How to Use Relative Pronouns & Clauses in English? Ask Alisha

Wanna speak real English from your first lesson?

İlk dersinizden itibaren gerçek İngilizce konuşmak ister misiniz? EnglishClass101.com'da

Sign up for your free lifetime account at EnglishClass101.com.

ömür boyu ücretsiz hesabınız için kaydolun .

Begin the asking of the questions.

Soruları sormaya başlayın.

Hi, everybody. Welcome back to Ask Alisha, the weekly series where you ask me questions and I answer them.

Selam millet. Bana sorular sorduğunuz ve benim de cevapladığım haftalık dizi Alisha'ya Sor'a tekrar hoş geldiniz.

Maybe!

Belki!

First question this week.

Bu haftanın ilk sorusu.

First question this week, actually, two questions come from Benjamin.

Bu haftanın ilk sorusu aslında iki soru Benjamin'den geliyor.

Hi, Benjamin.

Merhaba Benjamin.

Benjamin asks, “Number one, is it correct to say, ‘You stupid boy,’ in terms of

Benjamin, "Birincisi, 'Seni aptal çocuk' demek

grammar?”

dilbilgisi açısından doğru mu?" diye sorar.

Yes, it is correct to say a phrase like “you” plus some kind of noun phrase.

Evet, “siz” gibi bir cümle artı bir tür isim tamlaması söylemek doğrudur.

In this case, “stupid boy.”

Bu durumda, "aptal çocuk".

Some other examples are “You idiot!” or, “You legend!” for example.

Diğer bazı örnekler "Seni aptal!" veya "Sen efsanesin!" Örneğin.

We use this sort of expression to express approval.

Onaylamak için bu tür ifadeler kullanırız .

So, we like something someone did or disapproval, we dislike something someone did.

Yani birinin yaptığı bir şeyi beğeniriz veya onaylamayız, birinin yaptığı bir şeyi beğenmeyiz.

So, in this case, in this example that you've provided, “You stupid boy,” we would say

Yani, bu durumda, verdiğiniz bu örnekte , "Seni aptal çocuk",

it in a negative way.

bunu olumsuz bir şekilde söylerdik.

It's expressing disapproval and calling someone stupid.

Onaylamadığını ifade etmek ve birine aptal demek .

“You stupid boy!” in that case.

"Seni aptal çocuk!" bu durumda. Biraz daha yakın bir şey yaratmak için

We can also change “you” to “my” to create something a little bit more close.

"sizi" "benim" olarak da değiştirebiliriz .

Like, “my perfect child,” for example, or, “my favorite person,” for example.

Örneğin, "mükemmel çocuğum" veya örneğin "en sevdiğim kişi" gibi. Bu

So, we can use these small expressions to show happy feelings or negative feelings.

nedenle, bu küçük ifadeleri mutlu duyguları veya olumsuz duyguları göstermek için kullanabiliriz.

So, yes, it is grammatically correct but it's sort of--think of it like an exclamation kind

Yani, evet, dilbilgisi açısından doğru ama bu bir çeşit ünlem işareti gibi düşünün

of.

.

Like you're excited in a negative or a positive way about something.

Sanki bir şey hakkında olumlu ya da olumsuz bir şekilde heyecanlanmışsın gibi .

I hope that helps.

Umarım bu yardımcı olur.

Your second question, “What is S-O-S-I-G?”

İkinci sorunuz, “S-O-S-I-G nedir?”

I had to Google this because I didn't know.

Bunu bilmediğim için Google'da aramak zorunda kaldım.

This is an internet joke.

Bu bir internet şakası.

S-O-S-I-G is a joke.

S-O-S-I-G bir şakadır.

It's the misspelling.

Yazım hatası.

Imagine a child is learning to spell the word “sausage” and maybe misspells it in this

Bir çocuğun "sosis" kelimesini hecelemeyi öğrendiğini ve belki de bu

way, S-O-S-I-G.

şekilde S-O-S-I-G şeklinde yanlış yazdığını hayal edin.

It's an internet joke related to Gordon Ramsay and a picture.

Gordon Ramsay ile ilgili bir internet şakası ve bir resim.

You can google the joke.

Şakayı Google'da arayabilirsin.

It's something kind of from the weird sense of humor part of the internet.

Bu, internetin tuhaf mizah anlayışından bir şey .

Next question!

Sonraki soru!

Next question comes from Alexander.

Sıradaki soru İskender'den geliyor.

Hi, Alexander.

Merhaba İskender.

Alexander says, “Could you please explain the difference between ‘Here I am,’ ‘Here

Alexander, “ 'İşte buradayım', 'İşte

you are,’ ‘Here / there we you go’ and how to use it correctly?”

buradasın', 'İşte / işte gidiyoruz' arasındaki farkı ve nasıl doğru kullanılacağını açıklar mısınız?

Yes, please check this video where I talked about all of those things.

Evet, lütfen tüm bu şeylerden bahsettiğim bu videoyu kontrol edin .

The only thing I did not talk about in this video is the expression, “Here I am.”

Bu videoda bahsetmediğim tek şey “İşte buradayım” ifadesi.

So, I will explain “Here I am,” in this video.

O yüzden bu videoda “İşte buradayım”ı açıklayacağım .

“Here I am” is used usually by children to identify your location.

"İşte buradayım" genellikle çocuklar tarafından konumunuzu belirtmek için kullanılır.

So, kids, when playing games, maybe you know hide-and-seek, for example.

Yani çocuklar, oyun oynarken belki saklambaç oynamayı biliyorsunuzdur mesela.

When children reveal their location, they'll often say, “Here I am!” or they'll jump

Çocuklar konumlarını açıkladığında genellikle “İşte buradayım!” derler. ya da

out from someplace to identify themselves.

kendilerini tanıtmak için bir yerden atlayacaklar.

So, you can use, “Here I am,” to identify yourself.

Yani, kendinizi tanıtmak için "İşte buradayım" ifadesini kullanabilirsiniz .

It's like I say it's more commonly used by children.

Dediğim gibi daha çok çocuklar tarafından kullanılıyor . Yetişkinler olarak bu ifadeyi

There are fewer cases where we need to use this expression as adults but if you want

kullanmamız gereken daha az durum var ama

to identify yourself, you can say, “Here I am,” this is the location where I am at.

kendinizi tanıtmak istiyorsanız, “İşte buradayım” diyebilirsiniz, bu benim bulunduğum yer.

So, “Here I am,” means I'm identifying my location, this is my position.

Yani, "İşte buradayım", konumumu belirliyorum, bu benim konumum anlamına geliyor.

But, please, check the other video for more details about your other questions.

Ancak, diğer sorularınız hakkında daha fazla ayrıntı için lütfen diğer videoyu kontrol edin .

Thanks very much.

Çok teşekkürler.

Next question!

Sonraki soru!

Next question comes from Hansel from South Korea.

Sıradaki soru Güney Kore'den Hansel'den geliyor .

Hi, Hansel.

Merhaba Hansel.

Hansol says, “Alisha, what's the difference between ‘strange,’ ‘odd,’ ‘weird’

Hansol, "Alisha, 'tuhaf', 'tuhaf', 'tuhaf'

and ‘bizarre.’

ve 'tuhaf' arasındaki fark nedir?

And, I'm also not sure if I can use between ‘here’ or ‘not.’”

Ayrıca 'burada' ile 'değil' arasında kullanıp kullanamayacağımdan da emin değilim

Yeah, that’s fine.

. bu iyi. Bu kelimeler arasındaki

What's the difference or what are the differences between these words?

fark nedir veya farkları nelerdir ?

So, “strange,” “odd,” “weird” and “bizarre.”

Yani, "garip", "tuhaf", "tuhaf" ve "tuhaf".

“Strange” tends to have a negative connotation.

"Garip" olumsuz bir çağrışıma sahip olma eğilimindedir.

Something that is not quite right, something that is not typical.

Tam olarak doğru olmayan bir şey, tipik olmayan bir şey.

Like, “Ugh, that was kind of a strange bar.”

"Ugh, bu biraz garip bir çubuktu."

Like it sounded not good.

Kulağa iyi gelmiyormuş gibi.

Or, “Ugh, this food looks a little strange.”

Veya "Ah, bu yemek biraz tuhaf görünüyor."

So, “strange” tends to have a little bit of a negative nuance.

Yani, "garip" biraz olumsuz bir nüansa sahip olma eğilimindedir.

“Odd” sort of means that something, again, is different from the typical, is different

"Tuhaf" bir nevi bir şeyin yine tipik olandan farklı olduğu,

from usual but it doesn't always have a negative nuance.

her zamankinden farklı olduğu ancak her zaman olumsuz bir nüansı olmadığı anlamına gelir.

It could mean something that's curious like, “Hmm, that's odd.

Bu, “Hmm, bu tuhaf.

Why did she leave her keys here?”

Anahtarlarını neden burada bıraktı?”

“Hmm, that's odd.

"Hmm, bu tuhaf.

Why isn't he in the meeting today?”

Neden bugün toplantıda değil?”

So, something that's different from the typical behavior but not necessarily negative.

Yani, tipik davranıştan farklı ama mutlaka olumsuz olmayan bir şey.

“Weird” is a very casual expression.

"Garip" çok sıradan bir ifadedir.

We use weird a lot just to mean something is different.

Garip kelimesini bir şeyin farklı olduğunu belirtmek için çokça kullanırız . Bir

It kind of has a casual but very light negative meaning.

nevi gündelik ama çok hafif olumsuz bir anlamı var.

So, if your friend is acting strangely, “Your acting weird today,” or, “Ugh, that was

Yani, arkadaşınız tuhaf davranıyorsa, " Bugün tuhaf davranıyorsun" veya "Ah, bu

a really weird food,” or like, “Ooh, I ate something weird.”

gerçekten tuhaf bir yemekti" veya "Ooh, tuhaf bir şey yedim" gibi.

“Bizarre,” however, it's kind of something that you expect to be normal but it's not,

"Tuhaf" ancak, normal olmasını beklediğiniz bir şey ama değil,

is kind of bizarre.

biraz tuhaf.

Something that's bizarre.

Tuhaf bir şey. Örneğin,

“President has bizarre behavior,” “The president tweets bizarre things,” for example.

"Başkan tuhaf davranışlar sergiliyor", " Başkan tuhaf şeyler tweetliyor".

“That show was bizarre.”

"O gösteri tuhaftı."

I hope that that's kind of a nice introduction to the differences between these words.

Umarım bu, bu kelimeler arasındaki farklara güzel bir giriş olmuştur.

Next question!

Sonraki soru!

Next question comes from Causick.

Sıradaki soru Causick'ten geliyor.

Hi, Causick.

Merhaba Causick.

“First, what is the difference between ‘maybe,’ ‘perhaps,’ and ‘probably?’

“İlk olarak, 'belki', 'belki' ve 'muhtemelen' arasındaki fark nedir?

Yep, common question.

Evet, ortak soru.

Please check this video.

Lütfen bu videoyu kontrol edin. Bu videoda da “

“What is the difference between ‘maybe,’ ‘perhaps,’ ‘probably’ and ‘possibly?’”

'belki', ' belki', 'muhtemelen' ve 'muhtemelen' arasındaki fark nedir?

also in this video.

Please check this video for the answers to this question.

Bu sorunun cevapları için lütfen bu videoyu izleyin.

Your second question, “When can we use ‘eventually’ and ‘gradually?’”

İkinci sorunuz, “Sonunda” ve “kademeli olarak” ne zaman kullanabiliriz ?

“Eventually” means in the end.

“Sonunda” anlamına gelir.

For example, “Eventually, I got to the airport.”

Örneğin, "Sonunda havaalanına vardım."

“In the end, I got to the airport.”

"Sonunda havaalanına vardım."

“At the end of the story, I got to the airport.”

"Hikayenin sonunda havaalanına vardım."

“Eventually, I passed the test.”

"Sonunda testi geçtim."

We use “eventually” for the finishing statement, the last statement in the story

Bitirme cümlesi, hikayedeki son cümle

or the last thing that we want to explain.

ya da açıklamak istediğimiz son şey için “sonunda” kullanırız.

The thing that we achieved or the thing that ended our path.

Başardığımız ya da yolumuzu sonlandıran şey.

“Gradually,” however, is used before the end of something.

Ancak "kademeli olarak", bir şeyin bitiminden önce kullanılır. Bir şeyi başarmak için attığımız

We use “gradually” to talk about the steps we take to achieve something.

adımlardan bahsederken "kademeli olarak" kullanırız .

“I gradually made my way to the airport.”

"Yavaş yavaş havaalanına doğru yol aldım."

“I gradually improved my English by studying every day.”

“Her gün çalışarak İngilizcemi kademeli olarak geliştirdim .”

We don't use “gradually” before the final action.

Nihai eylemden önce “kademeli olarak” kullanmıyoruz . Bir hedefe ulaşmaya veya bir tür son adıma ulaşmaya

We use “gradually” to show the steps towards achieving some goal or towards achieving some

yönelik adımları göstermek için "kademeli olarak" kullanırız

kind of final step.

.

Thanks for the question.

Soru için teşekkürler.

Next question from Jegga.

Jegga'dan bir sonraki soru.

Yega, Jegga?

Yega, Jegga?

I don't know, I'm sorry.

Bilmiyorum, üzgünüm. diye

Jegga or Yega asked.

sordu Jegga veya Yega. Cümlenin ortasında

“How do we use conjunctions like ‘which,’ ‘that,’ ‘who,’ ‘what’ in the middle

'ki', ' o', 'kim', 'ne' gibi bağlaçları nasıl kullanırız?

of a sentence.

Please, explain.”

Lütfen açıkla."

Perhaps, this question is about relative pronoun.

Belki de bu soru ilgi zamirleriyle ilgilidir.

“Which,” “who” and “that” are examples of relative pronouns.

“Hangi”, “kim” ve “o” ilgi zamirlerine örnektir.

We use relative pronouns at the beginning of a relative clause.

Göreli zamirleri ilgi yan tümcesinin başında kullanırız .

We use “which” and “that” for objects.

Nesneler için "hangisi" ve "o" kullanırız.

We use “who” for people and we can use “that” for people, as well, though, it

İnsanlar için "who" kullanıyoruz ve insanlar için "that" da kullanabiliriz, ancak

sounds a little more casual.

kulağa biraz daha rahat geliyor.

“My teacher, who is from America, has brown hair.”

“Amerikalı olan hocamın saçları kumral.”

So, I use “who” at the beginning of that relative clause, “who is from America.”

Bu yüzden, ilgili tümcenin başında "kim" i kullanıyorum , "kim Amerika'dan".

“My teacher, who's from America, has brown hair.”

“Amerikalı olan öğretmenim kahverengi saçlı.”

“This phone, which is an iPhone, is useful.”

“Bir iPhone olan bu telefon kullanışlı.”

In this sentence, I'm talking about my iPhone so I use a relative pronoun for objects, “which.”

Bu cümlede iPhone'umdan bahsediyorum, bu yüzden nesneler için "ki" gibi bir ilgi zamiri kullanıyorum.

So, “which” comes at the beginning of that relative clause, it shows I'm adding

Yani ilgili tümcenin başında “hangisi” geliyor , bilgi eklediğimi gösteriyor

information.

.

“This phone, which is an iPhone, is useful.”

“Bir iPhone olan bu telefon kullanışlı.”

So, “which is an iPhone,” is the extra information in that sentence.

Yani, "hangisi bir iPhone", bu cümledeki fazladan bilgidir. Bunun başlangıcını işaretlemek için

I used a relative pronoun to show, to kind of mark the start of that.

göstermek için göreceli bir zamir kullandım .

This is just a very quick introduction to relative pronouns.

Bu, göreceli zamirlere çok hızlı bir giriş .

Maybe I can make a whiteboard video about these in the future.

Belki ileride bunlarla ilgili bir beyaz tahta videosu yapabilirim .

The next question is from Cheyenne.

Sıradaki soru Cheyenne'den.

Cheyenne says, “What do ‘to nip in the bud’ and ‘by fits and starts’ mean?”

Cheyenne, "'Tomurcuğu kıstırmak ' ve 'uyar ve başlar' ne anlama geliyor?

“To nip in the bud” means to stop something before it begins or just as it begins.

"Tomurcuğu kıstırmak", bir şeyi başlamadan önce veya tam başlarken durdurmak anlamına gelir.

So, “to nip,” the image of “to nip” is like to cut to something, to make a small

Yani, "kesmek", "kısmak" imgesi, bir şeyi kesmek, küçük bir kesim yapmak gibidir

cut.

.

And, “bud” refers to like a new flower.

Tomurcuk ise yeni bir çiçeğe benzer.

So, “to nip something in the bud” means to cut it when it's at the beginning stages

Yani “tomurcukta bir şeyi kıstırmak”,

of something like cutting a flower.

bir çiçeği kesmek gibi bir şeyin başlangıç ​​aşamasındayken onu kesmek demektir.

So, “to nip it in the bud” means to stop something before it begins or to stop something

Yani, "tomurcuğu kıstırmak", bir şeyi başlamadan önce durdurmak veya bir şeyi daha

before it becomes bigger.

büyümeden durdurmak anlamına gelir.

“By fits and starts,” or, “in fits and starts,” this expression means doing something

"Uyar ve başlar" veya "uyar ve başlar", bu ifade, kısa aktivite patlamaları halinde bir şeyler yapmak anlamına gelir

in short bursts of activity.

.

So, many people, for example, study in fits and starts.

Bu nedenle, örneğin birçok insan uyum içinde çalışır ve başlar.

So, meaning, they study, study, study for maybe a couple days and then forget for a

Yani, yani, çalışıyorlar, çalışıyorlar, belki birkaç gün çalışıyorlar ve sonra bir süreliğine unutuyorlar

while.

.

And then, go back to it again and then stop.

Ve sonra tekrar ona geri dönün ve sonra durun.

So, that's something we can explain with “by fits and starts.”

Yani, bu " uyar ve başlar" ile açıklayabileceğimiz bir şey.

So, “She studied in fits and starts.”

Yani, "Uygun bir şekilde çalıştı ve başladı." Bu ifade için

I've seen both “by” and “in” prepositions used for this expression.

hem “by” hem de “in” edatlarının kullanıldığını gördüm.

“By fits and starts,” “in fits and starts.”

"Uyar ve başlar", "uyar ve başlar."

So, short bursts of activity.

Yani, kısa aktivite patlamaları.

Hope that helps you.

Umarım bu sana yardımcı olur.

Okay, so, those are all the questions that I want to answer for this week's episode.

Pekala, bu haftaki bölümde cevaplamak istediğim sorular bunlar.

I hope it was helpful for you.

Umarım sizin için yararlı olmuştur.

Remember, you can send your questions to me at EnglishClass101.com/ask – alisha.

Unutmayın, sorularınızı bana EnglishClass101.com/ask – alisha adresinden gönderebilirsiniz.

If you liked the video, please, remember to give it a thumbs up, subscribe to the channel

Videoyu beğendiyseniz, lütfen beğenmeyi unutmayın , kanala abone olun

and check us out at EnglishClass101.com for some other good stuff too.

ve başka güzel şeyler için bizi EnglishClass101.com'da kontrol edin . Alisha'ya Sor'un

Thanks very much for watching this episode of Ask Alisha.

bu bölümünü izlediğiniz için çok teşekkürler .

I will see you again next week. Bye-bye.

Gelecek hafta seni tekrar göreceğim. Güle güle.