12 Important Phrasal Verbs for Everyday English Conversation

Well hey there I'm Emma from mmmEnglish!

Merhaba, ben mmmEnglish'den Emma!

Today I've got twelve advanced phrasal verbs for you,

Bugün sizin için on iki gelişmiş öbek fiilim var, bunlar

essential ones to learn because they're used every day

her gün insanlarla iletişim kurmak için kullanıldıkları için öğrenmeniz gereken temel fiillerdir

to talk about communicating with people.

.

Now there are lots of different phrasal verbs in English to help

Artık İngilizce'de insanlarla konuşmak hakkında konuşmamıza yardımcı olan pek çok farklı deyimsel fiil var

us talk about talking to people.

.

Generally, phrasal verbs are informal ways of expressing ideas

Genel olarak, deyimsel fiiller, fikirleri İngilizce olarak ifade etmenin gayri resmi yollarıdır,

in English which means they are used every day.

yani her gün kullanılırlar.

They're really common in conversations, they're extremely  

Konuşmalarda gerçekten yaygındırlar,

useful to learn and practise.

öğrenmek ve pratik yapmak için son derece yararlıdırlar.

I think you know that a phrasal verb is just a regular verb with

Bir deyimsel fiilin,

one or two particles that follow.

ardından bir veya iki edat gelen düzenli bir fiil olduğunu bildiğinizi düşünüyorum.

Particle?

parçacık mı?

Don't let that confuse you. A particle is either a preposition

Bunun kafanı karıştırmasına izin verme. Bir parçacık ya bir

or an adverb right? Put down, put away, put together, put up with,

edat ya da bir zarf değil mi? Aşağı koy, kaldır, bir araya getir, katla,

these are all examples of phrasal verbs and they all

bunların hepsi deyimsel fiil örnekleridir ve hepsinin

have a meaning that is different from the verb put

right they have their own meaning so they need to be learned

kendi anlamları vardır, bu nedenle

and practised together just like any other verb.

tıpkı gibi birlikte öğrenilmeleri ve uygulanmaları gerekir. başka herhangi bir fiil.

And that's exactly what we're going to do in today's lesson.

Bugünün dersinde yapacağımız şey de tam olarak bu.

You might want to grab a notebook to take a few notes down,

Birkaç not almak için bir not defteri almak isteyebilirsiniz,

I've got some important things to share with you and I've also got

sizinle paylaşacağım bazı önemli şeyler var ve ayrıca

three ways to help you practise these phrasal verbs,

bu öbek fiilleri,

any phrasal verbs and I'm going to share them at the end

tüm öbek fiilleri pratik yapmanıza yardımcı olacak üç yolum var ve şimdi yapacağım.

of this lesson.

bu dersin sonunda paylaşın.

Before we dive in, make sure you hit that subscribe button and turn

Başlamadan önce, abone ol düğmesine bastığınızdan ve bildirimleri açtığınızdan emin olun

on notifications,

, artık

you don't want to miss any more of my lessons right? Let's go!

derslerimi kaçırmak istemezsiniz, değil mi? Hadi gidelim!

Hold up! I'm excited to share some news about a brand new event

Gecikmek! Lingoda'daki arkadaşlarımızdan yepyeni bir etkinlikle ilgili bazı haberleri paylaşmaktan heyecan duyuyorum

from our friends at Lingoda. It's the Lingoda Team Challenge

. Bu, Lingoda Takım Mücadelesidir

and it runs for seven weeks.

ve yedi hafta sürer.

Just as it sounds, the Lingoda Team Challenge is

Göründüğü gibi, Lingoda Takım Mücadelesi

all about creating a team and helping each other

tamamen bir takım oluşturmak ve

to cross the finish line together. I love this idea!

bitiş çizgisini birlikte geçmek için birbirlerine yardım etmekle ilgilidir. Bu fikri seviyorum!

Now although it's called a team challenge, you can still sign up

Şimdi buna ekip mücadelesi denmesine rağmen, yine de kaydolabilir

and complete it as an individual as well which is really exciting

ve bireysel olarak da tamamlayabilirsiniz, bu gerçekten heyecan verici

because there are some cool prizes on offer for teams

çünkü mücadeleyi tamamlayan ekipler ve bireyler için sunulan bazı harika ödüller var

and for individuals who complete the challenge and they include

ve bunlar

hundreds of group classes, private lessons and a grand prize

yüzlerce grup dersi içeriyor. özel dersler ve siz ve tüm ekibiniz için

of a trip to visit one of four European capital cities

dört Avrupa başkentinden birini ziyaret etmek için büyük bir gezi ödülü

for you and your whole team.

.

And guess what? If you put together the team and you use this key

Ve tahmin et ne oldu? Ekibi bir araya getirirseniz ve kaydolurken bu anahtarı kullanırsanız

when you sign up, Lingoda will give you ten euros cashback

, Lingoda,

for every team member that you recruit to your team

just as a reward for being the captain.

kaptan olduğunuz için bir ödül olarak ekibinize aldığınız her ekip üyesi için size on avro para iadesi verecektir.

I also think it's really cool that by participating in the Challenge,

Ayrıca, Challenge'a katılarak

not only are you helping yourself and your team but you also

yalnızca kendinize ve ekibinize yardım etmekle kalmayıp, aynı zamanda

can help others as well because for every team that completes

başkalarına da yardımcı olmanızın harika olduğunu düşünüyorum çünkü Lingoda, Challenge'ı tamamlayan her ekip için ihtiyacı olanlara

the Challenge, Lingoda are going to donate language classes

dil dersleri bağışlayacak.

to those who need them through the language scholarship rogram.

dil burs programı aracılığıyla.

This is a special initiative by Lingoda to help those

Bu, Lingoda'nın COVID19'dan kötü şekilde etkilenenlere yardım etmek için yaptığı özel bir girişimdir

who've been badly affected by COVID19.

. Başka bir dil öğrenerek

Help them to improve their career opportunities

kariyer fırsatlarını geliştirmelerine yardımcı olun

by learning another language.

. Size

Let me tell you how you and your team can earn hours

ve ekibinizin burs programına ayıracak saatleri nasıl kazanabileceğinizi anlatayım

to give to the scholarship program and it depends on

ve bu,

which challenge you sign up for.

hangi yarışmaya kaydolduğunuza bağlıdır.

First, there's the Challenge which is three classes a week

İlk olarak, yedi hafta boyunca haftada üç dersten oluşan Challenge var

for seven weeks. If you complete all twenty-one classes, Lingoda

. Yirmi bir sınıfın tamamını tamamlarsanız Lingoda,

will donate four hours for each team member to the scholarship

burs programına her ekip üyesi için dört saat bağışlayacaktır

program.

.

Or you could do the Super Challenge which is five classes a week

Ya da yedi hafta boyunca haftada beş ders olan Super Challenge'a katılabilirsiniz

for seven weeks.

.

If you complete all thirty-five classes, Lingoda will donate

Otuz beş sınıfın tamamını tamamlarsanız Lingoda, burs programına

seven hours of time for each team member

her ekip üyesi için yedi saatlik zaman bağışlayacaktır

to the scholarship program.  

.

What's cool about this challenge is that everyone in your team

Bu meydan okumanın harika yanı, ekibinizdeki herkesin bu

can join the challenge in any language

mücadeleye istedikleri dilde

or at any level that they choose.

veya istedikleri seviyede katılabilmesidir.

You don't have to go to all the classes together,

Tüm derslere birlikte gitmek zorunda değilsiniz,

you just need to complete the Challenge together.

sadece Challenge'ı birlikte tamamlamanız yeterli.

So you need to sign up by the 1st of November and complete

Bu nedenle, 1 Kasım'a kadar kaydolmanız ve kaydolduğunuz günden itibaren

all the classes in the Challenge within seven weeks

yedi hafta içinde Challenge'daki tüm dersleri tamamlamanız gerekir

from the day that you sign up.

.

As you know, Lingoda classes are available in English,

Bildiğiniz gibi, Lingoda sınıfları İngilizce,

business English, German, French and Spanish

iş İngilizcesi, Almanca, Fransızca ve İspanyolca dillerinde

twenty-four hours a day, seven days a week with friendly

günün yirmi dört saati, haftanın yedi günü, cana yakın

and professional native teachers.

ve profesyonel anadili olan öğretmenlerle sunulmaktadır.

Staying focused and motivated with English is so much easier with

İngilizce ile odaklanmak ve motive olmak, arkadaşlar varken çok daha kolay,

mates right so if you're the kind of person who loves

bu nedenle,

encouraging friends and you love the idea that

arkadaşlarını cesaretlendirmeyi seven türden biriyseniz ve

the effort that you put in now helps yourself

gösterdiğiniz çabanın şu anda hem kendinize hem de

but it helps others too then grab some mates and get involved.

başkalarına yardımcı olduğu fikrini seviyorsanız, o zaman birkaç arkadaş edinin ve dahil olun.

I'll put the link with all the details and the rules in the description 

Tüm ayrıntıları ve kuralları içeren bağlantıyı aşağıdaki açıklamaya  koyacağım

down below.

.

Make sure you read the rules before you sign up

Kaydolmadan önce kuralları okuduğunuzdan emin olun

and who knows? You might be one of the lucky ones

ve kim bilir?

taking your team on a trip to Europe.

Ekibinizi Avrupa gezisine çıkaran şanslı kişilerden biri olabilirsiniz.

Good luck!

İyi şanlar!

Tricky little things, phrasal verbs, aren't they?

Zor küçük şeyler, öbek fiiller, değil mi?

You've got to learn the meaning and yeah there are

Anlamını öğrenmelisiniz ve evet,

multiple meanings for some phrasal verbs

bazı fiil öbeklerinin birden fazla anlamı vardır

but you also need to keep a few other things in mind,

, ancak

relating to the structure of your sentence and how to use each  

cümlenizin yapısı ve her bir

phrasal verb correctly

öbek fiilin doğru şekilde nasıl kullanılacağıyla ilgili olarak birkaç şeyi de aklınızda tutmanız gerekir

and that means knowing if the phrasal verb is transitive

ve bu bilmek anlamına gelir deyimsel fiil geçişli

or intransitive, separable or inseparable.

veya geçişsiz, ayrılabilir veya ayrılamaz ise.

Now if you're scratching your head and you're wondering:

Şimdi, kafanızı kaşıyorsanız ve merak ediyorsanız:

What on earth?

Ne oluyor?

I talk about all of this in that lesson up there,

Bunların hepsinden yukarıdaki derste bahsediyorum,

don't worry about it right now, I'm going to link to it

şimdi merak etmeyin,

at the end of this video so that you can watch it next.

bu videonun sonunda bağlantısını vereceğim, böylece bir sonraki videoyu izleyebilirsiniz.

But I've also added some notes about these things in

Ancak, kafanızı karıştırmak için bir göz atmak isterseniz aşağıdaki açıklamaya bunlarla ilgili bazı notlar da ekledim,

the description down below if you want to check it out

just to get your head around it but I am going to include these

ancak nasıl yaptığınıza

symbols throughout the lesson so that you can pay attention to

dikkat edebilmeniz için ders boyunca bu sembollere yer vereceğim.

how you need to use these phrasal verbs to use them correctly.

doğru kullanmak için bu deyimsel fiilleri kullanmanız gerekir.

Now there are some really common phrasal verbs to do with

Şimdi, İngilizce'de konuşma ve karşılıklı konuşmalarla ilgili gerçekten yaygın olarak kullanılan bazı deyimsel fiiller var

speaking and conversations in English.

.

Ones like catch up, hang out, all of these phrasal verbs.

Yakala, takıl, tüm bu deyimsel fiiller gibi.

I'm just gonna skip over them because

Bunları atlayacağım çünkü

for one, I've been over them in lessons before and if you

birincisi, daha önce derslerde bunların üzerinden geçtim ve

want to watch those lessons I've linked to them

bu dersleri izlemek isterseniz

down in the description below.

aşağıdaki açıklamada bağlantılarını verdim.

These are more advanced, more challenging phrasal verbs

Bunlar, bugün pratik yapmak için daha gelişmiş, daha zorlayıcı öbek fiillerdir

to practise today.

.

Bring up.

Yetiştirmek.

Now we use this phrasal verb in multiple ways

Artık bu öbek fiili birden çok şekilde kullanıyoruz,

but when we want to start discussing something,

ancak bir şeyi tartışmaya başlamak istediğimizde

we use it.

onu kullanıyoruz.

There's something I want to bring up.

Bahsetmek istediğim bir şey var.

So it's a really great way to introduce a new topic

Bu nedenle, yeni bir konuyu tanıtmanın gerçekten harika bir yolu

and it's usually about something that's serious or important

ve genellikle ciddi veya önemli bir şey hakkındadır.

you know you need some time or some space to talk about it.

Bunun hakkında konuşmak için biraz zamana veya alana ihtiyacınız olduğunu bilirsiniz.

It's usually used when you're in a professional context  

Genellikle profesyonel bir bağlamda olduğunuzda

or you want to talk about something seriously.

veya ciddi bir şey hakkında konuşmak istediğinizde kullanılır.

Let's bring this up at our next team meeting.

Bunu bir sonraki ekip toplantımızda gündeme getirelim.

Now we can easily replace this phrasal verb with the verb raise

Artık bu deyimsel fiili yükseltme fiiliyle kolayca değiştirebiliriz,

right? It's a more formal synonym

değil mi? Daha resmi bir eşanlamlıdır,

so in even more formal situations, you could use raise.

dolayısıyla daha resmi durumlarda zam kullanabilirsiniz.

To get across.

Karşıya geçmek için.

Now this phrasal verb is often used with the verb try

Şimdi bu deyimsel fiil, birisinin bir şeyi anlamasını istediğinizde

to show that you're attempting to communicate a message  

bir mesajı iletmeye çalıştığınızı göstermek için denemek fiili ile birlikte sıklıkla kullanılır

when you want someone to understand something.

.

Do you sometimes have trouble getting your meaning

Bazen İngilizce'de ne demek istediğinizi anlamakta güçlük çekiyor musunuz

across in English? Here's a cool tip.

? İşte harika bir ipucu.

There are several nouns that are often used with get across

Genellikle get ile kullanılan birkaç isim vardır

and so learning them together is going to help you to sound

ve bu yüzden bunları birlikte öğrenmek,

more natural and more accurate as you use this phrasal verb.

bu deyimsel fiili kullanırken daha doğal ve daha doğru konuşmanıza yardımcı olacaktır.

So we use get across with facts, feelings, ideas, a message,

Bu nedenle, gerçekler, duygular, fikirler, bir mesaj,

meaning, a point or a point of view.

anlam, bir nokta veya bakış açısıyla yüzleşmeyi kullanırız.

All of these things are used with get across.

Bunların tümü, geçiş ile birlikte kullanılır.

Am I getting the message across clearly?

Mesajı net bir şekilde iletebiliyor muyum? Ne

I'm trying to get my point across but Paul keeps butting in.

demek istediğimi anlatmaya çalışıyorum ama Paul araya girmeye devam ediyor.

I'm gonna get to that phrasal verb soon!

Yakında o deyimsel fiile geleceğim!

Let on.

Sezdirmek.

This phrasal verb is used when you're talking about something

Bu deyimsel fiil, sır olması amaçlanan bir şeyden bahsederken kullanılır, bu

that is meant to be a secret

so it's actually often used in negative sentence structures

nedenle aslında bunun gibi olumsuz cümle yapılarında sıklıkla kullanılır

like this one.

.

Don't let on that you know the news.

Haberleri bildiğinizi belli etmeyin.

I haven't mentioned it to Jess yet.

Bundan henüz Jess'e bahsetmedim.

But it's not always negative.

Ama her zaman olumsuz değil.

I don't think I trust him. I think he knows

Ona güvendiğimi sanmıyorum.

more than he lets on.

Sandığından daha fazlasını bildiğini düşünüyorum.

Have you ever jumped in on a conversation?

Hiç sohbete daldın mı?

This is a great phrasal verb for interrupting.

Bu, sözünü kesmek için harika bir öbek fiildir.

It's very informal.

Çok gayrı resmi.

Do you mind if I jump in here? I've got something to share.

Buraya atlamamın sakıncası var mı? Paylaşacak bir şeyim var.

I want to say it.

onu söylemek istiyorum Kelimenin

We don't literally mean jump in.

tam anlamıyla araya girmekten bahsetmiyoruz.

Jump in is just an informal synonym of interrupt.

Atlamak, araya girmenin resmi olmayan bir eşanlamlısıdır. Sözümü

Do you mind if I interrupt?

kesmemin sakıncası var mı?

Do you mind if I jump in? They're the same thing.

Atlamamın sakıncası var mı? Onlar aynı şey.

The phrasal verb is just more casual, more informal.

Phrasal fiil sadece daha rahat, daha gayri resmi.

Now butt in is also used for interrupting but very informal

Şimdi popo aynı zamanda araya girmek için de kullanılır, ancak çok gayri resmidir

and perhaps a little rude when you're using that to describe

ve bunu başka birinin yaptığını açıklamak için kullandığınızda belki biraz kaba olabilir

what someone else did. It suggests that that person who's doing  

. Bu, eylemi gerçekleştiren kişinin, konuşmadaki

the action, they didn't really care about the other people

diğer insanları

in the conversation or what they've been talking about.

veya ne hakkında konuştuklarını gerçekten umursamadığını gösteriyor.

They just interrupted and it was quite rude. They butted in.

Sözünü kestiler ve bu oldukça kabaydı. Araya girdiler.

And it's often-

Ve sık sık-

Hey did you do the thing I told you to do the other day

Geçen gün sana yapmanı söylediğim şeyi yaptın

because I need you to do it.

çünkü bunu yapmana ihtiyacım var.

Anyway, to butt in means to join a conversation or an activity

Her neyse, araya girmek, istenmeden veya davet edilmeden bir sohbete veya etkinliğe katılmak anlamına gelir

without being asked to or invited to.

.

I was speaking with Sue after she lost her job and then

İşini kaybettikten sonra Sue ile konuşuyordum ve sonra

Jim butts in and starts talking about his new promotion.

Jim araya girdi ve yeni terfisi hakkında konuşmaya başladı.

So it's quite a selfish action, right? Butt in.

Yani oldukça bencilce bir hareket, değil mi? Popo içeri. Ağzından

To blurt out.

kaçırmak için.

This is quite a fun one, to blurt something out.

Bu, bir şeyi ağzından kaçırmak için oldukça eğlenceli.

To blurt out something means to say something without  

Bir şeyi ağzından kaçırmak, bir şeyi

thinking about the effect it will have and it's usually because

sahip olacağı etkiyi düşünmeden söylemek anlamına gelir ve bunun nedeni genellikle

you're nervous or you're excited.

gergin veya heyecanlı olmanızdır.

Imagine that a friend told you that she was pregnant

Bir arkadaşınızın size hamile olduğunu söylediğini

but she specifically said:

ancak özellikle şunu söylediğini hayal edin: Bundan

Don't mention it to anyone yet because I haven't told anyone else.

henüz kimseye bahsetme çünkü başka kimseye söylemedim.

But then later in the day, you saw another friend,

Ama sonra günün ilerleyen saatlerinde, uzun süredir görmediğiniz başka bir arkadaşınızı gördünüz

someone you hadn't seen in quite a while

and you were  giving them all the updates about life and work

ve onlara hayat ve işle ilgili tüm güncellemeleri veriyordunuz

and then you say:

ve sonra şöyle dersiniz: Bil bakalım

Guess what! Melanie's pregnant!

ne oldu! Melanie hamile!

It just slipped out of your mouth before you even thought about it.

Siz daha düşünmeden ağzınızdan uçup gitti.

That is blurting it out.

Bu onu bulanıklaştırıyor.

Then you'd have to call her up and you'd have to say

O zaman onu aramanız ve

I'm so sorry! I'm so sorry I just blurted it out! I didn't think.

çok üzgün olduğumu söylemeniz gerekir! Ağzımdan kaçırdığım için çok üzgünüm! düşünmedim

To dry up.

Kurutmak.

This is when you stop talking because you haven't got anything 

Bu, söyleyecek başka bir şeyiniz olmadığı veya ne söyleyeceğinizi bilmediğiniz için konuşmayı bıraktığınız zamandır

else to say or you don't know what to say  

and this is something that you definitely don't want

ve bu,

to happen in a conversation, right?

bir sohbette kesinlikle olmasını istemediğiniz bir şeydir, değil mi?

When everyone runs out of things to say then

Herkesin söyleyecek bir şeyi kalmadığında,

you gotta kind of politely just make an excuse and leave.

kibarca bir mazeret bulup gitmeniz gerekir.

Steve's a nice enough guy but our conversations always dry up

Steve yeterince iyi bir adam ama sohbetlerimiz her zaman

after a minute or two. It's kind of hard to get to know him.

bir veya iki dakika sonra kurur. Onu tanımak biraz zor.

So this phrasal verb can be used in multiple ways.

Yani bu öbek fiil birden çok şekilde kullanılabilir.

It's sometimes used when you're trying to call someone

Bazen birisini aramaya çalıştığınızda

and they don't answer.

ve o kişi cevap vermediğinde kullanılır.

I'm trying to get through but there's no answer.

Ulaşmaya çalışıyorum ama cevap yok.

But it's also used when you're trying to make someone understand

Ancak, birisinin ne söylemeye çalıştığınızı anlamasını sağlamaya çalıştığınızda da kullanılır

what you're trying to say.

. Hepimiz uzaktan çalıştığımız

It's difficult to get the message through to my team because we

için mesajı ekibime ulaştırmak zor

all work remotely.

.

I'm trying to get the message through to Paul but

Mesajı Paul'e iletmeye çalışıyorum ama

he's not listening.

dinlemiyor.

To talk over.

Üzerinde konuşmak.

This phrasal verb is used to discuss a problem or a plan

Bu deyimsel fiil, bir sorunu veya planı tartışmak için kullanılır

and usually it's when you're trying to find a solution

ve genellikle bir çözüm bulmaya

or resolve it in some way.

veya bir şekilde çözmeye çalıştığınızda kullanılır.

It's when you're a little stuck and you know you've got to

Bu, biraz sıkıştığınızda ve

talk about it some more so that you can come to a resolution

bir çözüme varmak veya durumu netleştirmek için bunun hakkında biraz daha konuşmanız gerektiğini bildiğiniz zamandır

or to make it clear.

.

And when you use it, you'll always need to use

Ve onu kullandığınızda, her zaman

an object as well, all right? You'll need to talk over

bir nesneyi de kullanmanız gerekecek, tamam mı?

an issue, a plan, something, it or this, whatever okay.

Bir sorun, bir plan, bir şey, bu ya da bu, her ne tamamsa konuşmanız gerekecek.

It's something that has to be talked over.

Bu, konuşulması gereken bir şeydir.

I know you're upset.

Sinirli olduğunuzu biliyorum.

Let's talk it over tonight when you get home.

Bunu akşam eve geldiğinde konuşalım.

We need to talk over what happened this morning.

Bu sabah olanlar hakkında konuşmamız gerekiyor.

Sometimes you might even hear people using talk over

Hatta bazen insanların

in the context of speaking over the top of someone else.

başka birinin üstünden konuşma bağlamında konuşarak konuştuğunu bile duyabilirsiniz.

Usually as a way to interrupt, they might say:

Genellikle araya girmenin bir yolu olarak şöyle diyebilirler:

I don't mean to talk over you but we've already decided what to do.

Senin hakkında konuşmak istemiyorum ama biz zaten ne yapacağımıza karar verdik.

So in this context, it's always followed by a person followed by  

Dolayısıyla bu bağlamda, her zaman bir kişi ve ardından

the person who's being interrupted.

sözü kesilen kişi gelir.

To talk around.

Etrafta konuşmak için.

So when you want to talk someone around you want to

Bu nedenle, etrafınızdaki biriyle konuşmak istediğinizde,

convince them or you want to persuade them to agree with you

onları ikna etmek istediğinizde veya onları sizinle aynı fikirde olmaya ikna etmek istediğinizde,

right so it kind of suggests that the person

bu, kişinin

didn't agree with you to start with and you're trying to

başlangıçta sizinle aynı fikirde olmadığını gösterir ve siz

convince them that

onları buna ikna etmeye çalışırsınız.

your idea is the right one, is the best one.

senin fikrin doğru olandır, en iyisidir.

I didn't want to go but he succeeded in talking me around.

Gitmek istemedim ama o benimle konuşmayı başardı.

To shut down.

Kapatmak için.

You might know this phrasal verb already

Bu öbek fiili zaten biliyor olabilirsiniz

because it has a common meaning to close something

çünkü bir şeyi genellikle kalıcı olarak kapatmanın ortak bir anlamı vardır,

usually permanently like it might be a restaurant

örneğin kapanan bir restoran olabilir,

that gets shut down but we also use it

ancak aynı zamanda,

you know to talk about a computer when it stops working.

bildiğiniz gibi, çalışmayı durduran bir bilgisayar hakkında konuşmak için de kullanırız.

We shut down the computer.

Bilgisayarı kapattık.

But it is also informally used during conversations when

Ancak, özellikle umutlarınız tükendiğinde, reddedildiğiniz sohbetler sırasında gayri resmi olarak da kullanılır

you get rejected, especially if your hopes are up.

.

It was kind of awkward, she just shut him down mid-sentence.

Biraz garipti, onu cümlenin ortasında kapattı.

So she just stopped him in the middle of his sentence

Bu yüzden onu cümlesinin ortasında durdurdu

and told him that his idea was no good or that he's wrong.

ve fikrinin iyi olmadığını veya yanlış olduğunu söyledi.

She interrupted in a rude way and shut his idea down

Kaba bir şekilde sözünü kesti ve fikrini kapattı,

so it's definitely a negative thing to do

yani bu kesinlikle yapılacak

or to experience yourself, right?

veya kendinizi deneyimleyecek olumsuz bir şey, değil mi?

My boss didn't like the suggestion.

Patronum bu öneriyi beğenmedi.

He shut me down straight away.

Beni hemen kapattı.

Now it would be much better if your boss backed you up right

Şimdi, patronunuz sizi doğru şekilde destekleseydi,

which means to give support by telling other people that they

yani diğer insanlara

agree with something that you said or something that you did.

söylediğiniz veya yaptığınız bir şeyle aynı fikirde olduklarını söyleyerek destek verseydiniz çok daha iyi olurdu.

Thanks for backing me up during the meeting.

Toplantı sırasında bana destek olduğun için teşekkürler.

I hope my colleagues back me up because

Umarım meslektaşlarım beni destekler çünkü

otherwise my boss won't believe me.

aksi halde patronum bana inanmayacaktır. Biriyle İngilizce iletişim kurmak hakkında konuşacak bu

Who would have thought that there were so many phrasal verbs

kadar çok deyimsel fiil olduğunu kim düşünebilirdi

to talk about communicating with someone in English?

?

I mean there are several more, ones that I didn't even

Demek istediğim, bu derste anlamadığım birkaç tane daha var

get to in this lesson. I wonder if you can think of any of them?

. Acaba bunlardan herhangi birini düşünebilir misin? Sohbetlerde iletişim kurmak, konuşmak ile ilgili

Can you think of any of the phrasal verbs to do with

herhangi bir deyimsel fiil aklınıza geliyor mu

communicating, speaking in conversations?

? Gözden

Are there any that I missed? If you can think of some,

kaçırdıklarım var mı? Aklınıza gelenler varsa

add them down in the comments below.

aşağıdaki yorumlara ekleyin.

So I said at the start of this video that I've got three tips,

Bu videonun başında,

three ways to practise using phrasal verbs.

öbek fiilleri kullanma alıştırması yapmak için üç ipucum, üç yolum olduğunu söyledim.

Now the first is to hit that pause button and write some

Şimdi ilki, duraklat düğmesine basmak ve

sentences down in the comments below this video

bu videonun altındaki yorumlara bazı cümleler yazmak.

so that I can come down and check your sentences,

give some feedback, make sure that you're using them correctly

while they're fresh in your mind, make sure you're using the ones  

Aklını kullan, hakkında biraz emin olmadığın   olanları kullandığından emin ol

that you're feeling a little unsure about, all right?

, tamam mı?

Test out your skills and get some feedback.

Becerilerinizi test edin ve geri bildirim alın.

Another option is to make some flashcards to practise with.

Diğer bir seçenek de alıştırma yapmak için bilgi kartları hazırlamaktır.

So all of the phrasal verbs that we went through,

Bu yüzden, incelediğimiz tüm deyimsel fiilleri

write them down on one side and then write the definition

bir tarafa yazın ve ardından diğer tarafa tanımını yazın

on the other, practise and test yourself to try and

, bu deyimsel fiillerin anlamlarını hatırlamaya çalışmak için pratik yapın ve kendinizi test edin

remember the meaning of these phrasal verbs.

.

And lastly, my favourite is to use the news media to help

Ve son olarak, favorim,

learn about these phrasal verbs because people are often

bu deyimsel fiiller hakkında bilgi edinmeye yardımcı olması için haber medyasını kullanmaktır çünkü insanlar genellikle

reporting on what people said and what they said

insanların söylediklerini ve

to each other right so it's a great way to practise

birbirlerine doğru söylediklerini bildirir, bu nedenle bu, pratik yapmak için harika bir yol

and a cool way to do it is by using Google search,

ve bunu yapmanın harika bir yolu. Google aramayı kullanarak,

just grab the phrasal verb, go to the news section of Google

öbek fiili alın, Google'ın haberler bölümüne gidin

and search for it and see how it comes up, look at the words

ve onu arayın ve nasıl ortaya çıktığını görün,

and the structures around that phrasal verb.

o öbek fiilin etrafındaki kelimelere ve yapılara bakın.

See how it's used in different contexts.

Farklı bağlamlarda nasıl kullanıldığını görün.

Is it separable? Is it intransient?

Ayrılabilir mi? Geçici mi?

Pay attention to all these things and see how it's used in multiple

Tüm bunlara dikkat edin ve birden fazla bağlamda nasıl kullanıldığını görün,

contexts which is so important, it's so important to see

ki bu çok önemlidir,

how these phrasal verbs are used naturally

bu deyimsel fiillerin

in naturally spoken and written English.

doğal konuşma ve yazma İngilizcesinde doğal olarak nasıl kullanıldığını görmek çok önemlidir.

Thanks for watching and I will see you

İzlediğiniz için teşekkürler. Bir

right there in the next lesson!

sonraki derste görüşürüz!