Pardon me - forgive and forget / English Addict eXtra - Wednesday 20th January 2021 / with MR DUNCAN

Welcome to a very wet dull damp england here we go again yes it is another lovely 90 minutes

Çok ıslak, donuk, nemli bir İngiltere'ye hoş geldiniz, işte yine başlıyoruz, evet, bir çarşamba günü başka bir güzel 90 dakika,

on a wednesday it is english addict extra coming to you from the birthplace of english

İngilizce'nin doğum yerinden size gelen fazladan bir İngiliz bağımlısı,

which just happens to be oh i can't believe it

oh,

it's england

there you are hi everybody this is mr duncan in england how are you today are you okay

orada İngiltere olduğuna inanamıyorum. herkese merhaba ben ingiltere'den bay duncan bugün nasılsınız bugün iyi misiniz

i hope so are you happy i hope you are feeling happy today here we go again yes we are live

umarım mutlusunuzdur umarım bugün mutlu hissediyorsunuzdur yine başlıyoruz evet

once more across the world wide web it is mr duncan that's me by the way if you're wondering

bir kez daha dünya çapında ağda yayındayız bu bay duncan bu arada ben bilgisayarınızda veya mobil cihazınızda sizinle

who this strange man who is now talking to you on your computer device or mobile device

konuşan bu garip adamın kim olduğunu merak ediyorsanız kim o

who is it who who is that strange person well my name is duncan i talk about english i like

garip kişi kim peki benim adım duncan ingilizce hakkında konuşurum

to have conversations chit chats with you about english about well let's be honest we

sohbet etmeyi severim chit sizinle ingilizce hakkında sohbetler iyi hakkında dürüst olalım youtube'un hizmet şartlarına aykırı olmadığı sürece

can talk about anything really within reason as long as it doesn't go against youtube's

gerçekten mantıklı olan her şey hakkında konuşabiliriz bence biz

terms of service i think we are okay so here we are then now you know who i am i talk about

iyiyiz o yüzden işte buradayız o zaman şimdi kim olduğumu biliyorsun neden bahsettiğimi

english i've been teaching english on youtube for many years and now you know that part

ingilizce uzun yıllardır youtube'da ingilizce öğretiyorum ve artık o kısmı biliyorsun, ne zaman

for those who don't know when i'm on you can catch me every sunday and wednesday i still

yayında olduğumu bilmeyenler için beni her pazar ve çarşamba yakalayabilirsin, hala

get lots of people asking mr duncan when are you on sunday wednesday 2 2pm 2pm uk time

birçok insan Bay Duncan'a ne zamansın diye soruyor. pazar çarşamba 2 14:00 14:00 İngiltere saati ile

sunday wednesday is when you can catch me right here on youtube so this is something

pazar çarşamba beni burada youtube'da yakalayabileceğiniz zamandır yani bu çarşamba

a little bit different on wednesday first of all it's just me there is no mr steve every

günü biraz farklı bir şey her şeyden önce sadece ben her çarşamba bay steve yok

wednesday because steve has to work unfortunately he has to do his little job in his office

çünkü steve çalışmak zorunda ne yazık ki o küçük işini ofisinde yapmak zorunda,

so he has no choice about that can i say hello to everyone on the live chat i will say a

bu yüzden başka seçeneği yok, canlı sohbetteki herkese merhaba diyebilir miyim,

special hello in a moment but of course yes we have made it halfway through the week we

birazdan özel bir merhaba diyeceğim ama tabii ki evet, haftayı yarıladık,

have reached that magical point

geldik. o büyülü nokta bugün çarşamba cuma mısın

it's wednesday

are you on friday are you here on friday no i'm not i don't do fridays well not at the

cuma günü burada mısın hayır değilim cumaları pek iyi yapmam şu

moment anyway who knows in this crazy world who knows i might be with you 24 hours a day

an değil zaten kim bilir bu çılgın dünyada 24 saat seninle olabilirim kim bilir

can you imagine that imagine if all i did in my entire life was sit in front of my camera

hayal et tüm hayatım boyunca yaptığım tek şey kameramın karşısına oturmak

or stand in front of my camera and talk to you all the time can you imagine that how

ya da kameramın önünde durup sürekli seninle konuşmak olsaydı

long would i last one day two days a hundred hours maybe who knows i don't think i'm ever

bir gün iki gün yüz saat belki kim bilir ne kadar dayanabilirdim biliyor,

going to try and find out to be honest i don't think that's ever going to happen hello to

dürüst olmayı deneyeceğimi ve öğreneceğimi hiç sanmıyorum bunun olacağını hiç sanmıyorum

the live chat hello vitesse oh and also beatriz guess what now i like to be fair i'm a very

canlı sohbete merhaba merhaba vitesse oh ve ayrıca beatriz tahmin et şimdi ne adil olmayı seviyorum ben'

fair man as you may have noticed so vitas and b trees both appeared at the same time

Fark etmiş olabileceğiniz gibi çok adil bir adamım, bu yüzden canlı sohbetimde vitas ve b ağaçlarının ikisi de aynı anda ortaya çıktı,

on my live chat so can i just say congratulations vitas and beatrice you were both first on

bu yüzden sadece tebrikler vitas ve beatrice diyebilir miyim,

today's live chat

bugünün canlı sohbetinde ikiniz de

can you see i have been to the beauty salon i asked for a complete makeover i said to

birinciydiniz, görebiliyor musunuz? güzellik salonunda komple bir makyaj istedim

the lovely lady i said look make me look different and she said who do you want to look like

güzel bayana bak beni farklı göster dedim ve kime benzemek istiyorsun dedi ve

and i had to think for a moment and then i thought well i don't want to look like david

bir an düşünmem gerekti ve sonra iyi düşündüm ki bunu yapmak istemiyorum david

letterman because david letterman has a very long grey beard so i thought no i don't think

letterman'a benziyor çünkü david letterman'ın çok uzun gri bir sakalı var bu yüzden hayır diye düşündüm

i'm going to have a david letterman i guess his beard makes him look like father christmas

bir david letterman'ım olacağını sanmıyorum sanırım sakalı onu noel baba gibi gösteriyor

maybe i could have a beard that looks like james brolin oh who remembers james brolin

belki benim de buna benzeyen bir sakalım olabilir james brolin ah 1980'lerden james brolin'i kim hatırlıyordur,

from the 1980s so perhaps i could have a beard like him and that is what i said i said can

belki onun gibi bir sakalım olabilir ve o yüzden

i have a beard that looks a little bit like james brolin but unfortunately the young lady

biraz james brolin'e benzeyen bir sakalım olabilir mi dedim ama ne yazık ki genç bayan

didn't know who james brolin is so i had to instead say you know can i have a beard like

kim olduğunu bilmiyordu james brolin, bunun yerine, eyersiz dağdaki o adam gibi bir sakalım olabilir mi, demek zorunda kaldım, yani evet, o da

like that guy from bareback mountain so so yes so she said oh i know him so can you make

dedi ki, onu tanıyorum,

my beard look like his so that's what she did

sakalımı onunki gibi gösterebilir misin, o da öyle yaptı

no i'm not saying that i look like jake gyllenhaal i don't look like him at all i don't think

hayır ben' jake gyllenhaal'a benzediğimi söylemiyorum ona hiç benzemiyorum yani

so he is far more attractive than me i think so so here we go then before anyone else says

o benden çok daha çekici

mr duncan we like your beard i've changed it again i was starting to think that my big

Tekrar değiştirdim, büyük

grey beard made me look too old you see mr steve hates my beard however this morning

gri sakalımın beni çok yaşlı gösterdiğini düşünmeye başlamıştım, görüyorsunuz Bay Steve sakalımdan nefret ediyor ama bu sabah

he said oh i have to say i have to be honest i quite like your new beard it really suits

oh dedi, dürüst olmam gerek, yeni sakalınızı oldukça beğendim gerçekten size

you so thank you mr steve for giving me the encouragement by insulting me to change my

çok yakışıyor bay steve sakalımı ve görünüşümü birazcık değiştirmem için beni aşağılayarak cesaretlendirdiğiniz için teşekkür ederim

beard and my appearance slightly hello also sandra we also have oh we have luis mendes

hello lewis nice to see you here on this wednesday we also have rihanna trabbles hello rihanna

rihanna

nice to see you here today as well bluebird is here christina is here as well nice to

bugün de seni burada görmek güzel bluebird burada christina da burada

see you back also vitoria marutz also anna kobe marietta hello marietta how are you today

seni tekrar görmek güzel ayrıca vitoria marutz ayrıca anna kobe marietta merhaba marietta bugün nasılsın

also vp hello vp

ayrıca vp merhaba vp

i don't know where you are but your name is very interesting hello also to sandra gonzalez

nerede olduğunu bilmiyorum ama adın çok ilginç sandra gonzalez'e de merhaba merhaba

nice to see you as well also we have latif latif august i haven't seen you on here for

sizi de görmek güzel bizde de latif latif ağustos sizi uzun zamandır burada görmüyordum

a long time nice to see you back abdullah is here as well and also mavi wow lots and

tekrar görmek güzel abdullah da burada ve ayrıca mavi vay vay çok ve

lots of people are already joining in with the live chat i've only been on for a few

çok insanlar zaten canlı sohbete katılıyor ben sadece birkaç

minutes 11 minutes i've been on and already lots of people are joining in today we're

dakikadır aktifim 11 dakikadır aktifim ve şimdiden pek çok insan canlı sohbete katılıyor bugün

looking at various things including well i suppose i should mention that today is a very

çeşitli şeylere bakıyoruz ve sanırım buna değinmeliyim bugün çok

historic day

tarihi bir gün biliyor

do you know why

musun neden

i have a very strange feeling that you do know i think so so today is historic not here

içimde çok garip bir his var biliyor musun, bence öyle, bugün tarihi burada

in the uk here in the uk here in england nothing is happening really nothing interesting is

İngiltere'de değil burada İngiltere'de hiçbir şey olmuyor gerçekten ilginç bir şey oluyor

going on here it's raining

burada yağmur yağıyor,

that's interesting isn't it and also there are some birds in the garden would you like

değil mi ve ayrıca bahçede bazı kuşlar var,

to have a look at the birds oh here we go then here are the birds you can see now outside

kuşlara bir bakmak ister misiniz oh işte başlıyoruz, işte şimdi pencerenin dışında görebileceğiniz kuşlar,

the window there are some birds flying around and they are also feeding from my bird feeders

etrafta uçan bazı kuşlar var ve onlar kuş yemliklerimden de besleniyor,

although at the moment i don't know how but it it's almost as if the birds know that my

ancak şu anda nasıl olduğunu bilmiyorum ama sanki kuşlar kameramın üzerlerinde olduğunu biliyor gibi

camera is on them ah there we go i think that was

ah işte başlıyoruz bence bu

well there is a great tit and also at the bottom you can see a goldfinch so there are

iyi oldu harika bir baştankara var ve ayrıca altta bir saka kuşu görebilirsiniz, bu yüzden

some birds feeding there is another goldfinch i love the goldfinch the goldfinches have

beslenen bazı kuşlar var başka bir saka kuşu var saka kuşunu seviyorum saka kuşlarının

beautiful feathers gold brown black and white and also they have a small red patch on their

güzel tüyleri altın kahverengi siyah ve beyazdır ve ayrıca kafalarında ve yüzlerinin önünde küçük kırmızı bir yama vardır

head as well at the front of their face

so there is the scene right now in the garden as all of the birds come down and they are

yani şu anda bahçede tüm kuşların aşağı indiği bir sahne var ve

feeling very hungry at the moment

şu anda çok aç hissediyorlar

because there isn't much food around yes it is still winter here in england so that is

çünkü etrafta fazla yiyecek yok evet burada İngiltere'de hala kış yani

the view right now out of my studio window we might have another look at that a little

şu anda dışarıdaki manzara bu stüdyo penceremde buna bir kez daha bakabiliriz,

bit later on

biraz sonra

lots going on today outside luciana says i love the music that you play at the start

bugün dışarıda pek çok şey oluyor, luciana canlı yayınınızın başında çaldığınız müziği sevdiğimi söylüyor, ben de

of your live stream me too can i just say i love samba music i love music that has a

samba müziğini sevdiğimi, müziği sevdiğimi söyleyebilir miyim?

certain rhythm

belirli bir ritmi var buna merhaba

i believe it's called

denildiğine inanıyorum

hello also to oh hello to belarusia nice to see you here today thank you for joining me

ayrıca oh belarusya'ya merhaba bugün sizi burada görmek güzel bugün sizi burada görmek güzel bana katıldığınız için teşekkür ederim

also we have sabam and also edit hello edit glay watching in budapest nice to see you

ayrıca sabamımız var ve ayrıca edit merhaba edit glay izliyorum budapeşte sizi burada görmek güzel

here as well welcome everyone is welcome on the live chat wherever you are in the world

hoşgeldiniz herkese hoşgeldiniz canlı sohbette dünyanın neresinde olursanız olun

can i say hello to

sachin who says am i late no you are not you are not late i've only been on for a few minutes

geç kaldım diyen sachin'e merhaba diyebilir miyim hayır geç kalmadınız geç kalmadınız sadece birkaç dakikadır buradayım

today we will be showing you the sentence game we will all be joining in on the live

bugün size oynayacağımız cümle oyununu göstereceğiz

chat as i mentioned also there is a special thing happening today i'm sure you know what

Bahsettiğim gibi hepsi canlı sohbete katılacaklar ayrıca bugün özel bir şey oluyor eminim bunun ne olduğunu biliyorsunuzdur bu

it is a very historic moment talking of which there are two words in the english language

çok tarihi bir andan bahsediyoruz İngilizcede

that look very similar to each other and those words are historic and historical historic

birbirine çok benzeyen iki kelimeden bahsediyoruz. ve bu kelimeler tarihi ve tarihi

historical now even though these words look very similar they do have slight differences

tarihi şimdi bu kelimeler çok benzer görünseler de anlamlarında küçük farklılıklar var

in their meanings historic is an important moment of history so when we say that something

tarihi tarihin önemli bir anıdır bu nedenle bir şeyin

is historic we are saying that it is an important moment of time that everyone will remember

tarihi olduğunu söylediğimizde bunun önemli bir an olduğunu söylüyoruz. herkesin

for many many years historic and an important moment of history and then we have historical

uzun yıllar hatırlayacağı zaman tarihi ve tarihin önemli bir anı ve sonra

when we look at historical things we are just looking into the past we are looking at things

tarihi olan şeylere baktığımızda sadece geçmişe bakıyoruz

that happened in the past so they don't have to be important things they can be anything

geçmişte olan şeylere bakıyoruz ki onlar olmasın önemli şeyler olmak için geçmişte olan herhangi bir şey olabilirler,

that happened in the past do you see so historic is an important moment of history historical

görüyor musunuz, tarihi, tarihin önemli bir anıdır tarihsel,

is relating to the past historic and historical are used in slightly different ways historic

geçmişle ilgilidir, tarihi ve tarihi, biraz farklı şekillerde kullanılır, tarihi,

means famous or important in history as in a historic occasion whereas historical means

ünlü veya tarihi bir tarihte olduğu gibi tarihte önemli anlamına gelir. fırsat oysa tarihsel, tarihsel kanıtlarda olduğu

concerning history or historical events as in historical evidence so something that is

gibi tarih veya tarihi olaylarla ilgili anlamına gelir, bu nedenle

found from the past thus a historical event is one that was very important whereas a historical

geçmişten bulunan bir şey, bu nedenle tarihsel bir olay çok önemliyken, tarihsel bir olay

event is something that happened in the past so we have historic which is something important

geçmişte olan bir şeydir, bu nedenle önemli bir şey olan tarihimiz var.

and we have historical which is relating to the past so today i suppose you could say

ve geçmişle ilgili tarihimiz var, bu yüzden bugün sanırım

that the 20th of january 2021 is a historic day because today there will be a new president

20 Ocak 2021'in tarihi bir gün olduğunu söyleyebilirsiniz çünkü bugün Amerika Birleşik Devletleri'nin yeni bir başkanı olacak

of the united states i'm sure you've seen the news benjaloon says yes mr duncan today

benjaloon haberlerini gördüğünüze eminim evet diyor bay duncan bugün

trump will leave the white house and you may have seen on the news he's actually forgiven

trump beyaz sarayı terk edecek ve haberlerde görmüş olabilirsiniz o gerçekten affedildi

or should i say pardoned lots of people who were accused or convicted of crimes and this

ya da suç işleyen veya hüküm giymiş birçok insanı affetti mi demeliydim ve bu amerika

is something that the president of the united states can do he can pardon people you see

birleşik devletleri başkanının yapabileceği bir şey normalde gördüğünüz insanları

normally just before christmas he will often pardon a turkey in fact it is normally done

noelden hemen önce affedebilir o genellikle bir hindiyi affeder aslında bu normalde amerika

just before thanksgiving in the united states hello to barong oh last year i bought a red

birleşik devletlerinde şükran gününden hemen önce yapılır barong'a merhaba geçen yıl

bird feeder like yours did you really now have you managed to attract lots of birds

seninki gibi kırmızı bir kuş yemliği aldım gerçekten şimdi başardın mı bahçenize çok sayıda kuş çekmek için kuşları çekmek konusunda

into your garden have you had a lot of luck attracting the birds some people do complain

çok şansınız oldu mu bazı insanlar şikayet ediyor

because they find it very difficult to attract certain types of birds into their garden but

çünkü belirli kuş türlerini bahçelerine çekmeyi çok zor buluyorlar ama

one of the problems you see is quite often depending on where you live in the world only

gördüğünüz sorunlardan biri genellikle nerede olduğuna bağlı. dünyada yaşarsın sadece

certain types of birds will come into your garden or fly near your house you see so that's

belirli türde kuşlar bahçene girer ya da evinin yakınında uçar görürsün yani

the problem for example here where i live there are no starlings so where i live we

sorun bu mesela benim yaşadığım yerde sığırcık yok o yüzden yaşadığım yerde

never see any starlings however the place i used to live at the place i lived at before

hiç sığırcık görmüyorum nasıl bir yer kullanırsam kullanayım daha önce yaşadığım yerde yaşamak için

i don't know why but in that area there were hundreds and hundreds of starlings and every

neden bilmiyorum ama o bölgede yüzlerce, yüzlerce sığırcık vardı ve her

year their their young would all come into our garden the garden we used to live at and

yıl yavruları bahçemize gelirdi, eskiden yaşadığımız bahçeye

we would get hundreds of young starlings all coming into the garden to feed and drink the

yüzlerce alırdık. yemlemek ve su içmek için bahçeye gelen yavru sığırcıkların hepsi

water and on sunday i might show you some of the wonderful video footage that i filmed

pazar günü size

many years ago when i lived in my previous house

yıllar önce eski evim florence'de yaşarken çektiğim harika videolardan bazılarını gösterebilirim florence

florence hello florence sanjar hello sanja nice to see you here as well zaquia is here

merhaba florence sanjar merhaba sanja sizi görmek güzel burada da zaquia da burada

as well zakir goodbye mr trump as i said last week now i don't want anyone to misunderstand

zakir hoşçakal sayın trump geçen hafta dediğim gibi şimdi kimsenin bunu yanlış anlamasını istemiyorum o

this so please don't misunderstand what i'm going to say but i will kind of miss all of

yüzden lütfen yanlış anlamayın söyleyeceğimi ama

his shenanigans i know i know what you're going to say oh mr duncan you're not saying

onun tüm maskaralıklarını özleyeceğim biliyorum ne söyleyeceğinizi biliyorum bay duncan ondan hoşlandığınızı söylemiyorsunuz

that you like him i'm not saying that i like him or or his way of thinking or his attitude

onu veya düşünce tarzını veya

towards certain people however i will kind of miss the craziness there we go yes i suppose

bazı insanlara karşı tavrını sevdiğimi söylemiyorum ama biraz özleyeceğim işte çılgınlık başlıyor evet sanırım

the craziness from the past four years i might miss it just a little bit

son dört yılın çılgınlığı onu biraz özleyebilirim

can you say historical documents yes historical documents are things relating to the past

tarihi belgeler diyebilir misiniz evet tarihi belgeler geçmişle ilgili

that have been written down so maybe books maybe a piece of paper maybe a famous piece

yazılmış şeylerdir yani belki kitaplar belki bir kağıt parçası belki de

of paper like i suppose the magna carta well i suppose that the magna carta is actually

magna carta gibi ünlü bir kağıt parçası, sanırım magna carta aslında

historic because it was a big moment it was the moment when here we were given our freedom

tarihi çünkü büyük bir andı, burada bize özgürlüğümüzün verildiği andı,

our rights royalty could no longer dictate their their whims and their wishes upon the

haklarımız telif hakkı artık kaprislerini dikte edemezdi ve dilekleri

the common person thank you from morocco bahraim bra brian bryan is here as well kate gann

sıradan insanın üzerine olsun Fas'tan teşekkürler Bahreym sutyen brian bryan da burada kate gann

hello kate gan i haven't seen you for a long time so many people are joining me today and

merhaba kate gan seni uzun zamandır görmüyorum bugün pek çok kişi bana katılıyor ve uzun zamandır

people i haven't seen for a long time

görmediğim insanlar uzun zamandır

i might get very emotional in a moment i might start crying no not really have you noticed

çok duygusallaşabilirim bir anda ağlamaya başlayabilirim hayır gerçekten farketmediniz mi

yesterday the first thing that joe biden did yesterday was start crying he hasn't even

dün joe biden'ın dün yaptığı ilk şey ağlamaya başlamaktı daha başkan bile olmadı

become president yet and he's already getting very emotional hello vitoria comedians who

ve şimdiden çok duygusal olmaya başlıyor merhaba vitoria komedyenleri

imitated donald trump will miss him very much i think you're right can i just say there

taklit donald trump onu çok özleyecek sanırım haklısın donald trump'ın

is one guy who does the most amazing impression of donald trump and he has lots of videos

en harika izlenimini veren bir adam var ve youtube'da bir sürü videosu var diyebilir miyim buna

on youtube it's called the president's show i don't know if you've ever seen it but he

başkanın şovu deniyor bilmiyorum daha önce gördünüz ama muhtemelen o, alec baldwin dahil

possibly i think possibly he he is the best donald trump impersonator out of all the rest

diğerleri arasında en iyi donald trump taklidi olduğunu düşünüyorum

including alec baldwin to be honest with you i never really liked alec baldwin's impression

of donald trump i never thought it was very good but yes there is a guy called i can't

ama evet adında bir adam var

remember his name i'm sure someone will tell me but he does the most amazing impression

adını hatırlayamıyorum eminim biri bana söyleyecektir ama o en harika

of donald trump he really does look out for it on youtube it's called the president show

donald trump izlenimini veriyor youtube'da buna gerçekten bakıyor buna başkan şovu deniyor

and the guy who imitates donald trump he's just amazing

ve bunu yapan adam donald trump'ı taklit ediyor o sadece harika

hello crazy aunt hello crazy aunt

merhaba çılgın teyze merhaba çılgın teyze

hello to florida crazy aunt v logs is watching in florida at the moment how's the weather

florida'ya merhaba çılgın teyze v logs şu anda florida'da izliyor hava nasıl orada

there is it better than here because today unfortunately here in the uk the weather is

buradan daha iyi çünkü bugün ne yazık ki burada İngiltere'de hava

awful it's gray it's raining here it is now there it is looking out the window oh yes

berbat gri ve yağmur yağıyor işte şimdi orada pencereden dışarı bakıyor oh evet

so what does florida look like at the moment does it look like that i have a feeling it

peki florida şu anda neye benziyor içimde öyle bir his var ki

doesn't so many people today getting very excited because there will be a new president

bugün pek çok insan yeni bir başkan olacağı için çok heyecanlanmıyor abd

of the usa

goodbye donald trump hello joseph biden very nice hello

elveda donald trump merhaba joseph biden çok hoş merhaba

oh

oh

casper smoak i hope i pronounced your name right i probably haven't i can't really focus

casper smoak umarım adını doğru telaffuz etmişimdir muhtemelen söylemedim

on my homework right now but i really like your voice so homework has to wait really

şu anda gerçekten ödevime odaklanamıyorum ama sesini gerçekten çok seviyorum bu yüzden ödev beklemek zorunda gerçekten

am i really keeping you away from your homework i'm not sure if that's a good thing or a bad

seni gerçekten ödevinden uzak tutuyorum bunun iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi olduğundan emin değilim

thing anyway welcome welcome to my live stream

yine de canlı yayınıma hoşgeldin sachin

sachin sachin dubai says mr duncan donald trump diametrically depends on the comedians

sachin dubai, bay duncan donald trump'ın reklam için tamamen komedyenlere bağlı olduğunu söylüyor evet

for advertisement yes well i think you're right you know that is a very good point some

pekala bence sen' Haklısın, bunun çok iyi bir nokta olduğunu biliyorsun, bazı

people don't like it when other people make fun of them however if you are a famous personality

insanlar diğer insanların kendileriyle dalga geçmesinden hoşlanmaz, ancak eğer ünlü bir kişiliksen,

or if you are a superstar or maybe a politician it is actually a good thing for people to

bir süperstarsan ya da belki bir politikacıysan, insanların bunu yapması aslında iyi bir şeydir. seninle alay etmek için

make fun of you to pick on you because then more people will will know you and know about

seninle dalga geçiyor çünkü o zaman daha fazla insan seni tanıyacak ve

your name or what you do so i i agree i think you're right quite often having other people

ismini ya da ne yaptığını öğrenecek bu yüzden sana katılıyorum haklısın çoğu zaman diğer insanların seni

imitate you or make fun of you is actually a good thing because more people then know

taklit etmesi ya da seninle dalga geçmesi aslında iyi bir şey şey çünkü o zaman daha fazla insan sizi tanıyor olsalar da

you even though they are

even though they are basically insulting that person

temelde o kişiye hakaret etseler bile

please tell the uk to stop spraying the sky over you my sky is lovely yes i bet i think

lütfen İngiltere'ye üzerinize gökyüzünü püskürtmeyi bırakmasını söyleyin benim gökyüzüm çok güzel evet bahse girerim

your sky is probably bright sunny maybe it is warm and everywhere is beautiful maybe

gökyüzünüz muhtemelen parlak güneşli belki de sıcak ve her yer güzel belki

the sky is blue and if you are near the sea the sea might be blue as well who knows hello

gökyüzü mavi ve denize yakınsan deniz de mavi olabilir kim bilir merhaba

palestine it is my first time it won't be my last ray hello raham nice to see you here

filistin bu benim ilk seferim son ışını olmayacak merhaba raham bugün seni burada görmek güzel aman

today oh my goodness the rain is really falling now it's really coming down the pool birds

allahım yağmur gerçekten yağıyor şimdi gerçekten yağıyor havuz kuşları

oh i really do feel sorry for the birds today they are really suffering what a shame poor

oh gerçekten bugün kuşlar için üzülüyorum gerçekten acı çekiyorlar ne yazık zavallı

birds

kuşlar

coming up today we have the mystery idiom in fact i tell you what i think it would be

bugün geliyor gizemli bir deyimimiz var aslında size ne düşündüğümü söylüyorum

a good idea right now to take a look at today's mystery idiom it is just after half past two

şu anda bugünün gizemli deyimine bir göz atmak iyi bir fikir olabilir burada İngiltere'de saat iki buçuktan hemen sonra

here in the uk we are live from england and this this is today's mystery idiom take a

İngiltere'den canlı yayındayız ve bu bugünün gizemli deyimi buna bir

look at this it is a well-known expression in english a well-known idiom that we often

bakın bu iyi bilinen bir ifade ingilizce sık sık kullandığımız iyi bilinen bir deyim

use

but what is it and also what does it mean the mystery idiom is here for you

ama bu nedir ve ayrıca gizemli deyim sizin için burada ne anlama geliyor

um so if you think you know what it is let me know on the live chat yes the live chat

um yani ne olduğunu bildiğinizi düşünüyorsanız canlı sohbette bana bildirin evet canlı sohbet

is right in front of you if you have a look under your screen you will see the live chat

doğru önünüzde, ekranınızın altına bakarsanız canlı sohbeti görürsünüz

or maybe if you are watching on your mobile device it might be next to you or even at

veya belki mobil cihazınızdan izliyorsanız yanınızda olabilir, hatta

the bottom of the screen it might be down there you see you might see the live chat

ekranın alt kısmında olabilir, orada sizi görebilirsiniz. burada ekranınızda canlı sohbeti görebilirsiniz

here on your screen you see hello to valor hello also to oh can i say hello to anna wha

valor'a merhaba da merhaba diyebilir miyim oh anna'ya merhaba diyebilir miyim ne ah

ah yes anthony atamanuwick yes anthony atamanuwick is the guy who who impersonates donald trump

evet anthony atamanuwick evet anthony atamanuwick donald trump'ı taklit eden adam

and i have to say i think all of the all of the other people are not as good as him he

ve söylemeliyim ki bence hepsi diğer tüm insanlar onun kadar iyi değil o

is brilliant he does the most amazing impression of donald trump so yes

harika donald trump'ın en harika izlenimini veriyor bu yüzden evet

ah i see okay then let me just now if you come into my live chat please don't start

ah anlıyorum tamam o zaman şimdi izin verin canlı sohbetime girerseniz lütfen

advertising your own things because i might i might have to put you on mute for a while

kendi şeylerinizin reklamını yapmaya başlamayın çünkü seni bir süreliğine sessize almak zorunda kalabilirim,

you see so we are here talking about subjects we're not here to promote our channels unless

görüyorsun, bu yüzden burada olduğumuz konulardan bahsediyoruz, kanallarımızı tanıtmak için burada değiliz,

of course we're talking about my channel which i think you're what you're watching right

tabii ki benim kanalımdan bahsetmiyoruz ki, senin ne olduğunu düşünüyorum. şu

now to be honest valor says why do people love satire i think we like to make fun of

anda izliyorum dürüst olmak gerekirse yiğitlik diyor insanlar neden hicvi seviyorlar bence biz

rich successful people because we like to bring them down to our level so quite often

zengin başarılı insanlarla dalga geçmeyi seviyoruz çünkü onları kendi seviyemize indirmeyi seviyoruz bu yüzden sık sık insanların

we will see people maybe in the public eye who behave in a certain way maybe they are

gözünde belki iyi davranan insanlar göreceğiz Bir bakıma kibirliler,

arrogant maybe they are very self-centered and we like to bring them down so i think

belki çok benciller ve biz onları alaşağı etmeyi seviyoruz, bu yüzden bence

donald trump is a very good example of s satire being used to bring someone down or to to

Donald Trump, birini alaşağı etmek veya

show that person as they really are so i think yes quite often satire can mean reveal a person's

o kişiyi gerçekten olduğu gibi göstermek için kullanılan hicivin çok iyi bir örneği. öyle düşünüyorum evet oldukça sık hiciv bir kişinin

true identity or the way they really are i think so

gerçek kimliğini veya gerçekte nasıl olduklarını ortaya çıkarmak anlamına gelebilir bence bu yüzden

i'm just putting some people on hold hello to sachin what do you think about the indian

bazı insanları beklemeye alıyorum sachin'e merhaba hint ekonomisi hakkında ne düşünüyorsunuz

economy i don't know much about the economy in india i do know what is happening in india

pek bir şey bilmiyorum Hindistan ekonomisi hakkında Hindistan'da neler olduğunu biliyorum, ancak örneğin

though concerning other things like the coronavirus for example i know it's a negative thing but

koronavirüs gibi diğer şeylerle ilgili olarak bunun olumsuz bir şey olduğunu biliyorum ama

also here in england we have a lot of negativity as well with coronavirus also the economy

burada İngiltere'de de koronavirüs ve ekonomi ile ilgili çok fazla olumsuzluk var, bu

so i don't know much about the indian economy but i do know about the english economy let's

yüzden bilmiyorum' Hindistan ekonomisi hakkında pek bir şey bilmiyorum ama İngiliz ekonomisi hakkında bilgim var,

just say it's not doing very well at the moment

diyelim ki şu anda pek iyi gitmiyor

hello also to end duo hello also to a valor who says i love curry i love curry as well

ikiliyi bitirmek için de merhaba köriyi sevdiğimi söyleyen bir yiğitliğe de merhaba

quite often on friday mr steve and myself we will have curry and we will sit down and

cuma günleri oldukça sık köriyi de seviyorum Bay Steve ve ben köri yiyeceğiz ve oturacağız ve

mr steve will serve the most amazing curry quite often we will put fish in the curry

Bay Steve en harika köriyi sunacak, sık sık köriye balık koyacağız,

so quite often instead of meat like pork or beef or chicken we normally put mackerel and

bu yüzden domuz eti, sığır eti veya tavuk gibi etler yerine oldukça sık sık uskumru koyarız ve

it's very nice as well

bu çok ayrıca güzel

hello to luke luke buzz says hi mr duncan hello luke luke luke you will go to the dagobah

luke'a merhaba luke buzz merhaba diyor bay duncan merhaba luke luke dagobah

system there you will learn from yoda

sistemine gideceksiniz orada yoda'dan öğreneceksiniz

hello luke i couldn't resist that i'm sorry about that a little star wars reference there

merhaba luke karşı koyamadım bunun için üzgünüm bunun için üzgünüm küçük bir star wars referansı var

i don't understand english i hope to learn if i listen can i just say as i always say

ben ingilizce anlamıyorum eğer dinlersem öğrenirim umarım her zaman dediğim gibi

listening is one of the best ways to learn any language if you are learning new words

dinlemek herhangi bir dili öğrenmenin en iyi yollarından biridir eğer yeni kelimeler öğreniyorsanız

learning grammar listening is part of that process it really is so listening to new words

gramer öğrenmek dinlemek bu sürecin bir parçasıdır gerçekten çok dinlemektir yeni kelimelere,

listening to the way words are used they are spoken listening to the different accents

kelimelerin nasıl kullanıldığını dinlemek, farklı aksanları dinlemek

as well can help you a lot it really can

de size çok yardımcı olabilir gerçekten yapabilir miyim

i should build a birdhouse for the birds to live in that is actually a very good a very

kuşların yaşaması için bir kuş evi yapmalıyım bu aslında çok iyi bir çok

good suggestion luciana says can you please say my name with the echo voice luciano hello

iyi öneri luciana lütfen adımı yankılı bir sesle söyler misin luciano merhaba

luciana it's so nice to see you here

luciana bugün seni burada görmek çok güzel

today

janus asks what do you think about covid well it's it's really it really is getting in the

janus covid hakkında ne düşünüyorsun diye soruyor peki bu gerçekten gerçekten

way of my life to be honest from my own personal point of view it is causing a few problems

hayatımın önüne geçiyor şahsi bakış açım biraz sorun yaratıyor

to say the least

demek en az

sachin enjoys pickles i do as well i like pickled vegetables i also like pickled onions

sachin turşudan hoşlanır ben de yaparım sebze turşusunu severim ben de soğan turşusunu severim

and sometimes i like pickled eggs very nice we are going to take a little break we are

ve bazen yumurta turşusunu da severim çok güzel biraz ara vereceğiz

looking at some unusual words a little bit later on and also we will be looking at the

bakıyoruz biraz sonra bazı alışılmadık kelimeler ve ayrıca biraz sonra

differences between pardon forgive and absolve a little bit later on what about you have

af affetmek ile bağışlamak arasındaki farklara bakacağız peki ya siz hiç

you ever had to forgive someone for their wrongdoings we will talk about that a little

birini yanlışları için affetmek zorunda kaldınız mı bunun hakkında biraz

bit later on but right now we are going to take a look at an excerpt from one of my full

sonra konuşacağız ama şimdi tam ingilizce derslerimden birinden bir alıntıya bakacağız

english lessons and this is taken from full english number 32.

ve bu tam ingilizce sayısı 32'den alınmıştır.

hi everybody and welcome to what can only be described as a video language lesson posted

Herkese merhaba ve sadece internette yayınlanan bir video dil dersi olarak tanımlanabilecek şeye hoş geldiniz. size

on the internet coming to you from the birthplace of the author a.a milne who wrote the stories

of winnie the pooh and his various animal friends plus his human companion christopher

winnie the pooh ve çeşitli hayvan arkadaşlarının hikayelerini yazan yazar a.a milne'ın ve insan arkadaşı christopher

robin did you know that christopher robin was a real person in fact he was a.a milne's

robin'in doğum yerinden size christopher robin'in gerçek bir insan olduğunu biliyor muydunuz aslında o a.a milne'nin

son england is also the birthplace of the english language which is why we are all here

oğlu ingiltere'dir ingilizcenin doğum yeri bu yüzden bugün hepimiz buradayız

today so without any more small talk or jibber jabbering let's get on with today's full english

bu yüzden daha fazla havadan sudan konuşmadan ya da boşboğazlık yapmadan bugünün tam şimdi başlayacak olan tam ingilizce dersine geçelim

lesson which will start right

now your memory can play tricks on you you might

hafızan sana oyunlar oynayabilir

be at work doing something mundane when all of a sudden a memory pops into your head it

sıradan bir şeyler yapıyor olabilirsin aniden bir anı kafanıza geldiğinde bu,

might be a random moment from your past something that has left an impression on you might simply

geçmişinizden rastgele bir an olabilir, üzerinizde bir izlenim bırakan bir şey

pop up in your head you might have a flashback a moment in the present can send you back

kafanızda canlanabilir, bir geri dönüş yaşayabilirsiniz, şimdiki zamanda bir an sizi geri gönderebilir.

in time a certain sound or smell from your childhood that occurs in the present can transport

çocukluğunuzdan şimdiki zamanda gelen belli bir ses veya koku

you back to your younger years sometimes the memories consist of unhappy events and moments

sizi genç yıllarınıza geri götürebilir bazen anılar mutsuz olaylardan ve anlardan oluşur geriye dönüp

we would rather forget looking back on your life experiences is normal you reminisce you

baktığımızda unutmayı tercih ederiz yaşam deneyimlerinize normaldir anımsatırsınız yansıtırsınız

reflect you consider what occurred by remembering the events that went before as we get older

düşünürsünüz ne olduğunu yaşlandıkça daha önce yaşanmış olayları hatırlamakla oluşur

our distant memories become more precious your memories make you the person you are

uzak hatıralarımız daha değerli hale gelir anılarınız sizi siz yapar onlar

they are your individual experiences that are an irreplaceable part of you

sizin vazgeçilmez bir parçanız olan bireysel deneyimlerinizdir

here are two words that look similar but have different

işte birbirine benzeyen ama farklı anlamlara sahip iki kelime.

meanings the words are frill and thrill firstly the word frill with an f means an attractive

kelimeler fırfır ve heyecandır öncelikle f ile fırfır kelimesi çekici bir

addition or decoration you make something look more appealing by adding frills you might

ilave veya dekorasyon anlamına gelir fırfırlar ekleyerek bir şeyin daha çekici görünmesini sağlarsınız

see a frill on a woman's dress or skirt you might add frills to a pair of curtains so

bir kadının elbisesinde veya eteğinde fırfır görebilirsiniz bir çift perdeye fırfırlar ekleyebilirsiniz

as to make them stand out more so something that makes an item seem more appealing is

onları daha fazla öne çıkarın, böylece bir öğeyi daha çekici gösteren bir şey,

a frill in business you might see frills being added to a particular type of service this

işteki bir gösteriştir, belirli bir hizmet türüne gösterişlerin eklendiğini görebilirsiniz.

hotel is worth staying at just for the frills the extravagant services added to something

can be described as frills of course the opposite can also be true if a business wants to cut

Fırfırlar olarak elbette bunun tersi de geçerli olabilir, eğer bir işletme

costs or make something more affordable then they might take away the frills a basic service

maliyetleri düşürmek veya bir şeyi daha uygun fiyatlı hale getirmek istiyorsa, o zaman fırfırları ortadan kaldırabilir,

without the unnecessary comforts or luxury can be described as no frills the air ticket

gereksiz rahatlık veya lüks olmaksızın temel bir hizmet, fırfırsız olarak tanımlanabilir, Fransa'ya uçak bileti

to france is very cheap but it comes with no frills you are getting the basic flight

çok ucuz ama gösterişsiz geliyor

with nothing added as a bonus a basic service is a no-frills service then there is the word

bonus olarak hiçbir şey eklenmemiş temel uçuşu alıyorsunuz temel bir hizmet gösterişsiz bir hizmettir o zaman heyecan kelimesi vardır ki bu

thrill which can be either a noun adjective or verb something that makes you feel a sudden

ya bir isim sıfatı ya da fiil olabilen bir şey sizi hissettiren bir şey ani

rush of excitement can be described as a thrill it was a thrill to see bts in concert last

heyecan dalgası heyecan olarak tanımlanabilir dün gece bts'i konserde görmek bir heyecandı seminerde

night i was thrilled to be asked to speak at the seminar the sudden rush of excitement

konuşmam istendiği için çok heyecanlandım ani heyecan akışı

is a thrill you feel the thrill your breathing becomes deeper your heart might suddenly start

bir heyecandır heyecanı hissedersin nefesin kalbini derinleştirir birdenbire

racing you are feeling the thrill the thing that gives you the thrill is thrilling such

yarışmaya başlayabilirsin heyecanı hissediyorsun heyecanı sana veren şey heyecan verici

as a thrilling fairground ride a thrilling movie or a thrilling expedition the thrilling

panayır gezintisi gibi heyecan verici bir film ya da heyecan verici bir keşif gezisi heyecan verici

thing is the thrill the thrill is what you get from the thing that is thrilling you an

şey heyecandır heyecan seni heyecanlandıran şeyden aldığın şeydir

excited looking person can appear thrilled the smile on his face told me that he was

heyecanlı görünen bir kişi heyecanlı görünebilir, yüzündeki gülümseme bana

thrilled to be there so as a noun thrill names the feeling as a verb you can cause a person

orada olmaktan heyecan duyduğunu söyledi, bu nedenle bir isim olarak heyecan duyguyu bir fiil olarak adlandırır, bir kişinin

to feel thrilled and as an adjective a person can appear thrilled so there you have it frill

heyecanlı hissetmesine neden olabilirsiniz ve bir sıfat olarak bir kişi heyecanlı görünebilir. orada çok farklı anlamlara

and thrill two similar looking words with very different meanings

sahip benzer görünümlü iki kelime var,

it's true that the english language can be quite confusing especially when it comes to

özellikle telaffuz söz konusu olduğunda İngilizcenin oldukça kafa karıştırıcı olabileceği doğru,

pronunciation good examples of this occurrence are the words lose and loose chose and choose

bu oluşumun iyi örnekleri, lost ve Loose'un seçtiği ve

firstly the word lose means to mislay something it describes the sudden loss of an item or

ilk olarak seç ve kaybetmek anlamına gelen sözcüklerdir. bir şeyi yanlış yere koymak, bir eşyanın veya kişinin ani kaybını anlatır,

person the spelling of lose often causes confusion for many when it comes to written english

lost'un hecelenmesi çoğu kişi için İngilizce yazılınca kafa karışıklığına neden olur, select kelimesi

the word chose is used in the past tense as something that has been chosen you chose it

geçmiş zamanda seçilmiş olan bir şey olarak kullanılır, sen seçtin onu seçtim,

i chose this dress yesterday whilst out shopping so despite the similar spelling the word lose

bu elbiseyi seçtim dün alışveriş yaparken bu yüzden benzer yazılışlarına rağmen kaybetmek

and chose are pronounced very differently then we have loose and choose firstly the

ve seçmek çok farklı telaffuz ediliyor o zaman biz gevşek ve ilk önce

word loose means the state of slackness or free movement i have a loose tooth i should

gevşek kelimesini seçiyoruz gevşeklik veya serbest hareket anlamına geliyor dişim sallandı

go to the dentist i guess then there is choose which describes the action of making a selection

dişçiye gitmeliyim sanırım o zaman seçim yapma eylemini açıklayan bir seçim var bir

you select something you choose an item i will choose my wedding dress tomorrow it's

şey seçiyorsun bir öğe seçiyorsun yarın gelinliğimi seçeceğim şunu

worth remembering that while chose and jews are related lose and loose are not thus proving

hatırlamakta fayda var, seçilmiş ve yahudiler birbiriyle bağlantılıyken kaybetmek ve kaybetmek

that the english language can sometimes be a very confusing thing

ingilizcenin bazen bir dil olabileceğini kanıtlamaz. çok kafa karıştırıcı bir şey

indeed

gerçekten de tam ingilizce derslerimin

there it was some excerpts from one of my full english lessons all of my lessons are

birinden bazı alıntılar vardı tüm derslerim

available on my youtube channel

youtube kanalımda mevcut oh my

oh my oh it's really raining now the rain is coming down so heavily i can't believe

oh gerçekten yağmur yağıyor şimdi yağmur o kadar şiddetli yağıyor ki

how how heavy the rain is look look at that look at it outside now oh the poor birds have

yağmurun ne kadar şiddetli olduğuna inanamıyorum şuna bak şuna bak şimdi dışarı bak zavallı kuşlar

gone away the poor birds have disappeared unfortunately because they can't stand the

gitti zavallı kuşlar maalesef yağmura dayanamadıkları için yok oldular

rain their little feathers are becoming

minik tüyleri oluyor

oh there we go there's one of them hello little birdie you are a very brave bird or perhaps

oh işte başlıyoruz onlardan biri var merhaba küçük kuş sen bir çok cesur bir kuş ya da belki de

you are a very hungry bird oh i've just realized i can see my reflection in the window isn't

çok aç bir kuşsun oh şimdi farkettim ki penceredeki yansımamı görebiliyorum

that strange hello everyone hello my reflection in the window as i look outside it's really

o kadar da garip değil mi merhaba millet merhaba penceredeki yansımamı dışarıya baktığımda

raining outside now oh my goodness

dışarıda gerçekten yağmur yağıyor şimdi aman allahım

oh i wonder how much rain we are going to get today i think it might be quite a lot

ah bugün ne kadar yağmur yağacağını merak ediyorum çok fazla olabilir diye

i think so that was a strange moment of time for those wondering yes my english lessons

düşünüyorum yani merak edenler için garip bir zaman oldu evet ingilizce derslerim

are on my youtube channel and i suppose i should put some information on the screen

youtube kanalımda ve sanırım biraz bilgi koymalıyım ekranda

as well for those who are wondering what is going on here is some information for you

da neler olduğunu merak edenler için burada ne yaptığım hakkında bazı bilgiler var

about what i do

mr duncan how do you have so much optimism thank you valor this is something i've talked

bay duncan nasıl bu kadar iyimsersiniz teşekkürler valor bu

about before i i try to be optimistic and i always try to look on the positive side

daha önce bahsettiğim bir şey ben iyimser olmaya çalışıyorum ve her zaman olaylara olumlu tarafından bakmaya çalışıyorum,

of things even though quite often during my day i will see things that upset me or maybe

günümde oldukça sık olsa da beni üzen veya belki de katılmadığım şeyler göreceğim

something that i disagree with but i don't let it get too much in into my brain you see

ama bunun beynime çok fazla girmesine izin vermiyorum, anlıyor musun

because then it becomes unhealthy so i always try to look on the bright side the good side

çünkü o zaman sağlıksız oluyor bu yüzden her sabah uyandığımda hep iyi tarafından bakmaya çalışıyorum

every time i wake up in the morning i know i've said this before but every time i wake

bunu daha önce söylediğimi biliyorum ama

up in the morning i always have a smile on my face because i think about all the people

sabah her uyandığımda yüzümde hep bir gülümseme oluyor çünkü

who didn't wake up and will never wake up ever again so i get another chance i get another

uyanmamış ve bir daha asla uyanmayacak olan tüm insanları düşünüyorum, bu yüzden bir şans daha elde ediyorum, hayatın bir günü daha elde ediyorum,

day of life isn't it amazing so it is pretty incredible it is pretty amazing when you think

bu harika değil mi, bu yüzden oldukça inanılmaz, düşündüğünüzde oldukça harika

about it hello to paulo hello also to oh i think we might have someone in china do we

paulo'ya merhaba ayrıca oh'a merhaba sanırım çin'de birileri olabilir mi şu

have china watching at the moment hello china nice to see you here as well this weekend

anda çin izliyoruz merhaba çin sizi de burada görmek güzel bu hafta sonu

we will be celebrating a special moment just a small moment so next sunday mr steve and

özel bir anı kutlayacağız sadece küçük bir an yani önümüzdeki pazar bay steve ve

myself we will be celebrating a little occasion just a small one it will be eight years eight

kendim küçük bir olayı kutlayacağız, sadece küçük bir olay sekiz yıl olacak buraya wenlock'a taşınalı sekiz yıl olacak

years since we moved here to much wenlock eight years now the reason why i'm mentioning

sekiz yıl şimdi

that is because i can't believe how fast the time has gone i can't believe already i've

bundan bahsetmemin nedeni zamanın ne kadar hızlı olduğuna inanamıyorum. gitti inanamıyorum zaten

been here for eight years seems incredible but it's true

sekiz yıldır burada olduğuma inanılmaz geliyor ama bu doğru

dang chow says i am under china oh i see do you mean you are beneath china your your position

dang chow çin altındayım diyor

your country so maybe you are in vietnam perhaps am i right perhaps you are in vietnam

haklısın belki de vietnam'dasın

luciana says that is a very peaceful place you have there have you got an orchard or

luciana orası çok huzurlu bir yer diyor orası meyve bahçen var mı yoksa

do you grow any vegetables i don't we've never grown any vegetables in the garden however

sebze mi yetiştiriyorsun ben bahçede hiç sebze yetiştirmedik ama

we do have some apples on our little apple tree and they come out every year and we normally

elmalarımız var bizim küçük elma ağacımız ve onlar her yıl çıkıyorlar ve normalde

pick them off mr steve likes to eat the apples from the tree

onları toplarız bay steve ağaçtan elmaları yemeyi sever

lewis says rain rain go away come back another day i wish it would but at the moment across

lewis yağmur yağmur git başka bir gün geri gel keşke gelse ama şu anda

the uk we are getting a lot of rain in fact in the north of england there is a lot of

uk genelinde biz alıyoruz çok yağmur aslında ingiltere'nin kuzeyinde çok

flooding a lot of people are experiencing flooding at the moment which is not much good

sel var birçok insan şu anda sel yaşıyor ki bu pek iyi değil

really it's not much fun

gerçekten pek eğlenceli değil hadi

let's have a look at some unusual words would you like to see some strange english words

bazı sıra dışı kelimelere bir göz atalım görmek ister misiniz bazı garip ingilizce kelimeler

okay then here we go on your screen right now you are going to see some english words

tamam o zaman işte şimdi ekranınıza geçiyoruz bazı ingilizce kelimeler göreceksiniz bu

they are real words by the way they're not made up they're not fictitious or fake they

arada bunlar gerçek kelimeler uydurma değiller hayali veya sahte değiller

are strange english words that are used sometimes or quite often in the english language so

kullanılan garip ingilizce kelimeler İngilizce dilinde bazen veya oldukça sık, bu yüzden

let's have a look shall we at the first word

ilk kelimeye bir göz atalım,

the first word is syncopate syncopate now this is an interesting word because it can

ilk kelime senkopat senkopattır, şimdi bu ilginç bir kelime çünkü bir dili

also re refer to something that we do when we are using a language so the word syncopate

kullanırken yaptığımız bir şeye de atıfta bulunabilir.

as a verb means to soften or strengthen a beat in music so if you make the rhythm or

fiil olarak senkop kelimesi, müzikteki bir ritmi yumuşatmak veya güçlendirmek anlamına gelir, bu nedenle

the beat in a musical piece if you make it softer or if you slowly make it louder or

bir müzik parçasındaki ritmi veya ritmi yaparsanız, daha yumuşak yaparsanız veya yavaşça daha yüksek veya

stronger it is called syncopate you syncopate and to shorten the pronunciation of a word

daha güçlü hale getirirseniz, senkop olarak adlandırılır, senkop yapar ve kısaltırsınız bir kelimenin telaffuzu

so sometimes when we want to pronounce a word and we don't want to say the whole word we

yani bazen bir kelimeyi telaffuz etmek istediğimizde ve kelimenin tamamını söylemek istemediğimizde

can actually leave parts of the word out a good example is library library so a lot of

aslında kelimenin bazı kısımlarını dışarıda bırakabiliriz buna iyi bir örnek kütüphane kütüphanesidir, bu yüzden pek çok

people say i am going to the library to read some books but in fact the word itself is

insan gideceğim der bazı kitapları okumak için kütüphane ama aslında kelimenin kendisi

pronounced library library but people say library library i suppose another good example

kütüphane kütüphanesi olarak telaffuz ediliyor ama insanlar kütüphane kütüphane diyorlar sanırım başka bir güzel örnek de

is saturday saturday people will say saturday saturday i will see you on saturday so instead

of saying saturday they say saturday

cumartesi cumartesi

i don't know why i'm losing my voice today i have no idea why saturday so if you shorten

Bugün neden sesimi kaybediyorum bilmiyorum neden cumartesi hiçbir fikrim yok bu yüzden söylemeyi

the pronunciation of a word to make it easier to say another good example is gloucester

kolaylaştırmak için bir kelimenin telaffuzunu kısaltırsanız başka bir iyi örnek de gloucester

gloucester so gloucester is actually a different pronunciation to the actual spelling of the

gloucester yani gloucester aslında kelimesinin gerçek yazılışından farklı bir telaffuzdur. i

word we will say i am going to gloucester to visit my auntie but in fact the spelling

[ __ ] goucester'a teyzemi ziyarete gideceğim diyeceğimiz kelime ama aslında

of gloucester is not as it is pronounced there are extra words or extra letters in that word

gloucester'ın yazılışı söylendiği gibi değil fazladan kelimeler veya o kelimede söylenmesi daha

that are not pronounced because it's easier to say i suppose another example is lester

kolay olduğu için telaffuz edilmeyen fazladan harfler var sanırım başka bir örnek lester

leicester which is a large town in the uk in the midlands leicester so it is often true

leicester, leicester'ın orta kesimlerinde, birleşik krallık'ta büyük bir kasabadır, bu yüzden

that we do shorten words we shorten them when we are actually pronouncing them because it's

kelimeleri kısalttığımız doğrudur, onları aslında telaffuz ederken kısaltırız çünkü

just easier to say easier to say

söylemesi daha kolay, söylemesi daha kolay

andy says i have a problem pronouncing reliable reliable well reliable is not normally shortened

andy, telaffuz etmekte sorun yaşadığımı söylüyor güvenilir güvenilir iyi güvenilir normalde kısaltılmaz, bu

so these are words that are really shortened in general use so i'm not talking about mispronouncing

yüzden bunlar genel kullanımda gerçekten kısaltılan kelimelerdir, bu yüzden kelimeleri yanlış telaffuz etmekten bahsetmiyorum, kelimelerin gerçekten konuşulduklarında

the words i'm talking about acceptable forms of words when they are actually spoken which

kabul edilebilir biçimlerinden bahsediyorum ki bu

is a very different thing indeed here's another word for you we're looking at some strange

gerçekten çok farklı bir şey işte sana bir kelime daha tuhaf

english words this is english addict on wednesday as we approach oh we're coming up towards

ingilizce kelimelere bakıyoruz bu çarşamba günü yaklaşırken ingilizce bağımlısı oh biz İngiltere'de saat üçe doğru geliyoruz

three o'clock here in the uk three o'clock in the afternoon here's another word cursory

burada öğleden sonra saat üçte işte başka bir kelime üstünkörü

cursory it is a noun a brief quick action or moment of time so something you do very

üstünkörü kısa bir hızlı eylem veya an anıdır, bu nedenle çok hızlı bir şekilde üstünkörü yaptığınız bir şeydir,

quickly cursory so if you do something fast quickly or during a very short period of time

bu nedenle hızlı bir şekilde veya çok kısa bir süre içinde hızlı bir şey yaparsanız,

the action is named as a cursory view or a cursory look so you will look at something

eylem üstünkörü görünüm veya üstünkörü bakış olarak adlandırılır, böylece görüneceksiniz

very quickly briefly cursory it is a real word and it is used quite often in english

çok hızlı bir şeyde kısaca üstünkörü gerçek bir kelimedir ve İngilizce'de oldukça sık kullanılır

here's a good one a lot of people use this word to describe me quite often this word

işte iyi bir kelime birçok insan beni tanımlamak için bu kelimeyi oldukça sık kullanır bu kelime

is adult adult that is how you pronounce the word it is an adjective and it describes appearing

yetişkin yetişkin yani kelimeyi nasıl telaffuz ederseniz edin sıfat ve

unable to think so if a person appears unable to use their brain or to remember things maybe

düşünemez görünmeyi tanımlar, bu nedenle, eğer bir kişi beynini kullanamıyor veya bir şeyleri hatırlayamıyor gibi görünüyorsa, belki

you you could say you seem very adult today mr duncan you seem adult a person who has

siz bugün çok yetişkin göründüğünüzü söyleyebilirsiniz bay duncan, düşünmekte güçlük çeken bir yetişkin gibi görünüyorsunuz

difficulty thinking or they appear to have difficulty thinking we can say that they are

veya düşünmekte güçlük çekiyor gibi görünüyorlar

adult also another meaning of adult is there it is a rotten egg so an old rotten egg can

yetişkin de diyebiliriz yetişkinin bir başka anlamı da orda çürük yumurta var yani eski çürük yumurta da

also be described as adult so if an egg has been left too long it's gone bad and perhaps

yetişkin olarak nitelendirilebilir yani bir yumurta çok uzun süre bırakılırsa bozulur ve belki

you can no longer eat it we can say that it is adult adult appearing unable to think or

artık onu yiyemezsiniz. düşünemeyen yetişkin yetişkin veya

a rotten egg adult

çürük yumurta yetişkin diyebiliriz

another strange english word for you oh i like this word

sizin için başka bir garip ingilizce kelime oh bu kelimeyi beğendim

this word salacious salacious

müstehcen müstehcen

this once again is an adjective the word salacious means a sensational or exciting event salacious

bu yine bir sıfat müstehcen kelimesi sansasyonel veya heyecan verici bir olay anlamına müstehcen

or perhaps and more commonly a scandalous story of a sexual nature

veya belki ve daha yaygın olarak cinsel içerikli skandal bir hikaye

so when we talk about a salacious story or maybe something you've heard from another

bu nedenle müstehcen bir hikayeden veya belki başka bir kişiden duyduğunuz bir şeyden bahsettiğimizde

person we can describe it as salacious gossip salacious a sensational or exciting event

bunu müstehcen dedikodu müstehcen sansasyonel veya heyecan verici bir olay

or a scandalous story often of a sexual nature

veya genellikle cinsel içerikli skandal bir hikaye olarak tanımlayabiliriz.

naughty another one now oh that's an interesting word the spelling and

yaramaz başka biri şimdi oh bu ilginç bir kelime yazım ve

also the pronunciation is very interesting dichotomy a dichotomy it is a noun and it

telaffuz çok ilginç ikilik bir ikilik bu bir isim ve

names the contrast between two things seen as opposites or as entirely different the

iki şey arasındaki zıtlığı zıt veya tamamen farklı olarak adlandırıyor

dichotomy of two things so maybe you might say the dichotomy of science and religion

iki şeyin ikiliği bu yüzden belki diyebilirsiniz bilim ve din ikilemi

you might say that those two things quite often are opposites they are seen as contrasting

bu iki şeyin oldukça sık zıt olduğunu söyleyebilirsiniz

each other quite often in general conversation dichotomy i like that word here's another

genel konuşmada oldukça sık birbirlerinin zıttı olarak görülürler ikilem bu kelimeyi beğendim işte bir

one oh another interesting word fallacy fallacy noun it is a noun an untrue or mistaken belief

tane daha oh başka bir ilginç kelime ya da yanlış bir inanç

or an untruth stated as fact so something that is said that is wrong it is incorrect

ya da gerçek olmayan bir gerçek olarak ifade edildi, yani söylenen bir şey yanlıştır yanlıştır yanlıştır

it is a fallacy it is wrong people are saying something and they believe it is true but

yanlıştır insanlar bir şey söylüyor ve bunun doğru olduğuna inanıyorlar ama

you can say no that is a fallacy it is a fallacy it is not true the thing you have heard is

hayır diyebilirsiniz bu bir yanılgıdır bu bir yanılgıdır doğru değil duyduğun şey

not true it is a fallacy i like that here's another one oh here's an interesting word

doğru değil bu bir yanılgı hoşuma gitti işte bir tane daha

if you are a fan of movies this word was used in a very famous movie starring i think you

know who i mean ditto is the word ditto this particular word is a noun and it means to

aynen demek aynen kelimedir bu belirli kelime bir isimdir ve daha önce

state something which has already been said it has been said once and is being repeated

söylenmiş bir şeyi belirtmek anlamına gelir, bir kez söylendi ve

or said again to respond with the same words so quite often we use that in an informal

aynı kelimelerle yanıt vermek için tekrarlanıyor veya tekrar söyleniyor, bu yüzden bunu gayri resmi bir şekilde sıklıkla kullanıyoruz.

way so quite often informally you might hear a person say something and you think the same

yol o kadar sık ​​gayri resmi olarak bir kişinin bir şey söylediğini duyabilirsiniz ve siz de aynı

thing so you will say ditto it means yes i think the same thing the same thing and of

şeyi düşünürsünüz, bu yüzden evet aynı şeyi düşünüyorum anlamına gelir ve

course there was that famous movie with patrick swayze and demi moore called ghost oh my love

elbette patrick swayze ve demi moore'un rol aldığı hayalet adlı o ünlü film vardı. ah aşkım

my darling

sevgilim

and in that movie demi moore says i love you and patrick swayze says ditto it means the

ve o filmde demi moore seni seviyorum diyor ve patrick swayze

same thing so he's saying i love you as well

aynı şeyi söylüyor yani o da seni seviyorum diyor

i have a feeling that patrick swayze in that movie had relationship or difficulty bonding

o filmde patrick swayze'nin ilişki yaşadığını veya bağ kurmakta

or showing his affection you see i think that was why he said ditto you see because he didn't

veya göstermekte zorluk çektiğini hissediyorum sevgisini görüyorsun bence bu yüzden aynısını söyledi çünkü

really want to say i love you you say in the movie

gerçekten seni sevdiğimi söylemek

that's it yes sam didn't say i love you to molly he wouldn't say it yes you are right

istemedi filmde öyle dedin evet sam seni seviyorum demedi molly'ye söylemedi evet haklısın

so it just means the same thing the same thing the same thing i just you just said i think

yani bu aynı anlama geliyor aynı şey aynı şey az önce söyledin bence de aynı

as well you respond with the same words without actually using them ditto here's another one

kelimeleri kullanmadan aynı kelimelerle cevap veriyorsun

clarify oh i like this word now i suppose over the past four years we have had to do

işte bir tane daha açıkla Son dört yılda, neyin gerçek veya neyin doğru olduğunu bulmaya çalışırken

a lot of explaining and a lot of research trying to find out what is real or what is

çok fazla açıklama yapmak ve çok araştırma yapmak zorunda kaldık.

the truth to clarify to make something easier to understand to make a point clearer to prevent

a misunderstanding using clarity so quite often if you explain something in a very easy

çoğu zaman bir şeyi çok kolay

or clear way we can say that you are offering clarity the clarity is what you are actually

veya net bir şekilde açıklarsanız, netlik sunduğunuzu söyleyebiliriz.

trying to express you are trying to make something appear clear and easy to understand clarify

you are trying to make something appear more understandable here's another word oh i like

daha anlaşılır görünün işte başka bir kelime oh

this word very similar to one we had earlier

bu kelimeyi daha önce kullandığımız bir kelimeye çok benziyor

erroneous oh erroneous it is an adjective it is a word that describes an untruth or

hatalı oh hatalı bu bir sıfattır bu bir doğru olmayanı veya

a mistaken belief so a person that is saying something that is not true you can say that

yanlış bir inancı anlatan bir kelimedir yani doğru olmayan bir şey söyleyen bir kişi

it is erroneous it is an error you are saying something that is not true an untruth or mistaken

yanlış olduğunu söyle bunun bir hata olduğunu doğru olmayan bir şey söylüyorsun doğru olmayan veya yanlış bir

belief to say something that is wrong or untrue erroneous i like that word so i hope you enjoyed

inanç yanlış veya yanlış bir şey söylemek bu kelimeyi beğendim bu yüzden umarım

that feel free to write them down or of course you can always watch my lesson later so this

beğenmişsindir bunları yazmaktan çekinme dersimi daha sonra her zaman izleyebilirsiniz, böylece bu

video will be available later on youtube and there will be captions later so if you are

video daha sonra youtube'da mevcut olacak ve altyazılar daha sonra olacak, bu yüzden

watching this now live can i just say that there will be captions subtitles here later

bunu şimdi canlı izliyorsanız, daha sonra burada altyazılar olacağını söyleyebilirim,

on so you can watch this again hello yanto yanto says i love your cap thank you very

böylece tekrar izleyebilirsiniz merhaba yanto yanto, şapkanı çok sevdiğimi söylüyor, çok teşekkür ederim,

much

i've had this cat for a long time in fact i noticed today it's starting to look a little

bu kedi uzun zamandır bendeydi aslında bugün fark ettim biraz kirli görünmeye başladı, bu yüzden

bit dirty so i might i might have to put my hat in the washing machine to give it a little

şapkamı vermek için çamaşır makinesine koymam gerekebilir

bit of a clean i think so hello gia roy

biraz temiz bence bu yüzden merhaba gia roy anlaşılır bir şekilde

articulately oh yes that's a good one so if you are you are expressing or explaining something

oh evet bu iyi bir soru, yani eğer bir şeyi net bir şekilde ifade ediyorsanız veya açıklıyorsanız,

clearly we can say that you are explaining it articulately so yes articulately or in

bunu anlaşılır bir şekilde açıkladığınızı söyleyebiliriz, bu yüzden evet açıkça veya

an articulate way so articulate means clear something you can understand a person who

anlaşılır bir şekilde çok net bir şekilde açıklıyorsunuz açık bir şey anlamına gelir, anlayabilirsiniz,

speaks maybe too quickly or maybe they use too many big words we can say that they are

belki çok hızlı konuşan bir kişi veya belki çok fazla büyük kelime kullanırlar, bunların anlaşılmaz olduğunu söyleyebiliriz

inarticulate and then the opposite is articulate so an articulate person is a person who can

ve bunun tersi, açık sözlüdür, yani açık sözlü bir kişi,

be understood very easily

çok kolay anlaşılabilen bir kişidir

moises is here moises martin is here i am sorry for being late it's all right don't

moises burada moises martin geldi geç kaldığım için özür dilerim sorun değil merak etme endişelenmene gerek yok

worry don't worry you don't have to worry about it it's fine by me for those who just

bana yeni katılanlar için sorun yok

joined me yes my name is duncan i talk about english and today we have well first of all

evet benim adım duncan ingilizce konuşuyorum ve bugün iyiyiz öncelikle

we have our mystery idiom here it is the mystery idiom it is a well-known phrase in the english

gizemli deyimimiz var burada bu gizemli deyim ingilizcede iyi bilinen bir deyim

language all you have to do is let me know what you think it is and also give me the

tüm yapmanız gereken bana bunun ne olduğunu düşündüğünüzü söylemek ve aynı zamanda bana

meaning i will give you the answer to that in a few moments from now so don't worry i

anlamını vermek bunun cevabını birkaç dakika sonra vereceğim merak

haven't forgotten and yes you can catch me on sunday and wednesday for those who are

etmeyin unutmadım ve evet pazar çarşamba 14:00 uk saat ingilizce ne zaman pazar günü olduğumu merak edenler için beni pazar ve çarşamba yakalayabilirsiniz

wondering when i'm on sunday wednesday 2 p.m uk time english addict right here on youtube

bağımlı tam burada youtube'da

hello also oh louis says

merhaba ayrıca oh louis

fallacia fallacia felicia is a word common to spanish and portuguese and maybe it is

fallacia diyor fallacia felicia ispanyolca ve portekizcede ortak bir kelimedir ve belki de

spelt in the same way a fallacy yes well in english we often say fallacy to mean something

aynı şekilde hecelenir.

that is untrue something that is said that is not true or accurate

bu doğru ya da kesin değil

today is a historic day it is a very historic day today because we have the inauguration

bugün tarihi bir gün bugün çok tarihi bir gün çünkü

of joe biden as the president of the usa he will be the 46th president as number 45 says

joe biden'ın abd başkanı olarak göreve başlama törenimiz var o 46. başkan olacak çünkü 45 numara veda ediyor

goodbye in fact i think it's already happened i think maybe right now as i speak to you

aslında bence çoktan oldu sanırım belki şu anda seninle konuşurken

i think it's happening right now

bunun şu anda olduğunu düşünüyorum yani beni mi

so are you are you watching me or are you watching the inauguration of joe biden i'm

izliyorsun yoksa joe biden'ın yemin törenini mi izliyorsun

not sure anyway in the news yesterday they were talking about donald trump because apparently

zaten emin değilim dünkü haberlerde donald trump hakkında konuşuyorlardı çünkü görünüşe göre

just before he leaves office he's going to pardon lots of people he's going to let them

görevden ayrılmadan hemen önce birçok insanı affedecek onları

off or forgive them of their crimes

salıverecek ya da suçlarını affedecek siz affedersiniz affedersiniz bağışlarsınız

you forgive you pardon you absolve so you remove guilt from that person or maybe you

böylece o kişiden suçu kaldırırsınız ya da belki

are willing to forget about that thing so perhaps a person has done something bad something

o şeyi unutmaya razısınızdır yani belki bir kişi kötü bir şey yaptı

wicked maybe they've done something personally to you and then perhaps that person apologizes

kötü bir şey belki size kişisel olarak bir şey yaptı ve sonra belki o kişi özür diler ne iyi yaparsınız

what do you do well quite often you will forgive that person quite often if someone has the

sık sık o kişiyi affedersiniz, eğer birisi

strength to come forward and apologize for their for their bad actions then quite often

öne çıkıp yaptıkları için özür dileme gücüne sahipse kötü davranışlar o zaman sık sık

you will forgive that person you pardon that person i suppose the word pardon seems a little

o kişiyi affedeceksin o kişiyi affedeceksin sanırım af kelimesi biraz

old-fashioned i'm not even sure if people say that anymore in law we will often do it

eski moda görünüyor insanların artık hukukta bunu sık sık yapacağımızı söylediğinden bile emin değilim bu yüzden

so in law people will pardon another person if they have been proved to be innocent of

hukukta insanlar başka birini affedecek kişi bir suçtan masum olduğu kanıtlandıysa,

a crime so that's what's happened with donald trump over the past 24 hours he has pardoned

yani son 24 saat içinde donald trump'ın başına gelen buydu, en

some people who have done bad things

including one of his closest advisors as well so what about you do you forgive easily if

yakın danışmanlarından biri de dahil olmak üzere kötü şeyler yapmış bazı insanları affetti, peki ya siz kolayca affeder misiniz?

someone does something to you if someone hurts your feelings are you good at forgiving especially

biri size bir şey yaparsa, biri duygularınızı incitirse, özellikle

when it comes to families so from my own experience

aileler söz konusu olduğunda affetme konusunda iyi misiniz, bu yüzden kendi deneyimlerime göre

sometimes it can be very hard to forgive someone for the things they've said especially if

bazen birini söyledikleri şeyler için affetmek çok zor olabilir, özellikle de bu kişiler

they are people within your family you see so it can be difficult to forgive someone

sizin içinizdeki insanlarsa. Gördüğünüz aile, bu yüzden birini affetmek zor olabilir

and i suppose also it depends what they've done so if someone has done something really

ve sanırım bu onların ne yaptığına da bağlı, bu yüzden eğer biri gerçekten

bad and awful perhaps it is very hard to forgive that person vittorius says i know it is wrong

kötü ve korkunç bir şey yaptıysa, o kişiyi affetmek belki de çok zordur vittorius bunun yanlış olduğunu biliyorum

but i do tend to hold grudges well i suppose i'm a little bit like that i will be honest

ama ben kin tutma eğilimindeyim sanırım biraz öyleyim sana karşı dürüst olacağım biliyorum

with you i know i've mentioned this before so it isn't a secret but i do sometimes hold

bundan daha önce bahsetmiştim bu yüzden bir sır değil ama bazen bir

grudges against people who've done something bad to me and sometimes people are bad they

şeyler yapmış insanlara kin beslerim benim için kötü ve bazen insanlar kötüdür onlar

are cruel they say things they do things that might hurt your feelings or make you feel

zalimdir şeyler söylerler duygularını incitecek veya seni

upset they might even cause real harm in your life so quite often if a person does something

üzecek şeyler yaparlar hayatında gerçek bir zarara bile neden olabilirler o kadar sıklıkla bir insan gerçekten kötü bir şey yaparsa

really bad you might find it difficult to forgive them you might hold a grudge grudge

sen de onu bulabilirsin onları affetmek zor kin besleyebilirsin kin besleyebilirsin

so you feel bitter you feel that hatred towards that person you you you can't forgive them

bu yüzden acı hissedersin o kişiye karşı o nefreti hissedersin sana

for what they did so you hold a grudge and i must be honest sometimes i am a little bit

yaptıkları için onları affedemezsin bu yüzden kin besliyorsun ve dürüst olmalıyım bazen ben biraz

like that i am a little bit like that in life if a person really does upset me and cause

öyleyim hayatta biraz böyleyim, eğer biri beni gerçekten üzüyorsa ve

well cause harm maybe they say something maybe they insult me in some way it does happen

zarar veriyorsa, belki bir şeyler söylüyordur, belki bir şekilde bana hakaret ediyordur, bu

a lot in real life not on the internet i don't care about the internet if people say bad

gerçek hayatta çok oluyor, internette değil umrumda değil internet hakkında insanlar

things about me on the internet i don't really care about that because that's not real life

internette benim hakkımda kötü şeyler söylerse bunu gerçekten umursamıyorum çünkü bu gerçek hayat değil

but i mean in real situations in your family or people that you have close personal contact

ama gerçek durumlarda ailenizde veya yakın kişisel iletişim kurduğunuz kişilerde demek istiyorum

with says joe biden is now the 46th president of the united states oh i see so has it just

joe biden artık amerika birleşik devletleri'nin 46. başkanı oh anlıyorum, az önce böyle mi oldu,

happened is that it is that breaking news ladies and gentlemen we are now officially

bayanlar ve baylar, artık resmi olarak

free of president trump

başkan kozundan kurtulduk,

thank you anna for letting me know

anna'ya bana bildirdiğiniz için

are pardon and forgive always interchangeable or are they complete synonyms yes i suppose

af ve affetmenin her zaman birbirinin yerine geçebileceğini veya tamamen eşanlamlı mı olduklarını bildirdiğiniz için teşekkür ederim evet, sanırım

if you pardon someone you are allowing them to to to release their guilt or maybe a person

birini affederseniz, suçunu salıvermesine izin veriyorsunuz ya da belki bir

who who has been accused of doing something you see you pardon them you pardon them but

şey yapmakla suçlanan bir kişiyi affediyorsunuz, affediyorsunuz ama

quite often it is it is used as a synonym with forgive so you forgive someone for their

çoğu zaman affetmekle eşanlamlı olarak kullanılıyor. yani birini

for their wrongdoing you pardon that person you say okay okay but in law i think the the

suçundan dolayı affediyorsunuz o kişiyi affediyorsunuz tamam tamam diyorsunuz ama hukukta bence

the difference is is quite definite because in law if you pardon someone you take away

fark oldukça kesin çünkü hukukta birini affederseniz onun

their criminal act you are actually removing it you are taking taking it away so maybe

suç eylemini ortadan kaldırmış olursunuz aslında onu ortadan kaldırmış olursunuz onu alıp götürmek belki

a person who is in prison will be released because you have pardoned them you have allowed

hapiste olan bir kişi salıverilir çünkü onu affettiniz

them to to release their guilt for the thing that they've done

while says mr duncan we love you thank you very much that's very kind of you valentina

Bay Duncan sizi seviyoruz çok teşekkür ederim bu çok çok naziksiniz valentina

says i always forgive my relatives i always forgive them for the things that they've done

akrabalarımı her zaman affederim der, yaptıkları şeyler için onları her zaman affederim

yes well we often say that forgiveness is something that that is seen as virtuous you

evet peki biz sık sık affetmenin erdemli görülen bir şey olduğunu söyleriz

see forgive and forget so that is an expression we often use in english that means you forgive

affet ve unut bu yüzden bu sık sık kullandığımız bir ifadedir İngilizce'de bu,

someone and then you move on with your life so maybe in a family situation you might forgive

birini affedersiniz ve sonra hayatınıza devam edersiniz, yani belki bir aile durumunda,

someone in your family for doing something you forgive them and hopefully after that

ailenizden birini bir şey yaptığı için affedebilirsiniz, onları affedersiniz ve umarım o

point you will both move on and maybe reconnect

noktadan sonra ikiniz de devam edersiniz ve belki yeniden bağlantı kurarsınız

i always forgive those who apologize thank you reham yes that is a very good point actually

ben her zaman affederim özür dileyenler teşekkür ederim reham evet bu çok iyi bir nokta aslında

i think actually belarusia said the other day as well that forgiving sorry saying sorry

bence aslında geçen gün belarusya da affetmenin özür dilemenin özür

apologizing is the hardest thing to do because it shows good character it takes a lot of

dilemenin yapılması en zor şey olduğunu çünkü iyi bir karakter gösterdiğini çok şey gerektirdiğini çok şey

it takes a lot of courage to actually say sorry so if you are willing to go to the person

gerektirdiğini söyledi gerçekten özür dileme cesareti bu yüzden eğer kırdığın kişiye gitmeye

that you have wronged and you are willing to apologize to them i think that's a very

ve onlardan özür dilemeye istekliysen bence bu

difficult thing to do a very hard thing to do and in many cases it might be seen as very

yapılması çok zor bir şey ve birçok durumda yapılması çok zor bir şey olabilir. aynı zamanda çok cesur olarak görülüyor sen de

brave as well you see very brave

çok cesur görüyorsun

marietta says time helps injuries to heal and with time we may be able to pardon and

marietta zamanın yaraların iyileşmesine yardımcı olduğunu söylüyor ve zamanla affedebiliriz ve

see things in a different light yes i think you are right yes that is very true so maybe

olayları farklı bir açıdan görebiliriz evet bence haklısın evet bu çok doğru bu yüzden belki

if you are willing to forgive someone perhaps also the forgiveness or the apology might

istersen birini affetmek belki de affetme veya özür

come much later and this is another thing that happens in families so maybe you might

çok daha sonra gelebilir ve bu ailelerde olan başka bir şeydir, bu nedenle belki

find that a parent or a child might over the years become very distant because of a certain

bir ebeveynin veya bir çocuğun belirli bir

thing or a certain event that happened but then many years later they might decide to

şey veya belirli bir olay nedeniyle yıllar içinde çok uzaklaştığını görebilirsiniz. bu oldu ama sonra yıllar sonra

speak to each other again and then they forgive and forget maybe one person apologizes and

birbirleriyle tekrar konuşmaya karar verebilirler ve sonra affederler ve unuturlar belki bir kişi özür diler ve

the other person is willing to forgive them and then everything can move forward i think

diğer kişi onları affetmeye isteklidir ve sonra her şey ilerleyebilir bence bu yüzden

so yes time is a very good healer i think so

evet zaman çok güzel şifacı bence bu yüzden

we all make mistakes i think so we all make mistakes i make mistakes you make mistakes

hepimiz hata yaparız bence bu yüzden hepimiz hata yaparız ben hata yaparım

even the birds outside in my garden they quite often make mistakes for example when they

bahçemdeki kuşlar bile sık sık hata yaparlar örneğin

fly into my window you see they're flying and then suddenly they fly into my window

pencereme uçtuklarında uçtuklarını görürsünüz ve sonra aniden pencereme uçuyorlar,

so that is a mistake

bu bir hata

and sometimes they leave a little piece of poo on my window you see so i'm waiting for

ve bazen pencereme küçük bir kaka parçası bırakıyorlar, bu yüzden

the birds to come back and apologize for the mess that they left on my window when they

kuşların geri gelmesini ve yanlışlıkla uçtuklarında penceremde bıraktıkları pislik için özür dilemelerini bekliyorum.

accidentally flew into it

we have to pardon in order to be pardoned because we all make mistakes yes i think so

affedilmek için affetmeliyiz çünkü hepimiz hata yaparız evet bence bu yüzden

i think you are right berlin says don't forget to click like to show your appreciation yes

haklısın berlin diyor takdirini göstermek için beğene tıklamayı unutma evet

i think that's a very kind thing to say yes like and subscribe i suppose might be a good

bence bu çok nazik bir şey evet beğen ve abone olun, sanırım

thing to to add here add like and subscribe if you like this then subscribe if you don't

buraya eklemek için iyi bir şey olabilir, ekleyin, beğenin ve abone olun, beğendiyseniz abone olun, beğenmediyseniz abone olun,

like it then you don't have to it's not the law you'll be pleased to hear so don't forget

o zaman yapmak zorunda değilsiniz, bu yasa değil, duymaktan memnun olacaksınız, bu yüzden don

to give me a lovely big like if you like what you're seeing give me a like and subscribe

Bana kocaman bir like atmayı unutma, eğer gördüklerini beğendiysen, bana bir like at ve abone ol,

as well

so what about you are you good at forgiving other people they say forgiveness is something

peki ya sen diğer insanları affetmede iyisin, affetmenin

that is a very hard thing to do sometimes it is just too hard to forgive another person

yapılması çok zor bir şey olduğunu söylerler. bazen başka birini affetmek çok zor

ah that's interesting mogmog says when i can't forgive someone i just try my best to forget

ah bu ilginç mogmog diyor ki birini affedemediğimde onu unutmak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum başlarına

them hmm i think so this is one of the problems that many people face in their lives maybe

something that happened to them maybe a person said something to them something hateful something

geldi belki biri onlara bir şey söyledi nefret dolu bir şey

that has harmed them and maybe they carry that thing through their life it is something

onlara zarar verdi ve belki o şeyi hayatları boyunca taşıyorlar bu

they can't get rid of it stays there in their mind so yes it can be a very difficult thing

kurtulamadıkları bir şey akıllarında kalıyor bu yüzden evet çok zor olabilir

to go through if someone does something bad to you quite often it is true that you must

biri size kötü bir şey yaparsa sık sık yaşanacak bir şey bu doğru

try to forgive and if you can't forgive try to forget

affetmeyi denemeniz gerekir ve eğer affedemiyorsanız unutmaya çalışın bence bu

i think that's quite good advice actually i think that's very good advice do you forgive

oldukça iyi bir tavsiye aslında bence bu çok iyi bir tavsiye kolay affeder misiniz

easily

oh yes some very interesting messages coming up today

oh evet bugün bazı çok ilginç mesajlar geliyor

raham says people reap what they sow so forgive now that phrase is quite interesting if you

raham diyor ki insanlar ne ekerse onu biçerler bu yüzden bağışlayın şimdi bu ifade oldukça ilginç eğer siz ne

reap what you sow quite often we are expressing the the act of doing something bad and then

ekerseniz onu biçersiniz oldukça sık sık kötü bir şey yapma eylemini ifade ediyoruz ve sonra

eventually that thing will come back to you you reap what you sow so if you do good things

o şey sonunda geri gelecek Ne ekersen onu biçersin, bu yüzden hayatında iyi şeyler yaparsan,

in your life then the belief is that you you will get good things in return you will have

karşılığında iyi şeyler alacağına olan inanç, sana

good things coming back to you and the opposite is also true if you do bad things in your

iyi şeylerin geri döneceğine ve hayatında kötü şeyler yaparsan bunun tersi de doğrudur.

life then maybe bad things will come back to you i suppose another word we could use

hayat o zaman belki kötü şeyler sana geri döner sanırım kullanabileceğimiz başka bir kelime

is karma karma some people believe that if you do bad things then bad things will come

karma karmadır bazı insanlar kötü şeyler yaparsan kötü şeylerin

back to to you i think so

sana geri döneceğine inanır bence bu yüzden

time obliterates sorrow that's a good one i like that one benjalune asks what is a chairman

zaman üzüntüyü yok eder bir benjalune soruyor başkan nedir

chairman normally a person who is in authority or maybe a person who is in charge maybe a

başkan normalde yetkili bir kişi veya belki yetkili bir kişi belki

person who is in a meeting and maybe they are the main person sitting at the end of

bir toplantıda olan bir kişi ve belki masanın sonunda oturan asıl kişi onlar

the table maybe they are the person who is controlling the meeting they are often described

belki de onlar toplantıyı kontrol eden kişi genellikle

as the chairman of course these days we often say chair person you see because pronouns

başkan olarak tanımlanırlar elbette bu günlerde sık sık başkan kişi deriz çünkü zamirler

and all that you see so chairperson we often say chairperson instead of chairman or chairwoman

ve gördüğünüz her şey bu nedenle başkan genellikle başkan veya başkan kadın yerine başkan deriz

belarusia what about the word rancor rancor is i suppose it is a deep seated bitterness

belarusya rancor kin kelimesine ne dersiniz? sanırım bu derinlere işlemiş bir acılık

or hatred of something your wrinkle is your your your inner anger so anger or bitterness

ya da bir şeye karşı nefret kırışıklığın senin içsel öfken birisine karşı çok öfke ya da acılık bunu

towards someone rancor i like that

seviyorum

i think it's very funny that you are waiting for the birds to say sorry well they never

kuşların özür dilerim demesini beklemen çok komik bence asla

apologize and i do so much for them i put the food out for them i put the water out

özür dilemiyorlar ve Onlar için o kadar çok şey yapıyorum ki, onlar için mamayı koyuyorum, suyu

for them and in the winter i always make sure they have unfrozen water i always put fresh

onlar için koyuyorum ve kışın her zaman donmamış suları olduğundan emin oluyorum,

water outside even during the winter and what do the birds do they never say thank you they

kışın bile dışarıya her zaman tatlı su koyuyorum ve kuşlar ne yaparlar asla teşekkür ederim

fly into my window and they poop everywhere i never get any any thanks for the from the

pencereme uçuyorlar ve her yere kaka yapıyorlar kuşlardan hiç teşekkür alamıyorum

birds

never i am going in a couple of moments thank you very much for your company today i hope

asla birkaç dakika sonra gideceğim bugün arkadaşlığın için çok teşekkür ederim umarım

you've enjoyed today's english addict extra something extra during the week and yes i

bugünün ingilizce bağımlısı ekstradan keyif almışsındır hafta boyunca fazladan bir şey var ve evet

will be back with you on sunday as well from 2 p.m uk time we have mr steve joining us

pazar günü de saat 14:00'ten itibaren sizinle birlikte olacağım, pazar günü Bay Steve de bize katılacak

as well on sunday mr steve will be joining us

Bay Steve bize katılacak

ah should we forgive ourselves

ah kendimizi affetmeli miyiz bu

that's an interesting one can you forgive yourself

ilginç bir tanesi affedebilir misiniz Kendiniz

i suppose if you do something bad it might be hard to come to terms with the thing you've

sanırım kötü bir şey yaparsanız yaptığınız şeyi kabullenmeniz zor olabilir

done something very wicked or evil or heinous a serious crime perhaps yes so i think self-forgiveness

çok kötü ya da şeytani ya da iğrenç ciddi bir suç belki evet yani bence kendini affetmeyi

is very very hard to express in a simple way maybe guilt i think more people feel guilt

basit bir şekilde ifade etmek çok çok zor yol belki suçluluk bence daha fazla insan

than forgiveness towards themselves so maybe something you've done or said perhaps you

kendilerine karşı affetmekten çok suçluluk hissediyor bu yüzden belki yaptığın veya söylediğin bir şey belki içinde

hold the the feeling of guilt or maybe remorse inside so yes i think that's that's a slightly

suçluluk veya pişmanlık duygusu taşıyorsun bu yüzden evet bence bu biraz

different thing but i think yes it's interesting to to note that a person can i suppose forgive

farklı bir şey ama bence evet ilginç Bir insanın

themselves but quite often we say that that person comes to terms with what they've done

kendini affedebileceğini varsaymak gerekirse, ancak çoğu zaman o kişinin yaptıklarıyla hesaplaştığını söyleriz,

they come to terms with it

onunla hesaplaştığınız

thank you very much for your company

için çok teşekkür ederim,

forgiving is the inside or your your inner character the other person sometimes maybe

affetmek içseldir veya içsel karakterinizdir. karşınızdaki kişi bazen

goes away from your life but the important thing is that you forgave them yes just because

hayatınızdan uzaklaşıyor olabilir ama önemli olan sizin onu affetmiş olmanız evet

you forgive someone doesn't mean that everything will be okay afterwards so you might say i

birini affetmeniz sonrasında her şeyin düzeleceği anlamına gelmez bu yüzden ben

forgive you but i'm sorry we can't be friends anymore so i forgive you but i'm sorry we

sizi affediyorum diyebilirsiniz ama üzgünüm ki yapabiliriz' artık arkadaş olmayacağım için seni affediyorum ama üzgünüm

can't be friends anymore unfortunately

artık arkadaş olamayız ne yazık ki evet

yes lewis makes a very good point there that's why donald trump didn't pardon himself because

lewis orada çok iyi bir noktaya değiniyor bu yüzden donald trump kendini affetmedi çünkü

then it would have been a sign of guilt that is true you see so it is often the guilt the

o zaman bu bir suçluluk işareti olurdu doğru görüyorsun yani çoğu zaman başa çıkmakta

feeling of guilt that we we have difficulty handling i think so it is very hard to forgive

zorlandığımız suçluluk duygusu suçluluk duygusu bence bu yüzden kendini affetmek çok zor

yourself because you will also have to admit that you are guilty of something in the first

çünkü bir şeyden suçlu olduğunu da kabul etmen gerekecek her şeyden önce

place

that's it from me for today i will be going in a moment just enough time to give you the

benden bu kadar bugün birazdan size bugünün gizemli deyiminin cevabını vermeye yetecek kadar bir süre içinde gideceğim doğru

answer to today's mystery idiom congratulations to those who got it right quite a few people

yapanları tebrik ederim pek çok kişi

did get the mystery idiom correct here is the answer right now well there you can see

gizemli deyimi doğru anladı işte cevap hemen şimdi

there is an airplane and it's flying away from a door handle the expression is fly off

orada görebilirsiniz uçaktır ve kapı kolundan uçuyor tabiri uçmak, kulptan uçmak ingilizcede bir şeye aniden kızmak veya çileden çıkmak için

the handle it is an idiom that we often use in english to suddenly become angry or outraged

sıklıkla kullandığımız bir deyim

by something to react in a heated way can be described as flying off the handle to explode

hararetli bir şekilde tepki vermek kulptan uçmak olarak tanımlanabilir

with rage is to fly off the handle it is an idiom that we use quite often in english when

öfkeyle patlamak, kontrolden uçmaktır İngilizce'de bir kişinin öfkesine olan inancımızı ifade ederken oldukça sık kullandığımız bir deyimdir,

we are expressing our disbelief in a person's anger so if a person suddenly becomes angry

bu yüzden bir kişi aniden sinirlenirse

or maybe they start shouting and screaming we can say that that person has flown or flew

veya belki bağırmaya ve çığlık atmaya başlarsa bunu söyleyebiliriz. kişi uçup gitti ya da uçup gitti, bu yüzden

off the handle so to fly off the handle is to suddenly become angry or outraged that

uçmak aniden kızmak ya da çileden çıkmak demektir, bu

is it it's almost time to say goodbye almost time to say cheerio thank you very much for

neredeyse vedalaşma zamanı geldi neredeyse tezahürat yapma zamanı, şirketin için çok teşekkür ederim,

your company i hope you've enjoyed this today you can watch it again and later on there

umarım bugün bunu beğenmişsindir tekrar izleyebilirsiniz ve daha sonra

will be captions down there later so if you are watching the repeat i'm hoping that there

altyazılar olacak, bu yüzden tekrarını izliyorsanız umarım

will be some captions for you all you have to do is click on the captions button thanks

sizin için bazı altyazılar olur tek yapmanız gereken altyazı düğmesine tıklamak,

for your company thank you for your lovely involvement today i'm back on sunday mr steve

şirketiniz için teşekkürler güzel katılımınız için bugün pazar günü geri döndüm bay steve de

will be here as well i hope you've enjoyed the last 90 minutes of english addict extra

burada olacak umarım son 90 dakikalık english addict fazladan eğlenmişsinizdir

and i hope you will join me on sunday as well i will give you a few moments to say goodbye

ve umarım pazar günü de bana katılırsınız size birkaç tane vereceğim Birbirimize veda etme anları

to each other this is mr duncan in the birthplace of english saying thanks for watching thanks

bu, ingilizcenin doğum yerindeki Bay Duncan, izlediğiniz için teşekkürler,

for joining me i really do appreciate it and of course until sunday when we meet again

bana katıldığınız için teşekkürler, gerçekten minnettarım ve tabii ki pazar gününe kadar, şimdilik tekrar buluşuyoruz.

ta ta for now