LIVE English Lesson - 15th OCT 2017 - Learning English with Mr Duncan - ACCENTS - GRAMMAR - CHAT

mm-hmm you know most people on a Sunday they

mm-hmm çoğu insan Pazar günü

can relax in bed they can stay in bed all morning but sadly for me I have to

yatakta rahatlayabilir bütün sabah yatakta kalabilirler ama ne yazık ki benim için

get up very early to prepare this live stream

bu canlı yayını hazırlamak için çok erken kalkmam gerekiyor

poor mr. Duncan hi everybody hello there how are you today are you okay

zavallı bay. Duncan herkese merhaba merhaba bugün nasılsınız iyi misiniz

I hope so are you HAP HAP HAP happy I really really hope so here we go here we

umarım öylesinizdir HAP HAP HAP mutlusunuzdur gerçekten gerçekten umarım işte başlıyoruz

go today we are live as live can be definitely and so many people already

bugün başlıyoruz canlı olarak canlı yayında kesinlikle olabilir ve pek çok insan şimdiden canlı

are on the live chat as well hello to you oh my goodness so many people here

yayında sohbet de sana merhaba aman tanrım bugün burada pek çok insan

today thank you very much for joining me a big hello to i man also to Julie

bana katıldığınız için çok teşekkür ederim i man ayrıca Julie

Andrew Sofia new juin Carwin also Marcello

Andrew Sofia'ya yeni juin Carwin ayrıca Marcello

Walid Jamelia hello Jamelia and also min and also cynthia qian lien and Leandro

Walid Jamelia merhaba Jamelia ve ayrıca min ve ayrıca cynthia qian lien ve Leandro

Leandro hello to you also sabor and who else quien Mak sada Zuber we're getting

Leandro sana da merhaba sabor ve başka kim quien Mak sada Zuber bu arada

all of the hellos out of the way by the way today we're getting them out of the

tüm merhabaları aradan çekiyoruz bugün de ilk önce onları yoldan çekiyoruz

way first today also Aurora ruber hello - Aurora

Aurora ruber merhaba - Aurora

ruber as well hello to you Olga is here hello Olga thanks for joining me today

ruber de merhaba size Olga burada merhaba Olga bugün bana katıldığınız için teşekkürler

here we go it's another Sunday livestream it is myself mr. Duncan I

işte başlıyoruz yine bir Pazar canlı yayında ben ben bayım. Duncan

have of course been here on YouTube for a very long time how many years have I

tabii ki çok uzun zamandır YouTube'dayım kaç yıldır

been here do you know well at the end of October I would have been here for 11

buradayım iyi biliyor musunuz Ekim sonunda 11

years I have been here now broadcasting on YouTube with recorded lessons and of

yıldır buradaydım Şimdi YouTube'da kayıtlı derslerle yayın yapıyorum ve

course live lessons as well I've been on YouTube for nearly 11 years

tabii ki canlı dersler de yaklaşık 11 yıldır YouTube'tayım

and can I just say a big thank you to YouTube for sending me all of those

ve bana tüm o

lovely flowers and all of the congratulations and all of the the the

güzel çiçekleri, tüm tebrikleri ve tüm o

the lovely greeting no actually I didn't get anything did I

güzel tebrikleri gönderdiği için YouTube'a büyük bir teşekkür edebilir miyim? Aslında hiçbir şey almadım değil mi

I didn't get anything from YouTube I didn't get anything last year YouTube

YouTube'dan hiçbir şey almadım Geçen yıl hiçbir şey almadım YouTube geçen yıl

did not acknowledge my 10th anniversary last year so I have a strange feeling

10. yıl dönümümü kabul etmedi bu yüzden bu yıl yapmayacaklarına dair garip bir his var içimde

that they're not going to do it this year either with my 11th year so that's

ya 11. yılımda yani bu

a shame isn't it anyway the important thing is that you

ayıp değil mi önemli olan

are here with me today thanks for joining me we have a very special show

bugün burada benimle olmanız

today we have something rather amazing happening later I'm not going to tell

you what it is I'm not going to mention it I'm not going to go into too much

ne olduğunu söylemeyeceğim çok fazla

detail but let's just say we have a lot going on here today

ayrıntıya girmeyeceğim ama diyelim ki bugün burada çok şey oluyor Birleşik

it's a glorious day here in the UK it's absolutely unbelievable I can't believe

Krallık'ta muhteşem bir gün kesinlikle inanılmaz yapamam İnanın

how warm it is outside outside at the moment it's about 21 degrees I kid you

şu anda dışarısı ne kadar sıcak, hava yaklaşık 21 derece Şaka yapmıyorum,

not it is definitely warm today very warm

bugün kesinlikle sıcak değil, gerçekten çok sıcak, bu

indeed so it's a very hot day which of course is very unusual for October now

yüzden çok sıcak bir gün ki bu elbette Ekim için alışılmadık bir durum, şimdi

normally at this time of the year the temperature starts to fall because of

normalde yılın bu zamanında sıcaklık düşmeye başlıyor çünkü

course we are now into autumn but today it is warm it is sunny outside that's

artık sonbahara girdik ama bugün hava sıcak dışarısı güneşli bu

the reason why I'm wearing my sunglasses because I have been outside preparing

yüzden güneş gözlüklerimi takıyorum çünkü dışarıda

something very special but where will we be we will be outside we will be live

çok özel bir şeyler hazırlıyordum ama nerede olacağız dışarıda olacağız canlı yayında

and we will be in a very special place and of course mr. Steve will be there as

çok özel bir yerde olacağız ve tabi ki Sn. Steve de orada olacak,

well we have of course mr. Steve coming your way something I haven't realised or

elbette bizde var bay. Steve'in sana doğru gelmesi fark etmediğim ya da

something I've forgotten about is the fact that I can't see very well when I'm

unuttuğum bir şey, güneş gözlüklerimi taktığımda çok iyi göremediğim gerçeği, bu yüzden

wearing my sunglasses so please just just let me change my sunglasses

lütfen sadece güneş gözlüklerimi değiştirmeme izin ver

because I can't see a thing it's very hard to operate the equipment that's

çünkü göremiyorum bir şey, ekipmanı çalıştırmak çok zor, bu

better I can see you all now in fact suddenly everything is very bright I

daha iyi, hepinizi şimdi görebiliyorum, aslında birdenbire her şey çok parlak, dediğim

might put my sunglasses back on so as i said mr. steve is here steve is here at

gibi güneş gözlüklerimi tekrar takabilirim . steve burada steve

3 o'clock today but i will also be with mr. steve

bugün saat 3'te burada ama ben de Mr. Steve

outside in a very unusual place that's all I'm saying for now so join us later

dışarıda çok alışılmadık bir yerde şimdilik söyleyeceklerim bu kadar sonra bize katılın

on or stick with us through till 3 o'clock when mr. Steve arrives and of

ya da saat 3'e kadar bizimle kalın . Steve geliyor ve

course I will be here today for two hours in total what are we going to do

tabii ki bugün toplam iki saat burada olacağım,

for the whole two hours I have no idea but it's going to be a very busy day we

iki saat boyunca ne yapacağız hiçbir fikrim yok ama çok yoğun bir gün olacak

went for a lovely walk yesterday mr. Steve and myself we went for a lovely

dün güzel bir yürüyüşe çıktık bayım. Steve ve ben burada güzel bir yürüyüşe çıktık,

walk here it is this is the walk that we went on yesterday a lovely autumn walk

dün yaptığımız yürüyüş bu, Wenlock'un çoğu yerinde güzel bir sonbahar yürüyüşü

through much Wenlock and as you can see the trees are starting to turn green and

ve gördüğünüz gibi ağaçlar yeşermeye başlıyor ve

many of the leaves are falling but this particular walk is one of my most

yaprakların çoğu dökülüyor ama bu özel yürüyüş en

favorite walks it's a beautiful area to walk along especially on an autumn day

sevdiğim yürüyüşlerden biridir özellikle bir sonbahar gününde yürümek için güzel bir alandır o

so there it is we went for a lovely walk let's start walking shall we to do we

yüzden işte orada güzel bir yürüyüşe çıktık hadi yürümeye başlayalım mı yapalım mı

are strolling along on an autumn day looking at all the lovely sights so

bir sonbahar gününde dolaşıyoruz tüm güzel manzaralara manzaralar işte

there it is the autumn leaves are now falling and

burada sonbahar yaprakları şimdi dökülüyor ve

everything is looking very scenic I don't know about you but I love autumn

her şey çok güzel görünüyor sizi bilmem ama ben sonbaharı çok seviyorum

so much I think autumn is such a magical time of year of course I like summer as

bence sonbahar yılın çok büyülü bir zamanı tabi ki ben yazı da seviyorum

well summer is quite nice I like summer because during summer it's

yaz oldukça güzel yazı seviyorum çünkü yaz boyunca hava

hot and sunny in fact we are having a very hot and sunny day today

sıcak ve güneşli aslında bugün çok sıcak ve güneşli bir gün geçiriyoruz

I have no idea why perhaps it has something to do with global warming do

neden hiçbir fikrim yok bunun küresel ısınmayla bir ilgisi olabilir

you think so maybe it has something to do with the fact that the earth is

sizce bu gerçekle bir ilgisi olabilir mi dünyanın

getting warmer and maybe the weather will start getting more dramatic during

ısınmaya başladığını ve belki de sonbahar ve kış mevsiminde havanın daha dramatik olmaya başlayacağını

the autumn and winter season who knows so lots of people on the live chat oh of

kim bilir canlı sohbette pek çok insan var oh

course it is October isn't it which of course means that at the end of this

tabii ki ekim ayı değil mi ki bu da demek oluyor ki bu yılın sonunda bu

month besides my 11th anniversary something

ay 11. yıl dönümümün yanı sıra başka bir şey

else is also happening do you know what it is you can see over the road

daha oluyor, ne olduğunu biliyor musunuz yol boyunca

you can see some pumpkins can you see the pumpkins now this gives you a clue

bazı balkabağı görebilirsiniz şimdi kabakları görebilir misiniz bu size

as to what is happening later this month but what is it what is happening later

bu ayın ilerleyen saatlerinde neler olduğuna dair bir ipucu veriyor ama ne bu ayın ilerleyen saatlerinde neler oluyor,

this month do you know what it is do you know what particular event is on the way

ne olduğunu biliyor musunuz, yolda hangi özel olayın olduğunu biliyor musunuz,

luciano says is it Halloween mr. duncan you are right yes halloween is on its

luciano diyor ki, Cadılar Bayramı mr. duncan haklısın evet cadılar bayramı

way at the end of october and there you can see some pumpkins i actually filmed

ekim ayının sonunda yolda ve orada bazı balkabaklarını görebilirsin

this yesterday during my lovely autumn walk so this particular shot was taken

bunu aslında dün güzel sonbahar yürüyüşüm sırasında çektim bu yüzden bu özel çekim

yesterday in Much Wenlock town center right in the square I must admit I have

dün Much Wenlock şehir merkezinde tam da meydanda çekildi itiraf et

never eaten pumpkins I've never tried to eat a pumpkin I know you can make

hiç balkabağı yemedim hiç balkabağı yemeyi denemedim

pumpkins into a pie you can have pumpkin pie but to be honest with you I've never

balkabağı turta yapabilirsin biliyorum balkabağı turtası yiyebilirsin ama sana karşı dürüst olmak gerekirse hiç

tried to eat pumpkins ever

balkabağı yemeyi hiç denemedim

Tomek also says mr. Duncan it's Halloween at the end of the month yes

Tomek de bay diyor. Duncan ay sonunda cadılar bayramı evet

you are right that is the reason why the pumpkins are

haklısın balkabağının

on sale the other reason why I've never eaten pumpkins is because I don't like

indirimde olmasının sebebi bu balkabağının hiç yemememin bir diğer sebebi de

the smell and I'm the only person is it just me am I the only person who doesn't

kokusunu sevmemem ve tek kişinin benim olmam

like the smell of pumpkins it's very pungent pumpkins smell very pungent I

balkabağı kokusunu sevmeyen bir tek benmiyim çok keskin kabaklar çok keskin kokuyor

don't like it at all mr. Duncan I'm very surprised when I see your live stream

hiç sevmiyorum bay Duncan canlı yayınının

says 'no Jun Kwang why are you so surprised

'hayır Jun Kwang neden bu kadar şaşırdın' dediğini gördüğümde çok şaşırdım

I don't know why you're surprised because I'm here every Sunday so you can

Neden şaşırdığını bilmiyorum çünkü her Pazar buradayım, böylece

catch me live on YouTube every single Sunday what's the problem why are you so

beni her Pazar YouTube'da canlı yakalayabilirsin sorun ne neden bu kadar

surprised I'm here every Sunday so I'm here this

şaşırdın ben her pazar buradayım yani bu

Sunday I'm here next Sunday and also the Sunday after in fact I might be here

pazar buradayım gelecek pazar ve ondan sonraki pazar da buradayım aslında

every Sunday until the end of time wouldn't that be nice a sad story to

her pazar burada olabilirim zamanın sonuna kadar öyle değil mi Şimdi size anlatmak için güzel üzücü bir hikaye

tell you now I actually injured myself today can you see that I've actually

bugün gerçekten kendimi yaraladım

hurt myself whilst preparing for today's livestream can you see that look at that

bugünkü canlı yayına hazırlanırken kendimi gerçekten yaraladığımı görebiliyor musunuz

terrible scratch on my arm do you want to see how I did that this is how I

kolumdaki o korkunç sıyrığa bakın bunu nasıl yaptığımı görmek ister misiniz

scratched my arm I actually caught my arm on one of these Rose thorns so this

Kolumu bu şekilde kaşıdım, aslında kolumu bu Gül dikenlerinden birine yakaladım, bu yüzden resimde

particular thorn the one you can see now in the picture scratched my arm this

şimdi gördüğünüz bu özel diken bu sabah kolumu çizdi

morning and there was blood everywhere I was bleeding for a moment I thought I

ve her yerim kan içindeydi Kanıyordum bir an için yapacağımı düşündüm

would have to call an ambulance but fortunately the bleeding stopped but

ambulans çağırmak zorundayım ama neyse ki kanama durdu ama işte

there it was there so that's the cause of my big

oradaydı yani

horrible scratch on my arm can you see it look at that so look at the things

kolumdaki büyük korkunç sıyrığımın sebebi bu

that I do to teach English to you I'm actually getting injured now I'm

aslında şimdi yaralanıyorum

injuring myself just so you can learn English look at that I've cut myself and

kendimi incitiyorum sırf ingilizce öğrenesin diye bak şuna kendimi kestim ve

cut oh dear do you go trick-or-treating during Halloween do I do it now I'm not

kestim ah canım cadılar bayramında şeker mi şaka mı yapmaya gidiyorsun şimdi yapıyorum çocuk değilim

a child I think trick-or-treating is for

sanırım şeker mi şaka mı

children not for adults to be honest wow so many people are joining me today on

çocuklar içindir, dürüst olmak gerekirse yetişkinler için değil vay be bugün canlı sohbette pek çok insan bana katılıyor

the live chat thank you very much we have Shi Jing mr. Duncan I thought

çok teşekkür ederim Shi Jing bayımız var. Duncan,

Halloween is a kind of us festival no we we do celebrate Halloween here as well

Cadılar Bayramı'nın bir tür biz festivali olduğunu düşünmüştüm, hayır biz Cadılar Bayramı'nı burada Birleşik Krallık'ta da kutlarız,

in the UK in fact many countries around the world have started celebrating

aslında dünyadaki birçok ülke Cadılar Bayramı'nı kutlamaya başladı

Halloween but I suppose if I was honest I suppose it is celebrated more in the

ama sanırım dürüst olursam, sanırım daha çok Amerika

United States but we do celebrate it here as well we kind of do lots of

Birleşik Devletleri'nde kutlanıyor ama biz burada da kutlarız, pek çok

special things children will dress up as scary characters and they will walk

özel şey yaparız, çocuklar korkunç karakterler gibi giyinirler ve

around the streets and normally they will knock on the door or knock on the

sokaklarda dolaşırlar ve normalde

doors of the houses nearby and they will ask for something nice and if they don't

yakındaki evlerin kapılarını veya kapılarını çalarlar ve güzel bir şey isteyin ve eğer

get something nice they will play a trick so that's why we call it

güzel bir şey almazlarsa bir oyun oynayacaklar, bu yüzden buna

trick-or-treat have you ever made a jack-o'-lantern

şeker mi şaka mı diyoruz hiç jack-o'-lantern

jack-o'-lantern so that's the thing that you make out of a pumpkin you make

jack-o'-lantern yaptınız mı yani olay bu balkabağından yaptığın

little eyes and a mouth and normally you put a candle inside I've never made one

küçük gözler ve ağız yaparsın ve normalde içine mum koyarsın ben kendim hiç yapmadım

myself because I don't like the smell of pumpkins

çünkü balkabağı kokusunu sevmem

I think pumpkins smell horrible they're quite disgusting so no I'm not a

balkabağının berbat koktuğunu düşünüyorum çok iğrençler o yüzden hayır

big fan of pumpkins

Balkabağının büyük bir hayranı değilim,

I'm just thinking of all the fun we're going to have later on today look look I

sadece bugün daha sonra yaşayacağımız tüm eğlenceyi düşünüyorum bak bak

injured myself I am actually injured I could have lost all of my blood I could

kendimi yaraladım aslında yaralandım tüm kanımı kaybedebilirdim kan kaybından ölebilirdim

have bled to death preparing today's live English lesson

bugünün canlı İngilizce dersine hazırlanıyorum bak şuna

look at that I've actually I've actually hurt myself I want my mummy my mummy to

aslında ben aslında kendimi incittim annemin

come and kiss it better just without just like when I was a child

gelip onu daha iyi öpmesini istiyorum tıpkı çocukken olduğu gibi evet bayım

yes mr. Duncan you are on for two hours every Sunday yes that's true I am I am

. Duncan her Pazar iki saat yayındasın evet bu doğru ben

here every single Sunday oh thank you very much for your sympathy I am now

her Pazar buradayım oh anlayışınız için çok teşekkür ederim Şimdi

getting some sympathy Luciano says poor mr. Duncan I know

biraz sempati görüyorum Luciano diyor zavallı bay. Duncan biliyorum bak

look I've hurt myself I was bleeding everywhere mr. Duncan I like your videos

kendimi incittim her yerim kanıyordu bayım. Duncan videolarını beğendim

thank you nab Seba for your lovely greeting so where will we be at 3

güzel selamın için teşekkür ederim nab Seba bu yüzden saat 3'te nerede olacağız

o'clock today where will we be at 3 here is a clue

bugün saat 3'te nerede olacağız burada bir ipucu nerede

where will we be so here is a small clue there is mr. Steve but where is he going

olacağız yani işte küçük bir ipucu var bay. Steve ama o nereye gidiyor

the big question is where will we be at 3 o'clock find out at 3 o'clock today so

büyük soru şu ki saat 3'te nerede olacağız bugün saat 3'te öğren yani bugün saat 3'te nerede olacağımıza dair

there it was a little clue giving you a little hint as to where we will be today

size küçük bir ipucu veren küçük bir ipucu vardı.

at 3 o'clock so where will we be well one thing for sure we will be outside

saat öyleyse nerede iyi olacağız kesin bir şey dışarıda olacağız

because the weather today is amazing I can't believe it it doesn't feel like

çünkü bugün hava harika buna inanamıyorum

October it feels like July it is so warm and very sunny all will be revealed

ekim gibi gelmiyor temmuz gibi geliyor hava çok sıcak ve çok güneşli her şey daha sonra ortaya çıkacak

later on ciao Claudio says I really enjoy your

ciao Claudio'da videolarınızdan gerçekten keyif aldığımı söylüyor

videos can you please call my name ciao Claudio watching in Brazil hello a

lütfen adımı ciao Claudio Brezilya'da izliyorsanız merhaba Brezilya'da

big hi to Joe or Joelle Claudio who is watching in Brazil thank you very much

izleyen Joe veya Joelle Claudio'ya büyük bir merhaba çok teşekkür ederim

it's a beautiful day today shall we have a look at one of my

bugün güzel bir gün bir bakalım mı

English lessons well before that I will tell you what else is coming today we

İngilizce derslerimden çok önce, size bugün başka nelerin geleceğini söyleyeceğim,

have some flash words and also one flash phrase from mr. Steve the first one

bazı flaş kelimelerimiz ve ayrıca Mr. Steve ilki

coming very soon but first of all we are going to have a look at one of my

çok yakında gelecek ama her şeyden önce İngilizce derslerimden birine bir göz atacağız

English lessons and this is taken from full English number 23 have you seen my

ve bu tam İngilizce 23 numaradan alınmıştır

full English lessons you haven't why not hello my name's

İngilizce derslerimin tamamını gördünüz mü görmediniz neden olmasın merhaba benim adım

George Clooney and you're watching mr. Duncan's full English you'd better not

George Clooney ve sen Mr. Duncan'ın tam İngilizcesi,

have a problem with that or I'll get the missus to sue you then this is their

bununla bir problem yaşamasan iyi olur, yoksa hanımın seni dava etmesini sağlayacağım, o zaman bu onların karısı,

wife

they say that eating fruit is good for you there are so many different types of

meyve yemenin senin için iyi olduğunu söylüyorlar, aralarından seçim yapabileceğin pek çok farklı meyve türü var.

fruit to choose from however for me my favorite fruit has to

benim en sevdiğim meyve

be the mango it's sweet aromatic juice contained within that soft and succulent

mango olmalı o yumuşak ve etli

flesh is irresistible to me I first started eating mangoes regularly whilst

etin içindeki tatlı aromatik su benim için dayanılmaz ne yazık ki

I was living in China the mangoes there grow in the southern region which has a

warm climate a perfect place for them to grow sadly here in England the climate

burada, İngiltere'de büyümeleri için mükemmel bir yer, iklim

is not suitable for mango plantations they have to be imported from warmer

mango tarlaları için uygun değil, daha sıcak iklimlerden ithal edilmeleri gerekiyor,

climes this particular mango has come all away from Ivory Coast in northwest

bu özel mango tamamen kuzeybatı

Africa mangoes are available in most supermarkets here although their quality

Afrika'daki Fildişi Sahili'nden geldi.

can vary this particular mango is nice and ripe it is ready to be eaten

değişebilir bu özel mango güzel ve olgun yenmeye hazır

if you want to know how ripe a mango is just give it a squeeze I can tell that

bir mangonun ne kadar olgun olduğunu öğrenmek istiyorsanız sadece sıkın

this mango is perfectly ripe and is ready to be eaten do you like eating

bu mangonun mükemmel şekilde olgunlaştığını ve yenmeye hazır olduğunu söyleyebilirim

fruit which type of fruit is your favorite can you see the pink flower

hangi meyveyi yemeyi seversiniz en sevdiğin meyve türü arkamdaki pembe çiçeği görebilir misin ona

behind me it is called a rhododendron whenever I think of this flower I always

orman gülü deniyor ne zaman bu çiçeği düşünsem

find myself remembering my time at school not because we grew them there

kendimi okuldaki zamanımı orada yetiştirdiğimiz için değil

but because whenever we had to sit in English spelling test they would always

ama ne zaman İngilizce yazımla oturmamız gerektiğinden hatırlarken buluyorum testinde bizden her zaman

ask us to spell the word rhododendron as you can see it is not a very easy word

ormangülü kelimesini hecelememizi isterlerdi, gördüğünüz gibi, hecelemesi çok kolay bir kelime değil

to spell and I always got it wrong still the rhododendron does look nice when

ve ben her zaman yanlış anladım, yine de ormangülü

it's in full bloom it's nice to look at but not so nice to spare

tam çiçek açtığında güzel görünüyor, bakması güzel ama o kadar da hoş değil

here is another lovely plant however unlike the rhododendron this one is

buraya ayıracak başka bir güzel bitki var ancak ormangülünden farklı olarak bu

still growing I've put in this particular plant for two reasons

hala büyüyor Bu bitkiye iki nedenden dolayı koydum,

first it has a lovely appearance and second it has a special name that caught

birincisi güzel bir görünüme sahip ve ikincisi özel bir adı var,

my eye for those who don't recognize it this is

bilmeyenler için dikkatimi çekti. tanıyın bu

a Senora car dunk ulis I like the fact that dunk is in the name

bir Senora car dunk ulis Dunk'ın adında olması hoşuma gidiyor

this plant is also known as an artichoke thistle as its name suggests the flowers

bu bitki aynı zamanda enginar devedikeni olarak da bilinir çünkü adından da anlaşılacağı gibi

formed on this plant are large and thorny the main flower itself is a

bu bitkide oluşan çiçekler büyük ve dikenlidir ana

majestic purple I really can't wait to see this plant come into bloom not least

çiçeğin kendisi görkemli bir mordur Bu bitkinin çiçek açtığını görmek için gerçekten sabırsızlanıyorum,

of all because bees butterflies and birds are attracted to this plant

en azından arılar, kelebekler ve kuşlar bu bitkiye çekiliyor,

fortunately for me the card uncle is gross very quickly

neyse ki benim için kart amca çok çabuk iğrenç geliyor

mr. Duncan what are you doing I'm watching this part I'm waiting for the

bay. Duncan ne yapıyorsun bu kısmı izliyorum

water inside it to boil but why haven't you got anything better to do I want to

içindeki suyun kaynamasını bekliyorum ama neden yapacak daha iyi bir işin yok Kaynamaya başlayan

see the pretty bubbles in the water as it comes to the boil you bonehead

sudaki güzel baloncukları görmek istiyorum seni salak

haven't you heard of that well-known proverb which proverb do you mean many a

o meşhur atasözünü duymadın mı hangi atasözünü kastediyorsun birçok

Mickle makes a muckle a stitch in time saves nine look before

Mickle zamanında bir dikiş atıp dokuz kez kurtarır

you leap don't look a gift horse in the mouth

sıçramadan önce bir bak hediye atın ağzına bakma

no mr. Duncan the proverb is a watched pot never boils

hayır bay. Duncan atasözü izlenen bir tencere asla kaynamaz,

if you wait for something to occur it will take longer for it to happen or at

bir şeyin olmasını beklersen daha uzun sürer ya da

least it will seem to oh I see so in fact it is better for me to walk away

en azından oh gibi görünecek, yani aslında çekip gitmem

and leave the pot to boil in its own time let whatever is happening happen

ve tencereyi terk etmem daha iyi. kendi zamanında kaynat her ne oluyorsa tam zamanında gerçekleşsin tam

when it's ready exactly sometimes waiting for a thing to happen can be

bazen bir şeyin olmasını beklemek

frustrating it is much better to forget about it and let it happen in its own

sinir bozucu olabilir onu unutup kendi

time remember mr. Duncan a watched pot never boils

zamanında olmasına izin vermek çok daha iyidir unutma bayım. Duncan izlenen bir tencere asla kaynamıyor sık ​​sık sık

squeeze squeeze squeeze no matter how much I squeeze this tube of toothpaste

bu diş macunu tüpünü ne kadar sıksam da

nothing will come out it would be safe to say that this toothpaste tube is

hiçbir şey çıkmıyor bu diş macunu tüpünün

empty do you notice how I pronounce the word tube the first part of the word

boş olduğunu söylemek güvenli olur kelimenin ilk kısmındaki tüp kelimesini nasıl telaffuz ettiğime dikkat ettiniz mi

sounds like chair it is common in British English to pronounce the T use

kulağa sandalye gibi geliyor İngiliz İngilizcesinde T

sound as two other words include tune tutor tuba there are of course

sesini telaffuz etmek yaygındır, çünkü diğer iki kelime tune tutor tuba'yı içerir, elbette

exceptions to this the word Tunnel is still pronounced with the hard T sound

bunun istisnaları vardır Tunnel kelimesi Amerikan İngilizcesinde hala sert T sesiyle telaffuz edilir,

in American English the hard T is often used in most words beginning with T u

sert T sıklıkla kullanılır Tu ile başlayan çoğu kelimede

words such as tube toon tutor tuba are all pronounced with the hard T this is

tube toon tutor tuba gibi kelimelerin hepsi sert T ile telaffuz edilir bu,

one good example of the civil differences that exist between American

Amerikan

and British English pronunciation

ve İngiliz İngilizcesi telaffuzu arasındaki sivil farklılıkların iyi bir örneğidir

take a close look at this branch can you see what's happened here

bu şubeye yakından bakın neler olduğunu görebilir misiniz burada sanki iyi bir şey

it looks as if it's being pecked at by something well it has these marks were

tarafından gagalanıyormuş gibi görünüyor bu işaretler

made by a woodpecker a great spotted woodpecker to be precise this branch has

bir ağaçkakan tarafından yapılmış büyük bir benekli ağaçkakan daha doğrusu bu dal kuş

been adopted as a feeding area by the bird

tarafından beslenme alanı olarak benimsenmiş

it picks nuts from the nearby bird feeder and brings them to this point

ve yakındaki kuş yemliğinden fındık toplayıp getiriyor. Bu noktaya kadar

where it places the peanut into a small hole so as to make it easier to peck at

fıstığı küçük bir deliğe yerleştirir, böylece bu kadar yakından

the spectacle of a woodpecker feeding this closely is nice to watch however

beslenen bir ağaçkakanın görüntüsünü gagalamayı kolaylaştırmak için izlemek güzeldir, ancak

over time this feeding routine will erect Leiby damage the tree the branch

zamanla bu besleme rutini Leiby'nin ağaca zarar vermesine ve sonunda dalın zarar görmesine neden olur.

will eventually die as the bird digs deeper and deeper into it so there is an

kuş daha derine daldıkça ölecek, bu yüzden bunun iyi bir tarafı var,

upside to this in that I get to view something that is very unusual in my

bahçemde çok sıra dışı bir şey görüyorum,

garden while the downside is that my lovely dams and tree will end up being

dezavantajı ise güzel barajlarımın ve ağacımın

severely damaged I don't blame the woodpecker after all it's got to eat

ciddi şekilde hasar göreceği. Ağaçkakanı suçlamıyorum sonuçta yemek zorunda

yum-yum-yum hello there thank you very much for joining me today

yum-yum-yum merhaba bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim ben

it is mr. duncan live on youtube just in case you don't believe me it is now

bay. duncan youtube'da canlı yayında bana inanmıyorsanız

approaching half past two here in the UK I don't know what time it is where you

burada, İngiltere'de saat iki buçuka yaklaşıyor, nerede olduğunuzu bilmiyorum

are because I'm not there Helena has said mr. Duncan I am so glad for your

çünkü ben orada değilim, Helena bay dedi. Duncan, bugün sınıfınız için çok mutluyum

class today because in Brazil it is teachers day is it really a big happy

çünkü Brezilya'da bugün öğretmenler günü gerçekten büyük bir

teachers day to all the teachers watching at the moment in Brazil

öğretmenler günü mü?

celebrating teachers day thank you very much

Tomac says mr. Duncan you are such a drama queen

Duncan, sen tam bir drama kraliçesisin,

what do you mean by that what a terrible thing to say about me

benim hakkımda söylenecek ne kadar korkunç bir şey derken ne demek istiyorsun,

are you saying that sometimes I exaggerate or I I become too dramatic

bazen abarttığımı mı yoksa

over simple things can you see what's happened here I have actually injured

basit şeyler yüzünden çok dramatikleştiğimi mi söylüyorsun, burada ne olduğunu görebiliyor musun, aslında

myself I I could have I could have lost my arm I could have actually lost my arm

kendimi incittim, yapabilirdim Kolumu kaybedebilirdim Aslında kolumu da kaybedebilirdim

imagine that imagine trying to teach English imagine trying to operate the

bunu hayal edin İngilizce öğretmeye çalıştığınızı hayal edin kontrolleri çalıştırmaya çalıştığınızı düşünün

controls if if that Rose had cut my arm off if my arm had been severed so now I

eğer o Rose kolumu kesseydi eğer kolum kopmuş olsaydı şimdi

don't think I'm being a drama queen at all okay maybe just a little bit drama

sanmıyorum ben drama kraliçesiyim tamam belki biraz drama

queen I love that expression that's a great expression a drama queen

kraliçesi Bu ifadeyi seviyorum bu harika bir ifade drama kraliçesi

is someone who overreacts to very small things a drama queen how dare you Yusuf

çok küçük şeylere aşırı tepki veren biridir drama kraliçesi ne cüretle Yusuf

says please be careful mr. Duncan not to injure yourself I am just saying now

der ki lütfen dikkatli olun bayım. Duncan kendini incitme, sadece

that you shouldn't do the dangerous things because we only have one mr.

tehlikeli şeyler yapmaman gerektiğini söylüyorum çünkü sadece bir bayımız var.

Duncan that is true there is only one mr. Duncan although a lot of people are

Duncan, bu doğru, sadece bir Bay var. Duncan, pek çok insan

quite relieved about that here we go do you remember last week I

bu konuda oldukça rahatlamış olsa da, işte başlıyoruz, hatırlıyor musun geçen hafta

found this small piece of my house lying around the house lying around in fact I

evimin bu küçük parçasını evin etrafında yerde yatarken buldum, aslında

had put it in a safe place but I couldn't remember where it belonged

onu güvenli bir yere koymuştum ama nerede olduğunu hatırlayamadım.

can you believe that I've actually found out where this came from

inanabiliyor musun aslında bunun nereden geldiğini buldum

let's have a look would you like to have a look where where it came from the

bir bakalım nereden geldiğine bir bakmak ister misin

mystery piece the mystery object if I can find I can't find it now where is it

gizemli parça gizemli nesne bulabilirsem şimdi bulamam çabuk mu

gone come on quickly I'm doing so well today where is it where's the where's

gitti hadi çabuk bugün çok iyi yapıyorum nerede o nerede

the mystery object I can't find it I can't see it it's not fair why is this

gizemli nesne nerede bulamıyorum göremiyorum bu adil değil neden

happening to me today where's it gone please don't tell me that I haven't put

bugün benim başıma geliyor nereye gitti lütfen yapma

that into the encoder oh my goodness how foolish how silly of me I wanted to tell

bunu enkodere koymadığımı söyleme aman allahım ne kadar aptalım ne kadar aptalım

you where I had found this but I forgot it

bunu nereden bulduğumu söylemek istedim ama unutmuşum

I forgot to put it into the computer

bilgisayara koymayı unutmuşum

maybe I will find it later I will have a look later if I find it I will I will

belki sonra bulurum Daha sonra bir bakarım bulursam bulurum

let you know what as embarrassing wasn't it we have of course the mystery idioms

sana haber veririm ne kadar utanç verici değil miydi bizde tabi ki gizemli deyimler var ya

whew we have something else to look at the mystery idioms from last week here

bakacak başka bir şeyimiz var geçen haftaki gizemli deyimler işte

they are whoa that was close

onlar vay canına yakındı

here are the mystery idioms now last week I gave you these mystery idioms

işte gizemli deyimler şimdi geçen hafta size bu gizemli deyimleri verdim

but I didn't reveal the answer because we had well we had a lot of things going

ama cevabı açıklamadım çünkü geçen hafta pek çok şey yaşadık bu yüzden bunun

on last week so instead we're doing it again this week we're going to do it

yerine bu hafta tekrar yapıyoruz biz'

this week and I will give the answers later so there is the first mystery

bu hafta yapacağız ve cevapları daha sonra vereceğim bu yüzden

idiom for today and there is the second one

bugün için ilk gizemli deyim var ve ikincisi var

they are the mystery idioms Bert where where do they come from and what are

onlar gizemli deyimler Bert nereden geliyorlar ve ne

they do you know what the mystery idioms are today there is the second one and

yapıyorlar biliyor musun ne gizemli deyimler bugün ikincisi var ve

there is the first do you know what I think has happened do

birincisi var ne olduğunu düşünüyorum biliyor musun ne olduğunu

you know what I think I've lost too much blood from this from this terrible

düşünüyorum bu korkunç korkunç yaralanmadan dolayı çok fazla kan kaybettim bence

terrible injury that's what I think has happened I think I've actually I'm

olan buydu sanırım Ben aslında

actually suffering from blood loss that's what I think anyway so we will

kan kaybından ızdırap çekiyorum zaten öyle düşünüyorum bu yüzden

find out next week where this came from

bunun nereden geldiğini haftaya öğreneceğiz

because I haven't loaded the clip

çünkü klibi yüklemedim bugün

another thing we were supposed to do today we were supposed to go into the

yapmamız gereken başka bir şey de içine girmemiz gerekiyordu.

kitchen today to make some tea cakes but we haven't had time to do that either

Bugün mutfakta biraz çay keki yapmak için ama bunu yapmaya da vaktimiz olmadı

because we've been outside planning our big event after 3 o'clock today so to

çünkü bugün saat 3'ten sonra büyük etkinliğimizi planlamak için dışarıdaydık, bu yüzden

say that I've been very busy today is it as an understatement I've been so busy I

bugün çok meşguldüm demek için mi? o kadar meşguldüm ki

can't begin to tell you how busy my Sunday has been Shi Jing says the

size pazar günümün ne kadar meşgul olduğunu söyleyemem Shi Jing,

weather is amazing today in the north of England is it really well it's beautiful

bugün İngiltere'nin kuzeyinde hava harika, gerçekten iyi mi,

here we will be taking a look outside later on because we are going outside

burası çok güzel, daha sonra dışarıya bir göz atacağız diyor. çünkü canlı yayında dışarıya çıkıyoruz,

live let's have a flash phrase shall we do we have one do we have a flash phrase

bir flash cümlemiz olsun, var mı, bir tane var mı?

from mr. Steve fortunately we do push the envelope the phrase push the

Steve, neyse ki, zarfı zorluyoruz,

envelope is an English phrase that means to reach the limit of something and then

zarfı itin ifadesi, bir şeyin sınırına ulaşmak ve sonra bunun

go beyond it to push the boundaries of what is possible or acceptable is to

ötesine geçerek mümkün veya kabul edilebilir olanın sınırlarını

push the envelope for example we like to push the envelope with our research mr.

zorlamak anlamına gelen İngilizce bir deyimdir. Araştırmamız Mr.

Duncan likes to push the envelope with his English teaching methods some modern

Duncan, İngilizce öğretme yöntemleriyle sınırları zorlamayı sever, bazı modern

comedians pushed the envelope with their jokes to approach and extend the limits

komedyenler,

of what is possible or what is seen as acceptable is to push the envelope you

mümkün olanın veya kabul edilebilir olarak görülenin sınırlarına yaklaşmak ve genişletmek için şakalarıyla sınırları zorladı, sınırları zorlayın, sınırları

push the boundaries you test the limits to

zorlayın, sınırları test edin. daha önce

suggest something that has never been tried is to push the envelope push the

hiç denenmemiş bir şey önermek, zarfı itmek,

envelope thank you very much mr. Steve and I must say you look rather

zarfı itmek, çok teşekkür ederim bay. Steve ve ben, stüdyodaki profesyonel ışıklandırmada oldukça muhteşem göründüğünüzü söylemeliyim,

spectacular in the professional lighting in the studio yes I have been very busy

evet

this week not only have I been filming mr. Steve in the studio I have also been

bu hafta çok meşguldüm, sadece Mr. Steve stüdyoda ayrıca

filming some new lessons yes I have recorded some new English video lessons

bazı yeni dersler çekiyorum evet bazı yeni İngilizce video dersleri kaydettim

along people have said mr. Duncan we miss your recorded lessons so next week

ve insanlar mr dediler. Duncan, kayıtlı derslerinizi özledik, bu yüzden önümüzdeki hafta

I think it will be on Tuesday I am going to publish a new English lesson I'm not

Salı günü olacağını düşünüyorum Yeni bir İngilizce dersi yayınlayacağım

joking so it won't be a live lesson it will be an English lesson all about one

Şaka yapmıyorum bu yüzden canlı bir ders olmayacak, tamamen belirli bir konu hakkında bir İngilizce dersi olacak Salı günü

particular subject to do with the English language that is coming on

gelecek olan İngilizce ile ilgili

Tuesday yes I bet you're surprised by that I think so a few people have asked

evet, bahse girerim buna şaşırmışsınızdır, sanırım birkaç kişi

to see the sleeping bull who remembers the sleeping bull from a few weeks ago

uyuyan boğayı görmek istedi kim uyuyan boğayı birkaç hafta öncesinden hatırlıyor,

in fact three months ago I showed you the sleeping bull

aslında üç ay önce gösterdim sen uyuyan boğa bana

I've been asked if it would be possible to show the sleeping bull again because

uyuyan boğayı tekrar göstermenin mümkün olup olmadığı soruldu çünkü

right now the Bulls at the back of my house are all being taken away one by

şu anda evimin arkasındaki Boğalar birer birer götürülüyor

one that's what's happening to them there they're going away for slaughter

onlara olan bu orada gidiyorlar Maalesef katliam için, hadi

unfortunately so let's have a look at one of the the sleeping bulls taking a

relaxing rest at the back of my house

evimin arka tarafında dinlendirici bir şekilde dinlenen uyuyan

Oh everybody say ah wasn't that lovely the little sleeping bull I'm not sure if

boğalardan birine bir bakalım.

that particular bull is one of the ones that has been taken away I'm not sure

götürülenler Hangisi olduğundan

I'm not entirely sure which one it is so there it was for those who wanted to see

tam olarak emin değilim bu yüzden uyuyan boğayı tekrar görmek isteyenler için oradaydı

the sleeping bull again Shi Jing seems to be enjoying the sunny weather today I

Shi Jing bugün güneşli havanın tadını çıkarıyor gibi görünüyor

hope you are having a lovely day where you are in the UK Eugene says Mr Duncan

umarım siz de öylesinizdir. Birleşik Krallık'ta güzel bir gün geçiriyorsun Eugene, Bay Duncan'a

I think at 3 o'clock you will be on the roof well you will just have to wait and

göre saat 3'te çatıda olacaksın, sadece beklemen ve

see you'll just have to wait and find out where I am and of course mr. Steve

görmen gerekecek, sadece beklemen ve nerede olduğumu öğrenmen gerekecek ve tabii ki bay Steve

will be here as well today Jamelia I'm so happy to attend the live

bugün de burada olacak Jamelia Canlı yayına katıldığım için çok mutluyum

stream I couldn't possibly do it last Sunday because I had a very hectic week

Geçen Pazar katılmam mümkün değildi çünkü çok yoğun bir hafta geçirdim

well Jamelia I'm very pleased to see that you are here today mystery idioms

Jamelia Bugün burada olduğunu gördüğüme çok sevindim gizemli deyimler

for those who missed them here they are again - two well-known phrases in

özleyenler için yine buradalar - İngilizce'de çok iyi bilinen iki cümlenin

English you have to guess what they are just look at the pictures and say what

ne olduğunu tahmin etmeniz gerekiyor sadece resimlere bakın ve ne

you see and the second one I think the second one is very easy to be honest I

gördüğünüzü söyleyin ve ikincisi bence ikincisi dürüst olmak gerekirse çok kolay ben

think that one is quite easy and the first one again but what are they and I

bence bu çok kolay ve yine ilki ama bunlar nedir ve

do promise today I will give you the answers last week I did show those

bugün size söz veriyorum

particular three idioms but I didn't give you the

answers last week but this week I will I promise

cevapları geçen hafta vereceğim söz verecek miyim

I'm very sure I will I'm about 75% sure that I will give you the answers today

Çok eminim yapacağım Bugün size cevapları vereceğimden yaklaşık %75 eminim

live chat is very busy umma Farooq is here hi mr. Duncan hi

canlı sohbet çok meşgul umma Farooq burada merhaba bay. Duncan merhaba

Omer thanks for joining me today hi from Somalia Kemal Udine Omer is watching

Omer bugün bana katıldığınız için teşekkürler Somali'den merhaba Kemal Udine Omer

today mr. Duncan what is your hometown where do you live at the moment I am

bugün izliyor Mr. Duncan memleketin neresi şu anda nerede yaşıyorsun Ben Shropshire Shropshire denilen

living in a place called Much Wenlock which is in a place called Shropshire

bir yer olan Much Wenlock adında bir yerde yaşıyorum o

Shropshire so much Wenlock is the town in which I live at the moment a very

kadar çok Wenlock şu anda yaşadığım kasaba

beautiful scenic place as you will find out later hmm

senin gibi çok güzel manzaralı bir yer sonra öğren hmm

Marta is here hello Marta hello mr. Duncan from the Baltic Sea last week was

Marta burada merhaba Marta merhaba bay. Geçen hafta Baltık Denizi'nden Duncan'a

raining cats and dogs but now the Sun is out oh I see so in the Baltics you are

kedi ve köpek yağmuru yağıyordu ama şimdi güneş çıktı oh görüyorum ki Baltık'ta

having a nice day and also here in the UK we are having a beautiful day as well

güzel bir gün geçiriyorsunuz ve ayrıca burada Birleşik Krallık'ta biz de güzel bir gün geçiriyoruz

it really is turning out quite nice pinnate is here i watch your english

gerçekten iyiye gidiyor çok güzel pinnate burada ingilizce

lessons every day I like the way you teach very much you are the best English

derslerini her gün izliyorum öğretme şeklini çok seviyorum tanıdığım en iyi ingilizce

teacher I've ever known thank you so much wow thank you pin it

öğretmenisin

for that and as I mentioned earlier there will be a brand new English lesson

this week on my youtube channel I will be posting it on Tuesday a new lesson

youtube kanalımda bu hafta yepyeni bir ingilizce dersi salı günü yayınlayacağım yeni bir ders

just for you let's have a look at another flash let's have a flash word

tam size göre başka bir flaşa bakalım hadi flaş kelime

shall be because mr. steve has had a very busy week as well fortunately mr.

olsun çünkü mr. neyse ki Steve de çok yoğun bir hafta geçirdi Mr.

steve did not injure himself although i have can you see that i've actually cut

Steve kendini yaralamadı ama ben kolumu gerçekten kestim görebiliyor musun bunu

my arm can you see that very clearly look at that i'm actually injured

çok net görebiliyor musun gerçekten yaralandım

I've injured myself just so I can teach you English here is a flash word from

Sırf sana İngilizce öğretebilmek için kendimi yaraladım işte flaş bir kelime

mr. Steve pedantic the word pedantic is an English adjective that means to

baydan Steve pedantic, pedantic kelimesi, küçük bir bilgiçlik

behave in an ostentatious way over a small pedantic the word pedantic is an

üzerinden gösterişli bir şekilde

English adjective that means to behave in an ostentatious way over a small

davranmak anlamına gelen İngilizce bir sıfattır.

mistake or detail a pedantic person will point out small errors or differences

veya farklılıkları

and explain why these things are so a pedants is the noun form of pedantic a

ve bunların neden bu kadar olduğunu açıklayın bilgiçlikçi,

person who finds small faults or errors and insists on correcting them is a

küçük hatalar veya hatalar bulan ve bunları düzeltmekte ısrar eden bilgiçliğin isim biçimidir, hata bulmanın veya başkalarını düzeltmenin

patent to test your knowledge as a way of finding fault or correcting others

bir yolu olarak bilginizi test etmek için bir patenttir.

will often lead to being described as pedantic to be pedantic is to fuss over

bilgiç olarak tanımlanmak, bilgiç olmak

a small mistake or detail they nitpick quibble split hairs they are a stickler

küçük bir hata veya ayrıntı için yaygara koparmaktır

pedantic person is anal retentive fussy obstinate picky pedantic

thank you very much mr. Steve that was lovely and guess what can you believe it

. Steve bu çok hoştu ve tahmin et neye inanabilirsin

we have found the mystery piece of my house I was just very busy there trying

evimin gizemli parçasını bulduk orada onu halletmeye çalışmakla çok meşguldüm

to get that sorted out there it is the mystery piece of my house and that is

orası evimin gizemli parçası ve

where it belongs look at that that is where it lives it is part of the gutter

ait olduğu yer orası bak şuna yaşadığı yer oluk halkasının bir parçası

ring the gutter ring that allows all of the

tüm

rainwater to safely flow away so there it is

yağmur suyunun güvenli bir şekilde akıp gitmesine izin veren oluk halkası o yüzden işte

shall we have a look at it again there it is again the mystery object that I

ona tekrar bir bakalım mı işte yine etrafımda bulduğum gizemli nesne

found lying around my house I didn't know where it belonged but today I

ev Nereye ait olduğunu bilmiyordum ama bugün

managed to put the piece where it belonged

parçayı ait olduğu yere koymayı başardım,

so there it is that is where it belongs it is part of the outside gutter ring I

yani işte, ait olduğu yer, dış oluk halkasının bir parçası

am so glad that we managed to put that right I'm so glad that I was able to

Bunu düzeltebildiğimiz için çok mutluyum ben'

finally show you where where this belongs I bet you're really pleased now

Sonunda size bunun nereye ait olduğunu gösterebildiğim için çok mutluyum, bahse girerim

that you were here to witness that moment of time it is Sunday afternoon in

Pazar öğleden sonra

around about 12 minutes we are going outside with mr. Steve and we will be

yaklaşık 12 dakika sonra o ana tanık olduğunuz için burada olduğunuz için gerçekten memnunsunuzdur . Steve ve biz

live I will also be outside as well we will be live in a certain place but

canlı yayında olacağız, ben de dışarıda olacağım, belirli bir yerde canlı yayında olacağız ama ipucu

where will we be just in case you want a clue here is a clue as to where we will

isterseniz nerede olacağız,

be at 3 o'clock today there is mr. Steve those are mr. Steve's feet but where is

bugün saat 3'te nerede olacağımıza dair bir ipucu. bey Steve onlar bay. Steve'in ayakları ama nereye

he going so that is the clue to where we will be after 3 o'clock today

gidiyor yani bugün saat 3'ten sonra nerede olacağımızın ipucu bu

Wow and there are lots of things to talk

Vay canına ve bugün konuşacak çok şey var ünlü

about today would you like to meet a famous person is there someone that

biriyle tanışmak ister misin

you've always wanted to meet maybe a famous celebrity maybe a famous

her zaman sevdiğin biri var mı belki ünlü bir ünlüyle tanışmak istedi belki ünlü bir

scientist or maybe a famous English teacher so which famous Pieper person

bilim insanı ya da belki ünlü bir İngilizce öğretmeni yani hangi ünlü Pieper kişisi

which famous person would you like to meet someone famous from history or

maybe a celebrity or maybe your favorite pop singer or maybe your favorite actor

so which famous person would you like to meet and why why would you like to meet

hangi ünlü kişiyle tanışmak istersin ve neden tanışmak istersin

them please let me know mr. Duncan there are many rhododendrons in China yes I

lütfen bana bildirin bayım. Duncan Çin'de birçok orman gülü var evet

remember from my time in China when I used to live in China during the summer

Çin'deki zamanımdan hatırlıyorum, ben yaz aylarında Çin'de yaşarken

months you would see lots of rhododendrons growing I think they are

çok sayıda orman gülünün büyüdüğünü görürdünüz

very popular in China Rebecca is here hello Rebecca

Çin'de çok popüler olduklarını düşünüyorum Rebecca burada merhaba Rebecca

Rebecca was here and now she's disappeared

Rebecca buradaydı ve şimdi o kayboldu

where's Rebecca gone hello mr. Duncan Antonio says I am actually Pedro Antonio

Rebecca nereye gitti merhaba bayım? Duncan Antonio benim aslında Pedro Antonio

Pedro or Pedro Antonio watching in Brazil the music you have for this

Pedro veya Brezilya'da izleyen Pedro Antonio olduğumu söylüyor bu uykucu boğa için yaptığınız müzik

sleepy bull is very good but maybe also you could use it for children who want

çok iyi ama belki de çocuğunuzu uyutmaya çalışıyorsanız uykuya dalmak isteyen çocuklar için de kullanabilirsiniz.

to fall asleep if you are trying to get your child to go to sleep perhaps you

uyumak için belki

could play that piece of music normally we call a soothing piece of music a

o müzik parçasını çalabilirsin normalde sakinleştirici bir müzik parçası deriz uyumana

piece of music that is designed to help you sleep we call it a lullaby lullaby

yardımcı olmak için tasarlanmış bir müzik parçasına ninni deriz

so a piece of music that is designed to help you sleep is called a lullaby

yani uyumana yardımcı olmak için tasarlanmış bir müzik parçasına ninni denir ninni

lullaby nice Luciano says mr. Duncan are you

ninni güzel Luciano bay diyor. Duncan sen

pedantic am i pedantic maybe sometimes but I know one thing sometimes my

bilgiç misin ben bilgiç miyim belki bazen ama bir şeyi biliyorum bazen

viewers my viewers are very pedantic I sometimes get lots of complaints over

izleyicilerim çok bilgiçtir bazen youtube kanalımda çok küçük şeyler hakkında çok fazla şikayet alıyorum

very small things on my on my youtube channel mr. Duncan I would like to meet

bay. Duncan

Steve Jobs says Moo no well of course Steve Jobs sadly is no longer around but

Steve Jobs ile tanışmak isterim Moo'nun pek iyi olmadığını söylüyor Steve Jobs ne yazık ki artık ortalıkta yok ama biriyle tanışmak istersen artık

it can be a person no longer alive if you want to meet someone if you could if

hayatta olmayan bir insan olabilir eğer yapabilirsen artık bizimle

you could meet someone who was no longer with us who was dead or is dead you can

olmayan biriyle tanışabilirsen kim öldü ya da öldü artık birinin yanında

also name someone who is no longer around someone you if you have always

olmayan birini de adlandırabilirsiniz, eğer her zaman

wanted to eat to meet or eat MS fairy says I would like to meet my favorite

tanışmak ya da yemek yemek istediyseniz, MS perisi en sevdiğim oyuncularla tanışmak istiyorum diyor

actors Sean Connery hello there my name is Sean Connery I am double oven seven

Sean Connery merhaba, benim adım Sean Connery I çift ​​fırın yedi

double oh seven I have a slight speech impediment Sean Connery that was my

çift oh yedi Hafif bir konuşma engelim var Sean Connery

impression of Sean Connery so MS fairy wants to meet Sean Connery and also Ed

Sean Connery hakkındaki izlenimim buydu, bu yüzden MS peri Sean Connery ve ayrıca Ed Harris ile tanışmak istiyor

Harris ed Harris is a very famous actor I

ed Harris çok ünlü bir aktördür

always remember ed Harris in The Truman Show he was great in that Hasan Abdi is

The Truman Show'daki ed Harris'i hep hatırlıyorum Hasan Abdi bey burada olduğu için harikaydı

here mr. Duncan the only person I would like to meet in the whole world is mr.

. Duncan, tüm dünyada tanışmak istediğim tek kişi, Bay Duncan.

Duncan you want to meet me I don't know why why do so many people want to meet

Duncan benimle tanışmak ister misin Neden bu kadar çok insan benimle tanışmak istiyor bilmiyorum

me I have no idea I'm not a celebrity I'm

Ünlü olmadığıma dair hiçbir fikrim yok

not famous well not yet anyway Luciano says I would like to meet the former

Henüz ünlü değilim zaten değil Luciano eski Başkanla tanışmak istediğimi söylüyor

President Obama because I think he was very good to people in the United States

Obama, çünkü Amerika Birleşik Devletleri'ndeki insanlara karşı çok iyi olduğunu düşünüyorum,

everyone is now saying we think you are going on the roof of your house we'll

şimdi herkes diyor ki, evinizin damına çıkacağınızı düşünüyoruz,

have to find out a big hello from Iraq comes from Hussein Neji ah hello to you

Irak'tan büyük bir merhaba bulmamız gerekecek, Hüseyin Neji'den geliyor ah, sana merhaba

Luciano says ah lullabies yes a lullaby lullaby mr. Duncan I really

Luciano ah diyor ninniler evet bir ninni ninni bay. Duncan

want to meet you and I hope that I can have your help

seninle gerçekten tanışmak istiyorum ve umarım

to prepare your lesson I hope I can help you to prepare your lesson thank you see

dersini hazırlamak için yardımını alabilirim Umarım dersini hazırlamana yardım edebilirim teşekkürler

Jean for that a Valentin says Mr Duncan next Sunday you will show us how you

Jean bunun için bir Valentin diyor ki Bay Duncan önümüzdeki Pazar bize nasıl

managed to repair your gutter ring yes I think I think maybe I should go outside

başardığını göstereceksin oluk halkanızı onarmak için evet sanırım belki de dışarı çıkmalıyım

and I should repair my gutter ring because this is a very important part of

ve oluk halkamı tamir etmeliyim çünkü bu evimin çok önemli bir parçası

my house this keeps the water inside the gutter ring so maybe next week I will go

bu su oluk halkasının içinde kalıyor bu yüzden belki gelecek hafta oluk

up onto the roof and I will repair my gutter ring you are very famous mr.

halkasına çıkacağım çatı ve oluk halkamı tamir edeceğim siz çok ünlüsünüz bayım.

Duncan in the English learners world Thank You yo van for that that is very

İngilizce öğrenenler dünyasında Duncan Teşekkürler yo van Bunun için çok

kind of you hello from Spain from a man Lausanne thank you very much for that

naziksiniz İspanya'dan bir adamdan merhaba Lozan

lots of people wanting to meet me I don't know why Maria ah Thank You Maria

Birçok insanın benimle tanışmak istediği için çok teşekkür ederim Nedenini bilmiyorum Maria ah Teşekkürler Maria

a very interesting question from Maria is mr. mr. Duncan going on the balcony

a Maria'dan çok ilginç bir soru Mr. Bay. Duncan

to put up your Christmas lights will you go to the place where you put up your

Noel ışıklarını yakmak için balkona gidiyor Noel ışıklarını yaktığın yere gidecek misin?

Christmas lights well it's very interesting that you should mention that

Bundan bahsetmen çok ilginç

because very soon I will be going on to the roof to put my Christmas lights up

çünkü çok yakında Noel ışıklarımı yakmak için çatıya çıkacağım.

but not today we're not doing that today but very soon I will be did I just

ama bugün değil bugün bunu yapmıyoruz ama çok yakında yapacağım

mention Christmas I'm very sorry about that I do apologize for mentioning

Noel'den bahsettim sadece Noel'den bahsettiğim için özür dilerim

Christmas I know that I shouldn't have mentioned Christmas but yes I will be

Noel'den bahsetmemem gerektiğini biliyorum ama evet

putting my Christmas lights up on the house in about two weeks time me gnarlie

koyacağım Noel'im yaklaşık iki hafta içinde evde yanıyor, ben gnarlie

says hello mr. Duncan I would like to have met David Bowie yes sadly no longer

merhaba diyor bay. Duncan, David Bowie ile tanışmak isterdim evet ne yazık ki artık

with us we lost David Bowie or David Bowie last year some people say David

aramızda değiliz geçen yıl David Bowie veya David Bowie'yi kaybettik bazı insanlar David Bowie diyor

Bowie some people say David Bowie there are

bazıları David Bowie diyor

many different ways to pronounce words and a little bit later on after three

kelimeleri telaffuz etmenin birçok farklı yolu var ve biraz sonra üçten sonra

o'clock we will be talking about accents today so we will be talking about a very

saat bugün aksanlardan bahsedeceğiz yani

controversial subject now normally when I talk about accents normally people get

şimdi çok tartışmalı bir konudan bahsedeceğiz normalde ben aksanlardan bahsederken normalde insanlar

very angry they say ear mr. Duncan you shouldn't

çok sinirlenirler kulak bey derler. Duncan

talk about accents we think it's not a good subject to talk about and the

aksanlar hakkında konuşmamalısın, bunun hakkında konuşmak için iyi bir konu olmadığını düşünüyoruz ve

reason why people get very upset is because sometimes a person can be judged

insanların çok üzülmesinin nedeni, bazen bir kişinin

by their accent so if a person has a certain type of accent we might think

aksanına göre yargılanabilmesidir, bu yüzden bir kişinin belirli bir aksanı varsa, şöyle düşünebiliriz

that they come from maybe a lower class or maybe we assume that they come from a

belki daha alt bir sınıftan geliyorlar ya da belki biz onların

very high class in society so I think the subject of accents sometimes can get

toplumda çok yüksek bir sınıftan geldiklerini varsayıyoruz bu yüzden bence aksan konusu bazen

people very upset and very angry I think so so sometimes the the subject of

insanları çok üzebilir ve çok kızdırabilir Bence öyle yani bazen

accents can be a little controversial but we will be talking about accents

aksan konusu olabilir biraz tartışmalı ama

with mr. Steve a little bit later on talking of mr. Steve what does mr. Steve

Mr. Steve biraz sonra Mr. Steve Bay ne yapar? Steve

do at the end of my live streams would you like to have a look have a lovely

canlı yayınlarımın sonunda bir göz atmak ister misiniz güzel bir

weekend run and I'll see you next week mr. Duncan I will see you next

hafta sonu koşusu ve haftaya görüşürüz bayım . Duncan, bir dahaki sefere görüşürüz bayım

mr. Steve what can I take with me I wanna take something with me yes this

. Steve yanıma ne alabilirim Yanıma bir şey almak istiyorum evet bu

looks expensive oh it is I'm going to take this with me

pahalı görünüyor oh bunu yanıma alacağım bu

it's mine bye bye mr. Steve oh what a busy hour oh

benim güle güle bay. Steve oh ne yoğun bir saat oh

no I just sit so tired it's time to relax yourself mr. Steve just lie I can

hayır sadece çok yorgun oturuyorum, rahatlama zamanı bayım. Steve sadece yalan söyle

relieve your stress and straining mr. Steve you've had a busy day so to ease

stresinizi ve gerginliğinizi giderebilirim bayım. Steve yoğun bir gün geçirdiniz, bu yüzden

those aches away relax and take a rest mr. Steve it's time to have a dream mr.

bu ağrıları hafifletmek için rahatlayın ve dinlenin bayım. Steve, bir rüya görmenin zamanı geldi bayım.

Steve after such a busy life stream so lie back and recline everything will be

Steve, böylesine yoğun bir yaşam akışından sonra, bu yüzden arkanıza yaslanın ve uzanın, her şey yoluna girecek

just fine because you've had a busy day me mr. Steve yes you've had a busy day

çünkü yoğun bir gün geçirdiniz ben bayım . Steve evet yoğun bir gün geçirdiniz

now it's time to float away yes you've had a busy day mr. Steve

şimdi uçup gitme zamanı evet yoğun bir gün geçirdiniz bayım. Steve

you sweet dreams mr. Steve sadly mr. Steve cannot have a sweet dream just yet

tatlı rüyalar bayım. Steve ne yazık ki Mr. Steve henüz tatlı bir rüya göremez

because we have mr. Steve coming very shortly I see live outside but where

çünkü bizde bay var. Steve birazdan gelecek, dışarıda canlı görüyorum ama

will we be as you can see I'm already prepared I have my sunglasses on I am

senin de görebileceğin gibi nerede olacağız Ben çoktan hazırlandım Güneş gözlüklerimi taktım Hazırım

prepared I am ready to go outside because it is an absolutely gorgeous day

Dışarı çıkmaya hazırım çünkü kesinlikle muhteşem bir gün bu yüzden

so in a moment I will be outside tongue boot Bree van de Duncan it's the first

birazdan geleceğim dış dil botu Bree van de Duncan

time that I'm watching your livestream it is very useful for learning English

canlı yayınınızı ilk kez izliyorum İngilizce öğrenmek için çok faydalı Teşekkürler

Thank You tongue and welcome it's your first time watching the livestream thank

dil ve hoşgeldiniz canlı yayını ilk kez izliyorsunuz

you very much for that she Jing says how can people in China

çok teşekkür ederim bunun için Jing diyor ki insanlar nasıl girebilir Çin'in

have access to YouTube I thought YouTube is blocked it is blocked but of course

YouTube'a erişimi var YouTube'un engellendiğini sanıyordum engellendi ama elbette Çin'in

there are ways around the Great Firewall of China there are ways of getting

Büyük Güvenlik Duvarını aşmanın yolları var bu

around the firewall so yes I do have some viewers watching in China Alberto

yüzden evet Çin'de izleyen bazı izleyicilerim var Alberto sonunda

says hello everyone at last I'm able to watch your live

herkese merhaba diyor ben Canlı programınızı izleyebiliyorum

program I'm so happy Thank You Alberto you are about to see something very

çok mutluyum Teşekkürler Alberto çok garip bir şey görmek üzeresiniz çok sıra dışı

strange you are about to see something very unusual I am going outside and I

bir şey görmek üzeresiniz Dışarı çıkıyorum ve

will be in a very special place now here is a little clue as to where we will be

şimdi çok özel bir yerde olacağım burada biraz nerede olacağımıza dair ipucu

so this is a clue as to where we are going in a moment

yani bu bir anda nereye gideceğimize dair bir ipucu

now those feet belong to mr. Steve but where is mr. Steve going well in a few

şimdi o ayaklar bey'e ait. Steve ama bay nerede? Steve birkaç dakika içinde iyileşecek,

moments I will also be joining mr. Steve in that particular place because now

ben de Mr. Steve o belirli yerde çünkü şimdi

it's 3 o'clock and yes mr. Steve is on his way

saat 3 ve evet bayım. Steve,

Dibby Dibby Dibby to do oh my goodness can you feel the excitement just to show

Dibby Dibby Dibby'yi yapmaya gidiyor aman Tanrım, sadece bu programın son teknoloji olduğunu göstermek için heyecan hissedebiliyor musunuz, bu son

that this program is cutting edge putting edge do you like that cutting

edge there it is this is a cutting edge program because now we are going outside

teknolojiyi seviyor musunuz, bu son teknoloji bir program çünkü şimdi dışarı çıkıyoruz

my ladder on the roof and mr. Duncan gonna make his way up here any second

çatıdaki merdivenim ve mr. Duncan her an buraya gelebilir

he's got to climb up a ladder so I hope he makes it safely because if I hear a

bir merdiveni tırmanması gerekiyor bu yüzden umarım sağ salim çıkar çünkü

strange sound like he's falling off the ladder I'm going to have to do this show

merdivenden düşüyormuş gibi garip bir ses duyarsam bu şovu

the last hour all by myself and I don't know whether I'd want to do that so

son bir saat boyunca yapmak zorunda kalacağım. tek başıma ve bunu yapmak isteyip istemediğimi bilmiyorum, o yüzden

let's hope mr. Duncan gets up here safely and quickly so I can keep talking

umalım ki Mr. Duncan güvenli ve hızlı bir şekilde buraya çıkıyor, böylece o yukarı çıkarken ben konuşmaya devam edebiliyorum,

while he's coming up now there's lots of insects flying around outside do you

şimdi dışarıda uçuşan bir sürü böcek var,

like the view yes we're up on the roof of mr. Duncan's

manzarayı beğendiniz mi, evet, Bay Duncan'ın çatısındayız. Duncan'ın

studio and it's quite exciting really because we haven't done anything like

stüdyosu ve bu gerçekten çok heyecan verici çünkü daha önce böyle bir şey yapmadık

this before and we don't know whether it will work or whether anyone can hear it

ve bunun işe yarayıp yaramayacağını ya da kimsenin duyup duyamayacağını,

or even see is that I can see myself in a little screen over there but mr.

hatta kendimi orada küçük bir ekranda görebiliyor olup olmadığımı bilmiyoruz ama bayım. .

Duncan where is he he should be here I thought he'd be here by now but he seems

Duncan nerede o burada olmalı şimdiye kadar burada olacağını düşünmüştüm ama

to be taking quite some time perhaps he's putting some makeup on ah I think

epey zaman alıyor gibi görünüyor belki biraz makyaj yapıyordur ah bence

he's putting some makeup on because he wants to look pretty outside in front of

biraz makyaj yapıyor çünkü önünde güzel görünmek istiyor

everybody now as I said we're outside so anything literally anything could happen

herkes şimdi dediğim gibi dışarıdayız yani kelimenin tam anlamıyla her şey her şey olabilir

it's quite exciting there's insects all around me lots of lady birds they must

oldukça heyecan verici etrafımda böcekler var bir sürü dişi kuş

be hidin aging or trying to but its October here in the UK and it's warmer

yaşlanıyor ya da yaşlanmaya çalışıyor olmalılar ama burada Birleşik Krallık'ta ekim ayı ve hava

than it was in August I'm quite hot I've got a t-shirt on and a shirt but I

ağustosta olduğundan daha sıcak Oldukça ateşliyim, üstümde bir tişört ve bir gömlek var ama

should have probably just been in shorts oh yes it's very hot - very hot indeed

muhtemelen sadece şort giymeliydim oh evet, hava çok sıcak - gerçekten çok sıcak

but we're gonna keep going I can hear mr. Duncan now he's coming up he's

ama devam edeceğiz Mr. Duncan şimdi yukarı çıkıyor,

coming up the the steps thus the ladder he's climbing up be safe mr.

basamakları çıkıyor, bu yüzden tırmandığı merdiven, güvende olun bay.

and I don't want to do this show on my own and I won't be able to rescue you

ve bu şovu tek başıma yapmak istemiyorum ve seni kurtaramayacağım

because I'll have to carry on the show must go on

çünkü devam etmem gerekecek şov devam etmeli

even though you possibly oh here you are oh he's looking very cool how do you mr.

yine de sen muhtemelen oh işte buradasın oh o çok havalı görünüyor nasıl siz misiniz bayım

Duncan hey baby Oh what's going on here then well we're

Duncan hey bebeğim Ah burada neler oluyor o zaman stüdyonun

up on the roof of you on the flat roof of your studio I love the way you lie I

düz çatısında senin çatındayız Yalan söylemeni seviyorum

love the way Steve is shouting in my ear it's it's great where do you want me to

Steve'in kulağıma bağırmasını seviyorum bu harika beni nerede istiyorsun

stand this is going well so far this is really going well so here we go we are

dayanmak için şimdiye kadar iyi gidiyor bu gerçekten iyi gidiyor o yüzden işte başlıyoruz

now live on the roof of mr. Duncan's studio where you go he's being so sure

şimdi bayın çatısında canlı yayındayız. Gittiğiniz Duncan'ın stüdyosunda, normalde bu kadar utangaç olmadığınızdan o kadar emin oluyor ki, işte

you're not normally this shy so here we go we are now on the roof I wasn't quite

başlıyoruz, şimdi

sure how this was going to go how it was going to work out but there's mr. Steve

çatıdayız. Steve,

looking there's mr. Duncan where I live on YouTube and we are on the roof of the

Mr. YouTube'da yaşadığım Duncan ve stüdyonun çatısındayız

studio because today is such a beautiful day beautiful I can't believe it it's

çünkü bugün çok güzel bir gün güzel Ekim olduğuna inanamıyorum

October and we are out here I'm in my t-shirt I mean my t-shirt and it's so

ve buradayız T-shirtümdeyim yani t-shirtüm ve hava o kadar

warm I can't believe it 21 degrees apparently 21 degrees that's impossible

sıcak ki inanamıyorum 21 derece görünüşe göre 21 derece bu imkansız

it's October I think it's all that global warming possibly that's what I

ekim ayı bence hepsi küresel ısınma muhtemelen bence bu

think is it man-made or is it natural there's a controversial question I don't

insan yapımı mı yoksa doğal mı tartışmalı bir soru var

know what are we going to talk about today mr. Duncan I have no roof I have

bilmiyorum ne bugün hakkında konuşacak mıyız bayım? Duncan benim çatım yok hiçbir

no idea but you can't see it is live look it's now coming up to five minutes

fikrim yok ama canlı olduğunu göremiyorsun bak saat

past 3:00 there it is look it is definitely live and mr. Steve mr. Duncan

3:00'ü beş geçiyor işte bak kesinlikle canlı ve bay. steve bey Duncan

we are here today we're going to talk about something that can be a little bit

bugün buradayız biraz tartışmalı olabilecek bir şey hakkında konuşacağız

controversial yeah something controversial I don't know what I was

evet tartışmalı bir şey

feeling today like I wanted to do something a little bit controversial so

Bugün ne hissettiğimi bilmiyorum sanki biraz tartışmalı bir şey yapmak istiyordum bu yüzden

we're going to talk about accents accents accents what so from your point

konuşacağız aksanlar hakkında aksanlar aksanlar ne öyleyse sizin

of view what how would you describe an accent

bakış açınızdan bir aksanı nasıl tanımlarsınız

well it's a way of pronouncing words or sentences that's particular to an

bu bir

individual or a group of people or even a country so it's just a way of

bireye veya bir grup insana ve hatta bir ülkeye özgü kelimeleri veya cümleleri telaffuz etmenin bir yolu bu yüzden sadece

pronouncing words different ways of pronouncing the consonants or the vowels

kelimeleri farklı bir şekilde telaffuz etmenin bir yolu ünsüzleri veya ünlüleri telaffuz etme yolları

slightly different that marks it out but you can still always understand the

biraz farklıdır, bu da onu belirginleştirir, ancak İngilizceyi her zaman anlayabilirsiniz, bu

English so doesn't matter where you are in the world English is always English

nedenle dünyanın neresinde olursanız olun İngilizce,

as you often say but the accents mean that there are enough changes it you can

sık sık söylediğiniz gibi her zaman İngilizcedir, ancak aksanlar, yeterince değişiklik olduğu anlamına gelir

tell it's slightly different but you can still understand what it's about so you

biraz farklı olduğunu anlayabilirsiniz ama yine de neyle ilgili olduğunu anlayabilirsiniz, böylece

can get country accent so you get a British accent or an American accent or

ülke aksanı alabilirsiniz, böylece bir İngiliz aksanı veya bir Amerikan aksanı veya

Australian Caribbean accent still English but slightly different accents

Avustralya Karayip aksanı alırsınız, ancak yine de İngilizce ama biraz farklı aksanlar

and ways of pronouncing the words and then you can get within different

ve kelimeleri telaffuz etme yolları ve sonra siz farklı ülkeler içinde olabilir,

countries you get a regional accent so you might get a northern accent you

bölgesel bir aksan elde edersiniz, böylece bir kuzey aksanı elde edebilirsiniz,

might get a Scottish English accent a Welsh English accent and then that can

İskoç İngiliz aksanı, Gal İngiliz aksanı alabilirsiniz ve sonra bu,

even come down to individual towns so you get a London accent yeah so what's

ayrı ayrı kasabalara inebilir, böylece bir Londra aksanı elde edersiniz, evet,

interesting and the thing that I sometimes I get very angry about is when

ilginç olan ve Bazen çok sinirlendiğim bir şey,

people talk about American English and British English because normally when we

insanların Amerikan İngilizcesi ve İngiliz İngilizcesi hakkında konuşmalarıdır, çünkü normalde

talk about these things that they are often divided is if is if there there is

bu tür şeyler hakkında konuştuğumuzda genellikle ikiye ayrılırlar, eğer

more than one type of English so the English normally that's being spoken or

birden fazla İngilizce türü varsa, yani İngilizce normalde bu konuşulması veya

used is the same English so the accent isn't necessarily a different type of

kullanılması aynı İngilizcedir, bu nedenle aksan ille de farklı bir İngilizce türü değildir,

English it is just a different sound that the English makes and that is some

yalnızca İngilizcenin çıkardığı farklı bir sestir ve bu,

something that I I sometimes get annoyed about is when people say oh is this

insanların ah bu

American English you're talking or is it British English can I just say now there

Amerikan İngilizcesi mi dediği zaman bazen sinirlendiğim bir şeydir. konuşuyorsun ya da İngiliz İngilizcesi mi şimdi

is only one only one English language and that is English so accents are

sadece tek bir İngilizce dili olduğunu söyleyebilirim ve bu İngilizce yani aksanlar sözdiziminde

variations on the sound not the syntax I think that's the best way of putting it

değil sesteki varyasyonlardır Bence bunu ifade etmenin en iyi yolu bu

would you say mr. Steve yes I won yes I would agree so it doesn't really

bay. Steve evet kazandım evet aynı fikirdeyim bu yüzden insanlar Durst'u ve sizi anladıkları sürece

matter whether you're speaking American English or British English as long as

Amerikan İngilizcesi veya İngiliz İngilizcesi konuşmanız gerçekten önemli değil bu

people understand Durst and you that's probably the most important thing I

muhtemelen söyleyeceğim en önemli şey yani

would say I mean I've got friends that come from all different communities or

demek istediğim, bunu yapan arkadaşlarım var. tüm farklı topluluklardan veya

different parts of the country just as whoever's watching now whatever country

ülkenin farklı bölgelerinden geliyor, tıpkı şu anda her kim izliyorsa, hangi ülkede

you're in China France Russia I'm sure you have individual accent regional

olursanız olun Çin Fransa Rusya eminim kendi ülkenizde de bireysel aksan bölgesel aksanlarınız vardır

accents within your own country as well and you can still understand what what

ve bunların ne olduğunu hala anlayabilirsiniz. ülkenin farklı yerlerinde

they're saying in the same language in different parts of the country that's

aynı dilde söylüyorsanız,

the same here it's just the course English's of widely-used sort of

burada aynı şey İngilizce'nin dünya çapında yaygın olarak kullanılan bir tür

worldwide language so you get even more variations because of that which is it

dili olduğu için daha da fazla varyasyon elde edersiniz, çünkü bu budur

and it's very interesting it's nice to try out different accents and try and

ve çok ilginç, denemek güzel farklı aksanlar ve

speak in Australian we won't do that today because I'm not very good at

Avustralya'da konuşmayı dene ve bugün bunu yapmayacağız çünkü aksanlarda pek iyi değilim

accents I'll try an American accent or a Caribbean I've been talking about

Amerikan aksanı ya da Karayip aksanı deneyeceğim

specific accents by the way we have lady birds at the moment lady Birds

Belirli aksanlardan bahsediyorum bu arada hanım kuşlarımız var Lady Birds'ün bugün

everywhere they are swarming all around here today so no we're not going to talk

her yerde üşüştüğü an, yani hayır, onların

about the actual accent the sound of them we're just going to talk about

gerçek aksanı hakkında konuşmayacağız, sadece

certain variations of words in English so we're talking about sometimes the way

İngilizce'deki bazı kelime varyasyonları hakkında konuşacağız, bu yüzden bazen hakkında konuşuyoruz.

a word might be pronounced so not the actual spelling of the word or the fact

Bir kelimenin telaffuz ediliş şekli, yani kelimenin gerçek yazılışı veya

that there might be more than one type of English there isn't one more than one

birden fazla İngilizce türü olabileceği gerçeği, birden fazla İngilizce türü yoktur,

type of English there is only one type of English and that's English so all of

yalnızca bir İngilizce türü vardır ve o da İngilizcedir. tüm

the variations are other things as well they've got people walking by it's okay

varyasyonlar başka şeyler de onların yanından geçen insanlar var sorun değil

I said anything has happened anything is happening that's good so come and join

dedim bir şey oldu bir şey oluyor güzel olan bir şey oluyor öyleyse gel ve

us shall we invite them perhaps they've got an accent that we'd like to listen

bize katıl onları davet edelim mi belki bizim hoşumuza giden bir aksanları vardır

to yes yes Steve's now describing the thing that

dinle evet evet Steve şimdi göremediğiniz şeyi anlatıyor OH arkasında

you can't see there are people walking OH

yürüyen insanlar var

behind this is quite exciting it's very oh we're going to talk about a

bu oldukça heyecan verici bu çok oh belirli bir kelime hakkında konuşacağız

particular word the a word aren't we yes they are words they are words that have

a kelimesi değil mi evet onlar kelimeler onlar a

the the a sound now in in certain accents the a can be

sesinin belirli aksanlarda olduğu kelimelerdir a,

pronounced how liking the word pass for example you can pronounce it with an a

pass kelimesinden ne kadar hoşlanarak telaffuz edilebilir, örneğin onu bir a

sound or an R sound so you can say passed or you can say pass so the two

sesiyle veya bir R sesiyle telaffuz edebilirsiniz, böylece pass diyebilirsiniz veya pass diyebilirsiniz, böylece ikisi

sounds are actually are and AH so that is the letter A ah ah so can you give us

sesler aslında ve AH'dir yani bu A harfidir ah ah yani bize

some examples mr. Steve is the more here I've got past last or past and last

bazı örnekler verebilir misiniz bayım? Steve, burada ne kadar geçmişe sahipsem, o kadar çok geçmiş veya geçmiş ve son

dance there's that there's one and quite often if you depending on how you're

dans var ki bir tane var ve nasıl yetiştirildiğinize bağlı olarak,

brought up then you might pronounce it in a different way if I say for example

örneğin ben dersem onu ​​farklı bir şekilde telaffuz edebilirsiniz.

I'm going to the dance or we went out last night dancing people would say I

dansa giderken ya da dün gece dışarı çıktık dans ederken insanlar

had a bit of a posh accent because a southern English accent so if you want

biraz lüks bir aksanım olduğunu söylerdi çünkü güney İngiliz aksanı, bu yüzden

to sound posh in English then say it with an R sound so say dancing in the

İngilizce'de havalı görünmek istiyorsanız, o zaman bir R sesiyle söyleyin, bu yüzden geçmişte dans ettiğimi söyleyin

past I used to play the piano something like that if you say last night I went

ben eskiden piyano çalardım buna benzer bir şey derseniz, dün gece dansa gittim, bu da

dancing that immediately gives away in the UK that you probably come from a

Birleşik Krallık'ta muhtemelen

lower socio economic group shall we say that's getting very controversial so you

daha düşük bir sosyo-ekonomik gruptan geldiğinizi anında ele verir, bunun çok tartışmalı hale geldiğini söyleyelim mi, bu yüzden sadece

just go over second I don't know I pronounce my eighth dance but you are

ikinci kez geçin. biliyorum sekizinci dansımı telaffuz ediyorum ama

you are making such a big mistake there mr. Steve now so you are saying that an

siz orada çok büyük bir hata yapıyorsunuz bayım . Steve şimdi bir

accent can define someone's social class I can I think it's wrong I think you are

aksanın birinin sosyal sınıfını tanımlayabileceğini söylüyorsun Bence bu yanlış

definitely wrong there I don't think it has any any relevance sometimes if a

person is born in a place where there is a very strong accent or where people say

çok güçlü bir aksan ya da insanların yol

path instead of path I don't think it means that you are any further down or

yerine yol demesi, bunun sosyal sınıfın daha aşağısında ya da

in fact any further up the social class to be honest it's just it's just

aslında daha yukarısında olduğun anlamına geldiğini düşünmüyorum, dürüst olmak gerekirse bu sadece

something that people perceive in this country snobbery and class is very

insanların bu ülkede züppelik ve klas olarak algıladığı bir şey.

important sometimes in certain jobs if you've got

Bazen bazı işlerde çok önemlidir, eğer

the right accent or we pronounce words in certain ways you might be perceived

doğru aksanınız varsa veya kelimeleri belirli şekillerde telaffuz edersek,

as coming from a Pasha background of course that has a well like for example

bir Paşa geçmişinden geliyormuş gibi algılanabilirsiniz elbette ki iyi bir benzerliği vardır, örneğin

on the television and radio you only have people that's spoke with you call

televizyonda ve radyoda sadece insanlara sahipsiniz. bu seninle konuşulana

it received and yes there is there is such a thing as received pronunciation

alındı ​​denir ve evet alınan telaffuz diye bir şey var

now I suppose the this the simplest way of putting it is to say the Queen's

şimdi sanırım bunu söylemenin en basit yolu Kraliçe'nin

English so basically the way in which the Queen speaks hello my name is the

İngilizcesi yani temelde Kraliçe'nin merhaba deme şekli benim adım

Queen of England and my accent is very precise so it is very precise it is

Queen of England ve benim aksanım çok kesindir bu yüzden çok kesindir

received pronunciation it is almost taught so you are taught how to

telaffuz alınır neredeyse öğretilir yani size

precisely speak English received pronunciation people used to think that

İngilizce alınan telaffuzu tam olarak nasıl konuşacağınız öğretilir insanlar

I had received pronunciation until until they heard mr. Steve and a lot of people

mr. Steve ve birçok insan

now say that mr. Steve sounds very posh and I sound very common

artık mr. Steve kulağa çok havalı geliyor ve ben çok sıradan

he's as common as muck is that what they say is it who's saying this just people

geliyorum, o kadar sıradan ki, bunu kimin söylediği sadece bilmek

who they want to know so I can go around and beat them up I can

istedikleri insanlar, böylece etrafta dolaşıp onları dövebilirim, yapabilir miyim,

I think our accents are actually quite similar although your accent depends on

aksanlarımız aslında oldukça benzer aksanınız

where you grow up and how your parents speak and it doesn't stay fixed of

büyüdüğünüz yere ve anne babanızın nasıl konuştuğuna bağlı olsa da ve sabit kalmasa da

course it changes over time so they have noticed that even the Queen speaks quite

zamanla değişir, bu yüzden Kraliçe'nin bile gençken olduğundan çok daha farklı konuştuğunu fark ettiler.

differently now than she did when she was younger

did you put more insects flying in front of us there that one just flew in front

önümüzde uçan böcekler orada bir tane

of your lens then mr. Duncan what what you going to say to that lady I'm going

lensinizin önünde uçtu sonra mr. Duncan, o bayana ne diyeceksin,

to say here Lady Bird stopped bugging us

burada söyleyeceğim, Lady Bird bizi rahatsız etmeyi bıraktı

because it's an insect and sometimes you can call an insect a bug so if something

çünkü o bir böcek ve bazen bir böceğe böcek diyebilirsin, bu yüzden

is bugging you bugging it is annoying you so today there are lots of insects

seni rahatsız eden bir şey canını sıkıyor, bu yüzden bugün var etrafta uçuşan bir sürü böcek

flying around thing else to do with accent think I'm

aksanla yapılacak başka bir şey beni mercekten

bugging you at the moment you're pushing me off the lens I don't know believe it

uzaklaştırdığınız anda sizi rahatsız ettiğimi düşünüyorum bilmiyorum inan

you have more room there than you realize I think I've got the lean II

orada sandığınızdan daha fazla yer var sanırım bende var yalın II

know you don't have to leave in don't worry it's a very wide lens on this

biliyorum gitmene gerek yok merak etme bu kamera çok geniş bir lens

camera so don't worry here's another word that we we often laugh about that

bu yüzden merak etme işte sık sık güldüğümüz başka bir kelime

we pronounced differently your tongue I say tongue but what do you say mr.

senin dilini farklı telaffuz ediyoruz dil diyorum ama sen ne yapıyorsun bay söyle

Duncan I say Tong Tong Tong you see that's

Duncan, Tong Tong Tong diyorum, bu

different see to me Tong is something that you used to pick up something with

farklı, bana göre Tong, bir şeyi

a pair of tongs but where mr. Duncan comes from in Staffordshire particular

bir çift maşayla almak için kullanılan bir şey ama nerede bay. Duncan, Staffordshire'dan, belirli bir

County in sort of North Midlands area they pronounced tongue as Tong so what

İlçeden, bir tür Kuzey Midlands bölgesinden geliyor, dili Tong olarak telaffuz ediyorlar, yani

how do you pronounce Tong if you're going to pick something up with a pair

bir çift maşayla bir şey alacaksanız, Tong'u nasıl telaffuz edersiniz,

of tongs I still say Tong so I stick out my

hala Tong derim, bu yüzden

tongue and I pick something up with a pair of tongs so actually do the

dilimi çıkarırım ve Bir maşayla bir şey alıyorum, bu yüzden aslında

pronunciation is the same there we go so we've covered that one

telaffuz aynı mı orada gidiyoruz, bu yüzden onu

and how I speak more partially than you because I elongate my are vowels a's in

ve nasıl senden daha kısmen konuştuğumu ele aldık çünkü kelimelerimde a ünlülerini uzatıyorum

my words and I say path bar I think it would be fair to say that over the years

ve yol çubuğu diyorum

over the years though Steve a serious point is that I think I have slightly

Yıllar geçtikçe Steve'in ciddi bir noktası olduğunu söylemek doğru olur sanırım, öğretmenliğe başladığımdan

refined my accent over the years since I started teaching so I've been teaching

beri aksanımı yıllar içinde biraz geliştirdim, bu yüzden

now for around 14 years can you believe it so over 14 years I've been teaching

şimdi yaklaşık 14 yıldır öğretmenlik yapıyorum. İnanın 14 yılı aşkın bir süredir öğretmenlik yapıyorum

and at that time I think I have slightly refined the way in which I speak because

ve o zamanlar konuşma tarzımı biraz rafine ettiğimi düşünüyorum çünkü

you have to make it clear that there is no point standing in a classroom and

bir sınıfta durup

speaking to the class and then class there you go

sınıfa konuşmanın bir anlamı olmadığını açıkça belirtmeniz gerekiyor ve sonra sınıf işte gidiyor

Chloe would say class so you would say class stand in front of the class and I

Chloe ders derdi, sen de sınıfın sınıfın önünde durduğunu söylerdin ve ben de

would stand in front of the class code but there is no point standing in front

sınıf kodunun önünde dururdum ama

of the class and having your students not understand what you're saying so

sınıfın önünde durup öğrencilerinin ne olduğunu anlamamasını sağlamanın bir anlamı yok. yani

sometimes you have to speak clearly you have to

bazen net konuşmalısın

speak precisely and sometimes you have to speak slowly not all the time but

net konuşmalısın ve bazen yavaş konuşmalısın her zaman değil ama

sometimes you do especially when you're teaching English I think it's very

bazen özellikle İngilizce öğretirken yapıyorsun bence

important to make sure that your students can understand what you are

öğrencilerinizin senin anlattıklarını anladığından emin olmak çok önemli

saying but just to recap accents very you can have lots of American accents so

Aksanları özetlemek gerekirse, birçok Amerikan aksanına sahip olabilirsiniz, bu nedenle

even though people assume that American English is very different from British

insanlar Amerikan İngilizcesinin İngiliz İngilizcesinden

English within American English or within America itself and by that I mean

Amerikan İngilizcesinden veya Amerika'nın kendi içinde çok farklı olduğunu varsaysalar da ve bununla

the United States of America there are lots of different accents as you travel

Amerika Birleşik Devletleri'ni kastediyorum. farklı aksanlar

around the country you will hear lots of different types of accent being spoken

Ülkeyi dolaşırken birçok farklı aksanın konuşulduğunu duyacaksınız

and just the same here in the UK if you come to the UK and you go to London you

ve burada Birleşik Krallık'ta da aynısı İngiltere'ye gelirseniz ve Londra'ya giderseniz

will hear lots of people speaking a certain type of English cockney alright

birçok insanın belirli bir tür İngilizce konuştuğunu duyacaksınız. cockney tamam evet evet

yeah yeah how's your father how you're doing

baban nasıl sen nasılsın

so it's a bit like that it's a bit like George Clooney at the start of today's

yani biraz öyle gibi biraz George Clooney gibi bugünkü

live stream yeah hello hello I'm from London George Clooney do you have him on

canlı yayının başında evet merhaba merhaba ben Londralıyım George Clooney onu programınıza alıyor musunuz

your show yes we have all the celebrities here brief I didn't get him

evet biz tüm ünlüleri buraya getirin kısaca onu

on the roof though did you know is he's afraid of heights oh that doesn't

çatıya çıkarmadım ama biliyor muydunuz onun yükseklik korkusu var oh bu

surprise me so we've talked about accents and what

beni şaşırtmadı bu yüzden aksanlar hakkında konuştuk ve

are we going to talk about next mr. tone well first of all we've got some input

bundan sonra ne hakkında konuşacağız bayım. öncelikle canlı sohbetten bazı girdiler aldık

from the live chat of course now I've made the mistake of putting my

tabii ki şimdi güneş gözlüklerimi takma hatasını yaptım

sunglasses on and I've realized now that I can't see very well through them

ve şimdi onların arkasını pek iyi göremediğimi fark ettim

because because they're sunglasses and that's what sunglasses do so now

çünkü onlar güneş gözlükleri ve güneş gözlükleri bunu yapar, bu yüzden şimdi

everything looks very can you see do you want me to read it for never longan

her şey çok görünüyor, görebiliyor musunuz, okumamı ister misiniz, uzun süre okumamı ister misiniz, hadi

let's have a look here you could take them off the jamol says hello everybody

buraya bir göz atalım, onları jamol'dan çıkarabilirsiniz, herkese merhaba diyor,

hello Jamal nice to see you Luciano it enjoys your word posh posh posh oh yes

merhaba Jamal sizi görmek güzel Luciano, sözünüze bayılıyor posh posh posh oh evet,

you've got a big posh flair so when we say posh we actually mean what we mean

büyük bir gösteriş yeteneğiniz var, bu yüzden gösteriş dediğimizde aslında

high-class yes you're speaking very much in a clipped and precise

birinci sınıf demek istediğimizi kastediyoruz evet, çok kısa ve kesin bir

manner which will elevate you in society and get you all the best jobs well I

şekilde konuşuyorsunuz, bu da sizi toplumda yükseltecek ve hepinizi alacak en iyi işler

think it used and not so much now in the past past then you would need a very

bence kullanılıyor ve geçmişte çok fazla değil, o zaman şehrin finans sektöründe belirli işleri

posh English accent in order to get certain jobs in the city financial

alabilmek için çok gösterişli bir İngiliz aksanına ihtiyacınız olurdu,

sector things like that but that's that's gone away a lot now and even on

bunun gibi şeyler ama bu artık çokça ortadan kalktı ve hatta

the television and radio you only had people broadcasters that would speak in

televizyonda ve radyoda sadece

a very precise English way but now you get regional accents people talking all

çok net bir şekilde İngilizce konuşan yayıncılar vardı, ama şimdi bölgesel aksanlar alıyorsunuz, insanlar her

sorts of accents and it's quite refreshing it's nice to have that what's

türlü aksanla konuşuyor ve bu oldukça canlandırıcı,

interesting here is one or two people have said it sounds like you're saying

burada ilginç olanın bir veya iki kişinin söylemiş olması güzel

Phung Oh fun I'm not sure about that it's not fun its tongue turn oh very

Phung Oh eğlenceli diyormuşsun gibi geliyor Eğlenceli olmadığından emin değilim dilini çevirmek oh çok çok

very different indeed i'm from salvador mr. duncan which is in central america

farklı gerçekten ben Salvadorluyum Bay. Orta Amerika'dan

that comes from and tony oh hello - Antonia thanks for joining us today on

gelen duncan ve tony oh merhaba - Antonia bugün canlı sohbette bize katıldığınız için teşekkürler

the live chat jessica is here jessica Miro thank you very much for joining

jessica burada jessica Miro bugün katıldığınız için çok teşekkür ederim

today what a very funny topic mr. Duncan I remember in mind your language oh I

ne kadar komik bir konu bay. Duncan, senin dilini aklımda hatırlıyorum oh,

see so so this reminds you of the episode of mind your language where

anlıyorum, yani bu sana,

where people were mispronouncing certain words I think so a very good TV show by

insanların belirli kelimeleri yanlış telaffuz ettiği, zihninin senin dilin bölümünü hatırlatıyor bence çok iyi bir TV programı bu

the way if you've never seen mind your language can I recommend it to you it is

arada, eğer daha önce hiç görmediyseniz, diliniz olabilir mi? Size tavsiye ederim

a very foolish show and also it's it refers to people who are trying to learn

çok aptalca bir gösteri ve aynı zamanda İngilizce öğrenmeye çalışan insanlara atıfta bulunuyor

the English language of course I remember that program from the 1980s was

tabii ki o programı 1980'lerden hatırlıyorum,

it analytic brain says mr. Duncan don't worry you don't have to apologize for

analitik beyin diyor ki bay. Duncan merak etme aksanın için özür dilemene gerek yok

your accent oh thank you very much analytic brain for that thank you so

oh bunun için analitik beyine çok teşekkür ederim bunu

much for saying that no I'm not I'm not ashamed of my accent I know sometimes I

söylediğin için çok teşekkür ederim hayır aksanımdan utanmıyorum aksanımdan utanmıyorum biliyorum bazen söyleyebilirim

might say bath instead of bah-bah and sometimes I will

bah-bah yerine banyo ve bazen

say path instead of path and sometimes I will say dance instead of dance so you

yol yerine yol diyeceğim ve bazen dans yerine dans diyeceğim bu yüzden

are going to the dance serious and I'm going to the dance well there you go I

ciddi bir şekilde dansa gidiyorsun ve ben de dansa gidiyorum peki sen git

think we've covered that a lot of people say living in a village like Much

bence konuyu kapattık Pek çok insan, Much Wenlock gibi bir köyde yaşadığını söylüyor

Wenlock and now people say that this is a town but I actually think that this is

ve şimdi insanlar bunun bir kasaba olduğunu söylüyor ama aslında burası

more like a village don't don't you it feels like a village but a technically

daha çok bir köy gibi, değil mi, bir köy gibi hissettiriyor ama teknik olarak

it's actually a town as we've been corrected on many occasions yes but of

aslında bir kasaba olarak birçok kez düzeltildik evet ama tabii ki

course we both used to live in a city up until four years ago and so it's quite a

ikimiz de dört yıl öncesine kadar bir şehirde yaşıyorduk ve bu nedenle dünyanın en büyük ikinci şehri olan Birmingham

change to go from a big city near Birmingham which is a second largest

yakınlarındaki büyük bir şehirden gitmek oldukça farklı

city in the UK and now we're living in a small village joke town it's a town

Birleşik Krallık'ta ve şimdi küçük bir köy şaka kasabasında yaşıyoruz, teknik olarak bir kasaba,

technically is a town that's not that big much Wenlock is a town but I think

Wenlock kadar büyük olmayan bir kasaba, ama bence

much Wenlock is so small it feels like like a village and and people might

Wenlock o kadar küçük ki, bir köy gibi hissettiriyor ve insanlar

assume that there's nothing going on here can I just say now that there's

orada olduğunu varsayabilir. burada hiçbir şey olmuyor şimdi sadece

there's a lot of exciting things going on for example here's the first one look

pek çok heyecan verici şey olduğunu söyleyebilirim, örneğin işte buna ilk bakış

at that now I don't know if you can see that but there is a special Apple day

şimdi bunu görebiliyor musunuz bilmiyorum ama özel bir Apple günü var

yes Apple day there it is in fact we've missed it it was actually

evet Apple günü orada aslında biz kaçırdık aslında

yesterday so yesterday there is a special Apple day at the Greenwood

dündü bu yüzden dün Coalbrookdale'deki Greenwood Center'da Iron Bridge yakınında özel bir Apple günü var

Center in Coalbrookdale which is near Iron Bridge and wow this sounds really

ve vay canına bu kulağa gerçekten

really interesting to tell it tell us some of the things you could do on Apple

çok ilginç geliyor bunu anlatmak bize yapabileceğiniz bazı şeyleri anlatın Apple Günü'nde yapın

Day mr. mr. Steve well I mean I thought you know coming from the city you can

mr. Bay. Steve, demek istediğim, şehirden geldiğinizi bildiğinizi sanıyordum,

fancy the latest Big Show or you can see all sorts of exciting things but coming

en son Büyük Şov'u beğenebilirsiniz veya her türden heyecan verici şeyi görebilirsiniz ama

here I don't think anything can top Apple day what does it say here

buraya geldiğinizde Apple gününü hiçbir şeyin geride bırakabileceğini sanmıyorum, burada ne diyor,

well you've got to bring good condition apples with you you need to bring your

iyi ki varsınız yanında iyi durumda elma getirmen lazım

own apples first of all so if you were going yesterday to Apple day you had to

öncelikle kendi elmanı getirmen lazım yani dün elma gününe gidiyorsan

bring your own apple in your own Apple not everyone has apples by the way it

kendi elmanı kendi elmanda getirmen gerekiyordu bu arada herkesin elması yok bu arada

costs you money to get in three pounds although children and senior citizens

sana paraya mal oluyor üç pound almak, çocuklar ve yaşlılar

only have to pay to pay you would think that Apple day would be free wouldn't

sadece ödemek zorunda olsalar da, Apple gününün ücretsiz olacağını düşünürsünüz,

use yes and because then it would be more appealing Oh mr. Duncan you're full

evet kullanmazsınız ve çünkü o zaman daha çekici olur Oh bay. Duncan

of jokes today that's a joke but not what you can do you can use the one

bugün şakalarla dolusun bu bir şaka ama yapabileceğin şey değil bir

turn-screw twin community apple press so where is that oh yeah there it is let's

döner vidalı ikiz topluluk elma presini kullanabilirsin yani o nerede oh evet işte

to see if I can get that onto the camera yes the the what is it called

onu kameraya alıp alamayacağımı görelim evet ne denir buna

it's the the one-ton twin-screw community apple press okay then there's

bir tonluk çift vidalı topluluk elma presi tamam o zaman

hands-on milling and pressing of apples small-scale presses for children to use

elmaların uygulamalı öğütülmesi ve preslenmesi var çocukların ücretsiz kullanması için küçük ölçekli presler var

free tasting a cider bar that's alcohol well they've got a hog roast I didn't

alkol içeren bir elma şarabı barını ücretsiz tatmak Domuz rostosu Fark etmedim elma

notice that what live when you say cider what are

şarabı derken ne yaşıyorsun elma şarabından

you talking about cider that's what when you turn apples into an alcoholic drink

bahsediyorsun elmaları alkollü bir içeceğe çevirdiğinde ne oluyor Vay canına bu alem

Wow so it's like booze it's like beer so yes so if you press the apples you get

gibi bira gibi yani evet yani elmalara basarsan

the juice and then you can turn the apple juice into alcohol and we call it

suyu alırsın ve sonra elma suyunu alkole çevirebilirsin ve biz buna

cider cider I have to drink a lot of that when I was a student it's very

elma şarabı deriz ben öğrenciyken bundan çok içmem gerekir

popular very popular with farmers according to this it's a wonderful day

çiftçiler arasında çok popüler buna göre

out for all the family and if you've got no apples come along anyway and buy some

tüm aile için harika bir gün ve eğer hiç elman yok zaten gel ve biraz

fresh apple juice well that's good so yeah so even if you had no apples you

taze elma suyu al, bu iyi yani evet, yani hiç elman olmasa bile yine de

could you could go along anyway and just watch other people's apples being

devam edebilir ve diğer insanların elmalarının

squashed and turned into apple juice it's too exciting for me though is there

ezilip elma suyuna dönüştürülmesini izleyebilirdin, bu çok heyecan verici benim için

more going on you know what you know what I really regret not going to Apple

daha fazlası var mı biliyor musun biliyor musun dün Apple gününe gitmediğim için gerçekten pişmanım Apple gününü kaçırdığım için

day yesterday I really do feel very upset that I missed Apple day well there

gerçekten çok üzülüyorum pekala

must be something else we can go to Lac there is something now the exciting

Lac'a gidebileceğimiz başka bir şey olmalı şimdi bir şey var heyecan verici

things this is so exciting this thing here is so exciting and and it hasn't

şeyler bu çok heyecan verici buradaki şey çok heyecan verici ve

happened yet so we could actually go to this AHA clean oh my goodness

henüz olmadı bu yüzden gerçekten bu AHA'ya temiz gidebiliriz aman tanrım

so nothing is more exciting than pipe making yes you will have a chance to go

yani hiçbir şey pipo yapımından daha heyecan verici olamaz evet

to the Much Wenlock Civic Society at the Priory hall in Much Wenlock and you will

Much Wenlock'taki Tarikat salonundaki Much Wenlock Sivil Topluluğu ve

be able to find out all about the clay pipe makers of Much Wenlock and there is

Much Wenlock'un kil boru üreticileri hakkında her şeyi öğrenebileceksiniz ve

one of them there look at that that guy looks so happy with his clay pipe is it

orada onlardan biri var, bakın o adam kil borusuyla çok mutlu görünüyor,

there's an even bigger picture here look at that look at that there he is look at

orada mı? burada daha da büyük bir resim şuna bakın şuna bakın şuna bakın

that gentleman he looks so he looks so happy he is smoking his clay pipe so on

o beyefendiye bakın o kadar mutlu görünüyor ki kil piposunu içiyor bu yüzden

Tuesday evening I can't think of a better way of spending my choose the

salı akşamı akşamı seçmek için daha iyi bir yol düşünemiyorum

evening than than listening to someone talking about people that use play pipes

Birisinin pipo kullanan insanlar hakkında konuşmasını dinlemek o kadar da

isn't that amazing so there so so no living in much Wenlock is not boring

şaşırtıcı değil, bu yüzden Wenlock'ta çok fazla yaşam yok sıkıcı değil, pipo yapımının tarihi de dahil olmak üzere devam eden

there are lots of interesting things going on including the history of play

pek çok ilginç şey var

pipe making I'd love to go to that maybe 30 years time if it's still on a might

Gitmeyi çok isterim buna belki 30 yıl sonra, eğer hala devam ediyorsa,

give it a go okay mr. Steve you've got one now to show us all right okay

bir şans verebilirsiniz, tamam mı bay. Steve şimdi bize gösterecek bir tane var tamam tamam

more exciting things going on in much we're not they love to read poetry and

tamam daha heyecan verici şeyler oluyor biz Much Wenlock'ta şiir ve tekerleme okumayı sevmiyoruz bu yüzden

rhymes in Much Wenlock so if you do I apologize but we have here the Much

eğer seversen özür dilerim ama burada Much

Wenlock and district society a talk by a local author I won't say who it is about

Wenlock ve bölge topluluğu var yerel bir yazarın konuşması kitabı hakkında kimin olduğunu söylemeyeceğim

her book talking is taking us on a headlong journey through the physical

bizi Plantagenet Britanya'nın fiziksel ve ruhsal tehlikelerinde uzun bir yolculuğa çıkarıyor

and spiritual dangers of Plantagenet Britain Plantagenet Britain you say oh

my goodness if there's one thing that I've always wanted to know a lot about

its Plantagenet Britain well I know one thing if I'm having difficulty sleeping

Plantagenet İngiltere hakkında çok şey bilmek istedim, o hafta uyumakta zorluk çekiyorsam,

that particular week I shall go along to this reading and I'm sure that after

bu okumaya devam edeceğim ve bundan sonra

that have a wonderful night's sleep of course

harika bir gece uykusu çekeceğimden eminim, elbette özür

I do apologize if you if you like to read listen to people reading about

dilerim. Okumayı seviyorsanız insanların kitapları hakkında okumalarını dinleyin

their books but really really but there's three very exciting things going

ama gerçekten gerçekten ama Much Wenlock'ta çok heyecan verici üç şey oluyor

on in Much Wenlock firstly I'd rather go see a show I don't know I I think I I

öncelikle bir şov izlemeyi tercih ederim bilmiyorum Sanırım

really do like the the Plantagenet look at that look at that that looks very

Plantagenet'i gerçekten seviyorum şuna bak şuna bak bu çok çok

very interesting so you can you can listen to a talk by local author Kate

ilginç görünüyor böylece yerel yazar Kate Ennis'in bir konuşmasını dinleyebilirsin

Ennis Kate Ennis will be giving us at all candor said this all about ahead

taking us on a headlong journey headlong that's an interesting word

headland what does the word headlong mean

burun başı kelimesi ne anlama geliyor kafa

headlong that means we're going diving straight in no messing about straight in

kafaya bu şu anlama geliyor dümdüz dalış yapıyoruz hiçbir karışıklık yok dümdüz

learning about Plantagenet Britain straight in there we're getting stuck in

Plantagenet Britanya hakkında bilgi edinirken dümdüz orada birbirimize saplanıp kalıyoruz

together long stuck into it that there's knows no holding back are you jumping

uzun süre ona saplandık ki geri çekilmeyi bilmiyorsun

headlong off a cliff it feels a bit like that today we might be jumping headlong

kafa üstü atlıyor musun bir uçurumdan aşağı biraz öyle hissettiriyor bugün çatıdan baş aşağı atlıyor olabiliriz

off the roof look at the view though today can we just admire the view here

manzaraya bak ama bugün buradaki manzaraya hayran olabilir miyiz bu arada bir

can we just have a look by the way the just in case you want to go to this you

göz atabilir miyiz ne olur ne olmaz buna gitmek istersin

can't because it's already it's already been held apparently it was on the 11th

yapamazsınız çünkü zaten zaten yapıldı görünüşe göre 11

the 11th of October so we've actually missed this I must admit I feel very

Ekim'de 11'di bu yüzden bunu gerçekten kaçırdık İtiraf etmeliyim

upset that I can't go along to find out all about Plantagenet Britain you know

ki Plantagenet Britanya hakkında her şeyi öğrenemeyeceğim için çok üzgünüm.

those Plantagenet stay what they were they were real buggers of course some

Plantagenet'lerin oldukları gibi kaldıklarını bilin, onlar gerçek heriflerdi elbette bazı

people would say that that's probably more interesting than listening to mr.

insanlar bunun muhtemelen Mr.

Duncan should you fail let's hope not we're being we're taking the Nikki

Duncan başarısız olursa, umalım ki

really which is a video fair but yes I I think I'm too young yet to to go and

gerçekten bir video fuarı olan Nikki'yi alıyoruz ama evet sanırım henüz

listen to talks about how to make clay pipes and Plantagenet Britain and how to

kil boruların nasıl yapılacağı ve Plantagenet Britanya ve ile ilgili konuşmaları dinlemek için çok gencim.

press apples but that's the sort of thing that goes on you know in local

elma nasıl sıkılır ama bu yerel topluluklarda olup biten türden bir şey. eskiden

communities you can get that in a big town you'd be off to see the local show

with all the stars going and Theatre in Wolverhampton which is

their course where we used to live are you okay I'm fine I'm just talking I'm

yaşardık sen iyi misin ben iyiyim sadece konuşuyorum

just carrying on talking it does so like I'm gonna Fort apparently apparently

sadece konuşmaya devam ediyorum öyle olacak ki sanki Fort görünüşe göre

atomic asks what do they smoke Oh what what do they smoke in the clay pipes now

atomik soruyor ne içiyorlar Ah kil borularda ne içiyorlar şimdi

it might be tobacco or it might be something else but now that's the reason

tütün olabilir ya da başka bir şey olabilir ama şimdi

why people in the countryside always look so jolly and happy I think maybe

kırsal kesimdeki insanların bu kadar neşeli ve mutlu görünmesinin nedeni

it's because they're putting something else in their clay pipe you know so it

bu, belki de kil pipolarına başka bir şey koydukları içindir, yani

looks very innocent from that picture but he's probably stoned out of his mind

çok masum görünüyor o resim ama muhtemelen kafayı yemiş kafayı yemiştir kafayı

stoned I love that expression that someone who is stoned is under the

yemiş birinin uyuşturucu etkisinde olduğu ifadesine bayılıyorum,

influence of drugs such as I don't know marijuana or things like that by the way

marijuana ya da onun gibi şeyleri bilmem bu arada düşünmeme göz

I don't condone that I think I think all drugs are bad mouki legal in some

yummuyorum tüm uyuşturucuların kötü olduğunu düşünüyorum mouki bazı

countries some states in America I think it's illegal but it additional reasons

ülkelerde bazı ülkelerde yasal Amerika'da bazı eyaletlerde bunun yasa dışı olduğunu düşünüyorum ama ek nedenler var

but it's not here in the UK law quantities I think well not consumption

ama burada Birleşik Krallık yasa miktarlarında yok bence iyi tüketmiyorum

not yet anyway not yet it's on the way oh what a bad influence we are being but

henüz değil zaten değil henüz yolda oh ne kötü bir etki kafayı buluyoruz ama kafayı buluyoruz

stoned I always think that's a very interesting expression stoned so if you

bunun çok ilginç bir tabir olduğunu düşünüyorum kafayı yemiş yani eğer

are stoned it means you are under the influence you are heavily under the

kafayı buluyorsanız bu,

influence of alcohol or drugs stoned lots of people on live chat

alkol veya uyuşturucunun etkisi altında olduğunuz anlamına gelir canlı sohbette bir çok kişiyi taşlamışsınız

Eshan or asan says it's cider yes cider cider is what you get when you brew

Eshan veya asan bunun elma şarabı olduğunu söylüyor evet elma suyu,

apple juice you get cider set your teeth on edge does it very acidic drink what

elma suyunu demlediğinizde elde ettiğiniz şeydir, elma şarabı dişlerinizi kamaştırır mı, çok asitli bir içecek mi,

does that mean if you if it sets your teeth on edge

bunun anlamı, eğer dişlerinizi kamaştırırsa,

does it make them does it make them tingle and ache it makes them very

dişlerinizi kamaştırır mı, ağrıtır mı? çok

sensitive and when you go and clean your teeth it's painful all right that's what

hassaslar ve dişlerinizi temizlemeye gittiğinizde acı veriyor tamam,

I used to drink cider but it always put my teeth

ben elma şarabı içerdim ama dişlerimi her zaman

on edge so when I clean the teeth it was painful I think it's there's lots of

kamaştırırdı bu yüzden dişlerimi temizlediğimde acı vericiydi sanırım içinde çok fazla

acid in it because apples are quite acidic so I think that Trantino

asit var çünkü elmalar oldukça asidik olduğunu düşünüyorum, Trantino biliyor musunuz, dün

do you know there's something I noticed yesterday yesterday we were we were in

bir şey fark ettim,

much Wenlock having our chicken lunch and I noticed when you eat chicken

Wenlock'ta tavuk yemeğimizi yiyorduk ve tavuk yediğinizde

sometimes when you eat chicken your teeth stick together have you noticed

bazen tavuk yediğinizde dişlerinizin birbirine yapıştığını fark ettim mi?

that when you're eating chicken yeah and when you bite into the chicken and you

tavuğu yiyorsun evet ve tavuğu ısırdığında ve sen

are you are chewing it sometimes the the chicken will make your your teeth stick

onu çiğniyorsun bazen tavuk dişlerini

together well what what is that what do you know what that is is it some is it

birbirine yapıştıracak peki o nedir bu ne biliyorsun ne olduğunu biliyor musun bir

some enzyme enzyme in your saliva causing that it's probably the the

çeşit enzim enzim mi tükürüğünüzde muhtemelen

protein fibers sticking to your teeth I would I would suspect luciano says

dişlerinize yapışan protein lifleri olduğundan şüphelenirdim Luciano diyor ki luciano

luciano says is Pavarotti to come back from the dead

diyor ki Pavarotti ölümden

Luciano furrier says stoned can also be high and crazy I'm not sure about crazy

dönüyor

but certainly high to be under the influence is stoned I feel as if I might

etki altında olmak kesinlikle yüksek kafayı yemiş gibi hissediyorum

be a bit stoned today up on the roof we are on the roof of the studio today if

bugün çatıda biraz sarhoş olabiliriz bugün stüdyonun çatısındayız eğer

you've just joined us this is live English something very different today

bize yeni katıldıysanız bu canlı ingilizce bugün çok farklı bir şey

we are actually on the roof because the weather is so nice isn't it how would

biz aslında çatıda, çünkü hava çok güzel değil mi,

you check in that someone doesn't call the police wondering what's going on I'd

birisinin ne olduğunu merak ederek polisi aramamasını nasıl kontrol edersiniz

I think the neighbors are but the neighbors don't care because they're

Komşular öyle sanırdım ama komşular umursamıyor çünkü onlar

used to it they used to see me walking around talking to myself into a camera

eskiden beni etrafta dolaşıp kameraya kendi kendime konuşurken görürlerdi

so it it doesn't really matter Lena is going now Oh Lena

bu yüzden Lena'nın şimdi gitmesi önemli değil Oh Lena

bye moo-cow don't go Lena has something more important surely not

güle güle moo-inek gitme Lena'nın daha önemli bir şeyi var kesinlikle

there can't be something more important than this you also insulted I'm insulted

olamaz bundan daha önemli bir şey de sen hakaret ettin ben hakarete uğradım

I don't know about you mr. Steve I'm very insult very insulted come back next

seni bilmem bayım. Steve çok aşağılandım çok aşağılandım haftaya tekrar gel

week we're looking forward to seeing you then apparently Hussein says I have to

seni görmek için sabırsızlanıyoruz sonra görünüşe göre Hüseyin

present perfect simple in a school also have the phrases you shouldn't use

bir okulda mükemmel basitliği sunmam gerektiğini söylüyor

with it like yesterday last month but I don't understand one phrase on Saturday

geçen ay dün gibi onunla kullanmaman gereken ifadeler de var ama ben Cumartesi günü tek bir cümleyi anlamıyorum,

well on Saturday just says that that thing will happen on that day on

Cumartesi de sadece o şeyin Cumartesi günü o gün olacağını söylüyor, bu

Saturday so I always go shopping on Saturday on Sunday you get to watch mr.

yüzden ben her zaman Cumartesi günü alışverişe giderim, Pazar günü Bay'ı seyredersiniz.

Duncan live on YouTube I always broadcast live on YouTube on

Duncan YouTube'da canlı YouTube'da her zaman

Sunday hi teacher why do you not change your t-shirt well I don't change this

pazar günleri canlı yayın yaparım merhaba hocam neden tişörtünüzü iyi değiştirmiyorsunuz Ben bu

t-shirt because it's my happy t-shirt that I will stand back and I will show

tişörtü değiştirmiyorum çünkü geri duracağım mutlu tişörtüm ve size göstereceğim

you my happy - mr. mr. Steve is trying to tell you that this stinks but can I

mutlu - bayım Bay. Steve sana bunun pis koktuğunu söylemeye çalışıyor ama şunu

just say that I always wash this t-shirt after every live stream so this t-shirt

söyleyebilirim ki ben bu tişörtü her canlı yayından sonra yıkarım bu yüzden bu tişört

has a wash every week so don't don't you that take no notice of him he's just

her hafta yıkanıyor o yüzden sen ona aldırış etme o sadece

causing troubles a bit bit with me so for that for those who like to see my

benimle biraz sorun çıkarıyor, bu yüzden tişörtümü görmek isteyenler için şimdi size

t-shirt I will give you a little look now don't get too close to the edge will

biraz bakacağım, kenara fazla yaklaşmayın, olur mu

you mr. Duncan whatever you do forget me you're falling

bay. Duncan ne yaparsan yap beni unut

into the garden this is cutting edge this is cutting edge live broadcasting

bahçeye düşüyorsun bu son teknoloji bu son teknoloji canlı yayın

we are now on the roof of my studio live on a Sunday and is 25 minutes away from

şimdi bir pazar günü stüdyomun çatısında canlı yayındayız ve

four o'clock at and one of the Bulls is actually watching me shall we shall we

saat dörde ve bire 25 dakika uzaklıkta Bulls aslında beni izliyor

turn the camera around one of the boys is actually looking at me let's just

kamerayı çevirelim mi çocuklardan biri aslında bana bakıyor hadi

turn that round see if it works I don't know I can't turn it round unfortunately

şu turu çevirelim işe yarıyor mu bilmiyorum maalesef çeviremiyorum

because the light is in the way oh that's a shame isn't it there's a nice

çünkü ışık içeride ah bu çok yazık değil mi güzel bir

ball going by yes any way we can describe it so I put on radio it's brown

top gidiyor evet onu herhangi bir şekilde tarif edebiliriz bu yüzden radyoya koydum kahverengi ve

with white bits in it it's just bent its head down I feel like I'm describing the

içinde beyaz parçalar var sadece başını eğmiş Hindenburg'u tarif ediyormuş gibi hissediyorum

Hindenburg oh my goodness everybody the Bulls are running the Bulls are running

aman tanrım millet boğalar koşuyor boğalar koşuyor

oh my god people are running for their lives oh the humanity

aman tanrım insanlar canları için koşuyor aman insanlık

moving on now it's just had a little munch on some grass and it's moving on

şimdi yoluna devam ediyor az önce biraz ot yedi ve yoluna devam ediyor

because it's trying to find where its friends are there's only four left now

çünkü arkadaşlarının nerede olduğunu bulmaya çalışıyor şimdi sadece dört tane kaldı

on the the word 12 was it 10 and they gradually been taking one to market

12 kelimesi 10'du ve yavaş yavaş her hafta pazara bir tane götürüyorlardı

every week there's only four left i I'm so preoccupied you know what I'm worried

sadece dört tane kaldı ben o kadar meşgulüm ki ne hakkında endişelendiğimi biliyorsunuz

about can i I'm going to show you mr. Steve is standing right next to his

size gösterebilir miyim bayım . Steve

sunglasses on on the floor I'm really worried that mr. Steve is going to step

yerde güneş gözlüğünün yanında duruyor, gerçekten endişeleniyorum ki Bay. Steve

on his sunglasses and smash them oh wow look at that we look like the Blues

güneş gözlüklerine basacak ve onları parçalayacak oh vay bak, biz Blues

Brothers I think I'll take mine off because I think it's bit intimidating

Brothers'a benziyoruz Sanırım benimkini çıkaracağım çünkü

both of us having dark grass there's nothing wrong with sunglasses sunglasses

koyu renkli çimenlerin olması ikimizi de biraz korkutuyor güneş gözlüklerinde yanlış bir şey yok güneş gözlükleri

are cool everyone and I mean everyone even mr. Steve looks cool these are

harika herkes ve ben herkesi kastediyorum hatta bay. Steve harika görünüyor bunlar

expensive sunglasses I won them in a raffle I did is true I won them in a

pahalı güneş gözlükleri Onları bir çekilişte kazandım yaptığım doğru onları bir

raffle them in the raffle a raffle yes I was very surprised I don't only win in

çekilişte kazandım bir çekilişte evet çok şaşırdım sadece çekilişlerde kazanmıyorum

raffles Jamelia says mr. Duncan did you buy your happy t-shirt in China I'm not

Jamelia diyor bay. Duncan mutlu tişörtünü Çin'de mi aldın

sure about that I don't think if I bought this in China I don't think it

Bundan emin değilim Bunu Çin'de alsaydım gülümseyeceğini düşünmüyorum

would be smiling it might be the opposite to a smile you enjoyed your

Zamanından zevk aldığın bir gülümsemenin tersi olabilir

time in China I had a super time in China who left it over there

Çin'de Çin'de süper zaman geçirdim kim onu ​​orada bıraktı

TAS says it's stunning I love this week's live-streaming I like the view

TAS bunun harika olduğunu söylüyor Bu haftaki canlı yayına bayılıyorum Manzarayı seviyorum

the sounds of the birds around you can you hear that well there are birds there

çevrenizdeki kuşların seslerini duyabiliyor musunuz iyi kuşlar var

are birds also the sounds of people are using various garden equipment to llo

kuşlar var sesleri de var insanların oranı çimlerini bahçe ekipmanlarıyla doldurmak için çeşitli bahçe ekipmanları kullanıyor

their lawns garden equipment and we pronounce that we do the garden as well

ve biz aynı zamanda bahçeyi de yaptığımızı söylüyoruz,

at the same time ready you want garden equipment oh that must be so exciting

siz bahçe ekipmanı istiyorsunuz oh bu çok heyecan verici olmalı,

that's the high point of today's live broadcast 8 you know Trang says hi it's

bugünün canlı yayınının doruk noktası bu 8 biliyorsunuz Trang merhaba diyor bugün

the first time that I've watched you today Thank You Trang I think you are

seni ilk kez izliyorum Teşekkürler Trang sanırım

watching in Vietnam I have a strange feeling yesterday talking of yesterday

Vietnam'da izliyorsun

again because yesterday was a very busy day

for us yesterday we went into the chemists or or should I say the pharmacy

pharmacy to get some some ointment for your your problem you know that problem

eczaneden senin problemin için biraz merhem getirmesini söylemeli miyim, biliyorsun o problemin

you have yeah that's the problem I think it's his throat right fungal infections

var, evet problem bu bence onun boğazı sağ mantar enfeksiyonları

that the fungus no on your feet he's joking he's joking I want to get some

o mantar hayır ayağında şaka yapıyor şaka yapıyor biraz mısır almak istiyorum

corn plasters because I've got a corn hard bit of skin on a toe painful when

yara bandı çünkü ayak parmağımda nasırlı sert bir deri parçası var yürürken ağrıyor

you're walking oh I went to get some ointment too right to remove that corns

you know sometimes when you're walking and you feel discomfort on your feet and

and you get these little hard pieces of skin on the bottom of your feet we call

ve ayaklarınızın altındaki bu küçük sert deri parçalarına biz

those corns corns you know we do that again one two three

bu nasırlara nasır diyoruz, bunu yine yapıyoruz bir iki üç

corns and mr. Steve had to get some corn pointment for his for his poorly feet so

nasır ve bay. Steve, zayıf ayakları için mısır puanı almak zorunda kaldı, bu yüzden

we I was in I was in the chemists yesterday with mr. Steve and I suddenly

ben de dün Bay ile kimyagerdeydim. Steve ve ben birdenbire

realized what an interesting place the chemist is because you see all of these

kimyagerin ne kadar ilginç bir yer olduğunu fark ettik çünkü tüm bu

people come in and they collect their prescriptions they collect their

insanların geldiğini ve reçetelerini topladıklarını ve ilaçlarını topladıklarını

medicine and I don't know about you but I can never I can never help but wonder

ve sizi bilmem ama asla yardım edemem ama

what is wrong with them okay I always think in my mind what what are they

ne olduğunu merak edemem. yanlis onlarda tamam hep dusunuyorum

getting there what is that medicine in the bag it's always a little blue bag

oraya ne getiriyorlar çantanin icindeki o ilac ne hep kucuk mavi bir kese

and inside the medicine is is is obscured you can't see it so it's a very

ve ilacin icinde gorunmuyor gorunmuyor o yuzden cok

private thing but I always wonder what's wrong with the person who is who is

özel bir sey ama Her zaman sahip olduğum ilacı alan kişinin nesi olduğunu merak ediyorum,

getting the medicine I have a have a ladybird now crawling up the inside of

şimdi gömleğimin içinde sürünen bir uğur böceği var,

my shirt lucky you mr. Duncan rather distracting to say the least

şanslısınız bayım. Duncan en hafif deyimiyle dikkat dağıtıyor,

so yes going to the chemist is a very strange thing mr. Steve here's something

bu yüzden evet, eczaneye gitmek çok garip bir şey, Bay. Steve, sana sormak istediğim bir şey var, Shirley Bassey değil de

I want to ask you is there a famous person that you have always wanted to

her zaman tanışmak istediğin ünlü bir kişi var mı evet

meet but not Shirley Bassey yeah chemist please not not Shirley Bassey

kimyager lütfen Shirley Bassey olmasın bu

that's too obvious I thought we were talking about chemists No we've changed

çok açık Kimyagerler hakkında konuştuğumuzu sanıyordum Hayır

the subject I had things to say on that subject nevermind famous person of

konuyu değiştirdik sahip olduğum bu konuda söylenecek şeyler ünlü kişiyi boşverin

course I would love to me - Shirley Bassey she's nearing the end of her

tabii ki beni çok isterim - Shirley Bassey artık kariyerinin sonuna yaklaşıyor

career now but failing that somebody funny like Jerry Seinfeld who is who is

ama bu konuda başarısız olmak, Jerry Seinfeld gibi komik biri,

one of my think he's a wonderful comedian in America and I could watch

bence kendisi Amerika'da harika bir komedyen ve

him in any show and he's in being a lots of shows of course Seinfeld if anyone

Onu herhangi bir şovda izleyebilirim ve pek çok şovda yer alıyor tabii ki Seinfeld'i

watches that one wasn't that popular over here in the UK but I think round

izleyen biri varsa Birleşik Krallık'ta o kadar popüler değildi ama bence

the world it's a very very popular so I would love to meet him he's a very

dünya çapında çok çok popüler bu yüzden tanışmayı çok isterim o çok

interesting person and I think we could have lots of laughs and jokes and maybe

ilginç bir insan ve bence çokça gülüp şakalaşabiliriz ve belki

I could persuade him to come on your show Jerry Seinfeld yes Jerry Seinfeld a

onu şovunuza katılmaya ikna edebilirim Jerry Seinfeld evet Jerry Seinfeld

very famous stand-up comedian what's the deal with peanuts on a plane why do they

çok ünlü bir stand-up komedyeni uçakta fıstıkla ne alakası var neden?

give you peanuts on a plane I don't know why I don't know why they give you

sana uçakta fıstık veriyorlar neden bilmiyorum uçakta neden fıstık veriyorlar bilmiyorum

peanuts on a plane I I would imagine it's very cheap

çok ucuz

peanuts are very cheap to to package and buy and sell so I suppose that's the

fıstıkları paketleyip alıp satmanın çok ucuz olduğunu hayal ediyorum bu yüzden sanırım

reason why they give you peanuts I I think the reason why they give you

sebebi bu sana fıstık veriyorlar bence sana

peanuts on an aeroplane is just to distract you for as the plane is taking

uçakta fıstık vermelerinin sebebi sadece dikkatini dağıtmak için çünkü uçak

off and in going up into the into the cloud so I think that the peanuts are

havalanırken ve buluta doğru yükselirken bence fıstıklar

just there to distract you I mean while you're choking on the peanuts I know

sadece dikkatini dağıtmak için oradalar ben yani, yer fıstığı yerken boğulurken,

you're forgetting the fact that you're trundling on a runway at hundreds of

bir pistte saatte yüzlerce mil hızla yuvarlanarak gökyüzüne uçmak üzere olduğun gerçeğini unuttuğunu biliyorum,

miles an hour about to soar into the sky with trundle

the trundle trim the log or accelerating rapidly down a runway with with no way

kütüğü kesiyorsun ya da bir pistte hızla hızlanıyorsun ile

back I was gonna say I I hope that we're not trundling because trundling is going

geri dönüşü olmayan diyecektim ki umarım yuvarlanmıyoruzdur çünkü yuvarlanma

very slow I hope it's speeding I hope it's it's it's thrusting it's speeding

çok yavaş gidiyor umarım hızlanıyordur Umarım iticidir

along the runaway not trundling trundling is bad it's funny when you're

kaçak boyunca hızlanıyor yuvarlanma değil yuvarlanma kötü sen

going on a runway there's a point when you know there's no way back anyway mr.

giderken komik bir pistte öyle bir an vardır ki zaten geri dönüşün olmadığını bilirsiniz bayım.

Duncan what is famous celebrity would you lie

Duncan hangi ünlü ünlüdür bana yalan söyler miydin

to me if I if I could meet a famous celebrity there there are a lot of them

eğer ben bir ünlüyle tanışabilseydim orada onlardan bir sürü var

yourself of course well I'm not a celebrity I don't care

tabii ki ben ünlü değilim umurumda değil

but if I could meet a famous person I think that there are a couple of people

ama ünlü biriyle tanışabilseydim tanışmak isteyeceğim birkaç kişi olduğunu düşünüyorum

I would like to meet one is one of my idols David Letterman I would love to

biri idollerimden biri David Letterman

spend 20 minutes talking to the famous chat show host David Letterman and also

Ünlü sohbet programı sunucusu David Letterman ve ayrıca

Steve Martin a very funny comedian very famous being in many many movies so I

çok komik bir komedyen Steve Martin ile 20 dakika konuşarak geçirmeyi çok isterim. birçok film bu yüzden bence

think that those are two people I would like to meet and have a chat with

bu iki kişi tanışmak ve sohbet etmek isterim

because I think they are very talented people and also very influential as well

çünkü bence çok yetenekli insanlar ve aynı zamanda çok etkililer

I think I've been very influenced by those people by those two gentlemen and

bence o insanlardan çok etkilendim o iki beyefendi ve seni güldüren

they're people that make you make you laugh they they entertain and make you

insanlar onlar eğlendiriyorlar ve

laugh and I don't think I'd like to meet any politicians or or industrialists but

güldürüyorlar ve herhangi bir politikacı ya da sanayiciyle tanışmak isteyeceğimi sanmıyorum ama

I think comedians actresses actors I don't think I'd like to meet any of

komedyenler aktrisler oyuncularla tanışmak isteyeceğimi sanmıyorum bunlardan herhangi biriyle tanışın

those but if Shirley Bassey definitely Goldfinger it's always it's always about

ama eğer Shirley Bassey kesinlikle Goldfinger ise, her zaman

Shirley Bassey with Steve everything any question you ask him any question the

Steve ile Shirley Bassey hakkındadır, her şey, ona herhangi bir soru sorarsanız,

answer is always Shirley Bassey so can you sing a famous Shirley Bassey

cevap her zaman Shirley Bassey'dir, bu yüzden ünlü bir Shirley Bassey

song Gold of him Oh that'll do I have a feeling that the council tax around here

şarkısı Gold of him söyleyebilir misiniz? Buradaki belediye vergisinin

is going to drop dramatically over the next few months because of because of

önümüzdeki birkaç ay içinde dramatik bir şekilde düşeceğine dair bir his var içimde çünkü

all of all of this going on we have some new neighbors they must be wondering

tüm bu olup bitenler yüzünden bazı yeni komşularımız var ne halt olduğunu merak ediyor olmalılar

what the heck is happening oh they're moving they're moving away already

oh taşınıyorlar taşınıyorlar zaten yapmayacağız zaten

we won't we've already scared we've already scared the new neighbors away

korkuttuk yeni komşuları çoktan korkuttuk

but all right baby come back Oh they've gone luciano says David Letterman is

ama tamam bebeğim geri dön Ah gittiler luciano diyor David Letterman

very funny when he throws his pencil into the crowd yes he he likes to throw

kalemini kalabalığa fırlattığında çok komik evet kalemini kameraya fırlatmayı seviyor

his pencil at the camera of course he he's retired now so now he

tabii ki artık emekli oldu bu yüzden şimdi

doesn't present the chat show he stopped doing it perhaps you could do that throw

sohbet programını sunmuyor yapmayı bıraktı belki de bunu yapabilirsin

pencils around sometimes I feel like throwing something far sharper

etrafa kalem fırlatmak bazen çok daha keskin bir şey fırlatmak geliyor

a pencil might fit on the camera head missing can you are definitely on the

kalemden olabilir kameraya sığdır kafa eksik olabilir mi kesinlikle

camera don't worry where do you think where do you think you are well I can't

kameradasın merak etme nerde düşünüyorsun nerdesin iyiyim

see the screen hubris I said well that's why I'm standing on this side you see so

ekran kibrini göremiyorum iyi dedim o yüzden bu tarafta duruyorum görüyorsun yani

David Letterman is very funny mr. Duncan I want to listen to my name and can I

David Letterman çok komik bayım. Duncan adımı dinlemek istiyorum ve

hear my name being read out okay then ishwor ich raja ki o issue ah joke

ismimin okunduğunu duyabilir miyim tamam o zaman ishwor ich raja ki o issue ah joke

Jackie O so we do that together No 1 2 3 is she uh is she uh is she

Jackie O yani bunu birlikte yapalım No 1 2 3 o uh o uh o

but I'd let me have a look you could be pronouncing completely pronounced in

ama ben yapardım Bir bakayım, İngilizce'de tamamen telaffuz edilmiş olarak telaffuz ediyor olabilirsiniz,

English language is raw it's raw jaw jockey oh there it is okay

hamdır, ham çene jokeyidir oh işte sorun değil,

my eyesight isn't good enough to be able to read the small print on mr. Duncan's

görüşüm bayın üzerindeki küçük yazıları okuyabilmek için yeterince iyi değil. Duncan'ın

phone we're still being invaded by lady Birds there's lots of different

telefonu hala Lady Birds tarafından işgal ediliyoruz pek çok farklı

varieties some are black and red some are red with with black spots I have a

çeşidi var bazıları siyah ve kırmızı bazıları siyah noktalı kırmızı

feeling Steve isn't focusing today on on what we're doing so here we go I want to

do so is raw ishwor jockey Oh where is it on there there okay i don't--hey

yapmak istiyorum ham ishwor jokey Oh orda nerede var tamam yapmıyorum - hey

strike out read this Steve is not focused today he's thinking of sighs ah

vur şunu oku Steve bugün odaklanmış değil iç geçirmeyi düşünüyor ah kahretsin bence

damn I think I think Steve is thinking about maybe one of two things

Steve belki ikisinden birini düşünüyor

cars or Shirley Bassey I think so this row jock here-ish rah jock here I'm just

arabalar ya da Shirley Bassey bence bu kürek sporcusu burada-ish rah jock burada sadece

copying you but complete we're gonna do it together now one two three

seni kopyalıyorum ama tam olarak şimdi birlikte yapacağız bir iki üç

assha jockey oh is that right or not tell us if you've got it right and was

assha jokey oh bu doğru mu yoksa bize söyleme doğru anladı ve

it done with a posh accent or a common accent Francisco says I love you guys

gösterişli bir aksanla mı yoksa sıradan bir aksanla mı yapıldı Francisco sizi sevdiğimi söylüyor çocuklar canlı yayın

thank you very much for that we are broadcasting live it is now that it is

yaptığımız için çok teşekkür ederim şimdi

actually just after 3:45 in fact it's nearly it's coming up to

aslında saat 3:45'i biraz geçiyor aslında neredeyse yaklaşıyor

ten minutes away from four o'clock we will be going in ten minutes but don't

saat dörde on dakika kaldı on dakika sonra gideceğiz ama

worry we are with you for another ten minutes well I am anyway because it's

merak etme on dakika daha seninleyiz peki ben zaten çünkü

time to go back to the studio unless you have anything else you want

istediğin başka bir şey yoksa stüdyoya dönme zamanı

to talk about I just don't remember last week we were doing expression oh hang on

hakkında konuşun sadece hatırlamıyorum geçen hafta ifade yapıyorduk oh durun

me the expression I hang on I think I think mr. Steve is about to do something

bana şu ifadeyi taktım sanırım sanırım bay. Steve bana bir şey yapmak üzere

to me no no do you remember the expressions we put them off on piece of

hayır hayır, onları bir kağıda koyduğumuz ifadeleri hatırlıyor musun,

paper people were quite enamored and found it quite funny one particular

insanlar oldukça aşık oldular ve belirli bir ifadeyi oldukça komik buldular

expression and I'm just going to show everybody again for anybody that didn't

ve yapmayanlar için herkese tekrar göstereceğim'

see it last week this is mr. Duncan's expression that was how I looked last

geçen hafta görmedim, bu bay. Duncan'ın ifadesi geçen hafta nasıl göründüğümdü,

week so there is my facial expression from last week that caused a lot of

bu yüzden geçen haftaki yüz ifadem

hilarity amongst your viewers but I know why because because normally I look so

izleyicileriniz arasında çok fazla neşeye neden oldu ama nedenini biliyorum çünkü normalde çok

happy so it's very unusual to see me looking and happy so there you see so

mutlu görünüyorum, bu yüzden beni böyle mutlu ve mutlu görmek çok sıra dışı.

there is a very rare moment one more time very rare it's me looking unhappy

çok nadir bir an var bir kez daha çok nadir mutsuz görünüyorum bak

look see how unhappy I look they're very unusual because normally I have a big

ne kadar mutsuz görünüyorum onlar çok sıra dışı çünkü normalde yüzümde kocaman bir gülümseme var

smile on my face I just kept that in there in case things

işler ters gider diye onu orada tuttum

went wrong but they didn't but I showed it anyway

ama yapmadılar ama ben yine de

very nice so thank you very much mr. Steve this is very interesting

çok güzel gösterdim çok teşekkür ederim bey Steve bu çok ilginç,

am i off now he's throwing me off the balcony apparently I look very glum and

şimdi ben kaçtım, beni balkondan atıyor görünüşe göre o fotoğrafta çok asık suratlı ve

very bored on that photograph at least I hope it's the photograph you're talking

çok sıkılmış görünüyorum en azından umarım bahsettiğin fotoğraftır

about and not a not this so we will see you next week mr. mr. Steven hurry me

ve bu değil, bu yüzden haftaya görüşürüz Bay. Bay. Steven beni acele ettir,

off I'm going down to the studio now because I have to carry on with today's

şimdi stüdyoya gidiyorum çünkü bugünün canlı yayınına devam etmem gerekiyor

live stream we have mystery idioms we also have another flash word from mr.

.

Steve recorded in the studio and maybe if we have time I will chase mr. Steve

Steve stüdyoda kayıt yaptı ve belki zamanımız olursa Mr. Steve

around the garden with a spade that would be lovely

bir kürekle bahçede dolaşıyor,

that sounds good doesn't it wait for that is that a deal go on back to the

kulağa hoş geliyor, bu bir anlaşmanın stüdyoya geri dönmesini beklemez mi,

studio now now mr. steve is going to do something

şimdi şimdi bay. steve doğaçlama diye bir şey yapacak o

called ad libbing he is going to ad-lib whilst I go back to the studio I will

doğaçlama yapacak ben stüdyoya dönerken

see you in a moment mr. Steve it's all yours

birazdan görüşürüz bayım. Steve her şey senin olsun

well mr. Duncan said I was going to ad-lib but in fact I'm not going to do

Bay. Duncan doğaçlama yapacağımı söyledi ama aslında bunu yapmayacağım

that I'm just going to disappear off the camera now let's think how long will it

sadece kameradan kaybolacağım şimdi ne kadar süreceğini düşünelim

take mr. Duncan to get down the ladder back to his studio well he's on the

bay. Duncan, stüdyosuna geri dönmek için merdivenden inecek,

third rung he fell off I'm not joking I'm not joking he nearly fell off the

üçüncü basamakta düştü, şaka yapmıyorum, neredeyse

ladder he put his foot up cause it's a little damp although it's dry out here

merdivenden düşüyordu, ayağını kaldırdı çünkü burası kuru olmasına rağmen biraz nemli

in sunny there's a lot of moisture on the grass and I think he must have

güneşli havalarda çimlerde çok fazla nem var ve sanırım

transferred some of that on to the rungs of the ladder and he nearly fell off

bunun bir kısmını merdivenin basamaklarına aktarmış olmalı ve neredeyse düşüyordu,

which meant I would have had to carry on for another ten minutes but anyway I can

bu da on dakika daha devam etmem gerektiği anlamına geliyordu ama yine de

hear him trotting back now he's going to take his shoes off I'm going to allow

duyabiliyorum şimdi koşarak geri dönüyor, ayakkabılarını çıkaracak, ona

him time maybe to have a glass of water mop his brow a bit because he gets very

bir bardak su alması için zaman tanıyacağım, belki biraz alnını silecek çünkü

hot and sweaty when he's doing these shows so let's assume he's just walking

bu şovları yaparken çok ısınıyor ve terliyor, bu yüzden sadece geri yürüdüğünü varsayalım

back through the studio door and he's about to sit down and he's going to

stüdyo kapısından içeri giriyor ve oturmak üzere ve

suddenly cut me off so before he does that I'm going to say bye bye for now

aniden sözümü kesecek bu yüzden o bunu yapmadan önce şimdilik vedalaşacağım

and hopefully see you all next week so I'll leave you with a view which will

ve umarım haftaya görüşürüz bu yüzden sizi bir manzarayla baş başa bırakacağım.

look very different in a month's time because it'll probably be snowing or

bir ay sonra çok farklı görünecek çünkü muhtemelen kar yağacak ya da yağmur

raining bye bye bye

yağacak güle güle

I am back in the studio even though I very nearly fell off the ladder did mr.

stüdyoya geri döndüm, neredeyse merdivenden düşüyordum.

Steve tell you what just happened as I climbed over the side to get onto the

Steve, merdivene çıkmak için kenardan tırmanırken ne olduğunu anlatsana,

ladder I actually slipped and I had to grab very quickly at the ladder because

gerçekten kaydım ve çok hızlı bir şekilde merdivene tutunmak zorunda kaldım

I nearly fell off I know I actually nearly fell off the ladder so not only

çünkü neredeyse

have I scratched myself today look there is the injury on my arm I also nearly

düşüyordum. bugün ben de bak kolumda bir yara var ben de neredeyse

fell off the ladder that would have been a very interesting moment of time you

merdivenden düşüyordum bu çok ilginç bir an olurdu

would have heard a scream as I fell to the ground lots of people saying goodbye

bir çığlık duyardınız ben yere düşerken bir sürü insan veda ediyor

thank you for the ad-lib that's a great word actually ad-lib let me just quickly

reklam için teşekkürler lib bu harika bir kelime aslında ad-lib hemen

write that down

şunu yazayım

ad-lib there it is ad-lib if you ad-lib it means you make something up as you go

ad-lib işte ad-lib'dir eğer doğaçlama yaparsanız bu doğaçlama devam ederken bir şeyler uydurduğunuz anlamına gelir

along you ad-lib you do something off the top of your

doğaçlama üstten bir şeyler yaparsınız

head without any preparation you ad-lib so I must admit I think mr. Steve did a

herhangi bir hazırlık yapmadan kafanızı doğaçlama yaptığınız için itiraf etmeliyim ki mr. Steve

very good job of ad-libbing shall we have a look at a little bit of one of my

doğaçlama konusunda çok iyi bir iş çıkardı,

ask mr. Duncan lessons here is an excerpt from one of my ask mr. Duncan

sorduğum Mr. Buradaki Duncan dersleri, sorumdan birinden bir alıntıdır. Duncan

lessons this is taken from ask mr. Duncan number 30

dersleri bu, ask mr. Duncan numara 30

hmm hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today are you okay I

hmm millet merhaba ben bay. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

hope so are you happy I hope so

umarım çok mutlusundur umarım bu yüzden bunu

it's been a long time since I last did this but as we say in English absence

son yaptığımdan bu yana uzun zaman geçti ama İngilizcede dediğimiz gibi yokluk

makes the heart grow fonder yes I'm back again with another question-and-answer

kalbi daha da güzelleştirir evet başka bir soruyla tekrar karşınızdayım -ve-cevap

session just for you and you and you and you and you and you and you and you and

oturumu sadece size ve size ve size ve size ve size ve size ve size ve siz ve size

you another selection of your emails comments and questions await so without

e-postalarınızdan başka bir seçim yorumlar ve sorular sizi bekliyor, bu yüzden konuyu

any more digressing let's have our first question for today what is the

daha fazla dağıtmadan bugün için ilk sorumuzu soralım,

difference between on time and in time

arasındaki fark nedir? zamanında ve zamanında

this question was sent in by Sir Jay who lives in Latvia the difference between

bu soru, Letonya'da yaşayan Sir Jay tarafından gönderildi,

on time and in time is well defined we use on time to show that something has

zamanında ve zamanında arasındaki fark iyi tanımlanmıştır, bir şeyin

happened or occurred at the time it should have the burse was on time I was

olduğunu veya bursun açık olması gereken zamanda meydana geldiğini göstermek için zamanında kullanırız. zaman

on time for my job interview I hope you will arrive at my house on time when we

iş görüşmem için zamanında geldim umarım evime zamanında gelirsin dediğimizde

say in time we are expressing something that occurred within the time limit or

zaman sınırı veya

deadline the event happened before it was too late I did not miss my bus

son tarih içinde meydana gelen bir şeyi ifade ediyoruz olay çok geç olmadan oldu otobüsümü kaçırmadım

because I got to the bus stop in time this means that I arrived at the bus

otobüs durağına zamanında geldiğim için bu durağa

stop before the bus came I got there in time

otobüs gelmeden önce geldiğim anlamına gelir zamanında vardım

I was within the time limit it is worth noting that there is no off time the

süre içindeydim dikkat etmekte fayda var mola yok tam

opposite of on time is late how can I speak English if I only learn

tersi açık saat geç Sadece okuma yazma öğrenirsem nasıl İngilizce konuşabilirim

to read and write in it this question comes from Emmanuelle stanzler's who

bu soru Tanzanya'da yaşayan Emmanuelle Stanzler'den geliyor ister

lives in Tanzania believe it or not this is a very common situation when English

inanın ister inanmayın bu çok yaygın bir durumdur İngilizce

is being taught there is normally an order in which the language is presented

öğretilirken normalde bir dil sırası vardır Sunulan

usually the first stage is to teach the students how to read English words then

genellikle ilk aşama, öğrencilere İngilizce kelimeleri nasıl okuyacaklarını öğretmektir, daha sonra dili

they are taught how to write using the language quite often the writing in

kullanarak nasıl yazacakları öğretilir.

reading is taught within the same period of time students will be asked to read

books and copy from the blackboard as time goes by the students should be able

zaman geçtikçe öğrencilerin

to attain a fairly clear understanding of basic English word definitions and

temel İngilizce kelime tanımlarını ve

grammar however when it comes to actually speaking English there may be

gramerini oldukça net bir şekilde anlamaları gerekir, ancak iş gerçekten İngilizce konuşmaya geldiğinde,

problems you must first get used to speaking out loud and listening to the

önce yüksek sesle konuşmaya ve sesini dinlemeye alışmanız gereken sorunlar olabilir.

sound of your own voice the biggest problem facing you will be building your

kendi sesiniz ile karşı karşıya kaldığınız en büyük sorun, kendinize olan güveninizi oluşturmak olacaktır,

confidence speaking a new language takes time and patience it is often seen as

yeni bir dil konuşmak zaman ve sabır gerektirir, özellikle okullarda

the final part of learning any second language especially in schools this is

herhangi bir ikinci dili öğrenmenin son aşaması olarak görülür,

the reason why video lessons such as mine are so helpful to lose learning

benimki gibi video derslerinin bu kadar yararlı olmasının nedeni budur İngilizce öğrenmeyi kaybetmek,

English the words on the screen and the sound of my voice give a clear reference

ekrandaki kelimeler ve sesimin sesi, videoları tekrar tekrar oynayarak izleyenlerin öğrenmesine izin veren net bir referans verir.

allowing those watching to learn as they repeatedly play the videos again and

again

do be bee do bee do bee do bee do you do oh my goodness we are running out of

time we only have four minutes left before we have to say goodbye Wow

Vay canına,

thank you for your lovely comments today concerning our little livestream above

bugün stüdyonun yukarısındaki küçük canlı yayınımızla ilgili güzel yorumlarınız için teşekkür ederiz,

the studio we were broadcasting live as I am right now on the the top of the

canlı yayın yapıyorduk çünkü şu anda

studio roof very unusual a very unusual feeling and can you believe it

stüdyonun çatısının tepesindeyim çok sıradışı çok alışılmadık bir his ve buna inanabiliyor musunuz,

during that live link on the roof some people were walking across the

çatıdaki o canlı bağlantı sırasında bazı insanlar

field at the back of my house and they were all looking so surprised they were

evimin arkasındaki tarlada yürüyorlardı ve hepsi o kadar şaşırmış görünüyorlardı ki

trying to work out what was going on they had no idea what was happening so

neler olduğunu anlamaya çalışıyorlardı, hiçbir fikirleri yoktu. ne oluyordu yani bu

that was a very interesting moment of time yes I nearly fell off the roof only

çok ilginç bir andı evet neredeyse çatıdan düşüyordum

nearly not quite so fortunately I managed to grab on to the railings

ama neredeyse o kadar da şanslı değildim

before falling backwards so no fortunately I did manage to save myself

geriye doğru düşmeden önce parmaklıklara tutunmayı başardım bu yüzden hayır neyse ki kendimi kurtarmayı başardım

but Wow sometimes doing this can be very very

ama vay be bazen bunu yapıyorum çok çok tehlikeli olabilir ben

dangerous let's have a look at the mystery idioms before I go we have two

gitmeden önce gizemli deyimlere bir göz atalım iki

mystery idioms and what I asked you to do was to tell me what they are so here

gizemli deyimimiz var ve senden yapmanı istediğim şey bana bunların ne olduğunu söylemendi işte

are the answers to today's mystery idioms

bugünün gizemli deyimlerinin cevapları

don't worry zina because zina wants to find out what the answers ah here is the

merak etme zina çünkü zina cevapların ne olduğunu öğrenmek istiyor ah işte

first one the answer is laughingstock ah you see can you see there so you're

ilk cevap alay konusu ah görüyorsun orayı görebiliyor musun yani bakıyorsun

looking you're looking at a stock this is laughing laughing stock the meaning

bir hisse senedine bakıyorsun bu gülüyor gülünç stok anlamı

is to be the object of ridicule or to be viewed as ridiculous to be viewed as the

nesnesi olmak alay etmek veya gülünç olarak görülmek

object of jokes and ridicule means that you are the laughing stock so there it

şakaların ve alayların nesnesi olarak görülmek alay konusu olduğunuz anlamına gelir, bu yüzden işte

was that was today's first mystery idiom and the second one I think a lot of

bugünün ilk gizemli deyimi buydu ve ikincisi sanırım birçok

people got this one right this one is pie in the sky pie in the

insan bunu doğru anladı. gökyüzündeki turta

sky the meaning a pleasant but a realistic plan or idea that is unlikely

gökyüzündeki turta anlamı hoş ama gerçekçi bir plan veya gerçekleşmesi pek olası olmayan bir fikir

to happen some people thought that doing a live stream from the roof of my studio

bazı insanlar stüdyomun çatısından canlı yayın yapmanın

was a pie in the sky idea but I proved them wrong you might view a seemingly

gökyüzünde bir turta fikri olduğunu düşündüler ama ben onların yanıldığını kanıtladım imkansız gibi görünen bir

impossible plan or concept as being pie in the sky too fantastic

planı veya konsepti çok fantastik olarak görebilirsiniz,

so there they are today's mystery idioms have been solved

bu yüzden işte bugünün gizemli deyimleri çözüldü

mr. Steve has now come down safely from the roof for those who are wondering so

bay. Steve merak edenler için çatıdan sağ salim indi

we are now both safe and sound I will see you next week it is four o'clock we

artık ikimiz de sağ salim sağ salim haftaya görüşürüz saat dörde

are coming up to four and it's time to say goodbye the past two hours has gone

geliyoruz ve son iki saat veda zamanı

by so quickly I will be with you next week don't forget I am with you every

çok çabuk geçti haftaya sizlerleyim unutmayın her

Sunday from 2 p.m. UK time every Sunday and of course all of my video lessons

pazar saat 14:00 den itibaren sizlerleyim. İngiltere saati her Pazar ve tabii ki tüm video derslerim

are here under this video underneath so all of the playlists are under this

burada bu videonun altında, yani tüm oynatma listeleri bu videonun altında

video and this video don't forget there is a new English lesson coming your way

ve bu video unutmayın Salı günü yeni bir İngilizce dersi geliyor

on Tuesday yes honestly a new English lesson no Jew in law says I won't miss

evet dürüst olmak gerekirse yeni bir İngilizce ders yok Hukukçu

your show next time thank you know doin Thank You Xena Thank You Maria Rosa

bir dahaki sefere şovunu kaçırmayacağımı söylüyor, teşekkürler biliyorsun yapıyorsun Teşekkürler Zeyna Teşekkürler Maria Rosa

Luciano Eugene Antonio thank you very much for your company and I will see you

Luciano Eugene Antonio refakatiniz için çok teşekkür ederim ve

next Sunday at 2 o'clock and we will finish with another flash word from

önümüzdeki Pazar saat 2'de görüşürüz ve biz Bay Steve'den başka bir flaş kelime ile bitirecek,

Mr Steve this is mr. Duncan in England saying thank you very much for watching

bu bay. Duncan, İngiltere'de size canlı ders vermemi izlediğiniz için çok teşekkür ederim diyor

me teaching you live and of course until next time...ta ta for now.

ve tabii ki bir dahaki sefere kadar... şimdilik ta ta.

dissimilar, the word dissimilar is an adjective that means not the same or unlike another

dissimilar, dissimilar kelimesi aynı olmayan veya başka bir şeye benzemeyen anlamına gelen bir sıfattır, benzerliği olmayan

thing when comparing two things that share no similarity we can say that they

iki şeyi karşılaştırırken

are dissimilar for example at first glance you can see that these statues

benzemezler diyebiliriz örneğin ilk bakışta bu heykellerin benzemez olduğunu görebilirsiniz.

are dissimilar dissimilarity is the noun that means two things are unalike a

iki şeyin birbirine benzemediği anlamına gelir

general observation can point out the dissimilarity we can say that two things

genel bir gözlem farklılığa işaret edebilir

are not dissimilar if they look the same or have the same appearance my singing

aynı görünüyorlarsa veya aynı görünüme sahiplerse iki şeyin farklı olmadığını söyleyebiliriz şarkı söylemem yaralı

is not dissimilar to the cry of an injured cat synonyms of dissimilar

bir kedinin ağlamasından farklı değil benzer olmayanın eşanlamlısı farklı farklı

different unalike unrelated and unalike

benzemeyen ilgisiz ve benzemeyen farklı

dissimilar