Emojis - 😀Smiley Face / 🍆Eggplant? | part 1 @EnglishAddict - Episode 219 - CHAT - Sun 23rd Oct 2022

It's a lovely day to day.

Her gün güzel bir gün.

Autumn is in the air and also on your screens.

Sonbahar hem havada hem de ekranlarınızda.

They say that talk is cheap.

Konuşmanın ucuz olduğunu söylüyorlar.

Well, it doesn't come much cheaper than this.

Eh, bundan daha ucuza gelmez. Yine

Here we are again.

buradayız.

English addict coming to you live and direct from.

Canlı ve direkt olarak size gelen İngiliz bağımlısı.

Please don't laugh when I say this

Lütfen bunu söylediğimde gülme

because I know a lot of people want to laugh.

çünkü birçok insanın gülmek istediğini biliyorum.

We are coming to you live from England.

İngiltere'den canlı yayında sizlerleyiz.

I said, don't laugh.

Gülme dedim.

We are back.

geri döndük

Hello, everyone.

Herkese merhaba.

Hi, everybody.

Selam millet.

This is Mr.

Ben

Duncan in England.

İngiltere'den Bay Duncan.

Why do people keep laughing every time I say England?

Ne zaman İngiltere dediğimde insanlar neden gülmeye devam ediyor?

Can you stop laughing?

Gülmeyi kesebilir misin?

Every time I say England?

Ne zaman İngiltere dediğimde?

What's funny about that?

Bunun nesi komik?

England.

İngiltere.

The greatest country in the world.

Dünyanın en büyük ülkesi.

Thanks a lot.

Çok teşekkürler.

Hi, everybody. This is.

Selam millet. Bu.

Well, it's me, Mr. Duncan.

Benim, Bay Duncan. Bana

They call me Mr. Duncan.

Bay Duncan derler.

They also sometimes call me other things as well that I can't say,

Bazen bana başka şeyler de diyorlar,

unfortunately, here on YouTube, because they will cut me right off.

ne yazık ki burada YouTube'da söyleyemeyeceğim, çünkü beni hemen kesecekler.

So I can't say those things.

O yüzden bunları söyleyemem. Belki

I might be able to show you something later that might express those thoughts, perhaps.

daha sonra bu düşünceleri ifade edebilecek bir şey gösterebilirim.

My name is Duncan. I talk about English.

Benim adım Duncan. İngilizce hakkında konuşuyorum.

I love English very much.

İngilizceyi çok seviyorum.

I'm one of those.

Ben onlardan biriyim.

A lot of people say Mr. Duncan is one of those.

Pek çok insan Bay Duncan'ın onlardan biri olduğunu söylüyor.

Yes, you are right.

Evet haklısın.

I am an English addict.

Ben bir İngiliz bağımlısıyım.

Exactly.

Kesinlikle.

And it's a beautiful day today.

Ve bugün güzel bir gün.

We have lots of autumn colours in the air.

Havada bolca sonbahar rengi var.

We will be following Mr.

Bay

Steve on his walk yesterday because a lot of people said

Steve'i dünkü yürüyüşünde takip edeceğiz çünkü birçok kişi

we loved the pictures and the video that you showed last week of Mr.

geçen hafta gösterdiğiniz Bay

Steve walking through the trees.

Steve'in ağaçların arasından yürüdüğü resimleri ve videoyu beğendiğimizi söyledi. Dün filme aldığım

So we will have another look at one of the views of Mr.

Bay Steve'in yürüyüş görüntülerinden birine bir kez daha göz atacağız

Steve walking that I filmed yesterday.

.

And also something else I'm going to be talking to the cow

Ayrıca daha sonra inekle konuşacağım başka bir şey daha var

later on.

.

You've never seen this before.

Bunu daha önce hiç görmedin.

It's brand new.

Bu yepyeni.

You've never seen me talk to the cows before.

Beni daha önce ineklerle konuşurken görmedin.

But today I'm going to do it.

Ama bugün yapacağım.

So we are here once again.

Bu yüzden bir kez daha buradayız.

And as if you needed reminding, Autumn is definitely in the air.

Ve sanki hatırlatmaya ihtiyacın varmış gibi, Sonbahar kesinlikle havada.

Look at that.

Şuna bak.

The leaves on the trees are turning old

Ağaçlardaki yapraklar yaşlanıyor

and everything is becoming smelly and old,

ve ben dahil her şey kokmaya ve eskimeye başlıyor

including me.

.

For those who love English, well, this is English addict coming to you on the final day of the week.

İngilizceyi sevenler için, bu haftanın son gününde karşınıza çıkan bir İngiliz bağımlısı.

And we are now over halfway through October.

Ve şimdi Ekim ayının yarısını geçtik.

And of course, a lot of people have asked Mr.

Ve tabii ki birçok kişi Bay

Duncan,

Duncan'a, 2006'da

are you going to be celebrating your anniversary, the anniversary of your YouTube

YouTube kanalınızın

channel being created way back in 2006?

kuruluş yıldönümü olan yıldönümünüzü kutlayacak mısınız diye sordu.

The answer to that is yes.

Bunun cevabı evet.

I will be celebrating at the end of this month

Bu ayın sonunda,

when we have the 16th

anniversary of my YouTube channel being created.

YouTube kanalımın oluşturulmasının 16. yıl dönümünü kutlayacağım.

But for now, it's Sunday.

Ama şimdilik, bugün Pazar.

TBD, TBD,

TBD, TBD,

TBD, TBD, TBD, TBD, TBD.

TBD, TBD, TBD, TBD, TBD.

We have made it all the way to the end

of another week and weekend as well.

Bir haftayı ve hafta sonunu daha bitirmeye geldik.

Yes, it is.

Evet öyle.

Mr. Duncan,

Bay Duncan,

in the birthplace of the English language,

İngiliz dilinin doğum yeri olan

which is, of course, England.

İngiltere'de.

Why do people keep doing that?

İnsanlar neden bunu yapmaya devam ediyor?

Why do you keep laughing every time I say that?

Bunu her söylediğimde neden gülüyorsun?

It's not as if this country

Bu ülke

has become the figure of fun.

eğlence figürü haline gelmiş gibi değil.

It's not as if this country has developed

Bu ülke

a bit of a reputation of being one big, massive joke.

büyük, büyük bir şaka olma konusunda biraz itibar kazanmış gibi değil.

No, nothing like that. I don't know. At least.

Hayır, öyle bir şey yok. Bilmiyorum. En azından.

At least we're not dragging people away

En azından

on live television in their parliament.

canlı yayında insanları meclislerine sürüklemiyoruz.

Oh, yes, Mr.

Oh, evet Bay

Duncan, we know what you're talking about.

Duncan, neden bahsettiğinizi biliyoruz.

Quite shocking.

Oldukça şok edici.

And some people are saying not exactly unexpected.

Ve bazı insanlar tam olarak beklenmedik olmadığını söylüyor.

Did you see the scenes of the Chinese

Çin

Congress meeting on their final day?

Kongresi toplantısının son gününden sahneleri gördünüz mü?

And poor old Hu Jintao, who I remember

Ve zavallı yaşlı Hu Jintao, ben

because he was actually in charge when I was in China,

Çin'deyken,

when I was living there and seeing him dragged away.

ben orada yaşarken ve onun sürüklenip götürüldüğünü gördüğümde gerçekten sorumlu olduğu için hatırladığım zavallı Hu Jintao. Her

Although now people are saying that perhaps he was taken ill.

ne kadar şimdi insanlar onun hastalanmış olabileceğini söylüyorlar.

Maybe he was unwell, but it didn't look like it.

Belki hastaydı ama öyle görünmüyordu.

I've I've watched the video many times

Videoyu defalarca izledim

and it looks as if he does not want to go.

ve sanki gitmek istemiyor gibi.

I think maybe because of

Belki de

the slight reputation

that China has of taking people away and never seeing them again.

Çin'in insanları alıp bir daha asla görmeme konusundaki küçük itibarından dolayı olabilir.

Maybe perhaps that's the reason why until lighter things.

Belki daha hafif şeylere kadar belki de nedeni budur.

Hello to the live chat.

Canlı sohbete merhaba.

Nice to see you all here today as well. We have Mr.

Bugün de hepinizi burada görmek güzel. Bay

Steve coming up.

Steve geliyor. Geçen hafta konuştuğumuz

We are going to talk about the subject we were talking about last week

konu hakkında konuşacağız

and we never got to actually talk about it.

ve aslında bu konuyu hiç konuşmadık.

We were going to talk about it and then we didn't have time

Bunun hakkında konuşacaktık ve sonra zamanımız olmadı

because a certain person was talking too much.

çünkü belli bir kişi çok fazla konuşuyordu.

You know who I'm on about?

Kimin hakkında olduğumu biliyor musun?

I know who I'm on about.

Kimin hakkında olduğumu biliyorum.

And he will be here later on at around about 2:30 UK.

Ve daha sonra yaklaşık 2:30 İngiltere'de burada olacak.

Time to join us on the live chat.

Canlı sohbette bize katılma zamanı. Bugün

Very nice to see Mr.

Bay Steve'i tekrar görmek çok güzel

Steve back later on today.

.

He will be with us live in the studio.

Stüdyoda canlı olarak bizimle olacak.

What else today?

Bugün başka ne var?

Oh, we are looking at emojis,

Oh,

those things that people use all the time.

insanların her zaman kullandığı emojilere bakıyoruz.

Now, the reason why I'm mentioning this is well, a couple of things.

Şimdi, bundan bahsetmemin nedeni gayet iyi, birkaç şey. Her şeyden önce

First of all, I think people use

, insanların

those little emoji icons

bu küçük emoji simgelerini

too often, and sometimes they use them in situations

çok sık kullandıklarını ve bazen herhangi bir emoji içermemesi gereken durumlarda

or as a response to a situation

veya bir duruma yanıt olarak kullandıklarını düşünüyorum

that maybe should not have

an emoji of any type.

.

Maybe if you are passing on bad news or maybe something really sad has happened,

Belki kötü bir haber veriyorsanız ya da gerçekten üzücü bir şey olduysa

or perhaps something terrible

ya da belki

that a person has done, maybe, maybe England.

bir kişinin yaptığı korkunç bir şey olduysa, belki, belki İngiltere.

Maybe.

Belki.

If I say England, maybe there is a certain type of emoji

İngiltere dersem, belki de hemen aklınıza gelebilecek belli bir emoji türü vardır

that you might think of straight away.

.

Thanks a lot.

Çok teşekkürler.

What's going on today?

Bugün Ne Oluyor?

Why are you picking on my lovely country?

Neden benim güzel ülkemle dalga geçiyorsun?

It's not as if we've done anything stupid.

Aptalca bir şey yapmışız gibi değil.

It's not as if our government have been acting like complete.

Hükümetimiz tamamlanmış gibi davranmıyor.

What's the word?

Kelime ne?

Oh, there is a word, but I can't use it.

Oh, bir kelime var ama onu kullanamıyorum.

Unfortunately, YouTube would close me down once again.

Ne yazık ki, YouTube beni bir kez daha kapatırdı.

Hello to the live chat.

Canlı sohbete merhaba.

Nice to see you here. Who was first?

Seni burada görmek güzel. İlk kimdi?

Who was first on today's live chat?

Bugünün canlı sohbetinde ilk kim vardı?

Does anyone know?

Kimse biliyor mu?

Oh, very interesting.

Çok ilginç.

First, on today's live chat, we have Lewis Mendez.

İlk olarak, bugünün canlı sohbetinde Lewis Mendez var.

Congratulations, Lewis.

Tebrikler, Lewis.

Guess what?

Ne oldu?

You are first on today's live chat.

Bugünkü canlı sohbette birincisiniz.

I can't believe it.

inanamıyorum

Lewis Mendez, you are first today

Lewis Mendez, bugün

on the live chat.

canlı sohbette birincisin.

Am I okay? I'm okay.

iyi miyim? İyiyim.

No problem.

Sorun değil.

Yes, I know the world at the moment

Evet, şu anda dünyanın

is laughing at the UK.

İngiltere'ye güldüğünü biliyorum.

The government of this country is now being left

Bu ülkenin hükümeti artık

backed by everyone, but it has nothing to do with me.

herkes tarafından destekleniyor ama bunun benimle hiçbir ilgisi yok. Gelecek yıl

Although I have been asked secretly

if I would like to be the Prime Minister for maybe an hour or two

belki bir veya iki saatliğine Başbakan olmak isteyip istemediğim gizlice sorulsa da

next year, I think around about June or July next year.

, gelecek yılın Haziran veya Temmuz aylarını düşünüyorum.

So it looks as if I might have a chance of being the Prime Minister of this country

Bu yüzden

for a very short time, because apparently that's what you do now.

çok kısa bir süre için bu ülkenin Başbakanı olma şansım olabilir gibi görünüyor, çünkü görünüşe göre şu anda yaptığınız şey bu.

You don't do it for very long.

Çok uzun süre yapmıyorsun.

You just do it for a few hours and then somebody else comes along and replaces you.

Sadece birkaç saatliğine yaparsın ve sonra başka biri gelir ve senin yerini alır.

That's what we do know about apparently.

Görünüşe göre bildiğimiz şey bu.

Well, mean, apparently.

Görünüşe göre kaba.

That's what we do now. Hello. Also Vitesse.

Şimdi yaptığımız şey bu. Merhaba. Ayrıca Vitesse.

Vitesse is here on the live chat.

Vitesse canlı sohbette burada.

Hello, Valentin and Paolo is here.

Merhaba, Valentin ve Paolo buradalar.

I haven't seen you for a while, Paolo.

Seni bir süredir görmedim, Paolo. Görüşmeyeli

How have you been?

nasılsın?

Busy playing your guitar, I wonder.

Gitarını çalmakla meşgul, merak ediyorum.

Zoot Sica.

Zoot Sica.

We also have Beatrice.

Beatrice'imiz de var.

Hello, Beatrice.

Merhaba, Beatrice.

Nice to see you back on the live chat as well.

Sizi tekrar canlı sohbette görmek güzel.

Lots to talk about today.

Bugün konuşacak çok şey var.

Hard things and easy things.

Zor şeyler ve kolay şeyler.

We were going to talk about it last week, but Mr.

Geçen hafta bunun hakkında konuşacaktık ama Bay

Steve was talking so much

Steve o kadar çok konuşuyordu ki geçen hafta

he would not keep his mouth shut

çenesini kapalı tutmadı

last week.

.

Did you see it?

Bunu gördün mü?

Someone said, Mr.

Birisi, Bay

Duncan, you reminded me of a double act.

Duncan, bana ikili perdeyi hatırlattınız dedi.

Two comedians being funny.

Komik olan iki komedyen.

Well, that would be nice

if we actually had intended to be funny, but we hadn't.

Aslında komik olmayı amaçlamış olsaydık bu iyi olurdu ama yapmamıştık.

But apparently everyone found it hilarious last week,

Ama görünüşe göre geçen hafta herkes bunu komik bulmuştu,

so we will find out what happens today.

bu yüzden bugün ne olacağını öğreneceğiz.

Oh, Lena is here. Hello, Lena.

Ah, Lena burada. Merhaba Lena.

I haven't seen you for a while, and I know when you pop in, you don't stay for very long, so.

Seni bir süredir görmedim ve içeri girdiğinde çok uzun süre kalmadığını biliyorum, o yüzden.

Hello, Lena. Welcome back.

Merhaba Lena. Tekrar hoşgeldiniz.

Nice to see you here as well.

Seni burada görmek de güzel.

Magdalena.

Magdalena.

Apparently.

Görünüşe göre.

Magdalena.

Magdalena.

Can I send you a big special get?

Sana büyük bir özel get gönderebilir miyim?

Well soon because you are now with the dreaded Luca.

Çok yakında çünkü artık korkulan Luca ile birliktesiniz.

Now you are in isolation because you have COVID.

Şimdi izolasyondasın çünkü sende COVID var. Bugün kendinizi pek iyi hissetmeseniz de

Can I say we will try to keep you happy

sizi mutlu etmeye

and keep that smile on your face today, even though you are not feeling very well.

ve yüzünüzdeki o gülümsemeyi korumaya çalışacağımızı söyleyebilir miyim?

Get well soon, please.

Çabuk iyileş lütfen.

Hello.

Also, Valentina.

Merhaba.

Ayrıca, Valentina.

Samir. Hello, Samir.

Samir. Merhaba Samir.

Thank you very much for being here today.

Bugün burada olduğunuz için çok teşekkür ederim.

Hello, Claudia.

Merhaba Claudia.

Oh, Claudia is here.

Ah, Claudia burada.

Now, I think I might be wrong,

Sanırım yanılıyor olabilirim

but I think I know what you are cooking today.

ama sanırım bugün ne pişirdiğini biliyorum.

In your part, I wonder.

Senin tarafında, merak ediyorum.

But anyway, we will ask the question.

Ama yine de soruyu soracağız. Claudia'nın ne pişirdiğini

The question we always ask when we want to know

öğrenmek istediğimizde her zaman sorduğumuz soru

what Claudia is cooking.

.

We always sing this lovely song.

Bu güzel şarkıyı hep söyleriz.

What's cooking, Claudia?

Ne pişiriyorsun, Claudia?

What have you got in the pot?

Tencerede ne var?

What's cooking, Claudia?

Ne pişiriyorsun, Claudia?

Is it something spicy and hot?

Baharatlı ve sıcak bir şey mi?

Is it something salty or not?

Tuzlu bir şey mi, değil mi?

Oh, Claudia,

Claudia,

what is in the pot?

tencerede ne var?

Claudia, what is in the pot today?

Claudia, bugün tencerede ne var?

Please let me know.

Lütfen bana bildirin. Senin

I have a feeling that you might have.

sahip olabileceğine dair bir his var.

If I can find it, you might have one of these.

Bulabilirsem, bunlardan birine sahip olabilirsin.

Oh, yes.

Oh evet.

I saw your messages earlier.

Mesajlarını daha önce gördüm.

You said, Mr.

Bay

Duncan, I might be having eggplant today.

Duncan, bugün patlıcan yiyor olabilirim dediniz.

That is also a very famous emoji

Bu aynı zamanda

that a lot of people like to use from time to time.

birçok insanın zaman zaman kullanmayı sevdiği çok ünlü bir emojidir.

And that just happens to be the subject that we are talking about today.

Ve bu, bugün hakkında konuştuğumuz konu olur.

We are talking all about lovely.

Hepimiz güzel hakkında konuşuyoruz.

He moved cheese to you like emojis.

Peyniri sana emoji gibi taşıdı.

A lot of people

Birçok insan

use emojis every day.

her gün emoji kullanıyor.

They certainly do.

Kesinlikle yaparlar.

And that's what we're talking about.

Ve bundan bahsediyoruz.

Later on when Mr.

Daha sonra Bay

Steve joins us, we will be looking at certain types of

Steve bize katıldığında belirli emoji türlerine bakacağız

emoji.

.

It's a whole complex thing.

Bu tamamen karmaşık bir şey. Yeni bir emojinin onaylanabilmesi için geçmesi gereken

Did you know that there are certain processes

belirli süreçler olduğunu biliyor muydunuz

that a new emoji has to go through

before it can be approved?

?

I can't believe it.

inanamıyorum

There is actually an organisation that has to approve emojis

Aslında emojileri

before they can become used in day to day life.

günlük hayatta kullanılmadan önce onaylaması gereken bir kuruluş var.

I find that amazing, but it's true.

Bunu harika buluyorum ama bu doğru.

So we are looking at emojis today.

Bu yüzden bugün emojilere bakıyoruz.

Please, Claudia.

Lütfen, Claudia.

What are you cooking to day?

Bugün ne pişiriyorsun?

Oh, yes.

Oh evet.

Roasted beef today with eggplant,

made with vinegar, garlic and basil.

Sirke, sarımsak ve fesleğen ile yapılan patlıcanlı kavrulmuş dana bugün. Kulağa

Can I just say that sounds absolutely delicious.

kesinlikle lezzetli geldiğini söyleyebilir miyim?

Once again, you leave me green with envy.

Bir kez daha kıskançlıktan beni yeşil bırakıyorsun.

I do like the sound of that.

Bunun sesini seviyorum.

I love eggplant.

Patlıcanı severim.

Who said aubergines?

kim dedi patlıcan

Tolmach.

Tolmach.

Tolmach says. Oh, Mr. Duncan.

Tolmach diyor. Bay Duncan.

Do you mean aubergines?

patlıcan derken?

Maybe. Maybe not.

Belki. Belki değil.

Who knows?

Kim bilir?

England.

İngiltere.

What? Why?

Ne? Neden?

Why do you keep laughing every time I say that?

Bunu her söylediğimde neden gülüyorsun?

I don't know. Why.

Bilmiyorum. Neden.

I don't know.

I'm sure Mr.

Bilmiyorum.

Eminim Bay

Steve will be able to tell us what that is all about later on.

Steve daha sonra bunun neyle ilgili olduğunu bize anlatabilecektir. Bunu her söylediğimde

I don't know why people keep laughing every time I say that.

insanların neden gülmeye devam ettiğini bilmiyorum .

It's a disgrace. It really is.

Bu bir rezalet. Gerçekten öyle. Gidip ineklere

Would you like to go and have a look at the cows?

bakmak ister misin?

We are now going to have a look at the beautiful cows.

Şimdi güzel ineklere bir göz atacağız.

Yesterday I went for a little walk and I walked up the hill by my house

Dün küçük bir yürüyüşe çıktım ve evimin yanındaki yokuşu çıktım

and guess who I met?

ve tahmin edin kiminle karşılaştım?

Can you can you guess?

Tahmin edebilir misin?

It's the friends, the cows.

Arkadaşlar, inekler.

You see, many people

Görüyorsunuz, birçok insan

are afraid of cows, but in fact,

ineklerden korkar, ama aslında

if you are nice to them, they will be nice to you.

onlara iyi davranırsanız, onlar da size iyi davranırlar.

And as you can see, these cows are ever so friendly.

Ve görebileceğiniz gibi, bu inekler çok cana yakın.

Oh, they lovely

Oh,

other women.

diğer kadınları çok seviyorlar.

They're there and they say hello to you as well.

Oradalar ve sana da merhaba diyorlar.

Really?

Gerçekten mi? Bana

She's showing me her udders.

memelerini gösteriyor.

I think that cow is a little

Bence o inek biraz

nervous, but these over here, they are not nervous.

gergin ama buradakiler gergin değiller.

Look how friendly they are.

Bak ne kadar arkadaş canlısılar.

Well, they were, but now they've gone back

Öyleydiler ama şimdi

to eating their food.

yemeklerini yemeye geri döndüler.

So there it was yesterday.

Yani dün oradaydı.

We had a lovely time out walking.

Yürüyerek güzel bir zaman geçirdik.

The weather was absolutely beautiful.

Hava kesinlikle güzeldi.

It was it was a lovely day.

Güzel bir gündü.

And I couldn't resist going up the hill near my house to have a look at the cows.

İneklere bakmak için evimin yakınındaki tepeye çıkmadan edemedim.

And they were rather friendly.

Ve oldukça arkadaş canlısıydılar.

They are friendly.

Onlar arkadaş canlısı.

They are once again one of those animals that are misunderstood.

Onlar bir kez daha yanlış anlaşılan hayvanlardan biri.

A lot of people do.

Birçok insan yapar.

They misunderstand the cows and the sheep as well.

İnekleri de koyunları da yanlış anlıyorlar.

They are often misunderstood people.

Genellikle yanlış anlaşılan insanlardır.

Get them wrong, you see.

Onları yanlış anladın, görüyorsun.

They get the wrong end of the stick.

Çubuğun yanlış ucunu alıyorlar.

If you get the wrong end of the stick, it means you misunderstand something.

Çubuğun ucunu yanlış alırsanız, bir şeyi yanlış anlıyorsunuz demektir.

Maybe you come to the wrong conclusion about something.

Belki bir şey hakkında yanlış sonuca varırsın.

If you get hold of the wrong end of the stick,

Çubuğun yanlış ucunu tutarsanız,

you reach

the wrong conclusion about something.

bir şey hakkında yanlış sonuca varırsınız.

6 minutes to go and then Mr.

6 dakika sonra Bay

Steve will be here. And Claudia is.

Steve burada olacak. Ve Claudia öyle.

Yes, Claudia has herbs

Evet, Claudia'da otlar

and eggplant.

ve patlıcan var.

I love eggplant very much.

Ben patlıcanı çok severim. Eskiden

We used to have it at the school where I used to work

çalıştığım okulda yerdik

and they would often have eggplant for for lunch.

ve öğle yemeğinde sık sık patlıcan yerlerdi.

Very nice.

Çok güzel.

Cooked in olive oil.

Zeytinyağında pişirilir.

Delicious.

Lezzetli.

So today we have Mr.

Bugün Bay

Steve coming up.

Steve geliyor.

We are talking about hard and easy things as well.

Zor ve kolay şeylerden de bahsediyoruz.

Maybe we will find out about what Mr.

Belki Bay

Steve has been doing.

Steve'in ne yaptığını öğreniriz. Şu anda

He he is in a bit of a difficult situation at the moment, Mr.

biraz zor bir durumda , Bay

Steve, because he's trying to work out and this is one thing Mr.

Steve çünkü durumu düzeltmeye çalışıyor ve bu, Bay

Steve is not very good at.

Steve'in pek iyi olmadığı bir konu.

He's not very good at making decisions.

Karar vermede pek iyi değildir.

And this is one of the things that he's finding hard to solve at the moment,

Ve bu, şu anda çözmekte zorlandığı şeylerden biri,

because he wants to buy some new trees,

çünkü yeni ağaçlar almak istiyor,

some small trees to go at the side of the garden,

bahçenin kenarına koymak için küçük ağaçlar,

because last year we had to cut them down, we had to start cutting them down, and now they've all gone.

çünkü geçen yıl onları kesmek zorunda kaldık. onları kesmeye başlamak için ve şimdi hepsi gitti.

And we

are using them now as firewood because they all died.

Ve

şimdi onları yakacak olarak kullanıyoruz çünkü hepsi öldü.

So Steve wants to replace the trees with some new trees, but he can't decide.

Steve ağaçları yeni ağaçlarla değiştirmek istiyor ama karar veremiyor.

He can't make up his mind.

Kararını veremiyor.

He is indecisive.

O kararsız.

Sometimes a person who is indecisive

Bazen kararsız olan kişi,

is a person who can't make a decision about something.

bir konuda karar veremeyen kişidir.

They have a choice.

Bir seçenekleri var.

Maybe two things or maybe three things or maybe a dozen things.

Belki iki şey, belki üç şey , belki bir düzine şey.

And they have to choose one thing from that group.

Ve o gruptan bir şey seçmek zorundalar.

And sometimes it's not easy to do.

Ve bazen yapmak kolay değil.

I think it is fair to say that

Mr. Steve sometimes

Bay Steve'in bazen

finds it very hard to make decisions.

karar vermeyi çok zor bulduğunu söylemenin adil olduğunu düşünüyorum.

Nick Tram is here. Hello. Near Tram.

Nick Tram burada. Merhaba. Tramvay yakınında.

The cows look at people at a party and you have gatecrashed.

İnekler bir partide insanlara bakar ve siz kaza yaptınız.

Well, they don't mind.

Pekala, umursamıyorlar.

They love it.

Onu seviyorlar.

They love it when Mr.

Bay

Steve and myself walk by because they always have a little look.

Steve ve benim yanımdan geçmelerine bayılıyorlar çünkü her zaman biraz bakışları var.

They are curious and the reason why they are always happy to see us

Meraklılar ve bizi görmekten her zaman mutlu olmalarının nedeni,

is because quite often we will give some give them some grass

çoğu zaman onlara biraz ot

or some leaves from all trees.

veya tüm ağaçlardan biraz yaprak vermemizdir.

That's the reason why

Bu nedenle

animals are very simple creatures

hayvanlar,

with their likes and dislikes.

sevdikleri ve sevmedikleri ile çok basit canlılardır.

And when you give them food

Ve onlara ve evcil

and anyone who owns a pet, if you have a cat or a dog, you will know that

hayvanı olan herhangi birine yemek verdiğinizde, eğer bir kediniz veya köpeğiniz varsa,

it doesn't take very long for an animal to realise

bir hayvanın

that human beings are a very good source of food.

insanın çok iyi bir besin kaynağı olduğunu fark etmesinin çok uzun sürmediğini bileceksiniz.

Which is why many animals love human beings very much.

Bu yüzden birçok hayvan insanı çok sever.

Olga is here. Hello, Olga.

Olga burada. Merhaba Olga.

I recognise myself as being indecisive.

Kendimi kararsız olarak kabul ediyorum.

It is true.

Bu doğru.

I would say that many people are indecisive from time to time.

Birçok insanın zaman zaman kararsız kaldığını söyleyebilirim .

Maybe you have a wonderful choice of things

Belki sahip olabileceğiniz harika şeyler seçeneğiniz vardır

that you could have, but you can only choose one thing.

, ancak yalnızca bir şeyi seçebilirsiniz.

But you want all of them.

Ama sen hepsini istiyorsun.

You want everything that's fair.

Adil olan her şeyi istiyorsun.

But you can't. You can only have one thing.

Ama yapamazsın. Sadece bir şeye sahip olabilirsin.

Sometimes making a decision is not easy.

Bazen karar vermek kolay değildir. Size

We have some lovely photographs to show you.

gösterecek güzel fotoğraflarımız var.

By the way, can I say thank you to Claudia?

Bu arada, Claudia'ya teşekkür edebilir miyim?

Claudia is always going somewhere.

Claudia her zaman bir yere gidiyor.

Thank you, Claudia, for your lovely photographs.

Güzel fotoğrafların için teşekkürler Claudia.

Look, isn't this lovely?

Bak, bu çok hoş değil mi?

Isn't that ever so nice?

Bu hiç bu kadar hoş değil mi?

Beautiful.

Güzel.

A very beautiful photograph.

Çok güzel bir fotoğraf.

It looks very tropical.

Çok tropikal görünüyor.

It looks like maybe you are on a small desert island somewhere

Görünüşe göre belki de

with a bridge going through the middle.

ortasından bir köprü geçen küçük bir ıssız adadasın.

And here's another photograph sent to us by Claudia.

Ve bu da bize Claudia tarafından gönderilen başka bir fotoğraf.

Claudia? Claudia.

Claudia mı? Claudia.

Oh, very nice.

Oh çok güzel.

Now, apparently, this is a place called El Rosado

Şimdi, görünüşe göre burası El Rosado Del Palmero adlı bir yer

Del Palmero, which I think might be the Rose Garden

, bence burası Gül Bahçesi

or the Park Garden of Rose Roses.

ya da Gül Gülleri Parkı Bahçesi olabilir.

So I'm not sure it might it might be translate

Bu yüzden

it as the Rose Park or the Rose Garden.

Gül Parkı veya Gül Bahçesi olarak çevrilebileceğinden emin değilim.

Am I right or am I wrong?

Haklı mıyım yoksa haksız mıyım?

Maybe wrong.

Yanlış olabilir.

Talking of photographs, we also have a picture from Luis Méndez.

Fotoğraflardan bahsetmişken, bir de Luis Méndez'den bir fotoğrafımız var.

Thank you, Luis. Out walking.

Teşekkürler, Luis. Yürümek Hava çok güzel olmasa bile

If there is one thing that is good to do, even when the weather is not very nice,

yapılacak iyi bir şey varsa,

going outside for a walk is a good thing to do.

dışarı çıkıp yürüyüş yapmak iyi bir şeydir.

So thank you also Luis for your lovely photographs.

Bu yüzden güzel fotoğraflarınız için Luis'e de teşekkür ederim.

I do like this photograph and there is a reason why I like this picture

Bu fotoğrafı seviyorum ve bu fotoğrafı sevmemin bir nedeni de

is because I am always fascinated by reflections.

yansımalardan her zaman etkilenmiş olmamdır.

I love looking at reflections maybe on a river or a lake.

Bir nehir veya göl üzerindeki yansımalara bakmayı seviyorum.

And you can see

Ve

there how perfectly captured the reflections are.

orada yansımaların ne kadar mükemmel yakalandığını görebilirsiniz.

In fact, if you turned that photograph upside down,

Aslında, o fotoğrafı ters çevirirseniz,

it would still virtually look the same.

neredeyse aynı görünecektir.

So I am I am fascinated by photography

Bu yüzden,

and filmmaking when it involves reflections.

yansımaları içerdiğinde fotoğrafçılık ve film yapımı beni büyülüyor.

I do like that very much

Bunu çok seviyorum

so. Thank you, Claudia and Louis, for your lovely photographs.

. Güzel fotoğraflarınız için teşekkürler Claudia ve Louis .

If you want to send something to me, of course you can.

Bana bir şey göndermek istersen, elbette yapabilirsin.

Here is the address.

İşte adres. İşte

There it is.

burada.

My email address is at the bottom of the screen.

E-posta adresim ekranın altında.

You can see it there right now.

Şu anda orada görebilirsiniz.

If you want to say hello, Mr.

Merhaba Bay

Duncan, or if you want to say, I don't like you, Mr.

Duncan demek istiyorsanız veya sizi sevmiyorum Bay

Duncan, you smell of cabbage, Mr.

Duncan, lahana kokuyorsunuz Bay

Duncan,

Duncan demek istiyorsanız,

you are free to do it.

bunu yapmakta özgürsünüz.

No problem. So there is the email address.

Sorun değil. Yani e-posta adresi var.

Of course, you can also send some photographs, maybe something nice

Tabii ki, bazı fotoğraflar da gönderebilirsiniz, belki

if you want to send something to me, something

bana bir şey göndermek isterseniz güzel bir şey, neşeli bir şey

cheerful, maybe something you want to tell me.

, belki bana söylemek istediğiniz bir şey.

Maybe you have some good news.

Belki iyi haberlerin vardır.

Maybe something nice has happened to you.

Belki başına güzel bir şey gelmiştir.

Mr. Steve.

Bay Steve.

Will be here in a few moments.

Birkaç dakika içinde burada olacak.

I can hear him now.

Onu şimdi duyabiliyorum.

He's coming down the stairs.

Merdivenlerden iniyor.

He's moaning about something.

Bir şey hakkında inliyor.

He's always complaining about things.

Sürekli bir şeylerden şikayet ediyor.

However, yesterday we decided to take a little bit of rest and relaxation.

Ancak dün biraz dinlenmeye ve rahatlamaya karar verdik.

We went out for a lovely walk and this is what Mr Steve got up to.

Güzel bir yürüyüşe çıktık ve Bay Steve'in yaptığı da buydu.