How to Pronounce the MOST Common English Words | Say Them NATURALLY!

Well hey there I'm Emma from mmmEnglish!

Merhaba, ben mmmEnglish'den Emma!

Today I've got twenty of the most common English words

Bugün en sık kullanılan yirmi İngilizce kelimeyi

to share with you. I'm going to show you

sizinle paylaşacağım. Size

how to pronounce them correctly but even better

bunları nasıl doğru telaffuz edeceğinizi göstereceğim ama daha da iyisi

how to actually pronounce these words naturally.

bu kelimeleri doğal bir şekilde nasıl telaffuz edeceğinizi göstereceğim.

This will help you to understand fast-talking native speakers but

Bu, hızlı konuşan anadili konuşanları anlamanıza yardımcı olurken

also help you to sound more relaxed

aynı zamanda

as you begin to speak English more fluently.

İngilizce'yi daha akıcı bir şekilde konuşmaya başladıkça daha rahat konuşmanıza da yardımcı olur.

My main focus today is to give you lots of practice

Bugünkü ana odak noktam sana bolca pratik yapmak,

so don't just watch this lesson okay?

bu yüzden bu dersi sadece izleme tamam mı?

I want you to practise out loud with me.

Benimle yüksek sesle pratik yapmanı istiyorum.

And if you'd like to take everything that you learned from today's

Bugünkü dersten öğrendiğiniz her şeyi alıp

lesson and practise regularly with other people

diğer insanlarla düzenli olarak pratik yapmak istiyorsanız

then I really encourage you to check out Lingoda, one of the world's

o zaman dünyanın

best online language schools. Anyone who watches this channel

en iyi çevrimiçi dil okullarından biri olan Lingoda'ya göz atmanızı gerçekten tavsiye ederim. Bu kanalı izleyen herkes

knows that I'm a huge fan of Lingoda

Lingoda'nın büyük bir hayranı olduğumu bilir

and in case you haven't already noticed,

ve muhtemelen henüz fark etmemişsinizdir,

they have a new look and I like it.

yeni bir görünümleri var ve hoşuma gitti. Bunu

To celebrate, Lingoda have just introduced a range of new quizzes

kutlamak için Lingoda, sınıfta değilken bile öğrenmeye devam edebilmeniz için derslerine bir dizi yeni kısa sınav

and extra homework to their lessons

ve ekstra ev ödevi ekledi

so that you can keep learning even when you're not in class.

.

As a teacher, one of the main reasons I recommend Lingoda

Bir öğretmen olarak, Lingoda'yı öğrencilerime tavsiye etmemin ana nedenlerinden biri,

to my students is because they offer an easy to follow

structured path to reaching virtually any language certification.

neredeyse tüm dil sertifikalarına ulaşmak için izlemesi kolay, yapılandırılmış bir yol sunmalarıdır.

And even if you simply want to improve your conversation skills,

Ve sadece konuşma becerilerinizi geliştirmek isteseniz bile, ihtiyacınız olan pratiği yapmanıza yardımcı olmak için

Lingoda small group classes are available twenty-four hours a day

haftada yedi gün yirmi dört saat Lingoda küçük grup sınıfları mevcuttur

seven days a week to help you get the practice that you need.

. Bir

The next Lingoda Sprint is just around the corner too.

sonraki Lingoda Sprint de çok yakında.

This is a twelve week challenge designed to boost your language

Bu, dil becerilerinizi geliştirmek için tasarlanmış on iki haftalık bir görevdir

skills and if you complete it

ve bunu tamamlarsanız

you can get up to a hundred percent of your payment back

ödemenizin yüzde yüzüne kadar geri alabilirsiniz ki bu

which is crazy good!

çok iyi!

I share more details about all of that up here in this video

Bu videoda bunların tümü hakkında daha fazla ayrıntı paylaşıyorum,

but if you're not quite ready to jump in and take this Sprint,

ancak bu Sprint'e atlayıp atlamaya tam olarak hazır değilseniz,

Lingoda offer lots of different options to suit your learning goals  

Lingoda öğrenme hedeflerinize   ve uygunluk durumunuza uyacak birçok farklı seçenek sunar.

and your availability including the chance to experience

their classes for seven days

yedi gün boyunca

absolutely free

tamamen ücretsiz

and that's all before you commit to regular study with them.

ve siz onlarla düzenli olarak çalışmaya başlamadan önce hepsi bu kadar.

If this sounds like something you're interested in

Bu, ilginizi çekecek bir şeye benziyorsa

then make sure you check out the link in the description below.

aşağıdaki açıklamadaki bağlantıyı kontrol ettiğinizden emin olun.

I will put the link to their Instagram feed down there too

Instagram akışlarının bağlantısını da oraya koyacağım

because there's lots of student success stories there

çünkü orada çok sayıda öğrenci başarı öyküsü var

and they're always great to read

ve bunları okumak her zaman harikadır

and if you do decide to jump in and start the Sprint,

ve atlayıp Sprint'i başlatmaya karar verirseniz,

make sure you use this code right here

bu kodu tam burada kullandığınızdan emin olun.

which will give you a discount at the checkout.

kasada size bir indirim verecektir.

And if you're already a student of Lingoda, make sure you let me

Zaten bir Lingoda öğrencisiyseniz,

know how your classes are going down in the comments below.

aşağıdaki yorumlarda sınıflarınızın nasıl gittiğini bana bildirdiğinizden emin olun.

The most common words in English are grammatical words,

İngilizce'deki en yaygın kelimeler gramer kelimeleridir,

they're articles, they're prepositions, they're pronouns

bunlar makalelerdir, edatlardır, zamirlerdir

and even some really simple verbs that we use every day.

ve hatta her gün kullandığımız gerçekten basit bazı fiillerdir.

And because they're so common and they get used so often,

Çok yaygın olduklarından ve çok sık kullanıldıklarından,

native English speakers will use them really quickly and efficiently

anadili İngilizce olan kişiler biz konuşurken bunları gerçekten hızlı ve verimli bir şekilde kullanacaklardır;

as we speak which means that the pronunciation of the word

bu da,

that you learn in a dictionary or from your teacher at school 

bir sözlükte veya okuldaki öğretmeninizden öğrendiğiniz kelimenin telaffuzunun

may not be what it truly sounds like

farklı olabileceği anlamına gelir.

when a native English speaker actually speaks it.

anadili İngilizce olan biri gerçekten konuştuğunda gerçekten kulağa nasıl geliyor. Bu

So today we'll talk about stressed and unstressed forms,

nedenle, bugün vurgulu ve vurgusuz formlar,

linking and contractions. These are all really important aspects

bağlantı ve kasılmalar hakkında konuşacağız. Bunların hepsi,

of English pronunciation that you need to understand

İngilizce'yi

if you want to use English fluently.

akıcı bir şekilde kullanmak istiyorsanız anlamanız gereken, İngilizce telaffuzun gerçekten önemli yönleridir.

I'm going to share them in no particular order,

Bunları belirli bir sırayla paylaşacağım

mostly because it's really difficult to know which one of these

çünkü çoğunlukla bu

words is actually the most common. They are all extremely

kelimelerden hangisinin en yaygın olduğunu bilmek gerçekten zor. Hepsi son derece

common and they probably jostle around

yaygındır ve muhtemelen bir

for the number one position.

numaralı pozisyon için itişip kakışırlar.

Of course, I will be sharing all of these words in my accent,

Tabii ki, tüm bu kelimeleri kendi aksanımda, yani

my Australian English accent.

Avustralya İngilizcesi aksanımda paylaşacağım.

There are some slight variations in the way that these words are

Bu kelimelerin

pronounced across English accents,

İngilizce aksanlarda telaffuz edilme biçiminde bazı küçük farklılıklar olsa

though lots of similarities as well.

da pek çok benzerlik vardır.

Starting at number twenty. Sometimes you'll hear this word

Yirmi numaradan başlayarak. Bazen bu kelimeyi o

stressed as at with that strong vowel sound.

güçlü sesli harfle olduğu gibi vurgulu olarak duyarsınız.

You need to be here at three o'clock.

Saat üçte burada olman gerekiyor.

So when we're stressing at, we're emphasising and making

Bu nedenle, vurguladığımızda, anlamı vurguluyor ve

the meaning stronger.

güçlendiriyoruz.

You need to be here exactly at three o'clock.

Saat tam üçte burada olman gerekiyor.

Not before, not after, at three.

Ne önce, ne sonra, üçte.

But most of the time when you hear this word it's not stressed

Ancak bu kelimeyi duyduğunuzda çoğu zaman vurgulu değildir

and the vowel sound reduces down to become that reduced

ve sesli harf azalır ve o indirgenmiş

vowel sound, the schwa.

ünlü ses olan schwa'ya dönüşür. Seninle

I'll meet you at the car.

arabada buluşurum.

I'll pick you up at eight.

Seni sekizde alırım. Senin

Your turn.

sıran.

Now we have the verb do. Now of course, it conjugates doesn't it?

Şimdi elimizde do fiili var. Şimdi tabii ki eşlenik değil mi?

It can be do or does depending on the subject

Konuya bağlı olarak yapabilir veya yapabilir,

so what you need to remember is that when do is the main verb

yani hatırlamanız gereken şey, do bir cümlede ana fiil olduğunda

in a sentence, it's usually stressed and it has that vowel sound.

, genellikle vurguludur ve sesli harfe sahiptir.

I do it often.

sık sık yaparım

But as an auxiliary verb, if it's helping the main verb in a sentence

Ancak yardımcı fiil olarak, bir cümlede ana fiile yardımcı oluyorsa,

then it usually reduces down so do becomes

genellikle azalır, bu nedenle do,

Do you want to come?

gelmek istiyor musunuz? Senin

Your turn.

sıran.

Does she need to see it?

Görmesi gerekiyor mu?

Try it.

Dene.

So as a pronoun, you can be stressed especially when you need to

Yani bir zamir olarak, özellikle

clarify who you're talking to or who you're talking about.

kiminle konuştuğunuzu veya kimin hakkında konuştuğunuzu netleştirmeniz gerektiğinde vurgulanabilirsiniz. Sana

I didn't ask you, I asked her.

sormadım, ona sordum.

So that's when we hear it really strong

İşte o zaman onu gerçekten güçlü bir şekilde duyarız.

But most of the time when you hear this word, you just hear

Ama çoğu zaman bu kelimeyi duyduğunuzda, sadece duyarsınız

Do you know who did it?

Kimin yaptığını biliyor musunuz? Seninle

I'll meet you there.

orada buluşacağım. Senin

Your turn.

sıran.

As can be stressed. I guess it didn't take as long as last time

gibi vurgulanabilir. Geçen seferki kadar uzun sürmedi sanırım

but usually, it's an unstressed word and it sounds a little more like

ama genellikle vurgusuz bir kelimedir ve kulağa biraz daha benzer gelir

Again we're using that schwa sound

for the unstressed vowel sound.

.

It wasn't as hard as I thought it would be.

Düşündüğüm kadar zor değildi.

One pronunciation pattern to look for but more importantly

Aranacak ancak daha da önemlisi dinlenecek bir telaffuz kalıbı,

to listen for is the way that words that start with a vowel sound

sesli harfle başlayan kelimelerin doğal bir şekilde

often link to the last sound of the word before it when spoken

söylendiğinde genellikle kelimenin kendisinden önceki son sesiyle bağlantı kurma şeklidir

naturally. Now as starts with a vowel sound so this is the perfect

. Şimdi as bir sesli harfle başlıyor, bu yüzden

time to mention it and to show you how it works.

ondan bahsetmenin ve size nasıl çalıştığını göstermenin tam zamanı.

It wasn't as hard as I thought.

Düşündüğüm kadar zor olmadı.

Now pronouns, grammatical words that start with the letter H

Şimdi zamirler,

like he, him, her. We can even include have and has.

he, o, her gibi H harfiyle başlayan gramer sözcükleri. Have ve has'ı bile dahil edebiliriz. Hızlı konuşurken

They're often pronounced without the H sound

genellikle H sesi olmadan telaffuz edilirler

when we're speaking quickly.

.

Does he want to come?

O gelmek istiyor mu?

Try it.

Dene.

I'll ask him if you want.

İstersen ona sorarım.

But you've got to remember, if you're using this reduced form

Ancak, bu küçültülmüş formu kullanıyorsanız

and you're not pronouncing the H

ve H'yi telaffuz etmiyorsanız,

you must be linking this word to the one before it okay? You can't

bu kelimeyi ondan önceki kelimeyle ilişkilendirmelisiniz, tamam mı?

drop the H sound when it's the first word in a sentence and say

Cümledeki ilk kelime olduğunda H sesini bırakıp

really liked the party.

partiyi gerçekten beğendiğinizi söyleyemezsiniz.

You have to pronounce that H.

H.'nin

He really liked the party.

partiyi gerçekten sevdiğini söylemelisin.

But you can drop it in the middle of a sentence.

Ancak bir cümlenin ortasında bırakabilirsiniz.

I want to buy her a car.

Ona bir araba almak istiyorum.

Try it.

Dene.

Now we have the verb have which is another very popular

Şimdi başka bir çok popüler

English verb so like do, we conjugate have

İngilizce fiil olan have fiilimiz var, yani do gibi,

depending on the subject.

konuya bağlı olarak have çekimini yaparız.

So sometimes it's has, in the past it's had.

Yani bazen olmuştur, geçmişte olmuştur.

And in all of those examples, we're using the strong vowel sound.

Ve tüm bu örneklerde güçlü sesli harfleri kullanıyoruz.

Now when have is the main verb in a sentence, it's stressed.

Artık have bir cümledeki ana fiil olduğunda vurguludur.

Though sometimes just like with those pronouns,

Bazen tıpkı bu zamirlerde olduğu gibi,

native speakers will drop that H sound

anadili İngilizce olan kişiler hızlı konuşurken bu H sesini çıkarırlar

when we're speaking quickly.

.

She has three dogs.

Üç köpeği var.

I have two.

İki taneye sahibim.

You probably know that have is an auxillary verb in all of the

Muhtemelen have 'in tüm mükemmel zamanlarda yardımcı bir fiil olduğunu biliyorsunuzdur, bu

perfect tenses which is why it's one of the most common

yüzden en yaygın

English verbs, we see it a lot.

İngilizce fiillerden biridir, onu çok görüyoruz.

And when it's spoken naturally, we often use contractions,

Ve doğal bir şekilde konuşulduğu zaman, genellikle kısaltmalar kullanırız,

so instead of saying I have, I've,

bu nedenle ben, ben, bizde

we have, we've,

, bizde,

he has, he's.

o var, o demek yerine.

But even as an auxiliary verb, it can be stressed especially

Ancak bir yardımcı fiil olarak bile, özellikle Hindistan'da bulunduğumu kolayca söyleyebilmem için

if we want to emphasise that something is true

bir şeyin doğru olduğunu vurgulamak istiyorsak vurgulanabilir

so I can easily say

I've been to India.

.

So it's unstressed there but what if someone said

Yani orada vurgusuz ama ya birisi

no you haven't.

hayır derse, sen yapmadın.

I have, I have been to India twice.

Ben iki kez Hindistan'a gittim.

Grammatically, but is used in several different ways.

Dilbilgisi açısından, ancak birkaç farklı şekilde kullanılır.

It can be stressed and you'll hear that strong vowel sound.

Vurgulu olabilir ve o güçlü ünlü sesini duyacaksınız.

I'll help you but I need a favour from you first.

Sana yardım edeceğim ama önce senden bir iyiliğe ihtiyacım var.

More often than not, but is unstressed and then

Çoğu zaman, ancak vurgulanmaz ve sonra

the pronunciation changes.

telaffuz değişir.

But I don't want to.

Ama istemiyorum.

They ate it, but they didn't like it.

Yediler ama beğenmediler.

Try it.

Dene.

Now this is an unusual one to include in this list because  

Şimdi bu, bu listeye dahil edilmesi alışılmadık bir durum çünkü

usually we stress negative forms in English.

genellikle İngilizce'de olumsuz biçimleri vurgularız.

I'm not hungry.

Aç değilim.

But the adverb not is usually almost always linked

Ancak not zarfı genellikle neredeyse her zaman

to the verb in spoken English. We say

İngilizce konuşulan fiil ile bağlantılıdır.

I don't like it.

Beğenmedim diyoruz.

We can't believe it.

İnanamıyoruz. Bu

So most of the time, not is not pronounced as not.

nedenle çoğu zaman not, not olarak telaffuz edilmez.

It's contracted and it sounds like

Sözleşmeli ve

can't, won't

yapamam,

haven't,

yapmayacağım,

hasn't,

yapmadım gibi geliyor,

For.

For.

It is quite unusual to hear this word pronounced as for

Bu kelimenin konuşma İngilizcesinde for olarak telaffuz edildiğini duymak oldukça sıra dışıdır,

in spoken English so when you hear for, we're usually referring

bu nedenle, kelimesini duyduğunuzda genellikle isme

to the noun, the number four.

, yani dört rakamına atıfta bulunuruz.

For is usually unstressed and again,

For genellikle vurgulanmaz ve yine

that vowel sound reduces down to the schwa. We hear

bu ünlü ses schwa'ya kadar azalır.

Nothing right?

Hiçbir şey duymuyoruz değil mi?

I bought this apple for you.

Bu elmayı senin için aldım.

Can you get one for me?

Benim için bir tane alabilir misin?

Try.

Denemek.

Ninety-nine per cent of the time you hear it being used in English,

İngilizce olarak kullanıldığını duyduğunuz zamanın yüzde doksan dokuzunda

it's unstressed

vurgusuzdur, bu

so when I said it just then, I stressed it so that you knew

yüzden tam o sırada söylediğimde

which word I was talking about but usually it sounds a lot more like

hangi kelimeden bahsettiğimi anlamanız için vurguladım, ancak genellikle daha çok Kulağa çok daha çok

It's that schwa sound again and we usually use a stop T

It's that schwa gibi geliyor tekrar ses ve biz genellikle sonunda bir stop T kullanırız,

at the end as well so no air is released.

böylece hava serbest kalmaz.

Instead of saying it, the air is caught by our tongue.

Bunu söylemek yerine, hava dilimiz tarafından yakalanır. Bir

It's caught there so that we can move on to the next word

sonraki kelimeye gerçekten hızlı bir şekilde geçebilmemiz için orada yakalandı

really quickly.

.

I want it now.

Onu şimdi istiyorum.

Get it out of the car.

Arabadan çıkarın.

Try it.

Dene.

Goodness there are actually lots of reduced forms in that one

Tanrım, aslında bunda pek çok indirgenmiş form var,

aren't there? Get it out of the car.

değil mi? Arabadan çıkar.

Now I've created a whole learning playlist that explains

Şimdi, konuşma İngilizcesinde kelimeleri birbirine bağlamanın farklı yollarını açıklayan eksiksiz bir öğrenme oynatma listesi oluşturdum.

the different ways that we link words together in spoken English

so if you haven't seen it yet, absolutely watch all of the videos

Bu nedenle, henüz izlemediyseniz bu oynatma listesindeki tüm videoları kesinlikle izleyin

up in this playlist and even if you have, it's the type of practice

ve izlediyseniz bile bu,

that you need to review, you need to come back to

gözden geçirmeniz gereken alıştırma türü varsa geri dönmeniz gerekir,

so it might be a good time to go back to those lessons and

böylece bu derslere geri dönmek ve İngilizce'de sesleri birbirine

remind yourself about those familiar ways that we link

bağlamak için kullandığımız tanıdık yolları kendinize hatırlatmak için iyi bir zaman olabilir

sounds together in English.

.

That can be stressed or unstressed, we say that

Bu vurgulu veya vurgusuz olabilir,

when it's stressed with that

bu

vowel sound so when it's used as a determiner to explain

sesli harfle vurgulandığında yani hangi belirli şeyden bahsettiğimizi açıklamak için belirleyici olarak kullanıldığında

which specific thing we're talking about

you'll hear it stressed because it needs to be clear.

net olması gerektiği için vurgulu olarak duyacağınızı söylüyoruz.

We'll say: not this one, that one.

Diyeceğiz: bu değil, bu.

And as an adverb it will probably also be stressed too. We'll say

Ve bir zarf olarak muhtemelen ayrıca vurgulanacaktır.

I'm not that hungry.

O kadar aç değilim diyeceğiz.

But when that is used as a conjunction and it's connecting two

Ancak bu bir bağlaç olarak kullanıldığında ve iki

clauses together, it's unstressed, it reduces down to

tümceyi birbirine bağlarken, vurgusuzdur,

It's that schwa sound again, the vowel sound reducing down

tekrar o schwa sesi, sesli harf bundan aşağıya inerek ona

from that to

I told her that I'd be there.

orada olacağımı söyledim'e indirgenir. Senin

Your turn.

sıran.

On. Here's another example of a grammatical word that starts with

Açık. Sesli harfle başlayan başka bir gramer kelimesi örneğini burada bulabilirsiniz.

a vowel sound so when it's said naturally, it's often linked

Bu nedenle, doğal bir şekilde söylendiğinde genellikle

to the word that comes before it.

kendisinden önce gelen kelimeyle bağlantılıdır.

It's on my computer.

Bilgisayarımda.

We'll go on Sunday.

Pazar günü gideceğiz.

Try it.

Dene.

The same rules apply for in, when we use it naturally

Aynı kurallar in için de geçerlidir, doğal olarak kullandığımızda

we need to focus on linking it to the sound that comes before it.

onu kendisinden önce gelen sesle ilişkilendirmeye odaklanmamız gerekir. Seninle

I'll meet you in there.

orada buluşacağım.

Try it.

Dene.

That extra linking sound between two vowels there

İki sesli harf arasındaki bu ekstra bağlantı sesi

is a bit of a pronunciation trick. Watch this lesson up here

biraz telaffuz hilesidir.

if you want to learn a little bit more about this type of linking.

Bu tür bağlantı hakkında biraz daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız bu dersi buradan izleyin.

Let's talk about the articles a and an because they are unstressed  

a ve a maddeleri hakkında konuşalım, çünkü bunlar

most of the time so usually when we want to stress and clarify

çoğu zaman vurgulanmamıştır, bu nedenle genellikle

to say that it's just one of something that we want, we say one.

bunun istediğimiz şeylerden biri olduğunu söylemek için vurgulamak ve netleştirmek istediğimizde, bir tane deriz.

So we don't say I'll have a carrot.

Bu yüzden havuç alacağım demeyiz.

We say I'll have one carrot please.

Bir havuç alayım lütfen diyoruz.

So most of the time, these articles are unstressed. We don't hear

Dolayısıyla çoğu zaman bu makaleler vurgulanmamıştır.

a and an, we just hear that reduced sound.

A ve an duymuyoruz, sadece o azaltılmış sesi duyuyoruz.

Can you take a break?

Mola verebilir misiniz?

It was an excellent event.

Mükemmel bir etkinlikti. Senin

Your turn.

sıran.

Now of course and must make our list of most commonly used

Şimdi elbette ve en sık kullanılan kelimeler listemizi yapmalıyız,

words right? When it's stressed, we say

değil mi? Vurgulu olduğunda

and but it becomes and unstressed.

ve deriz ama vurgusuz olur.

And often we drop that D sound at the end

Ve çoğu zaman sondaki o D sesini çıkarırız

and compare these with me. When we're stressing I would say

ve bunları benimle karşılaştırırız. Stres yaptığımızda,

You and me are going.

Sen ve ben gidiyoruz derdim.

And unstressed, you and me are going.

Ve stressiz, sen ve ben gidiyoruz.

You and me are going.

Sen ve ben gidiyoruz.

Come and visit me.

Gel ve beni ziyaret et.

Try it.

Dene.

How could we forget of? It's almost always unstressed as well.

Nasıl unutabiliriz? Aynı zamanda neredeyse her zaman vurgusuzdur.

So instead of saying

Yani

we just need to relax our mouth, relax that vowel sound down to

sadece ağzımızı gevşetmemiz gerektiğini söylemek yerine, o sesli harfi

Would you like a cup of tea?

bir fincan çay ister misiniz?

Notice that link between of and the consonant before it, cup of tea.

of ve ondan önceki ünsüz arasındaki bağlantıya dikkat edin, fincan çay.

Now to, when it's spelt like this

Şimdi, böyle yazıldığında

is not usually stressed. It's usually unstressed

genellikle vurgulu değildir. Genellikle vurgusuzdur, bu

so we reduce it down from to to

yüzden onu

I want to go to the beach.

sahile gitmek istiyorum'dan aşağıya indiriyoruz.

Try it.

Dene.

Be is the most commonly used verb in English

Be, İngilizce'de en sık kullanılan fiildir

but it does have several different forms, doesn't it?

ancak birkaç farklı biçimi vardır, değil mi?

Depending on the subject and the tense so just like do and have,

Özneye ve zamana bağlı olarak, do ve have gibi,

the be verb can be used as a main verb in a sentence.

be fiili de bir cümlede ana fiil olarak kullanılabilir.

I'll be home soon.

Yakında evde olacağım.

So instead of really stressing that verb be,

Bu nedenle, be fiilini gerçekten vurgulamak yerine,

it's just a shorter version.

sadece daha kısa bir versiyondur.

I'll be home soon.

Yakında evde olacağım.

You will definitely hear the unstressed forms of be when it's used

as an auxiliary verb in the continuous tense, in the passive voice.

Sürekli kipte, edilgen seste yardımcı fiil olarak kullanıldığında be'nin vurgusuz hallerini kesinlikle duyacaksınız.

You're going to hear

I am as I'm going.

Gittiğim gibi olduğumu duyacaksınız.

We are as we're waiting.

Beklediğimiz gibiyiz.

Or it is as it's raining.

Veya yağmur yağıyor gibidir.

Right? It's really common to hear these contractions

Sağ? Be fiili yardımcı fiil olduğunda bu kasılmaları duymak gerçekten yaygın bir durumdur

when the be verb is the auxiliary verb.

.

When it's used in the past tense the be verb is usually reduced

Geçmiş zamanda kullanıldığında be fiili de genellikle indirgenir

as well. Again we see that schwa sound. Was becomes  

. Yine o schwa sesini görüyoruz.

I was upstairs earlier.

Daha önce üst kattaydım.

Try it.

Dene.

They were really hungry.

Gerçekten açlardı. Senin

Your turn.

sıran.

Last but definitely not the least is the.

Son fakat kesinlikle en az değil.

You won't hear it pronounced like the very often, maybe

Çok sık telaffuz edildiğini duymazsınız, belki

just in your English class, you'll definitely hear a shorter version.

sadece İngilizce sınıfınızda, kesinlikle daha kısa bir versiyonunu duyacaksınız.

And you'll also hear the, that's our favourite schwa sound

Ayrıca, en sevdiğimiz schwa sesinin

making another appearance.

yeniden ortaya çıktığını da duyacaksınız.

So with the word the, we have two unstressed forms

Yani the kelimesinin iki vurgusuz biçimi vardır

because the pronunciation changes depending on the word that

çünkü telaffuz onu takip eden kelimeye göre değişir

follows it. If the word the is followed by a word that starts

. The kelimesinin ardından ünsüz bir sesle başlayan bir kelime gelirse

with a consonant sound,

,

then that's when we hear that lazy schwa sound again.

o zaman o tembel schwa sesini tekrar duyarız.

You left it in the car.

Arabada bırakmışsın.

Try it.

Dene.

If the word the is followed by a vowel sound then it's pronounced

the kelimesinin ardından bir sesli harf geliyorsa, o zaman telaffuz edilir.

Can you hear the difference?

Farkı duyabiliyor musunuz?

How do we get to the airport?

Havaalanına nasıl gideceğiz?

Try it.

Dene.

You made it all the way through! Awesome work!

Baştan sona başardın! Mükemmel iş!

Make sure you bookmark this video

Bu videoya yer işareti koyduğunuzdan ve

save it to a playlist because you'll need to come back to it

bir oynatma listesine kaydettiğinizden emin olun çünkü geri dönüp

and review it and practise several times with me.

incelemeniz ve benimle birkaç kez pratik yapmanız gerekecek.

It's not the kind of thing that you'll just instantly know,

Bu hemen öğreneceğiniz türden bir şey değil,

you've got to put in the practice and you'll be able to practise  

pratik yapmalısınız ve taklit derslerimin herhangi birinde

using all of these words naturally and in context

tüm bu kelimeleri doğal ve bağlam içinde kullanarak pratik yapabileceksiniz

in any of my imitation lessons.

.

Remember if you want to learn a little more about linking

Bağlama ve doğal olarak konuşulan İngilizce hakkında biraz daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız

and naturally spoken English, then definitely check out this playlist

, buradaki oynatma listesine kesinlikle göz atın,

up here, you will absolutely love it.

kesinlikle seveceksiniz.

And I'll see you in there!

Ve seni orada göreceğim!