ADJECTIVES | Basic English Grammar Course | 5 Lessons

Hello, guys. And welcome to this English course on adjectives.

Merhaba beyler. Sıfatlarla ilgili bu İngilizce kursuna hoş geldiniz.

In today’s video, I’m going to tell you everything there is to know about adjectives.

Bugünkü videoda size sıfatlar hakkında bilmeniz gereken her şeyi anlatacağım.

And what they are exactly.

Ve tam olarak ne olduklarını.

The best way to describe an adjective in English

İngilizce'de bir sıfatı tanımlamanın en iyi yolu,

is to say that it’s a word that describes or clarifies

onun bir ismi tanımlayan veya açıklayan bir kelime olduğunu söylemektir

a noun. It gives you information on people, things,

. Size insanlar, nesneler, fikirler, isimler veya zamirler hakkında bilgi verir

ideas, nouns, or pronouns. It is very important to understand what adjectives

. Sıfatların ne olduğunu anlamak ve nasıl kullanılacağını bilmek çok önemlidir .

are and to know how to use them.

Çünkü İngilizce konuştuğunuzda bunlar çok önemlidir.

Because they are essential when you speak English.

Başlayalım. Sıfatlar bize

Let’s get started. Adjectives give us so much information about

isimler hakkında pek çok bilgi verir . Örneğin ortak bir isim olan

nouns. Let’s, for example, take a common noun,

'bardak'ı ele alalım. Ve İngilizcede

‘cup’. And see how many ways there are in English

bir bardağı farklı türde sıfatlar kullanarak tanımlamanın

to describe a cup using different kinds of adjectives.

kaç yolu olduğunu görün .

Let’s see. We can say, “It’s a great cup.”

Görelim. “Harika bir kupa” diyebiliriz. Sadece fikrinizi söyleyin. "Bu büyük bir fincan."

Just give your opinion. “It’s a big cup.” Talking about the

Bardağın büyüklüğünden bahsediyoruz

size of the cup. If you want to talk about the shape of the

. Eğer bardağın şekli hakkında konuşmak isterseniz

cup you could say, “It’s a round cup.”

“Yuvarlak bir bardak” diyebilirsiniz.

“It’s an old cup.” If you want to talk about age.

"Bu eski bir fincan." Eğer yaş hakkında konuşmak istiyorsanız.

Or if you want to say what color it is, “It’s a white cup.”

Ya da ne renk olduğunu söylemek isterseniz “Beyaz bir fincan.”

Or talking about temperature, “It’s a cold cup.”

Veya sıcaklıktan bahsederken, "Bu soğuk bir fincan."

“It’s a broken cup.” If you make observations. “It’s a Korean cup.” Talking about origins.

"Bu kırık bir bardak." Gözlem yaparsanız. “Bu bir Kore kupası.” Kökenlerden bahsediyoruz.

Or you can mention the material. “It’s a plastic cup.”

Veya malzemeden bahsedebilirsiniz. "Plastik bir bardak."

Or “It’s a coffee cup.” Talking about the purpose of the cup.

Veya “Bu bir kahve fincanı.” Kupanın amacı hakkında konuşuyoruz.

Now ‘coffee’ as you know is a noun. But in this case, it can be used as an adjective.

Artık 'kahve' bildiğiniz gibi bir isimdir. Ancak bu durumda sıfat olarak kullanılabilir.

All these adjectives are places before the noun.

Bu sıfatların tümü ismin önünde yer alır.

Let’s learn more about adjectives. Adjectives can found before the noun.

Sıfatlar hakkında daha fazla bilgi edelim. Sıfatlar ismin önünde bulunabilir.

It’s called the attribute position. Or after the noun.

Buna nitelik konumu denir. Veya isimden sonra.

Which is called the predicative position. And it’s just as common.

Buna tahmin pozisyonu denir. Ve bu da bir o kadar yaygın.

Adjectives which are found after a verb, describe the subject of this verb.

Bir fiilden sonra gelen sıfatlar o fiilin konusunu anlatır.

Usually a noun or a pronoun. So if we take the sentence, “The girl is

Genellikle bir isim veya zamirdir. Yani cümleyi ele alırsak, “Kız

nice.” The adjective, ‘nice’, refers to the subject

güzel.” 'Güzel' sıfatı,

of the sentence, ‘the girl’. But it is placed after the verb ‘to be’.

'kız' cümlesinin öznesini ifade eder. Ancak 'olmak' fiilinden sonra gelir.

“My students are happy.” Same thing.

"Öğrencilerim mutlu" Aynı şey.

The adjective, ‘happy’, describes the subject of the sentence, ‘my students’.

'Mutlu' sıfatı, 'öğrencilerim' cümlesinin öznesini tanımlar.

But it is placed after the verb. I hope you understand guys.

Ancak fiilden sonra gelir. Umarım anlıyorsunuzdur arkadaşlar.

Let’s move on to practice now. Let’s now practice finding adjectives in

Şimdi uygulamaya geçelim. Şimdi birkaç cümlede

a few sentences. “I’m a tall woman.”

sıfat bulma pratiği yapalım . "Ben uzun boylu bir kadınım."

Can you see the adjective in this sentence? I hope you can.

Bu cümledeki sıfatı görebiliyor musunuz? Umarım yapabilirsin.

The adjective is ‘tall’. It gives you the height of the woman.

Sıfat 'uzun'dur. Bu size kadının boyunu verir.

“I’m a British woman.” Now where is the adjective?

"Ben İngiliz bir kadınım." Şimdi sıfat nerede?

The adjective is ‘British’. Gives you the origins of this woman.

Sıfat 'İngiliz'dir. Size bu kadının kökenini veriyor.

“I have blonde hair.” Now what’s the adjective in this sentence?

"Sarı saçlara sahibim." Şimdi bu cümledeki sıfat nedir?

Of course guys, it is ‘blonde’. It gives you the color of the hair.

Tabii ki beyler, 'sarışın'. Saçınızın rengini verir.

“My eyes are blue.” Now that’s a different sentence.

"Benim gözlerim mavi." Şimdi bu farklı bir cümle.

Can you spot the adjective? The adjective is ‘blue.

Sıfatı fark edebilir misin? Sıfat 'mavi'dir.

What’s blue? My eyes.

Mavi nedir? Gözlerim.

‘My eyes’ is the subject of the sentence and the adjective is ‘blue’.

'Gözlerim' cümlenin öznesidir ve sıfatı 'mavi'dir.

“I’m nice.” Again, can you spot the adjective?

"İyiyim." Tekrar ediyorum, sıfatı görebiliyor musunuz?

It’s ‘nice’. Okay?

Bu iyi'. Tamam aşkım?

And finally, “The weather is cold.”

Ve son olarak “Hava soğuk.”

What’s the adjective? Where is it?

Sıfat nedir? Nerede?

Can you see it? The adjective is ‘cold’.

Bunu görebiliyor musun? Sıfat 'soğuk'tur.

What’s cold? The weather.

Soğuk ne? Hava.

‘The weather’ is the subject and the adjective is ‘cold’.

'Hava' öznedir ve sıfat 'soğuk'tur.

Now in the first three sentences, it’s the attribute position.

Şimdi ilk üç cümlede nitelik konumu var.

Remember? The adjective comes before the noun.

Hatırlamak? Sıfat isimden önce gelir.

And in the last three sentences, it’s the predicative position.

Ve son üç cümlede tahmin konumu var.

Remember? The adjective comes after the noun.

Hatırlamak? Sıfat isimden sonra gelir.

And in this case, after the verb ‘to be’. I hope you understand this.

Ve bu durumda 'olmak' fiilinden sonra. Umarım bunu anlarsın.

Good job. Okay, guys.

Aferin. Tamam çocuklar.

Let’s go through the sentences again. This time focusing on pronunciation.

Tekrar cümlelerin üzerinden geçelim. Bu sefer telaffuza odaklanıyorum.

It’s very important that you repeat the sentences after me

Bu sıfatları cümle içinde söyleme pratiği yapmak için

to practice saying these adjectives in a sentence. Okay, let’s get started.

benden sonra cümleleri tekrarlamanız çok önemli . Tamam, haydi başlayalım.

“I’m a tall woman.” Can you repeat after me?

"Ben uzun boylu bir kadınım." Benden sonra tekrarlayabilir misin?

Twice. First, “I’m a tall woman.”

İki kere. Birincisi, “Ben uzun bir kadınım.”

“I’m a tall woman.” Very good.

"Ben uzun boylu bir kadınım." Çok güzel.

Moving on. “I’m a British woman.”

Hareketli. "Ben İngiliz bir kadınım."

Repeat after me. “I’m a British woman.”

Benden sonra tekrar et. "Ben İngiliz bir kadınım."

“I’m a British woman.” Good.

"Ben İngiliz bir kadınım." İyi.

Third sentence “I have blonde hair.”

Üçüncü cümle “Sarı saçlarım var.”

So repeat after me please. “I have blonde hair.”

O yüzden benden sonra tekrar edin lütfen. "Sarı saçlara sahibim."

“I have blonde hair.” Very good.

"Sarı saçlara sahibim." Çok güzel.

“My eyes are blue.” Repeat after me.

"Benim gözlerim mavi." Benden sonra tekrar et.

“My eyes are blue.” “My eyes are blue.”

"Benim gözlerim mavi." "Benim gözlerim mavi."

Next one. “I’m nice.”

Sıradaki. "İyiyim."

Repeat after me. “I’m nice.”

Benden sonra tekrar et. "İyiyim."

“I’m nice.” Good job.

"İyiyim." Aferin.

And finally, “The weather is cold.”

Ve son olarak “Hava soğuk.”

Please repeat. “The weather is cold.”

Tekrar et lütfen. "Hava soğuk."

“The weather is cold.” Excellent job, guys.

"Hava soğuk." Harika iş çıkardınız çocuklar.

Ok, guys. Thank you for watching this video. I hope you now understand what adjectives

Tamam arkadaşlar. Bu videoyu izlediğiniz için teşekkür ederiz. Umarım artık sıfatların ne

are and how to use them in English.

olduğunu ve İngilizcede nasıl kullanılacağını anlamışsınızdır.

Please be sure to watch my next video as I continue talking about adjectives.

Sıfatlar hakkında konuşmaya devam ederken lütfen bir sonraki videomu izlemeyi unutmayın.

Thank you guys for watching my video. If you like it, please show us your support.

Videomu izlediğiniz için teşekkür ederim arkadaşlar. Eğer beğendiyseniz lütfen bize desteğinizi gösterin.

Click on ‘like’, subscribe to out channel, comment below, and share the video.

'Beğen'e tıklayın, kanala abone olun, aşağıya yorum yapın ve videoyu paylaşın.

Thank you. See you.

Teşekkür ederim. Görüşürüz.

Hello, guys. Welcome to this English course on adjectives.

Merhaba beyler. Sıfatlar hakkındaki bu İngilizce kursuna hoş geldiniz.

In today’s video, I’m going to talk about prefixes and suffixes that are commonly added

Bugünkü videomda İngilizce'de sıfatlara yaygın olarak eklenen önek ve son eklerden bahsedeceğim

to adjectives in English. A prefix is a few letters added to a beginning

. Önek , bir kelimenin anlamını değiştirmek için kelimenin

of a word to change the meaning of that word. And a suffix is a few letters added to the

başına eklenen birkaç harftir . Sonek ise

end of the word to change the meaning. We’ll get more into detail.

kelimenin sonuna anlamını değiştirmek için eklenen birkaç harftir. Daha fazla ayrıntıya gireceğiz.

Let’s get started. Let’s take a look at a few adjectives with

Başlayalım. Ön ekleri olan birkaç sıfata bir göz atalım . Yine bir 'önek'

prefixes. Again a ‘prefix’ is a few letters added

sıfatın başına eklenen birkaç harftir .

to the beginning of the adjective. Mostly to make it negative.

Çoğunlukla olumsuz hale getirmek için.

Let’s take a look at a few examples. First we have the prefix ‘un’. U, n.

Birkaç örneğe göz atalım. İlk önce 'un' önekimiz var. U, n.

For example, if we take the word, ‘fair’, and want to make it negative, we can add u

Örneğin, 'adil' kelimesini alıp olumsuz yapmak istersek,

– n to have the word ‘unfair’ which is the opposite of fair.

adil kelimesinin zıttı olan 'haksız' kelimesini elde etmek için u – n'yi ekleyebiliriz.

Same goes for ‘happy’. ‘unhappy’

Aynı şey 'mutlu' için de geçerli. 'mutsuz'

‘sure’ become ‘unsure’. Another prefix is i –n , ‘in’.

'emin', 'emin değilim' olur. Diğer bir önek ise i –n 'in'dir.

To make the adjective negative, again, For example, ‘active’ – ‘inactive’.

Sıfatı yine olumsuz yapmak için, Örneğin 'aktif' – 'aktif değil'.

‘appropriate’ ’inappropriate’

'uygun' 'uygunsuz'

‘complete’ ‘incomplete’

'tamamlandı' 'eksik'

The prefix i –r now, ‘ir’. For example,

Şimdi i –r öneki, 'ir'. Örneğin,

‘responsible’ ‘irresponsible’

'sorumlu' 'sorumsuz'

‘regular’ ‘irregular’

'düzenli' 'düzensiz'

‘rational’ ‘irrational’

'rasyonel' 'irrasyonel'

Then we have the prefix i –m, ‘im’. For example,

Sonra i –m, 'im' önekini alırız. Örneğin,

‘balance’ ‘imbalance’

'denge' 'dengesizlik'

‘polite’ ‘impolite’

'kibar' 'kaba'

‘possible’ ‘impossible’

'mümkün' 'imkansız'

And finally, the prefix, ‘il’. I – l.

Ve son olarak 'il' öneki. Ben – l.

Like, ‘legal’ ‘illegal’

'Yasal', 'yasadışı'

‘literate’ ‘illiterate’

, 'okuma-yazma bilmiyor',

‘logical’ ‘illogical’

'mantıklı' 'mantıksız' gibi

These are just a few examples, guys. There are so many other prefixes in English.

. Bunlar sadece birkaç örnek arkadaşlar. İngilizce'de başka birçok önek var.

But I hope you now have a better understanding. Let’s move on.

Ama umarım artık daha iyi anlamışsınızdır. Hadi devam edelim.

Let’s now talk about suffixes. In English, you can add a few letters to a

Şimdi son ekler hakkında konuşalım. İngilizce'de bir

noun or a verb to make it into an adjective. Not necessarily a negative adjective.

isme veya fiile birkaç harf ekleyerek onu sıfat haline getirebilirsiniz. Mutlaka olumsuz bir sıfat değil.

It’s not like prefixes. There are so many suffixes in English, but

Önekler gibi değil. İngilizce'de pek çok son ek var ama

here is a list of very common ones. We can find a suffix ‘able’.

burada en yaygın olanların bir listesini bulacaksınız. 'Mümkün' bir sonek bulabiliriz.

Like, ‘adorable’. ‘comfortable’

'Çok güzel' gibi. 'rahat'

Also the suffix ‘en’, e – n. Like, ‘broken’.

Ayrıca 'en' soneki, e – n. 'Kırık' gibi.

‘golden’ ‘ese’

'altın' 'ese'

Like, ‘Chinese’. ‘Japanese’

'Çince' gibi. 'Japonca'

‘ful’ Like, ‘wonderful’.

'ful' 'harika' gibi.

‘powerful’ ‘ative’

'güçlü' 'aktif'

Like, ‘informative’. ‘talkative’

Gibi, 'bilgilendirici'. 'konuşkan'

‘ous’ ‘dangerous’

'bizim' 'tehlikeli'

‘enormous’ Or ‘some’.

'muazzam' Veya 'bazı'.

Like, ‘awesome’. ‘handsome’

'Harika' gibi. 'yakışıklı'

Again, these are just a few examples. There are so many suffixes.

Yine söylüyorum bunlar sadece birkaç örnek. O kadar çok sonek var ki.

But I hope you now have a good idea of how to use suffixes in English.

Ama umarım artık İngilizcede son eklerin nasıl kullanılacağına dair iyi bir fikriniz vardır.

Let’s now move on to practice. Okay, guys.

Şimdi uygulamaya geçelim. Tamam çocuklar.

Let’s practice finding adjectives in the following sentences.

Aşağıdaki cümlelerde sıfat bulma alıştırması yapalım.

And prefixes or suffixes. Let’s have a look.

Ve önekler veya sonekler. Bir bakalım.

“I have an uncomfortable seat.” Now, can you spot the adjective, first?

"Rahatsız bir koltuğum var." Şimdi önce sıfatı bulabilir misin?

Of course, the adjective here is ‘uncomfortable’. Can you see any prefix or suffix?

Elbette buradaki sıfat 'rahatsız edici'. Herhangi bir önek veya son ek görebiliyor musunuz?

I do. There is a prefix, which is ‘un’.

Evet. 'Un' diye bir önek var.

And there is a suffix as well. The suffix, ‘able’.

Bir de son ek var. 'Mümkün' son eki.

Okay, so look at how we transformed the word. The first word was ‘comfort’ in English.

Tamam, kelimeyi nasıl dönüştürdüğümüze bakın. İlk kelime İngilizce'de 'konfor'du.

First, we added a suffix to make it into an adjective, which is ‘comfortable’.

Öncelikle sıfat haline getirmek için 'rahat' anlamına gelen bir ek ekledik.

And then we added a prefix, ‘un’, to make it negative.

Daha sonra bunu negatif yapmak için 'un' önekini ekledik.

So the seat is not comfortable, it is uncomfortable. That’s how prefixes and suffixes can be

Yani koltuk rahat değil, rahatsız. İngilizce'de

used in English. The second sentence, “She has a black car.”

önek ve sonekler bu şekilde kullanılabilir . İkinci cümle, “Siyah bir arabası var.”

Can you spot the adjective, first. Of course, it’s the adjective ‘black’.

Öncelikle sıfatı bulabilir misin? Tabii ki 'siyah' sıfatı.

Is there a suffix or a prefix? No, there isn’t.

Bir son ek veya önek var mı? Hayır, yok.

Next sentence. “His father was unhelpful.”

Sonraki cümle. "Babası yardımcı olmuyordu."

What’s the adjective? ‘unhelpful’

Sıfat nedir? 'yararsız'

Of course. Any prefix, suffix?

Elbette. Herhangi bir önek, sonek var mı?

Yes, there is a prefix. Again, which is ‘un’.

Evet, bir önek var. Yine 'un' olan.

To make the adjective negative. And there is a suffix, ‘ful’.

Sıfatı olumsuz yapmak. Bir de 'ful' eki var.

To make the noun ‘help’ into an adjective. ‘unhelpful’

'Yardım' ismini sıfat haline getirmek. 'yararsız'

Next sentence. “The actor is handsome.”

Sonraki cümle. “Oyuncu yakışıklı.”

The adjective, of course, is ‘handsome’. Is there a prefix? No, there isn’t.

Sıfat elbette 'yakışıklı'. Bir önek var mı? Hayır, yok.

Is there a suffix? Of course, ‘some’.

Bir sonek var mı? Elbette 'bazıları'.

‘handsome’ “I hate oily food.”

'yakışıklı' "Yağlı yiyeceklerden nefret ediyorum."

The adjective is ‘oily’. Of course.

Sıfat 'yağlı'dır. Elbette.

Is there a prefix? There isn’t.

Bir önek var mı? Yok.

Is there a suffix? Of course.

Bir sonek var mı? Elbette.

The ‘y’ is a suffix. You have the word, the noun, ‘oil’.

'Y' bir sonektir. 'Yağ' kelimesi, ismi var.

And to make it into an adjective you add the suffix ‘y’.

Ve onu sıfat haline getirmek için 'y' sonekini eklersiniz.

And finally, “She is a dishonest woman.”

Ve son olarak “O sahtekâr bir kadındır.”

The adjective is ‘dishonest’, of course. Do you have a prefix?

Sıfat elbette 'namussuz'dur. Bir önekiniz var mı?

We do. Yes. We have the prefix, ‘dis’.

Yaparız. Evet. 'Dis' önekimiz var.

It shows this woman is not honest, she is dishonest.

Bu kadının dürüst olmadığını, namussuz olduğunu gösteriyor.

Okay, so that’s how with prefixes and suffixes we can really transform words in English.

Tamam, işte bu şekilde önek ve soneklerle İngilizcedeki kelimeleri gerçekten dönüştürebiliriz.

It’s wonderful isn’t it? There are thousands of prefixes and suffixes.

Harika değil mi? Binlerce önek ve sonek var.

Again, these are just a few examples. But I hope you now understand how it works

Yine söylüyorum bunlar sadece birkaç örnek. Ama umarım artık İngilizce'de bunun nasıl çalıştığını ve farklı kelimeleri ve

in English and how you can really transform and play with the different words and kinds

kelime türlerini gerçekten nasıl dönüştürebileceğinizi ve onlarla nasıl oynayabileceğinizi

of words. Okay, guys. Let’s now review the sentences

anlıyorsunuzdur. Tamam çocuklar. Şimdi cümleleri birlikte gözden geçirelim

together and focus on pronunciation. Repeat after me, please.

ve telaffuza odaklanalım. Benden sonra tekrar edin lütfen.

“I have an uncomfortable seat.” “I have an uncomfortable seat.”

"Rahatsız bir koltuğum var." "Rahatsız bir koltuğum var."

Good job. Second sentence.

Aferin. İkinci cümle.

“She has a black car.” “She has a black car.”

"Siyah bir arabası var." "Siyah bir arabası var."

Good. Keep repeating.

İyi. Tekrarlamaya devam edin.

“His father was unhelpful.” “His father was unhelpful.”

"Babası yardımcı olmuyordu." "Babası yardımcı olmuyordu."

“The actor is handsome.” “The actor is handsome.”

“Oyuncu yakışıklı.” “Oyuncu yakışıklı.”

Good. Moving on.

İyi. Hareketli.

“I hate oily food.” “I hate oily food.”

"Yağlı yiyeceklerden nefret ediyorum." "Yağlı yiyeceklerden nefret ediyorum."

And finally. “She is a dishonest woman.”

Ve sonunda. "O dürüst olmayan bir kadın."

“She is a dishonest woman.” Excellent guys.

"O dürüst olmayan bir kadın." Mükemmel adamlar.

Okay, guys. Thank you for watching this video.

Tamam çocuklar. Bu videoyu izlediğiniz için teşekkür ederiz.

I hoped this helped you understand a bit more about prefixes and suffixes in English.

Bunun İngilizcedeki önek ve son ekleri biraz daha anlamanıza yardımcı olacağını umuyorum.

Keep practicing. It takes practice to get better identifying

Denemeye devam. Ön ekleri ve son ekleri daha iyi tanımlamak pratik gerektirir

prefixes and suffixes, but I’m sure you can do it.

, ancak bunu yapabileceğinize eminim.

Make sure you watch the video as I continue talking about adjectives in English.

İngilizce sıfatlar hakkında konuşmaya devam ederken videoyu izlediğinizden emin olun.

Thank you. Thank you guys for watching my video.

Teşekkür ederim. Videomu izlediğiniz için teşekkür ederim arkadaşlar.

I hoped this help you. If you liked the video, please show me your

Bunun sana yardımcı olacağını umuyordum. Eğer videoyu beğendiyseniz lütfen bana desteğinizi gösterin

support. Click ‘like’, subscribe to the channel,

. 'Beğen'e tıklayın, kanala abone olun,

put your comments below if you have some, and share it with your friends.

varsa yorumlarınızı aşağıya yazın ve arkadaşlarınızla paylaşın.

See you.

Görüşürüz.

Hello guys and welcome to this English course on adjectives.

Merhaba arkadaşlar, sıfatlarla ilgili bu İngilizce kursuna hoş geldiniz.

In this video, I will be talking to you about adjectives ending in ‘ed’ or ‘ing’.

Bu videoda sizlere 'ed' veya 'ing' ile biten sıfatlardan bahsedeceğim.

These adjectives are very common in English and they often confuse students and learners

Bu sıfatlar İngilizce'de çok yaygındır ve genellikle öğrencilerin ve

in general. So please be really careful. Listen very carefully.

genel olarak öğrencilerin kafasını karıştırır. Bu yüzden lütfen gerçekten dikkatli olun. Çok dikkatli dinle.

Repeat after me. Try and understand what the difference is.

Benden sonra tekrar et. Aradaki farkın ne olduğunu anlamaya çalışın.

Let's get started Adjectives ending in ‘ed’, describe a

Haydi başlayalım 'Ed' ile biten sıfatlar bir

person's feeling. For example, ‘bored’.

kişinin hissini tanımlar. Örneğin 'sıkıldım'.

‘I am bored.’ Adjectives ending in ‘ing’ describe a

'Sıkıldım.' 'ing' ile biten sıfatlar bir

situation or an event. For example, ‘boring’.

durumu veya olayı anlatır . Örneğin 'sıkıcı'.

Let's take a sentence. ‘This film is boring.’

Bir cümle alalım. 'Bu film sıkıcı.'

Ok that's the event. It's boring.

Tamam olay bu. Bu sıkıcı.

And because the film is boring, I am bored. That's my feeling.

Ve film sıkıcı olduğu için ben de sıkılıyorum. Bu benim hissim.

I hope you get it. Let's get a few more common examples.

Umarım alırsın. Birkaç yaygın örnek daha alalım.

For example, ‘annoyed’ and ‘annoying’. ‘He is annoyed’.

Örneğin, 'sinir bozucu' ve 'sinir bozucu'. 'Sinirlendi'.

That's a feeling. ‘The noise is annoying’.

Bu bir duygu. 'Gürültü rahatsız edici'

You're now describing the noise. Other example, ‘confused’, ‘confusing’.

Şimdi gürültüyü tarif ediyorsunuz. Diğer örnek, 'kafa karıştırıcı', 'kafa karıştırıcı'.

‘The student was confused’. ‘The English was confusing’.

'Öğrencinin kafası karıştı' 'İngilizce kafa karıştırıcıydı'.

‘depressed’ ‘depressing’

'depresif' 'depresif'

‘My mom was depressed’. ‘She watched a depressing TV drama’.

'Annem depresyondaydı'. 'Depresif bir televizyon dizisi izledi'

‘excited’ ‘exciting’

'heyecanlı' 'heyecan verici'

‘I'm excited.’ ‘Travelling is exciting.’

'Heyecanlıyım.' 'Seyahat etmek heyecan vericidir.'

‘frustrated’ ‘frustrating’

'sinir bozucu' 'sinir bozucu'

‘My dog is frustrated.’ ‘Staying home all day is frustrating.’

'Köpeğim hüsrana uğradı.' 'Bütün gün evde kalmak sinir bozucu.'

‘frightened’ ‘frightening’

'korkmuş' 'korkutucu'

‘My little sister is frightened of the dark.’ ‘A dark room is frightening.’

'Küçük kız kardeşim karanlıktan korkuyor.' 'Karanlık bir oda korkutucudur.'

‘satisfied’ ‘satisfying’

'memnun' 'tatmin edici'

‘My dad is satisfied.’ ‘He has a satisfying job’.

'Babam memnun.' 'Tatmin edici bir işi var'.

‘shocked’ ‘shocking’

'şok' 'şok edici'

‘We were shocked by the accident.’ ‘It was a shocking accident’.

'Kaza karşısında şok olduk.' 'Şok edici bir kazaydı'

‘interested’ ‘interesting’

'ilgileniyorum' 'ilginç'

‘I'm interested in articles.’ ‘I'm reading an interesting article’.

'Makalelerle ilgileniyorum.' 'İlginç bir makale okuyorum'.

Last example, two sentences, two different meanings.

Son örnek, iki cümle, iki farklı anlam.

Look at these: ‘The teacher was bored.’

Şuna bakın: 'Öğretmen sıkılmıştı.'

‘The teacher was boring.’ Now you really have to understand the difference

'Öğretmen sıkıcıydı.' Artık bu ikisi arasındaki farkı gerçekten anlamalısınız

between those two because the meaning is not the same at all.

çünkü anlam hiç de aynı değil.

When you say ‘the teacher was bored’, you are describing the teacher’s feeling.

‘Öğretmen sıkıldı’ derken öğretmenin hissini anlatıyorsun.

Okay, that's how the teacher felt at that time.

Tamam, o zaman öğretmen de böyle hissetmişti.

He or she was bored. But when you say ‘the teacher was boring’,

Sıkılmıştı. Ama 'öğretmen sıkıcıydı' dediğinizde,

you are describing the teacher. Okay, the teacher made the students feel bored

öğretmeni anlatıyorsunuz. Tamam, öğretmen sıkıcı

because he or she was boring. Okay, so remember ‘ed’ is for feelings.

olduğu için öğrencileri sıktı. Tamam, 'ed'in duygular için olduğunu unutmayın.

And ‘ing’ is to describe events, things, situations.

Ve 'ing' olayları, şeyleri, durumları tanımlamaktır.

Okay let's move on to practice now. I now have a few example sentences for you.

Tamam, şimdi uygulamaya geçelim. Şimdi sizin için birkaç örnek cümlem var.

Let's have a look together. ‘Wow I am excited or exciting about my new

Gelin birlikte bir göz atalım. 'Vay canına, yeni arabam için heyecanlıyım ya da heyecanlıyım

car’ Now what’s the correct answer?

' Şimdi doğru cevap nedir?

What do you think? Now remember ‘ed’ to talk about feelings.

Ne düşünüyorsun? Şimdi duygular hakkında konuşmak için 'ed'i hatırlayın.

‘ing’ to describe things. In this case, are you talking about your feelings

şeyleri tanımlamak için 'ing'. Bu durumda duygularınızdan mı bahsediyorsunuz

or are you describing your new car. Of course you are talking about your feelings.

yoksa yeni arabanızı mı tanımlıyorsunuz? Tabii ki duygularından bahsediyorsun.

So ‘Wow I'm excited about my new car.’ Second example:

Yani 'Vay canına, yeni arabam için heyecanlıyım.' İkinci örnek:

‘Try not to get bored or boring when you study English.’

'İngilizce çalışırken sıkılmamaya veya sıkılmamaya çalışın.'

Now what do you think are you talking about feelings are you describing things?

Şimdi ne düşünüyorsun, duygulardan mı bahsediyorsun, bir şeyleri mi tarif ediyorsun?

Of course, again, we're talking about feelings in this sentence.

Tabii bu cümlede de yine duygulardan bahsediyoruz.

‘Try not to get bored when you study English.’ Then, ‘Math is confused or confusing to

'İngilizce çalışırken sıkılmamaya çalışın.' Sonra, 'Matematik benim için kafa karıştırıcı veya kafa karıştırıcı

me.’? Do you know the answer?

.'? Cevabı biliyor musun?

You are describing math to you. It is confusing to you.

Size matematiği anlatıyorsunuz. Bu senin için kafa karıştırıcı.

So math is confusing to me. ‘It was a thrilled or thrilling rollercoaster

Bu yüzden matematik kafamı karıştırıyor. 'Heyecan verici ya da heyecan verici bir rollercoaster yolculuğuydu

ride.’? Now in this case, if you think for a minute,

.'? Şimdi bu durumda, bir dakikalığına düşünürseniz,

can a roller-coaster ride feel anything? No it can't.

hız trenine binmek bir şey hissedebilir mi? Hayır olamaz.

So it's obviously a description. It was a thrilling rollercoaster ride.

Yani bu açıkça bir açıklamadır. Heyecan verici bir rollercoaster yolculuğuydu.

And finally: ‘My mother is disappointed or disappointing

Ve son olarak: 'Annem

in my English score’.? Of course you are talking about your mother's

İngilizce puanım konusunda hayal kırıklığına uğradı ya da hayal kırıklığına uğradı'.? Elbette annenin duygularından bahsediyorsun

feeling. She is disappointed in your English score.

. İngilizce puanınız onu hayal kırıklığına uğrattı.

Very well guys. I hope you did well and I hope you understand

Çok iyi arkadaşlar. Umarım iyi iş çıkarmışsınızdır ve umarım

the difference between ‘ed’ adjectives and ‘ing’ adjectives.

'ed' sıfatları ile 'ing' sıfatları arasındaki farkı anlarsınız.

Let's now review the sentences together and focus on pronunciation.

Şimdi cümleleri birlikte gözden geçirelim ve telaffuza odaklanalım.

Now listen very carefully and repeat after me please.

Şimdi çok dikkatli dinleyin ve benden sonra tekrar edin lütfen.

‘Wow, I am excited about my new car.’ ‘Wow, I am excited about my new car.’

'Vay canına, yeni arabam için heyecanlıyım.' 'Vay canına, yeni arabam için heyecanlıyım.'

Good. ‘Try not to get bored when you study English.’

İyi. 'İngilizce çalışırken sıkılmamaya çalışın.'

‘Try not to get bored when you study English.’ Good guys.

'İngilizce çalışırken sıkılmamaya çalışın.' İyi adamlar.

Third sentence. ‘Math is confusing to me.’

Üçüncü cümle. 'Matematik kafamı karıştırıyor.'

‘Math is confusing to me.’ Very good.

'Matematik kafamı karıştırıyor.' Çok güzel.

‘It was a thrilling roller coaster ride.’ ‘It was a thrilling roller coaster ride.’

'Heyecan verici bir rollercoaster yolculuğuydu.' 'Heyecan verici bir rollercoaster yolculuğuydu.'

Very nice. And finally:

Çok güzel. Ve son olarak:

‘My mother is disappointed in my English score.’

'Annem İngilizce puanım nedeniyle hayal kırıklığına uğradı.'

One last time. ‘My mother is disappointed in my English

Son bir kez. 'Annem İngilizce

score.’ Good job guys.

puanım nedeniyle hayal kırıklığına uğradı.' İyi iş beyler.

Okay students. Thank you for watching.

Tamam öğrenciler. İzlediğiniz için teşekkürler.

I hope you understood the difference between adjectives ending in ‘ed’ and ‘ing’.

Umarım 'ed' ve 'ing' ile biten sıfatlar arasındaki farkı anlamışsınızdır.

They are very important as they will allow you to describe how you feel and to

Nasıl hissettiğinizi tanımlamanıza ve şeyleri, olayları ve durumları tanımlamanıza

describe things and events and situations. Please keep practicing as this is still a

izin verecekleri için çok önemlidirler . Lütfen pratik yapmaya devam edin çünkü bu hala

common mistakes among students. So the more you practice, the better you'll

öğrenciler arasında yaygın bir hatadır. Yani ne kadar çok pratik yaparsanız o kadar iyi olursunuz

get. Thank you very much.

. Çok teşekkür ederim.

Thank you guys for watching my video. I hope you've liked it and if you have, please

Videomu izlediğiniz için teşekkür ederim arkadaşlar. Umarım beğenmişsinizdir ve eğer beğendiyseniz lütfen

show me your support. Click ‘like’, subscribe to our channel,

bana desteğinizi gösterin. 'Beğen'e tıklayın, kanalımıza abone olun,

put your comments below, and share the video with your friends.

yorumlarınızı aşağıya yazın ve videoyu arkadaşlarınızla paylaşın.

Thank you and see you.

Teşekkür ederim ve görüşürüz.

Hello guys and welcome to this English course on adjectives.

Merhaba arkadaşlar, sıfatlarla ilgili bu İngilizce kursuna hoş geldiniz.

In this video, I'm gonna talk to you about adjectives order

Bu videoda sizlere, bir ismi nitelemek için birden fazla sıfat kullanmanın cümle içindeki

in a sentence using more than one adjective to modify a noun.

sıfat sıralamasından bahsedeceğim .

Now this is a very important topic because if you use more than one

Şimdi bu çok önemli bir konu çünkü bir ismi değiştirmek için birden fazla sıfat kullanıyorsanız

adjective to modify a noun, you have to follow a specific order, so you

belirli bir sırayı takip etmeniz gerekiyor, dolayısıyla

need to keep watching. Let's get started.

izlemeye devam etmeniz gerekiyor. Başlayalım.

Let's take a look at this adjective order.

Şimdi bu sıfat sırasına bir göz atalım.

It looks like a lot at first, but you will learn very fast and practice will help.

İlk başta çok gibi görünebilir, ancak çok hızlı öğreneceksiniz ve pratik yapmak yardımcı olacaktır.

Let's have a look together. First, we will use the adjectives describing

Gelin birlikte bir göz atalım. Öncelikle kaliteyi anlatan veya görüşünüzü bildiren

quality or giving your opinion. Like delicious, beautiful, or good.

sıfatları kullanacağız . Lezzetli, güzel veya iyi gibi.

Then, we will talk about size. Adjectives like tall, short, big.

Daha sonra boyut hakkında konuşacağız. Uzun, kısa, büyük gibi sıfatlar.

Then comes age. Like old, young, new, twenty-year-old.

Sonra yaş gelir. Yaşlı, genç, yeni, yirmi yaşındaki gibi.

Then comes shape. Adjectives like round, or square.

Daha sonra şekil gelir. Yuvarlak veya kare gibi sıfatlar.

Then color - red, green, blue. Origin - like Korean, Mexican, or

Sonra renk - kırmızı, yeşil, mavi. Kökeni: Kore, Meksika veya

American. Material - like glass, gold, or wooden.

Amerika gibi. Malzeme – cam, altın veya ahşap gibi.

And finally, purpose adjectives like sport or coffee.

Ve son olarak spor veya kahve gibi amaç sıfatları.

Remember my cup from the first video? Well we could say -

İlk videodaki bardağımı hatırlıyor musun? Şöyle diyebiliriz:

it's a great big old round white Korean plastic cup.

Bu büyük, eski, yuvarlak, beyaz bir Kore plastik bardağı.

So a great - giving my opinion. big - the size.

Yani harika - fikrimi söylüyorum. büyük - boyut.

old - the age. round - for the shape .

yaşlı - yaş. yuvarlak - şekil için.

white - the color. Korean - for the

beyaz - renk. Korece - kökenleri için

origins. plastic - the material.

. plastik - malzeme.

That's the adjective order. I cannot break it. I have to follow it.

Sıfat sırası budur. Onu kıramam. Onu takip etmeliyim.

Don't worry guys. Most of the time you will only use one maybe

Endişelenmeyin arkadaşlar. Çoğu zaman bir cümlede

two or three adjectives in one sentence. But still you have to follow this order.

yalnızca bir, belki iki veya üç sıfat kullanırsınız . Ama yine de bu sırayı takip etmelisiniz.

Let's now look together at a few sentences with multiple adjectives.

Şimdi birden fazla sıfat içeren birkaç cümleye birlikte bakalım.

For example, these beautiful young girls went to school.

Mesela bu güzel genç kızlar okula gitti.

First, how many adjectives do you see in that sentence?

Öncelikle bu cümlede kaç tane sıfat görüyorsunuz?

I see two adjectives beautiful and young. The order is beautiful - your opinion.

Güzel ve genç iki sıfat görüyorum. Sipariş çok güzel - sizin fikriniz.

And then, 'young' for age. Second example.

Ve sonra yaşına göre 'genç'. İkinci örnek.

I have dirty old running shoes. How many adjectives can you see?

Kirli, eski koşu ayakkabılarım var. Kaç tane sıfat görebiliyorsun?

There are three. Dirty - your opinion.

Üç vardır. Kirli - senin fikrin.

Old -the age And running - which is a purpose

Yaşlılık ve koşma-amaçlı sıfatlardır

adjectives. Then we have - that's a hot green Korean pepper.

. Sonra elimizde sıcak yeşil bir Kore biberi var.

How many adjectives? There are three adjectives.

Kaç sıfat? Üç sıfat var.

Hot - your opinion. Green - the colour.

Sıcak - senin fikrin. Yeşil - renk.

Korean - the origins. And finally, Canada is a nice large country.

Korece - kökenler. Ve son olarak Kanada güzel ve büyük bir ülke.

Two adjectives. Nice - for your opinion.

İki sıfat. Güzel - fikrinize göre.

And large - for the size. Let's now review the

Ve büyük - boyuta göre. Şimdi cümleleri telaffuz açısından birlikte

sentences together for pronunciation. Please repeat after me.

inceleyelim . Lütfen benden sonra tekrar et.

These beautiful young girls went to school. These beautiful young girls went to school.

Bu güzel genç kızlar okula gittiler. Bu güzel genç kızlar okula gittiler.

I have dirty old running shoes. I have dirty old running shoes.

Kirli, eski koşu ayakkabılarım var. Kirli, eski koşu ayakkabılarım var.

Good. That's a hot green Korean pepper.

İyi. Bu sıcak yeşil Kore biberi.

That's a hot green Korean pepper. Very nice. And finally,

Bu sıcak yeşil Kore biberi. Çok güzel. Ve son olarak

Canada is a nice large country. Canada is a nice large country.

Kanada güzel ve büyük bir ülke. Kanada güzel ve büyük bir ülke.

Good job guys. Let's now move on to more practice.

İyi iş beyler. Şimdi daha fazla uygulamaya geçelim.

Okay guys you are experts now. Time to move on to some extra practice.

Tamam arkadaşlar artık uzmansınız. Biraz daha pratik yapmaya geçmenin zamanı geldi.

I have sentences for you - some of them are correct - some of them are not.

Sizlere cümlelerim var; bazıları doğru, bazıları değil.

And it's up to you to tell me. Let's have a look.

Ve bunu bana söylemek sana kalmış. Bir bakalım.

She is a tall British woman. Now how many adjectives can you see in

Kendisi uzun boylu bir İngiliz kadınıdır. Şimdi bu cümlede kaç tane sıfat görebiliyorsunuz

this sentence? I see two adjectives.

? İki sıfat görüyorum.

And is the order correct? Tall - is the size.

Peki sıralama doğru mu? Uzun - boyuttur.

British - the origins. So it is correct. Yes.

İngiliz - kökenler. Yani bu doğru. Evet.

Size comes before origins. She is a tall British woman.

Boyut kökenlerden önce gelir. Kendisi uzun boylu bir İngiliz kadınıdır.

I have a red big ball. How many adjectives?

Kırmızı büyük bir topum var. Kaç sıfat?

Two. And is the order correct?

İki. Peki sıralama doğru mu?

Red is the color and big is the size.

Kırmızı renktir ve büyük bedendir.

Well no it isn't. It should be - I have a big red ball.

Hayır değil. Öyle olmalı; büyük, kırmızı bir topum var.

Size comes before color. I got a gold new watch.

Boyut renkten önce gelir. Yeni bir altın saat aldım.

Again, I suppose you know - two adjectives. Gold for the material.

Yine, sanırım biliyorsunuz - iki sıfat. Malzeme için altın.

and new for the age. And age comes before material so it should

ve çağına göre yeni. Ve yaş maddiyattan önce gelir, bu yüzden

be I got a new gold watch.

yeni bir altın saat almam gerekiyor.

My mother has red long hair. We have two adjectives.

Annemin kızıl uzun saçları var. İki sıfatımız var.

Red for the colour. And long - the size.

Renk için kırmızı. Ve uzun - boyut.

And size comes before color so it should be, My mother has a long red hair.

Ve büyüklük renkten önce gelir, öyle de olmalı, Annemin uzun kızıl saçları var.

And finally, this is a cute little white puppy.

Ve son olarak, bu sevimli küçük beyaz bir köpek yavrusu.

Three adjectives. Is the order correct?

Üç sıfat. Sipariş doğru mu?

what do you think? Well it is correct.

Ne düşünüyorsun? Peki bu doğru.

We have 'cute' for your opinion. ' 'little' for the size.

Fikriniz için 'sevimli' var. 'Boyut için 'küçük'.

'white' for the color. And the order is correct.

renk için 'beyaz'. Ve sipariş doğrudur.

This is a cute little white puppy Okay guys.

Bu sevimli küçük beyaz bir köpek yavrusu. Tamam millet.

Thank you for watching this video. I hope this helped you understand adjective

Bu videoyu izlediğiniz için teşekkür ederiz. Umarım bu, sıfat

order. This is not that difficult.

sırasını anlamanıza yardımcı olmuştur. Bu o kadar da zor değil.

My students learn this order very quickly and I'm sure you will, too.

Öğrencilerim bu düzeni çok çabuk öğreniyorlar ve eminim siz de öğreneceksiniz.

That's it for this video. I hope to see you in the next one. Bye.

Bu videomuz bu kadar. Bir sonrakinde görüşürüz umarım. Hoşçakal.

Thanks guys for watching my video.

Videomu izlediğiniz için teşekkürler arkadaşlar.

If you've liked it, please show us your support by clicking like,

Eğer beğendiyseniz beğen tuşuna basarak,

subscribing to the channel

kanala abone olarak

putting your comments below

yorumlarınızı aşağıya koyarak

and sharing it with all your friends. See you.

ve tüm arkadaşlarınızla paylaşarak bize desteğinizi gösterebilirsiniz. Görüşürüz.

Hello students and welcome back to my English course on adjectives.

Merhaba öğrenciler, sıfatlarla ilgili İngilizce kursuma tekrar hoş geldiniz.

In this video, I'm going to talk to you about intensifiers and mitigators.

Bu videoda sizinle yoğunlaştırıcılar ve hafifleticiler hakkında konuşacağım.

Now what are those? Don't be scared of their names.

Peki bunlar nedir? İsimlerinden korkmayın.

Intensifiers are simply words that will make adjectives stronger.

Yoğunlaştırıcılar basitçe sıfatları güçlendirecek kelimelerdir.

They will give adjectives more power or more emphasis.

Sıfatlara daha fazla güç veya daha fazla vurgu verecekler.

For example, two very common intensifiers in English are ‘really’ and ‘very’.

Örneğin, İngilizce'de çok yaygın olan iki yoğunlaştırıcı 'gerçekten' ve 'çok'tur.

Mitigators on the other hand, make the adjectives weaker like the words brother or family.

Azaltıcılar ise kardeş, aile gibi sıfatları zayıflatır.

But we're gonna go into a little more detail. Keep watching.

Ama biraz daha detaya ineceğiz. İzlemeye devam edin.

Let's start with intensifiers. And I have a list of intensifies for you.

Yoğunlaştırıcılarla başlayalım. Ve sizin için yoğunlaştırılmış bir listem var.

Of course these are not all of them, but it's a good start because they are very common

Tabii ki hepsi bunlar değil ama çok yaygın oldukları için iyi bir başlangıç.

in English. Let's have a look.

İngilizce. Bir bakalım.

really This video is really interesting.

gerçekten Bu video gerçekten ilginç.

The adjectives in this sentence is interesting and we make it stronger with the intensifier,

Bu cümledeki sıfatlar ilginç ve 'gerçekten' yoğunlaştırıcısıyla onu güçlendiriyoruz

‘really’. It's really interesting.

. Bu gerçekten ilginç.

very For example, I'm very happy to learn English.

Mesela İngilizce öğrendiğim için çok mutluyum.

The adjective is ‘happy’. And we give it more power with the intensifier.

Sıfat 'mutlu'dur. Yoğunlaştırıcıyla ona daha fazla güç veriyoruz.

very I am very happy to learn English.

İngilizce öğrendiğim için çok mutluyum.

Other intensifiers include absolutely. or example your new dress is absolutely amazing.

Diğer yoğunlaştırıcılar kesinlikle içerir. ya da örneğin yeni elbisen kesinlikle muhteşem.

‘extremely’ Like

'aşırı'

‘It's extremely cold outside.” ‘incredibly’

'Dışarısı aşırı soğuk' gibi. 'inanılmaz derecede'

For example, ‘Your son is incredibly smart.’ ‘completely’

Örneğin, 'Oğlunuz inanılmaz derecede akıllı.' 'tamamen'

‘My wallet is completely empty.’ unusually

'Cüzdanım tamamen boş.' alışılmadık bir şekilde

‘The classroom was unusually quiet.’ And finally, ‘enough’.

'Sınıf alışılmadık derecede sessizdi.' Ve son olarak 'yeter'.

‘He isn't old enough to drive.’ Now for this last sentence, the adjective

'Araba kullanacak kadar yaşlı değil.' Şimdi bu son cümle için sıfat

is old and II intensifier is enough. It's a special case because as you can hear

eski ve II yoğunlaştırıcısı yeterli. Bu özel bir durum çünkü duyabildiğiniz

and see, ‘enough’ always comes after the adjective.

ve görebildiğiniz gibi 'yeter' her zaman sıfattan sonra gelir.

Intensifiers are commonly used with comparative and superlative adjectives.

Yoğunlaştırıcılar genellikle karşılaştırma ve üstünlük sıfatlarıyla birlikte kullanılır.

For example, with comparative adjectives, we offer news much.

Mesela karşılaştırmalı sıfatlarla çok haber sunuyoruz.

For example, ‘He runs much faster than me.’ ‘Faster’ is the comparative form of the

Örneğin, 'Benden çok daha hızlı koşuyor.' 'Daha hızlı', 'hızlı' sıfatının karşılaştırmalı biçimidir

adjective ‘fast’. And to intensify the comparison, we use the

. Karşılaştırmayı yoğunlaştırmak için

intensifier ‘much’. So he runs much faster than me.

'çok' yoğunlaştırıcısını kullanıyoruz. Bu yüzden benden çok daha hızlı koşuyor.

We also use ‘a lot’. For example, ‘This red bag is a lot heavier

Aynı zamanda 'çok' ifadesini de kullanırız. Örneğin, 'Bu kırmızı çanta

than this white bag’. ‘heavier’ is the comparative form of the

bu beyaz çantadan çok daha ağır'. 'ağır', 'ağır' sıfatının karşılaştırmalı biçimidir

adjective ‘heavy’. And we make it even more powerful with ‘a

. Ve 'çok daha ağır' ile onu daha da güçlü hale getiriyoruz

lot heavier’. And we also use ‘fun’.

. Ayrıca 'eğlence' kelimesini de kullanıyoruz.

For example, ‘She is far taller than me’. ‘taller’ is the comparative of ‘tall’.

Örneğin, 'Benden çok daha uzun'. 'uzun', 'uzun'un karşılaştırmasıdır.

We make it more powerful with ‘far’. ‘Far taller than me’.

'Uzak' ile onu daha güçlü hale getiriyoruz. 'Benden çok daha uzun'.

Now with superlative adjectives, we can use ‘easily’.

Artık üstünlük sıfatlarıyla 'kolayca'yı kullanabiliriz.

For example, ‘This is easily the best restaurant in town’.

Örneğin, 'Bu kesinlikle şehirdeki en iyi restorandır'.

‘best’ is the superlative form of the adjective ‘good’.

'en iyi', 'iyi' sıfatının en üstün halidir.

And we make it even more powerful by saying, ‘easily the best restaurant’.

Ve 'kolayca en iyi restoran' diyerek bunu daha da güçlendiriyoruz.

And we also use ‘by far’. For example, ‘Sarah is by far the smartest

Ayrıca 'açık ara'yı da kullanıyoruz. Örneğin, 'Sarah

girl in class’. Let's move on to mitigators.

sınıftaki açık ara en zeki kız'. Hafifleticilere geçelim.

Now mitigators are the opposite of intensifiers. They weaken the adjectives.

Artık azaltıcılar, yoğunlaştırıcıların tam tersidir. Sıfatları zayıflatırlar.

Let's look at a few examples. Mitigators include ‘fairly’.

Birkaç örneğe bakalım. Azaltıcı faktörler arasında 'adil' de yer alıyor.

For example, ‘It's fairly sunny today’. The adjective ‘sunny’ is weakened by the

Örneğin, 'Bugün hava oldukça güneşli'. 'Güneşli' sıfatı 'oldukça' hafifletici tarafından zayıflatılmıştır

mitigator ‘fairly’. So it's not sunny it's a bit less than sunny.

. Yani hava güneşli değil, güneşliden biraz daha az.

Other mitigator ‘rather’. So when I say, ‘I'm rather tired’,

Diğer hafifletici 'oldukça'. Yani 'Oldukça yorgunum' dediğimde

I'm not exactly tired. I'm a bit less.

tam olarak yorgun değilim. Biraz daha azdım.

The adjective is less powerful because of this ‘rather’.

Sıfat bu 'oldukça' nedeniyle daha az güçlüdür.

Other example, ‘pretty’. ‘It's pretty expensive’.

Başka bir örnek, 'güzel'. 'Oldukça pahalı'.

Which means it's not expensive. It's a little bit less.

Bu da pahalı olmadığı anlamına geliyor. Biraz daha az.

Oh quite like, ‘The movie was quite good’. The adjective ‘good’ is less powerful

Ah, 'Film oldukça iyiydi' gibi. 'İyi' sıfatı

because of this ‘quite’. Now be very careful because if you use ‘quite’

bu 'oldukça' nedeniyle daha az güçlüdür. Şimdi çok dikkatli olun çünkü 'oldukça'

with an extreme adjective such as ‘terrible’, ‘perfect’, ‘enormous’, or ‘excellent’

kelimesini 'korkunç', 'mükemmel', 'muazzam' veya 'mükemmel' gibi aşırı bir sıfatla birlikte kullanırsanız

– quite means ‘absolutely’.

, oldukça 'kesinlikle' anlamına gelir.

It becomes an intensifier. For example, ‘She is quite gorgeous.’

Yoğunlaştırıcı haline gelir. Örneğin, 'O oldukça muhteşem.'

Means she is absolutely gorgeous. It's more powerful because of the intensified

Onun kesinlikle muhteşem olduğu anlamına geliyor. Yoğunlaştırılmış 'oldukça' nedeniyle daha güçlü

‘quite’. So be very careful when you use ‘quite’

. Bu yüzden 'oldukça' sözcüğünü kullanırken çok dikkatli olun

because depending on the adjective that you choose it has a different meaning.

çünkü seçtiğiniz sıfata bağlı olarak farklı bir anlamı vardır.

And it can be either an intensifier or a mitigator. Let's move on.

Ve bu, yoğunlaştırıcı veya hafifletici olabilir. Hadi devam edelim.

Just as intensifiers, mitigators can be used with comparative adjectives.

Tıpkı yoğunlaştırıcılar gibi hafifleticiler de karşılaştırma sıfatlarıyla birlikte kullanılabilir.

Let's look at a few examples. We can use ‘a bit’.

Birkaç örneğe bakalım. 'Biraz'ı kullanabiliriz.

For example, ‘He's a bit faster than me’. When you say, “He's a bit faster than me,”

Örneğin, 'Benden biraz daha hızlı'. "O benden biraz daha hızlı" dediğinizde,

it's less powerful than “He's faster than me.”

"O benden daha hızlı" demekten daha az güçlüdür.

So ‘a bit’ it's mitigates it weakens ‘faster’. Same goes for ‘rather’.

Yani 'biraz' hafifletiyor, 'daha hızlı' zayıflıyor. Aynı şey 'oldukça' için de geçerli.

For example, ‘This dress is rather nicer than that dress’.

Örneğin, 'Bu elbise şu elbiseden çok daha güzel'.

It weakens the comparison the nicer. Third case we can say ‘a little bit’.

Karşılaştırmayı daha da zayıflatır. Üçüncü durumda 'biraz' diyebiliriz.

For example, ‘There's a little bit more rain today than yesterday’.

Örneğin, 'Bugün düne göre biraz daha fazla yağmur var'.

It's less powerful then. There's more rain.

O zaman daha az güçlüdür. Daha çok yağmur var.

And finally we can say, ‘slightly’. For example, ‘My car is slightly older than

Ve son olarak 'biraz' diyebiliriz. Örneğin, 'Benim arabam

your car’. So it's just a little bit older than your

senin arabandan biraz daha eski'. Yani arabanızdan biraz daha eski

car. It's weak because of this mitigator.

. Bu hafifletici maddeden dolayı zayıf.

Let's now move on to practice. I want things to be very clear so I have a

Şimdi uygulamaya geçelim. Her şeyin çok açık olmasını istiyorum, bu yüzden

few example sentences for you guys. And I want you to tell me if you see an intensifier

sizin için birkaç örnek cümlem var. Ve eğer bir yoğunlaştırıcı görürsen bana söylemeni istiyorum

or a mitigator. Let's have a look first.

veya bir hafifletici. Önce bir bakalım.

‘It's a very interesting game’. Now what's the adjective in that sentence?

'Çok ilginç bir oyun' Şimdi bu cümledeki sıfat nedir?

‘interesting’ of course. What about ‘very’.

'ilginç' elbette. 'Çok'a ne dersiniz?

Is it an intensifier or a mitigator? What do you think?

Yoğunlaştırıcı mı yoksa hafifletici mi? Ne düşünüyorsun?

It's an intensifier of course. It's a very interesting game.

Elbette bu bir yoğunlaştırıcıdır. Çok ilginç bir oyun.

It's more powerful thanks to this ‘very’. The second sentence, ‘She cooks fairly good

Bu 'çok' sayesinde daha güçlü. İkinci cümle, 'Oldukça iyi makarna pişiriyor

pasta’. Now the adjective in this sentence is ‘good’.

'. Şimdi bu cümledeki sıfat 'iyi'dir.

I'm sure you know what about ‘fairly’. Is it an intensifier or a mitigator?

Eminim 'adil' kavramının ne olduğunu biliyorsunuzdur. Yoğunlaştırıcı mı yoksa hafifletici mi?

It's a mitigator guys. The adjective ‘good’ is less powerful

Bu bir hafifletici etken arkadaşlar. 'İyi' sıfatı

because of ‘fairly’. ‘She cooks fairly good pasta’.

'oldukça' nedeniyle daha az güçlüdür. 'Oldukça iyi makarna pişiriyor'.

The third example, ‘He's quite brilliant at speaking English’.

Üçüncü örnek, 'İngilizce konuşmada oldukça başarılı'.

The adjective is ‘brilliant’. Now just a hint.

Sıfat 'parlak'tır. Şimdi sadece bir ipucu.

It's an extreme adjective. ‘brilliant’ is a very strong adjective,

Bu aşırı bir sıfat. 'mükemmel' çok güçlü bir sıfat,

so what about ‘quite’? Is it an intensifier or a mitigator?

peki 'oldukça' ne olacak? Yoğunlaştırıcı mı yoksa hafifletici mi?

It is an intensifier of course because the adjective is extreme.

Sıfat aşırı olduğu için elbette yoğunlaştırıcıdır.

I hope you got that. Next example.

Umarım bunu anlamışsındır. Sonraki örnek.

‘She's a bit younger than I am’. The adjective is actually a comparative adjective.

'Benden biraz daha genç'. Sıfat aslında karşılaştırmalı bir sıfattır.

In this sentence, ‘younger’ a bit acts as a mitigator of course.

Bu cümlede 'genç' tabi ki biraz hafifletici rol oynuyor.

And finally, ‘My dog is much fatter than my cat’.

Ve son olarak 'Köpeğim kedimden çok daha şişman'.

Again, it's a comparative adjective ‘fatter’. And what about ‘much’?

Yine karşılaştırmalı bir sıfat olan 'şişman'. Peki ya 'çok'?

What do you think? Intensifier, mitigator?

Ne düşünüyorsun? Yoğunlaştırıcı mı, hafifletici mi?

It's an intensifier. It's much fatter than my cat.

Bu bir yoğunlaştırıcıdır. Benim kedimden çok daha şişman.

Good job guys. Let's move on.

İyi iş beyler. Hadi devam edelim.

Let's go through the sentences again and focus on pronunciation.

Cümlelerin üzerinden tekrar geçelim ve telaffuza odaklanalım.

Please repeat after me. It's a very interesting game.

Lütfen benden sonra tekrar et. Çok ilginç bir oyun.

One more time. It's a very interesting game.

Bir kez daha. Çok ilginç bir oyun.

Good. Second example.

İyi. İkinci örnek.

She cooks fairly good pasta. She cooks fairly good pasta.

Oldukça iyi makarna pişiriyor. Oldukça iyi makarna pişiriyor.

Third example guys. He's quite brilliant at speaking English.

Üçüncü örnek arkadaşlar. İngilizce konuşma konusunda oldukça başarılıdır.

One more time. He's quite brilliant at speaking English.

Bir kez daha. İngilizce konuşma konusunda oldukça başarılıdır.

Moving on. She's a bit younger than I am.

Hareketli. Benden biraz daha genç.

She's a bit younger than I am. And finally, my dog is much fatter than my

Benden biraz daha genç. Ve son olarak köpeğim kedimden çok daha şişman

cat. My dog is much fatter than my cat.

. Köpeğim kedimden çok daha şişman.

Excellent guys. Thank you guys for watching the video.

Mükemmel adamlar. Videoyu izlediğiniz için teşekkür ederim arkadaşlar.

I hope this has helped. Now using intensifiers and mitigators takes

Umarım bu yardımcı olmuştur. Artık yoğunlaştırıcıları ve azaltıcıları kullanmak

practice. A lot of practice.

pratik gerektiriyor. Çok fazla pratik.

But I'm sure you can do it and it's worth it.

Ama eminim ki bunu yapabilirsiniz ve buna değer.

It will make a true difference to your speaking skills.

Konuşma becerilerinizde gerçek bir fark yaratacaktır.

Thank you for watching. See you next time.

İzlediğiniz için teşekkürler. Bir dahaki sefere görüşürüz.

Thank you guys for watching my video and for watching this

Videomu izlediğiniz ve

English course on adjectives. If you want to see more videos on adjectives

sıfatlarla ilgili bu İngilizce kursunu izlediğiniz için teşekkür ederim. Sıfatlar ve diğer konularla ilgili daha fazla video görmek istiyorsanız

and other things please show us your support.

lütfen bize desteğinizi gösterin.

Click ‘like’, subscribe to the channel, put

'Beğen'e tıklayın, kanala abone olun,

your comments below and share the video with your friends.

yorumlarınızı aşağıya yazın ve videoyu arkadaşlarınızla paylaşın.

Thank you and see you.

Teşekkür ederim ve görüşürüz.