Learn the English Phrases NOTHING MUCH and NOTHING REALLY

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase,

"nothing much."

"fazla bir şey yok" İngilizce ifadesini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

This is a phrase that we use to answer questions like this.

Bu tür soruları cevaplamak için kullandığımız bir ifadedir.

Hey Bob, what are you doing this weekend?

Hey Bob, bu hafta sonu ne yapıyorsun?

Nothing much.

Pek bir şey yok.

Hey Bob, what are you doing today?

Hey Bob, bugün ne yapıyorsun?

Nothing much.

Pek bir şey yok.

It simply means that you don't have a lot planned

Bu basitçe,

for the time that someone is asking about.

birisinin sorduğu zaman için planladığınız pek bir şey olmadığı anlamına gelir.

What am I doing this summer?

Bu yaz ne yapıyorum?

I would love to say nothing much,

Pek bir şey söylememeyi çok isterdim

but I actually have a lot planned.

ama aslında çok planım var.

And by the way, when you say this quickly,

Ve bu arada, bunu hızlı bir şekilde söylediğinde kulağa

it ends up sounding like nothing much, okay?

pek bir şeymiş gibi geliyor, tamam mı?

Hey Bob, what are you doing this weekend?

Hey Bob, bu hafta sonu ne yapıyorsun?

Ah, nothing much, just hanging around at home.

Ah, pek bir şey yok, sadece evde takılıyorum.

We might have a little campfire.

Küçük bir kamp ateşimiz olabilir.

So you're not doing anything important? No.

Yani önemli bir şey yapmıyor musun? Hayýr.

There's nothing much going on this weekend.

Bu hafta sonu pek bir ţey yok. Size öğretmek

The second phrase I wanted to teach you is the phrase,

istediğim ikinci ifade,

"nothing really."

"aslında hiçbir şey" ifadesidir.

This is a very similar phrase.

Bu çok benzer bir ifadedir.

It means exactly the same thing.

Tamamen aynı anlama geliyor.

If you said to me, hey Bob,

Bana merhaba Bob,

what are you doing this afternoon?

bu öğleden sonra ne yapıyorsun?

I could say, ah, nothing really.

Ah, gerçekten hiçbir şey diyebilirim.

I'm just sitting around doing nothing.

Hiçbir şey yapmadan öylece oturuyorum.

By the way, none of that is true.

Bu arada, bunların hiçbiri doğru değil.

I rarely respond to that question

Bu soruya nadiren

by saying nothing much or nothing really.

pek bir şey söylemeden ya da gerçekten hiçbir şey söylemeden yanıt veririm.

Although they are accurate answers, I'm usually quite busy

Doğru yanıtlar olmalarına rağmen , genellikle oldukça meşgulümdür

and I don't usually respond by saying, nothing much

ve genellikle çok fazla

or nothing really.

ya da gerçekten hiçbir şey diyerek yanıt vermem.

So to review, if someone says to you,

Yani gözden geçirmek için, birisi size,

hey, what are you doing this weekend?

hey, bu hafta sonu ne yapıyorsun?

You can respond by saying nothing much,

Fazla bir şey söylemeyerek yanıt verebilirsiniz,

which means you're not up to a whole lot.

bu da pek bir şey peşinde olmadığınız anlamına gelir.

You're not doing a lot of things.

Pek çok şey yapmıyorsun.

Or you could say, nothing really.

Ya da gerçekten hiçbir şey diyebilirsiniz.

I'm just kind of sitting around at home

Evde oturup baş

twiddling my thumbs.

parmaklarımı oynatıyorum.

Anyways, let's look at a comment from a previous video.

Her neyse, bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

Did you know that phrase "twiddling your thumbs?"

"Başparmaklarınızı oynatmak" ifadesini biliyor muydunuz?

When you're doing nothing in English,

İngilizce hiçbir şey yapmadığınızda,

we sometimes say you're twiddling your thumbs.

bazen parmaklarınızı oynattığınızı söyleriz.

You don't actually twiddle your thumbs.

Aslında parmaklarınızı oynatmıyorsunuz.

It's just a saying.

Bu sadece bir söz.

This comment is from Eduardo.

Bu yorum Eduardo'dan.

And Eduardo says, "Great phrases, Bob; thanks so much.

Ve Eduardo, "Harika sözler Bob; çok teşekkürler.

By the way, do you practice basketball?

Bu arada, basketbol antrenmanı yapıyor musun?

I haven't seen the little basketball court before.

Küçük basketbol sahasını daha önce görmedim.

Have a beautiful day.

İyi günler.

And my response is,

Benim yanıtım,

"I try to help my son practice a few times a week.

"Arkadaşlarıma yardım etmeye çalışıyorum. oğlum haftada birkaç kez pratik yap.

Mostly he takes shots and I run to get the ball."

Çoğunlukla şut çekiyor ve ben topu almak için koşuyorum."

So thanks Eduardo for that comment.

Bu yorum için teşekkürler Eduardo.

Yes, we do have a small basketball court over here.

Evet, burada küçük bir basketbol sahamız var. Oraya

And I'll walk over there and I'll kind of describe

yürüyerek gidip

how basketball practice goes at our house.

basketbol antrenmanlarının nasıl gittiğini anlatacağım. Bizim evimizde

My son likes taking shots.

oğlum şut atmayı seviyor.Koşmayı

I like running and getting the ball and passing it to him.

ve topu alıp ona vermeyi seviyorum.Böylece

So he gets practice, shooting the basketball

o antrenman yapıyor, basketbol şut atıyor

and I get to get a lot of exercise in.

ve ben çok fazla egzersiz yapıyorum.O çok

He gets the ball in a lot.

fazla top alıyor.

When he first started practicing, he would miss quite a bit.

İlk çalışmaya başladığında biraz ıskalıyordu.

But lately, he's been getting a lot better at it.

Ama son zamanlarda bunda çok daha iyiye gidiyor.

Sorry, the new camera's a little heavy.

Üzgünüm, yeni kamera biraz ağır. Bu

So I'm kind of shaking around a little bit.

yüzden biraz titriyorum.

So yes, over here,

Yani evet, tamam Burada

we have a basketball net.

bir basketbol filemiz var,

Hopefully you can see that.

umarım görmüşsünüzdür,

And then we even painted the free-throw line

sonra serbest atış çizgisini bile çizdik

and we painted a three-point line as well,

ve oğlum üç noktadan da şutlarını çalışsın diye üç sayı çizgisini de çizdik.

so that my son would be able to practice his shots

from all three locations.

.Bir

Let me sit down here for a sec.

saniye şuraya oturayım

It has been...

....

There we go.

İşte böyle.Basketbol filesine sahip olmak

It has been a lot of fun having a basketball net.

çok eğlenceliydi.Çocukken

When I was a kid, as I mentioned in another video,

başka bir videoda bahsettiğim gibi

I practiced baseball a lot.

çok fazla beyzbol antrenmanı yapardım. .

I wasn't that into basketball, I was into baseball.

Basketbolla o kadar ilgilenmiyordum, beyzbolla ilgileniyordum.

So it's kind of fun to see my son take an interest

Bu yüzden oğlumun basketbola ilgi duyması çok eğlenceli

in basketball.

.

He practices a couple of times a day.

Günde birkaç kez antrenman yapıyor.

He's super excited.

Çok heyecanlı.

He really hopes he can make the basketball team

this fall at school.

Bu sonbahar okulda basketbol takımına girebileceğini gerçekten umuyor.

I hope there is a basketball team.

Umarım bir basketbol takımı vardır.

Things related...

İlgili şeyler...

Things where you need a lot of people in one spot

Bir noktada çok sayıda insana ihtiyaç duyduğunuz şeylere

still aren't allowed here in Ontario, Canada.

burada, Ontario, Kanada'da hala izin verilmiyor.

So I hope there is a basketball team.

Yani umarım bir basketbol takımı vardır.

I hope he practices a lot and his skill level is high enough

Umarım çok çalışır ve beceri seviyesi

that he can make the team.

takıma girebilecek kadar yüksektir.

That would make him super, super happy.

Bu onu süper, süper mutlu ederdi.

Anyways, I'm glad I got this video out.

Her neyse, bu videoyu çıkardığım için mutluyum.

It's a little bit late, sorry about that.

Biraz geç oldu, bunun için üzgünüm.

Major technical difficulties for Bob the Canadian,

Kanadalı Bob için büyük teknik zorluklar,

but I think they're all fixed now.

ama sanırım artık hepsi düzeltildi.

Have a good day, I'll see you in a couple of days

İyi günler, birkaç gün sonra

with another short English lesson.

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşmek üzere.