55 Common English Phrases For Daily Conversation

Hey everyone, I'm Andrea your RealLife English fluency coach

Herkese merhaba, ben RealLife İngilizce akıcılık koçunuz Andrea

and in today's lesson you are going to be learning 55

ve bugünün dersinde, konuşurken kulağa daha doğal gelmesi için konuşmalarda kullanmaya başlayabileceğiniz 55

common English phrases that you can start using

yaygın İngilizce ifadeyi öğreneceksiniz,

in conversations to sound more natural when speaking

so these phrases that I will teach you today are ones that natives use

bu yüzden bugün size öğreteceğim bu ifadeler yerlilerin

a lot they are alternatives to very common or more

çokça kullandığını, bunlar kendinizi ifade etmenin çok yaygın veya daha

formal ways of expressing yourself maybe the types that you learn in a classroom

resmi yollarının alternatifleridir, belki bir sınıfta öğrendiğiniz türlerdir, bu

so we are here to teach you how natives really speak in the real world so you

yüzden size yerlilerin gerçek dünyada gerçekten nasıl konuştuklarını öğretmek için buradayız, böylece

can grab yourself a nice cup of tea or a cup of coffee and

kendinize güzel bir fincan kapabilirsiniz çay ya da bir fincan kahve ve

a notebook and pen so that you can start jotting these down while you watch the

bir defter ve kalem, böylece dersi izlerken bunları not etmeye başlayabilir

lesson and then you can start learning them and

ve daha sonra bunları öğrenmeye ve

using them.

kullanmaya başlayabilirsiniz.

In case you're new here I want to let

Burada yeniyseniz, gerçek dünyada İngilizce yaşamanız, öğrenmeniz ve konuşmanız için size sınıfın ötesinde

you know that we are here to guide you beyond the classroom

rehberlik etmek için burada olduğumuzu bilmenizi isterim, bu

to live and learn and speak English in the real world

so be sure to hit that subscribe button and the bell down below

yüzden abone ol düğmesine ve aşağıdaki zile bastığınızdan emin olun.

so that you don't miss any of our new lessons.

Yeni derslerimizi kaçırmayın .

Okay so the first phrases that we're going to have a look at

Pekala, bakacağımız ilk ifadeler

are how to ask someone how they are.

birisine nasıl olduğunu nasıl soracağımızla ilgili.

So you've probably learned that you would

Muhtemelen nasılsın diyeceğinizi öğrenmişsinizdir

say how are you and while we do still use this natives

ve biz hala bunu kullanırken yerliler

use a lot of other expressions a lot of

other phrases to ask this question so the first

bu soruyu sormak için birçok başka ifade kullanırlar, bu yüzden

one is how have you been okay so there i'm pronouncing every

ilki nasılsın nasılsın iyi misin yani oradayım Her

single word quite clearly but when we tend to ask this question we

bir kelimeyi oldukça net bir şekilde telaffuz ediyorum ama bu soruyu sorma eğiliminde olduğumuzda, nasılsın demek yerine

do use contractions and connected speech so

kısaltmalar ve bağlantılı konuşmalar kullanıyoruz

rather than saying how have you been I would say how have you been so

how and have contract to make howv

however and it's a lot faster it's a lot more

daha hızlı çok daha

natural and this is the way that natives speak also

doğal ve bu yerlilerin konuşma şeklidir ayrıca

what tends to happen here is the you isn't really sounded out the way

burada olma eğiliminde olan şey şu ki, kulağa gerçekten resmi bir şekilde gelmiyor, bu yüzden

that it is like formally so instead of saying

how have you been we would say how have you been so that

nasıl oldun demek yerine nasıl oldun derdik kulağa

you sounds a bit more like a ya so that's

biraz daha çok ya gibi geliyor, bu yüzden

some connected speech there as well and certainly in America they would do this

orada da bağlantılı bir konuşma var ve kesinlikle Amerika'da bunu kesinlikle yapacaklardı,

for sure another way to say this is what have you

bunu söylemenin başka bir yolu,

been up to but again instead of saying and

ama yine de

expressing every single word we would say what have you been up to so

her birini söylemek ve ifade etmek yerine kelime olarak ne yapıyorsun derdik yani

again we use contractions, I know sometimes

yine kısaltmalar kullanıyoruz, biliyorum bazen

learners are afraid of using contractions because they think that

öğrenenler kısaltma kullanmaktan korkuyorlar çünkü

it's really informal but i'm here to tell you they are not

bunun gerçekten gayri resmi olduğunu düşünüyorlar ama ben size bunların resmi olmayan olmadığını,

informal they are a part of everyday speech and you

her günün bir parçası olduklarını söylemek için buradayım konuşma ve

can write using contractions as well just as long

kısaltmaları kullanarak da yazabilirsiniz,

as it's not maybe for an essay or some formal writing what have

belki bir makale veya resmi bir yazı için olmadığı sürece, ne

you been up to is also a great way to ask this question

yaptığınız da bu soruyu sormanın harika bir yoludur

because rather than how are you which can be quite a closed question

çünkü nasılsınız yerine, bu oldukça kapalı olabilir.

what have you been up to makes you think of a longer length of time

ne yaptın sorusu seni daha uzun süre düşündürüyor

and you can really answer this question in a more open way so it's a great one

ve bu soruyu gerçekten daha açık bir şekilde cevaplayabilirsin, bu yüzden kullanması harika, bu

to use so the next three phrases are really

yüzden sonraki üç kelime öbeği gerçekten

useful they're quite simple but can be used both

faydalı, oldukça basitler ama hem

in the US and the UK and natives use them a lot and you can too

ABD'de hem de Birleşik Krallık'ta kullanılabilir ve yerliler bunları çok kullanır ve siz de kullanabilirsiniz ve bunlar

and they are how are things how's it going

nasıl gidiyor

and what's up so very simple but again ones that natives really use

ve ne var ne yok çok basit ama yine yerlilerin gerçekten kullandıkları bu

so now we're going to look at some ways of responding to these types of

yüzden şimdi bakacağız Bu tür sorulara yanıt vermenin bazı yolları,

questions such as how are you and all the great ones that we just

örneğin nasılsınız ve az önce incelediğimiz tüm harika sorular

looked at so the first one is can't complain so this is a great way

yani ilki şikayet edemezsiniz, yani bu,

to respond to how are you if you're feeling good or things are

kendinizi nasıl hissediyorsanız nasılsınız sorusuna yanıt vermenin harika bir yoludur. iyi ya da işler

generally quite normal you could say can't complain meaning

genellikle oldukça normal diyebilirsin şikayet edemezsin yani

that things are going well you have no complaints there's no

işlerin iyi gittiğini söyleyebilirsin şikayetin yok

negative things happening and this is a great way of responding

olumsuz bir şey olmuyor ve bu

very simply to a question of how are you another way

nasılsın sorusuna çok basit bir şekilde yanıt vermenin başka bir yolu

you could say pretty good so if you're feeling quite good you're feeling happy

oldukça iyi deyin, yani kendinizi oldukça iyi hissediyorsanız,

instead of just saying I'm fine you could say

sadece iyiyim demek yerine mutlu hissediyorsunuzdur,

pretty good if things are going really well you could say

eğer işler gerçekten iyi gidiyorsa, oldukça iyi diyebilirsiniz,

never been better so this would mean that you're feeling really great nothing

hiç bu kadar iyi olmamıştı diyebilirsiniz, bu, kendinizi iyi hissettiğiniz anlamına gelir gerçekten harika

negative is happening you're feeling really positive and you've never been

olumsuz hiçbir şey olmuyor kendinizi gerçekten olumlu hissediyorsunuz ve

better literally like things are going so well

tam anlamıyla hiç bu kadar iyi olmamıştınız sanki işler çok iyi gidiyormuş gibi ancak işler o kadar iyi

however if they're not going so well you could say

gitmiyorsa

could be better so we have never been better

daha iyi olabilirdi diyebilirsiniz yani işler yolundayken biz hiç bu kadar iyi olmamıştık

when things are going really well and you could have could be better

gerçekten iyi gidiyor ve

if things could go better because they're not going so great at the moment

işler daha iyi olabilseydi daha iyi olabilirdi çünkü şu anda işler pek iyi gitmiyor

and if you generally don't have much to say

ve genellikle

when someone is asking you how you are you might say

biri size nasıl olduğunuzu sorduğunda söyleyecek pek bir şeyiniz yoksa

same old and this doesn't necessarily mean that things are negative

eskisi gibi diyebilirsiniz. ve bu, her şeyin olumsuz olduğu anlamına gelmez,

just means you've been doing the same nothing different has really been

sadece aynı şeyi yaptığınız anlamına gelir, aslında farklı hiçbir şey olmuyordu, bu yüzden

happening so nothing really exciting to report so

rapor edecek gerçekten heyecan verici bir şey yok, bu yüzden

you just say same old or same old really there's

sadece aynı eski veya aynı eski, gerçekten bunda

nothing wrong with that so next we're going to look at phrases

yanlış bir şey yok, bu yüzden sıradaki biz teşekkür

that you can use to say thank you so instead you could say to

etmek için kullanabileceğiniz ifadelere bakacağız, bunun yerine birine

someone you're a star or you're the best

yıldız olduğunuzu veya en iyisi olduğunuzu

or even you're an angel so if you want to say thank you to someone without

ve hatta bir melek olduğunuzu söyleyebilirsiniz, bu nedenle birine teşekkür etmek isterseniz

using those two words these three are great ways of showing gratitude.

bu iki kelimeyi kullanmadan, bu üçü şükran göstermenin harika yollarıdır. Sana

You could even say I owe you one because

borçluyum bile diyebilirsin çünkü

that would mean that you owe them a favor because maybe

bu senin onlara bir iyilik borçlu olduğun anlamına gelir çünkü belki

they helped you out in some way they did you a favor and you want to

sana bir şekilde yardım ettiler, onlar sana bir iyilik yaptılar ve sen de onlara borçluyum

repay them so by saying I owe you one that's another

diyerek onlara borcumu ödemek istiyorsun, bu

way of saying thank you because someone did something kind for you or helped you

demenin başka bir yolu. teşekkür ederim çünkü birisi senin için nazik bir şey yaptı ya da sana yardım etti

out and you want to repay that kindness back

ve sen de bu iyiliğin karşılığını vermek istiyorsun, takdir ettiğimi de

you could also say I appreciate it so that's how I would say in British

söyleyebilirsin, bu yüzden İngiliz

English but for sure in American English they would say more like I appreciate it

İngilizcesinde böyle derdim ama kesinlikle Amerikan İngilizcesinde daha çok minnettarım derlerdi o

so you have that tap t sound I appreciate it

tap t sesine sahip olmanız için bunu takdir ediyorum,

whereas in British English we say I appreciate it.

oysa İngiliz İngilizcesinde takdir ettiğimi söylüyoruz .

And if I'm not pronouncing the T with a true T but instead with a glottal T

Ve eğer T'yi gerçek bir T ile değil de gırtlaksı bir T ile telaffuz ediyorsam,

I might say I appreciate it so in both those t's they're in appreciate

takdir ettiğimi söyleyebilirim, bu yüzden her iki t'de de takdir ediyorlar

and in it there's a glottal t there so i'm not pronouncing it but there is a

ve orada gırtlaksı bir t var, bu yüzden onu telaffuz etmiyorum ama

sound there where I am stopping the flow of air and

orada hava akışını durdurduğum ve

then releasing it.

sonra serbest bıraktığım bir ses var.

So we could say I appreciate it with a

Yani bunu gerçek bir T ile takdir ettiğimi söyleyebiliriz

true T and we could say I appreciate it with a

ve gırtlaksı bir sesle takdir ettiğimi söyleyebiliriz

glottal t you could also simply say that's

t Ayrıca basitçe bu

fantastic or that's brilliant or that's great so

harika veya bu harika veya bu harika diyebilirsiniz, bu yüzden

do keep in mind that brilliant is quite a british word so you probably won't

parlakın oldukça İngiliz bir kelime olduğunu aklınızda bulundurun, bu yüzden muhtemelen

hear in America that much but you certainly

Amerika'da o kadar çok duymayacaksınız ama

will in the UK if you haven't seen it already I highly

daha önce izlemediyseniz Birleşik Krallık'ta kesinlikle duyacaksınız

recommend a lesson that Ethan did over on our

Ethan'ın

Learn English with TV Series channel: Alternatives to Good, so the lesson is

Learn English with TV Series kanalımızda yaptığı bir dersi şiddetle tavsiye ediyorum: Alternatives to Good, yani ders

don't say good say this instead so there's lots of

don' iyi deme bunun yerine bunu söyle ki

vocabulary there that you can learn for alternative ways of saying

orada iyi demenin alternatif yollarını öğrenebileceğin pek çok kelime var ki buna göz atmanı

good which I highly recommend that you check out

şiddetle tavsiye ederim

because you'll learn lots of new vocabulary if you're feeling a bit stuck

çünkü kelimelerinle biraz sıkışıp kalıyorsan birçok yeni kelime öğreneceksin.

with your English and need that extra push or that extra guidance

İngilizce ve bu ekstra zorlamaya veya ekstra rehberliğe ihtiyacınız varsa,

then I highly recommend our RealLife Native Immersion course

o zaman RealLife Native Immersion kursumuzu şiddetle tavsiye ediyorum,

this course will take you on a 41 week RealLife English adventure and it will

bu kurs sizi 41 haftalık bir RealLife English macerasına çıkaracak ve

be based on our goals to help you use and understand english in the real

İngilizceyi gerçek dünyada kullanmanıza ve anlamanıza yardımcı olacak hedeflerimizi temel alacaktır.

world in a fun natural and convenient way

eğlenceli, doğal ve rahat bir şekilde

and the best part is you can try it right now for free with our three-part

ve en iyi yanı, üç bölümlük

power learning series all you have to do is click up here or

güç öğrenme serimizle hemen şimdi ücretsiz olarak deneyebilmenizdir. Daha fazla bilgi edinmek ve şimdi kaydolmak için tek yapmanız gereken buraya veya

in the description box below to learn more and sign up now

aşağıdaki açıklama kutusuna tıklamak

we look forward to seeing you there.

seni orada görmek için sabırsızlanıyoruz.

So now we're going to look at how to

Şimdi teşekküre nasıl cevap vereceğimize bakacağız, yani rica

respond to thank you so instead of saying you're welcome you

ederim demek yerine

could say it's a pleasure or it's my pleasure

bunun bir zevk veya benim için bir zevk olduğunu söyleyebilirsiniz ki bu

which is a really friendly way of responding to thank you

teşekküre yanıt vermenin gerçekten arkadaşça bir yoludur,

you could also say no worries so don't worry about it don't mention it

endişelenmeyin de diyebilirsiniz bu yüzden endişelenmeyin, bahsetmeyin,

these are kind of similar but all really great ways of responding

bunlar bir nevi benzer ama hepsi gerçekten harika yanıt verme yolları, böylece

to thank you so you could say no worries or

endişelenmeyin diyebilir veya bundan

don't mention it or even it's nothing you know so someone is saying thank you

bahsetmeyebilirsiniz veya hatta bu bildiğiniz bir şey değil, bu yüzden biri teşekkür ediyor

to you because they're really grateful for the way that you've helped them

çünkü onlara yardım etme şeklin için gerçekten minnettarlar

but for you it was nothing or it was a pleasure or don't even mention it

ama senin için bu hiçbir şeydi ya da bir zevkti ya da bundan bahsetme bile

Happy to help, another way is instead of saying you're

yardımcı olmaktan mutluluk duyarım, başka bir yol rica ederim demek yerine rica ederim

welcome you could say you're so welcome you know if you really

diyebilirsin

want to tell that person it was a pleasure for

o kişiye gerçekten senin için bir zevk olduğunu söylemek istiyorsan

you you could say you're so welcome so these are all great

çok hoş geldin diyebilirsin yani bunların hepsi

alternatives to saying you're welcome and great ways of responding to thank

rica ederim demenin harika alternatifleri ve yanıt vermenin harika yolları teşekkür

you okay so next some phrases that you can

ederim tamam o halde şimdi biriyle aynı fikirde olduğunuzda kullanabileceğiniz bazı ifadeler

use when you agree with someone so instead of saying I agree with you

bu yüzden size katılıyorum demek yerine

you could just respond absolutely and hear you mean that you

kesinlikle cevap verebilir ve

totally agree with that person absolutely there is no doubt in your

o kişiyle tamamen aynı fikirde olduğunuzu kastettiğinizi duyabilirsiniz kesinlikle aklınızda hiçbir şüphe yoktur kesinlikle bir

mind or there is no disagreement there at all

anlaşmazlık yok

absolutely and you can say they're with an exclamation mark or an exclamation

ve Amerikan İngilizcesi öğreniyorsanız bir ünlem işareti veya ünlem

point if you're learning American English and

işareti ile olduklarını söyleyebilirsiniz ve

this is a great and simple way to respond when you really agree with

bu, biriyle gerçekten aynı fikirde olduğunuzda yanıt vermenin harika ve basit bir yoludur,

someone another way of saying this is I totally agree

bunu söylemenin başka bir yolu tamamen katılıyorum

or I totally agree with you you could

veya size tamamen katılıyorum,

even just say totally which is probably used more

hatta tamamen de diyebilirsiniz ki bu muhtemelen

in American English and they wouldn't pronounce it like me

Amerikan İngilizcesinde daha çok kullanılır ve bunu benim gibi telaffuz etmezler,

they would say it more with a tap t sound so they would say

daha çok tap t sesiyle söylerler, bu yüzden

totally so there you hear that tap T i say totally or with a glottal t

tamamen öyle derler. o tap T'yi duyarsınız, tamamen veya gırtlaksı bir t ile söylüyorum.

I might say totally which I probably wouldn't use because I just find it

sounds a bit strange but many people speak like this but in

America they would use the American T or the tap T

as it's called and they would say totally

so that t turns more into a d sound a soft

d another great way when you completely agree with someone is to say

Biriyle tamamen aynı fikirde olduğunuzda T'ye dokunun ve tam olarak söylerler, böylece t daha çok bir d sesine dönüşür ve yumuşak bir d olur, başka bir harika yol da,

tell me about it and really here you don't mean that you want more

bana bundan bahset ve gerçekten burada daha fazla bilgi istediğinizi kastetmiyorsunuz.

information or that that person needs to tell you more about the situation

veya o kişinin size durum hakkında daha fazla bilgi vermesi gerektiğini,

it's just a way of agreeing so it's a very great phrase to use

bu sadece bir anlaşma yolu, bu yüzden biriyle aynı fikirde olmak için çok harika bir söz,

to agree with someone it's very simple but very effective so

çok basit ama çok etkili, bu yüzden bana

tell me about it but in America they would probably say

anlatın ama Amerika'da muhtemelen

tell me about it so again there's that tap t

bana anlat derler. bu konuda yine orada o dokunma

sound there and that connected speech so it sounds a little bit different

sesi ve o bağlantılı konuşma var, bu yüzden kulağa biraz farklı geliyor, biriyle aynı fikirde

a couple more great ways to agree with someone is to say

olmanın birkaç harika yolu daha, aynen tekrar söylemek,

exactly so again very exact very precise you agree with that person

çok kesin çok kesin o kişiyle

exactly and finally you could even say you hit the nail on the head and what

tam olarak aynı fikirdesiniz ve sonunda yapabilirsiniz hatta demek istediğin,

you mean there is that the person has got it totally

o kişinin tamamen

right so you completely agree with them they hit the nail on the head

haklı olduğunu ve bu yüzden onlarla tamamen aynı fikirde olduğunu söylüyorsun,

this is a great English expression when you want to agree with someone but also

bu, birisiyle aynı fikirde olmak istediğinde harika bir İngilizce ifadedir ama ayrıca

saying that they are totally correct.

tamamen doğru olduklarını söylüyorlar.

Okay so we've looked at phrases that we

Tamam,

can use when we agree with someone but what about when we disagree with

birisiyle aynı fikirde olduğumuzda kullanabileceğimiz ifadelere baktık ama peki ya

someone now here take caution just because you don't want

birisiyle aynı fikirde olmadığımızda şimdi burada dikkatli olun, çünkü birine yanıt verirken

to sound dismissive or argumentative or

küçümseyici, tartışmacı veya

troublesome when you are responding to someone that

sorun çıkarıcı görünmek istemiyorsunuz.

you disagree with so do keep that in mind these are some

buna katılmıyorsunuz, bu yüzden unutmayın ki bunlar birine

great polite ways of saying that you disagree

katılmadığınızı söylemenin bazı harika kibar yollarıdır,

with someone so the first one is I'm not sure I agree

bu nedenle ilki, sizinle aynı fikirde olduğumdan emin değilim, bu nedenle

with you so here you're not being rude or cold in

burada hiçbir şekilde kaba veya soğuk davranmıyorsunuz.

any way you're just saying that you're not quite

sadece onların söylediklerine katıldığınızdan tam olarak emin olmadığınızı söylüyorsunuz, bu

sure that you agree with what they are saying

so you're still giving your point you're putting your point across that you

yüzden hala aynı fikirde değilsiniz, aynı fikirde olmadığınızı dile getiriyorsunuz,

disagree but in quite a polite way you could also

ancak oldukça kibar bir şekilde,

say not necessarily so again it's a way of

mutlaka böyle olmadığını da söyleyebilirsiniz. yine bu,

saying I don't necessarily agree with you but

seninle aynı fikirde olmadığımı söylemenin bir yolu ama

much shorter and much simply with not necessarily you could even say I don't see it that way

çok daha kısa ve çok basit bir şekilde, ille de öyle görmüyorum bile diyebilirsin, bu yüzden

so again it's just showing that you have

yine sadece

a different point of view or maybe a different opinion

farklı bir bakış açısına sahip olduğunu gösteriyor ya da belki farklı bir görüş,

not that that person is wrong but again you

o kişinin haksız olduğu anlamına gelmez ama yine onların söylediklerine

are expressing that you disagree with what they are saying

katılmadığınızı ifade ediyorsunuz

and finally you could even use some sentences with but

ve son olarak ile bazı cümleler bile kullanabilirsiniz, bu

so this can be really useful when you want to be polite again

nedenle tekrar kibar olmak istediğinizde bu gerçekten yararlı olabilir

you could say that's interesting but and then kind of give your opinion about

bunun ilginç olduğunu söyleyebilirsiniz ama sonra durumla ilgili fikrini söyle

the situation too okay so next we're going to take a look

tamam o zaman şimdi birisi planlarını

at some phrases that you can use when someone has changed plans

değiştirdiğinde kullanabileceğin bazı ifadelere bir göz atacağız, bu yüzden

so you've made plans with someone maybe a friend or a family member and then

birisiyle plan yaptın, belki bir arkadaş ya da aile üyesi ve sonra

towards the last minute or without much notice they've changed the plans

son dakikaya doğru veya çok fazla haber vermeden planları değiştirdiler,

so these are some great ways that you could respond so the first one that you

bu yüzden bunlar yanıt verebileceğiniz harika yollardan bazıları, yani ilk olarak

can say is no worries so this is very simple

diyebileceğiniz şey endişelenmeyin, bu yüzden endişelenmeyin demek yerine bu çok basit

instead of saying don't worry about it a full-blown sentence you could just

bu tam gelişmiş bir cümle sadece

say two words no worries and you are telling that

iki kelime söyleyebilirsin merak etme ve o

person not to worry about it because these things happen that's also

kişiye bunun için endişelenmemesini söylüyorsun çünkü bu şeyler oluyor bu aynı zamanda bu şeylere

a great way to respond these things happen don't worry about it

karşılık vermenin harika bir yolu oluyor bunlar için endişelenme merak etme

no worries they're all really useful ways to

onlar buna yanıt vermenin gerçekten yararlı yollarının tümü,

respond to this you could even just say things happen you don't even have to say

sadece bir şeylerin olduğunu bile söyleyebilirsin,

these things happen you might even just say things happen

bu şeylerin olduğunu söylemene bile gerek yok, sadece bir şeylerin olduğunu bile söyleyebilirsin,

you could also say it can't be helped so if you know that

ayrıca yardımcı olamayacağını da söyleyebilirsin, bu yüzden o kişiyi tanıyorsan

that person is in a situation where they have to cancel your plans

planlarınızı iptal etmek zorunda kaldıkları bir durumda,

you can say it can't be helped so again it's another way of saying don't worry

bunun bir faydası olmadığını söyleyebilirsiniz, yani yine endişelenmeyin demenin başka bir yolu,

about it there's nothing you could do in this

bu durumda yapabileceğiniz hiçbir şey yok

situation and you had to change the plans another alternative to

ve planları değiştirmek zorunda kaldınız başka bir alternatif

no problem is no biggie so again it's not a big

sorun yok, önemli değil, bu yüzden yine önemli değil, bu

deal so these are all great ways of telling

yüzden bunların hepsi birisine planlarını değiştirdiyse endişelenmemesini söylemenin harika yolları

someone not to worry about it if they've changed plans

and sometimes what does happen is you tend to use more of these

ve bazen olan şey, bunlardan daha fazlasını

in a sentence or in a conversation with someone because if someone

bir cümlede kullanma eğiliminde olmanız veya biriyle bir sohbette çünkü birisi size

is telling you that they are really sorry about changing plans you want them

planları değiştirdiğim için gerçekten üzgün olduğunu söylüyorsa, onların

to feel okay about it so you might say don't worry about it

bu konuda iyi hissetmelerini istersiniz, bu yüzden endişelenmeyin diyebilirsiniz,

these things happen it's no biggie so already there I used

bu tür şeyler olur önemli değil, bu yüzden zaten orada

three and that would just be in a small part

üç tane kullandım ve

of a conversation now if someone invites you somewhere and

biri sizi bir yere davet ederse ve siz de onlara bunu yapıp

you want to respond to tell them whether or not you can make it

yapamayacağınızı söylemek için yanıt vermek isterseniz, bu, bir konuşmanın yalnızca küçük bir bölümünde olur. kulağa

these are some great phrases that you can use so very simply you could say

sounds good or sounds great if you can make it

harika geliyor, eğer bu şekilde yapabilirseniz, sizi

so that way you are confirming that you can go

to the invitation that they are inviting you to whether it's dinner

davet ettikleri davete gidebileceğinizi onaylıyorsunuz, ister akşam yemeği, ister

a party or just to catch up also if it's something you're quite excited about you

parti, ister sadece yetişmek için, ayrıca bu sizi oldukça heyecanlandıran bir şeyse, diyebilirsiniz ki

might say i'd love to so this is a great way of responding to

ben Çok isterim, bu, davetini kabul etmeyi seveceğiniz kişiye göstermek için harika bir yanıt verme yöntemidir. Bunu

show the person that you would love to accept their

invitation a polite way of responding that you

won't be able to make it is simply saying sorry I can't, you could

yapamayacağınızı kibarca yanıtlamanın bir yolu, sadece özür dilerim, yapamam, yapabilirsin demektir.

also say I won't be able to make it or

Ayrıca gelemeyeceğimi veya

unfortunately I won't be able to make it so

ne yazık ki gelemeyeceğimi söyleyin, bu yüzden

you'd really like to be there but you can't another way of saying this

gerçekten orada olmak istersiniz ama bunu kaçırmaktan nefret ediyorum demenin başka bir yolu olamaz

is I hate to miss it but and then giving you a reason

ama ve sonra size

why you can't go and finally one that's probably a bit more american

neden gidememeniz için bir neden veriyor ve son olarak muhtemelen biraz daha amerikan olan bir tanesi, sanırım

you could say I think I'll pass but of course they don't have the elongated a

geçeceğim diyebilirsiniz ama tabii ki uzatılmış a'ları yok, bu

so they would say I think I'll pass.

yüzden sanırım geçerim derler.

Now if you're having a

Şimdi,

conversation with someone but you really need to end the conversation

biriyle sohbet ediyorsanız ama

because you have other things to do there are some really great phrases that

yapacak başka işleriniz olduğu için sohbeti gerçekten bitirmeniz gerekiyorsa, bunu kibar bir şekilde yapmak için kullanabileceğiniz bazı gerçekten harika ifadeler vardır,

you can use to do this in a polite way so one way of saying

bu yüzden bunu söylemenin bir yolu

this is I must make a move so this doesn't mean

ben bir hamle yapmalısın, bu

that you need to make a move on someone but it just means that you need to get

birine karşı bir hamle yapman gerektiği anlamına gelmez ama bu sadece harekete geçmen gerektiği anlamına gelir, yani

going so this is another one that you can use

bu kullanabileceğin başka bir hamle

I need to get going or I must make a move

Gitmeliyim ya da bir hamle yapmalıyım

or I better get a move on so in the UK we would use this one quite a lot we

ya da Harekete geçsem iyi olur, bu yüzden Birleşik Krallık'ta bunu oldukça fazla kullanırdık,

could say I better get to move on or I better get a move on

devam etsem iyi olur veya devam etsem iyi olur

and in America they might say I better get a move on

diyebiliriz ve Amerika'da devam etsem iyi olur diyebilirler

because you need to get going because you have somewhere else to be

çünkü ihtiyacın var git çünkü olman gereken başka bir yer var

you could even be super polite and say I've taken up enough of your time or

hatta çok kibar olabilirsin ve yeterince zamanını aldığımı veya

I've taken up too much of your time so if you're speaking to someone and

çok fazla zamanını aldığımı söyleyebilirsin, bu yüzden biriyle konuşuyorsan ve zamanını

you've spent quite a lot of time with them this is a really polite way of

harcadıysan Onlarla oldukça fazla zaman geçirdikten sonra bu, sohbeti bitirmenin gerçekten kibar bir yoludur

ending the conversation and finally you could be completely

ve sonunda tamamen

honest and say I have another commitment or I'm sorry I

dürüst olabilir ve başka bir taahhüdüm var diyebilirsiniz veya üzgünüm

really have to go I have another commitment that way the

gerçekten gitmem gerekiyor Başka bir taahhüdüm var bu şekilde

person knows that you would love to spend more time with them

kişi bunu bilir onlarla daha fazla zaman geçirmeyi çok isterdin

but you have to go because you have something else to do or somewhere else

ama gitmelisin çünkü yapacak başka bir işin veya başka bir yer var,

to be so in your classroom you've probably

bu yüzden sınıfında muhtemelen

learned the way to say goodbye is by simply saying the word or even by

vedalaşmanın yolunun sadece kelimeyi söylemek olduğunu öğrendin.

as a shortened version however in the English language there

kısaltılmış bir versiyonu, ancak İngilizce dilinde

are so many more great ways of saying goodbye and so many

hoşça kal demenin çok daha fazla harika yolu ve

more phrases that natives use one that we use a lot in the UK is see

yerlilerin kullandığı çok daha fazla ifade var ki Birleşik Krallık'ta çok kullandığımız bir ifade,

you later so if you are saying goodbye to someone

sonra görüşürüz, bu nedenle birine veda ediyor

even if you're not going to see them later that day

olsanız bile Onları o gün daha sonra görmeyeceksin, yine de gırtlaksı t ile

you would still say see you later or see you later

sonra görüşürüz ya da sonra görüşürüz derdin

with the glottal t and in America they would probably shorten it even more

ve Amerika'da muhtemelen benim gibi

just to say later so they wouldn't say it like me of course

söylemesinler diye daha sonra söylemek için daha da kısaltırlar.

they would say it with the tap T the American T so it turns into a soft T

bunu yumuşak bir T'ye dönüşmesi için Amerikan T'si T ile söylerlerdi

and they would say later you could even say it was lovely to see you.

ve daha sonra sizi görmenin çok güzel olduğunu bile söyleyebileceğinizi söylerlerdi.

So when you are saying goodbye to

Yani birine veda ederken, seni görmek çok

someone you would say it was lovely to see you

güzel derdin

and off you would go you could even say speak soon

ve giderdin, hatta yakında konuş bile diyebilirdin

and this is probably something that many people also write

ve bu muhtemelen birçok insanın

when they're writing a text message or an email an informal one of course

bir metin mesajı veya e-posta yazarken yazdığı bir şeydir. Gayri resmi tabi ki

they might rather than saying goodbye just say speak soon

hoşçakal demek yerine konuşabilirler,

so you know you don't know when you're going to speak to the person but it's

böylece o kişiyle ne zaman konuşacağınızı bilemezsiniz, ancak bu

likely to be quite soon another way of saying this is talk to

muhtemelen çok yakında olacak, bunun sizinle daha sonra konuşacağımızı söylemenin başka bir yolu da bu yüzden

you later so you can hear again there I'm not

orada tekrar duyabilirsin,

really expressing each word individually there

her kelimeyi ayrı ayrı gerçekten ifade etmiyorum,

is some connected speech there see you later so the u changes it

bazı bağlantılı konuşmalar var, daha sonra görüşürüz, bu yüzden u değişir,

shortens it's more of a sound and it would probably be the same

kısalır, bu daha çok bir sestir ve muhtemelen

in American English as well but again they would have the American t

Amerikan İngilizcesinde de aynı olurdu ama yine onlar Amerikalının

the tap t sound when they say the word later so

kelimeyi daha sonra söylediklerinde t sesini duymasını sağlayın, bu yüzden

talk to you later or talk to you later another great one

sizinle daha sonra konuşun veya sizinle daha sonra konuşun, başka bir harika şey de

is stay in touch so a way of saying goodbye

iletişimde kalın, yani veda etmenin bir yolu,

but you still want to keep in contact with that person

ancak yine de o kişiyle iletişiminizi sürdürmek istiyorsunuz.

you could say stay in touch and finally one of my favorites you could say take care.

iletişimde kalın diyebilir ve sonunda favorilerimden biri kendinize iyi bakın diyebilirsiniz.

So there you have it those are your 55

İşte bunlar,

common English phrases that you can start using now

şimdi kullanmaya başlayabileceğiniz

and learning so that you can understand natives better

ve yerlileri daha iyi anlayabilmeniz için öğrenebileceğiniz 55 yaygın İngilizce ifadeniz.

to be honest there were probably a few added bonuses in there as well so it's

probably a little bit more than 55 so you've got a whole range of phrases

böylece

there that you can start learning and using to speak English more naturally.

İngilizceyi daha doğal bir şekilde konuşmak için öğrenmeye ve kullanmaya başlayabileceğiniz çok sayıda ifadeye sahipsiniz.

I hope you enjoyed this lesson and if

Umarım bu dersten keyif almışsınızdır ve beğendiyseniz,

you did I highly recommend that you check out

this lesson that Ethan made on School English vs Real-Life English

Ethan'ın Okul İngilizcesi ve Gerçek Hayat İngilizcesi üzerine hazırladığı bu derse göz atmanızı şiddetle tavsiye ederim

because it really connects well with this lesson

çünkü sınıfta değil gerçek hayattaki İngilizceyi öğreneceğiniz bu dersle gerçekten iyi bir bağlantı kuruyor.

where you'll learn real-life English not the classroom

English that you might be used to and I will see you guys soon, take care!

Alışabileceğiniz bir İngilizce ve yakında görüşürüz çocuklar, kendinize iyi bakın! Bu

So in school they probably taught you to say these like Serious Sam

yüzden okulda muhtemelen sana Ciddi Sam

Let's see got to, want to have to, going to.

Görelim zorundayım, yapmak zorundayım , gitmek istiyorum gibi şeyler söylemeyi öğrettiler.

However it's pretty

Bununla birlikte,

uncommon that you will hear natives speak this way

yerlilerin bu şekilde konuştuğunu duymanız oldukça nadirdir,

most natives will actually speak like my friend Street Stan

çoğu yerli aslında arkadaşım Street Stan gibi konuşur,

yeah man I'd say like gotta ,wanna gonna, have to!

evet dostum, zorundayım, istiyorum , zorundayım derim!