Learn the English Phrases I'VE HAD IT! and TO HAVE IT OUT WITH SOMEONE

In this English lesson I wanted to help you

Bu İngilizce dersinde

learn the English phrase, I've had it!

İngilizce cümleyi öğrenmenize yardımcı olmak istedim, anladım!

Now simply used, this simply means

Şimdi basitçe kullanılır, bu sadece

that you have had something.

bir şeye sahip olduğunuz anlamına gelir.

If someone says, have you had pizza?

Birisi derse, pizza yedin mi?

You could say I've had it and I liked it.

Aldım ve beğendim diyebilirsiniz.

But we also use this phrase to describe a situation,

Ancak bu ifadeyi,

when you want something to stop.

bir şeyin durmasını istediğiniz bir durumu anlatmak için de kullanırız.

It's been raining a lot here lately,

Son zamanlarda burada çok yağmur yağıyor,

you can maybe see some puddles on the ground there

belki orada yerde su birikintileri görebilirsin

and I've had it.

ve bende de var.

I've had it with all the rain we've been having.

Sahip olduğumuz tüm yağmurlarla yaşadım.

That means that I wish it would stop.

Bu, durmasını dilediğim anlamına gelir.

Sometimes I use this phrase in the classroom too.

Bazen bu cümleyi sınıfta da kullanırım.

When students are talking too much, I can say, hey,

Öğrenciler çok fazla konuştuklarında, şunu söyleyebilirim, hey,

I've had it with all of the talking there

in the back of the room, please stop.

odanın arka tarafındaki tüm konuşmalardan bıktım, lütfen durun.

So, in English when you say I've had it,

Yani, İngilizce'de sahip olduğumu söylediğinizde,

it means you want something to stop.

bu bir şeyin durmasını istediğiniz anlamına gelir.

I've certainly had it with all this rain.

Tüm bu yağmurda kesinlikle yaşadım. Burası

It's just way too wet out here, it's gotta stop soon

çok ıslak , yakında durmalı

or it's not going to be a very nice rest of the fall.

yoksa sonbaharın geri kalanı pek güzel olmayacak. Bugün size öğretmek

The second phrase I wanted to teach you today is the phrase

istediğim ikinci cümle,

to have it out with someone.

biriyle tartışmak ifadesidir.

When you have it out with someone,

Biriyle tartıştığınızda,

it means that you're annoyed with someone about something

bu, birine bir konuda kızdığınız anlamına gelir

and maybe they're annoyed with you about something,

ve belki o da size bir konuda kızmıştır

and eventually you argue about it

ve sonunda bu konuda tartışırsınız

or you discuss it strongly would be a good word.

veya şiddetle tartışırsınız, iyi bir kelime olur.

When you have it out with someone,

Biriyle tartıştığınızda,

it usually means that there's a little bit of arguing,

bu genellikle biraz tartışmanın olduğu anlamına gelir,

maybe some yelling involved as well.

belki biraz bağırmak da işin içindedir.

Maybe my sister is doing something regularly that annoys me

Belki kız kardeşim düzenli olarak beni rahatsız eden bir şey yapıyor

and I don't want to say anything,

ve ben bir şey söylemek istemiyorum

but eventually I want to have it out with her.

ama sonunda onunla bunu yapmak istiyorum. Beni sinirlendiren

I'm going to tell her what she's doing that's annoying me,

ne yaptığını ona söyleyeceğim

and we're going to have a conversation about it.

ve bunun hakkında konuşacağız.

And hopefully after we argue and fight a little bit,

Ve umarım biraz tartışıp kavga ettikten sonra

we come to a resolution.

bir çözüme varırız.

By the way, I don't really actually fight with my sisters

Bu arada, aslında kız kardeşlerimle gerçekten kavga etmiyorum,

they're very nice people,

onlar çok iyi insanlar

and that was just an example.

ve bu sadece bir örnekti.

Anyways, to review when you say I've had it,

Her neyse, bende oldu dediğinde gözden geçirmek,

it simply means that you are done with something,

basitçe bir şeyle işin bittiği,

you want something to stop.

bir şeyin durmasını istediğin anlamına gelir.

My example was that I've had it with all this rain

Örneğim, bunca yağmurla başıma geldi,

I hope it stops soon.

umarım yakında durur.

And then when you have it out with someone,

Ve sonra birisiyle aranız açık olduğunda,

it means that you argue with them, you fight with them.

bu onlarla tartıştığınız , onlarla kavga ettiğiniz anlamına gelir.

You talk about whatever the two of you

İkinizin

have been disagreeing about,

üzerinde anlaşmazlığa düştüğünüz şey hakkında konuşursunuz, bunu

you just have it out with them

onlarla tartışırsınız

and then hopefully you resolve it.

ve umarım çözersiniz.

Hey, let's look at a comment from a previous video.

Hey, bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Mat, and the comment is this.

Bu yorum Mat'tan ve yorum da bu.

Oscar thinking, I can't be bothered

Oscar,

to say hello to everyone.

herkese merhaba demekle uğraşamayacağım diye düşündü.

This is from the video a couple of days ago,

Bu,

where Oscar was kind of grouchy

Oscar'ın biraz huysuz olduğu

and sitting on the picnic table.

ve piknik masasında oturduğu birkaç gün önceki videodan.

My response, he's like that sometimes

Cevabım, bazen

when I'm out with the camera.

kamerayla dışarı çıktığımda böyle oluyor. Ne

He does the same thing whenever someone has a camera

zaman birinin kamerası olsa aynı şeyi yapıyor

and tries to take a picture of him.

ve onun fotoğrafını çekmeye çalışıyor.

He does not like the camera at all.

Kamerayı hiç sevmiyor.

So Oscar is a unique dog.

Yani Oscar eşsiz bir köpektir.

He, well, maybe there's other dogs like this as well,

O, belki bunun gibi başka köpekler de vardır,

but he certainly does not enjoy the camera.

ama kesinlikle kameradan hoşlanmıyor.

The camera when I bring out my video camera,

Kamera Video kameramı çıkardığımda,

when any of my kids try to take a picture of him,

çocuklarımdan herhangi biri onun fotoğrafını çekmeye çalıştığında,

he usually tries to hide or he goes away

genellikle saklanmaya çalışıyor ya da uzaklaşıyor

or he acts a little bit grouchy.

ya da biraz huysuz davranıyor.

Now, the other day he was acting that way

Şimdi, geçen gün öyle davranıyordu

because Jen was on her way to market.

çünkü Jen pazara gidiyordu.

And he knows when Jen is leaving,

Ve Jen'in ne zaman ayrılacağını biliyor

and that makes him really really sad,

ve bu onu gerçekten çok üzüyor.

Hey, it's Thanksgiving weekend here in Canada.

Hey, burada, Kanada'da Şükran Günü hafta sonu.

I'm actually filming this video, let me spin you around.

Aslında bu videoyu çekiyorum, sizi biraz döndüreyim.

I'm actually filming this video on a Saturday afternoon.

Aslında bu videoyu bir Cumartesi öğleden sonra çekiyorum.

I'm filming it a little bit early

Biraz erken çekiyorum

because I wanna spend some time with family later today

çünkü bugün daha sonra

and later this weekend.

And I just wanted to show you some of the bouquets

ve bu hafta sonu ailemle biraz zaman geçirmek istiyorum.

Ben de size

that Jen has for sale out here on the wagon.

Jen'in burada vagonda sattığı buketlerden bazılarını göstermek istedim.

You can see that they are all nicely designed

Hepsinin

using fall colors.

sonbahar renkleri kullanılarak güzelce tasarlandığını görebilirsiniz.

Fall colors are any colors that are dark

Sonbahar renkleri koyu olan herhangi bir renktir,

are burgundies and other types of colors.

bordo ve diğer renk türleridir.

And you can see, we put these little flags up to try

Ve gördüğünüz gibi, bu küçük bayrakları

and attract people to pull in and to buy some flowers.

insanları çekmeye ve biraz çiçek almaya çekmeye çalışıyoruz.

Sales have been pretty good this weekend,

Satışlar bu hafta sonu oldukça iyiydi,

but they could be better.

ancak daha iyi olabilirdi.

Hopefully they get better over the next little while

Umarım

as the rest of this afternoon goes by.

bu öğleden sonranın geri kalanı geçtikçe önümüzdeki kısa sürede daha iyi olurlar.

Anyways thanks for watching, happy Thanksgiving.

Her neyse, izlediğiniz için teşekkürler, Şükran gününüz kutlu olsun.

It's Thanksgiving day here,

Burada Şükran Günü,

October 11th, Monday, October 11th.

11 Ekim Pazartesi, 11 Ekim.

The day you're watching this

Bunu izlediğiniz gün

is probably Thanksgiving day here in Canada.

muhtemelen burada, Kanada'da Şükran Günü'dür.

I'm thankful for all of you.

Hepinize minnettarım.

Thanks for watching, have a great day.

İzlediğiniz için teşekkürler, iyi günler.

Bye.

Hoşçakal.