31 Days of Learning English - DAY 20 - improve your English - THE 1980s - 20th October - Sunday

and there it is looking out of the window you can see today it is a little

ve işte pencereden dışarı bakıyor bugün görebilirsiniz biraz

gloomy a little grey it isn't a very bright day however I am here to brighten

kasvetli biraz gri çok parlak bir gün değil ama

your day wherever you are in the world because it is day 20 of 31 days of

dünyanın neresinde olursanız olun gününüzü aydınlatmak için buradayım çünkü bugün 31.gün 20

English in October 2019

Ekim 2019'da İngilizce günleri

when you're in love you know you're in love no matter what they try to do you

aşık olduğunuzda, ne yapmaya çalışırlarsa çalışsınlar aşık olduğunuzu bilirsiniz,

might as well resign yourself to watch your going through if you're a hard man

sert bir adamsanız

or if you're a child it still might get to you who don't kid yourself you've

ya da bir çocuğum, kendini kandırmayan sana hala gelebilir,

seen it all before a million mouths have said that too

hepsini daha önce gördün, bir milyon ağız da bunu söyledi

yes the 1980s we are talking about the 1980s today and that

evet 1980'ler bugün 1980'lerden bahsediyoruz ve bu

was my rendition of a famous song from the 1980s by the Human League hi

benim 1980'lerden ünlü bir şarkının yorumuydu. İnsan Ligi

everybody this is mr. Duncan in England how are you today are you okay I hope so

herkese merhaba, ben mr. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin umarım öyledir

are you feeling nostalgic and happy I hope so I really hope so because today

nostaljik ve mutlu hissediyorsundur umarım öyledir gerçekten umarım öyledir çünkü bugün yine

we are here again yes we have made it all the way today 20 of 31 days of

buradayız evet bugün sonuna kadar geldik 20 Ekimin 31 günü

October and not only that it's Sunday

ve sadece değil bugün pazar

oh yes it is Sunday it is still the weekend how is your weekend are you

oh evet bugün pazar hala haftasonu haftasonunuz nasıl geçiyor hafta sonunuz

having a good weekend I really hope so I'm back again and of course I am with

iyi mi geçiyor gerçekten umarım geri dönmüşümdür ve tabi ki

you for the whole of October for those who are wondering what the heck is this

tüm ekim ayı boyunca sizlerleyim merak edenler için bu

on my computer monitor or mobile device what am i watching you are watching 31

benim bilgisayar monitörümde mi yoksa mobil cihazımda mı ben ne izliyorum siz 31

days of live English I am with you every day to celebrate my 13th year on YouTube

gün canlı ingilizce izliyorsunuz ben youtube'da 13. yılımı kutlamak için her gün sizlerleyim buna

can you believe it and I am with you every day on the screen you can see

inanabiliyor musunuz ve ekranda her gün sizinleyim

right now all of the days and all of the times and now they are gone because it's

şu anda tüm günleri ve tüm zamanları görebilirsin ve şimdi gittiler çünkü

me again hi everybody I hope you are great how is your weekend being has it

yine ben merhaba millet umarım harikasınızdır hafta sonunuz nasıl

been good did you do anything interesting this weekend anything

geçiyor iyi miydi bu hafta sonu ilginç bir şey yaptınız mı

interesting I went shopping this morning very early this morning I went shopping

ilginç bir şey gittim bu sabah çok erken alışveriş yaptım

because the light in my bathroom has broken so I went into town this morning

banyomdaki ışık kırıldığı için alışverişe gittim bu sabah

to get a new light bulb and here it is but the only problem is I can't get it

yeni bir ampul almak için şehre gittim ve işte burada ama tek sorun

out of the box don't you hate it when you buy something like this it is sealed

kutusundan çıkaramıyorum Böyle bir şey aldığınızda nefret etmiyor musunuz,

inside plastic and you can't get into it it is so annoying why do they do that

plastik içinde kapalı ve içine giremiyorsunuz, çok can sıkıcı, neden bunu yapıyorlar,

why do they make things so difficult to open so I can see the light bulb there

neden ampulü görebilmem için bazı şeyleri açmayı bu kadar zorlaştırıyorlar? işte orada

it is but I can't get to it it's so hard to get into this type of packaging

ama ulaşamıyorum bu tür ambalajlara girmek çok zor

because they they seal the whole package and you can't get into it and the worst

çünkü bütün paketi kapatıyorlar ve içine giremiyorsunuz ve en kötü

part of it is that it's made of plastic so you can't tear it

yanı da plastikten yapılmış olması bu yüzden yırtamazsın zorla

you can't break into it it is very hard to open so I really want to put my new

içine giremezsin açmak çok zor bu yüzden banyomu temizlerken düşüp kafamı tuvalete çarpmamak için yeni ampulümü banyoma koymayı gerçekten istiyorum

light bulb in my bathroom so I don't fall over and hit my head on the toilet

when I am cleaning my teeth tonight however I can't because I

bu gece dişlerim ama giremiyorum çünkü

I can't get into it how are you supposed to get into these boxes they are so

içine giremiyorum bu kutulara nasıl gireceksin çok

annoying so that's what I'm doing today I will be moaning about things sometimes

sinir bozucular bu yüzden bugün yaptığım şey bu bazı şeyler hakkında sızlanacağım bazen

in fact come to think of it I always moan about things what am I talking

gerçekten aklıma geldi Hep bir şeylerden sızlanırım neden bahsediyorum

about I'm always moaning however there is some

Hep sızlanıyorum ama

good news because whilst out shopping this morning I found something that I've

güzel haberler var çünkü bu sabah alışverişe çıkarken çok uzun zamandır aradığım bir şey buldum Kürdan

been looking for for a very long time I found some toothpicks do you know when

buldum biliyor musun ne zaman Bu

I'm out eating quite often nowadays when am eating meat I will often find that

aralar sık ​​sık dışarıda yemek yiyorum, et yerken sık sık

the meat will stick in my teeth so quite often I like to have a toothpick however

etin dişlerime yapıştığını fark edeceğim, bu yüzden sık sık kürdan almayı seviyorum ama

these days toothpicks are very hard to find I don't know why I think it has

bu günlerde kürdan bulmak çok zor, neden bilmiyorum

become sociably unacceptable unacceptable so nowadays it is socially

sosyal olarak kabul edilemez hale geldi, bu yüzden günümüzde

unacceptable to pick your teeth however many years ago especially during the

dişlerinizi almak sosyal olarak kabul edilemez hale geldi, ancak yıllar önce, özellikle

1980s you could use a toothpick and no one cared so I was very pleased this

1980'lerde bir kürdan kullanabiliyordunuz ve kimse umursamadı, bu yüzden bu

morning that I could find this packet of toothpicks so next weekend when I'm

sabah bu kürdan paketini bulabildiğim için çok memnun oldum. hafta sonu güzel cumartesi öğle yemeğimi yedikten

sitting in the local Tea Room after having my lovely Saturday lunch I can

sonra yerel Çay Odasında otururken

pick all the meat out of my teeth and the problem is of course when you get

dişlerimden tüm etleri ayıklayabiliyorum ve sorun şu ki,

older your teeth start to come apart they are not close together so quite

yaşlandıkça dişleriniz birbirinden ayrılmaya başlıyor, birbirine çok yakın değiller. yaşlandıkça

often you will get large gaps between your teeth as you get older so maybe

genellikle dişlerinizin arasında büyük boşluklar olacak, bu yüzden belki de dişlerimin arasında

that's the reason why I get lots of meat between my teeth however I have my

çok fazla et olmasının nedeni budur, ancak kürdanlarım var, bu

toothpicks so I am prepared now for next weekend I will be offending

yüzden şimdi önümüzdeki hafta sonu için hazırlanıyorum

one in the local tea room here in Much Wenlock because i will be picking my

yerel çay salonunda bir tane rahatsız edeceğim Burada, Wenlock'ta, çünkü dişlerimi karıştıracağım,

teeth there's nothing worse than getting meat in between your teeth anyway on to

zaten daha önemli şeylerde dişlerinizin arasına et sokmaktan daha kötü bir şey yoktur, her şeyden önce bugün diğerlerinin yanı sıra

more important things first of all we are talking about one particular subject

belirli bir konudan bahsediyoruz

today amongst others and I suppose I should start by saying

ve sanırım

this subject is really becoming quite farcical if something is farcical it

bu konuyu söyleyerek başlamalıyım. gerçekten oldukça gülünç hale geliyor bir şey gülünçse

means it can't be taken seriously something has become a joke so something

ciddiye alınamayacağı anlamına gelir bir şey bir şaka haline geldi yani

you should be taking seriously has become a joke or something you can't

ciddiye almanız gereken bir şey bir şaka haline geldi ya da artık ciddiye alamayacağınız bir şey

take seriously anymore it has become farcical so something that is farcical

saçma hale geldi yani bir şey saçmalık

is something you can't take seriously it has become a joke and this particular

ciddiye alamayacağınız bir şey şaka haline geldi ve bu özel

subject is something that a lot of people are really fed up they are sick

konu birçok insanın gerçekten bıktığı bir şey hasta

they are tired they don't want to talk about this anymore

onlar yorgun artık bu konuda konuşmak istemiyorlar

unfortunately we will have to talk about this for a few days more maybe even a

ne yazık ki konuşacağız bunun hakkında birkaç gün daha konuşmak için belki

few years more I'm not going to say it don't worry I won't say the word

birkaç yıl daha söylemeyeceğim merak etme bu kelimeyi söylemeyeceğim

it is a little bit like that guy from Harry Potter you must not say his name

bu biraz Harry Potter'daki adama benziyor onunkini söylememelisin isim

and I will not say this but this is a big subject we now have to wait until

ve bunu söylemeyeceğim ama bu büyük bir konu

Monday to find out what is going to happen whether or not we leave the

European Union on the 31st of October it is looking unlikely that's all I can say

31 Ekim'de Avrupa Birliği'nden ayrılsak da ayrılmasak da ne olacağını öğrenmek için Pazartesi'ye kadar beklememiz gerekiyor pek olası görünmüyor tüm söyleyebileceğim bu

about that there is nothing to say there is nothing else to say because I don't

bunun hakkında söylenecek başka bir şey yok çünkü

know and no one knows in fact hello to nasia

bilmiyorum ve kimse bilmiyor aslında nasia'ya merhaba

oh hello nasia I hope you are feeling happy today because guess what you are

oh merhaba nasia umarım bugün mutlu hissediyorsunuzdur çünkü tahmin edin

first on today's live chats

bugünün canlı sohbetlerinde ilk sizsiniz

well done well done nasia you are first on today's live chat so

aferin aferin nasia bugünün canlı sohbetinde ilk sensin bu yüzden

congratulations I hope your day will be nice and bright

tebrikler umarım günün güzel ve parlak olur

hello also to Abdullah also a merits also tieng Chris is here also Connell

Abdullah'a da merhaba ayrıca bir erdem de tieng Chris de burada Connell

hello Connell I haven't seen you for a while hello David Enric oh hello to you

merhaba Connell seni bir süredir görmüyorum merhaba David Enric oh merhaba

welcome to my livestream don't forget I am here every day oh and by the way you

canlı yayınıma hoşgeldiniz unutmayın ben her gün buradayım oh ve bu arada

can also have live captions as well there you can see the instructions on

canlı altyazı da alabilirsiniz orada da talimatları ekranda görebilirsiniz

the screen if you want captions press this on your keyboard and you will have

altyazı istiyorsanız klavyenizde buna basın ve yapacaksınız

lovely captions on the live chat and the live stream amazing isn't it so who else

canlı sohbette güzel altyazılar var ve canlı akış harika değil mi,

is on the live chat let's have a look shall we

canlı sohbette başka kim var bir bakalım

hello - salad also Alamgir also pachu pappy and also sarge lots of people here

merhaba mı - salata ayrıca Alamgir ayrıca pachu pappy ve ayrıca çavuş

today to say hello great to see you back thank you very much today we are talking

bugün burada merhaba demek için birçok insan var harika sizi tekrar görmek için çok teşekkür ederim bugün

about a super subject something that means a lot to me the nineteen eighties

benim için çok şey ifade eden süper bir konudan bahsediyoruz 1980'ler

the 1980s we are going to have a look at the 1980s why and this is my big

1980'ler 1980'lere bir göz atacağız neden ve bugün benim büyük

question today why were the 1980s so cool and they really were now I was a

sorum neden 1980'ler çok havalı ve şimdi gerçekten öyleydiler

teenager during the 1980s I know it seems impossible but it's true I was a

1980'lerde bir gençtim, bunun imkansız göründüğünü biliyorum ama doğru,

teenager growing up in England during the 1980s so I suppose I might remember

1980'lerde İngiltere'de büyüyen bir gençtim, bu yüzden sanırım

the 1980s because that is when I was at a very impressionable age during my

1980'leri hatırlayabilirim çünkü o zamanlar çok iyiydim. benim

teenage years and of course during your teenage years lots of things are going

gençlik yıllarımda ve tabii ki sizin gençlik yıllarınızda pek çok şey oluyor,

on your body is changing and also your outlook on

vücudunuz değişiyor ve ayrıca hayata bakış açınız

life might be being formed or created so things start influencing you more as you

şekilleniyor veya yaratılıyor olabilir, bu nedenle, dürüst olmak gerekirse, gençlik yıllarınıza girdiğinizde işler sizi daha fazla etkilemeye başlar.

enter your teenage years to be honest with you I did not enjoy my teenage

seninle gençlik yıllarımdan zevk almadım çok

years I was a very awkward gauche teenager very uncomfortable with myself

beceriksiz, kaba bir gençtim kendimden

with my body I hated everything about myself I was very un-confident I didn't

vücudumdan çok rahatsızdım kendimle ilgili her şeyden nefret ettim kendime çok güvensizdim kendime

have confidence I was very thin very tall I didn't like

güvenim yoktu çok zayıftım çok uzun değildim

any of those things so I was quite an uncomfortable quite an awkward teenager

bu şeylerden herhangi biri gibi, bu yüzden oldukça rahatsız oldum, oldukça garip bir gençtim, gençken

would you like to see a photograph of me as a teenager so here I am this

bir fotoğrafımı görmek ister misiniz, işte buradayım, görmek

particular photo you were about to see was taken in 1982 there I am so that is

üzere olduğunuz bu fotoğraf 1982'de çekildi, yani

actually me way back in 1982 you can see me in the garden

aslında bu 1982'de beni bahçede görebilirsin

and I don't look very happy and I think that's because I was awkward

ve pek mutlu görünmüyorum ve bunun nedeni garip

uncomfortable maybe also a little shy quite introverted and you can also see

rahatsız olmam belki biraz da utangaç olmam ve ayrıca

that I have red hair yes I dyed my hair I was a very odd teenager and some

saçlarımın kızıl olduğunu da görebilirsin evet boyadım saç Çok tuhaf bir gençtim ve bazı

people might say that I'm a very odd adult so yes you can see that was taken

insanlar benim çok tuhaf bir yetişkin olduğumu söyleyebilir, bu yüzden evet bunun çekildiğini görebilirsiniz sanırım

I think it was taken in 1982 you can also see I'm wearing an ET t-shirt or

1982'de çekilmiştir ayrıca görebilirsiniz bir ET tişörtü veya

sweatshirt so that really does date the period of time that that picture was

eşofman üstü giyiyorum yani bu gerçekten o fotoğrafın çekildiği döneme tarihleniyor

taken so there I am in my garden way back in 1982 and I don't look very happy

yani orada 1982'de bahçemdeydim ve pek mutlu görünmüyorum bu yüzden

so I think that photograph really does sum everything about me I look awkward

bu fotoğrafın benim hakkımda gerçekten her şeyi özetlediğini düşünüyorum Garip görünüyorum

slightly uncomfortable I wasn't comfortable in my own body I hated

biraz rahatsız Kendi vücudumda rahat değildim Fiziksel olarak kendimden nefret ediyordum

myself physically I didn't like the way I

looked I didn't like my long thin body although nowadays of course if I was a

Görünüşümden hoşlanmıyordum Uzun ince vücudumdan hoşlanmıyordum ama bugünlerde tabii ki

teenager now I would probably be the coolest person in the street because

şimdi genç olsaydım muhtemelen sokaktaki en havalı insan olurdum çünkü

everyone looks tall and thin especially if you want to look trendy have you

herkes uzun ve zayıf görünüyor, özellikle de modaya uygun görünmek istiyorsanız, bugünlerde

noticed that a lot of people wear clothing nowadays that is very tight or

birçok insanın çok dar veya

revealing and some people think that if you are very thin and slim it is a good

açık giysiler giydiğini fark ettiniz mi ve bazı insanlar çok ince ve ince olmanızın iyi bir

thing of course some people will also disagree with that

şey olduğunu düşünüyor tabii ki bazıları insanlar aynı zamanda

hello to the live chatters so many people are here today hello to neo hello

canlı sohbetlere merhaba demeyecek o kadar çok insan bugün burada neo'ya merhaba

also to Alamgir to Kris hello Kris Kris is going to make

Alamgir'e de Kris'e merhaba Kris Kris

me feel very old Kris says I was a baby in the 1980s I wasn't I was a teenage

beni çok yaşlı hissettirecek Kris 1980'lerde bebek olduğumu söylüyor, değildim Ben gençlik yıllarına girerken olan

boy dealing with all of the terrible things it happened as you enter your

tüm korkunç şeylerle uğraşan genç bir çocuktum,

teenage years there is an interesting show on Netflix called big mouth have

Netflix'te koca ağız adında ilginç bir şov var

you seen it and that particular cartoon it is a show all about growing up and

ve o çizgi filmi gördünüz mü, tamamen büyümek ve

being a teenager so I do like that program because I can relate to some of

genç olmakla ilgili bir şov. bu yüzden o programı seviyorum çünkü o programda

the things that are mentioned and shown in that particular program it is

bahsedilen ve gösterilen bazı şeylerle bağlantı kurabiliyorum,

available on Netflix and it's called big mouth and it really does remind me of my

Netflix'te mevcut ve buna koca ağız deniyor ve bana gerçekten zevk

very awkward teenage years I did not enjoy being a teenager pachu sir are you

almadığım çok garip gençlik yıllarımı hatırlatıyor. gençken pachu efendim

a shy boy I was a shy boy I'm not sure if I'm shy anymore in the 1980s I don't

utangaç bir çocuk musunuz ben utangaç bir çocuktum 1980'lerde artık utangaç olup olmadığımdan emin değilim

know where I was says Perrin a oh hello Perrin ayo

nerede olduğumu bilmiyorum diyor Perrin a oh merhaba Perrin ayo

apparently Perrin ayo doesn't know where they were

görünüşe göre Perrin ayo değil 1980'lerde nerede olduklarını biliyorlar

during the 1980s what were you doing it sounds very interesting

ne yapıyordunuz kulağa çok ilginç geliyor

today in Argentina it is Mother's Day so hello to all the mothers watching in

bugün Arjantin'de Anneler Günü bu yüzden Arjantin'de izleyen tüm annelere merhaba merhaba

Argentina hello Vina Raj

Vina Raj

the big bad wolf or the wolf wolf came or the bad big wolf came it's normally

büyük kötü kurt ya da kurt kurt geldi ya da kötü büyük kurt geldi normalde

the big bad wolf so normally the appearance comes first so we say the big

büyük kötü kurt, bu yüzden normalde görünüş önce gelir, bu yüzden büyük

bad wolf so the appearance its character and then what it is the big bad wolf I

kötü kurt diyoruz, bu yüzden görünüş onun karakteri ve sonra büyük kötü kurt nedir,

hope that helps your English grammar question hello to lad gel hello mr.

umarım bu İngilizce dilbilgisi sorunuza merhaba delikanlıya merhaba merhaba bay.

Duncan nice to see you here today Satur ino says some of my ex workers say

Duncan bugün sizi burada görmek güzel Saturino, eski çalışanlarımdan bazılarının

that the citizens of London want to remain in the EU but the rest of Great

Londra vatandaşlarının AB'de kalmak istediğini ancak Büyük

Britain wants to exit well that might be true so I think it would be fair to say

Britanya'nın geri kalanının AB'den iyi bir şekilde çıkmak istediğini söylediğini söylüyor, bu doğru olabilir, bu yüzden şunu söylemenin adil olacağını düşünüyorum Londra'daki

that most people or the majority of people in London do not want to leave

çoğu insanın veya insanların çoğunluğunun

the European Union however in the north of England you will find that many

Avrupa Birliği'nden ayrılmak istemediğini ancak İngiltere'nin kuzeyinde birçok

people want to leave the European Union so you might say that there is a

insanın Avrupa Birliği'nden ayrılmak istediğini göreceksiniz, bu

north/south divide when it comes to this I'm not going to say it I am tired of

nedenle kuzey/güney ayrımı olduğunu söyleyebilirsiniz. bu söze gelince söylemeyeceğim bu

this word I hate this word so much I don't think there is a word that I've

kelimeden bıktım bu kelimeden o kadar nefret ediyorum ki bu kadar nefret ettiğim bir kelime olduğunu sanmıyorum

ever hated so much as this really I think it's safe to say hello Abdul

gerçekten merhaba demenin güvenli olduğunu düşünüyorum Abdul

hello also - oh oh oh say no I can't actually read your name properly I hope

merhaba ayrıca - oh oh oh hayır deyin aslında isminizi doğru okuyamıyorum umarım

I pronounced it right I was born 9 years later were you after 1982

doğru telaffuz etmişimdir 9 yıl sonra doğdum 1982'den sonraydınız

so you were born in 1991 pachu sir I was born in 1980 it was a great year yes the

yani 1991'de doğdunuz pachu efendim ben 1980'de doğdum harika yıl evet

1980s as far as I am concerned the 1980s were the best the best art fashion music

1980'ler bana göre 1980'ler en iyi sanat moda müzik

entertainment movies everything was brilliant

eğlence filmleri 1980'lerde her şey harikaydı

in the 1980s I absolutely love the 1980s I really do the 1980s I love the 1980s I

1980'leri kesinlikle seviyorum 1980'leri gerçekten seviyorum 1980'leri seviyorum

think it's safe to say because I grew up in that era I was a teenager during that

sanırım söylemesi güvenli çünkü O dönemde büyüdüm, o dönemde gençtim, bahsetmeye

period of time another thing worth mentioning is that I actually met Steve

değer başka bir şey de aslında Steve

mr. Steve I actually met Steve in the 1980s so

mr. Steve Steve ile aslında 1980'lerde tanıştım, bu yüzden

maybe that's another reason for being happy about the 1980s so I actually met

belki de 1980'lerde mutlu olmak için başka bir neden bu yüzden

Steve at the end of the 1980s so I started off unhappy shy and I ended the

Steve'le aslında 1980'lerin sonunda tanıştım, bu yüzden mutsuz ve utangaç başladım ve

1980s by finding someone who is really nice to to know and to be with lucila

1980'leri gerçekten hoş olan birini bularak bitirdim. bil ve lucila ile birlikte ol

hello lucila thank you very much for joining me today

merhaba lucila bugün bana katıldığın için çok teşekkür ederim

hello - Fabio Fabio so there's no sound there is sound you can hear sound I am

merhaba - Fabio Fabio yani ses yok ses var sesi duyabiliyorum

on now no one else is saying that there's no sound Cory says it doesn't

şu anda başka kimse ses olmadığını söylemiyor Cory olmadığını söylüyor

work properly for me there is no sound well there should be sound I hope you

benim için düzgün çalış ses yok ses olmalı umarım

can all hear me or else I'm wasting my time

hepiniz beni duyabilirsiniz yoksa zamanımı boşa harcıyorum

hello - tents tents or tests NIEM i was born in 1999 on July the 5th oh so you

merhaba - çadırlar çadırlar veya testler NIEM 1999'da 5 Temmuz'da doğdum oh yani

are very young much younger than me although I have a feeling that many

çok gençsiniz benden çok daha genç olmasına rağmen

people here are younger than me but the 1980s didn't

buradaki birçok insanın benden daha genç olduğu hissine kapılıyorum ama

have the Internet that is true neo it is true there was no internet in the 1980s

1980'lerde internet yoktu bu doğru

however there were computers so you could buy a computer even though they

were very basic and they didn't work very well

çok basit olmalarına ve çok iyi çalışmamalarına rağmen,

so I actually bought a computer during the 1980s it was very basic it was made

aslında 1980'lerde bir bilgisayar satın aldım, çok basitti,

by Toshiba but it wasn't very good but the thing was you could actually

Toshiba tarafından yapılmıştı ama çok iyi değildi ama olay şuydu ki, aslında

write your own programs so this particular computer that I bought during

kendi programlarınızı yazabiliyordunuz. yani 1980'lerde aldığım bu özel bilgisayar

the 1980s actually allowed you to do your own coding which was very unusual

aslında kendi kodlamanızı yapmanıza izin veriyordu ki bu o zamanlar çok alışılmadık bir durumdu.

during that time you might even say that it was ahead of its time because no one

was coding back then no one knew what coding was and some people nowadays

bugünlerde bazı insanlar

still don't know hello Patrick again hello Zaki

hala merhaba patrick merhaba zeki merhaba

hello Zaki thank you very much for these videos you are welcome hello sir why did

zeki bu videolar için çok teşekkür ederim hoşgeldiniz merhaba efendim

you not talk about your family well when you say family family can mean the

aile aile

immediate family around you or it can mean maybe the people in your family

çevrenizdeki yakın aile anlamına gelebilir derken neden ailen hakkında iyi konuşmadın belki ailendeki insanlar

your distant relatives so my family well I have I have a family I did come from

uzak akrabaların yani benim ailem var benim bir ailem var bir yerden geldim

somewhere yes my mother gave birth to me many years ago I have a mummy and I have

evet annem beni yıllar önce doğurdu bir annem var

a daddy and I have two sisters there you go so now you know but I'm not

bir babam var ve iki kız kardeşim var işte şimdi biliyorsun ama ben

married you can tell that I'm not married because I'm so happy that's why

evli değilim evli olmadığımı söyleyebilirsin çünkü çok mutluyum bu yüzden

I'm always happy because I'm not married hello Chris my brother got a video game

her zaman mutluyum çünkü evli değilim merhaba Chris kardeşimin video oyunu

control deck in the 1980s yes there were video games in the 1980s a lot of people

kontrolü var 1980'lerde güverte evet 1980'lerde video oyunları vardı birçok insan

forget this but I remember during the 1980s there was

bunu unutuyor ama 1980'lerde

a brand our video game called Atari so I remember Atari from the 1980s

Atari adında bir video oyunumuz olduğunu hatırlıyorum, bu yüzden 1980'lerden Atari'yi hatırlıyorum, bu

so yes computer games have been around for a very long time if isn't just

yüzden evet bilgisayar oyunları çok uzun süredir ortalıktaydı. uzun zamandır

Millennials that play computer games it was also people from the 1980s so even

bilgisayar oyunları oynayan sadece Y kuşağı değil, aynı zamanda 1980'lerden insanlardı, bu yüzden

we had a computer game at home it was very basic it was just two things on the

evde bir bilgisayar oyunumuz olsa bile çok basitti, ekranda futbol oynayan sadece iki şey vardı,

screen playing football who remembers that please do a live stream on the

kim hatırlıyor lütfen canlı yayın yapın

problems of disabled people well I think that's a good idea maybe words and

engelli insanların sorunları hakkında pekala bence bu iyi bir fikir belki

expressions related to being disabled thank you very much Helena hello Helen

engelli olmakla ilgili sözler ve ifadeler çok teşekkür ederim Helena merhaba Helen

rather hello Pedro hi Pedro nice to see you here I have been told that Luis Luis

yerine merhaba Pedro merhaba Pedro sizi burada görmek güzel Bana Luis Luis

Mendez will not be here today he has something else to do but it's nice to

Mendez'in burada olmayacağı söylendi. bugün yapacak başka bir işi var ama

see Pedro here thank you very much hi mr. Duncan it is the first time for me

Pedro'yu burada görmek güzel çok teşekkür ederim merhaba bayım. Duncan benim için ilk kez

to participate in your livestream thank you for giving me this opportunity to

canlı yayınınıza katılıyorum nasıl çalıştığını görmek için bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim

see how it works greetings from Morocco Thank You Abdul you're welcome and

Fas'tan selamlar Teşekkürler Abdul hoş geldin ve

welcome for the first time to my live chat

canlı sohbetime ilk kez hoş geldin

it's very nice to see you here on the live chat you are welcome

görmek çok güzel canlı sohbette buradasınız hoşgeldiniz

hello - hi bear hello mr. Duncan I miss you I can't see the video because of the

merhaba - merhaba ayı merhaba bay. Duncan seni özledim Irak'ta internetin zayıflığından dolayı videoyu göremiyorum

weakness of the internet in Iraq because of bad events that are happening in Iraq

Irak'ta meydana gelen kötü olaylardan dolayı

yes sometimes the Internet can be very slow so when we talk about the internet

evet bazen internet çok yavaş olabilir bu yüzden internetin

not being good we can say the Internet is slow the speed is slow palmyra I love

iyi olmadığından bahsettiğimizde şunu söyleyebiliriz internet yavaş hız yavaş palmyra

Chris Norman very much I don't know who Chris Norman is should I know

Chris Norman'ı çok seviyorum Chris Norman'ın kim olduğunu bilmiyorum bilmeli miyim

oh dear in the 1980s there were a lot of inspired singers and very good music I

Ah canım 1980'lerde ilham veren pek çok şarkıcı ve çok iyi müzik vardı sana

agree with you Kristina I love 1980s music in fact today at the

katılıyorum Kristina'yı seviyorum 1980'ler müziği aslında

start of today's livestream I did sing a song I will be showing you some pictures

bugün canlı yayının başında bir şarkı söyledim birazdan size bazı resimler göstereceğim

in a moment but first of all a quick word to mention in fact there are two

ama her şeyden önce bahsetmek için hızlı bir kelime aslında iki

words the words are desolate and derelict now these words can be used in

kelime var kelimeler ıssız ve sahipsiz şimdi bu kelimeler

the same way but also there are some big differences between these words as well

aynı şekilde kullanılabilir, ancak bu kelimeler arasında da bazı büyük farklar vardır, bu

so if something is derelict quite often it relates to a man-made object such as

nedenle, eğer bir şey terkedilmişse, genellikle bir bina gibi insan yapımı bir nesne ile ilgilidir, bu

a building so if something is derelict it means it has been abandoned something

nedenle bir şey sahipsizse, terk edilmiş bir şey anlamına gelir.

has been left to become old and worn out a building is often left derelict once

eskimeye ve yıpranmaya terk edilmiş bir bina genellikle

it has finished serving its purpose so when something has finished its

amacına hizmet etmeyi bitirdiğinde sahipsiz bırakılır, bu nedenle bir şey

usefulness it has come to the end of its usefulness

kullanışlılığını bitirdiğinde, terk edilmiş

when we talk about a building once it has been abandoned

bir bina hakkında konuştuğumuzda, kullanışlılığının da sonuna gelmiştir.

it is derelict and slowly over time it will start to fall down it will start to

sahipsizdir ve zamanla yavaş yavaş düşmeye başlar

look old so we can often describe an old building

eski görünmeye başlar bu nedenle terk edilmiş eski bir binayı genellikle terk

that has been abandoned as derelict desolate means a wide-open space that

edilmiş ıssız olarak tanımlayabiliriz, içinde hiçbir şeyin olmadığı geniş bir açık alan anlamına gelir

has nothing there something that is without any surroundings so a place that

çevresi olmayan bir şey yani

has no landscape a place that is empty or a place that has been isolated is

manzarası olmayan bir yer, boş bir yer veya izole edilmiş bir yer

desolate quite often we can use derelict and desolate as the same thing however

ıssızdır, çoğu zaman sahipsiz ve ıssız aynı şey olarak kullanabiliriz, ancak

for most of the time this word derelict and desolate are actually different so

çoğu zaman bu sahipsiz ve ıssız kelimesi aslında farklıdır, bu yüzden

quite often these words will have different meaning but sometimes they can

çoğu zaman bunlar kelimeler farklı anlamlara sahip olacak ama bazen aynı anlama gelebilirler

mean the same thing hello to Rekha shhhhh hi good morning

Rekha'ya merhaba shhhhh merhaba günaydın

you are looking nice today thank you very much I am wearing colorful things

bugün güzel görünüyorsun çok teşekkür ederim renkli şeyler giyiyorum

do you know why because today we are talking all about the 1980s

neden biliyor musun çünkü bugün hep 1980'lerden bahsediyoruz

I love the 1980s I really do I can't tell you how much I love the 1980s when

seviyorum 1980'ler Gerçekten seviyorum 1980'leri ne kadar sevdiğimi anlatamam 1980'leri

we think of the 1980s we often think of very colorful things like the Rubik's

düşündüğümüzde genellikle aklımıza Rubik

Cube colorful clothes and great music so that's what I always think of when I

Küpü rengarenk kıyafetler ve harika müzikler geliyor.

think of the 1980s and of course I grew up during the 1980s my teenage years

1980'ler ve tabii ki 1980'lerde büyüdüm gençlik yıllarım

would you like to have a look at a video because we are talking about the 1980s I

bir videoya bakmak ister misiniz çünkü 1980'lerden bahsediyoruz

suppose I should also so show you something special something

sanırım o yüzden size özel bir şey göstermeliyim

a little different here is an excerpt from one of my lessons that I made many

biraz farklı bir şey burada bir alıntı yıllar önce yaptığım derslerimden hayır

years ago no not during the 1980s however in the video you will see some

1980'lerde değil ama videoda 1980'lerden

fashion that looks as if it might be from the 1980s yes we are going to talk

kalmış gibi görünen bir moda göreceksiniz evet

all about a great subject because when we think about the 1980s when we look

harika bir konudan bahsedeceğiz çünkü düşündüğümüzde 1980'ler

back to the 1980s quite often we will think about fashion hi everybody this is

1980'lere dönüp baktığımızda moda denilince aklımıza sık sık geleceğiz herkese merhaba ben bu

mr. Duncan in England how are you today are you okay

mr. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

I hope so are you happy I hope so in today's lesson we will take a look at

umarım mutlusundur umarım bugünün dersinde çoğumuzu etkileyen

the ins and outs of a very big subject that affects many of us the world of

çok büyük bir konunun tüm ayrıntılarına bir göz atacağız moda dünyası

fashion

the word fashion relates to any item or behavior that is considered the most

moda kelimesiyle bağlantılıdır

popular or relevant during a certain time or with a particular group of

belirli bir süre boyunca veya belirli bir grup

people or something that generally appeals to the majority in each group it

insanla en popüler veya alakalı olarak kabul edilen herhangi bir öğe veya davranışa veya genellikle her gruptaki çoğunluğa hitap eden bir şeye,

can be used as a verb when creating something into a certain shape or form

belirli bir şekle bir şey oluştururken fiil olarak kullanılabilir veya

it can also be used is a mass noun to describe the marketing of clothes and

aynı zamanda giysi ve kozmetik pazarlamasını tanımlamak için kullanılan bir toplu isimdir

cosmetics fashion is more than a word it shapes our everyday way of living not to

moda bir kelimeden daha fazlasıdır günlük yaşam tarzımızı şekillendirir

mention our behaviour too when we look back in time it seems as if every decade

zaman içinde geriye dönüp baktığımızda davranışlarımızdan bahsetmeye bile gerek yok sanki her on yılda bir

had its very own unique set of styles and trends in the 1940s women mostly

varmış gibi görünüyor 1940'larda kendine özgü stil ve trendler dizisi, bu dönemde kadınlar çoğunlukla

wore long skirts and men dressed in suits and ties during this time there

uzun etek giyiyor ve erkekler takım elbise ve kravat

was no great following of fashion among teenagers mainly due to a very different

giyiyordu;

attitude towards the youth at that time the rule back then was that teenagers

should be seen and not heard although all that changed in a big way

during the late 1950s with the birth of rocky rock music and the resulting

1950'lerin sonlarında rocky rock müziğinin doğuşuyla her şey büyük ölçüde değişti ve bunun sonucunda onu

fandom among the young who listened to it the 1960s and 70s saw similar changes

dinleyen gençler arasındaki fandom 1960'lar ve 70'lerde benzer değişiklikler gördü.

and as the decades passed new trends and styles followed these days it seems as

Yıllar geçtikçe yeni trendler ve stiller takip etti bu günlerde,

if everything revolves around trends and fashion some people say that we have

sanki her şey trendler ve moda etrafında dönüyor gibi görünüyor, bazı insanlar

become too obsessed with what to wear which mobile phone to carry and how to

ne giyeceğimize, hangi cep telefonunu taşıyacağımıza ve nasıl

look what do you think

görüneceğimize çok takıntılı hale geldiğimizi söylüyor, sizce

it would be fair to say that we all follow fashion in some way these days it

bu ne olurdu? Hepimizin bir şekilde modayı takip ettiğini söylemek doğru olur, bu günlerde popüler olan ve revaçta olan şeylerle temas halinde

seems more important than ever to be in touch with what is popular and in vogue

olmak her zamankinden daha önemli görünüyor.

although if a person becomes too obsessed with fashionable items and

their appearance then we may begin to dislike them and describe them as vain

ve onları kibirli, sığ,

shallow self-centered a victim of fashion I hope you enjoyed that one of

benmerkezci, moda kurbanı olarak tanımlayın umarım

my old lessons talking all about fashion welcome to Sunday yes it is 31 days of

eski derslerimden biri moda hakkında konuşmaktan keyif almışsınızdır Pazar gününe hoşgeldiniz evet

English during October 2019

Ekim 2019 boyunca 31 gün İngilizce her gün Ekim

everyday I am with you every day during October I know it seems unbelievable I

boyunca her gün sizinleyim ben inanılmaz göründüğünü biliyorum buna

know you can't believe it I know it seems like an impossible feat and yet

inanamayacağınızı biliyorum imkansız bir başarı gibi göründüğünü biliyorum ve yine de işte

Here I am so we are talking about one of my

buradayım yani

all-time favourite subjects the 1980s now I remember growing up during the

tüm zamanların en sevdiğim konularından biri hakkında konuşuyoruz 1980'ler şimdi hatırlıyorum

1980s when we think about the 1980s often we will think about music and

1980'lerde biz büyürken 1980'leri düşünün sık sık oradaki müzik ve

celebrities there you can see now on the screen quite a few celebrities who were

ünlüleri düşüneceğiz şimdi ekranda görebilirsiniz 1980'lerde çok büyük olan pek çok ünlü

very big during the 1980s including Michael Jackson also Madonna I was a big

Michael Jackson ve Madonna da dahil Madonna'nın büyük bir hayranıydım

fan of Madonna I remember Madonna's first ever song

Madonna'nın ilk şarkısını hatırlıyorum

like a virgin touched for the very first time also Jane Fonda

ilk kez bir bakire dokundu ayrıca Jane Fonda

well I suppose Jane Fonda was popular during the 1980s because she was very

da sanırım Jane Fonda 1980'lerde popülerdi çünkü egzersize çok düşkündü

much into exercise in fact Jane Fonda during the 1980s released a lot of

aslında 1980'lerde Jane Fonda

videos teaching people how to workout and do exercise in their houses also

insanlara nasıl egzersiz yapacaklarını ve egzersiz yapacaklarını öğreten birçok video yayınladı. Evler ayrıca

David Bowie was very popular not only during the 70s but also the 1980s as

David Bowie sadece 70'lerde değil, 1980'lerde de çok popülerdi

well and there we have Boy George when you think about the 1980s you will often

ve işte Boy George'a sahibiz, 1980'leri düşündüğünüzde genellikle

think about men wearing makeup and I suppose the style was very androgynous

makyaj yapan erkekleri düşünürsünüz ve sanırım stil

especially during the early 1980s I know because I grew up during that period and

özellikle erken dönemlerde çok androjendi. 1980'ler biliyorum çünkü o dönemde büyüdüm ve

of course we have Cindy Lauper I think Cindy Lauper is an amazing

tabii ki Cindy Lauper'ımız var Bence Cindy Lauper harika bir

singer I love her very much I think she's amazing and of course on the right

şarkıcı Onu çok seviyorum Bence o harika ve tabii ki sağda

you can see Lady Di Lady Diana so a lot of people remember Lady Diana or

Lady Di Lady Diana'yı çok fazla görebilirsiniz 1980'lerden Leydi Diana'yı veya

Princess Diana from the 1980s because we all remember that

Prenses Diana'yı hatırlayanların oranı, çünkü hepimiz

famous wedding when she got married to Prince Charles we all remember the royal

onun Prens Charles ile evlendiği o ünlü düğünü hatırlıyoruz, hepimiz

wedding between Princess Diana and Prince Charles hmm

Prenses Diana ile Prens Charles arasındaki kraliyet düğünü hatırlıyoruz hmm

what a fairytale marriage that was oh dear

ne kadar peri masalı bir evlilikti bu ah canım

mm Oh a live chat is very busy today hello live chat as Cristina Oh mr.

mm Ah canlı sohbet bugün çok meşgul Cristina Oh mr olarak merhaba canlı sohbet.

Duncan you are beautiful with your long hair yes Boy George was very popular

Duncan, uzun saçlarınla ​​güzelsin evet Boy George çok popülerdi

would you like to see me dressed as my favorite pop star so this is something

beni en sevdiğim pop yıldızı gibi giyinmiş görmek ister misin yani bu

that might shock one or two people because during the 1980s as I mentioned

bir iki kişiyi şok edebilir çünkü bahsettiğim gibi 1980'lerde

I love the music and here is a magazine that I used to view all the time I used

müziği seviyorum ve burada sürekli baktığım bir dergi eskiden

to read this magazine all the time in fact in my house somewhere in a box all

bu dergiyi sürekli okurdum aslında evimde bir kutunun içinde

of these magazines still exist somewhere I think they are now in the Attic so you

bu dergilerin hepsi hala bir yerlerde duruyor sanırım şimdi tavan arasındalar yani

can see on the left there is someone called Adam Ant and I was a huge fan of

şurada görebilirsiniz solda Adam Ant adında biri var ve ben Adam Ant'ın büyük bir hayranıydım

Adam Ant and on the right you can see the Pet Shop Boys so these particular

ve sağda Pet Shop Boys'u görebilirsiniz, bu belirli

people had a big influence on me during the 1980s so I remember the the Pet Shop

insanlar 1980'lerde benim üzerimde büyük bir etkiye sahipti, bu yüzden hatırladığım Pet Shop

Boys I remember their first ever song West End girls and I really did like

Boys'u hatırlıyorum. ilk şarkıları West End kızları ve ben

their music so much in fact I still do and on the left you can see Adam Ant

müziklerini gerçekten çok beğendim, aslında hala seviyorum ve solda Adam Ant'ı görebilirsiniz Adam Ant gibi giyinmiş

would you like to see a photograph of me dressed as Adam Ant prepare yourself for

bir fotoğrafımı görmek ister misiniz kendinizi

a big shot there I am so that is actually me and I think this was about

orada büyük bir çekim için hazırlayın Ben aslında bu benim ve sanırım bu yaklaşık

1982 so there I am in 1982 dressed as Adam Ant this actually might I think

1982'ydi, yani 1982'de Adam Ant gibi giyinmiştim, bu aslında

this might be 83 or 84 so I have a feeling this might be

bunun 83 veya 84 olabileceğini düşünebilirdim, bu

1983 or 84 but it was the early 1980s and there you can see me dressed as my

yüzden bunun 1983 veya 84 olabileceğine dair bir his var içimde 1980'lerin başında ve orada beni

favorite star and you can see him there on the left Adam Ant he used to sing

en sevdiğim yıldız gibi giyinmiş olarak görebilirsiniz ve onu solda görebilirsiniz Adam Ant

with a group called Adam and the ants and once again there I am dressed as my

Adam ve karıncalar adlı bir grupla şarkı söylerdi ve bir kez daha orada

favorite pop star so this used to happen a lot during the nineteen eighties a lot

en sevdiğim pop yıldızı gibi giyindim yani bu 1980'lerde pek çok

of fans would dress as their favorite pop star I hope that wasn't too shocking

hayran en sevdikleri pop yıldızı gibi giyinirdi umarım bu çok şok edici olmamıştır

hello to the live chat were you shocked have you been surprised by my appearance

canlı sohbete merhaba şok oldun mu yıllar önce görünüşüme şaşırdın mı

all those years ago yes now at the start of today's lesson I said that I was a

evet şimdi Bugünkü dersin başında

very shy person however I did have certain outlets certain ways of

çok utangaç biri olduğumu söyledim ama

expressing myself and one of them was dressing up as my favorite pop star and

kendimi ifade etmem için belli yollar vardı ve bunlardan biri de en sevdiğim pop yıldızı gibi giyinmekti ve

I think this still happens nowadays however you will notice that nowadays

sanırım bu günümüzde hala oluyor ama fark edeceksiniz ki bugünlerde

there is no real fashion there is no real individual fashion anymore so most

gerçek bir moda yok artık gerçek bir bireysel moda yok bu yüzden

of the fashion that exists nowadays looks relatively similar t-shirts jeans

günümüzde var olan modanın çoğu nispeten benzer görünüyor tişörtler kotlar bu hemen hemen

that's pretty much it but way back in the 1980s fashion was

ama 1980'lerde moda

everything bright colors big clothing quite often on the shoulders so the

her şeydi parlak renkler büyük giysiler oldukça sık omuzlarda yani

shoulders normally were extra large they used to have padding inside the

omuzlar normalde ekstra büyüktü,

shoulders to make everything larger so during the 1980s it was all about the

her şeyi daha büyük yapmak için omuzların içinde dolgu vardı, bu yüzden 1980'lerde her şey

hair the fashion the way you looked and sometimes the more bizarre you looked

saç, görünüşünüz modaydı ve bazen ne kadar tuhaf görünürseniz, o kadar

the better things were so quite often men would wear makeup men

iyi şeyler oluyordu ki erkekler çok sık makyaj yap erkekler

would dress very flamboyantly a little bit like this maybe hmm okay then that's

çok gösterişli giyinirdi biraz böyle belki hmm tamam o

the last time I'm showing that picture ever in the world so yes I think so i

zaman bu resmi dünyada son kez gösteriyorum bu yüzden evet bence öyle

think i think the 1980s was an amazing time for everyone especially from a

düşünüyorum bence 1980'ler herkes için harika bir zamandı özellikle bir

creative point of view so I kind of wish I was now like this in the 1980s or

yaratıcı bakış açısı yani keşke şimdi 1980'lerde böyle olsaydım ya da

maybe I wish that I was like I was in the 1980s now so I have two ways of

belki şimdi 1980'lerdeki gibi olsaydım bu yüzden buna iki şekilde

looking at that so if I was a teenager now I would probably quite trendy I

bakabiliyorum yani şimdi genç olsaydım muhtemelen yapardım oldukça modaya uygun, çok modaya uygun ve

would be very trendy and cool because I could wear all of the clothing that

havalı olurdum çünkü

makes me look very slim but during the early 1980s no one wanted to be really

beni çok ince gösteren tüm kıyafetleri giyebilirdim ama 1980'lerin başında kimse gerçekten ince olmak istemiyordu,

slim it's very strange isn't it you look very

çok garip, gençken çok yakışıklı görünüyorsun, değil mi?

handsome when you were younger thank you very much I'm glad that I used to look

çok teşekkür ederim eskiden yakışıklı göründüğüme sevindim teşekkür ederim söylemen

handsome thank you that's very kind of you to say

çok nazik bir hareket

I needed that boost I needed that lift today of course quite often something we

benim o desteğe ihtiyacım vardı

do like to do and I think we all do it especially as we get older we always

yaşlandıkça hep geriye bakmayı severiz

like to look back we like to think about the past we like to reminisce if you

geçmişi düşünmeyi severiz yad etmeyi severiz eğer

reminisce it means you look back you remember the past you think about

anarsan bu geriye bakarsın geçmişi hatırladığın anları düşünürsün geçmiş anları düşünürsün

moments that have gone by things that happened maybe in your childhood or

belki çocukluğunda ya da

during your teenage years you will think about things that happened in the past

sırasında olan şeyleri ergenlik yıllarınızda geçmişte olan şeyleri düşüneceksiniz, anılarınızı

you will reminisce also you will recall you can recall something so once again

da hatırlayacaksınız, bir şeyi hatırlayabiliyorsunuz, bu yüzden bir kez daha

you are bringing a memory out into the open you are thinking about it

bir anıyı açığa çıkarıyorsunuz, onun hakkında düşünüyorsunuz,

you are talking about it you might recall a moment from your childhood so

onun hakkında konuşuyorsunuz, bir anımsıyor olabilirsiniz. çocukluğundan bir an yani

when we recall something we remember it we bring it back maybe we talk about the

bir şeyi hatırladığımızda onu hatırlıyoruz onu geri getiriyoruz belki

past so we will recall something you can look back so when you look back once

geçmişten bahsediyoruz ki bir şeyi hatırlayalım ki geriye bakabilesin yani bir kez

again you are looking back into the past you are looking at the things that

daha geriye baktığında geçmişe bakıyorsun geçmişe bakıyorsun

happen before the things that happened in your childhood or maybe in your

çocukluğunuzda ya da belki

teenage years or maybe in your early life generally you can also recollect as

gençlik yıllarınızda ya da belki erken yaşamınızda olanlardan daha önce olan şeyler de hatırlayabildiğiniz gibi hatırlayabilirsiniz, yani

well you can recollect so if you recollect it

hatırlıyorsanız, bu

means once again you think about the past you reassemble the things that

bir kez daha geçmişi düşündüğünüz anlamına gelir, her şeyi yeniden bir araya getirirsiniz. bu

happen before so that's why we say recollect recollect means to bring those

daha önce oldu, bu yüzden hatırlamak, hatırlamak, geçmişten o şeyleri getirmek anlamına gelir

things from the past and maybe you recreate them in your mind you bring

ve belki onları zihninizde yeniden yaratırsınız, onları

them back you recollect recollect and the other words are reminisce you look

geri getirirsiniz, hatırlarsınız ve diğer bir deyişle, hatıralar, geriye bakarsınız,

back you remember you recall you bring things from the past back and you look

hatırlarsınız, geçmişten bir şeyler getirdiğinizi hatırlarsınız. geçmişe dönüp bakıyorsunuz

back and you recollect of course there are other ways of expressing this

ve hatırlıyorsunuz tabii ki bu özel şeyi ifade etmenin başka yolları da var,

particular thing you hark back if you hark back

eğer geri dinliyorsanız,

it means you refer to a period of time that happened long ago maybe a period of

bu, uzun zaman önce olan bir zaman dilimine, belki de

time that you remember or maybe a period of time when something happened maybe

hatırladığınız veya hatırladığınız bir zaman dilimine gönderme yaptığınız anlamına gelir. belki bir şey olduğu bir zaman dilimi belki

when people behaved in a certain way you hark back you bring that thing back

insanlar belirli bir şekilde davrandığında geri dönersin o şeyi geri getirirsin

maybe in your memory or maybe something that you've said you hark back you

belki hafızanda ya da belki söylediğin bir şey geri dinlersin

remember of course you remember when you remember something you bring something

hatırlarsın tabii ki hatırladığın bir şeyi hatırladığında bir şeyi

back maybe something that is stored away in your memory you remember we can also

geri getir belki hafızanda saklanan bir şeyi hatırlarsın

describe this feeling by saying yes something that I remember from my

bu duyguyu evet diyerek de tanımlayabiliriz çocukluğumdan hatırladığım bir şey

childhood something that I remember doing in my past it really it takes you

geçmişimde yaptığımı hatırladığım bir şey gerçekten seni geri götürüyor

back so if it takes you back it means you are now reliving that moment it is

yani eğer seni geri alıyorsa şu anda o anı yeniden yaşıyorsun demek,

almost as if it's happening right now so you might say a memory or something you

neredeyse şu anda oluyormuş gibi, bir anı falan diyebilirsin, duyduğun şey

hear it really it takes you back it takes you back whenever I hear a song

gerçekten seni geri götürüyor 1980'lerden bir şarkı dinlediğimde

from the 1980s it really takes me back it takes me back to the days when music

beni gerçekten geri götürüyor beni müziğin

was great when fashion was wonderful and everything seemed much simpler than it

harika olduğu, modanın harika olduğu ve her şeyin şimdi olduğundan çok daha basit göründüğü günlere götürüyor

does now you could also say it brings it all back so we can say it brings it all

back it brings it all back so the thing that you're remembering it feels so real

hatırladığınız o kadar gerçek hissettiriyor ki sanki

it feels as if it's just happened we can say that that memory brings it all back

daha yeni olmuş gibi hissettiriyor hafızanın her şeyi geri getirdiğini söyleyebiliriz

it brings it all back neo is going are you going neo why are you going do you

neo gidiyor neo gidiyorsun neden gidiyorsun

have something more important to do I wonder Anna says nowadays people want

yapacak daha önemli bir işin var mı Anna'nın günümüzde insanların

to be as thin as possible but sometimes that is crazy I think so however when I

olabildiğince zayıf olmak istediğini söylemesine şaşıyorum ama bazen bu çılgınca bence ama ben büyürken

was growing up it was very unusual to be very thin and tall and the problem was

çok ince ve uzun olmak çok sıra dışıydı ve sorun şuydu ki

during my teenage years I was very thin and very tall so quite often I would be

gençlik yıllarımda çok zayıftım ve çok uzun o kadar çok sık sık

picked on or bullied at school for being thin and tall so sometimes the kids

okulda ince ve uzun boylu olduğum için azarlanır veya zorbalığa uğrardım bu yüzden bazen çocuklar bana

would be very cruel to me they would call me some horrible names so to be

çok acımasız davranırlardı bana korkunç isimler takarlardı bu yüzden

honest with you I really wish I was a teenager now because I would probably be

size karşı dürüst olmak gerekirse şimdi gerçekten genç olmayı dilerdim çünkü muhtemelen

very trendy and very cool because I could wear all of the tight clothing I

çok modaya uygun ve çok havalı olurdum çünkü tüm dar kıyafetleri giyebilirdim

could wear my skinny jeans and my tight clothing hello neo ownio is going I just

dar kotlarımı ve dar kıyafetlerimi giyebilirdim merhaba neo ownio gidiyor

said hello to neo but I think neo has gone

Neo'ya merhaba dedim ama sanırım neo

hello mr. Duncan I'm sorry I'm late hello Maria nice to see you here Maria

merhaba bay gitti. Duncan üzgünüm geç kaldım merhaba Maria sizi burada görmek güzel Maria

you are here Hasan is here as well hello Belarusian oh hi nice to see you

buradasınız Hasan da burada merhaba Belarusça oh merhaba sizi burada görmek güzel

here as well one of the moderators hello mr. Duncan I love you from the

moderatörlerden biri merhaba bay. Duncan Suudi Arabistan Krallığı'ndan seni seviyorum

Kingdom of Saudi Arabia thank you her saying that's very kind of

teşekkür ederim çok naziksin diyor

you Alamgir asks if you had a chance to go back to your teenage years what would

Alamgir gençlik yıllarına geri dönme şansın olsaydı ne

you do well to be honest with you I would probably do the same things so I

yapardın diye sorar dürüst olmak gerekirse ben de muhtemelen aynı şeyleri yapardım bu yüzden sanırım gençlik

suppose if I went back in time to my teenage years but I know what I know now

yıllarıma geri dönseydim ama şimdi ne bildiğimi biliyorum

I would probably be different but the thing is when you are a teenager you

muhtemelen farklı olurdum ama mesele şu ki gençken

don't know anything and sometimes when you are a teenager you can be quite

hiçbir şey bilmiyorsun ve bazen gençken olabilirsin oldukça

arrogant you think you know everything you think the whole world owes you

kibirli her şeyi bildiğini sanıyorsun tüm dünyanın sana borçlu olduğunu düşünüyorsun

something some people say that nowadays about Millennials some people say that

bazı insanlar bugünlerde milenyum kuşağı hakkında söylüyor bazı insanlar

Millennials act like spoiled children so whether that's true or not I'm not sure

milenyum kuşağının şımarık çocuklar gibi davrandığını söylüyor yani bu doğru olsun ya da olmasın emin değilim

Christina says the 1980s it takes me back to when I was younger I think so

Christina bunun beni 1980'lere götürdüğünü söylüyor daha gençken sanırım öyleydi ben daha

when I was younger so much younger than today I didn't need anyone's help

gençken bugünden çok daha gençtim kimsenin yardımına

in any way I think that's a song isn't that a song I'm sure it's a song so the

hiçbir şekilde ihtiyacım yoktu sanırım bu bir şarkı değil mi eminim bu bir şarkı yani

98 is yes I love the 1980s whenever we think of the 1980s we think of music we

98 evet 1980'leri seviyorum ne zaman 1980'leri düşünsek aklımıza müzik geliyor

think of bright colors we think of things that make us feel good and I

parlak renkler aklımıza bizi iyi hissettiren şeyler geliyor ve

don't know about you but I really do love the 1980s what about you when were

sizi bilmem ama ben 1980'leri gerçekten seviyorum peki ya sen ne zaman

you born do you remember the 1980s hello - Anna

doğdun 1980'lerin merhabasını hatırlıyor musun - Anna

music and smells or odours I think so yes I think music and odours are the two

müziği ve kokular veya kokular bence öyle evet bence müzik ve kokular

things that take you back to the past well quite often you might smell

sizi geçmişe götüren iki şeydir pekala sık sık yemek

something cooking I remember a few weeks ago I could smell something cooking in

pişiren bir şeyin kokusunu alabilirsiniz birkaç hafta öncesini hatırlıyorum kokusunu alabiliyorum kasabada pişen bir şeyler

town I went into town with Steve and I could smell something cooking it smelt

Steve ile şehre gittim ve pişen bir şeyin kokusunu alabiliyordum

like cakes and it reminded me of my grandmother because my grandmother used

kek gibi kokuyordu ve bana büyükannemi hatırlatıyordu çünkü büyükannem

to cook cakes she used to bake them in the oven some beautiful cakes and she

kek pişirirdi onları fırında pişirirdi ve

would always make them at the weekend so just before the weekend arrived she

her zaman yapardı hafta sonu onlara gelirdi, bu yüzden hafta sonu gelmeden hemen önce

would always make some cakes and I used to go and stay with my grandma and my

her zaman biraz kek yapardı ve ben de büyükannem ve büyükbabamın yanında kalırdım,

granddad I used to spend the weekends with them and they would always have

hafta sonlarını onlarla geçirirdim ve onların her zaman

beautiful cakes delicious cakes that she had baked the day before so maybe that's

güzel pastaları olur, onun yaptığı lezzetli pastaları olurlardı. bir gün önce, belki de oraya

one of the reasons why I enjoyed going there so I could eat her cakes maybe

gitmekten zevk almamın nedenlerinden biri de buydu, onun keklerini yiyebilmek için belki bu

that's why I have a sweet tooth now in my adult ears maybe maybe Irene is here

yüzden şimdi yetişkin kulaklarımda tatlıya düşkünlüğüm var belki belki Irene burada

hello Irene hello to you as well Tomic says I hark back to the 1980s as

merhaba Irene sana da merhaba Tomic diyor ki dinliyorum 1980'lere,

sad and grey for my homeland the martial law was imposed in 1981 luckily by the

memleketim için hüzünlü ve kasvetli, 1981'de çıkarılan sıkıyönetim neyse ki

end of this decade brought some hope and change yes there

bu on yılın sonunda biraz umut ve değişim getirdi evet,

were many changes especially in Central Europe and of course towards Eastern

özellikle Orta Avrupa'da birçok değişiklik oldu ve tabii ki Doğu

Europe many things were changing during the 1980s especially 1989 of course with

Avrupa'ya doğru birçok şey değişiyordu. 1980'ler özellikle 1989 tabii ki

the fall of the Berlin Wall hello Lucia hello Lucille bye bye mr.

Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla merhaba Lucia merhaba Lucille bye bye bay.

Duncan see you again I'm going to the Central Park to have a run well have a

Duncan tekrar görüşürüz Central Park'a koşu yapmaya gidiyorum

good time enjoy your exercise you are going off to

iyi eğlenceler egzersizin tadını çıkar

do your impression of Jane Fonda Jane Fonda is an actress and she was very

Jane Fonda izlenimini yapmaya gidiyorsun Jane Fonda bir aktris ve

popular during the 1970s however during the 1980s she was very much into keep

1970'lerde çok popülerdi ancak 1980'lerde formda kalmaya çok meraklıydı

fit and she used to produce all of these wonderful videos where she would talk

ve

show people how to exercise how to do their exercises Francis is here hello

insanlara nasıl egzersiz yapacaklarını göstermek, egzersizlerini nasıl yapacaklarını anlatmak için harika videolar hazırlardı.

Francis I am just baking a scrumptious lemon sponge cake that just happens to

be one of my all-time favourite cakes I absolutely love lemon cake lemon sponge

tüm zamanların en sevdiğim keklerinden biri olmak için limonlu keki kesinlikle seviyorum limonlu pandispanya

cake please send some to me please send some some other words now to

lütfen bana biraz gönder lütfen şimdi başka kelimeler gönder

reminders of the past may be when you visit maybe a famous place or maybe when

geçmişi hatırlatmak için belki ünlü bir yeri ziyaret ettiğinizde belki ünlü bir yeri ziyaret ettiğinizde veya belki de

you travel to another country you will often buy something to help you remember

seyahat ettiğinizde başka bir ülkede sık sık o anı hatırlamanıza yardımcı olacak bir şeyler satın alırsınız

that moment you will buy a souvenir souvenir

bir hatıra hatırası alırsınız

so souvenir is something that you buy to remember that particular time or the

yani hatıra, o belirli zamanı veya

place that you visited so when we say souvenir it means something that you

ziyaret ettiğiniz yeri hatırlamak için satın aldığınız bir şeydir, bu yüzden hatıra dediğimizde, bir

keep something you buy and then you keep it and then it will remind you of the

şeyi sakladığınız anlamına gelir. satın alın ve sonra saklayın ve sonra size

place souvenir we can also say memento as well memento a memento is something

yeri hatırlatacaktır hatıra hatırası da diyebiliriz memento hatıra, size

you keep to remind you of that particular moment or that particular

o belirli anı veya o belirli

activity and also memorabilia memorabilia is a collective word it is a

etkinliği hatırlatmak için sakladığınız bir şeydir ve ayrıca hatıra hatırası toplu bir kelimedir.

general word for something you buy or something you keep to remind you of a

satın aldığınız veya size belirli bir zamanı hatırlatmak için sakladığınız bir şey için genel bir kelimedir,

certain time so we have the word souvenir which actually comes from the

bu nedenle aslında

French language memento which I think comes from I want to say Spanish it

Fransızca memento'dan gelen hatıra kelimemiz var ve sanırım İspanyolca demek istiyorum,

might also be Italian and memorabilia so three great words however we have

İtalyanca ve hatıra da olabilir yani üç harika kelime ama

another word keepsake so when we say keepsake we mean something that you keep

hatıra bir kelimemiz daha var bu yüzden hatıra dediğimizde güvende tuttuğunuz bir şeyi kastediyoruz

safe so a keepsake is something that you value maybe a gift that was given to you

yani hatıra değer verdiğiniz bir şeydir belki size

by a very special person something that you keep nearby to remind you of that

çok özel bir insan tarafından verilen bir hediye hatırlatmak için yakınınızda bulundurduğunuz bir şey o

person maybe something that was given to you by your mother or father or someone

kişiden belki size anneniz, babanız veya özel biri tarafından verilen bir şey,

special so we often say keepsake quite often something that is very valuable a

bu yüzden sık sık hatıra diyoruz, çok değerli bir şey bir

keepsake something you want to keep near something that you hold or keep maybe on

hatıra, tuttuğunuz veya tuttuğunuz bir şeyin yanında tutmak istediğiniz bir şey, belki

your body or in your purse or in your bag or maybe somewhere where you can see

vücudunuzda veya çantanızda ya da çantanızda ya da belki her gün görebileceğiniz bir yerde

it every day it is a keepsake I really like that word it's very nice thank you

bir hatıra bu kelimeyi gerçekten beğendim çok güzel

very much for your comments today I really do appreciate it we can use this

bugünkü yorumlarınız için çok teşekkür ederim gerçekten

word nostalgia so when we talk about nostalgia we are talking about things

minnettarım nostalji kelimesini kullanabiliriz yani ne zaman nostalji hakkında konuşuyoruz

that reminders of the past or maybe we look at something from the past

geçmişi hatırlatan şeylerden bahsediyoruz ya da belki geçmişten bir şeye bakıyoruz

nostalgia something that happened years ago something that occurred something

nostalji yıllar önce olan bir şey olmuş bir şey

that was created nostalgia nostalgia and the thing about nostalgia is it never

yaratılmış bir şey nostalji nostalji ve nostalji ile ilgili olan şey, asla

goes out of fashion there is always something to look back on there is

modasının geçmemesidir her zaman geriye bakılacak bir şey vardır,

always something to remember about the past so nostalgia is a great word I like

geçmiş hakkında her zaman hatırlanacak bir şey vardır, bu yüzden nostalji harika bir kelime, hoşuma gidiyor,

it another word you can use is reminiscence so reminiscence refers to

kullanabileceğiniz başka bir kelime hatıradır, bu nedenle hatıra,

thinking of the past you think back in time you reminisce so if you reminisce

geçmişi düşünmek anlamına gelir, zaman içinde geri düşünürsünüz, yani eğer anılarsın demek

it means you think about the past you wonder in your mind about the things

geçmişi düşündüğün anlamına gelir

that happened in your childhood or during your teenage years you reminisce

çocukluğunda ya da ergenlik yıllarında olan şeyleri zihninde merak edersin anımsarsın

and the general word is reminiscence reminiscence thank you very much to

ve genel kelime anımsamaktır anılar

Maria thank you very much to Parana oh thank you to Chris isn't it lovely yes

Maria'ya çok teşekkür ederim Parana'ya çok teşekkür ederim oh teşekkür ederim Senden Chris'e çok hoş değil mi evet

sometimes memories can can trigger your mind

bazen anılar zihninizi tetikleyebilir, bu

so maybe you think about a small thing from your past but then suddenly you

yüzden belki geçmişinizden küçük bir şey düşünürsünüz ama sonra aniden

find yourself thinking about all sorts of things so I always think that the

kendinizi her türlü şeyi düşünürken bulursunuz, bu yüzden her zaman

memory is a very interesting thing the memory I think is something that we all

anıların çok ilginç olduğunu düşünürüm. hatıra hepimizin

hold to be very precious and very special I think so I am so appreciative

çok değerli ve çok özel olduğunu düşündüğümüz bir şey bence bu yüzden öğrettiğin için çok minnettarım

of your teaching it was helping me a lot thank you pairen a oh that's very kind

bana çok yardımcı oldu teşekkürler pairen a oh bu çok naziksiniz

of you alum gia says memento it is like a magic

alum gia memento diyor bu bana sihirli bir

word to me because I had heard that a lot when I read Harry Potter Frances

kelime gibi geldi çünkü bunu okuduğumda çok duymuştum.

memento as nostalgia these words are used 100% in Spanish hello Rakesh in

this world my offer is my life people don't want to spend with their children

but why I'm not sure what you mean there but I suppose as children grow up they

ama neden orada ne demek istediğinden emin değilim ama sanırım çocuklar büyüdükçe genellikle

often drift away they often grow apart they often move further away maybe they

uzaklaşıyorlar sık ​​sık uzaklaşıyorlar sık sık uzaklaşıyorlar belki

become more distant so I think this happens quite a lot in most families you

daha da uzaklaşıyorlar bu yüzden bence bu çoğu ailede oldukça sık oluyor,

will often find when a child grows up they become more independent maybe

sık sık yapacaksın bir çocuk büyüdüğünde daha bağımsız hale gelir, belki de bu

that's the reason why hi mr. Duncan I shared your live stream on my Facebook

yüzden merhaba bayım. Duncan canlı yayınınızı Facebook hesabımda paylaştım

because it's useful that's okay I don't mind you can share all of my links if

çünkü faydalı oldu sorun değil benim linklerimi paylaşabilirsiniz

you want you can share the links Youssef hi mr. Duncan I am Ennis from Turkey I

isterseniz linkleri paylaşabilirsiniz Youssef hi mr. Duncan ben Türkiye'den Ennis

like your style of your live streams thank you very much I love the music of

Canlı yayın tarzınızı beğendim çok teşekkür ederim evet'in müziğini çok seviyorum

yes says Mika ah yes owner of a lonely heart owner of a

diyor Mika ah evet yalnız bir kalbin sahibi

lonely heart from the 1980s that song by a group called yes hello - patch oh

1980'lerden bir yalnız kalbin sahibi yes merhaba adlı bir grubun o şarkısı - patch oh

hello penny Yahweh Perry neo I wish I could read your name hello Rakesh thank

merhaba penny Yahweh Perry neo Keşke adını okuyabilseydim merhaba Rakesh

you very much for your lovely messages I am going now but don't forget I am back

güzel mesajların için çok teşekkür ederim şimdi gidiyorum ama unutma

tomorrow Monday to Friday 2 p.m. UK time I am here every day during October and

yarın Pazartesiden Cumaya 14:00'e kadar döneceğim. Birleşik Krallık saati ile Ekim ayı boyunca her gün buradayım ve

tomorrow is no exception so I will see you tomorrow live from 2

yarın da bir istisna değil bu yüzden yarın saat 14:00'ten itibaren canlı yayında görüşürüz.

p.m. UK time Thank You Kemal Thank You Zhu Zhu Zika thank you very

İngiltere zamanı Teşekkürler Kemal Teşekkürler Zhu Zhu Zika teşekkürler

much Thank You Rosa thank you morose thank you very much Oh

çok teşekkürler Rosa teşekkürler asık suratlı teşekkürler çok teşekkürler Ah asık suratlı

morose is a big fan of the clash yes lots of that lots of guitar playing the

clash'in büyük bir hayranı evet o kadar çok gitar clash'i çalıyor

clash okay then the clash eaten rifles was eaten rifles by the clash ate and

tamam o zaman çatışma tüfekleri yemiş çatışmada yenen tüfekler yedim ve

rifles eternal rifles yeah it's really taking me back I think I will spend the

tüfekler sonsuz tüfekler evet beni gerçekten geri götürüyor sanırım

rest of this afternoon reminiscing about the 1980s Thank You Rosa

bu öğleden sonranın geri kalanını 1980'leri anarak geçireceğim Teşekkürler Rosa

we are going now I'm sorry I have to say goodbye we are now two minutes past

şimdi gidiyoruz üzgünüm hoşçakal demek zorundayım artık iki kişiyiz saat

three o'clock I will see you tomorrow I hope you will have a good Sunday

üçü geçe yarın görüşürüz umarım iyi bir pazar günü geçirirsiniz

whatever you are doing do it safely and stay happy thank you for your company

her ne yapıyorsanız yapın güvenli bir şekilde yapın ve mutlu kalın şirketiniz için teşekkür ederim

thank you for all of your lovely messages today so many people are here

tüm güzel mesajlarınız için teşekkür ederim bugün pek çok insan burada

still watching thank you very much thank you Rakesh Thank You Mika Oh

hala izliyor teşekkür ederim çok teşekkür ederim Rakesh Teşekkür ederim Mika Oh mika mika

mica mica remembers the Boomtown Rats tell me why I don't like Mondays tell me

Boomtown Rats'ı hatırlıyor bana pazartesi günlerini neden sevmediğimi söyle bana

why I don't like Mondays the Boomtown Rats were a big group of course the lead

neden Pazartesi günlerini sevmediğimi söyle Boomtown Rats büyük bir gruptu tabii ki

singer is or was Bob Geldof Thank You mr. Duncan for your wonderful

solist ya da öyleydi Bob Geldof Teşekkürler bay. Duncan harika ifadeleriniz için

expressions a big THANK YOU from China Thank You tong tong tong watching in

Çin'den büyük TEŞEKKÜRLER Teşekkürler tong tong tong Çin'de izliyorum

china a big me how to you I used to live in China I lived in China for many years

büyük bir ben nasılsın Çin'de yaşardım Uzun yıllar Çin'de yaşadım Teşekkürler

Thank You Mohammed thank you to Rahul thank you very much for all of your

Muhammed Rahul'a teşekkürler Rahul'a çok teşekkürler Bugünkü tüm mesajlarınız yarın saat

messages today I will see you tomorrow from 2 p.m. UK time

14:00'ten itibaren görüşürüz. İngiltere saati,

this is mr. Duncan in the birthplace of English saying thanks for watching for

bu bay. İngilizcenin doğum yerindeki Duncan,

the past 64 minutes and I will see you tomorrow

son 64 dakikayı izlediğiniz için teşekkürler ve yarın

2pm. UK time and of course until tomorrow you know what's coming next yes you do...

14:00'te görüşürüz diyor. İngiltere zamanı ve tabii ki yarına kadar sırada ne olduğunu biliyorsunuz evet yaparsınız...

ta ta for now 8-)

şimdilik ta ta 8-)