Learn the English Phrases TO FREE UP and FREE AS A BIRD

In this English lesson I wanted to help you learn

Bu İngilizce dersinde, İngilizce özgürleşme ifadesini öğrenmenize yardımcı olmak istedim

the English phrase to free up.

.

This is a phrase that we use when we want to make space

Bu,

or time available to ourselves.

kendimize yer veya zaman ayırmak istediğimizde kullandığımız bir deyimdir. Size

Let me give you a few examples.

birkaç örnek vereyim.

In my classroom, I have a bookshelf and there were

Sınıfımda bir kitaplığım var ve

a lot of books on there that I didn't need anymore.

orada artık ihtiyacım olmayan bir sürü kitap vardı.

So I got those books and I put them in the recycling

Bu yüzden o kitapları aldım ve

because I wanted to free up some space.

biraz yer açmak istediğim için geri dönüşüme attım.

I wanted to make some space available

on the bookshelf for other books.

Diğer kitaplar için kitaplıkta yer açmak istedim. Bunu

The other way you could use this is to talk about time.

kullanmanın diğer bir yolu da zaman hakkında konuşmaktır.

Tomorrow, I have a dentist appointment.

Yarın dişçi randevum var.

If I canceled that appointment, it would certainly free up

O randevuyu iptal edersem,

some time for me to do some other things.

başka şeyler yapmam için kesinlikle bana biraz zaman kazandıracaktı.

So when you free up something in English,

Dolayısıyla, İngilizce'de bir şeyi serbest bıraktığınızda,

it usually means to make some space

bu genellikle

or some time available to you.

sizin için biraz yer açmak veya biraz zaman ayırmak anlamına gelir.

The second phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim ikinci cümle,

is the phrase as free as a bird.

bir kuş kadar özgür olan cümledir.

It's a little windy out here today.

Bugün burası biraz rüzgarlı.

When you are as free as a bird,

Bir kuş kadar özgürsen, hiçbir

it means you have no obligations.

zorunluluğun yok demektir.

Tomorrow I don't actually have a dentist appointment.

Yarın aslında dişçi randevum yok.

That was just an example.

Bu sadece bir örnekti.

Tomorrow is actually a holiday here in Canada

Yarın Kanada'da aslında tatil

and I'll be as free as a bird tomorrow.

ve yarın bir kuş kadar özgür olacağım.

I don't have to go to work, I don't have to do anything.

İşe gitmek zorunda değilim, hiçbir şey yapmak zorunda değilim.

In fact, Jen and I are taking the day off.

Aslında, Jen ve ben bugün izinliyiz.

I'll be as free as a bird.

Bir kuş kadar özgür olacağım.

Tuesday though is the day that school starts

Salı okulun başladığı gün, bu

so I'll be back at work.

yüzden işe geri döneceğim.

If you think about the school year in Canada,

Kanada'da okul yılını düşünürseniz, haziran

at the end of the month of June, when the school year ends,

ayının sonunda okul yılı bittiğinde

I'm also as free as a bird.

ben de bir kuş kadar özgürüm.

But that's gonna end quickly in just a couple of days.

Ama bu sadece birkaç gün içinde hızla sona erecek.

So to review when you free up space or you free up time,

Bu nedenle, ne zaman yer açtığınızı veya ne zaman boş zaman bıraktığınızı gözden geçirmek için,

you make it available again.

onu tekrar kullanılabilir hale getirirsiniz.

Maybe you take some books off a bookshelf to free up space.

Belki yer açmak için kitap rafından bazı kitaplar alırsınız.

Maybe you cancel an appointment to free up time.

Zaman kazanmak için bir randevuyu iptal edebilirsin.

And when you are as free as a bird,

Ve bir kuş kadar özgürsen,

it means that you don't have any obligations.

hiçbir zorunluluğun yok demektir.

You don't have anything to do for a certain period of time.

Belirli bir süre için yapacak bir şeyiniz yok.

You are free as a bird in the sky.

Gökyüzündeki bir kuş kadar özgürsün.

Anyways, let's look at a comment from a previous video.

Her neyse, bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

And this comment is from Roberto and Roberto says, "Hi, Bob.

Ve bu yorum Roberto'dan ve Roberto, "Merhaba Bob. Bu

I knew the expression, same old

ifadeyi biliyordum, aynı eski

but only used once not twice.

ama sadece bir kez kullandım, iki değil.

Why did you use it twice?"

Neden iki kez kullandın?"

And my response was it's just another way

Ve benim cevabım,

of expressing the same thing.

aynı şeyi ifade etmenin başka bir yoluydu.

But in a more general way, if someone asked how was work,

Ama daha genel bir şekilde, birisi işin nasıl olduğunu sorarsa,

I could respond and say, you know, same old, same old.

cevap verebilir ve bilirsin, aynı eski, aynı eski diyebilirdim.

Or I could say, you know, same old lesson planning,

Ya da şunu söyleyebilirim, bilirsiniz, aynı eski ders planlaması,

same old boring colleagues or coworkers, sorry.

aynı eski sıkıcı meslektaşlar veya iş arkadaşları, pardon.

By the way, my coworkers aren't boring.

Bu arada, iş arkadaşlarım sıkıcı değil.

But that was just an example,

Ama bu sadece bir örnekti,

but great question, Roberto.

ama harika bir soru, Roberto.

In English there are many ways to say different things.

İngilizce'de farklı şeyler söylemenin birçok yolu vardır.

So one way with same old, same old,

Yani aynı eski, aynı eski ile bir yol,

it's just a little more general.

sadece biraz daha genel.

And then with same old, you usually need

Ve sonra aynı eski ile, genellikle

to specify what is the same.

neyin aynı olduğunu belirtmeniz gerekir.

Anyways as I mentioned in a couple of days,

Her neyse, bahsettiğim gibi birkaç gün sonra

I think you'll be watching this on Monday.

bunu Pazartesi günü izleyeceğinizi düşünüyorum.

I'm actually recording this on the weekend.

Aslında bunu hafta sonu kaydediyorum.

On Tuesday of this week, I will be back at school.

Bu hafta salı günü okula geri döneceğim.

The school year will begin.

Öğretim yılı başlayacak. Bu haftanın Pazartesi günü

We have a nice holiday on the Monday of this week.

güzel bir tatil geçiriyoruz . Buna

It's called Labor Day.

İşçi Bayramı denir.

So again, I'll be free as a bird because

Yani yine bir kuş kadar özgür olacağım çünkü

I don't have to do any work.

herhangi bir iş yapmam gerekmiyor.

But for you, if you're watching this on Monday,

Ama senin için, eğer bunu Pazartesi günü izliyorsan, yani

the day after today, Tuesday is the first day of school.

bugünden sonraki gün, Salı okulun ilk günü.

I will be back at work.

İşe geri döneceğim.

I have to admit I'm a little bit nervous.

Biraz gergin olduğumu itiraf etmeliyim.

Normally I'm not too nervous, but for some reason this year,

Normalde çok gergin değilim ama nedense bu sene

I'm a little bit nervous.

biraz gerginim.

I don't know why.

Neden bilmiyorum.

I guess I get a little bit nervous each year, to be honest,

Sanırım her yıl biraz geriliyorum, açıkçası

I think I'd be lying if I said I wasn't nervous.

gergin değildim desem yalan olur.

So we'll see how, you can tell I'm even

Nasıl olduğunu göreceğiz, okul yılının başlangıcını düşündüğümde

having trouble keeping my train of thought

düşünce zincirimi sürdürmekte bile sorun yaşadığımı anlayabilirsiniz

when I think about the start of the school year.

.

I'm totally ready.

Tamamen hazırım. Okul yılının başlangıcı

I have everything in place for the start of the school year.

için her şeyi hazırladım .

I'm not worried in that sense, I'm ready to go.

O anlamda endişelenmiyorum , gitmeye hazırım.

But I have to get to know a few new students,

Ama birkaç yeni öğrenciyi tanımam gerekiyor, bir

I have to kind of get back in the saddle.

nevi yeniden eyere oturmam gerekiyor. Geri

I need to get back at it.

dönmem gerek.

I think it'll go well.

Bence iyi gidecek.

And I think by the end of the first week,

Ve sanırım ilk haftanın sonunda

I'll be happy that I'm a teacher because

öğretmen olduğum için mutlu olacağım çünkü

it's a job I love.

bu sevdiğim bir iş.

Anyways, I'll see you in a couple of days

Her neyse, birkaç gün sonra

with another short English lesson, bye.

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşürüz, hoşçakalın.