TALKING POSH - English Addict / Live from England / Chat, Listen and Learn with Mr Duncan

what's that did you just see me you're not supposed to see me right at the start oh it

o da ne o ne az önce beni gördün beni en başta görmemen gerekiyor oh bu

always spoils the surprise oh hello there here we go yes we are back and yes we are

hep sürprizi bozuyor oh merhaba işte başlıyoruz evet geri döndük ve evet

slightly late for which i apologize but we are here anyway yes once again we are all

biraz geç kaldık bunun için özür dilerim ama yine de buradayız evet bir kez daha hepimiz

here to enjoy the english language it is english addict coming to you live from the birthplace

ingilizcenin tadını çıkarmak için buradayız o ingilizce bağımlısı size ingilizcenin doğum yerinden canlı olarak geliyor ki

of english which just happens to be can you believe it oh my goodness it's england

bu da oluyor inanabiliyor musunuz aman tanrım orası ingiltere

and don't let anyone tell you otherwise

ve kimsenin size aksini söylemesine izin vermeyin

okay i am here definitely now hi everybody this is mr duncan in england how are you today

tamam mı kesinlikle buradayım herkese merhaba millet ben ingiltere'den bay duncan bugün nasılsınız

are you okay i hope so are you happy well are you happy i hope so here we are then we

iyi misiniz umarım öyleyse mutlusunuzdur mutlusunuzdur umarım işte

are all here together again yes it's nice to see you here to see you very very nice

buradayız o zaman tekrar buradayız evet sizi burada görmek güzel görüşürüz çok çok güzel

in fact live from england it's myself and hopefully you as well if you are there hello

aslında ingiltere'den yaşıyorum ben ve umarım siz de oradaysanız merhaba merhaba

nice to see you here today thank you for joining me thank you for giving up some of your time

bugün sizi burada görmek güzel bana katıldığınız için teşekkür ederim zamanınızın bir kısmını

to spend your time with me spending my time with you i don't fully understand that but

benimle geçirmek için ayırdığınız için teşekkür ederim seninle zaman geçirdiğimde bunu tam olarak anlamıyorum ama

there you go so for those wondering who i am i talk about english i teach english i

işte benim kim olduğumu merak edenler için ingilizce hakkında konuşuyorum ingilizce öğretiyorum

like to chat on youtube about all sorts of things so here we are once again i hope you

youtube'da her türlü şey hakkında sohbet etmeyi seviyorum bu yüzden bir kez daha buradayız umarım

are having a super duper day we have made it all the way to the end of another week

yaşıyorsundur süper kandırılmış bir gün, bir haftanın daha sonuna kadar geldik

and we've all managed to survive almost it's sunday

ve hepimiz hayatta kalmayı başardık

yes here we are again we are back together and i hope you are feeling super duper today

neredeyse bugün pazar evet işte yine birlikteyiz ve umarım bugün de süper kandırılmış hissediyorsunuzdur

as well

we have lots of things coming up today we have the sentence game of course a lot of

bugün pek çok şey geliyor cümle oyunumuza sahibiz elbette birçok

people like playing the sentence game sometimes i am criticized for making it too hard and

insan cümle oyununu oynamayı seviyor bazen ben çok zorlaştırdığım için

sometimes i am criticized for making it too easy sometimes in this life you can't win

eleştiriliyorum bazen de çok kolaylaştırdığım için eleştiriliyorum bazen bu hayatta kazanamazsın

whatever you do even if you try to please everyone quite often you end up pleasing no

ne yaparsanız yapın herkesi memnun etmeye çalışsanız bile çoğu zaman kimseyi memnun edemezsiniz bu

one so i will try my best today i will try to make you all happy in my own special way

yüzden bugün elimden gelenin en iyisini yapacağım hepinizi kendi özel yöntemimle mutlu etmeye çalışacağım öncelikle

first of all once again sorry for being late sometimes when i'm preparing my live stream

geç kaldığım için bir kez daha özür dilerim bazen ben canlı yayınımı hazırlıyorum

the time actually goes by very quickly i don't realize just how fast time goes when i'm preparing

zaman aslında çok hızlı geçiyor özellikle bu ay pazar günleri canlı yayınımı hazırlarken zamanın ne kadar hızlı geçtiğini anlamıyorum

my live stream on sunday especially during this month because of course during february

çünkü tabii ki şubat ayında

i'm also doing some special daily live streams as well 28 days of february or as i like to

ayrıca her gün özel bir şeyler yapıyorum canlı yayınlar da şubatın 28 günü ya da benim tabirimle

call it you may have noticed i like to refer to this month as february very nice so that's

bu ayı şubat olarak adlandırmayı sevdiğimi fark etmişsinizdir çok güzel bu yüzden

what i'm doing during this month i'm doing actually live streams almost every day i don't

bu ay boyunca yaptığım şey aslında neredeyse her gün canlı yayın yapıyorum

know how i'm doing it but i am and it's been a very hectic month so far we are only seven

nasıl yaptığımı bilmiyorum ama öyleyim ve şimdiye kadar çok yoğun bir ay oldu

days into this month and already i feel as if i've had enough to be honest i really need

bu aya sadece yedi gün girdik ve daha şimdiden yeterince doyduğumu hissediyorum, dürüst olmak gerekirse gerçekten

a very long lie down on the floor i hope you are feeling super duper wherever you are in

çok ihtiyacım var yerde uzun süre yatın umarım dünyanın neresinde olursanız olun kendinizi süper kandırılmış hissediyorsunuzdur

the world don't forget you are welcome to join in wherever you are we will have flags

unutmayın, nerede olursanız olun katılabilirsiniz

of the world at three o'clock it would appear that many people like to see their flags waving

saat üçte dünya bayrakları olacak görünüşe göre birçok insan ekranda dalgalanan bayraklarını görmek hoşuma gidiyor

on the screen so yes we will we will do that no problem i don't mind doing it for you anything

bu yüzden evet yapacağız bunu yapacağız sorun değil sizin için

you want me to do

yapmamı istediğiniz herhangi bir şeyi yapmayı umursamıyorum

within reason of course not not anything i won't do anything but if you want me to do

tabii ki hiçbir şey değil hiçbir şey yapmayacağım ama eğer siz

something on here that won't get me banned from youtube feel free to say something hello

burada youtube'dan banlanmama neden olmayacak bir şey yapmamı istiyorsanız

to the live chat yes we have the live chat watching as well it would not be the live

canlı sohbete merhaba demekten çekinmeyin evet canlı sohbet de izliyoruz

stream without you i would be standing here talking to myself you see and it would be

sensiz canlı yayın olmazdı burada durmuş konuşuyor olurdum kendi kendime görüyorsun ve bu

really weird hello to racer oh hello racer velez guess what you are first on today's

gerçekten garip olurdu yarışçıya merhaba oh merhaba yarışçı velez tahmin et bugünün canlı sohbetinde ilk sen nesin

live

chat very nice i i suppose i could also say oh fancy pants

çok güzel sanırım ben de oh fantezi pantolon

okay that's enough of that we can't get too excited or exhausted we still have another

tamam bu kadar yeter bu kadar heyecanlanamayız veya bitkin hala daha bir

hour and 45 minutes to go you see we also have mr steve coming today even though he's

saat 45 dakikamız var bakın bugün bay steve de geliyor kendini

not feeling a hundred percent i don't know what's happened to mr steve i have a feeling

yüzde yüz hissetmemesine rağmen bay steve'e ne olduğunu bilmiyorum

maybe he has accidentally poisoned himself with his own food last week mr steve cooked

içimde bir his var geçen hafta kendi yemeğimi bay steve

the most amazing meal would you like to have a look at what mr steve made last week in

en harika yemeği pişirdi geçen hafta fritözümüzde bay steve'in ne yaptığına bir göz atmak ister misiniz

our air fryer because we have a new air fryer that mr steve bought for me and gave to me

çünkü bay steve'in benim için aldığı ve

last christmas so this is what mr steve cooked the other night can you guess what it is though

geçen noel'de bana verdiği yeni bir fritözümüz var yani bu Bay Steve'in geçen gece ne pişirdiğini tahmin edebilir misiniz ama

what is the meal that mr steve made the other night and i think maybe this meal has made

geçen gece Bay Steve'in yaptığı yemek nedir ve bence bu yemek

mr steve unwell i don't know why because i'm perfectly all right

Bay Steve'i rahatsız etti nedenini bilmiyorum çünkü ben tamamen iyiyim

there it is on the screen right now so that is the meal that mr steve made for me the

işte şu an ekranda duruyor yani geçen gece bay steve'in benim için yaptığı yemek bu

other night i think it was i think it was wednesday night he made this for me very nice

sanırım çarşamba gecesiydi bunu benim için yaptı çok güzel çok

very nice meal i enjoyed it but steve the next morning was complaining that his stomach

güzel bir yemek çok hoşuma gitti ama steve ertesi sabah midesinin

wasn't feeling very good so i don't know what happened i was perfectly all right so what

pek iyi hissetmediğinden şikayet ediyordu, bu yüzden ne olduğunu bilmiyorum, tamamen iyiydim, bu yüzden

is the meal that mr steve made for me the other night can you see what it is oh okay

geçen gece Bay Steve'in benim için yaptığı yemek neydi, ne olduğunu görebiliyor musun, oh tamam,

we we would appear to get yes we we have a lot of answers coming through already very

görünürdük evet almak için zaten çok hızlı bir şekilde gelen birçok cevabımız var

quick i keep forgetting that there there is no delay anymore so we used to have almost

artık gecikme olmadığını unutup duruyorum bu yüzden eskiden neredeyse

30 seconds of delay but now of course it's only around seven seconds thank you very much

30 saniyelik bir gecikmemiz vardı ama şimdi tabii ki sadece yedi saniye civarında ilginiz için çok teşekkür ederim

for your for your guesses oh lots of people getting it right you see very nice

tahminleriniz için oh birçok insan doğru anlıyor görüyorsunuz çok güzel çok

very nice hello maria hello also fatima hello also to belarusia nice to see you here as

güzel merhaba maria merhaba ayrıca fatima belarusya'ya da merhaba sizi de burada görmek güzel

well yes meatballs meat balls is what mr steve made last week with some lovely lamb and also

lots of herbs and spices and i like them to be honest i thought the meatballs tasted lovely

evet köfte otlar ve baharatlar ve dürüst olmak gerekirse onları seviyorum köftelerin tadının güzel olduğunu düşündüm

but mr steve said that they made his stomach go a little bit strange

ama bay steve midesinin biraz tuhaflaştığını söyledi

and it would appear that steve's stomach has not been the same since

ve görünüşe göre steve'in midesi eskisi gibi değil çünkü

who knows can i say hello to oh hello gulaya or gulia golia world hello to you as well

kim bilir merhaba diyebilir miyim oh merhaba gulaya veya gulia golia dünyası size de merhaba,

thanks for joining me today we are live every sunday by the way you can catch me live however

bugün bana katıldığınız için teşekkürler her pazar canlı yayındayız bu arada beni canlı yakalayabilirsiniz ancak

during this month the month of february i am with you every day 28 days so not only

bu ay şubat ayı boyunca her gün 28 gün sizlerleyim yani sadece değil

sunday but also every day from monday to friday and saturday as well and sunday during the

pazar ama aynı zamanda pazartesiden cumaya her gün ve cumartesi ve ayrıca

month of february

şubat ayı boyunca pazar

it would appear oh yes i think someone knows mr steve's stomach very well it would appear

görünürdü oh evet bence birileri bay steve'in midesini çok iyi biliyor görünüyor

that mr steve has a very sensitive stomach yes you might be right there i'm not sure

bay steve'in çok hassas bir midesi var gibi görünüyor evet haklı olabilirsiniz

if steve will be pleased that i'm telling you about this but you know i like to share

Steve bunu sana anlatmamdan memnun olur mu emin değilim ama biliyorsun

everything with you we don't like to keep secrets here on my english addict channel

seninle her şeyi paylaşmayı seviyorum burada ingilizce bağımlısı kanalımda sır saklamayı sevmiyoruz

shall we play spot the white van are you ready so we are going to start off today by playing

spot the white van oynayalım mı hazır mısın, bugün

spot the white van all you have to do is spot the white van so we see as soon as you see

beyaz minibüsü bul oynayarak başlayacağız tek yapman gereken beyaz minibüsü tespit etmek, böylece

a white van please let me know here it is so this is a live view out of the window right

beyaz minibüsü görür görmez görürüz, lütfen burada olduğunu bana bildirin, bu yüzden bu bir canlı şu anda pencereden dışarı bak

now and there it is now live and all you have to do is spot the white van it's simple it's

ve işte şimdi canlı ve tek yapman gereken beyaz minibüsü görmek çok basit

easy it's so easy anyone can play all you have to do is see the white van going across

herkesin oynayabileceği kadar kolay tek yapman gereken beyaz minibüsü

the road driving along the road in the distance but of course i'm always very strict with

yolun karşısına geçerken görmek yol uzakta ama tabii ki bu oyunda her zaman çok katıyım bu

this game it must be a white van nothing else we can't have white cars it must be a white

oyunda beyaz bir minibüs olmalı başka hiçbir şey beyaz arabalarımız olamaz beyaz bir

fan oh i think mary what did you see that was that a white van did i miss that i i thought

hayran olmalı oh bence mary ne gördün o oydu beyaz minibüs özledim mi

i saw a white van then can you please confirm that you saw a white van

beyaz bir minibüs gördüğümü sandım o zaman lütfen beyaz bir minibüs gördüğünüzü onaylayabilir misiniz

anyone else

başka biri

any more white vans i think i just saw one go across the screen yes it is a little bit

daha fazla beyaz minibüs sanırım az önce ekranda bir tane gördüm evet

misty today however in the east of england they are having very heavy snow can you believe

bugün biraz puslu ancak İngiltere'nin doğusunda çok yoğun kar yağıyor buna inanabiliyor musunuz,

it so over towards the east of england they are now under a lot of snow although here

İngiltere'nin doğusuna doğru şu anda çok kar altındalar ama burada

we are not having any snow very little snow at all has anyone seen another white van i

kar yok çok az kar hiç kimse başka bir beyaz minibüs gördü mü

think we had one a few moments ago we are going to wait for a few more moments to see

sanırım bir kaç dakika önce bir tane yaşadık bir kaç dakika daha bekleyeceğiz

if we can have another white van on the screen come on white fan where are you

bakalım bir beyaz minibüs daha ekrana gelebilir mi hadi beyaz hayran neredesin

i can't wait

sabırsızlanıyorum

of course it is sunday and i would imagine that there aren't many white vans driving

tabi ki bugün pazar ve hayal ederdim Pazar günleri ortalıkta dolaşan çok fazla beyaz kamyonet yok

around on sunday because during the week the white vans are very busy doing lots of things

çünkü hafta boyunca beyaz kamyonetler koli teslim etmek gibi birçok şeyle çok meşguller

like delivering parcels i will wait for a few more moments oh i think that was a cyclist

birkaç dakika daha bekleyeceğim oh sanırım o bir bisikletçiydi

that's unusual is that is that someone on a bicycle did you just see someone go by on

bu alışılmadık bir şey bisikletli biri az önce birinin bisikletle geçtiğini gördün mü

a bicycle then i thought that was a bicycle it can't be

sonra bunun bisiklet olduğunu düşündüm olamaz

maybe the cyclist is riding a penny farthing

belki bisikletçi bir metelik sürüyor

oh come on this is very disappointing i think we've only had one van so far it must be a

oh hadi ama bu çok hayal kırıklığı yarattı sanırım sadece bir minibüsümüz oldu şimdiye kadar

white van

five more seconds and then we will abandon

beş saniye daha beyaz bir minibüs olmalı ve sonra vazgeçeceğiz

no it doesn't look like it it doesn't look like we're going to have another white van

hayır öyle görünmüyor başka bir beyaz minibüs

go across i'm rather disappointed i will be honest with you i feel slightly down in the

geçecek gibi görünmüyor oldukça hayal kırıklığına uğradım dürüst olacağım senin yanındayken kendimi biraz üzgün hissediyorum

mouth oh there it is yes everyone did you see that that was a white van definitely did

oh işte evet herkes bunun beyaz bir minibüs olduğunu gördünüz mü kesinlikle

you see the white van please someone confirm yes there it is

beyaz minibüsü gördünüz mü lütfen biri onaylasın evet işte orada

i saw a white van everyone did you see the white van well i did anyway unless of course

beyaz bir minibüs gördüm herkes beyaz minibüsü gördünüz mü eh yine de yaptım tabi beynimde

i'm having some sort of

bir tür

illusion in my brain maybe yes it was a white van definitely

yanılsama yaşamadığım sürece belki evet kesinlikle beyaz bir minibüstü kesinlikle kesinlikle

definitely i can officially say that that was a white van

resmi olarak bunun beyaz bir minibüs olduğunu söyleyebilirim

so we can continue now with today's live stream i hope you enjoyed playing along there mr

böylece bugünün canlı yayınına devam edebiliriz umarım beğenmişsinizdir orada oynuyorlar bay

steves meatballs

steves köfteleri

apparently meatballs are very popular in ikea really so you mean when you go along to to

görünüşe göre köfteler ikea'da gerçekten çok popüler, bu yüzden

buy your flat pack furniture you actually go to the restaurant so perhaps they have

demonte mobilyalarınızı almaya gittiğinizde aslında restorana gidiyorsunuz yani belki de

restaurants in ikea i don't know so you go into the restaurant in ikea and in ikea they

ikea'da restoranları var bilmiyorum o yüzden giriyorsunuz ikea'daki restoran ve ikea'da

sell meatballs interesting i didn't know that but now i do you learn something new every

ilginç köfte satıyorlar bunu bilmiyordum ama şimdi her gün yeni bir şey öğreniyorum

day hello bo trotter oh hello bo nice to see you here today i am new here and i am watching

merhaba bo trotter oh merhaba bo bugün sizi burada görmek güzel burada yeniyim ve

in london bo hello to you and welcome i always like to say hello to anyone new watching so

londra'da izliyorum bo sana merhaba ve hoşgeldin her zaman yeni izleyenlere merhaba demek isterim bu yüzden

if it is your first time please let me know thank you very much hello valentina also we

eğer ilk kez izliyorsan lütfen bana haber ver çok teşekkür ederim merhaba valentina bizde de

have

norfolk hello norfolk dash cam nice to see you here as well of course dash cams are very

norfolk var merhaba norfolk dash cam seni de burada görmek güzel tabii ki dash kameralar

popular now a lot of people have little cameras the pointing out towards the front of their

artık çok popüler, birçok insanın araçlarının önünü gösteren küçük kameraları var

vehicle and sometimes they put them at the back as well and they film everything that

ve bazen onları arkaya da koyuyorlar ve yol boyunca sürerken etraflarında olup biten her şeyi filme alıyorlar.

happens around them whilst they're driving along the road so if there is an accident

bir kaza mı

or someone does something that they shouldn't you have a permanent record on your dash cam

yoksa birisi yapmaması gereken bir şey mi yapıyor Araç kameranızda kalıcı bir kaydınız var hoşuma gidiyor

i like it i am in much wenlock in shropshire very close to wales but you are watching in

Galler'e çok yakın olan Shropshire'da çok wenlock'tayım ama

norfolk at the moment norfolk are you having snow at the moment in norfolk i believe you

şu anda norfolk'ta izliyorsunuz norfolk'ta kar yağıyor mu? norfolk'ta şu an norfolk bölgesinde şu

are getting a lot of snow at the moment in the norfolk area if you are driving at the

anda çok kar yağdığına inanıyorum şu

moment please drive carefully hello to human being hello to you from another human being

anda araba kullanıyorsanız lütfen dikkatli sürün insana merhaba başka bir insandan size merhaba

hi there how are you today thank you very much for your messages so far lots of people

merhaba bugün nasılsınız bugün nasılsınız teşekkür ederim çok mesajlarınız için çok fazla

here today we are talking about being posh do you like that being posh do you know someone

bugün burada bir sürü insan havalı olmaktan bahsediyoruz havalı olmayı seviyor musunuz havalı birini tanıyor musunuz

who is posh do you do you know a person who is very posh maybe they are very sophisticated

çok havalı birini tanıyor musunuz belki onlar çok sofistike

maybe they consider themselves to be perhaps upperclass ooh so we will be looking at some

belki kendilerini düşünüyorlar belki üst sınıf olmak ooh, bu yüzden birkaç dakika sonra

words and phrases connected to being posh in a few moments time also of course we have

posh olmakla bağlantılı bazı kelime ve deyimlere bakacağız, ayrıca elbette

the sentence game mr steve will be joining us in the studio i hope unless of course at

cümle oyunumuz var Bay Steve stüdyoda bize katılacak, umarım tabii şu

the moment he is lying on the bed feeling unwell i'm not sure at the moment tatiana

anda o değilse yatakta yatıyor kendini iyi hissetmiyor şu anda emin değilim tatiana

hello tatiana apparently tatiana says the queen of england is posh yes i suppose so

merhaba tatiana görünüşe göre tatiana ingiltere kraliçesinin havalı olduğunu söylüyor evet sanırım bu yüzden

a lot of people use the queen as a way of working out how posh they are for example

pek çok insan kraliçeyi ne kadar havalı olduklarını anlamanın bir yolu olarak kullanıyor

you can't really compare me to the queen because i'm not wealthy like the queen i'm not posh

beni gerçekten kraliçeyle kıyaslayamazsın çünkü ben kraliçe gibi zengin değilim kraliçe gibi gösterişli değilim

like the queen i don't come from a wealthy family like the queen you see so i'm very

gördüğün kraliçe gibi varlıklı bir aileden gelmiyorum bu yüzden

different from the queen very different indeed

kraliçeden çok farklıyım çok farklı gerçekten

hello to oh we have luis mendes hello lewis nice to see you how are things in france now

merhaba ah bizde luis mendes var merhaba lewis sizi görmek güzel fransa'da işler şu an nasıl

yes we have we are having a lot of storms a lot of snow storms coming in from the east

at the moment blowing across parts of germany also across the netherlands and then right

ayrıca hollanda genelinde ve sonra hemen

over to england so at the moment in the east of england a lot of people are getting heavy

ingiltere'de yani şu anda ingiltere'nin doğusunda pek çok insan yoğun

snow although looking out of the window at the moment we are not having much snow here

kar yağıyor, ancak şu anda pencereden dışarı bakıyoruz, burada fazla kar yok

in fact this is the view right now outside of the windows this is the view right now

aslında manzara bu doğru şimdi pencerelerin dışındaki manzara bu, şu anda

at 28 minutes past two on a sunday the 7th of february and we are live from much wenlock

7 Şubat Pazar günü saat ikiyi 28 geçe ve

in england in shropshire a lovely scenic part of the world and there is the view from my

İngiltere'deki Wenlock, Shropshire'dan canlı yayındayız, dünyanın güzel manzaralı bir parçası ve stüdyomun penceresinden manzara bu.

studio window right now so i can definitely confirm that we have no snow not a single

şu anda kar olmadığımızı kesinlikle doğrulayabilirim tek bir

flake of snow has fallen

kar tanesi bile düşmedi

hello unfortunately jake hello jake are you living in the south of england me no i'm in

merhaba ne yazık ki jake merhaba jake İngiltere'nin güneyinde mi yaşıyorsunuz ben hayır oradayım

the i'm in the west of england very close to wales so the place that i live in is in

ingiltere'nin batısındayım çok yakınım Galler'e yani yaşadığım yer

shropshire a lot of people you will be amazed how many people have never heard of shropshire

Shropshire'da bir çok insan Shropshire'ı hiç duymamış olmasına şaşıracaksınız

ever never heard of it it's amazing if you go down south and if you talk about shropshire

Güneye inerseniz inanılmaz olur ve Shropshire hakkında konuşursanız

no one knows where it is they say where where is where is it on another planet

kimse nerede olduğunu bilmez derler ki nerede başka bir gezegende nerede

actually if you come here to shropshire you might think that you you are on another planet

aslında buraya shropshire'a gelirseniz başka bir gezegende olduğunuzu düşünebilirsiniz

to be honest yes so how is your mum mr duncan my mum is comfortable and yes it has been

dürüst olmak gerekirse evet peki anneniz nasıl Bay Duncan annem rahat ve evet oldu

it has been a very strange week i will be honest with you a very strange week

çok garip bir hafta oldu sana karşı dürüst olacağım çok garip bir hafta

edit says i don't like the white van game oh okay sorry about that

düzenlemesi beyaz minibüs oyununu sevmediğimi söylüyor oh tamam bunun için üzgünüm

i don't know what to say hello also hassan hassan olad watching in south africa hello

ne diyeceğimi bilmiyorum merhaba ayrıca hassan hassan olad güney afrika'da izliyor merhaba size merhaba

to you nice to see you here as well on the live stream today we are live yes some people

sizi de burada canlı yayında görmek güzel bugün canlı yayındayız evet bazı insanlar

like the white van game and some people don't

beyaz minibüs oyununu beğeniyor ve bazı insanlar

hello so yanish

merhaba demiyor yani yanish

says this is a sporadic visit uncle duncan uncle duncan okay then

bunun ara sıra yapılan bir ziyaret olduğunu söylüyor duncan amca duncan duncan amca tamam o zaman

why do you call me uncle duncan

neden sen bana duncan suryanch amca deyin

suryanch raj dubai says this is a quick visit mr duncan or uncle duncan uncle duncan

raj dubai bunun hızlı bir ziyaret olduğunu söylüyor bay duncan veya duncan amca duncan amca hakkında

do i have a nephew out there that i know nothing about i'm very confused by that this is a

hiçbir şey bilmediğim bir yeğenim var mı bu gerçekten harika bir akış olduğu için kafam çok karıştı

really cool stream i am glad i stumbled across it i hope to meet some new youtube friends

tökezlediğime sevindim karşısında, burada bazı yeni youtube arkadaşlarıyla tanışmayı umuyorum,

here well it's a good place to meet people i suppose if you are joining in on the live

burası insanlarla tanışmak için iyi bir yer, sanırım canlı

chat you can find anyone anywhere in the world so we have people now watching not only in

sohbete katılıyorsanız, dünyanın herhangi bir yerinde herhangi birini bulabilirsiniz, bu nedenle artık yalnızca İngiltere'de değil, aynı zamanda izleyen insanlarımız var.

england but also around the world as well all over the place

dünyanın her yerinde ve her yerde

uncle duncan and uncle steve i'm not sure about that i don't know why since since i

duncan amca ve steve amca bundan emin değilim neden

started to be called uncle duncan i i have i've really felt old to be honest i used to

duncan amca olarak anılmaya başladığımdan beri kendimi gerçekten yaşlı hissettim dürüst olmak gerekirse eskiden öyleydim ta ki

feel really young until until my sister's starting having children and now i'm uncle

kız kardeşim çocuk sahibi olana kadar kendimi gerçekten genç hissediyorum ve şimdi ben

duncan i don't know why

Duncan amcayım neden bilmiyorum merhaba ben

hello too oh my goodness

de aman tanrım

hello lv mo today we are going to be weirdos well there's nothing new there if you are

merhaba lv bugün tuhaf olacağız pekala, eğer

a regular viewer of this live stream you will know that it is always a little bit weird

düzenli bir izleyiciyseniz orada yeni bir şey yok Bu canlı yayında, buraların her zaman biraz tuhaf olduğunu

around here in a few moments we have mr steve joining us on the live chat yes we do have

birkaç dakika içinde anlayacaksınız, canlı sohbette bize katılan Bay Steve var evet,

a lot of mr steve fans so mr steve will be with us in a few moments from now and yes

çok sayıda Bay Steve hayranımız var, bu yüzden Bay Steve birkaç dakika içinde bizimle olacak. şu andan itibaren ve evet

this week poor mr steve has had a bad stomach

bu hafta zavallı Bay Steve'in midesi bulandı

we will have mr steve withers in a few moments we might even be joined by lord steve oh so

birkaç dakika içinde Bay Steve'in solmasına neden olacağız Lord Steve bize bile katılabilir oh yani bu

that is the posh version of mr steve in a few minutes but first we are going to take

birkaç dakika içinde Bay Steve'in gösterişli versiyonu ama önce biz

a look at one of my full english lessons would you like to have a look at an excerpt from

tam ingilizce derslerimden birine göz atacaksınız derslerimin birinden bir alıntıya bakmak ister misiniz, işte

one of my lessons so here we go this is taken from full english number 26 and yes there

başlıyoruz bu tam ingilizce 26 numaradan alınmıştır ve evet tam

are literally hundreds of english lessons on my youtube channel hundreds i'm not joking

anlamıyla yüzlerce ingilizce dersi var youtube kanalım şaka

have a look later hundreds this is one of my full english lessons as i mentioned it

yapmıyorum yüzlerce sonra bir bak yüzlerce bu tam ingilizce derslerimden biri bahsettiğim gibi

is an excerpt from full english number 26 and then after this hopefully i'm keeping

tam ingilizce sayısı 26'dan bir alıntı ve bundan sonra umarım

my fingers crossed hopefully mr steve will be here very soon don't go away

parmaklarımı çapraz tutuyorum umarım bay steve yapacak yakında burada ol gitme gitme

i don't know about you but i love hearing gossip to gossip is to talk freely about another

seni bilmem ama ben dedikodu dinlemeyi seviyorum başka birinin hayatı hakkında özgürce konuşmaktır

person's life the things you have heard about another person regardless of whether you know

başka biri hakkında

it to be true or not the word gossip can be used as a noun or a verb a person who gossips

duyduklarını bilsen de bilmesen de dedikodu kelimesi isim veya fiil olarak kullanılabilir dedikodu yapan kişi

is a gossip they like to gossip about other people the things said are the gossip you

dedikodudur başkaları hakkında dedikodu yapmaktan hoşlanır söylenen şeyler dedikodudur

can hear gossip from others gossip can be described as hearsay title tattle rumor scandal

başkalarından dedikodu duyabilirsiniz dedikodu kulaktan dolma başlık dedikodusu dedikodu skandalı olarak tanımlanabilir

you will often find that very small towns and villages will have local gossip a person

genellikle çok küçük kasaba ve köylerin yerel dedikoduları olduğunu görür, çevrede olup

who seems to know all about what is happening in the surrounding area is the local gossip

bitenler hakkında her şeyi biliyor gibi görünen bir kişi yerel dedikodudur, ona ne

be careful what you say to her she is the local gossip around here so gossip can be

söylediğinize dikkat edin, o buralarda yerel dedikoducudur, bu nedenle dedikodu olabilir.

the person spreading the rumors or the thing that is being said some people like to read

dedikoduları yayan kişi, bazı insanlar

about celebrity gossip on the internet or in magazines a gossipy person will often be

ünlülerin dedikodularını internette veya dergilerde okumayı sever, dedikoducu bir kişiye bilgiyi nereden

reluctant to tell you where they got the gossip from if you ask them where they got the information

aldıklarını sorarsanız, dedikoduları nereden aldıklarını size söylemekten genellikle çekinir.

they will often reply with a little bird told me

sık sık küçük bir kuş bana

it's time now to take a look at another buzzword a buzzword is a word or phrase that is used

şimdi başka bir moda kelimeye bakma zamanının geldiğini söyledi şeklinde cevap verirler.

during a certain period of time today's buzzword is redact the word redact means to conceal

or hide information which may be unsuitable or sensitive to conceal parts of printed text

that is deemed private or classified is to redact to edit a report before publication

özel kabul edilen veya sınıflandırılmış basılı metin bölümlerini gizlemek için uygun olmayabilir veya hassas olabilir, bir raporu yayınlanmadan önce düzenlemek için yeniden düzenlemektir,

is to redact the redacted secret service report was published yesterday to censor or obscure

düzeltilmiş gizli servis raporu dün yayınlandı,

something so it cannot be seen is to redact the leaked memo did not reveal much due to

bir şeyi görünmeyecek şekilde sansürlemek veya karartmak için yeniden düzenlemektir sızdırılan not, yoğun bir şekilde yeniden düzenlendiği için fazla bir şey ortaya çıkarmadı, düzeltmeyi

it being heavily redacted the person doing the redacting is the redactor the 20-page

yapan kişi redaktördür 20 sayfalık

report was redacted to just a few paragraphs to redact is to edit censor cover expogate

rapor, redaksiyon için sadece birkaç paragraf olacak şekilde yeniden düzenlendi, sansür için kapak açıkla,

suppress to hide something so it cannot be seen is to redact

bir şeyi görünmeyecek şekilde gizlemek için bastır

have you ever seen a prefix in an english word well in fact there are lots of them in

İngilizce bir kelimede hiç bir önek gördünüz mü, aslında onlardan çok var,

fact there might be more than you realize there are many occurrences of prefixes in

aslında tahmin ettiğinizden daha fazla olabilir,

english words that serve to dramatically change the meaning of the original word for example

İngilizce kelimelerde orijinal kelimenin anlamını önemli ölçüde değiştirmeye hizmet eden birçok önek oluşumu vardır. örneğin,

the prefix pseudo before a word denotes something as fake or artificial for example pseudo science

bir kelimenin önündeki pseudo öneki bir şeyi sahte veya yapay olarak ifade eder, örneğin sözde bilim, akredite

refers to a practice of science that has not been accredited or qualified it is seen as

edilmemiş veya nitelendirilmemiş bir bilim pratiğine atıfta bulunur,

untrue and meritless another good example is the prefix quasi which defines something

doğru ve değersiz olarak görülür, başka bir iyi örnek, görünen bir şeyi tanımlayan quasi önekidir.

that appears real but is in fact the opposite for example quasi-political an action appears

gerçek ama aslında tam tersi, örneğin yarı-politik bir eylem

to be stating an opinion but in fact is doing the opposite you might say that these two

bir görüş belirtiyor gibi görünüyor ama aslında tam tersini yapıyor, bu iki

examples have similar meanings another example of a prefix is retro this particular prefix

örneğin benzer anlamlara sahip olduğunu söyleyebilirsiniz başka bir önek örneği retro bu belirli önek

means to go backwards or regress for example retro migration which means return to your

gitmek anlamına geliyor geriye doğru veya gerileme, örneğin menşe yerinize geri dönüş anlamına gelen retro göç, menşe

place of origin migration back to a place of origin the prefix an before a word denotes

yerine geri göç, bir kelimenin önündeki a öneki

an opposite meaning such as unapologetic there are many prefixes in the english language

pişmanlık duymayan gibi zıt bir anlamı ifade eder, İngilizce dilinde bazıları şeklini alan birçok önek vardır.

some of which take the form of combining words such as anti auto and omni

anti auto ve omni gibi kelimeleri birleştirerek

how many prefix words do you know

kaç tane önek kelime biliyorsun

okay that was an excerpt from one of my full english lessons and yes you can catch all

tamam bu tam ingilizce derslerimden birinden bir alıntıydı ve evet

of my lessons on my youtube channel and as i mentioned a few moments ago there are literally

derslerimin tamamını youtube kanalımda izleyebilirsiniz ve birkaç dakika önce bahsettiğim gibi orada Wenlock'un hemen dışındaki 150 dönümlük arazisiyle ilgilenen malikanesinden

hundreds of them

we are joined now in the studio by a very special guest from his manor house just outside

çok özel bir konuk şimdi stüdyoda bize katılıyor ve

much wenlock tending to his 150 acres of land and is 10 000 sheep and he has named every

10.000 koyun ve

single one of those sheep they all have their own names it is ladies and gentlemen our special

hepsinin sahip olduğu koyunların her birine isim verdi. kendi isimleriniz bayanlar ve baylar özel

guest lord steve

konuğumuz lord steve

oh mr duncan it's wonderful is that your name do i address you as mr duncan do i yes you

oh bay duncan bu harika, adınız size

can okay uh well yes thank you for inviting me on to your uh what is this um some kind

bay duncan diye hitap ediyor muyum evet yapabilirsiniz tamam ah pekala evet beni davet ettiğiniz için teşekkür ederim ah bu nedir um bir

of online thing is it mr duncan this is this is the internet internet it's internet interesting

tür çevrimiçi şey mi Bay Duncan bu internet internet bu

have you heard of the internet every ugly i think my uh housekeepers deal with all that

internet ilginç interneti duydunuz mu her çirkin şeyi bence benim hizmetçilerim tüm bu

sort of thing it's where common people come to look at pornography oh we don't say common

tür şeylerle uğraşır orası sıradan insanların pornografiye bakmaya geldiği yer oh biz sıradan

people they're just mere workers on my estate you know they will help out i pay them you

insanlara mülkümde sadece işçiler olduklarını söyleme, yardım edeceklerini biliyorsun, onlara maaş ödüyorum, biliyorsun bu

know a living wage that's good yes well it's absolutely this is a fascinating experience

iyi bir geçim ücreti evet, kesinlikle bu büyüleyici bir deneyim

mr duncan i i'm not sure i've ever been how do you say it online you are online yes um

Bay Duncan ben emin değilim hiç çevrimiçi olduğunu nasıl söylersin çevrimiçisin evet um

certainly on something fascinating well my driver dropped me off later so earlier on

kesinlikle büyüleyici bir şeyde şoförüm beni daha sonra

this morning mr duncan what car did you use oh i think you just used the range rover i

bu sabah erkenden bıraktı bay duncan hangi arabayı kullandın oh sanırım az önce range rover kullandın

think some kind of you know four-wheel drive thing i've never driven it myself what's happened

sanırım bir tür Dört tekerlekten çekiş olayını biliyorsunuz, onu kendim hiç sürmedim, olan şey

is is the rolls-royce in the garage uh i don't really they're a bit vulgar these days rolls-royce

garajdaki rolls-royce uh, gerçekten bilmiyorum, bu günlerde biraz kabalar rolls-royce

says i think you'll find that uh sort of landed people like myself like to drive around in

sanırım bulacağını söylüyor benim gibi toprak sahibi insanlar,

something where all four wheels are driven okay well well in a pale sort of a dark sort

dört tekerleğin de sürüldüğü bir yerde araba sürmeyi severler, pekala, pekala, soluk bir tür, koyu bir tür

of highland green would you like to say hello to the great unwashed out there because where

yayla yeşili içinde, oradaki yıkanmamış büyüklere merhaba demek ister misiniz çünkü

are they mr duncan they're out there watching on their their devices i can't see them see

onlar neredeler? Bay Duncan orada kendi cihazlarında izliyorlar onları göremiyorum

them but they can see you oh maybe i need my binoculars so that i can see them you certainly

ama onlar sizi görebiliyor oh belki onları görebilmem için dürbünlerime ihtiyacım var sizin kesinlikle bir

need something oh well so far so good i can't see anyone though this is the problem they

şeye ihtiyacınız var oh peki şimdiye kadar çok iyi yapabilirim' kimseyi görmeme rağmen problem bu

can see you okay well let's assume that that is the case so and i will say uh hello goodbye

seni görebilirler tamam peki hadi durumun böyle olduğunu varsayalım ve uh merhaba güle güle diyeceğim

and all sorts of stupid things of course we are known for being a bit silly you know i

ve her türlü aptalca şey tabii ki biraz aptal olmakla tanınırız bilirsiniz

feel that the character is starting to slip i can't keep this up forever mr duncan i've

bunu hissediyorum karakter kaymaya başlıyor bunu sonsuza kadar sürdüremem bay duncan

noticed you know it was it was going really well and then i could i could slowly tell

gerçekten iyi gittiğini bildiğinizi fark ettim ve sonra yavaş yavaş bay

that mr steve's character was slow i might slip in and out of it i need to draw attention

steve'in karakterinin yavaş olduğunu söyleyebilirim içeri girip çıkabilirim buna dikkat çekmem gerekiyor

to it mr duncan do you ever watch a terrible movie and and the people in it the people

bay duncan hiç korkunç bir film izlediniz mi ve filmdeki insanlar filmdeki insanlar

in the movie are trying to to put on accents but but during the movie the accents slowly

aksan takmaya çalışıyor ama film sırasında aksanlar yavaş yavaş

disappear and i think that that's what was happening then with you when i grew up mr

kayboluyor ve bence bu ben büyüdüğümde sizinle oluyordu bay

duncan i was we i had a very posh accent in fact uh we ought to get out the recordings

duncan ben öyleydim çok havalı bir aksanımız vardı aslında uh gençliğimin kayıtlarını çıkarmalıyız bu

of when i was younger hello by the way everybody this is me now it's it's no longer lord steve

arada millet bu benim artık o artık lord steve değil

but that hat i said this to steve a few months ago i said this a few months ago steve you

ama o şapka bunu steve'e birkaç ay önce söyledim bunu birkaç ay önce söyledim steve

look brilliant when you are wearing this sort of clothing it really does suit you and we

bu tür giysiler giydiğinde harika görünüyorsun sana gerçekten yakışıyor ve

have this slight fantasy don't we one day we are going to buy some clothing and we're

bu küçük fantezimiz var, değil mi bir gün biz biraz kıyafet alacağız ve

going to walk around much wenlock like country gentlemen and everyone will have to bow well

taşralı beyefendiler gibi wenlock'ta dolaşacağız ve herkesin iyi bir şekilde eğilmesi gerekecek

you'll have to you'll have to follow a few steps behind me i think yes so you can be

senin de benim birkaç adım arkamdan gelmen gerekecek bence evet böylece sen

lord steve and i can pretend to be your servant i can be your servant sort of bowing behind

lord steve olabilirsin ve ben senin hizmetkarın gibi davranabilirim, senin hizmetkarın olabilirim, bir nevi arkanda eğilirim,

you so maybe i'll drop in and out of character because i understand mr duncan that you are

bu yüzden belki karaktere girip çıkarım çünkü Bay Duncan'ın siz olduğunuzu anlıyorum,

uh the theme of today's live stream is being posh is that right yes we are looking at some

uh, bugünkü canlı yayının teması havalı olmak, doğru mu? evet,

words and phrases connected to being posh and it is an interesting word i always think

havalı olmakla bağlantılı bazı kelime ve deyimlere bakıyoruz ve bu ilginç bir kelime.

the word posh is used in many ways so we always think of something that is high class or something

that might be sophisticated but posh is often used in many other ways as well if we are

başka birçok şekilde de kullanılır, eğer

describing something if we are trying to impress someone with something we we had a neighbor

bir şeyi tarif ediyorsak, birini bir şeyle etkilemeye çalışıyorsak, bizim buralarda yaşayan bir komşumuz vardı,

who lived around here she's gone now she's moved away so i can talk about her but we

o gitti, o taşındı, onun hakkında konuşabilirim ama bizim

had a neighbor and everything she did mr steve everything she did everything she bought everywhere

bir komşumuz vardı ve onun yaptığı her şey Bay Steve yaptığı her şeyi yaptı, satın aldığı her şeyi gittiği her yerde

she went it was always somewhere posh posh and that she would say that she would say

her zaman lüks ve lüks bir yerdi ve

oh i went away last weekend i went away to a very posh hotel it was never an ordinary

oh diyeceğini söylerdi, geçen hafta sonu gittim çok lüks bir otele gittim, asla sıradan bir

hotel never ordinary or oh yes last weekend my my uh my children came and we went to a

otel değildi, asla sıradan değildi veya oh evet geçen hafta sonu benim uh çocuklarım geldi ve

very posh restaurant very posh we all know people like this so that she could never go

çok lüks bir restorana gittik çok lüks hepimiz böyle insanları tanıyoruz ki o asla hiçbir

anywhere or do anything without it being posh i know i mean there's a chain a very well

yere gidemez veya gösterişli olmadan hiçbir şey yapamaz yani biliyorum yani bir zincir var çok iyi

known chain of department not department stores food shops called the co-op in the uk okay

bilinen departmanlar zinciri, büyük mağazalar değil, İngiltere'de kooperatif olarak adlandırılan yiyecek dükkanları, tamam

that's a bit low brow well the co-op is it's just it's just a grocery shop yeah it's a

bu biraz alçakça, kooperatif sadece bir bakkal dükkanı, evet, bir

supermarket chain supermarket chain average sort of chains very popular here in the uk

süpermarket zinciri, süpermarket zinciri, ortalama türden zincirler burada çok popüler Birleşik Krallık'ta

i don't know about other countries whether you have co-ops there or something called

diğer ülkelerde kooperatifleriniz var mı bilmiyorum ya da

the co-op anyway it's just an ordinary shop and uh she said well i went to um went to

kooperatif diye bir şey var mı zaten orası sıradan bir dükkan ve o iyi dedi ben gittim

my shopping the other day i was in this area and i went to a co-op oh but it wasn't an

geçen gün alışverişime gittim bu alan ve ben bir kooperatife gittim oh ama

ordinary co-op it was very high class very high class everything's got to have that i

sıradan bir kooperatif değildi çok yüksek sınıftı

i don't think there is such a thing as a high-class co-op oh that's right but we all know people

-op oh bu doğru ama hepimiz biliyoruz ki insanlar

wasn't she moving somewhere else well we've got to be careful what we say well it doesn't

başka bir yere taşınmıyor muydu, ne söylediğimize dikkat etmeliyiz, o

matter now she's gone but she might be watching us she didn't even leave her forwarding a

artık önemli değil ama bizi izliyor olabilir, onu terk etmedi bile

dress that's true she didn't you know when a neighbor moves away quite often they will

doğru bir elbise gönderiyor, bilmiyordunuz, bir komşu taşındığında sık sık size

give you a contact address

bir iletişim adresi verecekler,

there was absolutely no way that this particular neighbor had any intention of staying in touch

bu belirli komşunun bizimle iletişimde kalmaya kesinlikle niyeti yoktu,

with us she she kept refusing to tell us where she was moving to she wouldn't tell us where

bize söylemeyi sürekli reddetti nereye taşınacağını bize nereye

she was going or anything however she did say oh where i'm moving to has a very posh

gittiğini filan söylemedi ama ah, taşındığım yerin çok lüks bir

co-op can i just say there is no posh co-op there isn't i keep forgetting there's only

kooperatifi olduğunu söyleyebilir miyim sadece lüks bir kooperatif olmadığını söyleyebilir miyim? sadece

a three second delay or is it five seconds today yes we have about yes it's very quick

üç saniyelik bir gecikme olduğunu unutuyorum yoksa bugün beş saniye mi var evet yaklaşık evet çok hızlı

well that happened earlier because i was i was doing something earlier and i suddenly

iyi ki daha önce oldu çünkü daha önce bir şeyler yapıyordum ve birdenbire

realized all of the replies were coming up straight away so i'm still getting used to

tüm yanıtların hemen geleceğini fark ettim bu yüzden ben Artık

the fact that there's no delay anymore so this is virtually spontaneous there is no

gecikme olmadığı gerçeğine hala alışmaya çalışıyorum, bu yüzden bu neredeyse kendiliğinden, artık

actual delay anymore i just as you know i like to to read comments off the live stream

gerçek bir gecikme yok, tıpkı bildiğiniz gibi, canlı yayından gelen yorumları okumayı seviyorum ben

before i come on we've got somebody new called norfolk dash cam yes norfolk dashcam is i

gelmeden önce yeni birini aradık norfolk araç kamerası evet norfolk araç kamerası

believe in norfolk and i think they are very fond of dash cams i think well um it might

norfolk'a inanıyorum ve bence araç kameralarına çok düşkünler bence

be it might be worthwhile today because they're expected to get a lot of snow they already

bugün buna değebilir çünkü zaten çok fazla kar yağmaları bekleniyor

have really yes the east of england is now under snow yes they haven't had any yet but

gerçekten evet İngiltere'nin doğusu şu anda kar altında evet henüz kar yağmadı ama

it's on the way oh i see it and where it depends where you are in norfolk because norfolk's

yolda oh onu görüyorum ve nerede olduğun norfolk'ta nerede olduğuna bağlı çünkü norfolk

a bit further north than kent yeah we've had no snow nothing anyway norfolk dash cam hello

kent'ten biraz daha kuzeyde evet hiç kar yağmadı zaten hiçbir şey norfolk araç içi kamera merhaba

great name says coolstream glad i found it i'm not usually speaking like in this posh

harika isim coolstream diyor bulduğuma sevindim bu şapkayı takarken genellikle bu havalı sesteki gibi konuşmuyorum bu

voice with this hat on by the way have you started it's unusual is this still your posh

arada başladın mı bu alışılmadık bir ses hala senin havalı

voice well when i was at school because we moved my parents came from very humble beginnings

sesin ben okuldayken çünkü taşınmıştık ailem çok mütevazı başlangıçlardan geldi,

you know they didn't come from posh families or anything but we moved from one part of

biliyorsun onlar lüks ailelerden falan gelmediler ama ben küçük bir çocukken ülkenin bir yerinden diğerine taşındık

the country to another when i was a young child and if anyone if you were a child and

ve eğer biri çocuk olsaydın ve

your parents moved to another area a long way away from where you were originally born

ailen başka bir yere taşındıysa Doğduğunuz yerden çok uzakta bir bölge,

then your accent is not going to be the same as where you move to and for children this

o zaman aksanınız taşındığınız yerle aynı olmayacak ve çocuklar için bu

can be quite traumatic yes so this was this is my voice i used to speak a lot more poshly

oldukça travmatik olabilir evet bu yüzden bu benim sesimdi eskiden çok daha gösterişli konuşurdum

when i was when i was a child i said hello mummy uh mommy is tea ready mother i'm not

çocukken merhaba anne dedim ah anne çay hazır anne şaka yapmıyorum böyle

joking that's how i used to speak and of course we went to school we moved to a very rural

konuşurdum ve tabii ki okula gittik çok kırsal bir

area okay in gloucestershire but i thought gloucestershire was posh no well there are

bölgeye taşındık tamam gloucestershire'da ama gloucestershire sanıyordum lükstü hiç de

posh areas but if you go to a normal state school then the vast majority of people are

lüks alanlar yok ama normal bir devlet okuluna giderseniz, o zaman insanların büyük çoğunluğu

just ordinary people who were born there and grew up and they had the local accent i think

orada doğup büyüyen sıradan insanlardır ve yerel aksanları vardır, sanırım

steve wants to say come on i'm not saying that i'm just saying that if you grow up in

Steve hadi ama ben' demek istiyor Bunu söylemiyorum, sadece şunu söylüyorum, eğer

an area you adopt the accent don't you yeah of that area that's it so in a rural area

bir bölgede büyürsen, o bölgenin aksanını benimsersin, değil mi, evet, bu kadar, yani kırsal bir bölgede

there's a very different accent willow

çok farklı bir aksan söğüt

accent and they're all like you know they're speaking like that and i was going hey hello

aksanı vardır ve hepsi senin gibi böyle konuştuklarını biliyorum ve ben de hey merhaba

nice to meet you and you can imagine the reaction i never lived it down i was i was called a

tanıştığıma memnun oldum ve tepkiyi tahmin edebilirsin hiç içimden gelmedi bana

snob i was called posh all sorts of names and i had to live with that all through schooling

züppe denildi bana her türlü havalı lakap takıldı ve bununla yaşamak zorunda kaldım tüm okul boyunca

but of course being tough and resilient as i am i won them over with my charm and humor

ama tabii ki benim gibi sert ve dayanıklı olduğum için onları çekiciliğim ve mizahımla kazandım

wow but i anyway anyway you punch up a few of them and they soon soon get you soon get

vay ama yine de birkaçını yumruklarsın ve kısa süre sonra sana

respect i can't imagine you fighting anyone oh i used to get into fights mr duncan all

saygı görürler, senin dövüştüğünü hayal bile edemiyorum herkes oh ben eskiden kavga ederdim bay duncan her

the time i think so i did i did you used to fight the girls did you pull their pigtails

zaman düşünürdüm ben de yapardım kızlarla kavga ederdin onların saç örgülerini çeker miydin evet ama evet yani bu kadar yani

yes but yes so that's it so if you move from one area to another and you've got a different

bir alandan diğerine geçersen ve farklı bir

accent okay then you know in a school environment we're talking about teaching then it's going

aksanı var tamam o zaman biliyorsun okul ortamında öğretmekten bahsediyoruz o zaman

to be something that the children will pick out those differences and use them against

çocukların bu farklılıkları seçip sana karşı kullanacakları

you and mock you well you know because that's what children do yeah children are horrible

ve seninle alay edecekleri bir şey olacak biliyorsun çünkü çocukların yaptığı bu evet çocuklar korkunç

children can be really mean and spiteful i mean they would call me names they would make

çocuklar gerçekten huysuz ve kinci olabilirler yani bana lakap takarlardı beni ağlatırlardı ve

me cry and i would run all the way home and that was just last week that was just a few

eve kadar koşardım ve bu daha geçen haftaydı, sadece birkaç

days ago valentina says something funny here maybe we should call me sir steve sir i don't

gün önceydi valentina burada komik bir şey söylüyor belki biz yapmalıyız bana efendim steve deyin efendim pek

think so well yeah but no but it worked that's what they call me at work really yes i think

iyi düşünmüyorum evet ama hayır ama işe yaradı işte bana böyle diyorlar gerçekten evet bence

they're being ironic no because because they so because i've got obviously follicly challenged

ironi yapıyorlar çünkü öyle çünkü açıkça aptalca meydan okudum diyelim mi

shall we say

i look like a certain actor don't i yes well which one uh the one that uh patrick stewart

belli bir aktöre benziyorum değil mi evet pekala hangisi patrick stewart

patrick stewart or or bruce willis patrick stewart i think you look like bruce so they

patrick stewart veya bruce willis patrick stewart bence sen bruce'a benziyorsun bu yüzden

used to joke that i look like patrick stewart who was in uh star trek and various other

benim uh'daki patrick stewart'a benzediğim konusunda şaka yaparlar star trek ve çeşitli diğer

films that's what he's known for uh and so they at work as a joke they call me well i

filmler onun bildiği şey bu ve bu yüzden işte şaka olarak bana iyi diyorlar,

don't i don't think i look like bruce willis anyway you're ruining what i'm saying say

bruce willis gibi göründüğümü düşünmüyorum zaten, söylediklerimi mahvediyorsun

i can't i don't know what bruce willis says

bruce willis'in ne dediğini bilmiyorum

but so if he a yipi oh no you can't you can't say that they used to at work they think i

ama bu yüzden o bir yipiyse oh hayır yapamazsın diyemezsin eskiden işte benim

look like patrick stewart so they call me as a joke sir steve so saturino you're um

patrick stewart'a benzediğimi düşünürler bu yüzden bana şaka olsun diye bay derler steve çok saturino sen haklısın tamam

you are right okay to call me valentina sorry to call me cersei i that's how i'd like to

bana valentina diyebilirsin bana cersei dediğin için özür dilerim ben böyle

be addressed yes okay

hitap edilmek isterim evet tamam

we are talking about being posh so there are lots of words you can use steve lots of words

havalı olmaktan bahsediyoruz bu yüzden kullanabileceğiniz bir sürü kelime var steve çokça

you can use to describe a person who is posh or maybe appears posh so can i just say we

havalı veya belki de havalı görünen bir kişiyi tarif etmek için kullanabileceğiniz kelimeler, bu yüzden sadece şunu söyleyebilir miyim,

are not judging anyone we're not judging people or ourselves and and to be honest with you

kimseyi yargılamıyoruz, insanları veya kendimizi yargılamıyoruz ve ve size karşı dürüst olmak gerekirse,

we are like the odd couple for various reasons one of us is so steve comes from a posh family

çeşitli nedenlerden dolayı tuhaf bir çift gibiyiz. Steve lüks bir aileden geliyor,

no they weren't your family was posh your father steve's dad in the 70s used to go to

hayır onlar senin ailen lüks değildi, senin baban Steve'in babası 70'lerde

a restaurant and he'd open his wallet and all of these credit cards would fall out there

bir restorana giderdi ve cüzdanını açardı ve tüm bu kredi kartları oraya düşerdi.

would be about six or seven credit cards that is true and then he would know more than that

yaklaşık altı ya da yedi kredi kartı olurdu ve o zaman bundan daha fazlasını bilirdi ve

he would show them to everyone in the restaurant so yes yeah in the 1970s if you had a credit

onları restorandaki herkese gösterirdi yani evet evet 1970'lerde kredi

card you were considered very wealthy which is it's kind of ironic really yes that borrowing

kartınız varsa çok zengin sayılırdınız ki bu biraz ironik gerçekten evet,

money that isn't yours was considered to be a sign of being wealthy well it was in the

sizin olmayan bir parayı ödünç almak zengin olmanın bir işareti olarak görülüyordu,

1970s because i mean these days anyone can get a credit card in the 1970s you had to

1970'lerde öyleydi çünkü demek istediğim, 1970'lerde bugünlerde herkes kredi kartı alabilir,

have a certain income and be quite heavily vetted by the credit company before they would

belirli bir gelirinizin olması ve oldukça ağır olmanız gerekirdi. size bir kredi kartı vermeden önce kredi şirketi tarafından incelendi

give you a credit card have you been vetted yes i've had my worming tablets mr duncan

incelendi mi evet kurtçuk tabletlerimi aldım bay duncan

yes if someone vets you it means they they look into all your history and your financial

evet biri sizi incelerse bu, emin olmak için tüm geçmişinizi ve mali ayrıntılarınızı incelediği anlamına gelir

detail to make sure that you know everything you say about yourself is true well nowadays

Kendiniz hakkında söylediğiniz her şeyin doğru olduğunu bilin, bugünlerde

they call it a credit check so they will check to make sure that you are worthy of borrowing

buna kredi kontrolü diyorlar, bu yüzden borç para almaya değer olup olmadığınızı kontrol edecekler,

money however these days especially these strange days need i say more a lot of people

ancak bu günlerde özellikle bu garip günlerde daha fazlasını söylemem gerekiyor birçok insana borç

are being given money lent money credit is much easier to come by at the moment well

para veriliyor şu anda para kredisi bulmak çok daha kolay pekala

i like what tomic said oh okay he's prostrating that himself before me frustrating frustrating

tomic'in söylediği şeyi beğendim oh tamam o benim önümde secde ediyor sinir bozucu sinir bozucu bunu yapmak için

don't you have to have your finger up your bum to do that that's a different thing all

parmağını kıçına sokmana gerek yok mu bu hep birlikte farklı bir şey

together mr duncan oh okay then prostrating prostrate not prostate prostate prostrate

Bay Duncan ah tamam o zaman secde prostat değil prostat secdesi

you've got to get that that reminds me i've got to have my prostate exam next week yes

almalısın bunu hatırlattı bana haftaya prostat muayenesi olmam lazım evet

if you if you were to take the r out of prostate it means a whole different thing yes literally

eğer r prostattan çıkarsaydın bu bambaşka bir şey ifade eder evet kelimenin

literally a hole yes if you prostrate yourself in front of somebody it means you you bow

tam anlamıyla bir delik evet eğer birinin önünde secde edersen bu, eğildiğin anlamına gelir

down okay then now down and probably get you you get down on on your knees okay and like

tamam o zaman şimdi eğil ve muhtemelen seni dizlerinin üzerine çökertir tamam ve

that in front of somebody i like the sound of this it's a subservient gesture okay so

birinin önünde böyle böyle sesini seviyorum bu bir boyun eğen bir jest tamam öyleyse

if you are bowing or if you get down on the floor and and you are showing i suppose it's

eğer eğiliyorsan veya yere inersen ve bunu gösteriyorsan sanırım bu

a sign of respect well i know it's yes so yes i suppose it could be i think so because

bir saygı göstergesidir evet biliyorum yani evet sanırım öyle olabilir çünkü

if you if you go to some countries and maybe if you go in front of the monarchy maybe the

eğer bazı ülkelerde ve belki monarşinin önüne giderseniz, belki

king or queen or remember the royal family quite often you will have to bow down or sometimes

kral veya kraliçe veya kraliyet ailesini çok sık hatırlarsanız, eğilmek zorunda kalacaksınız veya bazen yere

you will have to get very low down on the floor yes but it's these days certainly in

çok alçalmak zorunda kalacaksınız evet ama bu günlerde kesinlikle

this country you would you wouldn't do that you might just sort of do that you know bow

bu ülkede yapmazdın bunu yapmazdın bunu

a bit good morning women may curtsy before royalty but uh you wouldn't go right down

bir nevi yapardın bilirsin biraz selam verirsin günaydın kadınlar kraliyet önünde reverans yapabilir ama uh dizlerinin üstüne çökmezsin

on the ground on your knees and you know do all this this is something i said right at

ve biliyorsun tüm bunları yaparsın bu en başta söylediğim bir şey

the very start seems very demeaning sorry i'm talking stuff i was just finishing

çok küçük düşürücü görünüyor özür dilerim bir şeyler konuşuyordum tam bitiriyordum

i love it when steve you must defer to me

steve'in bana boyun eğmesi hoşuma gidiyor

can i just say something steve just please let me say something i can't remember at the

sadece bir şey söyleyebilir miyim steve lütfen hatırlayamadığım bir şey söylememe izin ver

very start of the pandemic i said that instead of shaking hands because of course people

Pandeminin en başında el sıkışmak yerine, elbette insanlar

don't like to shake hands anymore because of all of the germs and the bugs but we could

tüm mikroplar ve böcekler yüzünden artık el sıkışmayı sevmiyorlar ama bunun

bow instead so i said that that would be a brilliant idea so instead of shaking hands

yerine eğilebiliriz dedim, bu yüzden bunun harika bir fikir olacağını söyledim bu yüzden el sıkışmak yerine Japonya'da olduğu

we can just show respect by bowing a bit like in japan you see people bow in japan and and

gibi biraz eğilerek saygı gösterebiliriz, Japonya'da insanların eğildiğini görürsünüz ve bence

i think other asian countries as well quite often people will bow as a way of showing

diğer Asya ülkeleri de oldukça sık olarak insanlar saygı göstermenin bir yolu olarak eğilirler

respect yes but that's fine um i don't remember you bowing when i came on though but never

evet ama sorun değil Ben geldiğimde eğildiğini hatırlıyorum ama boşver

mind uh atomic's now lying face down uh before me so i like this i like the way this is going

atom şu anda önümde yüzüstü yatıyor bu yüzden bunu seviyorum bu gidişatı seviyorum

you know so if others want to follow then this sounds like some sort of this sounds

yani eğer diğerleri takip etmek isterse o zaman bu kulağa bir çeşit bu ses gibi geliyor

like some sort of message he's sending

bir tür mesaj gönderiyormuş gibi

steve steve is removing his trousers right now santorino says does posh equals snob no

steve steve şu anda pantolonunu çıkarıyor santorino havalı eşittir züppe mi diyor hayır hayır

no no we're going to look at that later we are jumping ahead slightly can do we have

hayır buna daha sonra bakacağız biraz ileri atlıyoruz olabilir mi

flanks of the world coming up in two minutes for all those fans of flags of the world so

dünyanın kanatları ikiye bölünüyor dünyadaki tüm bayrak hayranları için dakikalar

very quickly steve because we are running behind time

çok hızlı steve çünkü zamanın gerisinde kalıyoruz

are we rich so when we think of people who are posh the the the first thing we often

zengin miyiz bu yüzden sosyetik insanları düşündüğümüzde genellikle aklımıza gelen ilk şey

think of is rich they are rich they have money so a rich person might be seen as posh although

zengindir onlar zengindir paraları vardır yani zengin bir insan gösterişli olarak görülebilir, ancak

it's not necessarily true although you will often do that you will think posh equals rich

bu doğru olmasa da, sık sık bunu yapacaksınız, lüksün zengine eşit olduğunu düşünürsünüz

yes but not necessarily because i think you can have a little money or some money but

evet ama ille de değil çünkü biraz paranız veya biraz paranız olabileceğini düşünüyorum ama

still be posh so maybe you still have a nice house and it's clean and tidy maybe you have

yine de şık olabilirsiniz, bu yüzden belki hala varsınız güzel bir ev ve temiz ve derli toplu belki

you have a nice new carpet in your living room maybe you have some nice furniture so

oturma odanızda yeni güzel bir halınız var belki güzel mobilyalarınız var bu yüzden

the house can be posh but you're not necessarily rich so that's what i think anyway oh yeah

ev gösterişli olabilir ama ille de zengin değilsiniz bu yüzden ben öyle düşünüyorum zaten oh evet bu bu

that's that's very true you can pretend to be rich by acting in a posh way so you can

çok doğru gösterişli davranarak zengin gibi davranabilirsin yani belirli bir

you know have a have a certain accent yes uh you can dress in a certain way yes and

aksana sahip olduğunu bilebilirsin görünüşe ayak

appear to be rich and posh so they're not necessarily be that's it you have the appearance

of beings of being posh a little bit like mrs bucket in keeping up appearances that

uydurmakta Bayan Buck gibi biraz gösterişli varlıkların görünümüne sahipseniz, bu

sort of thing we are 20 seconds away from three o'clock steve so we'll come back to

tür şeyleri saat üçe 20 saniye uzaktayız Steve, bu yüzden

this topic in a moment because it is coming up to three o'clock you know what happens

bu konuya birazdan geri döneceğiz çünkü bu saat 3'e kadar gelir 3'te ne olur bilirsin

at three o'clock don't you steve um yeah no oh okay is it the sentence going it is not

değil mi steve um evet hayır oh tamam cümle mi gidiyor

the sentence game that comes a little bit later on but yes it is three o'clock now and

biraz sonra gelen cümle oyunu değil ama evet saat 3 o 'şimdi saat ve

it's time for flags of the world

dünya bayraklarının zamanı geldi, bu yüzden

so

and we're back we didn't prepare me for that that was subtly done this to do didn't you

geri döndük, beni buna hazırlamadık, bunun için kurnazca yapıldı,

see us fading up no i was i was thinking about something else so what i said earlier is we

bizi solduğumuzu görmediniz mi hayır, ben başka bir şey düşünüyordum o yüzden daha önce söylediğim gibi, biz

are a little bit like the odd couple so steve comes from a a wealthy family and i don't

biraz tuhaf bir çift gibiyiz, bu yüzden Steve varlıklı bir aileden geliyor ve ben

come from a wealthy but but your fam okay well don't don't keep saying no but in comparison

zengin bir aileden gelmiyorum ama senin ailen tamam, sürekli hayır deme ama karşılaştırmalı olarak

well that's what i'm saying in comparison steve steve now don't say anything when i

bu iyi karşılaştırma olarak ne söylüyorum steve steve şimdi

say this steve comes from a wealthy family and i come from poverty basically so we are

bu steve zengin bir aileden geliyor dediğimde hiçbir şey söyleme ve temelde yoksulluktan geliyorum bu yüzden

like the odd couple in real life so steve his father bought the house he had a speed

gerçek hayatta garip bir çift gibiyiz bu yüzden steve babası sahip olduğu evi satın aldı bir sürat

boat a speedboat does he have a boat well a yacht a yacht

teknesi bir sürat teknesi var mı onun bir teknesi var mı iyi bir yatı bir yatı

oh okay he didn't have a speedboat he had a yacht which which sounds even more posh

oh tamam onun bir sürat teknesi yoktu onun bir yatı vardı ki bu kulağa daha da lüks geliyor

don't like to talk ill of my father but yet my father was a sort of person well that's

babam hakkında kötü konuşmaktan hoşlanmam ama yine de babam bir zengin görünmekten hoşlanan bir tür insan ama

not right that uh likes to appear to be wealthy uh but you know i'm not necessarily i'm not

biliyorsun ille de

gonna say anything else but you know let's just say debt was a was it was a a word that

başka bir şey söylemeyeceğim ama biliyorsun borç a idi diyelim bu

was commonly used you are you are ruining my lovely illusion as well so st steve came

yaygın olarak kullanılan bir kelimeydi sen benim güzel illüzyonumu da mahvediyorsun, bu yüzden st steve

from a snooty family and i came from a common family well we were definitely posh yes you

kibirli bir aileden geldi ve ben de sıradan bir aileden geldim, biz kesinlikle havalıydık evet sen pekala

well yes we were definitely posh we've already talked about that even though we weren't wealthy

evet biz kesinlikle havalıydık, öyle olmasak da bunun hakkında çoktan konuştuk' zengindik

yeah we were definitely i mean you were common i mean look at this this is steve on his first

evet kesinlikle biz sıradandın yani demek istediğim şuna bak bu steve

day at school i mean look at that there is mr steve oh yeah that is me yeah that is mr

okuldaki ilk gününde yani şuna bak bay steve var oh evet bu benim evet bu bay

steve he's off the boarding school i think it was eaton uh or was it taro or was it harrow

steve o yatılı okuldan çıktı ben sanırım yemişti ya da taro muydu yoksa tırmık mıydı

yes it must have been very harrowing so there is mr steve there is mr steve he's packed

evet çok üzücü olmalı bu yüzden Bay Steve orada Bay Steve

his bags yes he's off he's got his little cane and his top hat and he's going off to

çantalarını topladı evet gitti küçük bastonunu ve silindir şapkasını aldı ve gidiyor

school so that is actually mr steve how i've fallen since those days just just to show

okul yani aslında Bay Steve o günlerden beri nasıl düştüm

just how snooty mister and this is true miss steve used to have his friends come around

sırf ne kadar kibirli olduğunu göstermek için bayım ve bu doğru Bayan Steve

at the weekend and they would play croquet it's true i wish i was joking they would play

hafta sonları arkadaşlarını getirirdi ve kroket oynarlardı bu doğru keşke ben olsaydım şaka şaka onlar

croquet in the garden whereas i i was raised on a council estate we didn't own our house

bahçede kroket oynardı oysa ben belediye malikanesinde büyüdüm evimizin sahibi değildik biz

we we we had to rent our house from the council sometimes we would have to hide behind the

evimizi belediyeden kiralamak zorunda kalırdık bazen perdelerin arkasına saklanmak zorunda kalırdık

curtains because people would knock on the door after money and we wouldn't have any

çünkü insanlar kapıyı çalardı paradan sonra hiç paramız olmazdı

and i remember one time we had so little money we actually went inside all of the furniture

ve bir keresinde çok az paramız olduğunu hatırlıyorum, aslında tüm mobilyaların,

the sofas the sofa and the the armchair and we took everything to pieces trying to find

kanepelerin, kanepenin ve koltuğun içine girdik ve para bulmaya çalışırken her şeyi

money i'm not joking i wish i was joking about that so i come from i come from a poor background

paramparça ettik şaka yapmıyorum Keşke bu konuda şaka yapıyor olsaydım, bu yüzden ben fakir bir geçmişe sahibim

and steve comes from a wealthy background so we're not wealthy just let me do me a bit

ve Steve zengin bir geçmişe sahip, bu yüzden zengin değiliz, sadece beni biraz yapmama izin ver,

please let me do my best it's going to be accurate so we are the real odd couple in

lütfen elimden gelenin en iyisini yapmama izin ver, doğru olacak bu yüzden biz karşılaştırmada gerçek tuhaf çiftler peki gelir

comparison well income why do you keep arguing did you did your television have a coin box

neden tartışıp duruyorsun televizyonunun arkasında bozuk para kutusu var mıydı

on the back of it steve i'm not uh no no ours did we had to put money into our tv to make

steve ben değilim uh hayır hayır bizimki televizyonumuzu çalıştırmak için para yatırmak zorunda mıydık

it work and we had to put 50 pence so if we wanted our television to work we had to put

ve 50 peni koymak zorundaydık, bu yüzden televizyonumuzun çalışmasını istiyorsak,

some 50 pence pieces in the back of the tv yes i mean it's true that my parents obviously

televizyonun arkasına 50 peni kadar parça koymak zorundaydık evet, ailemin

had had a higher income coming in than yours but my both my parents came from very humble

gelirinin sizinkinden daha yüksek olduğu doğru ama benim her ikisi de ailem çok mütevazi bir

backgrounds they didn't have wealthy parents or anything you know my father my father worked

geçmişe sahipti, zengin ebeveynleri falan yoktu, bilirsiniz, babam

very hard and and uh you know made it good for himself so you come from new money yeah

çok çalıştı ve uh bilirsiniz, bunu kendisi için iyi yaptı, bu yüzden yeni paradan geliyorsunuz,

well it's not even money they never really had very much money anyway it's it's the illusion

evet, bu para bile değil, asla gerçekten zaten çok fazla param vardı bu sadece

that i'm just creating yes that's it okay fine this is a live stream by the way can

benim yarattığım bir illüzyon evet sorun değil tamam bu arada bu bir canlı yayın

i steve takes this far too seriously can i just say yeah but i want it to be accurate

Steve bunu fazla ciddiye alabilir miyim sadece evet diyebilir miyim ama doğru olmasını istiyorum

it is accurate i don't want people to get the wrong impression that picture was not

doğru insanların yanlış bir izlenime kapılmasını istemiyorum o resim

me it is mister it was not me it is that it wasn't me that's mr steve so uh there is mr

ben değildim bay ben değildim o ben değildim o bay steve o yüzden uh işte bay

steve he's even got a little carnation in his coat that actually that's an actor isn't

steve onun ceketinde küçük bir karanfil bile var aslında bu bir aktör değil mi o

it it isn't an actor who is it then it is it somebody from i can't remember where i

bir aktör değil kim o zaman o nereden biri hatırlamıyorum

don't i've seen that picture before just an actor from anywhere this is this oh steve

o resmi daha önce görmüştüm herhangi bir yerden bir aktör bu bu oh Steve

just let me explain it's not me yes so so this is definitely mr steve just before he

sadece açıklamama izin ver ben değilim evet yani bu kesinlikle Bay Steve

went off to boarding school and and that is that explains why mr steve is the way he is

yatılı okula gitmeden hemen önce ve bu da Bay Steve'in bugünlerde neden böyle olduğunu açıklıyor

nowadays you know this that explains a lot because we know what happens when you go to

bu çok şeyi açıklıyor çünkü ne olduğunu biliyoruz

boarding school you know what happens you you get

yatılı okula gittiğinde ne olduğunu biliyorsun

what extra jelly at the weekend and we're not talking about the meals i don't know what

hafta sonu fazladan jöle alıyorsun ve yemeklerden bahsetmiyoruz, neden

you're talking about mr duncan uh but yes we've got to come clean no currently if you

bahsettiğini bilmiyorum Bay Duncan uh ama evet mecburuz itiraf et hayır şu anda itiraf edersen,

come clean it means you you you admit that you were lying and now you're telling the

yalan söylediğini kabul ediyorsun demektir ve şimdi doğruyu söylüyorsun

truth yeah this is come clean this is this is a famous photograph actually and i will

evet bu itiraf et bu aslında ünlü bir fotoğraf ve

show you the whole photograph so i'm glad you said that steve because i am going to

sana tüm fotoğrafı göstereceğim o yüzden ben' Bunu söylemene sevindim steve çünkü

show you the whole picture in its entirety so there it is there is the photograph but

sana bütün resmi göstereceğim yani işte fotoğraf orada ama

now i'm going to show you the rest of the photo

şimdi sana fotoğrafın geri kalanını göstereceğim

so this is actually a very famous photograph and it shows the differences between the classes

yani bu aslında çok ünlü bir fotoğraf ve sınıflar arasındaki farklılıkları gösteriyor

and when i say class i mean the types of people and there you go you see steve so this is

ve sınıf dediğimde insan türlerini kastediyorum ve işte Steve'i görüyorsunuz yani bu

actually a very famous photograph from many years ago so you can see that's you on the

aslında yıllar öncesinden çok ünlü bir fotoğraf yani sağdaki sizsiniz,

right is it yes this is what i'm trying to do but you kept interrupting me so there is

evet bu yapmaya çalıştığım şey ama sen beni rahatsız etmeye devam ettin bu yüzden

mr steve's upbringing oh yes and there is mine so that's me over there commoner so that's

Bay Steve'in yetiştirilme tarzı var oh evet ve benimki var yani oradaki sıradan benim yani bu

me that's mr steve and that's me so i i was one of those lads and and steve was was that

benim o Bay Steve ve bu benim yani ben o çocuklardan biriydim ve ve Steve

one there but those aren't pictures of us but they are representing where we came from

oradaydı ama bunlar bizim fotoğraflarımız değil ama onlar bizim nereden geldiğimizi temsil ediyor

mr steve me mr steve me god blimey mate cool blimey man if you've got experience any change

bay steve ben bay steve bana tanrı kahretsin dostum havalı vay canına dostum tecrübeniz varsa herhangi bir değişiklik vali

governor no change for a poor street urchin spare is a bit of change governor yeah okay

zavallı bir sokak çocuğu için değişiklik yok yedek biraz değişiklik var vali evet tamam steve

steve somebody asked somebody asked earlier on for for for a london accent cockney accent

birisi daha önce birisine Londra aksanı sormuş Londra aksanı sormuş evet kimdi evet evet nasılsın nasılsın

yes who was it yeah yeah how are you doing how are you doing how's the old how's the

eski nasıl

old uh uh indoors i'm going up the old apple in pairs ah we're gonna teach you some fabulous

eski nasıl uh uh içeride gidiyorum eski elmayı çiftler halinde yukarı ah size

english here today

bugün burada harika ingilizce öğreteceğiz

apples and pears apples and peppers and pears

elmalar ve armutlar elmalar ve biberler ve armutlar nouveau

nouveau rich no i mean no not really my my parents really grew up in a time when britain

zengin hayır demek istediğim hayır gerçekten değil ailem gerçekten ingiltere'nin

was starting the middle class the middle classes who never existed in in britain or in the

orta sınıfa başladığı bir zamanda büyüdü

uk before the 1906 really there wasn't really a middle class no there was only there was

1906'dan önce Britanya'da veya Birleşik Krallık'ta hiç var olmayan orta sınıflar gerçekten orta sınıf diye bir şey yoktu, hayır

only wealthy people and everyone else wealthy people and everyone else you were my when

sadece varlıklı insanlar vardı ve diğer herkes varlıklı insanlardı ve geri kalan herkes

my mother and father grew up they came from very you know ordinary humble beginnings and

benim annem ve babamken benimdi. büyüdüler, bildiğiniz gibi sıradan mütevazı başlangıçlardan geldiler ve

uh there was 98 of people were just fairly low income okay and then the middle classes

98 kişi oldukça düşük gelirliydi tamam ve sonra orta sınıflar

came in the 1960s 70s okay and 80s and my parents of course i grew up in the 70s so

geldi 1960'larda 70'lerde tamam ve 80'lerde ve ailem tabii ki ben 70'lerde büyüdüm yani bu

that's how my parents were typical middle class white collar worker you know dad went

ailem nasıl tipik orta sınıf beyaz yakalı işçiydi, bilirsiniz babam

to work with a shirt and tie okay in management uh and uh the middle classes were given became

işe bir gömlek ve kravatla giderdi tamam yönetimde uh ve uh orta sınıflar

prominent yeah so we have lots of money to spend i should explain okay steve we've got

öne çıktı evet bu yüzden harcayacak çok paramız var açıklamalıyım tamam steve biz' anladık,

we've got your whole family history now middle class is an interesting word that is used

tüm ailenizin geçmişine sahibiz, şimdi orta sınıf çok kullanılan ilginç bir kelime

a lot because we now see the middle class as the majority of this country so if we are

çünkü artık orta sınıfı bu ülkenin çoğunluğu olarak görüyoruz, bu nedenle

talking about england quite often when we talk about the middle class it would sound

İngiltere'den bahsediyorsak, orta sınıf hakkında konuştuğumuzda oldukça sık sınıf,

as if the middle class is just a small part but in fact i think it would be fair to say

orta sınıf sadece küçük bir kısım gibi gelebilir ama aslında

that middle class is the majority of the class in this country and those with lots and lots

orta sınıfın bu ülkedeki sınıfın çoğunluğunu oluşturduğunu ve çok ama çok

of money those who are really genuinely rich only have they they are only a very small

parası olanların gerçekten samimi olduğunu söylemenin adil olacağını düşünüyorum. sadece zengin onlar İngiltere'deki zenginliğin bulunduğu ülkenin sadece çok küçük bir

percentage of the of the country of the wealth in england so it's very interesting to look

yüzdesini oluşturuyorlar bu yüzden buna bakmak çok ilginç

at that can we look at some words very quickly steve of course because we are so behind time

bazı kelimelere çok hızlı bir şekilde bakabilir miyiz steve tabii ki çünkü zamanın çok gerisindeyiz

can i just say as well it is no you can't very quickly uh please don't say class and

diyebilir miyim ayrıca hayır, çok hızlı yapamazsınız uh, lütfen sınıf demeyin ve

this sort of thing is is not unique to the uk but it's very you know these stratas in

bu tür şeyler İngiltere'ye özgü değildir, ancak bu tabakaları çok iyi bilirsiniz,

societies middle class it's very much a british thing levels levels and in america but but

toplumlarda orta sınıf, bu çok İngiliz bir şeydir, seviyeler ve amerika'da ama ama

it you know this is what people associate like british people i think i think it exists

biliyorsunuz bu insanlar ingilizler gibi çağrışım yapıyor bence

everywhere well i know it does to a certain extent but i'm just saying what we're talking

her yerde var iyi biliyorum bir dereceye kadar var ama ben sadece

about today that that sort of the classes it's typical british sort of way of life people

bugün neden bahsettiğimizi söylüyorum bu tür sınıflar bu tipik bir İngiliz yaşam tarzıdır,

people always associate that with it's true i think i think certainly if if you are if

insanlar bunu her zaman bununla ilişkilendirir, doğru, bence kesinlikle öyleyseniz,

you are seen as upper class but also middle class maybe as well but i think nowadays there

üst sınıf ama aynı zamanda orta sınıf olarak görülüyorsanız belki de ama bence bugünlerde

are many classes there are many levels in society of people who have a certain standard

birçok sınıf var çok var toplumdaki belirli bir yaşam standardına sahip insanların seviyeleri,

of living so i don't think there is just three classes anymore lower class middle class upper

bu yüzden artık sadece üç sınıf olduğunu düşünmüyorum alt sınıf orta sınıf üst

class i think there are actually lots maybe dozens of different classes people who all

sınıf bence aslında pek çok belki düzinelerce farklı sınıf var hepsi

have different levels of living so i think so yeah we've got to look at the word steve

farklı yaşam seviyelerine sahip insanlar yani bence evet steve kelimesine bakmalıyız hadi o

come on then for goodness sake i it's a big subject actually we could talk about it all

zaman tanrı aşkına bu büyük bir konu aslında bütün gün bunun hakkında konuşabiliriz

day yes but this morning mr steve was lying on the bed moaning and groaning because because

evet ama bu sabah bay steve yatakta inliyor ve inliyor çünkü

of his tummy oh yes last week it was constipation this week it's stomachache yes can't seem

çünkü karnı oh evet geçen hafta kabızlıktı bu hafta mide ağrısı evet

to get a break there is always a medical emergency with mr steve thanks again for sharing all

mola veremiyor gibiyim her zaman Bay Steve ile tıbbi bir acil durum var tüm tıbbi sorunlarımı milyonlarca insanla paylaştığınız için tekrar teşekkürler

my medical problems with millions of people millions i wish it was here we go another

milyonlarca insan keşke burada olsaydı biz bir tane daha git

one steve so here's another interesting word something that's classy yes again it doesn't

steve işte başka bir ilginç kelime klas bir şey evet yine ille de

necessarily mean posh but something classy maybe it would appear to be sophisticated

gösterişli anlamına gelmez ama klas bir şey belki sofistike

a classy restaurant so just because the tables look nice and they have candles on every table

bir klas restoran gibi görünebilir bu yüzden sadece masalar güzel görünüyor ve her masada mumlar var

and the menus come with that little little piece of it always has a little thing coming

ve menüler o küçük parçayla birlikte gelir, her zaman

out the back of it that hangs down a little tassel so just because the menu has a little

arkasından küçük bir püskül sarkan küçük bir şey çıkar, bu yüzden menünün arkasında asılı küçük bir püskül olması,

tassel hanging out the back it doesn't mean that it's necessarily high class it just looks

bunun mutlaka yüksek sınıf olduğu anlamına gelmez. sadece

classy it is classy so yes class is associated with something you respect yeah somebody is

klas görünüyor klas bu yüzden evet klas, saygı duyduğun bir şeyle ilişkilendirilir evet birisi

somebody a classy person is somebody who

biri klas bir insan

they present themselves in a way that is is is very you know self-effacing they're not

kendini öyle bir şekilde sunan kişidir ki bu çok bilirsin ki kendini gizleyen onlar değiller

they're not overly they're not overly showing off they're not nasty to people they're just

aşırı değiller aşırı gösteriş yapmıyorlar insanlara karşı kötü değiller sadece

nice people who behave well towards other people okay steve uh that's a classy person

diğer insanlara iyi davranan iyi insanlar tamam steve uh bu klas bir insan

okay moving on refined we've got to get through this steve we can't we can't put the words

tamam devam et rafine bunu atlatmalıyız steve yapamayız kelimeleri

up we can't give lectures for every word refined again a person now when we talk about being

toparlayamıyoruz bir insanı yeniden rafine eden her kelime için ders veremeyiz şimdi rafine olmaktan bahsettiğimizde

refined we often talk about the way a person behaves so so this word actually refers more

genellikle bir kişinin davranış şeklinden bahsediyoruz bu yüzden bu kelime aslında daha çok

to a person's behavior find like for example lord steve earlier you see so when lord steve

bir kişinin davranışını ifade ediyor find like örneğin lord steve daha önce gördünüz yani lord steve

appeared he he appeared refined yes a person who loves the fine things in life maybe art

göründüğünde zarif görünüyordu evet hayattaki güzel şeyleri seven bir kişi belki sanat

music fine wine you see they are refined because of because of their manner or their their

müzik güzel şarap onların tavırları veya

taste in certain things they'd never swear they'd never they'd never do something that

bazı şeylerdeki zevkleri nedeniyle rafine olduklarını görürsünüz. asla yemin etmezler asla

uh that made them look bad in society refined person talks very well very precisely and

toplumda kendilerini kötü gösterecek bir şey yapmazlar rafine insan çok iyi çok kesin konuşur

uh you know it ignores things that are uh unimportant and trivial and okay and don't

have any uh we would never we ignore someone for example who was being nasty to them yeah

örneğin onlara kötü davranan birini asla görmezden gelmezdik evet

we would just resist that okay that's it we've got to move on steve only 20 seconds per word

sadece buna direnirdik tamam bu kadar steve devam etmeliyiz kelime başına sadece 20 saniye

god found me who's got yeah i'll come to that later polished a person who is polished so

tanrı beni kimde buldu evet o konuya geleceğim daha sonra cilalanmış bir kişi cilalanmış bir kişi yani

again this can also refer to a person who has changed their way so you might describe

yine bu, yolunu değiştiren bir kişiye de atıfta bulunabilir, bu nedenle

a person who is polished as a person who has changed their manner or maybe the way they

cilalanmış bir kişiyi tavırlarını değiştiren bir kişi olarak tanımlayabilirsiniz veya belki de

dress so so polished can be refined or something that has been changed to appear better or

çok cilalı giyinme biçimleri rafine edilebilir. veya daha iyi veya daha kaliteli görünmesi için değiştirilmiş bir şey çok

of better quality so polished if you were a polished english teacher yes it would mean

gösterişli bir İngilizce öğretmeni olsaydınız evet bu,

that you were very good at what you did you had lots and lots of practice yes and training

yaptığınız işte çok iyi olduğunuz anlamına gelirdi çok ve çok pratik yaptınız evet ve eğitim

and training expertise you are polished yes here's a good one steve i'm not sure if this

ve öğretim uzmanlığınız gösterişli evet işte güzel bir tanesi steve bunun

applies to us culture well it certainly applies to me cultured a person who is cultured yes

bizim için geçerli olup olmadığından emin değilim kültür peki kesinlikle benim için geçerli kültürlü kültürlü bir insan evet

if you are cultured it means again you like the fine things in life maybe you like listening

eğer kültürlüyseniz yine hayattaki güzel şeyleri seviyorsunuz demektir

to classical music or maybe you like going to the theater the opera or maybe you you

klasik müzik ya da belki tiyatroya gitmeyi seviyorsun opera ya da belki

like to watch the ballet you appreciate the the higher accomplishments of of human behavior

bale izlemeyi seviyorsun insan davranışının yüksek başarılarını takdir ediyorsun

and an activity like art ballet opera you appreciate that so you don't listen to jay-z

ve sanat bale opera gibi bir aktiviteyi takdir ediyorsun bu yüzden jay- dinlemiyorsun z

or justin bieber common you listen to rachmaninoff and a little bit of brahms or a little bit

veya justin bieber sıradan biri rahmaninoff ve biraz brahms veya biraz

of mozart or maybe a little bit of elgar oh especially if you live here we do like the

mozart veya belki biraz elgar dinliyorsunuz oh özellikle burada yaşıyorsanız

elgar in the uk an educated person might also seem posh especially in the way they present

İngiltere'de elgarı seviyoruz eğitimli bir kişi de özellikle gösterişli görünebilir bildiklerini bildikleri şeyle kendilerini sunma şekillerinde,

themselves with what they know their knowledge you might describe a person is educated so

bir insanı eğitimli olarak tanımlayabilirsiniz, bu yüzden

it is strange once again how we we put these things on different levels so we often think

bunları farklı düzeylere koymamız bir kez daha gariptir, bu yüzden genellikle

an educated person must also be sophisticated and maybe also maybe they come from a wealthy

eğitimli bir kişinin aynı zamanda sofistike olması gerektiğini düşünürüz ve belki de belki onlar zengin bir

family but that again isn't always necessarily true so it is it is strange a lot of these

aileden geliyor ama bu her zaman doğru olmayabilir, bu yüzden bu

words are actually used but they don't necessarily or they don't that they're not used necessarily

kelimelerin birçoğunun gerçekten kullanılması garip ama zorunlu değiller ya da kullanmıyorlar ya da mutlaka

accurately or they don't paint an accurate picture i think so oh here's a good one now

doğru kullanılmıyorlar ya da kullanmıyorlar doğru bir resim çizmiyorum sanırım bu yüzden oh işte iyi bir resim şimdi

some people say that i am like this i am a little bit chic chic do they oh yes sophisticated

bazı insanlar benim böyle olduğumu söylüyorlar ben biraz şık şıkım öyle mi onlar oh evet sofistike modaya uygun

fashionable fancy pants we haven't had a fancy pants today shall we have a fancy pants oh

fantezi pantolon bugün süslü bir pantolonumuz olmadı mı? süslü bir pantolon oh

fancy pants

süslü pantolon

come on steve join in don't expect me to join into that do you mr duncan's a bit below me

hadi steve katıl buna katılmamı bekleme benden biraz altımdasın bay duncan

i would say fancy pants fancy pants if you say something's below you you would somewhere

süslü pantolon süslü pantolon derdim senin altında bir şey var dersen bir yerde

you would say someone would accuse you of being a real snob yes wouldn't they hiroco

söylersin birileri suçlar gerçek bir züppe olduğun için evet olmaz mıydı hiroco

is going good night hiroko i know it's very late in japan very late there hiroco is going

gidiyor iyi geceler hiroko biliyorum çok geç japonya'da çok geç orada hiroco

another one so we had sheik yes a person who is sophisticated maybe in their taste or in

başka birine gidiyor bu yüzden şeyhimiz vardı evet sofistike bir insan belki zevklerinde veya

clothing the things that they like to wear sophisticated you see a sophisticated person

giyiminde Sofistike giymeyi sevdikleri şeyler Sofistike bir insan görüyorsunuz,

is a person who is knowledgeable educated maybe they like the finer things in life we

bilgili, eğitimli bir insandır belki hayattaki daha ince şeyleri severler,

know a few people who are sophisticated we have some friends and they are really really

sofistike olan birkaç kişi tanıyoruz, bazı arkadaşlarımız var ve onlar gerçekten çok

wealthy they are they are loaded well yes as your mum would say but they wouldn't say

zenginler, onlar yüklüler eh evet annenin dediği gibi ama

they were sophisticated no well that's what i'm about to say you said okay oh you see

sofistike olduklarını söylemezler hayır pekala ben de bunu söylemek üzereyim sen tamam dedin oh görüyorsun

so just because but but they are quite down-to-earth people especially the the the man that we

çünkü ama onlar oldukça ayakları yere basan insanlar, özellikle de Bildiğimiz adam

know we're not going to say their names because i think they would be very embarrassed but

isimlerini söylemeyeceğiz çünkü çok utanacaklarını düşünüyorum ama

they are wealthy there but they're quite down-to-earth down-to-earth people however they they do

orada zenginler ama oldukça ayakları yere basan insanlar ama

have some sophisticated tastes for example wine they love their wine don't they so they

biraz sofistike zevkleri var. örneğin şarap şarabını severler, öyle değil mi, bu

so they buy wine and it's not it's not five pounds a bottle it's sort of 50 pounds there's

yüzden şarap alırlar ve bu şişe beş pound değil, 50 pound değil,

the sign of a posh person yes who who doesn't buy five pounds supermarket wine yes if they

lüks bir kişinin işareti var evet kim beş pound süpermarket şarabı almaz evet

spend a posh person will spend more than 10 pounds on a bottle of wine yes so yeah if

lüks bir kişi harcarsa, bir şişe şaraba 10 pounddan fazla harcar evet yani evet, eğer

you go to somebody's house and they've just got five pound bottle of wine from the local

birinin evine giderseniz ve yerel süpermarketten beş poundluk bir şişe şarap aldılarsa,

supermarket they're not posh now we're not not judging people here well this isn't about

onlar lüks değiller, şimdi biz burada insanları iyi yargılamak değil, bu yargılamakla ilgili değil,

judging we're just explaining words so a sophisticated person has has the appearance of of liking

biz sadece kelimeleri açıklıyoruz, bu yüzden sofistike bir insan

the fine things in life but fine dining yes that's it anyway here's a good one now this

hayattaki güzel şeyleri ama iyi yemek yemeyi seviyormuş gibi görünüyor evet bu her neyse işte iyi bir tane şimdi bu bir

is one that is often used when we are talking about very wealthy people from good stock

iyi bir soydan gelen çok zengin insanlardan bahsederken sık sık kullanılır,

now this sounds like we're talking about animals doesn't it well that's where the phrase comes

şimdi bu kulağa hayvanlardan bahsediyoruz gibi geliyor, değil mi deyimin geldiği yer burası

from i think yes so we might talk about a person who comes from good stock how would

sanırım evet, bu yüzden iyi bir soydan gelen bir insandan bahsedebiliriz

you describe that that means that well if you're talking about animals for example cows

Bunun ne anlama geldiğini nasıl tanımlarsınız, örneğin inekler

or horses for example good stock means that the parents of the of the children uh are

veya atlar gibi hayvanlardan bahsediyorsanız, örneğin iyi stok, çocukların ebeveynlerinin

genetically have very good genes so they might have very good genes for intelligence or looks

genetik olarak çok iyi genlere sahip olduğu anlamına gelir, bu nedenle zeka için çok iyi genlere sahip olabilirler. ya da öyle görünüyor ki,

uh and so that when those two parents so i mean that's why there used to be lots of arranged

o iki ebeveyn yani demek istediğim bu yüzden geçmişte pek çok görücü usulü

marriages in the past because parents would like to pick if their son or daughter was

evlilik vardı çünkü ebeveynler oğullarının ya da kızlarının

say very beautiful or very intelligent uh they would want to pick somebody from a another

çok güzel ya da çok zeki olup olmadığını seçmek isterlerdi uh seçmek isterlerdi

family who had similar qualities so that the good stock is the good stock of jeans at the

benzer niteliklere sahip başka bir aileden biri, yani iyi stok,

gene pool from those two people coming together and the chances are you will then get very

bu iki kişinin bir araya gelmesiyle gen havuzundaki iyi kot pantolon stoğudur ve o zaman çok

good children intelligent children beautiful children and you do see that you definitely

iyi çocuklara, zeki çocuklara, güzel çocuklara sahip olma şansınız vardır ve bunu görürsünüz

do see that in families so when we talk about the aristocracy the aristocracy is are those

ailelerde bunu kesinlikle görüyorsunuz, bu yüzden aristokrasi hakkında konuştuğumuzda, aristokrasi

that in the past of course used to own most of the land in this country so when we talk

geçmişte bu ülkedeki toprakların çoğuna sahip olanlardır, bu yüzden

about the aristocrats we are talking about people who have lots of money lots of land

aristokratlardan bahsettiğimizde çok şeyi olan insanlardan bahsediyoruz. çok para bol toprak

and quite often they want to keep their families it's very hard to talk about this without

ve çoğu zaman ailelerini ellerinde tutmak istiyorlar kulağa korkunç gelmeden bunun hakkında konuşmak çok zor

sounding awful but they don't want their blood to be tainted by anything that might not be

ama kanlarının kendileri kadar iyi olmayabilecek herhangi bir şeyle lekelenmesini istemiyorlar, bu

as good as them you see so it's all about the bloodline we often talk about the bloodline

yüzden hepsi bu soy hakkında sık sık konuşuruz bu,

it means the quality of of that person and it's awful really i mean i don't like even

o kişinin kalitesi anlamına gelir ve bu gerçekten korkunç, yani bundan bahsetmekten bile hoşlanmıyorum, bunun

talking about this i feel slightly awkward talking about this but that's what it happens

hakkında konuşmak biraz garip geliyor ama olan bu, eğer olsaydın böyle yapardın

that's what you would do if you wanted to breed the best racehorse yes uh that's what

en iyi yarış atını yetiştirmek istiyordun evet uh

you would do or or or the best cows or the whatever uh you you would you you would pick

yapacağın şey buydu ya da ya da ya da en iyi inekler ya da her ne istersen

the animals that looked the fittest and healthiest and that of course health would have come

en zinde ve sağlıklı görünen hayvanları seçerdin ve tabii ki sağlık

into it a lot yeah i mean if we're going back 100 or 200 years you would want to be married

buna gelirdi çok evet, yani 100 ya da 200 yıl öncesine gidiyorsak,

to somebody who came from a family that was strong genetically to resist disease that

genetik olarak hastalığa dirençli bir aileden gelen biriyle evli olmak istersiniz, bu

would be quite important of course it is it's a natural thing we don't do it so much now

oldukça önemli olurdu, tabii ki bu doğal bir şey. Bunu şimdi çok fazla yapmayın,

we don't think about it so much these days but of course you would be thinking about

bu günlerde çok fazla düşünmüyoruz ama elbette

that a lot 200 years ago before modern medicine and things like that you would you know you'd

bunu 200 yıl önce modern tıptan önce ve bunun gibi şeyleri düşünürdünüz, bunu yapmak isteyeceğinizi bilir miydiniz

want to you'd want to marry somebody who looked healthy yes and wasn't sick but there was

? sağlıklı görünen biriyle evlenmek istiyorum evet ve hasta değil ama

always good but there was there was always that that slight feeling of superiority so

her zaman iyilik vardı ama o hafif üstünlük duygusu her zaman vardı bu yüzden

you wanted to keep the blood pure i mean these are horrible words i hate saying these things

kanı saf tutmak istedin yani bunlar korkunç sözler bunlar demekten nefret ediyorum

but that's straying into no but but this is it i mean this is why in the past royalty

ama bu hayır'a dönüşüyor ama bu, demek istediğim bu, geçmişte kraliyet ailesinin

often royalty would marry into other royal families not necessarily here in this country

diğer kraliyet aileleriyle evlenmesinin nedeni bu, bu ülkede olması zorunlu değil,

so there are many occurrences where the royal family would would marry other members of

bu nedenle kraliyet ailesinin diğer kraliyet ailelerinin diğer üyeleriyle evleneceği birçok olay var.

royal families from other countries and it happened a lot here during the well we're

diğer ülkelerde ve burada çok oldu kuyu sırasında

going back to a couple of hundred years 300 years it happened quite a lot sometimes the

birkaç yüz yıl 300 yıl öncesine gidiyoruz oldukça fazla oldu bazen

marriages were arranged when the the intended people were only children and that's how that's

amaçlanan insanlar sadece çocukken görücü usulü evlilikler yapılırdı ve

how it happened sometimes it was almost like a fair exchange to keep everything pure so

bazen böyle oluyordu her şeyi saf tutmak için neredeyse adil bir takas gibiydi,

so so it wouldn't be tainted it's very strange but the only problem is sometimes the health

böylece lekelenmesin, çok garip ama tek sorun bazen sağlık

problems could come from those things especially if you had bad genes in both families so you

sorunları bu şeylerden gelebilir, özellikle de her iki ailede de kötü genler varsa, böylece

could actually end up having a worse effect so you end up marrying your cousins yes and

gerçekten yapabilirsin. sonunda kuzenlerinle evlenmek zorunda kalıyorsun evet ve

it did happen and have a good uh yes you see if you marry yes it would it would they used

oldu ve iyi oldu uh evet bir bak evlenirsen evet

to marry in their own families and it doesn't turn out very well a couple of more an upper

kendi ailelerinde evlenirler miydi ve bu çok da iyi olmuyor pekala, birkaç tane daha üst

class person is their behavior a person who seems upper class like lord steve today at

sınıf bir insan davranışlarıdır, bugün lord steve gibi üst sınıf görünen bir kişi,

the start of mr steve when he first came on so you should have your nose in the air plumbing

Bay Steve ilk geldiğinde, bu yüzden burnunuzu havaya sokmalısınız, bir

sort of accident that sort of thing feels like sounds like you've got a plumber stuck

tür kaza, bu tür şeyler sanki boğazına bir tesisatçı takılmış gibi geliyor

in the back of your throat hello there hello you do it better hey well of course that's

merhaba merhaba merhaba sen daha iyisini yap

how i grew up with my father and mother that's how they talked all the time you know

jimmy from hong kong says hi old sport oh hello

kong merhaba diyor eski spor oh merhaba merhaba

can you say hi old sport hi old sport well i wouldn't say hi i'd say hello okay well

diyebilir misin eski spor merhaba eski spor peki merhaba demezdim merhaba derdim tamam peki merhaba

hi is is a bit common really so yeah hi old sport but you said hello hello alex paul hello

biraz yaygın gerçekten çok evet merhaba eski spor ama merhaba dedin merhaba alex paul merhaba

hello i can't do it you see the thing is in uh nobody really talks like that in the uk

merhaba, yapamam, görüyorsunuz, uh, artık İngiltere'de kimse gerçekten böyle konuşmuyor

anymore no but we we've often watched television programs in the 1970s because we like watching

hayır ama 1970'lerde sık sık televizyon programları izledik çünkü

things from the 1970s and it's amazing you people were being interviewed randomly on

1970'lerden şeyler izlemeyi seviyoruz ve siz insanlar inanılmazdı sokakta rastgele röportaj yapılıyor

the street and that posh accent was very common amongst lots and lots of people in in england

ve o havalı aksan o zamanlar İngiltere'de çok ama çok sayıda insan arasında çok yaygındı

um in that time but it's gradually gone lewis makes a very interesting point and i've been

ama yavaş yavaş gitti lewis çok ilginç bir noktaya değiniyor ve ben de

trying to get a word in edge where it's all right that in europe he says uh the middle

nerede olduğu hakkında bir kelime bulmaya çalışıyorum. pekala avrupa'da diyor ki

class has disappeared all but disappeared bit by bit since the 1970s and the same thing

1970'lerden beri orta sınıf yavaş yavaş ortadan kayboldu ve aynı şey

has actually happened in america the middle classes have been obliterated uh through uh

amerika'da da oldu.

redistribution of wealth and taxes and things like that yes played a massively important

part in reshaping society completely we've had it a bit in this country but i think in

toplumu tamamen yeniden şekillendirmede çok önemli bir rol oynadı, bu ülkede biraz yaşadık ama bence İngiltere'de

in the uk that the the class structure is broken down people don't defer to to to sort

sınıf yapısı bozuldu, insanlar bir tür

of upperclass you don't really think about that anymore but it's still there i think

üst sınıfa boyun eğmiyor, siz gerçekten yapmıyorsunuz bunu bir daha düşünün ama hala orada bence

probably more than uh than uh in other parts of europe that would be an interesting conversation

muhtemelen avrupa'nın diğer bölgelerinde olduğundan daha fazla bu lewis'le evet ne olduğu hakkında ilginç bir konuşma olurdu

to have lewis yeah about what has happened well it's also interesting that that luis

o luis

mendes is now living in france and let's let's not forget that the aristocracy the ruling

mendes'in şu anda fransa'da yaşıyor olması da ilginç unutmayalım ki yönetici

class were pretty much

sınıfın aristokrasisi hemen hemen onaylanmadı, neredeyse

it's not approved of almost well it certainly wasn't during the french revolution a lot

iyi onaylanmadı, kesinlikle Fransız devrimi sırasında değildi, pek

of a lot of people literally lost their heads yes uh says did i have high hopes that were

çok insan kelimenin tam anlamıyla kafalarını kaybetti evet uh, iyi başarılmış büyük umutlarım var mıydı diyor

accomplished well that's a sore point uh i don't think i've achieved everything i want

bu hassas bir nokta uh, istediğim her şeyi başardığımı düşünmüyorum evet, bugün

to yeah we're we're sort of joking a bit here today aren't we what i think what palmyra

burada biraz şaka yapıyoruz değil mi, palmyra'nın

is saying is that have i underachieved because of meeting mr duncan have i have i sort of

söylediği şey, başarısız olduğum için mi? Bay Duncan ile tanışmak,

married below my class that's what they'd say in this country wouldn't they well first

sınıfımın altında bir şekilde evlendim mi, bu ülkede böyle derler, her şeyden önce

of all first of all we're not married i know but you know what i mean if somebody married

evli değiliz, biliyorum ama biri seninle evlenirse ne demek istediğimi biliyorsun.

you see my in a way my my uh grandparents my my mother's uh my mother's parents even

bakın benim bir bakıma benim ah dedem annemin ah annemin anne babası

though they both and my father's uh my father's parents thought that my father had married

gerçi ikisi de babamın ah babamın anne babası babamın annemle

beneath them by marrying my mother at the time even though really there wasn't that

evlenerek altlarında evlendiğini zannediyorlardı o zamanlar annemle evlenerek aslında öyle bir şey olmasa da

much difference because they wanted they wanted my father to marry somebody who was very educated

çok fark var çünkü babamın çok eğitimli biriyle evlenmesini istiyorlardı

i hope your mother wasn't watching because my father was very intelligent sorry sorry

umarım annen izlemiyordu çünkü babam çok zekiydi üzgünüm

steve's mum but you weren't there my mother's told me the story i see you said that she

steve'in annesi ama sen orada değildin annem bana hikayeyi anlattı anladığım kadarıyla sen demişsin

she weren't the first choice she felt as though she wasn't really liked by her uh parents

Kendisinin ilk tercih olmadığını,

in law because that she wasn't uh didn't come from a good enough uh home and didn't have

yeterince iyi bir aileden gelmediğini ve

the proper education and all that sort of thing and it is true this is something else

uygun bir eğitim almadığını, çünkü kayınvalidesi tarafından pek sevilmediğini hissetti. ve tüm bu tür şeyler ve bu doğru, söylemekten çekinmediğim başka bir şey Bay

that i don't mind saying it is true that that mr steve's dad did not approve of me

Steve'in babasının beni onaylamadığı doğru, bunu

never would have approved it middle yeah they see valentina says another point here it's

asla onaylamazdı orta evet, valentina'nın burada başka bir nokta söylediğini görüyorlar,

not that funny uh but there'd be other reasons that would be more prominent than that but

değil bu komik ama bundan daha öne çıkan başka nedenler de olabilirdi ama sen

you're not a millionaire yes you know what i mean liberal class is disappearing more

milyoner değilsin evet ne demek istediğimi biliyorsun liberal sınıf giderek daha

and more and uh yet these times in particular have weakened the middle class and the gap

fazla kayboluyor ve yine de bu zamanlar özellikle orta sınıfı zayıflattı ve

between the wealthy and the poor is becoming wider yes i mean that this is often debated

zenginler ve fakirler arasındaki uçurum daha da açılıyor evet, demek istediğim, bu artık sık sık tartışılıyor,

now that we are returning to sort of the feudal times almost when there was no middle class

neredeyse orta sınıfın olmadığı,

there was only rich and poor yes i mean let's face it the middle classes are disappearing

sadece zengin ve fakirin olduğu feodal zamanlara döndüğümüz için evet, yani kabul edelim orta sınıflar yok oluyor

but they're not going towards the richer and they're going towards the poor end yes well

ama daha zengin olana doğru gitmiyorlar ve fakir olana doğru gidiyorlar evet

i think poverty poverty is something it's always there but as as the middle class grows

bence yoksulluk her zaman var olan bir şey ama orta sınıf büyüdükçe

and then shrinks i think poverty also grows and shrinks so as the middle class becomes

ve küçüldükçe bence yoksulluk da büyüyor ve küçülüyor yani orta sınıf

narrow the the the poorer class become well it increases you see so so i come from a poor

daraldıkça daha fakir sınıf iyileşiyor, görüyorsunuz, bu yüzden ben fakir bir

background my parents didn't have any money and my mom had to work and she had a lot of

geçmişe sahibim, ailemin hiç parası yoktu ve annem çalışmak zorundaydı ve

difficulties in her life she was disabled and my mum still had to work she had no choice

hayatında birçok zorluk yaşadı. engelliydi ve annem hala çalışmak zorundaydı

because she had three hungry mouths to feed including mine and can i just say my mouth

çünkü benimki de dahil olmak üzere doyurması gereken üç aç ağzı vardı ve

my mouth is a very hungry mouth indeed mrs t did girls get the same education as boys

ağzımın çok aç bir ağız olduğunu söyleyebilir miyim gerçekten de kızlar erkeklerle aynı eğitimi aldı mı?

when your mum was at school

annen okuldaydı

well the opportunities weren't there no for women back in my mother grew up in the 1930s

peki imkanlar yok muydu kadınlar için hayır annem 1930'larda

and 1940s uh and back in those days women the women's place was definitely in the home

ve 1940'larda büyüdü ah ve o günlerde kadın kadının yeri kesinlikle evdi

women were only expected to get married and have children and be housewives of course

kadınlardan sadece evlenip çocuk sahibi olması beklenirdi çocuklar ve ev hanımları olmak tabii ki

that's totally changed i mean the the the opportunities for women have changed beyond

tamamen değişti yani kadınlar için fırsatlar

all recognition uh now yeah which of course is a good thing because i think the revolution

tanınmayacak kadar değişti uh evet bu elbette iyi bir şey çünkü bence devrim

started at the end of the 1960s so we've seen this progression anyway so as as people earn

1960'ların sonunda başladı bu yüzden bunu gördük yine de ilerleme, böylece

more money as the the economy grows the standard of living slowly goes up so even though i

ekonomi büyüdükçe insanlar daha fazla para kazandıkça yaşam standardı yavaşça yükselir, bu yüzden ben

live in england or we live in england there is still poverty around there it still exists

İngiltere'de yaşıyor olsak da ya da İngiltere'de yaşıyor olsak da, oralarda hala yoksulluk var, hala var, bu

so not everyone in england is is a millionaire i mean we're not wealthy i wouldn't describe

yüzden İngiltere'deki herkes öyle değil. milyoner demek istiyorum ki biz zengin değiliz

us as wealthy i mean i can't go out now and buy a solid gold watch i can't i don't own

bizi zengin olarak tanımlamazdım yani şimdi dışarı çıkıp som altın bir saat alamam alamam aslında sahip değilim

in fact i don't own anything that's valuable i think the only thing i have near to me that's

aslında değerli hiçbir şeye sahip değilim sanırım yanımda olan tek

valuable is mr steve what about your camera well yes cameras but those are things for

değerli şey bay steve peki ya kameranız peki evet kameralar ama bunlar

for work so that those are things that i use in my work so all of my valuable things all

iş için şeyler yani bunlar işimde kullandığım şeyler yani tüm değerli şeylerim

of the things that i see is valuable are are to do with this it's very strange so i don't

hepsi değerli olduğunu gördüğüm bununla ilgili çok garip bu yüzden

really have anything jewelry gold earrings or gold teeth nothing i would say the most

gerçekten hiçbir şeyim yok takı altın küpeler veya altın dişler hiçbir şey sahip

expensive thing you've got is it your computer i think my computer must be the most expensive

olduğunuz en pahalı şey sizin bilgisayarınızdır bence benim bilgisayarım olmalı

thing i own and that's that's what you're watching now this is coming through the computer

sahip olduğum en pahalı şey ve şu anda izlediğiniz şey bu,

which you your wonderful viewers contributed towards many years ago and when we did a fundraiser

siz harika izleyicilerinizin yıllar önce katkıda bulunduğu bilgisayar aracılığıyla geliyor ve

about three years ago was it it's almost three years since we bought that computer together

yaklaşık üç yıl önce bir bağış toplama etkinliği yaptığımızda, satın alalı neredeyse üç yıl oldu. o bilgisayar birlikte

yes yeah it's true anyway we have some negative words to do with being posh here's here's

evet evet bu doğru zaten havalı olmakla ilgili bazı olumsuz sözlerimiz var işte burada

a good one steve if i can just get my other thing back up on the screen posh words so

iyi bir tane steve diğer şeyimi ekrana geri getirebilirsem gösterişli sözler yani

here are some negative words how about this word snoot snoot yeah somebody who looks down

işte bazı olumsuz sözler bu snoot kelimesine ne dersin küstah evet

upon other people and thinks that they're better than them see that's that's the danger

diğer insanlara tepeden bakan ve onların onlardan daha iyi olduğunu düşünen biri görüyor işte tehlike bu

of uh that you can become somebody who thinks that you're if you're snooty it means you

uh olduğunu sanan biri haline gelmen kibirliysen bu

look down on other people uh and and you think you're better than them i've already said

diğer insanları hor gördüğün anlamına gelir uh ve sen onlardan daha iyi olduğunu düşünüyorsun bunu zaten söyledim

that yes i have just repeated myself i thought that was an echo uh yes and it's a it's a

evet az önce kendimi tekrarladım bunun bir yankı olduğunu düşündüm uh evet ve bu bir çok

very it's a nasty trait trait something that something you do a lot of it's something that

iğrenç bir özellik özelliği bir şey o çok yaptığın bir şey bu

you commonly do a life habit a habit a trait yes yeah a snoot somebody who looks down on

genellikle yaptığınız bir şey bir yaşam alışkanlığı bir alışkanlık bir özellik evet evet kibirli

other people and thinks that they're better than them um for whatever reason it may be

diğer insanları hor gören ve onlardan daha iyi olduklarını düşünen biri

just that you think you've got more money than somebody else yeah and therefore you

başka biri evet ve bu yüzden

think you're better than them yes it could be that you think you're more attractive and

onlardan daha iyi olduğunu düşünüyorsun evet daha çekici olduğunu düşündüğün için

therefore you're better than them or it might be that and quite often this comes from the

onlardan daha iyi olabilirsin ya da bu olabilir ve bu çoğu zaman ebeveynlerden gelir,

parents so if your parents are like that often you you'll be like that snoot they used to

yani eğer ailen Sık sık böylesin,

say i was a snoot at school but i wasn't because they thought and that's the thing if you're

okulda sümüklü olduğumu söyledikleri o küstah gibi olacaksın ama düşündükleri için değildim ve havalıysan durum bu,

posh don't just assume that because you're posh which i was posh yes not going to deny

sadece havalı olduğun için bunu varsayma ki ben havalıydım evet

that that you're also snooty yeah sometimes they go together but which comes back to a

senin de kibirli olduğunu inkar etmeyeceğim evet bazen birlikte gidiyorlar ama bu da

query somebody said early asked us about before is posh and snoot the same yeah they can be

birinin bize daha önce sorduğu bir sorguya geri dönüyor havalı ve kibirli aynı şey evet onlar

a posh person can be snooty but a posh person can also not be snooty if there are two different

havalı bir insan olabilirler. kendini beğenmiş ama gösterişli biri de kendini beğenmiş olamaz eğer iki farklı

things altogether yes by the way tomek we haven't forgotten utomik tomek asked what

şey varsa tamamen kibirli olamaz evet bu arada tomek unutmadık ütopik tomek havalı kelimesine ne dediğini sordu

about the word swanky something that's swanky is just high class so something that is swanky

havalı olan bir şey sadece yüksek sınıftır yani havalı olan bir şey

maybe you can have a swanky restaurant so it's used as a sort of adjective to show that

belki sen yapabilirsin gösterişli bir restoranı var bu yüzden bir tür sıfat olarak bir

something is high class or sophisticated something that is swanky we went to a swanky restaurant

şeyin yüksek sınıf veya sofistike olduğunu göstermek için kullanılır havalı bir şey havalı bir restorana gittik gittik gittik

we went we stayed in a swanky hotel swanky it is lovely yes high-end something that is

havalı bir otelde kaldık havalı güzel evet üst düzey bir şey

seen as sophisticated fazizito says yes does snoot mean snob no he doesn't no but quite

sofistike olarak görülen fazizito evet snoot züppe anlamına mı geliyor hayır o hayır değil ama oldukça oh

oh snoop means snob yes yes it does yeah that's the same it's very interesting that the word

snoop züppe anlamına geliyor evet evet

snob is also used we often use snob even nowadays so if a person seems to be too full of themselves

öyle Kendileriyle çok dolu görünüyorlar

even if they're not wealthy they might appear or they might pretend they might feel as if

zengin olmasalar bile görünebilirler veya

they are superior to other people like like our neighbor one of our neighbors they don't

diğer insanlardan üstünmüş gibi davranabilirler mesela komşumuz gibi komşularımızdan biri

live here anymore but they're gone snoot yes so you can be a snoot or a snob you feel as

artık burada yaşamıyorlar ama onlar' sümüklüsün evet küstah veya züppe olabilmen için kendini üstünmüş gibi hissediyorsun bu

if you are superior i believe the word comes from from the word for nose you see so you're

kelimenin burun kelimesinden geldiğine inanıyorum yani

snoot you are snooty your nose is always pointed upwards because you feel superior if for example

küstahsın sen kibirlisin burnun her zaman yukarı bakıyor çünkü hissediyorsun daha üstün, örneğin

you somebody invited you to a party and your parents thought that or you thought that they

biri sizi bir partiye davet ettiyse ve aileniz bunu düşündüyse veya onların

were maybe not in the same class as you uh you know and uh you might say oh i'm not getting

sizinle aynı sınıfta olmadıklarını düşündüyseniz, uh bilirsiniz ve ah, alamıyorum,

i'm not going to their party no uh you might say to a friend or you know why your friend

gitmeyeceğim diyebilirsiniz. onların partisi hayır uh bir arkadaşına diyebilirsin ya da arkadaşının neden biri

somebody might accuse you of being a snob or a snoot yes because you didn't want to

seni züppe ya da kendini beğenmiş olmakla suçlayabilir evet çünkü

go to a party or somebody who oh their parents haven't got much money i'm not going to their

bir partiye ya da ebeveynlerinin pek bir şeyi olmayan birine gitmek istemedin para,

party that would be snooty and snobbish you're judging people what what you're effectively

kibirli ve züppe olacak partilerine gitmiyorum insanları etkili bir şekilde ne

doing if you're a snoot or a snobbish you're judging people really on their wealth yes

yaptığınızı yargılıyorsunuz, eğer kibirli veya züppe iseniz, insanları gerçekten zenginliklerine göre yargılıyorsunuz evet

and how much of it they've got yes i haven't got and maybe also their class as well so

ve ne kadar onlar var evet bende yok ve belki de onların sınıfı da

even if they're so if you send your children to the wrong school you might be seen as is

öyle olsa bile çocuklarınızı yanlış okula gönderirseniz o

not as sophisticated so maybe if you don't send your child to a private school they just

kadar sofistike görünmeyebilirsiniz, bu yüzden belki almazsanız Çocuğunuzu özel okula gönderin,

go to a state school instead you might look down on them but yes it's a there are people

devlet okuluna giderler, onları küçümseyebilirsiniz ama evet,

like that around i think it's fair to say that there are people who who do like to look

çevrenizde böyle insanlar var.

down on other people people that are posh people that feel superior to other people

insanlar, gösterişli insanlar,

if they have money or even if they don't have much money they can still have that that character

paraları varsa veya fazla paraları olmasa bile diğer insanlardan üstün hisseden insanlar, yine de

of looking down on other people so interesting yes interestingly enough going back to lewis's

diğer insanları küçük görme karakterine sahip olabilirler çok ilginç evet yeterince ilginç bir şekilde lewis'in noktasına geri dönecek olursak

point and somebody else about about the middle classes uh the current new um government in

ve orta sınıflar hakkında başka biri uh, görünüşe göre Amerika'daki mevcut yeni hükümet orta sınıfları

america apparently are going to try and restore the middle classes because i think i mean

geri getirmeye çalışacak çünkü bence

because they think it's very important for the economy and just for the just for society

bunun ekonomi için çok önemli olduğunu düşündükleri ve genel olarak toplum için sadece

in general they want to move people from the poverty end back into some kind of wealth

istedikleri için insanları yoksulluk sınırından bir tür zenginliğe geri götürmek

or yes you know a better standard of living in order to because i mean potentially if

veya evet daha iyi bir yaşam standardı biliyorsunuz çünkü potansiyel olarak

that gap keeps widening then there's going to be a revolution at some point certainly

bu boşluk genişlemeye devam ederse o zaman bir noktada bir devrim olacak kesinlikle

okay they can't keep widening the gaps in the rich and the poor at some point there'll

tamam yapamazlar zengin ve fakir arasındaki uçurumu genişletmeye devam et bir noktada

be a revolution probably probably best to keep that to ourselves but that's what happens

bir devrim olacak muhtemelen bunu kendimize saklamak en iyisi ama

in all societies after january the sixth what's happening on january the 6th no what happened

6 Ocak'tan sonra tüm toplumlarda olan bu abd'de

there was that they stormed the capital building in in the usa oh yes but that was a different

başkent binasını bastılar oh evet ama bu farklı bir

reason yes but i'm just saying we don't want to sort of start talking about that because

nedendi evet ama sadece bunun hakkında konuşmaya başlamak istemediğimizi söylüyorum çünkü

it's still a little sensitive yes of course yes and of course anyway let's not get into

bu hala biraz hassas evet elbette evet ve elbette her neyse

politics no well i wasn't really talking about politics anyway i was talking about just class

siyasete pek girmeyelim ben zaten siyasetten bahsetmiyordum zaten sadece sınıftan bahsediyordum

so class isn't really politics what is contained within the heads of a human being isn't necessarily

yani sınıf gerçekten siyaset değil bir insanın kafasının içindekiler

to do with class so that thoughts and opinions are not necessarily the same thing so your

ille de sınıfla ilgili değil ki düşünceler ve görüşler mutlaka aynı şey değildir, bu nedenle

outward appearance or your outward character can often define you people think that i'm

dış görünüşünüz veya dış karakteriniz sizi genellikle tanımlayabilir, insanlar benim

posh some people think that i come from a wealthy family as i said earlier i don't i

havalı olduğumu düşünür, bazı insanlar daha önce de söylediğim gibi zengin bir aileden geldiğimi düşünür, gelmiyorum,

don't come from a wealthy family at all my family were very far from wealthy maria points

gelmiyorum zengin bir aileden, ailem zengin olmaktan çok uzaktı, maria,

out that says that she still has students she has students that still can't buy books

hala öğrencileri olduğunu söylüyor, hala kitap satın alamayan öğrencileri var,

um of course when i when i grew up i don't know i don't know if if it's the same now

um tabii ki ben büyüdüğümde bilmiyorum bilmiyorum. Şimdi aynı olup olmadığını bilmiyorum,

i think funding for schools has dropped because you know we we could always get books and

bence okullar için fon azaldı çünkü biliyorsun her zaman kitap ve

pencils and yeah anything you wanted when i grew up the school would supply everything

kalem alabiliyorduk ve evet ben büyüdüğümde istediğin her şeyi okul her şeyi sağlıyordu

yes so when i was at school even my my school not steve steve's posh school but my school

evet bu yüzden ben okuldayken benimki bile okul steve steve'in gösterişli okulu değil ama benim okulum

yeah we would have everything supplied books textbooks exercise books writing books pens

evet her şey sağlanacaktı kitaplar ders kitapları egzersiz kitapları yazı kitapları kalemler

pencils so everything would be supplied by the school nowadays even here in the uk and

kalemler yani her şey okul tarafından sağlanacaktı bugünlerde burada bile İngiltere'de ve

certainly here in england people now have to pay for their own things so they have to

kesinlikle burada ingiltere'de insanlar artık kendi masraflarını ödemek zorunda o yüzden

buy their child's exercise books they have to buy their children's pens and pencils and

çocuklarına alıştırma kitabı almak zorundalar çocuklarına tükenmez kalem almak zorundalar ve

everything well even school meals it's amazing which when we grew up all school meals were

her şey iyi okul yemekleri bile inanılmaz ki biz büyüyünce tüm okul yemekleri

free everybody got free school meals but that's not the case now yes uh and when i first used

bedavaydı herkesin okul yemekleri bedavaydı ama şimdi durum böyle değil evet uh ve ben ilk

to get free milk you used to go to school you had got a bottle of milk and used to drink

bedava süt aldığımda sen okula giderdin bir şişe sütün vardı

it i don't know when you used to drink it but it wasn't a big bottle by the way but

onu içerdin bilmiyorum ne zaman içerdin ama bu arada büyük bir şişe değildi ama

you would get milk a little tiny bottle of milk we used to have every day they took that

süt alırdın her gün içtiğimiz küçük bir şişe sütü elimizden aldılar

away uh and of course during this lockdown pandemic we've seen we've seen families who

uh ve tabii ki gördüğümüz bu tecrit salgını sırasında

were used to sending their children to school where they get because some families if with

çocuklarını gittikleri okula göndermeye alışmış aileler gördük çünkü Bazı aileler,

lower income families would have got their school meals for free and they weren't getting

daha düşük gelirli aileler okul yemeklerini ücretsiz alsaydı ve

them and there's been a big campaign for for people staying at home now because all the

onları alamıyorlardı ve şimdi evde kalan insanlar için büyük bir kampanya var çünkü tüm

schools have been shut yeah for them still to get the free school meals i think being

okullar kapatıldı, evet, hala ücretsiz almaları için evet okul yemekleri

a big campaign the original the original argument was during the school holidays so during the

büyük bir kampanya olduğunu düşünüyorum, orijinal argüman okul tatilleri sırasındaydı, bu nedenle normal bir yılda

six six week holiday that schools close for six weeks normally in a normal year but but

okulların altı hafta boyunca kapalı olduğu altı altı haftalık tatil sırasındaydı, ancak ancak

if you had free school meals then you wouldn't get those meals during the school holiday

ücretsiz okul yemekleri olsaydı, o zaman alamazsınız. okul tatilinde o yemekler

but now the government have to change their mind after a lot of pressure and there they

ama şimdi hükümet çok fazla baskıdan sonra fikrini değiştirmek zorunda ve orada

are still doing it of course class in this country is very the reason it's so prominent

hala yapıyorlar tabii ki bu ülkede sınıf, bunun bu kadar öne çıkmasının

and talked about a lot is because we've got a royal family and that makes that that obviously

ve çok konuşulmasının nedeni, biz kraliyet bir aileye sahipseniz ve bu, açıkça,

if you've still got a royal family you're likely to still have classes in society and

eğer hala bir kraliyet aileniz varsa, muhtemelen hala sosyetede dersleriniz olacak demektir ve

valor asks will the uk become a republic i would say that's highly unlikely very unlikely

yiğitlik, İngiltere'nin bir cumhuriyet olup olmayacağını sorar, bunun pek olası değil, pek olası olmadığını söyleyebilirim.

that will ever happen i mean even in australia which is a commonwealth country not so long

demek istediğim, bir İngiliz Milletler Topluluğu ülkesi olan avustralya'da bile, kısa bir süre

ago they voted to keep the queen yes and that's not even the uk yes uh so i would say every

önce kraliçeyi tutmak için oy kullandılar evet ve bu İngiltere bile değil evet uh bu yüzden ara

now and then you don't see we haven't seen anything for years about trying to form a

sıra söylerdim ve sonra görmüyorsunuz yıllardır hiçbir şey görmedik orada bir cumhuriyet kurmaya çalışmakla ilgili olarak

republic in the there are there are people that would love that of course can i just

bunu sevecek insanlar var elbette şunu

say in my lifetime in my lifetime i've never known it i've never heard ever anyone ever

söyleyebilirim ki hayatımda hayatım boyunca bunu hiç bilmiyordum hiç kimsenin

talk about having some sort of uprising here and getting rid of the monarchy so i i've

bir tür ayaklanmadan bahsettiğini hiç duymadım burada ve monarşiden kurtulmak, bu yüzden

never actually even heard of it the only thing people often talk about is the next in line

aslında bunu hiç duymadım bile, insanların sık sık konuştuğu tek şey sıradaki sıradır,

so a lot of the debate quite often is about who should take over so this is one thing

bu nedenle tartışmaların çoğu, kimin devralması gerektiği hakkındadır, bu yüzden bu bir şeydir Şu

a lot of people are talking about at the moment here in the uk is who will take over when

anda Birleşik Krallık'ta pek çok insan

the queen and she will sadly it's a matter of fact that the queen will die and then someone

kraliçe ne zaman görevi devralacağından bahsediyor ve ne yazık ki kraliçe ölecek ve sonra birinin

will have to take her place some people say prince charles but he's not very popular i've

onun yerini alması gerekecek, bazıları prens charles diyor ama o pek popüler değil

never quite understood why prince charles isn't popular but he does have some rather

Prens Charles'ın neden popüler olmadığını hiçbir zaman tam olarak anlamadım ama bazı

unusual and might i say controversial views about certain things so yeah so that's it

alışılmadık şeyleri var ve bazı şeyler hakkında tartışmalı görüşler söyleyebilir miyim yani evet bu yüzden

so there is always i think having the monarchy gives us something to look up to and that's

her zaman vardır bence monarşiye sahip olmak bize bir şeyler verir örnek alınacak ve bu

why australia still loves the royal family the the uk royal family is still loved in

yüzden Avustralya hala kraliyet ailesini seviyor İngiltere kraliyet ailesi Avustralya'da hala seviliyor

australia it's very strange even though thousands of miles away and no real connection anymore

binlerce mil uzakta olmasına rağmen çok garip ve artık gerçek bir bağları yok

because they're they are independent but still they are part of what we call the commonwealth

çünkü onlar bağımsızlar ama yine de onlar bir parçası halk topluluğu dediğimiz şey

it's interesting yes i mean you you do get the the thing with the royal family in this

ilginç evet demek istediğim, bu ülkedeki kraliyet ailesiyle olan şeyi anlıyorsunuz,

country is they have adapted uh you you've got to hand it to them they've adapted in

onlar adapte oldular, uh siz onlara teslim etmelisiniz onlar

order to remain popular so they've become more approachable um you know i mean if you

popüler kalabilmek için adapte oldular, bu yüzden onlar

go back 50 years uh or more you the the the the royal family were very remote they didn't

50 yıl veya daha fazla geriye giderseniz, kraliyet ailesi çok uzaktı,

really contact they had very little contact with the public well queen victoria was famous

gerçekten iletişim kurmuyorlardı, halkla çok az temasları vardı, peki kraliçe victoria

for really not liking the public very much at all so and and the interesting thing about

gerçekten ünlüydü halktan pek hoşlanmadığı için ve victoria ile ilgili ilginç olan şey,

victoria she was the first queen to actually start publicizing herself so after her husband

aslında kendini tanıtmaya başlayan ilk kraliçeydi, bu yüzden kocası

died she did actually disappear from public life for many years and then came back into

öldükten sonra aslında uzun yıllar kamusal yaşamdan kayboldu ve sonra tekrar

the public eye but then because of the the revolution of photography queen victoria began

halkın gözüne girdi ama sonra fotoğraf devrimi nedeniyle kraliçe victoria

to to be seen everywhere you could even buy picture albums with queen victoria inside

her yerde görülmeye başlandı, hatta kraliçe victoria'nın içinde olduğu resim albümleri bile satın alıyordunuz, aslında çok fazla fotoğrafı

she was the first demonic to actually be photographed a lot in fact some people believe that she

çekilen ilk şeytaniydi, aslında bazı insanlar onun

is the most photographed person or one of them in the world ever yes the reason we've

en çok fotoğrafı çekilen kişi olduğuna inanıyor ya da dünyada onlardan biri evet, hala

still got a royal family is they've been very very clever in adapting themselves to remain

bir kraliyet ailemizin olmasının nedeni, popüler kalmak için kendilerini adapte etmekte çok çok zeki olmaları

popular uh but of course when there there are occasions when people think the royal

ama tabii ki insanların kraliyet ailesinin sınırları aştığını düşündükleri durumlar olduğunda.

family are overstepping the mark um and becoming irrelevant like when princess diana died there

mark um ve alakasız hale gelmek, mesela prenses diana öldüğünde

were calls then to abolish the monarchy yeah there were at the time because they didn't

monarşiyi ortadan kaldırmak için çağrılar vardı, evet o zamanlar vardı çünkü

think that the royal family responded in the right way to that and they had to adapt and

kraliyet ailesinin buna doğru şekilde karşılık verdiğini düşünmediler ve bundan sonra uyum sağlamak ve

change after that in order to remain relevant and as long as they can remain relevant i

değişmek zorunda kaldılar. alakalı kalabilmeleri için ve alakalı kalabildikleri sürece,

think we'll always have them that's it so from my point of view i think i think that

onlara her zaman sahip olacağımızı düşünüyorum, bu yüzden benim açımdan bence

yes lewis who made them exactly the same point as i just said i won't talk then no i'm just

evet lewis, az önce söylediğim gibi onları tam olarak aynı noktaya getirdi, kazandım' t konuş o zaman hayır ben sadece

saying lewis said that said the same thing there were problems for the monarchy because

lewis'in aynı şeyi söylediğini söylediğini söylüyorum monarşi için sorunlar vardı çünkü

they they were seen as being a bit irrelevant yes they had to change their ways i think

biraz alakasız görüldüler evet yollarını değiştirmek zorunda kaldılar sanırım hep

i think the pressure was more to change their attitude rather than to to go all together

birlikte gitmek yerine tavır

because i i i it will never happen in this country we will never lose the monarchy it's

çünkü i i i bu ülkede asla olmayacak monarşiyi asla kaybetmeyeceğiz bu

never going to happen so we just live in our lifetime we just live with it now we just

asla olmayacak bu yüzden sadece hayatımızı yaşıyoruz onunla birlikte yaşıyoruz şimdi sadece onunla

we just go along with it and of course there are certain countries around the world where

birlikte gidiyoruz ve Tabii ki dünyada monarşi hakkında kötü

you are not allowed to even say something bad about the monarchy so if you if you have

bir şey söylemenize bile izin verilmeyen bazı ülkeler var, bu yüzden

a king of your country you can't even say bad things about them you you will go to prison

ülkenizin bir kralı varsa, onlar hakkında kötü şeyler bile söyleyemezsiniz, hapse girersiniz.

so at least we have that freedom here if if if this was 300 years ago steve i would probably

en azından burada o özgürlüğe sahibiz eğer bu 300 yıl önce olsaydı steve muhtemelen

have my head chopped off now but unfortunately marietta says in spain there's always a lot

şimdi kafamı uçururdum ama ne yazık ki marietta ispanya'da monarşi hakkında her zaman çok fazla tartışma olduğunu söylüyor

of debate about the monarchy uh there but of course i mean yeah that mean that's a whole

ama tabii ki demek istediğim evet bu demek bu başlı

subject on its own yes we have the sentence game steve but don't worry because i was like

başına bir konu evet steve cümle oyunumuz var ama endişelenme çünkü

grief it's ten two we have 20 minutes still because i was late i i was about 10 minutes

keder gibiydim on iki oldu hala 20 dakikamız var çünkü geç kaldım i yaklaşık 10 dakika

late starting so we still actually have 20 minutes development development amrita asks

geç başladım, bu yüzden aslında hala 20 dakikamız var geliştirme geliştirme amrita

how do you how do you pronounce that word it's development i thought you were just you

bu kelimeyi nasıl telaffuz ettiğinizi soruyor bu gelişme sadece

were just shouting out random words development something forms something grows we talk about

rastgele sözcükleri bağırdığınızı sanıyordum gelişme bir şey şekilleniyor bir şey büyüyor biz bir şey hakkında konuşuyoruz

something developing it's i only ask how do you pronounce it development development that's

gelişen bu sadece onu nasıl telaffuz ettiğinizi soruyorum gelişme gelişme bu

nice that's good well i try my best i try at least i try here we go then shall we play

güzel bu iyi peki elimden gelenin en iyisini deniyorum en azından deniyorum işte gidiyoruz o zaman merkezde oynayalım mı

the center

gene francois says cromwell abolished the monarchy yes but then they came back i'm putting

gene francois diyor cromwell monarşiyi kaldırdı evet ama sonra geri geldiler

my posh hat on again he didn't go away for very long the monarchy did disappear for a

yine havalı şapkamı takıyorum o gitmedi çok uzun zamandır monarşi yok oldu

short time say what are we doing now mr duncan what does it call the sentence game yes i'm

kısa bir süreliğine deyin şimdi ne yapıyoruz bay duncan cümle oyununa ne diyor evet

sure you can think of some sentences is it to do with posh words today mr duncan is there

eminim bazı cümleler düşünebilirsiniz şatafatlı sözlerle ne alakası var bugün bay duncan var mı

a theme there is not oh so that answers that question so here we go ladies and gentlemen

tema yok o yüzden bu soruyu cevaplıyor işte başlıyoruz bayanlar ve baylar

boys and girls let us play the sentence game for the for the final 20 minutes of today's

erkekler ve kızlar bugünün canlı yayının son 20 dakikası için cümle oyunu oynayalım

live stream

very nice yes it is the sentence game boys and girls you know how to play the sentence

çok güzel evet bu cümle oyunu erkekler ve kızlar biliyorsunuz cümle oyunu nasıl oynanır

game we will show you a sentence there will be some words missing i will give you some

sana bir cümle göstereceğiz bazı kelimeler eksik olacak sana bazı

clues all you have to do is tell me what the missing words are please so i will put i can't

ipuçları vereceğim tek yapman gereken eksik kelimelerin ne olduğunu söyle lütfen o yüzden koyacağım

find my things today there it is the sentence game random words so for the past two weeks

bugün eşyalarımı bulamıyorum işte rastgele kelimeler cümle oyunu bu yüzden son iki haftadır

we've had positive words today we are going random random words so here comes the first

olumlu kelimelerimiz var bugün rastgele rastgele kelimelere gidiyoruz yani işte ilk

sentence game we will try to do these very quickly today and especially now we don't

cümle oyunu geliyor bunları bugün çok hızlı bir şekilde yapmaya çalışacağız ve özellikle şimdi yapmıyoruz

have the delay so steve keep your eye on the live chat keep my oh excuse me eyes peeled

gecikme var bu yüzden steve gözünü canlı sohbette tut ah afedersiniz gözlerimi açık tutun

did you just burp i think i did a little bit of wind trying to come up there mr duncan

az önce geğirdiniz mi sanırım oraya gelmeye çalışırken biraz rüzgar çıkardım bay duncan evet

yes i can see it's my stomach problem i can smell it it smells like meatballs bad is your

görebiliyorum mide sorunum koku alabiliyorum köfte gibi kokuyor nefesin köfte

breath it smells like meatballs i bet you haven't eaten anything today have you mr duncan

gibi kokuyor bahse girerim bugün hiçbir şey yemedin değil mi bay duncan

okay what's that got to do with anything well it's got a lot to do with your breath okay

tamam bunun iyi bir şeyle ne alakası var bunun nefesinle çok alakası var tamam yoksa

if you don't eat anything you get bad breath oh [ __ ] you start you start giving off ketones

nefesin kokan her şeyi ye oh [ __ ] ketonlar salmaya başlarsın

burning the fat off and giving off ketones which smells okay then that's great yes

yağları yakar ve ketonlar salar ki bu iyi kokar

yes burp there's that uh matino yes burp i just came from nowhere here is today's first

sentence game oh there is a little rhyme isn't that pardon me for being so rude it was not

oyun oh biraz kafiye var değil mi çok kaba olduğum için beni bağışlayın ben değildim o

me it was my food it just popped up to say hello and now it's gone back down below oh

benim yemeğimdi sadece merhaba demek için birden ortaya çıktı ve şimdi tekrar aşağıya indi oh

very good mr duncan okay today's first sentence game is now on your screen i can something

çok iyi bay duncan tamam bugünün ilk cümle oyunu şimdi ekranınızda bir şey yapabilirim,

you my something are something

benim bir şeyim bir şey kaba mı

is it rude mr duncan no why would it be rude it could be what are you saying uh

bay duncan hayır neden kaba olsun ki söylediğiniz şey olabilir uh

right so of course i've got to keep last week i forgot to look at the live chat yes because

doğru yani tabii ki geçen hafta tutmam lazım canlıya bakmayı unuttum sohbet evet çünkü

i was expecting the 15 second delay but you have eliminated that well it used to be 30

15 saniyelik bir gecikme bekliyordum ama siz bunu iyi bir şekilde elediniz, eskiden 30 saniyeydi, bu

so we used to have a 30 second delay but now it's only a few seconds it's about five or

yüzden eskiden 30 saniyelik bir gecikmemiz vardı ama şimdi sadece birkaç saniye, yaklaşık beş ya da

six so everyone is going to start answering right now you see oh [ __ ] has come up with

altı, bu yüzden herkes doğru yanıt vermeye başlayacak şimdi görüyorsun oh [ __ ]

a word already hello hershed oh very good ah number one assist hmm except it isn't ah

bir kelime buldu bile merhaba hershed oh çok iyi ah bir numaralı asist hmm dışında ah

oh ah right okay oh hershey

oh ah doğru tamam oh hershey

interesting yes i must say hershed you are very good at the sentence game

ilginç evet hershed demeliyim sen cümle oyununda çok iyisin

you are certainly good at guessing anyway yes that's good you've taken part and you

yine de tahmin etmekte kesinlikle iyisin evet bu iyi, katıldın ve

come up with a couple of words whether any of them are right i'm not sure because i don't

birkaç kelime buldun bunlardan herhangi birinin doğru olup olmadığından emin değilim çünkü

see this hello to miss alina hello miss elena nice to see you here today also daisy cow

bu merhabayı bayan alinaya selamı görmüyorum merhaba bayan elena hoş seni bugün burada görmek de daisy inek

hello daisy daisy cow i didn't see you here today a big moo to you

merhaba papatya papatya inek bugün seni burada görmedim sana büyük bir moo

yes tomic it is bad man has to burp him public but i didn't do it deliberately yes see i'm

evet tomic kötü adam herkesin içinde geğirmek zorunda ama bunu kasten yapmadım evet bak

not very posh a posh person person wouldn't wouldn't uh wouldn't burp no they would have

değilim çok gösterişli bir insan olmazdı geğirmezdi hayır

to leave the restaurant in shame they would they would have to go out they would have

utanç içinde restorandan ayrılmak zorunda kalırlardı dışarı çıkmak zorunda kalırlardı

to leave and they would never be seen again in public

ayrılmak zorunda kalırlardı ve bir daha asla toplum içinde görülmezlerdi

hello to sanjar well daisy cows doing very well uh daisy cow is the first person to get

merhaba iyi sanjar yapmak için papatya inekler çok iyi iş çıkarıyor ah papatya inek ilk alan kişi

i would say two of the words correct

kelimelerden ikisini doğru söylerdim

it's always worth remembering that steve also doesn't know what the answers are no i don't

her zaman hatırlamaya değer ki steve de cevapların ne olduğunu bilmiyor hayır

i never tell steve what the answers are will you never tell me anything no i don't know

ben steve'e ne olduğunu asla söylemem Cevaplar, bana hiçbir zaman bir şey söylemeyecek misin hayır

when i come on the live stream i don't know what mr duncan's prepared well i knew he'd

canlı yayına girdiğimde bilmiyorum bay duncan'ın neyi iyi hazırladığını bilmiyorum

prepared to do a thing about being posh yes but that's all i knew but usually i come and

havalı olmakla ilgili bir şeyler yapmaya hazırlandığını biliyordum evet ama hepsi bu bilirdim ama genellikle gelirim ve

i don't know anything because i want it all to be fresh i want everything to be fresh

hiçbir şey bilmem çünkü her şeyin taze olmasını istiyorum her şeyin taze olmasını istiyorum bak

you see

see your mother wasn't too keen on you because when you met me you your accent became posher

annen sana pek düşkün değildi çünkü benimle tanıştığında aksanın daha havalı oldu değil

didn't it a little bit okay just a little so you when i met you i'd never say your accent

mi? t biraz tamam sadece biraz bu yüzden seninle tanıştığımda aksanının kötü olduğunu asla söylemezdim

was bad not bad is the wrong word i would say it was it was you know you you didn't

kötü değil yanlış kelime olduğunu söylerdim o sensin diyeceğim sen biliyorsun

have a strong accent when i met you but yeah i don't think your mother liked it no my accent

güçlü bir aksanın yoktu ben ben seninle tanıştık ama evet annenin bundan hoşlanmadığını düşünüyorum hayır aksanım bir

is is sort of stafford staffordshire so and and one of the basic ways of expressing the

tür stafford staffordshire yani ve farkı ifade etmenin temel yollarından biri de

difference is i take a bath so i have a bath mr steve has

banyo yapıyorum bu yüzden banyo yapıyorum bay steve

a bath you see so i say bath steve says bath and so that is one of the big differences

banyo yapıyor sen bakın, banyo steve banyo diyor ve bu büyük farklılıklardan biri, bu yüzden

so in stafford or certainly around staffordshire not very far away from here there are certain

stafford'da veya kesinlikle buradan çok uzakta olmayan staffordshire civarında,

ways of of identifying the the stafford accent or certainly the staffordshire accent i think

stafford aksanını veya kesinlikle staffordshire aksanını tanımlamanın belirli yolları var bence

so yeah if you say bath instead of bath people would definitely say you're posh yes um can

öyle evet bath yerine bath dersen insanlar kesinlikle havalı olduğunu söylerler evet um aklınıza

you think of any other examples mr duncan well anything with with the letter a in the

gelen başka örnekler var mı bay duncan peki ortasında a harfi olan herhangi bir şey

middle and you pronounce it a r instead of ah path you see yes path i walked up the path

ve ah yerine a r olarak telaffuz ediyorsunuz path görüyorsunuz yes path i patikada yürüdüm

i walked up the path when i went to school because i said things like that i was accused

patikada yürüdüm okula gittiğimde böyle şeyler söyledim çünkü

of being posh oh can i say hello vitas v tess it looks as if vitas may have the answer and

havalı olmakla suçlandım oh merhaba diyebilir miyim

also

victoria was the first i think excuse me bless you i think victoria was the was the was the

sanırım afedersin seni korusun bence victoria

first oh yes victoria yes well see the thing is we lost concentration again on the live

ilkti oh evet victoria evet bak olay şu ki canlı sohbette yine konsantrasyonu kaybettik

chat the live chat keeps going all the time and sometimes we get distracted see her she

canlı sohbet sürekli devam ediyor ve bazen dikkatimiz dağılıyor onu görün o

came up with with one that was right uh that gave daisy cow while daisy cow came up with

geldi ile biri doğruydu uh bu papatya ineği verdi, papatya ineği

two as well and then the third one victoria has completed the sentence so right uh v tess

de iki tane buldu ve sonra üçüncüsü victoria cümleyi çok doğru tamamlamış uh v tess

yes has come up with a word it's actually 11 letters i think one two three four yes

evet bir kelime buldu aslında 11 harf sanırım bir iki üç dört evet

horrendous is 11 not 10. unfortunately and it's not the right word but i will show you

korkunç, 10 değil 11. ne yazık ki ve bu doğru kelime değil ama size

what the answer is we've got some answers coming through now because we're coming up

cevabın ne olduğunu göstereceğim, şimdi bazı cevaplar geliyor çünkü

to four o'clock even though we do have an about another 12 minutes because we haven't

elimizde olmasına rağmen saat dörde geliyoruz. ve yaklaşık 12 dakika daha çünkü

actually i didn't start on time today that's why so here we go mr cockerel would you like

aslında yapmadık bugün zamanında başlamadım bu yüzden işte başlıyoruz Bay Horoz

to see my cockerel it's about to spring up in front of you right now

horozumu görmek ister misiniz şu anda önünüze fırlamak üzere

yeah that's what what an awful thing to do what see if i i don't like that you see i

evet bu ne ne yapmak korkunç bir şey bak eğer

don't like the cockerel see i would have thought i would have thought on your estate that you

beğenmezsem senin görmenden hoşlanmam horozdan

would be surrounded by cocks everywhere

don't you ever get woken up in the morning don't don't you ever get woken up in the morning

hoşlanmam sabahları seni hiç bir horoz tarafından uyandırma

by a cock because i see i don't like all this this this this sort of low brow talk mr duncan

no bro what are you doing no brow a cockroach yes i'm just talking about but i don't know

evet sadece bahsediyorum ama ne

what you're doing you're trying to chip a double entendre that's you that's your dirty

yaptığını bilmiyorum çifte anlamı kırmaya çalışıyorsun bu sensin bu senin kirli

mind no it isn't it was clean what you're doing and it's it's beneath you mr duncan

zihnin hayır yaptığın şey temiz değil mi ve altında mı siz bay duncan

just beneath you i'm not doing anything rise above that kind of that kind of body humour

hemen altındasınız ben bu tür bir vücut mizahını aşan bir şey yapmıyorum tamam kullanmayı

okay that wasn't the word you intended to use was it you were thinking there so here

düşündüğünüz kelime bu değildi orada mı düşünüyordunuz yani işte

is the answer to today's first sentence game it seems like a long time since let's see

bugünün ilk cümle oyununun cevabı bakalim buna başlayalı uzun zaman oldu

if we started this one the answer the answer is ah you see i can assure you sure if you

cevap cevap ah görüyorsun seni temin ederim ki birini

assure someone i can assure you my intentions are honourable oh you see i can assure you

temin edersen seni temin ederim ki niyetimin onurlu olduğunu temin edebilirim oh görüyorsun seni temin edebilirim

my intentions are honourable so this sounds like something you would say in your lord

niyetimin onurlu olduğunu bu senin lord steve sesinle söyleyeceğin bir şeye benziyor bu

steve voice it's a phrase that you use uh you wouldn't use it in common everyday english

senin kullandığın bir cümle uh bunu günlük ingilizcede

really but if if you were perhaps a woman perhaps you were a man was trying to chat

gerçekten kullanmazdın ama eğer bir kadın olsaydın belki bir erkek olurdun

up a woman and she thought that um you only wanted to talk to her because she wanted sex

bir kadınla sohbet etmeye çalışıyordun ve o senin onunla sadece seks istediği için konuşmak istediğini düşündü tamam sen

should we say okay you might say no i can assure you my intentions are honourable i

hayır diyebilirsin seni temin ederim ki niyetim onurlu

wish to marry you this is the man that described me as rude and disgusting that's not rude

seninle evlenmek istiyorum beni kaba ve iğrenç olarak tanımlayan adam bu değil kaba,

it's just a word an english word yes i assure you my intention of honourable is is a sentence

bu sadece İngilizce bir kelime, evet sizi temin ederim ki, şerefli niyetim birine,

you would use towards somebody usually a man towards a woman to imply that he didn't want

genellikle bir erkeğe, bir kadına, onun

to chatter up and take her to bed or anything of course anything so maybe maybe if you meet

gevezelik edip onu yatağa götürmek istemediğini ima etmek için kullandığınız bir cümledir. tabii ki herhangi bir şey yani belki belki

meet a stranger and maybe you feel a little uncomfortable with them they might say i assure

bir yabancıyla tanışırsan ve belki onlardan biraz rahatsız hissedersen seni temin ederim ki seni temin ederim ki

you i can assure you my intentions are honourable it means it's okay i don't mean any harm i

niyetimin onurlu olduğu anlamına gelir, zarar vermek niyetinde değilim ben

i'm quite an innocent person you should sort of said a bit tongue-in-cheek isn't it a bit

sakinim diyebilirler masum bir insan biraz alaycı bir şekilde söylemelisin

as a really i mean i mean it's not a phrase that's commonly used you normally say it to

gerçekten demek istediğim bu yaygın olarak kullanılan bir cümle değil normalde

reassure someone yes that you're you're not trying to get them into bed no or anything

birisini rahatlatmak için söylersin evet sen öylesin onları yatağa atmaya çalışmıyorum hayır ya da herhangi bir şey

or do anything bad mainly that that's right yes okay steve i would say

ya da kötü bir şey yapmaya çalışmıyorum esas olarak bu doğru evet tamam steve

shall we have another sentence game

başka bir cümle oyunumuz olsun mu derdim

it seems like this has been going on for years here's another one steve another sentence

bu yıllardır devam ediyor gibi görünüyor işte bir tane daha steve bir cümle daha

getting speeded up yes that sounds good coming from you i need to i need i need to pour my

hızlanıyor evet bu senden geliyor kulağa hoş geliyor ihtiyacım var

first gin and tonic and and have some caviar

ilk cin toniğimi dökmem ve biraz havyar almam gerekiyor

ah you should not something what he says at something something you should not something

ah onun bir şeyde söylediğini bir şeyde bir şeyde dediğini bir şey yapmamalısın bizde olan bir şeyde

what he says at something something we have t f v four letters four letters five letters

onun dediğini bir şey yapmamalısın t f v dört harf dört harf beş harf bir

you should not something what he says at something something so maybe a person who talks to you

şey yapmamalısın bir şey ne diyor bir şey bir şey bu yüzden belki seninle konuşan

or gives you some information oh tomic was there well really yes already tomic was hiding

ya da sana bilgi veren biri oh tomic oradaydı gerçekten evet tomic

in the bushes waiting to leap out waiting to pounce yes he's got up from his prostate

çalıların arasında saklanıyordu atlamayı bekliyor atlamayı bekliyordu evet o prostat

position prostrate position that's a prostrate position lying face down in front of me to

pozisyonundan kalktı secde pozisyonu bu bir secde pozisyonu önümde yüz üstü uzanarak

uh to get the answer again very quickly uh i mean i'm assuming he's right yes well it

uh tekrar çok çabuk cevap almak için uh demek istediğim onun haklı olduğunu farz ediyorum evet peki sen sen sen sen

you you you you seem to assume that tomek is right valintin's can come up with with

öyle varsayıyor gibisin doğru mu valintin,

a different middle word that does fit and does make sense grammatically okay so we've

uyan ve dil bilgisi açısından anlamlı olan farklı bir orta kelime bulabilir tamam, bu yüzden

got a couple of suggestions but a lot of people have got this one quite quite quickly very

birkaç önerimiz var ama birçok insan bunu oldukça hızlı bir şekilde anladı çok

good well done i like it when they go quickly so that's it yes we seem to have quite a few

iyi aferin hoşuma gittiğinde hızlı gidiyorlar yani bu kadar evet

answers coming now yes vitas also valor valentin says oh something slightly different there

şimdi epeyce cevap geliyor gibi görünüyor evet vitas da valor valentin oh orada biraz farklı bir şey var

so the answer to the second sentence game for today is

yani bugün için ikinci cümle oyununun cevabı

uh yes you should not take what he says at face value now this is an interesting phrase

uh evet onun dediğini yüzüne almamalısın değer şimdi bu ilginç bir cümle

actually so if something is taken if something is seen at face value it means you are looking

aslında bu yüzden bir şey alınırsa, bir şey göründüğü gibi görülüyorsa, ona baktığınız anlamına gelir ve

at it and you are assuming everything from its appearance or how it appears to be so

her şeyi görünüşünden veya nasıl göründüğünden varsayarsınız, bu yüzden

maybe something that has been said you can take at face value and i know you can't see

belki söylenmiş bir şeyi yapabilirsiniz. Görünüşte değerlendirin ve

what people say but yes face value the the words that they use to express themselves

insanların ne dediğini göremeyeceğinizi biliyorum ama evet kendilerini ifade etmek

or say something you you don't have to take it at face value which means don't believe

veya bir şey söylemek için kullandıkları kelimelere göründüğü gibi değer verin.

it always question something so never take it at face value always think about what someone

her zaman bir şeyi sorgula bu yüzden asla göründüğü gibi algılama her zaman birinin ne

is saying don't always assume that that person is right or honourable yeah somebody might

söylediğini düşün her zaman o kişinin haklı veya onurlu olduğunu varsayma evet

somebody might say something to you and it offends you and but then somebody who heard

birileri sana bir şey söyleyebilir ve bu seni gücendirebilir ve sonra

that might say oh i don't think they mean that don't take what they say at face foundation

bunu duyan biri ah, demek istediklerini düşünmüyorum, face fondötende söylediklerini almayın, bu

that's it so the the intention isn't exactly how it sounds and you might you might offend

yüzden niyet tam olarak göründüğü gibi değil ve

somebody myself why'd you say that to me that's not very nice and you might say well oh don't

birisini gücendirebilirsiniz, bunu bana neden söylediniz? çok hoş değil ve iyi diyebilirsin oh

take me at face value i don't i don't mean it exactly like that uh but yes or or yeah

beni itibari değeriyle alma tam olarak öyle demek istemedim ama evet veya evet

as i understand it it comes from the uh it comes from money so quite often if you look

anladığım kadarıyla paradan geliyor yani Çoğu zaman

at money it will have the value on the front so how much that coin or that note is worth

paraya bakarsanız, değeri ön tarafta olacaktır, yani o madeni paranın veya o banknotun değeri ne kadardır

and we normally call that the face value so when you look at a coin or maybe some paper

ve biz buna normalde görünen değer deriz, bu nedenle bir madeni paraya veya belki biraz kağıt

money you will see the amount that that is worth we call it the face value so don't take

paraya baktığınızda miktarı görürsünüz buna değer, biz buna görünen değer diyoruz, bu yüzden

things at face value whether something that you think is offensive or not offensive you

saldırgan olduğunu düşündüğünüz bir şey olsun ya da olmasın, hiçbir şeyi göründüğü gibi algılamayın,

might be taking it the wrong way we'll have one more i think steve okay i know we've just

yanlış anlıyor olabilirsiniz, bir tane daha alacağız, sanırım steve tamam, biliyorum biz

passed two hours two hours we've been here with you can you believe it by the way i was

iki saati yeni geçtik iki saattir burada seninle birlikteyiz bu arada buna inanabiliyor musun bana

asked earlier by norfolk dash cam how long have you been doing this mr mr duncan how

daha önce norfolk araç kamerası bunu ne zamandır yapıyorsun bay bay duncan

long have i been doing this i've been here on youtube for nearly 15 years doing this

ben bunu ne zamandır yapıyorum diye sormuştum yaklaşık 15 yıldır youtube'da bunu yapıyorum bunun

can you believe it is norfolk dash cam still watching hmm i wonder how are you still watching

norfolk dash cam olduğuna inanabiliyor musun hala izliyor hmm merak ediyorum hala nasıl izliyorsun hala

are you still watching norfolk have you gone out to clear the snow from your path maybe

norfolk izliyor musun yolunuzdaki karı temizlemek için dışarı çıktınız mı belki

it's snowing and maybe you can't see over your dashboard in your car don't take what

kar yağıyor ve belki siz arabanızda gösterge panelinizin üzerinden göremiyorsunuz

they say at face value or means don't take them literally

dediklerini göründüğü gibi algılamayın ya da onları tam anlamıyla almayın

15 years can you believe it shall we have one more we will squeeze one more in do you

15 yıl buna inanabiliyor musunuz, bir tane daha olacak mı, bir tane daha sıkıştıracağız, ne dersiniz?

think you've got better over those years

' tartışmaya açık o yıllardan sonra iyileştik

that is open for debate people are people that haven't been any comments for a while

insanlar bir süredir yorum yapılmayan insanlar

because everybody everybody is is poised there haven't been any comments for a few minutes

çünkü herkes hazırda bir kaç dakikadır yorum yok

now everyone's ready okay here it is then fingers ready here is the next sentence game

şimdi herkes hazır tamam işte o zaman parmaklar hazır bir sonraki cümle oyunu

this might be the last one for today as we have just gone over two hours the first one

bu bugün için son olabilir çünkü iki saatten fazla zaman geçti onu ilk alan malikanemde

to get it will be invited to a grand dinner at my mansion

büyük bir akşam yemeğine davet edilecek

i will send a drive around to pick you up yes i won't be there you'll have something

seni alması için etrafa bir araç göndereceğim evet ben orada olmayacağım yiyecek bir şeyler yiyeceksin

to eat and then the driver will take you back home maybe give you a tour of the estate you

ve sonra şoför seni eve geri götürecek belki sana araziyi gezdirecek

will have a chauffeur to drive you around isn't that nice isn't that nice have you ever

bir şoförün olacak seni gezdirecek o kadar güzel değil mi o kadar güzel değil mi hiç

stayed anywhere posh steve oh yes do you remember when when we went to portugal we were in portugal

lüks bir yerde kaldın steve oh evet hatırlıyor musun portekiz'e gittiğimizde

a couple of years ago and we stayed at the most amazing place and it's somewhere that

birkaç yıl önce portekiz'deydik ve en harika yerde kalmıştık ve orası çok

was so opulent it was a place where clearly only very wealthy people were staying at but

zengin bir yerdi, bariz bir şekilde sadece çok zengin olan bir yerdi insanlar kalıyordu ama

we got it for free because steve's company gave mr steve a free holiday because he would

biz bedavaya aldık çünkü Steve'in şirketi Bay Steve'e ücretsiz bir tatil verdi çünkü o

be he'd been working so hard and i came along as well but the place we stayed at was absolutely

çok çalışıyordu ve ben de geldim ama kaldığımız yer kesinlikle

incredible was very posh it was incredible we really felt as if we were in i don't know

inanılmazdı, çok lükstü. inanılmaz gerçekten içindeymişiz gibi hissettik

a much higher class or amongst it was normal for me i'm used to that no nothing yet nothing

çok daha yüksek bir sınıf bilmiyorum ya da arasında benim için normaldi buna alıştım hayır henüz hiçbir şey vay evet aktrisin dediği gibi

yet wow yes i think this is a hard one

bu zor bir şey

as the actress said to the bishop

piskopos

interesting yes yes i think this is hard actually i think this is not not easy so this is the

ilginç evet evet bence bu zor aslında bence bu kolay değil bu yüzden bu

final one and it's also not very easy to solve maybe a clue uh paste some things along so

sonuncusu ve çözmek de çok kolay değil belki bir ipucu uh bazı şeyleri yapıştır da

we can get the tv well you might describe mr steve as one of these people so mr steve

televizyonu alabiliriz iyi tarif edebilirsin bu insanlardan biri olarak bay steve, bu yüzden bay steve

is often described as this type of person

genellikle bu tür bir insan olarak tanımlanır,

i know there are many words you are thinking about at the moment there are many words you

biliyorum şu anda düşündüğünüz birçok kelime var,

can use to describe this chap valentine's had a go well done for having a go

bu adamı tanımlamak için kullanabileceğiniz birçok kelime var sevgililer günü gitti, sahip olduğu için aferin a go

not sure it's right because it doesn't quite fit grammatically

bunun doğru olduğundan emin değilim çünkü dilbilgisi açısından tam olarak uymuyor

yes so if someone is very fussy if someone likes things done in a certain way mr steve

evet bu yüzden eğer biri çok titizse, birisi belirli bir şekilde yapılan şeylerden hoşlanıyorsa, Bay steve

is that person you might describe him as that type of person he is a something something

o kişidir, onu bu tür bir insan olarak tanımlayabilirsiniz, o onun için bir şeydir. doğru sayıda harfle

for the something to be something well done valentin for getting four words all with the

dört kelime elde etmek için iyi yapılmış bir sevgililer günü

right number of letters unfortunately i don't think it's correct um none of those no none

maalesef bunun doğru olduğunu düşünmüyorum um bunların hiçbiri hiçbiri

of them are correct well yeah it's a hard one this is a hot i didn't think this was

doğru değil evet bu zor bir şey bu sıcak bir şey yapmadım' Bunun

so hard but even tomek has gone quiet you know hamilton has got four words with the

çok zor olduğunu düşünüyorum ama tomek bile sessizleşti biliyorsun hamilton'ın

right number of letters unfortunately they're not quite right no and i can't believe tomek

doğru sayıda harf içeren dört kelimesi var ne yazık ki tam olarak doğru değiller hayır ve tomek'e inanamıyorum şu

i think tomek at the moment is looking maria wasn't maria as well um and um jimmy from

anda tomek'in maria'ya baktığını düşünüyorum maria da um ve hmm

hong kong is jimmy here today i haven't seen jimmy jimmy from hong kong is here yes that's

hong kong'dan jimmy bugün jimmy burada hong kong'dan jimmy jimmy burada görmedim evet bu

right well so hmm

doğru peki hmm

tell me what tell give me a clue mr duncan because i don't know i just haven't have you

söyle bana ne söyle bana bir ipucu ver bay duncan çünkü bilmiyorum

go on give us a clue again i've been giving you clues for the last five minutes i've been

bana tekrar ipucu vermene izin vermedim son beş dakikadır sana ipuçları veriyorum

listening clearly i don't think steve has been listening to me to be honest i've been

net bir şekilde dinliyorum dürüst olmak gerekirse steve'in beni dinlediğini sanmıyorum

looking at the live chat you are like this mr steve is one of these people or one of

canlı sohbete bakınca böylesiniz bay steve bu insanlardan biri mi yoksa onlardan biri mi

those

are you one of those mr steve stomach says he's having his dinner oh i see well you can't

siz onlardan birisiniz bay steve mide yemeğini yiyor diyor oh iyi görüyorum cümle iyi

have your dinner well while the sentence came well you probably thought you see tomek's

gelirken yemeğinizi iyi yiyemezsiniz muhtemelen tomek'in akşam

got his dinner ready for four o'clock four o'clock uk time thinking that it will be over

yemeğini İngiltere saatiyle 4'te hazırladığını gördüğünü düşündün,

by now it's not over because i was late today hello amritha amritha says very handsome who

şimdiye kadar biteceğini düşünerek daha bitmedi çünkü bugün geç kaldım merhaba amritha amritha çok yakışıklı diyor

is it you mr steve or me mr duncan please say mr duncan please say mr duncan daisy cow

kimsiniz siz bay steve veya ben bay duncan lütfen söyleyin bay duncan lütfen söyleyin bay duncan papatya inek

i think i think you might have got a couple of uh oh daisy cow yes daisy cow you are oh

sanırım birkaç tane almış olabilirsiniz uh oh papatya inek evet papatya inek

you are on the right track daisy cow very good you see because tomek is busy eating

sen doğru yoldasın papatya inek çok iyi görüyorsun çünkü tomek meşgul

his food so daisy cow has taken over hmm very good tell us about your dinner says alexandra

yemeğini yiyor bu yüzden papatya inek kontrolü ele geçirdi hmm çok iyi bize akşam yemeğinden bahset alexandra

what are you eating are you having meatballs let's just say daisy cow has got at least

ne yiyorsunuz diyor köfte mi yiyorsunuz haydi diyelim ki papatya ineğin

two words right that i can see there oh see can you see what we had last week they made

orada görebildiğim en az iki kelime hakkı var oh bakın ne görebiliyorsunuz geçen hafta

me ill steve made some meatballs last week and it made him ill i've never heard of anyone

beni hasta ettiler steve geçen hafta biraz köfte yaptı ve bu onu hasta etti hiç kimsenin

being poisoned by their own food i know but i love them they were nice uh come on it can't

kendi yemeğinden zehirlendiğini duymadım biliyorum ama onları seviyorum onlar güzeldi uh hadi ama

daisy cow has got how many letters how many words right let me see oh it's disappeared

papatya inek kaç harf var kaç kelime doğru bakayım oh kaybolmuş

here we go let me have a look

işte gidiyoruz bir bakayım

oh yes i see now yes oh how many letters are right how many words are right

oh evet şimdi görüyorum evet oh kaç harf doğru kaç kelime doğru

the first two are correct so the first two words are real and stickler yes so stickler

ilk ikisi doğru yani ilk iki kelime gerçektir ve titizdir evet bu yüzden yapışkan,

is the word that i was using to say that mr steve is like that you see mr steve is a stickler

Bay Steve'i söylemek için kullandığım kelime, Bay Steve'in bir şey için titiz olduğunu gördüğünüz gibi,

for something it means you like things done in a certain way you are very fussy how things

bu, işlerin belirli bir şekilde yapılmasını sevdiğiniz anlamına gelir, işlerin nasıl

happen or how they are done

olduğu veya nasıl olduğu konusunda çok telaşlısınız. bitti evet

yes interesting i will have to give you the answer in a moment because we are really going

ilginç cevabı birazdan vermem gerekecek çünkü gerçekten

over time and it's not staged or prepared those aren't correct the problem is youtube

zamanı aşıyoruz ve bu aşamalı veya hazırlıklı değil bunlar doğru değil sorun youtube'un

will need the bandwidth you see we only have the bandwidth for a few more moments i just

gördüğünüz bant genişliğine ihtiyacı olacak biz sadece bant genişliğine sahibiz birkaç dakika daha

burped again and then and then youtube will take the take us away they will snatch it

geğirdim ve sonra ve sonra youtube alacak bizi alıp götürecekler onu kapacaklar

valentina says what's the clue for the third the third word give us a clue uh if you are

valentina üçüncü kelime için ipucu ne diyor üçüncü kelime bize bir ipucu ver uh

at work or if you work for a company what are you you are what if you work for a company

işteyseniz veya bir iş için çalışıyorsanız şirket sen nesin sen ne bir şirkette çalışıyorsan

or work in an office or any big company what are you you are described as something and

veya bir ofiste veya herhangi bir büyük şirkette çalışıyorsan nesin sen bir şey olarak tanımlanır ve

if you always appear on time if you are always on time what are you so those are the fact

her zaman zamanında görünürsen her zaman zamanında gelirsen sen nesin yani bunlar aslında

the last oh here we go tomek well done tomek yes you are right so that the last word it

son oh işte gidiyoruz tomek aferin tomek evet haklısın yani son söz

means someone who is someone who is always on time someone who is never late they are

demek her zaman dakik olan biri asla geç kalmayan biri

watched there we go i think tomic's got it ah tomic i can't believe that tomek has put

izleniyor oraya gidiyoruz bence tomic anladı ah tomic i tomek'in

his food down can you i love that tomic can i just say i admire your perseverance because

yemeğini bıraktığına inanamıyorum, o tomic'i seviyorum, azmine hayran olduğumu söyleyebilir miyim, çünkü sen yemeğini

you are you are willing not to eat your food you would rather play the sentence game than

yememeye razısın, yemek yemektense cümle oyunu oynamayı tercih edersin,

eat that's incredible i i i'm blown away oh she's put them all together so we've got we've

bu inanılmaz i i i' uçup gittim oh hepsini bir araya getirdi, bu yüzden elimizde

got a correct answer for the let's let's show the answer then shall we mr cockerel for the

doğru bir cevabımız var hadi cevabı gösterelim o zaman bay horoz

last time but we still don't know what tomex eating no i'm very curious to find out are

son kez yapalım mı ama hala tomex'in ne yediğini bilmiyoruz hayır ben' çok merak ediyorum,

you having are you having some of this this is mr steve's special sauce that he uses now

bundan biraz alıyor musunuz, bu Bay Steve'in şu anda

when he's making his tomato sauce so maybe something italian apparently this is italian

domates sosu yaparken kullandığı özel sosu, yani belki italyanca bir şey görünüşe göre bu italyan

it's actually made in italy isn't it this have you shown it before no i mean earlier

aslında italya'da yapılmış değil mi bu var daha önce göstermiştin hayır yani daha önce ben

before i came on no oh no the first time i love this and it says

gelmeden önce hayır oh hayır bunu ilk kez seviyorum ve

which is like explosion so so i think this means that you have a very strong explosion

patlama gibi olduğunu söylüyor bu yüzden bence bu çok güçlü bir

of tomato taste i think so but yes this is this says it says here made in italy it's

domates tadı patlaması anlamına geliyor bence öyle ama evet bu burada made in italia yazıyor mu

italian so what about if you're watching in italy if you are in italy do you have this

italyanca peki ya italya'da izliyorsanız italya'da var mı bu

in italy yes well done it's very nice in anything where you need to add tomato puree to it so

italya'da var mı evet aferin domates püresi eklemeniz gereken her şeyde çok güzel yani

if you like the taste of tomato it's quite nice yes it's very nice here we go then he

domatesin tadını seviyorsanız çok güzel evet çok güzel başlıyoruz o zaman

is a real stickler for the staff to be punctual he wants the people that work for him to be

personelin dakik olması konusunda çok titizdir kendisi için çalışan insanların zamanında gelmesini ister

on time so he is very fussy he demands that his workers arrive at work on time he is a

bu yüzden çok titizdir onun olmasını talep eder işçiler işe zamanında gelir o,

real stickler for the staff to be punctual someone who is punctual is on time you might

personelin dakik olması konusunda gerçekten titizdir dakik olan biri dakiktir

say that today i was not punctual i was late and that's the reason why today's live stream

bugün dakik değildim geç kaldım diyebilirsiniz ve bugünkü canlı yayının

is running a little bit longer we don't have that in italy says valentino oh okay so it's

biraz daha uzun sürmesinin nedeni bu italya'da buna sahip değiliz valentino diyor tamam yani italya'dan bir şey aldığımızı düşündürmek için

a made-up name to make us think that we're getting something from italy well we are getting

uydurulmuş bir isim

something from italy maybe it's a different brand name in italy um it's probably just

italya'dan bir şey alıyoruz belki italya'da farklı bir marka adıdır um muhtemelen sadece

called bomba in the uk but it might be uh can i i was going to show the ingredients

Birleşik Krallık'ta bomba olarak adlandırılır ama olabilir mi, malzemeleri gösterecektim

but anyway

ama yine de evet,

yes you can be a stickler for lots of things a stickler for details uh but yes in that

birçok şey için titiz olabilirsiniz, ayrıntılar için titiz olabilirsiniz ama evet, bu

particular example it's time but you can be a stickler somebody who really wants something

belirli örnekte zamanı geldi ama titiz biri olabilirsiniz bir şeyin

to be precisely done or done in a certain way for example if you were i don't know cleaning

tam olarak yapılmasını veya belirli bir şekilde yapılmasını gerçekten kim ister, örneğin siz olsaydınız bilmiyorum

your bathroom okay uh or um cutting your lawn okay you might do it in a certain very precise

banyonuzu temizlemeyi tamam mı yoksa çimlerinizi biçmeyi mi tamam

way every time and that's how you want to do it yes and somebody might say well he's

her seferinde kesin ve kesin bir şekilde yapabilirsiniz ve işte böyle yapılır bunu yapmak istiyorsunuz evet ve birileri onun

a he's a stickler for that sort of thing he likes to have his lawn with nice stripes going

bu tür şeyler için titiz olduğunu söyleyebilir çimlerinin güzel şeritlerle

down it but yes anything that you do the same way every time that's it in a precise way

aşağı inmesini sever ama evet her seferinde aynı şekilde yaptığınız her şey kesin bir şekilde budur

without very much variation yes you expect everything around you to be done in a certain

çok fazla değişiklik olmadan evet, etrafınızdaki her şeyin belirli bir şekilde yapılmasını bekliyorsunuz, katısınız evet tomic

way you are a stickler yes tomic says there's another good example you follow the rules

başka iyi bir örnek olduğunu söylüyor kurallara uyuyorsunuz

and you don't bend them yes you you are a sticky stickler for the rules yes yes yeah

ve onları esnetmiyorsunuz evet siz kurallara karşı yapışkansınız evet evet evet

without be careful with the sauce uh uh yes it is it is it is paste it isn't sauce but

sosuna dikkat etmeden uh uh evet öyle salçalı sos değil ama

but you use this to add flavor you see you add flavor to food stomach's having uh chicken

bunu lezzet katmak için kullanıyorsunuz bakın yemeğe lezzet katıyorsunuz midenin uh tavuk

potatoes and green beans chicken i like a little bit of chicken that would be good for

patates yeşil fasulye tavuk severim a mideme iyi gelecek biraz tavuk biraz

my stomach what not too spicy just fairly i don't want to use the word bland blend we

baharatlı ne çok baharatlı ne sadece oldukça mülayim karışım kelimesini kullanmak istemiyorum

have we have some bland food tonight we do yes we have mr steve the other night because

bizde biraz mülayim yiyecek var bu gece evet var geçen gece Bay Steve var çünkü

he's so worried now about his stomach last week he had constipation this week he's got

o çok endişeli şimdi midesi hakkında geçen hafta kabızlık yaptı bu hafta

stomach hey what will it be next week who knows hopefully it will be what will be wrong

midesi var hey gelecek hafta ne olacak kim bilir umarım

with me next week that mr duncan can broadcast to the entire world yes do you have any other

gelecek hafta benim sorunum o olur bay duncan tüm dünyaya yayın yapabilir evet başka var mı

medical problems we can talk about next week tune in next sunday and of course don't forget

önümüzdeki hafta hakkında konuşabileceğimiz tıbbi problemler önümüzdeki pazar uğrayın ve tabii ki unutmayın

join us tomorrow because i am with you tomorrow live from 2pm uk time tomorrow monday with

yarın bize katılın çünkü yarın İngiltere saatiyle 14.00'ten itibaren canlı yayında sizlerleyim yarın pazartesi

the continuation of 28 days of february so yes i will be back with you tomorrow can you

şubatın 28 gün devamı ile evet geri döneceğim sen yarın inanabiliyor musun

believe it uh somebody from we've never had anybody from smolensk on today hello hello

uh bizden biri bugün smolensk'ten hiç kimseye sahip olmadı merhaba merhaba

a big privit prove it to slamansk isn't that a type of bush in the uk

büyük bir özel slamansk'a kanıtla o İngiltere'de bir çalı türü değil mi şaka yapıyorum şaka

i'm joking i'm joking prove it is hello in russian i didn't know that it's also uh that

yapıyorum kanıtla rusça merhaba bunun aynı zamanda uh

same pronunciation is a bush yes that people use to put as a board around their garden

aynı telaffuzun bir çalı olduğunu bilmiyordum evet insanlar bahçelerinin etrafına tahta olarak koymak için kullanırlar evet

yes a type of bush so i don't want to offend you but that's english yes it certainly is

bir tür çalı bu yüzden seni gücendirmek istemiyorum ama bu ingilizce evet kesinlikle

palmeira says bye-bye we're going as well jacob's in moscow we've got lots of people

palmeira güle güle diyor biz de gidiyoruz jacob moskova'da

watching from russia don't worry we have a lot of people in we have a lot of russians

rusya'dan izleyen çok insan var merak etmeyin içeride çok insan var bizde çok rus var

a lot of french a lot of german a lot of vietnamese a lot of japanese a lot of i suppose people

çok fransız çok alman bir çok vietnamlı bir çok japon bir çok sanırım

in south america brazilians venezuelans chileans argentinians hello from india says deepak

güney amerika'daki insanlar brezilyalılar venezüellalılar şilililer arjantinliler hindistan'dan merhaba deepak diyor merhaba

hello deepak indians

deepak kızılderililer

i'm off to make a traditional because i'm a stickler for details at the end of every

bir geleneksel yapmaya gidiyorum çünkü her şeyin sonundaki ayrıntılar konusunda titizim

live stream we must have a cup of tea and a tea cake arabs um so lovely to be here lovely

canlı yayın bir fincan çay ve bir çay keki içmeliyiz araplar burada olmak çok güzel

to have been posh and upper class very good and bringing a little a bit of sophistication

lüks ve üst sınıf olmak çok güzel ve biraz sofistike

apparently uzbeks i can't forget the uzbeks or else i will be in trouble i'm trying to

görünüşe göre özbekler özbekleri unutamam yoksa başka ben başım belaya girecek benim durumumdaki

exit in a in a manner suitable to somebody of my status okay clear austin go away yeah

birine uygun bir şekilde çıkmaya çalışıyorum tamam austin defol git evet bu

it's how common see you next week steve see you next week bye bye there is mr steve he's

ne kadar yaygın

gone and that's it almost it's almost too fast one one moment mr steve was there at

neredeyse çok hızlı bir an bir an bay steve oradaydı bir

the next moment he was completely gone oh my goodness thank you mr steve he will be

sonraki anda tamamen gitmişti aman tanrım teşekkürler bay steve

back with us next sunday next sunday and that is it yes we have gone slightly longer than

gelecek pazar gelecek pazar bizimle geri dönecek ve bu kadar evet normalden biraz daha uzun süre gittik

normal two hours and 17 minutes i can't believe it we are really good value for money today

iki saat 17 dakika inanamıyorum bugün para için gerçekten iyi bir değere sahip olduğumuza bu

by the way talking of which if you want to send a donation you are more than welcome

arada, bir bağış göndermek isterseniz memnuniyetle kabul edilirsiniz,

to do so you can send your donations here which will allow my work to continue forever

böylece bağışlarınızı buraya gönderebilirsiniz, bu da çalışmama izin verecek sonsuza dek ve

and ever and ever right here on youtube everything i do i do for free it costs nothing but if

sonsuza dek burada youtube'da yaptığım her şeyi ücretsiz yapmak için hiçbir maliyeti yok ama tüm bunların devam etmesine izin vermek için

you if you would like to make a donation to allow all of this to carry on because i do

bağış yapmak isterseniz çünkü ben

it for free and during february i'm doing it for free every day which means i will be

bunu ücretsiz ve şubat boyunca yapıyorum. Bunu her gün ücretsiz olarak yapıyorum, bu da yarın da sizinle birlikte olacağım anlamına geliyor, bugünkü şirketiniz

back with you tomorrow as well thanks for your company today i hope you've enjoyed today's

için teşekkürler, umarım bugünün

live live stream and also the live chat as well

canlı canlı yayınını ve ayrıca canlı sohbeti de beğenmişsinizdir,

see you tomorrow 2 p.m uk time it will be day eight of 28 days of fabuary tomorrow i

yarın 14:00 görüşürüz uk zaman olacak fabuary'nin 28 gününden sekizinci günü yarın

hope you can join me then this is mr duncan in the birthplace of english saying thanks

umarım bana katılabilirsin o zaman bu ingilizcenin doğum yerindeki bay duncan izlediğiniz için teşekkürler

for watching i hope you've enjoyed this i really do i hope you've enjoyed it i tried

umarım bunu beğenmişsinizdir gerçekten beğendim umarım beğenmişsinizdir

my best i really did i tried as hard as i could to keep you happy and entertained and

elimden geleni yaptım gerçekten yaptım seni mutlu etmek ve eğlendirmek için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım ve

of course until the next time we meet here on youtube which will be tomorrow can you

tabii ki yarın youtube'da buluşana kadar

believe it i'm back with you tomorrow

inanabiliyor musun yarın tekrar seninleyim sırada

you know what's coming next yes you do stay happy stay well stay safe keep that smile

ne olduğunu biliyorsun evet sen mutlu kal sağlıcakla kal güvende kal yüzündeki o gülümsemeyi şimdilik eksik etme

upon your face ta ta for now

fancy pants

fantezi pantolon