80 Common English Contractions For Your Spoken English | PRACTICE PRACTICE PRACTICE

I will say each example two times. The first time, I will say it slowly. 

Her örneği iki kez söyleyeceğim. İlk defa yavaş yavaş söyleyeceğim.

The second time, I will say it at a  normal speed like a native speaker. 

İkinci seferde, ana dili İngilizce olan biri gibi normal bir hızda söyleyeceğim.

It's really important that  you repeat along after me, 

Benden sonra tekrar etmen gerçekten önemli,

so don't be shy. And repeat after each example.

bu yüzden utangaç olma. Ve her örnekten sonra tekrarlayın.

Okay First example, ‘I am’  

Tamam İlk örnek, "Ben"

goes to ‘I’m’. ‘I’m waiting for my friend.’ 

"Ben"e gider. "Arkadaşımı bekliyorum."

Okay, one more time. I’m waiting for my friend. 

Tamam, bir kez daha. arkadaşımı bekliyorum

Next, ‘he is’ - ‘he's’ ‘He's walking home.’ 

Sonra, "o" - "o" " Eve yürüyor."

Again, ‘he's walking home’. 

Yine, "eve yürüyor".

‘she is’ – ‘she's’. ‘She's reading a book.’ 

'o' - 'o'. "Kitap okuyor."

And again. ‘She's reading a book’. The next one, ‘It is’ = ‘it's’. 

Ve tekrar. 'O bir kitap okuyor'. Bir sonraki, 'O' = 'o'.

‘It's a nice day.’ And again, ‘It's a nice day’. 

"Güzel bir gün." Ve yine, "Güzel bir gün".

Next one, ‘You are’ = ‘you're’. 

Sıradaki, 'Sen' = 'sen'.

‘You're a nice person.’ And again, ‘You're a nice person’. 

'Sen iyi bir insansın.' Ve yine, 'Sen iyi bir insansın'.

‘we are’ = ‘we're’. ‘We're ready for the test.’ 

'biz' = 'biz'. "Test için hazırız."  "

‘We're ready for the test.’ 

Test için hazırız."

Next one, ‘they are’ = ‘they’re’. ‘They're very happy.’ 

Sıradaki, "onlar" = "onlar". "Çok mutlular."  "

‘They're very happy.’ 

Çok mutlular."

The last one, ‘Lynn is’ = ‘Lynn’s’. ‘Lynn's teaching English.’ 

Sonuncusu, "Lynn is" = "Lynn's". "Lynn İngilizce öğretiyor." "

‘Lynn's teaching English.’ 

Lynn İngilizce öğretiyor."

Good job, everyone. Let's move on. 

Herkese iyi iş çıkardınız. Hadi devam edelim.

First one, ‘what is’ = ‘what's’. ‘What's my name?’ 

Birincisi, 'nedir' = 'nedir'. "Benim adım ne?"  "Benim

‘What's my name?’ 

adım ne?"  "

‘where is’ = ‘where's’ ‘Where's the bus stop.’ 

nerede" = "nerede" " Otobüs durağı nerede."

‘Where's the bus stop.’ Next one. 

"Otobüs durağı nerede." Sıradaki.

‘why is’ = ‘why’s’. ‘Why’s she late?’ 

'neden' = 'neden'. "Neden geç kaldı?" "

‘Why’s she late?’ Next. 

Neden geç kaldı?" Sırada.

‘who is’ = ‘who’s’. ‘Who's your favorite singer?’ 

'kim' = 'kim'. "En sevdiğiniz şarkıcı kim?"  "En

‘Who's your favorite singer?’ 

sevdiğiniz şarkıcı kim?"  "

‘when is’ = ‘when's’. ‘When's your birthday?’ 

ne zaman" = "ne zaman". "Doğum günün ne zaman?" "

‘When's your birthday?’ Last one. 

Doğum günün ne zaman?" Sonuncusu.

‘how is’ = ‘how’s’. ‘How's the weather?’ 

'nasıl' = 'nasıl'. "Hava nasıl?"

‘How's the weather?’ Great. 

"Hava nasıl?" Harika.

Good job, everyone. Let's move on.

İyi işti millet. Hadi devam edelim.

Okay. The first one, ‘is not’ = ‘isn't’. ‘He isn't home.’ 

Tamam aşkım. İlki, 'değil' = 'değil'. "Evde değil." "

‘He isn't home.’ Next. 

Evde değil." Sonra.

‘are not’ = ‘aren't’. ‘They aren't coming to dinner.’ 

'değil' = 'değil'. "Akşam yemeğine gelmiyorlar." "

‘They aren't coming to dinner.’ ‘do not’ = ‘don't’. 

Akşam yemeğine gelmiyorlar." " Yapma" = "Yapma".

‘I don't like doing homework.’ ‘I don't like doing homework.’ 

"Ev ödevi yapmaktan hoşlanmıyorum." " Ev ödevi yapmaktan hoşlanmıyorum."  "

‘does not’ = ‘doesn't’. ‘She doesn't study very well.’ 

değil" = "hayır". "Pek iyi çalışmıyor."  "Pek

‘She doesn't study very well.’ 

iyi çalışmıyor."

Great job, everybody. Let's move on.

Aferin millet. Hadi devam edelim.

First one, ‘I will’ = ‘I’ll’. ‘I’ll make lunch soon.’ 

Birincisi, 'yapacağım' = 'yapacağım'. "Yakında öğle yemeği hazırlayacağım." "

‘I’ll make lunch soon.’ 

Yakında öğle yemeği hazırlayacağım."

Next, ‘he will’ = ‘he’ll’. ‘He'll be late for dinner tonight.’ 

Sonra, "o yapacak" = "o yapacak". "Bu akşam yemeğe geç kalacak." "Bu

‘He'll be late for dinner tonight.’ 

akşam yemeğe geç kalacak."

Then, ‘she will’ = ‘she'll’. ‘She'll wash the dishes after dinner.’ 

Sonra, "o" = "o". "Akşam yemeğinden sonra bulaşıkları yıkayacak." "

‘She'll wash the dishes after dinner.’ 

Akşam yemeğinden sonra bulaşıkları yıkayacak." "

‘It will’ = ‘it'll’. ‘It'll be a great evening.’ 

Yapacak" = "it'll". "Harika bir akşam olacak." "

‘It'll be a great evening.’ 

Harika bir akşam olacak."  "

‘you will’ = ‘you'll’. ‘You'll have a great time at my wedding.’ 

yapacaksın" = "yapacaksın". " Düğünümde harika zaman geçireceksin."  "

‘You'll have a great time at my wedding.’ ‘we will’ = ‘we'll’ 

Düğünümde harika zaman geçireceksin." " we will" = "we'll"  "

‘We'll go on vacation in May.’ ‘We'll go on vacation in May.’ 

Mayıs ayında tatile gideceğiz." " Biz" Mayıs ayında tatile gidecekler.'  '

‘they will’ = ‘they'll’ ‘They'll visit their mom in the summer.’ 

onlar' = 'onlar' ' Yazın annelerini ziyaret edecekler'  '

‘They'll visit their mom in the summer.’ 

Yazın annelerini ziyaret edecekler.'

The last one is a negative form. ‘will not’ becomes ‘won't’. 

Sonuncusu olumsuz bir biçimdir. 'olmayacak', 'olmayacak' olur.

‘I won't go to work tomorrow’ ‘I won't go to work tomorrow’ 

"Yarın işe gitmeyeceğim" " Yarın işe gitmeyeceğim"

Great job, guys. Let's move on.

Aferin çocuklar. Hadi devam edelim.

First one, ‘I would’ = I’d. ‘I’d  

İlki, 'yapardım' = yapardım. "

like to help you make dinner.’ ‘I’d like to  

Akşam yemeğini hazırlamana yardım etmek isterim." "Akşam

help you make dinner.’ ‘he would’ = ‘he’d’ 

yemeğini hazırlamana yardım etmek isterim." " o yapardı" = "o"  "

‘He'd be a good choice for president.’ 

Başkan için iyi bir seçim olur." "

‘He'd be a good choice for president.’ 

O yapardı" başkan için iyi bir seçim olur.'  '

‘she would’ = ‘she'd’ ‘She'd be very happy if you helped her.’ 

o' = 'o' ' Ona yardım edersen çok mutlu olur.'  'Ona

‘She'd be very happy if you helped her.’ 

yardım edersen çok mutlu olur.'  '

‘it would’ = ‘it'd’ ‘It’d be nice if you visited us.’ 

olur' = ' it'' ' Bizi ziyaret etseydin iyi olurdu' 'Bizi

‘It’d be nice if you visited us.’ ‘you would’ = ‘you'd’ 

ziyaret etsen iyi olurdu.' ' you' = 'you'd'  '

‘You'd love being on vacation in Hawaii.’ ‘You'd love being on vacation in Hawaii.’ 

Hawaii'de tatilde olmayı çok isterdin.' " Hawaii'de tatilde olmak hoşunuza giderdi."  "

‘we would’ = ‘we’d’ ‘We'd have to check the price first.’ 

biz yapardık" = "biz yapardık" " Önce fiyatı kontrol etmemiz gerekir."  "

‘We'd have to check the price first.’ Okay, last one for ‘would’. 

Önce fiyatı kontrol etmemiz gerekir." Tamam, sonuncusu 'olur' için.

‘they would’ = ‘they’d’ ‘They'd never hurt you.’ 

"onlar" = "onlar" " Seni asla incitmezler." "

‘They'd never hurt you.’ 

Seni asla incitmezler."

Okay let's move on to ‘had’. First one, ‘I had’ = ‘I’d’. 

Tamam hadi "had"e geçelim. İlki, 'Sahiptim' = 'Yapardım'. "

‘I’d better make breakfast soon.’ ‘I’d better make breakfast soon.’ 

Kahvaltıyı bir an önce hazırlasam iyi olur." " Kahvaltıyı bir an önce hazırlasam iyi olur."  "

‘he had’ = ‘he’d’ ‘He'd studied a lot before his test.’ 

Yapmıştı" = "yapacaktı" " Sınavından önce çok çalışmıştı."  "Daha

‘He'd studied a lot before his test.’ 

önce çok çalışmıştı onun testi.'  '

‘she had’ = ‘she'd’ ‘She'd never been to a concert before last night.’ 

o vardı' = 'o' ' Dün geceden önce hiç konsere gitmemişti.'  '

‘She'd never been to a concert before last night.’ 

Dün geceden önce hiç konsere gitmemişti.'  '

‘it had’ = ‘it’d’ ‘It’d better be on sale.’ 

vardı' = 'o' d' ' Satışta olsa iyi olur'  '

‘It’d better be on sale.’ 

Satışta olsa iyi olur'  'sahip

‘you had’ = ‘you'd’ ‘You'd better fasten your seat belt.’ 

oldun' = 'sen' ' Emniyet kemerini bağlasan

‘You'd better fasten your seat belt.’ 

iyi olur.' emniyet kemeri.'  '

‘we had’ = ‘we’d’ ‘We'd not eaten  

vardı' = 'yapacaktık' '

since breakfast.’ ‘We'd not eaten since breakfast.’ 

Kahvaltıdan beri   bir şey yememiştik.' ' Kahvaltıdan beri bir şey yememiştik.'  '

‘they had’ = ‘they’d’ ‘They'd gone home before the party finished.’ 

vardı' = 'onlar' ' Eve gitmişlerdi. parti bitmeden.'  '

‘They'd gone home before the party finished.’ 

Parti bitmeden eve gittiler.'

Good job, everyone. Let's move on.

Herkese iyi iş çıkardınız. Hadi devam edelim.

First one. ‘I have’ = ‘I’ve’ 

İlki. "Ben var" = "Ben"

‘I’ve never seen a ghost.’ ‘I’ve never seen a ghost.’ 

"Hiç hayalet görmedim." " Hiç hayalet görmedim."

Next you have, ‘you've’. ‘You've been a great help to me.’ 

Sonra, "sen". " Bana çok yardımcı oldun."  "Bana

‘You've been a great help to me.’ ‘we have’ = ‘we've’ 

çok yardımcı oldun." " we have" = "weve"  "

‘We've got a problem.’ ‘We've got a problem.’ 

Bir sorunumuz var." " Bir sorunumuz var" .'  '

‘they have’ = ‘they've’ ‘They've been so kind to us.’ 

onlar sahip' = 'onlar' ' Bize karşı çok nazik davrandılar'  '

‘They've been so kind to us.’ ‘could have’ = ‘could’ve’ 

Bize karşı çok nazik davrandılar.' ' olabilirdi' = 'olabilirdi'  '

‘We could’ve won the contest  if we’d tried harder.’ 

Kazanabilirdik yarışma daha çok uğraşsaydık.' '

‘We could’ve won the contest  if we’d tried harder.’ 

Daha çok uğraşsaydık yarışmayı kazanabilirdik.'  '

‘would have’ = ‘would’ve’ ‘They would’ve stopped if someone told them.’ 

olurdu' = 'olurdu' ' Birisi onlara söyleseydi dururlardı.'  '

‘They would’ve stopped if someone told them.’ 

Onlar biri onlara söyleseydi bırakırdı.'  '

‘should have’ = ‘should’ve’ ‘She should’ve quit smoking earlier.’ 

olmalı' = 'smalı' ' Sigarayı daha erken bırakmalıydı'.  '

‘She should’ve quit smoking earlier.’ 

Sigarayı daha önce bırakmalıydı'.  '

‘might have’ = ‘might’ve’ 

olabilir' = 'olabilir' "Görüşmeye

‘He might’ve gotten the job  if he went to the interview.’ 

giderse işi alabilirdi .' "Görüşmeye giderse

‘He might’ve gotten the job  if he went to the interview.’ 

işi alabilirdi .'  "

‘who have’ = ‘who’ve’ 

who have" = "who have"  "

‘I like people who've traveled a lot.’ ‘I like people who've traveled a lot.’ 

Seyahat eden insanları severim çok." " Çok seyahat etmiş insanları severim."

Last one. ‘there have’ = ‘there’ve’ 

Sonuncusu. "ther have" = "there have" "

‘There’ve been a few problems lately.’ 

Son zamanlarda birkaç sorun oldu." "Son

‘There’ve been a few problems lately.’ Great good job, everybody. Let's move on. 

zamanlarda birkaç sorun oldu." Aferin millet. Hadi devam edelim.

First one. ‘want a’ = ‘wanna’ 

İlki. ' want a' = 'wanna'  '

‘I wanna coffee .’ ‘I wanna coffee .’ 

Kahve istiyorum' ' Kahve istiyorum'  '

‘got a’ = ‘gotta’ 

bir var' = 'gotta'  'Bir

‘Have you gotta minute?’ ‘Have you gotta minute?’ 

dakikan var mı?' 'Bir dakikan var mı?'  '

‘don't know’ = ‘dunno’ ‘I dunno.’ 

bilmiyorum' = ' dunno' ' Bilmiyorum.'  '

‘I dunno.’ ‘let me’ = ‘lemme’ 

Bilmiyorum.' ' bırakın' = 'lemme'  '

‘Lemme go.’ ‘Lemme go.’ 

Bırakın.' ' Bırakın.'  'verin

‘give me’ = ‘gimme’ ‘Gimme the pen.’ 

' = 'verin' 'Kalemi verin .'  'Kalemi

‘Gimme the pen.’ 

verin.' '

‘tell them’ = ‘tell’em’ ‘Tell’em we're starting now.’ 

tell onlara' = 'tell'em' ' Onlara şimdi başladığımızı söyle.'  'Onlara

‘Tell’em we're starting now.’ ‘come on’ = ‘c’mon’ 

şimdi başladığımızı söyle.' ' hadi' = 'hadi'  '

‘C’mon do it.’ ‘C’mon do it.’ 

Hadi yapalım.' " Hadi yap."

Last one. ‘some more’ = ‘s'more’ 

Sonuncusu. "biraz daha" = "biraz daha"  "

‘We will need s’more time.’ ‘We will need s’more time.’ 

Daha fazla zamana ihtiyacımız olacak." " Daha fazla zamana ihtiyacımız olacak."

Remember, you should only  use these in conversation. 

Bunları yalnızca sohbette kullanmanız gerektiğini unutmayın.

You don't want to write these. Great job, everybody. Let's move on. 

Bunları yazmak istemezsin. Harika iş çıkardınız millet. Hadi devam edelim.

Okay, first one. ‘kind of’ = ‘kinda’ 

Tamam, birincisi. "biraz" = "biraz"

‘She's kinda cute.’ ‘She's kinda cute.’ 

"O biraz tatlı." " Biraz tatlı."

Next. ‘sort of’ = ‘sorta’ 

Sonraki. 'bir çeşit' = 'bir çeşit'  '

‘I’m sorta tired’ ‘I’m sorta tired’ 

Biraz yorgunum' ' Biraz yorgunum'  '

‘out of’ = ‘outta’ ‘I’m outta money.’ 

dışarıda' = 'bitti' ' Param bitti.'  '

‘I’m outta money.’ ‘a lot of’ = ‘alotta’ 

Param bitti.' ' çok fazla ' = 'alotta'  '

‘They ate alotta cake.’ ‘They ate alotta cake.’ 

Bir sürü pasta yediler.' 'Birçok pasta yediler.'  '

‘lots of’ = ‘lotsa’ ‘He has lotsa money.’ 

çok' = 'lotsa' 'Bir sürü parası var.'  'Bir

‘He has lotsa money.’ 

sürü parası var.'

Last one. ‘cup of’ = ‘cuppa’ 

Sonuncusu. 'cup of' = 'cuppa'

‘Would you like a cuppa coffee?’ ‘Would you like a cuppa coffee?’ 

'Bir fincan kahve ister misiniz?' ' Bir fincan kahve ister misiniz?'

Did you guys hear that schwa that ‘uh’ sound? Alright, great job. Let's move on. 

Çocuklar, o 'uh' sesini duydunuz mu? Tamam, harika iş. Hadi devam edelim.

First one. ‘going to’ = ‘gonna’ 

İlki. "going to" = "gonna"

‘I’m not gonna tell you.’ ‘I’m not gonna tell you.’ 

"Sana söylemeyeceğim." "Sana söylemeyeceğim."

Next. ‘have to’ = ‘hafta’ 

Sonra. ' have to' = 'hafta'  '

‘You hafta study English.’ ‘You hafta study English.’ 

İngilizce çalışacaksınız.' ' İngilizce çalışacaksınız'  '

‘has to’ = ‘hasta’ ‘She hasta work today.’ 

hasto' = 'hasta' ' O bugün çalışacak.'  '

‘She hasta work today.’ 

Bugün çalışacaktı.'  '

‘used to’ = ‘usta’ ‘She usta live in London.’ 

eskiden' = ' usta' ' Londra'da yaşıyor.'  '

‘She usta live in London.’ ‘supposed to’ = ‘supposta’ 

Londra'da yaşıyor.' ' Gerekiyor' = 'supposta'  '

‘I’m supposta start a new job.’ ‘I’m supposta start a new job.’ 

Yeni bir işe başlamalıyım.' ' Yeni bir işe başlamalıyım.'  '

‘ought to’ = ‘oughta’ ‘You  

gerekir to' = 'oughta' 'Kız

oughta phone your sister.’ ‘You oughta phone your sister.’ 

kardeşini aramalısın.' 'Kız kardeşini aramalısın.'  '

‘need to’ = ‘needa’ You needa buy apples at the store.’ 

need to' = 'needa' Mağazadan elma almanız gerekiyor.'

You needa buy apples at the store.’ 

Mağazadan elma almanız gerekiyor.'

Don't forget, you only want  to use these in conversation. 

Don' Bunları yalnızca görüşmede kullanmak istediğinizi unutmayın.

These aren't for writing. All right, you did it. Let's move on.

Bunlar yazmak için değil. Tamam, başardın. Hadi devam edelim.

Okay, first one. 

Tamam, birincisi.

‘don't you’ = ‘dontcha’ ‘Dontcha like it?’ 

"Beğenmedin mi" = " Beğenmedin mi?" "

‘Dontcha like it?’ Next. 

Beğenmedin mi?" Sonraki. '

‘won't you’ = ‘wontcha’ ‘Wontcha drive the car?’ 

you' = 'wontcha' ' Arabayı kullanmayacak mısın?'  '

‘Wontcha drive the car?’ 

Arabayı kullanmayacak mısın?'  '

‘what are you’ = ‘whatcha’ ‘Whatcha doing?’ 

nesin' = 'whatcha' 'Ne yapıyorsun?'  '

‘Whatcha doing?’ ‘what have you’,  

Ne yapıyorsun? ',

also ‘whatcha’ ‘Whatcha got there?’ 

ayrıca 'whatcha' ' Orada ne var?'  '

‘Whatcha got there?’ ‘bet you’ = ‘betcha’ 

Orada ne var?' ' Bahse girerim' = 'bahse girerim'  'Bahse girerim

‘Betcha can't guess the answer.’ ‘Betcha can't guess the answer.’ 

cevabı tahmin edemezsiniz .' 'Bahse girerim cevabı tahmin edemezsiniz'  '

‘got you’ = ‘gotcha’ ‘I gotcha some chocolate.’ 

anladınız' = 'anladım' " Biraz çikolata aldım."  "

‘I gotcha some chocolate.’ ‘didn't you’ = ‘didntcha’ 

Biraz çikolata aldım." "Sevmedin mi" = "sevmedin mi

‘Didntcha like it?’ ‘Didntcha like it?’ 

?"  "Beğenmedin mi?" " Beğenmedin mi?"

Last one. ‘do you’ = ‘doya’ 

Sonuncusu. "siz" = "doya"  "

‘Doya want to come with me?’ ‘Doya want to come  

with me?’ Keep in mind these are only  

Doya benimle gelmek ister misiniz?" " Doya benimle   gelmek ister misiniz

?' Bunların yalnızca

used for conversation, not in writing. Great job, everybody. Let's move on.

konuşma için kullanıldığını, yazılı olarak kullanılmadığını unutmayın. Harika iş çıkardınız millet. Hadi devam edelim.

Alright. Great job, everybody. 

Peki. Harika iş çıkardınız millet.

We practiced a lot today  and I know you worked hard,

Bugün çok çalıştık ve çok çalıştığınızı biliyorum,

so keep on working hard  because these contractions, 

bu yüzden çok çalışmaya devam edin çünkü bu kasılmalarda ustalaşırsanız,

if you master them, they will help  you sound like a native speaker. 

anadili gibi konuşmanıza yardımcı olurlar. Yorumda

Be sure to let me know how  you’re doing in the comment. 

nasıl olduğunuzu bana bildirdiğinizden emin olun .

And see you in the next video.

Ve bir sonraki videoda görüşmek üzere.

Bye.

Hoşçakal.