How to Pronounce THE: English Pronunciation Lesson

Vanessa: Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.

Vanessa: Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa.

Are you ready to correctly pronounce an important word?

Önemli bir kelimeyi doğru bir şekilde telaffuz etmeye hazır mısınız ?

Th-uh, th-ee, th-uh, how do I pronounce it?

Th-uh, th-ee, th-uh, onu nasıl telaffuz ederim?

Let's talk about it.

Bunun hakkında konuşalım.

Vanessa: I remember standing in front of a classroom of 25 Korean kids, about nine years

Vanessa: Yaklaşık dokuz yaşında 25 Koreli çocuğun bulunduğu bir sınıfın önünde durduğumu

old, and they were reading a story around the room.

ve sınıfta bir hikaye okuduklarını hatırlıyorum .

One of the kids was reading, and another kid shouted, "Hey, teacher, he said that wrong.

Çocuklardan biri okuyordu ve başka bir çocuk bağırdı, "Hey öğretmenim, yanlış söyledi.

It's th-ee elephant, not th-uh elephant."

Bu fil, fil değil."

So I said it out loud a couple times.

Bu yüzden birkaç kez yüksek sesle söyledim.

th-uh elephant, th-uh elephant, th-uh elephant, it sounded right to me.

bu-uh fil, bu-uh fil, bu-uh fil, bana doğru geldi.

It was my first year teaching, and I didn't know the rules for th-ee and th-uh, so the

Öğretmenliğimin ilk yılıydı ve t-ee ve t-uh kurallarını bilmiyordum, bu yüzden

student decided to correct me, and he said, "No, no, no teacher.

öğrenci beni düzeltmeye karar verdi ve " Hayır, hayır hocam yok.

When there's a vowel, you should say th-ee, th-ee elephant, and when there's a consonant,

Bir sesli harf olduğunda, sen sen, sen fil demelisin ve bir ünsüz olduğunda,

you should say th-uh, th-uh light."

uh, th-uh ışık demelisin."

So he knew the rule, but did he know how to naturally use it in daily conversation?

Yani kuralı biliyordu, ama onu günlük konuşmada doğal olarak nasıl kullanacağını biliyor muydu?

Well, kind of.

Şey, biraz.

Vanessa: Today, you're going to learn two tips about how to naturally pronounce T-H-E

Vanessa: Bugün, günlük konuşmada T-H-E'nin nasıl doğal bir şekilde telaffuz edileceğine dair iki ipucu öğreneceksiniz

in daily conversation, and at the end of the lesson, I want to give you an extra bonus

ve dersin sonunda , size bazen nasıl kullanıldığını açıklamak için ekstra bir bonus ipucu vermek istiyorum.

tip to explain how it's sometimes used in maybe a little bit more of a confusing way.

daha kafa karıştırıcı bir yol.

Vanessa: Th-uh first way to pronounce T-H-E is th-uh, th-uh.

Vanessa: T-H-E'yi telaffuz etmenin ilk yolu th-uh, th-uh.

Let's break down this word.

Bu kelimeyi parçalayalım.

When we say T-H, make sure that your tongue is between your teeth, th-uh, or it's at least

T-H dediğimizde, dilinizin dişlerinizin arasında olduğundan emin olun, ya da en azından

touching the back of your teeth.

dişlerinizin arkasına değiyor.

When we say it quickly, sometimes, your tongue just touches the back of your teeth, but it

Hızlıca söylediğimizde, bazen diliniz sadece dişlerinizin arkasına değiyor ama

needs to be up there anyway.

yine de orada olması gerekiyor.

So make sure you say th-, th-, and then there's a vowel sound after that.

Bu yüzden th-, th- dediğinizden emin olun ve ardından bir sesli harf gelir. Buna

It's called th-uh schwa sound.

th-uh schwa sesi denir. Kulağa

It kind of sounds like a short U, th-uh, th-uh, th-uh.

kısa bir U, th-uh, th-uh, th-uh gibi geliyor.

Vanessa: A common pronunciation mistake that I hear is students putting their tongue at

Vanessa: Duyduğum yaygın bir telaffuz hatası, öğrencilerin dillerini

the top of their mouth and saying, "Duh," like a D sound, dog.

ağızlarının üstüne koymaları ve bir D sesi gibi "Duh" demeleri, köpek.

Duh, but, instead, it should be th-uh.

Ah, ama bunun yerine, th-uh olmalı.

Make sure your tongue is at the front of your mouth, either between your teeth, th-uh, or

Dilinizin ağzınızın önünde olduğundan emin olun , ya dişlerinizin arasında, th-uh, ya da

directly behind your teeth, th-uh, th-uh.

doğrudan dişlerinizin arkasında, th-uh, th-uh.

Vanessa: Let's practice a few sample sentences.

Vanessa: Birkaç örnek cümle üzerinde çalışalım.

these sentences might seem a little bit strange, but you'll see why I chose them in just a

bu cümleler biraz tuhaf gelebilir ama neden onları seçtiğimi birazdan anlayacaksınız

second.

.

The menu is over there.

Menü orada.

I want the fried chicken, th-uh menu, th-, th-, th-, th-, th-uh menu.

Kızarmış tavuğu istiyorum, m-uh menü, th-, th-, th-, th-, th-uh menü.

There should be vibration happening here.

Burada titreşim olması gerekir.

I want the fried chicken.

Kızarmış tavuk istiyorum.

Do you hear that schwa sound?

Şu schwa sesini duyuyor musun?

Th-uh, uh, uh, th-uh.

B-uh, uh, uh, uh.

The company and the people pay.

Şirket ve insanlar ödüyor.

Th-uh company and th-uh people pay.

Şirket ve insanlar ödüyor.

It's the main thing.

Ana şey bu.

It's th-uh main thing.

Bu ana şey.

Vanessa: I'm going to quickly repeat those sentences, and I want you to say them with

Vanessa: O cümleleri hızlıca tekrar edeceğim ve senin de onları benimle birlikte söylemeni istiyorum

me.

. Kelimeden

Notice how the word after the begins with a consonant.

sonraki kelimenin bir ünsüzle nasıl başladığına dikkat edin .

That means it is not A, E, I, O, U.

Bu, A, E, I, O, U olmadığı anlamına gelir.

It is any other letter.

Başka herhangi bir harftir. Gelin

Let's say these sentences together.

bu cümleleri birlikte söyleyelim.

Th-uh menu is over there.

Menü orada.

I want th-uh fried chicken.

Kızarmış tavuk istiyorum.

Th-uh company and th-uh people pay.

Şirket ve insanlar ödüyor.

It's th-uh main thing.

Bu ana şey.

Vanessa: Are you curious why I chose those kind of weird sentences to talk about the?

Vanessa: Hakkında konuşmak için neden bu tür tuhaf cümleler seçtiğimi merak ediyor musun?

Well, if you've been following my YouTube channel for a while, you might recognize these

Eh, bir süredir YouTube kanalımı takip ediyorsanız , bu

clips.

klipleri tanıyabilirsiniz.

I chose four clips from previous YouTube videos so that you can hear the word the in a quick,

Önceki YouTube videolarından dört klip seçtim, böylece kelimeyi hızlı,

fast sentence, not just in a lesson format, but in a conversation.

hızlı bir cümlede, yalnızca ders biçiminde değil, bir konuşmada da duyabilirsiniz.

Vanessa: Let's listen to each one a few times.

Vanessa: Her birini birkaç kez dinleyelim.

Notice how sometimes when you're saying the, it is so fast that your tongue doesn't have

Bazen "" kelimesini o kadar hızlı söylediğinize dikkat edin, dilinizin

time to come between your teeth.

dişlerinizin arasına girecek zamanı olmuyor.

It just touches the back of your teeth.

Sadece dişlerinin arkasına dokunuyor.

The main thing, the main thing.

Ana şey, ana şey.

Let's watch these clips, and I hope that you'll be able to hear how it's used naturally.

Haydi bu klipleri izleyelim ve umarım doğal olarak nasıl kullanıldığını duyabilirsiniz.

Dan: Our special's are on the menu board over here.

Dan: Bizim spesiyallerimiz buradaki menü panosunda .

Our special's are on the menu board over here, on the menu board, on the menu board, on the

Spesiyallerimiz şuradaki menü panosunda, menü panosunda, menü panosunda,

menu board.

menü panosunda.

Vanessa: I think I'm going to go with the fried chicken special.

Vanessa: Sanırım kızarmış tavuk spesiyalitesi ile gideceğim.

I think I'm going to go with the fried chicken special, the fried chicken special, the fried

Sanırım kızarmış tavuk özel, kızarmış tavuk özel, kızarmış

chicken special, the fried chicken special.

tavuk özel, kızarmış tavuk özel ile gideceğim.

Gayle: A lot of times, the company would pay.

Gayle: Çoğu zaman şirket öderdi.

Sometimes, the people would pay.

Bazen insanlar öderdi.

A lot of times, the company would pay.

Çoğu zaman şirket öderdi.

Sometimes, the people would pay, the company would pay, the company would pay, the company

Bazen insanlar öderdi, şirket öderdi, şirket öderdi, şirket

would pay.

öderdi.

Dan: That's probably the main thing.

Dan: Muhtemelen asıl mesele bu.

That's probably the main thing, the main thing, the main thing, the main thing.

Muhtemelen asıl mesele bu, asıl mesele, asıl mesele, asıl mesele.

Vanessa: How did you do?

Vanessa: Nasıl yaptın?

Did you hear th-uh, th-uh, th-uh really fast?

Gerçekten hızlı mı duydun?

I hope so.

Umarım.

Let's go on to the second way that you can pronounce T-H-E.

T-H-E'yi telaffuz edebileceğiniz ikinci yola geçelim.

It is th-ee.

Bu senin.

He is th-ee opposite of modest.

O mütevazının tam tersidir.

He is th-ee opposite.

O tam tersi.

Do you notice the word that comes after th-ee?

Th-ee'den sonra gelen kelimeye dikkat ettiniz mi?

It's the word opposite.

Karşıdaki kelimedir.

This word starts with a vowel.

Bu kelime sesli harfle başlar.

A vowel is A, E, I, O, or U.

Bir sesli harf A, E, I, O veya U'dur.

So when we have the plus a vowel, we need to say th-ee opposite usually.

Bu nedenle, artı bir sesli harfe sahip olduğumuzda, genellikle tersini söylememiz gerekir.

There are some exceptions.

Bazı istisnalar vardır.

We'll talk about those in just a moment.

Birazdan bunlardan bahsedeceğiz.

Vanessa: Let's take a look at a couple sentences.

Vanessa: Birkaç cümleye bir göz atalım.

Are you ready to practice with me?

Benimle pratik yapmaya hazır mısın?

Here are some of th-ee ingredients.

İşte bileşenlerden bazıları.

Here are some of th-ee ingredients.

İşte bileşenlerden bazıları.

We're still saying T-H in that same way with your tongue coming out, th-ee, th-ee, but,

Hala aynı şekilde T-H diyoruz ve diliniz dışarı çıkıyor, t-ee, t-ee, ama bunun

instead, the vowel afterwards is not uh, th-uh.

yerine sonraki sesli harf uh, t-uh değil.

Instead, you're making a long E sound.

Bunun yerine, uzun bir E sesi çıkarıyorsunuz.

Th-ee ingredients, th-ee ocean is in trouble.

Malzemeler, okyanusun başı belada.

Th-ee ocean is in trouble.

Okyanusun başı belada.

It's better on th-ee inside, th-ee inside.

İçeride daha iyi, içeride.

Vanessa: Did you notice with each of these sentences, we're adding a little sound between

Vanessa: Bu cümlelerin her birinde

T-H-E and the next word?

T-H-E ile bir sonraki kelime arasına küçük bir ses eklediğimizi fark ettiniz mi?

Listen to the sentence.

Cümleyi dinle.

It's better on th-ee inside.

İçeride daha iyi.

there's a little Y sound there.

orada biraz Y sesi var.

th-ee inside.

içeride.

Is the word yinside correct?

Yinside kelimesi doğru mu?

No, it should be inside, but, instead, when we have th-ee, we're going to add a little

Hayır, içeride olmalı, ama bunun yerine, elimizde t-ee olduğu zaman, küçük bir

Y sound.

Y sesi ekleyeceğiz.

Th-ee yocean, th-ee ocean is in trouble.

Yocean, okyanusun başı belada.

We're adding a Y.

Bir Y ekliyoruz.

Here are some of th-ee ingredients, yingredients.

İşte bileşenlerden bazıları, y-içerikler.

Vanessa: Before we take a look at a couple clips from my YouTube channel, I want you

Vanessa: YouTube kanalımdan birkaç klibe bakmadan önce,

to practice saying these sentences with me.

bu cümleleri benimle pratik yapmanı istiyorum.

He's th-ee opposite of modest.

O mütevazının tam tersi.

Here are some of th-ee ingredients.

İşte bileşenlerden bazıları.

Th-ee ocean is in trouble.

Okyanusun başı belada.

It's better on th-ee inside.

İçeride daha iyi.

How did you do?

Nasıl yaptın?

Your pronunciation muscles feel like they've been working hard?

Telaffuz kaslarınız çok çalışıyormuş gibi mi hissediyorsunuz? O

Is your tongue coming out of your mouth for each of those T-H sounds?

T-H seslerinin her biri için dilin ağzından mı çıkıyor?

I hope so.

Umarım.

Vanessa: Let's watch these clips from my previous YouTube videos so that you can see how they're

Vanessa: Önceki YouTube videolarımdan bu klipleri izleyelim, böylece

used quickly in natural conversation.

doğal konuşmada nasıl hızlı bir şekilde kullanıldıklarını görebilsin.

Th-ee, you're going to hear th-ee a lot.

T-ee, t-ee'yi çok duyacaksınız.

Dan: We actually knew a guy who was the opposite of modest.

Dan: Aslında mütevazının tam tersi olan bir adam tanıyorduk .

We actually knew a guy who was th-ee opposite of modest, th-ee opposite of modest, th-ee

Aslında mütevazının tam tersi, mütevazının tam tersi,

opposite of modest, th-ee opposite of modest.

mütevazının tam tersi olan bir adam tanıyorduk.

Vanessa: Let's talk about some of the ingredients that I'm going to use.

Vanessa: Kullanacağım bazı malzemelerden bahsedelim . Kullanacağım

Let's talk about some of th-ee ingredients that I'm going to use, th-ee ingredients that

bazı malzemeler hakkında konuşalım,

I'm going to use, th-ee ingredients that I'm going to use, th-ee ingredients that I'm going

kullanacağım malzemeler, kullanacağım malzemeler , kullanacağım malzemeler

to use.

kullanmak.

Dan: I'm changing my answer because- Vanessa: Theo, what about you?

Dan: Cevabımı değiştiriyorum çünkü- Vanessa: Theo, peki ya sen?

Dan: Th-ee ocean can be in trouble.

Dan: Okyanusun başı belada olabilir.

I'm changing my answer because- Vanessa: Theo, what about you?

Cevabımı değiştiriyorum çünkü- Vanessa: Theo, peki ya sen?

Dan: Th-ee ocean can be in trouble.

Dan: Okyanusun başı belada olabilir.

Th-ee ocean can be in trouble.

Okyanusun başı belada olabilir.

Th-ee ocean can be in trouble.

Okyanusun başı belada olabilir.

Th-ee ocean can be in trouble.

Okyanusun başı belada olabilir.

Dan: On the inside, everything is better.

Dan: İçeride her şey daha iyi.

On th-ee inside, everything is better.

İçeride, her şey daha iyi.

On th-ee inside, on th-ee inside, on th-ee inside.

İçeride, içeride, içeride.

Vanessa: Did you hear th-ee opposite, th-ee ingredients, th-ee ocean?

Vanessa: Tersini, malzemeleri, okyanusu duydun mu?

I hope so.

Umarım.

Vanessa: All right.

Vanessa: Pekala.

Let's talk about some exceptions.

Bazı istisnalardan bahsedelim.

It wouldn't be a rule if there weren't some exceptions.

Bazı istisnalar olmasaydı bu bir kural olmazdı .

Let's talk about it.

Bunun hakkında konuşalım.

Vanessa: Exception number one, sometimes, when we're speaking really fast, we use th-uh

Vanessa: Bir numaralı istisna, bazen çok hızlı konuşurken sesli harflerle th-uh kullanırız

with vowels.

.

Remember we talked about you should use th-ee with vowels?

T-ee'yi sesli harflerle kullanmanız gerektiğinden bahsettiğimizi hatırlıyor musunuz ?

Well, this is a little bit of an exception when you're speaking quickly.

Pekala, hızlı konuşurken bu biraz istisna .

If you remember, I was talking about my Korean students trying to correct me when I said

Hatırlarsanız, fil doğru, fil değil dediğimde Koreli öğrencilerimin beni düzeltmeye çalışmasından bahsediyordum

th-uh elephant is correct, not th-ee elephant.

.

Well, this is an exception because if you're speaking quickly, sometimes we just add T-H,

Bu bir istisna, çünkü hızlı konuşuyorsanız, bazen sadece T-H

plus th-uh word.

artı th-uh kelimesini ekliyoruz.

Th’internet is slow today.

İnternet bugün yavaş.

Th’internet is slow today.

İnternet bugün yavaş.

I didn't say, "Th-uh Internet."

"T-uh İnternet" demedim.

I just said, "T-H, th’internet is slow today."

"T-H, internet bugün yavaş" dedim.

I saw her th’other day.

Onu geçen gün gördüm.

I saw her th’other day, th’other.

Onu geçen gün gördüm. Kelimenin

We pretty much cut out that E at the end of the word, th-uh or th-ee, and we just say,

sonundaki E'yi hemen hemen keseriz , th-uh veya th-ee ve sadece

"Th’other, th’other day."

"Th'other, th'other day" deriz.

I saw her th’other day.

Onu geçen gün gördüm.

I saw her th’other day.

Onu geçen gün gördüm. Onu

I saw her th’other day really fast.

geçen gün çok hızlı gördüm.

Th’essay's due tomorrow.

Yazı yarın teslim edilecek.

Th’essay's due tomorrow.

Yazı yarın teslim edilecek.

Th’essay, th’essay's due tomorrow.

Bu deneme, bu makale yarın teslim edilecek.

Vanessa: Of course, you can say, "Th-ee essay, th-ee essay is due tomorrow."

Vanessa: Elbette, "Bu makale, bu makale yarın teslim edilecek" diyebilirsiniz.

No problem to use that full, correct form, th-ee essay, but you're definitely going to

Bu tam, doğru formu, bu denemeyi kullanmak sorun değil , ancak

hear native speakers say this in conversations, movies, TV shows.

bunu anadili İngilizce olan kişilerin konuşmalarda, filmlerde, TV şovlarında söylediğini kesinlikle duyacaksınız.

When we're speaking really quickly, sometimes we just use th-, th- in front of a vowel word.

Çok hızlı konuşurken bazen sesli harflerin önünde sadece th-, th- kullanırız.

Th’essay's due tomorrow.

Yazı yarın teslim edilecek.

Vanessa: Exception number two, remember how we talked about you should say th-ee with

Vanessa: İki numaralı istisna, sesli harfle başlayan kelimelerle h-ee demeniz gerektiği hakkında konuştuğumuzu hatırlıyor musunuz

words that start with a vowel?

?

Th-ee ocean, th-ee ingredients.

Bu okyanus, bu malzemeler.

What about this sentence?

Peki ya bu cümle?

The European vacation was great.

Avrupa tatili harikaydı.

That word European looks like it starts with a vowel because it has an E and E is a vowel,

Bu Avrupalı ​​kelimesi sesli harfle başlıyor gibi görünüyor çünkü E harfi var ve E sesli harf,

but listen to how it's pronounced.

ama nasıl telaffuz edildiğine bir bakın. E harfini

Don't let your eyes deceive you when you see the E. Listen to the pronunciation.

gördüğünüzde gözleriniz sizi aldatmasın. Telaffuzu dinleyin.

European.

Avrupalı.

Eu-European.

AB-Avrupa.

It actually starts with a Y sound.

Aslında Y sesiyle başlar.

So even though it's an E, that E-U combination is yuh, yuh, so it's like a consonant.

Yani bir E olmasına rağmen, bu E-U kombinasyonu yuh, yuh, yani bir ünsüz gibi.

We need to say, "Th-uh European vacation was great."

"B-uh Avrupa tatili harikaydı" dememiz gerekiyor .

Vanessa: What about this sentence?

Vanessa: Peki ya bu cümle?

They cut th-uh one tree in their yard.

Bahçelerindeki bir ağacı kestiler.

Look at our words here.

Buradaki sözlerimize bakın.

Th-uh one.

Bir.

Th-uh word one starts with an O. That's a vowel.

Birinci kelime O ile başlıyor. Bu bir sesli harf.

So you should say th-ee one.

Yani bir tane demelisin.

Nope.

Hayır.

Listen to th-uh sound that th-uh word one starts with.

Sözcüğün başladığı th-uh sesini dinleyin .

One, (w)one.

Bir, (k)bir.

It starts with a W sound.

W sesiyle başlar.

So here we're going to treat it as if it were a consonant.

Yani burada onu sanki bir ünsüzmüş gibi ele alacağız .

Th-uh one tree.

Bir ağaç.

They cut th-uh one tree in their yard.

Bahçelerindeki bir ağacı kestiler.

Vanessa: Let's practice those two sentences together.

Vanessa: Hadi bu iki cümleyi birlikte çalışalım.

I want you to try to say them with me.

Onları benimle birlikte söylemeye çalışmanı istiyorum.

Are you ready?

Hazır mısın?

Th-uh European vacation was great.

T-uh Avrupa tatili harikaydı.

Th-uh European vacation was great.

T-uh Avrupa tatili harikaydı.

They cut th-uh one tree in their yard.

Bahçelerindeki bir ağacı kestiler.

They cut th-uh one tree in their yard.

Bahçelerindeki bir ağacı kestiler.

Vanessa: Exception number three.

Vanessa: Üç numaralı istisna.

Sorry.

Üzgünüm.

There's three exceptions.

Üç istisna var.

What do you think about this sentence?

Bu cümle hakkında ne düşünüyorsun?

Rick is th-ee gardener on our street.

Rick bizim sokağımızdaki bahçıvan.

Rick is th-ee gardener on our street.

Rick bizim sokağımızdaki bahçıvan.

The word gardener starts with a consonant, G, so why in the world did I say th-ee gardener?

Bahçıvan kelimesi ünsüz G ile başlar , öyleyse neden dünyada bahçıvan dedim?

We're supposed to use th-ee for vowels.

Ünlüler için th-ee kullanmamız gerekiyor.

Well, here, I want to emphasize that Rick is th-ee gardener.

Pekala, burada, Rick'in senin bahçıvan olduğunu vurgulamak istiyorum.

He is th-ee best gardener.

O en iyi bahçıvan. Budama, yabani otları temizleme, dikim ve sulama için

He spends so much time pruning and weeding and planting and watering.

çok fazla zaman harcıyor .

He spends so much time on his garden that really he is th-ee best gardener on our street.

Bahçesinde o kadar çok zaman harcıyor ki, gerçekten de sokağımızdaki en iyi bahçıvan o.

Vanessa: All right.

Vanessa: Pekala.

Let's take a look at a couple other sample sentences that use this emphasis concept.

Bu vurgu kavramını kullanan diğer birkaç örnek cümleye bir göz atalım.

I'm going to say them one time myself, and then the second time, I want you to repeat

Onları bir kez kendim söyleyeceğim ve sonra ikinci kez, senin de benimle tekrar etmeni istiyorum

it with me.

.

That was th-ee best movie I've ever seen.

Bu şimdiye kadar izlediğim en iyi filmdi.

Say it with me.

Benimle söyle.

That was th-ee best movie I've ever seen.

Bu şimdiye kadar izlediğim en iyi filmdi.

That was th-ee movie of the year.

Bu yılın filmiydi.

That was th-ee movie of the year.

Bu yılın filmiydi.

This is th-ee best lesson on the word the.

Bu, the kelimesiyle ilgili en iyi derstir.

This is th-ee best lesson on the word the.

Bu, the kelimesiyle ilgili en iyi derstir.

This is th-ee lesson on the word the.

Bu, the kelimesiyle ilgili ders.

This is th-ee lesson on the word the.

Bu, the kelimesiyle ilgili ders.

Vanessa: Did you notice that sometimes I use th-ee plus best?

Vanessa: Bazen th-ee plus'ı en iyi kullandığımı fark ettin mi?

Well, we don't often need to add best.

Pekala, genellikle en iyisini eklememiz gerekmez.

This is th-ee best movie I've ever seen because the word th-ee, when you emphasize it like

Bu, şimdiye kadar gördüğüm en iyi film çünkü onu bu şekilde vurguladığınızda,

that, already shows us that you love it a lot, but when you add the word best, it's

onu çok sevdiğinizi zaten bize gösteriyor, ancak en iyi kelimesini eklediğinizde, bu

just adding extra emphasis.

sadece ekstra vurgu yapıyor.

So you could say, "This is th-ee best lesson," or you could say, "This is th-ee lesson."

Yani "Bu en iyi ders" diyebilir ya da "Bu senin ders" diyebilirsin.

It means the same thing.

Aynı anlama geliyor.

Vanessa: Are you ready to do a review?

Vanessa: Bir inceleme yapmaya hazır mısın? Size

I want to show you a couple sentences that we talked about, and I want you to say them

konuştuğumuz birkaç cümleyi göstermek istiyorum ve bunları

out loud.

yüksek sesle söylemenizi istiyorum.

Practice your pronunciation.

Telaffuzuna çalış.

Try to say them as naturally as possible.

Bunları olabildiğince doğal bir şekilde söylemeye çalışın.

Th-uh menu is over here.

Menü burada.

Th-uh company and th-uh people pay.

Şirket ve insanlar ödüyor.

Th-ee ocean is in trouble.

Okyanusun başı belada.

He's th-ee opposite of modest.

O mütevazının tam tersi.

Th’internet is slow today.

İnternet bugün yavaş.

I saw her th’other day.

Onu geçen gün gördüm.

Th-uh European vacation was great.

T-uh Avrupa tatili harikaydı.

Rick is th-ee gardener on our street.

Rick bizim sokağımızdaki bahçıvan.

Vanessa: Now, I have a question for you.

Vanessa: Şimdi sana bir sorum var.

In the comments, can you write a sentence that uses both versions of the, th-uh, and

Yorumlarda, th-uh ve th-ee'nin her iki versiyonunun da kullanıldığı bir cümle yazar mısınız

th-ee?

?

Th-uh test was hard, but th-ee essay was easy.

Test zordu ama kompozisyon kolaydı.

As a little bonus challenge, can you tell me which four previous YouTube videos those

Küçük bir bonus meydan okuma olarak, bu kliplerin önceki hangi dört YouTube videosundan

clips came from?

geldiğini söyleyebilir misiniz?

If you haven't seen them, check out the description.

Onları görmediyseniz, açıklamaya bakın. Benimle İngilizce öğrenmeye devam edebilmen için

I'll put links for all of those videos in the description so that you can continue learning

açıklamaya tüm bu videoların bağlantılarını koyacağım

English with me.

.

Thanks so much for joining me today.

Bugün bana katıldığınız için çok teşekkürler.

I'll see you again next Friday for a new lesson here on my YouTube channel.

Gelecek Cuma YouTube kanalımda yeni bir ders için tekrar görüşmek üzere .

Bye.

Hoşçakal.

Vanessa: Th-uh next step is to download my free ebook, Five Steps to Becoming a Confident

Vanessa: Bir sonraki adım, ücretsiz e-kitabımı, Kendine Güvenen Bir İngilizce Konuşmacısı Olmak İçin Beş Adım'ı indirmek

English Speaker.

.

You'll learn what you need to do to speak confidently and fluently.

Kendinden emin ve akıcı bir şekilde konuşmak için ne yapman gerektiğini öğreneceksin.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel for more free lessons.

Daha fazla ücretsiz ders için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın.

Thanks so much.

Çok teşekkürler.

Bye.

Hoşçakal.