Learn the English Phrases "to be wired" and "to hot wire"

In this English lesson I wanted to help you learn the English phrase to be wired.

Bu İngilizce dersinde, to be wired İngilizce ifadesini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

When we say someone is wired, it means they're a little bit nervous

Birinin kablolu olduğunu söylediğimizde, bu onun biraz gergin

or they're a little bit energetic.

veya biraz enerjik olduğu anlamına gelir.

We usually use this when we talk about the effects of coffee

Bunu genellikle kahvenin

on people or the effects of sugar on kids.

insanlar üzerindeki etkilerinden veya şekerin çocuklar üzerindeki etkilerinden bahsederken kullanırız.

You might hear someone say something like this, Oh, I have a lot of energy today.

Birinin şöyle bir şey söylediğini duyabilirsiniz, Oh, bugün çok enerjim var.

I'm really wired because I had three cups of coffee this morning.

Gerçekten gerginim çünkü bu sabah üç fincan kahve içtim.

So to be wired means that you can feel the effect of the caffeine on you.

Yani kablolu olmak, kafeinin üzerinizdeki etkisini hissedebileceğiniz anlamına gelir.

Sometimes people have trouble sleeping at night because they're just too wired.

Bazen insanlar çok kablolu oldukları için geceleri uyumakta zorlanırlar.

They've had too much coffee that day.

O gün çok fazla kahve içtiler.

And sometimes little kids, when they have lots of sugar, they're just wired.

Ve bazen küçük çocuklar, çok fazla şekerleri olduğunda, sadece kablolu olurlar.

They run around and they have lots of energy because they've just eaten way too much sugar.

Etrafta koşuştururlar ve çok fazla enerjileri vardır çünkü çok fazla şeker yemişlerdir.

So to be wired simply means to have a higher level of energy

Kablolu olmak, basitçe daha yüksek bir enerji seviyesine sahip olmak

and maybe even a little bit of nervousness or anxiety as well.

ve hatta belki biraz da sinirlilik veya endişeye sahip olmak anlamına gelir.

There's a couple of different feelings you could be having when you're wired.

Kablolu olduğunuzda sahip olabileceğiniz birkaç farklı duygu var. Bugün

The other phrase I wanted to teach you today is the phrase to hot wire.

size öğretmek istediğim bir diğer deyim de sıcak tel deyimi.

I don't really know anything about this phrase.

Bu cümle hakkında gerçekten hiçbir şey bilmiyorum.

I don't know how to hot wire a vehicle, but I thought it was worth mentioning

Bir araca nasıl sıcak kablo bağlayacağımı bilmiyorum ama bahsetmeye değer olduğunu düşündüm

because you might hear it

çünkü

if you're watching a show about the police or something like that or a movie.

polisle ilgili bir program ya da buna benzer bir şey ya da bir film izliyorsanız duyabilirsiniz.

When you hot wire a vehicle, it means you start it by

Bir araca sıcak kablo bağladığınızda,

just touching wires together instead of turning the key.

anahtarı çevirmek yerine kabloları birbirine dokundurarak aracı çalıştırdığınız anlamına gelir.

I think it's harder on modern day vehicles to hot wire them,

Bence modern araçlarda onları sıcak kabloyla bağlamak daha zor,

but I think on older vehicles, if you know what you're doing,

ama bence eski araçlarda, ne yaptığınızı biliyorsanız,

you can pull the wires out of the dash and put the right two wires

kabloları ön panelden çekip doğru iki kabloyu

together or three and the car will start without keys.

veya üçünü ve arabayı bir araya getirebilirsiniz. anahtarsız başlayacaktır.

So to review, to be wired, when you are wired, you are just feeling very energetic

Yani gözden geçirmek için, kablolu olmak, kablolu olduğunuzda, kendinizi çok enerjik hissediyorsunuz

because you've had something that has stimulated you like caffeine or sugar.

çünkü kafein veya şeker gibi sizi uyaran bir şey içmişsiniz.

And when you hot wire a vehicle,

Ve bir araca sıcak kablo bağladığınızda,

it means you start it illegally without keys.

bu, onu yasadışı bir şekilde anahtarsız çalıştırdığınız anlamına gelir.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Janith. Hi, Bob.

Bu yorum Janith'den. Merhaba Bob.

Sir, is there a difference between headlight and fog light?

Hocam ön far ile sis farı arasında fark var mı ?

And my response?

Ya cevabım?

Headlights put a bright white light and are the main light on the front of a car.

Farlar parlak beyaz bir ışık verir ve arabanın önündeki ana ışıktır.

Fog lights are lower on the front of the car and put out an orange or yellow light.

Sis farları arabanın ön tarafında daha alçaktır ve turuncu veya sarı bir ışık verir.

So great question.

Harika bir soru.

It's too bad we don't have a vehicle to look at.

Bakacak bir aracımızın olmaması çok kötü.

Oh, wait, we do.

Oh, bekle, yaparız. Bu

So for me, I would call this the headlight.

yüzden benim için buna far derdim. Geceleri görmeniz gereken

This is what puts out the very bright light that you need to see at night.

çok parlak ışığı söndüren şey budur .

And this would be what I would call a fog light.

Ve bu benim sis farı diyeceğim şey olurdu.

I think this is also the signal light on my vehicle.

Sanırım bu benim aracımdaki sinyal lambası.

I think it does double duty.

Bence çifte görev yapıyor.

I think it does both things.

Bence her iki şeyi de yapıyor.

Some people have special fog lights

Bazı insanlar, satın aldıktan sonra araçlarının önüne monte ettikleri özel sis farlarına sahiptir

that they mount on the front of their vehicle after they buy it.

.

We would call them aftermarket fog lights, but they're also lower down

Onlara satış sonrası sis farları derdik ama aynı zamanda daha aşağıdalar

and they're usually orange or yellow.

ve genellikle turuncu veya sarıdırlar.

So, hey, many of you have been commenting about how you've been enjoying

Hey, birçoğunuz

the change of scenery with the videos - using the phrase from the last video.

son videodaki ifadeyi kullanarak videolarla manzara değişikliğinden nasıl zevk aldığınız hakkında yorum yapıyorsunuz. Kasabada

I've been doing many of these short lessons in town, and I've been really enjoying that.

bu kısa derslerin çoğunu yapıyorum ve bundan gerçekten keyif alıyorum.

The reason I have been doing them in town is because my schedule changed.

Bunları kasabada yapmamın nedeni, programımın değişmesiydi.

So I teach in the morning now and then when I'm done teaching, I'm in town

Bu yüzden sabahları ders veriyorum ve sonra ders vermeyi bitirdiğimde, kasabadayım

and I usually bring my camera with me and I just go and find some place to shoot a video.

ve genellikle kameramı yanımda getiriyorum ve gidip video çekecek bir yer buluyorum.

Today, though, I'm at home, a little bit of a different day today for me.

Bugün evdeyim ama bugün benim için biraz farklı bir gün.

I had a different sort of schedule this morning, so I'm home now.

Bu sabah farklı bir programım vardı, bu yüzden şimdi evdeyim.

Let me check the time here.

Burada saate bakayım.

Oh, I have 30 seconds to talk, but that's why there's been a bit of a change of scenery

Oh, konuşmak için 30 saniyem var ama bu yüzden bu videolar için biraz manzara değişikliği oldu

for these videos or a change in the scenery behind me.

ya da arkamdaki manzarada bir değişiklik oldu.

You could see that as well.

Bunu da görebilirdiniz.

So here we are on the farm.

İşte burada çiftlikteyiz.

The reason I've been doing more in town is because it's fun to show you things in town.

Kasabada daha çok şey yapıyor olmamın nedeni, size şehirde bir şeyler göstermenin eğlenceli olması.

Here it just looks the same all the time.

Burada her zaman aynı görünüyor. Çok

It's beautiful and eventually the snow will melt

güzel ve sonunda kar eriyecek

and it will be spring and it will be beautiful on the farm again.

ve bahar olacak ve çiftlikte yeniden güzel olacak.

But for now, I think I'm just going to keep doing one or both videos in town each week

Ama şimdilik, bir Kanada kasabasının nasıl göründüğüne iyi bir göz atabilmeniz için her hafta kasabada bir veya iki video çekmeye devam edeceğimi düşünüyorum

just so you get a good look at what a Canadian town looks like.

.

Anyway, thanks for watching.

Her neyse, izlediğiniz için teşekkürler.

I hope you're having a good day and I'll be back with another video...

Umarım iyi bir gün geçiriyorsunuzdur ve başka bir video ile karşınızdayım...

When does this one come out?

Bu ne zaman çıkacak?

This is a Friday video, isn't it?

Bu bir cuma videosu değil mi?

Next Wednesday. I'll see you next Wednesday with another one. Bye.

Gelecek çarşamba. Gelecek çarşamba başka biriyle görüşürüz. Hoşçakal.