How to Set the Right Goals and Stay Motivated | Ayelet Fishbach | TED

Çeviri: Sudenaz Çirasun Gözden geçirme: Elza Elif Mehdiyev

A good friend has recently shared that she's feeling tired.

Yakın bir arkadaşım son zamanlarda yorgun hissettiğini söyledi.

Like, really tired.

Gerçekten yorgun.

Not "I did not get enough sleep" tired,

“Yeterince uyuyamadım” yorgunluğu değil

but something deeper than that.

bundan daha derin bir yorgunluk.

She said she feels, and I'm quoting,

Bana şunu dedi:

"As if I have lost my motivation."

“Motivasyonumu kaybetmiş gibi hissediyorum.″

I call her brave because she's so clearly dedicated to her job

Onu cesur buluyorum çünkü kendini işine adamış biri.

and conducts herself with professionalism and kindness.

Ayrıca kendini profesyonel ve nazik bir şekilde ifade edebiliyor.

She's a wonderful parent who cares for her children,

Çocuklarına önem veren harika bir ebeveyn.

and she's very responsible when it gets to her finance and health.

Konu finans ve sağlık olduğunda ise oldukça sorumlu.

She is not alone in feeling unmotivated.

Motivasyon kaybı yaşayan tek kişi değil.

Millennial and Gen Z employees tell me that they feel uninspired at work.

Y kuşağı ve Z kuşağındaki çalışanlar

bana iş yerinde ilham bulamadıklarını söylüyor.

Some admit that they just don't care.

Bazıları ise hiç umursamadıklarını itiraf ediyor.

Half of American employees are currently looking for a different job.

Amerikalı çalışanların yarısı şu an başka bir iş arıyor.

Think about that.

Bunu bir düşünsenize.

Older employees tell me that they can't wait to retire.

Yaşlı çalışanlar bana emekliliği dört gözle beklediklerini söylüyorlar.

And when I ask about life at home,

İnsanlara ev hayatlarını sorduğumda ise

people say that they struggle with their finance and health.

finans ve sağlık sorunlarıyla uğraştıklarını söylüyorlar.

Do you?

Sizde durum nasıl?

The national data suggests that chronic diseases

Ulusal verilere göre

diyabet ve kalp hastalığı gibi kronik hastalıklar artıyor.

such as diabetes and heart disease

are on the rise.

The median American family has only a bit over 5,000 dollars in savings,

Ortalama bir Amerikan ailenin sadece 5.000 doların biraz üstünde birikimi var.

barely enough to pay next month's rent.

Bu da gelecek ayın kirasını ödemeye zar zor yetiyor.

Did America lose its motivation?

Amerika motivasyonunu mu kaybetti?

(Audience murmuring)

(Seyirciler mırıldanıyor)

Well, the answer is no.

Bu sorunun cevabı hayır.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Turns out, you cannot lose your motivation

Meğer motivasyonunuzu kaybetmeniz mümkün değilmiş

because you never owned it in the first place.

çünkü zaten motivasyonunuz yokmuş.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Motivation,

Şu sizi şaşırtmamalı

and that shouldn't surprise you,

motivasyon araba anahtarınız veya cüzdanınız gibi değildir.

isn't your car key or wallet.

So what is it?

Peki nedir bu motivasyon?

Well, motivation is not about being strong,

Motivasyon güçlü olmakla değil

it's about being wise.

akıllı olmakla ilgilidir.

Let me explain.

Şöyle açıklayayım.

You may think of motivation as a muscle,

Motivasyonu bir kas olarak görüyor olabilirsiniz.

thinking some people have strong motivation muscles, others are weak.

Bazılarının güçlü motivasyon kasları olduğunu

bazılarının güçsüz olduğunu sanabilirsiniz.

But this is not a good metaphor.

Ancak bu pek de iyi bir metafor değil.

Motivation is knowledge.

Motivasyon bilgidir.

You learn how to be motivated.

Nasıl motive olunacağını öğrenirsiniz.

And so today,

O yüzden bugün hem sizlere

I would like to help each of you,

hem de Amerika’ya yardımcı olmak istiyorum.

and America,

(Laughter)

(Kahkaha sesleri)

become wiser so that you are more motivated

Böylece daha akıllı olup motive olabilir, bu sayede de

and hence better able to achieve your goals,

hedeflerinize, hayallerinize ve isteklerinize

your dreams, your aspirations.

daha kolay ulaşabilirsiniz.

And given what the world has been throwing at you,

Ayrıca dünyanın size yarattığı zorlukları düşünürsek

that might be a good time to refresh your knowledge.

bildiklerinizi tazelemek için iyi bir zaman olabilir.

To be motivated, you either change the situation

Motive olmak için ya durumu

or the way you think about the situation.

ya da durum hakkındaki düşüncelerinizi değiştirirsiniz.

This is the science in one sentence:

Tek cümlede bu işin bilimi budur.

you change the circumstances

Ya koşulları ya da koşullar hakkındaki düşüncelerinizi değiştirirsiniz.

or the way you think about the circumstances.

So if you want to be more physically active,

Örneğin fiziksel olarak daha aktif olmak istiyorsanız

there is no point in yelling at yourself.

kendinize “Daha fazla yürümelisin!” diye bağırmanın bir anlamı yok.

I yell it, "You should walk more!"

Instead, I got a puppy.

Ben bunun yerine bir köpek yavrusu sahiplendim.

(Laughter)

(Kahkahalar)

She loves long walks.

Köpeğim uzun yürüyüşlere bayılıyor.

Your journey starts with setting a goal.

Yolculuğunuz bir hedef belirlemekle başlar.

My friend wanted to be motivated at work,

Arkadaşım işinde motive olmak istiyordu.

so she identified a project she wanted to complete.

Bu yüzden tamamlamak istediği bir proje belirledi.

That was a goal and it's a good motivation strategy.

Bu bir hedef ve aynı zamanda iyi bir motivasyon stratejisidir.

Goals pull you.

Hedefler sizi motive eder.

The problem?

Peki sorun neydi?

My friend identified a project she wished she had already completed,

Arkadaşım yapmayı sabırsızlıkla beklediği bir proje yerine

not something she was looking forward to doing.

çoktan tamamlamış olmak istediği bir proje seçti.

Have you ever set a goal you wish you had already completed

Hiç çoktan tamamlamış olmak istediğiniz

but had less interest in actually completing?

ama tamamlama kısmı ilginizi çekmeyen bir hedef belirlediniz mi?

Most goals are abandoned

Çoğu hedeften vazgeçilir

because we want to be the person who has done it,

çünkü hala hedefe ulaşıyor olmaktan ziyade

not the person who is currently doing it.

hedefe çoktan ulaşmış olmak isteriz.

When we are excited about doing the work, we are intrinsically motivated.

Bir işi yapmak için heyecanlıysak içsel olarak motive oluruz.

We care about the way almost as much

Hedefe varmaya sabırsızlandığımız kadar hedefe giden yolu da önemseriz.

as we are looking forward to the destination.

In our research, we found that most goals are abandoned,

Araştırmamızda çoğu hedeften vazgeçildiğini

not because they are not important.

ama bunun hedefin önemiyle ilgili olmadığını gördük.

OK, people actually are not more likely to adhere to their important

İnsanların önemli hedeflere bağlı kalma olasılıkları

önemsiz hedeflere kıyasla daha yüksek değildir.

compared to unimportant goals.

Çoğu hedeflerden insanlar onları gerçekleştirmekten

Most goals are abandoned because people don't enjoy pursuing them.

keyif almadığı için vazgeçilir.

Your enjoyment is what predicts whether you will stick with the goal.

Hedeften aldığınız keyif ona olan bağlılığınızı belirler.

So what makes goals exciting?

Peki hedefleri heyecan verici kılan nedir?

Exciting goals are never a chore or a mean.

Heyecan verici hedefler asla bir yük ya da araç değildir.

Ever wondered why Chicago diners would circle the block for 30 minutes

Şikagolu müşterilerin neden ücretsiz park yeri bulmak için

looking for free parking,

30 dakika boyunca sokakta tur attığını

but will not think twice before spending the money

ama park yeri için harcamadıkları parayı

they have just saved on parking on ordering another cocktail?

hiç düşünmeden bir kokteyl daha almaya harcadıklarını hiç merak ettiniz mi?

(Laughter)

(Kahkahalar)

Why pay for drinks and not for parking?

Neden park yeri için değil de içki için para ödüyorlar?

Well, we don't like to pay for parking or shipping,

Park yeri veya kargo için para ödemekten hoşlanmayız.

students don't like to study for prerequisite classes

Öğrenciler önkoşul derslere çalışmaktan hoşlanmaz.

because all these are means.

Çünkü bunlar araçtır.

We don't like to invest in means.

Araçlara yatırım yapmaktan hoşlanmayız.

We did a study that showed us

Yaptığımız bir çalışma

just how much you dislike to invest in means.

araçlara yatırım yapmaktan ne kadar da hoşlanmadığınızı gösterdi.

In our study,

Çalışmamızda bazı insanlara bir kitabı

we auctioned a book for some people

and then we auctioned the University of Chicago tote bag

bazılarına Chicago Üniversitesi çantasını açık artırmaya çıkardık.

to other people.

The average person was willing to pay 23 dollars for the book,

Ortalama biri kitap için 23 dolar ödemeye razıyken

but only 12 dollars for the tote bag.

çanta için sadece 12 dolar ödemeye razıydı.

The catch?

Tutarsızlık?

The tote bag contained the book.

Çantanın içinde kitap da vardı.

(Laughter)

(Kahkaha sesleri)

And people knew it.

İnsanlar bunu biliyordu.

Why would the people that were bidding on a tote bag that contains a book,

İçinde kitap olan bir çanta için neden daha az ödemeye razı oldular?

be willing to pay less?

Well, we don't like to invest in means.

Çünkü araçlara yatırım yapmaktan hoşlanmayız.

OK, so you set a goal that is intrinsically motivated,

Peki, içsel olarak motive olduğunuz bir hedef belirlediniz.

you are excited about the way just as much

Hedefe ulaşmak istediğiniz kadar

as you want to reach the destination.

hedefe giden yol için de heyecanlısınız.

A couple of weeks past,

Birkaç hafta geçti

and you have not been doing much lately.

ve son zamanlarda pek bir şey yapmıyorsunuz.

It has now been four or six months and your motivation is on the decline.

Şimdi dört ya da altı ay geçti ve motivasyonunuz azalıyor.

How do you sustain your motivation?

Motivasyonunuzu nasıl koruyabilirsiniz?

How do you get from here to there?

Nasıl ilerleyebilirsiniz?

Bir işe ilk başladığımız vakit

Well, motivation is going to be high when we just start on something

ve sona doğru motivasyonumuz yüksek olacaktır.

and toward the end.

But it will decline in the middle.

Ama işin ortasındayken azalacaktır.

We call it the middle problem.

Biz buna orta sorunu diyoruz.

My friend might start her project with much enthusiasm,

Arkadaşım projesine büyük bir coşkuyla başlasa dahi

then her motivation will decline.

sonrasında motivasyonu düşecek.

Toward the deadline, it will pick up again.

Teslim tarihine doğru, motivasyonu tekrar yükselecek.

She will regain her motivation.

Motivasyonunu yeniden kazanacak.

A few years ago, we asked people who observe the Hanukkah holiday

Birkaç yıl önce, Hanuka bayramını kutlayanlara

to let us know whether they were lighting the first candle on the first night,

ilk mumu ilk gece, ikinciyi ikinci gece, üçüncüyü üçüncü gece

the second on the second night,

ve böylece sekizinci geceye kadar mumları her gece yakıp yakmadıklarını

the third night, so on,

until the eighth night.

bize bildirmelerini istedik.

As you can see,

Gördüğünüz gibi,

most people admitted to only lighting the candles

çoğu kişi mumları sadece ilk ve son gece yaktıklarını söyledi.

on the first and last night.

They were procrastinating in the middle.

Ortadayken işi erteliyorlardı.

The solution?

Peki çözüm ne?

Make middles short.

Ortaları kısaltın.

A monthly exercise goal, a weekly exercise goal,

Aylık egzersiz hedefi, haftalık egzersiz hedefi,

even a daily exercise goal

hatta günlük egzersiz hedefi daha kolaydır.

are easier because as the end is near,

Çünkü sona yaklaştıkça motive olmak daha kolaydır.

it is easier to stay motivated.

If only Hanukkah was just two nights.

Keşke Hanuka sadece iki gece olsaydı.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Another problem with middles

Orta kısımla ilgili diğer bir sorun da

is that you're going to experience setbacks,

aksilikler yaşayacağınız gerçeğidir.

and when experiencing setbacks,

Aksilikler yaşandığında cesaretinizin kırılması doğaldır.

it is natural to feel discouraged.

One wise solution is to remove your ego out of the picture,

Akıllıca bir çözüm, egonuzu ortadan kaldırmaktır.

it's not about it.

Mesele egonuzla ilgili değildir.

When you remove your ego, it is easier to learn.

Egonuzu ortadan kaldırdığınızda, öğrenmek daha kolaydır.

When I was helping my ten-year-old son win a video game,

On yaşındaki oğlumun bir video oyununu kazanmasına yardım ediyordum

he awarded me the title a Failure Expert.

ve oğlum bana Başarısızlık Uzmanı ünvanını verdi.

I love this title.

Bu ünvanı seviyorum.

Why am I a failure expert?

Neden mi başarısızlık uzmanıyım?

Because I don't mind getting killed by virtual monsters.

Çünkü sanal canavarların beni öldürmesi canımı sıkmıyor.

He doesn’t mind seeing me getting beaten by virtual monsters,

Sanal canavarların beni dövdüğünü izlemek oğlumun canını sıkmıyor.

Böylece ikimiz de öğrenebiliyoruz.

so we can both learn.

At work, when you're not quite killing it,

İş yerinde pek de iyi olmadığınız zamanlarda

remove your ego and you will be better able to learn.

daha iyi öğrenebilmek için egonuzu ortadan kaldırın.

Another solution is to seek discomfort,

Başka bir çözüm de rahatsızlıktan kaçmaya çalışmak yerine

if only temporarily,

geçici de olsa rahatsızlığı tercih edin.

instead of trying to avoid it.

When you seek discomfort temporarily,

Geçici olarak rahatsızlığı tercih ettiğinizde

you realize that you can grow yourself,

kendinizi geliştirebileceğinizi,

that discomfort is a sign of growth.

rahatsızlığın gelişimin belirtisi olduğunu anlarsınız.

“No pain, no gain” is not just about the gym.

“Acı yoksa kazanç da yok” sözü sadece spor yapmakla ilgili değildir.

It's a general wise motivation strategy.

Genel ve akıllıca bir motivasyon stratejisidir.

Let me tell you about a study that we conducted

Size, Chicago’nun sevilen doğaçlama kulübü

with Chicago's beloved improvisation club, The Second City.

The Second City ile yaptığımız bir çalışmadan bahsedeyim.

We worked with their training center,

Onların eğitim merkezleriyle çalıştık.

which is where regular people like you and me go to learn improvisation.

Burada bizim gibi sıradan insanlar doğaçlama yapmayı öğreniyor.

We were specifically interested in one exercise: Give focus.

Özellikle odaklanma alıştırmasıyla ilgilendik.

In this exercise, one person gets the center of stage.

Bu alıştırmada bir kişi sahnenin ortasında durur.

Everybody else is frozen in place.

Diğer herkes olduğu yerde donup kalır.

OK, this person is moving around,

Bu kişi etrafta dolaşır ve herkes onu izler.

everybody else is watching.

We invited some people to feel awkward and uncomfortable

Bazı insanlardan alıştırma yaparken tuhaf ve rahatsız hissetmelerini istendi.

as they run through the exercise.

Others in the control group were invited to develop their skills.

Kontrol grubundaki diğerlerinden becerilerini geliştirmeleri istendi.

Who was more daring, taking the stage for longer?

Sizce kim daha cesurdu ve sahnede daha uzun süre kaldı?

Well, as you can see,

Görebildiniz gibi, rahatsız hissetmelerini

it was the people that we invited to feel uncomfortable.

istediğimiz insanlar bunu başardı.

Tek bir derste insanlardan rahatsız hissetmelerini istemek

In one wave of classes,

asking people to feel uncomfortable doubled the time they took focus.

odaklanma sürelerini iki katına çıkardı.

Those people were also more daring.

Ayrıca bu insanlar daha cüretkardı.

For example, they were dancing a little

Örneğin, sadece dolaşmak yerine dans da ediyorlardı.

instead of just walking around.

And they also reported they were growing themselves more

Ayrıca kontrol grubundakilere kıyasla

compared to those in the control group.

kendilerini daha fazla geliştirdiklerini bildirdiler.

OK, but here's the problem.

Tamam ama sorun şu.

You don't only have one goal.

Sadece tek bir hedefiniz yok.

For my friend,

Arkadaşım için zor olan nokta

the challenge was balancing between work and family.

iş ve aile arasındaki dengeyi bulmaktı.

Now, if you have not experienced the work-family conflict,

Simdi, hiç iş ve aile çatışmasını yaşamadıysanız

you either don't have a job

ya bir işiniz yoktur

or that you forgot that you also have a family.

ya da bir ailenizin de olduğunu unutmuşsunuzdur.

(Laughter)

(Kahkahalar)

But it is wiser to think about these goals as balancing each other.

Bu hedeflerin birbirini dengelediğini düşünmek daha akıllıcadır.

When my friend realized that doing well at work

Arkadaşım işinde iyi olmanın

makes her a better family member,

onu daha iyi bir aile üyesi yaptığını fark ettiğinde

she was more motivated and happier to do both.

her ikisini de yaparken daha motive oldu ve daha mutluydu.

Think about your goals

Hedeflerinizi açık büfedeki yemekler olarak düşünün.

like dishes around the buffet table.

You can create the perfect combination.

Mükemmel kombinasyonu oluşturabilirsiniz.

It is colorful, delicious, well-balanced.

Renkli, lezzetli ve dengeli.

Maybe you exercise on the way to work

Belki işe giderken egzersiz yaparsınız

and maybe you listen to an audiobook while you do that.

ve belki bunu yaparken sesli bir kitap dinlersiniz.

Other combinations don't work very well.

Bazı kombinasyonlar pek iyi sonuç vermiyor.

They might feel like a waffle covered with pasta sauce.

Tıpkı makarna sosuyla kaplı bir waffle gibi.

(Laughter)

(Kahkahaler)

If you try to study for the bar exam

Baro sınavına çalışırken bir arkadaşınızla konuşursanız

while talking to a friend and watching TV,

veya televizyon izlerseniz dikkatiniz dağılır.

this is distracting.

You need to find the right combination.

Doğru kombinasyonu bulmanız gerekiyor.

Some people might decide to pursue one goal at a time.

Bazı insanlar sadece tek bir hedefe odaklanmayı seçebilir.

This is unrealistic.

Bu gerçekçi değil.

At least sometimes,

En azından bazen.

you can't wait for retirement to start a family,

Mesela aile kurmak için emekli olmayı bekleyemezsiniz.

so look for the right balance and harmony.

Bu yüzden doğru dengeyi ve uyumu arayın.

Some goals, let's call them temptations, should take less room on your plate.

Bazı hedefler, bunlara cezbediciler diyelim

tabağınızda daha az yer kaplamalıdır.

However, instead of trying to push them out of mind,

Ama onları aklınızdan çıkarmaya çalışmak yerine,

it might be wise to anticipate them in advance.

öngörmek akıllıca olabilir.

When you anticipate all the alcohol that will be served here later today,

Bugün servis edilecek alkol miktarını tahmin ettiğinizde

you can better control your consumption.

ne kadar içeceğinizi daha iyi kontrol edebilirsiniz.

When I anticipate that my colleague is going to be upset,

Meslektaşımın üzüleceğini öngördüğümde

I can better control my emotion in a heated debate at work.

iş yerindeki hararetli bir tartışmada duygularımı daha iyi kontrol edebilirim.

When we anticipate temptations, we are less tempted when we get there.

Cezbedicileri öngördüğümüzde onlardan daha az etkileniriz.

In one study,

Bir araştırmada,

when we reminded employees of all the times

ofis malzemelerini kişisel kullanım için almak isteyebilecekleri tüm anları

they will be tempted to take office supplies for personal use,

çalışanlara hatırlattığımızda,

they were less likely to do that

kontrol grubundakilere kıyasla bunu yapma olasılıkları daha düşük çıktı.

compared to those in the control group.

Anticipating temptations makes you prepared and hence less tempted.

Cezbedicileri tahmin etmek hazır olmanızı ve dolayısıyla

daha az etkilenmenizi sağlar.

Alright, what about the person sitting next to you?

Peki ya yanınızda oturan kişi?

Look at them for a second.

Bir saniye onlara bakın.

I will be waiting here.

Bekliyorum.

(Laughter)

(Kahkaha sesleri)

How can that person help?

Bu kişi size nasıl yardımcı olabilir?

Your friends, your family and other people that you love

Arkadaşlarınız, aileniz ve sevdiğiniz diğer insanlar

are critical for your motivation.

motivasyonunuz için kritik öneme sahiptir.

They are your lighthouse.

Onlar sizin deniz feneriniz.

And you are also important for them.

Ayrıca siz de onlar için önemlisiniz.

Let me tell you a love story that resulted in four Nobel Prizes.

Size dört Nobel Ödülü ile sonuçlanan bir aşk hikayesi anlatayım.

When Marie met Pierre Curie,

Marie, Pierre Curie ile tanıştığında sadece hayatının aşkıyla tanışmadı.

she did not only meet the love of her life.

She met the person who pushed her to excel in her work

Radyoaktivite teorisi çalışmalarında onu zirvede yer almaya iten

on the theory of radioactivity,

and who later insisted

ve daha sonrasında aldıkları ortak Nobel Ödülü’ne

that she will be named on the joint Nobel Prize.

onun da adının yazılmasında ısrar eden kişiyle tanıştı.

That was her first.

Bu onun ilk ödülüydü.

The second Nobel Prize she won by herself

İkinci Nobel Ödülü’nü yanında bir erkek olmadan tek başına kazandı.

with no man by her side.

(Applause)

(Alkışlar)

The couple had two daughters and they wanted them to excel.

Çiftin iki kızı oldu.

Onların da başarılı olmalarını istediler.

Their oldest, Irene, won a Nobel Prize with her husband,

Büyük kızları Irene, aile geleneğini devam ettirerek

as was the tradition in the Curie family.

kocasıyla birlikte Nobel Ödülü aldı.

Their youngest, Eve,

Küçük kızları Eve,

and by far the most artistic person in the Curie family,

Curie ailesindeki açık ara en sanatçı ruhlu kişiydi.

married someone who won the Nobel Prize

Nobel Ödülü alan biriyle evlendi

and excelled in many other ways.

ve birçok alanda başarılı oldu.

The Curie family did not only teach us about radioactivity,

Curie ailesi bize sadece radyoaktiviteyi öğretmekle kalmadı

they taught us the importance

aynı zamanda hedeflerimize ulaşmak için

of feeling supported and supporting others in pursuing goals.

desteklenmenin ve diğerlerini desteklemenin önemini öğretti.

In your life,

Hayatınızda başka insanlarla birlikte çalışıyorsunuz

you work with other people,

maybe together you take care of your pet.

belki birlikte evcil hayvanınıza bakıyorsunuz.

You work in the presence of other people.

Diğer insanların huzurunda çalışıyorsunuz.

Maybe those are the people in your gym class

Belki bunlar beden eğitimi dersinizdeki

or in your book club.

veya kitap kulübünüzdeki insanlar.

You hold goals for others, they hold goals for you.

Siz başkaları için hedefler koyarsınız, onlar da sizin için hedefler koyar.

This might be a good time to say thank you to the person sitting next to you.

Şuan, yanınızda oturan kişiye teşekkür etmek için

iyi bir zaman olabilir.

I will be waiting here.

Bekliyorum.

(Audience murmuring)

(Seyirciler mırıldanıyor)

Give them a pat on the shoulder.

Yanınızdakinin sırtını sıvazlayın.

(Laughter)

(Kahkaha sesleri)

My friend came to me not only because I am a motivation scientist,

Arkadaşım bana sadece motivasyon bilimcisi olduğum için değil

but also because I'm her friend,

aynı zamanda arkadaşı olduğum için geldi.

and as such, I wanted her to be successful.

Bu yüzden onun başarılı olmasını istiyordum.

Arkadaşımın ne yaptığını merak ediyor olabilirsiniz.

You may wonder what happened to her.

Well, she stayed at her job.

İşini bırakmadı.

Last time I saw her, her smile seemed bigger.

Onu en son gördüğümde daha mutluydu.

She did not find her motivation.

Motivasyonunu bulamadı.

She learned how to motivate yourself.

Kendini nasıl motive edeceğini öğrendi.

And so, no, America, you did not lose your motivation.

Yani, hayır, Amerika, motivasyonunuzu kaybetmediniz.

Each of you is working hard, pursuing your dreams,

Her biriniz çok çalışıp hayallerinizin peşinden koşuyor

balancing the different aspects of your life.

ve hayatınızın farklı yönlerini dengeliyorsunuz.

And it is so important,

Özellikle bugün içinde yaşadığımız dünyada bu çok önemli.

especially in the world we live in today.

So when you feel discouraged, when you feel unmotivated,

Bu yüzden cesaretiniz kırıldığında, motivasyonsuz hissettiğinizde

remember, motivation is not about being strong,

unutmayın ki motivasyon güçlü olmak ile değil

it is about being wise.

akıllı olmakla ilgilidir.

And now we are all wiser.

Artık hepimiz daha akıllıyız.

Thank you.

Teşekkür ederim.

(Applause and cheers)

(Alkışlar ve tezahüratlar)

Thanks.

Teşekkürler.