Learn the English Phrases WHERE YOU AT? and WHERE IT'S AT

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase,

İngilizce cümleyi öğrenmenize yardımcı olmak istedim,

where you at?

neredesin?

This is a slang phrase

Bu,

of asking the question are you.

sen misin sorusunu soran argo bir ifadedir.

Let's imagine my brother is out driving his car

Farz edelim ki kardeşim arabasıyla dışarı çıkıyor

and it breaks down on the side of the road.

ve yol kenarında bozuluyor.

He might phone me and say,

Beni arayabilir ve

hey can you come pick me up,

hey, gelip beni alabilir misin,

my car has broken down.

arabam bozuldu diyebilir.

And I might respond by saying, where you at?

Ve neredesin diyerek cevap verebilirim.

Basically, what I'm asking him is, where are you?

Temel olarak, ona sorduğum şey , neredesin?

I don't know why we use this phrase,

Bu cümleyi neden kullandığımızı bilmiyorum,

it doesn't save you any time to say where you at

neredesin yerine neredesin demek size zaman kazandırmıyor

instead of where are you,

but I would probably say that.

ama muhtemelen bunu söylerdim.

I'd probably say, yeah no problem, where you at bro?

Muhtemelen derdim, evet sorun değil, neredesin kardeşim?

I don't always call my brother, bro,

Her zaman kardeşimi aramam abi

but it sounded cool there, didn't it?

ama orda kulağa çok hoş geliyordu değil mi? Her

So anyways, when you say, where you at,

neyse, neredesin dediğin zaman,

it means where are you?

neredesin demektir?

You could also use this with other nouns,

Bunu başka isimlerle de kullanabilirsiniz,

you can say, where is he at or where is she at, as well.

o nerede ya da o nerede diyebilirsiniz.

All of those work perfectly well.

Bunların hepsi mükemmel bir şekilde çalışıyor. Bugün size öğretmek

The other phrase I wanted to teach you today is the phrase,

istediğim diğer deyim,

where it's at.

bulunduğu deyimdir.

When you say something is where it's at,

Bir şeyin olduğu yerde olduğunu söylediğinizde,

it means that it is cool.

bu onun havalı olduğu anlamına gelir.

If someone was to say,

Birisi sorsa,

where did you get those flowers?

bu çiçekleri nereden aldın?

And if someone responded and said,

Ve birisi cevap verip, "

I got them from Jen's flower farm,

Onları Jen'in çiçek çiftliğinden aldım,

that's where it's at,

if you want to by flowers.

çiçeklerle istersen, orası orada" derse.

So when you say something is where it's at,

Yani bir şeyin olduğu yerde olduğunu söylediğinizde,

it means it's the cool place or the awesome place

bu, belirli bir şeyi yapmak istiyorsanız harika bir yer veya harika bir yer

or the neat place to be if you want to do a certain thing.

veya olması gereken temiz bir yer olduğu anlamına gelir .

Right now in Canada,

Şu anda Kanada'da hiçbir yer olduğu yerde

nowhere is where it's at because you can't go anywhere.

değil çünkü hiçbir yere gidemezsiniz.

But if you do ever visit this area,

Ama bu bölgeyi bir daha ziyaret ederseniz,

Niagara Falls is where it's at.

bulunduğu yer Niagara Şelaleleridir.

That is a very cool place to visit.

Bu ziyaret etmek için çok güzel bir yer.

So to review,

Yani gözden geçirmek için,

when you say to someone, where you at,

birine neredesin dediğinizde,

you're simply asking, where are you,

basitçe soruyorsunuz, neredesiniz,

what is your location?

konumunuz nedir?

We don't ever say that by the way,

Bunu hiç söylemiyoruz bu arada,

we say, where are you or where you at?

neredesin ya da neredesin diyoruz.

We don't ever say, what is your location,

Konumunuz neresi diye hiç söylemiyoruz,

that sounds very formal.

bu kulağa çok resmi geliyor.

And if you say to someone that something is where it's at,

Ve birine bir şeyin olduğu yerde olduğunu söylersen, bu

it means that that's the cool place.

harika bir yer olduğu anlamına gelir.

In a school, the students might say,

Bir okulda, öğrenciler

what's the best place to be at lunch time,

öğle yemeği saatinde gidilecek en iyi yer neresi diyebilir

and someone might say, oh, the gym is where it's at.

ve birisi de, ah, spor salonu nerede ise orası diyebilir.

That means that that's the fun place,

Bu,

the cool place to be at lunch time.

öğle yemeği saatinde en eğlenceli, en havalı yer olduğu anlamına gelir.

But hey,

Ama hey,

let's look at a comment from a previous video,

önceki bir videodan bir yoruma bakalım,

this comment is from Anna,

bu yorum Anna'dan

and Anna says, those store-bought cakes are very convenient,

ve Anna, mağazadan satın alınan kekler çok uygun,

I like to bake from scratch

sıfırdan pişirmeyi seviyorum

as I can get a sense of fulfillment out of it.

çünkü bundan bir tatmin duygusu alabildiğim diyor .

And cakes made by myself are healthier I guess.

Ve kendi yaptığım kekler daha sağlıklı sanırım.

And my response is this and you're right,

Ve cevabım şu ve haklısın,

store-bought are convenient.

mağazadan satın almak uygun.

Back when we had guests come over,

Misafirlerimizin gelmesine izin verildiğinde,

like before COVID when you were allowed to have guests over,

COVID öncesinde olduğu gibi , misafirlerimiz geldiğinde

we'd sometimes buy store-bought cookies

bazen zamanımız kısıtlıysa mağazadan satın alınan kurabiyeler alırdık

if we were pressed for time

but normally we would try to make something ourselves.

ama normalde kendimiz bir şeyler yapmaya çalışırdık.

So thanks Anna for that comment.

Bu yorum için teşekkürler Anna.

Yes, definitely there is a sense of fulfillment

Evet,

when you make something yourself.

kendiniz bir şey yaptığınızda kesinlikle bir tatmin duygusu vardır. Kendi eşyalarını

It's kind of fun to make your own things, isn't it?

yapmak çok eğlenceli , değil mi?

So thanks again for that comment.

Bu yorum için tekrar teşekkürler.

Hey, I wanted to show you something behind me,

Hey, sana arkamdaki bir şeyi göstermek istedim,

we have to walk over here a little bit.

biraz burada yürümemiz gerekiyor.

You may have thought that there was snow behind me

when I was making the first part of this lesson.

Bu dersin ilk bölümünü yaparken arkamda kar olduğunu düşünmüş olabilirsiniz.

Oh, my tripod hit the ground.

Ah, tripodum yere çarptı.

But there is not snow behind me,

Ama arkamda kar yok

but these trees have white blossoms all over them.

ama bu ağaçların her yerinde beyaz çiçekler var.

Let's get a little bit closer so you can see.

Görebilmeniz için biraz daha yaklaşalım.

And these are cool,

Ve bunlar harika,

but I also find them kind of annoying.

ama aynı zamanda onları biraz sinir bozucu buluyorum.

So first of all,

Yani her şeyden önce,

I think these are just a standard,

bunların sadece bir standart olduğunu düşünüyorum,

they're a thorn tree,

dikenli bir ağaç,

they have thorns on them.

üzerlerinde dikenler var.

I think they might be a type of crab apple tree,

Bence bir tür yengeç elma ağacı,

a native crab apple tree.

yerel bir yengeç elma ağacı olabilirler.

And I love them because of all the white blooms,

Ve onları tüm beyaz çiçeklerinden dolayı seviyorum,

there's actually another one over there,

aslında orada bir tane daha var,

but what I don't like about them

ama onlar hakkında sevmediğim şey,

is I think I'm allergic to them,

sanırım onlara alerjim var,

because whenever these tree are blooming,

çünkü bu ağaçlar ne zaman çiçek açsa,

my nose gets very stuffed up for a few days.

burnum çok tıkanıyor. bir kaç gün için.

So I don't know if it's these trees or simply something else

Yani bu ağaçlar mı yoksa

that blooms at the same time.

aynı anda çiçek açan başka bir şey mi bilmiyorum.

But certainly when these trees are blooming,

Ama kesinlikle bu ağaçlar çiçek açtığında

I wake up in the morning and my nose is all stuffed up,

sabah uyanıyorum ve burnum tıkalı

and it's not very pleasant.

ve bu pek hoş değil.

Anyways, thanks for watching this short English lesson,

Her neyse, bu kısa İngilizce dersini izlediğiniz için teşekkürler,

I hope you enjoyed it.

umarım beğenmişsinizdir.

I'll see you in a couple days with another one.

Birkaç gün sonra başka biriyle görüşürüz.