THINK in ENGLISH! Practice English Sentence Building & STOP Translating In Your Head!

Today we're working on the skill of thinking in English.

Bugün İngilizce düşünme becerisi üzerinde çalışıyoruz.

This means you can come up with what to say faster,

Bu, ne söyleyeceğinizi daha hızlı bulabileceğiniz,

join the conversation faster, and join in more easily with more confidence.

sohbete daha hızlı katılabileceğiniz ve daha güvenle daha kolay katılabileceğiniz anlamına gelir.

You don't have to translate in your head.

Kafanızda çevirmek zorunda değilsiniz.

You can just jump right in to an American English conversation in English.

Hemen İngilizce bir Amerikan İngilizcesi sohbetine atlayabilirsiniz.

This is one of the biggest problems my students say they have.

Bu, öğrencilerimin sahip olduklarını söylediği en büyük sorunlardan biri.

Thinking of what to say when in a conversation.

Bir konuşma sırasında ne söyleyeceğimi düşünmek.

I can relate to that.

Şöyle ilişkilendirebilirim.

I had the same problem when I was living in Germany.

Almanya'da yaşarken aynı sorunu yaşadım.

I was stuck at an intermediate level, and I had a hard time jumping into the next phase,

Bir orta seviyede takılıp kaldım ve bir sonraki aşamaya,

the next level where I was more comfortable joining into a conversation spontaneously.

bir sohbete kendiliğinden katılmanın daha rahat olduğu bir sonraki aşamaya atlamakta zorlandım.

The good news is you can actually train your brain to think in English.

İyi haber şu ki, beyninizi İngilizce düşünmek üzere gerçekten eğitebilirsiniz.

I made a video recently where I went over some strategies.

Geçenlerde bazı stratejilerin üzerinden geçtiğim bir video yaptım.

And in this video, we take one of those strategies and we go deep.

Ve bu videoda, bu stratejilerden birini alıp derinlere iniyoruz.

It's a training video.

Bir eğitim videosudur.

While we train your brain to think in English, we may discover some words you don't know yet, great!

Beyninizi İngilizce düşünmesi için eğitirken, henüz bilmediğiniz bazı kelimeleri keşfedebiliriz, harika!

It's going to be a vocabulary builder video for you too.

Sizin için de bir kelime dağarcığı geliştirme videosu olacak.

Now, if you like this video or you learned something new, please like it and subscribe. It helps a lot.

Şimdi, bu videoyu beğendiyseniz veya yeni bir şey öğrendiyseniz, lütfen beğenin ve abone olun. Çok yardımcı olur.

So today, we're working on your ability to put together descriptive sentences.

Bugün, tanımlayıcı cümleleri bir araya getirme yeteneğiniz üzerinde çalışıyoruz.

We recently did a video where we looked at a picture and named objects that was just nouns.

Geçenlerde bir resme bakıp sadece isim olan nesneleri adlandırdığımız bir video yaptık.

So now, we're going to be moving on.

Yani şimdi, devam edeceğiz.

We're going to be using verbs, adjectives, maybe adverbs in addition.

Ek olarak fiiller, sıfatlar, belki zarflar kullanacağız.

Let's do one together. We're going to see a photo,

Birlikte bir tane yapalım. Bir fotoğraf göreceğiz,

this is of my son Stoney, and my niece Emily, on a recent trip to Mexico.

bu oğlum Stoney ve yeğenim Emily'nin yakın zamanda Meksika'ya yaptıkları bir gezide. On

You're going to see it for ten seconds.

saniyeliğine göreceksin.

And I want you to think in your mind, come up with one sentence in English,

Ve aklınızdan düşünmenizi, İngilizce bir cümle bulmanızı istiyorum, bu

it can be as simple as it has to be.

olması gerektiği kadar basit olabilir.

Now, maybe you can come up with much more than one sentence.

Şimdi, belki birden fazla cümle kurabilirsiniz.

Great, keep going, keep coming up with sentences until that timer is done.

Harika, devam et, zamanlayıcı bitene kadar cümleler bulmaya devam et.

But if you can only do one sentence, that's fine too.

Ama sadece bir cümle yapabiliyorsan, o da iyi.

Okay, here it is.

Tamam, işte burada.

Did that timer in the corner stress you out?

Köşedeki zamanlayıcı seni strese soktu mu?

It's going to be there because I want you to practice thinking quickly.

Orada olacak çünkü hızlı düşünme alıştırması yapmanızı istiyorum.

Maybe thinking under a little bit of pressure just like it will be in a conversation.

Belki biraz baskı altında düşünmek tıpkı bir sohbette olacağı gibi.

Practicing it makes it easier.

Pratik yapmak kolaylaştırır.

Okay, now let's go over that photo, and we're going to come up with some sentences that you may have thought of.

Tamam, şimdi o fotoğrafın üzerinden geçelim ve aklınıza gelmiş olabilecek bazı cümleler kuracağız.

Stoney is on Emily's lap.

Stoney, Emily'nin kucağında.

They're sitting in a white plastic chair at a restaurant.

Bir restoranda beyaz plastik bir sandalyede oturuyorlar.

Stoney is eating pancakes with strawberries on top.

Stoney, üstünde çilek olan pankek yiyor.

Emily has her sunglasses on her head.

Emily güneş gözlüklerini kafasına takmış.

They're both smiling.

İkisi de gülümsüyor.

They look happy.

Mutlu görünüyorlar.

The floor is tile.

Zemin karodur.

Stoney has a fork in his mouth.

Stoney'nin ağzında çatal var.

These are just ideas of course.

Bunlar elbette sadece fikir.

You may have come up with phrases that are totally different but are accurate.

Tamamen farklı ama doğru olan ifadeler bulmuş olabilirsiniz.

There's no right or wrong here.

Burada doğru ya da yanlış yok.

What we want to focus on here is clearing your head, and going from English.

Burada odaklanmak istediğimiz şey, kafanı boşaltmak ve İngilizceden çıkmak.

The sentence can be as simple as it has to be.

Cümle olması gerektiği kadar basit olabilir.

Just start from a place of English from your English vocabulary as you describe what's happening.

Neler olduğunu anlatırken İngilizce kelime dağarcığınızdan İngilizce bir yerden başlayın.

Now, if you can't yet put together a sentence, that's okay too.

Şimdi, henüz bir cümle kuramıyorsanız, bu da sorun değil.

Just go back to naming objects: table, chair, mouth.

Sadece nesneleri adlandırmaya geri dönün: masa, sandalye, ağız.

That kind of thing. That is still building the skill of thinking in English,

Bu tarz bir şey. Bu hala İngilizce düşünme becerisini geliştirmektir

and before you know it, you'll be able to put together simple sentences too.

ve siz daha farkına varmadan basit cümleleri de bir araya getirebileceksiniz.

For everybody, building the skill of thinking in English is going to let you sound more natural

Herkes için, İngilizce düşünme becerisini geliştirmek, İngilizce konuşurken daha doğal konuşmanızı sağlayacak

when you're speaking English, and it's going to let you join that conversation faster.

ve bu sohbete daha hızlı katılmanızı sağlayacaktır.

Okay, let's look at another picture.

Tamam, başka bir resme bakalım.

You have 10 seconds. Take a deep breath.

10 saniyen var. Derin bir nefes al.

Get your mind ready to think in English.

Zihninizi İngilizce düşünmeye hazırlayın.

This is a picture of me, David, and Stoney.

Bu benim, David ve Stoney'nin bir fotoğrafı.

I should have said David is my husband.

David'in kocam olduğunu söylemeliydim.

Okay, now we're going to go over that picture and come up with some possible sentences,

Pekala, şimdi o resmin üzerinden geçeceğiz ve bazı olası cümleler kuracağız

and then I'm going to hit you with three pictures in a row.

ve sonra size art arda üç resim göstereceğim.

They're at Disney.

Disney'deler.

It's crowded.

Burası kalabalık.

It's sunny.

Hava güneşli.

They're all wearing baseball caps.

Hepsi beyzbol şapkası takıyor.

Rachel's wearing a striped shirt.

Rachel çizgili bir gömlek giyiyor.

They look excited to be there.

Orada olmaktan heyecanlı görünüyorlar.

David has a beard.

David'in sakalı var.

It may feel silly to just describe a picture and state the obvious,

Sadece bir resmi tarif etmek ve bariz olanı belirtmek aptalca gelebilir,

but it does build the skill and it starts from a simple place.

ancak beceri geliştirir ve basit bir yerden başlar.

So that no matter your level, you can start here, and you can do this.

Böylece seviyeniz ne olursa olsun buradan başlayabilir ve bunu yapabilirsiniz.

Building the skill to think in English. It's invaluable.

İngilizce düşünme becerisini geliştirmek. Bu paha biçilmez.

Here are three photos in a row. Ten seconds each.

İşte arka arkaya üç fotoğraf. Her biri on saniye.

Try to come up with at least one sentence for each, but maybe you can come up with four or five,

Her biri için en az bir cümle bulmaya çalışın, ancak belki dört veya beş,

or maybe even more.

hatta belki daha fazlasını da bulabilirsiniz.

Okay, let's take a look at those pictures and go over some sentences that you may have come up with.

Tamam, o resimlere bir göz atalım ve kurmuş olabileceğiniz bazı cümlelerin üzerinden geçelim.

Then we're going to jump to video clips.

Ardından video kliplere geçeceğiz.

Stoney's at the beach.

Stoney sahilde.

He's playing in the surf.

Sörfte oynuyor.

The water is foamy.

Su köpüklü.

He's wearing a red hat.

Kırmızı bir şapka takıyor.

He's running out of the water.

Suyu bitiyor.

This is an action shot.

Bu bir aksiyon çekimi.

They're carving a pumpkin.

Balkabağı oyuyorlar.

Rachel's taking out the seeds.

Rachel tohumları çıkarıyor.

Stoney's watching.

Stoney izliyor.

They're outside.

Dışarıdalar.

Rachel's wearing flip-flops.

Rachel parmak arası terlik giyiyor.

Rachel is squatting.

Rachel çömeliyor.

Stoney is sitting cross-legged.

Stoney bağdaş kurmuş oturuyor.

The boys are wearing matching pajamas.

Oğlanlar uyumlu pijamalar giyiyor.

Stoney's barefoot.

Stoney yalınayak.

Sawyer only has two teeth.

Sawyer'ın sadece iki dişi var.

Sawyer has his hand on Stoney.

Sawyer, Stoney'nin elini tutuyor.

The pajamas are red and gray striped.

Pijama kırmızı ve gri çizgilidir.

They're sitting on a rug.

Bir halının üzerinde oturuyorlar.

They're both smiling.

İkisi de gülümsüyor.

Let's do this same thing now with ten seconds of video.

Aynı şeyi şimdi on saniyelik video ile yapalım.

This is a little bit more of a challenge because there's more going on.

Bu biraz daha zorlu çünkü devam eden daha çok şey var.

If it's too much for you, then just clear your mind and just name one object.

Eğer senin için çok fazlaysa, o zaman zihnini boşalt ve sadece bir nesne söyle.

If you find you can do that, and there's still time then come up with one simple sentence.

Bunu yapabileceğinizi fark ederseniz ve hala zaman varsa, o zaman basit bir cümle ile gelin.

Okay. What did you say about that?

Tamam aşkım. Bunun hakkında ne dedin?

They're eating. Or they're about to eat. Or Rachel is serving food.

Yemek yiyorlar. Ya da yemek üzereler. Ya da Rachel yemek servisi yapıyor.

There are lots of different sentences that you could have come up with.

Kurabileceğiniz birçok farklı cümle var.

Remember, there's no right or wrong here.

Unutma, burada doğru ya da yanlış yok.

Let's go back and watch it and we'll go over a few more sentences

Geri dönüp izleyelim ve

that you might have come up with watching this scene.

bu sahneyi izlerken kurmuş olabileceğiniz birkaç cümleyi daha gözden geçirelim.

Rachel is serving beans and rice.

Rachel fasulye ve pilav servis ediyor.

She's sitting on a white couch.

Beyaz bir kanepede oturuyor.

There are two little boys in the video.

Videoda iki küçük erkek çocuk var.

The plate and fork are green.

Tabak ve çatal yeşildir.

It looks like they got takeout.

Paket servisi var gibi görünüyor. Bir

Before we move on to the next clip, I want to go over a strategy

sonraki klibe geçmeden önce,

that you can use every day to keep working on this skill.

bu beceri üzerinde çalışmaya devam etmek için her gün kullanabileceğiniz bir stratejinin üzerinden geçmek istiyorum.

You don't need to keep watching this video. Go to YouTube, find a video that you like,

Bu videoyu izlemeye devam etmenize gerek yok. YouTube'a gidin, beğendiğiniz bir video,

a person that you like, a channel that you like, and just watch a few seconds of the video, any video,

beğendiğiniz bir kişi, beğendiğiniz bir kanal bulun ve videonun birkaç saniyesini, herhangi bir videoyu izleyin,

then pause it and just describe it as much as you can in as much detail as you can.

ardından duraklatın ve olabildiğince tarif edin. olabildiğince çok ayrıntı.

If you can't describe it, if you can only come up with a few words to say, then say those words.

Tarif edemiyorsan, söyleyecek birkaç kelime bulabiliyorsan, o kelimeleri söyle.

And as you do this, your skill will build.

Ve bunu yaptıkça becerin gelişecek.

Now, it's great if you watch the video in English because then you're going to be hearing English,

Şimdi, videoyu İngilizce izlerseniz harika çünkü o zaman İngilizce işiteceksiniz

and that's going to be getting your mind into the English mood for thinking.

ve bu, zihninizi İngilizce düşünme havasına sokacaktır.

Now if you see something and you want to name it, you want to describe it, but you don't know the word,

Şimdi bir şey görürseniz ve onu adlandırmak isterseniz, onu tarif etmek istersiniz, ancak kelimeyi bilmiyorsanız,

then look it up in your native language in a translating dictionary. I have no problem with that.

ana dilinizde bir çeviri sözlüğünde arayın. Bununla bir problemim yok.

But then take that word in English, take the new word you've learned, and go to a learner's dictionary.

Ama sonra o kelimeyi İngilizce olarak alın, öğrendiğiniz yeni kelimeyi alın ve bir öğrencinin sözlüğüne gidin.

That way you can also read the definition only in English, in simplified terms,

Bu şekilde, tanımı sadece İngilizce olarak, basitleştirilmiş terimlerle de okuyabilirsiniz,

so that you can think of the word as an English word.

böylece kelimeyi İngilizce bir kelime olarak düşünebilirsiniz.

You can help yourself learn it by looking at the English definition

İngilizce tanımına bakarak öğrenmenize yardımcı olabilirsiniz

and then of course, you'll also remember because you had that visual from watching the video.

ve sonra tabii ki videoyu izlerken o görsele sahip olduğunuz için de hatırlayacaksınız. Bir

Write it down, review it every day for a few weeks, then that word will be added to your vocabulary,

yere yazın, birkaç hafta boyunca her gün gözden geçirin, sonra o kelime kelime dağarcığınıza eklenecek

and you can start using it again as you are naming objects or coming up with descriptive phrases,

ve nesneleri adlandırırken veya tanımlayıcı ifadeler bulurken tekrar kullanmaya başlayabilirsiniz,

maybe that word will come up for you again.

belki o kelime size gelir. Tekrar.

But this method, the steps to learn to think in English only work if you do them.

Ancak bu yöntem, İngilizce düşünmeyi öğrenme adımları yalnızca bunları yaparsanız işe yarar.

So don't just do them with me here.

O yüzden onları burada benimle yapma.

Do them yourself every day. Just a few minutes. Just commit to it.

Onları her gün kendin yap. Sadece birkaç dakika. Sadece taahhüt et.

Okay, let's take a look at another ten-second clip.

Tamam, başka bir on saniyelik klibe bakalım.

All right, let's think of some sentences together.

Pekala, birkaç cümleyi birlikte düşünelim.

Sawyer is on a tennis court.

Sawyer bir tenis kortunda.

He's wearing all red.

Tamamen kırmızı giyiyor.

He puts a tennis racket in his mouth.

Ağzına bir tenis raketi koyar.

We pushed the racket out of his mouth.

Raketi ağzından çıkardık.

He doesn't seem to care.

Umursamıyor gibi görünüyor.

And that's it. You can do this. I know you can. The payoff is huge.

Ve bu kadar. Bunu yapabilirsiniz. Yapabileceğini biliyorum. Getiri çok büyük.

To be able to start thinking in English, to recall words and sentences in English,

İngilizce düşünmeye başlayabilmek, İngilizce kelimeleri ve cümleleri hatırlayabilmek

and not have to translate in your own head, is going to let you join the conversation so much faster,

ve kendi kafanda çevirmek zorunda kalmamak, sohbete çok daha hızlı katılmanı sağlayacak, kendini

you're going to feel so much more confident, so just do it, put in a little time to train this habit.

çok daha güvende hissedeceksin. öyleyse sadece yap, bu alışkanlığı geliştirmek için biraz zaman ayır.

You're going to love the payoff.

Getirisini seveceksin.

In the next video in this series where we're training you to think in English,

Sizi İngilizce düşünmeniz için eğittiğimiz bu dizideki bir sonraki videoda,

we're going to be taking a step forward, a step higher, and it's going to be conversational prompts.

bir adım ileri, bir adım daha yükseğe çıkacağız ve bu, konuşma yönlendirmeleri olacak.

So not just describing sentences, but actually answering a question in the moment.

Yani sadece cümleleri anlatmak değil, aslında o anda bir soruya cevap vermek.

I make new videos on the English language every Tuesday.

Her Salı İngilizce dilinde yeni videolar hazırlıyorum.

Please subscribe with the notifications and come on back. We have fun together.

Lütfen bildirimlerle abone olun ve geri gelin. Birlikte eğleniyoruz.

Let's watch videos together again on Tuesday.

Salı günü yine birlikte video izleyelim.

The next video you should watch now to keep on learning

Öğrenmeye devam etmek için şimdi izlemeniz gereken bir sonraki video,

is this one that YouTube has picked for you out of all of my videos.

YouTube'un tüm videolarım arasından sizin için seçtiği videodur.

It thinks it's a great match for you. I do too.

Senin için harika bir eşleşme olduğunu düşünüyor. Ben de yaptım.

Click it and watch it.

Tıklayın ve izleyin. Hepsi

That's it and thanks so much for using Rachel's English!

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler!