim,

that you drink from the thing you put liquids in is a bottle but also as a

şeyden içtiğin şeydir sıvıları şişeye koyarsın ama aynı zamanda bir fiil olarak

verb hmm as a verb yes it bottles something

hmm bir fiil olarak evet bir şeyi şişeler evet bir

up yes you can bottle something so the process of putting things into bottles

şeyi şişeleyebilirsin yani bir şeyleri şişelere koyma süreci yani şişeye

so you bottle something up you bottle so bottle can be used as both a noun and a

bir şey doldurursun sen şişe böylece şişe hem isim hem de isim olarak kullanılabilir ve bir

verb fly away my beauty somebody just said which I think which I thought was

fiil uçup gitti güzelim birisi az önce söyledi ki bence bu

quite an interesting idea I said what is the sentence mean every cloud has a

oldukça ilginç bir fikir olduğunu düşündüm Cümle ne demek her bulutun bir

silver lining every cloud has a silver lining it's not a song well it is now it

gümüş astarı vardır her bulutun bir gümüş astarı vardır bu bir şarkı değil peki şimdi öyle

just means that when something's going wrong it just say lots of things yes it

sadece bir şeyler ters gittiğinde sadece birçok şey söylemek anlamına gelir evet bu, yanlış giden şeyin içinde bir

means if something goes wrong with it within that thing that goes wrong there

şeyler ters giderse, bunun

is a positive element to it as well yes or you might find that the outcome

olumlu bir unsuru da vardır anlamına gelir, evet yoksa sonucun

eventually will be okay everything will be okay in the end so every cloud has a

sonunda iyi olacağını görebilirsiniz, her şey yoluna girecek sonunda iyi ol ki her bulutun bir

silver lining don't worry too much about it now maybe things will get better or

umut ışığı vardır bu konuda çok fazla endişelenme şimdi belki her şey daha iyiye gider ya da

maybe there will be a positive side as well as a negative one so like tonight

belki bir olumlu yanı bir de olumsuz yanı olur yani bu gece gibi

for example you couldn't get online straight away hmm

mesela alamayacaksın hemen çevrimiçi hmm bir

had lots of problems everything was going wrong everything was going wrong

sürü sorun vardı her şey ters gidiyordu

tonight so that was the cloud it was going wrong but then the silver lining

was that you got it fixed and now you're now you're on everybody's watch it's not

mr. Steve mr. Steve is definitely not the silver lining I didn't say that I

bay değil steve bey Steve kesinlikle umut ışığı değil öyle olduğumu söylemedim

was could you please explain accept accepting and accept of accept of I'm

lütfen açıklayabilir misiniz kabul etmek kabul etmek ve kabul etmek kabul etmek var mı

not sure if we have accept of well of course accept means besides so accepting

emin değilim kabul etmek tabii ki kabul etmek demek ayrıca kabul etmek

is to take something as true I am accepting the invitation to the party

bir şeyi doğru kabul etmektir Parti davetini kabul ediyorum,

there you go and of course there's accepting as well so accepting and

buyurun ve tabii ki kabul etmek de var yani kabul etmek ve

accepting which you used interchangeably can't that's it

kabul etmek birbirinin yerine kullandınız değil mi

when translation machines can do translation much better than before it

çeviri makineleri eskisinden çok daha iyi çeviri yaptığında

is necessary for people to learn another language such as English you will always

insanların başka bir dil öğrenmesi gerekiyor İngilizce gibi, her zaman

need to know the language because you will need to understand it so it doesn't

dili bilmeniz gerekecek çünkü onu anlamanız gerekecek, bu nedenle

matter even if you translate languages you will still need to know the root of

dilleri çevirseniz bile farketmez, yine de çeviri yaptığınız dilin kökünü bilmeniz gerekecek yani

the language that you're translating from or to so yes this is a question

evet Bu,

that people used to ask me in China and they thought they were being really

Çin'de insanların bana sorduğu bir soruydu ve sorduklarında gerçekten zeki olduklarını düşündüler,

clever when they asked they say Oh mr. Duncan where we have translators you

Oh bay. Duncan çevirmenlerimizin olduğu yerde

won't need to come to China we know we won't need to learn English and I say

Çin'e gelmenize gerek kalmayacak İngilizce öğrenmemize gerek kalmayacağını biliyoruz ve ben de evet diyorum, çeviri

well yes you will people will still need to learn the languages even if you're

yapıyor olsanız bile insanların yine de dilleri öğrenmesi

translating you still need to be able to read what the translation is so even if

gerekecek çevirinin ne olduğunu okuyabilmek yani

you translate you still need to know what the result is so yes it doesn't

çeviri yapsanız bile yine de sonucun ne olduğunu bilmeniz gerekiyor yani evet

matter it doesn't matter you still need to know the language

önemli değil önemli değil yine de dili bilmeniz gerekiyor

yes thanks says italiana you are welcome let's have another Oh

evet teşekkürler italiana diyor rica ederim hadi bir tane daha alalım Oh, bu

it's going a long long long way tonight this is a brush I think this is an easy

gece çok uzun bir yol gidiyor bu bir fırça bence bu kolay bir fırça

one mr. Steve yes a brush something that you were you used to sweep your floor

Bay. Steve evet bir fırça yeri süpürmek için kullandığın bir şey

with yes all or to make your hair look beautiful yes I use a brush all the time

evet hepsi ya da saçlarının güzel görünmesi için evet her zaman fırça kullanırım

or to get rid of here maybe get rid of dust off your clothes

so you brush yes a brush so the noun brush is the item that you use but of

bir fırça yani isim fırçası kullandığınız öğedir ama

course if you do brush something you brush something it is also a verb so the

tabii ki bir şeyi fırçalarsanız bir şeyi fırçalarsınız bu aynı zamanda bir fiildir, bu nedenle fırça kelimesi

word brush can be used as both a noun and a verb yes fly away my pretty aren't

hem isim hem de fiil olarak kullanılabilir evet uçup git güzelim değil

you going to keep them for future lessons oh that one's flying I don't

onları gelecek dersler için saklayacaksın oh o uçuyor nereye gittiğini bilmiyorum

know where it's going I think it's going to Mexico got into the kitchen in Mexico

Meksika'ya gideceğini düşünüyorum Meksika'da mutfağa girdim

I think it's going to when I read late English show I expected you as suited up

Sanırım geç İngilizce şovunu okuduğumda gidecek

as an English gentleman oh really we could be next week I can

bir ingiliz beyefendisi ah gerçekten haftaya olabiliriz

never win whatever I wear someone will always criticize it if I if I wear my

ne giysem asla

old clothes people say oh don't wear your old

kazanamam eski

clothes if I wear my sport clothes people say why are you wearing your

kıyafetlerimi giyersem birileri hep eleştirecek sen

sport clothes if I wear my suit people will say oh why are you wearing your

spor kıyafetlerini giyiyorsun ben takım elbisemi giyersem insanlar ah neden takım

suit so sometimes you can't win he might be wearing a suit next week why we might

elbiseni giyiyorsun ki bazen kazanamazsın o gelecek hafta takım elbise giyiyor olabilir neden biz

be yeah there's no there's a pretty good chance that I won't be wearing a suit

olabiliriz evet yok hayır kazanma şansım oldukça yüksek 'önümüzdeki hafta takım elbise giyiyor olmak

next week a really good chance I won't I

gerçekten iyi bir şans, yapmayacağım

learnt this phrase from you no pain no gain yes it's one of the most important

bu sözü senden öğrendim acı yok kazanç yok evet bu en önemli

phrases especially if you are learning you have to struggle you have to put

ifadelerden biri özellikle öğreniyorsan mücadele etmen gerekiyor

some time and energy into learning you can't learn easily learning anything is

biraz zaman ayırman gerekiyor ve öğrenme enerjini kolayca öğrenemezsin, hiçbir şeyi öğrenmek

difficult there is no such thing as an easy lesson that's the mental pain of

zordur, kolay ders diye bir şey yoktur,

learning as opposed to the physical pain of going down to a gym and and pulling

spor salonuna gitmenin ve

on lots of weights to make yourself stronger so that's the pain there but of

kendini geliştirmek için bir sürü ağırlık çekmenin verdiği fiziksel acının aksine, öğrenmenin zihinsel acısı vardır. daha güçlü yani oradaki acı ama

course you get mental pain don't you by trying to learn a new language or

tabii ki zihinsel acı çekiyorsunuz değil mi yeni bir dil öğrenmeye çalışarak veya

learning anything learning a piano how to play musical instrument it takes

herhangi bir şey öğrenerek piyano öğrenmek müzik aleti çalmayı öğrenmek

effort and it's in it's hard and it's difficult yes there is an idiom as well

çaba gerektirir ve içinde zor ve zordur evet var deyim de

to do with brush you can brush up on something to brush up means to refresh

yapmak fırça ile bir şeyi tazeleyebilirsin fırçalamak bir şeyle ilgili

yourself so you refresh your knowledge of something you you brush up you brush

bilgini tazelemek için kendini yenilemek anlamına gelir

up you can brush up on your English you can practice your English to remind

yourself of what you learnt in the past yes you said you did not want to ask

geçmişte ne öğrendin evet akademik sorular sormak istemediğini söyledin

academic questions it's not because I don't want to answer them it's just that

bu onlara cevap vermek istemediğimden değil sadece

sometimes the answer can can go on for 20 minutes and and a lot of people will

bazen cevap 20 dakika sürebiliyor ve birçok insan öylece

just go oh I'm not listening to this I'm going to watch something else you don't

gidiyor oh bunu dinlemiyorum başka bir şey izleyeceğim

wear a suit please keep casual thank you so cat yes I will stay casual for as

takım elbise giymiyorsun lütfen rahat ol teşekkür ederim bu yüzden kedi evet elimden geldiğince rahat kalacağım

long as I can did you enjoy the weather today it feels

bugün havanın tadını çıkardın mı

like spring is coming everyone we had snow last weekend and then the snow

sanki bahar geliyor millet geçen hafta sonu kar yağdı ve sonra kar aniden

disappeared suddenly and then today it was like spring today

kayboldu ve sonra bugün bahar gibiydi

wasn't it oh it was all the daffodils are coming up in the garden so we will

değil mi oh bahçedeki tüm nergisler çıkıyordu bu yüzden

have nice yellow daffodils and when we've when we have the first one of the

güzel sarı nergislerimiz olacak ve biz' ve bahçenin ilkini aldığımızda

garden we will cut it and show it on one of the live lessons well or maybe we can

onu kesip canlı derslerden birinde göstereceğiz peki ya belki

take the camera to the daffodil yes so we don't have to kill it

kamerayı nergise götürebiliriz evet böylece artık onu öldürmek zorunda kalmayız

now that you've got all your all your new cameras and technology and yeah an

tüm yeni kameralarınız ve teknolojiniz ve evet,

extended leads we can go out to the garden and show people the garden that's

uzatılmış bir ipucu bahçeye çıkıp insanlara

coming up in spring and all the different plants that come up yes

baharda yetişen bahçeyi ve ortaya çıkan tüm farklı bitkileri gösterebiliriz evet

definitely no doubt about it also can I say a big thank you to all

kesinlikle bundan hiç şüphem yok ayrıca büyük bir şey diyebilir miyim?

those who have made donations on PayPal over the past two or three days I've had

Son iki veya üç gün içinde PayPal'da bağış yapan herkese teşekkür ederim Bugün de

some lovely donations including one today as well so thanks a lot and of

dahil olmak üzere bazı güzel bağışlarım oldu, bu yüzden çok teşekkürler ve

course all of your donations go to help the work to continue and of course I

elbette tüm bağışlarınız işin devam etmesine yardımcı oluyor ve Tabii ki

managed to update my computer a lot of the camera equipment as well and that's

bilgisayarımı birçok kamera ekipmanını da güncellemeyi başardım ve bu

why everything now looks very clear very sharp you can see all the lines and

yüzden artık her şey çok net çok keskin görünüyor tüm çizgileri ve

wrinkles yes especially on mr. Steve

kırışıklıkları görebilirsiniz evet özellikle mr. Steve

daffodil Jahnke wheel oh is is that is that the name is it of the daffodil junk

daffodil Jahnke çarkı ah bu mu adı nergis çöp

wheel I liked that poem with a daffodil yes there is

çarkının Nergisli o şiiri beğendim evet

Wordsworth I wondered lonely as a cloud of hard thinking of hills and devils

Wordsworth var Bir zor düşünce bulutu kadar yalnız merak ettim tepeleri ve şeytanları

when suddenly I came across mr. Steve I was wondering what smelled lovely I was

ansızın karşıma çıktı mr. Steve Neyin güzel koktuğunu merak ediyordum

thinking of daffodils Fair daffodils we weep to see you fade away so soon that's

Nergisleri düşünüyordum Güzel nergisler senin çok çabuk solup gitmeni görmek için ağlıyoruz bu onun

set to her to music as well daffodils don't last very long and

they're very beautiful and the song is lamenting the fact that daffodils don't

müziğe de ayarlı nergislerin

last very long it's a bit sad if you lament something it means what

çok uzun sürmediği gerçeği biraz üzücü bir şeye ağıt yakıyorsan bu ne

it means that you you you yo you're missing it you're regretting you're

anlama geliyor sen sen sen yo onu özlüyorsun pişmansın

missing you're upset is that right you're lamenting let it to lament is to

kaçırıyorsun üzgünsün doğru mu ağıt yakmak, bırakın ağıt yakmak,

to reflect on the loss so you reflect on the loss that you have suffered you

kayıp üzerine düşünmektir, böylece uğradığınız kayıp üzerine düşünürsünüz, ağıt yakarsınız, ağlarsınız, bu konuda bir

lament you lament there is thought taking place set yes

düşünce vardır, evet,

about it Easter is on the way oh yes easter is coming everyone and of course

paskalya yolda oh evet, herkes paskalya geliyor ve tabii ki

we know what that means lots of chocolate I've already bought one Easter

biz bunun ne anlama geldiğini biliyorum, zaten bir paskalya

egg really mmm Oh visit hidden away this is something I

yumurtası aldım gerçekten mmm Oh gizli ziyaret bu bilmediğim bir şey

didn't know yes Gary over there I did the way you're going are you trying to

evet Gary oradaki yolu yaptım

escape so yes yes easter is coming of course I like Easter because there's

kaçmaya mı çalışıyorsun yani evet evet paskalya geliyor tabii ki paskalyayı seviyorum çünkü

lots of eggs to eat lots of chocolate eggs mr. Steve try next year to

yenecek bir sürü yumurta var bol bol çikolatalı yumurta bayım. Steve gelecek yıl

participate in the voice says Sam I don't think I can be a bit old for that

katılmayı deneyecek ses Sam diyor ki bunun için biraz yaşlı olabileceğimi sanmıyorum

I don't think anyone would be pressing their big red button or thanking the

kimsenin büyük kırmızı düğmeye basacağını veya

suggestion I think I'd be too scared to do that you haven't heard me sing yet

öneriye teşekkür edeceğini düşünmüyorum sanırım çok korkacağım bunu yap daha şarkı söylediğimi duymadın zaten

anyway it's not easy to sing on television I've done it I've actually

televizyonda şarkı söylemek kolay değil yaptım yaptım aslında

done it and I've accessed I've sung on television in China it's truth it's on

yaptım ve eriştim çin'de televizyonda şarkı söyledim bu bir gerçek

YouTube as well my appearance on Chinese television singing me when I neo door

youtube'da da benim Çin televizyonunda görünüş bana şarkı söylerken ben neo kapı

Shen what I knew your chief in oh you stop thank goodness for that

Shen senin şefini tanıdığım şey oh dur çok şükür bu ağıt için

lament complain mourn wail moan weep well someone knows how to use Wikipedia

şikayet et yas tut inilti iyi biri Wikipedia'yı

or the the free online dictionary quite an old-fashioned word thank you very des

veya ücretsiz çevrimiçi sözlüğü nasıl kullanacağını biliyor oldukça eski moda bir kelime teşekkürler çok des öyle

isn't it oh yes yes it almost sounds like something that comes from another

değil mi oh evet evet neredeyse başka bir çağdan gelen bir şey gibi geliyor

era but lament you lament something you you mourn you remember with a little bit

ama ağıt yakıyorsun bir şeyin yasını tutuyorsun biraz

of sadness sadness Mother's Day is coming yes

hüzünle hatırlıyorsun üzüntü Anneler Günü geliyor evet

this Sunday it's Mother's Day and and this would be a good option

bu Pazar Anneler Günü ve bu

unity to mention that Steve is not here on Sunday because he's going to get his

Steve'in Pazar günü burada olmadığını çünkü

bottle filled pardon have you heard that expression no I haven't heard when you

şişesini dolduracağını belirtmek için birlik iyi bir seçenek olur afedersiniz bu ifadeyi duydunuz mu hayır

get your bottle filled it means you go to your mother and she will sort of she

şişenizi doldurduğunuzda duymadım annenize gidiyorsunuz demektir ve o bir şekilde

will sort of take care of you and give you a little hug and cuddle you so yes

sizinle ilgilenecek ve size biraz sarılacak ve sizi kucaklayacak, bu yüzden evet bu

that won't be happening no yes I won't be here on Sunday mr. Duncan will be

olmayacak hayır evet Pazar günü burada olmayacağım bay. Duncan olacak

because I love my mother I'm going to see her mr. Duncan loves you more than

çünkü annemi seviyorum onu ​​görmeye gidiyorum bay. Duncan seni annesinden daha çok seviyor

he does his mother and he's going to stay here and do a live show for you

ve burada kalıp senin için canlı bir gösteri yapacak,

thanks Steve for all of that thank you very much I've got to never explain what

Steve'e bütün bunlar için teşekkürler, çok teşekkür ederim,

all of that means to my mum tomorrow so my mother is gonna think what

yarın tüm bunların anneme ne anlama geldiğini asla açıklamayacağım, bu yüzden benim annem düşünecek ne demek

what do you mean what do you mean you love your your online students more than

istiyorsun ne demek istiyorsun çevrimiçi öğrencilerini benden daha çok seviyorsun işte o

me that's how much he loves you all I am willing look at this this is how far I'm

seni bu kadar çok seviyor buna hazırım buna bak bu kadar ileri

willing to go to do this for you I'm willing to be here with you on Sunday

gitmeye hazırım bunu senin için yapmaya Anneler Günü'nde annemi görmektense Pazar günü burada seninle olmaya razıyım

rather than see my mother on Mother's Day actually I don't think she wants to

aslında zaten onun

see you anyway in fact it was my mum's suggestion that I did this don't come

seni görmek istediğini düşünmüyorum aslında annemin tavsiyesiydi ben yaptım bunu yapma hayır

no Duncan you do your live stream Oh Duncan you you do your live stream on

Duncan sen yap canlı yayının Oh Duncan sen canlı yayınını

Sunday no problem I'll be all right yes please

pazar günü yaparsın sorun değil ben iyi olacağım evet lütfen yarın

it's International Day of the woman tomorrow Women's Day tomorrow and just

Dünya Kadınlar Günü yarın Kadınlar Günü ve sırf bunun

for that I am going to dress as a woman and I'm going to go into much Wenlock to

için kadın gibi giyineceğim ve gidiyorum

do some shopping at the farmers market so I'm going to do that tomorrow just

çiftçi pazarında biraz alışveriş yapmak için Wenlock'a çok gitmek bu yüzden bunu yarın sadece

for one day so to celebrate Women's Day I will dress as a woman I'm going to put

bir günlüğüne yapacağım Kadınlar Günü'nü kutlamak için bir kadın gibi giyineceğim

my lovely long blonde wig on and and I'm going to walk down the road in my

Güzel uzun sarı peruğumu takacağım ve ve

high-heeled shoes and I'm going to go to the farmers market and I'm going to ask

yüksek topuklu ayakkabılarımla yolda yürüyeceğim ve çiftçi pazarına gideceğim ve

how much are those potatoes don't think that's really celebrating Women's Day

o patateslerin ne kadar olduğunu soracağım, bunun gerçekten Kadınlar Günü'nü kutladığını düşünmüyor musun?

that's that's good I think it's a great idea I think that's more like taking the mickey out of it

iyi bence harika bir fikir bence bu daha çok mickey'i içinden çıkarmak gibi bu

it isn't it's respect I don't think women would see it that way you can

saygı değil mi kadınların bunu bu şekilde göreceğini düşünmüyorum sen yürüyene kadar

never know the hardship that another human being suffers until you have

başka bir insanın çektiği zorluğu asla bilemezsin

walked in their shoes and underwear well have a baby and then you'll know what

onların ayakkabılarıyla ve iç çamaşırlarıyla bir bebeğimiz olacak ve o zaman

it's really like to be a woman and that now you're just being silly here in

kadın olmanın gerçekten nasıl bir şey olduğunu anlayacaksın ve şimdi burada, Arjantin'de sadece aptallık ediyorsun, köşeyi

Argentina we have autumn just around the corner so autumn is coming in Argentina

dönünce sonbahar var, bu yüzden Arjantin'de sonbahar geliyor,

it's all it's all the wrong way around it's it's because you're you're over

hepsi bu her şey ters gidiyor çünkü sen

there and we're over there you see because we're in different places so

oradasın ve biz oradayız çünkü farklı yerlerdeyiz yani

you're autumn is coming and our spring is coming so so we are slightly ahead of

sen sonbahar geliyor ve bizim baharımız geliyor yani biz biraz öndeyiz

you mr. Duncan I watched your video while singing in China the public was

sizden bay Duncan Videonuzu Çin'de şarkı söylerken izledim halk

very enthusiastic Don Thank You Don yes there were there were there were

çok hevesliydi Don Teşekkürler Don evet orada

around about 600 people watching and some of them were my students simply

yaklaşık 600 kişi izliyordu ve bazıları öğrencilerimdi sadece

just said mr. Steve is feeling sleepy no no this is his normal look no you're

bay dedi. Steve'in uykusu geldi hayır hayır bu onun normal bakışı

right I am feeling silly even during the day this is what it looks like you must

have caught I keep forgetting I'm live and I must be sort of am i closing my

eyes now and then that worries so is the audience I'm drifting off because I like

gözlerim ara sıra endişeleniyor bu seyirci de öyle.

to have things to do you see and I've just sort of come in I wasn't supposed

to be here really not for this length of time no well well oh of course

hayır pekala tabii ki

everything went wrong tonight because I was late starting because we had a slide

bu gece her şey ters gitti çünkü geç başladım çünkü

problem with some of the software in my computer I did an update today and and

bilgisayarımdaki bazı yazılımlarda kayma sorunu yaşadık bugün bir güncelleme yaptım ve bilgisayarlardan

for those out there who who know about computers sometimes when you do an

anlayanlar için bazen siz bir güncelleme yaptığınızda

update you can get some some conflicts or little bugs in the software so that's

güncelleme yazılımda bazı çakışmalar veya küçük hatalar alabilirsiniz, yani

what's happened I think I think there is a slight conflict eight bug you had it

olan buydu sanırım küçük bir çakışma var sekiz hatası sizde

was a big bug in fact I couldn't even get on to youtube live yes enjoy your

büyük bir hataydı aslında youtube canlı yayınına bile giremedim evet iyi eğlenceler

time with your mother on Sunday mr. Steve thank you thank you very much I

Pazar günü annenle vakit geçir Mr. Steve teşekkür ederim çok teşekkür ederim Bundan

will I'm not sure she will enjoy that yes of course she will she she she can't

hoşlanacağından emin değilim evet tabii ki isteyecek

wait to see you and give you a big hug and a big wet kiss the sort of kiss that

only mothers can give wet and dribble ewwww

anneler ıslak ve salya verebilir ewwww

is anyone actually interested in the the noun verbs or shall I just stop shall I

isim fiilleriyle gerçekten ilgilenen var mı yoksa sadece durayım mı

just stop this I'll tell you never load will say what do you think people

sadece bunu durdurayım sana asla yükleyeceğimi söyleyeceğim ne diyeceğini sanıyorsun insanlar

already know what I'm going to ask before I ask it you have to wait for

daha önce ne soracağımı biliyor

about 30 seconds that's the problem with doing this because you've Sam there is a

30 saniye kadar beklemen gerektiğini soruyorum, bunu yapmanın sorunu bu çünkü sen Sam'e sahipsin, benim bir şeyi

slight delay you see between me saying the thing and then you hearing it so

söylemem ile onu duyman arasında gördüğün hafif bir gecikme var, bu yüzden

when you reply there is also a delay so that's the problem so it takes around

cevap verdiğinde de bir gecikme oluyor, yani bu sorun

about 30 seconds Fernando knows his music oh okay he says there's a rather

yaklaşık 30 saniye sürüyor Fernando müziğini biliyor oh tamam

sad song called autumn leaves there are there is indeed a very sad song it's a

sonbahar yaprakları adında oldukça hüzünlü bir şarkı var diyor gerçekten çok hüzünlü bir şarkı var çok

lovely song and I've sung that in a four-part harmony in a choir I think

güzel bir şarkı ve ben bunu dört parçalık bir armoni içinde söyledim Bir koroda sanırım bu

that's the other correct tune I do believe and and if that's the one you're

inandığım diğer doğru melodi ve eğer düşündüğünüz melodi buysa

thinking of please tell me we'd love to see you mr. Steve thank you very much

lütfen bana sizi görmeyi çok istediğimizi söyleyin bayım . Steve çok teşekkür ederim

his eyes yes like closing mr. mr. Steve does this during the day as well don't

gözleri evet kapanmak gibi bay. Bay. Steve bunu gündüzleri de yapıyor merak etme

worry about it you know those animals that hang from the trees he's like one

ağaçlardan sarkan o hayvanlardan bilirsin o hep

of those you know those animals that are always asleep and then they move very

uyuyan o hayvanlardan bilirsin ve sonra çok yavaş hareket ederler o

slowly then and Oh a sloth he's like us he's like a sloth we've connected

zaman ve Ah bir tembel hayvan o bizim gibi o bir tembel hayvan gibi bağladık

they're Fernando and I on the autumn leaves - it is absolutely beautiful yes

onlar Fernando ve ben sonbahar yapraklarındayız - kesinlikle çok güzel evet

good evening from Chester Chester Chester Chester says fabs penny we've

Chester'dan iyi akşamlar Chester Chester harika diyor çok uzak olmayan

got some friends who live in mold which is not very far from Chester house yes a

küf içinde yaşayan bazı arkadaşlarımız var Chester evi evet

lot of people from England watching yes surely should be in bed don't work

İngiltere'den pek çok insan izliyor evet kesinlikle yatakta olmalı yarın çalışmıyor bende var şu

tomorrow it is I have it is strangely ironic that we have lots of people now

anda İngiltere'de izleyen çok sayıda insanın olması garip bir şekilde ironik

watching in England and it's nearly midnight

ve saat neredeyse gece yarısı

can you see it behind me the clock it's it's about two minutes to midnight shall

arkamda görebiliyor musunuz saat, gece yarısına yaklaşık iki dakika var,

we see midnight in mr. Steve shall we see midnight in because it's coming up

bay'da gece yarısını görelim mi? Steve gece yarısını görecek miyiz çünkü gece

to one minute to midnight it will soon be tomorrow Don says I need a pillow yes

yarısına bir dakika varken yakında yarın olacak Don diyor ki bir yastığa ihtiyacım var evet

I do I need to be horizontal and I need a pillow somebody's asked what do you

yatay olmam gerekiyor ve bir yastığa ihtiyacım var biri sordu

call those lights behind us these are spotlights no the colored ones yes

arkamızdaki şu ışıklara ne diyorsun bunlar spot ışıkları hayır renkli olanlar evet

spotlights no the that the smaller ones Oh fairy lights yes the connected lights

spot ışıkları hayır o daha küçük olanlar Ah peri ışıkları evet

hanging behind the clock please they're called fairy lights they rely

saatin arkasında asılı olan bağlantılı ışıklar lütfen peri ışıkları olarak adlandırılıyorlar peri ışıkları

fairy F a I are Y like a little little fairy who flies around she says hello my

F a Ben Y'yim etrafta uçan küçük bir peri gibi diyor merhaba benim

name is Tinker Bell and I will let you have three wishes the first wish will be

adım Tinker Bell ve size üç dilek hakkı vereceğim ilk dilek sizin olacak

yours no fabs is invited is to Chester thank

fablar Chester'a davet edilsin

you very much I was in Chester earlier this year yeah I was yes I was there

çok teşekkür ederim bu yılın başlarında Chester'daydım evet oradaydım

with work we had a meeting and we had a very nice time we said it in a nice

iş için buluştuk ve çok güzel vakit geçirdik bunu güzel bir otelde söyledik

hotel and then I wandered around some of the shops when we had a free afternoon

ve sonra boş bir öğleden sonramız varken bazı dükkanları dolaştım

and in fact I bought now it was just before Christmas and I bought a lot of

ve aslında şimdi Noel'den hemen önceydi ve

my Christmas presents from her there so it was yes they've got some very it's

Noel hediyelerimin çoğunu aldım ondan orada öyleydi evet birazları var çok

very old II worldy Chester old world it's like going back in time lots of

çok eski II dünyevi Chester eski dünyası zamanda geriye gitmek gibi

buildings made of wood look we've got 20 seconds left

ahşaptan yapılmış birçok bina görünüyor 20 saniyemiz kaldı

Oh 20 seconds left of Wednesday 15 seconds left before tomorrow arrives we

Ah Çarşamba'nın bitmesine 20 saniye kaldı 15 saniye kaldı yarın gelmeden

are about to see tomorrow of course there are people already wrought

yarını görmek üzereyiz tabii ki

watching tomorrow so here we go 5 seconds coming up 5 4 3 2 1

yarını izleyen insanlar var zaten o yüzden başlıyoruz 5 saniye geliyor 5 4 3 2 1

it's a new day today say hello to a new day a new day is always a gift and that

bugün yeni bir gün yeni bir güne merhaba deyin yeni bir gün her zaman bir hediyedir ve bu

is why we call it the present yes we would call them Christmas lights if it

yüzden ona şimdiki zaman diyoruz evet, Noel zamanıysa onlara Noel ışıkları derdik

was Christmas time or we would call them fairy lights if it if they were if it

ya da öyle olsaydı onlara peri ışıkları derdik,

wasn't Christmas so we're calling them fairy lights fairy lights or they are

Noel olmasaydı onlara peri ışıkları, peri ışıkları ya da onlar

studio lights they are to make everything look bright and cheerful

stüdyo ışıkları her şeyin parlak ve neşeli görünmesini sağlamak içindir

fairy lights it's midnight good day says Rosa so cash can be a noun and also it can be

peri ışıkları gece yarısı iyi günler diyor Rosa yani nakit bir isim olabilir ve ayrıca

a verb so cash is the money that you have in your hand cash but also if you

bir fiil olabilir yani nakit elinizdeki paradır nakit ama aynı zamanda

want to exchange something for cash you can cash something in so you cash

isterseniz bir şeyi nakitle değiştirmek için bir şeyi bozdurabilirsiniz böylece bir

something you cash a check or you cash a voucher so to cash something is to

şeyi bozdurursunuz bir çeki bozdurursunuz veya bir fişi bozdurursunuz yani bir şeyi bozdurmak bir şeyi

convert something in to cash and I don't think anyone is listening to these I

paraya çevirmek demektir ve kimsenin bunları dinlediğini

don't think anyone is interested in these at all

sanmıyorum bunlarla hiç ilgilenen yok mu ya

oh you've upset mr. Duncan now good morning sir what are you doing I'm just

üzdün müslüm bey Duncan şimdi günaydın efendim ne yapıyorsunuz sadece

having a look I like reading all the or all the comments that people are making

bir göz atıyorum insanların yaptığı yorumların hepsini veya hepsini okumayı seviyorum biri dedi ki saat

somebody said it's just gone midnight can we say good day or should we say

gece yarısı gitti iyi günler diyebilir miyiz yoksa

good morning well you can say good morning because it's now morning it's we

günaydın mı demeliyiz iyi diyebilirsiniz günaydın, çünkü şimdi sabah, biz yeni

are we are one and a half minutes into a new day but you wouldn't really say good

bir güne bir buçuk dakika kaldık ama gerçekten günaydın demezdin,

morning would you would wait to a probably seven o'clock wait until it was

muhtemelen saat yediyi bekler miydin,

light wouldn't you before you said good morning really to somebody you might say

hava aydınlanana kadar bekler miydin? gerçekten birine günaydın dedin

good morning now no you can say good morning after midnight

günaydın diyebilirsin şimdi hayır günaydın diyebilirsin gece yarısından sonra

it's morning yes of course it's a.m. now it's a.m. it's not PM PM is evening PM

sabah evet tabii ki şimdi saat öğleden sonra değil PM akşam PM

is afternoon evening afternoon the clue the word is after noon I went outside

öğleden sonra akşam öğleden sonra ipucu kelime öğleden sonra I şimdi dışarı çıktım ve

now and it was five past midnight I wouldn't say good morning is it still

saat gece yarısını beş geçiyordu Günaydın demezdim hava hala

dark yes you would they wouldn't you could if it's after me I'm sorry where

karanlık mı evet yaparlardı yapmazlardı eğer peşimdeyseler özür dilerim

we might have to have a fight outside in a minute it will it'll wake all the

bir dakika sonra dışarıda kavga etmek zorunda kalacağımız yer tüm komşuları uyandıracak mı

neighbors oh good you could say good morning after midnight if I went outside

oh güzel, dışarı çıkarsam gece yarısından sonra

say good night because I'm going to bed yes but it's it's after midnight so it's

günaydın diyebilirsin çünkü ben yatacağım için iyi geceler de evet ama saat gece yarısından sonra, bu yüzden

morning it's it's a new day it is the morning you would say good night because

sabah, yeni bir gün, sabah sen iyi geceler derdim çünkü

most people are go into bed we should have we should have a vote on this you

çoğu insan yatağa giriyor buna sahip olmalıyız bu konuda oylama yapmalıyız

only I think you would say good you wouldn't say good morning even walk

sadece sen bence iyi derdin günaydın demezdin hatta

outside now in the pitch dark and say good morning yes if it's if it's after

şimdi zifiri karanlıkta dışarı çıkıp günaydın derdin evet

midnight no it's if I went outside now and I met

gece yarısından sonraysa hayır şimdi dışarı çıksam ve

a man walking along the road first of all I would wonder what he was doing

yolda yürüyen bir adamla karşılaşsam ilk önce gecenin bu saatinde ne yaptığını merak ederdim

walking around at this time of night and also I would say good morning morning

ve ayrıca günaydın derdim

you wouldn't say morning in the pitch dark

sen demezdin sabah söyle zifiri karanlıkta

it's just a new day it's nothing so what do you see Oh morning is when the Sun

yeni bir gün bir hiç yani ne görüyorsun Ah sabah güneş

comes up new day we wouldn't say anything you'd say good night good night

doğduğunda yeni bir gün bir şey demeyiz iyi geceler iyi geceler

yes because it's it's night time yes it's night time but technically it's

evet çünkü gece oldu evet gece ama teknik olarak

morning it's not 10:00 it's not morning - the Sun go sometimes you make no sense

sabah değil saat 10:00 değil sabah değil - güneş gidiyor bazen hiçbir anlam ifade etmiyorsun

sometimes it's morning if it's after midnight it's morning it's a.m. it's

bazen sabah gece yarısından sonraysa sabah saat [ __ ]

a.m. yeah but it's not morning so when is it morning that it's morning when the

evet ama sabah değil yani sabah ne zaman sabah ki sabah

Sun comes up but what if the Sun doesn't come up till 8 o'clock in the morning

güneş doğuyor ama ya güneş sabah 8'e kadar doğmazsa

and you've been up since 6 o'clock in the morning is it still not morning till

ve sen sabah 6'dan beri ayaktaysan sabahtan

night you don't normally say good morning to somebody if it is dark you

akşama kadar hala iyi demezsin Birine sabah, eğer hava karanlıksa,

know say good morning to somebody when the sun's coming up and it's anything up

bilirsin, birine günaydın de, güneş doğarken ve her şey doğarken,

anything between sunrise and midday you would say good morning where are these

günaydın derdin, bu

rules by the way where are they where are these rules that you seem to have

kurallar nerede, bu arada, neredeler, nerede bu kurallar senin göründüğün gibi?

invented haven't invented you wouldn't go outside now and say good morning to

icat etmiş olmak icat etmemiş olsaydın, şimdi dışarı çıkıp birine günaydın demezdin sabahın

somebody it's midnight morning it's not a yamming mornings when the Sun comes up

gece yarısı, güneş doğduğunda cıvıl cıvıl sabahlar değil,

I'm sure I'm right it's just a good morning for us and good night for me in

eminim haklıyım, bu bizim için sadece bir günaydın ve güzel gece benim için

Brazil yes yes good morning if it's good morning it's good morning after 12:00

brezilya'da evet evet günaydın eğer günaydınsa, günaydın gece yarısından sonradır, eğer

midnight if you end outside now so you have the

şimdi dışarıda bitersen, böylece

street so your so the way you you so the way you judge whether the morning has

sokak senindir, yani senin tarzın, sabahın gelip gelmediğine nasıl karar verdiğin

arrived or not is whether the Sun is up it's night time now isn't it it's

güneş tepede mi gece mi şimdi

night time but what about in the summer because in the summer it doesn't get

gece değil mi peki ya yazın çünkü yazın hava saat

dark until about 11 o'clock so what are you saying do you say good afternoon

11'e kadar hava kararmaz yani ne diyorsunuz iyi günler

well up afternoon is 12 o'clock through total the evening which starts at around

iyi mi diyorsunuz öğleden sonra saat 12'den akşamın tamamına kadar saat 7 civarında başlayan akşam bence

7 o'clock I think you're on a very dodgy ground no you're on very dodgy ground

çok tehlikeli bir zemindesin hayır çok tehlikeli bir zemindesin

here there is no way there is no way I I know I'm right he's wrong I know I'm

burada hiçbir yolu yok hiçbir yolu yok biliyorum ben' doğru o yanlış biliyorum ben

right after midnight you can say good morning John is his morning it's time to

gece yarısından sonra hemen günaydın diyebilirsin John onun sabahı

go to bed you can't say good night yes you could go to bed at any time you can

yatma zamanı iyi geceler diyemezsin evet istediğin zaman

go to bed in the afternoon it doesn't mean it's nighttime it does it's a new

yatabilirsin öğleden sonra, gece olduğu anlamına gelmez, yenidir, öğleden sonra yatıp

you don't go to bed in the afternoon and say good night you can say good night if

iyi geceler demezsin, eğer gideceksen iyi geceler diyebilirsin,

you're going to if you're going to sleep you say good night but it's not right I

eğer uyuyacaksan iyi geceler dersin ama bu doğru değil

know but if you say good night that doesn't mean it has to be night time if

biliyorum ama iyi geceler dersen bu gece olması gerektiği anlamına gelmez

you say good night I could see in the art knock us out I'm off to bed now good

iyi geceler dersen sanatta görebilirim bizi bayıltırım şimdi yatıyorum iyi

night look at the chest so you've started to change his mind

geceler sandığa bak fikrini değiştirmeye başlamışsın sanat ziyafeti

I can feast arting to go outside when it's dark changing good morning yes

çekebiliyorum hava karardığında dışarı çıkıp değişiyor günaydın evet kusura

sorry you are crazy mr. Duncan says sue cat I'm it's not me

bakmayın siz delisiniz bayım Duncan, sue cat, ben değilim,

why is everyone picking on me I know I'm right after midnight it's morning

neden herkes benimle uğraşıyor, biliyorum gece yarısından hemen sonra sabah

it's not morning - the Sun comes up a.m. there's only two yes that's a AM and PM

sabah değil - güneş doğuyor sadece iki tane var evet bu bir [ __ ] ve PM

I know that's it so up until noon when it's mid midday after midday you say

biliyorum bu kadar öğlene kadar öğlenden sonra öğlenden sonra iyi günler diyorsun

good afternoon straight up yes art one yeah one second

doğruca evet sanat bir evet öğleden sonra bir saniye

after midday you say good afternoon yeah so why aren't you saying good evening

sonra iyi günler diyorsun evet öyleyse neden iyi akşamlar demiyorsun

well because evening is starts at evening is sort of 8 o'clock onwards

çünkü akşam akşam başlıyor saat 8 gibi sonrası

isn't it it's a bit shady but at midnight you wouldn't say good morning

biraz gölgeli değil mi ama gece yarısı günaydın demezsin

because people to go into bed you could look say good night actually I think the

çünkü insanlar yatağa gidecekleri için bakabilirsin iyi geceler aslında

Sun will be coming up by the time we finish this conversation let's say trust

biz bu konuşmayı bitirene kadar güneş doğuyor olacak hadi güven diyelim

me it's good night it is not it's good more you can say good morning to someone

ben iyi geceler iyi değil daha çok gece yarısından sonra birine günaydın diyebilirsin

if it's after midnight but they think you were mad well that happens any time

ama onlar senin kızgın olduğunu düşünüyorlar bu günün her saatinde oluyor

of the day that happen and they look it up when do you say good morning I think

ve bakıyorlar ne zaman günaydın diyorsun sanırım hava

you've got a right till it gets light that doesn't work that does not work mmm

aydınlanana kadar hakkınız var çalışmayan

in relation to the actual time I don't think it's related to that I just want

gerçek zamana göre çalışmayan mmm bunun bununla ilgili olduğunu düşünmüyorum sadece istiyorum

to you'll be glad am I here on Sunday no yes we've all gone the reef says good

mutlu olacaksınız pazar günü buradayım hayır evet hepimiz resife gittik günaydın diyor günaydın evet

morning good morning yes you see it's it's after midnight it's nearly 10 past

görüyorsunuz gece yarısından sonra gece yarısını neredeyse 10 geçiyor

midnight and we say good morning it's morning another note another new day has

ve günaydın diyoruz bu sabah başka bir not yeni

arrived it's a fresh day mmm morning I love I love the smell of a new day sorry

bir gün daha geldi taze bir gün mmm sabah seviyorum seviyorum yeni bir günün kokusu özür dilerim

morning is when the sun's come up that's when you say to somebody good morning

sabah, güneş doğduğunda, birine günaydın dediğin zamandır,

well it would appear that lots of people agree with me they're saying mister

pek çok insan benimle aynı fikirde olur, bayım,

you're all wrong it's morning it's just a.m.

yanılıyorsunuz diyorlar, sabah daha sabah, güle

bye-bye Apollo says both are ok so yes I think I could agree with you actually by

güle Apollo ikisinin de iyi olduğunu söylüyor, bu yüzden evet sanırım size katılıyorum,

Apollo says yes both so you could say good morning or good nights because it's

Apollo ikisine de evet diyor, böylece günaydın veya iyi geceler diyebilirsiniz çünkü

night time it's night it's dark but according to the clock and that is

gece vakti, gece, hava karanlık ama saate göre ve bu

really the most important thing we're talking about here it's morning it's not

gerçekten en önemli şey burdan bahsediyoruz sabah gece değil

night it's night because it's done but when you get home at 2:00 a.m. people

gece çünkü bitiyor ama gece 2 de eve gelince

say oh my goodness you got you you came home at 2 o'clock in the morning yes but

aman allahım seni yakaladın diyorlar gece 2 de eve geldin evet ama

you wouldn't say good morning oh you wouldn't say goodness

gelmezdin günaydın deme ah aman aman demezsin

you are still be done mr. Steve your your boat is rocking for scientists you

daha işin bitti beyefendi Steve, teknen bilim adamları için sallanıyor, hava karanlıksa

are going to go straight into the water if it's dark you if it now at midnight

doğruca suya gireceksin, eğer şimdi gece yarısı olsaydı, şimdi

you would say if I met somebody outside now I would say good night because they

dışarıda biriyle tanışsaydım, iyi geceler derdim çünkü onlar

were baby going to bed no anyway this one will go on and on I'm going to bed

bebekti, yatacaklardı, hayır zaten bu biri devam edecek ve devam edecek ben yatacağım

okay so in a minute I'll be going to bed yes I'm not gonna say to people good

tamam öyleyse bir dakika sonra yatacağım evet insanlara günaydın demeyeceğim

morning I'm gonna say good night that's because you're leaving yes I'm going to

iyi geceler diyeceğim çünkü sen gidiyorsun evet ben Yatağa gidiyorum

bed yes but you you never you never really

evet ama sen asla gerçekten

say good morning as when you're parting you say good morning or when you're when

günaydın demezsin ayrılırken günaydın dersin ya da

you're greeting I've never heard anyone say good morning when they're leaving so

selamlaşırken selamlaşırken hiç kimsenin ayrılırken günaydın dediğini duymadım yani

when you talk to someone in the morning and you say good morning

sabah biriyle konuştuğunda ve günaydın dediğinde

no but I've never heard anyone say good morning as they're leaving but you don't

hayır ama hiç kimsenin ayrılırken günaydın dediğini duymadım ama gündüz

say good night to somebody when you're leaving in the day only someone someone

giderken birine iyi geceler demiyorsun sadece biri biri

has said here that we are talking like two old farts thank you

burada iki yaşlı osuruk gibi konuştuğumuzu söyledi teşekkür ederim sorun değil

that's okay I'm mr. fart and he's mr. peep or mr. Trump because in British

ben bayım osuruk ve o bay. dikizlemek veya bay Trump, çünkü İngiliz

English Trump means fart it's just goes to show that even amongst English people

İngilizcesinde osuruk anlamına gelir, bu sadece İngilizler arasında bile belirli ifadeleri

there can be disagreement on how you use certain phrases technically one of us

nasıl kullandığınız konusunda anlaşmazlık olabileceğini gösteriyor teknik olarak birimiz

technically theorist theoretically shaadi thank you shaadi theoretically

teknik olarak teorisyen teorik olarak shaadi teşekkür ederim shaadi teorik olarak

it's morning but technically it's night so yes I think both are okay but I think

sabah ama teknik olarak gece yani evet sanırım ikisi de iyi ama bence

if you want to be official it's morning after midnight is I can't believe we've

resmi olmak istiyorsan sabah gece yarısından sonra

been talking about this for 10 minutes we've been arguing about it Abed

10 dakikadır bunun hakkında konuştuğumuza inanamıyorum Abed bu

so Maria says night I'm going to bed night Oh night night everyone thank you

yüzden Maria gece yatacağım diyor gece Ah gece gece herkese teşekkür ederim

boys I love both of you thank you very much

çocuklar ikinizi de seviyorum çok teşekkür ederim

Teli Yanni italiana goodbye italiana see you later

Teli Yanni italiana hoşçakal italiana sonra görüşürüz merhaba

hi mr. Duncan mr. Steve here in Brazil we are three hours behind you

bay. Duncan bey Steve burada Brezilya'da üç saat gerideyiz,

so it is only you 10 minutes past 9:00 at the moment so it's still evening nice

bu yüzden şu anda saat 9:00'u 10 geçe sadece sizsiniz, bu nedenle akşam

to watch your late English show Thanks good morning good morning good morning

geç saatlerde İngilizce şovunuzu izlemek hala güzel Teşekkürler günaydın günaydın size günaydın

to you all you can say it anytime it's ten minutes past midnight in the morning

hepiniz istediğiniz zaman söyleyebilirsiniz Birleşik Krallık'ta izleyenler için sabah gece yarısını on dakika geçiyor

to those who are watching in the UK yeah yeah definitely so let mr. Steve in a

evet evet kesinlikle öyle olsun bay. Steve

good mood otherwise he will lose his temper yes iiiiii I think I should keep

iyi bir ruh halinde, aksi takdirde sinirlenir evet iiiiii Sanırım

hold of my phone because my phone works perfectly but I think if mr. Steve

telefonumu elimde tutmalıyım çünkü telefonum mükemmel çalışıyor ama sanırım eğer mr. Steve

starts hitting it I think maybe it will stop working that makes me angry mr.

ona vurmaya başlar, sanırım bu beni kızdıran çalışmayı bırakacaktır Bay.

Jenkin you wouldn't like me when I'm angry

Jenkin, kızdığımda benden hoşlanmazsın,

why not that's just a line from The Incredible is it the Incredible Hulk I

neden bu The Incredible'dan bir replik değil, o Incredible Hulk mu?

don't know you're telling me yeah I'm sure it is that that doesn't David

banister or David Banner David banister say David Banner

veya David Banner David banister David Banner

doesn't he say yeah to somebody cuz when he turns into the Hulk he gets very

birine evet demiyor mu çünkü Hulk'a dönüştüğünde çok

angry doesn't he so he says yeah don't make me angry

kızıyor değil mi bu yüzden evet diyor beni kızdırma

you wouldn't like me when I'm angry oh I see there was a TV show a TV version of

beni kızdırma ben ben' Kızgınım oh, görüyorum ki 1970'lerde The Incredible Hulk'un bir TV versiyonu vardı, bu

The Incredible Hulk which was around in the 1970s so yes you are right the

yüzden evet haklısın diyen

person who said - I'm right - already said I'm right I didn't say your ass I

kişi - Haklıyım - zaten haklı olduğumu söyledi Ben seninkini söylemedim eşek

was talking to someone out there who said we are a couple of old farts I said

orda biriyle konuşuyordum bizim iki moruk olduğumuzu söyledi

they are wrong he said I'm right is it your right I was pointing outwards I was

yanılıyorlar dedim ben haklıyım

pointing out to you - bland you said your right

dedi bu senin hakkın mı

oh that must have been so difficult it was very easy as I wasn't talking to you

çok zor olmalı çok kolaydı çünkü seninle konuşmadım bu

so yes the Incredible Hulk and it was always that sad bit of music at the end

yüzden evet Incredible Hulk ve o uzaklaşırken sonunda hep o hüzünlü müzik vardı

when he walked away

sound music it was always this little bit of sad music that they played it I

sesli müzik hep bu biraz hüzünlü müzikti çalıyorlardı

can't remember the music now how it went at the end it was always that same piece

müziği şimdi hatırlayamıyorum sonunda nasıldı hep aynı

of music that piano music at the end when when David Banner was walking away

müzik parçasıydı o sondaki piyano müziği David Banner'ın

with his clothes all shredded yes what what always bothered me about the

kıyafetleri parçalanmış halde uzaklaşırken evet beni her zaman rahatsız eden şey neydi

Incredible Hulk is when when he turned into the Hulk how come his trousers

Incredible Hulk, Hulk'a dönüştüğünde, nasıl oldu da pantolonu

stayed on perfectly they just became smaller and shorter but they didn't rip

mükemmel bir şekilde kaldı, sadece küçüldü ve kısaldı ama yırtılmadılar

but they should have because his shirt ripped but his trousers just went very

ama yapmaları gerekirdi çünkü gömleği yırtılmıştı ama pantolonu çok

tight yeah that's impossible that's and he see the size of his legs on that Hulk

dardı evet bu imkansız bu ve o Hulk görünümünde bacaklarının büyüklüğünü görüyor,

look if that was so Bill Bixby the actor who played David Banner must have had a

eğer öyleyse, David Banner'ı oynayan aktör Bill Bixby'nin

pair of massive flares on the size of the size of sailboat boat sails but it

yelkenli tekne yelkenleri boyutunda bir çift devasa işaret fişeği olması gerekirdi ama on

was that was it in the nineteen seventies yes it was but even if he

dokuzda öyleydi. yetmişler evet öyleydi ama buna değmese bile

wasn't worth it wasn't really wearing flares that that's a really huge problem

gerçekten işaret fişekleri takmıyordu ki bu Incredible Hulk ile gerçekten büyük bir sorun,

with the Incredible Hulk I will give me apart from the fact that there's a great

as a green man walking rap yes apart from the fact that he keeps turning into

yeşil bir adam yürüyen rap kadar harika bir şey olduğu gerçeği dışında bana vereceğim evet dışında sürekli

a big giant green creature that's also a problem I think the trousers not being

büyük yeşil dev bir yaratığa dönüşmesi de bir sorun bence pantolonun

quite right is the least of the problems with that show Larry we've lost another

tam oturmaması o şovdaki sorunların en küçüğü Larry bir

one la reef is going by Miley we go good morning good morning good morning good

tane daha kaybettik la resif miley tarafından gidiyor gidiyoruz günaydın günaydın günaydın iyi

night whoo mr. Duncan and mr. Steve your

geceler whoo bay Duncan ve Mr. Steve

accent is so clear I really got confused when I heard the Londoners and to there

aksanın çok net Londralılar'ı duyunca gerçekten kafam karıştı ve orada

suffer with the letter T yes letter T yeah gotcha oh yeah this is chap it's

T harfiyle acı çekiyor evet T harfi evet yakaladım oh evet bu adam bu

like check gotcha yeah all right all right meow uh meow treacle oh right oh I

kontrol yakaladım evet tamam pekala pekala miyav uh miyav pekmez oh doğru oh ben

come from Landon I come from the old land and I got it I gotta go

Landon'dan gel Eski diyardan geliyorum ve anladım

back home to her indoors the old trouble in strife mr. Steve is gonna go up the

eve geri dönmeliyim ona içeride eski bela çekişme içinde bay. Steve

old apple and pears stairs he's in a right two and eight...he's in a right state David

eski elma ve armut merdivenlerinden yukarı çıkacak sağda iki ve sekizde... o doğru durumda David

Banner yes that was David Banner from the

Banner evet bu Incredible Hulk'tan David Banner'dı

Incredible Hulk and and I don't know how but his trousers never ripped whenever

ve nasıl olduğunu bilmiyorum ama pantolonu hiç yırtılmadı Ne zaman

he changed into the Hulk his trousers would stay on with they should fly off as

Hulk'a dönüşse pantolonu üzerinde kalıyordu, onlar da uçup gitmeliydi

well in fact the Hulk let's let's be honest here the Hulk

aslında Hulk hadi dürüst olalım burada Hulk

should be running around stark naked he should there should be this giant green

çırılçıplak dolaşıyor olmalı o etrafta koşan bu dev yeşil çıplak yaratık olmalı

naked creature running around they always get it wrong because his trousers

her zaman alırlar yanlış çünkü pantolonu

don't rip they just stay perfectly all right with with a little bit of tearing

yırtılmıyor, sadece mükemmel bir şekilde duruyorlar ve sonunda biraz yırtılma var, Bannister

at the end when I said the name Bannister

adını söylediğimde

I was ago of course thinking of Roger Bannister who was the first man to run

elbette daha önce, bir mili koşan ilk adam olan Roger Bannister'ı düşünüyordum.

the mile in under four minutes who sadly died the other day yes yes one of our

geçen gün ne yazık ki ölen dört dakikanın altında evet evet

sporting heroes I didn't know that Roger Bannister was also a scientist was he

spor kahramanlarımızdan biri Roger Bannister'ın da bir bilim adamı olduğunu bilmiyordum

yes people would say this man to run a mile in under four minutes an interest

evet insanlar bu adamın bir mili dört dakikanın altında koştuğunu söylerdi

in science that's eighty something that's unusual because they're athletes don't

bilime olan ilgisi seksen atlet oldukları için alışılmadık bir şey,

usually live to long ages wasn't he I think he was about 88 I want to say

genellikle uzun süre yaşamazlar, sanırım 88 yaşındaydı.

something like that maybe he's used his scientific knowledge to cadence keep

himself alive to such a great age oh he just kept healthy might have done hmm he

sadece sağlıklı tutmuş olabilirdi hmm

was running away from death well sadly eventually it caught up with him like it does to

ölümden kaçıyordu ne yazık ki sonunda ona yetişti sanki hepimize olduğu gibi

all of us

what a depressing man I'm just speaking the truth it's already 1:00 a.m. good

ne iç karartıcı bir adam sadece doğruyu söylüyorum saat çoktan gece 1:00 günaydın

morning it's a wrong a.m. yes it's one o'clock in the morning in France so

bu bir sabah yanlış evet Fransa'da saat sabahın biri yani

actually it's now one it's coming up to 120 20 past 1:00 in the morning tomorrow

aslında şimdi bir saat 120'ye geliyor 20 yarın sabah 1:00'i geçiyor

everyone from works watching I think how is he gonna do a good day's work with

herkes işten izliyor sanırım sadece altı ile nasıl iyi bir iş günü geçirecek

only six hours sleep yes well I've got I've got all of these now on the verbs

saat uyku evet pekala bende bunların hepsi var şimdi

to read look there's another one here you really want any more of these do you

okunacak fiillerde var bak burada bir tane daha var gerçekten bunlardan daha fazlasını istiyor musun

want some more look design a design so the way something has been created is

biraz daha bak tasarım tasarım yani bir şeyin yaratılma şekli

design as a noun but also the action of creating something is design so oh I

Bir isim olarak tasarım ama aynı zamanda bir şey yaratma eylemi tasarımdır, bu yüzden oh

like that design I am going to design a new studio set or I'm going to design a

bu tasarımı beğendim Yeni bir stüdyo seti tasarlayacağım ya da

new t-shirt so you design something or I'm going to design a new website so

yeni bir tişört tasarlayacağım, böylece sen bir şey tasarlayacaksın ya da ben yapacağım yeni bir web sitesi tasarlayın, böylece

design can be a noun or a verb shouldn't throw your creations away hey mr. Duncan

tasarım bir isim veya fiil olabilir, kreasyonlarınızı çöpe atmamalı hey bayım. Duncan

I am going to go to bed and I'm going to get ready for their because I'm very

ben yatacağım ve onlar için hazırlanacağım çünkü çok

tired and I've got work in the morning unlike some of us sister Steve before

yorgunum ve bazılarımızın aksine sabah işim var Steve abla

you go yes before you go can can you can you give us can you give us your girls

gitmeden önce evet gitmeden önce yapabilir misin yapabilir misin bize verir misin bize kızlarını verir misin

Inger from Sunday bazinga did anyone see last Sunday what was

Sunday bazinga'dan Inger geçen Pazar günü neler olduğunu gören oldu mu

going on last Sunday mr. Steve was was trying to be also all street and hip and

bay. Steve aynı zamanda tamamen sokak, havalı ve havalı olmaya çalışıyordu,

and cool he was hanging out with the urban people but can you just do it

şehirli insanlarla takılıyordu ama

before you go just do it make make sure your hands are visible the hands the

gitmeden önce yapabilir misin, sadece ellerinin görünür olduğundan emin ol eller

hands are the most important part of this I've been hanging out with my

eller en önemli kısımdır bundan kankalarımla takılıyorum

homies and we've been having a nice time we're and a few fags a few drinks and

ve iyi vakit geçiriyoruz biz ve birkaç [ __ ] birkaç içki ve

yeah zinger or zinger that all right no no it's definitely not alright no I

evet zinger veya zinger bu tamam hayır hayır kesinlikle iyi değil hayır

think you've you've contravened several international laws I think but this is

bence sen birkaç uluslararası yasayı çiğnedin sanırım ama

what happens when you invite me to do something like that

beni böyle bir şey yapmaya davet ettiğinde olan bu evet, kontrolden

yes I could go off the rails and say something I shouldn't do I don't think I

çıkıp yapmamam gereken bir şey söyleyebilirim

said anything wrong I don't know it's just the way you it was just the

Yanlış bir şey söylediğimi düşünmüyorum. Bunun senin gibi olduğunu bilmiyorum, tam da

way you built to it and then suddenly when zinger and I

senin inşa ettiğin gibiydi ve sonra aniden zinger ve ben hiç bir

thought I've never I've never seen or heard anyone of any race in any place I

yerde herhangi bir ırktan kimseyi görmediğimi veya duymadığımı düşündüm.

read it somewhere ever saying it somewhere ever they've never said zinger

hiç zinger demediler mi

can you use the word homie is that a word you can use yes you can you can use

homie kelimesini kullanabilir misin kullanabileceğiniz bir kelime

homie but I think it depends on what the situation is and the context and the

context definitely I think us using it might sound a little offensive really

kulağa biraz saldırgan geliyor gerçekten

yes was anyone offended by that if they are

evet bundan rahatsız olan olduysa eğer öyleyse özür dilerim

I apologise so just about sometimes words I don't even know what it means

yani hemen hemen bazen kelimelerin ne anlama geldiğini bile bilmiyorum

sometimes words well it's just like brother brother so like in the 70s I

bazen kelimeler iyi tıpkı abi kardeş gibi 70'lerde olduğu gibi ben

what I'm trying to say there is it's often used in the black community now I

ne yapmaya çalışıyorum siyah toplulukta sık sık kullanıldığını söyle artık

have no problem talking about these things but a lot of people do in this

bu tür şeyler hakkında konuşmakta bir sorunum yok ama bu gün ve çağda pek çok insan kullanıyor bu

day and age so certain words are used in certain situations but of course certain

yüzden belirli kelimeler belirli durumlarda kullanılıyor ama elbette belirli

words should not be used in certain situations oh my goodness I'm really

kelimeler belirli durumlarda kullanılmamalı aman tanrım, gerçekten

digging this hole now I'm digging such a big hole but no one's going to bed yes

bu çukuru kazıyorum şimdi çok büyük bir çukur kazıyorum ama kimse yatmayacak evet evet

yes I think it's time to wrap up for the show well you can say on as long as you

sanırım şovu bitirmenin zamanı geldi peki sen istediğin kadar devam edebilirsin ben

like I don't know how long I've been on for how long have I been on it feels

yok' ne kadar süredir kullandığımı bilmiyorum ne kadar süredir kullandığımı söyleyeceğim

like I would say feels like forever I'm falling asleep standing up that's the

gibi hissettiriyor sonsuza dek ayakta uyuyakalıyorum

problem with this you can't tell how long you've been on it doesn't actually

bunun sorunu bu ne kadar süredir kullandığını söyleyemezsin aslında

tell you it's very very annoying well I came in at half ten and I think you went

sana bunun çok çok sinir bozucu olduğunu söylemiyor ama on buçukta geldim ve sanırım saat

online around eleven o'clock so I think you've been on for about an hour and 20

on bir civarında çevrimiçi oldun bu yüzden sanırım yaklaşık bir saat 20

minutes it's always longer than it seems you know I I've made a very big decision

dakikadır açıksın her zaman göründüğünden daha uzun biliyorum çok büyük bir karar verdim

that I'm not going to watch the last Jedi

son jedi'ı izlemeyeceğim

I'm not going to view it I'm not going to put any money into the pockets of

onu ​​izlemeyeceğim

those people that made that abysmal terrible film has any why Oh trust me

o berbat korkunç filmi yapan insanların cebine hiç para koymayacağım herhangi bir nedeni var mı Oh inan bana

it's dreadful shall I tell you some of

korkunç

the terrible things that happen in the last

Jedi that make absolutely no sense no no okay then I will just say Mary Poppins

she's in it Mary Poppins is in the new Star Wars

film that's I don't believe it's it's true I wish in you I'm the one that's

Bu doğru olduğuna inanmıyorum Keşke sende

being the one that's just been out that was out just before Christmas Mary

Noel'den hemen önce çıkmış olan ben olsaydım Mary

Poppins is in the new Star Wars film I'm not joking that can't be true it's true

Poppins yeni Star Wars filminde Şaka yapmıyorum bu olamaz doğru mu doğru

look let's just see if anyone says is she a Jedi Knight yeah actually you're

bakın bakalım birisi onun bir Jedi Şövalyesi olup olmadığını söylüyor mu evet aslında

not far wrong there but yes yes yes what, do they go back in time or

orada çok da yanılmıyorsunuz ama evet evet evet ne , zamanda geriye mi gidiyorlar yoksa başka bir

something mr. Duncan can you put your cap in the backside what I don't think

şey mi bayım? Duncan şapkanı arka tarafa koyabilir misin

it will fit inside I don't think will fit when you say you want you want me to

içine sığmayacağını düşündüğüm şeyin sığacağını düşünmüyorum şapkamı arkaya koymamı istediğini söylediğinde,

put my hat in the backside do you mean you want me to turn my cap around because putting

dönmemi mi istiyorsun? çünkü

it in the backside is something very different very different indeed what

arka tarafa koymak çok farklı çok farklı bir şey gerçekten ne

does it mean parting is such sweet sorrow that I shall say good night till

demek ayrılmak öyle tatlı bir hüzün ki yarına kadar iyi geceler diyeceğim

it be morrow it means I shall say good night now

şimdi iyi geceler diyeceğim anlamına gelecek bir

until the next time we meet which will probably be tomorrow

dahaki görüşmeye kadar muhtemelen yarın

or mr. Steve here we go mr. Steve what you mean mr. Steve is getting very urban

ya da bay. Steve başlıyoruz bayım. Steve ne demek istiyorsun Bay? Steve çok şehirli

trendy very urban trendy I have it like that

moda oluyor çok şehirli moda bende öyle

hi hiya hiya friends are we going out for drink see you later bye is that a

teenager or just a very very camp effeminate m an I'm not sure yeah see you

later Yale has me takes me home if I do that there we go I'm 20 years younger I

Yale beni eve götürüyor, eğer bunu yaparsam, 20 yaş daha gencim, şu anda izleyen

apologise to anyone under the age of 30 who is watching at the moment who

30 yaşının altındaki herkesten özür dilerim,

thought what the hell was that that was Steve's representation of a

bunun Steve'in

young person 45...20 what is that forty five plus twenty? forty five actually

45 yaşındaki genç bir insanı temsili olduğunu düşünen herkesten özür dilerim. ...20 bu kırk beş artı yirmi nedir? kırk beş aslında

that would be, that would be about right sixteen it's the lack of hair in

bu olurdu, bu yaklaşık on altı olurdu bu parçadaki saç eksikliği

this bit that gives it away I think mister mister Steve seems like he might

onu ele verir Bence bay bay Steve

be a hip-hop singer I wish you'd stop doing that Steve I think that should I

bir hip-hop şarkıcısı olabilir gibi görünüyor Keşke bunu yapmayı bıraksan Steve I öyle mi olmalı diye düşünüyorum öyle mi olmalı böyle mi olmalı

be it should it be like that or like that neither I think I'll just wear it like this from now on...yeah is this is this

ne de bundan sonra böyle giyeceğimi sanmıyorum...evet bu

really happening I've woken up now am I still asleep on

gerçekten oluyor mu şimdi uyandım hala uyuyor muyum

the bed dreaming this I'm dancing somebody said who's the best dancer

yatakta bunu hayal ediyorum dans ediyorum biri dedi ki en iyi dansçı kim

obviously it's me oh I'm going out tonight going dancing don't you mean

belli ki o benim oh bu gece dansa gidiyorum

this morning you going throw some shapes what does anyone know what Steve is

bu sabah bazı şekiller atacağını mı kastediyorsun Steve'in neden bahsettiğini kimse bilmiyor

talking about because I have absolutely no idea I'm exhausted

çünkü bende kesinlikle var hiçbir fikrim yok yorgunum ben

I'm going to bed mr. duncan I shall see you in the morning if I see someone in

yatacağım bay duncan sabah seni göreceğim gece rüyamda birini görürsem onu ​​mu rüyamda görüyorum

my dreams at night do I dream of him or do I dream with him you dream of them so

yoksa onunla mı rüya görüyorum sen onu rüyanda görüyorsun onu

you dream of them you are thinking of them so they are in your mind so you

düşünüyorsun onu düşünüyorsun o yüzden zihninde o yüzden sen

said that you dream of them don Gardini Oh Don gardenias is that you want sir

onları hayal ettiğinizi söyledi don Gardini Oh Don gardenias, efendim

some nice pleasant dreams and I by the sound of it yes well I had some lovely

bazı hoş hoş rüyalar istiyorsunuz ve ben bunun sesine göre evet,

pleasant dreams earlier I fell asleep on the bed tonight it's very rare that I do

daha önce bazı güzel hoş rüyalar gördüm Bu gece yatakta uyuyakaldım bunu çok nadir yaparım

that but I went to I just felt so tired and I lay down on the bed and the house

ama gittim kendimi çok yorgun hissettim ve yatağa uzandım ve ev

was quiet and I fell asleep for an hour and a half and and then I got up I came

sessizdi ve bir buçuk saat uyuyakaldım ve sonra kalktım

down here and prepared I thought oh great we can go on at ten o'clock and

buraya geldim ve hazırlandım düşündüm ah harika gidebiliriz saat onda ve

everything will be fine no test it properly because you know

her şey yoluna girecek doğru dürüst test etmeyin çünkü biliyorsunuz o gelmeden

he promised to have a rest before he comes on so when I tried to start the

önce dinleneceğine söz verdi bu yüzden

livestream it didn't work but at least we're here now

canlı yayını başlatmaya çalıştığımda işe yaramadı ama en azından şimdi buradayız

good night mr. Duncan good night and good night to everybody who's watching

iyi gece bey Duncan, Steve'in gidişini izleyen herkese iyi geceler ve iyi geceler,

Steve's going now I am see you Steve are you gonna be staying on for much longer

görüşürüz Steve, çok daha uzun süre kalacak mısınız, evet,

just a bit longer yes don't worry why would I worry good night good night

merak etmeyin, neden endişeleneyim, iyi geceler, iyi

sleep tight may the bedbugs not bite yes sleep tight why do we say sleep tight a

uykular, tahtakuruları olmasın lokma evet sıkı uyku neden sıkı uyku diyoruz

can of baked beans here yes oh yes someone someone asked me last week why I

burada bir kutu kuru fasulye evet oh evet biri bana geçen hafta sordu neden pahalı fasulyeden

said that there were 57 varieties when I talked about expensive beans and that's

bahsederken 57 çeşit var dediğimi ve

what I meant because this brand of beans can you see Heinz beans they always have

kastettiğim buydu çünkü bu fasulye markası Heinz çekirdeklerini görüyorsun

57 varieties on on the can although you can't see it very well because it's not

kutunun üzerinde her zaman 57 çeşit var ama çok iyi göremiyorsun çünkü

very very well written but it is there you should be able to see it hi-def

çok iyi yazılmamış ama orada yüksek çözünürlüklü

high-definition baby so yes that's what 57 varieties refers to so they're good

yüksek çözünürlüklü görebilmelisin bebeğim yani evet bu 57 çeşit ne demek yani onlar iyi

night bye Steve see you later sleep tight good

geceler hoşçakal Steve sonra görüşürüz iyi uykular günaydın tam da

morning I was about to say that good morning mr. Steve has gone shall we have

günaydın demek üzereydim bay. Steve gitti,

a couple of more maybe two more of the noun / verbs because that was the

birkaç isim / fiil daha alabilir miyiz, çünkü

reason why I was here tonight that was what I was going to do and and I haven't

bu gece burada olmamın nedeni buydu, yapacağım şey buydu ve ve

really done any of them I could always save them for Sunday yes I will save

gerçekten hiçbirini yapmadım, her zaman yapabilirdim onları Pazar gününe sakla evet

those for Sunday because of course I am back on Sunday from 2 p.m. UK time live

onları Pazar gününe saklayacağım çünkü tabii ki Pazar günü saat 14:00'ten sonra dönüyorum. İngiltere saati

on YouTube for two hours on Sunday oh yes two hours I'm here for on Sunday

Pazar günü YouTube'da iki saat canlı yayın oh evet iki saat Pazar günü buradayım ne

sadly there is no mr. Steve this Sunday because he is going to see his mummy

yazık ki bay yok. Steve bu Pazar çünkü annesini görecek

he's to see his mum so he won't be here I am

annesini görecek yani burada olmayacak ben

going to go as well I hope you've enjoyed this livestream I am going to

de gideceğim umarım bu canlı yayından keyif almışsınızdır

get some shut-eye shut-eye when we say shut-eye

biraz gözünüzü kapatacağım kapa çeneni dediğimizde

we mean sleep I'm going to get some shut-eye hmm should hi yes now you can

uyumayı kastediyoruz Biraz uyuyacağım hmm merhaba olmalı evet şimdi

say good-morning freely yes I can yes definitely

özgürce günaydın diyebilirsin evet yapabilirim evet kesinlikle

nap and 40 winks are synonyms yes they are very similar so when you have a nap

kestirebilirim ve 40 göz kırpma eşanlamlıdır evet çok benzerler bu yüzden siz kestir

or you have 40 winks that means you have a short sleep for a short period of time

ya da 40 kez göz kırp, bu kendini yenilemek için kısa bir süre için kısa bir uyku uyuduğun anlamına gelir

to refresh yourself okay I'm going now I have been here for a very long time

tamam şimdi gidiyorum çok uzun zamandır buradayım

I think round about oh I think maybe an hour in 20 minutes I've been here so I

düşünüyorum yaklaşık oh sanırım belki bir saat sonra 20 dakikadır buradayım,

hope you've enjoyed tonight's livestream and I will see you later

umarım bu akşamki canlı yayını beğenmişsinizdir, sonra görüşürüz ben bayım

this is mr. Duncan saying I will see you on Sunday from 2:00 p.m. UK time I hope

. Duncan Pazar günü saat 14:00'ten sonra görüşürüz diyor. İngiltere saati Umarım

you've enjoyed tonight's livestream apologies once again for the slight

bu akşamki canlı yayından keyif almışsınızdır ufak teknik sorunlar için bir kez daha özür dilerim

technical problems not my fault it was the software in my computer it did an

benim hatam değil bilgisayarımdaki yazılım bir

update and messed everything up Thank You mr. Duncan thanks for this show and

güncelleme yaptı ve her şeyi alt üst etti Teşekkürler bay. Duncan bu gösteri için teşekkürler ve mektubu çevirdiğinde aynı yüzle

what can we call one who left at the same face when he turns the letter I

ayrılan birine ne diyebiliriz,

don't know what that means you can say that a person is I think you mean

bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum, bir kişinin

two-faced so a person who smiles and then changes their face after the person

iki yüzlü olduğunu söyleyebilirsin, yani gülümseyen bir kişi ve sonra kişi gittikten sonra yüzünü değiştiriyor

has gone away you can see that they are two-faced so they have two faces I think

iki yüzlü olduklarını görebiliyorsunuz yani iki yüzlüler bence kastettiğin bu zaten

that's what you mean anyway thanks a lot mr. Duncan Thank You Sergio

çok teşekkürler bayım. Duncan Teşekkürler Sergio

thank you Bellary Sierra Thank You El man whom thank you very much to Fernando

teşekkürler Bellary Sierra Teşekkürler El dostum Fernando

Omar tsukete shaadi Rosa also who has that thank you very much as well

Omar tsukete shaadi Rosa'ya çok teşekkürler ayrıca buna sahip olan Rosa da çok

thanks for joining me tonight and I am going because it's now 12:30 yes it's

teşekkürler bu gece bana katıldığınız için teşekkürler ve gidiyorum çünkü şimdi 12:30 evet saat

12:30 in the morning this is mr. Duncan saying thanks for watching me tonight

Sabah 12:30 bu Mr. Duncan bu gece beni izlediğiniz için teşekkür ediyor

and I will see you on Sunday 2:00 p.m. UK time and of course do you know what's

ve Pazar 14:00'te görüşürüz. İngiltere zamanı ve tabii ki sırada ne olduğunu biliyor musunuz

coming next yes you do...

evet biliyorsunuz...

ta ta for now 8-)

şimdilik ta ta 8-)