Learn the English Phrases "a split second" and "to split up"

In this English lesson I wanted to help you learn the English phrase a split second.

Bu İngilizce dersinde, İngilizce ifadeyi anında öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

When something happens in a split second, it means it happens in less than a second.

Bir şey bir saniyede oluyorsa, bir saniyeden daha kısa sürede oluyor demektir.

It happens instantly.

Anında olur.

It takes hardly any time at all.

Neredeyse hiç zaman almıyor.

The other night I had to hit my brakes in a split second

Geçen gece, önümde yolda bir geyik koştuğu için bir saniyede frene basmak zorunda kaldım

because a deer ran out on the road in front of me.

.

That happens sometimes in this part of Canada, so I hit my brakes in a split second.

Bu bazen Kanada'nın bu bölgesinde oluyor, bu yüzden bir anda frenlerime bastım.

My foot went from the floor of the van to the brake pedal in a split second.

Ayağım minibüsün zemininden bir saniyede fren pedalına gitti.

It went immediately like no time passed at all.

Hiç zaman geçmemiş gibi anında gitti.

It was definitely less than a second.

Kesinlikle bir saniyeden azdı.

I don't usually move that fast, but in situations like that,

Normalde o kadar hızlı hareket etmem ama böyle durumlarda

you need to react in a split second.

bir saniye içinde tepki vermen gerekir. Bugün size

The second phrase I wanted to teach you today is the phrase to split up.

öğretmek istediğim ikinci cümle, ayrılma sözü.

Now you can use this to talk about dividing something up.

Şimdi bunu bir şeyi bölmekten bahsetmek için kullanabilirsiniz.

If I had ten candies and I split up

On tane şekerim olsa ve

the candies among my children, I would give each of them two.

çocuklarıma bölüştürsem, her birine ikişer tane verirdim.

I would put the ten candies on the table

On şekeri masaya koyar,

and make little piles of two, and I would give each kid two candies.

ikişerli küçük yığınlar yapardım ve her çocuğa iki şeker verirdim.

You can also use this to talk about relationships.

Bunu ilişkiler hakkında konuşmak için de kullanabilirsiniz.

Sometimes people will split up.

Bazen insanlar ayrılacak.

Sometimes Frank and Kim have a relationship

Bazen Frank ve Kim, işlerin iyi gitmediği bir ilişki yaşarlar

where things aren't going well and they decide that they want to split up.

ve ayrılmaya karar verirler.

This means that they are no longer together.

Bu, artık birlikte olmadıkları anlamına gelir.

They have gone their separate ways.

Kendi yollarına gittiler.

So again, to review when something happens in a split second, it happens immediately.

Yani yine, bir şeyin ne zaman olduğunu gözden geçirmek için, bir saniyede olur, hemen olur.

It happens very, very quickly.

Çok, çok çabuk olur.

And when somebody splits something up, it means they divide them up like candies.

Ve birisi bir şeyi böldüğünde, bu onu şeker gibi böldüğü anlamına gelir.

And if two people split up, it means they are no longer in a relationship.

Ve eğer iki kişi ayrılırsa, artık bir ilişki içinde değiller demektir.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Mohd Ags, and my response is pretty long, so this might take a while.

Bu yorum Mohd Ags'tan ve cevabım oldukça uzun, bu yüzden biraz zaman alabilir.

I'll try to read clearly and quickly.

Anlaşılır ve hızlı okumaya çalışacağım.

Mohd says, I really like learning useful phrases like to make a day of it

Mohd, "Bir günü göründüğü kadar basit hale getirmek gibi yararlı ifadeler öğrenmeyi gerçekten seviyorum

as simple as it might seem, you will most likely only hear native speakers

, büyük ihtimalle bunu yalnızca anadili

use it because advanced English learners are busy learning some odd

İngilizce olanların kullandığını duyacaksınız çünkü ileri düzey İngilizce öğrenenler

fancy words like obfuscate and elephantine.

obfuscate ve filli gibi bazı tuhaf süslü sözcükleri öğrenmekle meşguller" diyor.

Thank you, Mr. Bob.

Teşekkürler, Bay Bob.

And my response again, kind of long sorry.

Ve cevabım tekrar, biraz uzun özür dilerim.

Honestly, sometimes I don't know what to think about the advanced

Dürüst olmak gerekirse, bazen

English lessons some of the other YouTube teachers create.

diğer bazı YouTube öğretmenlerinin oluşturduğu ileri düzey İngilizce dersleri hakkında ne düşüneceğimi bilemiyorum.

I'm not one to speak badly of others, so I don't really talk about it much,

Başkaları hakkında kötü konuşacak biri değilimdir, bu yüzden bu konuda pek konuşmam

but sometimes they teach words that simply aren't used very often at all.

ama bazen çok sık kullanılmayan kelimeler öğretirler.

I think it might be time for me to statistically analyze what I hear

Sanırım

every day in the English speaking world.

İngilizce konuşulan dünyada her gün duyduklarımı istatistiksel olarak analiz etmenin zamanı geldi.

Sometimes simple isn't just better.

Bazen basit sadece daha iyi değildir. Kelimenin

It's literally the most common and correct.

tam anlamıyla en yaygın ve doğru olanıdır.

So again, I don't like, thanks Mohd for the comment,

Bu yüzden tekrar sevmiyorum, yorum için teşekkürler Mohd,

I don't like to speak negatively of what other teachers do.

diğer öğretmenlerin yaptıkları hakkında olumsuz konuşmaktan hoşlanmıyorum.

I think everyone does a great job.

Bence herkes harika bir iş çıkarıyor.

Everyone has their own approach.

Herkesin kendi yaklaşımı vardır.

But sometimes I do think

Ama bazen öğretilmekte olan

some of the advanced

bazı ileri düzey

vocabulary being taught isn't very common at all.

kelimelerin hiç de yaygın olmadığını düşünüyorum.

I think you're better off learning the more common vocabulary

Bence daha yaygın olan kelimeleri öğrenip

and then focusing on vocabulary that has clearly been labeled

ardından

as important for like an IELTS test or another English test.

bir IELTS sınavı veya başka bir İngilizce sınavı için önemli olduğu açıkça belirtilmiş kelimelere odaklanmak daha iyi.

That can kind of be a really cool way to know

Bu, öğrenmekte olduğun ileri düzey kelime dağarcığının önemli olup olmadığını anlamanın gerçekten harika bir yolu olabilir

if the advanced vocabulary you're learning is important.

.

But yeah, sometimes I'm not sure there are words like I can't even think of some.

Ama evet, bazen aklıma bile gelmeyecek kelimeler olduğundan emin değilim .

There are words.

kelimeler var.

Sometimes people will ask me in a live stream and I'll say,

Bazen insanlar canlı yayında bana sorarlar ve ben de "Biliyor

You know, I don't think I've ever used that word.

musun, o kelimeyi hiç kullanmadım," diyeceğim.

I might have read that word somewhere, but I don't know if I've ever used it.

Bu kelimeyi bir yerlerde okumuş olabilirim ama hiç kullandım mı bilmiyorum.

So learn to be fluent with all of the simple vocabulary

Bu nedenle, tüm basit sözcüklerde akıcı olmayı öğrenin

and then slowly build from there by listening to what actual English speakers use.

ve ardından gerçek İngilizce konuşanların kullandıklarını dinleyerek oradan yavaş yavaş geliştirin .

Hey, North America’s a funny place.

Hey, Kuzey Amerika komik bir yer.

So behind me is a storage area.

Yani arkamda bir depolama alanı var.

You can rent a little storage garage or storage

area here for all of your extra stuff.

Tüm ekstra eşyalarınız için burada küçük bir garaj veya depolama alanı kiralayabilirsiniz.

Some people in North America have too much stuff.

Kuzey Amerika'daki bazı insanların çok fazla eşyası var.

I don't know what's wrong with us.

Bize ne olduğunu bilmiyorum. Daha

I think we need to live simpler lives and have less.

basit hayatlar yaşamamız ve daha azına sahip olmamız gerektiğini düşünüyorum.

But if you have too much stuff, you can rent a little spot here

Ama çok fazla eşyanız varsa burada küçük bir yer kiralayabilir

and keep some of your stuff there.

ve eşyalarınızın bir kısmını orada tutabilirsiniz.

Anyways, thanks for watching. Hoping you're having a good day.

Her neyse, izlediğiniz için teşekkürler. Umarım iyi bir gün geçiriyorsundur.

I'll see you in another couple of days with a little English lesson. Bye.

Birkaç gün sonra biraz İngilizce dersi ile görüşürüz. Hoşçakal.