50 Important Questions in English

Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.

Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa. İngilizce'deki

Are you ready to answer and ask some of the most common questions in English and feel

en yaygın sorulardan bazılarını yanıtlamaya ve sormaya ve

confident while you do it?

bunu yaparken kendinize güvenmeye hazır mısınız? Hadi

Let's go.

gidelim.

What do you do?

Ne yapıyorsun?

If I asked you this question, would you freeze and think, "What am I doing?

Size bu soruyu sorsam, donup "Ben ne yapıyorum?

I'm watching a video?"

Video izliyorum" diye düşünür müsünüz?

Okay, no, the question, "What do you do?" is not asking what are you doing right now,

Tamam, hayır, "Ne iş yapıyorsun?" şu anda ne yapıyorsun diye sormuyor, sadece bir doğru cevabı olan

it is an extremely specific question that only has one correct answer.

son derece spesifik bir soru .

If I asked you this, would your heart start to beat a little bit?

Sana bunu sorsam, kalbin biraz atmaya başlar mıydı?

What do I do?

Ben ne yaparım?

What do you do?

Ne yapıyorsun?

What do you do?

Ne yapıyorsun?

Well, never fear.

Peki, asla korkma.

In today's lesson, you are going to master the question, "What do you do?" and also 50

Bugünün dersinde, "Ne yapıyorsun?" sorusunda ustalaşacaksınız. ve ayrıca

of the most common questions in daily English conversation.

günlük İngilizce sohbette en sık sorulan 50 soru .

I know that this lesson might be a little bit overwhelming.

Biliyorum bu ders biraz ağır gelebilir.

50 questions.

50 soru

So I have created for you a free PDF download with all of today's questions, all of the

Bu yüzden sizin için bugünün tüm sorularını ve tüm

sample answers.

örnek cevapları içeren ücretsiz bir PDF dosyası oluşturdum.

And at the end of the PDF is my little challenge for you so that you can practice what you've

Ve PDF'nin sonunda, öğrendiklerinizi uygulayabilmeniz için sizin için küçük bir meydan okumam var

learned.

. Bugünün dersi

Make sure you click on the link below this video to download the free PDF worksheet for

için ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirmek için bu videonun altındaki bağlantıya tıkladığınızdan emin olun

today's lesson.

.

It is my gift to you.

Bu benim sana hediyem.

Are you ready to get started?

Başlamaya hazır mısın?

Let's start with some greetings.

Birkaç selamla başlayalım.

I'm going to say each question and answer two times.

Her soruyu söyleyip iki kez cevaplayacağım.

The first time, I want you to listen.

İlk defa, dinlemeni istiyorum.

The second time, I want you to speak out loud and say it with me.

İkinci kez, yüksek sesle konuşmanı ve benimle birlikte söylemeni istiyorum.

Practice your speaking muscles and your pronunciation.

Konuşma kaslarınızı ve telaffuzunuzu uygulayın.

You will grow and gain confidence with this style.

Bu stille büyüyecek ve güven kazanacaksınız .

Are you ready?

Hazır mısın?

How's it going?

Nasıl gidiyor?

Pretty good, and you?

Oldukça iyiyim ya sen?

One more time.

Bir kez daha.

Say it with me.

Benimle söyle.

How's it going?

Nasıl gidiyor?

Pretty good, and you?

Oldukça iyiyim ya sen?

How you doing?

Nasılsın?

I'm good, how are you?

İyiyim sen nasılsın?

How you doing?

Nasılsın?

I'm good, how are you?

İyiyim sen nasılsın?

You doing okay?

İyi misin?

I'm doing all right, how about you?

Ben iyiyim, peki ya sen?

You doing okay?

İyi misin?

I'm all right, how about you?

Ben iyiyim, ya sen?

Notice that a lot of these questions send back the question by saying, "How about you?"

Bu soruların birçoğunun "Ya sen?" diyerek soruyu geri gönderdiğine dikkat edin.

You're returning the question.

Soruyu geri gönderiyorsun.

See this in the next one.

Bunu bir sonrakinde görün.

How you've been?

Nasıl oldun?

I've been doing well, how about you?

Ben iyiyim, peki ya sen?

Great.

Harika.

You don't need to repeat, "How you've been?" to the other person.

"Nasılsın?" diye tekrarlamanıza gerek yok. diğer kişiye

You can just say, "How about you?"

"Ya sen?" diyebilirsin. Hadi

Let's practice it together.

birlikte pratik yapalım.

How you've been?

Nasıl oldun?

I've been doing well, how about you?

Ben iyiyim, peki ya sen?

What's been going on?

Neler oluyor?

Not much, how about you?

Çok değil sen nasılsın?

Say it with me.

Benimle söyle.

What's been going on?

Neler oluyor?

Not much, how about you?

Çok değil sen nasılsın?

What's new?

Ne var ne yok?

Not a lot, what's new with you?

Çok değil, sende yeni ne var?

Say it with me.

Benimle söyle.

What's new?

Ne var ne yok?

Not a lot, what's new with you?

Çok değil, sende yeni ne var?

Let's go on to some weather questions.

Biraz hava durumu sorularına geçelim.

What's it like out there?

Dışarısı nasıl?

It's cloudy.

Hava bulutlu.

I think it might rain later.

Sanırım daha sonra yağmur yağabilir.

Say it with me.

Benimle söyle.

What's it like out there?

Dışarısı nasıl?

It's cloudy.

Hava bulutlu.

I think it might rain later.

Sanırım daha sonra yağmur yağabilir.

Crazy weather we're having, huh?

Çılgın bir hava yaşıyoruz, ha?

Notice this question just ends with, "huh?" because you want the other person to hopefully

Bu sorunun sadece "ha?" ile bittiğine dikkat edin. çünkü diğer kişinin umarım

agree with you.

sizinle aynı fikirde olmasını istersiniz.

So what can you respond to this question with?

Peki bu soruya ne cevap verebilirsiniz?

You might say, "Yeah, it's been so windy."

"Evet, çok rüzgarlı" diyebilirsiniz. Hadi

Let's say it together.

birlikte söyleyelim.

Crazy weather we're having, huh?

Çılgın bir hava yaşıyoruz, ha?

Yeah, it's been so windy.

Evet, çok rüzgarlıydı.

Is it hot enough for you?

Senin için yeterince sıcak mı?

Almost.

Neredeyse.

This question is very sarcastic.

Bu soru çok alaycı.

If the weather is extremely hot and you ask, "Is it hot enough for you?"

Hava çok sıcaksa ve "Senin için yeterince sıcak mı?"

It's a little bit of a silly question, so you can reply to this with, "Almost.

Biraz aptalca bir soru, bu yüzden buna "Neredeyse.

It's not hot enough for me.

Benim için yeterince sıcak değil.

I want it to be hotter."

Daha sıcak olmasını istiyorum" şeklinde yanıt verebilirsiniz.

So you can say, "Almost," but you're really acknowledging it is so incredibly hot.

Yani, "Neredeyse" diyebilirsin ama gerçekten inanılmaz derecede sıcak olduğunu kabul ediyorsun.

So try to say this with me.

O yüzden bunu benimle söylemeye çalış.

Is it hot enough for you almost?

Neredeyse senin için yeterince sıcak mı?

Almost.

Neredeyse.

Can you believe how hot it is?

Ne kadar sıcak olduğuna inanabiliyor musun?

So crazy.

Çok çılgın.

I can't believe it.

inanamıyorum

Maybe it's February and it's extremely hot.

Belki de şubat ayıdır ve hava çok sıcaktır.

This is very strange.

Bu çok tuhaf.

That you could ask this question.

Bu soruyu sorabilmen için.

Say it with me.

Benimle söyle.

Can you believe how hot it is?

Ne kadar sıcak olduğuna inanabiliyor musun?

So crazy.

Çok çılgın.

I can't believe how hot it is.

Ne kadar sıcak olduğuna inanamıyorum.

I can't believe it.

inanamıyorum

Let's talk about some weekend questions.

Hafta sonu soruları hakkında konuşalım. Benimle

If you would like to practice some weekend questions with me in a speaking conversation

bazı hafta sonu sorularını konuşma

format, you can watch this video up here I made, Speak With Me About Your Weekend Plans.

formatında pratik yapmak isterseniz, yukarıda hazırladığım Benimle Hafta Sonu Planlarınız Hakkında Konuşun videosunu izleyebilirsiniz.

Let's review some of those questions.

Bu sorulardan bazılarını gözden geçirelim.

What you've got going on this weekend?

Bu hafta sonu neler yapıyorsun?

I'm going to go have dinner and a movie.

Akşam yemeği ve sinemaya gideceğim.

Say it with me.

Benimle söyle.

What you've got going on this weekend?

Bu hafta sonu neler yapıyorsun?

I'm going to go have dinner and a movie.

Akşam yemeği ve sinemaya gideceğim.

How about you?

Peki ya sen?

Let's add that question to ask the other person.

Diğer kişiye sormak için o soruyu ekleyelim.

Say it with me.

Benimle söyle.

How about you?

Peki ya sen?

You doing anything fun this weekend?

Bu hafta sonu eğlenceli bir şey yapıyor musun?

Yeah, my family's coming to visit.

Evet, ailem ziyarete geliyor.

How about you?

Peki ya sen?

Great.

Harika.

Can you say this with me?

Bunu benimle söyler misin?

You doing anything fun this weekend?

Bu hafta sonu eğlenceli bir şey yapıyor musun?

Yeah, my family's coming to visit.

Evet, ailem ziyarete geliyor.

How about you?

Peki ya sen?

What time are you going to head over here?

Buraya ne zaman geleceksin?

I think I'll leave my house around 8:00.

Sanırım evimden 8:00 gibi çıkacağım.

Does that work for you?

Bu senin için uygun mu?

This is a great question when someone is coming to your house or coming to the location where

Birisi evinize veya

you are and you want to know, "Hey, when are you going to be here?"

bulunduğunuz yere geldiğinde ve "Hey, ne zaman burada olacaksın?" diye bilmek istediğinizde bu harika bir soru.

You can ask this question.

Bu soruyu sorabilirsiniz.

Say it with me.

Benimle söyle.

What time are you going to head over here?

Buraya ne zaman geleceksin?

I think I'll leave my house around 8:00.

Sanırım evimden 8:00 gibi çıkacağım.

Does that work for you?

Bu senin için uygun mu?

Where do you want to meet up?

Nerede buluşmak istersin?

Let's meet at the park at 7:00.

7:00'de parkta buluşalım.

Does that work with you?

Bu seninle çalışıyor mu?

This is a great question to ask.

Bu sorulması gereken harika bir soru.

Say it with me.

Benimle söyle.

Where do you want to meet up?

Nerede buluşmak istersin?

Let's meet at the park at 7:00.

7:00'de parkta buluşalım.

Does that work with you?

Bu seninle çalışıyor mu?

You can also substitute when for where.

Ayrıca, ne zaman yerine nerede kullanabilirsiniz.

When do you want to meet up?

Ne zaman buluşmak istiyorsun?

Where do you want to meet up?

Nerede buluşmak istersin?

Great, you're making plans to get together.

Harika, bir araya gelmek için planlar yapıyorsunuz. Akşam

You want to grab dinner?

yemeği yemek ister misin?

Sure.

Elbette.

Where do you want to go?

Nereye gitmek istersin?

This is inviting someone to share a meal with you.

Bu, birini sizinle yemek paylaşmaya davet ediyor .

Ask it with me.

Benimle birlikte sor. Akşam

You want to grab dinner?

yemeği yemek ister misin?

Sure.

Elbette.

Where do you want to go?

Nereye gitmek istersin?

You want to do dinner?

Akşam yemeği yapmak ister misin?

Sure.

Elbette.

What's a good time for you?

Senin için iyi bir zaman nedir?

To do dinner, this is a great way to form this question.

Akşam yemeği yapmak, bu soruyu oluşturmanın harika bir yoludur . Yemek

You're asking if they want to join you for a meal.

için sana katılmak isteyip istemediklerini soruyorsun .

Another way to say that.

Bunu söylemenin başka bir yolu.

Say it with me.

Benimle söyle.

You want to do dinner?

Akşam yemeği yapmak ister misin?

Sure.

Elbette.

What's a good time for you?

Senin için iyi bir zaman nedir?

Next, let's talk about job questions.

Sonra, işle ilgili sorular hakkında konuşalım.

Are you ready?

Hazır mısın?

What do you do?

Ne yapıyorsun?

I'm a teacher.

Ben bir öğretmenim.

I teach students online to speak confidently and clearly in English.

Öğrencilere çevrimiçi olarak İngilizce'de güvenle ve net bir şekilde konuşmayı öğretiyorum.

This was the question at the beginning of this lesson, "What do you do?"

Bu dersin başındaki soru buydu , "Ne yapıyorsun?"

It's just, "What's your job?"

Sadece, "İşin ne?"

But in daily conversation, we hardly ever ask directly, "What's your job?"

Ancak günlük konuşmada, doğrudan "İşiniz nedir?"

Instead, we ask, "What do you do?"

Bunun yerine, "Ne iş yapıyorsun?" diye soruyoruz.

This happens in almost every bit of small talk.

Bu hemen hemen her küçük konuşmada olur.

Every time you meet someone for the first time, they'll ask you, "What do you do?"

Ne zaman biriyle ilk tanışsan , sana "Ne yapıyorsun?" diye sorarlar.

And you can ask this question now, too.

Ve şimdi bu soruyu da sorabilirsiniz.

So let me know in the comments, what do you do.

Öyleyse yorumlarda bana bildirin, ne yaparsınız?

What's your day job?

Günlük işin nedir?

I run my own business from home.

Kendi işimi evden yürütüyorum. Senden ne haber

What about you?

?

A day job is something that you do to make money.

Günlük iş, para kazanmak için yaptığınız bir şeydir .

Maybe you're a farmer, but you don't make much money being a farmer, so your day job

Belki bir çiftçisin, ama çiftçi olarak fazla para kazanmıyorsun, bu yüzden günlük işin

is a video editor.

bir video editörü.

Okay, you have two jobs, but your day job is the one that sustains you financially.

Tamam, iki işin var ama seni finansal olarak ayakta tutan günlük işin.

Ask it with me.

Benimle birlikte sor.

What's your day job?

Günlük işin nedir?

I have an online business at home.

Evde bir çevrimiçi işim var.

Great.

Harika.

What field are you in?

Hangi alandasın?

I'm in software engineering.

Yazılım mühendisliğindeyim. Senden ne haber

What about you?

?

This is a great question and a more general job question.

Bu harika bir soru ve daha genel bir iş sorusu.

Ask it with me.

Benimle birlikte sor.

What field are you in?

Hangi alandasın?

I'm in software engineering.

Yazılım mühendisliğindeyim. Senden ne haber

What about you?

?

What's it like to work there?

Orada çalışmak nasıl bir şey?

I love it.

Bayıldım.

It's so challenging.

Çok zorlu.

Every day there's something new.

Her gün yeni bir şey var.

Can you ask this question with me?

Bu soruyu benimle birlikte sorabilir misin?

What's it like to work there?

Orada çalışmak nasıl bir şey?

I love it.

Bayıldım.

It's challenging and every day there's something new.

Zorlu ve her gün yeni bir şey var . Kelime

If you would like to grow your vocabulary and speak more confidently about your job,

dağarcığınızı geliştirmek ve işiniz hakkında daha özgüvenli konuşmak istiyorsanız,

don't miss this video, "How to Pronounce 100 jobs in English."

"İngilizcede 100 Job Nasıl Telaffuz Edilir?" başlıklı bu videoyu kaçırmayın .

Next, let's talk about some common questions in the office.

Şimdi, ofiste sık sorulan bazı sorulardan bahsedelim .

You got a minute?

Bir dakikan var mı?

Sure.

Elbette.

What's up?

Naber?

Great question for interrupting someone and asking them a question.

Birinin sözünü kesmek ve ona bir soru sormak için harika bir soru.

Ask it with me.

Benimle birlikte sor.

You got a minute?

Bir dakikan var mı?

Sure.

Elbette.

What's up?

Naber?

What have you got for me?

Benim için neyin var?

Here's the report you asked for.

İşte istediğin rapor.

Great.

Harika.

Say it with me.

Benimle söyle.

What have you got for me?

Benim için neyin var?

Here's the report you asked for.

İşte istediğin rapor.

When you have a sec, can I ask you something?

Bir saniyen olduğunda, sana bir şey sorabilir miyim?

Sure, I'll be free in just a minute.

Tabii, bir dakika içinde özgür olacağım.

This is great.

Bu harika.

You're interrupting someone politely.

Kibarca birinin sözünü kesiyorsun.

When you have a sec, can I ask you something?

Bir saniyen olduğunda, sana bir şey sorabilir miyim?

Sure, I'll be free in just a minute.

Tabii, bir dakika içinde özgür olacağım.

Are we on the same page?

Aynı sayfada mıyız?

I want to make sure that we understand each other correctly.

Birbirimizi doğru anladığımızdan emin olmak istiyorum .

This is great.

Bu harika.

Understanding on the same page.

Aynı sayfada anlamak.

Are we on the same page?

Aynı sayfada mıyız? Birbirimizi doğru

I want to make sure that we're understanding each other correctly.

anladığımızdan emin olmak istiyorum . Bir

The next one is a silly one.

sonraki aptalca.

Working hard or hardly working?

Çok Çalışmak mı Zor Çalışmak mı?

This question is unfortunately very common in the workplace usually between coworkers.

Bu soru ne yazık ki işyerinde genellikle iş arkadaşları arasında çok yaygındır.

Usually, a boss will not ask an employee this.

Genellikle bir patron bunu çalışanına sormaz.

The first one, working hard means you're diligent.

İlki, çok çalışmak çalışkan olduğunuz anlamına gelir.

You're doing a lot.

Çok şey yapıyorsun.

But what about the opposite?

Peki ya tersi?

Hardly working means that you're only doing a little bit of work.

Çok çalışmak, yalnızca biraz iş yaptığınız anlamına gelir .

Maybe if you look like you're relaxing at your desk, someone might say this, "Hey, working

Belki masanızda dinleniyormuş gibi görünürseniz , birisi "Hey,

hard or hardly working?"

çok mu çalışıyorsun yoksa çok mu az çalışıyorsun?" diyebilir.

Usually, you don't want to say the last one, hardly working, even if it's true.

Genellikle sonuncuyu söylemek istemezsin, doğru olsa bile pek işe yaramaz.

So usually, you should say the first one, "Working hard.

Bu yüzden genellikle ilkini "Çok çalışıyorum.

Yeah."

Evet" demelisiniz.

Next, let's talk about some common small talk questions that you can use all the time.

Şimdi, her zaman kullanabileceğiniz bazı genel sohbet soruları hakkında konuşalım .

Do you come here often?

Buraya sık gelir misin?

I do, it's the best.

Yaparım, en iyisi bu.

And you?

Ve sen?

Say it with me.

Benimle söyle.

Do you come here often?

Buraya sık gelir misin?

I do, it's the best.

Yaparım, en iyisi bu.

And you?

Ve sen?

Do you live in this area?

Bu bölgede mi yaşıyorsunuz?

No, I don't, I'm just visiting some friends.

Hayır, bilmiyorum, sadece birkaç arkadaşımı ziyaret ediyorum.

How about you?

Peki ya sen?

Do you live in this area?

Bu bölgede mi yaşıyorsunuz?

No, I don't, I'm just visiting some friends.

Hayır, bilmiyorum, sadece birkaç arkadaşımı ziyaret ediyorum.

How about you?

Peki ya sen?

How long have you been coming here?

Ne zamandır buraya geliyorsun?

It's my first time here.

Buraya ilk defa geliyorum. Senden ne haber

What about you?

?

Ask it with me.

Benimle birlikte sor.

How long have you been coming here?

Ne zamandır buraya geliyorsun?

It's my first time.

Bu benim ilk.

How about you?

Peki ya sen?

How do you know Dan?

Dan'i nereden biliyorsun?

We went to college together.

Üniversiteye birlikte gittik.

And you?

Ve sen? Başka biriyle

This is a great way if you have a mutual friend with someone else.

ortak bir arkadaşınız varsa bu harika bir yoldur . Diğer kişiyle

You can ask what is their connection to that other person.

bağlantılarının ne olduğunu sorabilirsiniz .

Let's practice that together.

Bunu birlikte uygulayalım.

How do you know Dan?

Dan'i nereden biliyorsun?

We went to college together.

Üniversiteye birlikte gittik.

How about you?

Peki ya sen?

Next, let's talk about some health questions.

Sonra, bazı sağlık sorularından bahsedelim.

You might ask these or hear these if you get hurt.

Canınız yandığında bunları sorabilir veya duyabilirsiniz .

Notice that we don't ask, "How about you?

"Ya sen?

What about you?" because it's not really a casual, chatty conversation.

Ya sen?" diye sormadığımıza dikkat edin. çünkü bu gerçekten sıradan, konuşkan bir sohbet değil.

You were just concerned only about one person, not about the other.

Sadece bir kişi için endişeleniyordun, diğeri için değil.

So you can ask, "You don't look so hot.

Böylece, "Pek seksi görünmüyorsun. Kendini

You feeling okay?"

iyi hissediyor musun?" diye sorabilirsin.

Yeah, I think I'll be all right.

Evet, sanırım iyi olacağım.

This is a great question.

Bu harika bir soru.

When you say hot, you don't mean their temperature, you don't mean their looks.

Sıcak derken, sıcaklıklarını kastetmiyorsun, görünüşlerini kastetmiyorsun.

You're just saying, "You don't look very healthy.

Sadece, "Pek sağlıklı görünmüyorsun.

Maybe you seem like you'll be sick.

Belki hasta olacak gibisin.

Maybe you seem like you didn't sleep well."

Belki de iyi uyumamış gibi görünüyorsun" diyorsun. Gelin

Let's ask this question together.

bu soruyu birlikte soralım.

You don't look so hot.

Çok ateşli görünmüyorsun.

You feeling okay?

İyi misin?

Yeah, I think I'll be all right.

Evet, sanırım iyi olacağım.

You going to be okay?

İyi olacak mısın?

Yeah, I think I just need to rest.

Evet, sanırım dinlenmeye ihtiyacım var.

Maybe if you trip or you fall down or you're coughing a lot or there's some kind of problems,

Belki tökezlersen ya da düşersen ya da çok öksürüyorsan ya da bazı problemler varsa,

someone might say, "You going to be okay?"

birisi "İyi misin?" diyebilir.

Yeah, I think so.

Evet bence de.

I just need to rest.

Sadece dinlenmeye ihtiyacım var.

When you go to the doctor or maybe a friend might even ask you, "Where does it hurt?"

Doktora gittiğinizde ya da belki bir arkadaşınız size "Nereniz acıyor?"

We might say, "It hurts between my neck and shoulders."

"Boynumla omuzum arasında ağrıyor " diyebiliriz.

Where does it hurt?

Neresi acıyor?

It hurts between my neck and shoulders.

Boynumla omuzum arası acıyor.

Next, let's talk about some common questions that you might ask in your home, especially

Şimdi, evinizde, özellikle

to other people who live there.

orada yaşayan diğer insanlara sorabileceğiniz bazı genel sorulardan bahsedelim.

Can you do the dishes?

Bulaşıkları yıkayabilir misin?

Sure, will you sweep the floor?

Tabii, yerleri süpürür müsün?

Say it with me.

Benimle söyle.

Can you do the dishes?

Bulaşıkları yıkayabilir misin?

Sure, will you sweep the floor?

Tabii, yerleri süpürür müsün?

Will you make the bed?

Yatağı yapacak mısın?

I will, after I have coffee.

Kahvemi içtikten sonra geleceğim.

Say it with me.

Benimle söyle.

Will you make the bed?

Yatağı yapacak mısın?

I will, but after I have coffee.

Yapacağım ama kahvemi içtikten sonra.

Can you get the door?

Kapıyı alabilir misin?

Yeah, one second.

Evet, bir saniye.

What is "get the door"?

"Kapıyı al" nedir?

This means someone is knocking on the door and you're asking someone else in the house

Bu, birisinin kapıyı çaldığı ve siz evdeki başka birinden

to open the door.

kapıyı açmasını istediğiniz anlamına gelir.

Can you get the door?

Kapıyı alabilir misin?

You might even say, "Did you hear the door?"

Hatta "Kapıyı duydun mu?" diyebilirsin.

The door is not talking, it just means someone is knocking possibly on your door.

Kapı konuşmuyor, sadece birinin muhtemelen kapınızı çaldığı anlamına geliyor.

Say it with me.

Benimle söyle.

Can you get the door?

Kapıyı alabilir misin?

Yeah, in just a second.

Evet, sadece bir saniye içinde.

What's for dinner?

Yemekte ne var?

No clue.

İpucu yok.

I thought you were cooking.

Yemek yaptığını sanıyordum.

Is this a common question in your house?

Bu, evinizde yaygın bir soru mu?

Say it with me.

Benimle söyle.

What's for dinner?

Yemekte ne var?

No clue.

İpucu yok.

I thought you were cooking.

Yemek yaptığını sanıyordum.

Can you give me a hand with the trash?

Çöp için bana yardım eder misin?

Yeah, no problem.

Evet sorun değil.

"Can you give me a hand with" is a great way to ask someone to help you.

"Bana yardım edebilir misin?", birinden sana yardım etmesini istemenin harika bir yoludur.

It's very polite and it's used in daily conversation.

Çok kibar ve günlük konuşmada kullanılır.

Say it with me.

Benimle söyle.

Can you give me a hand with the trash?

Çöp için bana yardım eder misin?

Yeah, no problem.

Evet sorun değil.

Will you ever clean up your stuff?

Hiç eşyalarını temizler misin?

Fine, I'll do it after this game.

Tamam, bu maçtan sonra yapacağım.

Do you get the tone here?

Buradaki tonu anladın mı?

Will you ever clean up your stuff?

Hiç eşyalarını temizler misin?

It's very angry and passive aggressive, so only say this if you're feeling very angry.

Çok kızgın ve pasif agresif, bu yüzden bunu sadece çok kızgın hissediyorsan söyle.

Will you ever clean up your stuff?

Hiç eşyalarını temizler misin?

And the other person is a little bit angry too and says, "Fine, I'll do it after this

Diğeri de biraz kızıyor ve "Tamam, bu maçtan sonra yapacağım

game."

" diyor.

Fine is not a positive thing to say.

Para cezası, söylenecek olumlu bir şey değil. Bunun

Instead, it's just, "I don't want to argue about this.

yerine, " Bunun hakkında tartışmak istemiyorum.

Fine."

Güzel."

Next, let's talk about some food related questions.

Ardından, yemekle ilgili bazı sorular hakkında konuşalım.

What are you in the mood for?

Ne yapma modundasın?

Does pizza sound okay with you?

Pizza kulağa hoş geliyor mu?

"Whatcha" is "what are you."

"Whatcha", "sen nesin" demektir.

You're asking, "What would you like to eat?"

"Ne yemek istersin?" diye soruyorsun.

What are you in the mood for?

Ne yapma modundasın?

Does pizza sound okay to you?

Pizza kulağa hoş geliyor mu?

What sounds good to you?

Sana ne iyi geliyor?

I feel like something light.

Hafif bir şey gibi hissediyorum.

What sounds good to you?

Sana ne iyi geliyor?

We're not talking about sound, we're talking about what do you want to eat.

Sesten bahsetmiyoruz, ne yemek istediğinizden bahsediyoruz.

It's another way to ask this question.

Bu soruyu sormanın başka bir yolu.

What do you want to eat?

Ne yemek istersin?

Do you want to eat something heavy and fried, or something light and not too heavy?

Ağır ve kızartılmış bir şey mi yoksa hafif ve çok ağır olmayan bir şey mi yemek istersiniz?

Say it with me.

Benimle söyle.

What sounds good to you?

Sana ne iyi geliyor?

I feel like something light.

Hafif bir şey gibi hissediyorum.

What sounds good to you?

Sana ne iyi geliyor?

Let's imagine that you're at a restaurant and you ordered something and then you realized

Diyelim ki bir restorandasınız ve bir şey sipariş ettiniz ve sonra

that you wanted to change your mind.

fikrinizi değiştirmek istediğinizi fark ettiniz.

You ordered a side of French fries, and then you realize, "No, I should get something healthier."

Yanında patates kızartması ısmarladınız ve sonra "Hayır, daha sağlıklı bir şeyler almalıyım" diye düşündünüz.

What can you say to change your order?

Siparişinizi değiştirmek için ne söyleyebilirsiniz?

You can ask this question, "Actually, can I get the salad instead?"

Bu soruyu "Aslında onun yerine salatayı alabilir miyim?" diye sorabilirsiniz.

Of course the waiter will say yes, but it's still polite to ask, "Can I?"

Tabii ki garson evet diyecek, ama yine de "Yapabilir miyim?" Onun

Can I get the salad instead?

yerine salata alabilir miyim?

And your waiter will probably say, "Sure.

Ve garsonunuz muhtemelen "Tabii.

Anything else I can get for you?"

Sizin için başka bir şey getirebilir miyim?"

Can you ask that with me?

Bunu benimle birlikte sorabilir misin?

Actually, can I get the salad instead?

Aslında onun yerine salata alabilir miyim?

Sure.

Elbette.

Anything else I can get for you?

Senin için alabileceğim başka bir şey var mı?

Next, let's talk about asking for directions.

Şimdi yol tarifi istemekten bahsedelim.

It's very important to ask the right questions to get to the right place and to answer them

Doğru yere ulaşmak için doğru soruları sormak ve bunları

accurately.

doğru bir şekilde cevaplamak çok önemlidir.

Where are you headed?

Nereye gidiyorsun?

I'm looking for the park.

Parkı arıyorum.

Is it around here?

Buralarda mı?

Where are you headed?

Nereye gidiyorsun?

This is asking, "Where are you going?"

Bu, "Nereye gidiyorsun?"

We often use the verb "to head" to mean, "This is where I'm going."

"Başa çıkmak" fiilini genellikle " Gideceğim yer burası" anlamında kullanırız.

I'm heading to the park.

Ben parka gidiyorum. Gelin

Let's ask this question together.

bu soruyu birlikte soralım.

Where are you headed?

Nereye gidiyorsun?

I'm looking for the park.

Parkı arıyorum.

Is it around here?

Buralarda mı?

Can you tell me where the bank is?

Bana bankanın nerede olduğunu söyleyebilir misiniz?

It's two streets over at the intersection.

Kavşakta iki sokak var.

You can't miss it.

Onu özleyemezsin.

When someone says, "You can't miss it," usually that means you'll probably miss it.

Birisi "Onu özleyemezsin" dediğinde, bu genellikle muhtemelen onu özleyeceğiniz anlamına gelir.

It's not so obvious.

Çok açık değil.

But let's ask this question together.

Ama bu soruyu birlikte soralım.

Can you tell me where the bank is?

Bana bankanın nerede olduğunu söyleyebilir misiniz?

Yes, it's two streets over at the intersection.

Evet, iki sokak ötede, kavşakta.

You can't miss it.

Onu özleyemezsin. En

How far is the nearest grocery store?

yakın bakkal ne kadar uzakta? Çok

Not far, it's right down the street, on the left.

uzak değil, caddenin aşağısında, solda.

Right down the street, on the left.

Sokağın aşağısında, solda.

Sometimes we use the word "right" to mean close.

Bazen "doğru" kelimesini yakın anlamında kullanırız .

So it's not very far, it's down the street.

Yani çok uzak değil, caddenin aşağısında.

But when we add the word "right," you get the feeling of it's close.

Ama "doğru" kelimesini eklediğimizde, yakın olduğu hissine kapılıyorsunuz.

It's not all the way down the street, it's just right on the street, but it's actually

Sokağın aşağısında değil, tam caddede ama aslında

on the left.

solda.

Very interesting.

Çok ilginç. Gelin

Let's ask this question together.

bu soruyu birlikte soralım. En

How far is the nearest grocery store?

yakın bakkal ne kadar uzakta? Çok

Not far, it's right down the street on the left.

uzak değil, caddenin aşağısında, solda.

Is there a gas station around here?

Buralarda benzin istasyonu var mı?

No, you have to drive 10 minutes to get to the nearest gas station.

Hayır, en yakın benzin istasyonuna gitmek için 10 dakika sürmeniz gerekiyor .

Ask it with me.

Benimle birlikte sor.

Is there a gas station around here?

Buralarda benzin istasyonu var mı?

No, you have to drive 10 minutes to get to the nearest gas station.

Hayır, en yakın benzin istasyonuna gitmek için 10 dakika sürmeniz gerekiyor .

For our final five common conversation questions, these are bonus expressions.

Son beş ortak konuşma sorumuz için bunlar bonus ifadelerdir.

I'd like to call them conversation nudges.

Onlara konuşma dürtmeleri demek istiyorum.

A nudge is like a push and it helps keep the conversation going.

Bir dürtme itme gibidir ve sohbetin devam etmesine yardımcı olur .

You're not exactly asking for specific information, you're just asking them to continue talking

Tam olarak belirli bir bilgi istemiyorsunuz, sadece

about what they were saying.

söyledikleri şey hakkında konuşmaya devam etmelerini istiyorsunuz.

These questions we sometimes use when there's some surprising information.

Bu soruları bazen bazı şaşırtıcı bilgiler olduğunda kullanırız.

Let me give you a little example.

Size küçük bir örnek vereyim. Tinder'da bulduğu

I have a friend who has been going on some dates that she found on Tinder.

bazı randevulara giden bir arkadaşım var .

Well, I've been married for 11 years, so I don't really know about dating on Tinder,

Şey, 11 yıldır evliyim, bu yüzden Tinder'da flört etmeyi,

dating online.

internette flört etmeyi gerçekten bilmiyorum.

I don't know anything about that.

Bunun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

So when she told me that, I can ask her this question, "What's that like?"

Yani bana bunu söylediğinde, ona şu soruyu sorabilirim, "Bu nasıl bir şey?"

I have no experience with it.

Bununla ilgili hiçbir deneyimim yok. Şahsen

Is it scary to talk to someone who you haven't met in person?

tanışmadığınız biriyle konuşmak korkutucu mu ?

Or is it exciting?

Yoksa heyecan verici mi?

Is it thrilling?

Heyecan verici mi?

What's that like?

Bu nasıl bir şey?

And you're getting them to give you some more information.

Ve size biraz daha bilgi vermelerini sağlıyorsunuz .

"It's fine," or, "Yeah, I really don't like it."

"Sorun değil" veya "Evet, gerçekten hoşuma gitmedi ." "Bu nasıl bir şey?" diye

You want to get some information by asking, "What's that like?" because I don't have experience

sorarak biraz bilgi almak istiyorsunuz. çünkü

with that, and I want to know about your experience.

bu konuda deneyimim yok ve sizin deneyiminizi öğrenmek istiyorum.

Let's imagine a similar situation.

Benzer bir durumu hayal edelim.

Let's say that the same friend who's going on some dates she met on Tinder tells you...

Diyelim ki Tinder'da tanıştığı bazı randevulara giden aynı arkadaşı sana şunu söyledi...

Well, actually, she told me.

Şey, aslında bana söyledi.

She went on a pretty nice date.

Çok güzel bir randevuya çıktı.

He was nice, they had a good time.

Yakışıklıydı, iyi vakit geçirdiler.

And at the end of the date, he says, "Hey, do you want to come back to my house?"

Randevunun sonunda "Hey, evime geri gelmek ister misin?" Evine

She wasn't very interested in going back to his house, at least not yet on the first date.

geri dönmekle pek ilgilenmiyordu , en azından henüz ilk randevuda.

But before she could say anything, he said, "Well, I need to call my wife and ask if that's

Ama o bir şey söyleyemeden, "Eh, karımı arayıp

okay with her."

onun için uygun olup olmadığını sormam gerekiyor" dedi.

What?

Ne?

I haven't been on a date in a very long time, but I feel like this is probably not common,

Çok uzun zamandır kimseyle çıkmıyorum ama bunun yaygın olmadığını düşünüyorum,

right?

değil mi?

I hope not.

Umarım değildir.

Not very normal.

Çok normal değil.

So what kind of question can you ask in this type of shocking situation?

Peki bu tür şok edici bir durumda nasıl bir soru sorabilirsiniz?

Let me give you a couple.

Sana bir çift vereyim.

How did you feel about that?

Bunun hakkında ne hissettin?

So we're not assuming that your friend is upset at that, but I'm kind of imagining that

Yani arkadaşının buna üzüldüğünü varsaymıyoruz ama ben öyle olduğunu hayal ediyorum

she is.

.

So you're asking, "What was your experience like?"

Yani "Deneyimin nasıldı?" diye soruyorsun.

How did you feel about that?

Bunun hakkında ne hissettin?

If you want to be even more shocked, you could ask, "What's up with that?

Daha fazla şok olmak istiyorsanız, "Bunun nesi var?

Why wasn't he honest with you at the beginning?

Neden başta sana karşı dürüst değildi?

What's up with that?"

Bunun nesi var?"

And you're asking a question that doesn't really need a reply, because you are just

Ve gerçekten bir cevaba ihtiyaç duymayan bir soru soruyorsun çünkü sadece

showing your feelings about this situation.

bu durumla ilgili duygularını gösteriyorsun.

Or you could say, "What's that all about?

Ya da "Bütün bunlar neyle ilgili?

Or, "What's the deal?

Veya "Anlaşma nedir?

Can't people just be honest at the beginning of a date and say, or even before you talk,

İnsanlar bir randevunun başında dürüst olup , hatta siz konuşmadan önce

'Hey, I'm married.

'Hey, ben evliyim' diyemezler mi?

Is it okay if we go on a date?

Randevuya gitsek sorun olur mu?

My wife's okay with this.

Karım buna razı.

We have an unusual relationship.'?"

Alışılmadık bir ilişkimiz var.

Just be honest and upfront about this, because it's not exactly common, I would imagine.

So if someone tells you something shocking, you can ask one of these questions.

What's up with that?

What's the deal?

anlaştınız mı?

These are great ways to show you are shocked.

Bunlar şok olduğunuzu göstermenin harika yolları.

All right, congratulations on practicing all of those 50 questions.

Pekala, bu 50 sorunun tümünü uyguladığınız için tebrikler.

How are you feeling?

Nasıl hissediyorsunuz?

You feeling okay?

İyi hissediyor musunuz?

Well, now I have a question for you.

Pekala, şimdi size bir sorum var.

Let me know in the comments, what do you do.

Yorumlarda bana bildirin. ne yapıyorsun.

Do you remember what this question means?

Bu sorunun ne anlama geldiğini hatırlıyor musun?

If not, you'll have to go back and watch all this whole lesson again.

Değilse, geri dönüp bütün bu dersi tekrar izlemen gerekecek.

What do you do?

Ne yapıyorsun?

And don't forget to download the free PDF worksheet for this lesson so that you can

Ve bu ders için ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirmeyi unutma. böylece

master all of these questions, answers, tips, and also answer my little challenge section

tüm bu sorularda, cevaplarda, ipuçlarında ustalaşabilirsin ve ayrıca öğrendiklerini pratik yapabilmek için PDF'in altındaki küçük meydan okumam bölümüne cevap verebilirsin

at the bottom of the PDF so that you can practice what you've learned.

. Benimle

Well, thank you so much for learning English with me, and I'll see you again next Friday

İngilizce öğrendiğin için çok teşekkür ederim . ve önümüzdeki Cuma

for a new lesson here on my YouTube channel.

YouTube kanalımda yeni bir ders için tekrar görüşürüz.

Bye.

Hoşçakalın.

The next step is to download the free PDF worksheet for this lesson.

Sonraki adım, bu ders için ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirmek.

With this free PDF, you will master today's lesson and never forget what you have learned.

Bu ücretsiz PDF ile bugünün dersinde ustalaşacak ve öğrendiklerinizi asla unutmayacaksınız. Kendine

You can be a confident English speaker.

güvenen bir İngilizce konuşmacısı olabilirsiniz.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel for a free English lesson every Friday.

Her Cuma ücretsiz İngilizce dersi için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın.

Bye.

Hoşçakal.