Learn the English Phrases I CAN'T STAND IT and STAND A CHANCE - An English Lesson with Subtitles

So today I wanted to help you learn the English phrase

Bu yüzden bugün,

I can't stand it.

I can't stand it İngilizce ifadesini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

This is a phrase that we use when we don't like something.

Bu, bir şeyi beğenmediğimizde kullandığımız bir sözdür.

Maybe you don't like cake.

Belki pasta sevmiyorsundur.

I'm sure there's some people in the world

Eminim dünyada pastayı sevmeyen bazı insanlar vardır

that don't like cake,

and if someone said to you,

ve biri size

"Hey, would you like a piece of cake,"

"Hey, bir parça pasta ister misin" derse

you could say, "No, ah, I don't like cake.

, "Hayır, ah, sevmiyorum" diyebilirsiniz. pasta.

"I can't stand it."

"Dayanamıyorum."

So when you say "I can't stand it,"

Yani "Dayanamıyorum" dediğinizde, bu bir

it kind of emphasizes the fact that you don't like cake.

nevi pasta sevmediğinizi vurguluyor.

You could also use this for people.

Bunu insanlar için de kullanabilirsiniz.

If someone said, "Oh, Joe is coming over,"

Biri dese ki, "Oh, Joe geliyor"

you could say, "Aw, really?

diyebilirsiniz, "Aw, gerçekten mi?

"I can't stand him."

"Ona katlanamıyorum."

It's not a nice thing to say,

Söylemesi hoş bir şey değil

but if that's how you feel about Joe,

ama Joe hakkında böyle hissediyorsan

that's one way that you could express that you dislike him.

ondan hoşlanmadığını ifade etmenin bir yolu bu.

You could say, "Aw, I can't stand him.

"Ona katlanamıyorum" diyebilirsiniz.

"He's so annoying when he talks."

So if you want to say you don't like something,

you can say, "I can't stand it."

If you want to say that you don't like someone,

Birinden hoşlanmadığını söylemek istersin

you could say that you can't stand them.

dayanamıyorum diyebilirsin

I'm having trouble talking today.

bugün konuşmakta zorlanıyorum

And that would be saying that you dislike them or it.

bu onu sevmediğini söylemek olur ben

I also wanted to talk today about another phrase

de bugün ondan bahsetmek istedim

with the word stand in it,

içinde stand kelimesinin olduğu başka bir deyim,

and that's the phrase stand a chance.

ve bu da bir şansa sahip olma deyimi.

When we use this phrase, we are asking,

Bu deyimi kullandığımızda soruyoruz,

usually asking someone if they think that

genellikle birine

something might happen.

bir şeyin olabileceğini düşünüp düşünmediklerini soruyoruz.

So let's say there's someone you really like,

O halde diyelim ki gerçekten hoşlandığınız biri var

and you want to ask them out on a date.

ve siz de onu istiyorsunuz. Onlara çıkma teklif etmek için

You could say to a friend,

Bir arkadaşınıza şöyle diyebilirsiniz:

"I want to ask to this guy or this girl.

"Bu adama veya bu kıza sormak istiyorum.

"Do you think I stand a chance?"

"Bir şansım olduğunu düşünüyor musun?"

And what you're asking there is,

Ve orada sorduğun şey,

"Do you think they will say yes if I ask them out?"

" Onlara çıkma teklif edersem evet diyeceklerini düşünüyor musun?"

You could say, "Oh, I'm gonna buy a lottery ticket.

Diyebilirsiniz ki, "Ah, bir piyango bileti alacağım.

"Do you think I stand a chance of winning?"

" Kazanma şansım olduğunu düşünüyor musun?"

And so basically what you're asking is,

Ve temel olarak soruyorsun,

"Do you think, if I bought a lottery ticket,

"Sence, bir piyango bileti alsaydım,

"that I might win the lottery."

"piyangoyu kazanabilmem için."

So again, if you say, "I can't stand it,"

Yani yine, "Dayanamıyorum" derseniz,

it means you don't like something,

bu bir şeyden hoşlanmadığınız anlamına gelir

and if you ask someone if they think you stand a chance,

ve birine şansınız olup olmadığını sorarsanız,

you're asking if they think something might happen.

bir şeyin olabileceğini düşünüp düşünmediklerini soruyorsunuz demektir.

Anyways, it's Bob the Canadian here.

Her neyse, burada Kanadalı Bob var.

Hope you're having a good day.

Umarım iyi bir gün geçiriyorsundur.

It's a beautiful day here in Canada.

Kanada'da güzel bir gün.

I hope it is where you are, too.

Umarım senin de olduğun yerdedir.

Bye.

Hoşçakal.