Learn English - Listening - Live Chat - 17th June 2018 - Mr Duncan in England - Creepy Creatures !!!

football football in the World Cup is here football football pass me another beer

futbol dünya kupasında futbol burada futbol futbol bana bir bira daha uzat

football football playing on the pitch ball football losing's such a ****

futbol futbol sahada oynuyor top futbol kaybetmek öyle bir ****

hang on a second I don't even follow football

bir saniye ben futbolu takip etmiyorum bile

did you Oh guess what can you guess what is happening right

seni

now well besides mr. Duncan that's me

Bay dışında iyi şu anda oluyor. Duncan, bu benim

getting into a bit of a muddle do you ever think of something do you ever have

biraz kafamı karıştırıyor, hiç bir şey düşündün mü,

a really good idea and then suddenly at the last minute you decide that it isn't

gerçekten iyi bir fikrin var mı ve sonra aniden son dakikada bunun

such a good idea well that's exactly what is happening right now trust me

o kadar da iyi bir fikir olmadığına karar veriyorsun, pekala şu anda olan tam olarak bu güven bana

hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today are you okay

herkese merhaba bu bay Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

I hope so are you happy I really really hope so we are now live on YouTube but

umarım mutlusundur gerçekten gerçekten umarım yani şu anda YouTube'da canlı yayındayız ama

as usual there is a technical problem it's nothing to do with me it's nothing

her zamanki gibi teknik bir sorun var benimle ilgisi yok

to do with the computer it is just to do with technology in general so if you can

bilgisayarla ilgisi yok sadece genel olarak teknoloji ile ilgili, bu yüzden

just talk among yourselves for a few moments because I haven't got the live

kendi aranızda birkaç dakika konuşabilirseniz çünkü

chat on the screen and as you know the live chat is the most important part of

ekranda canlı sohbet yok ve bildiğiniz gibi canlı sohbet,

this actual thing without the live chat we have nothing so please excuse me for

canlı olmadan bu gerçek şeyin en önemli parçası sohbet hiçbir şeyimiz yok bu yüzden lütfen beni

a moment while I saw the live chat out on the screen because if we don't have

bir an için affedin, ekranda canlı sohbeti gördüm çünkü

the live chat then we have nothing so you know I think you know what I am

canlı sohbetimiz yoksa o zaman hiçbir şeyimiz yok yani bilirsiniz orada ne dediğimi anladığınızı düşünüyorum bu

saying out there so I'm just trying to get the live chat working this is not

yüzden ben Sadece canlı sohbeti çalıştırmaya çalışıyorum, bu

the greatest start to one of my live English streams but the problem is

canlı İngilizce yayınlarımdan biri için en iyi başlangıç ​​değil ama sorun şu ki

sometimes everything will reset itself and that's exactly what's happened at

bazen her şey kendini sıfırlıyor ve şu anda olan tam olarak bu, bu

the moment so unfortunately my lovely live stream is not working at the moment

yüzden ne yazık ki benim güzel canlı yayınım çalışmıyor şu an

because I have to operate it I have to open it up again and it takes such a

onu çalıştırmam gerekiyor çünkü tekrar açmam gerekiyor ve bunu

long time to do it I can't begin to tell you how much trouble it is to get this

yapmak çok uzun zaman alıyor Bunu başlatmanın ne kadar zahmetli olduğunu size anlatamam bu

started so I think now we have a live chat I hope so anyway I hope we now have

yüzden sanırım şimdi bir canlı yayınımız var. sohbet umarım öyledir her neyse umarım artık

the live chat if not I am in very very big trouble

canlı sohbete sahibiz yoksa başım çok çok büyük belada bu

so I need to do just a few things here just bear with me please this is what

yüzden burada sadece birkaç şey yapmam gerekiyor sadece bana katlanın lütfen benim

I'm doing normally this is what I'm doing normally when a diva me this is

yaptığım bu normalde yaptığım şey bu Normalde bir diva olduğumda bu

terrible this really is probably the the worst thing that has ever happened to me

korkunç bir şey bu gerçekten muhtemelen YouTube'da başıma gelen en kötü şey

on YouTube...is happening to me right now isn't that just absolutely fantastic

... şu anda başıma geliyor bu kesinlikle harika değil mi

I really do hope the live chat is working I'm staying calm I'm not going to lose

gerçekten umarım canlı sohbet iyidir çalışıyorum sakin kalıyorum

my cool let's get that live chat on the screen because we don't have it we don't

soğukkanlılığımı kaybetmeyeceğim hadi o canlı sohbeti ekrana alalım çünkü bizde yok çünkü

have a show that's why you see can you see how important the live chat is

bir şovumuz yok bu yüzden görüyorsun canlı sohbetin ne kadar önemli olduğunu görüyor musun

because if we don't have the live chat we have nothing it's true we have

çünkü canlı sohbetimiz yoksa hiçbir şeyimiz yok bu doğru kesinlikle

absolutely nothing so let's just see if we have the live chat now please come on

hiçbir şeyimiz yok o yüzden şimdi canlı sohbetimiz var mı görelim lütfen hadi lütfen

please work or else I'm going home oh wait a minute I am home that's no good

çalış yoksa eve gidiyorum oh bekle bir dakika evdeyim bu iyi değil

is it so I think that should be it I think we have the live chat do we I

yani bence öyle olmalı bence canlı sohbetimiz var mı

really hope so let's see if we have the live chat oh yes there it is oh my

gerçekten umarım canlı sohbetimiz var mı görelim oh evet işte öyle aman tanrım

goodness I can't begin to tell you how worried I got there my heart was

sana ne kadar endişeli anlatamam Oraya vardım kalbim

pounding away but now the live chat is working I'm sure later on that will

gümbür gümbür atıyordu ama şimdi canlı sohbet çalışıyor eminim daha sonra tekrarda

cause all sorts of problems with the replay but I'm hoping that it won't so

her türlü soruna yol açacaktır ama umarım öyle olmaz o yüzden

here we go hello good afternoon I hope you are well today how are you are you

işte başlıyoruz merhaba iyi günler umarım bugün iyisin nasılsın iyi misin

okay I hope so are you happy I hope so oh my goodness what a day I have had

umarım mutlusundur umarım öyledir aman allahım ne

such a busy day today getting everything prepared for this live stream we have a

kadar yoğun bir gün geçirdim bugün bu canlı yayın için her şeyi hazırladım

lot of things coming up today for those who have a very nervous disposition if

bugün önümüzde çok şey var çok gergin bir mizacı olanlar, eğer

you are a person who is easily scared then maybe today

kolayca korkan biriyseniz, o zaman belki bugün canlı yayını

isn't the day for you to be watching the livestream because I have something very

izleyeceğiniz gün değil çünkü

scary very creepy to show you later on it's true if you can't see the live chat

size daha sonra gösterecek çok korkutucu çok ürkütücü bir şeyim var. canlı sohbeti görmek için

you might have to refresh your page but I can assure you that the live chat is

sayfanızı yenilemeniz gerekebilir ama sizi temin ederim ki canlı sohbet

now working there it is the live chat is now on the screen but who was first

artık orada çalışıyor canlı sohbet artık ekranda ama ilk kimmiş bakalım

let's see shall we I wonder who was first on the live chat

bakalım ilk kimmiş merak ettim canlı sohbet

Julie gee Wow you are first but is it the first time that you've ever been

Julie gee Vay canına, ilksiniz ama ilk kez mi birinci oldunuz

first I'm not sure Belarus series here as well or by Dillo

Belarus dizisinin burada da olduğundan emin değilim veya Dillo tarafından

is here hello mr. Danko and hello from Lithuania from Vitas hello to you nice

burada merhaba bayım. Vitas'tan Litvanya'dan Danko ve merhaba merhaba, sizi

to see you back with us once again now I can chat with you Thank You Miko for

bir kez daha aramızda görmek güzel, şimdi sizinle sohbet edebiliyorum.

letting me know a slight problem there but nothing -

Orada küçük bir sorunu bana bildirdiğiniz için teşekkürler Miko, ama hiçbir şey -

nothing too serious Tomic asks why were you late what took

çok ciddi bir şey yok Tomic neden geç kaldığınızı soruyor ne oldu?

you so long well I've been arranging some things to

çok uzun zamandır size göstermek için bazı şeyler ayarlıyordum

show you today and all will be revealed later on everything will be revealed

ve her şey daha sonra açıklanacak her şey açıklanacak

hello mr. Duncan from India Thank You Nishant for saying hello to me today on

merhaba bayım. Hindistan'dan Duncan Bugün canlı yayında bana merhaba dediğin için teşekkürler Nishant

the livestream hello you're from India also Shivangi

merhaba sen Hindistan'dansın ayrıca Shivangi de

is here as well thank you very much for joining me squeeee internet I haven't

burada bana katıldığın için çok teşekkür ederim squeeee internet

seen you on here for a very long time hello mr. Duncan from Italy lift is

seni çok uzun zamandır burada görmüyorum merhaba Bay. İtalya asansöründen Duncan

lovely to see you you look very cute today I don't know

seni görmek çok güzel bugün çok tatlı görünüyorsun

what you mean by that I'm sure you're joking I'm pretty sure

Bununla ne demek istediğini anlamadım şaka yaptığına eminim

you are joking so it is the live chat and it is Sunday livestream yes the live

Şaka yaptığına oldukça eminim bu yüzden canlı sohbet ve bugün Pazar canlı yayın evet canlı

chat is on and everything is as it should be or is it

sohbet açık ve her şey olması gerektiği gibi mi yoksa

so a little bit later on we'll have some excerpts for my full English lessons

biraz sonra tam İngilizce derslerim için bazı alıntılar yapacağız

we'll be taking a look at words connected with rain and also words

yağmurla bağlantılı kelimelere ve ayrıca bağlantılı kelimelere bir göz atacağız

connected with can you guess we are going to talk about one of my most

favorite foods today with one of my full english excerpts so I hope you will

Bugün tam ingilizce alıntılarımdan biriyle en sevdiğim yiyeceklerden biri hakkında konuşacağımızı tahmin edebilir misiniz, bu yüzden umarım

enjoy that and of course coming up later on its mr. Steve get colder in here is

beğenirsiniz ve tabii ki daha sonra Mr. Steve burada daha da soğuyor,

it just me I think it's just you mr. Steve coming later on mr. Steve will be

sadece ben miyim, sanırım sadece sizsiniz bay. Steve daha sonra geliyor Bay. Steve

with us talking of very scary things I have something very scary to show you

bizimle çok korkunç şeylerden bahsedecek

later on shall we have a quick look I'm going to give you a sneak peak so this

is where we are going later on we are going into this room and we will be

oda ve

showing something to you in fact three things we will be showing a little bit

size bir şeyler göstereceğiz, aslında üç şey göstereceğiz, biraz sonra

later on after mr. Steve joins in we will be going into the dining room where

Mr. Steve katıldı, yemek odasına gideceğiz, burada

I have something prepared let's just say that we have some special guests staying

bir şeyler hazırladım, şu anda bizimle kalan bazı özel misafirlerimiz olduğunu söyleyelim,

with us at the moment some very unusual and some might say scary guests hmm so

bazıları çok sıra dışı ve bazıları korkunç misafirler diyebilir hmm, bu yüzden

that's all I'm saying for now you will find out more about that later on after

şimdilik söyleyeceklerim bu kadar bununla ilgili daha fazla bilgiyi

mr. Steve arrives oh I had to rescue a little bird the other night do you want

Mr. Steve geldi oh geçen gece küçük bir kuşu kurtarmak zorunda kaldım

to see it here is the little bird that I had to rescue now this little bird is a

onu ​​burada görmek ister misin kurtarmak zorunda olduğum küçük kuş şimdi bu küçük kuş

great tit but it is a little chick and it had just flown from the nest for the

harika bir baştankara ama küçük bir civciv ve az önce uçmuştu.

first time so and and sadly it flew into the window it smashed into the

ilk kez yuva yaptı ve ne yazık ki pencereye uçtu pencereye çarptı

window and it knocked itself out it was actually unconscious for a few moments

ve kendini yere devirdi aslında birkaç dakika baygın haldeydi

but then I went outside and gave it a little bit of care and attention and a

ama sonra dışarı çıktım ve ona biraz ilgi ve dikkat gösterdim ve

few moments later it woke up there it is oh look there it is so that is an actual

birkaç dakikalar sonra uyandı orada işte oh bak işte orada yani bu gerçek bir

baby great tit a baby great tit which had just left the nest for the first

yavru büyük baştankara yuvadan ilk kez çıkmış bir yavru büyük baştankara

time and there it is sitting outside my house looking a little bit confused

ve işte evimin dışında oturuyor ve biraz kafası karışmış görünüyor

because that moment you are witnessing is its first ever moment out of the nest

çünkü bu şahit olduğunuz an yuvadan ilk çıktığı an

there is a nest in my garden with some great tits and there is one of the

bahçemde harika memeli bir yuva var ve civcivlerden biri var

chicks but sadly it decided to fly into my window now I have some good news

ama ne yazık ki pencereme uçmaya karar verdi şimdi bu küçük kuş hakkında bazı iyi haberlerim var

about this little bird a few moments after filming it this particular bird

onu filme aldıktan birkaç dakika sonra bu özel kuş

flew away yes it did so it actually flew off and

uçup gitti evet uçtu yani gerçekten uçtu ve

now everything is okay because the parents were very nearby so they were

şimdi her şey yolunda çünkü ebeveynler çok yakındaydı bu yüzden

actually watching and they came later and they all flew off together so that

gerçekten izliyorlardı ve daha sonra geldiler ve hep birlikte uçup gittiler böylece o

particular story has a very happy ending which is very nice I don't know about

belirli hikaye çok mutlu bir son ki bu çok güzel

you but I love a happy ending I really do so the live chat is on oh we

sizi bilmem ama ben mutlu sonları seviyorum gerçekten çok seviyorum yani canlı sohbet açık oh

can see the daily is would you like to have a close look at the daily is in the

günlükleri görebiliriz günlüklere yakından bakmak ister misiniz

garden I will show you very quickly the daily is because they are coming along

Size çok hızlı bir şekilde günlük göstereceğim bahçe, çünkü

very nicely at the moment so let's have a look so the daily ax in the back

şu anda çok güzel ilerliyorlar, bu yüzden bir bakalım, arka bahçedeki günlük balta

garden is now coming into bloom look at that it's looking rather spectacular and

şimdi çiçek açmaya başlıyor, bakın, oldukça muhteşem görünüyor ve bir

let's have another look another angle so there it is mr. Steeves

tane daha alalım başka bir açıdan bakın, işte orada bay. Steeves

Dahlia is now coming into full bloom full bloom so that means all of the

Dahlia şimdi tam çiçek açmaya başlıyor yani bu, tüm

flowers are now opening out and they are showing off their beautiful colors this

çiçeklerin şimdi açıldığı ve güzel renklerini sergiledikleri anlamına gelir.

Dahlia is now in full bloom isn't that good we have a mystery idiom for you

today would you like to have a look at the mystery idiom there is one mystery

gizemli deyime bakmayı seviyorsan

idiom for you today just one and you have to guess what it is it is a

bugün senin için bir tane gizemli deyim var ve bunun ne olduğunu tahmin etmelisin bu

well-known expression in the English language all you have to do is tell me

İngilizcede iyi bilinen bir ifadedir tek yapman gereken bana

what it is and there it is what is the mystery idiom it is a well-known

ne olduğunu söylemen ve işte bu, gizemli deyim nedir, İngilizce dilinde iyi bilinen bir

expression in the English language I will give you the answer later on so

ifadedir Cevabını sonra vereceğim, bu yüzden

don't worry if you don't know what it is I will give you the answer later on in

ne olduğunu bilmiyorsan merak etme, cevabı sonra vereceğim

the program meanwhile it is live English on a Sunday it is just after 20 minutes

bu arada programda canlı İngilizce bir Pazar günü saat ikiyi 20 dakika geçiyor

past two o'clock yes we are live some people don't believe that I'm live but

evet canlı yayındayız bazı insanlar canlı olduğuma inanmıyor ama

it's true just to prove it here is the live chat so you are more than welcome

bu doğru sadece bunu kanıtlamak için burada canlı sohbet yani

to say hello on the live chat it's not a problem

canlı sohbette merhaba diyebilirsiniz sorun değil

Irene says you always ignore me mr. Duncan I am so sad now this is something

Irene beni her zaman görmezden geldiğinizi söylüyor bayım. Duncan, şimdi çok üzgünüm, bu

that many people say they say mr. Duncan you always ignore me I don't ignore

birçok insanın söylediği bir şey bayım. Duncan sen beni hep görmezden geliyorsun Ben

anyone sometimes I might miss your message on the live chat but I never

kimseyi görmezden gelmiyorum bazen canlı sohbetteki mesajını kaçırabilirim ama

ignore people unless of course they say something very rude or if they swear

tabii ki çok kaba bir şey söylemedikçe veya küfür etmedikçe insanları asla görmezden gelmem gizemli deyimle

thank you very much for your guesses on the mystery idiom Thank You Mac thank

ilgili tahminlerin için çok teşekkür ederim. Sen Mac teşekkür ederim

you Matt Kay Boone thank you also to abide illa Bella nitesh the test says oh

Matt Kay Boone ayrıca uyduğun için teşekkür ederim illa Bella nitesh test oh

what a very sweet bird oh yes I know I know I love nature very much a little

ne çok tatlı bir kuş diyor oh evet biliyorum doğayı çok sevdiğimi biliyorum

bit later on we are going to have a look at some nature I have some nature in the

biraz sonra doğaya bir göz atacağız Şu anda evde biraz doğallık var

house at this very moment would you like to have another look there it is

oraya bir kez daha bakmak ister misin, o yüzden

so later on we will be going into that room and we will be taking a very close

daha sonra o odaya gideceğiz ve burada kalan

look at some of our special guests that are staying here at the moment I wonder

bazı özel misafirlerimize çok yakından bakacağız. Şu anda

if you can guess what they are Jamelia says hello mr. Duncan hello

ne olduklarını tahmin edip edemeyeceğinizi merak ediyorum Jamelia merhaba bay diyor. Duncan merhaba

Jamelia nice to see you here on this Sunday afternoon maybe it's morning

Jamelia, seni bu pazar öğleden sonra burada görmek güzel, belki sabah,

where you are maybe it's evening I don't know because I'm not there how are you

neredesin belki akşam, bilmiyorum çünkü ben orada değilim,

today are you happy yes I'm SuperDuper happy Thank You Blue Thunder even though

bugün nasılsın, mutlu musun, evet Süper Duper mutluyum Teşekkürler Blue Thunder bile gerçi şu ana

I've had a very busy day so far Somalia is watching nor Callie nor calli

kadar çok yoğun bir gün geçirdim ne Somali izliyor ne Callie ne Calli

Ahmed says hello and greetings from Somalia hello to you as well also Bella

Ahmed merhaba diyor ve Somali'den selamlar size de merhaba Bella da

is here mr. Duncan are they mice are you going to show us some mice hmm well

burada bayım. Duncan onlar fare mi bize biraz fare gösterecek misin hmm peki çok

you're not far off there is a connection between the mice and the thing that I'm

uzakta değilsiniz fareler ile

showing you today so no they're not mice hello mr. Duncan how are you

bugün size gösterdiğim şey arasında bir bağlantı var yani hayır onlar fare değil merhaba bayım. Duncan nasılsın

seikar thank you very much for saying hello Shuhei says hello dear how are you

seikar merhaba dediğin için çok teşekkür ederim Shuhei merhaba diyor canım nasılsın

doing I'm doing all right thank you very much must not complain oh yes apparently

iyiyim çok teşekkür ederim şikayet etmemelisin oh evet görünüşe göre

it's Father's Day today so very happy Father's Day to everyone who is

bugün Babalar Günü bu yüzden kutlayan herkesin Babalar Günü çok mutlu

celebrating Father's Day today say hello to your dad

Babalar Günü bugün benden babanıza merhaba deyin

for me tell your dad mr. Duncan says hello

babanıza söyleyin efendim. Duncan merhaba

are they snakes asks Inigo maybe maybe not

yılanlar mı der Inigo'ya sorar belki

mmm here in Guatemala it is just after 7:25 in the morning 7:24 7:25 in the

mmm burada Guatemala'da sabah 7:25'ten hemen sonra 7:24 sabah 7:25

mornin says Elizabeth so it's very early where you are so a very good morning to

Elizabeth diyor bu yüzden bulunduğunuz yerde çok erken bu yüzden size çok günaydın

you Elizabeth so we are now going to take a look at

Elizabeth, şimdi

one of my live one of my full English lessons not live English that's what

benim canlı İngilizce derslerimden birine bir göz atacağız, canlı İngilizce değil,

we're doing there and this is an excerpt from one of my full English lessons and

orada yaptığımız şey bu ve bu, tam İngilizce derslerimden birinden bir alıntı ve

this is one where we talk all about a subject that we know very well here in

burada konuştuğumuz yer her şey burada Birleşik Krallık'ta çok iyi bildiğimiz bir konu hakkında

the UK a subject that we often talk about not only is it the weather but

sık sık konuştuğumuz bir konu sadece hava durumu değil,

it's also a particular type of weather

aynı zamanda belirli bir hava durumudur İngilizce'de zıt anlamlara sahip

there are many commonly confused words in English that have opposite meanings a

pek çok yaygın olarak karıştırılan kelime vardır.

good example being the words lend and borrow quite often the word borrow is

ödünç vermek ve ödünç almak kelimeleri oldukça sık ödünç

used instead of lend can you borrow me your pen of course the word used should

vermek yerine ödünç almak için kullanılır kalemini ödünç alabilir misin elbette kullanılan kelime ödünç

be lend as this word means to let someone have something of yours for a

verilmelidir çünkü bu kelime kısa bir süreliğine size ait bir şeye sahip olmak anlamına gelir

short time you give something to someone on the understanding that they give it

birisine bir şey vermek

back to you later you lend it to them on the other hand the word borrow means to

daha sonra size geri verecekleri anlayışı, siz onlara ödünç verirsiniz, öte yandan ödünç kelimesi

take something from a person for a short time you borrow it from them

bir kişiden bir şeyi kısa bir süre için almak anlamına gelir, onlardan ödünç alırsınız,

so lend is to give temporarily and borrow is to take temporarily lend

bu nedenle ödünç vermek geçici olarak vermek, ödünç almak geçici olarak almaktır. ödünç ver ödünç ödünç

borrow lend borrow

rain rain go away come back another day I don't know about you but sometimes I

yağmur yağmur git başka bir gün geri gel seni bilmem ama bazen

find rain to be a real pain a pain is an annoying thing you can feel actual pain

yağmuru gerçek bir acı olarak görüyorum ağrı can sıkıcı bir şeydir gerçek acıyı

or figurative pain if a person annoys you then you can say that that person is

veya mecazi acıyı hissedebilirsin eğer biri seni rahatsız ederse o zaman sen o kişinin

a pain something that causes inconvenience or disruption is a pain

bir acı olduğunu söyleyebilir rahatsızlığa veya aksamaya neden olan bir şey bir acıdır

something that is hard to do can be a pain a person or thing can be a pain in

yapılması zor bir şey bir acı olabilir bir kişi veya şey bir

the neck or a pain in the ass there are phrases connected to rain such as save

boyun ağrısı veya kıç ağrısı olabilir yağmurla bağlantılı ifadeler vardır

it for a rainy day which means to keep something back for when it is really

yağmurlu bir gün için saklamak, yani bir şeyi gerçekten

needed the thing in question is normally money then there is rain on my parade

ihtiyaç duyulduğu zaman için saklamak anlamına gelir, söz konusu şey normalde paradır, o zaman geçit törenimde yağmur yağar,

which means to spoil someone's enjoyment or create a moody atmosphere at a happy

bu da birinin keyfini kaçırmak veya mutlu bir zamanda karamsar bir atmosfer yaratmak anlamına gelir.

time I wonder if this rain will ever stop rain rain go away please come back

acaba bu yağmur yağmuru durduracak mı yağmur git lütfen

another day

başka bir gün geri dön

do-do-do-do-do it's a Sunday afternoon here in the UK but what time is it where

you are I don't know because I'm not there hey guess who's here now standing

orada değil hey tahmin edin şimdi burada kim var tam

right next to me at this very moment yes it's hello mr. Steve out there in the

şu anda yanımda duruyor evet merhaba bayım. Steve dışarda,

world of English that's here we are again twice in one week

İngilizce dünyasında, yine buradayız, yine bir haftada iki kez buradayız, sen burada

well I have you been here twice I'm not normally here twice in the week but I

iki kez bulundun, normalde haftada iki kez burada değilim ama

have been this week Wednesday and again today yes

bu hafta çarşamba ve yine bugün evet,

even though technically I this is something we were arguing about the

teknik olarak ben olsam da

other day is Sunday the end of the week or the start of the new week it's the

geçen gün tartıştığımız bir şey Pazar haftanın sonu mu yoksa yeni haftanın başlangıcı mı

start of the new week that's but I've always understood it to be no no Sunday

yeni haftanın başlangıcı ama ben her zaman hayır hayır Pazar haftanın son günü olduğunu anladım

is the last day of the week where did you get that from

bunu nereden aldın

well it isn't it true isn't it commonly known that Sunday is Sundays the same

peki doğru değil mi pazarın

day of the week as as Friday so we had Friday Saturday and Sunday so this is

cuma ile aynı gün olduğu yaygın olarak bilinmez mi yani bizde cuma cumartesi ve pazar vardı yani bu

the last day of the week tomorrow Monday is the start of the new week well I've

haftanın son günü yarın pazartesi

always been brought up to believe that Sunday was the start of the week so

Her zaman pazarın haftanın başlangıcı olduğuna inanarak yetiştirildim, bu yüzden

you're wrong mr. Duncan no just because you were told it doesn't mean it's true

yanılıyorsunuz bayım. Duncan hayır sadece sana söylendi diye bunun doğru olduğu anlamına gelmiyor pekala pazar günü

well it's because sunday is a religious day yes in the UK Saturday is normally

dini bir gün olduğu için evet Birleşik Krallık'ta Cumartesi normalde

seen as the beginning of the new week no it's the seventh day the seventh day

yeni haftanın başlangıcı olarak görülür hayır bugün yedinci gün yedinci gün

anyway it's the seventh day of the women starting up with the documents I'm not

zaten yedinci gün Belgelerle başlayan kadınların oranı

arguing and arguing it's just one of those things though isn't it

tartışmıyorum ve tartışmıyorum, bu sadece o şeylerden biri ama bu

it's one of those strains the viewers have to say yes so when is the final day

izleyicilerin evet demesi gereken zorlamalardan biri değil mi, yani haftanın son günü ne zaman

of the week is it Saturday I don't think Saturday is the last day of the week it

Cumartesi mi? cumartesinin haftanın son günü olduğunu düşünmeyin o

depends on what you call a week I mean it's a week as a seven-day period so do

sizin hafta dediğiniz şeye bağlı yani yedi günlük bir süre olarak bir hafta yani siz

you some people say it starts on a Sunday if you're working of course it

çalışıyorsanız pazar günü başlar mı diyorsunuz tabi ki

starts for you on a Monday but I think the start of the

sizin için bir Pazartesi günü başlıyor ama sanırım haftanın başlangıcı, her

week is I was always brought up to see tell that Sunday see I always remember

zaman o Pazar gününü anlatmak için yetiştirildim.

out of the week I was remember at school you know we studied religion the Bible

and things like that and it was always the seventh day the seventh day so the

her zaman yedinci gündü yedinci gün yani

seventh day is the Sabbath which is Sunday so that's that as far as I'm

yedinci gün Pazar olan Şabat yani bana göre

concerned maybe I'm wrong why did you bring this up suddenly I didn't know me

belki yanılıyorum neden birdenbire bunu gündeme getirdin beni tanımıyordum

we're going to talk about this mr. Duncan I could have looked it up there

biz bunun hakkında konuşacağım bay Duncan bakabilirdim

are many things that I'm going to talk about that I haven't told you about

konuşacağım pek çok şey var ama sana

well have you told people about oh no don't say anything yes not going to yes

bahsetmedim peki insanlara bahsettin mi oh hayır hiçbir şey söyleme evet olmayacak evet bizde var

we have we have the room guest there is a room and can you see there we have

bizde var oda misafiri bir oda var ve orada görebiliyor musunuz,

something hidden something hidden away but what is it or what are they I see

gizli bir şeyimiz var ama bu nedir ya da onlar nedir ben

what the camera can see what everybody else can see yes and there's a camera

kameranın görebildiğini diğer herkesin görebildiğini görüyorum evet ve

waiting there to spy into whatever is in those glass tank we've had some guesses

orada gözetlemek için bekleyen bir kamera var. o cam tankta bazı tahminler yaptık

someone said mice well yes no mice yes but there is a sort of connection

birisi fareler evet hayır fareler evet dedi ama elimizdekilerle fareler arasında bir tür bağlantı var

between what we have and mice yes I'll tell you a little bit later on so yes

evet size biraz sonra anlatacağım bu yüzden evet

something to keep you guessing and as I said earlier for those who are easily

tahmin yürütmenizi sağlayacak bir şey ve daha önce de söylediğim gibi, kolayca

scared or shocked or surprised you might want to look away when we reveal our

korkan, şoke olan veya şaşıranlar için, özel konuklarımızı açıkladığımızda başka tarafa bakmak isteyebilirsiniz, o

special guests so let's have a look guess all the way have we said where

yüzden bir göz atalım, baştan sona nereden geldiklerini söyledik mi, hayır evet hayır

they've all come all the way from not yes no no clear set we're saving

net bir ayar yok

everything how lovely everything a few people now were saying oh yes oh my oh

her şeyi kaydediyoruz her şey ne kadar güzel şimdi birkaç kişi söylüyordu oh evet oh benim oh oh

oh hello Lena Oh apparently Lena had a birthday last Friday so happy birthday

merhaba Lena Oh görünüşe göre Lena'nın geçen Cuma doğum günü vardı çok iyi ki doğdun mutlu

happy birthday to you don't sing that there's not copyright legacy I was

yıllar sana şarkı söyleme telif hakkı mirası yok

seeing happy birthday well apparently the the words are I think it's the words

Doğum günün kutlu olsun görüyordum, görünüşe göre sözler, bence sözler

are okay but the tune is still owned Warner Brothers what a world we live in

tamam ama melodi hala Warner Brothers'a ait, nasıl bir dünyada yaşıyoruz,

it's great to even sing happy birthday so this will be copyrighted so I think

doğum günün kutlu olsun şarkısını söylemek bile harika, bu yüzden bunun telif hakkı korunacak, bu yüzden bence sen

you have to be very careful if you sing the Happy Birthday song because I think

yapmalısın Doğum Günün Kutlu Olsun şarkısını söylerken çok dikkatli olun çünkü bence

the copyright is still held by someone so we have to be very careful what we're

telif hakkı hala birilerine ait bu yüzden Ukrayna'da ne yaptığımıza çok dikkat etmeliyiz

doing in the Ukraine we consider Sunday as the last day of the week so yes thank

Pazar gününü haftanın son günü olarak kabul ediyoruz bu yüzden evet

you Eugene and everyone watching in Ukraine yes Sunday the last day of the

teşekkürler Eugene ve Ukrayna'da izleyen herkes evet Pazar haftanın son günü

week but not everybody is saying that so people are saying that it's the first

ama herkes bunu söylemiyor bu yüzden insanlar bugünün

day of the week who's saying that well South Korea there su ji soo Jin is

haftanın ilk günü olduğunu söylüyor kim iyi Güney Kore orada su ji soo Jin

saying Sunday's the first day okay then so the seventh day was arrest according

Pazarın ilk gün olduğunu söylüyor tamam o zaman Carrodus mr'a göre yedinci gün tutuklandı

to Carrodus mr. strewed mr. steve do you have a green thumb I've got a green top

. savrulan bay steve yeşil baş parmağın var mı üstümde yeşil bir üst var

on I've got a green t-shirt on today but your green thumb yes if you say somebody

bugün yeşil bir tişörtüm var ama senin yeşil baş parmağın evet eğer birinin

has a green thumb it means that they are green fingers it means that they are

yeşil başparmağı olduğunu söylersen bu onların yeşil parmakları olduğu anlamına gelir

very good at gardening or they're very good at making plants grow if you've got

bahçıvanlıkta çok iyidirler veya bitkileri büyütmede çok iyidirler, eğer

green fingers or a green thumb normally people say that that means that you

yeşil parmaklarınız veya yeşil başparmağınız varsa normalde insanlar bunun yapabileceğiniz anlamına geldiğini söyler

could because some people plant put look after plants and they kill them whereas

çünkü bazı insanlar bitkilere bakar ve onları öldürürken

some people they used to think I read some of it if you touch a plant and

bazı insanlar bir bitkiye dokunursan ve

you're someone with green fingers it somehow puts energy into the plant and

yeşil parmaklı biriysen bir kısmını okuduğumu düşünürlerdi, bitkiye bir şekilde enerji verir ve

helps it grow mm-hmm so if you're a bit superstitious you might believe that if

büyümesine yardımcı olur mm-hmm yani biraz batıl inançlıysan buna inanabilirsin

you've got green fingers somehow you're putting energy into the plant and some

Yeşil parmaklarınız var bir şekilde bitkiye enerji veriyorsunuz ve

people with the wrong kind of energy that make plants die by touching them

yanlış türde enerjiye sahip bazı insanlar bitkilerin onlara dokunarak ölmesine neden oluyor

and I know people that if they get a plant it just dies it's usually because

ve insanlar tanıyorum ki bir bitki alırlarsa ölürler, bunun nedeni genellikle

they overwater it yes exactly houseplants I'm really not sure if it's

aşırı suladıkları için evet tam olarak ev bitkileri Bunun sihir olup olmadığından gerçekten emin değilim

magic no but I did read somewhere that you know maybe you've got some positive

hayır ama bir yerde okumuştum ki bitkilerle

energy that enables you to work with plants but it's probably just the way

çalışmanızı sağlayan pozitif bir enerjiniz olabilir ama muhtemelen

you look after them particularly houseplants as I said you shouldn't

onlara bakma şekliniz bu, özellikle dediğim gibi ev bitkilerine

overwater them because that will kill them you know they used to believe that

onları fazla sulamamalısın çünkü bu onları öldürür bilirsin

if you talked to your plants they would grow

eskiden bitkilerinle konuşursan

if you said hello hello planned hello how are you are you okay

merhaba dersen büyüyeceklerine inanırlardı merhaba merhaba planladım merhaba nasılsın iyi misin

you are such a lovely plant yes you are

sen çok güzel bir bitkisin evet sen

don't think that'll work you're not very good with plants are you mr. Duncan I'm

don Bunun işe yarayacağını düşünüyor musunuz, bitkilerle aranız pek iyi değil, değil mi bayım? Duncan,

not really interested in in gardening to be honest I don't like gardening mr.

bahçıvanlıkla pek ilgilenmiyorum, dürüst olmak gerekirse bahçıvanlığı sevmiyorum Bay.

Steve does most of the gardening I do very little by most he means 100% by

Steve bahçıvanlığın çoğunu yapıyor, ben çok az yapıyorum çoğu derken %100'ünü kastediyor,

most of it I mean all of it yes yes but I'll tell you something mr. Steve now

hepsini kastediyorum evet evet ama size bir şey söyleyeceğim bayım. Steve artık

can do the lawn he can mow the lawn very quickly I can whiz around in about 40

çimleri yapabiliyor o çok hızlı bir şekilde çimleri biçebiliyor Ben yaklaşık 40

half an hour 40 minutes it was my petrol powered mower yes

yarım saat 40 dakika içinde vızıldayarak dolaşabilirim o benim benzinli çim biçme makinemdi evet

you're very good doing the lawn maybe you can when you retire Steve perhaps

çimleri yapmakta çok iyisin belki emekli olduğunda yapabilirsin Steve belki

you can go around doing the neighbors lawns as well maybe you could make a

yapabilirsin etrafta dolaşıp komşuların çimleriyle de ilgilenebilirsin belki

little bit of money I'll charge them 25 pounds 25 pounds our lawn

biraz para kazanabilirsin Onlardan 25 pound alırım bizim çimlerimiz için 25 pound

no I don't want to be doing that because it's quite tough work being a gardener

hayır bunu yapmak istemiyorum çünkü bahçıvan olmak oldukça zor bir iş

it's very physical work and you've got to be very fit and I've only got enough

çok fiziksel bir iş ve çok formda olmalısın ve benim sadece

energy to do my own garden and you know what they say people do it like it's

kendi bahçemi yapmaya yetecek kadar enerjim var ve insanlar ne derler bilirsin bunu

some hairdressers and people if they've got a particular skill they they don't

bazı kuaförler gibi yapıyor ve insanlar belirli bir yetenekleri varsa, sahip değiller.

tend to do it very well to themselves if you if you good if you're a gardener the

bahçıvansanız, eve geldiğinizde

last thing you're going to want to do when you come home is your own garden

yapmak isteyeceğiniz son şey kendi bahçenizdir

because you've probably had enough of gardening all week what I was going to

çünkü muhtemelen bütün hafta yeterince bahçıvanlık yaptınız. Bunu diyecektim

say that but if you're a hairdresser you can't really cut your own hair no and

ama kuaförsen kendi saçını gerçekten kesemezsin hayır ve

imagine it's very difficult to cut your own hair if you're a hairdresser well

hayal et kendi saçını kesmek çok zor bir kuaförsen

you probably wouldn't want to cut say your children's hair or your wife's hair

muhtemelen kesmek istemezsin çocuk saçı ya da karınızın saçı

or your husband's because you've had enough of it you've been doing it all

ya da kocanızın saçı çünkü bıktınız çünkü bütün gün bunu yapıyorsunuz

day it's like me I do a lot of driving in my job because I'm in sales so when

sanki ben işim gereği çok araba kullanıyorum çünkü satıştayım bu yüzden

the weekend comes I don't want to drive I just want to put the car away and

hafta sonu geldiğinde yapmam 'sürmek istiyorum sadece arabayı kaldırıp

forget about it I've had another driving that's why Steve comes to join us on

unutmak istiyorum başka bir sürüş yaptım bu yüzden Steve arabaya

Sunday so he doesn't have to go in the car I had to go in the car yesterday oh

binmek zorunda kalmasın diye Pazar günü bize katılmaya geliyor ben arabaya binmek zorunda kaldım dün oh

why because I went to visit my mother Steve went to see his mummy I was here I

neden çünkü ben annemi ziyarete gittim Steve annesini görmeye gitti ben

was here all day yesterday airing the livestream a lot of things to

buradaydım dün bütün gün buradaydım canlı yayını yayınlarken halletmek için pek çok şey var

sort out let's just say there is something special coming very very soon

diyelim çok çok yakında özel bir şey geliyor diyelim

there it is in the other room we will be going in there we will be explaining

diğer odaya gireceğiz,

what they are where they've come from words relating to it or them mm-hmm and

ne olduklarını, onunla ilgili kelimelerden geldiklerini açıklayacağız ya da mm-hmm ve

I think we're going to create quite a stir mr. Duncan

sanırım epey heyecan yaratacağız bayım. Duncan,

well it certainly did the other night when you came back with them

geçen gece sen onlarla birlikte geri geldiğinde kesinlikle yaptı,

I shall yes I shall recount the story tell yes will Steve I came back and your

evet, hikayeyi anlatacağım, evet, anlatacağım, Steve geri geldim ve

reaction because I didn't tell you I was going to do this you did not tell me

tepkin, çünkü sana bunu yapacağımı söylemedim, sen bana söylemedin.

that you were going to do what you did oh there it is by the way the mystery

yaptığın şeyi yapacaktın oh işte bu arada gizemli

idiom today's mystery idiom for those who didn't catch it earlier so yes mr.

deyim bugünün gizemli deyimi daha önce anlamayanlar için yani evet bayım.

Steve came back on I think it was Thursday night very late and he said

Steve geri geldi Sanırım perşembe gecesi çok geç oldu ve bende

I've got something I bought something back I've brought it back I'm going to

bir şey var dedi geri bir şey aldım onu ​​geri getirdim

show you and he showed me and this will give you an idea of what it might be I

sana göstereceğim ve o bana gösterdi ve bu sana ne olduğu hakkında bir fikir verecek

screamed like a girl when I saw them he really did now I've got a friend who

onları gördüğümde bir kız gibi çığlık atmış olabilirim, gerçekten yaptı şimdi

I've known for over 30 years yeah and he likes to keep certain pets yes always

30 yılı aşkın süredir tanıdığım bir arkadaşım var evet ve bazı evcil hayvanları beslemeyi seviyor evet her zaman

has done that's it I was saying anything else and I yes but he's moving house and

yaptı bu kadar başka bir şey söylüyordum ve ben evet ama o evi taşıyor ve

wanted somebody to look after these let's call them pets pets for a few days

birinin bunlara bakmasını istedi hadi yeni evine taşınırken onlara birkaç günlüğüne evcil hayvanlar diyelim

while he moves into his new house and he asked me if I would look after them and

ve bana onlara bakıp bakmayacağımı sordu ve

at first I said no way and then I thought Oh mr. Duncan show on Sunday

önce olmaz dedim ve sonra ben Oh bay düşündüm. Pazar günü Duncan şovu

this would be wonderful so this is I brought them back so basically this is

bu harika olurdu, bu yüzden onları geri getirdim yani temelde bu

Steve's fault so I brought them back and mr. Duncan's

Steve'in hatası, bu yüzden onları geri getirdim ve bay. Duncan'ın

reaction was probably what you would expect but it wasn't it

tepkisi muhtemelen beklediğiniz gibi oldu ama bu

wasn't really what you you brought back it was the way you did it you didn't in

gerçekten geri getirdiğiniz şey değildi onu yapma şeklinizdi

this strange sort of don't say anything don't say anything don't panic don't

bu garip şekilde bir şey söyleme hiçbir şey söyleme Panik yapmayın,

panic when someone suddenly says that to you the first thing you do is start

biri aniden size yapacağınız ilk şeyin

panicking because if anyone ever tells you not to panic it normally means that

paniğe kapılmak olduğunu söylediğinde paniğe kapılmayın, çünkü eğer biri size paniğe kapılmamanızı söylerse, bu normalde paniğe kapılmak

you have a very good reason to actually panic so that's if anyone says calm down

için çok iyi bir nedeniniz olduğu anlamına gelir, yani biri sakin ol derse sakin ol,

calm down well they probably have a reason not to be calm and now that's

muhtemelen sakin olmamak için bir sebepleri var ve şimdi

what happened on Thursday night so Steve was was like you didn't seem like your

Perşembe gecesi olan buydu, bu yüzden Steve,

normal self the way you were trying to sort of prepare me for it so I got I got

beni buna hazırlamaya çalıştığın gibi normal bir halin gibi görünmüyordun, bu yüzden anladım

really anxious so of course when he suddenly went

Çok endişelendim tabi ki birden gidince

I brought these back have ice cream well I told you first and then yes I still

bunları geri getirdim dondurmalar iyi dedim önce sana dedim sonra evet hala

wasn't prepared from said no way no way yes anyway I don't I think that we

hazırlıklı değildim yok olmaz dedi evet nasılsa bence

should keep what our people has anybody guessed yeah let's have a look look at

tutmayalım bizimkiler ne tahmin etti evet canlı sohbete bir göz atalım

the live chat because I did scream like a girl you don't want them to escape no

çünkü bir kız gibi çığlık attım çünkü kaçmalarını istemezsin zaten bir

why no one has ever no one has ever made me scream like that but yes oh wait we

have some guesses anyway first of all let's go back a little bit

kaç tahminimiz var önce biraz geriye gidelim

did you study biology mr. Steve I did indeed yes mr. Steve mr. Stewie go

biyoloji okudunuz mu hocam Steve gerçekten yaptım evet bayım. steve bey Stewie go

Garlow yes I did study biology biological sciences to be

Garlow evet, biyoloji çalıştım biyoloji bilimleri daha

precise which is a slightly broader subject which takes in microbiology and

doğrusu mikrobiyoloji ve ekolojiyi içine alan biraz daha geniş bir konu

in ecology but yes biology I've always been very fascinated in that and I did

ama evet biyoloji bu konuda her zaman çok etkilenmişimdir ve

study it and hopefully she'll remember something about about it I wasn't really

çalıştım ve umarım bir şeyler hatırlar bu konuda

interested in animal biology so much as plant microbiology and biochemistry were

hayvan biyolojisi ile pek ilgilenmiyordum çünkü bitki mikrobiyolojisi ve biyokimyası

my sort of the areas and ecology areas I was interested in I think we should I

benim alanımdı ve ekoloji ilgimi çeken alanlardı sanırım

don't think we should wait much longer ug

daha fazla beklememiz gerektiğini düşünmüyorum ug

says snakes eat mice so I think they are snakes oh okay then hi mr. Duncan sorry

diyor yılanlar yer fareler bu yüzden bence onlar yılan oh tamam o zaman merhaba bayım. Duncan kusura bakma

I'm late I'm just back from my long holiday ts as being TS has been on

geç kaldım uzun tatilimden yeni döndüm ts olarak TS tatildeydi

holiday where did you go did you go somewhere nice I hope so

nereye gittin güzel bir yere gittin mi umarım

what is hidden in the glass asks dr. Abdul Kassim I nearly mispronouncing

camda saklı ne vardır diye sorar dr. Abdul Kassim Neredeyse Muhammed'i yanlış telaffuz ediyorum

Mohammed for sure let's call you let's call you doctor yes mr. Duncan I'm a

kesin sizi arayalım size doktor diyelim evet bayım. Duncan, ben bir

doctor of we'd like to know a doctor of English maybe maybe maybe he's here to

doktorum, bir İngiliz doktoru bilmek isteriz, belki belki

correct our English don't panic is inscribed on the Hitchhiker's Guide to

İngilizcemizi düzeltmek için buradadır, Panik yapmayın, Otostopçunun Galaksi Rehberi'nde yazılıdır,

the galaxy yes you are right but when if anyone ever says to you don't panic

evet haklısınız, ama eğer birisi şunu söylerse Panik yapmazsan

what's the first thing you do you start to panic because if anyone ever gives

ilk yaptığın şey ne olur paniğe kapılmaya başlarsın çünkü biri

you a reason not to panic if they are saying calm down don't panic

sana panik yapmaman için bir sebep verirse sakin ol diyorsa panik yapma panik

don't don't don't panic it means yeah you are probably going to about you are

yapma panik yapma bu evet sensin demektir Muhtemelen

about to panic I would say you didn't panic but you certainly reacted in the

paniklemek üzeresin Panik yapmadığını söyleyebilirim ama kesinlikle

way that you would expect the average person to react when presented with

ortalama bir insanın

these interesting unusual creatures well I'll tell you what Steve if you go into

bu ilginç olağandışı yaratıklar karşısında tepki vermesini bekleyeceği şekilde tepki verdin.

the room then and Sidney sit in the chair I'm a bit scared about that mr.

sonra odaya giriyorsunuz ve Sidney sandalyeye oturuyor, bu konuda biraz korkuyorum bayım.

Duncan so Steve first of all is going to go into the other room let me just get

Duncan yani Steve ilk önce diğer odaya gidecek önce

it on first of all so Steve is now going to go next door forgot to go near them

onu giyeyim o yüzden Steve şimdi yan odaya gidecek yanlarına gitmeyi unuttum

have I so you're going to sit down see you in a bit so Steve is now going into

yani sen oturacaksın içeri görüşürüz biraz, Steve şimdi

the other room there he goes the big question is can Steve hear me

diğer odaya gidiyor, orada büyük soru şu: Steve beni duyabiliyor mu,

I can hear you mr. Duncan okay you don't have to shout I can hear you Steve so so

sizi duyabiliyorum bayım. Duncan tamam bağırmana gerek yok seni duyabiliyorum Steve sen de öyle yani tahta parçasını alıp almaman

are you so I'm just wondering whether you should take away the piece of wood

gerektiğini merak ediyorum

okay that means I've got to get rather close to these furry friends

tamam bu tüylü arkadaşlara oldukça yaklaşmam gerektiği anlamına geliyor

shall we say okay oh all the way from Brazil okay

tamam mı tamam deyin ah ta Brezilya'dan tamam

and do you want me to reveal reveal it lying now oh oh my goodness so there you

ve ifşa etmemi ister misiniz şimdi ifşa et yalanı aman aman tanrım orada

can now see into the glass cases but what is inside so let's have a look

şimdi cam vitrinlerin içini görebilirsin ama içinde ne var yani bir

shall we let's have a look so bittle says is it a

bakalım bakalım mı bakalım bittle diyor ki bu bir

snake is it a snake no not a snake I could live with a snake I think actually

yılan mı bu bir yılan mı hayır yılan değil bir yılanla yaşayabilirim aslında

sue cat has quite a good answer there I was sooo cat is I think but from Brazil

dava kedisinin oldukça iyi bir cevabı var orada çok kediydim sanırım ama Brezilya'dan bu yüzden

so she's probably seen these in the wild yes I think so

muhtemelen bunları vahşi doğada gördü evet Sanırım öyle olduğunu düşünüyorum

so I think what's happening here is because because we said Brazil there are

çünkü

certain creatures that come from Brazil that aren't found in many other places

Brezilya'dan gelen ve başka yerlerde bulunmayan bazı yaratıklar olduğunu söylediğimiz

so we are now going to get very up close and personal with one of our little

için şimdi küçük misafirlerimizden biriyle çok yakın ve kişisel olacağız.

guests so Steve is now back on camera so Steve are you ready to reveal what we

Steve şimdi kameranın karşısına geçti Steve elimizdekileri açıklamaya hazır mısın

have and as you say it I am going to put the live camera onto one of them oh the

ve sen bunu söylerken canlı kamerayı onlardan birine koyacağım oh

suspense so one you have two three two one there you go

gerilim yani bir sende iki üç iki bir var işte

it's a tarantula we have actually got tarantulas in our living room survivors

bu bir tarantula aslında oturma odamızda tarantulalarımız var hayatta kalanlar

ladies and gentlemen we haven't good just got one we've got three and my

bayanlar ve baylar iyi değiliz sadece bir tane var elimizde üç tane var ve İngiltere'nin merkezindeki

friend who comes from Birmingham who lives near Birmingham which is in the

Birmingham yakınlarında yaşayan Birmingham'dan gelen arkadaşım

centre of the UK keeps these as pets in his house and has asked me to look after

bunları evcil hayvan olarak saklıyor evinde ve benden

them for a few days at first I said no way that I brought them back so that mr.

birkaç gün onlara bakmamı istedi ilk başta mümkün değil dedim onları geri getirdim o yüzden bay.

Duncan would have something to show on Sunday and they are alive should I cap

Duncan'ın Pazar günü gösterecek bir şeyi olacaktı ve

the glass and see if it'll move mr. Duncan I'd rather you didn't the

camı kapatıp hareket edip etmeyeceğini görsem yaşıyorlar Bay. Duncan,

question is how secure of these lids because we don't want them to escape at

bu kapakların ne kadar güvenli olduğu sorusunu sormamanızı tercih ederim çünkü

any point during the live show mr. Duncan I'm sure if I it's definitely

canlı gösteri sırasında hiçbir noktada kaçmalarını istemiyoruz Bay. Duncan, eminim ki, eğer ben, kesinlikle

alive yes they are definitely alive they were moving around earlier on but what

yaşıyorsa, evet kesinlikle yaşıyorlar, daha önce hareket ediyorlardı ama

they do is that I've noticed yesterday when I when I put them there I noticed

yaptıkları şu ki, dün onları oraya koyduğumda

that they stay still for a very long time and then suddenly they'll start

çok uzun süre hareketsiz kaldıklarını fark ettim. ve sonra aniden

moving around but there are three of them and I've actually given them names

hareket etmeye başlayacaklar ama üç tane var ve ben onlara isim verdim,

so we're going to have a closer look now

bu yüzden daha yakından bakacağız şimdi

I'm now going to come into the room with mr. Steve I'm hoping this works because

ben şimdi Bay ile odaya geleceğim . Steve Bunun işe yarayacağını umuyorum çünkü

this is something we haven't even rehearsed we haven't really on my own

bu provasını bile yapmadığımız bir şey,

for these for much longer mr. doke don't worry you won't have to stay alone for

çok daha uzun süredir bunlar için gerçekten tek başımıza yapmadık Bay. doke merak etmeyin uzun süre yalnız kalmak zorunda kalmayacaksınız bu

long so for those who got it right yes they

yüzden doğru anlayanlar için evet onlar

are tarantulas but no ordinary tarantulas they are actually special

tarantulalar ama sıradan tarantulalar değiller aslında özel tarantulalar

tarantulas and they have a very special name steve has got some words and

ve çok özel bir isimleri var steve'in bazı kelimeleri ve

expressions to do with spiders and he will be telling that as what they are a

ifadeleri var örümceklerle yap ve biraz sonra onların ne olduğunu anlatacak

little bit later on yes he will are you enjoying it Steve

evet bundan zevk alıyor musun Steve kendimi

I feel a little vulnerable I'm glad there is a thick piece of glass between

biraz savunmasız hissediyorum onlarla aramda kalın bir cam parçası olduğu için memnunum etrafta

me and them they were moving around all over the place earlier it's probably

dolaşıyorlardı her yerde daha önce, muhtemelen

that during the day so they're probably resting but so currently they are from

gün boyunca, bu yüzden muhtemelen dinleniyorlar ama şu anda

Brazil I tell you what Steve would you like to see some video footage so here

Brezilya'danlar, Steve'in bazı video görüntüleri görmek istediğini size söylüyorum, işte dün

is some video footage that I filmed yesterday of these actual spiders so

çektiğim bazı video görüntüleri bunlar gerçek örümcekler bu yüzden

we're going to take a short break whilst we show you some lovely shots of

size özel misafirlerimizin bazı güzel fotoğraflarını gösterirken kısa bir ara vereceğiz aman tanrım aman tanrım

our special guests

my goodness oh my goodness I hope you enjoyed that did you enjoy that Steve

umarım beğenmişsinizdir bundan hoşlandınız mı Steve

yes I did Steve thought it might may have been a little bit boring but I

evet ben yaptım Steve biraz olabileceğini düşündü sıkıcı ama

don't think so I thought that was very interesting but we've got the live shot

sanmıyorum öyle olduğunu düşündüm çok ilginçti ama

as well of the spiders in the studio you know they say never work with children

stüdyodaki örümceklerin canlı çekimleri de var biliyorsunuz canlı yayın yapıyorsanız asla çocuklarla

or animals that's what they say if you are doing live TV anything live never

veya hayvanlarla çalışmayın derler canlı hiçbir şey

work with animals or children but the strange thing was this morning that that

hayvanlar veya çocuklar için asla işe yaramaz ama garip olan şu ki, bu sabah

one spider was wandering around all the time and then of course as soon as we

bir örümcek sürekli ortalıkta dolaşıyordu ve sonra tabii ki biz

started the live stream they all they all stopped moving one of them is

canlı yayına başlar başlamaz hepsi hareket etmeyi bıraktı biri

disappeared completely in and under his his little house so he's actually asleep

tamamen ortadan kayboldu. ve küçük evinin altında bu yüzden gerçekten uyuyor evet

yes somebody said it it is legal to to own tarantulas as pets you can in the UK

birisi tarantulalara evcil hayvan olarak sahip olmanın yasal olduğunu söyledi Birleşik Krallık'ta yapabilirsiniz onlar

they're not a bull stress yet again they're not ours I've borrowed these not

bir boğa stresi değiller yine bizim değiller Bunları ödünç aldım ödünç almadım yeni evine yerleşirken evi taşırken onlara bakmamı

borrowed them a friend that wanted me to look after them while he moves house

isteyen bir arkadaşım sonra

while he gets settled in his new house then he wants them back personally I

kişisel olarak onları geri istiyor Bundan

don't like it and I think they should be running around in the wild so I don't

hoşlanmıyorum ve bence vahşi doğada koşuşturmalılar, bu yüzden

think it's very nice to keep these as pets but that's what he wants to do so

sanmıyorum Bunları evcil hayvan olarak beslemek çok güzel ama onun yapmak istediği bu,

I'm just looking after them for him mr. Duncan's reaction when I brought them in

ben de onun için onlara bakıyorum Bay. Onları getirdiğimde Duncan'ın tepkisi

was typical because unless you've been really close to one of these giant

tipikti çünkü daha önce bu dev örümceklerden birine gerçekten yaklaşmadıysanız,

spiders before then you're probably going to be a little scared so yes I

o zaman muhtemelen biraz korkacaksınız, bu yüzden evet

don't want them and I can't wait for them to be gone and back into my friends

onları istemiyorum ve onları bekleyemem gitmeleri ve arkadaşlarımın

house so they're not ours our stress again they are not ours they don't

evine geri dönmeleri için bizim değiller yine bizim stresimiz onlar bizim değiller

belong to us and I don't agree with them being kept

bize ait değiller ve cam kafeslerde tutulmalarına katılmıyorum

in glass cages but anyway I agreed to look after them

ama yine de bakmayı kabul ettim. onlar

so here they are and they're there for you to see and I haven't we haven't fed

işte buradalar ve görmeniz için oradalar ve ben

them because apparently they don't need feeding that often they only need

onları beslemedik çünkü görünüşe göre beslenmeye ihtiyaçları yok, bu yüzden

feeding bats once every other month or something apparently yes so hopefully

yarasaları iki ayda bir beslemeye ihtiyaçları var ya da öyle bir şey görünüşe göre evet çok umarım

they won't need feeding while they're here because there be going back to my

buradayken beslenmeye ihtiyaçları olmayacak çünkü

friend's new house so it is that that's a natural live spider cam that is the

arkadaşımın yeni evine geri dönüş olacak, bu yüzden şu anda yemek odasındaki örümcek olan doğal bir canlı örümcek kamerası şu anda

spider at the moment in the dining room he's having a little sleep at the moment

biraz uyuyor.

and as you can see on the screen I've also put the the proper name of this

ve ekranda da görebileceğiniz gibi Brezilya'da bulunan bu özel tarantulanın doğru adını da koydum evet

particular tarantula found in Brazil yes as Steve mentioned earlier it is all the

Steve'in daha önce bahsettiği gibi ta

way from Brazil your friend keep lots of other things as

Brezilya'dan geliyor arkadaşınızın başka pek çok şeyi de

well doesn't he keep snakes sheep snakes and different snakes and these spiders

saklıyor değil mi? yılanlar koyun yılanları ve farklı yılanlar ve bu örümcekler

and he keeps them in his living room which is very interesting so they

ve onları oturma odasında tutuyor ki bu çok ilginç yani

actually they actually live with him in the house but we were students together

aslında evde onunla birlikte yaşıyorlar ama biz birlikte öğrenciydik

and he used to have them in his halls of residence where we used to live he used

ve onları bizim kaldığımız yurtlarda bulundururdu. yaşardı

to keep them in cages much to the annoyance of of all the other students

onları kafeslerde tutardı diğer tüm öğrencilerin canını sıkacak kadar

because I think they're a bit frightened of them actually we were staying

çünkü onlardan biraz korktuklarını düşünüyorum aslında

together in the same flat as students and one of them escaped one so we never

öğrencilerle aynı dairede kalıyorduk ve biri birinden kaçtı bu yüzden biz hiç

found it oh my because they can move pretty fast I believe we've had some

bulamadım aman tanrım çünkü oldukça hızlı hareket edebiliyorlar bazı sorularımız olduğuna inanıyorum bu yüzden

questions so let's just get get some questions answered first of all satury

önce bazı soruları yanıtlayalım satury hayır sorarlar zehirliler mi dokunabilir misin

no asks are they poisonous can you touch them they will bite you won't know about

onlara dokunabilir misin ısırırlar seni bilmezsin

didn't you say you look this some tarantulas when you see sometimes on the

Bazen televizyonda insanların kollarında yürüdüklerini gördüğünüzde buna bazı tarantulalara baktığınızı söylüyorsunuz

television they're walking at people's arms but I don't think these there are

ama bunların

all sorts of different tarantulas and I believe these are not the ones that you

her türden farklı tarantulalar olduğunu düşünmüyorum ve bunların giyeceğiniz tarantulalar olmadığına inanıyorum.

would put on your arm yes in fact I read yesterday that there was a place selling

senin kolun evet aslında dün okudum bunları internette satan bir yer vardı

them on the Internet they said they are not for handling so

ellemek için değil dediler o yüzden

you are not supposed to pick them up because they will give you a bite but

onları almamalısın çünkü seni ısırırlar ama

they aren't poisonous yes they'll just give you a really nasty bite but they

zehirli değiller evet onlar' sana gerçekten kötü bir ısırık vereceğim ama

won't kill you no but to be honest I don't really want to be bitten by a

seni öldürmeyecekler hayır ama dürüst olmak gerekirse bir örümcek tarafından ısırılmak istemiyorum

spider to be honest I might turn into spider-man or something but if there's a

dürüst olmak gerekirse örümcek adama falan dönüşebilirim ama bir

lump of radioactivity around at the same time hmm you turn into a has it moved

yumru olursa aynı anda etrafta radyoaktivite hmm dönüşüyorsun hareket ettirdi mi hala hareket etmesini beklediğimizden

I'm not sure we're still waiting for it to move so the sleep so this is our live

emin değilim bu yüzden bu bizim canlı

cam this is the live camera actually on just to prove that it's live if you stay

kameramız bu canlı kamera aslında canlı olduğunu kanıtlamak için açık

here Steve yes I will go into the other room and I will adjust the camera we

burada kalırsan Steve evet, diğer odaya gideceğim ve kamerayı ayarlayacağım,

will have a look at one of the other ones so just a moment just bear with me

diğerlerinden birine bakacağız, bu yüzden bir dakika bana katlanın

mr. Steve will keep you company I don't want to be left alone mr. Duncan in his

bay. Steve size eşlik edecek, yalnız kalmak istemiyorum Bay. Duncan'ın

own special way so let me just go next door and we'll see what is going on yes

kendi özel yöntemiyle o yüzden yan kapıya gideyim ve neler olup bittiğini görelim evet

Oh mr. Duncan's going next door he's going to prove that it's live although

Oh bay. Duncan yan tarafa gidiyor, canlı olduğunu kanıtlayacak ama

hopefully you already know that because I was sitting there by them earlier on

umarım bunu zaten biliyorsunuzdur çünkü daha önce yanlarında oturduğum için, gördüğünüz gibi

they've got as you can see they've got very hairy legs and apparently if you

bacakları çok kıllı ve görünüşe göre eğer alırsanız,

get if you get too close to them one of their defense mechanisms is to

siz de alırsanız onlara yakın savunma mekanizmalarından biri, bacaklarının

fire these are hairs off the off off the back of their legs into your face and I

arkasındaki bu tüyleri yüzünüze fırlatmaktır ve

think if you are a small animal you might find that a bit irritating so yes

bence eğer küçük bir hayvansanız, bunu biraz rahatsız edici bulabilirsiniz, bu yüzden evet

you don't want to get close to the my friend said if they get out they will

istemezsiniz. arkadaşıma yaklaşın eğer dışarı çıkarlarsa

run very fast into the corner of the room and under under a dark cupboard

odanın köşesine ve karanlık bir dolabın altına çok hızlı koşacaklarını

because they don't like big open spaces apparently they like they're a bit agro

çünkü büyük açık alanları sevmiyorlar görünüşe göre biraz tarım fobisi olduklarını seviyorlar

phobic these spiders which means that they don't like big spaces so they like

bu örümcekler yani büyük alanları sevmiyorlar yani

actually apparently they'd prefer to be kept in small cages like this but I

aslında görünüşe göre böyle küçük kafeslerde tutulmayı tercih edecekler ama ben

don't like it I think they should be free too

sevmiyorum bence onlar da

in the wild like all animals I don't like zoos either but my friend wants to

tüm hayvanlar gibi vahşi doğada özgür olmalılar ben sevmiyorum hayvanat bahçeleri gibi ama arkadaşım

keep them so that's up to him he knows my feelings on it and as

onları tutmak istiyor, bu yüzden bu ona bağlı, bu konudaki duygularımı biliyor ve

anybody has anybody watching got a pet spider or has anybody is anybody

izleyen herhangi birinin evcil bir örümceği var veya Brezilya'dan izleyen herhangi biri var

watching from Brazil Brazil or anywhere else in South America who has actually

Brezilya veya Güney Amerika'nın herhangi bir yerinde gerçekten

seen these tarantulas live we'd like to know if you've seen them actually in the

gören var mı? bu tarantulalar yaşıyor onları ülkenizde vahşi doğada gerçekten görüp görmediğinizi bilmek istiyoruz

wild in your country of course we don't get them here we don't get spiders that

tabii ki onları burada alamıyoruz Birleşik Krallık'ta o kadar büyük örümcekler alamıyoruz, bu

big in the UK which is about why most people are scared stiff of them if you

yüzden çoğu insan korkuyor

were to show that I told my mother yesterday I was keeping these spiders

Dün anneme bu örümcekleri sakladığımı söylediğimi gösterseydiniz,

and she was quite horrified look at that you wouldn't want to put your hand in

that glass cage mr. Duncan's focus see there those hairs apparently they can

o cam kafese elinizi sokmak istemezdiniz diye çok korkmuştu. Duncan'ın odak noktası orada o kılları görüyor, görünüşe göre

fire them off at you I hurl them toward you and they could stick in your eyes

onları sana fırlatabilirler, ben onları sana doğru fırlatırım ve gözlerine saplanabilirler

and they'll be very irritating mr. Duncan's given them names haven't you

ve çok sinir bozucu olacaklar, Mr. Duncan onlara isimler verdi, değil mi

mr. Duncan I have they have little names I've we have we have Boris Boris Boris

Bay? Duncan bende onların küçük isimleri var bende bende var elimizde Boris Boris Örümcek

the spider and the one in the middle that you can see now is called twitchy

örümcek var ve ortadaki şu anda görebildiğiniz twitchy

twitchy well though he's not very twitchy twitchy is somebody who suddenly

twitchy olarak adlandırılıyor ama çok seğirmiyor seğiriyor aniden hareket eden biri evet

moves yes well many selectively yes if they

pek çok seçici olarak evet

move a lot or move around a lot we can we can see that they are very twitchy

çok hareket ediyorlarsa veya çok dolaşıyorlarsa çok seğirdiklerini görebiliriz

you've got a twitch it means you suddenly move uncontrollably but this

seğirmeniz var bu aniden kontrolsüz hareket ettiğiniz anlamına gelir ama bu

one well then mr. Duncan calls him twitchy

iyi o zaman mr. Duncan ona seğiriyor diyor

he's not twitching very much he's staying very still i strange enough I

çok fazla seğirmiyor çok hareketsiz kalıyor yeterince tuhaf bence

think they've become more active at night because last night they were

geceleri daha aktif hale geldiler çünkü dün gece her

moving all over the place there is one inside there you can see all the web

yerde hareket ediyorlardı içeride bir tane var orada tüm ağı görebiliyorsun

that they've that they've spun all the white web where spiders all of course

ve örümceklerin elbette ağ ördüğü tüm beyaz ağları ördüklerini

spin webs and he's in there you can't see him he he or

ve o orada, onu göremiyorsunuz, o ya da

gee we don't know what the sex of these spiders are I don't know how you can

bu örümceklerin cinsiyetinin ne olduğunu bilmiyoruz, nasıl olduğunuzu bilmiyorum bugün izleyen

tell have we got any any biologists any animal biologists watching today maybe

herhangi bir biyolog var mı herhangi bir hayvan biyologu var mı

they can tell us how you can tell the sex of a spider because I have no idea

söyleyebilirler belki bize bir örümceğin cinsiyetini nasıl anlayabileceğinizi söyleyebilirler çünkü hiçbir fikrim yok

whatsoever we can't see very much they mr. Duncan I'm hoping in a moment we

çok fazla göremiyoruz baylar. Duncan, umarım birazdan yaparız,

will are you trying to entice the spider out of its lair just give me a moment

örümceği yuvasından çıkarmaya mı çalışıyorsun, bana bir saniye izin ver, bu

it's device which means that you're trying to encourage something to to come

bir şeyi saklandığı yerden çıkması için teşvik etmeye çalıştığın anlamına geliyor,

out of hiding yes as I said it's a good job there is a lot of glass between them

evet dediğim gibi bu bir aferin, aramızda çok fazla cam var

and us because I though they're more frightening to look at apparently than

çünkü görünüşe göre

they are in real life I mean if that was a I mean there are spiders much much

gerçek hayatta olduklarından daha korkutucu olduklarını düşünüyorum, demek istediğim bu bir olsaydı demek istediğim,

smaller than that like the black widow spider which is only about a couple of

kara dul gibi bundan çok daha küçük örümcekler var

centimeters across very small spider which we don't get in the UK but you do

İngiltere'de bulamadığımız ama

get in places like Australia the black widow spider is extremely poisonous one

Avustralya gibi yerlerde bulabileceğiniz çok küçük örümcek kara dul örümceği aşırı derecede zehirlidir, bir

bite is enough to kill you but and it's much much smaller than the tarantula

ısırık sizi öldürmeye yeter ama çok daha küçüktür tarantuladan

it's only about a couple of centimeters across

sadece birkaç santimetre çapında olduğuna

I believe whereas these are all probably about 12 centimeters across if not more

inanıyorum, oysa bunların hepsi muhtemelen yaklaşık 12 santimetre çapındadır, eğer bundan daha fazla değilse

than that and they're not poisonous but you wouldn't want them to bite you I

ve zehirli değiller ama sizi ısırmalarını istemezsiniz

think you'd need to take an antihistamine atomic says just ask them

bence ihtiyacınız olur bir antihistamin al atom der ki onlara sor

just ask are you a boy or a girl ah sue cat says the male has a little appendage

sadece erkek misin kız mısın diye sor

in the tip of their legs da which is a sexual organ right okay the tip of their

legs the male maybe we ought to have a look Ahmed said mr. Steve do you like

bir bakmalı Ahmed dedi mr. Steve

milk not sure why you're asking me that question I do

sütü sever misin neden bana bu soruyu sorduğundan emin değilim

do you mean cow's milk I hope you do I need those spiders mr. Duncan got

inek sütünü mü kastediyorsun umarım beğenirsin o örümceklere ihtiyacım var bay. Duncan'ın bacaklarının

strange little appendages on the tips of their legs not on their legs but at the

uçlarında tuhaf küçük uzantılar var, bacaklarında değil ama

back they have aa it's something on the legs are Belarusian says that when she

arkalarında aa bacaklarında bir şey var Belaruslu,

was a child she went into her shed something dropped under a shoulder and

çocukken kulübesine girdiğini, omzunun altına bir şey düştüğünü ve arkasını döndüğünü söylüyor.

she turned round and there was a tarantula on her shoulder how

ve omzunda bir tarantula vardı ne kadar

frightening that must have been horrendous yes tarantulas Percy need a

korkutucuydu bu korkunç olmalı evet tarantulalar Percy'nin

warm environment they did well my friend Percy has a temperature-controlled room

sıcak bir ortama ihtiyacı var iyi yaptılar arkadaşım Percy'nin sıcaklık kontrollü bir odası var

he converted a garage he used to keep them in his living room and he used to

bir garajı dönüştürdü onları oturma odasında tutmak için kullandı ve kullandı kafeslerin veya tankların

have little heaters inside the inside the the cages or that or the tanks and

içinde küçük ısıtıcılara sahip olmak ve

he used to but now he has a special room which he keeps it at about 80 degrees

eskiden vardı ama şimdi yaklaşık 80 derecede tuttuğu özel bir odası var,

apparently they need humidity more than anything else as well they need to be

görünüşe göre neme her şeyden daha çok ihtiyaçları var, ayrıca

very moist they need a very high moisture atmosphere and so you have to

çok nemli olmaları gerekiyor. çok yüksek nemli bir atmosfere ihtiyaç duyarlar ve bu yüzden onları mutlu tutmak için

put lots of water inside them to keep them to keep them to keep them happy the

içlerine bol miktarda su koymalısınız

males are smaller than the females apparently and of course like all

görünüşe göre erkekler dişilerden daha küçüktür ve tabii ki tüm

spiders I would imagine that after they've mated the female will try to eat

örümcekler gibi onlar da öldükten sonra bunu hayal ederdim çiftleşti dişi onu yemeye çalışacak

him eat the male vitas says that you've given called one of the spiders after

erkek vitas senin verdiğini söylüyor örümceklerden birini

the Mayor of London Boris what Boris Johnson used to be the Mayor of London

Londra Belediye Başkanından sonra çağırdı Boris Johnson eskiden Londra Belediye Başkanıydı

he's not anymore he's now a minister in in the government he gave up being the

o artık değil o artık hükümette bakan

mayor of London a few years ago and now he's now what's his job he's can't

Londra belediye başkanı olmaktan birkaç yıl önce vazgeçti ve şimdi işi ne?

remember what job he's got quite a high up job he's a foreign secretary foreign

secretary yes Boris Johnson histor how mayor of London

- foreign secretary and I think he wants to be Prime Minister okay Steve and I've

ve bence o Başbakan olmak istiyor tamam Steve ve

got some nice words here look there's that there's a close-up so this is this

burada bazı güzel sözlerim var bak orada yakın çekim var yani bu

is sleepy sleepy yes that's a very apt name

uykulu uykulu evet bu çok uygun bir isim

so this one is asleep he's been asleep all day

yani bu uyuyor o hep uyuyordu gün

perhaps you should put put something over them now I think it's dark and

belki üzerlerine bir şey koymalısın şimdi sanırım hava karanlık ve

they'll wake up I've got some words associated with the spiders which I'd

uyanacaklar

like to share Chinese Dragon Boat Festival yesterday

apparently satury no says the females are always the worst imagine if that

En kötüsü, bunun

happened with humans that the females at the at the males humans if after they'd

insanlarda olup olmadığını hayal edin, eğer kadınlar erkeklerde

had sex imagine that you had to run away quickly because your girlfriend would

seks yaptıktan sonra, kız arkadaşınız

try to eat you of course there are worse things sometimes they want to marry you

sizi yemeye çalışacağı için hızla kaçmak zorunda olduğunuzu hayal edin, elbette bazen istedikleri daha kötü şeyler vardır. seninle

well that's a kind of kind of death that's a fate worse than death

iyi evlen bu bir tür ölüm, ölümden daha kötü bir kader bayım

mr. Duncan is trying desperately to get these spiders to move but of course they

. Duncan çaresizce bu örümcekleri hareket ettirmeye çalışıyor ama tabii ki şov

say in show business never work with children or animals because they never

dünyasında asla çocuklarla veya hayvanlarla çalışmayın çünkü asla sizin

do what you want them to do what are you doing mr. Duncan I can't leave you mr.

istediğiniz şeyi yapmıyorlar, siz ne yapıyorsunuz bayım? Duncan sizi bırakamam bayım.

day I think is he taking the lid off we don't want them to escape mr. Duncan get

gün bence kapağı kaldırıyor mu kaçmalarını istemiyoruz bay. Duncan

back here quickly oh there we go is doing another closed so you can't see it

çabuk buraya geri dön oh işte başka bir kapalı çekim yapıyoruz, bu yüzden

yet but he's going to put another close up that one's got quite vivid colors so

henüz göremiyorsunuz ama o, oldukça canlı renkleri olan başka bir yakın plan koyacak, bu yüzden

maybe that's the male hairs on those legs here we go

belki de bu bacaklardaki erkek kılları, işte başlıyoruz

and I'm talking about the spiders not you mr. Duncan look at that not sure

ve ben' Örümceklerden bahsediyorum siz değil bayım. Duncan şuna bak,

that we've got anybody watching if any it would move

izleyen kimsenin olup olmadığından emin değilim, eğer varsa, iyi hareket eder mi?

well spiders are arachnids if we're talking biology spiders come under the

class of animals called arachnids ara CH n ID arachnids which includes spiders

scorpions mites and ticks so Iraq knees are characterized by

Irak dizleri

having four pairs of legs so that's a they're in pairs so they've got eight

dört çift bacağa sahip olmakla karakterize edilir, yani çiftler halindedirler, yani sekiz

legs but they're in tears of two so they've got four pairs of legs and the

bacağa sahiptirler, ancak iki yırtık halindedirler, yani dört çift bacağa sahiptirler ve

body's divided into two regions insects of course have six legs and their body

vücut iki bölgeye ayrılmıştır böcekler tabii ki altı bacağa sahiptirler ve vücutları

is divided into three regions arachnids a part of the arthropods which is a

üç bölgeye bölünmüştür araknidler eklembacaklıların bir kısmıdır; bu,

class of animals in vertebrate animals which have segmented bodies and jointed

segmentli gövdeleri ve eklemli

appendages so the arthropods include the insects spiders crustaceans which are

uzantıları olan omurgalı hayvanlardaki bir hayvan sınıfıdır, bu nedenle eklembacaklılar böcekleri içerir örümcekler

the crabs and the lobsters and centipedes so arthropods a are th ROP

yengeçler ve ıstakozlar olan kabuklular ve çıyanlar yani eklembacaklılar a th ROP

ods arthropods are characterized by having they don't have a backbone so

ods eklembacaklıların özelliği, bir omurgaları olmamasıdır, bu nedenle

they have their skeleton is on the outside so instead of having bones on

iskeletleri dışarıdadır, bu nedenle

the inside like we do to support our bodies they have an exoskeleton which is

bizim vücudumuzu desteklemek için yaptığımız gibi kemikleri içeride olmak yerine, bir dış iskeletleri vardır.

a hard shell but we know we can eat and see a lobster or a crab has a hard shell

sert bir kabuktur ama bir ıstakozu veya yengeci yiyip görebildiğimizi biliyoruz, üzerinde sert bir kabuk vardır

over it of course spiders and all insects have this hard covering over

elbette örümcekler ve tüm böceklerin uzuvlarında kitinden yapılmış bu sert örtü vardır bu arada, bu arada

their limbs made of chitin by the way so that that hard shell on that spider is

o örümcek üzerindeki o sert kabuk

made of the same stuff that hair is made of a very hard

saçın çok sert bir

substance and so there we go arachnids and there are words associated

maddeden yapıldığı aynı maddeden yapılmıştır ve işte araknidlere gidiyoruz ve araknidlerle ilişkili kelimeler var

with arachnids you can imagine scorpions being related to spiders can't you mr.

akreplerin örümceklerle akraba olduğunu hayal edebilirsiniz, değil mi bayım.

Duncan you certainly can but but mites mites MIT ES mites are very small little

Duncan kesinlikle yapabilirsin ama akarlar akarlar MIT ES akarları çok küçüktürler, zar zor görebileceğiniz

they look like incredibly small spiders that you can barely see and they live in

inanılmaz derecede küçük örümcekler gibi görünürler ve

food and eat eat food and ticks of course ticks TI c ke s creatures that

yiyeceklerde yaşarlar ve yemek yerler ve keneler tabii ki keneler TI c keler

live in grass and if you go walking in long grass particularly in places like

çimenlerde yaşayan yaratıklar ve özellikle Almanya gibi yerlerde uzun çimlerde yürümeye giderseniz, oldukça büyük

Germany you can pick up ticks which are quite big they look well they look they

olan keneleri yakalayabilirsiniz, iyi görünürler,

look sort of their spider like but they they they cling on to your leg and it

örümcek gibi görünürler, ancak bacağınıza yapışırlar ve

can cause very nasty infections we don't have ticks in the UK well I don't think

çok kötü enfeksiyonlara neden olabilirler. İngiltere'de keneler yok pekala

we have a city we might have ticks but we don't have a big problem with it but

bir şehrimiz olduğunu sanmıyorum kenelerimiz olabilir ama bununla ilgili büyük bir sorunumuz yok ama

I know if you go walking in in the forests of Germany in other parts of

Almanya'nın diğer bölgelerindeki ormanlarda yürüyüşe çıkarsanız biliyorum

Europe and probably in other parts of the world

Avrupa'da ve muhtemelen dünyanın başka yerlerinde

you should wear long trousers because these ticks can get on to your legs and

uzun pantolon giymelisiniz çünkü bu keneler bacaklarınıza geçebilir ve

then they can cause they suck the blood and they can cause nasty infections so

sonra kan emmelerine neden olabilirler ve kötü enfeksiyonlara neden olabilirler,

there we go I'll put that that word up arachnid arachnid which is basically

işte başlıyoruz o kelimeyi kaldıracağım temel olarak

spiders scorpions and ticks so they're all classed into one into one class if

örümcekler, akrepler ve keneler olan araknid araknid, yani

you're looking at zoology here but they're all arachnids a part of the

burada zoolojiye bakarsanız hepsi tek bir sınıfa sınıflandırılır, ancak hepsi araknidler,

group called arthropods which include crustaceans such as such as crabs and

yengeçler ve yengeçler gibi kabukluları içeren eklembacaklılar adı verilen grubun bir parçasıdır.

shrimps as well and all the insects but the difference here of course is that

karidesler de tüm böcekler ama buradaki fark tabii ki

the spider Owen is bodies divided into two whereas

örümcek Owen'ın vücutları ikiye ayrılırken

insects bodies are divided into three and they've got six legs in the spider

böceklerin vücutları üçe ayrılır ve altı bacağı vardır örümceğin sekizi

has eight I'm telling you so you know we'll know this anyway but that's the

vardır haberiniz olsun diye söylüyorum bunu zaten bileceğiz ama bu

word arachnid now if you somebody who is afraid of spiders then

araknid kelimesi şimdi eğer örümceklerden korkan biriyseniz, o zaman

you are an arachnophobia you don't like it and the Iraq bit at the beginning

siz bir araknofobisiniz ve başlangıçtaki Irak biti örümcek

means spider refers to spider so arachnophobia

anlamına gelir örümceğe atıfta bulunur yani araknofobiyi

who doesn't like spiders which I think probably is most human beings because I

sevmeyenler örümcekler ki muhtemelen çoğu insan olduğunu düşünüyorum çünkü örümcekleri besleyen ve örümcekleri seven arkadaşım dışında örümcekleri seven

don't think there are many people who like spiders apart from my friend of

pek fazla insan olduğunu düşünmüyorum

course who keeps spiders and he likes spiders and there's probably apparently

ve görünüşe göre tüm bunlara

quite a large community of people who go to all these meetings and symposiums and

giden oldukça büyük bir insan topluluğu var. toplantılar, sempozyumlar ve

conferences where they all meet together and and talk about spiders and he goes

konferanslar, hepsinin bir araya geldiği ve örümcekler hakkında konuştuğu ve o,

to those yes there is a world where you can be joining a group of people that

evet, örümcekleri seven bir grup insana katılabileceğiniz bir dünya var

like spiders and if you like spiders if you'll put the screen up again mr.

ve eğer örümcekleri seviyorsanız, ekranı kaldırırsanız tekrar bay

Duncan for me if you ask somebody who likes spiders so an arachnophobia

Benim için Duncan, örümcekleri seven birine sorarsanız, bu nedenle bir araknofobi

doesn't like spiders but if you do like spiders very few people I would suggest

örümcekleri sevmez, ancak örümcekleri seviyorsanız çok az insan size

then you would be called an arachnid file file means something that you you

bir araknid dosyası olarak adlandırılmasını öneririm dosya,

like or something you're attracted to so a rack no spider file something you like

sevdiğiniz veya sevdiğiniz bir şey anlamına gelir öyle bir rafa çekildim örümcek dosyası yok hoşunuza giden bir şey

not many of those so have we got any iraq no files watching today people who

bunlardan pek değil yani Irak'ta dosya yok izliyoruz bugün

like spiders or who are attracted to spiders obviously in in an interest type

örümcekleri seven veya örümceklere ilgi duyan insanlar belli ki bir ilgi alanına giriyor

of way mr. Duncan desperately trying to get these spiders to move

mr. Duncan umutsuzca bu örümcekleri hareket ettirmeye çalışıyor,

he's probably prodding them with a stick now here's something that people don't

muhtemelen onları bir sopayla dürtüyor.

like words associated with spiders spider vein spider vein now that is our

women won't like to have these you get these on your legs sort of they're well

bacaklar bir nevi iyi durumdalar

they're more like those veins or capillaries which are small veins in

daha çok şu damarlara veya kılcal damarlara benziyorlar, cildinizdeki küçük damarlar,

your skin which are a blue color which sort of radiates out from

mavi bir renk, bir noktadan dışarı doğru yayılıyor,

point so there looks a bit like spiders legs so if you've got veins in your legs

bu yüzden biraz örümcek bacaklarına benziyor, yani damarlarınız varsa bacaklarınızda

that sort of radiate out fine little veins capillaries then you can say oh

ince küçük damarlar kılcal damarlar yayar, o zaman ah

look you've got spider veins so that's what they call those and I wouldn't have

bak örümcek damarlarınız var diyebilirsiniz, bu yüzden onlara böyle diyorlar ve

thought that many people would like to be told that they've got spider veins

pek çok insanın kendilerinde var olduğunun söylenmesini isteyeceğini düşünmezdim örümcek damarları görünüşe göre

you can have them burnt off with a laser apparently and we know that spiders of

bir lazerle yaktırabilirsiniz ve örümceklerin

course build webs or they spin webs

elbette ağ ördüklerini veya

which is a believe it's made of silk and that's how they catch their prey as we

ipekten yapıldığına inanılan ağ ördüklerini biliyoruz ve şimdi bildiğimiz gibi avlarını bu şekilde yakalarlar dersek

know now if we say that there is an expression called a web of lies

artık var yalan ağı denilen bir ifade,

you might have heard of this which of course a web is sort of interconnecting

bunu duymuş olabilirsiniz, ki bu elbette bir ağ birbirine bağlanan

fibers and so if you've got a web of lies it means that for example if you

liflerdir ve bu nedenle, bir yalan ağınız varsa, bu, örneğin

are a person that lies then you can quickly that can quickly escalate into

yalan söyleyen bir kişiyseniz, o zaman hızlı bir şekilde yapabileceğiniz anlamına gelir. bu hızla

lots of other lies because if somebody questions you about the first lie then

başka birçok yalana dönüşebilir çünkü biri size ilk yalan hakkında sorular sorarsa,

you've probably got to carry on lying to cover up the first lie so you can get

muhtemelen ilk yalanı örtbas etmek için yalan söylemeye devam etmeniz gerekir, böylece

more and more lies and so what use when that happens you describe that there's a

daha fazla yalan alabilirsiniz ve bu olduğunda ne işe yarar bir

web of lies and you can say to somebody you're just telling me a web of lies so

yalanlar ağı olduğunu açıklayın ve birine bana sadece bir yalanlar ağı söylediğinizi söyleyebilirsiniz, bu yüzden

if I if you were to ask me for example mr. Duncan what's my job mm-hmm

eğer bana sorsaydınız, örneğin bay. Duncan benim işim nedir mm-hmm

you could say what's wood you asked me what my job is mr. Duncan mr. Steve what

ne odun diyebilirsin bana işimin ne olduğunu sordun bay. Duncan bey Steve

is your job well I'm I'm an architect so I'm just lying I'm trying to show off by

senin işin ne peki ben mimarım bu yüzden yalan söylüyorum birine mimar olduğumu söyleyerek gösteriş yapmaya çalışıyorum bay

telling somebody I'm doing I'm an architect mr. Duncan okay then so that

. Duncan tamam o zaman

you might then ask me another question so show us some of the things that

bana başka bir soru sorabilirsin o yüzden bize tasarladığın şeylerden bazılarını göster

you've designed oh well I haven't got i've designed many things of course all

around the world not really in the UK mainly in sort of kuala lumper in in in

Malezya'da bir tür kuala lumper,

in malaysia so there we go those two lies and then you might say to me well

yani işte bu iki yalanı ortaya koyuyoruz ve sonra bana

whatever you designed then I might say oh well I designed that the Twin Towers

ne tasarladıysan diyebilirsin, o zaman oh pekala İkiz Kuleleri ben tasarladım diyebilirim, ini

I was a part of the team that designed the

tasarlayan ekibin bir parçasıydım

in towers which ones well both of them actually that the two you know the big

kuleler hangileri peki ikisi de aslında o ikisini bilirsiniz büyük

tall ones I designed the bridge that went across the two of them yeah and

uzun olanları ikisinin üzerinden geçen köprüyü ben tasarladım evet ve

then you might say well what company did you work for and then I might lie about

sonra hangi şirket için çalıştınız diyebilirsiniz ve o zaman bu konuda yalan söyleyebilirim

that so you got one lie leads to another lie

bir yalan başka bir yalana yol açar

leads to another lie when you say the Twin Towers you mean the Petronas Towers

İkiz Kuleler derken Petronas Kuleleri'ni kastediyorsunuz

well I didn't am lying about it I didn't mean actually InDesign but now that I'm

bu konuda yalan söylemiyorum aslında InDesign'ı kastetmedim ama şimdi

just trying to catch you out with your weather but Jonah together yes that's

sadece sizi yakalamaya çalışıyorum senin havanla ama Jonah birlikte evet bu

right yes so there we go so one lie leads to another and that that's

doğru evet işte başlıyoruz yani bir yalan diğerine yol açıyor ve bu, beni yapmaya teşvik etmeye çalıştığın şeyi yapmama

described as a web of lies stopping me from doing the thing that you're trying

engel olan bir yalanlar ağı olarak tanımlanıyor ki bu

to encourage me to do which was to continue your meaning of the word web of

senin devam etmendi. yalan ağı kelimesinin anlamı

lies anybody going to admit they've got spider veins spider vein a web of lies

herkes kendisinde örümcek damarları olduğunu kabul edecek

oh what a tangled web we weave when they try to deceive a web of deceit there's

another expression that means deceit is well that means you're being dishonest

sahtekarlık yapıyorsun

so it's the same sort of thing as a lie so deceit is the action of being

yani yalanla aynı şey yani aldatmak aldatma eylemidir yani yalan

deceptive that's it you are lying you are deceiving someone you are lying you

söylüyorsun birini kandırıyorsun yalan söylüyorsun

are tricking someone into believing something a web of lies look at that

birini kandırıp bir şeye inandırıyorsun bir yalanlar ağı bak

there it is there is a picture that is Boris Boris the spider who isn't moving

şuna bak Örümcek Boris Boris olduğuna dair bir resim var mı

at all now one or two people on the live chatter said that they don't agree with

şu anda hiç hareket etmeyen canlı sohbette bir iki kişi

spiders being kept in the case can I just say that this is not this is not

örümceklerin kasada tutulmasına katılmadıklarını söylediler bunun bu olmadığını söyleyebilir miyim

our decision we have been given these spiders to take care of for a few days

bizim kararımız değil bu örümceklere birkaç günlüğüne bakmamız için verildi

yes and I don't we don't agree with it at all either

evet ve ben buna hiç katılmıyoruz ya da

we don't really agree with it but but we thought we couldn't resist showing them

pek katılmıyoruz ama ama yapamayacağımızı düşündük onları

on the live stream but it isn't really our choice and now apparently if you let

canlı yayında göstermeye direnmek ama bu gerçekten bizim seçimimiz değil ve görünüşe göre gitmelerine izin verirseniz

them go if you actually let them go wild in this country they won't survive now

bu ülkede gerçekten vahşileşmelerine izin verirseniz hayatta kalamayacaklar şimdi

so cold it's too cold and also they'll just get picked off by all of the

çok soğuk, çok soğuk ve ayrıca onlar sadece Tüm

Predators so there are rules in buzzards and sparrowhawks and Magpies and all

Yırtıcı Hayvanlar tarafından yakalanmak için akbabalar , atmacalar, Saksağanlar ve her

sorts of flying creatures that will they were too

tür uçan yaratıkta

pick them off very easily it's interesting to note that this particular

onları çok kolay bir şekilde yakalayacakları kurallar vardır. Bu özel

spider eats insects and also can you believe it mice so that's the connection

örümceğin böcekleri yediğini not etmek ilginçtir ve buna inanabiliyor musunuz? fareler yani bu

from earlier on with the mice so this particular spider will also eat mice

daha önce farelerle olan bağlantı bu yüzden bu özel örümcek ayrıca fareleri

large insects and also small reptiles I can't believe it my friend Vee feeds

büyük böcekleri ve küçük sürüngenleri de yiyecek Buna inanamıyorum arkadaşım Vee onları cırcır

them crickets he feed feed some crickets like this other crickets they're like

böcekleriyle besliyor o besliyor bunun gibi bazı cırcır böceklerini besliyor diğer cırcır böceklerini seviyorlar

grasshoppers and that's what he feeds to them but grow in the wild I believe sooo

çekirge ve onları beslediği şey bu ama vahşi doğada büyüyorlar inanıyorum ki pek çok

cattle probably tell as they actually they live in the trees hmm they live

sığır muhtemelen ağaçlarda yaşadıkları için anlatıyor hmm daha

higher but if high up in the trees and probably catch little lizards and

yüksekte yaşıyorlar ama ağaçların tepesinde ve muhtemelen küçük kertenkeleleri ve

insects walking around and the interesting thing is that they don't

etrafta dolaşan böcekleri yakalıyorlar ve ilginç Mesele şu ki,

like wide-open spaces so that's the reason why I think that the people that

geniş açık alanları sevmiyorlar, bu yüzden

collect them they keep them in small containers because if you put them in

onları toplayan insanların onları küçük kaplarda tuttuklarını düşünüyorum çünkü onları büyük

anything large apparently they just go crazy they can't they can't handle it

bir şeye koyarsanız, görünüşe göre çıldırıyorlar, yapamazlar, yapamazlar. 'hallet

but between you and me and we both agree with each other here don't we Steve

ama aramızda kalsın ve burada ikimiz de aynı fikirdeyiz değil mi Steve

we're not a big fan of having animals caged no we're just looking after them

hayvanların kafese kapatılmasının büyük bir hayranı değiliz hayır sadece onlara bakıyoruz

we will stress this again and yes yes please we don't we don't necessarily

bunu tekrar vurgulayacağız ve evet evet lütfen

agree with this but no we thought it was interesting to show you because it's

buna katılmıyoruz ama hayır, size göstermenin ilginç olduğunu düşündük çünkü bu

just something very unusual and when Steve showed them to me the other night

çok sıra dışı bir şey ve Steve geçen gece onları bana

for the first time I screamed like a girl I was going crazy

ilk kez gösterdiğinde bir kız gibi çığlık atıyordum. çılgıncaydı

and it was after midnight so the neighbors must have thought I was being

ve gece yarısından sonraydı, bu yüzden komşular saldırıya falan uğradığımı düşünmüş olmalılar

attacked or something but then you became very fascinated in the mr. don't

ama sonra bayla çok büyülendin.

go they wanted to go and look at them and you wanted to get them out and have

gitmeyin gidip bakmak istediler siz de

a look after the initial shock I got very I became very curious about them

ilk şoktan sonra çıkarıp bakmak istediniz ben çok merak ettim onları

because I've never been this close to tarantulas to be honest I've never been

çünkü tarantulalara hiç bu kadar yakın olmamıştım açıkçası ben

this close to them so that's the reason why I became quite fascinated let's have

Onlara hiç bu kadar yakın olmamıştım, bu yüzden bu kadar büyülendim,

a quick look at the live chat before we carry on with mr. Steve's expression

hadi Mr. Steve'in ifadesi

let's have a look shall we so I don't

bir bakalım mı yani

like animals kept in cages but we're just looking after these because we

kafeslerde tutulan hayvanları sevmiyorum ama biz sadece bunlara bakıyoruz çünkü

couldn't really say no could we you know someone says can you do as a favor can

gerçekten hayır diyebilir miyiz bilir misiniz birisi iyilik yapabilir

you do a favor for us so yes we say we said yes so that's it

misiniz diyor bizim için iyilik bu yüzden evet diyoruz evet dedik yani bu örümcek ağı evet

cobweb yes there we go yes somebody said spider vein Connell says can you explain

işte başlıyoruz evet birisi örümcek damar dedi Connell

spider vein again yes it's it's it's something that you get when you start to

örümcek damarı tekrar açıklayabilir misin diyor evet bu biraz yaşlanmaya başladığınızda, özellikle gençken elde ettiğiniz bir şey

get a bit older particularly young your legs on your ankles you get these sort

bacaklarda ayak bileklerinde bu tür

of purpley red veins or small capillaries which seem to radiate out

morumsu kırmızı damarlar veya küçük kılcal damarlar var ve bunlar bir noktadan dışarı yayılıyor gibi

from one spot they look a bit like spider legs over your skin just in one

görünüyorlar, sadece bir bölgede cildinizin üzerinde biraz örümcek bacağı gibi görünüyorlar

area and and nobody likes to be nobody likes to see those on their legs I've

ve kimse olmaktan hoşlanmaz, kimse onları üzerinde görmekten hoşlanmaz bacaklar bende var

got them spider veins small little red or purple veins that you can have

örümcek damarlar küçük küçük kırmızı veya mor damarlar lazerle aldırabilirsin

removed with a laser you can have cosmetic surgery to remove them but you

onları çıkarmak için estetik ameliyat olabilirsin ama

get them normally on your ankle you normally get them on the tops of your

onları normal olarak ayak bileğinden alırsın normalde ayak bileklerinin üstünden alırsın ayak

ankles so around your ankles so if you are over 40 there is a good chance that

bilekleriniz yani 40 yaşın üzerindeyseniz büyük olasılıkla ayak

on your ankles on your feet there are some bite of spider veins they are very

bileklerinizde örümcek damar ısırığı vardır bunlar çok

fine vein it's very tiny they're normally blue or red I have some on my

ince damarlar çok incedir normalde mavi veya kırmızıdırlar benim

ankle as well I might take a photograph if I take a quick photograph over there

ayak bileğimde de var Orada örümcek damarlarımın hızlı bir fotoğrafını çekersem bir fotoğraf çekebilirim

of my spider veins I can show them to you just pictures of their spider veins

onlara sadece örümcek damarlarının resimlerini gösterebilirim

I want to show do you want to see my do you want to see my spider veins I don't

göstermek istiyorum benim örümcek damarlarımı görmek ister misin

think we really want to see your spider veins mr. don't but we all have them but

Örümcek damarlarınızı gerçekten görmek istediğimizi sanmıyorum Bay. yok ama hepimizde var ama

yes nobody wants to admit that they've got them but there we go that is what a

evet kimse onlara sahip olduğunu kabul etmek istemiyor ama işte

spider vein is and mr. Duncan's now relieving me yet again to go off Moussa

örümcek damar budur ve bayım. Duncan şimdi beni bir kez daha rahatlatıyor, Moussa

says looks like thyroid not sure what you mean about that

tiroit gibi görünüyor diyor bununla ne demek istediğinden emin değilim

yes what's the difference between special and s special s special I don't

evet özel ile özel arasındaki fark nedir o

know that word I don't think that's a word is it mr. Duncan especially oh yes

kelimeyi bilmiyorum Bunun bir kelime olduğunu sanmıyorum öyle mi bay . Duncan özellikle oh evet,

so you're thinking of especially yes there isn't a word of special out is

yani özellikle şunu düşünüyorsunuz, evet, özel bir kelime yok, özel

being special yes yes something is special if it's if

olmak evet evet bir şey özeldir, eğer

it's something really nice something that you want to show as being something

gerçekten güzel bir şeyse,

really really unusual or different that is something that's special or you could

gerçekten alışılmadık veya farklı bir şey olarak göstermek istediğiniz bir şey bu özel bir şeydir ya da

have a special person somebody who is particularly good at something you could

özel bir kişiye sahip olabilirsiniz bir şeyde özellikle iyi olan birisine sahip olabilirsiniz

describe them as special if somebody is is it's got a talent you would say that

onu özel olarak tanımlayabilirsiniz eğer biriyse bu bir yeteneğe sahipse

there's there a special person or that there's something unusual about them and

orada özel bir kişi olduğunu ya da onlarda sıra dışı bir şeyler olduğunu söylersiniz ve

the very and you would describe them as special but especial especially you

çok ve onları özel olarak tanımlarsınız ama özellikle

would use that in a slightly different way to either the way you put it there

bunu oraya koyduğunuzdan biraz farklı bir şekilde kullanırsınız, oranın

you would have a a Y on the end of there or a double ly on the end of there so

sonunda bir Y olur veya orada bir çift ly olur, bu yüzden

it's just a different way of using the word especially is to single something

bu özellikle kelimesini kullanmanın farklı bir yolu, özellikle bir şeyi

out especially is to single something out single something something is

ayırmaktır, özellikle bir şeyi ayırmaktır, bir şeyi tek tek bir şeyi ayırmak, bir şey

especially good yes so something that is especially good is one thing being

özellikle iyidir evet, yani özellikle iyi olan bir şey, bir şeyin

singled out or chosen is can they hear you mr. Duncan yes oh good I'm right

seçilmesi veya seçilmesidir, sizi duyabiliyorlar mı bay. Duncan evet ah güzel ben hemen

next to a microphone oh that's good we don't know how long they live now in

bir mikrofonun yanındayım ah bu iyi ne kadar uzun yaşadıklarını bilmiyoruz artık

Spanish a special means special so oh thanks for that

İspanyolca'da özel bir anlamı var yani ah bunun için teşekkürler

so in fact that was a Spanish word especial I would imagine it's pronounced

yani aslında bu özel bir İspanyolca kelimeydi telaffuz edildiğini hayal ederdim

I can remember to do it he wants to see my just disgusting spider vein there we

Bunu yapmayı hatırlıyorum o iğrenç örümcek damarımı görmek istiyor oraya

go oh it's not disgusting so there there is

gidiyoruz oh bu iğrenç değil bu yüzden

one of my spider veins on my ankle that gives you an idea what we're talking

ayak bileğimde size neden bahsettiğimiz hakkında bir fikir veren örümcek damarlarımdan biri var

about hmm you need to go and see a doctor

hmm gitmen gerek ve bu konuda bir doktora görünün

about that mr. Duncan spider veins are normal they are a sign of old age that

bay. Duncan örümceği damarları normaldir onlar yaşlılığın bir işaretidir ve derinin

does look like you've got a spider under your skin mm-hmm

altında bir örümcek varmış gibi görünür

that's it that's how they get the name you see so there it is there is that is

on my ankle spider veins and I think I think everybody's probably got those

damarlar ve bence muhtemelen benden başka herkeste var

apart from me of course obviously you you've got loads of them how do you know

tabii ki sizde bir sürü var onlardan

I'm gonna take a picture now under the table oh you're not mr. Steve's socks

şimdi masanın altında fotoğraf çekeceğimi nereden biliyorsunuz oh siz bay değilsiniz. Steve'in çorapları

Anzhi mr. Steve spider veins are awful he's got loads it's like a swarm of

Anzhi mr. Steve örümcek damarları berbat, yükleri var, bir örümcek sürüsü gibi,

spiders well are we going to use use my expression from the other day about

geçen günkü

party animals yes well party I could go back in there of course just have a

parti hayvanları hakkındaki ifademi kullanacak mıyız, evet pekala parti oraya geri dönebilirim tabii ki sadece

quick look sure go have a look at the spiders a quick look at the spiders okay

hızlıca bir göz atın emin olun örümceklere bak örümceklere hızlıca bir bak tamam

and then I'll come back because I I want to I want to just give them a bit of

ve sonra geri geleceğim çünkü istiyorum çünkü onlara biraz

water because I think they're runny to take the lids off and give them a bit of

su vermek istiyorum çünkü cıvık olduklarını düşünüyorum kapaklarını açıp onlara biraz vermek

water no he does that I'll come back and talk about uses of the word party party

su hayır o bunu yapar geri geleceğim ve parti kelimesinin kullanımları hakkında konuşacağım

so I shall see you all in a few minutes okay then so Steve is going now and I

bu yüzden birkaç dakika sonra hepinizle görüşeceğim tamam o zaman Steve şimdi gidiyor ve ben

will stay here for a moment it is live English and for those who are wondering

bir an burada kalacağım bu canlı İngilizce ve

what you are looking at right now that is my live camera my live spider cam

şu anda neye baktığınızı merak edenler, bu benim canlı kameram, canlı örümcek kameram, şu anda burada kaldığımız

looking at some very strange guests that we have staying here at the moment

bazı çok garip misafirlere bakıyor

Steve's friend is moving house and he's asked us to take care of some of his

Steve'in arkadaşı taşınıyor ve bizden bazılarıyla ilgilenmemizi istedi.

spiders Oh dear me so that's what's going on today so I hope they are okay

örümcekler Ah canım benim, bugün olan da bu, umarım iyilerdir

Steve are they all right yes I think Steve's all right he's got them sorted

Steve iyiler evet bence Steve iyi onları halletti evet tamam hadi bir

out yes okay let's have another look quick look real quick look

kez daha bakalım hızlı bak gerçekten hızlı bak

they are yes yes they're all they're all absolutely fine mr. Duncan that's good

onlar evet evet onlar hepsi kesinlikle iyi bay. Duncan bu iyi

I've just I've just put some water in one of them and hopefully they're going

ben sadece bir tanesine biraz su koydum ve umarım

to be all right i--i oh I'm not sure if I'm not sure if I put the lid back on

iyi olurlar

there that's the only trouble mr. Duncan oh I see well that anywre doesn't matter

oradaki tek sorun bu bayım. Duncan oh iyi görüyorum ki herhangi bir şeyin önemi yok,

the thing is I'm pretty sure they can't escape there's no way they can escape

mesele şu ki, kaçamayacaklarından oldukça eminim, kaçmalarının hiçbir yolu yok,

I've never heard of a tarantula ever escaping anywhere you know apparently my

bir tarantulanın hiçbir yerde kaçtığını hiç duymadım, biliyorsun, görünüşe göre

friend was telling me you they can't I thought with their strong legs I'd be

arkadaşım bana seni anlatıyordu. yapamazlar güçlü bacaklarıyla

able to push the lid up hmm but apparently they can't they come not

kapağı yukarı itebileceğimi düşünmüştüm hmm ama görünüşe göre yapamıyorlar

strong enough to do that so although I do put I did put a glass on top of them

bunu yapacak kadar güçlü değiller bu yüzden koysam da en son üstlerine bir bardak koydum

last night because I was a bit afraid that in the night they might actually

gece çünkü gece gerçekten

escape but never mind that it's it's perfectly all right

kaçabileceklerinden biraz korkmuştum ama boşverin bu tamamen sorun değil

of course they just I mean they're just they're asleep at the moment and did I

tabii ki onlar sadece demek istediğim sadece şu anda uyuyorlar ve

could you just go and check I'm not sure whether I put the lid back on actually

gidip kontrol edebilir miydim Orada gerçekten güvende olup olmadıklarına dair kapağı tekrar kapatıp açmadığımdan emin değilim

as to whether they were actually secure in there mr. Duncan maybe you need to go

Bay. Duncan belki gidip

and have a quick look I feel a bit weird mr. Duncan I feel strange as though oh

hızlıca bir bakmanız gerekir, biraz tuhaf hissediyorum Bay. Duncan, sanki

we've had an incident mr. Duncan do you need medical attention I'm just going to

bir olay yaşamışız gibi garip hissediyorum Bay. Duncan, tıbbi yardıma ihtiyacın var mı, ben sadece

go and see mr. Duncan's all right

gidip Mr. Duncan tamam bu

it's the Duncan

Duncan evet

yes we're joking I got it it's not a real one I bought a plastic one I bought

şaka yapıyoruz anladım gerçek değil plastik aldım

a plastic one that looks very real but in fact it's a it's a plastic one the

çok gerçek gibi görünen plastik aldım ama aslında plastik

ones in the cage though are definitely real and this is this is definitely a

kafestekiler gerçi kesinlikle gerçek ve bu kesinlikle

real that is a real one that's are you long as you this is just a plastic one

gerçek bu gerçek bu sen olduğun sürece sen misin bu sadece plastik

and they're all asleep actually it took me a while to be able to to be able to

ve hepsi uyuyor aslında

handle this and feel comfortable so yeah there's mr. Duncan he's trying to get

bununla başa çıkabilmem ve hissedebilmem biraz zaman aldı rahat yani evet bay var Duncan

the spider to move but I think they sleep during the day I think that's the

örümceği hareket ettirmeye çalışıyor ama bence gün boyunca uyuyorlar bence

problem this one actually is used it's not a toy it's actually used in in the

sorun bu aslında kullanılıyor bu bir oyuncak değil aslında

biology classes because it's actually apparently quite accurate in terms of

biyoloji derslerinde kullanılıyor çünkü aslında görünüşe göre oldukça doğru.

the way it's constructed but anyway I'll put him down there him I think it's

inşa edilmiş ama yine de onu oraya koyacağım onu ​​sanırım

female actually I can't see any sexual organs on the legs of this particular

dişi aslında bunun bacaklarında herhangi bir cinsel organ göremiyorum

one yeah Oh mr. Duncan is desperately trying to get the spiders to move but

evet Oh bay. Duncan çaresizce örümcekleri hareket ettirmeye çalışıyor ama

they're fast asleep perhaps they're dead do you think they're dead mr. Duncan no

derin uykudalar belki de ölmüşlerdir sizce öldüler mi bayım? Duncan hayır,

although it's definitely still alive please don't think that we are spinning

kesinlikle hala hayatta olmasına rağmen, lütfen

a web of lies here they are really real spiders and mr. Duncan did show some

burada bir yalan ağı ördüğümüzü düşünme, onlar gerçekten gerçek örümcekler ve bay. Duncan

film earlier that he took yesterday but they do they do get very active at night

daha önce dün çektiği bazı filmleri gösterdi ama onlar geceleri çok aktif oluyorlar,

don't they that's the other one we're not even getting even the slightest

değil mi o diğeri, onlardan en ufak bir hareket bile alamıyoruz

movement from them typical I know but if you put a black if you put a cloth over

tipik biliyorum ama siyah koyarsanız eğer Bir tanesinin üzerine bir bez örtün

one of them that will they'll think it's nighttime and then they'll start moving

ki gece olduğunu düşünsünler ve sonra iyi hareket etmeye başlasınlar bayım

well mr. Duncan let's have a look at the live chat

. Duncan, canlı sohbete bir göz atalım,

that's a good idea

bu iyi bir fikir,

see what people are saying that's hope we didn't scare people too much yes

insanların ne söylediğini görün, umarım insanları çok fazla korkutmamışızdır, evet

Carlos they are alive but for some reason they're not even twitching today

Carlos, yaşıyorlar ama nedense bugün

they're not making the slightest I think the camera shy yes

seğirmiyorlar bile. Bence kamera biraz utangaç evet

mr. Duncan I think you better come back into the studio and then we can use well

bay. Duncan, stüdyoya geri dönsen iyi olur ve

actually while mr. Duncan's gone I could talk about uses of the word sets no

Bay Duncan'ı gerçekten iyi kullanabiliriz. Duncan gitti set kelimesinin kullanımları hakkında konuşabilirim

words set if you do that I'm going to let this spider out of the cave we go

kelime seti yok bunu yaparsan bu örümceğin mağaradan çıkmasına izin vereceğim biz gidip

mount a precious stone in something typically a piece of jewelry is to set

değerli bir taşı bir şeye monte edelim tipik olarak bir mücevher parçası

the jewelry so if you mount a stone in something for example a bracelet set

mücevheri ayarlamaktır yani eğer bir şeye bir taş takarsınız, örneğin zümrütlü bir bilezik takımına,

with emeralds so if you put something into jewelry you set the stone into the

yani bir şeyi mücevhere koyarsanız, taşı

jewelry such as a diamond or some precious stone you set it in and that's

elmas veya değerli bir taş gibi mücevherin içine yerleştirirsiniz ve bu,

a use of the word set but because mr. Duncan is desperately trying to get the

set kelimesinin bir kullanımıdır, çünkü bay . Duncan çaresizce

spiders to move then I'm getting in uses of the word set to be set means to be

örümcekleri hareket ettirmeye çalışıyor, o zaman set to set kelimesini kullanmaya başlıyorum,

situated or fixed in a specific place or position the village was set amongst the

belirli bir yere veya konuma yerleştirilmek veya sabitlenmek anlamına geliyor veya köy zeytinliklerin arasına kurulmuştu,

olive groves so something it's a position something

bu yüzden bir şey bu bir konum bir şey bir masa kurabilmeniz

is set in a particular position so you could set a table if you set a table it

için belirli bir konuma yerleştirilmiştir, eğer bir masa kurarsanız,

means that you put all the cutlery and all the various condiments on to the

tüm çatal bıçak takımlarını ve çeşitli çeşnileri masaya koyduğunuz anlamına gelir, masayı kurarsınız,

table you set it you set the table you arrange the things on the table you

masadaki şeyleri düzenlersiniz, düzenlersiniz

arrange and you place them and what about the word party with the word party

ve onları yerleştiriyorsunuz ve peki ya parti kelimesiyle parti kelimesi ne olacak evet peki ya parti kelimesi

yes what about the word party there we go indeed there's the word party there

işte gidiyoruz gerçekten de parti kelimesi var

are lots of expressions and phrases we can use

kullanabileceğimiz birçok ifade ve deyim var parti

that I connected with the word party so here's the first one that I've come up

kelimesiyle ilişkilendirdim bu yüzden işte ilki

with party animal whoo I like that one party or party animal a

parti hayvanı buldum whoo o partiyi veya parti hayvanını seviyorum Amerikan aksanı kullanarak partilerde

person who spends a lot of time at parties while using the American accent

çok zaman geçiren bir kişi

I don't know John is a party animal he spends far too much time at the weekend

John'un bir parti hayvanı olduğunu bilmiyorum, çok fazla zaman harcıyor hafta sonunu

at parties livin it up livin it up if you live it up it means

partilerde yaşamak şen şakrak yaşamak,

that you're you're always doing something enjoyable so a party animal

her zaman eğlenceli bir şeyler yaptığınız anlamına gelir, bu yüzden bir parti hayvanı

somebody who loves parties spends a lot of time in parties probably too much

partileri seven biri, ben gençken muhtemelen partilerde çok fazla zaman harcıyor Eskiden

when I was younger I used to be a bit of a party animal but now I don't go to

biraz parti hayvanıydım ama artık partilere gitmiyorum, bu günlerde

parties I'm not a big fan of parties nowadays party animal of course if you

partilerin büyük bir hayranı değilim parti hayvanı tabii ki

want to arrange a party if you say it's mr. Duncan's birthday for example it

bir parti düzenlemek istiyorsanız bayım derseniz . örneğin Duncan'ın doğum günü

will be August in August on Sunday yes I want to arrange a party you could

ağustos olacak ağustos pazar günü evet bir parti ayarlamak istiyorum

say to friends who want to come Oh let's throw a party for mr. Duncan just

gelmek isteyen arkadaşlara diyebilirsiniz oh hadi bay için bir parti verelim. Duncan sadece bir

means to have a party to throw a party he did give the original meaning of

parti vermek için bir parti vermek istiyor, bir parti vermek için partilerin orijinal anlamını verdi,

parties in you well there are a lot I'm doing it now know the basic meaning of

pek çok şey var bunu şimdi yapıyorum partinin temel anlamını biliyorum

party cause people are asking I'm going then go on then a party is just a group

çünkü insanlar gidiyorum diye soruyor sonra devam et o zaman bir parti sadece bir gruptur,

so a party just means a group of people undertaking or doing something or one

yani bir parti sadece bir şeyi veya belirli bir şeyi üstlenen veya yapan bir grup insan anlamına gelir

specific thing so a party so you can have a dinner party a walking party a

yani bir parti böylece bir akşam yemeği partisi verebilirsiniz bir yürüyüş partisi bir

birthday party yes so a party can be a group of people taking part in something

doğum günü partisi evet bu yüzden bir parti bir grup insan olabilir bir şeye katıl

thank you very much there we go we can we can also spider party yes you

çok teşekkür ederim işte başlıyoruz

could have a spider party chermen you could have a swarm of spiders having

yapabiliriz örümcek partisi de yapabiliriz

a spider party what is the history of Father's Day we don't know we could we

evet örümcek partisi yapabilirsin

should have looked that up today party on you say to people at a party or he

buna bugün bakmalıydık parti senin üzerine bir partideki insanlara söylüyor ya da bu ifadeyi

doesn't have to be at a party to use this expression doesn't know it just

kullanmak için bir partide olması gerekmiyor bunun sadece

means say to somebody party on it just means have fun or carry

birine söylemek anlamına geldiğini bilmiyor parti üzerinde sadece eğlenmek ya da devam etmek anlamına geliyor devam et

on carry on party on if ya carry on having fun

partiye devam eğer eğlenmeye devam edersen eğlenmeye devam eğlenmeye devam et tadını çıkar

carry on having fun enjoy yourself Julius we are going to party on until

julius yarın sabaha kadar parti yapacağız partilerden

tomorrow morning you party on if somebody who doesn't enjoy parties and

there's a bit of a killjoy somebody who hasn't got a very good attitude when it

hoşlanmayan biriyse partiye devam partiler söz konusu olduğunda çok iyi bir tavrım var, ben

comes to parties that's me it's called a party pooper I think I'm a party pooper

buna parti kakası denir bence ben parti kakası yapan doymak bilmez

hearty pooper person who dislikes or refuses to participate in social events

sosyal etkinliklere,

particularly parties she's a party pooper she just sits in the corner and

özellikle partilere katılmayı sevmeyen veya katılmayı reddeden bir insanım, o bir parti pisliğidir, öylece köşede oturur ve

reads a book party pooper and looks miserable

bir kitap okur parti pisliği ve perişan görünüyor

party pooper somebody who who tries to take the joy away from a social

parti pisliği sefil veya sıkılmış

situation for everybody else by looking miserable or bored they don't want to do

görünerek diğer herkes için sosyal bir durumun neşesini almaya çalışan biri

if you ask them for a drink that's all I don't want a drink if you ask them only

onlardan bir içki isteseniz yapmak istemezler benim tek yapmadığım bu' Onlardan bir içki istersen sadece

do it now I don't want anything to eat oh they don't if you talk to them they

şimdi yap Yiyecek bir şey istemiyorum oh Onlarla konuşursan içmezler

like that they don't want to talk to you so they're a party Puma or they just sit

seninle konuşmak istememelerinden hoşlanırlar bu yüzden onlar bir parti Puma veya

there looking miserable sit there looking miserable there were and they're

orada sefil görünerek oturuyorlar orada perişan görünerek oturuyorlar ve

there but they don't want to be there I'm there they oh you could say that a

oradalar ama orada olmak istemiyorlar ben oradayım onlar oh bunu biraz oyunbozan diyebilirsin

bit of a killjoy yeah who takes the joy away from the

evet kim durumun neşesini kaçırıyor

situation they don't have a good time so they bring everything down they destroy

iyi vakit geçirmiyorlar bu yüzden her şeyi mahvediyorlar

the atmosphere of the party we're going to have a quick break Steve because I'm

partinin atmosferini bozuyorlar kısa bir mola vereceğiz Steve çünkü ben

gonna have a drink of water so we're going to have a look at an excerpt from

bir bardak su içeceğim o yüzden şuna bir göz atacağız

one of my full English lessons and this one is all about one of our favorite

tam İngilizce derslerimden birinden bir alıntı ve bu, en sevdiğimiz yiyeceklerden biri hakkında,

foods can you guess what it is I bet it begins with C do you think so

ne olduğunu tahmin edebilir misin, bahse girerim C ile başlıyor, sence

yes it might I think you are right

evet,

if you are a regular viewer then you will know that I love food can you guess

eğer düzenli bir izleyiciyseniz haklı olduğunuzu düşünebilir miyim? o zaman yemek yemeyi sevdiğimi bileceksin

what my most favorite snack is the thing I like to nibble on the most the one

en sevdiğim atıştırmalığın ne olduğunu tahmin edebilir misin en çok atıştırmayı sevdiğim şey canım

food I often get a craving for okay I will tell you my most favorite snack is

sık sık canımın çektiği tek yemek tamam sana en sevdiğim atıştırmalığın

cheese yes it is true I love to nibble on cheese there are many reasons why I

peynir olduğunu söyleyeceğim evet doğru Peynir atmayı seviyorum, peyniri sevmemin birçok nedeni var

love cheese firstly there are so many varieties so many flavors of cheese from

öncelikle pek çok çeşit var o kadar çok peynir çeşidi var ki

mild to extra mature cheese's can vary in shape and color too

hafif peynirden ekstra olgun peynire kadar pek çok peynir çeşidi şekil ve renkte değişebilir,

some are round and white while others can be square and red some cheese's have

bazıları yuvarlak ve beyaz, diğerleri kare ve kırmızı olabilir. bazı peynirlerin

a strong odor

keskin bir kokusu vardır

cheese is made from the milk of a cow or goat each type of cheese has its own

peynir inek veya keçi sütünden yapılır her peynir türünün kendi

name this name normally relates to where it was originally produced for example

adı vardır bu ad normalde üretildiği yerle ilgilidir, örneğin

cheddar cheese was first made in cheddar Somerset which is in the UK red

çedar peyniri ilk olarak Birleşik Krallık'ta bulunan çedar Somerset'te yapılmıştır. kırmızı

Leicester cheese was first made in Leicestershire and is red in color

Leicester peyniri ilk olarak Leicestershire'da yapılmıştır ve kırmızı renklidir en

one of the smelliest cheese's must be the variety known as stinking bishop

kokulu peynirlerden biri kokuşmuş piskopos olarak bilinen çeşit olmalıdır

this cheese is also produced here in the UK in the county of Gloucestershire each

bu peynir de burada Birleşik Krallık'ta Gloucestershire ilçesinde üretiliyor her

country has its own famous cheese France has its camembert cheese Greece has its

ülkenin kendi ünlü peyniri vardır Fransa'nın kendi peyniri vardır. camembert peyniri Yunanistan'ın

feta cheese which is made from goat's milk Italy has its parmesan cheese which

keçi sütünden yapılan beyaz peyniri vardır İtalya'nın

is normally grated and sprinkled on to pasta or you could try some mozzarella

normalde rendelenip makarnanın üzerine serpilen parmesan peyniri vardır veya

cheese which is used to make pizza topping there are many hundreds of

pizza tepesi yapmak için kullanılan mozzarella peynirini deneyebilirsiniz etrafta yüzlerce

varieties of cheese around the world all of which I would love to try but sadly I

peynir çeşidi vardır. dünyanın hepsini denemek isterdim ama ne yazık ki

cannot as I would put on weight and get very very fat

yapamam çünkü insanlar arkadaşlarının ve ailelerinin fotoğraflarını çekerken kilo alır ve çok çok şişmanlarım.

when people take photographs of their friends and family they normally ask the

subjects to say cheese as it encourages everyone being photographed to smile

cheese I must say all this talk of cheese is making me feel quite hungry

peynir Tüm bu peynir konuşmalarının beni oldukça acıktırdığını söylemeliyim

doo-doo-doo it is Sunday afternoon it is 16 minutes away from 4 o'clock here in

doo-doo-doo bugün Pazar öğleden sonra saat 4'e 16 dakika uzaklıkta burada

the UK I don't know what time it is where you are because I'm not there it's

Birleşik Krallık'ta saat kaç bilmiyorum neredesin çünkü ben orada değilim, o

mr. Duncan and mr. Steve on a Sunday with our live English stream and don't

bay. Duncan ve Mr. Canlı İngilizce akışımızla bir Pazar günü Steve ve

forget you can catch us every single week we are on twice a week can you

unutmayın bizi her hafta yakalayabilirsiniz haftada iki kez yayındayız buna

believe it yes Sunday from 2 p.m. UK time you can see it now going across the

inanabiliyor musunuz evet Pazar 14:00'den itibaren. İngiltere saatini şimdi ekranda görebilirsiniz

screen and also Wednesday 10:00 p.m. late and live also if you wish to make a

ve ayrıca Çarşamba 22:00. geç ve canlı ayrıca

donation through PayPal you are more than welcome to do so I said last week

PayPal aracılığıyla bağış yapmak isterseniz, memnuniyetle yapabilirsiniz, bu yüzden geçen hafta

that I don't get paid for doing this now in the past YouTube used to pay me

bunu yaptığım için para almıyorum dedim, şimdi geçmişte YouTube

to do this but now unfortunately because of many of the changes that have taken

bunu yapmam için bana para ödüyordu ama şimdi ne yazık ki gerçekleşen birçok değişiklik nedeniyle

place I do get a little bit of a payment but it's very very small because of the

biraz ödeme alıyorum ama YouTube'da meydana gelen birçok değişiklik nedeniyle bu çok çok küçük

many changes that have taken place on YouTube and that's the reason why I also

ve bu yüzden onlar

ask for small donations as well for those who aren't sure why so that is the

için de küçük bağışlar istiyorum. neden olduğundan emin olmayanlar,

reason mr. Steve is here and we have been looking at the spiders the live

nedeni bu bay. Steve burada ve örümceklere bakıyorduk canlı

spider cab is still working it's working but they're not doing very much

örümcek taksi hala çalışıyor ama pek bir şey yapmıyorlar

I believe it yesterday they were crawling and moving they wouldn't keep

inanıyorum ki dün sürünüyorlardı ve hareket ediyorlardı

still today they're doing nothing i think i think maybe sunday must people

bugün hareketsiz durmuyorlardı hiçbir şey yapmıyorlar i bence belki pazar olmalı insanların

that must be their rest day like for everybody else like for everyone at all

dinlenme günü olması gereken herkes için olduğu gibi herkes için tüm

party poopers aren't they yes those sliders are party people spiders they

parti kakacıları öyle değil mi evet o kaydırıcılar parti insanları örümcekler

are being very boring they're not playing ball party poopers the opposite

çok sıkıcı oluyorlar top oynamıyorlar parti kakaları tam tersi

of a party pooper is somebody who is the life and soul of the party thinks I

partinin canı ve ruhu olan biri, bence

think soul is spelt wrong they're nice about that oh yes it should be so be

soul yanlış hecelendi, bu konuda iyiler oh evet, ruh böyle olmalı

soul like you know so you L sorry I thought that incorrectly right let's

senin gibi olmalı yani sen L üzgünüm yanlış düşündüm doğru hadi

correct that that's the something on the bottom of your feet yes

düzeltelim bu, ayaklarınızın altındaki bir şey evet,

that particular that particular soul there just to point it out that means

o belirli ruh, sadece onu belirtmek için,

that means the bottom of a shoe so the soul or the bottom of your feet sold but

bu, bir ayakkabının altının yani ruhun veya ayaklarınızın altının satıldığı anlamına gelir, ancak

that spell checker for you the problem with spell checker if you if you use

bu yazım denetleyicisi sizin için sorun ile yazım denetleyicisi, eğer

spell checker sometimes the spell checker will give you the alternate

yazım denetleyiciyi kullanırsanız, bazen yazım denetleyicisi size

spelling of a word or even a word that has a different spelling in a different

bir kelimenin veya hatta farklı bir anlamda farklı bir yazımı olan bir kelimenin alternatif yazımını verecektir,

meaning that better mr. Duncan let's have a look soul s o UL yes am I in your

bu daha iyi bay. Duncan haydi bir bakalım ruh s o UL evet ben senin ruhunda mıyım

soul something that which people believe we

insanların hepimizin inandığı bir şey var

all have which lives after we die some people yes so that's what I said some

öldükten sonra hayatlar var bazı insanlar evet yani öyle dedim bazı

people believe it soul goes to heaven or goes to hell

insanlar ruhun cennete mi yoksa cehenneme mi gideceğine inanıyor

soul the essence of your being that survives after you die okay so people

ruh özü öldükten sonra da varlığını sürdüren varlığın tamam yani insanlar

Eve some people think that your soul goes into another animal and you become

Havva bazı insanlar ruhunun başka bir hayvana dönüştüğünü düşünür ve sen

another a Malcolm maybe we'll go into a spider mr. Duncan maybe you'll become a

başka bir Malcolm olursun belki biz bir örümceğe gideriz bay. Duncan belki

spider one day and then someone will squash you with a shoe there we go life

bir gün bir örümcek olacaksın ve sonra biri seni bir ayakkabıyla ezecek işte

and soul of the party somebody who brings a lot of life and energy into any

partinin hayatı ve ruhu başlıyoruz herhangi bir sosyal duruma çok fazla hayat ve enerji katan biri,

social situation particularly a party group of people meeting together the

özellikle bir partide bir araya gelen insanlardan oluşan bir grup

life and soul of the party bill is always it's always great to have bill

Parti tasarısının hayatı ve ruhu her zaman bir partide Bill Bill'in olması her zaman harikadır

bill at a party because he's the life and soul of the party so it's something

çünkü o partinin hayatı ve ruhudur, bu yüzden bu

that will often live in it so somebody who's the life and soul of the party can

genellikle içinde yaşayacak bir şeydir, böylece partinin hayatı ve ruhu olan biri

let me finish first well well may encourage everybody else

bana izin verebilir birinci bitirmek iyi iyi herkesi partide eğlenmeye teşvik edebilir

to have fun at the party talking to everybody is this a monologue

herkesle konuşmak bu bir monolog mu evet

yes it is they talk to everybody I don't imagine anyone called Ville being the

herkesle konuşuyorlar Ville adında birinin

life and soul of the party I don't know why the name bill does not Andrea

partinin hayatı ve ruhu olduğunu düşünmüyorum neden bilmiyorum isim faturası Andrea

give me Andrea yeah yes I think Andrea definitely would be the life and soul of

bana vermiyor Andrea evet evet bence Andrea kesinlikle partinin hayatı ve ruhu olurdu

the party but not bill bill if Belarus here is the life and soul as a party

ama Belarus burada bir parti olarak hayat ve ruh ise fatura faturası değil

I think bill just sits in the corner of the room

Bence fatura odanın köşesinde oturuyor

Carrodus or Harsha no yes nobody can see that by the way

Carrodus veya Harsha hayır evet kimse göremez bu arada onlar

can't they I was just talking so there we go life and soul of the party what

değil mi ben sadece konuşuyordum işte partinin hayatı ve ruhu ne

happened then the time stand still then something strawberry very strange

oldu sonra zaman durdu sonra çok garip bir şey

happened then everything seemed to stand still

oldu sonra her şey olduğu gibi durdu

are you the life and soul of the party mr. Duncan not anymore

siz partinin hayatı ve ruhu bayım. Duncan artık öyle değildim

I used to be but then I got old I wouldn't say I was but somebody that

ama sonra yaşlandım öyleydim demezdim ama

talks a lot somebody's very energetic talks to everybody tries to get people

çok konuşan biri herkesle çok enerjik sohbetler insanları

involved and it's just a happy fun fun person yes or they draw a lot of

dahil etmeye çalışır ve bu sadece mutlu eğlenceli eğlenceli bir insan evet yoksa çok çizerler

attention from other people at the party yes but but then the opposite is someone

partideki diğer insanların ilgisini çekiyor evet ama bunun tam tersi,

who just sits alone in the corner a party poop and they don't want to get

bir parti kakasının köşesinde tek başına oturan ve karışmak istemeyen biri ve

involved and that's me now so if I go to a party I'm sure I'm normally the one

bu şimdi benim, bu yüzden bir partiye gidersem eminim Ben normalde

that sits in the corner of the room looking very unhappy here we go is

odanın köşesinde çok mutsuz görünen biriyim, işte gidiyoruz,

another one bring something to the party that's an expression do you bring

başka biri partiye bir şey getir bu bir ifade,

something to the party that's an expression you can use and it's the

partiye bir şey getiriyor musunuz, bu kullanabileceğiniz bir ifade ve bu

contribution that you make to a particular activity or situation the

sizin katkınız. belirli bir faaliyete veya duruma

contribution the contribution that you make so what do you bring to the party

yaptığınız katkıyı yaptığınız katkıyı yapın, bu yüzden partiye ne katarsınız ki bu

that doesn't have to be literally a like a birthday party it can be anything

tam anlamıyla bir doğum günü partisi gibi olmak zorunda değildir, herhangi bir şey olabilir,

so it could be something at work where you're all trying to decide on some new

yani bulunduğunuz yerde işte bir şey olabilir. hepsi yeni bir

way of working and you're having a meeting and you're going around the room

çalışma yöntemine karar vermeye çalışıyor ve bir toplantı yapıyorsunuz ve odanın içinde dolaşıyorsunuz

and everybody's putting in their contribution then they might say well

ve herkes katkısını koyuyor, o zaman iyi

bill how do you use the word bill again bill well bill what have you got to

fatura diyebilirler, yine fatura kelimesini nasıl kullanıyorsunuz, fatura peki fatura ne var?

bring to the party in other words what's your contribution it doesn't have to be

partiye getirmelisiniz yani katkınız nedir tam anlamıyla bir partide olmak zorunda değil

literally at a party it's a good it'll be a gathering of people mr. Duncan used

bu iyi bir insan toplantısı olacak bayım. Duncan

that expression for me on Wednesday he said we're going live on Wednesday make

Çarşamba günü benim için bu ifadeyi kullandı Çarşamba günü canlı yayına çıkacağımızı söyledi partiye bir

sure you bring something the party he said so my words make sure

şey getirdiğinden emin ol dedi bu yüzden sözlerim sunacak bir şeyin olduğundan emin ol verecek bir şey

you have something to offer something to offer something to give and I did have

sunacak bir şey sunacak ve

uses of the word party so we didn't use them in the end

kelimeyi kullandım parti bu yüzden sonunda onları kullanmadık

apparently Connell says that my name means soul or heart I did not know that

görünüşe göre Connell benim adımın ruh veya kalp anlamına geldiğini söylüyor Bunu bilmiyordum bu

so Thank You Connell for that information the language fantastic bring

yüzden bu bilgi için Connell'e teşekkür ederim dil harika

something to the party now somebody who turns up unexpected at a party so you're

partiye bir şey getir şimdi partide beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan biri yani

having a party you've invited people but long but not that person but not that

bir parti veriyorsunuz insanları davet ettiniz ama uzun süredir ama o kişiyi değil ama o

person and they suddenly turn up unexpectedly uninvited they are called

kişiyi değil ve aniden beklenmedik bir şekilde davetsiz çıkıyorlar onlara

a party crasher an uninvited guest to your party so I might have a might have

parti bozucu deniyor partinize davetsiz bir misafir yani benim

a birthday party for mr. Duncan in August yes and I've invited these people

bir doğum günüm olabilir bay için parti Duncan Ağustos'ta evet ve ben bu insanları gelmeleri için davet ettim

people to come along and somebody else has found out about it and has just

ve başka biri bunu öğrendi ve yine de

decided to turn up anyway hmm but I didn't invite them but I don't want them

gelmeye karar verdi hmm ama onları davet etmedim ama

to actually come to the party and you probably don't want them to go there

aslında gelmelerini istemiyorum parti ve muhtemelen oraya davetsiz gitmelerini istemezsiniz

uninvited and probably unwanted guests a party crasher hmm I mean yes so yeah you

ve muhtemelen istenmeyen konuklar parti bozucu hmm yani evet yani evet

could say that at work you could be having a meeting and somebody uninvited

işte bir toplantı yapıyor olabilirsiniz ve davetsiz biri

to could come along so you're a bit of a party crasher hmm

gelebilir diyebilirsiniz yani siz biraz parti bozan hmm

what are you doing here they crash your party they come to the party they go to

senin burada ne işin var senin partini mahvediyorlar partiye geliyorlar

the party and they were not invited or even they they were not wanted there so

partiye gidiyorlar ve davet edilmediler hatta orada istenmiyorlardı bu yüzden

they weren't even allowed there and they still go to the party they crash the

oraya girmelerine bile izin verilmedi ve hala partiye git partiyi mahvediyorlar

party so here's another expression quite a few people now on the live chat yes

yani işte başka bir ifade şu anda canlı sohbette epeyce insan var evet

thank you very much for your greetings and also Ahmed says that is me I am a

selamların için çok teşekkür ederim ve ayrıca Ahmed diyor ki bu benim ben bir

party crasher lovely well if you've if you're a party crasher then you need to

parti bozucuyum güzel peki eğer varsan eğer' Partiyi bozan biriysen, o zaman

bring something to the party and you probably need to be the life and soul of

partiye bir şey getirmen gerekir ve bundan paçayı sıyırmak için muhtemelen partinin hayatı ve ruhu olman gerekir, bu senin

the party to get away with that is expression your party piece your party

ifaden, senin parti parçan, senin parti

piece this is something that you're able to do that is especially good amusing or

parçan, bu senin yapabileceğin bir şey. parti parçanız özellikle iyi, eğlenceli veya

odd your party piece maybe you're good at something and when you're at a party

tuhaf, belki bir şeyde iyisiniz ve bir partideyken

someone will say to you Oh will you sing that song hmm

birisi size Ah, o şarkıyı söyleyecek misin, hmm,

you sing that song ever so well that's your party piece something that that you

o şarkıyı çok iyi söylüyorsun, bu senin parti parçan, öyle bir şey diyecek ki iyi olduğunu gösterebilirsin

can perform that you're good at that you can show everybody else yes so something

herkese gösterebilirsin evet yani yaptığın bir şey ne

that you do so whenever you go to a party you always have this little thing

zaman bir partiye gitsen hep bu küçük şeye sahip olursun partilerde her zaman

this little act or performance that you always do at parties and we describe

yaptığın bu küçük hareket veya performans ve biz

that as your party piece maybe you're good at telling jokes and maybe you go

bunu şöyle tanımlarız parti parçanız belki şaka anlatmakta iyisinizdir ve belki

to lots of parties and and tell the same joke everybody everywhere and somebody

birçok partiye gidersiniz ve her yerde herkese aynı şakayı anlatırsınız ve biri

knows you and says oh oh that's his party piece telling jokes yeah it could

sizi tanır ve oh oh bu onun şakalar anlatan parti yazısıdır evet

be you could be able to roll your eyes in a strange way and I know somebody

olabilir. gözlerini garip bir şekilde yuvarla ve

that used to be able to turn their eyelids inside out so they used to turn

göz kapaklarını ters çevirebilen birini tanıyorum, bu yüzden

their eyelids inside out and it looked very bizarre and that's a you could say

göz kapaklarını ters çeviriyordu ve bu çok tuhaf görünüyordu ve bu

that that was their party piece something that that's fun yeah that they

onların parti parçası olduğunu söyleyebilirsin bu eğlenceli evet

can do it apart see my party piece is making my eyebrows move independently

bunu ayrı ayrı yapabiliyorlar bakın parti parçam kaşlarımı bağımsız hareket ettiriyor

yes see I can make my eyebrows dance on their own did it did it did it so

evet bakın kaşlarımı kendi başlarına dans ettirebiliyorum öyle mi yaptı öyle yaptı öyle yaptı

whenever you're in a social gathering mr. Duncan can do that and we can say

ne zaman sosyal bir toplantıda olsanız bay. Duncan bunu yapabilir ve bunun

that's his party piece because nobody asks very few people can do that so it's

onun parti parçası olduğunu söyleyebiliriz çünkü kimse bunu soramaz çok az insan bunu yapabilir yani bu

something unusual something odd funny or some kind of talent that you've got

alışılmadık bir şey tuhaf bir komiklik ya da bir tür yetenek sende var ki bu

that's the only talent I have he piece that's the only talent I have I have no

benim sahip olduğum tek yetenek o parça tek yetenek

other talent that's it I can make my eyebrows move up and down independently

Başka yeteneğim yok o kadar Kaşlarımı bağımsız olarak yukarı aşağı hareket ettirebiliyorum başka bir şey

that's it nothing else Germany Germany by the way of playing Mexico the World

değil Almanya Almanya Meksika oynayarak Dünya

Cup fascinating fascinating in just in in ten minutes well in fact in six

Kupası sadece on dakikada büyüleyici büyüleyici aslında altı dakikada

minutes happy Eid yes

iyi bayramlar evet

ve to everybody who celebrates Eid when I was in seeing my mother yesterday

ve bayram kutlayan herkese dün ben annemi görmeye gittiğimde

there were lots of people in very colorful sparkly outfits yesterday

dün çok rengarenk ışıltılı kıyafetler içinde

celebrating Eid his so he we got another one here

bayram kutlayan bir sürü insan vardı o yüzden buraya bir tane daha aldık

if mr. Duncan would put the screen on to be party to something that means to take

eğer bayım. Duncan, bir şeye taraf olmak için ekranı açar, yani

part in something secret be part of a secret group of people where you party

gizli bir şeye katılmak, gizli bir insan grubunun parçası olmak, buna parti yaptığınızda

to this you could say to somebody so something's come out that nobody knew

birine söyleyebilirsiniz, böylece kimsenin bilmediği bir şey ortaya çıkar

about and there's a group of people that are all have some knowledge of this and

ve bir grup vardır. herkesin bu konuda biraz bilgisi var ve

you can say somebody might ask you were you party to this so for example if if

birisinin sizin bu işte taraf olup olmadığınızı sorabileceğini söyleyebilirsiniz, örneğin eğer

something happened at work if something happened at work that was bad

işte bir şey olduysa, işte kötü bir şey olduysa,

so maybe somebody hit somebody or did something nasty to somebody at work or

belki biri birine vurmuştur veya birine kötü bir şey yapmıştır. işte ya da

bullied somebody at work that there's something if you if someone was being

işyerinde birine zorbalık yaptıysan bir şey olduğunu eğer işte biri

bullied at work and lots of people were bullying them somebody your boss finds

zorbalığa uğruyorsa ve birçok insan ona zorbalık yapıyorsa birisi bunu öğrenirse patronun bir

out about it called lots of people in and says will you party to this in other

sürü insanı içeri çağırır ve buna taraf olacak mısın yani diğer bir

words are you part of this sort of secret sort of the secrecy there we go

deyişle sen misin der bu türden gizli bir tür gizliliğin bir kısmı işte başlıyoruz, yani bu bir

so that's to be party to something it means you're involved in some way in

şeye taraf olmak, bir şekilde bir şeye dahil olduğunuz anlamına geliyor,

something so as I understand it it is connected to the word part could well be

yani anladığım kadarıyla bu kelimeyle bağlantılı, kısım

wonder what the spiders are doing shall we have a look at the spider I don't

örümceklerin ne olduğunu merak ediyor olabilir yapıyoruz örümceğe bir bakalım mı bir

think they're doing anything no it hasn't even moved it's typical that

şey yaptıklarını sanmıyorum hayır hareket bile etmedi tipik bir

spider yesterday would not stay still it was moving and walking and going all

örümcek dün hareketsiz durmazdı hareket ediyordu, yürüyordu ve her yere gidiyordu

over the place today it's doing nothing yes you're right about that mr. Duncan

bugün yapıyor hiçbir şey evet bu konuda haklısın bay Duncan'ın

to be party as something means to be part of something hmm

bir şey olarak parti olması, bir şeyin parçası olmak demektir hmm

so it doesn't mean party as such yes it means you're part of something that's it

yani bu, aslında parti olduğu anlamına gelmez, evet, bir şeyin parçası olduğun anlamına gelir,

something to be creative to be well or to be involved to be involved exactly

yaratıcı olmak, iyi olmak ya da dahil olmak, tam olarak

in something yes or two of course to have been informed says it's something

bir şeye dahil olmak evet ya da iki tabii ki bilgilendirilmiş olmak öyle bir şey diyor ki

so some people don't have this knowledge none of you have the knowledge and the

bazı insanlar bu bilgiye sahip değil hiçbirinizin bilgisi yok ve

people that do have knowledge about this thing a party to that so you can be

bu konuda bilgisi olan insanlar buna taraf oluyor yani siz

party to some information that means you know it but other people don't exactly

bazı bilgilere taraf olabiliyorsunuz sizin bildiğiniz ama diğer insanların tam olarak bilmediği anlamına gelir yani

so yes so yes the word party is actually derived from the word part to be

evet bu yüzden evet parti kelimesi aslında part to be dahil olmak kelimesinden türetilmiştir,

involved so I suppose a group of people who are involved together in one

bu yüzden sanırım tek bir faaliyette birlikte yer alan bir grup insan,

activity we would describe as party total party line I was he lying now this

parti toplam parti çizgisi olarak tanımlayabiliriz. Yalan söylüyordum, şimdi bu noktaya

has got to this has got two ways of explaining this this word word so a

geldi, bunu açıklamanın iki yolu var, bu kelime sözcüğü yani bir

party line if you're talking about a telephone it's a shared telephone line

ortak hat, eğer bir telefondan bahsediyorsanız, bu ortak bir telefon hattıdır,

so certainly in this country before everyone could afford to have their own

yani bu ülkede herkesin kendi hattını almaya gücü yetmeden önce kesinlikle ortak bir telefon hattıdır.

telephone line they had a shared line so if you were living at a block of flats

telefon hattı ortak bir hatta sahipti, bu nedenle

or another house next two years there might be one telephone line shared

önümüzdeki iki yıl bir apartmanda veya başka bir evde yaşıyorsanız,

between both houses or both flats or three flats or three houses and

her iki ev veya her iki daire veya üç daire veya üç ev arasında paylaşılan bir telefon hattı olabilir ve

sometimes you would use it you would pick up the phone to use the phone and

bazen onu kullanırdınız. telefonu kullanmak için telefonu kaldırın ve

you could hear the other people talking from the next-door house because it was

diğer insanların yan evden konuştuklarını duyabilirsiniz çünkü

the same line going into each house you can listen to other peoples conversation

her eve giden aynı hattı diğer insanların konuşmalarını dinleyebilirsiniz

that's right so party lines so when telephones first well in fact they were

bu doğru yani ortak hatlar yani telefonlar ilk geldiğinde Aslında,

still around when I was growing up having party lines because if you

ben büyürken ortak hatlara sahipken hala ortalıktaydılar çünkü

couldn't afford your own line you you shared it with somebody else hmm

kendi hattınızı karşılayamıyorsanız, onu başka biriyle paylaşırdınız hmm

but you had to make sure that you weren't on the telephone at the same

ama aynı anda telefonda olmadığınızdan emin olmanız gerekirdi.

time as then you so sorry right I'll call I've used the phone later but of

o zaman çok özür dilerim doğru ben arayacağım telefonu daha sonra kullandım ama

course you could listen in you could hear the clicks and so they still do

tabii ki dinleyebilirsin klik seslerini duyabilirsin ve bu nedenle

exist in some countries party lines but the other use of the word party line is

bazı ülkelerde hala varlar ortak hatlar ama ortak hat kelimesinin diğer kullanımı bir örgütün

the official ideas and attitude of an organization oh the party line

resmi fikirleri ve tutumu ah parti çizgisi buna

they would call that the party line so a political party has certain attitudes

parti çizgisi derlerdi yani bir siyasi partinin belirli tutumları

and certain beliefs and ideas and everybody in that political party has to

ve belirli inançları ve fikirleri vardır ve o siyasi partideki herkesin

in public a dear to all those same beliefs hmm so that's the party line the

kamuoyunda aynı inançlara değer vermesi gerekir hmm yani bu parti çizgisi,

thing that you must follow the thing that you is followed so the rules the

takip etmeniz gereken şey, takip ettiğiniz şey, yani kurallar,

regulations the attitude you must follow all of those things and collectively

düzenlemeler, tutum, uymanız gereken tüm bu şeyler ve toplu olarak, işte olabilecek

they are known as the party line that can happen at work mr. Duncan you're

parti çizgisi olarak bilinirler bay. Duncan

very distracting I'm just having a conversation on the phone did you mind I

çok dikkatimi dağıtıyorsun sadece telefonda konuşuyorum sakıncası var mı hiç

can't hear anything say you could be at work you could work for a certain

bir şey duyamıyorum işte olabilirsin belirli bir organizasyon için çalışabilirsin

organization for example I'm in sales so I work for a company and we have certain

örneğin ben satıştayım bu yüzden bir şirket için çalışıyorum şirket ve bizim belirli

beliefs and ideas you might not necessarily always believe all of them

inançlarımız ve fikirlerimiz var, hepsine her zaman inanmayabilirsiniz,

but you have to use those when you with your customers so that's the party line

ancak bunları müşterilerinizle birlikte kullanmalısınız, bu yüzden

everybody's agreeing to communicating messages in the same way and sometimes

herkesin mesajları aynı şekilde iletmeyi kabul ettiği parti çizgisi budur ve bazen

you'll get a politician who doesn't stick to the party line says what he

bir politikacı alırsınız. parti çizgisine bağlı kalmayan ne düşündüğünü söyler

thinks and gets into trouble and you might say Oh John he doesn't he doesn't

ve başı belaya girer ve siz Oh John diyebilirsiniz, o

stick to the party line he says what he thinks and you often lose your job in

parti çizgisine bağlı kalmaz o düşündüğünü söyler ve aşağıdaki gibi durumlarda genellikle işinizi kaybedersiniz

situations like this because particularly in political parties

Bunun nedeni, özellikle siyasi partilerde

everybody has to toe the line everybody has to be on message to say the same

herkesin sıraya girmesi gerekiyor, herkesin içindeyken aynı şeyi söylemek için mesajda olması gerekiyor, bu

thing when they're in public so there we go that's party line and it's coming up

yüzden işte parti hattı ve

to 4 o'clock so we can use 4 o'clock of course means that we're going very

saat 4'e geliyor, böylece 4'ü kullanabiliriz. saat tabii ki çok kısa bir süre sonra gideceğimiz anlamına gelir,

shortly so an expression to use when something is coming to an end is the

bu nedenle bir şey sona erdiğinde kullanılacak bir ifade,

party's over the party is over the party's over there we go it's just an

parti bitti parti bitti parti oraya gidiyoruz, bu sadece

expression to mean it's time to call it a day it's time to go

arama zamanının geldiğini gösteren bir ifadedir. bir gün gitme zamanı geldi

the part is over and this has been a party because there's thousands of you

bölüm bitti ve bu bir parti çünkü siz binlerce siz

millions of you watching and doesn't necessarily have to mean that we've had

milyonlarca izliyorsunuz ve

a party with drinks and streamers and pretty balloons but it's just an

içkiler, flamalar ve güzel balonlarla bir parti verdiğimiz anlamına gelmesi gerekmez ama bu sadece

expression to say something pleasant has come to an end the event the event is

hoş bir şey söylemek için bir ifade sona erdi olay etkinlik

coming to an end well that exactly four o'clock exactly

sona eriyor yani saat tam dört tam

four o'clock and I got to that particular phrase how you impressed mr.

dört saat ve ben o özel cümleye geldim bayı nasıl etkilediniz.

Duncan perfect timing and there you can see the spider is still asleep the party

Duncan mükemmel zamanlama ve orada örümceğin hala uyuduğunu görebilirsiniz,

never started for the spy those who are wondering that these are real spiders by

casus için parti hiç başlamadı, bu arada bunların gerçek örümcekler olduğunu merak edenler

the way and I will prove it at the end by playing you a sequence of video that

ve sonunda Steve'in söylediği bir dizi videoyu oynatarak bunu kanıtlayacağım.

Steve said was very boring because they weren't moving very much the mystery

çok sıkıcıydı çünkü gizemli deyimi çok fazla hareket ettirmiyorlardı, tüm cevabı vermek

idiom all we have a mystery idiom to give it the answer to there it is we had

için gizemli bir deyimimiz var,

quite a few guesses with mystery idiom a shot in the dark meaning to make a wild

gizemli deyimle epeyce tahminimiz vardı a shot in the dark anlamı hakkında vahşi bir tahmin yapmak

guess about something without knowing the full facts or having all the

tüm gerçekleri bilmeden veya tüm bilgilere sahip olmadan bir şey

information you have no clue as to the answer so you have a shocked in the dark

cevap hakkında hiçbir fikriniz yok bu yüzden karanlıkta

you make a guess you have a shot in the dark so it's time to go I've heard of

bir şok geçiriyorsunuz bir tahminde bulunuyorsunuz karanlıkta bir şansınız var yani gitme zamanı

what mr. steve is doing in the other room what are you doing Steve why did

Neyi duydum bayım . steve diğer odada ne yapıyorsun sen ne yapıyorsun steve neden

you come back in you can't talk in there

geri geldin orada konuşamazsın

okay where am i one of the spiders has moved but we've missed it oh okay it's

tamam ben nereye örümceklerden biri taşındı ama kaçırdık oh tamam

right up against the glass it doesn't matter because we are going to show some

camın tam karşısında önemli değil çünkü

excerpts from yesterday when I was actually filming when I was preparing

dün çekim yaparken

for today's livestream I actually did some filming yesterday so we are going

bugünün canlı yayınına hazırlanırken bazı alıntıları göstereceğiz aslında dün biraz çekim yaptım bu yüzden

now I will say goodbye thank you very much for joining us on the live chat

şimdi gidiyoruz vedalaşacağım bize katıldığınız için çok teşekkür ederim canlı sohbet

today lots of people were here saying hello thank you very much it's after

bugün pek çok insan burada merhaba diyordu çok teşekkür ederim

midnight apparently in Japan I have a fear of spiders says

görünüşe göre Japonya'da gece yarısından sonra örümcek korkum var

Claude it's time to say goodbye thank you for today's livestream and mr. Steve

Claude bugün vedalaşma zamanı diyor bugünkü canlı yayın için teşekkür ederim ve Mr. Steve

and yes and and lots of people are having lunch or going to see their

ve evet ve ve pek çok insan öğle yemeği yiyor veya

fathers today because it's Father's Day so how lovely unfortunately my father is

bugün babalarını görecek çünkü bugün Babalar Günü ne kadar güzel ne yazık ki babam

no longer alive so I can't celebrate Father's Day but in spirit I celebrate

artık hayatta değil bu yüzden Babalar Günü'nü kutlayamam ama ruhen

Father's Day with all of you who are now with your fathers today and I won't be

Babalar Günü'nü herkesle kutluyorum bugün babalarınızın yanında olan sizler ve ben

celebrating from Father's Day because I can't stand my father a different thing

babalar gününü kutlamayacağım çünkü babamın tamamen farklı bir şey yapmasına katlanamıyorum

altogether say it saves a lot of money though bye-bye I could bye to everyone

çok para kazandırıyor ama güle güle herkese güle güle dört gözle

look forward to seeing you all on Wednesday catch you later Steve bye mr.

bekliyorum Hepiniz çarşamba günü sonra görüşürüz Steve bye mr.

Steve has gone now and we will go so thanks for your company thank you to

Steve şimdi gitti ve biz gideceğiz, bu yüzden eşlik ettiğiniz için teşekkürler Lewis'e teşekkürler,

Lewis our by della also to Eugene thank you

bizim by della'ya da teşekkürler Eugene'e

very much I hope you've enjoyed today what mr. Steve is moving the camera I

çok teşekkürler Umarım bugün Mr. Steve kamerayı hareket ettiriyor

see oh we have a moving spider oh it looks like it's moving let's have a look

görüyorum ah hareket eden bir örümceğimiz var ah hareket ediyor gibi görünüyor hadi

there it is Oh was it was it moving just Steve it's it knows you see it knows

oraya bir bakalım ah hareket mi ediyordu sadece Steve gördüğünü biliyor

it's being filmed that's why very interesting so it stopped again isn't

filme alındığını biliyor bu yüzden çok ilginç tekrar durdu o kadar

that typical anyway we tried oh it's moving there it is did you see it it's

tipik değil zaten denedik oh oraya hareket ediyor

actually moving we actually got some live movement from the spider there it

aslında hareket ettiğini gördünüz mü aslında örümcekten bazı canlı hareketler aldık orada o yüzden

is so I hope you enjoyed that so now you have proof that the spiders are alive

umarım beğenmişsinizdir artık örümceklerin olduğuna dair kanıtınız var

indeed just in time thanks a lot for your company today it's been great

gerçekten tam zamanında canlı şirketiniz için çok teşekkürler bugün

having you here I hope you've enjoyed it even though there were one or two

burada olmanız harikaydı umarım beğenmişsinizdir bir iki sorun olmasına rağmen

problems one or two technical problems oh it's moving again it's crawling away

bir iki teknik problem oh yine hareket ediyor sürünerek uzaklaşıyor

it's going come back thanks a lot for your company I'm going now this is mr.

geri geliyor teşekkürler şirketiniz için çok şey şimdi gidiyorum bu bay.

Duncan in the birthplace of English saying thanks for following me today

İngilizcenin doğum yerindeki Duncan bugün beni takip ettiğiniz için teşekkür ediyor

I'll be back on Wednesday night at 10:00 p.m. UK time Steve is getting very

Çarşamba akşamı saat 22: 00'de döneceğim. İngiltere zamanı Steve

excited about the spider apparently it's going all over the place now oh there it

örümcek için çok heyecanlanıyor görünüşe göre şimdi her yere gidiyor oh işte

is there it is yes so this is now live the spider is moving well done and well

orada evet yani bu şimdi canlı örümcek hareket ediyor aferin ve

done Steve for your camera work there

aferin Steve kamera işlerin için orada

you certainly are not oh it stopped again typical I will go this is mr.

kesinlikle değilsin oh yine durdu tipik gideceğim bu bay.

Duncan in the birthplace of English saying thanks for watching me I'm going

Duncan, İngilizcenin doğum yerinde beni izlediğiniz için teşekkürler diyor.

to leave you with some scary shots of the spiders and of course you know

Sizi örümceklerden bazı korkunç fotoğraflarla baş başa bırakacağım ve tabii ki Çarşamba günü saat 22:00'de tekrar

what's coming next until we meet again on Wednesday at 10 p.m.

buluşana kadar bundan sonra ne olacağını bilirsiniz.

don't have nightmares

ta ta for now 8-)

şimdilik kabus görmeyin ta ta 8-)