Speak With Me: English Speaking Practice

Hi, I'm Vanessa from  SpeakEnglishWithVanessa.com. Oh, I  

Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa. Oh, kendimi

don't feel so great. Could you  help me? Let's talk about it. 

pek iyi hissetmiyorum. Bana yardım eder misin? Bunun hakkında konuşalım.

Let's imagine this situation. You are visiting the  US, you're walking down the street and you see me,  

Bu durumu hayal edelim. ABD'yi  ziyaret ediyorsunuz , sokakta yürüyorsunuz ve beni görüyorsunuz,

but when you see me, I look like this. I don't  look so great. Do you know what to say to me?  

ama beni gördüğünüzde böyle görünüyorum. Pek harika görünmüyorum. Bana ne söyleyeceğini biliyor musun?

Could you help me in this situation? Well,  never fear. Today I'm going to help you  

Bu durumda bana yardım eder misin? Pekala, asla korkma. Bugün, kendinizi

learn how to speak about feeling sick and also  help other people when they're feeling sick. 

hasta hissetmek hakkında nasıl konuşacağınızı öğrenmenize ve ayrıca kendilerini hasta hisseden diğer insanlara yardımcı olmanıza yardımcı olacağım.

We're going to talk about some common questions to  ask when someone is sick and some common questions  

Birisi hasta olduğunda sorulacak bazı yaygın sorulardan ve

someone might ask you when you're sick. Some  common vocabulary that you can use and also we'll  

hasta olduğunuzda birisinin size sorabileceği bazı yaygın sorulardan bahsedeceğiz. Kullanabileceğiniz bazı yaygın kelimeler ve ayrıca

have a sample conversation between my husband  Dan and I. You'll see how to talk about this  

kocam  Dan ve ben  arasında örnek bir konuşma yapacağız. Bunun hakkında nasıl konuşacağınızı göreceksiniz

and then it will be your turn. You'll have the  chance to speak with me and talk about feeling  

ve sonra sıra size gelecek. Benimle konuşma ve hasta hissetmek hakkında konuşma şansın olacak

sick. I hope this will boost your confidence and  give you the tools that you need so that when you  

. Umarım bu, kendinize olan güveninizi artırır ve size ihtiyacınız olan araçları verir, böylece

use this in real life, you will feel ready to go. All right, let's get started. To help you never  

bunu gerçek hayatta kullandığınızda kendinizi hazır hissedersiniz. Pekala, hadi başlayalım. Bu derste öğreneceklerinizi asla unutmamanıza yardımcı olmak için

forget what you are about to learn  in this lesson, I have created a free  

PDF worksheet that you can download all of today's  questions, vocabularies and sample sentences plus,  

bugünün tüm sorularını, sözcük dağarcığını ve örnek cümleleri indirebileceğiniz, ayrıca çalışma sayfasının alt kısmında

you can answer Vanessa's challenge question at the  bottom of the worksheet. This free PDF is a gift  

Vanessa'nın meydan okuma sorusunu yanıtlayabileceğiniz ücretsiz bir PDF çalışma sayfası oluşturdum . Bu ücretsiz PDF, öğrendiğiniz

to you to help you review and remember everything  that you've learned. You can click on the link in  

her şeyi gözden geçirmenize ve hatırlamanıza yardımcı olmak için size bir hediyedir .

the description to download this free PDF today. All right. Let's get started with some common  

Bu ücretsiz PDF'yi bugün indirmek için açıklamadaki   bağlantıya tıklayabilirsiniz. Elbette.

questions about health and when you're  feeling sick. Do you feel okay or are  

Sağlık ve kendinizi ne zaman hasta hissettiğinizle ilgili bazı yaygın sorularla başlayalım . İyi hissediyor musun yoksa

you feeling okay? You don't look so good, do you  feel okay? I saw you fall, are you feeling okay?  

iyi hissediyor musun? Pek iyi görünmüyorsun, iyi hissediyor musun? Düştüğünü gördüm, iyi misin?

These are great introduction questions when you  suspect that someone is not feeling their best. 

Birinin kendini iyi hissetmediğinden şüpheleniyorsanız, bunlar harika giriş sorularıdır.

Where does it hurt? I use this question a lot  with my sons when they fall or get hurt and I  

Neresi acıyor? Bu soruyu oğullarım düştüklerinde veya yaralandıklarında çok kullanıyorum ve

see their crying. After helping them emotionally  for a moment, I often ask them, where does it  

ağladıklarını görüyorum. Bir an için onlara duygusal olarak yardım ettikten sonra onlara sık sık bunun neresini

hurt? Is it your arm, your leg, your stomach, your  head? Where does it hurt? Do you want to sit down?  

acıttığını soruyorum. Kolun mu, bacağın mı, miden mi, kafan mı? Neresi acıyor? Oturmak istermisiniz?

Do you want to lie down? If you saw me walking  around the streets not looking so great, this  

Uzanmak ister misin? Beni sokaklarda dolaşırken pek de harika görünmeyerek gördüyseniz, bu

would be a great question to ask me. Hey, Vanessa,  I'm glad to meet you, but you don't look so great.  

bana sormak için harika bir soru olacaktır. Hey, Vanessa, Tanıştığıma memnun oldum ama pek iyi görünmüyorsun.

Are you feeling okay? Do you want to sit down?  Here's a bench. Oh, I would feel so taken care of. 

Kendini iyi hissediyor musun? Oturmak istermisiniz? İşte bir bank. Oh, kendimi çok iyi bakılmış hissederdim.

Have you taken anything for it? If I told you that  I had a headache, you could ask me this question.  

Bunun için bir şey aldın mı? Sana başım ağrıyor deseydim bana bu soruyu sorabilirdin.

Have you taken anything for it? It means have  you taken any medicine yet. Can you stand?  

Bunun için bir şey aldın mı? Henüz herhangi bir ilaç aldınız mı anlamına gelir. Durabilir misin?

Can you wiggle your fingers? Can you  walk? This is sometimes an assessment  

Parmaklarını oynatabilir misin? Yürüyebilir misin? Bu bazen

that a doctor or maybe a parent would use. When I was a kid, my parents said this to me  

bir doktorun veya belki bir ebeveynin kullanacağı bir değerlendirmedir. Ben çocukken ailem bunu bana   söyledi

and I say it to my children as well. It's a good  way to see if they're capable of doing something,  

ve ben de çocuklarıma söylüyorum. Bir şeyi yapıp yapamayacaklarını görmenin iyi bir yolu,

but I think it also helps your child feel like,  oh, I can wiggle my finger, I'm okay. It's not too  

ama bence çocuğunuzun, ah, parmağımı oynatabiliyorum, iyiyim gibi hissetmesine de yardımcı oluyor. Çok

serious. Can I bring you anything? This is lovely,  you're offering to help. Can I bring you anything?  

ciddi değil. Sana bir şey getirebilir miyim? Bu çok güzel, yardım teklif ediyorsunuz. Sana bir şey getirebilir miyim?

Maybe some hot tea. Maybe a hot pad to put  on your back because it hurts. Maybe a chair  

Belki biraz sıcak çay. Belki ağrıdığı için sırtınıza koymak için sıcak bir yastık . Belki bir sandalye

so you can sit down. Can I bring you anything? Our final question is one that the sick person  

böylece oturabilirsiniz. Sana bir şey getirebilir miyim? Son sorumuz, hasta kişinin   sorabileceği bir sorudur

can ask. Do I feel hot to you? Maybe if you're  feeling a fever coming on or you're just not  

. Sana sıcak mı geliyorum? Belki ateşin yükseldiğini hissediyorsan veya kendini

feeling that great and if you don't have access to  a thermometer nearby, you might ask someone, do I  

o kadar iyi hissetmiyorsan ve yakınlarda bir termometre yoksa birine sorabilirsin,

feel hot to you? They'll probably put their hand  on your forehead either like this or like this and  

sana sıcak geliyor muyum? Muhtemelen ellerini alnınıza şu veya bu şekilde koyacaklardır ve

assess roughly if you feel hot which means you  probably have a fever and you're not feeling well. 

kabaca ateşinizin olup olmadığını değerlendireceklerdir, bu da muhtemelen ateşiniz olduğu ve kendinizi iyi hissetmediğiniz anlamına gelir.

All right, let's talk about some  common phrases that you might use  

Pekala, hasta olduğunuzda kullanabileceğiniz bazı genel ifadelerden bahsedelim

when you're sick. I feel dizzy. Oh, those flashing  lights are making me feel dizzy. I feel woozy. I  

. Başım dönüyor. Ah, o yanıp sönen ışıklar başımı döndürüyor. başım dönüyor

had the stomach flu last week and this week I'm  still feeling woozy. It's just similar to dizzy,  

Geçen hafta mide gribi oldum ve bu hafta hala başım dönüyor. Baş dönmesine benzer,

but it also means that maybe your stomach doesn't  feel well too. I feel nauseous. This means  

ama aynı zamanda midenizin de iyi hissetmediği anlamına gelir. Midem bulanıyor. Bu,

you feel like you're going to throw up. I took  some medicine without eating any food and ugh,  

kusacakmış gibi hissettiğiniz anlamına gelir. Hiç yemek yemeden biraz ilaç aldım ve ugh,

now I feel nauseous. Notice the pronunciation  here. The S in the middle sounds like ssh,  

şimdi midem bulanıyor. Buradaki telaffuza dikkat edin . Ortadaki S, ssh gibi geliyor,

nauseous. Nauseous, I hope you don't feel  nauseous. I feel achy. It's kind of continuous  

mide bulandırıcı. Bulantı, umarım mideniz bulanmaz. ağrıyor Bu, sürekli

dull pain, especially if you've been sick  or you have a fever and you're in bed,  

donuk bir ağrıdır, özellikle hastaysanız veya ateşiniz varsa ve yataktaysanız,

you probably are going to feel just achy all over. I feel clammy. Usually we use this for our hands  

muhtemelen her yeriniz ağrır. nemli hissediyorum. Bunu genellikle ellerimiz

when they're wet or sweaty, but it's kind  of cold. I feel clammy. It doesn't feel  

ıslak veya terli olduğunda kullanırız, ancak biraz soğuktur. nemli hissediyorum.

great. I feel fatigued or lethargic and this  means you feel really tired. It kind of feels  

Harika hissettirmiyor. Yorgun veya uyuşuk hissediyorum ve bu, kendinizi gerçekten yorgun hissettiğiniz anlamına geliyor.

like you're swimming through the air. I just  can't do anything quickly, I feel lethargic. 

Havada yüzüyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Hiçbir şeyi hızlı bir şekilde yapamıyorum, uyuşuk hissediyorum.

Some general expressions about how you feel.  You might say, I feel a bit under the weather.  

Nasıl hissettiğinizle ilgili bazı genel ifadeler. Kendimi biraz havasız hissediyorum diyebilirsiniz.

That means you're not feeling well. I feel a  little bit under the weather or just I feel  

Bu, kendinizi iyi hissetmiyorsunuz demektir. Bugün kendimi biraz havasız hissediyorum veya sadece

under the weather today. I think I'm going  to cancel our get together. I feel under the  

havasız hissediyorum. Sanırım buluşmamızı iptal edeceğim. Pek

weather. I don't feel so hot. This means I don't  feel well. Ironically, maybe you have fever and  

iyi hissetmiyorum. Çok sıcak hissetmiyorum. Bu, kendimi iyi hissetmediğim anlamına geliyor. İronik bir şekilde, belki ateşin vardır ve

you actually are hot, but overall, it just means  I don't feel well. I don't feel so hot today. 

aslında ateşin vardır, ama genel olarak bu, kendimi iyi hissetmediğim anlamına gelir. Bugün pek sıcak hissetmiyorum.

Or you might say, I think I'm coming down with  something. To come down with something means that  

Veya şöyle diyebilirsiniz: Sanırım bir şey buluyorum. Bir şeyle gelmek,

you're getting sick. You're getting a virus or  you're just getting some kind of sickness. I think  

hastalanmakta olduğunuz anlamına gelir. Bir virüs kapıyorsunuz veya bir tür hastalığa yakalanıyorsunuz. Sanırım   bir

I'm coming down with something. It's probably  better for me not to go to the party today.  

şeyle geliyorum. Muhtemelen bugün partiye gitmemem daha iyi.

If someone else is sick, you can always tell them  get well soon or I hope you feel better soon.  

Başka biri hastaysa ona her zaman geçmiş olsun diyebilirsiniz veya umarım yakında daha iyi hissedersiniz.

Both of these phrases are very kind and  it can help to express that you care.  

Bu ifadelerin ikisi de çok naziktir ve onları önemsediğinizi ifade etmenize yardımcı olabilir.

Get well soon or I hope you feel better soon. All right, now we're going to go through some  

Geçmiş olsun ya da umarım yakında daha iyi hissedersin. Pekala, şimdi karşılaşabileceğiniz

vocabulary of some common problems or some common  sicknesses that you might experience. I have a  

bazı yaygın sorunlar veya bazı yaygın hastalıklarla ilgili bazı sözcükleri gözden geçireceğiz. Başım ağrıyor

headache, can you please turn that loud music  off? If you have a fever, you should probably stay  

, lütfen şu yüksek sesli müziği kapatır mısınız ? Ateşiniz varsa muhtemelen

home. I fell and hit my head and now I have some  blurred vision. I should probably call the doctor.  

evde kalmalısınız. Düştüm ve kafamı çarptım ve şimdi biraz bulanık görüşüm var. Muhtemelen doktoru aramalıyım.

A bee stung me on my finger and now I have  swelling all over my finger. I think I need  

Bir arı beni parmağımdan soktu ve şimdi parmağımın her yerinde şişlik var. Sanırım

to take something, I might be allergic. I always  have a stuffy nose or I always have congestion  

bir şey almam gerekiyor, alerjim olabilir. Her zaman burnum tıkalı olur veya baharda hep burun tıkanıklığım olur

in the springtime. Right now when all of the  flowers are blooming, I always have a stuffy nose. 

. Şu anda tüm çiçekler açarken burnum hep tıkalı oluyor.

I was sick last month and now I feel  better, but I still have a little cough.  

Geçen ay hastaydım ve şimdi daha iyi hissediyorum, ancak hala biraz öksürüyorum. Hala

I still have a little cough. I don't know what  it's like in your country, but here in the US,  

biraz öksürüğüm var. Ülkenizde durum nasıl bilmiyorum ama burada ABD'de,

if you have a little cough and you know that you  don't have COVID, but if you cough in public,  

biraz öksürüğünüz varsa ve sizde COVID olmadığını biliyorsanız, ancak toplum içinde öksürürseniz,

everyone says, oh, and they feel a little bit  nervous that maybe you're coughing because of  

herkes "ah" der ve hissederler belki de COVID nedeniyle öksürdüğünüz için biraz gerginsiniz

COVID. In reality, there are many reasons why  someone might cough, but it's still in our  

. Gerçekte, birinin öksürmesinin birçok nedeni vardır , ancak bu hâlâ

minds and we're still a little worried about it. I have a sore throat and it hurts to talk today.  

aklımızdadır ve bu konuda hâlâ biraz endişeliyiz. Boğazım ağrıyor ve bugün konuşmak canımı yakıyor.

I have a muscle cramp in my leg and it hurts  to walk. A muscle cramp. Notice that the c  

Bacağımda kas krampı var ve yürümek acıyor. Bir kas krampı. muscle kelimesindeki c   harfinin sessiz olduğuna dikkat edin

in the word muscle is silent. Do not say  mus-cle. Instead, it's just muscle. My  

. kas deme. Bunun yerine, sadece kas.

muscles are sore or I have a cramp in my muscle. I have a family history of nut allergies. I have  

Kaslarım ağrıyor veya kasıma kramp giriyor. Ailemde fındık alerjisi geçmişi var.

a family history of... This is a common phrase  you might use at the doctor when the doctor wants  

Aile geçmişim var... Bu, doktor anne

to know what your parents or your brothers and  sisters or your grandparents had problems with.  

babanızın, erkek ve kız kardeşlerinizin veya büyükanne ve büyükbabanızın neyle ilgili sorunları olduğunu öğrenmek istediğinde doktorda kullanabileceğiniz yaygın bir ifadedir. Bu ifadeyi

They need to know that to better assess you so you  might use this phrase. I have a family history of  

kullanabilmeniz için sizi daha iyi değerlendirebilmeleri için bunu bilmeleri gerekir . Ailemde

diabetes. I have a family history of something.  Another way to phrase this is diabetes  

diyabet geçmişim var. Ailemde bir şey var. Bunu ifade etmenin başka bir yolu da, diyabet

runs in my family. We're not talking about  running. We're just talking about something  

ailemden geliyor. Koşmaktan bahsetmiyoruz.

that's gone from generation to generation and a  lot of people in your family have this problem.  

Nesilden nesile aktarılan bir şeyden bahsediyoruz ve ailenizdeki birçok insanda bu sorun var.

We might say allergies run in my  family. Diabetes runs in my family. 

Ailemde alerjiler olduğunu söyleyebiliriz . Ailemde diyabet var.

Next, let's talk about some common vocabulary  for things that might happen to you or someone  

Şimdi, sizin veya tanıdığınız birinin başına gelebilecek şeylerle ilgili bazı genel terimlerden bahsedelim

you know. I jammed my finger playing basketball or  I sprained my wrist playing volleyball. I twisted  

. Basketbol oynarken parmağımı sıkıştırdım veya voleybol oynarken bileğimi burktum.

my ankle and now it's swollen. I broke my arm  when I fell out of the tree. I tweaked my back  

Bileğimi burktum ve şimdi şişti. Ağaçtan düştüğümde kolumu kırdım.

trying to pick up that heavy box. I cut my finger  by accident with a sharp knife in the kitchen.  

O ağır kutuyu almaya çalışırken sırtımı büktüm. Mutfakta yanlışlıkla keskin bir bıçakla parmağımı kestim.

My son tripped and skinned his knee. This  means it's not so serious, it's not a deep  

Oğlum ayağı takıldı ve dizini yüzdü. Bu, çok ciddi olmadığı, derin bir kesik olmadığı anlamına gelir

cut. It just means that a layer of skin has  come off. This happens often to children,  

. Bu sadece bir deri tabakasının kopmuş olduğu anlamına gelir . Bu genellikle çocuklarda,

especially on their knees or the bottoms,  the palms of their hands. You might skin  

özellikle dizlerinde veya popolarında, ellerinin avuçlarında olur.

your knees or skin the palms of your hands. Oh, I pulled a muscle trying to pick up that heavy  

Dizlerinizin   veya avuç içlerinizin derisini alabilirsiniz. Ah, o ağır kutuyu almaya çalışırken kasımı çektim

box. Now I need to sit down and put some ice on  it. I pulled a muscle. If you are a parent, this  

. Şimdi oturup üzerine biraz buz koymam gerekiyor . Bir kas çektim. Ebeveynseniz, bu

probably happens to you a lot. I always stub my  toe on my kids' toys. Maybe that means we need to  

muhtemelen başınıza çok gelir. Her zaman ayak parmağımı çocuklarımın oyuncaklarına çarparım. Belki bu,

clean them up more often. If you have ever stubbed  your toe, you know it doesn't feel any good. 

onları daha sık temizlememiz gerektiği anlamına gelir. Daha önce ayak parmağınızı çarptıysanız, bunun hiç iyi hissetmediğini bilirsiniz.

When you have any of these problems, you might  go to the doctor and the doctor might tell you  

Bu sorunlardan herhangi birine sahip olduğunuzda doktora gidebilirsiniz ve doktor size

to do something. The doctor might tell you to take  some medicine. I have a headache and now I'm going  

bir şeyler yapmanızı söyleyebilir. Doktor size ilaç almanızı söyleyebilir. Başım ağrıyor ve şimdi

to take some medicine. We often sometimes say,  take my medicine so you can either say, I need to  

biraz ilaç alacağım. Sık sık bazen ilacımı al' deriz, böylece siz

take my medicine, it's three o'clock or you might  take some medicine if you want to be more general. 

ilacımı almam gerekiyor, saat üç' diyebilir veya daha genel olmak istiyorsanız biraz ilaç alabilirsiniz.

I need to take a Tylenol. I need to take an  ibuprofen. These are the kinds of medicines  

Tylenol almam gerekiyor. Bir ibuprofen almam gerekiyor . Bunlar,

that you might take if you have a headache, if  you have some pain in a specific place and it's  

baş ağrınız varsa, belirli bir yerde ağrınız varsa ve bu

not a major injury, you might take an  ibuprofen or you might take a Tylenol. 

büyük bir yaralanma değilse, ibuprofen veya Tylenol alabileceğiniz türden ilaçlardır.

I feel hot. I think I need to take my temperature.  I need to take my temperature. The doctor said,  

Sıcak hissediyorum. Ateşimi ölçmem gerektiğini düşünüyorum. Ateşimi ölçmem gerekiyor. Doktor, "

I need to take it easy for a couple days. This  means rest and relax. We also use this phrase  

Birkaç gün dinlenmem gerekiyor" dedi. Bu dinlen ve rahatla anlamına gelir. Bu ifadeyi

for someone when they're not sick, just to say  goodbye. You might say, bye, see you later,  

hasta olmayan biri için sadece veda etmek için de kullanırız. Güle güle, sonra görüşürüz,

take it easy. This doesn't mean that they  should lay on the couch because they're sick.  

sakin ol diyebilirsiniz. Bu, hasta oldukları için kanepeye uzanmaları gerektiği anlamına gelmez.

It just means have a good time, have a relaxing  weekend. Take it easy, a very common phrase to say  

Bu sadece iyi vakit geçirin, rahatlatıcı bir hafta sonu geçirin anlamına gelir . Sakin ol, hoşçakal demek için çok yaygın bir deyim

goodbye and we can also use this when someone's  sick. Hey, you should really take it easy and  

ve bunu birisi hasta olduğunda da kullanabiliriz . Hey, gerçekten sakin olmalısın ve

don't do too much work this weekend. Just stay  on the couch and try to recover. Take it easy. 

bu hafta sonu fazla çalışmamalısın. Kanepede kalın ve toparlanmaya çalışın. Boşver.

When I had the flu, the doctor told me I need to  get a lot of fluids so that I would feel better.  

Grip olduğumda doktor daha iyi hissetmem için bol sıvı almam gerektiğini söyledi.

This could be water, it might be soup, it might be  tea. Some kind of fluids or liquid in our bodies. 

Bu su olabilir, çorba olabilir, çay olabilir. Vücudumuzda bir çeşit sıvı veya sıvı.

The doctor told me I need to get a box of  Kleenex so that I don't sneeze everywhere  

Doktor bana bir kutu Kleenex almam gerektiğini söyledi, böylece her yere hapşırmam

and get other people sick. In the US, we often use  the brand name Kleenex instead of saying tissue,  

ve diğer insanları hasta etmeyeyim. ABD'de kağıt mendil yerine Kleenex marka adını sıklıkla kullanırız,

but it's the same thing. You can also say,  can you me a tissue? I need to blow my nose.  

ancak bu aynı şeydir. Bana bir mendil verir misin? Burnumu sümkürmem gerekiyor.

A lot of people say, can you get me  a Kleenex? I need to blow my nose. 

Pek çok insan, bana bir Kleenex alabilir misin? Burnumu sümkürmem gerekiyor.

Ah, I cut my finger. I need to get a Band-Aid.  A Band-Aid, this is another brand name that we  

Ah, parmağımı kestim. Yara bandı almam gerekiyor. Band-Aid, bu,

use for a generic item so you could say a bandage,  but in the US a bandage feels very serious. You  

bandaj diyebilmeniz için genel bir ürün olarak kullandığımız başka bir markadır, ancak ABD'de bandaj çok ciddi bir his uyandırır.

have a big cut, only really a doctor would give  you a bandage. If you have just a small cut,  

Büyük bir yaranız var, ancak gerçekten bir doktor size bir bandaj verebilir. Sadece küçük bir kesiğiniz varsa   yara

you can use a Band-Aid. If you have children,  sometimes a Band-Aid solves many problems. If  

bandı kullanabilirsiniz. Çocuklarınız varsa bazen yara bandı birçok sorunu çözebilir.

there's just a little cut, but they feel like  it's so serious, a Band-Aid can always help. 

Sadece küçük bir kesik varsa, ancak bunun çok ciddi olduğunu düşünüyorlarsa yara bandı her zaman yardımcı olabilir.

If you have a bigger cut, you might need  to get stitches. Ugh, I really hope I don't  

Daha büyük bir kesiğiniz varsa dikiş atmanız gerekebilir. Ah, gerçekten umarım

need to get stitches on my finger, I hate  needles. Have you ever had to get stitches? 

parmağıma dikiş attırmam gerekmez, iğneden nefret ederim . Hiç dikiş almak zorunda kaldın mı?

When I was in high school, I broke my wrist  and I needed to get a cast. A cast is very hard  

Lisedeyken bileğimi kırdım ve alçı yaptırmam gerekiyordu. Alçı çok zordur

and it helps your broken bone. For me, it was my  wrist, to feel better within a couple weeks and to  

ve kırık kemiğinize yardımcı olur. Benim için, birkaç hafta içinde daha iyi hissetmek ve

be able to heal. You might need to get a cast. When you're simply not feeling well,  

iyileşebilmek için bileğimdi. Alçı almanız gerekebilir. Kendinizi iyi hissetmediğinizde,

you need to make an appointment or make a doctor's  appointment and the doctor can give you a more  

randevu almanız veya doktor randevusu almanız gerekirse, doktor size

professional assessment better than your  friends and family and doctor Google.  

arkadaşlarınızdan, ailenizden ve doktor Google'dan daha daha profesyonel bir değerlendirme verebilir.

It's a good idea to make an appointment. Another way to say this is I'm feeling  

Randevu almak iyi bir fikirdir. Bunu söylemenin başka bir yolu da, kendimi

a bit under the weather, I think I need to see  the doctor. I think I need to go to the doctor.  

biraz kötü hissediyorum, sanırım doktora gitmem gerekiyor . Sanırım doktora gitmem gerekiyor.

These are all ways to say, I need  to get a professional's opinion. 

Bunların hepsi, bir uzmanın görüşünü almam gerektiğini söylemenin yolları.

How are you feeling? We just covered a lot of  questions in vocabulary that I hope you can  

Nasıl hissediyorsun? Günlük hayatınızda kullanabileceğinizi umduğum pek çok soruyu kelime dağarcığıyla ele aldık

use in your day daily life. Now it's time  to see a sample conversation. My husband,  

. Şimdi örnek bir konuşma görme zamanı. Kocam

Dan and I are talking about some time that I  did not feel well and he's trying to help me.  

Dan ve ben kendimi iyi hissetmediğim bir zamandan bahsediyoruz ve o bana yardım etmeye çalışıyor. Az önce

Listen for all of the key phrases that you  just learned because after this conversation,  

öğrendiğiniz tüm anahtar ifadeleri dinleyin çünkü bu konuşmadan sonra

it's going to be your turn to speak with  me and use those phrases too. All right,  

benimle konuşma ve bu ifadeleri kullanma sırası sizde olacak. Pekala,

let's watch. Vanessa: 

izleyelim. Vanessa:

Morning. Dan: 

Günaydın. Dan:

Morning. Are you feeling okay? Vanessa: 

Sabah. Kendini iyi hissediyor musun? Vanessa: Kendimi

I don't feel so hot. I woke up this morning  feeling woozy and now I feel achy and lethargic. 

çok sıcak hissetmiyorum. Bu sabah sersemlemiş hissederek uyandım ve şimdi kendimi ağrılı ve uyuşuk hissediyorum.

Dan: Oh no. Do you want to lie down?  

Ah hayır. Uzanmak ister misin?

Have you taken anything for it? Vanessa: 

Bunun için bir şey aldın mı? Vanessa:

No, I haven't, not yet, but I think  I'm going to call the doctor today.  

Hayır, henüz aramadım ama sanırım bugün doktoru arayacağım.

Do I feel hot? Dan: 

Ateşli mi hissediyorum? Dan:

Yeah, you do. Why don't you lie down on the  couch and relax. Can I bring you anything? 

Evet, biliyorsun. Neden kanepeye uzanıp rahatlamıyorsun? Sana bir şey getirebilir miyim?

Vanessa: I need to get some more fluids so  

Vanessa: Biraz daha sıvı almam gerekiyor, bu yüzden

some hot tea would be great. Dan: 

biraz sıcak çay harika olur. Dan:

Well, you took care of me when I  cut my hand and needed stitches.  

Elimi kesip dikiş atmam gerektiğinde bana baktın.

Now it's my turn to take care of you. Take  it easy and I'll make an appointment for you. 

Şimdi seninle ilgilenme sırası bende. Sakin ol, senin için bir randevu ayarlayacağım.

Vanessa: Thanks hun. 

Vanessa: Teşekkürler canım.

Okay, are you ready? I'm going to be asking  you a question and pausing and I want you  

Tamam, hazır mısın? Sana bir soru soracağım ve duracağım ve senden

to use what you've learned today and respond to  me. Pretend like we're having a conversation. If  

bugün öğrendiklerini kullanmanı ve bana cevap vermeni istiyorum. Sohbet ediyormuşuz gibi davran.

you need to pause this video so that you can think  about it or answer for longer, great. You can do  

Üzerinde düşünebilmek veya daha uzun süre cevap verebilmek için bu videoyu duraklatmanız gerekiyorsa harika.

that. That's the benefit of a video and you can  always go back and review this section again and  

Bunu yapabilirsin. Videonun avantajı budur ve istediğiniz zaman geri dönüp bu bölümü tekrar tekrar inceleyebilirsiniz

again. Are you ready? Let's do it. It's your turn. Hey, you don't look so well. Are you feeling okay?  

. Hazır mısın? Hadi yapalım. Senin sıran. Hey, pek iyi görünmüyorsun. Kendini iyi hissediyor musun?

Have you taken anything for it?  

Bunun için bir şey aldın mı?

Well, you should take it easy and get  some rest. Can I get you anything?  

Pekala, sakinleşmeli ve biraz dinlenmelisiniz. Sana bir şey ısmarlayabilir miyim?

All right, I hope this helps. Get well soon. 

Pekala, umarım bu yardımcı olur. Acil şifalar dilerim.

Well, how did you do? How are you feeling? I hope  that that sample conversation was a good way to  

Nasıl yaptın? Nasıl hissediyorsun? Umarım bu örnek sohbet,

test your skills and also to do better and  better each time that you do it. Please go back  

becerilerinizi test etmek ve ayrıca her yaptığınızda daha iyisini yapmak için iyi bir yol olmuştur. Lütfen geri dönün

and review this section again and again. Now  I have a question for you. Let me know in the  

ve bu bölümü tekrar tekrar inceleyin. Şimdi size bir sorum var. Yorumlarda bana bildirin

comments, when was the last time that you were  sick and how were you feeling? Can you describe  

, en son ne zaman hastalandınız ve nasıl hissediyordunuz?

some of your symptoms? Maybe you felt woozy or  clammy or you had a fever. Let me know in the  

Belirtilerinizden   bazılarını tanımlayabilir misiniz? Belki sersemlemiş veya nemli hissediyordunuz veya ateşiniz vardı. Yorumlarda bana bildirin

comments and don't forget to download the free PDF  worksheet. This is a big one with all of today's  

ve ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirmeyi unutmayın. Bu, bugünün tüm

questions and vocabulary. All of these great  phrases that you can use to describe when  

sorularını ve kelime dağarcığını içeren büyük bir sorudur.

you don't feel well and also you can use them to  help other people when they don't feel well. Make  

Kendinizi iyi hissetmediğiniz zamanları tarif etmek için kullanabileceğiniz ve ayrıca kendilerini iyi hissetmeyen diğer insanlara yardım etmek için kullanabileceğiniz tüm bu harika ifadeler.

sure you download the free PDF worksheet. There  is a link in the description so that you can never  

Ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirdiğinizden emin olun.

forget these phrases and you can answer Vanessa's  challenge question at the bottom of the worksheet. 

Bu cümleleri asla unutmamanız ve çalışma sayfasının alt kısmında Vanessa'nın meydan okuma sorusunu yanıtlayabilmeniz için açıklamada bir bağlantı vardır.

Well, thank you so much for learning English with  me and I'll see you again next Friday for a new  

Benimle İngilizce öğrendiğin için çok teşekkür ederim. Gelecek Cuma YouTube kanalımda yeni bir ders için görüşmek üzere

lesson here on my YouTube channel. Bye. The next step is to download the free  

. Hoşçakal. Sonraki adım,

PDF worksheet for this lesson. With this  free PDF, you will master today's lesson  

bu ders için ücretsiz   PDF çalışma sayfasını indirmektir. Bu ücretsiz PDF ile bugünün dersinde ustalaşacak

and never forget what you have learned.  You can be a confident English speaker.  

ve öğrendiklerinizi asla unutmayacaksınız. Kendine güvenen bir İngilizce konuşmacısı olabilirsiniz.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel  for a free English lesson every Friday. Bye.

Her cuma ücretsiz İngilizce dersi için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın. Hoşçakal.