Master 400 Vocabulary Words in 2 Hours

Vanessa: Are you ready to amaze your friends as you speak  

Vanessa:

English comfortably, confidently, and you can talk  about the world around you? Let's talk about it. 

İngilizceyi rahat ve kendinden emin bir şekilde konuşarak ve çevrenizdeki dünya hakkında konuşarak arkadaşlarınızı şaşırtmaya hazır mısınız? Bunun hakkında konuşalım.

Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.  And today, you are going to master talking about  

Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa. Ve bugün,

the world around you in your home, talking about  simple items in your home that you might not know  

evinizde etrafınızdaki dünya hakkında konuşmada ustalaşacaksınız, evinizdeki İngilizce kelimesini bilmiyor olabileceğiniz basit öğeler

the word for in English or what we commonly use  in daily conversation. We'll be talking about the  

veya günlük konuşmalarda yaygın olarak kullandığımız şeyler hakkında konuşma konusunda ustalaşacaksınız .

house, the kitchen, the bathroom, and also some  common cleaning or household chore expressions  

Ev, mutfak, banyo ve ayrıca yaygın olarak kullanılan bazı genel temizlik veya ev işi ifadelerinden konuşacağız

that are commonly used. To help you with this big  lesson, I've created a free PDF worksheet with  

. Bu büyük derste size yardımcı olmak için tüm bu ifadeleri içeren ücretsiz bir PDF çalışma sayfası oluşturdum

all of these expressions. It took a lot of time  to create this for you, so I hope that you enjoy  

. Bunu sizin için oluşturmak çok zaman aldı, bu yüzden umarım

it. I hope it's useful to you. You can download  this free PDF worksheet with the link in the  

beğenirsiniz. Umarım işinize yarar. Bu ücretsiz PDF çalışma sayfasını Açıklama'daki bağlantıyla birlikte indirebilirsiniz,

Description so that you can review these words. Don't forget them and also use them in your  

böylece bu kelimeleri gözden geçirebilirsiniz. Bunları unutmayın ve konuşmalarınızda da kullanın

conversations, grow your confidence and have the  right words to use. So, without further ado, let's  

, kendinize olan güveninizi artırın ve kullanmak için doğru kelimelere sahip olun. O halde, daha fazla uzatmadan devam edelim

go on and you'll be able to take a little tour  of my old apartment, where I used to live. And  

ve eskiden yaşadığım eski dairemde küçük bir tura çıkabilirsiniz . Ve   ondan

then after that, we'll take a look at my kitchen  where I live now, then we'll go to the bathroom  

sonra, şu anda yaşadığım yerdeki mutfağıma bir göz atacağız , ardından tuvalete gideceğiz

and we'll talk about some bathroom vocabulary. And  finally, we'll talk about some household chores,  

ve bazı banyo terimleri hakkında konuşacağız. Son olarak, bazı ev işlerinden,

some common actions for cleaning that we use in  the house. Are you ready to get started? Take a  

evde kullandığımız bazı yaygın temizlik işlemlerinden bahsedeceğiz . Başlamaya hazır mısın?

deep breath. You're about to expand your mind.  Congratulations. You're awesome. Let's do it. 

Derin bir nefes al. Zihninizi genişletmek üzeresiniz. Tebrikler. Harikasın. Hadi yapalım.

Welcome to my kitchen. I'm going to just go  around the room. And in fact, I'm going to go  

Mutfağıma hoş geldiniz. Odanın etrafında dolaşacağım. Ve aslında

around the kitchen, the living room, the office,  the bathroom, and the bedroom. And we're going  

mutfağı, oturma odasını, ofisi, banyoyu ve yatak odasını dolaşacağım. Ve gördüğüm

to go step by step through the different things  that I see, I'm going to name them. If they need  

farklı şeyleri adım adım inceleyeceğiz , onlara isim vereceğim.

any explanation, I'll try to explain them. And I  hope that it will be helpful to you as you expand  

Herhangi bir açıklamaya ihtiyaç duyarlarsa, onları açıklamaya çalışacağım. Ve umarım kelime dağarcığınızı genişletirken size yardımcı olur

your vocabulary. All right, let's start with  the fridge. Here's the fridge, or you can say  

. Pekala, buzdolabıyla başlayalım . İşte buzdolabı veya

"refrigerator," if you want to be extra intense,  but we often just say "fridge." Pretty simple. On  

daha yoğun olmak istiyorsanız   "buzdolabı" diyebilirsiniz, ancak biz genellikle sadece "buzdolabı" deriz. Gayet basit. En

the top, you have the freezer. My freezer is on  top. Sometimes, freezers are on the bottom, or  

üstte, dondurucunuz var. Dondurucum üstte. Bazen dondurucular alttadır veya

sometimes, it's split down the middle and there's  a freezer on one side and a refrigerator or fridge  

bazen ortadan ikiye bölünmüştür ve bir tarafta dondurucu, diğer tarafta buzdolabı veya buzdolabı   bulunur

on the other side. Mine's just on the bottom. You can see I have a lot of magnets and pictures  

. Benimki hemen altta. Buzdolabımda bir sürü mıknatıs ve resim olduğunu görebilirsiniz

on my fridge. That's pretty typical. I have some  magnets that some YouTube subscribers sent me,  

. Bu oldukça tipik. Bazı YouTube abonelerinin bana gönderdiği bazı mıknatıslar,

some pictures, some magnets that  we've picked up as we've traveled,  

bazı resimler, gezerken aldığımız bazı mıknatıslar   var,

but this is pretty typical that you'll see.  Some kind of personal mementos on the fridge.  

ancak bu, göreceğiniz oldukça tipik bir durum. Buzdolabında bir çeşit kişisel hatıra.

Here we have our dining room table. In the  U.S., typically, people will have a dining room,  

Burada yemek masamız var. ABD'de, genellikle insanların bir yemek odası olur

or maybe their kitchen will be a little bit  bigger than mine because we live in an apartment.  

veya bir apartman dairesinde yaşadığımız için mutfakları benimkinden biraz daha büyük olabilir.

It's from the 1920s. Actually, my apartment and  my house is quite different than what you would  

1920'lerden kalma. Aslında benim dairem ve evim,

typically see if you visited someone's house in  the U.S., but a lot of the items are the same. So,  

ABD'de birinin evini ziyaret ettiğinizde göreceğinizden oldukça farklı , ancak çoğu öğe aynı. Yani,

if there're any differences from typical houses in  the U.S., I'll try to explain that to you as well. 

ABD'deki tipik evlerden herhangi bir fark varsa , bunu da size açıklamaya çalışacağım.

Here we have the table. Pretty simple. I bet  you learned that in your maybe first class  

İşte tablomuz var. Gayet basit. Bahse girerim bunu İngilizce dersindeki belki de birinci sınıfında öğrenmişsindir

in English class. We have chairs. We  usually call these kitchen chairs.  

. Sandalyelerimiz var. Bunlara genellikle mutfak sandalyeleri deriz.

Or if you have a separate dining room, you can  call them dining room chairs. Because we have  

Veya ayrı bir yemek odanız varsa onlara yemek odası sandalyeleri diyebilirsiniz.

a one-year-old, you're going to see a lot of  different items around our house that are for  

Bir yaşında bir çocuğumuz olduğu için, evimizin çevresinde

our one-year-old. Here we have his high chair. His  high chair attaches to the kitchen chair, so it's  

bir yaşındaki oğlumuz için birçok farklı eşya göreceksiniz. Burada mama sandalyesi var. Mama sandalyesi mutfak sandalyesine takılıyor, bu yüzden

a little bit different than a stand-alone high  chair, that would be just a separate chair, but  

tek başına bir mama sandalyesinden biraz farklı, bu sadece ayrı bir sandalye olurdu, ancak

we don't have much room in our kitchen so we have  a portable high chair that attaches to a chair. 

mutfağımızda fazla yerimiz yok bu yüzden taşınabilir bir mama sandalyemiz var. bir sandalyeye bağlanır.

Next, let's move on to this table, which is  where we cut things and prepare our food.  

Ardından, bir şeyleri kesip yemeğimizi hazırladığımız bu masaya geçelim.

Here you can see a fruit tray. You might call  it different things, depending on what region  

Burada bir meyve tepsisi görebilirsiniz. ABD'nin hangi bölgesinden olduğunuza bağlı olarak buna farklı adlar verebilirsiniz

of the U.S. you're from. At the moment, we only  have two tangerines on the fruit tray. Typically,  

. Şu anda meyve tepsisinde sadece iki mandalinamız var. Genellikle

we have more. We also have a coaster. This  is where you put your cups or your mugs,  

daha fazlasına sahibiz. Bir de kosterimiz var. Burası fincanlarınızı veya kupalarınızı,

usually hot or cold things to keep the table safe.  We also have a coffee grinder for grinding beans,  

masayı güvende tutmak için genellikle sıcak veya soğuk şeyler koyduğunuz yerdir. Ayrıca çekirdekleri öğütmek için bir kahve değirmenimiz

and a sippy cup for our baby. Let's move along over here. On this side,  

ve bebeğimiz için bir damlatmaz bardağımız var. Burada ilerleyelim. Bu tarafta,

we have our cheese grater. This is with the "T,"  even though it sounds like a "D," "grader." It's a  

peynir rendemiz var. Kulağa "D", "not veren" gibi gelse de bu "T" ile birliktedir. Bu bir

cheese grater. Our knives, we have some measuring  cups in the U.S. We use cups and tablespoons and  

peynir rendesi. Bıçaklarımız, ABD'de bazı ölçüm kaplarımız var.

teaspoons to measure things. A lot of people have  these in plastic, but ours are cute little cats.  

Bir şeyleri ölçmek için bardaklar, yemek kaşığı ve çay kaşığı kullanırız. Pek çok insanda bunlar plastiktir, ancak bizimki sevimli küçük kedilerdir.

And here we have some condiments that we often  use when we're cooking, so we have them close  

Ve burada yemek pişirirken sıklıkla kullandığımız bazı çeşnilerimiz var , bu yüzden onları

by and handy. We just have honey, some balsamic,  some chopsticks, some salt, some olive oil. And,  

yakınımızda ve elimizin altında bulunduruyoruz. Sadece bal, biraz balzamik, yemek çubukları, biraz tuz, biraz zeytinyağımız var. Ve

of course, you can see my plants, which are  not doing too well. I don't have a green thumb,  

tabii ki, pek iyi durumda olmayan bitkilerimi de görebilirsiniz. Dedikleri gibi yeşil bir parmağım yok

as they say. Our plants often die, so they  don't have a good future looking ahead of them. 

. Bitkilerimiz genellikle ölür, bu nedenle önlerinde iyi bir gelecek yoktur.

This is our oven where we cook and bake things.  Typically, we call the top the "stove top" or  

Burası bizim bir şeyler pişirip pişirdiğimiz fırınımız. Genellikle üst kısma "ocak üstü" veya

the "stove," and there's four burners on this  stove top. And we have some nobs for turning  

"soba" deriz ve bu ocak üzerinde dört brülör vardır . Ve ocağı yakmak için bazı nozüllerimiz var

on the stove. Inside is the oven. Often, I'll  just say the "oven" to mean the full stove or  

. İçeride fırın var. Çoğu zaman, tam ocak veya bu tam cihaz anlamında sadece "fırın" diyeceğim

this full device, but you can kind of  use them interchangeably. Some people are  

, ancak bunları birbirinin yerine kullanabilirsiniz. Bazı insanlar

sticklers about that kind of thing. Sticklers  means picky. Picky about those kind of terms,  

bu tür şeyler konusunda titizdir. Yapışkanlar seçici anlamına gelir. Bu tür terimler konusunda seçiciyiz,

but we often say "oven," "stove" for this general  device. But technically, the top is the stove and  

ancak bu genel cihaz için genellikle "fırın", "soba" deriz . Ancak teknik olarak üst kısım ocak ve

inside is the oven. I have some pots and  pans here. There's more under the counter. 

iç kısım fırındır. Burada birkaç tencere ve tavam var. Tezgahın altında daha fazlası var.

Here I have my glass lid because inside I'm making  some butternut squash for lunch a little bit  

Burada cam kapağım var çünkü içinde biraz sonra öğle yemeği için balkabagi yapacağım

later. And my cutting board, I have a couple of  other cutting boards, but this one is my favorite  

. Ve kesme tahtam, birkaç tane daha kesme tahtam var ama bu benim favorim  bu

so it stays close by and handy. On this side of  the kitchen are the oven mitts and our spice rack.  

yüzden yakınımda ve kullanışlı duruyor. Mutfağın bu tarafında fırın eldivenleri ve baharat rafımız var.

Typically, people will say "spice rack," or "spice  cabinet" if they're inside a cabinet. We have,  

Tipik olarak, insanlar bir dolabın içindeyse "baharat rafı" veya "baharat dolabı" derler.

technically, it's a shelf, but we call it the  "spice rack" because all of the spices are there.  

Teknik olarak bir rafımız var, ancak buna "baharat rafı" diyoruz çünkü tüm baharatlar orada.

I also have some tea and some cookbooks and  some miscellaneous things on that shelf as well. 

Ayrıca o rafta biraz çay, biraz yemek kitabı ve çeşitli şeyler var.

This is something that's pretty  different from typical houses in the U.S.  

Bu, ABD'deki tipik evlerden oldukça farklı bir şey.

We have a sink. Most places have a sink with  a faucet. We have the strainer or colander,  

Bir lavabomuz var. Çoğu yerde musluklu bir lavabo bulunur. Makarnayı veya yıkadığımız diğer şeyleri

usually a strainer, for straining pasta  or other things that we're washing.  

süzmek için süzgeç veya süzgecimiz         genellikle bir süzgeçtir .

But, we didn't have a dishwasher until about  one month ago, and it's because this is an old  

Ancak yaklaşık bir ay öncesine kadar bulaşık makinemiz yoktu ve bunun nedeni burasının eski bir

apartment. As I mentioned, it's from the 1920s.  There's not air conditioning, not regular heating,  

daire olması. Bahsettiğim gibi, 1920'lerden kalma. Klima yok, normal ısıtma yok,

no dishwasher, no washer or dryer for clothes,  but we decided to buy a, you can see here,  

bulaşık makinesi, çamaşır makinesi veya çamaşır kurutma makinesi yok, ancak burada gördüğünüz

table top dishwasher. This is not typical in  houses in the U.S., but it's the same idea.  

masa üstü bulaşık makinesi almaya karar verdik. Bu, ABD'deki evlerde tipik değildir , ancak aynı fikirdir.

Typically, they're under the counter and it's  kind of part of the furniture, but you can open  

Genellikle tezgahın altındadırlar ve mobilyanın bir parçasıdır, ancak

the dishwasher and see the dish rack. Here we  have some clean dishes and, apparently, toys  

bulaşık makinesini açıp bulaşık rafını görebilirsiniz. Burada bazı temiz tabaklarımız ve görünüşe göre

that needed to be cleaned too. We have the dish  rack and you put your dishes in the dish rack. 

temizlenmesi gereken oyuncaklarımız da var. Bulaşık rafımız var ve bulaşıklarınızı bulaşık rafına koyuyorsunuz.

And up here, I have a small dish rack just for  more fragile things, like these mugs or these  

Ve burada, bu kupalar veya bu bardaklar gibi daha kırılgan şeyler için küçük bir bulaşıklık var,

glasses, but you can hand dry things and put them  in the rack as well. That's just depending on what  

ancak bu şeyleri elde kurutabilir ve rafa da koyabilirsiniz. Bu,

you have in your house if you have a dishwasher,  or if you need to hand wash things and then put  

evinizde ne olduğuna, bulaşık makineniz varsa veya bulaşıkları elde yıkamanız ve ardından

them in the drying rack or in the rack. Above the  dishwasher, we have a cabinet where we keep our  

kurutma rafına veya rafa koymanız gerekip gerekmediğine bağlıdır. Bulaşık makinesinin üzerinde kuru gıdalarımızı sakladığımız bir dolabımız var

dry goods. You can see we have some  spices, some popcorn, things for baking.  

. Biraz baharatımız, biraz patlamış mısırımız, pişirilecek şeylerimiz olduğunu görebilirsiniz. Saklamak için oraya koyduğumuz

There's some pasta, some kind of leftover dry  goods that we put in there to keep. A lot of  

biraz makarna, bir tür artık kuru gıda var. Pek çok

people will have what you call a "pantry." A  pantry is kind of like a closet where you keep dry  

insan sizin "kiler" dediğiniz şeye sahip olacak. Kiler, kuru ürünleri sakladığınız bir tür dolap gibidir

goods, but our apartment's pretty small, it's old.  We don't have a pantry, so we just have a cabinet. 

, ancak dairemiz oldukça küçük, eski. Kilerimiz yok, bu yüzden sadece bir dolabımız var.

Beside the dishwasher, we have a toaster oven,  and a lot of people will also have a microwave. In  

Bulaşık makinesinin yanında bir ekmek kızartma makinesi fırınımız var ve birçok insanda mikrodalga fırın da olacak.

fact, I'd say 99% of Americans have a microwave.  We just don't have it because we don't have a  

Aslında, Amerikalıların %99'unda mikrodalga fırın olduğunu söyleyebilirim. Çok fazla alanımız olmadığı için elimizde yok

lot of space. This is an old apartment like I  mentioned, so there's a couple key elements,  

. Bu, bahsettiğim gibi eski bir apartman dairesidir , yani birkaç temel unsur vardır,   evimizde

there's one more key element that you will not see  in our house that I'll mention a little bit later,  

görmeyeceğiniz, biraz sonra bahsedeceğim  bir anahtar öğe daha vardır ,

but we have a toaster oven. A lot of people will  have a regular toaster and it will just have  

ancak bir ekmek kızartma makinemiz var. Pek çok insanın normal bir ekmek kızartma makinesi olacak ve sadece

slots. We call this "the toaster" because it's the  only one we have. But if you have a toaster with  

yuvaları olacak. Buna "ekmek kızartma makinesi" diyoruz çünkü elimizdeki tek ekmek kızartma makinesi o. Ancak yuvalı bir ekmek kızartma makineniz

slots and a toaster oven, you probably need to be  a little more specific and just say, "Put it in  

ve bir tost makinesi fırınınız varsa, muhtemelen biraz daha spesifik olmanız ve insanların hangisinin hangisi olduğunu anlaması için "Bunu

the toaster oven" or "I put it in the toaster  oven," just so people know which one it's in. 

ekmek kızartma makinesinin fırınına koy" veya "Ben tost makinesinin fırınına koydum " demeniz gerekir.

We have a paper towel rack. This is the paper  towel rack, the metal piece. And here are some  

bir kağıt havlu askımız var. Bu kağıt havlu askısı, metal parça. Ve işte bazı

paper towels for cleaning up things. We also  have a water kettle, a hot water kettle for  

şeyleri temizlemek için kağıt havlular. Ayrıca bir su ısıtıcımız, suyu ısıtmak için bir sıcak su ısıtıcımız var

heating up water. This is kind of like our little  drink station. I have tea things. Dan has some  

. Bu bizim küçük içki istasyonumuz gibi. Çay şeylerim var. Dan'in biraz

coffee things. We have some dish washing soap.  This is where all of those kinds of extra kitchen  

kahvesi var. Biraz bulaşık sabunumuz var. Tüm bu ekstra mutfak

things happen. And finally, it's a little bit  awkward for me to show you with the camera because  

şeylerinin gerçekleştiği yer burasıdır. Ve son olarak, size kamerayla göstermem biraz garip çünkü

it's a little bit high up so I have to hold the  camera myself, but here we have our dishes. We  

biraz yüksek bu yüzden kamerayı kendim tutmam gerekiyor ama işte bulaşıklarımız.

have big plates, little plates. You might come  across some specific words for different sizes of  

Büyük tabaklarımız, küçük tabaklarımız var. Farklı boyutlardaki tabaklar için bazı belirli kelimelerle karşılaşabilirsiniz

plates, but in reality, we just say "big plates,"  "little plates." We have some wine glasses,  

, ancak gerçekte biz sadece "büyük tabaklar", " küçük tabaklar" deriz. Şarap kadehlerimiz,

some regular glasses, tall glasses, short glasses,  and bowls. A lot of people have different sizes of  

normal kadehlerimiz, uzun kadehlerimiz, kısa kadehlerimiz ve kaselerimiz var. Pek çok kişinin farklı boyutlarda

bowls or different functions for different  bowls, but we keep it simple. "Bowls." 

kaseleri veya farklı kaseler için farklı işlevleri vardır , ancak biz bunu basit tutuyoruz. "Kaseler."

Up on top as well we have some mugs as you can  see. We have a lot of mugs because I feel like  

Yukarıda da gördüğünüz gibi kupalarımız var . Bir sürü kupamız var çünkü

choosing the right mug for that moment is  an important part of drinking a hot drink.  

o an için doğru kupayı seçmenin sıcak bir içecek içmenin önemli bir parçası olduğunu düşünüyorum.

You have to have the right mug. Do I want the mug  with birds on it? Do I want the mug with a rainbow  

Doğru bardağa sahip olmalısınız. Üzerinde kuşlar olan kupayı istiyor muyum? Üzerinde gökkuşağı olan kupayı istiyor muyum

on it? It just depends, and it kind of lends the  experience, a richer feeling. I don't know if you  

? Duruma göre değişir ve deneyime daha zengin bir his katar. Kahvenizi veya çayınızı

feel the same way about the mug that you drink  your coffee or your tea out of, but I feel like  

içtiğiniz kupa için aynı şeyi hissediyor musunuz bilmiyorum ama bence

the mug is important to me. All  right, let's go to the next room. 

kupa benim için önemli. Pekala, yan odaya geçelim.

When you first come into our house, we have a  shoe rack where we line up our shoes, and this is  

Evimize ilk geldiğinizde ayakkabılarımızı dizdiğimiz bir ayakkabı rafımız vardır ve bu

typical in some American houses. But, in a lot  of American houses, people keep their shoes on.  

bazı Amerikan evlerinde tipiktir. Ancak birçok Amerikan evinde insanlar ayakkabılarını çıkarmazlar.

For us, we lived in Korea for a couple of years so  we got used to taking off our shoes, and we have a  

Bizim için birkaç yıl Kore'de yaşadık, bu yüzden ayakkabılarımızı çıkarmaya alıştık ve

sign on the door that says, "Please take off your  shoes. We will appreciate it." But, a lot of our  

kapımızda "Lütfen ayakkabılarınızı çıkarın . Takdir ederiz." Ancak birçok

friends have never actually looked at the sign and  we don't tell them, "Hey, take off your shoes."  

arkadaşımız tabelaya hiç bakmadı ve onlara "Hey, ayakkabılarını çıkar" demiyoruz. Konu

We're pretty relaxed when it comes to guests,  but for ourselves, we always take off our shoes.  

misafirler olduğunda oldukça rahatız, ancak kendimiz için her zaman ayakkabılarımızı çıkarırız. Hızlıca

If we need to run into the house for something  quickly, then it's not a big deal, but we have  

bir şey için eve girmemiz gerekiyorsa , bu büyük bir sorun değildir, ancak evimize geldiğimizde

a shoe rack so that we can easily take off our  shoes and put them away when we come in our house. 

ayakkabılarımızı kolayca çıkarabilmemiz ve kaldırabilmemiz için bir ayakkabı rafımız vardır .

Welcome to our living room. There is one thing  I want to mention about our living room, maybe a  

Oturma odamıza hoş geldiniz. Oturma odamız hakkında bahsetmek istediğim bir şey var, belki

couple of things, but specifically one thing that  you're not going to see in our living room that's  

birkaç şey, ama özellikle oturma odamızda görmeyeceğiniz

pretty typical, and that's just a TV. You could  say "television," but we often just say "TV."  

oldukça tipik bir şey ve bu sadece bir TV. "Televizyon" diyebilirsiniz, ancak biz genellikle sadece "TV" deriz.

Why don't we have a TV? Well, it was a conscious  decision to not have a TV. First of all, because  

Neden televizyonumuz yok? TV'ye sahip olmamak bilinçli bir karardı. Her şeyden önce,

I'm not a big fan of different TV shows and  it's just not that enjoyable for me. But also,  

farklı TV şovlarının büyük bir hayranı değilim ve bu benim için o kadar da eğlenceli değil. Ama aynı zamanda,

I feel like I don't want to just have  it on and always be watching. Anyway,  

Onu açıp sürekli izlemek istemiyormuşum gibi hissediyorum. Her neyse,

we can talk about that another time. I want to let you know that it's pretty typical  

bunun hakkında başka zaman konuşabiliriz.

to see a TV in American households in their living  room or you could say "family room." Some people  

Amerikan evlerinde oturma odalarında TV görmenin oldukça tipik olduğunu veya "aile odası" diyebileceğinizi bilmenizi isterim. Bazı kişiler

say "main room." Some people say "den," kind  of like a "lion's den." This is like a cave,  

"ana oda" der. Bazı insanlar "aslan ini" gibi "den" der. Burası bir mağara gibi,

but people say "den." I don't know if that's  a Southern word, but some of my friends in the  

ama insanlar "den" diyor. Bunun Güneyli bir kelime olup olmadığını bilmiyorum ama güneydeki bazı arkadaşlarım

south say that. But, we call this just  the "living room" or the "main room."  

bunu söylüyor. Ancak biz buna sadece "oturma odası" veya "ana oda" diyoruz.

And that's where we spend a lot of our time. On  this side of the living room, we have a piano,  

Ve zamanımızın çoğunu burada geçiriyoruz. Oturma odasının bu tarafında bir piyanomuz,

some shelves for displaying different  things. You might hear this called  

farklı şeyleri sergilemek için bazı raflarımız var . Buna

"knick-knacks," and that means sometimes  sentimental things sometimes just  

"ıvır zıvır" dendiğini duyabilirsiniz ve bu, bazen  duygusal şeyler, bazen de

junk. But for us, we try to keep only things that  matter to us. We have some sentimental items on  

önemsiz şeyler anlamına gelir. Ancak bizim için yalnızca bizim için önemli olan şeyleri elimizde tutmaya çalışıyoruz. Raflarımızda   bazı duygusal ürünlerimiz var

our shelves. And on the piano, there's  some picture frames and another coaster. 

. Piyanoda bazı resim çerçeveleri ve başka bir bardak altlığı var. Oturma odamızın her yerinde

You might see as well that we have a lot of baby  gates everywhere in our living room. It blocks  

çok sayıda bebek kapısı olduğunu da görebilirsiniz .

off the full living room. And that's because we  have a one-year-old. It keeps him safe. It keeps  

Oturma odasının   tamamını kapatır. Bunun nedeni bir yaşında bir çocuğumuz olmasıdır. Onu güvende tutar.

us sane. And maybe for you, if you have a baby,  you also have some baby gates. I highly doubt that  

Aklı başında olmamızı sağlar. Ve belki sizin için bir bebeğiniz varsa, bazı bebek kapılarınız da vardır.

you have a tent in your living room, but if you  have a baby, if you have a kid that likes to play,  

Oturma odanızda çadır olduğundan şüpheliyim ama bir bebeğiniz varsa, oynamayı seven bir çocuğunuz varsa

maybe you have a tent. We just have this tent  with all of our baby's toys inside. And he  

belki bir çadırınız vardır. Bebeğimizin tüm oyuncaklarının içinde olduğu bu çadıra sahibiz. Ve

goes in there and plays and we play with him in  there. And it's just part of our living space. 

oraya gidip oynuyor ve biz de onunla orada oynuyoruz. Ve bu sadece yaşam alanımızın bir parçası.

Now, let's go on to our bookshelf. Our bookshelf  is one of the main items, main pieces of furniture  

Şimdi kitaplığımıza geçelim. Kitaplığımız oturma odamızdaki ana öğelerden, ana mobilya parçalarından biridir

in our living room. We have the bookshelf, the  couch, and the piano. Those are kind of the  

. Kitap rafımız, kanepemiz ve piyanomuz var. Bunlar bir bakıma

centerpieces of this room. On our bookshelf, of  course, we have books. They are somewhat organized  

bu odanın en önemli parçaları. Kitaplığımızda elbette kitaplarımız var. Bir şekilde

by topic, not so much right now because I  just tried to organize them there myself.  

konuya göre düzenlenmişler, şu anda pek değil çünkü onları orada kendim düzenlemeye çalıştım.

On the bookshelf, we have some speakers. We  have some other miscellaneous things up here,  

Kitap rafında bazı konuşmacılarımız var. Burada,

like our pumpkins that are kind of rotting.  Do we need to get rid of them? On the bottom,  

çürümekte olan balkabaklarımız gibi başka muhtelif şeyler de var. Onlardan kurtulmamız gerekiyor mu? En altta,

we have some toys for our baby. The first two  shelves are baby things. And then, these shelves  

bebeğimiz için bazı oyuncaklarımız var. İlk iki raf bebek eşyalarıdır. Ve sonra, ulaşamadığı bu raflar

that he can't reach, those are for us. We can say,  "This is a bookshelf," and "These are shelves." 

bizim için. "Bu bir kitaplık" ve "Bunlar raflar" diyebiliriz.

This is where we lounge. This is the couch. We  call this a "coffee table," even though we don't  

Burada dinleniyoruz. Bu kanepe. Üzerinde genellikle kahve bulunmasa da buna "sehpa" diyoruz

typically have coffee on it, but it usually just  means that kind of small-ish table that's in the  

, ancak bu genellikle

middle of your living room or close to the couch.  You might be surprised that sometimes Americans  

oturma odanızın ortasında veya kanepeye yakın küçük masa anlamına gelir. Bazen Amerikalıların

put their feet on this. I don't know if you do  this, but I know in some cultures, it's seen as  

buna ayak uydurmasına şaşırabilirsiniz. Bunu yapıp yapmadığınızı bilmiyorum , ancak bazı kültürlerde bunun

extremely gross, but you just prop up your feet  up on the coffee table and kick back and relax.  

son derece iğrenç görüldüğünü biliyorum, ancak ayaklarınızı sehpanın üzerine uzatıp, arkanıza yaslanın ve rahatlayın.

Behind the coffee table, you can see we have  a side table. I know this expression is really  

Sehpanın arkasında bir yan sehpamız olduğunu görebilirsiniz. Bu ifadenin gerçekten basit olduğunu biliyorum

simple and it's kind of obvious, but if you want  to denote which table, you could just say the  

ve bir bakıma bariz, ancak hangi masayı belirtmek istiyorsanız,

"side table" or the table beside the couch. And  on the side table, there is a lamp that we use to  

"yan masa" veya kanepenin yanındaki masa diyebilirsiniz. Yan masada da akşamları okumalarımızı aydınlatmak için kullandığımız bir lamba var

light our reading in the evening. On this side of our living room,  

. Oturma odamızın bu tarafında

we have, we call this just our Ikea  chair because it came from Ikea. But,  

,   buna sadece Ikea  sandalyemiz diyoruz çünkü IKEA'dan geldi. Ancak   oturma odalarında bunun gibi

you might see people who have comfortable chairs  like this in their living room. You might see them  

rahat sandalyeleri  olan insanları görebilirsiniz .

calling them an "easy chair." Usually, an easy  chair is a little bit bigger than this, a little  

Onlara   "rahat koltuk" dediklerini görebilirsiniz. Genellikle rahat bir koltuk bundan biraz daha büyük,

bit more comfortable. Or, you might hear them  call it a "lazy boy." They're not talking about  

biraz daha rahattır. Veya ona "tembel çocuk" dediklerini duyabilirsiniz.

how you're not studying and you're not working  hard. "I'm sitting on the lazy boy." No, it just  

Nasıl çalışmadığınız ve sıkı çalışmadığınız hakkında konuşmuyorlar. "Tembel çocuğun üzerinde oturuyorum." Hayır, sadece

means that when you sit on it, you feel lazy, you  feel comfortable. A lazy boy has a foot prop that  

üzerine oturduğunuzda kendinizi tembel, rahat hissettiğiniz anlamına gelir. Tembel bir çocuğun,

comes up so you can completely relax and lay back.  But, for us, we just call this our Ikea chair. It  

tamamen rahatlayıp arkanıza yaslanabilmeniz için yukarı çıkan bir ayak desteği vardır. Ama bizim için buna sadece Ikea sandalyemiz diyoruz.

kind of bounces a little bit. It's not a rocking  chair, it doesn't completely go back and forth,  

Biraz sekiyor. Bu bir sallanan sandalye değildir, tamamen ileri geri gitmez,

but it has a little bit of movement. We have here our window sill. The window sill  

ama biraz hareketi vardır. Burada pencere pervazımız var. Pencere pervazları

is the place where we can put seasonal things or  just some decorations if we want. And the window,  

mevsimlik şeyler veya istersek sadece bazı süslemeler koyabileceğimiz yerdir. Ve pencere,

here we have the inner window. It has some kind  of maybe more old fashioned, the 1920s style,  

burada iç penceremiz var. Burada bir tür belki daha eski moda, 1920'ler stili

panels here. We also have inside our window  another feature, so let's get a little closer  

paneller var. Penceremizin içinde başka bir özelliğimiz daha var, o yüzden biraz daha yaklaşalım

and take a look. Most windows in the U.S. have a  screen, and that's on the other side of this main  

ve bir göz atalım. ABD'deki çoğu pencerede bir ekran vardır ve bu, yazın

window, just to prevent mosquitoes and bugs coming  in in the summertime. But because it's winter,  

sivrisineklerin ve böceklerin girmesini önlemek için bu ana pencerenin diğer tarafındadır . Ancak mevsim kış olduğu için,

we also have another pane, a window pane that's  down. It's the storm window. So, here you're only  

başka bir camımız daha var, kapalı olan bir pencere camımız . Fırtına penceresi. Yani, burada sadece

seeing the regular window pane, but on the other  side, we have a second layer that's called a storm  

normal pencere bölmesini görüyorsunuz, ancak diğer tarafta, fırtına penceresi adı verilen ikinci bir katmanımız var

window. You could put it down in case of a storm,  but typically, it's used in the winter time,  

. Bir fırtına durumunda bırakabilirsiniz, ancak genellikle kış aylarında kullanılır,

usually for older houses, because older houses  have two layers of window. They don't have  

genellikle eski evlerde çünkü eski evlerde iki kat pencere vardır.

maybe some modern technology for the windows'  structure. We have a screen, a storm window,  

Pencerelerin yapısı için   belki bazı modern teknolojilere sahip değiller . Bir ekranımız, bir fırtına penceremiz

and just this regular window inside. Before we leave this room, I just want to  

ve içeride sadece bu normal penceremiz var. Bu odadan ayrılmadan önce,

quickly talk about the basics of a room. We  have, of course, the walls and the ceiling.  

hızlıca bir odanın temellerinden bahsetmek istiyorum. Elbette duvarlarımız ve tavanımız var.

But, here we have hardwood floors. We don't have  any carpet in our house and that's mainly because  

Ama burada parke zeminlerimiz var. Evimizde hiç halı yok ve bunun başlıca nedeni

it's an older apartment so it has wood, but  also because we have two cats and a baby so  

eski bir apartman dairesi olması dolayısıyla ahşap olması ama aynı zamanda iki kedimiz ve bir bebeğimiz olduğu için

it's a little bit difficult to clean carpet. But,  most American houses will have carpets, usually in  

halıyı temizlemek biraz zor. Ancak çoğu Amerikan evinde, genellikle

the bedrooms, or if they have an upstairs area  in the upstairs, but some will have it as well  

yatak odalarında veya üst katta bir üst kat alanı varsa halılar olacaktır , ancak bazılarının

in the main room or in the living room. I think it's kind of becoming a more modern  

ana odasında veya oturma odasında da halı olacaktır. Bence parke zeminlere sahip olmak daha modern bir şey haline geliyor

thing to have hardwood floors, kind of going  back to that classic style. You might see that,  

, bir nevi o klasik tarza geri dönüyoruz. Bunu görebilirsiniz,

you might have that in your house if you live in  the U.S. Carpets and rugs. Rugs are just removable  

ABD'de yaşıyorsanız evinizde olabilir. Halılar ve kilimler. Kilimler yalnızca çıkarılabilir

small carpets. Rugs and carpets are pretty  typical, but we just have hardwood floors. This  

küçük halılardır. Kilimler ve halılar oldukça tipiktir, ancak sadece parke zeminlere sahibiz. Bu

is not laminate. In the kitchen, you saw laminate.  Laminate is just kind of like a plastic flooring.  

laminat değildir. Mutfakta laminat gördünüz. Laminat, plastik bir döşeme gibidir.

It's typically in kitchens because it's easy to  clean, but here we have real wood hardwood floors. 

Temizlemesi kolay olduğu için genellikle mutfaklarda bulunur , ancak burada gerçek ahşap parke zeminlerimiz var.

Welcome to our office, drum room, spare bedroom, a  little bit of everything, and another dying plant.  

Ofisimize, davul odamıza, boş yatak odamıza, her şeyden biraz ve ölmekte olan başka bir bitkiye hoş geldiniz.

And oh, we have Dan. Dan's working on editing a  vocabulary video for The Fearless Fluency Club.  

Ve ah, elimizde Dan var. Dan, The Fearless Fluency Club için bir kelime videosu düzenlemeye çalışıyor.

If you'd like to learn with us, you can learn  with us every month. In this room, we have the  

Bizimle öğrenmek isterseniz her ay bizimle öğrenebilirsiniz. Bu odada

office desk. We have the desktop computer. We have  laptops and whatnot as well, but the desktop is  

ofis masamız var. Masaüstü bilgisayarımız var. Dizüstü bilgisayarlarımız da var, ama masaüstü bilgisayar

great for editing videos and having a big screen.  He is sitting in an office chair, and he is using  

videoları düzenlemek ve büyük bir ekrana sahip olmak için harika. Bir ofis koltuğunda oturuyor ve

some of the office equipment. How's it going? Dan: 

bazı ofis ekipmanlarını kullanıyor. Nasıl gidiyor? Dan:

It's going well. Vanessa: 

İyi gidiyor. Vanessa:

Are you getting some inspiration from the fish? Dan: 

Balıktan ilham alıyor musun? Dan:

Obviously. There are huge ball of algae over here. 

Açıkçası. Burada kocaman bir yosun topu var.

Vanessa: Yep. Yep. 

Vanessa: Evet. Evet.

Welcome to our bathroom. We have  only one bathroom in our apartment.  

Banyomuza hoş geldiniz. Dairemizde yalnızca bir banyo bulunmaktadır.

A lot of American houses have at least two, but  our apartment's a good size for one bathroom.  

Birçok Amerikan evinde en az iki tane vardır, ancak dairemiz bir banyo için iyi bir boyuttadır.

Typically, in the U.S., we say "bathroom."  In the UK, you're going to hear people say  

ABD'de tipik olarak "banyo" deriz. Birleşik Krallık'ta insanların

"toilet," but in the U.S., we do not say "toilet,"  unless we're talking about the physical object,  

"tuvalet" dediğini duyacaksınız, ancak ABD'de fiziksel nesne "tuvalet" hakkında konuşmadığımız sürece

the "toilet." In the U.S., when you say "toilet,"  you feel a little bit dirty maybe because you're  

"tuvalet" demiyoruz. ABD'de "tuvalet" dediğinizde, belki de

imagining the throne, that chair that you sit  on. So, it's a little bit weird in the U.S. if  

tahtı, oturduğunuz o sandalyeyi hayal ettiğiniz için kendinizi biraz kirli hissediyorsunuz . Yani, ABD'de

you say, "I'm going to go to the toilet." We can  imagine that piece of furniture. It's a little  

"Tuvalete gideceğim" demeniz biraz tuhaf. O mobilya parçasını hayal edebiliyoruz.

bit better to say, "I'm going to the bathroom." We use the term "restroom" to talk about a public  

"Ben tuvalete gidiyorum" demek biraz daha iyidir. Halka açık bir yerden bahsetmek için "tuvalet" terimini kullanırız

place. Some people might even say "bathroom" for  a public place. Maybe in a restaurant or maybe  

. Hatta bazı kişiler halka açık bir yer için "banyo" bile diyebilir . Belki bir restoranda veya belki

in a gas station, or if you're driving on a road  trip, there might be a rest stop and you go to the  

bir benzin istasyonunda veya bir yolculuğa arabayla  çıkıyorsanız , bir dinlenme durağı olabilir ve

restroom inside the rest stop. Those are the most  typical expressions that you're going to hear in  

dinlenme durağının içindeki tuvalete gidersiniz. Bunlar,

the U.S. Bathroom and restroom. But, I would not  say, "This is the restroom." If I said "restroom"  

ABD Banyosu ve tuvaletinde duyacağınız en tipik ifadelerdir. Ancak "Burası tuvalet" demezdim. Bir arkadaşımın evinde "tuvalet"                                      ...

at a friend's house, "I'm going to go to the  restroom," it's quite formal, and it seems a  

little bit weird like I'm trying to be too formal  when really I'm just going to the bathroom and  

tuvalete ve

it's my friend's house. So, I recommend using  "restroom" only for maybe workplace situations,  

orası arkadaşımın evi. Bu nedenle, "tuvalet"i yalnızca iş yeri durumları için

or for public places like restaurants or gas  stations where you're going to the bathroom. 

veya tuvalete gideceğiniz restoranlar veya benzin istasyonları gibi halka açık yerler için kullanmanızı öneririm .

It's going to be a little bit tricky to film in  here because the bathroom's long and narrow, but  

Banyo uzun ve dar olduğu için burada çekim yapmak biraz zor olacak ama

we're going to make it work. Here we have the  shower, and we know it's a shower because we  

onu çalıştıracağız. Burada duşumuz var ve duş perdemiz olduğu için duş olduğunu biliyoruz

have a shower curtain, but in the U.S., you'll  typically find two shower curtains. On the  

, ancak ABD'de genellikle iki duş perdesi bulacaksınız.

outside, there's one that has usually a nice,  pretty color on it. And then on the inside,  

Dışında, üzerinde genellikle hoş, hoş bir renge sahip olan bir tane vardır . Ve sonra içeride,

you'll see a shower curtain liner. And this  is, I'll try to show you here, this is on the  

bir duş perdesi astarı göreceksiniz. Ve bu, size burada göstermeye çalışacağım, bu

inside of the bath tub, and that's to prevent  water from spilling out. I know I visited some  

küvetin iç tarafında ve suyun dışarı taşmasını önlemek için.

other countries that don't have shower curtains  at all and I found it quite difficult to take  

Duş perdesi olmayan başka ülkeleri ziyaret ettiğimi biliyorum ve

a shower without getting the whole bathroom wet.  In the U.S., it's convenient, we've got a shower  

tüm banyoyu ıslatmadan duş almanın oldukça zor olduğunu biliyorum. ABD'de kullanışlıdır, bir duş

curtain, and we have a shower curtain rod up  here you can see to hold the shower curtain. 

perdemiz ve yukarıda duş perdesini tutmak için görebileceğiniz bir duş perdesi çubuğumuz vardır.

Inside the shower, we have a bathtub. You can take  a bath in here, but most people don't take a bath.  

Duşun içinde bir küvetimiz var. Burada banyo yapabilirsiniz, ancak çoğu insan banyo yapmaz.

Usually, just kids take a bath. It's  kind of small, it's not so comfortable,  

Genellikle, sadece çocuklar banyo yapar. Biraz küçük, çok rahat değil

and it's not really part of American culture  for adults to take a bath. You might see in some  

ve yetişkinlerin banyo yapması Amerikan kültürünün bir parçası değil . Bazı

movies maybe a woman in a bathtub with a glass  of wine and there're some candles. This is not  

filmlerde küvette bir kadeh şarap ile bir kadın görebilirsin ve bazı mumlar vardır. Bu

typical at all. That hardly ever happens. We just  don't really soak in the bath. Some people find it  

hiç tipik değil. Bu neredeyse hiç olmaz. Sadece gerçekten banyoya girmeyiz. Bazı insanlar

dirty to sit in the bath water, because  maybe we don't clean the bathtubs as often as  

banyo suyuna oturmayı kirli buluyor çünkü belki biz küvetleri

countries who take baths. Here have also a shower  rack. You can see it's hanging on the shower  

banyo yapan ülkeler kadar sık ​​temizlemiyoruz. Burada ayrıca bir duş rafı vardır. Duş başlığında asılı olduğunu görebilirsiniz

head. The shower head is where the water comes  out. We have the shower head, the shower rack,  

. Duş başlığı, suyun çıktığı yerdir . Duş başlığımız, duş rafımız

and up here, we have our shampoo and conditioner  and soap and whatnot, but we have the shower rack. 

ve burada şampuanımız, saç kremimiz , sabunumuz ve benzeri şeyler var ama duş rafımız var.

Moving on in the bathroom, we have a  little table here with some toiletries on  

Banyoya geçiyoruz, burada küçük bir masamız var ve masanın üzerinde biraz banyo malzemeleri var

the table. There're some lotions or contacts  or toothpaste. These are things that you use  

. Bazı losyonlar veya kontaklar veya diş macunu var. Bunlar,

to get ready in the morning or to get ready  for bed. They're toiletries. We have a soap  

sabah hazırlanmak veya yatmak için   kullandığınız şeylerdir. Onlar banyo malzemeleri.

dispenser and we have the sink and a faucet. And  it's pretty typical that you'll see an outlet as  

Sabunlukumuz, lavabomuz ve musluğumuz var. Banyoda da bir priz görmeniz oldukça normaldir

well in the bathroom. I know some countries don't  have outlets in the bathroom. It can be kind of  

. Bazı ülkelerde banyoda priz olmadığını biliyorum.

dangerous to have an outlet in the bathroom, so  of course just don't put your hairdryer in the  

Banyoda priz olması biraz tehlikeli olabilir, bu nedenle saç kurutma makinenizi lavaboya koymayın

sink. Little word of wisdom. And it wouldn't be  a bathroom without a toilet. We have the toilet,  

. Küçük bilgelik sözü. Ve tuvaletsiz bir banyo olmazdı. Tuvaletimiz,

we have toilet paper, and we have the handle  for flushing the toilet, as well as usually  

tuvalet kağıdımız ve tuvaletin sifonunu çekmek için kulpumuz ve ayrıca

two separate lids on the toilet. I know  some countries don't have two separate lids,  

tuvalette genellikle iki ayrı kapak vardır. Biliyorum bazı ülkelerde iki ayrı kapak yoktur,

it's kind of a all in one combo. But  in U.S., we have two separate lids,  

bu bir çeşit hepsi bir arada kombinasyondur. Ancak ABD'de iki ayrı kapağımız vardır

and usually a brush, a toilet brush for cleaning  the toilet, and a plunger in case you need it. 

ve genellikle bir fırça, tuvaleti temizlemek için bir tuvalet fırçası ve ihtiyaç duymanız durumunda bir piston vardır. Evimizin tam deneyimini tamamlamak için

And don't forget some more dying plants just  to round out your full experience of our house.  

biraz daha ölmekte olan bitkiyi de unutmayın .

Oh, I don't want to forget as well. We have  these hand towels. This hand towel is for drying  

Ah, ben de unutmak istemiyorum. Bu el havlularımız var. Bu el havlusu,

your hands after you wash your hands. And a  wash cloth. This is for washing your face.  

ellerinizi yıkadıktan sonra ellerinizi kurutmak içindir. Ve bir yıkama bezi. Bu yüzünü yıkamak için.

Oftentimes, a hand towel will have a little  ring and it will be inside that ring,  

Çoğu zaman, bir el havlusunun küçük bir halkası olacaktır ve bu halkanın içinde olacaktır,

but we don't have that so we just  hang it over the shower curtain rod. 

ancak bizde o yok, bu yüzden onu duş perdesi çubuğunun üzerine asıyoruz.

Welcome to my bedroom. The lighting is a little  bit different in here because we have some extreme  

Yatak odama hoş geldiniz. Buradaki ışıklandırma biraz farklı çünkü bizim

blackouts shades and blackout curtains so that  we can sleep and so that our baby can sleep,  

uyuyabilmemiz ve bebeğimizin uyuması için,

especially when he takes a nap during the day.  You can see here on the window, we have some  

özellikle gün içinde şekerleme yaptığında, bazı aşırı karartma gölgelerimiz ve karartma perdelerimiz var. Burada pencerede görebilirsiniz, bazı

black shades and also some black curtains that  is essential and it has helped our life so much.  

siyah gölgelerimiz ve ayrıca bazı siyah perdelerimiz gerekli ve hayatımıza çok yardımcı oldu.

All right, let me show you around. Of course,  the main feature of a bedroom is the bed. Here's  

Pekala, sana etrafı gezdireyim. Bir yatak odasının ana özelliği elbette yataktır. İşte

our bed. We have a quilt on our bed. This is  something that Dan's great-grandmother made,  

yatağımız. Yatağımızda yorgan var. Bu, Dan'in büyük büyükannesinin yaptığı bir şey,

but you'll often see simply sheets in  the summertime or maybe a thin blanket. 

ancak yazın genellikle sadece çarşaf veya ince bir battaniye görürsünüz.

But in the winter, you'll see a comforter. This  is a thick, fuller type of blanket. In Europe, a  

Ama kışın bir yorgan göreceksin. Bu kalın, daha dolgun bir battaniye türüdür. Avrupa'da

lot of people use a duvet, but in the U.S., I had  actually never heard of a duvet until I went to  

birçok kişi yorgan kullanır, ancak ABD'de aslında Avrupa'ya gidene kadar yorganın adını hiç duymamıştım

Europe. It's not so common in the U.S. Maybe I'm  just like in the little isolated bubble of people  

. ABD'de o kadar yaygın değil. Belki de yorganı olmayan insanlardan oluşan küçük, izole bir baloncuğa benziyorum

who don't have duvet. If you're in the U.S., let  me know if you have a duvet. But typically, you'll  

. ABD'deyseniz yorganınız varsa bana bildirin. Ancak genellikle

see a quilt or a comforter or just some sheets. You'll see over here is my baby's crib. A lot  

bir yorgan veya yorgan veya yalnızca birkaç çarşaf görürsünüz. Burada bebeğimin beşiği olduğunu göreceksin.

of people in the U.S. who have a child, they  have a separate room for their child, but our  

ABD'de çocuğu olan pek çok kişinin çocukları için ayrı bir odası vardır, ancak

apartment is small so we make do with what we  have. He sleeps here in this crib. On this side,  

dairemiz küçük olduğundan elimizdekilerle yetiniyoruz . Burada, bu beşikte uyuyor. Bu tarafta

there is a night stand. I have a  night stand as well over on this side.  

komodin vardır. Bu tarafta da bir gecelik ilişkim var.

The night stand is the table that goes beside  your bed. And typically, there's a lamp on the  

Komodin, yatağınızın yanında duran masadır . Ve genellikle komodinin üzerinde bir lamba bulunur

night stand. Maybe there's a drawer or a shelf,  and you can put some books or something in that  

. Belki bir çekmece veya raf vardır ve o komodinin içine uyurken kullandığınız kitap veya başka bir şey koyabilirsiniz

night stand that you use when you're sleeping. This is our set of drawers. You might hear  

. Bu bizim çekmece setimiz.

people say "dresser drawers." This feel like it's  a little bit older English, like maybe my parents  

İnsanların "şifonyer çekmeceleri" dediğini duyabilirsiniz. Bu biraz daha eski bir İngilizce gibi geliyor, mesela ailem   veya büyükbabam

or my grandparents might say "dresser drawers."  But for me, I just say "a set of drawers" or  

veya büyükbabam "şifonyer çekmeceleri" diyebilir. Ama benim için sadece "çekmece takımı" veya

"It's in the drawer." This is a difficult word to  pronounce, so I hope that you can say it clearly.  

"Çekmecede" diyorum. Bu, telaffuzu zor bir kelimedir , bu yüzden umarım net bir şekilde söyleyebilirsiniz.

Drawers. Drawers. Inside our closet, you'll  see some clothes that are hanging up. We hang  

Çekmeceler. Çekmeceler. Dolabımızın içinde asılı duran bazı giysiler göreceksiniz.

up the clothes in the closet, or you can say  "They're hanging in the closet." And they're  

Kıyafetleri dolaba asıyoruz ya da "Dolapta asılı" diyebilirsiniz. Ve

hanging on what? They're hanging on hangers.  A lot of words that have to do with "hang"  

neye asılıyorlar? Askılara asılıyorlar. "Asmak"   ile ilgili,

that have to do with the closet. The clothes are  hanging up in the closet. Some people also fold  

dolapla ilgili birçok kelime. Giysiler dolaba asılıyor. Bazı insanlar ayrıca

their clothes up here, maybe some winter clothes  or some pants that you don't want to hang up. 

giysilerini burada katlar, belki bazı kışlık giysiler veya asmak istemeyeceğiniz bazı pantolonlar. Şunu

One quick thing that I'd like to mention that we  don't have but often typical American houses will,  

belirtmek isterim ki biz yok ama genellikle tipik Amerikan evleri,

especially standalone houses, apartment  sometimes have this, sometimes don't, but a  

özellikle müstakil evler, apartman daireleri bazen buna sahiptir, bazen yoktur, ancak

lot of houses have a master bath or you can say  "master bathroom." And that's a bathroom that's  

birçok evde ebeveyn banyosu vardır veya siz diyebilirsiniz "ana banyo." Bu da en

connected to the biggest bedroom. Typically, if  you have a household of parents and two children,  

büyük yatak odasıyla bağlantılı bir banyo. Genellikle, ebeveynleriniz ve iki çocuğunuzdan oluşan bir haneniz varsa,

the parents' bedroom is the biggest bedroom,  and attached to the parents' bedroom  

ebeveyn yatak odası en büyük yatak odasıdır ve ebeveyn yatak odasına bitişik   ebeveyn

is the master bath. In the house that I grew up  in, my parents had this, Dan's parents had this  

banyosudur. Büyüdüğüm evde ailemde bu vardı, Dan'in ailesinde de bu vardı

as well. But in our apartment, we only have the  one bathroom that I showed you. We don't have a  

. Ancak dairemizde size gösterdiğim tek banyomuz var.

master bath. It's just the bathroom of the house.  You might see this. And if you are in someone's  

Ebeveyn banyomuz yok. Evin sadece banyosu. Bunu görebilirsin. Ve birinin

house or if you're describing a house or maybe  you're buying a house or renting one in the U.S.,  

evindeyseniz veya bir evi tarif ediyorsanız veya ABD'de bir ev satın alıyor veya kiralıyorsanız,

you might hear that term mentioned. "There's a  master bath," or "There's a master bathroom."  

bu terimin kullanıldığını duyabilirsiniz. " Ebeveyn banyosu var" veya "Ebeveyn banyosu var."

Both of those terms are the same thing.  It's just a shortened version of "bathroom." 

Bu terimlerin ikisi de aynı şeydir. Bu sadece "banyo"nun kısaltılmış hali.

Let's start by talking about some common kitchen  appliances. One of the most common appliances is  

Bazı yaygın mutfak aletleri hakkında konuşarak başlayalım . En yaygın cihazlardan biri

the fridge, or you can say "refrigerator," but  this is a pretty big words so we often cut it down  

buzdolabıdır veya "buzdolabı" da diyebilirsiniz, ancak bu oldukça büyük bir kelimedir, bu nedenle genellikle onu kısaltır

and just say "fridge." Good news for you. In the  U.S., we have giant fridges. I've never been in  

ve sadece "buzdolabı" deriz. Senin için iyi haber. ABD'de dev buzdolaplarımız var.

any other country that had fridges as big as in  the U.S. Maybe that's kind of typical. We like to  

ABD'deki kadar büyük buzdolapları olan başka bir ülkede hiç bulunmadım. Belki bu biraz tipiktir.

make things super big. On the top in my fridge,  we have the fridge part, and on the bottom is  

İşleri süper büyütmeyi severiz. Buzdolabımın üst tarafında buzdolabı bölümümüz var ve  alt kısmında da

the freezer. We'll take a look at that in just a  second. It's pretty typical that in the fridge,  

dondurucu var. Biraz sonra buna bir göz atacağız . Buzdolabında

you have different shelves. It's a little  bit bright on my camera. I'm sorry. 

farklı rafların olması oldukça normaldir. Kameramda biraz parlak. Üzgünüm.

And then at the bottom, we call these  vegetable crispers. "A crisper."  

Ve en altta, bunlara sebzelik diyoruz. "Bir sebzelik."

We don't use that that often, but it's the crisper  bin. And it's somewhere that you'll put your  

Bunu çok sık kullanmayız, ancak daha sebzeliktir. Ve

fresh vegetables, fresh fruit to keep them crisp  and that is fresh exactly the way you want them.  

taze sebzelerinizi, taze meyvelerinizi çıtır çıtır tutmak için koyacağınız ve tam istediğiniz gibi taze olacakları bir yerdir.

On the bottom of my fridge is the freezer.  Sometimes, the freezer will be kind of split  

Buzdolabımın alt kısmında dondurucu var. Bazen, dondurucu

in half and it will be on one side or the other,  but mine is a top and bottom type of deal.  

ikiye bölünür ve bir tarafta veya diğer tarafta olur, ancak benimki baştan aşağı bir anlaşma türüdür.

On the bottom is the freezer, which is where we  keep some leftover soup, some frozen vegetables,  

Altta, çorba artıklarını, donmuş sebzeleri,

frozen fruit, ice, ice cream. Anything that you  want to keep super cold, you put in the freezer. 

donmuş meyveleri, dondurmaları, dondurmaları sakladığımız dondurucu var. Çok soğuk tutmak istediğiniz her şeyi dondurucuya koyarsınız.

The second most common kitchen appliance is a  stove and an oven. In the U.S., we call the top  

İkinci en yaygın mutfak aleti ocak ve fırındır. ABD'de

of this the "stove" or you might say the "stove  top," and that's where you cook things with pots  

bunun üst kısmına "soba" deriz veya siz "ocak üstü" diyebilirsiniz ve burada tencere ve tavalarla bir şeyler pişirirsiniz

and pans. And inside the oven is where you bake  things. Usually, there's a door on the oven,  

. Ve fırının içi, bir şeyler pişirdiğiniz yerdir. Genellikle fırının üzerinde bir kapı vardır

and inside here, there are some racks. That's  what we call these things. It's a little bit  

ve buranın içinde bazı raflar vardır. Biz bunlara bunlar diyoruz. Orası biraz

hot in there so I'm not going to grab them, but  they are racks. You might see a recipe that says,  

sıcak, bu yüzden onları almayacağım ama raflar.

"Put this on the bottom rack" or "Put this on  the top rack when you're baking it." And that's  

"Bunu alt rafa koyun" veya " Pişirirken bunu  üst rafa koyun" yazan bir tarif görebilirsiniz. Bu,   fırınınızın

referring to those kinds of metal shelves inside  your oven. You might hear some Americans calling  

içindeki bu tür metal rafları ifade eder . Bazı Amerikalıların

all of this, this whole device, the oven, or  call the whole thing the stove, instead of  

tüm bunlara, tüm bu cihaza, fırına veya her şeye ocak dediğini duyabilirsiniz, bunun yerine

separating the top is the stove, inside is the  oven. Sometimes we just kind of use one of those  

üst ocaktır, içi fırındır. Bazen

words to talk about the whole device. You might  hear that in movies and TV shows. It's technically  

tüm cihaz hakkında konuşmak için bu kelimelerden birini kullanırız. Bunu filmlerde ve TV şovlarında duyabilirsiniz. Teknik olarak

the stove and the oven, but you might kind of  interchange those sometimes. Some technical words  

ocak ve fırın, ancak bunları bazen  değiştirebilirsiniz.

about the stove top are we have the knobs. These are knobs to turn on the stove. And  

Set üstü ocakla ilgili bazı teknik kelimeler, "topuzlarımız var" şeklindedir. Bunlar sobayı açmak için kullanılan düğmelerdir. Ve

when you are baking something in here, you  need to set the temperature. In the U.S.,  

burada bir şeyler pişirirken sıcaklığı ayarlamanız gerekir. ABD'de,

we use Fahrenheit. When I turn on the oven and I  click bake, the first temperature is 350 degrees  

Fahrenheit kullanırız. Fırını açıp pişir'i tıkladığımda, ilk sıcaklık 350 derece

and that is in Fahrenheit. If you're cooking in  the U.S., make sure that, you know if your recipe  

ve bu da Fahrenhayt cinsinden. ABD'de yemek pişiriyorsanız , tarifinizin

is American, if your recipe is not from the U.S.,  if your stove is using Fahrenheit. I've never seen  

Amerikan olup olmadığını, ABD'den gelmediğini veya ocağınızın Fahrenheit kullanıp kullanmadığını bildiğinizden emin olun.

a stove in the U.S. That didn't use Fahrenheit. But I know when I've baked things in other  

ABD'de hiç Fahrenheit kullanmayan bir ocak görmedim. Ama başka ülkelerde bir şeyler pişirdiğimde

countries, I had to convert everything and it was  a little complicated. Don't mess up your food.  

her şeyi dönüştürmek zorunda kaldığımı ve biraz karmaşık olduğunu biliyorum. Yemeğinizi mahvetmeyin.

Just check on the temperature, check  on what you're using for the recipe.  

Sadece sıcaklığı kontrol edin, tarif için ne kullandığınızı kontrol edin.

That's all really essential. One thing also,  above the stove is the microwave. This is a really  

Bunların hepsi gerçekten gerekli. Ayrıca ocağın üzerinde mikrodalga fırın vardır. Bu,

typical placement for a microwave in an American  kitchen. Maybe in your kitchen too. The reason  

bir Amerikan mutfağındaki mikrodalga için gerçekten tipik bir yerleşimdir . Belki mutfağınızda da.

why they put a microwave above the stove is it's  a convenient location, but also, listen to this. 

Ocağın üzerine mikrodalga koymalarının nedeni, buranın uygun bir yer olması, ama şunu da dinleyin.

What do you think that whirring sound is? It's  a fan. So underneath here, there's a fan. I have  

Sizce bu uğultu sesi nedir? Bu bir hayran. Yani burada, bir fan var. Bende de

a light on as well. You can see that light. And  that fan is going to help to suck up all of the  

ışık var. O ışığı görebilirsin. Ve bu vantilatör, tüm

smells and steam and anything that you're  cooking here. It's going to help that not spread  

kokuları, buharı ve burada pişirdiğiniz her şeyi emmeye yardımcı olacaktır .

out throughout the rest of the house. In my old  apartment, we didn't have a microwave and there  

Evin geri kalanına yayılmamasına yardımcı olacak. Eski dairemde mikrodalga fırınımız yoktu ve

was no fan above our stove. So whenever we cooked  something, our entire house got so hot and it  

ocağımızın üzerinde vantilatör yoktu. Bu nedenle, ne zaman bir şey pişirsek, tüm evimiz o kadar ısınır ve ne

smelled so strongly like whatever we were cooking. Sometimes that's good, sometimes that's bad.  

pişiriyorsak o kadar güçlü kokardı. Bazen bu iyi, bazen bu kötü.

But it's really nice to have a fan so that all  the smells and all of the steam can get sucked  

Ancak bir vantilatöre sahip olmak gerçekten güzeldir, böylece tüm kokular ve tüm buhar emilebilir

up and the rest of your house isn't completely  humid from your cooking. The last common item  

ve evinizin geri kalanı pişirdiğiniz yemeklerden tamamen nemli olmaz.

in an American kitchen is a dishwasher. I love  the dishwasher so much. In our old apartment,  

Bir Amerikan mutfağındaki son ortak öğe   bulaşık makinesidir. Bulaşık makinesini çok seviyorum. Eski dairemizde

we didn't have a dishwasher and we bought  this tabletop dishwasher. It was so amazing. 

bulaşık makinemiz yoktu ve bu masa üstü bulaşık makinesini aldık. Çok şaşırtıcıydı. Bulaşıkları

If you live in a place where you are always  hand-washing dishes, I respect you a lot, because  

her zaman elde yıkadığınız bir yerde yaşıyorsanız , size çok saygı duyuyorum çünkü

that is tough work, especially when you're cooking  a lot. We cook a lot at home. When you have kids,  

bu zor bir iştir, özellikle de çok fazla yemek yapıyorsanız. Evde çok yemek yaparız. Çocuklarınız olduğunda

it's not easy to spend time doing the dishes  by hand. You could do the dishes by hand,  

bulaşıkları  elde yıkayarak vakit geçirmek kolay değildir . Bulaşıkları elde yıkayabilir

or you could use a dishwasher. Yes, thank you  dishwasher for existing. Inside the dishwasher,  

veya bulaşık makinesini kullanabilirsiniz. Evet, bulaşık makinesine var olduğunuz için teşekkür ederiz. Bulaşık makinesinin içinde

there are racks. You might recognize that word  from the oven. Inside the oven, there are oven  

raflar vardır. Bu kelimeyi fırından tanıyabilirsiniz. Fırının içinde fırın

racks, and there are racks in here as well. Something you might notice is on some dishes on  

rafları var ve burada da raflar var. Alt kısımdaki bazı tabakların   üzerinde fark etmiş olabileceğiniz bir şey var

the bottom, this one doesn't say it, it might  just say dishwasher safe. But on some dishes,  

, bunda öyle yazmıyor, sadece bulaşık makinesinde yıkanabilir yazıyor olabilir. Ancak bazı yemeklerde

they might say top rack safe only. For example,  we have these cool little bamboo bowls that we  

yalnızca üst raf kasası diyebilirler. Örneğin, iki yaşındaki oğlumuz Theo için kullandığımız bu havalı küçük bambu kaselerimiz var

use for Theo, our two-year-old, and we use them  too. There are some plates to go along with it.  

ve onları da kullanıyoruz. Onunla birlikte gitmek için bazı tabaklar var.

These are our dirty dishes. But when I  bought these, it said top rack safe only,  

Bunlar bizim kirli bulaşıklarımız. Ancak bunları satın aldığımda yalnızca üst raf kasası yazıyordu

and that's because there's also a bottom rack. And this rack usually gets a little bit hotter  

ve bunun nedeni bir alt raf da olması. Ve bu raf genellikle biraz daha ısınır

and it's going to have a little more pressure.  It's just going to be a little bit more intense  

ve biraz daha fazla basınca sahip olur. Neyi yıkarsanız yıkayın biraz daha yoğun olacak

for whatever you're washing. Some things might  say top rack safe only. And if I'm not sure,  

. Bazı şeyler yalnızca üst raf kasası diyebilir. Ve emin değilsem,

sometimes I just put it on the top rack just  to be careful with it. Next, I'd like to just  

bazen dikkatli olmak için onu en üst rafa koyuyorum . Sonra,

simply go around the kitchen and talk about what's  out on the counter, the things that are visible,  

sadece mutfağa gidip tezgahın üzerinde görünen şeyler hakkında konuşmak istiyorum

and then we're going to go into the cupboards  and into the drawers and discuss what's in there. 

ve ardından dolaplara ve çekmecelere gidip orada ne olduğunu tartışacağız.

It could be appliances. It could be things you  eat with. It could be food. Let's start on the  

Aletler olabilir. Birlikte yemek yediğiniz şeyler olabilir. Yiyecek olabilir. Sayaçla başlayalım

counter. This is the counter. Simple word, or you  might call it the countertop. This is where we  

. Bu sayaç. Basit bir kelime veya buna tezgah da diyebilirsiniz. Burada

prepare food. It's where we set out food. This  countertop is kind of unusual. Usually you'll see  

yemek hazırlıyoruz. Yiyecekleri koyduğumuz yer orası. Bu tezgah biraz sıra dışı. Genellikle burada

laminate counters, which we'll take a look at over  here. You might be able to see a little bit right  

inceleyeceğimiz laminat tezgahları görürsünüz . Burada biraz görebilirsiniz

here, kind of like a plastic type surface, or  you might see granite countertops that's stone. 

, plastik tipi bir yüzey gibi veya taş olan granit tezgahlar görebilirsiniz.

It's really nice, but this is a wood block.  The family who lived in this house before us,  

Gerçekten güzel, ama bu tahta bir blok. Bizden önce bu evde yaşayan aile,

the woman was a professional baker, so  she had this wooden block to replace  

kadın profesyonel bir fırıncıydı, bu nedenle eski tezgahın yerine bu tahta bloğa sahipti

the old countertop. And now we get  to use it, which is pretty cool.  

. Ve şimdi onu kullanabiliyoruz ki bu oldukça havalı. Bunun gibi

It's kind of unusual to see a big wooden  block like that, but usually you'll have  

büyük bir tahta blok görmek biraz sıra dışıdır , ancak genellikle yemek

a big counter where you can prepare  food. And this one is especially big,  

hazırlayabileceğiniz büyük bir tezgahınız olur . Ve bu özellikle büyük,

which is wonderful because in our old apartment,  we had a small counter space for preparing food. 

ki bu harika çünkü eski dairemizde yemek hazırlamak için küçük bir tezgah alanımız vardı.

And now we can prepare everything, which is great.  The next thing that you'll see on this counter  

Ve şimdi her şeyi hazırlayabiliriz ki bu harika. Bu tezgahta göreceğiniz bir sonraki şey

is a fruit stand. We have some fruit hanging out  here and some fruit bowls, and then Dan's precious  

bir meyve standıdır. Burada biraz meyve, biraz meyve kasesi ve ardından Dan'in değerli

coffee maker. If you've been watching my channel  for a while, you know that I don't drink coffee,  

kahve makinesi var. Kanalımı bir süredir izliyorsanız kahve içmediğimi bilirsiniz

but Dan loves it. We'll get to what I have over  here. You have the coffee maker. Your coffee maker  

ama Dan kahveye bayılır. Burada sahip olduklarıma geleceğiz . Kahve makineniz var. Kahve makineniz

might look a little more traditional than  this, but this is Dan's special thing. 

bundan biraz daha geleneksel görünebilir , ancak bu Dan'in özel özelliği.

And then we have the paper towel stand. Sometimes  this paper towel stand might be underneath the  

Ve sonra kağıt havlu standımız var. Bazen bu kağıt havluluk tezgahın altında olabilir

counter and it kind of attaches to the bottom of  the counter and you can roll it out underneath a  

ve bir şekilde tezgahın altına yapışır ve onu bir rafın altına yuvarlayabilirsiniz

shelf, something like that. But ours just is a  standalone paper towel rack. And at the sink,  

, bunun gibi bir şey. Ama bizimki sadece bağımsız bir kağıt havlu askısı. Ve lavaboda,

we've got a couple of other things. Let's go take  a look. This is our sink where we wash things,  

birkaç şey daha var. Gidip bir göz atalım. Bu, bir şeyleri yıkadığımız,

where we fill up water, all of those great  things happen. And most sinks you'll see  

su doldurduğumuz, tüm bu harika şeylerin gerçekleştiği lavabomuzdur. Ve çoğu lavaboda

dish soap. It's quite clear. Liquid dish soap. Easy to  

bulaşık deterjanı görürsünüz. Bu oldukça açık. Sıvı bulaşık deterjanı. Anlaması kolay

understand. This is what you're going to use when  you're hand washing dishes. You do not, do not  

. Bulaşıkları elde yıkarken kullanacağınız şey budur .

want to put dish soap into your dishwasher.  If you put dish soap, and it usually says  

Bulaşık makinenize bulaşık deterjanı koymak istemezsiniz. Bulaşık deterjanı koyarsanız ve genellikle

something about, yes, dish soap for hand-washing  dishes that uses biodegradable bio-based formula,  

evet, biyolojik olarak parçalanabilen biyo-bazlı formül kullanan elde bulaşık bulaşıklar için bulaşık sabunu   hakkında bir şeyler söylerse,

blah, blah, blah. It says  hand-washing. That's your key. If  

blah, blah, blah. Elde yıkama yazıyor. Bu senin anahtarın.

I put this in my dishwasher, our  house would be covered in bubbles.  

Bunu bulaşık makineme koyarsam, evimiz baloncuklarla kaplanır.

So please don't do this, unless you  want to have some fun experiment. 

Bu nedenle, eğlenceli bir deney yapmak istemiyorsanız lütfen bunu yapmayın . Bulaşık makinesine

There is specific soap that you put in  the dishwasher. It might be a little pod  

koyduğunuz özel sabun vardır . Bunun gibi küçük bir kapsül olabilir

like this. Usually we buy just like powder  that you put in the dishwasher. It's a little  

. Genellikle bulaşık makinesine koyduğunuz toz gibi satın alırız . İçinde

box that has dish washing soap. Make sure that you  use dishwasher soap, it's for washing your dishes  

bulaşık sabunu olan küçük bir kutu. Bulaşık makinesi sabunu kullandığınızdan emin olun. Bu, bulaşıklarınızı

in the dishwasher, in the right place. And you  use this in the right place. Little friendly word  

bulaşık makinesinde doğru yerde yıkamak içindir. Ve bunu doğru yerde kullanıyorsunuz. Küçük dostça

of warning. Usually at the counter when you're  washing dishes, you'll find some kind of towel.  

uyarı kelimesi. Genellikle tezgahta bulaşık yıkarken bir çeşit havlu bulursunuz.

We don't use sponges, but you might find a sponge. This is like a reusable cool little  

Sünger kullanmıyoruz ama sünger bulabilirsiniz. Bu, yeniden kullanılabilir, serin, küçük bir

microfiber towel. We have a bunch of these,  and that's what we use to hand wash dishes.  

mikrofiber havlu gibidir. Bunlardan elimizde bir sürü var ve bulaşıkları elde yıkamak için kullandığımız şey de bu.

You might also find... This is called  steel wool. It's just a little piece of  

Ayrıca şunları da bulabilirsiniz... Buna çelik yünü denir. Bu sadece

metal meshed up together, and you can use it to  kind of scrape some hard spots on pans or pots.  

birbirine örülmüş küçük bir metal parçasıdır ve onu tava veya tencerelerdeki bazı sert noktaları kazımak için kullanabilirsiniz.

You'll also see a faucet. This is the faucet  and hot water, cold water. We're so lucky we  

Ayrıca bir musluk göreceksiniz. Bu musluk ve sıcak su, soğuk su.

are living in the 21st century. We can just have  hot and cold water whenever we want. It's amazing. 

21. yüzyılda yaşadığımız için çok şanslıyız. İstediğimiz zaman sıcak ve soğuk su içebiliriz. Bu harika.

Our sink also has this cool little thing.  I wonder if this exist in your country. I'm  

Lavabomuzda da bu harika küçük şey var. Merak ediyorum bu ülkenizde var mı? Ben

going to turn on the way, and then I'm going  to turn this. Wow! Isn't that cool? I'm amazed.  

yola döneceğim ve sonra bunu döneceğim. Vay! Bu harika değil mi? Şaşırdım.

This is just like a little sprayer, so you can  spray the sink out, or you can spray a dish.  

Bu tıpkı küçük bir püskürtücü gibidir, böylece lavaboya veya bir tabağa püskürtebilirsiniz. Bir

I once played a terrible prank on my dad  for April Fool's Day. This has like a  

keresinde 1 Nisan'da babama korkunç bir şaka yaptım . Bunun

little button on the side, and I put a rubber  band around it so it was always pressed. And  

yan tarafında küçük bir düğme var ve etrafına her zaman basılması için lastik bir bant koydum. Ve

when you turn on the water,  usually it comes out here. 

suyu açtığınızda, genellikle buradan çıkar.

But if this button is pressed, it will  come out of the sprayer automatically.  

Ancak bu düğmeye basılırsa, püskürtücüden otomatik olarak çıkacaktır.

I had a rubber band around it. And in the morning,  he went to the sink and he turned on the water.  

Etrafında bir lastik bant vardı. Sabah lavaboya gitti ve suyu açtı.

You can imagine what happened. It didn't  come out here. It came out here and went  

Ne olduğunu tahmin edebilirsiniz. Buradan çıkmadı. Buraya geldi ve gitti

and sprayed him. It was a good prank, and  it was April Fool's Day, so it's all right,  

ve onu püskürttü. İyi bir şakaydı ve 1 Nisan Şakasıydı, yani sorun değil,

but I thought that was a pretty clever moment when  I was in high school. Watch out for rubber bands  

ama ben lisedeyken bunun oldukça zekice bir an olduğunu düşündüm . Püskürtme makinenizin etrafındaki lastik bantlara   dikkat edin

around your sprayer. There's also hand soap. This is for your hands. That's quite obvious.  

. El sabunu da var. Bu senin ellerin için. Bu oldukça açık.

Usually we use liquid hand soap. You might see  people use a bar of soap, but that's pretty  

Genellikle sıvı el sabunu kullanırız. İnsanların bir kalıp sabun kullandığını görebilirsiniz, ancak bu oldukça

unusual. I'm curious in your country if you use  bar soap or liquid soap like that. Let's continue  

sıra dışıdır. Ülkenizde kalıp sabun veya bunun gibi sıvı sabun kullanıp kullanmadığınızı merak ediyorum. Kenardan   devam edelim

on to the side and see some other things that  are on the counter. You might be wondering what  

ve tezgahın üzerinde duran diğer şeylere bakalım.

this giant metal tub is. Well, this is not common  in most American households, but I'm a water snob  

Bu dev metal küvetin ne olduğunu merak ediyor olabilirsiniz. Pekala, bu çoğu Amerikan evinde yaygın değildir, ancak ben bir su züppesiyim

and I love clean, pure water. In the U.S.,  it's totally fine to drink tap water. 

ve temiz, saf suyu severim. ABD'de musluk suyu içmek tamamen uygundur.

That's water that comes from the  faucet. It's not a problem. I'd say 98%  

Bu, musluktan gelen sudur . Problem değil.

of places in the U.S. you can drink the tap  water, and here you can drink the tap water.  

ABD'deki yerlerin %98'inde musluk suyunu içebileceğinizi ve burada musluk suyunu içebileceğinizi söyleyebilirim.

It's completely fine, but I think it tastes very  strongly like chlorine and just kind of chemicals.  

Tamamen iyi, ama bence tadı çok güçlü bir şekilde klora ve bir çeşit kimyasala benziyor.

We have this water filter and we use this glass  jar, take the tap water, and pour it in here.  

Bu su filtremiz var ve bu cam kavanozu kullanıyoruz, musluk suyunu alıp buraya döküyoruz.

And it has some huge filters. This is called  like a gravitational long filter device. 

Ve bazı büyük filtreleri var. Buna yerçekimsel uzun filtre cihazı denir.

I forget the technical term for it, but  it doesn't filter it automatically. It  

Bunun teknik terimini unuttum, ancak otomatik olarak filtrelemiyor.

takes maybe two hours to filter, so  we're always pouring water in there. It  

Süzmek  belki iki saat sürer, bu nedenle oraya her zaman su döküyoruz.

stores the water down here, and it tastes amazing.  If you ever come to my house, drink some water.  

Suyu burada depolar ve tadı harikadır. Evime gelirsen, biraz su iç.

All right. The other part of this counter  is... This is kind of a fancy schmancy device,  

Elbette. Bu tezgahın diğer kısmı ... Bu biraz gösterişli bir şantaj aleti,

but I got it for Dan one year for Christmas  because he likes to drink sparkling water. 

ama Dan'e bir yıl Noel'de  aldım çünkü maden suyu içmeyi seviyor. Bir

I felt like it was a little bit wasteful to  buy cans of sparkling water, so I bought this  

kutu maden suyu almanın biraz savurganlık olduğunu düşündüm, bu yüzden bu

soda stream device. It's pretty nifty. There's  a bottle, a specific bottle that goes with this  

soda akış cihazını satın aldım. Oldukça şık. Bir şişe var, bu makineyle uyumlu özel bir şişe

machine, and you fill the bottle with water.  You put it in here, and it just carbonates the  

ve şişeyi suyla dolduruyorsunuz. Buraya koyuyorsunuz ve suyu karbonatlıyor

water. It makes it sparkly. You can do it as  much as you want. You can use your own water,  

. Onu ışıltılı yapar. Bunu istediğiniz kadar yapabilirsiniz. Kendi suyunuzu kullanabilirsiniz

and it's kind of an endless thing. And then  when you're carbonation device is empty,  

ve bu sonsuz bir şeydir. Ardından karbonasyon cihazınız boşaldığında,

you can just return it and they recycle it. It's a really cool system. Anyway,  

iade edebilir ve geri dönüştürebilirler. Gerçekten harika bir sistem. Her neyse,

if you drink a lot of sparkling water, check  it out. Well, the next thing is a toaster.  

çok fazla maden suyu içiyorsanız kontrol edin . Sıradaki şey bir tost makinesi.

You might have this in your house or maybe you  don't. In my other video, 150 Household Items,  

Bu, evinizde olabilir veya olmayabilir. Diğer videom olan 150 Ev Eşyası'nda,

we had a toaster oven and that's with the door and  you have to lay everything flat. You can also use  

bir ekmek kızartma makinemiz vardı ve bu kapılı ve her şeyi düz bir şekilde yatırmanız gerekiyor.

it like an oven. It's kind of like a mini oven.  But in this house, we decided to get a toaster,  

Fırın gibi   de kullanabilirsiniz. Bir çeşit mini fırın gibi. Ancak bu evde bir ekmek kızartma makinesi almaya karar verdik,

just a regular toaster that has slots at  the top. Then we have Dan's coffee grinder.  

üstte yuvaları olan normal bir ekmek kızartma makinesi . Sonra Dan'in kahve değirmeni var.

More coffee devices. And here is my section. This is the tea  

Daha fazla kahve cihazı. Ve işte benim bölümüm. Burası çay

section. I have a lovely teapot, some tea  strainers, a couple things of tea right  

bölümü. Güzel bir çaydanlığım, birkaç çay süzgecim, birkaç bardak çayım

here. I have another drawer that's got lots  of fun tea. If you drink tea in your country,  

burada. Bir sürü eğlenceli çayı olan başka bir çekmecem var . Ülkenizde çay içiyorsanız,

I would love to try tea from your country.  That's always the thing that I love to try.  

Ülkenizden çay içmeyi çok isterim. Bu her zaman denemeyi sevdiğim şeydir.

I love to try lots of stuff when I travel.  But whenever I travel, I love to try the  

Seyahat ederken pek çok şey denemeyi seviyorum. Ama ne zaman seyahat etsem,

kind of traditional food and also the kinds  of tea that people drink around the world. 

dünyanın her yerindeki insanların içtiği  geleneksel yiyecekleri ve ayrıca çay türlerini denemeyi seviyorum.

I'm always curious what kind of things that other  people drink. My PO box is in the description if  

Diğer insanların ne tür şeyler içtiklerini her zaman merak etmişimdir .

you want to send to me any. All right, we are back  at the stove top. But on the stove top, there was  

Bana herhangi bir posta göndermek isterseniz, posta kutum açıklama kısmındadır. Pekala, ocağın başındayız. Ancak ocağın üstünde

something I didn't mention and that's a tea kettle  for heating water. Pretty clear. It's for my tea  

bahsetmediğim bir şey vardı ve bu su ısıtmak için bir çaydanlıktı. Oldukça açık. Bu benim çayım   için

or for something else if you want to just heat  up some water. It's got a cool little thermometer  

veya başka bir şey için, eğer sadece biraz su ısıtmak isterseniz. Yeşil çayınızı aşırı ısıtmak istemediğiniz için

on the top so that you can see how hot it is,  because you don't want to overheat your green tea. 

ne kadar sıcak olduğunu görebilmeniz için üst kısmında küçük, havalı bir termometre vardır .

It must be the perfect temperature. Maybe some  people don't care, but I do. And finally, before  

Mükemmel sıcaklık olmalı. Belki bazı insanlar umursamıyor ama ben umursuyorum. Ve son olarak,

we go into the cupboards and the drawers, I'd like  to end at this piece of the counter, which has  

dolaplara ve çekmecelere girmeden önce, yemek

some important elements for cooking. We have some  cutting boards. These are wooden cutting boards  

pişirmek için bazı önemli unsurların bulunduğu tezgahın bu bölümünde bitirmek istiyorum. Bazı kesme tahtalarımız var. Bunlar,

that we have here and this kind of laminate wood  cutting board here. And some oven mitts. This is  

burada sahip olduğumuz ahşap kesme tahtaları ve buradaki bu tür laminat ahşap kesme tahtaları. Ve biraz da fırın eldiveni. Bu

a flat oven mitt, and this is an actual mitt, like  a mitten, that you can use to protect your hands. 

düz bir fırın eldivenidir ve bu, ellerinizi korumak için kullanabileceğiniz eldiven gibi gerçek bir eldivendir.

And on this little tray, not everybody has this,  this is just something that we do for convenience,  

Ve bu küçük tepside, bu herkeste yok, bu sadece rahatlık için yaptığımız bir şey,   yemek

we have some common items that we use when  we're cooking Like olive oil or honey,  

pişirirken kullandığımız bazı ortak öğeler var.

or salt and pepper, or my prenatal vitamin for  our baby, some chopsticks, some knives, and some  

bebeğimiz, biraz yemek çubuğu, biraz bıçak ve biraz

kitchen scissors. I'm curious if you use scissors  in the kitchen. We use scissors a lot. But  

mutfak makası. Mutfakta makas kullanıp kullanmadığınızı merak ediyorum . Makası çok kullanırız. Ama

I feel like growing up, my parents didn't  use scissors that much in the kitchen,  

Büyümüş gibi hissediyorum, ailem mutfakta çok fazla makas kullanmıyordu,

so maybe it's kind of a more modern thing. I'm not sure. Do you use scissors in the kitchen?  

bu yüzden belki biraz daha modern bir şey. Emin değilim. Mutfakta makas kullanıyor musunuz?

Next, let's take a look at some of the dry  goods, some things in cupboards, some different  

Şimdi bazı kuru malzemelere, dolaplardaki bazı şeylere, bazı farklı

appliances and things that are put away.  These shelves are quite high, as you can see,  

cihazlara ve kaldırılan şeylere bir göz atalım. Gördüğünüz gibi bu raflar oldukça yüksek,

but up here we have some dry goods. Dry goods  are any kind of food that doesn't need to be  

ancak burada bazı kuru gıdalarımız var. Kuru ürünler, buzdolabında saklanması gerekmeyen her türlü yiyecektir

refrigerated. So for us, that's pasta or couscous  or quinoa. The types of things that don't need  

. Yani bizim için makarna, kuskus veya kinoa. Soğutulması gerekmeyen şeyler

to be refrigerated. We have some alcohol. I was actually using that to make some apple  

. Biraz alkolümüz var. Bunu aslında rom eklenmiş elma şarabı yapmak için kullanıyordum

cider spiked with rum. Not for me unfortunately  because I'm pregnant, but for our friends for  

. Ne yazık ki hamile olduğum için benim için değil,

our pumpkin party we had. And here is a little bit  messy, but it's all right. We have some cookbooks.  

yaptığımız balkabağı partimiz için arkadaşlarımız için. Ve burası biraz karışık, ama sorun değil. Bazı yemek kitaplarımız var.

A lot of kitchens have cookbooks. You probably  do too. If you have any favorite cookbooks,  

Birçok mutfakta yemek kitabı vardır. Muhtemelen siz de bilirsiniz. Favori yemek kitaplarınız varsa

please recommend them. I always love browsing  through cookbooks. And at the end of every year  

lütfen onları önerin. Yemek kitaplarına göz atmayı her zaman sevmişimdir . Ve her yılın sonunda

for Christmas, I usually buy a new cookbook. We have just a couple here, but it's always  

Noel için genellikle yeni bir yemek kitabı alırım. Burada sadece bir çiftimiz var, ancak

nice to start the year with new recipes and  new ideas. So if you have any recommendations,  

yıla yeni tarifler ve yeni fikirlerle başlamak her zaman güzeldir. Herhangi bir öneriniz varsa

let me know. I have some cookbooks. This is  my personal cookbook. Not really my recipes,  

bana bildirin. Yemek kitaplarım var. Bu benim kişisel yemek kitabım. Tam olarak benim tariflerim değil,

but these are just recipes that I have written  down in a little notebook. We also have some  

ama bunlar sadece küçük bir deftere  yazdığım tarifler. Ayrıca başka   ürünlerimiz de var

other... These are mainly knickknacks just  kind of for display. It's not really for the  

... Bunlar çoğunlukla teşhir amaçlı biblolardır. Aslında mutfak için değil

kitchen. But here we have other dry goods and  these dry goods are kind of our snack goods. 

. Ancak burada başka kuru ürünlerimiz var ve bu kuru ürünler bizim atıştırmalık ürünlerimiz.

We try to have healthy snacks, especially with a  two year old who always wants snacks. I don't want  

Özellikle her zaman atıştırmalık yemek isteyen iki yaşındaki bir çocukla sağlıklı atıştırmalıklar yemeye çalışıyoruz.

to give him something unhealthy all the time.  We always try to have a lot of nuts available  

Ona her zaman sağlıksız bir şey vermek istemiyorum. Bu farklı kavanozlarda her zaman bol miktarda fındık bulundurmaya çalışırız

in these different jars. These are usually  called Mason jars. It's the brand of jar,  

. Bunlara genellikle Mason kavanozları denir. Kavanozun markası,

but we use it as just the name of it. It's a  Mason jar, or you could say it's a glass last jar.  

ama biz onu sadece adı olarak kullanıyoruz. Bu bir Mason kavanozu veya cam son kavanoz da diyebilirsiniz.

It has this type of lid that's kind of  two piece. It's got two pieces to it. 

Bu tür iki parçalı bir kapağa sahiptir. İçinde iki parça var.

We usually store different peanuts, cashews,  almonds, pistachios, Brazil nuts, popcorn seeds,  

Genellikle farklı yer fıstığı, kaju fıstığı, badem , antep fıstığı, Brezilya fıstığı, patlamış mısır tohumları

or sunflower seeds, or raisins. Anything that's  kind of a healthy snack, we try to put on the  

veya ayçiçeği tohumları veya kuru üzümleri depolarız. Sağlıklı bir atıştırmalık olan her şeyi rafa koymaya çalışıyoruz

shelf. All right, let's go back to the kitchen,  which is just right here, and we're going to take  

. Pekala, tam burada olan mutfağa geri dönelim ve bazı diğer cihazlara ve saklanıyor olabilecek şeylere

a look inside some of the cupboards to look at  some other appliances and things that might be  

bakmak için bazı dolapların içine bir göz atacağız

hiding. Pretty much every kitchen has something  that you eat on, right? We have some small plates. 

. Hemen hemen her mutfakta yemek yediğiniz bir şey vardır , değil mi? Küçük tabaklarımız var.

There's not really a fancy term for these. You  might have really small plates that are called  

Bunlar için gerçekten süslü bir terim yok. Tabak olarak adlandırılan gerçekten küçük tabaklarınız olabilir

saucers. We don't have these, but you can use  it to put like a teacup on, and it usually has  

. Bunlar bizde yok ama çay fincanı gibi koymak için kullanabilirsiniz ve genellikle

a little rim on the inside, some place where  you can safely set your tea cup. This is not  

iç kısımda çay fincanınızı güvenle yerleştirebileceğiniz küçük bir kenar vardır. Bu

a saucer. This is just a small plate for small  portions of food. And then we also have some  

bir tabak değil. Bu, yalnızca küçük porsiyonlarda yiyecek için küçük bir tabaktır . Ve ayrıca bazı

big plates, some larger plates.  We do have bowls, but as you saw,  

büyük tabaklarımız, bazı daha büyük tabaklarımız var. Kaselerimiz var ama gördüğünüz gibi

they are dirty. All of our bowls are dirty. We usually go through bowls really quickly  

kirliler. Tüm kaselerimiz kirli. Genellikle kaseleri çok hızlı bir şekilde gözden geçiririz

because especially now it's a little bit colder  outside, so we eat a lot of soup in our house.  

çünkü özellikle şimdi dışarısı biraz daha soğuk  olduğundan , evimizde çok fazla çorba yiyoruz.

And we finish all of our bowls pretty quickly.  We do have bowls. I'm sure you know what bowls  

Ve tüm kaselerimizi oldukça çabuk bitiriyoruz. Kaselerimiz var. Yine de kaselerin ne olduğunu bildiğinizden eminim

are though, so no problem. On the shelf  as well we have some mugs. Some more mugs  

, bu yüzden sorun değil. Rafta birkaç kupamız da var. Biraz daha kupa

in here, I love mugs, and some glasses  or just some cups. You can call this...  

burada, kupaları ve birkaç bardak veya sadece birkaç fincanı severim. Buna...

It is glass. It is made of glass, but you can also  call it just a cup. There are some smaller cups. 

Camdır. Camdan yapılmıştır ancak sadece bir bardak da diyebilirsiniz. Daha küçük bardaklar var.

There are some beer glasses. This  is the right size for drinking beer,  

Birkaç bira bardağı var. Dan'e göre bu, bira içmek için doğru bedendir

according to Dan. I don't know. I'm not a  big fan of beer. But we also have up here  

. Bilmiyorum. Ben büyük bir bira hayranı değilim. Ama burada ayrıca

a strainer. Sorry, I'm a little bit low  here because the shelves are really high.  

bir süzgeçimiz var. Maalesef raflar gerçekten yüksek olduğu için biraz aşağıdayım.

This is a strainer. We put this in the sink  to wash our fruit and vegetables. Super handy.  

Bu bir süzgeç. Bunu meyve ve sebzelerimizi yıkamak için lavaboya koyuyoruz. Süper kullanışlı.

You probably have something like that in your  kitchen. And we just have some other coffee  

Muhtemelen mutfağınızda buna benzer bir şey vardır .

things like a hand grinder. Dan loves grinding  coffee by hand or a pour over for coffee. 

El değirmeni gibi başka kahve   şeylerimiz de var. Dan, kahveyi elle öğütmeyi veya üzerine kahve dökmeyi sever.

This is kind of the miscellaneous coffee  supplies. There's a French press up there.  

Bu, çeşitli kahve malzemeleridir. Orada bir French press var.

Other little devices. All right, let's  go to this shelf over here. I'm just  

Diğer küçük cihazlar. Pekala, buradaki rafa gidelim. Ben sadece

going to sit up on the counter because it's  a little bit awkward to film a high spot  

tezgahın üzerine oturacağım çünkü yüksek bir noktayı çekmek biraz garip

and I'm down here and I'm showing this.  I'm sitting on the counter. No judging.  

ve buradayım ve bunu gösteriyorum. Tezgahta oturuyorum. Yargılamak yok.

All right, up here we have our wine  glasses. Your wine glasses might have  

Pekala, burada kadehlerimiz var . Şarap kadehlerinizin

a stem. A stem is that part on the bottom. A  stem is the word that you use with a flower. 

bir sapı olabilir. Bir sap, alttaki kısımdır. Bir gövde, bir çiçekle kullandığınız kelimedir.

There's a flower, and then under the flower is  a stem and it looks like that. But these wine  

Bir çiçek var ve çiçeğin altında bir sap var ve öyle görünüyor. Ancak bu şarap

glasses do not have a stem. We have some little  fancy glasses too. And on the shelf is generally  

bardaklarının sapı yoktur. Bizim de küçük süslü gözlüklerimiz var. Ve rafta genellikle

just knickknacks. This is a point of contention in  our relationship. Whenever Dan has a really cool  

sadece biblolar bulunur. Bu, ilişkimizde bir çekişme noktasıdır . Dan'in ne zaman harika bir

beer glass, he wants to keep it because it looks  cool. But I feel like when you display too many  

bira bardağı olsa, havalı göründüğü için onu saklamak ister . Ama çok fazla

beer glasses, it kind of looks bad, kind  of looks like you drink too much alcohol. 

bira bardağı sergilediğin zaman bu biraz kötü görünüyor, çok fazla alkol içiyormuşsun gibi geliyor.

And Dan doesn't drink that much  alcohol. But when you display all of it,  

Ve Dan o kadar fazla alkol içmez. Ancak hepsini görüntülediğinizde,

it's not that great, I think. Anyway, so  I'm always secretly recycling them. Don't  

o kadar da iyi değil bence. Her neyse, bu yüzden onları her zaman gizlice geri dönüştürüyorum.

tell him. Actually, he knows. He knows. Sometimes  he'll look up and say, "Hey, where'd that go? Oh,  

Ona söyleme. Aslında biliyor. O bilir. Bazen yukarı bakıp "Hey, bu nereye gitti? Ah,

Okay. I guess there were too many." These are some  glasses that Dan thinks are super cool. All right,  

Tamam. Sanırım çok fazla vardı." Bunlar, Dan'in çok havalı olduğunu düşündüğü bazı gözlükler. Pekala,

now we're going to go around the kitchen drawer  by drawer. I'm going to pull some things out. 

şimdi mutfak çekmecesini çekmece dolaşacağız. Bazı şeyleri çıkaracağım.

You're going to see inside the drawers of our  kitchen. Not so clean, but maybe yours is not  

Mutfağımızın çekmecelerinin içini göreceksiniz . O kadar temiz değil ama belki sizinki   o

so clean either. All right. Inside this drawer,  there are all of our lids for our pots and pans.  

kadar da temiz değildir. Elbette. Bu çekmecenin içinde tencere ve tavalarımız için tüm kapaklarımız bulunmaktadır.

We actually haven't looked at our pots and pans  yet. We'll take a look at those in a moment.  

Aslında tencere ve tavalarımıza henüz bakmadık. Bunlara birazdan göz atacağız. Film çekmek için

They're kind of hanging up in an awkward spot  to film, but we have a lid rack so that you can  

biraz garip bir yere takılıyorlar , ancak tüm kapakları tutabilmeniz için bir kapak rafımız var

hold all of the lids. It's so convenient. I really  like having that. Down here we have a lot of our  

. Çok uygun. Buna sahip olmak gerçekten hoşuma gidiyor. Burada bir sürü

baking things. There's  

unlu mamulümüz var.

cookie sheets or baking sheets. You can use  these for baking cookies, for baking french  

Kurabiye kağıtları veya fırın tepsileri var. Bunları kurabiye pişirmek, patates

fries, whenever you want to cook, baking  vegetables. This is technically called a  

kızartması pişirmek, istediğiniz zaman pişirmek, sebze pişirmek için kullanabilirsiniz. Buna teknik olarak

cooling rack. You can bake cookies and then  set them here. And because there is some space,  

soğutma rafı denir. Kurabiye pişirebilir ve ardından buraya ayarlayabilirsiniz. Biraz boşluk olduğu için,

it will cool the cookies and they won't get  too moist. It'll cool evenly. But I also use  

kurabiyeler soğuyacak ve fazla ıslanmayacaktır. Eşit şekilde soğuyacak. Ama

this for baking. It fits on this sheet perfectly. I use it when maybe we're baking something that  

bunu aynı zamanda pişirme için de kullanıyorum. Bu kağıda mükemmel bir şekilde uyuyor.

has a lot of grease, like chicken wings. Something  that has a lot of grease, and I don't want my  

Tavuk kanadı gibi çok yağlı bir şey pişirirken kullanıyorum. Çok fazla yağ içeren bir şey ve

food cooking in the grease. I'll put that up here,  and then the grease will fall down underneath onto  

yemeğimin yağda pişmesini istemiyorum. Bunu buraya koyacağım ve ardından yağ tava   üzerine düşecek

the pan. It's a little bit healthier and also  tastes good for something to cook it like that.  

. Bir şeyi bu şekilde pişirmek biraz daha sağlıklı ve ayrıca tadı güzel. Burada altında

Some other baking items that are  under here are different pans for  

bulunan diğer bazı pişirme öğeleri,

baking different items. This is a bread pan,  but we also have different casserole dishes. 

farklı öğeleri  pişirmek için kullanılan farklı tavalardır. Bu bir ekmek tavası, ancak farklı güveç yemeklerimiz de var.

This is a casserole dish. It's pretty common  in the U.S. to eat casseroles. I don't know if  

Bu bir güveç yemeği. ABD'de güveç yemek oldukça yaygındır.

I've ever actually made one myself. Maybe  that's more of my parents' generation,  

Hiç   kendim bir tane yapıp yapmadığımı bilmiyorum. Belki bu daha çok ailemin

making a casserole. I don't know, maybe in  colder places in the U.S. they make casseroles.  

güveç yapan neslidir. Bilmiyorum, belki ABD'de daha soğuk yerlerde güveç yapıyorlardır.

It's basically just throwing everything  in. Maybe some potatoes, maybe some pasta,  

Temelde her şeyi içeri atmaktır. Belki biraz patates, belki biraz makarna,

some cheese, some broccoli, maybe some  meat, and you just kind of bake it together.  

biraz peynir, biraz brokoli, belki biraz et ve birlikte pişirirsiniz.

It's kind of like a strange lasagna,  if you can imagine this kind of idea. 

Bu tür bir fikri hayal edebiliyorsanız, garip bir lazanya gibi.

It's kind of an easy thing to make. This is a  casserole dish, but I use it for other things,  

Yapması kolay bir şey. Bu bir güveç tabağı, ancak onu başka şeyler için kullanıyorum,

maybe for brownies or for baking vegetables. I use  it for a lot of different things. This one is a  

belki kek yapmak veya sebze pişirmek için. Bunu birçok farklı şey için kullanıyorum. Bu bir

glass baking dish. Some people might actually call  it by the brand name. The brand name is Pyrex.  

cam pişirme kabıdır. Bazı insanlar buna marka adıyla hitap edebilir. Marka adı Pyrex'tir.

That's a really common brand name for baking  items. And sometimes we use that to describe it.  

Bu, unlu mamuller için gerçekten yaygın bir marka adıdır . Ve bazen bunu tarif etmek için kullanırız.

So instead of saying the glass dish, we might say  the Pyrex dish. Not everyone's going to use that. 

Yani cam tabak yerine Pyrex tabağı diyebiliriz. Herkes bunu kullanmayacak.

They might just say the glass dish,  but you might occasionally hear that,  

Sadece cam tabak diyebilirler, ancak bunu ara sıra duyabilirsiniz

and that's just the brand name being used for  the item. Even if it's not that brand name,  

ve bu sadece ürün için kullanılan marka adıdır . O marka adı olmasa bile

but it's that same idea. It's a glass dish. You  might hear that used. Something else that I dug  

aynı fikir. Bu bir cam tabak. Bunun kullanıldığını duyabilirsiniz.

out from the back of this shelf are two silicon  muffin tins. It's more likely to have metal  

Bu rafın arkasından çıkardığım başka bir şey de iki silikon kek kalıbı. Metal kek kalıpları olma olasılığı daha yüksek

muffin tins, but I like to make muffins.  It's really annoying to get them out of the  

ama ben kek yapmayı seviyorum. Onları metal kek kalıbından çıkarmak gerçekten sinir bozucu

metal muffin tin. This you can use less oil on it. It just comes out so easily. It's really great and  

. Bu sayede üzerine daha az yağ sürebilirsiniz. Sadece çok kolay çıkıyor. Gerçekten harika ve

it lasts for a long time. It's very easy to  clean. I have these silicon muffin tins. You  

uzun süre dayanıyor. Temizlemesi çok kolaydır . Bende bu silikon muffin kalıpları var.

might use that or just something to make muffins  with. And also in this drawer is a strainer.  

Bunu veya başka bir şeyi kek yapmak için kullanabilirsiniz . Ve ayrıca bu çekmecede bir süzgeç var.

This is not a stranger. This is a steamer, a  steamer. We already saw the strainer, which  

Bu bir yabancı değil. Bu bir vapur, bir vapur. Dolapta duran süzgeci zaten gördük

was up in the cupboard, and we use that to wash  the vegetables. This steamer is going to fold up.  

ve onu sebzeleri yıkamak için kullanıyoruz . Bu vapur katlanacak.

It's supposed to fold up. You  can put that in a pan or a pot of  

Katlanması gerekiyordu. Bunu bir tavaya veya buharı kaynayan bir tencereye koyabilir

steaming water and you can steam broccoli. You can steam green beans. You can steam  

ve brokoliyi buharda pişirebilirsiniz. Yeşil fasulyeyi buharda pişirebilirsiniz.

vegetables in this really easily. Steam shrimp. I  use that for all of these things. You can use this  

Bunun içinde sebzeleri gerçekten kolayca buharda pişirebilirsiniz. Buharlı karides. Bunu tüm bunlar için kullanıyorum. Bu

steamer basket. I think these steamer baskets,  maybe they're pretty common around the world,  

buhar sepetini kullanabilirsiniz. Bence bu buharlı sepetler, belki dünya çapında oldukça yaygınlar,

but this folding metal type, I've had a  couple of them and they always fall apart.  

ama bu katlanır metal tip, bende bunlardan birkaç tane oldu ve her zaman parçalanıyorlar.

The little leaves on them always fall off, even if  it's like a pretty good brand name steamer basket.  

Oldukça iyi bir marka buharlı sepet gibi olsa bile üzerlerindeki küçük yapraklar her zaman düşer.

I'm curious in your country if you use this type  of thing and if you have better quality ones. 

Ülkenizde bu tür şeyler kullanıp kullanmadığınızı ve daha kaliteli olanlara sahip olup olmadığınızı merak ediyorum.

It's cool that it can fold up, but sometimes  the little leaves get stuck. Okay, that worked  

Katlanabilmesi harika, ancak bazen küçük yapraklar sıkışıyor. Tamam, bu oldukça işe yaradı

pretty well. But maybe it's just because I have a  two year old. He likes to pull them off and then  

. Ama belki de iki yaşında bir çocuğum olduğu içindir . Onları çıkarmayı sever ve sonra

you find them around the house. Not very handy  when you have a two year old. Next, let's move  

onları evin her yerinde bulursunuz. İki yaşında bir çocuğunuz olduğunda pek kullanışlı değil. Ardından

on from this cabinet and go to these drawers. A  cabinet is going to open like this, like a door,  

bu dolap   üzerinden ilerleyelim ve bu çekmecelere geçelim. Bir dolap bu şekilde, kapı gibi açılacak

and a drawer, which is a tricky word to say, is  going to open like this. Let's start at the top. 

ve söylemesi zor bir kelime olan bir çekmece bu şekilde açılacaktır. En baştan başlayalım. En

At the top, we have silverware. Some people call  this flatware. It's kind of a restaurant word.  

üstte gümüş eşyalarımız var. Bazı insanlar buna sofra takımı diyor. Bir çeşit restoran sözü.

When we're talking about forks, spoons,  butter knives, chopsticks, steak knives,  

Çatallar, kaşıklar, tereyağı bıçakları, yemek çubukları, biftek bıçakları,

children stuff, when we're talking about these  items that you put on the table when you eat,  

çocuk eşyaları, yemek yerken masaya koyduğunuz bu eşyalar hakkında konuşurken,

the most common word is silverware. It doesn't  need to be actually made of silver. Usually  

en sık kullanılan kelime gümüştür. Gerçekte gümüşten yapılmış olması gerekmez. Genellikle

they're not, because that takes a lot of work  to keep up, but we usually call that silverware. 

değildirler, çünkü buna ayak uydurmak çok çalışma gerektirir , ancak biz buna genellikle gümüş eşya deriz.

At a restaurant, you might hear the restaurant  staff say flatware, or maybe if you work in  

Bir restoranda, restoran personelinin sofra takımı dediğini duyabilirsiniz veya belki

a really fancy restaurant. I don't think I've  ever heard a family call it flatware at home.  

gerçekten lüks bir restoranda çalışıyorsanız. Bir ailenin buna evde sofra takımı dediğini hiç duymadım.

I just remember in my home ec class, home  ec is home economics where you learn about  

Hatırlıyorum, ev ek sınıfında, ev ek   ev ekonomisidir, burada

baking and sewing and all those  kinds of things in high school,  

fırıncılık, dikiş ve tüm bu tür şeyler hakkında lisede  ,

in my home ec class, I remember our home ec  teacher said, "In this class, you will not  

ev ec sınıfımda, ev ec öğretmenimizin şöyle dediğini hatırlıyorum: "Bu sınıfta,

call it silverware. You will call it flatware." And everyone kind of laughed a little bit like,  

ona gümüş eşya demeyeceksin, sofra takımı diyeceksin." Ve herkes biraz güldü,

who says that? That's so fancy. But in  her class we had to call it flatware,  

bunu kim söylüyor? Bu çok havalı. Ama onun sınıfında buna sofra takımı demek zorundaydık,

but I've never used that term since. So if you're  from the U.S. or you have American friends,  

ama o zamandan beri bu terimi hiç kullanmadım. Dolayısıyla, ABD'deyseniz veya Amerikalı arkadaşlarınız varsa,

I'm curious if you've ever heard flatware in that  kind of casual situation. In the next drawer,  

sofra takımlarını bu tür gündelik durumlarda hiç duydunuz mu merak ediyorum . Bir sonraki çekmecede,

we have some other helpful items for baking  and cooking. This is kind of our random drawer.  

pişirme ve yemek pişirmek için başka faydalı öğelerimiz var . Bu bizim rastgele çekmecemiz.

Everyone has stuff like that. Here we have  teaspoons and tablespoons. So as I mentioned,  

Herkesin böyle şeyleri vardır. Burada çay kaşığı ve yemek kaşığı var. Bahsettiğim gibi,

ovens use, maybe I didn't mention this, but ovens  use Fahrenheit in the US and instead of using  

fırınlar kullanır, belki bundan bahsetmedim, ancak ABD'de fırınlar Fahrenheit kullanır ve

milliliters and liters and these kinds of easy  measurements, we decided to do things the hard way  

mililitre ve litre ve bu tür kolay ölçümler kullanmak yerine, ABD'de işleri zor yoldan   yapmaya karar verdik

in the US and use tablespoons  which is this measurement, or  

ve yemek kaşığı bu ölçü, veya

this one here, this big circle,  or teaspoons which are these.  

bu buradaki, bu büyük daire veya çay kaşığı bunlardır.

And there's various increments, half a teaspoon,  a fourth of a teaspoon, and eighth of a teaspoon.  

Yarım çay kaşığı, çay kaşığının dörtte biri ve çay kaşığının sekizde biri olmak üzere çeşitli eklemeler vardır.

Yeah. If you're using in spices, or salt, or  you're baking, that's really essential if you're  

Evet. Baharat veya tuz kullanıyorsanız veya pişiriyorsanız, bu gerçekten çok önemlidir,  bir

cooking something, like you're making a soup, I  just throw stuff in. I don't usually measure it,  

şey   pişiriyorsanız, örneğin çorba yapıyorsanız, ben sadece malzemeleri atarım. Genellikle ölçmem,

but that's a personal preference. We also  have some tongs great for picking out  

ancak bu kişisel bir tercih. Ayrıca

hot things when you're cooking them, like corn,  when you're boiling corn, great to have this. 

mısır gibi sıcak şeyleri pişirirken mısırı kaynatırken ayırmak için harika maşalarımız da var, buna sahip olmak harika.

We also have a thermometer, this is a meat  thermometer. I guess you could use it for  

Ayrıca bir termometremiz var, bu bir et termometresidir. Sanırım

water too or for soup, other things but we usually  use this for meat. On the back of the thermometer,  

su veya çorba için de kullanabilirsiniz, ama biz bunu genellikle et için kullanırız. Termometrenin arkasında

it says C/F and that's Celsius or Fahrenheit.  So if you buy a meat thermometer in the US  

C/F yazıyor ve bu Celsius veya Fahrenheit. Bu nedenle, ABD'de bir et termometresi satın alırsanız

make sure that you have the right button clicked.  And if you're thinking about the temperature,  

sağ düğmeyi tıklattığınızdan emin olun. Ve sıcaklığı düşünüyorsanız,

what temperature should pork be in Celsius? Make  sure that you're showing the Celsius number.  

domuz eti santigrat cinsinden hangi sıcaklıkta olmalıdır? Celsius sayısını gösterdiğinizden emin olun.

I've thought about that a lot, because sometimes  the wrong one is clicked. And in my head I'm  

Bunu çok düşündüm çünkü bazen yanlış olana tıklanır. Ve kafamda

thinking the Fahrenheit number, but it's showing  the Celsius number and it's just mixed up. So make  

Fahrenheit sayısını düşünüyorum, ancak Celsius sayısını gösteriyor ve sadece karışık. Bu nedenle

sure that you don't get that wrong, especially  with meat. And we also have a meat pounder  

özellikle et konusunda yanlış anlamadığınızdan emin olun . Ayrıca

for pounding chicken, or steak, or whatever you  want to get to be more tender. You might see this  

tavuğu, bifteği veya daha yumuşak olmasını istediğiniz her şeyi dövmek için bir et dövücümüz var . Bunun

also called a tenderizer. It has some knobs on  the top, a tenderizer, but it's for pounding meat. 

yumuşatıcı olarak da adlandırıldığını görebilirsiniz. Üzerinde yumuşatıcı olan bazı düğmeler var , ancak eti dövmek için.

All right, let's go to the next door. And  this door, we have other random things.  

Pekala, yan kapıya gidelim. Ve bu kapı, başka rastgele şeylerimiz var.

This is a box of drink accessories. So if you  want to make yourself a shot of some alcohol,  

Bu bir içecek aksesuarları kutusu. Yani, kendinize biraz alkol yapmak isterseniz,

if you want to open some wine, we  have a wine opener. There's also a  

biraz şarap açmak isterseniz, bir şarap açacağımız var. Bir   tirbuşon da var

corkscrew, that's this little device is a  corkscrew. So you need to put that into the cork,  

, bu küçük cihaz bir tirbuşon. Yani bunu mantara koyup

turn it, and then you can use the wine opener  for this. Or you could, this is a really old one,  

çevirin ve bunun için şarap açacağını kullanabilirsiniz . Ya da yapabilirsin, bu gerçekten eski bir şey,

but you could use a bottle opener to open  

ama

beer, or cider, or whatever you're drinking  out of a bottle. So this is a bottle opener,  

bira, elma şarabı veya şişeden her ne içiyorsan açmak için bir şişe açacağı kullanabilirsin . Yani bu bir şişe açacağı,

and this is a wine opener. We also have some  wine stoppers because we don't drink that much  

ve bu da bir şarap açacağı. Ayrıca şarap tıpalarımız da var çünkü o kadar fazla

wine. And if we have a bottle of wine, we don't  finish it in one day. So it's nice to kind of  

şarap içmeyiz. Ve eğer bir şişe şarabımız varsa onu bir günde bitirmeyiz.

pump the air out, our two year old likes to  play with this a lot, likes to pump the air out,  

Havayı dışarı pompalamak güzel, iki yaşındaki çocuğumuz bununla oynamayı çok seviyor, havayı dışarı pompalamayı seviyor

and you put the stopper in and it keeps your  wine fresh for longer, pretty handy little thing. 

ve tıpayı taktığınızda şarabınızı daha uzun süre taze tutuyor, oldukça kullanışlı küçük şey. Bir

We also have a knife sharpener. This is for our  nice sharp knives, not the steak knives. The steak  

de bıçak bileyicimiz var. Bu, biftek bıçakları için değil, güzel keskin bıçaklarımız içindir. Biftek

knives, they are serrated. Serrated means they  have a little, like U marks, little cuts in them.  

bıçakları tırtıklıdır. Tırtıklı, üzerlerinde U işaretleri gibi küçük kesikler olduğu anlamına gelir.

Serrated knives are great for cutting  tomatoes or steak. Things like this, but  

Tırtıklı bıçaklar, domates veya biftek kesmek için harikadır. Bunun gibi şeyler ama

you cannot sharpen, at least as far as I know,  you can't sharpen serrated knives. So this is for,  

en azından benim bildiğim kadarıyla tırtıklı bıçakları bileyemezsiniz. Bu,

like our chopping knife or some other  knives that have a smooth blade.  

bizim doğrama bıçağımız veya pürüzsüz bir ağzı olan başka bıçaklar içindir.

And I bought this fun little device recently,  do you know what this is? Can you guess?  

Ve yakın zamanda bu eğlenceli küçük cihazı satın aldım, bunun ne olduğunu biliyor musunuz? Tahmin edebilir misin? Bunun

You put a hard boiled egg inside  this, and when you push it down,  

içine haşlanmış yumurta koyuyorsunuz ve aşağı doğru ittiğinizde

these little strings will cut the egg.  And I bought this because I saw a toddler  

bu küçük ipler yumurtayı kesecek. Bunu, yeni yürümeye başlayan bir çocuğun

using this to cut hard-boiled eggs. And I  thought, oh, my two year old is going to  

katı yumurtaları kesmek için kullandığını gördüğüm için aldım. Ve iki yaşındaki oğlum

love this. So I made a bunch of hard boiled  eggs and I peeled them and he helped me cut  

buna bayılacak diye düşündüm. Bu yüzden bir sürü katı haşlanmış yumurta yaptım ve kabuklarını soydum ve bununla kesmeme yardım etti

them with this. It was a hit. It worked well. All right, in this final drawer, we have not,  

. Bu bir hit oldu. İyi çalıştı. Pekala, bu son çekmecede

not many options that you can actually  see, but these are Tupperware. We have  

aslında görebildiğiniz çok fazla seçenek yok ama bunlar Tupperware.

some glass Tupperware, again, these, you could  say Pyrex dishes. Technically you could bake,  

Bir miktar cam Tupperware'imiz var, yine bunlar, Pyrex kapları diyebilirsiniz. Teknik olarak pişirebilirsiniz,

not with the lid. But you could bake something  in this because it's glass and it's meant for  

kapakla değil. Ama bunun içinde bir şeyler pişirebilirsin çünkü camdır ve

baking. Usually we have a full drawer of  these Tupperware dishes, but we don't have a  

pişirme amaçlıdır. Genellikle bu Tupperware yemekleriyle dolu bir çekmecemiz vardır , ancak

full drawer of them right now because  we've recently been making a lot of soup.  

şu anda bunlardan dolu bir çekmecemiz yok çünkü son zamanlarda çok fazla çorba yapıyoruz.

And as you saw in our freezer, we have a lot of  leftover soup containers. So when we make soup,  

Dondurucumuzda gördüğünüz gibi, bir sürü artık çorba kabımız var. Bu yüzden çorba,

maybe chili, we make a lot and then put some in  the freezer and we use those Tupperware containers  

belki acı biber yaptığımızda çok şey yaparız ve ardından biraz dondurucuya koyarız ve saklamak için o Tupperware kaplarını   kullanırız

to store it. And then the next week, when we  want soup, we don't have to make it. You just  

. Ve sonraki hafta, canımız çorba istediğinde yapmak zorunda değiliz. Sadece

pull it out of the freezer and bam, you've got  dinner. All right, let's move on to the next door. 

dondurucudan çıkarın ve bam, akşam yemeğiniz var . Pekala, yan kapıya geçelim.

These two cabinets are under our sink. So you can  see kind of the sink basins are here. And usually  

Bu iki dolap lavabomuzun altında. Böylece buradaki lavabo türlerini görebilirsiniz. Ve genellikle

under the sink is where you keep extra soap,  maybe some cleaning supplies. We have trash bags,  

fazladan sabun, belki bazı temizlik malzemeleri sakladığınız yer lavabonun altındadır. Çöp torbalarımız,

extra trash bags, extra little cleaning rags.  It's kind of like a cleaning section. I'm curious,  

ekstra çöp torbalarımız, ekstra küçük temizlik bezlerimiz var. Bir nevi temizlik bölümü gibi. Merak ediyorum,   mutfak lavabonuzun

what are some things that you put underneath  your kitchen sink? This is usually where in the  

altına koyduğunuz bazı şeyler nelerdir ? ABD'de genellikle

US you'll find cleaning supplies. We also have a  couple appliances. This is the blender, and we can  

temizlik malzemelerini burada bulabilirsiniz. Ayrıca birkaç cihazımız var. Bu blender ve biz

blend soups, we can blend smoothies, you can blend  apple sauce, whatever you're making in there. 

çorbaları karıştırabiliriz, smoothieleri karıştırabiliriz, siz elma sosu karıştırabilirsiniz, orada ne yapıyorsanız yapın.

And also a rice cooker. Rice cookers are  not common kitchen appliances in the US  

Ve ayrıca bir pirinç pişirici. Pirinç pişiriciler ABD'de yaygın olarak kullanılan mutfak aletleri değildir

but I don't know why not because they're so handy.  It's so convenient. We use ours for cooking rice.  

ancak çok kullanışlı oldukları için neden olmasın bilmiyorum. Çok uygun. Bizimkini pirinç pişirmek için kullanıyoruz.

We use it for steaming some like  potatoes, things that take a long time,  

Patates gibi uzun zaman alan şeyleri buharda pişirmek için kullanıyoruz

and it also doubles as a slow cooker. So this is a  special rice cooker that has a slow cooker button.  

ve aynı zamanda yavaş pişirici olarak da kullanılabilir. Bu, yavaş pişirme düğmesi olan özel bir pirinç pişiricidir.

And you can just put whatever you want to slow  cook. I'm not sure if this is a type of cuisine,  

Ve yavaş pişirmek istediğiniz her şeyi koyabilirsiniz . Bunun başka yerlerde yaygın olan bir mutfak türü olup olmadığından emin değilim

that's common in other places, but in the US it's  really common to cook things in a slow cooker. 

, ancak ABD'de yavaş bir tencerede yemek pişirmek gerçekten yaygın.

So a lot of Americans will not have a rice  cooker, but they will have a slow cooker. And  

Yani pek çok Amerikalının pirinç pişiricisi olmayacak, ancak yavaş pişiricileri olacak. Ve

it looks pretty similar. Usually it has a glass  lid that you can take off, but it's this kind of  

oldukça benzer görünüyor. Genellikle çıkarabileceğiniz bir cam kapağı vardır, ancak bu tür

heavy duty pot and it's electric. And  you can put usually soup ingredients,  

ağır hizmet tipi bir tenceredir ve elektriklidir. Ve genellikle çorba malzemeleri koyabilirsiniz,

you can put vegetables and broth and you just push  the button. And after eight hours, usually you  

sebze ve et suyu koyabilir ve sadece düğmeye  basabilirsiniz. Ve sekiz saat sonra, genellikle

go to work and you come home and it's all finished  and you didn't have to do anything. It's so great.  

işe gidersiniz ve eve gelirsiniz ve her şey biter ve hiçbir şey yapmanıza gerek kalmaz. Bu harika.

So you can use it as a slow cooker. If  you've never heard of a slow cooker,  

Böylece yavaş pişirici olarak kullanabilirsiniz. Yavaş pişiriciyi hiç duymadıysanız,

I recommend looking up some recipes with it. It's  really interesting because slow cookers have been  

bununla ilgili bazı tariflere bakmanızı öneririm. Bu gerçekten ilginç çünkü yavaş pişiriciler

around for a long time, but the idea of having a  good meal cooked without much time in the kitchen  

uzun süredir kullanılıyor, ancak mutfakta fazla zaman harcamadan iyi bir yemek pişirme fikri

has always been popular. So a lot  of people use slow cookers, overall  

her zaman popüler olmuştur. Bu nedenle, nesiller boyunca birçok insan yavaş pişiriciler kullanır

generations. It's a pretty cool device to have. In the next cabinet, it's pretty nifty. See how  

. Sahip olmak için oldukça havalı bir cihaz. Bir sonraki kabinde oldukça şık. Nasıl

it works. This opens and whoa, this spins. When  we first saw this house, I thought, oh, this is  

çalıştığını gör. Bu açılıyor ve vay canına, bu dönüyor. Bu evi ilk gördüğümüzde, ah, bu

so cool, I can't wait to use this. And the bottom  spins too. And this is just where we keep our dry  

çok havalı, bunu kullanmak için sabırsızlanıyorum diye düşündüm. Alt kısım da döner. Burası da kuru ürünlerimizi sakladığımız yer

goods. So you saw some of the dry goods up on the  shelf. Those are just kind of some pretty ones for  

. Yani rafta bazı kuru ürünler gördünüz . Bunlar sadece teşhir için güzel olanlar

display. We do eat those, but it just kind of  looks cool. And in here is where we keep beans,  

. Bunları yiyoruz, ama biraz havalı görünüyor. Ve burada fasulyeleri,   ve

and vinegar, and tomato paste, and rice, and  all of those things that we use for cooking,  

sirkeyi, salçayı, pirinci ve yemek pişirmek için kullandığımız tüm o şeyleri saklıyoruz

but we don't need to keep them on the counter. A  lot of people in the US will have a pantry. And  

ama onları tezgahta tutmamıza gerek yok. ABD'deki pek çok kişinin bir kileri olacaktır. Ve

this is like a closet in your kitchen where  you can keep all of these types of things. 

bu, mutfağınızda tüm bu tür şeyleri saklayabileceğiniz bir dolap gibidir.

In this house, we don't have a pantry. So we  have this Lazy Susan, is the term. It's a rolling  

Bu evde kilerimiz yok. Terim bu Tembel Susan'a sahibiz. Bu bir tekerlekli

cabinet. It could just be a circle that you put  a pot on. And that circle spins, that's called a  

dolap. Üzerine tencere koyduğunuz bir daire olabilir . Ve bu daire dönüyor, buna

Lazy Susan. You might see this at restaurants,  you might have it on your kitchen table,  

Tembel Susan denir. Bunu restoranlarda görebilirsiniz, mutfak masanızda olabilir,

but this is also called a Lazy Susan. I  don't know why, poor Susan, I'm sorry,  

ama buna Tembel Susan da denir. Nedenini bilmiyorum zavallı Susan, üzgünüm,

if your name is Susan, you're not lazy. It's just  the term for this type of cool spinning shelf. And  

adın Susan ise tembel değilsin. Bu sadece bu tip soğuk dönen raflar için kullanılan terimdir. Ve

it's really helpful for being able to access a  lot of stuff and make the most of your space. 

pek çok öğeye  erişebilmek ve alanınızdan en iyi şekilde yararlanabilmek için gerçekten yararlıdır.

We're almost finished, horah. These  are the last drawers in my kitchen.  

Neredeyse bitirdik, horah. Bunlar mutfağımdaki son çekmeceler.

In these drawers, we have our most used kitchen  utensils. So I'd like to go through these because  

Bu çekmecelerde en çok kullandığımız mutfak gereçlerimiz bulunur. Bunları gözden geçirmek istiyorum çünkü

they might be similar to what you have in your  house. First, we have a simple spoon. This is for  

evinizdekilere benzer olabilirler . İlk önce basit bir kaşığımız var. Bu,

stirring things that we're  cooking. This is a garlic press,  

pişirdiğimiz şeyleri karıştırmak içindir . Bu bir sarımsak presi,

put your garlic in here. And when you press it  down, the garlic comes out those holes, and it's  

sarımsaklarınızı buraya koyun. Ve aşağı bastırdığınızda, sarımsak o deliklerden çıkar ve

nice and fine and juicy, it's really great. I hate  cleaning this, but it's a really handy device.  

güzel, ince ve suludur, gerçekten harikadır. Bunu temizlemekten nefret ediyorum ama gerçekten kullanışlı bir cihaz.

Then we have a whisk, this is a plastic  whisk. If you can see it, say plastic whisk,  

Sonra bir çırpıcımız var, bu plastik bir çırpıcı. Görüyorsanız plastik çırpıcı deyin,

but a lot of whisks are metal. They might have  a metal part here to it. This is a soup ladle,  

ancak çırpıcıların çoğu metaldir. Burada metal bir kısım olabilir. Bu bir çorba kepçesi,

you can ladle, we can use it as a verb too. I'm  ladling the soup with the soup ladle. This is  

kepçe yapabilirsin, onu fiil olarak da kullanabiliriz. Çorbayı çorba kepçesiyle kepçeyle koyuyorum. Bu

a soup ladle. You might call this too a soup  spoon, but most likely here it called a ladle. 

bir çorba kepçesi. Buna çorba kaşığı da diyebilirsiniz , ancak büyük olasılıkla burada kepçe olarak adlandırılıyor.

Next, this is just a little scraper for our rice  cooker. This came with it. And I like to scoop up  

Sırada, bu pilav pişiricimiz için sadece küçük bir kazıyıcı . Bu beraberinde geldi. Ve

the rice with it. This isn't so common in other  American households, but if you have a rice  

onunla pirinci toplamayı seviyorum. Bu, diğer Amerikan evlerinde pek yaygın değildir , ancak bir pilav

cooker, you probably have something like this.  We also have a can opener. This is a manual can  

pişiriciniz varsa, muhtemelen buna benzer bir şeye sahipsinizdir. Konserve açacağımız da var. Bu manuel bir

opener. So you have to do this by hand. When I was  growing up, my parents had an electric can opener,  

konserve açacağıdır. Yani bunu elle yapmalısın. Ben büyürken, ailemin elektrikli bir konserve açacağı vardı

and it was a little device that stuck on one  of our cupboards and they attached a can to it  

ve bu, dolaplarımızdan birinin üzerine takılan küçük bir cihazdı ve ona bir mıknatısla bir konserve kutusu iliştirdiler

with a magnet and just pushed a button. And  it automatically opened the can pretty cool,  

ve sadece bir düğmeye bastılar. Ve otomatik olarak oldukça havalı kutuyu açtı,

actually, our cat, the cat that we don't have  any more. He's 18 years old. He passed away a  

aslında kedimiz, artık sahip olmadığımız  kedi . 18 yaşında.

couple years ago, but the cat that I grew up with,  he loved that electric can opener because my dad  

Birkaç yıl önce vefat etti, ancak benim birlikte büyüdüğüm kedi, elektrikli konserve açacağını severdi çünkü babam

would often open cans of tuna with the can opener. So every time my cat heard the can opener,  

konserve açacağıyla sık sık ton balığı konserveleri açardı. Bu yüzden kedim konserve açacağını her duyduğunda

he would run downstairs and wait,  "Please, please, I want tuna, please."  

aşağı koşup "Lütfen, lütfen, ton balığı istiyorum, lütfen" diye beklerdi.

And usually my dad would give him some of  the juice or a little piece or something,  

Ve genellikle babam ona meyve suyundan biraz veya küçük bir parça falan verirdi,

but that sounds of the electric can opener  was linked in the cat's mind with yummy food.  

ancak elektrikli konserve açacağı sesleri kedinin zihninde nefis yiyeceklerle bağlantılıydı.

All right, next, we have some more tongs. These  are shorter tongs and a vegetable peeler. I like  

Pekala, sırada biraz daha maşamız var. Bunlar daha kısa maşalar ve bir sebze soyucudur.

this kind of vegetable peeler that has this  U shape. And the peeler is across the top,  

Bu   U şekline sahip bu tür sebze soyucuyu seviyorum . Ve soyucu üstte,

but in a lot of houses in the US you're going to  see a flat vegetable peeler. And then the blade  

ancak ABD'deki birçok evde düz bir sebze soyucu göreceksiniz. Ve sonra bıçak

kind of comes out like a knife. I like this  kind better. I think it's easier to use, but  

bir tür bıçak gibi çıkar. Bu türü daha çok seviyorum. Bence kullanımı daha kolay ama

maybe you have something different in your house. We have a spatula. Actually, we have two spatulas.  

belki sizin evinizde farklı bir şey vardır. Bir spatulamız var. Aslında iki spatulamız var.

This is a silicone spatula, and this is a metal  spatula. We have some more kitchen scissors,  

Bu bir silikon spatula ve bu da metal bir spatula. Biraz daha mutfak makasımız var

and this is another spatula, but you could use it  as for stirring or scraping. So you might call it  

ve bu da başka bir spatula, ancak karıştırmak veya kazımak için kullanabilirsiniz. Yani buna

a scraper, you might call it a spatula. I think  most people would probably call it a spatula.  

bir kazıyıcı, bir spatula diyebilirsiniz. Bence çoğu insan muhtemelen buna spatula diyecektir.

Even though technically this, this device  that's flat, it's a flatter, you can  

Teknik olarak bu, düz olan bu cihaz olmasına rağmen, daha yassı,

flip eggs, you can flip things with this spatula.  And this one is more for mixing, if you're mixing  

yumurtaları çevirebilirsiniz, bu spatula ile bir şeyleri çevirebilirsiniz. Ve bu daha çok karıştırmak içindir, eğer

some bread dough, or if you're mixing  something you might be more likely to use this,  

biraz ekmek hamuru karıştırıyorsanız veya bir şey karıştırıyorsanız, bunu kullanma olasılığınız daha yüksek olabilir,

but we'd still call this a spatula, if I think  of another name for this, I'll write it here,  

ama yine de buna bir spatula deriz, eğer bunun için başka bir isim bulursam bu, buraya yazacağım,

but I'm pretty sure we just call this as spatula. We also have a lighter, horah, great  

ama eminim ki buna sadece spatula diyoruz. Ayrıca mum yakmak için harika bir horah çakmağımız da var

for lighting candles and whatnot. All right, let's  go to the next door. Here are all of our spices.  

. Pekala, yan kapıya gidelim. İşte tüm baharatlarımız.

So if you watched our other video with, from  our old apartment, 150 household items that I've  

Eski apartmanımızdan birkaç kez bahsettiğim 150 ev eşyasının olduğu diğer videomuzu izlediyseniz

mentioned a couple of times. In our old apartment,  we used to have all of our spices on a shelf.  

. Eski dairemizde tüm baharatlarımızı bir rafta tutardık.

Personally, I prefer that because you can see the  name of all the spices and you don't have to...  

Şahsen ben bunu tercih ediyorum çünkü tüm baharatların  adını görebiliyorsunuz ve bunu yapmak zorunda değilsiniz...

All of these, all I see is the black lid.  So I have to often pick up each one and see,  

Bunların hepsinde tek gördüğüm siyah kapak. Bu yüzden sık sık her birini alıp görmem gerekiyor,

what is this? What is this? What is  this? So I feel like in the future,  

bu nedir? Bu nedir? Bu nedir? Bu yüzden gelecekte   baharatlarımızı

we'll probably have a more useful way to store  our spices. Maybe we'll put them on a shelf,  

saklamak için muhtemelen daha kullanışlı bir yöntemimiz olacak gibi hissediyorum . Belki onları bir rafa koyarız,

but for now they are in the store with some tea  and some other tea filters, other types of drink  

ama şimdilik biraz çay ve diğer bazı çay filtreleri, diğer içecek türleri ile mağazadalar

things. But this is where we store our spices. And then in the bottom drawer, this is kind of  

. Ama burası baharatlarımızı sakladığımız yer. Ve sonra alt çekmecede, bu

a weird angle to show you. But in the bottom  drawer are, all of our other things that we  

size göstermek için biraz garip bir açı. Ancak alt çekmecede, mutfakta ihtiyacımız olan diğer tüm şeyler var

need in the kitchen. So there are small plastic  bags. Sometimes we use the brand name for this,  

. Yani küçük plastik poşetler var. Bazen bunun, bu tür çantalar için marka adını kullanırız

this type of bag, and we'll call this a Ziploc  bag. This is not a brand name, Ziploc bag,  

ve buna Ziploc çanta adını veririz . Bu bir marka adı, Ziploc çantası değil,

but some people still call it that even though  it's, you might not actually use that brand.  

ancak bazı insanlar buna yine de öyle diyor ki, aslında o markayı kullanmıyor olabilirsiniz.

Ziploc is the brand, but you might just use a  generic or a store brand name type thing. So we  

Ziploc markadır, ancak yalnızca jenerik veya mağaza marka adı türü bir şey kullanabilirsiniz. Yani

have some plastic bags, I have some reusable cloth  bags, some reusable sealable plastic bags. I like  

biraz plastik torbamız var, benim biraz yeniden kullanılabilir bez çantalarım, biraz da yeniden kullanılabilir, kapatılabilir plastik torbalarım var.

to use these for cheese because it's just nice to  have something that you can use again and again.  

Bunları peynir için kullanmayı seviyorum çünkü tekrar tekrar kullanabileceğiniz bir şeye sahip olmak güzel.

There's also some extra garbage bags in here. I'm curious, what do you think this is called  

Burada fazladan çöp torbaları da var. Merak ediyorum, sizce buna

in english? There are plenty of names, but  in the US we just call this a plastic wrap.  

İngilizce'de ne denir? Pek çok isim var, ancak ABD'de buna sadece streç film diyoruz.

Some people might say cling wrap. I'm sure there  are other names for this, but putting the plastic  

Bazıları streç film diyebilir. Eminim bunun için başka isimler de vardır, ancak plastik

wrap on something, I've tried a lot of  different natural methods for using,  

sargıyı bir şeyin üzerine koyarak, plastik sargı yerine kullanmak için pek çok farklı doğal yöntem denedim

instead of plastic wrap, but really plastic wrap  is so handy. It's so handy to use. We also have  

, ancak gerçekten plastik sargı çok kullanışlı. Kullanımı çok kullanışlı.

in here, aluminum foil. Aluminum foil,  and we use that whole name, aluminum foil.  

Burada   alüminyum folyomuz da var. Alüminyum folyo ve biz bu adın tamamını kullanıyoruz, alüminyum folyo.

You might put this on a dish when you're baking  it, you might put it over the dish to keep it  

Bunu pişirirken bir tabağa koyabilirsiniz , sıcak tutması için tabağın üzerine koyabilirsiniz

warm. It's a lot of different uses for that. And I also have some  

. Bunun için birçok farklı kullanım var. Ayrıca

wax paper or parchment paper. So technically  this is not wax paper. You'll see in the store,  

mumlu kağıt veya parşömen kağıdım da var. Yani teknik olarak bu mumlu kağıt değil. Mağazada

a different item for wax paper, but some people  call it wax paper. It's technically parchment  

mumlu kağıt için farklı bir ürün göreceksiniz, ancak bazı insanlar buna mumlu kağıt diyor. Teknik olarak parşömen

paper, but this is what you can put down on your  cookie sheet or on your baking sheet so that you  

kağıdıdır, ancak bu kağıdı kurabiye tepsinize veya fırın tepsinize koyabilirsiniz, böylece

don't have to clean it up that much. So usually  I like to put this paper on my baking sheet to  

çok fazla temizlemenize gerek kalmaz. Bu yüzden genellikle bu kağıdı fırın tepsime  koymayı severim

just lessen the mess afterwards. And last but  not least, are the pots and pans, essential  

daha sonra oluşan dağınıklığı azaltmak için. Ve son olarak , yemek pişirmek için gerekli olan tencere ve tavalar

for cooking. Mine are hung up really high right  now, I'm standing on a chair, these are up here.  

. Benimkiler şu anda çok yükseğe asılı , bir sandalyenin üzerinde duruyorum, bunlar burada.

But it's really nice to be able to have them hung  up in our kitchen. We don't have a specific place  

Ama onları mutfağımıza asabilmemiz gerçekten çok güzel . Bunları koymak istediğimiz   belirli bir yerimiz yok

where we want to put these. As you  can see, all of our drawers are full  

. Gördüğünüz gibi tüm çekmecelerimiz

of other things. So it's really handy  to have these little hooks up here.  

başka şeylerle dolu. Bu yüzden, bu küçük kancaların burada olması gerçekten kullanışlı.

If somebody tall comes to our house, they  just have to watch out and not hit their head. 

Uzun boylu biri evimize gelirse, dikkatli olması ve kafasını çarpmaması gerekir.

So we hang up our pots, little pots.  These are stainless steel pots,  

Bu yüzden saksılarımızı asıyoruz, küçük saksılar. Bunlar paslanmaz çelik tencereler,

stainless steel pans, and we also have a non-stick  pan. That's the coating that's on here is going  

paslanmaz çelik tavalar ve ayrıca yapışmaz tavamız da var. Buradaki kaplama,

to help it to not stick. On this side, this  type of, I'll take it off so you can see,  

yapışmamasına yardımcı olacak  . Bu tarafta, bu türde, onu çıkaracağım böylece görebilirsiniz,

this is called a wok. You're maybe familiar  with this type of item. This is an old wok,  

buna wok denir. Bu tür öğelere aşina olabilirsiniz. Bu eski bir wok,

it's supposed to be non-stick, but it is quite  old. So it's not exactly non-stick anymore.  

yapışmaz olması gerekiyordu ama oldukça eski. Yani artık tam olarak yapışmaz değil.

But all of these are pots and pans. You might also  hear something like this, get called a sauce pan  

Ama bunların hepsi tencere tava. Küçük olduğu için sos tavası   olarak adlandırıldığı gibi  buna benzer bir şey de duyabilirsiniz

because it's small. Some people call that a  sauce pan. I just call it a pot, a small pot  

. Bazı insanlar buna sos tavası diyor. Ben ona sadece tencere, küçük tencere

or a pan. So there's simple words, there's more  complex words, I'm sure there's regional words  

veya tava diyorum. Yani basit kelimeler var, daha karmaşık kelimeler var, eminim

for these types of things, but I hope that it will  help give you kind of a base for your vocabulary. 

bu tür şeyler için bölgesel kelimeler vardır, ancak umarım bu kelime dağarcığınız için bir tür temel oluşturmanıza yardımcı olur.

Before we get started. I want to explain some  words that I use, to talk about this room. Look at  

Başlamadan önce. Bu oda hakkında konuşmak için kullandığım bazı kelimeleri açıklamak istiyorum.

these three words, bathroom, restroom, washroom.  I'm from the US, and we use only two of these.  

Şu üç kelimeye bakın, banyo, tuvalet, tuvalet. Ben ABD'liyim ve bunlardan sadece ikisini kullanıyoruz.

Can you guess which two we use? You just heard me  say one of them. We use bathroom and restroom, but  

Hangi ikisini kullandığımızı tahmin edebilir misiniz? Az önce onlardan birini söylediğimi duydunuz. Banyo ve tuvaleti kullanıyoruz ama

there is a difference between these, a bathroom  is generally in someone's house in some kind of  

bunların arasında bir fark var, banyo genellikle birinin evinde bir tür

comfortable location. And a restroom is usually  used for a public situation, maybe a restaurant or  

rahat konumdadır. Ve bir tuvalet genellikle kamuya açık bir durumda, örneğin bir restoranda veya

in your office. If you need to go to the bathroom,  you might use this because it feels a little bit  

ofisinizde kullanılır. Tuvalete gitmeniz gerekiyorsa, biraz daha resmi hissettirdiği için bunu kullanabilirsiniz

more formal. It's a little more indirect, it's  a restroom. You don't know what's happening  

. Biraz daha dolaylı, tuvalet. Tuvalette neler olduğunu bilmiyorsun

in the restroom, I'm just resting. So we use  restroom generally to be a little more polite or  

, ben sadece dinleniyorum. Bu nedenle, tuvaleti genellikle biraz daha kibar olmak veya

to talk about bathrooms in a more formal setting. As for the word washroom, in the US I don't think  

banyolar hakkında daha resmi bir ortamda konuşmak için kullanırız. Tuvalet kelimesine gelince, ABD'de

I've ever heard anyone use this. I could be wrong.  It's generally more associated with Canadians. So  

kimsenin bunu kullandığını hiç duymadım. Yanlış olabilirim. Genellikle daha çok Kanadalılarla ilişkilendirilir. Yani

in Canada, they often say washroom, but anytime  that I say, this is what they say in Canada, this  

Kanada'da genellikle tuvalet derler, ancak ne zaman söylesem, Kanada'da öyle derler, Birleşik

is what they say in the UK. Please just understand  that I am not an expert in other types of English,  

Krallık'ta da böyle derler. Lütfen diğer İngilizce türlerinde uzman olmadığımı anlayın.

I only know what I've experienced here in  the US. What about these words? Toilet, loo,  

Yalnızca burada, ABD'de yaşadıklarımı biliyorum . Peki ya bu sözler? Tuvalet, tuvalet,

John and water closet. Well, we do use  the word toilet, but we don't use it to  

John ve klozet. Tuvalet kelimesini kullanıyoruz ama

talk about this room. We never say I'm going to  the toilet, it seems gross or just too direct.  

bu oda hakkında konuşmak için kullanmıyoruz. Asla tuvalete gideceğimi söylemiyoruz , bu iğrenç veya çok doğrudan görünüyor.

And loo, we never say loo in the US. Also John,  we don't really say the word John, either. 

Ve loo, ABD'de asla loo demiyoruz. Ayrıca John, John kelimesini de gerçekten söylemiyoruz.

But this expression water closet, if you saw this  sign, what would you think that means? Let's say  

Ama bu klozet ifadesi, bu işareti görseydiniz bunun ne anlama geldiğini düşünürdünüz? Diyelim ki

you're at a restaurant and you're looking for the  bathroom and you see this sign on a door. Would  

bir restorandasınız ve tuvaleti arıyorsunuz ve kapıda bu işareti görüyorsunuz.

you know that, that's the bathroom? You might be  able to guess, but water closet or WC is sometimes  

Orasının banyo olduğunu biliyor muydunuz? Tahmin edebilirsiniz, ancak klozet veya tuvalet bazen

on a bathroom door and it just means that's the  bathroom. Now, sometimes we use a kind of silly  

banyo kapısının üzerindedir ve bu sadece banyo olduğu anlamına gelir . Şimdi, bazen banyo hakkında konuşmak için bir tür saçma sapan

words to talk about the bathroom. For example,  you might hear lavatory, powder room, girls room.  

kelimeler kullanırız. Örneğin, tuvalet, tuvalet, kızlar odası gibi ifadeleri duyabilirsiniz.

And these are always, usually said with that  same tone of voice that I just used. Lavatory,  

Ve bunlar her zaman, genellikle az önce kullandığım ses tonuyla söylenir. Lavabo,

this is a very high class way to say bathroom.  So if you are wanting to be a little bit silly,  

bu banyo demenin çok kaliteli bir yolu. Yani biraz saçmalamak istiyorsanız,

you might say, excuse me, where's your lavatory?  If you're in your friend's house, you might say,  

pardon, tuvaletiniz nerede diyebilirsiniz. Arkadaşınızın evindeyseniz, bu

that'd be kind of funny. Or you might say, I  need to go to the powder room to freshen up. 

biraz komik olur diyebilirsiniz. Ya da tazelenmek için tuvalete gitmem gerekiyor diyebilirsiniz.

And I think this is something that we don't  ever say seriously. It's usually just kind of as  

Ve bence bu asla ciddi bir şekilde söylemediğimiz bir şey. Bu genellikle

a little joke, oh, I need to go make sure that  there's no food in my teeth, I'm going to go to  

küçük bir şakadır, ah, dişlerimde yiyecek olmadığından emin olmam gerek,

the powder room, or you might hear the girls  room. And this is not just for little girls,  

tuvalete gideceğim, yoksa kızların odasını duyabilirsin. Ve bu sadece küçük kızlar için değil,

this is talking about the bathroom. If you  go to your friend's house and you need to go  

bu banyodan bahsediyor. Arkadaşınızın evine giderseniz ve tuvalete gitmeniz gerekirse

to the bathroom, you might ask where's the  girls room. But only if you're a girl, oh,  

, kızlar tuvaleti nerede diye sorabilirsiniz. Ama sadece kızsan, oh,

we don't really say where's the boys room. I think  that maybe this is just because sometimes women  

erkekler odası nerede gerçekten demeyiz. Bence belki de bunun nedeni, bazen kadınların

are more indirect about these types of things.  I'm not sure, but occasionally you will hear these  

bu tür şeyler hakkında daha dolaylı olmalarıdır. Emin değilim ama ara sıra

silly expressions used with the bathroom. Now we have two more. What about these two words?  

banyoyla ilgili bu aptalca ifadeleri duyacaksınız. Şimdi iki tane daha var. Peki ya bu iki kelime?

Port-a-Potty and port-a-John. Do you  have a port-a-Potty in your house?  

Port-a-Lazımlık ve port-a-John. Evinizde Port-a-Potty var mı?

I would be very shocked. These are a port-a-Potty  or a port-a-John, usually that's what  

Çok şok olurdum. Bunlar port-a-Lazımlık veya port-a-John'dur, genellikle

you would see it at a park, or maybe if you go  to an outdoor concert or somewhere that doesn't  

bir parkta veya bir açık hava konserine veya

have an actual bathroom structure or some  kind of restroom outside. So you might see  

gerçek bir banyo yapısı veya benzeri olmayan bir yere giderseniz bunu görürsünüz. dışında tuvalet. Yani

these types of facilities. All right, now that we  have cleared all that up. When you come to the US  

bu tür tesisleri görebilirsiniz. Pekala, artık tüm bunları açıklığa kavuşturduğumuza göre. ABD'ye geldiğinizde

you can use bathroom or restroom, and let's get  on to talking about the items in my bathroom.  

banyo veya tuvaleti kullanabilirsiniz, benim banyomdaki eşyalardan bahsetmeye başlayalım.

Let's start off by talking about this. Here, we  have the sink. Sometimes it's called a sink basin,  

Bunun hakkında konuşarak başlayalım. Burada lavabomuz var. Bazen buna lavabo leğeni denir,

but generally that's kind of a more formal word.  If you're purchasing a sink, you might see it  

ancak bu genellikle daha resmi bir kelimedir. Bir lavabo satın alıyorsanız, buna

called a sink basin. Also, we have the faucet and  the hot water handle, or the cold water handle. I  

lavabo lavabosu adı verildiğini görebilirsiniz. Ayrıca musluğumuz ve sıcak su musluğumuz veya soğuk su musluğumuz var. Bende

only have one, but you might see some bathrooms  that have two, that's also pretty common. 

yalnızca bir tane var, ancak iki tane olan bazı banyolar da görebilirsiniz, bu da oldukça yaygın.

At the bottom, this thing inside here, down  there is the drain. If you need to fill the sink,  

En altta, buradaki şey, aşağıda drenaj var. Lavaboyu doldurmanız gerekiyorsa,

you might say, plug the drain. I need  to push that down, push the drain down  

tahliyeyi tıkayın diyebilirsiniz. Bunu aşağı itmeliyim, tahliyeyi aşağı itmem

so that I can plug the drain and fill up the  sink with water. And usually under the sink,  

böylece tahliyeyi tıkayıp lavaboyu suyla doldurabilirim. Ve genellikle lavabonun altında

you're going to find some plumbing. Plumbing are  the pipes that bring the water to your faucet,  

bir miktar su tesisatı bulursunuz. Sıhhi tesisat, suyu musluğunuza getiren

and then away from your drain. Notice that the  B here is silent, plumb-ing, plumbing. We're  

ve ardından giderinizden uzaklaştıran borulardır. Buradaki B'nin sessiz, sıhhi tesisat, sıhhi tesisat olduğuna dikkat edin. Bu derste

going to be talking about these items a little bit  later in this lesson. So let's move on to the next  

biraz sonra bu öğeler hakkında konuşacağız . O halde

place in the bathroom. All right, here we are by  the toilet. One of the features of the bathroom,  

banyodaki bir sonraki  yere geçelim. Pekala, tuvaletin yanındayız. Banyonun özelliklerinden biri olan

in the US, we always call this the toilet. We  don't call the room, the toilet, as I mentioned. 

ABD'de buna her zaman tuvalet deriz. Bahsettiğim gibi oda, tuvalet demiyoruz.

So on the toilet, we have two lids, this  is in the US. We have the lid and we have  

Yani tuvalette iki kapağımız var, bu ABD'de. Kapağımız ve

the seat, which can also go up. And this is  always a point of contention in marriages, right?  

aynı zamanda yukarı çıkabilen koltuğumuz da var. Ve bu evliliklerde her zaman bir çekişme noktasıdır, değil mi?

Put the seat down. And this is what a lot of wives  say, put the seat down, don't leave the seat up.  

Koltuğu yere koy. Ve bu, birçok kadının söylediği şeydir, koltuğu yere koyun, koltuğu yukarıda bırakmayın.

I'm curious if you have ever had this discussion  in your house, that we have the lid. And we  

Bu tartışmayı evinizde hiç yapıp yapmadığınızı merak ediyorum , kapağımız var. Ve

have here, this is the toilet bowl, you can  imagine a bowl. And back here is the flusher  

burada klozetimiz var, bir klozet hayal edebilirsiniz. Ve arkada sifon

or the toilet handle, because we can push this  to flush the toilet. Don't forget to flush the  

veya tuvalet kolu, çünkü tuvaleti sifonu çekmek için bunu  itebiliriz .

toilet, when you're finished. To flush the toilet,  our bathroom, we have installed an extra feature  

İşiniz bittiğinde tuvaletin sifonunu çekmeyi unutmayın. Tuvaletin, banyomuzun sifonu çekmek için , tuvaletimize ekstra bir özellik   yerleştirdik

on our toilet, it is this thing, it is a bidet.  This is becoming a little more common in the US,  

, bu şey, bide. Bu, ABD'de biraz daha yaygın hale geliyor,

but it is certainly not a well-known feature of  a toilet in the US but because my husband and  

ancak ABD'deki bir tuvaletin kesinlikle iyi bilinen bir özelliği değildir, ancak kocam ve

I have lived abroad, we know about bidets.  So we have a bidet installed in our toilet. 

ben yurt dışında yaşadığımız için bideleri biliyoruz. Bu yüzden tuvaletimize bide taktık.

Also around the toilet, you will see there is  a plunger here for helping the toilet to flow  

Ayrıca tuvaletin etrafında, tuvaletin serbestçe akmasına yardımcı olmak için burada bir dalgıç olduğunu göreceksiniz

freely. And we have a toilet brush, for cleaning  the toilet. Some extra toilet paper, but here, if  

. Ve tuvaleti temizlemek için bir tuvalet fırçamız var . Fazladan tuvalet kağıdı, ama burada,

you can see on this side, we have our toilet paper  holder and our toilet paper. I have a question for  

bu tarafta görüyorsanız, tuvalet kağıdı tutucumuz ve tuvalet kağıdımız var. Sana bir sorum var

you. Do you have your toilet paper coming over  the top or do you have it coming from behind?  

. Tuvalet kağıdınız üstten mi geliyor yoksa arkadan mı geliyor?

For me, I prefer it like this coming from the top,  but I know everyone has different opinions about  

Benim için yukarıdan gelmeyi tercih ederim ama herkesin bu konuda farklı fikirleri olduğunu biliyorum

this. Sometimes on the back of the toilet, you  will see a box of tissues. In the US, we almost  

. Bazen tuvaletin arkasında bir kutu mendil görürsünüz. ABD'de, biz

always call these Kleenex. This is the brand, but  it's also just what we generally call this type  

bunlara neredeyse her zaman Kleenex diyoruz. Bu, markadır, ancak aynı zamanda bu tür öğelere genel olarak dediğimiz şeydir

of item. Or for us, we have a baby, so we have  some baby wipes also on the back of the toilet. 

. Ya da bizim için bir bebeğimiz var, bu yüzden tuvaletin arkasında da bebek mendillerimiz var.

We have one more thing, this. Do you  know what this is? Can you guess?  

Bir şeyimiz daha var, bu. Bunun ne olduğunu biliyor musun? Tahmin edebilir misin?

It is called a Squatty potty. I  actually got this online. I got this  

Buna Squatty lazımlık denir. Aslında bunu internetten aldım. Bunu

from somebody in my city, online. Somebody online  said, I'm selling a Squatty potty thing that you  

şehrimdeki birinden internetten aldım. İnternette biri , "Klozetinizin altına koyduğunuz Squatty lazımlık satıyorum" dedi

put under your toilet. Does anyone want to  buy it? And I said, me, I want to buy it.  

. Satın almak isteyen var mı? Ben de satın almak istiyorum dedim.

So I met her at a gas station, kind of felt like  a drug deal because she hopped out of her car.  

Bu yüzden onunla bir benzin istasyonunda tanıştım, arabasından atladığı için uyuşturucu ticareti gibi hissettim.

She said, are you here for the Squatty potty?  And I said, yes, I am. And I gave her my 10 bucks  

Squatty lazımlığı için mi buradasın dedi. Ben de evet öyleyim dedim. Ben de ona 10 dolarımı verdim   o

and she gave me the Squatty potty. And we left.  But this is a kind of a device that helps your  

da bana Squatty lazımlığı verdi. Ve ayrıldık. Ancak bu, bağırsaklarınızın serbestçe hareket edebilmesi

body supposedly to be in a better position so that  your bowels can move freely. So I'm not sure if it  

için vücudunuzun daha iyi bir konumda olmasına yardımcı olan bir tür cihazdır . Bu yüzden

actually works or not, but it's something that I  thought was pretty cool. And it was worth the try. 

gerçekten işe yarayıp yaramadığından emin değilim, ama bence oldukça havalı bir şeydi. Ve denemeye değerdi.

Next, let's talk about the shower or the tub. Now  in my bathroom here, we have two bathrooms in my  

Ardından, duş veya küvet hakkında konuşalım. Şimdi buradaki banyomda, evimde iki banyomuz var

house. In this bathroom, we do not have a tub.  I didn't feel like cleaning our other bathroom.  

. Bu banyomuzda küvet bulunmamaktadır. Diğer banyomuzu temizlemek içimden gelmedi.

Otherwise, I would show you a tub,  but this is what it looks like.  

Aksi takdirde size bir küvet gösterirdim, ancak bu şekilde görünüyor.

Most bathrooms have a tub and then there is also  a shower. This bathroom does not have a shower  

Çoğu banyoda küvet vardır ve duş da vardır . Bu banyoda duş

curtain. A shower curtain is a kind of cloth that  comes over. Instead, we have these glass shower  

perdesi yoktur. Duş perdesi, üzerine gelen bir tür kumaştır . Bunun yerine, bu cam duş

doors. You can barely see them in the video, but  there are glass doors that block the water from  

kapılarına sahibiz. Videoda zar zor görebiliyorsunuz ama  banyomuzun her yerine su fışkırmasını engelleyen cam kapılar var

spraying everywhere in our bathroom. In our shower, we have a shower head,  

. Duşumuzda bir duş başlığımız vardır

and sometimes the shower head is detachable, or  sometimes it's just fixed on the wall. There's  

ve bazen duş başlığı çıkarılabilir veya bazen duvara sabitlenir.

also a shower handle where you can turn on the  hot and cold water. I'm not going to turn that  

Ayrıca sıcak ve soğuk suyu açabileceğiniz bir duş başlığı vardır. Bunu

on right now. So I don't get too wet. In  our shower, we have a squeegee because we  

şu anda açmayacağım. Böylece fazla ıslanmıyorum. Duşumuzda sileceğimiz var çünkü

have these glass doors. When they get wet, it's  good to take care of them and not let the water  

bu cam kapılara sahibiz. Islandıklarında, onlarla ilgilenmek ve yanlarda su birikmesine izin vermemek iyidir

accumulate on the sides. So we will squeegee them  after taking a shower. And this is a verb and a  

. Bu yüzden duş aldıktan sonra onları çekeceğiz. Ve bu bir fiil ve bir

noun. This is a squeegee, and I need to squeegee  the doors. Sometimes I squeegee the walls too.  

isimdir. Bu bir silecek ve kapıları silecek im gerekiyor . Bazen duvarları da siliyorum.

This is my three-year-old son's favorite activity  to squeegee everything. It is pretty fun,  

Bu, üç yaşındaki oğlumun her şeyi sıkmak için en sevdiği aktivitedir. Oldukça eğlenceli,

but we do this to take care of our shower. On  this end of our shower, we have our shower goods.  

ama bunu duşumuzu korumak için yapıyoruz. Duşumuzun bu ucunda, duş ürünlerimiz var.

There is shampoo, conditioner. There's also liquid  soap and bar soap. You might have both in your  

Şampuan, saç kremi var. Ayrıca sıvı sabun ve kalıp sabun da vardır. Duşunuzda her ikisi de olabilir

shower or you might have some kind of shower  scrub. This is a liquid that has some kind of  

veya bir çeşit duş keseniz olabilir. Bu,

little abrasive pieces in it to scrub your skin.  A lot of people will use maybe a loofa or a sponge  

cildinizi ovmak için içinde bir tür küçük aşındırıcı parçalar bulunan bir sıvıdır. Pek çok insan

or a wash cloth to wash their body. We have this  little, it's the thing that we got in Korea. Well,  

vücutlarını yıkamak için lif, sünger   veya yıkama bezi kullanır. Bu küçük şeye sahibiz, Kore'de sahip olduğumuz şey bu. Şey,

it's not the same one from Korea, but it's this  little rag. You can put your hand in it and  

Kore'den gelenin aynısı değil ama bu küçük paçavra. Elini içine sokabilirsin ve

it's a little bit scratchy and you can kind  of just wash yourself with this. I like it. 

biraz kaşındırır ve bununla bir nevi kendini yıkayabilirsin. Beğendim.

On the wall of our shower, we have tiles.  These are the shower tiles. A lot of people  

Duşumuzun duvarında fayanslarımız var. Bunlar duş karoları. Pek çok insan

like this look, but they don't like taking care  of it because in between here is called grout and  

bu görünümden hoşlanır, ancak bununla ilgilenmekten hoşlanmazlar çünkü aradaki yere derz denir ve

you have to occasionally clean the grout in your  shower. Maybe you need to get an old toothbrush  

derzleri duşta ara sıra temizlemeniz gerekir . Belki de eski bir diş fırçası alıp

and scrape it. You need to do something. We have  this spray that somebody gave us, cleans without  

kazımanız gerekir. Bir şeyler yapmalısın. Birinin bize verdiği bu spreyimiz var,

having to rinse, spray it on your shower once  a day. I don't do that. I spray it maybe once a  

durulamaya gerek kalmadan temizliyor, günde bir kez duşunuza püskürtün . Bunu yapmam Hatırlarsam belki haftada bir kez püskürtüyorum

week, if I remember, but you can spray it on the  tiles and maybe it makes it so you don't have to  

, ancak fayansların üzerine püskürtebilirsiniz ve belki de

scrub them. I don't know. We'll see what happens,  but there's different products like that too. 

onları ovmak zorunda kalmamanızı sağlar. Bilmiyorum. Ne olacağını göreceğiz, ancak bunun gibi farklı ürünler de var.

You might notice here in the bottom of our  shower is a little turtle. It's a secret that all  

Burada, duşumuzun dibinde küçük bir kaplumbağa olduğunu fark etmişsinizdir. Tüm

Americans keep a little toy turtle in the bottom  of their shower. Don't tell our secret. Just  

Amerikalıların duşlarının dibinde küçük bir oyuncak kaplumbağa bulundurdukları bir sırdır . Sırrımızı söyleme. Şaka yapıyorum

kidding. It's my son's toy. One more thing is you  might hear the term shower stall. A shower stall  

. Oğlumun oyuncağı. Bir şey daha duş kabini terimini duyabileceğinizdir. Duş kabini

is generally in a more public place like in a gym  or in a dormitory where there's multiple people  

genellikle spor salonu veya aynı anda birden fazla kişinin

showering at the same time. A shower stall  are going to be those individual shower spots.  

duş aldığı yatakhane gibi daha halka açık bir yerdir. Bir duş kabini, bu ayrı duş noktaları olacaktır.

There might be a shower curtain. There  might be nothing. It might just be open,  

Duş perdesi olabilir. Hiçbir şey olmayabilir. Sadece açık olabilir,

but this is kind of a more public thing. So  we don't really use the term shower stall to  

ancak bu biraz daha halka açık bir şey. Bu nedenle,

talk about the bath shower area in your house.  That's more in a public place. In our bathroom,  

evinizdeki banyo duş alanından bahsetmek için duş teknesi terimini gerçekten kullanmıyoruz. Bu daha çok halka açık bir yerde. Banyomuzda

we have several types of towels. One type of towel  is simply a bath towel and we hang that bath towel  

birkaç çeşit havlumuz vardır. Havlu türlerinden biri basitçe bir banyo havlusudur ve bu banyo havlusunu

on a hook, or you might have a towel rack or  a towel bar where you hang your towel. We only  

bir kancaya asarız veya havlu askısını veya havlu askısını asabilirsiniz. Sadece

have these little hooks to hang our towels on. You also might use a washcloth. I mentioned  

havlularımızı asmak için bu küçük kancalara sahibiz. Ayrıca bir bez de kullanabilirsiniz.

this previously that you might use this in the  shower. For me, I use this to wash off my face  

Bunu duşta kullanabileceğinizden daha önce bahsetmiştim . Ben bunu sabah veya akşam yüzümü yıkamak için kullanıyorum

in the morning or in the evening and I hang it on  this little rack to dry. Another type of towel you  

ve kuruması için bu küçük rafa asıyorum. Sahip olabileceğiniz başka bir havlu türü de

might have is simply a hand towel. All of these  are pretty self-explanatory, right? Bath towel,  

basit bir el havlusudur. Bunların tümü oldukça açıklayıcı, değil mi? Banyo havlusu,

washcloth, I guess you could wash anything with  that, and hand towel. Can you guess what you  

el bezi, sanırım bununla her şeyi yıkayabilirsin ve el havlusu. El havlusu ile ne yıkadığınızı tahmin edebilir misiniz

wash with a hand towel? You use it to dry your  hands and it's hanging on this ring to let it  

? Ellerinizi kurulamak için kullanıyorsunuz ve yıkamalar arasında hava alması için bu halkada asılı duruyor

air out in between washings. Next, let's talk about some of the  

. Şimdi,

items which might be in your bathroom. On our  counter, we have a comb. This is not a brush.  

banyonuzda olabilecek bazı   öğelerden bahsedelim. Tezgâhımızda bir tarağımız var. Bu bir fırça değil.

I have some hair ties, my glasses, some deodorant,  and a contact lens case. You might just say also a  

Saç tokam, gözlüğüm, biraz deodorantım ve bir kontakt lens kılıfım var. Bir

contact case. I have my jewelry. There  is an outlet for plugging things in.  

iletişim durumu da diyebilirsiniz. takılarım var Eşyaları takmak için bir priz var.

On the other side, we have a soap dispenser  here. Then we have our toothbrush holder.  

Diğer tarafta, burada sabunluk  var . Sonra diş fırçası tutucumuz var.

Inside that toothbrush holder is a toothbrush  and toothpaste. Beside it is an electric  

Bu diş fırçası tutucunun içinde bir diş fırçası ve diş macunu bulunur. Yanında elektrikli

toothbrush. There is some floss, some more  deodorant and underneath here is a glasses  

diş fırçası var. Biraz diş ipi, biraz daha deodorant ve bunun altında bir gözlük

lens cleaner and another glasses lens cloth. A lot of bathrooms in the US will have a little  

camı temizleyici ve başka bir gözlük camı bezi var. ABD'deki birçok banyoda küçük bir

closet or some shelves for linens. If this is  a separate area, or if it is in your closet,  

dolap veya çarşaflar için bazı raflar bulunur. Bu ayrı bir alansa veya dolabınızın içindeyse

we still call this a linen closet. Linens are our  sheets, towels, blankets. Mine is a little bit  

buna yine de keten dolap diyoruz. Çarşaflar bizim çarşaflarımız, havlularımız, battaniyelerimizdir. Benimki biraz

messy, a little bit disorganized, but it's okay.  So here, these are where I keep my linens. On the  

dağınık, biraz düzensiz ama sorun değil. İşte, bunlar çarşaflarımı sakladığım yer.

other side of that linen closet is another shelf  where we keep some band-aids, extra shampoo, these  

Keten dolabın diğer tarafında, yara bandı, fazladan şampuan, bu

types of things and we could call this a medicine  cabinet, but it's not necessarily a cabinet.  

tür şeyleri sakladığımız başka bir raf var ve buna ecza dolabı diyebiliriz, ancak bu ille de bir dolap değildir.

You're going to see that in just a moment.  Instead, we'll still say that this is in the  

Bunu birazdan göreceksin. Bunun yerine yine de bunun dolapta olduğunu

closet and these are some extra bathroom items. Some other items that you might have in your  

ve bunların bazı ekstra banyo malzemeleri olduğunu söyleyeceğiz. Banyonuzda bulunabilecek diğer bazı öğeler,

bathroom is some contact solution. This goes  with my contact lenses that I wear occasionally,  

bir tür iletişim çözümüdür. Bu, ara sıra taktığım kontakt lenslerimle,

some contact lens solution. You might also have  some Q-tips. I don't really use these, but for  

bazı kontakt lens solüsyonları için geçerli. Ayrıca bazı Q-ipuçlarınız da olabilir. Bunları pek kullanmıyorum ama

some reason, we have them. Instead of Q-tips,  you might have cotton balls that look like this  

bir nedenden dolayı bizde var. Q-ipuçları yerine buna benzer  pamuk toplarınız

or cotton rounds. Sometimes people use these to  take off makeup or for other things, I guess,  

veya yuvarlak pamuklarınız olabilir. Bazen insanlar bunları makyaj çıkarmak veya başka şeyler için kullanıyor sanırım

but you might have other kinds of cotton in  your bathroom. In the bathroom, you have some  

ancak banyonuzda başka pamuk türleri de olabilir . Banyoda

tweezers and fingernail clippers. These are  giant fingernail clippers and sometimes on  

cımbız ve tırnak makasınız var. Bunlar dev tırnak makaslarıdır ve bazen

the fingernail clippers, or you might have a  separate piece as well, there is a nail file for  

tırnak makaslarının üzerinde veya ayrı bir parçanız da olabilir, tırnaklarınızı törpülemek için bir törpü bulunur

filing your nails. Occasionally, this is called  an emery board. I haven't really heard this  

. Bazen buna zımpara tahtası denir. Bunu

an awful lot in my life, but if someone said,  "Oh, I need to buy an emery board," I would know  

hayatımda çok fazla duymadım, ancak biri "Ah, bir zımpara tahtası almam gerekiyor" deseydi, ne

what they were talking about, but it's not as  common as a nail file, which is pretty clear,  

hakkında konuştuklarını anlardım, ancak bu bir tırnak törpüsü kadar yaygın değildir. hangisi oldukça açık,

right? It's a nail file for filing your nails. For shaving, you need a razor. Sometimes it  

değil mi? Tırnaklarınızı törpülemek için bir tırnak törpüsü. Tıraş için bir tıraş bıçağına ihtiyacınız var. Bazen

comes with some extra razorblades. I think  Dan has already finished using all of those.  

fazladan jiletle birlikte gelir. Bence Dan bunların hepsini kullanmayı çoktan bitirdi.

This is his razor. We also have some shaving  cream and maybe you use some aftershave. I  

Bu onun usturası. Ayrıca biraz tıraş kremimiz var ve belki biraz tıraş losyonu kullanırsınız.

don't know if this is true in your house, but my  side of the bathroom counter has way more things  

Bunun sizin evinizde geçerli olup olmadığını bilmiyorum ama banyo tezgahının benim tarafımda

than Dan's side of the counter. I think in his  drawer, oh, there's nothing but an empty box.  

tezgahın Dan'in tarafında olduğundan çok daha fazla şey var. Sanırım çekmecesinde boş bir kutudan başka bir şey yok.

But on my side, there are quite a few  things. For example, I have some makeup,  

Ama benim açımdan pek çok şey var. Örneğin, biraz makyaj malzemelerim,

some different bottles of potions, like makeup  remover. I have a, this is just some witch hazel,  

makyaj temizleyici gibi bazı farklı iksir şişelerim var . Bende var, bu sadece biraz cadı fındığı,

but it can be used as like a toner for your  skin. I have some other hair supplies like  

ama cildiniz için toner gibi kullanılabilir . Klips gibi başka saç malzemelerim

clips and some things for my hair like  bobby pins. I'm not sure why we say bobby,  

ve saç tokası gibi saçlarım için bazı şeylerim var . Neden bobby dediğimizden emin değilim,

but these are called bobby pins and you can  put them in your hair to keep your hair back. 

ama bunlara bobby pin denir ve saçınızı geri tutmak için saçınıza takabilirsiniz.

In the bathroom, there's also a curling iron  for curling your hair. You might also have a  

Banyoda ayrıca saçlarınızı kıvırmak için bir saç maşası vardır .

straightener or you might have a hairdryer. Do  you know what? This hairdryer, I got two weeks  

Düzleştiriciniz veya saç kurutma makineniz de olabilir. Ne var biliyor musun? Bu saç kurutma makinesini iki hafta

ago because the hairdryer I had before that I have  had since high school. This hairdryer was 15 years  

önce aldım çünkü daha önce sahip olduğum saç kurutma makinesi liseden beri bendeydi. Bu saç kurutma makinesi 15

old, is amazing. No, I guess older than that,  maybe like 16, 17 years old and finally it died,  

yaşındaydı, harika. Hayır, sanırım bundan daha eski, belki 16, 17 yaşında ve sonunda öldü,

but I can't believe it lasted that long. It was  just a cheap hairdryer from the grocery store, but  

ama bu kadar uzun sürdüğüne inanamıyorum. Sadece marketten aldığım ucuz bir saç kurutma makinesiydi, ancak

it lasted a long, long, long time and finally it  just stopped working. So I have a new hairdryer.  

çok çok uzun süre dayandı ve sonunda çalışmayı bıraktı. Bu yüzden yeni bir saç kurutma makinem var.

Hopefully, this one will also last for 15 years.  If you choose not to use a hairdryer, you can do  

İnşallah bu da 15 yıl devam eder. Saç kurutma makinesi kullanmamayı seçerseniz

what's called air drying. So you might say, I  often say this, I need to air dry my hair and  

havada kurutma denen işlemi yapabilirsiniz. Yani, bunu sık sık söylüyorum, saçımı havayla kurutmam gerekiyor ve

this is the opposite of using a hairdryer. I need  to use the hairdryer or I need to air dry my hair. 

bu saç kurutma makinesi kullanmanın tam tersi. Saç kurutma makinesi kullanmam veya saçımı havayla kurutmam gerekiyor.

Generally, they say that air drying your hair is  better for your hair so usually I air dry my hair  

Genel olarak, saçınızı havayla kurutmanın saçınız için daha iyi olduğunu söylerler, bu nedenle genellikle saçlarımı

for a while and then if I'm going to go to bed and  it's still a little wet, I'll use the hairdryer  

bir süre havayla kuruturum ve ardından yatağa gideceksem ve hala biraz ıslaksa saç kurutma makinesini

a little bit, just to kind of make it so that  I'm not sleeping in a wet mop. The final thing  

biraz kullanırım biraz, sadece bunu yapmak için ıslak paspasta uyumayayım.

I'd like to talk about in the bathroom is laundry  and the trash can with the trash bag. Your laundry  

Banyoda   bahsetmek istediğim son şey çamaşırhane ve çöp torbasıyla birlikte çöp kutusu. Çamaşırlarınız

might be in a laundry basket. You might call this  a laundry hamper. I personally don't use the word  

bir çamaşır sepetinde olabilir. Buna çamaşır sepeti diyebilirsiniz. Şahsen engel kelimesini kullanmıyorum

hamper. It feels a little bit old fashioned, but  it might just be a regional difference in the US  

. Biraz eski moda geliyor, ancak ABD'de

where some places say hamper, some places  say basket. This is a laundry basket. This  

bazı yerlerin sepet, bazı yerlerin sepet dediği bölgesel bir farklılık olabilir. Bu bir çamaşır sepeti. Bu

is kind of soft, but you might have a hard  plastic laundry basket too. In the laundry  

biraz yumuşak ama sert plastik bir çamaşır sepetiniz de olabilir. Çamaşırhanede

is dirty laundry and this just means dirty  clothes. There's dirty laundry. I need to  

kirli çamaşır vardır ve bu sadece kirli  giysiler anlamına gelir . Kirli çamaşırlar var.

put it in the washing machine and then after that,  I'll fold it and I'll put it away in the closet. 

Onu   çamaşır makinesine koymam gerekiyor ve ardından katlayıp dolaba kaldıracağım.

Oh, good morning. It's time to make the bed.  Maybe I'll put the pillows here at the top. I  

Günaydın. Yatağı yapma zamanı. Belki yastıkları en üste koyarım.

got to pull up the sheets, pull up the comforter,  put some decorative pillows up. Looks pretty good.  

Çarşafları çekmem, yorganı çekmem, dekoratif yastıklar koymam gerekiyor. Oldukça iyi görünüyor.

Now it's time to change the sheets. All right,  so I'll probably take the pillowcases off.  

Şimdi çarşafları değiştirme zamanı. Pekala, o zaman muhtemelen yastık kılıflarını çıkaracağım.

Got to wash the pillowcases, take the comforter  off, take the flat sheet, take that off the bed.  

Yastık kılıflarını yıkamalı, yorganı çıkarmalı, düz çarşafı çıkarmalı, onu yataktan çıkarmalı. Lastikli

Take the fitted sheet off the bed. I got to put  some new sheets on the bed after that. Next,  

çarşafı yataktan çıkarın. Bundan sonra yatağa yeni çarşaflar koymam gerekiyor. Sonra,

I got to scrub down the tub and the shower  so I'll probably use a rag, maybe some kind  

Küveti ve duşu temizlemem gerekiyor bu yüzden muhtemelen bir bez, belki bir tür

of cleaning solution and scrub the walls, scrub  the tub, get around the bottom of the drain. The  

temizleme solüsyonu kullanacağım ve duvarları ovacağım, küveti ovacağım, giderin dibini dolaşacağım.

drain is where the water goes down. Maybe I'll  clean the shower head. I'll clean the faucet.  

Drenaj, suyun aşağı indiği yerdir. Belki duş başlığını temizlerim. Ben musluğu temizleyeceğim.

All of these are important parts  when you're cleaning out your tub. 

Tüm bunlar, küvetinizi temizlerken önemli kısımlardır.

Next is everyone's favorite thing, cleaning  the toilet. We could use the verb scrub,  

Sırada herkesin en sevdiği şey, tuvaleti temizlemek.

just like we use with the tub and the shower. You  might first start by lifting the lid, then taking  

Tıpkı küvet ve duşta kullandığımız gibi,   fiil fırçalamayı kullanabiliriz. Önce kapağı kaldırarak başlayabilir, ardından

a scrub brush, scrubbing around a little bit and  then you might pour some kind of cleaning solution  

sert bir fırça alıp etrafı biraz ovalayabilir ve ardından klozetin içine bir çeşit temizleme solüsyonu dökebilir

into the toilet bowl, letting it sit for a little  while, scrubbing it out. You might scrub around  

, bir süre bekletip ovabilirsiniz. Klozetin   etrafını ovalayabilirsiniz

the toilet bowl. Maybe you'll scrub behind the  toilet bowl. Making sure that everything is clean.  

. Belki klozetin arkasını ovalarsın . Her şeyin temiz olduğundan emin olmak.

We have so much laundry in our hamper. It's  time to do the laundry. The first step is to  

Sepetimizde çok fazla çamaşır var. Çamaşırları yıkama zamanı. İlk adım

your dirty clothes. Take them out of  the hamper. The hamper is usually that  

kirli kıyafetlerinizi çıkarmaktır. Sepetten çıkarın. Sepet genellikle

thing that you use to carry your dirty laundry  in your bedroom, or maybe in your bathroom.  

kirli çamaşırlarınızı yatak odanızda veya banyonuzda taşımak için kullandığınız şeydir.

We got to load the laundry into the washing  machine. Now we can use two different verbs for  

Çamaşırları çamaşır makinesine yüklememiz gerekiyor . Şimdi bunun için iki farklı fiil kullanabiliriz

this. We could just simply say, put laundry  into the washing machine, put. Or we could  

. Basitçe şunu söyleyebiliriz: Çamaşırları çamaşır makinesine koyun. Veya

say load the washing machine. I need to load the  washing machine, it means you're putting stuff in. 

çamaşır makinesini doldurun diyebiliriz. Çamaşır makinesini doldurmam gerekiyor, bu sizin makineye bir şeyler koyduğunuz anlamına geliyor.

So I'm loading things in and what do  you think happens when it's all done?  

Yani ben bir şeyleri yüklüyorum ve sizce her şey bittiğinde ne olur?

Let's imagine it's finished washing. Well, you  need to unload, unload the washing machine. Great.  

Yıkandığını düşünelim. Çamaşır makinesini boşaltmanız, boşaltmanız gerekiyor. Harika.

There's a couple items that we use. This is  washing detergent. Usually we use the word  

Kullandığımız birkaç ürün var. Bu, yıkama deterjanıdır. Genellikle çamaşır makinesine

detergent to talk about the soap that you put  in to the washing machine. So you put the soap  

koyduğunuz sabundan bahsetmek için deterjan kelimesini kullanırız . Yani sabunu

into the washing machine, and then when it's done,  you have two different options. One option is you  

çamaşır makinesine koyuyorsunuz ve bittiğinde iki farklı seçeneğiniz oluyor. Bir seçenek,

might hang it on a clothesline. A clothesline is  a rope and you might hang it on the rope to dry,  

onu bir çamaşır ipine asabilirsiniz. Çamaşır ipi bir iptir ve ipi kuruması için

usually outside, or you might have a clothes rack.  This is just one piece of metal or wood that you  

genellikle dışarıda asabilirsiniz veya bir elbise askınız olabilir. Bu, kuruması için ıslak giysilerinizi astığınız tek bir metal veya tahta parçasıdır,

hang your wet clothes on to dry but here in  the US, it's most common to have a dryer. 

ancak burada ABD'de en yaygın olanı kurutucudur. Diğer bazı

It's pretty interesting why some other countries  don't use dryers. I'm curious, in your country,  

ülkelerin neden kurutucu kullanmadığı oldukça ilginç. Merak ediyorum, ülkenizde

do you have a dryer? Do you use a dryer often?  In the US, it's often used. It's used almost  

bir kurutma makineniz var mı? Sık sık kurutucu kullanıyor musunuz? ABD'de, genellikle kullanılır. Neredeyse

every single time and as you can see, these are  huge machines. These are not small. I know other  

her seferinde kullanılıyor ve görebileceğiniz gibi bunlar çok büyük makineler. Bunlar küçük değil.

countries I've lived in, you have a small washer,  maybe it's a washer dryer combo together, but  

Yaşadığım diğer   ülkeleri biliyorum, küçük bir çamaşır makineniz var, belki birlikte bir çamaşır kurutma makinesi kombinasyonu olabilir, ancak

in the US, they're pretty big. So then we'll  take the clothes. We'll unload the washer  

ABD'de oldukça büyükler. O zaman kıyafetleri alacağız. Çamaşır makinesini boşaltacağız

and we'll put them into the dryer. Here  we have a front-loading dryer. That means  

ve onları kurutucuya koyacağız. Burada önden yüklemeli bir kurutucumuz var. Bu,

you load the dryer from the front. So if  you need to buy a dryer or washer in the US,  

kurutucuyu önden yüklediğiniz anlamına gelir. Dolayısıyla ABD'de bir kurutucu veya çamaşır makinesi satın almanız gerekiyorsa

you'll definitely hear these terms. Front-loading  dryer. Maybe you have a front-loading washer,  

bu terimleri kesinlikle duyacaksınız. Önden yüklemeli kurutucu. Belki önden yüklemeli bir yıkayıcınız vardır,

but this is a top-loading washer. Those are just  some very specific terms about washers and dryers. 

ancak bu üstten yüklemeli bir yıkayıcıdır. Bunlar, yıkayıcılar ve kurutucularla ilgili çok özel terimlerdir.

There's a couple other items that some people  use when they're drying things in the dryer.  

Bazı kişilerin kurutucuda bir şeyler kuruturken kullandıkları birkaç öğe daha vardır.

You might use dryer sheets. These are just  little sheets, and they're supposed to help  

Kurutma kağıtlarını kullanabilirsiniz. Bunlar sadece küçük çarşaflar ve

your clothes get softer. Dan and I, I don't  think we've ever used these. Some people feel  

giysilerinizin daha yumuşak olmasına yardımcı olmaları gerekiyor. Dan ve ben, bunları hiç kullandığımızı sanmıyorum. Bazı insanlar

like it's essential. We don't use them, but  it's just personal preference. What happens  

bunun gerekli olduğunu düşünür. Bunları kullanmıyoruz, ancak bu yalnızca kişisel tercih.

after the laundry is finished drying? You  need to fold the laundry or fold the clothes  

Çamaşırların kuruması bittikten   sonra ne olur? Çamaşırları katlamanız veya kıyafetleri katlamanız

and put them maybe in a drawer or put them in the  laundry basket and then we can take that to the  

ve onları bir çekmeceye veya çamaşır sepetine koymanız gerekir ve ardından bunları

bedroom or wherever you're going to put them away.  So we say, fold the laundry or fold the clothes  

yatak odasına veya nereye koyacaksanız oraya götürebiliriz. Bu nedenle, çamaşırları katlayın veya kıyafetleri katlayın   diyoruz

and then put it away. It's a great  phrasal verb for cleaning. Put it away. 

ve sonra kaldırıyoruz. Temizlemek için harika bir öbek fiildir. Uzağa koy.

Whose job is it in your house to prepare the  meals? We might say, prepare the meals or before  

Evinizde yemekleri hazırlamak kimin işi ? Yemekleri hazırlayın diyebiliriz veya

you prepare a meal, you might need to make a meal  plan. Some people do this. It means that you write  

yemek hazırlamadan önce yemek planı yapmanız gerekebilir . Bazı insanlar bunu yapar. Bu,

down Monday through Sunday and you decide, what  am I going to eat on Monday? I'm going to eat  

Pazartesi'den Pazar'a kadar yazdığınız ve Pazartesi günü ne yiyeceğime karar verdiğiniz anlamına gelir. Ben

spaghetti. What am I going to eat on Tuesday?  Tuesday, I'm going to eat fish tacos. Then you  

spagetti yiyeceğim. Salı günü ne yiyeceğim? Salı, balık takoları yiyeceğim. Ardından,

write down each day so that when you go grocery  shopping, which is another chore, you can easily  

başka bir angarya olan bakkal alışverişine gittiğinizde, satın almanız

decide all of the things that you need to  buy, and you don't need to keep going back.  

gereken tüm şeylere kolayca karar verebilmeniz ve geri dönmenize gerek kalmaması için her günü yazarsınız.

So I'm curious, do you make a meal plan and who  prepares the meals at your house? After you've  

Peki merak ediyorum, yemek planı yapıyor musunuz ve evinizde yemekleri kim hazırlıyor?

finished preparing the meal, maybe after you  finished eating your meal, you need to wipe down  

Yemeği  hazırladıktan sonra, belki yemeğinizi bitirdikten sonra tezgahları silmeniz gerekiyor

the counters or we could say the kitchen counters. This is a kitchen counter so we need to wipe it  

veya mutfak tezgahları diyebiliriz. Bu bir mutfak tezgahı, bu yüzden silmemiz gerekiyor

down. This phrasal verb wipe down is useful for  almost any room. You can wipe down the kitchen  

. Bu öbek fiil silme işlemi, neredeyse her oda için kullanışlıdır. Mutfak

counter. You can wipe down the bathroom counter.  You could wipe down the kitchen table. You can  

tezgahını silebilirsiniz. Banyo tezgahını silebilirsiniz. Mutfak masasını silebilirsin.

wipe down a lot of surfaces and it just means you  have a wet cloth and you are wiping that surface.  

Pek çok yüzeyi silebilirsiniz ve bu, ıslak bir beziniz olduğu ve o yüzeyi sildiğiniz anlamına gelir.

What do you have to do after you cook? You got to  wash the dishes. You might use a rag like this,  

Yemek yaptıktan sonra ne yapmanız gerekiyor? Bulaşıkları yıkamalısın. Bulaşıkların ne kadar sert olduğuna bağlı olarak bunun gibi bir bez

or you might use some kind of steel wool,  depending on how tough the dishes are. Or  

veya bir tür çelik yün kullanabilirsiniz . Ya da

you might use a scrub brush, or you might use a  sponge. My mother-in-law doesn't have a sponge  

sert bir fırça veya bir sünger kullanabilirsiniz. Kayınvalidemin burada süngeri yok

here, but you might use a sponge. You  might use a rag like this and after you  

ama sünger kullanabilirsiniz. Bunun gibi bir bez kullanabilirsiniz ve

wash them with some soap or some dish soap,  we could call it, you have a couple options. 

onları biraz sabun veya bulaşık deterjanı ile yıkadıktan sonra, buna birkaç seçeneğiniz vardır.

You might air dry them, so we could put them  on the drying rack, put them on the drying rack  

Onları havayla kurutabilirsiniz, böylece onları kurutma rafına koyabiliriz, kurutma rafına koyabiliriz

means you just set the things here to dry and  let the air dry them. Or if you're extra lucky,  

demek, burada sadece kurumaları için ayarlayıp havanın kurumasına izin verebilirsiniz. Veya çok şanslıysanız

you might have a dishwasher. It's true,  my mother-in-law has a dishwasher.  

bulaşık makineniz olabilir. Doğru, kayınvalidemin bulaşık makinesi var.

So you can load the dishwasher. It's the same  verb that we use for the clothes in the washer,  

Böylece bulaşık makinesini doldurabilirsiniz. Bu, çamaşır makinesindeki,   bulaşık makinesindeki giysiler için kullandığımız fiilin aynısıdır

in the dishwasher. We don't call this simply the  washer. We always call it the dishwasher because  

. Buna basitçe yıkayıcı demiyoruz. Biz ona her zaman bulaşık makinesi diyoruz çünkü

the washer is for clothes and the dishwasher is  for dishes, for things that you use for eating.  

çamaşır makinesi giysiler içindir ve bulaşık makinesi bulaşıklar içindir, yemek için kullandığınız şeyler içindir.

So you might put them on the top shelf, maybe  the bottom shelf. Maybe you put them in the  

Yani onları üst rafa, belki de alt rafa koyabilirsiniz. Belki onları

silverware rack at the bottom and you load up  the soap, the detergent in here and turn it on  

alttaki çatal bıçak rafına koyarsınız ve sabunu, deterjanı buraya doldurup çalıştırırsınız

and it's done, so easy. So if you don't have a  dishwasher, you have to wash them by hand and  

ve bu çok kolay olur. Bu nedenle, bulaşık makineniz yoksa elde yıkamanız ve

you need to set them in the drying rack. You've  got two options. What do you use at your house? 

kurutma rafına yerleştirmeniz gerekir. İki seçeneğiniz vardır. Evinizde ne kullanıyorsunuz?

Whose job is it in your house to take out  the trash? Maybe this is something that you  

Evinizde çöpü dışarı çıkarmak kimin işi ? Belki bu,

do every day. Maybe it's something that you  do weekly. If I can figure out how to get my  

her gün yaptığınız bir şeydir. Belki de haftalık olarak yaptığınız bir şeydir . Kayınvalidemin çöpünü nasıl alacağımı çözebilirsem

mother-in-law's trash, aha, I did it, open. Maybe  it's something that you need to do weekly. Maybe  

, aha, ben yaptım, aç. Belki bu, haftalık olarak yapmanız gereken bir şeydir. Belki

it's something that you need to do daily. You  need to take the trash bag out of the trash  

her gün yapmanız gereken bir şeydir. Çöp torbasını çöp

can and maybe you put it in a dumpster. Maybe  you put it in a bin outside, but you need to  

kutusundan çıkarmanız ve belki de çöp kutusuna atmanız gerekir. Belki dışarıdaki bir çöp kutusuna koyarsınız, ancak

take the trash bag out. If you're already taking  out the trash, you should probably take out the  

çöp torbasını dışarı çıkarmanız gerekir. Zaten çöpü dışarı atıyorsanız muhtemelen

recycling too. This is another great phrasal verb.  We use phrasal verbs a lot for household chores,  

geri dönüşümü de atmalısınız. Bu başka bir harika deyimsel fiildir. Öbek fiilleri ev işleri için çok kullanırız,

take out the trash, take the trash out, or  take the recycling out, take out the recycling. 

çöpü dışarı çıkarın, çöpü dışarı çıkarın veya geri dönüşümü dışarı atın, geri dönüşümü dışarı atın.

What about your refrigerator? Or we can call it  just a fridge. There might be a couple of things  

Peki buzdolabınız? Ya da sadece bir buzdolabı diyebiliriz. Yaptığınız birkaç şey olabilir

that you do. The first simple step might be to  simply wipe down, using that great phrasal verb,  

. İlk basit adım, o harika deyimsel fiili kullanarak buzdolabını basitçe silmek olabilir

wipe down the fridge. It means inside you're  just wiping the surfaces, but maybe you've got  

. Bu, içeride yalnızca yüzeyleri sildiğiniz anlamına gelir, ancak belki de

a lot of food in your fridge. My mother-in-law  has a lot of food in her fridge, which is always  

buzdolabınızda çok fazla yiyecek vardır. Kayınvalidemin buzdolabında bir sürü yiyecek var, bu da ne zaman

exciting whenever we come to visit, but you might  find some food that is expired or maybe it's old  

ziyarete gelsek heyecan verici oluyor, ancak son kullanma tarihi geçmiş veya eski yiyecekler bulabilirsin bu

so you need to go through the fridge and clean  out the fridge. Clean out the fridge means you're  

nedenle buzdolabını karıştırıp temizlemen gerekir. buzdolabı. Buzdolabını temizlemek,

taking things that are old or expired and throwing  them away. So you need to clean out the fridge  

eski veya son kullanma tarihi geçmiş şeyleri alıp attığınız anlamına gelir . Yani buzdolabını temizlemeniz gerekiyor

or there's another great clean word we might use.  We might say, I need to deep clean the freezer  

yoksa kullanabileceğimiz başka bir harika temiz kelime var. Derin dondurucuyu   ve buzdolabını derinlemesine temizlemem gerekiyor diyebiliriz

and the fridge. Deep clean means you take  everything out. You scrub down the surfaces.  

. Kapsamlı temizlik, her şeyi çıkardığınız anlamına gelir. Yüzeyleri fırçalıyorsunuz.

You make sure that it's spotless, it's clean and  then you put things back that are not expired.  

Lekesiz, temiz olduğundan emin olur ve ardından son kullanma tarihi geçmemiş şeyleri geri koyarsınız.

You put the things back that you want to. Maybe this happens once a year, I deep clean  

İstediğiniz şeyleri geri koyarsınız. Belki bu yılda bir kez oluyor, buzdolabını derinlemesine temizliyorum

the fridge. For me, that isn't really happening  on a schedule. I think the last time that we  

. Benim için bu gerçekten bir programa göre gerçekleşmiyor. Sanırım buzdolabımızı en son

deep cleaned our fridge was when I was pregnant  and every smell was so terrible and I told Dan,  

derinlemesine temizlediğimizde ben hamileykendi ve her koku çok kötüydü ve Dan'e "

"Our kitchen smells so terrible. I can't go in  the kitchen," but really I was just pregnant.  

Mutfağımız çok kötü kokuyor. Mutfağa giremem" dedim ama aslında ben sadece hamileydim .

It didn't smell terrible and so I asked him,  "Please, can you deep clean our fridge and  

Kötü kokmuyordu ve ben de ona "Lütfen buzdolabımızı ve derin dondurucumuzu derinlemesine temizleyebilir misiniz

freezer? There's something that smells terrible  in there." Really, nothing smelled terrible.  

? Orada berbat kokan bir şey var ." Gerçekten, hiçbir şey berbat kokmuyordu.

It was just my nose because I was pregnant. But  thankfully, Dan deep cleaned our fridge and it was  

Sadece burnumdu çünkü hamileydim. Ama şükürler olsun ki, Dan buzdolabımızı derinlemesine temizledi ve

good for our fridge. It didn't really help me  because everything still smelled terrible. But  

buzdolabımız için iyi oldu. Bana pek yardımcı olmadı çünkü her şey hâlâ berbat kokuyordu. Ancak

for this moment, you can deep clean if you want  to really scrub and make sure it's spotless. 

şu an için gerçekten ovmak ve lekesiz olduğundan emin olmak istiyorsanız derinlemesine temizlik yapabilirsiniz. Evinizde

If you have any hardwood floors or linoleum  floors in your house, you need to arm yourself  

herhangi bir parke zemin veya muşamba zemin varsa, kendinizi

with a broom and you need to sweep the floor,  probably daily. If you have a small child like me,  

bir süpürgeyle silahlandırmanız ve muhtemelen her gün zemini süpürmeniz gerekir. Benim gibi küçük bir çocuğunuz

or maybe a dog, you need to sweep three times  a day, but you will definitely need a broom.  

veya belki bir köpeğiniz varsa, günde üç kez süpürmeniz gerekir , ancak kesinlikle bir süpürgeye ihtiyacınız olacaktır. Parke zeminleriniz

Something that's really common and easy to use if  you have hardwood floors is a Swiffer. Swiffer is  

varsa gerçekten yaygın ve kullanımı kolay bir şey de Swiffer'dır. Swiffer

actually the brand, but in English, we say, "I'm  going to Swiffer the floor." We use it as a verb,  

aslında markadır, ancak İngilizce'de "I'm sahibe Swiffer'a gidiyorum" deriz. Bunu bir fiil olarak kullanırız

or, "I'm going to get the Swiffer," which is  this device and usually there's a little cloth  

veya "Swiffer'ı alacağım", bu bu cihazdır ve genellikle küçük bir bez   vardır,

that is the Swiffer brand cloth and you  put it over top. It's a disposable thing.  

yani Swiffer marka bez ve siz onu üste koyarsınız. Tek kullanımlık bir şey.

It might be dry and it kind of picks  up some cat hair or dust, or it might  

Kuru olabilir ve bir tür kedi tüyü veya tozu toplayabilir veya

be wet and you can kind of easily mop the floor. But if you don't have one of these, you might need  

ıslak olabilir ve yerleri kolayca paspaslayabilirsiniz. Ancak bunlardan birine sahip değilseniz,

a mop or maybe two maps. My mother-in-law has two  maps. We have a part at the bottom that collects  

bir paspas veya belki iki haritaya ihtiyacınız olabilir. Kayınvalidemin iki haritası var. Alt kısımda sıvıyı, nemi toplayan bir parçamız var

the liquid, the moisture. You might dip it  into a bucket or maybe you pour some water on  

. Bir kovaya daldırabilir veya yere biraz su dökebilirsiniz

the floor. That's usually what Dan does when he  mops. He just pours some water on the floor and  

. Dan'in paspas yaptığında genellikle yaptığı şey budur . Sadece yere biraz su döküyor ve

mops around it. You might mop the floor with your  mop, an important activity for hardwood floors.  

etrafını paspaslıyor. Parke zeminler için önemli bir aktivite olan paspasınızla yerleri paspaslayabilirsiniz.

Then after you're done, you might dry it up with  some kind of sponge or maybe you have a rag and  

Ardından, işiniz bittiğinde, bir tür süngerle veya bir bezle kurulayabilirsiniz ve

you just dry it up with that. Here you saw that  I use another phrasal verb to dry up something.  

bununla kurutabilirsiniz. Burada bir şeyi kurutmak için başka bir deyimsel fiil kullandığımı gördünüz.

You could say, "I'm going to dry the floor with  a rag," but it's much more natural to use the  

"Yeri bir bezle kurulayacağım" diyebilirsiniz, ancak deyimsel fiili kullanmak çok daha doğaldır

phrasal verb. I'm going to dry up the liquid on  the floor with a rag. I'm going to dry it up. 

. Yerdeki sıvıyı bir bezle kurulayacağım. Onu kurutacağım. Bunlardan

I can't remember the last time I used one of  these, but if you have some little knick-knacks  

birini en son ne zaman kullandığımı hatırlayamıyorum , ancak evinizde küçük biblolar varsa

around your house, you might want to use a duster  to dust around the knick-knacks. So you might say,  

, bibloların etrafını tozlamak için bir toz bezi kullanabilirsiniz.

"I need to dust," or, "I can't find my duster."  This is what this is called. I need a duster to  

"Toz almam gerekiyor" veya "Silgimi bulamıyorum" diyebilirsiniz. Buna böyle denir.

dust on the mantle, or maybe on some shelves  around your things. Of course, don't forget to  

Mantoyu veya belki eşyalarınızın etrafındaki bazı rafları tozlamak için bir silgiye ihtiyacım var . Elbette

water the plants. This is not a watering can, this  is just her tea kettle, but I couldn't find my  

bitkileri sulamayı unutmayın. Bu bir sulama kabı değil, bu sadece onun çaydanlığı, ancak

mother-in-law's watering can, but you can imagine  you need to water the plants with a watering can,  

kayınvalidemin sulama kabını bulamadım, ancak bitkileri bir sulama kabıyla sulamanız gerektiğini düşünebilirsiniz,

unless you're me and I always forget to water  my plants. If you saw my other video about  

tabii ben değilseniz ve Her zaman bitkilerimi sulamayı unuturum . Evdeki kelimelerle ilgili diğer videomu izlediyseniz

household words, you know that all the plants  in my house have suffered a terrible fate.  

, evimdeki tüm bitkilerin korkunç bir kadere maruz kaldığını bilirsiniz.

They're not living, but she has a green thumb  so all of her plants look beautiful, probably  

Canlı değiller ama başparmağı yeşil olduğu için tüm bitkileri güzel görünüyor, muhtemelen

because she has remembered to water them. If you have any windows, at some point,  

onları sulamayı hatırladığı için. Herhangi bir pencereniz varsa, bir noktada

you'll need to wash the windows. You might use a  device like this, which has some kind of pad on it  

pencereleri yıkamanız gerekecektir. Bunun gibi bir cihaz kullanabilirsiniz, üzerinde bir tür ped bulunan

so that you can get the window wet and then it has  a little thing here, a little strip at the top,  

böylece camı ıslatabilirsiniz ve sonra burada küçük bir şey, üstte küçük bir şerit    bulunur,

that's usually rubberized and that's called  a squeegee, a squeegee. So you can kind of do  

bu genellikle lastiktir ve buna silecek denir, silecek. Yani

it like that and then all of the water flows off  of the window and it's nice and clean. This is a  

bunu bir nevi bu şekilde yapabilirsiniz ve ardından tüm su pencereden akar ve güzel ve temiz olur. Bu,

perfect device for this. I don't have one of these  things. That's why I came here to film this video,  

bunun için mükemmel bir cihazdır. Bende bunlardan biri yok . Bu videoyu çekmeye bu yüzden geldim,

but you might need to wash the windows and  then squeegee the windows. You might notice  

ancak camları yıkamanız ve ardından camları çekmeniz gerekebilir. Ev işleri

that a lot of these words that we're using for  household chores are nouns and they're also verbs. 

için kullandığımız bu kelimelerin birçoğunun isim ve aynı zamanda fiil olduğunu fark etmişsinizdir.

This is a squeegee, but I can also say I'm  squeegeeing the window. I'm using it as a verb.  

Bu bir silecek ama camı siliyorum da diyebilirim . Onu bir fiil olarak kullanıyorum.

So there's a lot of interchangeableness and this  is great for your vocabulary. You learn one word,  

Dolayısıyla, birbiriyle değiştirilebilirlik çoktur ve bu, kelime dağarcığınız için harikadır. Bir kelime öğrenirsiniz,

you can use it in two ways so it's kind of a  two-for-one deal. Of course, at some point you'll  

onu iki şekilde kullanabilirsiniz, yani bire bir anlaşma gibi. Elbette bir noktada

need to clean up or tidy up. Tidy up means you're  putting things in their proper place. If you have  

temizlemeniz veya ortalığı toparlamanız gerekecek. Düzen, her şeyi uygun yerlerine yerleştirdiğiniz anlamına gelir.

a kid, you're probably constantly tidying  up, hopefully teaching them to tidy up after  

Çocuğunuz varsa, muhtemelen sürekli ortalığı topluyorsunuzdur, umarız onlara kendi arkalarını toplamayı öğretiyorsunuzdur

themselves, but you'll probably be tidying  up at least once a day. It's a good rule of  

, ancak muhtemelen günde en az bir kez ortalığı topluyor olacaksınız. Bu iyi bir pratik kuraldır

thumb. So here I am, tidying up or just generally  cleaning up, putting things in their proper place.  

. İşte buradayım, ortalığı topluyorum veya genel olarak temizliyorum, her şeyi uygun yerlerine koyuyorum.

Another thing that you might do infrequently is  to wipe off, wipe off the baseboards. These are  

Nadiren yapabileceğiniz başka bir şey de süpürgelikleri silmek, silmek. Bunlar

called the baseboards or the moulding. Moulding  is this similar type of wood, but maybe it's  

süpürgelik veya pervaz olarak adlandırılır. Kalıp bu benzer ahşap türüdür, ancak

around a doorframe or it's on the wall somewhere,  maybe around the windows. Is there some moulding?  

bir kapı çerçevesinin çevresinde veya duvarda bir yerlerde, belki pencerelerin çevresindedir. Kalıplama var mı?

So you might just wipe down the moulding. You might have some clothes that need to be  

Yani kalıplamayı silebilirsiniz. Ütülenmesi gereken bazı kıyafetleriniz olabilir

ironed. This is an iron and we're  ironing the clothes. I'm using this as  

. Bu bir ütü ve biz de kıyafetleri ütülüyoruz. Bunu

a noun and as a verb. This is an iron,  I'm ironing the clothes and I'm ironing it  

bir isim ve fiil olarak kullanıyorum. Bu bir ütü, kıyafetleri ütülüyorum ve

on an ironing board. Honestly, I can't remember  the last time that I actually used an iron, maybe  

ütü masası üzerinde ütülüyorum. Dürüst olmak gerekirse, en son ne zaman gerçekten ütü kullandığımı hatırlayamıyorum, belki de

15 years ago. This isn't really something,  obviously that is necessary in my life these days  

15 yıl önce. Bu gerçekten bir şey değil, tabii ki bugünlerde hayatımda gerekli   ve

and don't be fooled, it's not even plugged  in. I'm not using it now. It's just for show.  

aldanmayın, prize takılı bile değil . Şu anda kullanmıyorum. Bu sadece gösteri için.

If you have a carpet, you might not need a broom  or a mop, but you will probably need a vacuum.  

Halınız varsa süpürgeye veya paspasa ihtiyacınız olmayabilir, ancak muhtemelen elektrikli süpürgeye ihtiyacınız olacaktır.

You will need a vacuum because you will need to  vacuum the floor. So you need to vacuum the carpet  

Bir elektrikli süpürgeye ihtiyacınız olacak çünkü zemi süpürmeniz gerekecek. Yani halıyı süpürmeniz gerekiyor

or maybe you have a rug. A rug is one that  comes up. You can move it. You can remove it.  

veya belki de bir kiliminiz vardır. Ortaya çıkan bir halıdır. Hareket ettirebilirsin. Onu kaldırabilirsin.

You might need to vacuum the rug or  vacuum the carpet or vacuum both. 

Halıyı veya halıyı veya her ikisini de süpürmeniz gerekebilir.

If you have a garage where you put your car, at  some point, you'll probably need to clean out the  

Arabanızı koyduğunuz bir garajınız varsa, bir noktada muhtemelen garajı temizlemeniz gerekecektir

garage. Clean out means like we said with the  fridge, take everything out and make sure that  

. Temizle, buzdolabında söylediğimiz gibi , her şeyi çıkar ve

what you have in there is only essential. This  is a big task so it might only happen once every  

içindekilerin yalnızca gerekli olduğundan emin ol. Bu büyük bir görevdir, dolayısıyla yalnızca

five years, once every 10 years but at some  point you'll need to clean out the garage.  

beş yılda bir, 10 yılda bir gerçekleşebilir, ancak bir noktada garajı temizlemeniz gerekir.

You also might just want to clean up the garage.  You want to go inside and make sure that things  

Ayrıca garajı temizlemek de isteyebilirsiniz. İçeri girip eşyaların   olması gereken

are in the boxes that they should be in. A lot  of people use a garage for storage. Of course,  

kutularda olduğundan emin olmak istersiniz. Pek çok kişi garajı depolama için kullanır. Tabii ki,

you put your car there, but they might  have some boxes of Christmas supplies or  

arabanızı oraya koyarsınız, ancak bazı kutular Noel malzemeleri veya

things that they don't use that often so at some  point, you might just want to clean up the garage. 

çok sık kullanmadıkları şeyler olabilir , bu nedenle bir noktada garajı temizlemek isteyebilirsiniz.

Congratulations on finishing this long two  hour English vocabulary lesson but I hope  

Bu iki saatlik uzun İngilizce kelime dersini bitirdiğiniz için tebrikler, ancak umarım

that you were able to learn about how to talk  about the world around you. This can really  

çevrenizdeki dünya hakkında nasıl konuşacağınızı öğrenebilmişsinizdir. Bu, doğru

empower you to have the right words to say at  the right time. So don't forget to download the  

zamanda doğru kelimeleri söylemeniz için size gerçekten güç verebilir .

free PDF worksheet for this lesson. You can click  on the link in the description to download that,  

Bu ders için   ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirmeyi unutmayın. Açıklamadaki bağlantıya tıklayarak bunu indirebilir,

review everything that you've learned  and use it. Whenever you need to use it,  

öğrendiğiniz her şeyi gözden geçirebilir ve kullanabilirsiniz. Ne zaman kullanmanız gerekirse

you can reference that worksheet. I hope it  will be useful. Now I have a question for you.  

o çalışma sayfasına başvurabilirsiniz. Umarım faydalı olur. Şimdi size bir sorum var.

Can you let me know in the comments, which one of  these expressions or words was new for you? Maybe  

Bu ifadelerden veya kelimelerden hangisinin sizin için yeni olduğunu yorumlarda belirtir misiniz? Belki

some of them were a review. You were familiar with  them, and then it just kind of reminded you of the  

bazıları bir incelemeydi. Onlara aşinaydınız ve sonra bu size

word again. But which one of these words did you  not know before this lesson and you learned today? 

kelimeyi tekrar hatırlattı. Ancak bu dersten önce bu kelimelerden hangisini bilmiyordunuz ve bugün öğrendiniz?

Let me know in the comments, will be very  interesting to see where the gaps were  

Yorumlarda bana bildirin, kelime dağarcığınızdaki boşlukların nerede olduğunu görmek çok ilginç olacaktır

in your vocabulary. Let's learn about it  in the description. Share with me. I can't  

. Bunu açıklamadan öğrenelim. Benimle paylaş.

wait to see what you have to say and I'll  see you again next Friday for a new lesson  

Ne söyleyeceğinizi görmek için sabırsızlanıyorum ve önümüzdeki Cuma YouTube kanalımda yeni bir derste görüşmek üzere

here on my YouTube channel. Bye. The next step is to download the free  

. Hoşçakal. Sonraki adım,

PDF worksheet for this lesson. With this  free PDF, you will master today's lesson  

bu ders için ücretsiz   PDF çalışma sayfasını indirmektir. Bu ücretsiz PDF ile bugünün dersinde ustalaşacak

and never forget what you have learned. You  can be a confident English speaker. Don't  

ve öğrendiklerinizi asla unutmayacaksınız. Kendine güvenen bir İngilizce konuşmacısı olabilirsiniz.

forget to subscribe to my YouTube channel  for a free English lesson every Friday. Bye.

Her cuma ücretsiz İngilizce dersi için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın. Hoşçakal.