Learn the English Phrases "both feet on the ground" and "to cover a lot of ground"

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase

both feet on the ground.

iki ayak yerde İngilizce ifadesini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

Now we usually use this phrase

Şimdi bu ifadeyi genellikle

with the verb to have or to keep.

sahip olmak veya tutmak fiiliyle birlikte kullanırız.

We say it's good to have both feet on the ground

İki ayağının da yere basması iyidir

or it's good to keep both feet on the ground,

ya da iki ayağının da yerde olması iyidir diyoruz

and this means to stay calm,

ve bu

to think clearly in any kind of situation.

her türlü durumda sakin kalmak, net düşünmek demektir.

Maybe you've just lost your job.

Belki de işini yeni kaybettin.

It's important to keep both feet on the ground

as you think about what you're going to do next.

Bundan sonra ne yapacağınızı düşünürken iki ayağınızı da yerde tutmanız önemlidir.

You don't want to all of a sudden do things in a crazy way.

Aniden çılgınca şeyler yapmak istemezsin.

You don't want to become really emotional

Gerçekten duygusallaşmak

and make bad decisions.

ve kötü kararlar vermek istemezsiniz.

You want to keep both feet on the ground.

İki ayağınızı da yerde tutmak istiyorsunuz.

You want to think logically.

Mantıklı düşünmek istiyorsun.

You want to plan in a good way,

İyi bir şekilde plan yapmak

and you want to get through that situation

ve bu durumu

with everything the way it should be.

her şeyin olması gerektiği gibi atlatmak istiyorsunuz.

So you want to keep both feet on the ground.

Yani iki ayağınızı da yerde tutmak istiyorsunuz.

The other phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim diğer ifade,

is to cover a lot of ground.

çok fazla zemin kaplamak.

So this can literally mean to start hiking

Yani bu kelimenin tam anlamıyla yürüyüşe başlamak

and try to hike 10 or 20 kilometers in one day.

ve bir günde 10 veya 20 kilometre yürüyüş yapmaya çalışmak anlamına gelebilir .

You want to cover a lot of ground,

Çok fazla zemin kaplamak istiyorsunuz,

but we also use this when we talk about

ancak bunu iş yaptığımız zaman hakkında konuşurken de kullanırız

when we're doing work.

.

Sometimes when I start my class,

Bazen dersime başladığımda

I'll say to my students, "Hey, get in your seats.

öğrencilerime "Hey, yerlerinize oturun.

Get your books open.

Kitaplarınızı açın.

We need to cover a lot of ground today."

Bugün çok yol kat etmemiz gerekiyor."

That means that I have a lot of stuff that I need to teach.

Bu, öğretmem gereken çok şey olduğu anlamına geliyor .

It means that during our 70 minute class,

Bu, 70 dakikalık dersimizde,

we need to work for every single minute of the 70 minutes.

70 dakikanın her bir dakikası için çalışmamız gerektiği anlamına gelir.

We need to cover a lot of ground.

Çok yer kaplamamız gerekiyor.

So it's important when you have a lot of stuff to do

Bu nedenle, yapacak çok şeyiniz olduğunda,

that you make sure you plan to cover a lot of ground.

çok fazla zemin kaplamayı planladığınızdan emin olmanız önemlidir.

So to review, when you keep both feet on the ground

Yani gözden geçirecek olursak, iki ayağınızı da yerde tuttuğunuzda

or when you have both feet on the ground,

veya iki ayağınız da yerde olduğunda,

it means that you are grounded.

yere bastığınız anlamına gelir.

That's another term we use in English.

Bu, İngilizce'de kullandığımız başka bir terimdir.

It means that you're going to stay calm

Bu, sakin kalacağınız,

and think logically and plan well.

mantıklı düşüneceğiniz ve iyi plan yapacağınız anlamına gelir.

And when you say that you need to cover a lot of ground,

Ve çok yol katetmeniz gerektiğini söylediğinizde,

it means whatever you're doing that day,

bu, o gün ne yapıyorsanız yapın,

you need to get a lot of it done.

çoğunu halletmeniz gerektiği anlamına gelir.

You need to work hard to get it finished.

Bitirmek için çok çalışmalısın.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Doaa.

Bu yorum Doaa'dan.

"I had a conversation with a native tutor

"Geçen gün Cambly'de yerel bir öğretmenle sohbet ettim

on Cambly the other day, and it was a breeze.

ve çok kolaydı.

That was the first time I felt comfortable

İlk kez İngilizce sohbet ederken kendimi rahat hissettim.

having a conversation in English.

To be honest, I was over the moon.

Dürüst olmak gerekirse, çok mutluydum.

Hard work pays off.

Sıkı çalışma karşılığını veriyor.

Thank you so much, Bob, for making these videos.

Bob, bu videoları yaptığın için çok teşekkür ederim.

They're really beneficial."

Gerçekten çok faydalılar."

And my response, "That is great news.

Benim yanıtım, "Bu harika bir haber.

It makes me happy to hear a success story like this.

Böyle bir başarı öyküsü duymak beni mutlu ediyor.

Awesome."

Müthiş."

So Doaa, that's awesome.

Yani Doaa, bu harika.

Good work.

İyi iş. Konuşmanızda

I'm glad to hear that you did well in your conversation.

başarılı olduğunuzu duyduğuma sevindim .

That is just awesome.

Bu harika. Özellikle videolarımı izledikten sonra insanların başarılı olduğunu duyduğumda

I always am happy when I hear people do well,

her zaman mutlu oluyorum

especially after watching my videos,

although that's not the important part.

ama önemli olan bu değil.

I just like hearing when people study

İnsanların ders çalışıp

and they work hard and they do well.

çok çalıştıklarını ve başarılı olduklarını duymak hoşuma gidiyor.

I was going to show you this tree today,

Bugün size bu ağacı gösterecektim

because just a few minutes ago,

çünkü daha birkaç dakika önce

the leaves were falling off in droves.

yapraklar sürüler halinde dökülüyordu.

Did I teach that phrase yet? In droves.

Bu cümleyi öğrettim mi? sürüler halinde.

Man, it is really sunny today.

Dostum, bugün gerçekten güneşli.

I'm going to move over this way,

Bu tarafa geçeceğim,

so I could show you a different angle.

böylece size farklı bir açıdan gösterebilirim.

But it stopped.

Ama durdu.

Maybe if you go back in the video

Belki

at the beginning of this lesson,

bu dersin başındaki videoya geri dönerseniz,

you'll be able to see the leaves falling off like crazy.

yaprakların deli gibi döküldüğünü görebileceksiniz.

And I joked the other day, let me spin you around.

Ve geçen gün şaka yaptım, seni döndürmeme izin ver.

I joked the other day that we don't rake our leaves,

Geçen gün yapraklarımızı tırmıklamayız diye şaka yapmıştım

but I think there might be too many leaves here.

ama sanırım burada çok fazla yaprak olabilir.

I think, now the leaves are falling off.

Sanırım şimdi yapraklar dökülüyor.

I think I might have to rake these leaves up.

Sanırım bu yaprakları tırmıkla toplamam gerekebilir.

I think there might just be too many of them on the ground.

Yerde onlardan çok fazla olabileceğini düşünüyorum.

Anyways, I was also curious to know

Her neyse, aranızda bunun olduğu bir yerde yaşayan var mı diye de merak ediyordum

if any of you live somewhere where this happens.

.

I know this is not unique to Canada,

Bunun Kanada'ya özgü olmadığını biliyorum

but I also know that some of you live in countries

ama bazılarınızın

where leaves don't fall off the trees in the fall like this,

sonbaharda ağaçlardan yaprakların bu şekilde düşmediği ülkelerde yaşadığınızı

and you don't get to experience this incredible beauty.

ve bu inanılmaz güzelliği deneyimleyemediğinizi de biliyorum.

You don't get to see trees, if I spin you around again,

Ağaçları göremezsiniz, sizi tekrar döndürürsem,

you can see that the trees

ağaçların

are all starting to have a nice hue of orange.

hepsinin güzel bir turuncu tonu almaya başladığını görebilirsiniz.

Anyways, thanks for watching this short English lesson

Her neyse, bu kısa İngilizce dersini izlediğiniz

and listening to me talk about fall again. See ya.

ve sonbahar hakkında tekrar konuşmamı dinlediğiniz için teşekkürler. Görüşürüz.