"You're Getting On My Nerves" - English Addict eXtra - LIVE Lesson - Learn words for being annoyed

How lovely it is to see you

Hafta sonunda seni görmek ne güzel

at the end of the week.

.

Don't worry, there is nothing wrong with your calendar.

Endişelenme, takviminde bir sorun yok.

Yes, we are here together and it is a rather strange

Evet, burada beraberiz ve

day here in England we have wind, we have sunshine,

burada, İngiltere'de oldukça tuhaf bir gün, rüzgarımız var, güneşimiz var

and also we have lots of pretty colours of nature

ve ayrıca bugün tadını çıkaracağımız çok sayıda güzel doğa rengimiz var

as well to enjoy today. Hi.

. MERHABA.

Here we go. Yes, it is. English addict.

İşte başlıyoruz. Evet öyle. İngiliz bağımlısı.

Something slightly different today, you may notice,

Bugün biraz farklı bir şey fark edebilirsiniz,

because, well,

çünkü

we're not normally on on this particular day,

normalde bu özel günde yayında değiliz

but we are today coming to you live from the birthplace of the English language,

ama bugün size İngilizcenin doğum yerinden canlı olarak geliyoruz,

which just happens to be, oh, my goodness,

ki bu tesadüfen, aman Tanrım ,

it's England.

burası İngiltere.

It's something very strange is happening.

Çok garip bir şey oluyor.

I hope you can see me all right, because I think maybe there might be

Umarım beni iyi görebilirsin, çünkü

a little problem with the live stream.

canlı yayında küçük bir sorun olabilir diye düşünüyorum.

Let's see, shall we?

Bakalım, olur mu?

I hope it is working all right.

Umarım her şey yolundadır.

If it isn't.

Eğer değilse.

Well, I might be in big trouble.

Pekala, başım büyük belada olabilir.

Oh, no, we are. Okay.

Hayır, öyleyiz. Tamam aşkım. Az önce cihazlarımdan birine

Something very strange just happened, you see, to one of my devices.

çok garip bir şey oldu .

Hi, everybody. This is Mr.

Selam millet. Ben

Duncan in England. How are you today?

İngiltere'den Bay Duncan. Bugün nasılsın? İyi misin

Are you okay?

?

I hope so. Are you feeling happy?

Umarım. Mutlu hissediyor musun?

Do you have one of these on your face at the moment?

Şu anda yüzünüzde bunlardan biri var mı?

I hope you do, because, yes,

Umarım yaparsın, çünkü evet,

we get to do this all over again.

bunu tekrar yapacağız.

Not only the live stream, but also life itself.

Sadece canlı yayın değil, hayatın kendisi de.

We get to enjoy another day of this.

Bunun bir gününün daha tadını çıkaracağız.

My name is Mr. Duncan.

Benim adım Bay Duncan.

I. I am a person who sometimes appears on YouTube.

I. YouTube'da ara sıra görünen bir insanım.

I pop up and you might describe me as one of those.

Açılırım ve beni onlardan biri olarak tanımlayabilirsiniz.

A lot of people say that I am one of those, an English addict.

Pek çok insan benim onlardan biri olduğumu söylüyor, bir İngiliz bağımlısı.

I like English very much, and I have a feeling

İngilizceyi çok seviyorum ve

the reason why you are here today is because you like English as well.

bugün burada bulunmanızın sebebinin sizin de İngilizceyi sevmeniz olduğunu hissediyorum.

Or maybe you just like watching me.

Ya da belki sadece beni izlemek hoşuna gidiyordur.

It is true

that a lot of people do find me slightly annoying.

Pek çok insanın beni biraz sinir bozucu bulduğu doğru. Bay

Can you believe that there are people out there who say that Mr.

Duncan is really annoying?

Duncan'ın gerçekten sinir bozucu olduğunu söyleyen insanlar olduğuna inanabiliyor musun?

I can't stand that guy.

O adama dayanamıyorum.

I know you as shocked as I am, to be honest.

Dürüst olmak gerekirse senin de benim kadar şok olduğunu biliyorum.

Talking of which, we are discussing

Konu açılmışken,

annoying things today.

bugün sinir bozucu şeylerden bahsediyoruz.

Many annoying things around.

Etrafta pek çok can sıkıcı şey var. Belki

Maybe something that you find irritating

rahatsız edici bulduğunuz bir

something that makes you feel annoyed.

şey sizi rahatsız eden bir şey olabilir. Can

Some things it is annoying is a thing

sıkıcı bazı şeyler,

that makes you feel annoyed.

sizi rahatsız hissettiren bir şeydir.

So the annoyance is the thing

Yani rahatsızlık,

that is causing you to feel annoyed.

rahatsız hissetmenize neden olan şeydir.

And we might also say that that thing is annoying.

Ayrıca bu şeyin can sıkıcı olduğunu da söyleyebiliriz. Bunların

All of that coming up later on

hepsi daha sonra gelecek

and I hope you will stay with me as well.

ve umarım sen de benimle kalırsın.

Yes, it is a little bit different because we are doing this

Evet biraz farklı çünkü

on a day where we don't normally come together.

normalde bir araya gelmediğimiz bir günde yapıyoruz bunu.

And there is a reason for that because I am not with you on Sunday.

Ve bunun bir nedeni var çünkü Pazar günü sizinle birlikte değilim.

Normally I am with you every Sunday and Wednesday,

Normalde her pazar ve çarşamba sizlerleyim

but this week I'm not.

ama bu hafta yokum.

So I will not be with you on Sunday.

Bu yüzden Pazar günü sizinle olmayacağım.

This Sunday coming there will be no English addict,

Bu Pazar günü İngiliz bağımlısı olmayacak

but at least we can enjoy each other's company today because it is the end of the week.

ama en azından bugün birbirimizin arkadaşlığından keyif alabiliriz çünkü bugün hafta sonu.

Yes, it's Friday.

Evet, bugün Cuma.

It is Friday

Bugün Cuma

and we are here together.

ve burada beraberiz.

I hope you are feeling good.

Umarım iyi hissediyorsundur.

I suppose we should be feeling good today

Sanırım bugün kendimizi iyi hissediyor olmalıyız

because it is the end of the week for many people.

çünkü birçok insan için haftanın sonu.

The weekend is just around the corner

Hafta sonu hemen köşede

and then we have at least two days to enjoy ourselves.

ve sonra eğlenmek için en az iki günümüz var.

Anything planned for you this weekend?

Bu hafta sonu senin için planladığın bir şey var mı?

Anything interesting happening?

İlginç bir şey oluyor mu?

Maybe we will see what happens

Belki önümüzdeki günlerde neler olacağını göreceğiz

over the next couple of days.

.

And you know what it's like.

Ve bunun nasıl bir şey olduğunu biliyorsun.

Life can be unpredictable.

Hayat tahmin edilemez olabilir.

You have no idea what is around the corner.

Köşede ne olduğu hakkında hiçbir fikrin yok.

Everything looking lovely outside at the moment.

Şu anda dışarıda her şey çok güzel görünüyor. İşte

There it is. That is one of the plants in the garden.

burada. Bu bahçedeki bitkilerden biri.

And you can see there are lots of bees

Ve

buzzing around this particular plant.

bu özel bitkinin etrafında vızıldayan çok sayıda arı olduğunu görebilirsiniz.

So this plant is called a dung Kilis or Cardon?

Peki bu bitkiye gübre Kilis mi Cardon mu deniyor?

Kilis.

Kilis.

And if you look closely, you can see there are some buzzing bees.

Ve yakından bakarsanız, bazı vızıldayan arılar olduğunu görebilirsiniz.

They are taking the pollen

and also the nectar from the plants.

Bitkilerden polen ve nektar alıyorlar.

And a few days ago, there were so many bees

Ve birkaç gün önce, bu bitkide vızıldayan çok fazla arı vardı

buzzing around on this particular plant.

.

It was a very unusual sight, to say the least.

En azından söylemek gerekirse, çok sıra dışı bir manzaraydı.

You can see that the sun is out.

Güneşin çıktığını görebilirsiniz.

We do have some sunshine today.

Bugün biraz güneş ışığımız var.

In fact, if we look at the other camera angle,

Aslında diğer kamera açısından bakarsak

you can see it is rather nice today.

bugünün oldukça güzel olduğunu görebilirsiniz.

So there it is, some lovely fluffy white clouds

İşte burada, bazı güzel kabarık beyaz bulutlar

and also some blue sky and everything looking rather

ve ayrıca biraz mavi gökyüzü ve

nice today, even though over the past couple of days we've had a lot of rain,

son birkaç gündür çok yağmur yağmamıza rağmen bugün her şey oldukça güzel görünüyor,

but things have settled down

ancak her şey sakinleşti

and everything is not too bad.

ve her şey o kadar da kötü değil .

A cool day today.

Bugün serin bir gün.

A little cool.

Biraz havalı.

It is only 19 Celsius, although it does feel rather nice

Sadece 19 Santigrat, ancak

compared to what we had a few days ago

birkaç gün önce

when it was very, very hot.

çok, çok sıcakken sahip olduğumuza kıyasla oldukça iyi hissettiriyor.

Hello to the live chat.

Canlı sohbete merhaba.

I must not forget you because without your cooperation,

Seni unutmamalıyım çünkü işbirliğin olmasaydı

I wouldn't be

here because I would have no one to talk to.

burada olmazdım çünkü konuşacak kimsem olmazdı.

So hello to the live chat.

Canlı sohbete merhaba.

Hello.

Merhaba.

Also to I am not sure who was on today first

Ayrıca bugün ilk kimin olduğundan emin değilim

because I will just check.

çünkü sadece kontrol edeceğim.

I think it is, Alexandra.

Bence öyle, Alexandra.

Let's just have a look.

Bir bakalım.

Just a moment.

Bir dakika.

I'm not sure.

Emin değilim.

Oh, valid ten.

Oh, geçerli on.

Hello, Valentin.

Merhaba Valentina.

Nice to see you here today.

Bugün seni burada görmek güzel.

You are first on today's live chat.

Bugünkü canlı sohbette birincisiniz.

Congrats.

Tebrikler.

Relations to you.

Seninle ilişkiler.

Thank you, Valentin.

Teşekkürler Valentin.

Thank you very much for joining today

Bugün katıldığınız

and also being the first on the live chat.

ve canlı sohbette ilk kişi olduğunuz için çok teşekkür ederiz.

We also have Beatrix.

Beatrix'imiz de var.

Hello, Beatrice, nice to see you here.

Merhaba Beatrice, seni burada görmek güzel.

We have Mika.

Mika'mız var.

Hello, Mika.

Merhaba Mika.

Nice to see you on the live stream as well.

Sizi canlı yayında da görmek güzel.

I know where you are.

Ben nerede olduğunu biliyorum.

It is not easy to come on all the time and watch

Sürekli gelip izlemek kolay değil

because it is quite late where you are.

çünkü bulunduğunuz yer oldukça geç.

Hello. Also to Vitesse.

Merhaba. Ayrıca Vitesse'ye.

Thank you for joining me.

Bana katıldığın için teşekkür ederim.

Mega is here as well, Palmira.

Mega da burada, Palmira.

We also have Claudia.

Claudia'mız da var.

Oh, hello, Claudia.

Merhaba Claudia.

Guess what?

Ne oldu? Birazdan yemeğinizle ilgili

I'm going to show some photographs that you sent me

bana gönderdiğiniz bazı fotoğrafları göstereceğim

concerning your food in a few moments.

.

We also have v tense.

Ayrıca v gerginimiz var.

Nice to see you back as well. Z Sica

Seni de görmek güzel. Z Sica

Cui Hui Wu.

Cui Hui Wu.

Hello, Cui Wu, nice to see you today on the live stream as well.

Merhaba Cui Wu, bugün seni de canlı yayında görmek güzel .

Laura is here.

Laura burada. Bir

We also have Magdalena.

de Magdalena'mız var.

Nice to see you back here today.

Bugün seni tekrar burada görmek güzel.

By cook.

aşçı tarafından

Hello. By cook.

Merhaba. aşçı tarafından

Oussama, hello to you.

Oussama, sana merhaba.

I am new.

Ben yeniyim. Sen

Are you?

?

Is it your first time on the live chat?

Canlı sohbete ilk kez mi giriyorsun?

Well, all I can say is welcome

Tüm söyleyebileceğim hoş geldiniz

and I hope you have a good time here.

ve umarım burada iyi vakit geçirirsiniz.

I always get excited when we have new people on the live chat.

Canlı sohbette yeni insanlar olduğunda her zaman heyecanlanıyorum.

So welcome to you.

O halde hoş geldiniz.

We also have Anna.

Anna'mız da var.

Hello, Anna.

Merhaba Anna.

Nice to see you on the live stream as well.

Sizi canlı yayında da görmek güzel.

A little different today because I'm not normally here on Friday,

Bugün biraz farklı çünkü normalde Cuma günleri burada değilim

but I am here today.

ama bugün buradayım.

Did you know you might not know this, but when I first started doing my livestreams,

Bunu bilmiyor olabilirsiniz ama canlı yayınlarımı ilk yapmaya başladığımda

I would always do them on Friday.

hep Cuma günleri yapardım biliyor muydunuz?

Who remembers that way?

Kim böyle hatırlıyor?

Back in 2006, when I started doing my livestreams, I used to do them

2006'da, canlı yayınlarımı yapmaya başladığımda,

every Friday at 1:00

UK time for around about five or six months.

yaklaşık beş veya altı ay boyunca her Cuma İngiltere saatiyle 1:00'de yapardım.

And then I changed the time because I realised it might be a better idea

Sonra zamanı değiştirdim çünkü

to do my livestreams on Sunday

canlı yayınlarımı

when there are more people around.

etrafta daha fazla insan varken Pazar günleri yapmanın daha iyi bir fikir olabileceğini fark ettim.

So that's the reason why I changed. But yes, it's true.

Demek bu yüzden değiştim. Ama evet, bu doğru.

When I first started doing my livestreams,

Canlı yayınlarımı yapmaya ilk başladığımda,

I actually did them on a Friday, but then I stopped.

aslında onları bir Cuma günü yapıyordum ama sonra bıraktım.

Hello. Also to my roots.

Merhaba. Ayrıca köklerime.

Nice to see you here today. Hello, Miguel.

Bugün seni burada görmek güzel. Merhaba Miguel.

Who says thank you, Mr.

Bay

Duncan, for coming on live today?

Duncan, bugün canlı yayına geldiğiniz için kim teşekkür ediyor?

It is like a big, amazing surprise for us and a great start to the weekend.

Bizim için büyük, harika bir sürpriz ve haftasonuna harika bir başlangıç ​​gibi.

Thank you very much for your lovely compliment.

Güzel iltifatın için çok teşekkür ederim.

Thank you. I appreciate it.

Teşekkür ederim. Bunu takdir ediyorum.

We also have,

you know, what's coming next.

Sırada ne olacağı da belli.

A big welcome to Luis Menendez

Luis Menendez'e büyük bir karşılama

is here today.

bugün burada.

Hello, Lewis. Thank you for joining us again.

Merhaba Lewis. Bize tekrar katıldığınız için teşekkür ederiz.

And I hope you have had a good week where you are.

Ve umarım bulunduğunuz yerde iyi bir hafta geçirmişsinizdir.

We also have

Ayrıca

who else is here?

burada başka kim var?

Hams.

jambonlar.

Amin is here as well.

Emin de burada.

You have just arrived at the right time

Doğru zamanda geldiniz

because we are talking about a few things today.

çünkü bugün birkaç şeyden bahsediyoruz.

We will be looking outside as well.

Dışarıya da bakacağız.

Hello, Balram.

Merhaba Balram.

Balram says hello as well.

Balram da merhaba diyor.

Oh, quite a few people joining in already on the live chat.

Oh, zaten canlı sohbete katılan epeyce insan var.

Thank you very much.

Çok teşekkür ederim.

Thank you also for your lovely compliments about my shirt.

Gömleğimle ilgili güzel iltifatlarınız için de teşekkür ederim.

You can see here it says on my shirt,

Burada gömleğimin üzerinde "

I am an English addict.

Ben bir İngiliz bağımlısıyım" yazdığını görebilirsiniz. Sen

Are you?

?

That's what it says.

öyle yazıyor.

For those wondering.

Merak edenler için.

And you might be able to purchase these soon.

Ve bunları yakında satın alabilirsiniz. Eğer

You might.

olabilir.

I'm just

trying to sort things out with that, to be honest.

Dürüst olmak gerekirse, bununla işleri halletmeye çalışıyorum.

Hello, Irene.

Merhaba, Irene.

Hello. Also to.

Merhaba. ayrıca

Hello.

Merhaba.

Hello, Mika.

Merhaba Mika.

Mika says my husband is watching my neighbour

Mika, kocamın

my neighbour

Totoro on TV now besides me.

şimdi televizyonda benim yanımda komşum komşum Totoro'yu izlediğini söylüyor.

Oh, I see.

Ah anlıyorum.

So are you watching me alone or are you watching me with someone else?

Beni yalnız mı izliyorsun yoksa başka biriyle mi izliyorsun?

Interesting.

İlginç.

Tatyana Hello?

Tatiana Merhaba?

Tatiana Nice to see you here today as well.

Tatiana Bugün de seni burada görmek güzel.

So many people joining in. I never know.

Pek çok insan katılıyor. Asla bilemem.

I'm never sure how many people are actually going to join me

when I do my unusual

Alışılmadık

live streams at different times.

canlı yayınlarımı farklı zamanlarda yaptığımda kaç kişinin bana katılacağından asla emin değilim.

So I'm always interested to find out how many people actually join me.

Bu yüzden her zaman kaç kişinin bana katıldığını öğrenmekle ilgilenirim.

Hello. Also, Kristina again. Hello.

Merhaba. Ayrıca, yine Kristina. Merhaba.

Nice to see you back here as well.

Seni tekrar burada görmek güzel. Geçtiğimiz günlerde

I have received some lovely photographs over the past few days.

çok güzel fotoğraflar aldım .

Can I say a big thank you to Irene?

Irene'e büyük bir teşekkür edebilir miyim?

Hello, Irene. For your lovely dog.

Merhaba, Irene. Güzel köpeğin için.

You sent me a beautiful photograph of your little doggy.

Bana küçük köpeğinin güzel bir fotoğrafını gönderdin .

Always in that lovely.

Her zaman o sevimlilikte.

It's very small.

Bu çok küçük.

It looks like a small dog.

Küçük bir köpeğe benziyor.

But then I think it might be a puppy.

Ama sonra bunun bir köpek yavrusu olabileceğini düşünüyorum.

Is it a young dog?

Genç bir köpek mi?

A baby dog?

Yavru köpek mi?

Maybe so.

Belki bu yüzden.

This is Irene's dog.

Bu Irene'nin köpeği.

And its name is.

Ve adı.

Oh, it's a she, by the way.

Oh, bu arada, o bir kadın.

It's a lady dog.

Bu bir bayan köpek.

Nina.

Nina.

Nina.

Nina.

Hello, Nina.

Merhaba Nina.

Is your dog watching as well?

Köpeğiniz de izliyor mu? Sana

A big reference

büyük bir gönderme

to you, Nina.

, Nina.

And also thank you to Irene for sending the photograph.

Ayrıca fotoğrafı gönderen Irene'e de teşekkür ederim.

We also have another picture.

Ayrıca bir fotoğrafımız daha var.

Oh, yes.

Oh evet.

Now, this is more like it.

Şimdi, bu daha çok benziyor.

Food.

Yiyecek.

We are talking food now.

Şimdi yemek konuşuyoruz.

This is from Claudia.

Bu Claudia'dan.

And as you know, I always like to ask Claudia

Bildiğiniz gibi Claudia'ya tencerede ne pişirdiğini sormaktan her zaman hoşlanırım

what she is cooking in her pot.

.

And this was a meal that Claudia was making on, I think it was on Wednesday,

Ve bu Claudia'nın yaptığı bir yemekti , sanırım bahar çarşamba günüydü

spring. It's

.

interesting.

İlginç.

I like sprouts also.

Filizleri de severim.

Onions, fried onions and carrots as well.

Soğan, kızarmış soğan ve havuç da.

And apparently also lots and lots of garlic.

Ve görünüşe göre bir sürü sarımsak da var.

I do like garlic on my food.

Yemeğimde sarımsak severim.

I know I mentioned this all the time.

Bundan her zaman bahsettiğimi biliyorum.

Another photograph from Claudia.

Claudia'dan başka bir fotoğraf.

Now, this is the fish that we were talking about the other day.

Geçen gün bahsettiğimiz balık bu.

Do you remember we were talking about what Claudia was making

Hatırlıyor musun, biz Claudia'nın ne yaptığından bahsediyorduk

and you were making some fish, a certain type

ve sen berlam balığı denen belli bir balık türü yapıyordun

of fish called hake.

.

Now, I'm going to be honest with you, I don't think I've ever tried

Şimdi, sana karşı dürüst olacağım,

eating hake before.

daha önce berlam balığı yemeyi denediğimi sanmıyorum.

However, there it is.

Ancak, işte orada.

That's what it looks like. I will be honest with you.

Öyle görünüyor. sana karşı dürüst olacağım

It does remind me a little bit of cod.

Bana biraz morina balığını hatırlatıyor.

You are doing one of two things now.

Şu anda iki şeyden birini yapıyorsun.

You are either agreeing with me

Ya benimle aynı fikirdesin

or you are now

ya da şimdi

shouting at your screen.

ekranına bağırıyorsun.

So I think this looks like cod.

Bence bu morinaya benziyor.

What do you think?

Ne düşünüyorsun?

I wonder what it tastes like.

Tadı nasıl merak ediyorum. İşte

So there it is. Hake.

orada. Hake.

Thank you very much, Claudia, for sending those photographs in to me.

O fotoğrafları bana gönderdiğin için çok teşekkür ederim Claudia.

And as a way of keeping my appetite

İştahımı devam ettirmenin bir yolu olarak

going as well, I have to say, I do feel a little hungry.

da söylemeliyim ki, biraz aç hissediyorum.

I'm hungry today because all I've eaten today.

Bugün açım çünkü bugün yediğim tek şey buydu.

This is not a lie.

Bu bir yalan değil.

All I've had today is one piece of toast.

Bugün sahip olduğum tek şey bir parça kızarmış ekmek.

And I know, I know I am always being told off.

Ve biliyorum, her zaman bana söylendiğini biliyorum.

I am always being scolded

for not eating enough food.

Yeterince yemek yemediğim için sürekli azarlanıyorum.

But yes, all I've had today is a little piece of toast, so I am feeling quite hungry.

Ama evet, bugün tek yediğim küçük bir parça tost, bu yüzden oldukça açım.

Thank you very much for that.

Bunun için çok teşekkür ederim.

We also have who else is here today?

Ayrıca bugün burada başka kim var?

I like to say hello to everyone.

Herkese merhaba demeyi severim.

MOHSIN Hello.

MOHSIN Merhaba.

Mohsin Welcome back.

Muhsin Hoşgeldin.

Nice to see you all here on Friday.

Cuma günü hepinizi burada görmek güzel.

It feels very strange.

Çok garip hissettiriyor.

So this is a slightly shorter one.

Yani bu biraz daha kısa.

It isn't going to be for 2 hours.

2 saate kalmaz.

Some of you might be pleased to hear that.

Bazılarınız bunu duymaktan memnun olabilir.

Some of you might be very pleased to find out

Bazılarınız

that I'm not here for 2 hours today.

bugün 2 saat burada olmadığımı öğrenince çok sevinebilir.

Here is.

Burada.

Well, here are some interesting expressions

İşte

using the colour green and red.

yeşil ve kırmızı rengin kullanıldığı bazı ilginç ifadeler.

And I thought it would be interesting to show these expressions to you.

Ve bu ifadeleri size göstermenin ilginç olacağını düşündüm. Her şeyden önce

So first of all, this particular phrase

, bu belirli ifade

or sentence is using the colour green.

veya cümle yeşil rengi kullanıyor.

You might give the green light,

which is a very interesting phrase.

Çok ilginç bir tabir olan yeşil ışık yakabilirsiniz.

I'm sure you may have you may have heard of this before in the past

Eminim bunu daha önce duymuş olabilirsiniz, geçmişte

when you agree on something

bir konuda anlaştığınızda

or maybe if you give permission for something to happen or go ahead,

veya belki bir şeyin olmasına veya devam etmesine izin verirseniz,

we often say that you give the green light

genellikle yeşil ışık yaktığınızı söyleriz

you are saying or you are giving permission.

veya söylersiniz. izin veriyorlar.

You are allowing something to go ahead.

Bir şeyin ilerlemesine izin veriyorsunuz.

You give it the green light.

Ona yeşil ışık yakıyorsun.

So quite often if you give someone the green light,

Çoğu zaman birine yeşil ışık yakmanız,

it means you are giving them permission.

onlara izin verdiğiniz anlamına gelir. Bir

You are allowing them to do a particular thing

to green light something as well.

şeye yeşil ışık yakmak için belirli bir şeyi yapmalarına da izin veriyorsunuz.

So another expression is green light.

Yani diğer bir ifade yeşil ışıktır.

A particular thing.

Belirli bir şey.

Again, that means something has been approved.

Yine, bu bir şeyin onaylandığı anlamına gelir.

You have given permission for something to happen.

Bir şeyin olması için izin verdin.

So you might give the green light to a building project.

Yani bir inşaat projesine yeşil ışık yakabilirsiniz.

You give the green light to planning permission

Planlama iznine yeşil ışık yakarsınız

or you allow planning or building to take place.

veya planlama veya inşaat yapılmasına izin verirsiniz.

You give the green light you are giving

the go ahead to something.

Bir şeye devam etmek için yeşil ışık yakıyorsun.

Another colour that we sometimes use in phrases is red.

Cümlelerde bazen kullandığımız bir diğer renk de kırmızıdır. Bir

We might say that something is a red flag.

şeyin kırmızı bayrak olduğunu söyleyebiliriz.

Now quite often when we think of a red flag,

Şimdi, sık sık bir kırmızı bayrak düşündüğümüzde,

we often think of warning or danger.

çoğu zaman aklımıza uyarı veya tehlike gelir.

So when we say that something is a red flag,

Bu nedenle, bir şeyin kırmızı bayrak olduğunu söylediğimizde,

it means something that we should be

worried about or cautious about.

endişelenmemiz veya dikkatli olmamız gereken bir şey anlamına gelir.

Maybe we should be very wary

Belki de çok dikkatli olmalıyız

or aware of that particular thing.

ya da o belirli şeyin farkında olmalıyız.

So when we talk about something as a red flag,

Yani bir şeyden kırmızı bayrak olarak bahsettiğimizde,

we are saying that that thing might be dangerous, it might cause harm,

o şeyin tehlikeli olabileceğini, zarar verebileceğini

or maybe you are approaching a situation

veya bir duruma yaklaştığınızı

or maybe a person is behaving in a very strange way,

veya bir kişinin çok garip bir şekilde davrandığını

or maybe they appear to be dangerous.

veya belki de öyle göründüğünü söylüyoruz. tehlikeli olmak Bir

You can say that something is a red flag

şeyin kırmızı bayrak olduğunu söyleyebilirsiniz

and then we have another one using red.

ve sonra kırmızıyı kullanan başka bir tanemiz olur. Bir

We might say that something is a red light.

şeyin kırmızı ışık olduğunu söyleyebiliriz.

Now, when we think about driving on the road, we often

Şimdi, yolda araba kullanmayı düşündüğümüzde, genellikle

think of red as the colour of danger.

kırmızıyı tehlikenin rengi olarak düşünürüz.

But also it is the colour that is used when you want to say stop,

Ama aynı zamanda dur demek istediğinizde,

when you come

to the end of a road or a junction,

bir yolun sonuna geldiğinizde ya da bir kavşağa geldiğinizde,

you have to wait and quite often there are traffic lights.

beklemek zorunda olduğunuzda ve oldukça sık trafik ışıklarının olduğu durumlarda kullanılan renktir.

So when the traffic lights turn red, it means stop.

Yani trafik ışıkları kırmızıya dönünce dur demektir. Daha

Don't go any further, you have to wait.

fazla ileri gitmeyin, beklemeniz gerekiyor.

So when something is a red light,

Yani bir şeyin kırmızı ışık olması,

it means something is a warning.

bir şeyin uyarı olduğu anlamına gelir.

Something is acting as a warning that something might be happening.

Bir şey, bir şeylerin olabileceğine dair bir uyarı görevi görüyor.

Something negative, something bad, a thing in the future

Olumsuz bir şey, kötü bir şey, gelecekte olabilecek bir şey

might be dangerous, or it might also be a problem.

tehlikeli olabilir veya bir sorun da olabilir.

Something is a red light.

Bir şey kırmızı ışıktır.

You are saying that that thing might cause harm.

O şeyin zarar verebileceğini söylüyorsun.

It might be dangerous.

Tehlikeli olabilir.

I always like to show you new sentences and new words

Size her zaman yeni cümleler ve yeni kelimeler göstermeyi seviyorum

because that is the reason why we are here doing this.

çünkü burada bunu yapmamızın nedeni bu.

A quick break and then we are back today.

Kısa bir mola ve ardından bugün geri dönüyoruz. Can

We are looking at things that are annoying.

sıkıcı şeylere bakıyoruz.

Maybe today you can think about all of the things in your life

Belki bugün hayatınızda sinir bozucu olan her şeyi düşünebilirsiniz

that are annoying or maybe there is something that irritates

veya belki sizi rahatsız eden

or annoys you.

veya rahatsız eden bir şeyler vardır.

Maybe that person or that thing

Belki o kişi ya da o şey

is me.

benim.

I hope not.

Umarım değildir.

Sadly, Mr. Steve is not here today and he won't be here on Sunday,

Ne yazık ki, Bay Steve bugün burada değil ve Pazar günü burada olmayacak, bir

come to think of it, nor will I.

düşününce ben de olmayacağım.

We are having a little break on Sunday, but don't worry, we are back next week.

Pazar günü küçük bir ara veriyoruz ama merak etmeyin, haftaya dönüyoruz.

Everything will be back to normal.

Her şey normale dönecek.

I hope.

Umarım.

Deep, deep, deep.

It is Friday.

Derin, derin, derin.

Cuma.

It is Friday.

Cuma.

It feels very strange to be here on Friday, but we are here on Friday.

Cuma günü burada olmak çok garip ama Cuma günü buradayız.

And guess what?

Ve tahmin et ne oldu?

Guess what? So are you.

Ne oldu? sen de öyle

You're also here on Friday as well.

Cuma günü de buradasın.

I don't want to end the week on a miserable,

Haftayı mutsuz, hüzünlü bir notla bitirmek istemiyorum

sad note, but we are talking about annoying things today.

ama bugün can sıkıcı şeylerden bahsediyoruz.

Words and expressions connected to annoying things.

Rahatsız edici şeylerle bağlantılı kelimeler ve ifadeler.

One thing I just noticed, Mr.

Az önce izlediğimiz videoda fark ettiğim bir şey, Bay

Steve, in the video that we just saw was cutting his grass.

Steve, çimlerini biçmekti.

The strange thing is this year, Steve has hardly

Garip olan şey, bu yıl Steve çimleri neredeyse hiç biçmedi

cut the grass because the weather has been so extreme with the heat.

çünkü hava aşırı sıcak oldu.

And also we've had so little rain, almost no rain.

Ayrıca çok az yağmur yağdı, neredeyse hiç yağmur yağmadı.

And poor Mr.

Ve zavallı Bay

Steve's grass at the moment is not looking very healthy.

Steve'in çimleri şu anda pek sağlıklı görünmüyor.

I will be honest with you.

sana karşı dürüst olacağım

It's not looking very good at all,

although we do need a lot of rain.

Çok fazla yağmura ihtiyacımız olmasına rağmen, hiç de iyi görünmüyor.

Most of the rain is not actually staying on the ground.

Yağmurun çoğu aslında yerde kalmıyor.

So the strange thing about rain sometimes when you

Yağmurla ilgili tuhaf olan şey, bazen

you think that it will make a problem

bir

better or ease a problem.

sorunu iyileştireceğini ya da hafifleteceğini düşündüğünde.

Quite often rain can make things much worse.

Çoğu zaman yağmur işleri daha da kötüleştirebilir.

For example, dry ground rain perfect.

Örneğin kuru zemin yağmuru mükemmel.

Unfortunately, it isn't because the rain will not soak into the ground.

Ne yazık ki, yağmurun zemini ıslatmayacağı için değil.

It will not go into the ground.

Yere gitmeyecek.

So it can be a little awkward when you get rain

Bu nedenle, kuru bir havanın ardından yağmur yağdığında biraz garip olabilir

after a dry spell of weather.

.

And that's what's happening here at the moment.

Ve şu anda burada olan da bu.

So even though we've had a lot of rain over the past

Bu nedenle, son birkaç gündür çok yağmur yağmış olsa da

couple of days, it doesn't seem to be making the problem any better.

, sorunu daha iyi hale getirmiyor gibi görünüyor.

It is not making the problem go away.

Sorunu ortadan kaldırmıyor.

We still have a lot of dry land

Hâlâ çok kuru toprağımız var

and everyone is still feeling feeling

ve herkes hâlâ

the pain of the hot weather that we had.

sahip olduğumuz sıcak havanın acısını hissediyor.

So Pat is here.

Yani Pat burada.

Hello, Sue Cat, how nice to see you here as well.

Merhaba Sue Cat, seni de burada görmek ne güzel.

Very nice to see you here.

seni burada görmek çok güzel

We also have teak shore as well.

Ayrıca tik kıyımız da var.

Hello, Mr.

Merhaba, Bay

Duncan and everyone here.

Duncan ve buradaki herkes.

Hello, Teak Sha.

Merhaba Teak Sha.

Nice to see you back here as well on the live chat. Wow.

Canlı sohbette seni tekrar burada görmek güzel . Vay.

So many people are watching right now.

Şu anda bir çok kişi izliyor. Bu

Should I feel nervous

that so many people are hanging on

kadar çok insanın

to my every word? Wow,

her sözüme kulak asması beni gergin mi hissettirmeli? Vay canına,

so much pressure.

çok fazla baskı var.

So much pressure indeed.

Gerçekten çok fazla baskı. Bu

So today we are looking at things,

yüzden bugün can sıkıcı bir şeyi tanımlayabilecek şeylere,

words and expressions that might describe

kelimelere ve ifadelere bakıyoruz

something that is annoying.

.

For example, annoying things, annoying

Örneğin can sıkıcı şeyler, can sıkıcı

habits, things that can be annoying.

alışkanlıklar, can sıkıcı olabilecek şeyler.

So let's have a quick look at some of the words.

O halde bazı kelimelere hızlıca bir göz atalım. Her şeyden

Well, first of all, we might say that

önce,

an annoying thing disturbs something that is annoying.

can sıkıcı bir şeyin can sıkıcı bir şeyi rahatsız ettiğini söyleyebiliriz.

Might break your concentration.

Konsantrasyonunuzu bozabilir.

It might it might break your your peace and relaxation.

Huzurunuzu ve rahatlamanızı bozabilir. Can

Something annoying is a thing

sıkıcı bir şey,

that is bothering you and an annoying thing.

sizi rahatsız eden bir şeydir ve can sıkıcı bir şeydir.

For example, you might say that car alarm is annoying.

Örneğin, araba alarmının can sıkıcı olduğunu söyleyebilirsiniz.

Oui, oui.

Oui, ui.

We re really, really, really, really,

Biz gerçekten, gerçekten, gerçekten, gerçekten, gerçekten

really, really, really, really.

, gerçekten, gerçekten, gerçekten.

How annoying is that?

Bu ne kadar sinir bozucu?

That car alarm is annoying.

Şu araba alarmı can sıkıcı.

Your loud music is annoying.

Yüksek sesli müziğiniz rahatsız edici.

I would imagine that one of the most common complaints that people have about their neighbours

İnsanların komşuları hakkında sahip oldukları en yaygın şikayetlerden birinin

will be and is noise.

gürültü olacağını tahmin ediyorum.

I think so.

Bence de.

Various types of noise.

Çeşitli gürültü türleri.

Maybe your friend or maybe somebody living nearby.

Belki arkadaşın ya da yakınlarda yaşayan biri.

Someone you know, their car alarm

Tanıdığınız birinin arabasının alarmı

keeps sounding, it keeps going off and making a lot of noise.

çalmaya devam ediyor, sürekli çalıyor ve çok ses çıkarıyor.

We might also be annoyed about a person's loud music.

Bir kişinin yüksek sesli müziğinden de rahatsız olabiliriz.

Your loud music is annoying.

Yüksek sesli müziğiniz rahatsız edici.

Some people like to play their music loud.

Bazı insanlar müziklerini yüksek sesle çalmayı sever.

They like to open their windows so all the neighbours can hear

Tüm komşuların müziği duyabilmesi için pencerelerini açmayı severler

the music.

.

The word annoy can also be used to mean,

Abartmak kelimesi rahatsız etmek, rahatsız etmek anlamında da kullanılabilir

bother or pester.

.

I like that word pester.

Bu bela kelimesini seviyorum.

If you pester someone you pester.

Birini rahatsız edersen, rahatsız edersin.

It means you are constantly annoying them

Bu, onları sürekli rahatsız ettiğiniz

or you are bothering them, or you keep disturbing them.

veya rahatsız ettiğiniz veya rahatsız etmeye devam ettiğiniz anlamına gelir.

You pester that person.

O kişiyi rahatsız ediyorsun.

Maybe you keep asking someone for a favour,

Belki birinden bir iyilik istemeye devam ediyorsun

or maybe you keep wanting to call them on the telephone.

ya da belki onu telefonla aramak istiyorsun .

You pester them, you won't leave that person alone.

Onları rahatsız edersin, o kişiyi rahat bırakmazsın.

And it can be quite annoying.

Ve oldukça can sıkıcı olabilir.

You might say that you annoy me.

Beni rahatsız ettiğini söyleyebilirsin.

Why do you keep annoying me?

Neden beni rahatsız etmeye devam ediyorsun?

A person who will not leave you alone?

Seni yalnız bırakmayacak biri?

They keep wanting to talk to you.

Sürekli seninle konuşmak istiyorlar.

Or maybe if you are in a hurry, maybe you see them in the street

Ya da belki aceleniz varsa, belki onları sokakta görürsünüz

and they want to talk.

ve konuşmak isterler.

But you are in a hurry.

Ama aceleniz var.

It can be rather annoying.

Oldukça can sıkıcı olabilir.

A thing you wish would stop

Durmasını dilediğin bir şey can

is annoying.

sıkıcıdır.

So maybe something that is happening or something that you can hear, something

Yani belki olan bir şey ya da duyabildiğiniz bir şey,

that is bothering you is annoying.

sizi rahatsız eden bir şey can sıkıcıdır.

A thing you wish would stop is annoying.

Durmasını dilediğin bir şey can sıkıcıdır.

His life is very annoying.

Hayatı çok can sıkıcı.

Some people make a very strange sound when they laugh.

Bazı insanlar gülerken çok garip bir ses çıkarırlar. Senden ne haber

What about you?

?

Do you have a nice life or is your life annoying?

Güzel bir hayatın var mı yoksa hayatın sıkıcı mı?

Does it annoy people?

İnsanları rahatsız ediyor mu?

So maybe a person might wish that another one

Yani belki bir kişi,

or another person they know would stop laughing

tanıdığı birinin veya başka birinin

because the sound that they make is annoying.

çıkardığı ses sinir bozucu olduğu için gülmeyi bırakmasını isteyebilir.

A bad habit.

Kötü bir alışkanlık.

Oh yes. This is the one.

Oh evet. İşte bu o.

This is the thing that can cause all sorts of problems.

Bu, her türlü soruna neden olabilecek şeydir.

A bad habit or characteristic

Kötü bir alışkanlık veya özellik

is annoying.

can sıkıcıdır.

Maybe a bad habit that a person has.

Belki de bir kişinin sahip olduğu kötü bir alışkanlık.

We can think of many bad habits.

Aklımıza pek çok kötü alışkanlık gelebilir.

I'm sure we can think of many of them, for example.

Örneğin, birçoğunu düşünebileceğimize eminim.

Well, here's a good one.

İşte iyi bir tane.

People who bite their nails,

Tırnaklarını yiyen insanlar,

I suppose it's not it's not a bad thing.

bence bu kötü bir şey değil.

But when you see someone doing it, it can be a little annoying, maybe a bad habit

Ama bunu yapan birini gördüğünüzde biraz can sıkıcı olabiliyor, belki kötü bir alışkanlık

or a characteristic that a person keeps, and maybe you find it annoying.

ya da kişinin sahip olduğu bir özellik ve belki de can sıkıcı buluyorsunuz.

Maybe you find it something that is irritating.

Belki rahatsız edici bir şey bulursun.

Do you have to?

Zorunda mısın?

Do you have to keep biting your nails?

Tırnaklarını yemeye devam etmek zorunda mısın? Tırnaklarını yemek gibi

She has this annoying habit

sinir bozucu bir alışkanlığı var

of biting her fingernails.

.

Some people do that when they are feeling anxious or maybe nervous about something.

Bazı insanlar bunu endişeli hissettiklerinde veya bir şey hakkında gergin olduklarında yaparlar.

Some people will bite their nails

Bazı insanlar canları sıkıldığında tırnaklarını yer

when they are bored and they have nothing else to do.

ve yapacak başka bir şeyleri yoktur.

Unfortunately, if you have

Ne yazık ki,

to watch someone biting their nails, it is not much fun.

birinin tırnaklarını yemesini izlemek zorunda kalırsanız, bu pek eğlenceli olmuyor.

Another habit

that can be very annoying and not very nice to look at

Çok sinir bozucu olabilen ve bakması pek hoş olmayan başka bir alışkanlık da

is when a person picks their nose.

kişinin burnunu karıştırmasıdır.

We all do it.

Hepimiz yaparız.

I know sometimes I do

Bazen

normally when I think that there is no one around.

etrafta kimse olmadığını düşündüğümde normal yaptığımı biliyorum.

We all like to have a little forage.

Hepimiz biraz yem yemeyi severiz.

We all like to explore our little snot

Hepimiz zaman zaman küçük sümüklü mağaralarımızı keşfetmeyi severiz

caves from time to time,

, her

even though it is quite a disgusting thing to do.

ne kadar bu oldukça iğrenç bir şey olsa da.

So a bad habit can also be something such as biting your nails,

Yani kötü bir alışkanlık tırnak yemek,

picking your nose.

burnunu karıştırmak gibi bir şey de olabilir.

She has this annoying habit of picking her.

Onu seçmek gibi can sıkıcı bir alışkanlığı var.

Her nose?

Onun burnu?

Yes. Even women.

Evet. Kadınlar bile.

Ladies, girls, they sometimes pick their nose.

Hanımlar, kızlar bazen burunlarını karıştırırlar.

We often think that

Sıklıkla

that particular habit is a male thing.

bu özel alışkanlığın erkeklere özgü bir şey olduğunu düşünürüz.

But I think women I think women can pick their noses.

Ama bence kadınlar bence kadınlar burunlarını karıştırabilirler.

I'm sure it happens

Eminim

sometimes.

bazen oluyordur. Can

Another annoying thing,

sıkıcı bir şey daha

and I'm sure you will all appreciate

ve eminim hepiniz

how annoying this is if you are on an aeroplane

uçaktaysanız

and a child is sitting behind you,

ve arkanızda bir çocuk oturuyorsa bunun ne kadar can sıkıcı olduğunu takdir edeceksiniz,

but they keep kicking the back of your seat

ancak çok uzun bir uçuş yapıyorsanız, koltuğunuzun arkasını tekmelemeye devam ediyorlar.

if you are taking a very long flight,

if you are going on a long flight,

uzun bir uçak yolculuğuna çıkıyorsunuz,

maybe five or 6 hours,

belki 5-6 saat,

maybe even ten or 12 hours,

hatta belki 10-12 saat ve

and there is a child behind you and they are noisy

arkanızda bir çocuk var ve gürültü yapıyorlar

and they keep kicking the back of your seat.

ve koltuğunuzun arkasını tekmeleyip duruyorlar.

That can be annoying.

Bu can sıkıcı olabilir.

I would I would say the worst thing

the worst thing on an aeroplane

besides people who want to keep talking all the time and they won't shut up.

Sürekli konuşmak isteyen ve susmayan insanların yanı sıra uçaktaki en kötü şey derdim .

A crying baby.

Ağlayan bir bebek.

A baby crying.

Ağlayan bir bebek.

Have you ever been on a flight where there was a young baby

Hiç küçük bir bebeğin olduğu bir uçuşta bulundunuz mu

and it was getting really angry because babies do not like flying.

ve bebekler uçmayı sevmediği için gerçekten sinirleniyordu.

You might not realise, but the air pressure inside

Farkında olmayabilirsiniz ama bir uçağın içindeki hava basıncı

an aeroplane can actually cause a baby's ears

aslında bir bebeğin kulaklarının

to to well, to become painful inside.

şişmesine, içinin ağrımasına neden olabilir. Bu

So it can cause discomfort and pain

nedenle

for very small children and babies.

çok küçük çocuklarda ve bebeklerde rahatsızlık ve ağrıya neden olabilir.

Oh, here is another one.

İşte bir tane daha.

This is this is for the ladies.

Bu bayanlar için. Erkekleri

All of the ladies watching

izleyen bayanların hepsinin

men have a very annoying habit.

çok can sıkıcı bir huyu vardır.

Do you know what that habit is?

Bu alışkanlığın ne olduğunu biliyor musun?

Yes, we have an annoying habit.

Evet, can sıkıcı bir alışkanlığımız var.

Some men,

Bazı erkekler,

not all men.

tüm erkekler değil.

But if you are in a relationship, if you have a boyfriend or husband,

Ama bir ilişkiniz varsa, bir erkek arkadaşınız veya kocanız varsa,

you will know that quite often the man will leave

erkeğin

the toilet seat up.

klozetin kapağını genellikle yukarıda bıraktığını bilirsiniz.

It's very annoying.

Bu çok rahatsız edici.

It's very annoying.

Bu çok rahatsız edici.

But there is a reason for that.

Ama bunun bir nedeni var.

You see, men are actually being very kind and considerate it

Bakın erkekler aslında çok kibar ve düşünceli davranıyorlar

because they they put the toilet seat up

çünkü biz klozete oturmayalım diye klozetin kapağını kaldırıyorlar

so the we

we will not go on the seat,

you see.

.

So in fact they are doing it for a nice reason.

Yani aslında bunu güzel bir sebep için yapıyorlar.

I know sometimes it might be annoying, but yeah, that's why men do it.

Bazen sinir bozucu olabileceğini biliyorum ama evet, erkekler bu yüzden yapıyor.

So we always put the toilet seat up

Bu yüzden, bir numaraya gittiğimizde klozetin kapağını hep kaldırırız

when we go for

a number one.

.

So then the seat will stay clean.

Böylece koltuk temiz kalacaktır.

The only problem is quite often we will forget to put the seat back down again

Tek sorun, genellikle daha sonra koltuğu geri koymayı unutacağız

afterwards, and that can cause quite a lot

ve bu, ilişkilerde oldukça fazla sıkıntıya neden olabilir

of annoyance in relationships.

.

It really can.

Gerçekten yapabilir.

So a bad habit or a characteristic can be annoying

Yani kötü bir alışkanlık ya da bir özellik can sıkıcı olabiliyor

to repeat the same thing many times can be annoying.

aynı şeyi defalarca tekrarlamak can sıkıcı olabiliyor.

Maybe you are learning English.

Belki de İngilizce öğreniyorsun.

A lot of people do complain about having to repeat things,

Pek çok insan bir şeyleri tekrarlamak zorunda olmaktan şikayet eder,

but it is a good part and a useful thing to do

ancak bu, ikinci bir dil öğrenirken yapılacak iyi ve faydalı bir şeydir

when you are learning a second language.

.

Maybe you are singing a song, maybe

Belki bir şarkı söylüyorsun, belki

you belong to a choral group

bir koro grubuna aitsin

and you have to keep singing the same piece

ve aynı parçayı tekrar tekrar söylemek zorundasın

of music over and over again.

. Can

It might begin to become annoying.

sıkıcı olmaya başlayabilir.

So if you have to repeat something again and again,

Bu nedenle, bir şeyi tekrar tekrar tekrarlamak zorunda kalırsanız,

another thing that can be annoying is when when a person

sinir bozucu olabilecek başka bir şey de, bir kişinin,

cannot hear

what you're saying, even though you are very close to them.

onlara çok yakın olmanıza rağmen, söylediklerinizi duyamamasıdır.

So maybe again, in relationships, quite often

Yani belki yine ilişkilerde, sıklıkla

the husband or the wife, the girlfriend or boyfriend

karı koca, kız arkadaş ya da erkek arkadaş

might say something to their partner.

eşlerine bir şeyler söyleyebilir.

And the partner keeps saying, what, what,

Ve ortak, ne, ne, ne demeye devam ediyor

what?

?

Over time that can become quite annoying.

Zamanla bu oldukça can sıkıcı hale gelebilir.

So you do find in relationships

Yani

at least one person in the relationship keeps?

ilişkilerde en az bir kişinin ilişkiyi sürdürdüğünü buluyor musunuz?

Well, it's almost as if they've lost their hearing because they keep saying what

Pekala, neredeyse işitme duyularını kaybetmiş gibiler çünkü siz

what, even though you're right next to them.

yanlarında olmanıza rağmen ne ne demeye devam ediyorlar.

Can I just say Mr.

Bay Steve'in bazen bunu yaptığını söyleyebilir miyim,

Steve does that sometimes I might be sitting next to Mr.

bazen Bay Steve'in yanında oturuyor olabilirim

Steve and I will say something to him

ve ona bir şey söyleyeceğim

and then he says, What?

ve sonra, Ne olacak?

And I think, how can you not hear

Ve düşünüyorum, ne dediğimi nasıl duymuyorsun

what I'm saying?

?

So I suppose that can be a little bit annoying as well.

Bu yüzden biraz sinir bozucu olabileceğini düşünüyorum. Can

Annoying things.

sıkıcı şeyler.

That's what we're talking about today.

Bugün bundan bahsediyoruz.

A feeling that won't go away can annoy you.

Gitmeyen bir duygu canınızı sıkabilir.

Maybe you have pain in your body.

Belki de vücudunda ağrı vardır.

Maybe you have injured yourself, maybe you have injured

Belki kendini yaraladın, belki

your leg or your arm, and now you are in pain.

bacağını ya da kolunu yaraladın ve şimdi acı çekiyorsun.

You are feeling discuss.

Tartışıyor gibi hissediyorsunuz.

It's a feeling that won't go away can annoy you.

Gitmek bilmeyen bir duygu canınızı sıkabilir.

This toothache is so annoying something annoying

Bu diş ağrısı çok can sıkıcı bir şey muhtemelen can sıkıcı bir

pain probably.

ağrı.

I would say that pain is the worst thing that anyone can suffer.

Acının bir insanın çekebileceği en kötü şey olduğunu söyleyebilirim.

If you are feeling pain, then

Acı hissediyorsanız,

you will become quite annoyed

very quickly.

çok çabuk sinirlenirsiniz.

Toothache. Oh,

Diş ağrısı. Oh,

please don't get me started.

lütfen beni çalıştırma.

I'm not going to talk about teeth.

Dişler hakkında konuşmayacağım.

Not today.

Bugün değil.

An irritating thing is annoying.

Sinir bozucu bir şey can sıkıcıdır.

A lot of people say, can you believe it?

Birçok insan, buna inanabiliyor musun diyor?

A lot of people say that I am annoying. I don't know why.

Birçok insan sinir bozucu olduğumu söylüyor. Neden bilmiyorum.

Maybe it's because I always have a smile on my face.

Belki de yüzümde hep bir gülümseme olduğu içindir. Sık

You often find

sık

people who are happy

mutlu olan insanların

might also be a little bit annoying.

biraz sinir bozucu olabileceğini de görürsünüz.

I don't know why, but yes, some people do say that I am annoying.

Neden bilmiyorum ama evet, bazı insanlar sinir bozucu olduğumu söylüyor.

Maybe it's my personality. I don't know.

Belki de benim kişiliğimdir. Bilmiyorum.

An irritating thing is annoying.

Sinir bozucu bir şey can sıkıcıdır. Keşke

I wish I really do wish.

gerçekten dileseydim.

You know what's coming.

Neyin geldiğini biliyorsun.

I really do wish

Gerçekten o

that dog would stop barking

köpeğin

all the time.

her zaman havlamayı bırakmasını diliyorum.

It is annoying.

Sinir bozucu. O

It is annoying as how

I wish that dog would stop barking.

köpeğin havlamayı bırakmasını ne kadar can sıkıcı.

It is annoying as hell.

Cehennem kadar can sıkıcı.

I'm sure we've all been in this situation in the past.

Eminim geçmişte hepimiz bu durumdaydık.

We've all been in this position where maybe a neighbour,

Hepimiz, belki bir komşunun,

someone who lives nearby, has a dog that will not stop barking.

yakınlarda yaşayan birinin, havlamayı kesmeyen bir köpeği olduğu bu durumdayız .

Maybe during the night,

Belki gece,

maybe during the day it can be irritating.

belki gündüz rahatsız edici olabilir.

So something that is irritating is annoying.

Yani rahatsız edici olan bir şey can sıkıcıdır.

Maybe you can feel discomfort or pain,

Belki rahatsızlık veya acı hissedebilirsiniz

or maybe you just feel annoyed by something

ya da can sıkıcı bir şey sizi rahatsız edebilir

annoying.

.

Well, we can say that something that is annoying

Peki canınızı sıkan bir şey

gets on your nerves.

sinirinizi bozuyor diyebiliriz.

If something gets on your nerves, it means it is causing annoyance.

Bir şey sinirinizi bozarsa, bu rahatsızlığa neden oluyor demektir. Kendinizi

It is making you feel quite annoyed.

oldukça rahatsız hissetmenize neden oluyor.

Claudia

Claudia

I often ask what?

Sık sık ne diye soruyorum?

What quite often when I don't understand something.

Ne sıklıkla bir şey anlamadığımda.

But I understand you very well.

Ama seni çok iyi anlıyorum.

Thank you, Claudia.

Teşekkürler Claudia.

That's very kind of you.

Çok naziksiniz.

A little break so I can clear my throat, because I think

Boğazımı temizleyebilmek için küçük bir mola çünkü sanırım

I am about to start coughing my head off,

öksürmek üzereyim ki

which is quite annoying.

bu oldukça sinir bozucu.

I'm a big boy now

Ben büyük bir çocuğum, şimdi

we're back.

geri döndük.

I just had a lovely

Az önce güzel bir

drink of water.

su içtim.

I just had a lovely drink of refreshing water.

Az önce güzel bir serinletici su içtim.

And now my throat is much better.

Ve şimdi boğazım çok daha iyi.

Thank you very much.

Çok teşekkür ederim.

It happens sometimes, especially when you are talking

Bazen olur, özellikle

for a long period and maybe your throat becomes dry.

uzun süre konuşurken boğazınız kuruyabilir.

So that is what was happening there.

Yani orada olan buydu.

We are looking at

annoying thing today.

Bugün can sıkıcı bir şeye bakıyoruz.

We are taking a look at things that can be irritating

Rahatsız edici veya sinir bozucu olabilecek şeylere bir göz atıyoruz

or annoying.

.

So we just looked at things that can be irritating.

Bu yüzden rahatsız edici olabilecek şeylere baktık.

Also something that is annoying

Ayrıca canınızı sıkan bir şey

gets on your nerves,

sinirinizi bozuyor,

maybe something that is happening around you that you don't like.

belki çevrenizde hoşunuza gitmeyen bir şeyler oluyor. Can

It can be annoying.

sıkıcı olabilir.

We can say that it gets on your nerves.

Sinirlerinizi bozduğunu söyleyebiliriz.

Your complaining is starting to get on my nerves

Şikayetin sinirlerimi bozmaya başladı

all this talk of politics really gets on my nerves.

bunca siyaset konuşması gerçekten sinirlerimi bozuyor.

There are many people who do not like talking about politics,

Siyaset hakkında konuşmaktan hoşlanmayan pek çok insan var,

although it would appear that these days

ancak bu günlerde

politics is a hot topic.

siyaset sıcak bir konu gibi görünüyor.

But many people don't like talking about it because they find

Ancak pek çok insan bunun hakkında konuşmaktan hoşlanmaz çünkü

that it can cause arguments,

bunun tartışmalara neden olabileceğini düşünürler

or maybe they just don't want to hear about it.

veya belki de sadece duymak istemezler.

So something that is annoying, we can say that it gets on your nerves.

Yani can sıkıcı bir şey, sinirinizi bozuyor diyebiliriz.

The word annoy can also mean or be used to express upset.

Rahatsız kelimesi aynı zamanda üzgün anlamına gelebilir veya üzgün ifade etmek için kullanılabilir.

If you irritate

someone, if you wind up someone,

Birini kızdırırsanız, birisini havalandırırsanız,

you are annoying them.

onu sinirlendirmiş olursunuz.

You are making them feel annoyed, upset, irritated.

Onları sinirlendiriyorsun, üzüyorsun, sinirlendiriyorsun.

You are winding them up.

Onları sarıyorsun.

So maybe a person who is becoming annoyed by something,

Yani belki bir şeye sinirlenen insan,

maybe they start to feel angry inside.

belki de içten içe öfke duymaya başlar.

When you feel annoyed, it is a strong

Kızgın hissettiğinizde, bu, hoşlanmadığınız

emotional response to something that's

bir şeye karşı güçlü bir duygusal tepkidir

you don't like.

.

You are starting to upset me.

beni üzmeye başladın

His noise is slurping.

Onun sesi hıçkırıyor.

Yeah.

Evet.

You is irritating me.

beni rahatsız ediyorsun

Please don't mind me up.

Lütfen bana aldırma.

If you whined someone up it means you are doing something

Birini kızdırdıysanız, o kişiyi rahatsız edecek bir şey yapıyorsunuz demektir

that is annoying that person.

.

You are winding them up

Onları sarıyorsun,

you are making them feel angry.

onları kızdırıyorsun.

Something offensive or disgusting can annoy you.

Saldırgan veya iğrenç bir şey sizi rahatsız edebilir.

As we mentioned earlier, there are many bad habits that people can have.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, insanların sahip olabileceği birçok kötü alışkanlık vardır.

There are habits that people can have.

İnsanların sahip olabileceği alışkanlıklar vardır.

Sometimes they don't realise they are doing it

Bazen bunu yaptıklarının farkında değiller

and this is one thing I always find fascinating

ve bu, kötü alışkanlıklar hakkında her zaman büyüleyici bulduğum bir şey

about bad habits.

.

You will be amazed how many people don't even realise that they are doing it.

Kaç kişinin bunu yaptığının farkında bile olmadığına şaşıracaksınız .

Why do you have to pick your nose?

Neden burnunu seçmek zorundasın?

It is so annoying.

Bu çok sinir bozucu.

It's annoying how you eat with your mouth open.

Ağzın açıkken yemek yemen can sıkıcı.

We all know someone, especially children.

Hepimiz birini tanıyoruz, özellikle çocuklar.

Quite often children will eat their food with their mouth open.

Çoğu zaman çocuklar yemeklerini ağızları açıkken yerler.

Na na na na.

Na na na na.

Yeah, it's quite annoying,

Evet, oldukça can sıkıcı

but it's even more annoying when an adult is doing it.

ama bir yetişkin yaptığında daha da can sıkıcı oluyor.

When an adult a grown up, is eating with their mouth full hold

Yetişkin bir yetişkin , ağzını tamamen tutarak yemek yerken,

and then they open their mouth whilst they are chewing.

çiğnerken ağzını açar.

It can be quite annoying and a little bit disgusting.

Oldukça sinir bozucu ve biraz iğrenç olabilir.

An annoying thing is generally bad,

Rahatsız edici bir şey genellikle kötüdür,

so a bad thing, something that is happening that is bad

yani kötü bir şey, sık sık kötü olan bir şey

quite often can also be annoying.

de sinir bozucu olabilir. Ayağınızı yere vurmak gibi

You have this annoying habit of

can sıkıcı bir alışkanlığınız var

tapping your feet

or maybe you tap your fingers

ya da belki parmaklarınızı

like that.

bu şekilde tıklıyorsunuz.

So a person who is doing something they don't even realise that they are doing

Dolayısıyla, yaptığının farkında bile olmadığı bir şeyi yapan bir kişi

can be annoying, a bad habit

sinir bozucu, kötü bir alışkanlık

or something that someone doesn't even realise that they are doing.

veya birisinin yaptığının farkında bile olmadığı bir şey olabilir.

You have this annoying habit of tapping your feet

Ayağınızı yere vurmak gibi sinir bozucu bir alışkanlığınız var,

you have this annoying habit of

tapping your fingers as well.

parmaklarınızı da yere vurmak gibi sinir bozucu bir alışkanlığınız var.

So something that a person is doing and maybe they don't even realise

Yani bir kişinin yaptığı ve belki de farkında bile olmadığı bir şey

it can be very annoying.

çok can sıkıcı olabiliyor.

Annoyance is often expressed in anger,

Rahatsızlık genellikle öfkeyle ifade edilir,

so when you become annoyed by something,

bu nedenle bir şeye sinirlendiğinizde,

if something annoys you,

eğer bir şey sizi rahatsız ederse,

you will feel angry.

kızgın hissedersiniz.

Anger is the feeling of annoyance, something that is annoying you,

Öfke, sıkıntı hissidir, sizi rahatsız eden, sinirinizi

something that is getting on your nerves is making you feel angry.

bozan bir şey sizi kızdırır.

I can't stand the way you chew your food.

Yemeğini çiğnemene dayanamıyorum.

Stop following me for goodness sake,

Allah aşkına beni takip etmeyi bırak,

shut that dog up.

sus şu köpeği.

I like the last one.

Sonuncuyu beğendim.

Many neighbours will say that if their next door

Pek çok komşu, yan

neighbour has a dog that keeps barking all the time,

komşularının sürekli havlayan bir köpeği varsa,

for goodness sake,

Allah aşkına,

shut that dog up.

o köpeği susturun diyecektir.

Maybe someone is following you around the street and they keep wanting to talk to you

Belki birisi seni sokakta takip ediyor ve seninle konuşmak istiyor.

Stop following me

Beni takip etmeyi bırak.

You are showing that you are annoyed.

Sinirlendiğini gösteriyorsun.

Maybe you have to sit at the dining table every night with your husband

Belki de her gece kocanızla yemek masasına oturmanız gerekiyor

and he is chewing his food and he's making a lot of noise at the same time.

ve o yemeğini çiğniyor ve aynı zamanda çok ses çıkarıyor.

I can't stand the way you chew your food.

Yemeğini çiğnemene dayanamıyorum.

Of course, there is

Tabii ki,

a bright side to all of this.

tüm bunların parlak bir tarafı var.

It is not all doom and gloom.

Her şey kıyamet ve kasvet değil.

Everyone and I mean everyone.

Herkes ve ben herkesi kastediyorum.

Every person on the planet can be annoying at times.

Gezegendeki her insan bazen sinir bozucu olabilir.

So even if you are in a relationship, even if you are married to someone,

Yani bir ilişki içinde olsanız bile, biriyle evli olsanız bile,

you might find that that person is annoying.

o kişiyi sinir bozucu bulabilirsiniz.

That person makes you feel annoyed from time to time.

Bu kişi zaman zaman rahatsız hissetmenize neden olur.

Not always,

Her zaman değil

but sometimes.

ama bazen.

Sometimes they make you feel annoyed,

Bazen rahatsız hissetmenize neden olurlar,

yet they can be annoying.

ancak can sıkıcı olabilirler.

So everyone, all people,

Yani herkes, tüm insanlar,

we all have something that is annoying

hepimizin can sıkıcı

or can annoy another person.

veya başka birini rahatsız edebilecek bir şeyleri var.

So even if you are in a loving relationship, even if you are deeply in love with someone,

Yani sevgi dolu bir ilişki içinde olsanız bile, birine derinden aşık olsanız bile birbirinizi

it is possible to annoy

kızdırmanız mümkün

each other. Mr.

. Bay

Steve sometimes annoys me and

Steve bazen beni kızdırıyor ve

I know you don't believe this,

buna inanmadığınızı biliyorum

but sometimes I can be quite annoying.

ama bazen oldukça sinir bozucu olabiliyorum.

I know you can't believe it.

İnanamayacağını biliyorum.

You're shocked. So am I.

Şok oldun. Ben de öyle.

But it is true.

Ama bu doğru. Görünüşe

Apparently sometimes I can be a little bit annoying.

göre bazen biraz can sıkıcı olabiliyorum.

According to Mr.

Steve.

Bay

Steve'e göre.

So I suppose I should finish by asking you, asking you the question

O halde sanırım size sorarak , sizi

what annoys you?

neyin rahatsız ettiğini sorarak bitirmeliyim?

Is there something that in your life,

Hayatında,

in your daily life, annoys you?

günlük hayatında seni rahatsız eden bir şey var mı?

Maybe something that gets on your nerves, something that annoys me.

Belki sinirlerini bozan, beni rahatsız eden bir şey.

I will I will start this off.

Buna başlayacağım.

So you can have your own suggestion if you have something in your life

Yani hayatında canını sıkan bir şey varsa kendi önerin olabilir

that is annoying you.

.

Something that annoys me is when I say I switch the television on

Canımı sıkan bir şey, televizyonu açıp

and I want to watch something entertaining, which these days is not easy to do

eğlenceli bir şeyler izlemek istediğimi söylediğimde ki bu, bugünlerde bunu yapmak kolay değil

because most TV programmes are rubbish

çünkü çoğu TV programı

to be honest, but they are always there.

dürüst olmak gerekirse çöp, ama her zaman oradalar.

Always seem to be commercials

Her zaman her zaman reklam gibi görünüyor

on all the time.

.

So maybe you sit down and you watch a film and there is a film playing on TV

O yüzden belki oturup bir film izliyorsunuz ve televizyonda bir film oynuyor

and you think, Oh good, I haven't seen this movie for a long time.

ve 'Aman ne güzel, bu filmi uzun zamandır izlememiştim' diye düşünüyorsunuz.

And then you get comfortable and you watch the movie

Sonra rahatlarsın ve filmi

for around six or 7 minutes,

6-7 dakika kadar izlersin

and then suddenly there's an advert, a commercial break,

ve sonra birdenbire bir reklam gelir, bir reklam arası olur

and it seems to go on

ve bu sonsuza dek sürermiş gibi gelir

forever, maybe three or 4 minutes,

, belki 3-4 dakika,

commercials playing one after the other,

reklamlar peş peşe oynar

and you're waiting for your movie to come back on because you want to see the rest of it.

ve geri kalanını görmek istediğiniz için filmin geri dönmesini bekliyorsunuz. Bu

So I must admit, I do find commercials on television.

yüzden itiraf etmeliyim ki, televizyonda reklamlar buluyorum. Maddalena,

Television commercials can be rather annoying sometimes,

televizyon reklamlarının bazen oldukça can sıkıcı olabildiğini

especially when there are lots of them, Maddalena says.

söylüyor, özellikle de çok fazla olduğunda.

Selfish, and people that don't have respect for others annoy me.

Bencil ve başkalarına saygısı olmayan insanlar beni rahatsız eder.

Yes, I think they can.

Evet, bence yapabilirler.

And we do live in a world, you might say that the world we live in

Ve biz bir dünyada yaşıyoruz, içinde yaşadığımız dünyanın

can be a selfish place.

bencil bir yer olabileceğini söyleyebilirsiniz.

People can be selfish and heartless.

İnsanlar bencil ve kalpsiz olabilir.

Maybe they are only thinking about themselves and not other people.

Belki de sadece kendilerini düşünüyorlar, başkalarını düşünmüyorlar.

They can be self-centred, egotistical, perhaps.

Belki bencil, egoist olabilirler.

Yes, I think that's a good one.

Evet, bence bu iyi bir şey.

So I do think

Bu yüzden

there are many things that might annoy us, although I suppose it's fair

bizi kızdırabilecek pek çok şey olduğunu düşünüyorum, ancak

to say that most of those things will just pass you by,

bu şeylerin çoğunun sizi geçip gideceğini söylemek doğru olur, bu

so maybe you will feel annoyed for just a few moments, and then after that

yüzden belki sadece birkaç dakika rahatsız hissedeceksiniz ve sonra

it passes, it goes away, it fades.

geçer. gider, solar.

However, some people find

Ancak, bazı insanlar

many things annoying.

pek çok şeyi can sıkıcı bulur.

All I can say is their day.

Söyleyebileceğim tek şey onların günü.

Their average day must be absolutely awful,

Ortalama bir günleri kesinlikle berbat olmalı,

Christine says.

When I try to watch a film on TV and someone is talking,

diyor Christine.

Televizyonda bir film izlemeye çalıştığımda ve biri,

Oh, Christina, who is it?

Oh, Christina, kim o?

Who are you talking about?

Kimden bahsediyorsun? Televizyon izlemeye çalışırken

Who is the person who keeps annoying you

canınızı sıkan kişi kim

when you are trying to watch television?

?

There is, yes.

var evet

Uh, people who are who are false

Sahte

and lie can also be annoying.

ve yalancı olan insanlar da sinir bozucu olabilir.

Yes. Well, when we think of the Internet, let's face it,

Evet. Pekala, interneti düşündüğümüzde, bununla yüzleşelim,

the Internet, this thing you are watching now

İnternet, şu anda izlediğiniz bu şey

is full of

fake, false

sahte, sahte

and I suppose

ve sanırım

deceptive people who are saying things or doing things

aldatıcı insanlarla dolu, bir şeyler söyleyen, bir şeyler yapan

or pretending to be something that they are not.

veya olmadıkları bir şey gibi davranan insanlar.

The Internet is full of those, I suppose.

İnternet bunlarla dolu sanırım.

I suppose YouTube has quite a few people who pretend to be something,

Sanırım YouTube'da bir şeymiş gibi davranan epeyce insan var

but I would imagine one of the worst places is Instagram.

ama en kötü yerlerden birinin Instagram olduğunu tahmin ediyorum.

Instagram people are always talking about Instagram and they say, Oh, the people on there,

Instagram kullanıcıları her zaman Instagram hakkında konuşurlar ve "Oradaki insanlar, o

they are so fake, they pretend to have wonderful lives, but in reality they don't.

kadar sahteler ki, harika hayatları varmış gibi davranıyorlar ama gerçekte öyle değil" diyorlar.

They are just pretending.

Sadece numara yapıyorlar.

So yes, I think that is good, Palmira says. Mr.

Yani evet, bence bu iyi, diyor Palmira. Bay

Duncan, it is a good thing that you are off on Sunday because.

Duncan, Pazar günü izinli olmanız iyi bir şey çünkü.

I am going to meet my school friends.

Okul arkadaşlarımla buluşacağım.

Good.

İyi.

Well, I am glad that you've managed to find something to do because I won't be with you on Sunday.

Pekala, yapacak bir şeyler bulmayı başardığına sevindim çünkü Pazar günü seninle olmayacağım.

I hope that does not annoy you.

Umarım bu seni rahatsız etmez.

I hope you don't feel irritated by that.

Umarım bundan rahatsızlık duymazsın.

So just to remind you again, I am not with you on Sunday.

Bu yüzden size tekrar hatırlatmak için söylüyorum, Pazar günü yanınızda değilim.

Sunday I am not here.

Pazar burada değilim.

And the reason is because, well, other things are happening, to be honest with you.

Ve bunun nedeni, size karşı dürüst olmak gerekirse, başka şeylerin de olması.

A lot of things going on at the moment.

Şu anda birçok şey oluyor.

I might tell you what they are next week.

Gelecek hafta ne olduklarını söyleyebilirim. Ben

So I am going.

de gidiyorum.

I hope you've enjoyed this past hour, 61 minutes.

Umarım bu son bir saati, 61 dakikayı beğenmişsinizdir.

I being with you.

seninle oluyorum

I will go and I will see you again next Wednesday.

Gideceğim ve önümüzdeki çarşamba seni tekrar göreceğim. Bir

So the next time I'm on here.

dahaki sefere buradayım.

Yes, I know. It's a long time.

Evet biliyorum. Uzun zaman oldu.

You are going to say, Mr.

Diyeceksiniz ki, Bay

Duncan, that is very annoying.

Duncan, bu çok sinir bozucu.

I'm annoyed because you what?

sinirlendim çünkü sen ne?

You won't be here until next Wednesday.

Gelecek çarşambaya kadar burada olmayacaksın.

It's too long.

Çok uzun.

But no, I have to do some other things this weekend

Ama hayır, bu hafta sonu başka şeyler yapmam gerekiyor

and next Wednesday I will be back with you from 2 p.m.

ve önümüzdeki çarşamba saat 14:00'ten sonra sizinle birlikte olacağım.

UK time and then after that everything will be back to normal

İngiltere zamanı ve ondan sonra her şey normale dönecek

and hopefully it will stay that way.

ve umarım bu şekilde kalacaktır.

We will see what happens.

Ne olacağını göreceğiz.

So thanks for your company.

Şirketiniz için teşekkürler.

Enjoy the rest of your weekend and I hope this has been different.

Hafta sonunun geri kalanının tadını çıkar ve umarım bu farklı olmuştur.

It feels very strange to be with you on Friday, but

Cuma günü sizlerle birlikte olmak çok garip ama

it also felt very good as well.

aynı zamanda çok iyi hissettirdi.

There was there wasn't a single moment where I felt annoyed.

Sinirlendiğim tek bir an bile olmadı.

I loved all of it.

Hepsini sevdim.

Thanks for your company.

Şirketiniz için teşekkürler.

I will see you again next Wednesday.

Gelecek çarşamba tekrar görüşürüz.

I will mention that a couple of times.

Bundan birkaç kez bahsedeceğim. Pazar

So you know when I will be back

next Wednesday, not Sunday.

değil, önümüzdeki Çarşamba ne zaman döneceğimi biliyorsun.

Next Wednesday. I will be back with you.

Gelecek çarşamba. Seninle döneceğim.

Thanks for your company.

Şirketiniz için teşekkürler.

I hope you've enjoyed this.

Umarım bundan zevk almışsındır.

Thank you for your lovely comments today.

Bugünkü güzel yorumlarınız için teşekkür ederiz.

I will see you next week. Next Wednesday. This is Mr.

haftaya görüşürüz Gelecek çarşamba. Ben

Duncan in the birthplace of English, saying thanks for watching.

İngilizcenin doğum yerindeki Bay Duncan, izlediğiniz için teşekkür ediyorum.

See you again soon.

Yakında tekrar görüşmek üzere.

Just a few days.

Sadece birkaç gün.

And then we will be back together again, reunited.

Ve sonra tekrar birlikte olacağız, yeniden bir araya geleceğiz.

And of course, until the next time we meet here.

Ve tabii ki, bir dahaki sefere burada buluşana kadar.

You know what's coming next? Yes, you do

Sırada ne var biliyor musun? Evet,

take care of yourself and enjoy your weekend.

kendinize iyi bakın ve hafta sonunun tadını çıkarın.

And of course, I will miss you all...

Ve tabii ki hepinizi özleyeceğim...

ta ta for now.

ta ta şimdilik.