8 Ways to USE English while living in the USA

Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.

Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa.

Are you living in the US or another English-speaking country but you still don't have many opportunities

ABD'de veya başka bir İngilizce konuşulan ülkede mi yaşıyorsunuz, ancak İngilizceyi kullanmak için hala çok fazla fırsatınız yok mu

to use English?

?

Let's talk about it.

Bunun hakkında konuşalım.

If you live in the US, England, Australia, or another English-speaking country, you probably

ABD'de, İngiltere'de, Avustralya'da veya İngilizce konuşulan başka bir ülkede yaşıyorsanız, muhtemelen

know that just because you live in an English-speaking country doesn't guarantee that you become

İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamanızın

a fluent English speaker and that you have tons of chances to speak English every day.

akıcı bir İngilizce konuştuğunuzu ve tonlarca şansınız olduğunu garanti etmediğini biliyorsunuzdur. her gün ingilizce konuşmak O

I've had so many English learners tell me, "I've been living in the US for five years,"

kadar çok İngilizce öğrenen kişi bana "Beş yıldır ABD'de yaşıyorum"

or 10 years, or even 20 years, "but I'm still not a fluent English speaker.

veya 10 yıl, hatta 20 yıldır "ama hala akıcı bir İngilizce konuşamıyorum.

How can I do this?"

Nasıl yapabilirim" dedi. Bu?"

Well, how can you become a fluent English speaker?

Peki, akıcı bir şekilde İngilizce konuşan biri nasıl olunur ?

You need to speak.

konuşman gerek

You need to have practice speaking.

Konuşma pratiği yapmalısın.

But it's not always that easy, right?

Ama her zaman bu kadar kolay değil, değil mi?

Today I'd like to share some of my top tips for using English in the US.

Bugün ABD'de İngilizceyi kullanmak için en iyi ipuçlarımdan bazılarını paylaşmak istiyorum .

This applies to other English-speaking countries as well.

Bu, diğer İngilizce konuşulan ülkeler için de geçerlidir.

But because I'm from the US, I'm just going to say that because that's what I'm familiar

Ama ABD'den olduğum için bunu söyleyeceğim çünkü aşina olduğum şey bu

with.

.

If you are not living in the US, you can check out my video How to Learn English from Home

ABD'de yaşamıyorsanız,

up here, which gives you a lot of great ideas for starting to speak English now even though

İngilizce

you're not in an English-speaking country.

konuşulan bir ülkede olmasanız bile şimdi İngilizce konuşmaya başlamanız için birçok harika fikir veren Evden İngilizce Nasıl Öğrenilir videoma buradan göz atabilirsiniz. .

These tips are for using English, not necessarily for making lifelong friends, but you can use

Bu ipuçları İngilizceyi kullanmak içindir, ömür boyu sürecek arkadaşlıklar edinmek için olmayabilir ama

them to make friends, too.

onları arkadaş edinmek için de kullanabilirsiniz.

So at the end of this lesson, I'm going to give you three tips to help you go from just

Bu dersin sonunda,

having a casual conversation to having something deeper, maybe a deeper friendship with someone.

sıradan bir sohbetten daha derin bir şeye, belki de biriyle daha derin bir arkadaşlığa geçmenize yardımcı olacak üç ipucu vereceğim.

But you'll have to wait till the end of the lesson for that golden piece of information.

Ama o altın bilgi için dersin sonuna kadar beklemeniz gerekecek. ABD'de İngilizceyi

Let's get started with some ideas for using English in the US.

kullanmak için bazı fikirlerle başlayalım .

My first tip is to go to the grocery store and have a question prepared.

İlk tavsiyem, markete gidip bir soru hazırlatmak.

Of course, just like anywhere, some people are going to be talkative, some people are

Elbette her yerde olduğu gibi bazı insanlar konuşkan olacak, bazı insanlar

not going to be talkative.

konuşkan olmayacak.

Maybe you try to have a conversation with someone and they just don't really say that

Belki biriyle sohbet etmeye çalışırsın ve o pek

much.

fazla bir şey söylemez.

That's normal.

Bu normal.

That happens.

Olur böyle şeyler.

But I recommend going to especially a grocery store called Trader Joe's.

Ama özellikle Trader Joe's adlı bir markete gitmenizi tavsiye ederim.

I've mentioned this place before.

Bu yerden daha önce bahsetmiştim.

But it's kind of a requirement for working there that everyone is amazing at small talk

Ancak herkesin havadan sudan konuşmakta harika olması

and they're used to striking up conversations with customers.

ve müşterilerle sohbetleri canlandırmaya alışmış olması, orada çalışmak için bir tür gerekliliktir .

So if you're visiting a city that has a Trader Joe's, go there.

Yani, Trader Joe's olan bir şehri ziyaret ediyorsanız , oraya gidin.

Ask a cashier or ask someone who's working there, "Have you ever used this butternut

Bir kasiyere sorun veya orada çalışan birine "Bu Balkabagini hiç kullandınız mı

squash?

?

How would you cook it?" or, "It seems pretty busy here.

Nasıl pişirirsiniz?" veya " Burası oldukça meşgul görünüyor.

Do you usually get busy when it's raining?"

Genellikle yağmur yağarken mi meşgul olursun?"

Great.

Harika.

Just prepare a couple of questions, simple questions, but you can use English and you

Sadece birkaç soru hazırlayın, basit sorular, ancak İngilizce kullanabilirsiniz ve

can also hear their natural responses because they're usually pretty good at small talk.

doğal yanıtlarını da duyabilirsiniz çünkü genellikle havadan sudan konuşmada oldukça iyidirler.

There's another grocery store called Publix.

Publix adında başka bir bakkal daha var.

I think it's just in the south of the US.

Sanırım ABD'nin güneyinde.

But usually, people who work there are also really friendly and usually the cashier has

Ancak genellikle, orada çalışan insanlar da gerçekten arkadaş canlısıdır ve genellikle kasiyer

a quick conversation with each of the customers, so it's a good way to start off by using English

her bir müşteriyle hızlı bir şekilde sohbet eder, bu nedenle İngilizceyi günlük hayatta kullanarak başlamak için iyi bir yoldur

in daily life.

.

My second tip for using English is to join an exercise class or team, yoga, kickboxing,

İngilizce kullanmak için ikinci ipucum, bir egzersiz sınıfına veya ekibine, yogaya, kickboks,

zumba.

zumbaya katılmak.

Pick up basketball.

Basketbolu al.

The key here is class or team.

Buradaki anahtar sınıf veya takımdır.

You're doing it with other people.

Başkalarıyla yapıyorsun.

If you just join a gym and run on the treadmill, you don't have really opportunities to speak

Sadece bir spor salonuna kaydolur ve koşu bandında koşarsanız, diğer insanlarla gerçekten konuşma fırsatınız olmaz

with other people.

.

But when you join a class, you already have something in common.

Ancak bir sınıfa katıldığınızda zaten ortak bir noktanız olur.

And you're kind of together in this communal setting, so you could even ask someone, "Oh,

Ve bu komünal ortamda bir nevi birliktesiniz , dolayısıyla birine "Ah,

have you done zumba before?

daha önce zumba yaptın mı?

Is this your first time in this class?"

Bu, bu sınıfa ilk gelişin mi?" O sınıfta

Use what you have in common, which is being in that class, and ask a good question.

olmak gibi ortak noktalarınızı kullanın ve iyi bir soru sorun.

You can prepare that question in advance, but it's a great way to use English.

Bu soruyu önceden hazırlayabilirsiniz, ancak bu, İngilizceyi kullanmanın harika bir yoludur.

And who knows, because you already have something in common, you might strike up a friendship.

Ve kim bilir, zaten ortak bir noktanız olduğu için , bir arkadaşlık kurabilirsiniz.

My third tip for using English in the US is to join a local art class.

ABD'de İngilizce kullanmak için üçüncü ipucum, yerel bir sanat sınıfına katılmak.

Maybe it's pottery, or knitting, or papermaking.

Belki çömlekçilik, örgü ya da kağıt yapımı.

Usually, local community colleges will host one-day classes or maybe a local art studio

Genellikle, yerel toplum kolejleri bir günlük derslere ev sahipliği yapar veya belki yerel bir sanat stüdyosu

will host this, but this is a great way, again, to be together with other people in this communal

buna ev sahipliği yapar, ancak bu, yine, bu ortak ortamda diğer insanlarla birlikte olmak için harika bir yoldur

setting.

.

You can just Google pottery classes in Miami or wherever you happen to be living and you

Miami'de veya nerede yaşıyor olursanız olun Google'da çömlek dersleri arayabilirsiniz ve

can find these.

bunları bulabilirsiniz.

But, this is very important, I recommend not inviting a friend who speaks your native language.

Ama bu çok önemli, ana dilinizi konuşan bir arkadaşınızı davet etmemenizi tavsiye ederim.

If you go with a friend who speaks your native language, you're probably not going to be

Ana dilinizi konuşan bir arkadaşınızla giderseniz , muhtemelen

pushed to use English.

İngilizce kullanmak için zorlanmazsınız.

So use this chance to forget your native language and immerse yourself in English.

Bu yüzden ana dilinizi unutup kendinizi İngilizceye kaptırmak için bu şansı kullanın.

My fourth tip to help you use English is to volunteer in your community.

İngilizceyi kullanmanıza yardımcı olacak dördüncü ipucum, topluluğunuz içinde gönüllü olmaktır.

There are a ton of ways to do this and you don't need to commit to every week or every

Bunu yapmanın tonlarca yolu var ve her hafta veya her gün taahhüt vermenize gerek yok

day.

.

You can do this occasionally, and it's a great way to, of course, use English and also help

Bunu ara sıra yapabilirsiniz ve elbette İngilizceyi kullanmanın ve ayrıca

the community and feel good yourself.

topluluğa yardım etmenin ve kendinizi iyi hissetmenin harika bir yolu.

Some ideas are feeding meals to the homeless in your city, or passing out programs at your

Bazı fikirler, şehrinizdeki evsizlere yemek yedirmek veya topluluk tiyatronuzda programlar dağıtmak

community theater, or gardening, or helping with the pets from the animal shelter.

veya bahçecilik yapmak veya hayvan barınağından evcil hayvanlara yardım etmek olabilir.

You could pass out meals with the program Meals on Wheels.

Meals on Wheels programıyla yemek dağıtabilirsiniz.

This is actually great for the whole family.

Bu aslında tüm aile için harika.

You go to elderly people's homes and you give them a pre-prepared meal, have a quick little

Yaşlıların evlerine gidiyorsunuz ve onlara önceden hazırlanmış bir yemek veriyorsunuz, hızlı bir şekilde

conversation.

sohbet ediyorsunuz.

Maybe you put the meal in the fridge for them.

Belki yemeği onlar için buzdolabına koyarsın.

Then you say goodbye and you leave.

Sonra hoşçakal diyorsun ve gidiyorsun.

This program is really cool.

Bu program gerçekten harika.

So if you are in the US, I recommend checking it out.

Bu nedenle, ABD'deyseniz, kontrol etmenizi öneririm .

Or maybe you go to a retirement home and you just have a chat with some of the people there.

Ya da belki bir huzurevine gidersiniz ve oradaki bazı insanlarla sohbet edersiniz.

Oftentimes, retirement homes can be lonely places, so just having the opportunity to

Çoğu zaman, huzurevleri ıssız yerler olabilir, bu yüzden

talk with someone, even if your English is limited, just talking with someone, asking

İngilizceniz sınırlı olsa bile biriyle konuşma fırsatı bulmak, sadece biriyle konuşmak

them, "Tell me about your childhood.

, "Bana çocukluğundan bahset.

Do you have any pictures of your family?"

Ailenle ilgili hiç fotoğrafın var mı? "

Those people love to talk about that stuff.

Bu insanlar bu tür şeyler hakkında konuşmayı severler.

The holiday season is a common time to volunteer.

Tatil sezonu, gönüllü olmak için yaygın bir zamandır. Bu

So during Christmas, a lot of organizations, local organizations or local churches, will

nedenle, Noel sırasında pek çok kuruluş, yerel kuruluş veya yerel kilisenin

have drives.

gezileri olacak.

This means they're bringing a lot of supplies in where they'll be giving that to people

Bu, toplulukta ihtiyacı olan insanlara verecekleri çok sayıda malzeme getirdikleri anlamına gelir

who need it in the community.

.

Maybe that's clothes.

Belki de bu kıyafetlerdir.

Maybe it's food.

Belki de yiyecektir.

But these organizations need volunteers to help put those things in boxes and maybe even

Ancak bu kuruluşların, bu şeyleri kutulara koymaya ve hatta belki de

deliver them to the families in the community.

topluluktaki ailelere teslim etmeye yardımcı olacak gönüllülere ihtiyacı var.

Christmas time is a great time to start getting involved in that and hopefully continue it

Noel zamanı, buna dahil olmaya başlamak ve umarız

after Christmas, too.

Noel'den sonra da devam etmek için harika bir zamandır.

If you have kids in school, ask your kid's teacher, "How can I help?

Okula giden çocuklarınız varsa, çocuğunuzun öğretmenine "Nasıl yardımcı olabilirim?

How can I volunteer?"

Nasıl gönüllü olabilirim?"

Maybe that means you go on a field trip with your kid's class and you help to watch some

Belki bu, çocuğunuzun sınıfıyla bir okul gezisine çıktığınız ve bazı çocukları izlemeye yardım ettiğiniz anlamına gelir

of the kids.

.

Or maybe after school some kids need tutoring or need some help, or maybe the teacher just

Ya da belki okuldan sonra bazı çocukların özel derse ihtiyacı vardır ya da yardıma ihtiyacı vardır ya da belki öğretmenin

needs some help in the classroom.

sınıfta biraz yardıma ihtiyacı vardır. Bir okul sisteminde

There are a lot of ways that you can help in a school system.

yardımcı olabileceğiniz pek çok yol vardır .

I hope that these volunteer ideas gave you some inspiration.

Umarım bu gönüllü fikirler size biraz ilham vermiştir.

Go out and do it and use English.

Dışarı çık ve yap ve İngilizce kullan.

My fifth tip to help you use English is to introduce yourself to your neighbors.

İngilizceyi kullanmanıza yardımcı olacak beşinci ipucum, kendinizi komşularınıza tanıtmaktır.

These are the people that you're going to be seeing a lot because you live close by,

Yakınlarda yaşadığınız için sık sık göreceğiniz insanlar bunlar,

so take up your courage, bake some cookies, and knock on their door.

o yüzden cesaretinizi toplayın, biraz kurabiye pişirin ve kapılarını çalın.

When I first moved to this house, I baked some chocolate chip cookies, which everybody

Bu eve ilk taşındığımda herkesin sevdiği çikolatalı kurabiye pişirip

loves, and I put them in a little bag.

küçük bir çantaya koydum. Adımı,

I put our names on the bag so that they could know my name, my husband's name, my child's

kocamın adını, çocuğumun

name, and I just knocked on my neighbor's door and said, "Hi, I'm Vanessa.

adını bilsinler diye çantaya isimlerimizi yazdım ve az önce komşumun kapısını çaldım ve "Merhaba, ben Vanessa.

I'm your new neighbor.

Ben senin yeni komşunum.

I just wanted to come by and say hi and give you these cookies."

Ben Sadece gelip merhaba demek ve bu kurabiyeleri vermek istedim."

Super simple.

Süper basit.

I recommend having this little introduction maybe memorized in your mind just so you feel

Bu küçük tanıtımı belki de hazırlıklı hissetmeniz için zihninizde ezberlemenizi öneririm

prepared because I felt a little bit nervous knocking on a stranger's door and maybe you'll

çünkü bir yabancının kapısını çalarken biraz gergindim ve belki siz

feel the same way, too.

de aynı şekilde hissedersiniz.

But with a little bit of preparation, it's no problem.

Ama biraz hazırlıkla sorun olmaz.

And who doesn't want to get cookies?

Ve kim kurabiye almak istemez ki?

I just recommend be prepared to spend a little bit of time because if your neighbor is like

Sadece biraz zaman ayırmaya hazırlıklı olmanızı tavsiye ederim çünkü komşunuz

to talk, if they're a little bit lonely, maybe if they're a little bit older, you might be

konuşmayı seviyorsa, biraz yalnızsa, belki biraz daha büyükse,

at their house for one hour, maybe two hours.

bir saatliğine onların evinde olabilirsiniz. belki iki saat

Because older people who live in the neighborhood, especially the older neighbors who I met,

Çünkü mahallede yaşayan yaşlı insanlar, özellikle tanıştığım yaşlı komşular,

they love to talk about their family, their pets, raising their kids, the people who used

aileleri, evcil hayvanları, çocuklarını büyütme, bir zamanlar

to live in your house, the people who used to live in your house 40 years ago.

sizin evinizde yaşayan insanlar, bir zamanlar sizin evinizde yaşayan insanlar hakkında konuşmayı severler. 40 yıl önceki ev.

This is just a good way, of course, to connect with someone, to hear English, and just feel

Bu, elbette biriyle bağlantı kurmak , İngilizce duymak ve

comfortable because this is a real English situation.

rahat hissetmek için iyi bir yoldur çünkü bu gerçek bir İngiliz durumudur.

My sixth tip for using English is to find a local meetup using Meetup.com.

İngilizce kullanmak için altıncı ipucum, Meetup.com'u kullanarak yerel bir buluşma bulmak.

I've talked about Meetup.com a lot in past videos, but this is a great way to connect

Geçmiş videolarda Meetup.com'dan çok bahsettim ama bu,

with other people who have common interests, and usually it's a free meetup.

ortak ilgi alanlarına sahip diğer insanlarla bağlantı kurmanın harika bir yolu ve genellikle ücretsiz bir buluşma.

So you can just go to Meetup.com, type in your city, like Boston, and you can look at

Böylece Meetup.com'a gidip şehrinizi yazabilirsiniz, örneğin Boston ve Boston'ın dört bir yanından

hundreds of free meetups with people from around Boston.

insanlarla yüzlerce ücretsiz buluşmaya bakabilirsiniz .

I recommend starting with maybe a walking meetup or a hiking meetup.

Belki bir yürüyüş buluşması veya bir yürüyüş buluşması ile başlamanızı öneririm.

Because when you're walking in the woods or maybe going for a hike in a park, you have

Çünkü ormanda yürürken ya da bir parkta yürüyüşe çıktığınızda,

to kind of have conversations with other people.

diğer insanlarla bir şekilde sohbet etmeniz gerekir.

It's a good situation for conversation.

Sohbet için iyi bir durum. Onlarla sohbet etme

You don't need to feel stressed about having conversations with them.

konusunda stresli hissetmenize gerek yok .

But if you want to connect with someone else, going for a walk in nature is a great way

Ancak başka biriyle bağlantı kurmak istiyorsanız, doğada yürüyüşe çıkmak bunu yapmanın harika bir yoludur

to do it.

.

And a lot of people use Meetup.

Ve birçok kişi Meetup kullanıyor.

So if you're in the US, you will find a ton of meetups.

Yani ABD'deyseniz, bir ton buluşma bulacaksınız.

And if you're not in the US, you can check out Meetup.com, too.

ABD'de değilseniz Meetup.com'a da göz atabilirsiniz.

There are a lot of options internationally.

Uluslararası olarak birçok seçenek var.

A lot of international people use that website.

Birçok uluslararası insan bu web sitesini kullanıyor.

So even if you're in Tokyo, you might find some English speakers going to meetups in

Yani Tokyo'da olsanız bile, Tokyo'daki buluşmalara giden bazı İngilizce konuşanlar bulabilirsiniz

Tokyo, so it's great for everyone.

, bu herkes için harikadır.

My seventh tip for using English in the US is if you have kids, take your kids to children's

ABD'de İngilizce kullanmak için yedinci ipucum, eğer çocuklarınız varsa, çocuklarınızı çocuk etkinliklerine götürün

events.

. Hemen

Almost every library has a story time.

hemen her kütüphanenin bir hikaye zamanı vardır.

That's once a week where the librarian reads stories to toddlers or to elementary school

Bu, kütüphanecinin yeni yürümeye başlayan çocuklara veya ilkokul

kids and you can meet other parents in your neighborhood.

çocuklarına haftada bir kez hikayeler okuduğu ve mahallenizdeki diğer ebeveynlerle tanışabileceğiniz bir yerdir .

There's also often Tiny Tots type meetups where it's under five years old kids who meet

Ayrıca, yerel toplum merkezinde buluşan beş yaşından küçük çocukların olduğu

up at the local community center and they have some games or little toys they can play

ve oynayabilecekleri bazı oyunların veya küçük oyuncakların olduğu

with and you can connect with other parents.

ve diğer ebeveynlerle bağlantı kurabileceğiniz Tiny Tots türü buluşmalar da vardır.

But I just want to let you know that even native English speakers, I'm sure it's the

Ama şunu bilmenizi isterim ki, anadili İngilizce olan kişiler bile, eminim

same for people in your country, can have difficulty striking up a conversation with

ülkenizdeki insanlar için de aynıdır, bir yabancıyla sohbet başlatmakta zorluk çekebilir

a stranger.

.

So don't wait for someone else to approach you and say, "Oh, hi.

Bu yüzden başka birinin size yaklaşıp "Ah, merhaba.

Where are you from?" and talk about that.

Nerelisiniz?" demesini beklemeyin. ve bunun hakkında konuş.

No.

Hayır.

I want you to take the initiative.

İnisiyatifi senin kullanmanı istiyorum.

If your kid is playing with someone else's kid, talk with that parent and say, "Oh, do

Çocuğunuz başka birinin çocuğuyla oynuyorsa , o ebeveynle konuşun ve "Ah, o

you live in the area?

bölgede mi yaşıyorsunuz? Şehirde

Do you go to any other child-friendly activities in the city?"

başka çocuk dostu etkinliklere gidiyor musunuz ?"

I ask these questions all the time.

Bu soruları her zaman soruyorum. Şehirde

I'm also curious what other people do with their kids in the city, but it's just a good

diğer insanların çocuklarıyla ne yaptığını da merak ediyorum , ama bu

way to have a conversation with someone else.

başka biriyle sohbet etmenin iyi bir yolu.

So prepare a couple of questions.

Bu yüzden birkaç soru hazırlayın.

If you'd like a couple more questions, in that video I mentioned previously about how

Birkaç soru daha isterseniz, daha önce bahsettiğim o videoda

to start a conversation with anyone, almost all of those questions I use with people who

herhangi biriyle nasıl sohbet başlatılacağı hakkında, çocuğu olan insanlarla kullandığım soruların neredeyse tamamı

have kids.

.

I ask them in a park, or at story time, or at these kinds of children's events.

Onlara bir parkta, hikaye saatinde veya bu tür çocuk etkinliklerinde soruyorum.

Some people use having kids as an excuse to not have friends.

Bazı insanlar çocuk sahibi olmayı arkadaş edinmemek için bahane olarak kullanırlar .

They feel stuck at home.

Evde sıkışmış hissediyorlar.

They don't really know what to do or it's hard to get out.

Ne yapacaklarını gerçekten bilmiyorlar ya da çıkmak zor.

But personally, I've found that after having my child, I have more friends now than ever

Ama kişisel olarak, çocuğumu doğurduktan sonra , artık her zamankinden daha fazla arkadaşım olduğunu fark ettim

before because I need to get out and he needs to get out.

çünkü benim dışarı çıkmam gerekiyor ve onun da dışarı çıkması gerekiyor.

And it's so healing to connect with other people who are in the same exact place in

Ve hayatta tam olarak aynı yerde olan diğer insanlarla bağlantı kurmak çok iyileştirici

life.

.

Also, kids are great icebreakers.

Ayrıca, çocuklar harika buz kırıcılardır.

Kids just talk with each other.

Çocuklar sadece birbirleriyle konuşurlar.

They play with each other.

Birbirleriyle oynuyorlar.

They don't feel nervous usually about connecting with other kids.

Genellikle diğer çocuklarla bağlantı kurma konusunda gergin hissetmezler . Diğerleriyle

We could learn a lot from how they interact with other.

nasıl etkileşim kurduklarından çok şey öğrenebiliriz .

Number eight is if you have a dog, take your dog to a dog park or just to a park.

Sekiz numara, bir köpeğiniz varsa, köpeğinizi bir köpek parkına veya sadece bir parka götürün.

There's a joke in my city that the best way to find a girlfriend is to take your dog for

Benim şehrimde bir kız arkadaş bulmanın en iyi yolunun köpeğinizi

a walk in the park, or even take your friend's dog for a walk in the park, because people

parkta yürüyüşe çıkarmak, hatta arkadaşınızın köpeğini parkta yürüyüşe çıkarmak olduğuna dair bir şaka vardır, çünkü insanlar

can't resist petting dogs and talking about them.

köpekleri sevmeye ve onlar hakkında konuşmaya karşı koyamazlar. onlara.

If you don't have a dog, you can still talk to people who have dogs.

Köpeğiniz yoksa, yine de köpeği olan insanlarla konuşabilirsiniz. Köpekler

I recommend preparing some questions about dogs.

hakkında bazı sorular hazırlamanızı tavsiye ederim .

Or if you have one, realize that people ask you those questions, so prepare some answers.

Veya varsa, insanların size bu soruları sorduğunu fark edin , bu yüzden bazı cevaplar hazırlayın.

Oftentimes, people ask, "What kind of dog is it?

Çoğu zaman insanlar "Bu ne tür bir köpek ?

What's his name?

Adı ne?

How old is he?"

Kaç yaşında?"

These are simple, but typical questions that people ask about dogs.

Bunlar, insanların köpekler hakkında sorduğu basit ama tipik sorulardır.

So prepare to answer them if you have a dog.

Bu nedenle, bir köpeğiniz varsa onlara cevap vermeye hazırlanın.

And if you don't have one, prepare to ask those questions.

Ve eğer yoksa, bu soruları sormaya hazırlanın.

It's a good way to use English.

İngilizceyi kullanmanın iyi bir yolu.

Usually people who have dogs love to talk about them, so don't be afraid to approach

Genellikle köpekleri olan insanlar onlar hakkında konuşmaya bayılırlar, bu yüzden

a stranger, especially if you see a super cute dog that you want to pet.

bir yabancıya yaklaşmaktan korkmayın, özellikle de evcilleştirmek istediğiniz süper sevimli bir köpek görürseniz.

Now it's time to take it to the next level.

Şimdi onu bir sonraki seviyeye taşıma zamanı.

Let's say that you talk with someone during a hiking meetup, you have a good conversation,

Diyelim ki bir yürüyüş buluşması sırasında biriyle konuşuyorsunuz, güzel bir sohbet ediyorsunuz,

you connected well, and you want to meet up with them again.

iyi bir bağ kuruyorsunuz ve o kişiyle tekrar buluşmak istiyorsunuz.

It doesn't need to be a romantic date.

Romantik bir randevu olmasına gerek yok.

It's just a friendship.

Bu sadece bir arkadaşlık.

So how can you take your conversation to the next level?

Peki sohbetinizi bir sonraki seviyeye nasıl taşıyabilirsiniz ?

Well, there's a famous proverb, to have a friend, you need to be a friend.

Meşhur bir atasözü vardır, arkadaş olmak için arkadaş olmak gerekir.

So what kind of friend would you like to have?

Peki nasıl bir arkadaşın olmasını isterdin?

Would you like to have a friend who's funny, curious, kind, a good listener, adventurous?

Komik, meraklı, nazik, iyi bir dinleyici, maceracı bir arkadaşınız olsun ister miydiniz?

Whatever traits you would like your friend to have, make sure that you are showing those

Arkadaşınızın sahip olmasını istediğiniz özellikler ne olursa olsun , onları da gösterdiğinizden emin olun

as well.

.

If you want someone to be a good listener, you should be a good listener, too.

Birinin iyi bir dinleyici olmasını istiyorsanız, siz de iyi bir dinleyici olmalısınız.

To get started, if you want to make friends, there are four important tips that you need

Başlamak için, arkadaş edinmek istiyorsanız hatırlamanız gereken dört önemli ipucu var

to remember.

. Bir

Number one, you don't make a friend by just talking about the weather.

numara, sadece hava durumu hakkında konuşarak arkadaş edinemezsin. Şu anda

You need to open up and talk about something that's important to you or something that's

sizin için önemli olan veya

difficult in your life right now.

hayatınızda zor olan bir şey hakkında açılıp konuşmanız gerekiyor.

For example, you might ask, "How long have you been volunteering here?"

Örneğin, "Ne zamandan beri burada gönüllü olarak çalışıyorsunuz?" diye sorabilirsiniz.

And when they say, "Oh, just two months," you could say, "Oh, nice.

Ve "Oh, sadece iki ay" dediklerinde, "Oh, güzel.

I always wanted to volunteer at a place like this in my home country, but I just never

Her zaman kendi ülkemde böyle bir yerde gönüllü olmak istemişimdir , ancak

had time to do it, so I'm really glad to be doing it here."

bunu yapmaya hiç zamanım olmadı, bu yüzden" diyebilirsiniz. Bunu burada yapmaktan gerçekten çok mutluyum."

Great.

Harika.

You're showing passion and interest, and you're opening up a little bit about a difficulty

Tutku ve ilgi gösteriyorsunuz ve kendi ülkenizde yaşadığınız bir zorluk hakkında biraz açılıyorsunuz

you had in your home country, and you're connecting just on a slightly deeper level.

ve biraz daha derin bir düzeyde bağlantı kuruyorsunuz.

The second way to take your friendship to the next level is don't forget to listen when

Arkadaşlığınızı bir sonraki seviyeye taşımanın ikinci yolu,

the other person is speaking.

diğer kişi konuşurken dinlemeyi unutmayın.

We all know this, but sometimes we forget, right?

Bunu hepimiz biliyoruz ama bazen unutuyoruz değil mi? Daha sonra

It's easy to think about what you're going to say next, especially if you're speaking

ne söyleyeceğinizi düşünmek kolaydır , özellikle de

in English, which isn't your native language.

ana diliniz olmayan İngilizce konuşuyorsanız.

It's easy to just think about, "Okay, they asked this.

"Tamam, bunu sordular.

How can I formulate the best answer?" but you're not listening to what they're continuing

En iyi yanıtı nasıl formüle edebilirim?" ama söylemeye devam ettiklerini dinlemiyorsun

to say.

.

It's okay to sit back and just say, "Oh.

Arkanıza yaslanıp "Oh.

Oh, cool.

Oh, harika.

Oh, how long have you been doing that?

Oh, bunu ne zamandır yapıyorsun?

Oh, okay."

Oh, tamam."

You're just listening.

Sadece dinliyorsun.

Maybe you ask some ongoing questions like, "Oh, who are you with?

Belki de "Ah, kiminlesin?

When did you do that?"

Bunu ne zaman yaptın?"

These simple questions, but you're listening.

Bunlar basit sorular, ama dinliyorsunuz. Onların

You're engaged in what they're saying.

söyledikleriyle meşgulsünüz.

That is a great way to make a friend.

Bu arkadaş edinmenin harika bir yolu.

Everyone loves to talk about themselves, and they also love when other people are interested

Herkes kendisi hakkında konuşmayı sever ve ayrıca diğer insanların onların

in what they have to say.

söylemek zorunda oldukları şeylerle ilgilenmesini de severler.

The third tip for making a friend is if you find something you have in common with something

Bir arkadaş edinmenin üçüncü ipucu, başka bir şeyle ortak bir yanınız varsa

else, don't let it slip away.

, bunun elinizden kaçmasına izin vermeyin.

Talk about it.

Bunun hakkında konuşmak.

Mention it.

Bahset.

So if someone says that they used to live in New York, you might say, "Oh, I went to

Yani birisi eskiden New York'ta yaşadığını söylerse, "Ah,

New York once.

New York'a bir kez gittim.

It was a great trip.

Harika bir geziydi.

Why did you decide to leave?"

Neden ayrılmaya karar verdin?" diyebilirsiniz.

Here you're saying, "I was at the place that you were.

Burada, "Senin olduğun yerdeydim.

We have this thing in common."

Bu ortak noktamız var" diyorsun.

You didn't just say, "Oh, you lived in New York.

Sadece "Oh, New York'ta yaşadın.

Cool."

Harika" demedin.

You're trying to find a connection.

Bir bağlantı bulmaya çalışıyorsun.

It could be anything else.

Başka bir şey olabilir.

But when you have something in common, it's a great way to start a conversation and to

Ancak ortak bir noktanız olduğunda, bu, bir sohbet başlatmanın ve

just find more things that you have in common to see if you're a good fit.

uygun olup olmadığınızı görmek için ortak noktalarınızı bulmanın harika bir yoludur.

The fourth tip for making a friend is to just take the initiative.

Bir arkadaş edinmek için dördüncü ipucu, sadece inisiyatif almaktır.

I talked about this a little bit before.

Bundan biraz önce bahsetmiştim.

Don't wait until the other person asks you to meet up.

Diğer kişi sizden buluşmanızı isteyene kadar beklemeyin .

If you've been talking about their world travels, just say, "Hey, I'd love to hear more about

Onların dünya seyahatleri hakkında konuşuyorsanız, "Hey, dünya seyahatleriniz hakkında daha fazla şey duymak isterim

your world travels.

. Kulağa

That sounds so interesting.

çok ilginç geliyor. Bu hafta

Do you want to go and get coffee sometime this week?

bir ara gidip kahve içmek ister misiniz ? Çok

I'd love to hear more about it."

isterim" deyin. hakkında daha fazlasını duymak için."

Yes.

Evet.

What is the worst that could happen?

Olabilecek en kötü şey nedir?

They say, "Oh, I don't want to talk more about my world travels," or, "I'm too busy.

"Ah, dünya seyahatlerim hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum " veya "Çok meşgulüm.

Let's do it the next week."

Bunu önümüzdeki hafta yapalım" diyorlar.

Oh, that's not too bad.

Oh, bu çok kötü değil.

Just go for it.

Sadece bunun için git.

Wow.

Vay.

In today's lesson, you learned how to use English in an English-speaking country and

Bugünün dersinde, İngilizce konuşulan bir ülkede İngilizceyi nasıl kullanacağınızı ve

how to make friends.

nasıl arkadaş edineceğinizi öğrendiniz.

Great lifelong tips.

Ömür boyu sürecek harika ipuçları.

What a valuable lesson today.

Bugün ne değerli bir ders.

If you're planning on just visiting the US for a short period of time, you can still

ABD'yi kısa bir süre için ziyaret etmeyi planlıyorsanız, İngilizceyi kullanma

use these tips so that you have an opportunity to use English, use what you've been learning

fırsatınız olması için bu ipuçlarını kullanmaya devam edebilirsiniz , buradayken öğrendiklerinizi kullanın

while you're here.

.

And now I have a question for you.

Ve şimdi size bir sorum var.

What do you think are some other ways that you can use English while you're in an English-speaking

İngilizce konuşulan bir ülkedeyken İngilizceyi kullanmanın başka yolları nelerdir sizce

country?

? Diğer insanlardan başka harika fikirler

I recommend reading the comments so that you can get some other great ideas from other

alabilmeniz için yorumları okumanızı tavsiye ederim

people.

.

Thank you so much for learning English with me, and I'll see you again next Friday for

Benimle İngilizce öğrendiğin için çok teşekkür ederim . Gelecek Cuma

a new lesson here on my YouTube channel.

YouTube kanalımda yeni bir ders için tekrar görüşmek üzere.

Bye.

Hoşçakal. Bir

The next step is to download my free ebook, Five Steps to Becoming a Confident English

sonraki adım, ücretsiz e-kitabım olan Kendine Güvenen Bir İngilizce Konuşmacısı Olmak İçin Beş Adım'ı indirmek

Speaker.

.

You'll learn what you need to do to speak confidently and fluently.

Kendinden emin ve akıcı bir şekilde konuşmak için ne yapman gerektiğini öğreneceksin.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel for more free lessons.

Daha fazla ücretsiz ders için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın.

Thanks so much.

Çok teşekkürler.

Bye.

Hoşçakal.