Learn the English Phrases TO RIP OFF and A RIP-OFF

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase to rip off.

to rip off İngilizce ifadesini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

Now, if you're wearing a bandage and you're done wearing it,

Şimdi, bir bandaj takıyorsanız ve takmayı bitirdiyseniz,

you can rip off the bandage.

bandajı yırtabilirsiniz.

But that's not the meaning I was meaning to teach you today.

Ama bugün size öğretmek istediğim anlam bu değildi .

When you say that you rip off someone,

Birini soyduğunuzu söylediğinizde,

it means that you steal something from them

bu, onlardan bir şey çaldığınız

or you give them a really, really bad deal.

veya onlara gerçekten çok kötü bir anlaşma yaptığınız anlamına gelir.

If you were buying a bouquet of flowers from me,

Benden bir buket çiçek alıyorsanız

and I said, "There are 12 flowers in this bouquet,"

ve ben " Bu bukette 12 çiçek var" dersem

and then later when you got home,

ve daha sonra eve geldiğinizde

you realized there were only eight,

sadece sekiz çiçek olduğunu fark ederseniz

you could say, "That person ripped me off.

"O kişi beni dolandırdı" diyebilirsiniz. .

I got ripped off by that person.

O kişi tarafından dolandırıldım.

They said I was going to get a certain number of flowers

Belli sayıda çiçek alacağımı söylediler

and I got way less."

ve ben çok daha az çiçek aldım."

By the way, Jen and I never rip people off.

Bu arada, Jen ve ben asla insanları dolandırmayız.

It's a bad thing to do in business.

İş hayatında kötü bir şey.

It's not a nice thing to do at all.

Bu hiç hoş bir şey değil.

We do not ever rip people off.

İnsanları asla kırmıyoruz.

If you buy a bouquet from us

Bizden bir buket alırsanız

and we say there's 12 flowers in it,

ve biz içinde 12 çiçek var dersek,

there's probably actually 13 or 14 flowers in it.

muhtemelen içinde 13 veya 14 çiçek vardır.

We like to give a little bit extra.

Biraz fazladan vermeyi seviyoruz.

The other phrase I wanted to teach you today is a noun,

Bugün size öğretmek istediğim diğer ifade bir isim

and it's a rip-off.

ve bu bir soygun.

I think I taught this one a couple of years ago.

Sanırım bunu birkaç yıl önce öğrettim.

A rip-off is the way you describe

Bir soygun,

when someone has ripped you off.

birisinin sizi soyduğunu tarif etme şeklinizdir.

So I'm going from verb form to noun form.

Yani fiil formundan isim formuna geçiyorum.

You could say, "I bought this bouquet of flowers from Bob

"Bu çiçek buketini Bob'dan aldım

and there's only six flowers in it.

ve içinde sadece altı çiçek var.

He said there was going to be 12.

12 tane olacağını söyledi.

This was a rip-off."

Bu bir soygundu" diyebilirsiniz.

So I got ripped off, verb form,

Bu yüzden dolandırıldım, fiil formu,

or it was a rip-off, noun form.

ya da bu bir soygun, isim formuydu. Durumu tarif ettiğinizde

There's just a little bit of a difference there

orada küçük bir fark var

when you describe the situation.

.

Anyways, to review, when you rip someone off,

Her neyse, gözden geçirecek olursak, birini dolandırdığınızda

it means you steal from them

bu, ondan çaldığınız

or you lie in some sort of transaction

veya bir tür alışverişte yalan söylediğiniz

and then they don't get

ve sonra

what you said they were going to get.

alacaklarını söylediğiniz şeyi alamadıkları anlamına gelir.

You could also use it for stealing.

Hırsızlık için de kullanabilirsiniz.

Like if someone took my trailer,

Sanki biri karavanımı almışsa,

I could say someone ripped off my trailer.

birisi karavanımı sökmüş diyebilirim.

That's outright stealing.

Bu düpedüz hırsızlıktır.

And the noun form, you can call something a rip-off.

Ve isim formu, bir şeye soygun diyebilirsiniz.

My videos, I think, are a pretty good deal.

Videolarım, bence oldukça iyi bir anlaşma.

I don't think they're a rip-off.

Ben onların bir soygun olduğunu düşünmüyorum.

They're free, and I think you always get

Ücretsizler ve bence her zaman

what you're expecting, or usually.

beklediğini alıyorsun, ya da genellikle.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Sidd.

Bu yorum Sidd'den.

"Are there any venomous snakes

"O çalılarda hiç zehirli yılan var mı

in those bushes, Teacher Bob?

Bob Öğretmen?

Have you ever seen any?

Hiç gördünüz mü?

I don't know, outta the blue,

Bilmiyorum, birdenbire

this question came in my mind, so I asked.

aklıma bu soru geldi ve sordum.

Loved today's episode. Thanks."

Bugünkü bölümü çok beğendim. Teşekkürler."

And my response was,

Yanıtım,

"There are no venomous snakes in my part of Canada."

" Kanada'nın benim bölgemde zehirli yılan yok" oldu.

So when we walk around on the farm

Bu yüzden çiftlikte dolaşırken

and when you see bushes like this, have no fear.

ve bunun gibi çalılar gördüğünüzde korkmayın.

Areas on the farm that we don't mow,

Çiftlikte biçmediğimiz,

where it's just all weeds,

sadece yabani otların olduğu alanlar, burada

there is nothing living in here that is dangerous.

yaşayan hiçbir canlı tehlikeli değil.

One of the coolest parts

about the part of the world I live in

Dünyanın içinde yaşadığım kısmıyla ilgili en havalı kısımlardan biri,

is that there really isn't anything dangerous here.

burada gerçekten tehlikeli hiçbir şeyin olmaması.

Skunks are a little bit annoying.

Kokarcalar biraz can sıkıcı.

If skunks spray you, it really, really stinks.

Kokarcalar sizi püskürtürse, gerçekten kokar.

Sometimes there's animals that have a disease called rabies.

Bazen kuduz denen bir hastalığı olan hayvanlar vardır.

So you might have a rabid dog

Yani kuduz bir köpeğiniz

or a rabid fox or something like that.

veya kuduz bir tilkiniz veya buna benzer bir şeyiniz olabilir.

And if they bite you, you have to get,

Ve eğer seni ısırırlarsa, almalısın,

I think you have to get some kind of medicine for that,

bence bunun için bir çeşit ilaç almalısın,

some kind of needle.

But generally, we're fairly safe here.

bir çeşit iğne.

Ama genel olarak, burada oldukça güvendeyiz.

I am gonna give you a little tour, as well, of the dahlias.

Ben de sana yıldızçiçekleriyle ilgili küçük bir tur atacağım.

So they have started to bloom.

Böylece çiçek açmaya başladılar.

So Jen has been out here actively harvesting.

Yani Jen burada aktif olarak hasat yapıyor. Hadi

Let's take a walk this way as well

bu tarafa da bir yürüyüş yapalım

and I'll show you the color

ve size

that I've really been enjoying lately is this color.

son zamanlarda gerçekten keyif aldığım rengi göstereyim bu renk.

We would call this kind of a salmon color.

Bu türe somon rengi derdik.

I've really enjoyed that one.

Bundan gerçekten zevk aldım.

Oh, I see a bug on there,

Oh, orada bir böcek görüyorum,

which reminds me of that lesson that I did on pests

bu da bana biraz önce zararlılarla ilgili yaptığım dersi hatırlattı

just a little while ago.

.

But anyways, things are growing really well.

Ama her neyse, işler gerçekten iyi büyüyor.

We have been getting a ton of rain

Bir ton yağmur alıyoruz

and that's certainly helpful.

ve bu kesinlikle yardımcı oluyor.

This dahlia bed I'm not sure if I showed it to you

Bu yıldız çiçeği yatağını size

in a previous video, but it's growing well

önceki bir videoda gösterip göstermediğimden emin değilim, ama iyi büyüyor

and everything is just starting to bloom

ve her şey daha yeni çiçek açmaya başlıyor

which is pretty normal for this time of year in August.

ki bu yılın Ağustos ayının bu zamanı için oldukça normal.

They'll bloom for a few months.

Birkaç ay çiçek açacaklar.

We'll harvest and sell as many as we can.

Elimizden geldiğince hasat edip satacağız.

Anyways, thanks for watching this little English lesson.

Her neyse, bu küçük İngilizce dersini izlediğiniz için teşekkürler.

I'll see you in a couple days with another one. Bye.

Birkaç gün sonra başka biriyle görüşürüz. Hoşçakal.