Using English Reflexive Pronouns & Verbs? Ask Alisha

Wanna speak real English from your first lesson?

İlk dersinizden itibaren gerçek İngilizce konuşmak ister misiniz? EnglishClass101.com'da

Sign up for your free lifetime account at EnglishClass101.com.

ömür boyu ücretsiz hesabınız için kaydolun .

Lots of grammar points this week.

Bu hafta birçok gramer noktası var.

Hi everybody!

Selam millet! Bana sorular sorduğunuz ve benim de cevapladığım

Welcome back to Ask Alisha, the weekly series where you ask me questions and I answer them.

haftalık dizi Alisha'ya Sor'a tekrar hoş geldiniz .

Maybe!

Belki!

First question!

İlk soru!

First question this week comes from Ricardo Villaroel.

Bu haftanın ilk sorusu Ricardo Villaroel'den geliyor . Tekrar

Hi again.

merhaba.

Hi Alisha, what are reflexive verbs?

Merhaba Alisha, dönüşlü fiiller nelerdir?

If you have a reflexive verb, you have to use a reflexive pronoun?

Dönüşlü bir fiiliniz varsa, dönüşlü bir zamir kullanmak zorunda mısınız?

Like "yourself"?

"Kendin" gibi mi?

First, to begin the answer to this question, a reflexive verb is a verb where the subject

İlk olarak, bu sorunun cevabına başlamak için, bir dönüşlü fiil, öznenin

and the direct object of the verb refer to the same thing.

ve fiilin doğrudan nesnesinin aynı şeyi ifade ettiği bir fiildir.

Maybe in some languages there are verbs that are like, specifically called reflexive verbs.

Belki bazı dillerde, özellikle dönüşlü fiiller olarak adlandırılan benzer fiiller vardır.

But in English, we have verbs that we can just use reflexively.

Ama İngilizce'de sadece refleks olarak kullanabileceğimiz fiillerimiz var.

So, some examples would be like, "I discipline myself," or "he cut himself," or "she hit

Yani, bazı örnekler, "Kendimi disipline ediyorum " veya "kendini kesti" veya "

herself in the face."

kendi yüzüne vurdu" gibi olabilir.

So in each of these examples, the subject and the direct object – they both refer

Yani bu örneklerin her birinde, özne ve doğrudan nesne – ikisi de

to the same person.

aynı kişiyi ifade eder.

Or the same actor, essentially.

Ya da esasen aynı aktör.

So yes, when we use a verb reflexively, we need to follow the verb with a reflexive pronoun.

Yani evet, bir fiili dönüşlü olarak kullandığımızda, fiili bir dönüşlü zamirle takip etmemiz gerekir.

However, if you're using a verb that's like a really common action, for example, so like,

Bununla birlikte, gerçekten yaygın bir eylem gibi bir fiil kullanıyorsanız, örneğin

a daily action.

günlük bir eylem gibi. Örneğin

Like taking a shower, or like shaving, for example – If you say, like, "I showered

duş almak gibi veya tıraş olmak gibi - "

myself this morning," or like, "he shaved himself this morning..."

Bu sabah duş aldım" veya " bu sabah kendini traş etti..." gibi derseniz,

In those cases, in those really common examples, we already know the direct object of that

bu durumlarda, gerçekten yaygın örneklerde, biz o fiilin doğrudan nesnesini zaten biliyor

verb.

.

We can already guess, because it's a very common action.

Çok yaygın bir eylem olduğu için şimdiden tahmin edebiliyoruz .

So you don't really need to say, like, "I showered myself this morning."

Yani "Bu sabah duş aldım" gibi bir şey söylemenize gerek yok .

Just say, "I showered this morning," because we can already guess the direct object of

Sadece "Bu sabah duş aldım" deyin çünkü o fiilin doğrudan nesnesini zaten tahmin edebiliyoruz

that verb.

.

So, for super common actions, we can drop it unless you want to add emphasis for some

Bu nedenle, herhangi bir nedenle vurgu eklemek istemediğiniz sürece, çok yaygın eylemler için onu bırakabiliriz

reason.

.

But yes, when you use a verb reflexively like that, the reflexive pronoun (like himself,

Ama evet, bir fiili bu şekilde dönüşlü olarak kullandığınızda , dönüşlülük zamiri (kendisi,

herself, myself, ourselves, themselves) – that should match the subject.

kendisi, ben, kendimiz, kendileri gibi) özneyle eşleşmelidir.

So yes, yes.

Yani evet, evet.

That was kind of a long answer, but yes.

Biraz uzun bir cevap oldu ama evet.

Next question!

Sonraki soru!

Comes from Galina.

Galina'dan geliyor.

Hi, Galina.

Merhaba Galina.

How do you make tag questions with modal verbs and with "have," "has," "had to," thank you

Modal fiillerle ve "have", "has", "have to" ile etiket soruları nasıl yapılır,

in advance.

şimdiden teşekkür ederim.

OK.

TAMAM.

So to start this one, tag questions are like mini questions that

Buna başlamak için, etiket soruları

come after a short statement.

kısa bir açıklamadan sonra gelen mini sorular gibidir.

These are things that we use to get agreement from the person listening or maybe sometimes

Bunlar, dinleyen kişinin onayını almak için kullandığımız şeylerdir veya belki bazen

we actually do want to check – we want to confirm something with someone else, but they're

gerçekten kontrol etmek isteriz - bir şeyi başka biriyle doğrulamak isteriz, ancak bunlar bir

kind of just like short, small questions.

nevi kısa, küçük sorular gibidir.

So your question is about how to use modal verbs and maybe auxiliary verbs.

Yani sorunuz modal fiillerin ve belki de yardımcı fiillerin nasıl kullanılacağı ile ilgili.

Auxiliary verbs are like linking verbs.

Yardımcı fiiller, bağlayıcı fiiller gibidir.

Basically, the tag question goes at the end of the statement.

Temel olarak, etiket sorusu ifadenin sonuna gelir .

And whatever verb you use in the main statement—in the main sentence there—you'll use that

Ve ana ifadede - oradaki ana cümlede - hangi fiili kullanırsanız kullanın,

same verb in your tag question.

etiket sorunuzda da aynı fiili kullanacaksınız.

He hasn't come to work yet, has he?

Henüz işe gelmedi, değil mi?

They haven't called yet, have they?

Henüz aramadılar, değil mi?

You could hear me, couldn't you?

Beni duyabiliyordun, değil mi?

In the first one, "he hasn't come to work, has he?"

İlkinde "işe gelmedi değil mi?"

So, he has not come.

Yani, o gelmedi.

We're using the present perfect tense there.

Orada şimdiki mükemmel zamanı kullanıyoruz.

He has not come to work yet, has he?

Henüz işe gelmedi, değil mi?

So, this tag question, "has he?"

Yani, bu etiket sorusu, "o mu?" cümlenin

uses the same verb that we used in the main part of the sentence; he HASN'T come.

ana bölümünde kullandığımız fiilin aynısını kullanır ; o gelmedi

The same auxiliary verb there.

Orada aynı yardımcı fiil.

The second sentence is the same: "they haven't called yet, have they?"

İkinci cümle de aynı: "Daha aramadılar değil mi?"

So here, the auxiliary verb "haven't" is used.

Yani burada "haven't" yardımcı fiili kullanılmıştır.

"Haven't called" is matched with "have they."

"Aramadım", "sahipler" ile eşleşir.

In the last one: "you could hear me, couldn't you?"

Sonuncusunda: "beni duyabiliyordun, değil mi?" Cümlenin

We see the positive "could" is in the main part of the sentence.

ana bölümünde olumlu "could" olduğunu görüyoruz .

And the negative "couldn't" is in the tag question.

Ve olumsuz "yapamaz", etiket sorusundadır.

So you should be using the opposite form of the verb.

Yani fiilin zıt biçimini kullanmalısınız .

So, if the main part of the sentence is positive, you should use a negative in your tag question,

Bu nedenle, cümlenin ana kısmı olumluysa, etiket sorunuzda olumsuz kullanmalısınız

and vice versa.

ve bunun tersi de geçerlidir.

If the main part of your sentence has a negative verb, use the positive form in the tag question.

Cümlenizin ana bölümünde olumsuz bir fiil varsa, etiket sorusunda olumlu biçimi kullanın.

Next question!

Sonraki soru!

Next question comes from Alex Fang.

Sıradaki soru Alex Fang'dan geliyor.

Hi, Alex.

Merhaba Alex.

Alex says: Sometimes I hear people say the words "then" and "though" at the end of sentences.

Alex şöyle diyor: Bazen insanların cümlelerin sonunda "o zaman" ve "düşünmek" sözcüklerini söylediğini duyuyorum.

What does that mean?

Bu ne anlama gelir?

For example, if you say a sentence like, "if you're not going, I'm not going to go, then."

Örneğin, " sen gitmiyorsan ben de gitmeyeceğim" gibi bir cümle söylersen. Bu

So, we use "then" to show cause and effect.

nedenle, sebep ve sonucu göstermek için "o zaman" kullanırız.

It's like an if-then sort of thing.

Eğer-o zaman gibi bir şey.

If you're not going to go, then I'm not going to go.

Eğer gitmeyeceksen, o zaman gitmeyeceğim.

But native speakers maybe we just casually add it to the end of the sentence, or we just

Ama anadili İngilizce olan kişiler belki onu gelişigüzel bir şekilde cümlenin sonuna ekleriz ya da sadece

change the position.

konumu değiştiririz.

So "then" is showing like a cause and effect sort of relationship there.

Yani "o zaman", orada bir neden-sonuç ilişkisi gibi görünüyor .

Though, however, is used just like "but," but we put it at the end of the sentence.

Rağmen, ancak, aynı "ama" gibi kullanılır, ancak onu cümlenin sonuna koyarız.

For example, if you go to see a movie.

Örneğin, bir film izlemeye giderseniz.

One person says, "the theater was really crowded!"

Bir kişi, "tiyatro gerçekten kalabalıktı!"

And person B says, "yeah, the movie was really good, though."

Ve B kişisi, "Evet, ama film gerçekten çok iyiydi" diyor.

So that "though" is like a "but," but it's at the end of the sentence.

Yani "düşünmek" bir "ama" gibidir ama cümlenin sonundadır.

If you say, "though, the movie was really good," you CAN say it, but using "though"

"Yine de, film gerçekten iyiydi" derseniz, bunu söyleyebilirsiniz, ancak

at the beginning of a sentence sounds a little more formal.

bir cümlenin başında "yine de" kullanmak kulağa biraz daha resmi geliyor.

You could say, "but the movie was really good."

"Ama film gerçekten çok iyiydi" diyebilirsiniz.

But I think that the – The person who is responding to the complaint ("the theater

Ama bence – Şikayete yanıt veren kişi ("tiyatro

was really crowded") is agreeing.

gerçekten kalabalıktı") aynı fikirde.

They're saying, "yeah, the movie was really good, though."

"Evet, film gerçekten çok iyiydi" diyorlar.

So it's kind of like a way of softening a little bit of a different opinion.

Yani bu, farklı bir görüşü biraz yumuşatmanın bir yolu gibi.

A different point.

Farklı bir nokta.

So "though," think of "though" as "but" at the end of a sentence.

Yani "yine", bir cümlenin sonundaki "ama"yı "ama" olarak düşünün .

Hope that's helpful.

Umarım bu yardımcı olur.

Next question!

Sonraki soru!

Comes from Eduardo!

Eduardo'dan geliyor!

Hello, Eduardo.

Merhaba Eduardo.

Eduardo says: What's the difference between "like" and "as" and "such as"?

Eduardo şöyle der: "Beğenmek" ile "gibi" ve "gibi" arasındaki fark nedir?

Ah!

Ah!

Okay.

Tamam aşkım.

I explained this – I talked about "like" and "as" in episode 4 of this series, so check

Bunu açıkladım - bu dizinin 4. bölümünde "beğenmek" ve "gibi" hakkında konuştum, o yüzden bir bakın

that out.

.

"Such as" is used in the same way as we use "like" to introduce examples.

"Beğenmek", örnekleri tanıtmak için "gibi" kullandığımızla aynı şekilde kullanılır.

But "such as" tends to sound a little bit more formal.

Ancak "gibi" kulağa biraz daha resmi geliyor. Daha fazla ayrıntı

So check that video if you want to see some more details.

görmek istiyorsanız bu videoyu kontrol edin .

Next question!

Sonraki soru!

Comes from...Tomoya.

Tomoya'dan geliyor.

What is the difference?

Fark ne?

How do you use "in," "on," and "at"?

"in", "on" ve "at" nasıl kullanılır? Bir

Aha, another one.

tane daha.

Okay, so, many of you ask questions similar to this one.

Tamam, pek çoğunuz buna benzer sorular soruyorsunuz .

So, if you haven't, please check out the videos that we have on this channel.

Öyleyse, izlemediyseniz, lütfen bu kanaldaki videolarımıza göz atın.

I've talked about how to use prepositions of location and prepositions of time, and

Yer edatlarının ve zaman edatlarının nasıl kullanılacağından bahsettim ve

I've talked a little bit about using "at" and "in" and "on" and some other prepositions.

biraz da "at" ve "in" ve "on" ve diğer bazı edatların kullanımından bahsettim.

So I would recommend: start with these videos.

Bu yüzden tavsiye ederim: bu videolarla başlayın.

Those might answer some of your questions.

Bunlar bazı sorularınızı cevaplayabilir.

Next question!

Sonraki soru!

Is from Weldo Carvalho.

Weldo Carvalho'dan.

Weldo Carvalho?

Weldo Carvalho?

Carvalho?

Carvalho?

I think?

Bence?

Weldo says: Is there any difference between "do not have" and "have not"?

Weldo diyor ki: "Sahip olmamakla" "sahip olmamak" arasında herhangi bir fark var mı?

Thanks.

Teşekkürler.

Yes, there are big differences.

Evet, büyük farklar var.

Used in a complete sentence, they have very different functions.

Tam bir cümle içinde kullanıldıklarında çok farklı işlevleri vardır.

They have different purposes.

Farklı amaçları var.

So, for example, like, "I do not have a dog," or "you do not have any money."

Örneğin, "Benim köpeğim yok" veya "Senin hiç paran yok" gibi.

Those sentences express not possessing something.

Bu cümleler bir şeye sahip olmamayı ifade eder.

I do not own a dog.

Benim bir köpeğim yok.

I do not own any money.

Hiç param yok.

That's something I personally do not hold, do not have.

Bu kişisel olarak sahip olmadığım, sahip olmadığım bir şey.

However, "have not" could be used in like a present perfect statement.

Bununla birlikte, "have not", şimdiki mükemmel bir ifade gibi kullanılabilir.

"I have not been to France."

"Fransa'ya gitmedim."

"You have not given me my money back."

"Paramı geri vermediniz."

So "do not have" means something I do not possess.

Yani "sahip olmamak", sahip olmadığım bir şey anlamına gelir .

But "have not" could refer to a present perfect statement; a negative present perfect statement,

Ancak "sahip olmadım", şimdiki mükemmel bir ifadeye atıfta bulunabilir ; olumsuz bir şimdiki mükemmel ifade,

meaning "lack of experience in something."

"bir şeyde deneyim eksikliği" anlamına gelir.

Lack of life experience.

Yaşam deneyimi eksikliği.

Yes, they do have different grammatical functions, so please be careful.

Evet, farklı gramer işlevleri var, bu yüzden lütfen dikkatli olun.

Next question!

Sonraki soru!

Comes from Brahim Rouabah.

Brahim Rouabah'dan geliyor.

Brahim Rouabah, maybe?

Brahim Rouabah, belki?

Brahim says: Hi Alisha, how can I think in English?

Brahim diyor ki: Merhaba Alisha, nasıl İngilizce düşünebilirim ?

Because I always need to translate in my head.

Çünkü kafamda hep çevirme ihtiyacı duyuyorum.

Great, I answered this in this video.

Harika, bu videoda bunun cevabını verdim.

This is the very first question I answered in this video, so please take a look at that

Bu, bu videoda cevapladığım ilk soru , bu yüzden lütfen buna

for a few different ways; a few tips to help you maybe stop translating in your head.

birkaç farklı şekilde bir göz atın; kafanızda çevirmeyi bırakmanıza yardımcı olacak birkaç ipucu .

I recommend: start here.

Tavsiye ederim: buradan başlayın.

Next question!

Sonraki soru!

Comes from Gerson Silva.

Gerson Silva'dan geliyor.

Hi, Gerson!

Merhaba Gerson!

Gerson asks: Do I need to use the auxiliary verbs "do" and "does" always when I want to

Gerson soruyor: Gündelik bir sohbette soru sormak istediğimde her zaman "do" ve "does" yardımcı fiillerini kullanmam gerekiyor mu

make questions in a casual conversation?

?

If you want to make a simple "yes" or "no" question, yeah.

Basit bir "evet" veya "hayır" sorusu yapmak istiyorsanız , evet.

"Do you eat lunch every day?"

"Her gün öğle yemeği yer misin?"

Or, "Does he have a pet?"

Veya "Evcil hayvanı var mı?"

For a simple "yes" or "no" question, yes, you should use "do," or "does" to make those.

Basit bir "evet" veya "hayır" sorusu için, evet, bunları yapmak için "do" veya "does" kullanmalısınız.

If, however, you want to ask an information question, you should use one of those "wh"

Bununla birlikte, bir bilgi sorusu sormak istiyorsanız , örneğin

words, like who, which, where, when, what, for example.

kim, hangi, nerede, ne zaman, ne gibi "wh" kelimelerinden birini kullanmalısınız .

Or how.

Veya nasıl.

So, if you want to make a yes or no question, yes, use "do" or "does" to start your question.

Bu nedenle, evet veya hayır sorusu yapmak istiyorsanız, evet, sorunuzu başlatmak için "do" veya "does" kullanın.

That's for present tense sentences.

Bu şimdiki zaman cümleleri için.

If you want to ask an information question, you can use one of the "wh" questions to do

Bir bilgi sorusu sormak istiyorsanız, bunu yapmak için "wh" sorularından birini kullanabilirsiniz

that.

. Bugün için cevaplamak

So, that's the last question that I want to answer for today.

istediğim son soru bu .

Thank you, as always, for sending all of your great questions.

Her zaman olduğu gibi, tüm harika sorularınızı gönderdiğiniz için teşekkür ederiz . Lütfen lütfen lütfen

Please please please make sure to send your questions to EnglishClass101.com/ask-alisha

sorularınızı EnglishClass101.com/ask-alisha adresine gönderdiğinizden emin olun.

So that's the page to send your questions for this video series, so please check that

Bu video serisi için sorularınızı göndereceğiniz sayfa burasıdır, bu yüzden lütfen kontrol edin

out and send your questions there.

ve sorularınızı oraya gönderin.

If you liked the video, please make sure to give it a thumbs up, subscribe to our channel,

Videoyu beğendiyseniz, lütfen beğendiğinizden emin olun, kanalımıza abone olun

and check us out at EnglishClass101.com for other good stuff too.

ve diğer güzel şeyler için bizi EnglishClass101.com'da kontrol edin . Alisha'ya Sor'un

Thanks very much for watching this episode of Ask Alisha!

bu bölümünü izlediğiniz için çok teşekkürler !

I will see you again next week!

Gelecek hafta seni tekrar göreceğim!

Bye-bye!

Güle güle!