Learn to Express Experience in English - Lesson 7 - Speak English with Mr Duncan

Saying how you feel about something you see

Gördüğün bir şey hakkında ne hissettiğini söylemek

expresses your view of the world to me,

benim için dünyaya bakışını ifade ediyor,

If it is good or if it is bad, to hear your opinion always makes me feel glad.

İyi mi kötü mü, fikrini duymak beni her zaman mutlu ediyor.

Unless what you say has the opposite sight, then there could be a problem

Söylediklerinin aksini düşünmüyorsanız, o zaman bir sorun olabilir

and we might start to fight.

ve kavga etmeye başlayabiliriz.

In our everyday lives,

Günlük hayatımızda,

we will often find ourselves in a situation where we have to express how we feel about something.

kendimizi genellikle bir şey hakkında ne hissettiğimizi ifade etmemiz gereken bir durumda buluruz.

Generally speaking, there are two ways of expressing how we might feel

Genel olarak konuşursak, çevremizdeki dünyada

about each of the things that exist and occur in the world around us.

var olan ve meydana gelen her bir şey hakkında nasıl hissedebileceğimizi ifade etmenin iki yolu vardır .

We can express a positive view

Olumlu bir görüş

or a negative view.

veya olumsuz bir görüş ifade edebiliriz.

We might express excitement or dread.

Heyecan veya korku ifade edebiliriz.

A person can be enthusiastic or reluctant.

Bir kişi hevesli veya isteksiz olabilir.

There may also be an occasional third option,

Ara sıra üçüncü bir seçenek de olabilir,

which is when a person has no strong feeling either way.

bu da kişinin hiçbir şekilde güçlü bir duyguya sahip olmadığı zamandır.

That is to say their feeling is neither good nor bad.

Yani hisleri ne iyi ne de kötüdür.

They are indifferent, unmoved and apathetic.

Kayıtsız, kayıtsız ve ilgisizdirler.

They could not care less.

Daha az umursayamazlardı.

They don't care either way.

Her iki şekilde de umursamıyorlar.

The level or strength of feeling

Duygunun düzeyi veya gücü

can be expressed in many ways, the stronger we feel about something,

birçok şekilde ifade edilebilir, bir şey hakkında ne kadar güçlü hissedersek, o

then the more we want to express that feeling,

duyguyu,

especially when describing an experience.

özellikle bir deneyimi anlatırken, o kadar çok ifade etmek isteriz.

The feeling is personal.

Duygu kişiseldir.

It is what we actually feel about something.

Aslında bir şey hakkında hissettiğimiz şey budur.

These feelings are expressed in the form of words

Bu duygular

that are either positive or negative.

olumlu ya da olumsuz kelimelerle ifade edilir.

Good or bad,

İyi ya da kötü, yaptığımız ya da gelecekte yapacağımız bir şeyden duyduğumuz

we might also express the level of pleasure we feel about something we have done

haz düzeyini de ifade edebiliriz

or will do in the future.

.

Then there are the things we did not enjoy

Sonra zevk almadığımız şeyler

or a future event that we do not want to do.

veya gelecekte yapmak istemediğimiz bir olay var.

A painful event or an unpleasant experience

Acı verici bir olay ya da tatsız bir deneyim

will always be expressed in a negative way.

her zaman olumsuz bir şekilde ifade edilecektir.

Something you did not enjoy and would never do again.

Zevk almadığınız ve bir daha asla yapmayacağınız bir şey.

There are many words in English

İngilizce'de

that allow us to express the level of how pleasurable or painful an experience was or might be.

bir deneyimin ne kadar zevkli veya acı verici olduğunu veya olabileceğini ifade etmemizi sağlayan birçok kelime vardır.

In the positive sense,

Olumlu anlamda,

you might feel that something was OK.

bir şeylerin yolunda olduğunu hissedebilirsiniz.

It was not bad.

O kötü değildi.

It was OK.

İyiydi.

We are saying that the thing in question was not bad,

Söz konusu olanın kötü olmadığını

but also not memorable.

ama akılda kalıcı olmadığını da söylüyoruz.

The party was OK, but not very exciting.

Parti iyiydi ama çok heyecanlı değildi.

I had an OK time at the party, but it was nothing special.

Partide iyi vakit geçirdim ama özel bir şey değildi.

You might say that the use of OK in those sentences

Bu cümlelerde OK kullanımının

gives the impression that the party was neither good nor bad.

partinin ne iyi ne de kötü olduğu izlenimini verdiğini söyleyebilirsiniz.

It was just OK.

Sadece iyiydi.

There are many words that we can use to describe

something we want to do or are glad we did.

Yapmak istediğimiz veya yaptığımız için mutlu olduğumuz bir şeyi anlatmak için kullanabileceğimiz birçok kelime var.

You might express how you feel before doing something

Bir şeyi yapmadan önce veya gerçekleştikten sonra nasıl hissettiğinizi ifade edebilirsiniz

or after it has occurred.

.

It will be good.

İyi olacak.

It was good.

İyiydi.

It will be exciting.

Heyecan verici olacak.

It was exciting.

Heyecan vericiydi.

It will be interesting.

İlginç olacak.

It was interesting.

İlginçti.

It will be fun.

Eğlenceli olacak.

It was fun.

Eğlenceliydi.

It will be a pleasure.

Bu bir zevk olacak.

It was a pleasure.

Bu bir zevkti.

It will be great.

İyi olacak.

It was great.

Harikaydı.

There are many ways of expressing a positive feeling.

Olumlu bir duyguyu ifade etmenin birçok yolu vardır.

It's OK.

Önemli değil.

I'm OK.

Ben iyiyim.

It was OK.

İyiydi.

It's all right.

Her şey yolunda.

I'm all right.

Ben iyiyim.

It was all right.

Bu iyiydi.

It's good.

Bu iyi.

I feel good.

İyi hissediyorum.

It was good.

İyiydi.

It's wonderful.

Bu harika.

I feel wonderful.

Muhteşem hissediyorum.

It was wonderful.

Harikaydı.

It's amazing.

Bu harika.

I feel amazing.

Harika hissediyorum.

It was amazing.

Muhteşemdi.

It's fantastic.

O fantastik.

I feel fantastic.

Fantastik hissediyorum.

It was fantastic.

Harikaydı.

It's brilliant.

Bu dahice.

I feel brilliant.

Harika hissediyorum.

It was brilliant.

Harikaydı.

It's incredible.

İnanılmaz.

I feel incredible.

İnanılmaz hissediyorum.

It was incredible.

İnanılmazdı.

It's astounding.

Bu şaşırtıcı.

It was astounding.

Şaşırtıcıydı.

It's unbelievable.

Bu inanılmaz.

You're unbelievable.

İnanılmazsın.

It was unbelievable.

İnanılmazdı.

To feel excited about something you will do

Yapacağınız bir şey için heyecanlanmak,

can be described as enthusiasm.

coşku olarak tanımlanabilir.

It is the feeling of excitement about a future event.

Gelecekteki bir olay hakkında heyecan duygusudur.

Enthusiasm is the noun and enthusiastic is the adjective.

Coşku isimdir ve coşkulu sıfattır.

A person appears excited and enthusiastic.

Bir kişi heyecanlı ve hevesli görünür.

They are looking forward to an event.

Bir olayı dört gözle bekliyorlar.

They can't wait for it.

Bunu bekleyemezler.

They are expressing enthusiasm.

Coşkuyu ifade ediyorlar.

I can't wait to see my family again.

Ailemi tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.

I can't wait for Christmas to arrive.

Noel'in gelmesini bekleyemiyorum.

I really want to visit my auntie again.

Gerçekten teyzemi tekrar ziyaret etmek istiyorum.

I am enjoying my time with you.

Seninle geçirdiğim zamanın tadını çıkarıyorum.

You will notice that enthusiasm

Coşkunun

can also be expressed as desire,

arzu,

something you wish to do, something you want to do one day.

yapmayı dilediğin bir şey, bir gün yapmak istediğin bir şey olarak da ifade edilebileceğini fark edeceksin.

You are enthusiastic,

Heveslisiniz,

you express enthusiasm.

coşku ifade ediyorsunuz.

You are eager for something to happen.

Bir şeylerin olması için can atıyorsun.

You are hyped for it.

Bunun için heyecanlanıyorsun.

You are pumped for it.

Bunun için pompalanıyorsun.

You are stoked for it.

Bunun için hazırsın.

Of course, there is the opposite of enjoying

something that has happened or will happen.

Olmuş ya da olacak bir şeyden keyif almanın tersi de var elbette.

The negative feeling of disliking or feeling unwilling to do something

Bir şeyi yapmaktan hoşlanmamak ya da isteksiz hissetmek gibi olumsuz duygular

can also be described in many ways.

da pek çok şekilde tarif edilebilir.

You can express it in the form of an opinion... what you thought of something

Bunu bir fikir şeklinde ifade edebilirsiniz...

you've already experienced or done, or how you feel

daha önce deneyimlediğiniz veya yaptığınız bir şey hakkında ne düşündüğünüzü veya

about doing a particular thing in the future.

gelecekte belirli bir şeyi yapmak konusunda ne hissettiğinizi.

It was bad.

Bu kötü oldu.

It will be bad.

Kötü olacak.

It was awful.

Berbattı.

It will be awful.

Korkunç olacak.

It was dire.

Korkunçtu.

It will be dire.

Korkunç olacak.

It was appalling.

Korkunçtu.

It will be appalling.

Korkunç olacak.

It was horrible.

O korkunçtu.

It will be horrible.

Korkunç olacak. İç

It was dismal.

karartıcıydı.

It will be dismal.

Kasvetli olacak.

It was terrible.

Berbattı.

It will be terrible.

Korkunç olacak.

It was dross.

Cüruftu.

It will be dross.

Cüruf olacak.

It was shit.

Boktandı.

It will be shit.

[ __ ] olacak.

It was dreadful.

Korkunçtu.

It will be dreadful.

Korkunç olacak.

It was ghastly.

Korkunçtu.

It will be ghastly.

Korkunç olacak.

A thing not yet done might make you feel unhappy.

Henüz yapılmamış bir şey sizi mutsuz edebilir.

You do not want to do that thing.

O şeyi yapmak istemezsin.

You are not looking forward to doing it.

Bunu yapmak için sabırsızlanıyorsun.

I'm dreading going to the dentist next week.

Gelecek hafta dişçiye gitmeye korkuyorum.

I am not looking forward to going back to work.

İşe geri dönmeyi dört gözle beklemiyorum.

I really don't want to meet my parents this weekend.

Bu hafta sonu gerçekten ailemle tanışmak istemiyorum.

I don't feel like travelling that long distance.

O kadar uzun mesafe seyahat etmek içimden gelmiyor.

I wish I didn't have to give that speech next month.

Keşke önümüzdeki ay o konuşmayı yapmak zorunda kalmasaydım.

The thing you are going to do is making

Yapacağınız şey,

you feel nervous, anxious or just generally unhappy.

sizi gergin, endişeli veya genel olarak mutsuz hissettirmek.

You feel reluctant to do it.

Bunu yapmak konusunda isteksiz hissediyorsunuz.

You dread the arrival of that moment.

O anın gelişinden korkuyorsun.

You do not want to do it.

Bunu yapmak istemiyorsun.

You are looking for a way out of having to do it.

Bunu yapmak zorunda kalmamak için bir çıkış yolu arıyorsunuz.

You don't want

to do it at all.

Bunu hiç yapmak istemiyorsun.

It would be fair to say

that each one of us experiences the world around us in different ways.

Her birimizin etrafımızdaki dünyayı farklı şekillerde deneyimlediğini söylemek adil olur.

Sometimes these differences can lead to disagreement and conflict,

Bazen bu farklılıklar anlaşmazlığa ve çatışmaya yol açarken,

while others try to see both of the opinions expressed

diğerleri her iki görüşün de ifade edildiğini görmeye

and come to some sort of understanding.

ve bir tür anlayışa varmaya çalışır.

one person's good experience might be someone else's idea of hell.

bir kişinin iyi deneyimi, başka birinin cehennem fikri olabilir.

You really want to go to Disneyland,

Sen gerçekten Disneyland'a gitmek isterken

while another person might hate the thought of going there.

başka biri oraya gitme düşüncesinden nefret edebilir.

One person's like might be another person's nightmare.

Bir kişinin beğenisi başka birinin kabusu olabilir.

We all have different tastes and desires.

Hepimizin farklı zevkleri ve arzuları var.

We may not always agree, but as long as

Her zaman aynı fikirde olmayabiliriz, ancak kavga etmek ve ağız dalaşı yapmak istemeden

we are willing to share and express our differences

farklılıklarımızı paylaşmaya ve ifade etmeye istekli olduğumuz sürece

without wanting to fight and squabble,

then there is hope for all of us.

hepimiz için umut vardır.

I hope today's lesson has been a good experience

Umarım bugünkü ders iyi bir deneyim olmuştur

and I will see you all soon for another one.

ve yakında başka bir ders için görüşürüz.

This is Mr Duncan

Bu,

in the birthplace of English saying.

İngilizce deyişin doğum yerindeki Bay Duncan.

Ta ta for now.

Şimdilik ta ta.