Learn the Top 10 American English Phrases for Bad Students - English Vocabulary

Want to speak real English from your first lesson?

İlk dersinizden itibaren gerçek İngilizce konuşmak ister misiniz ? EnglishClass101.com'da

Sign up for your free lifetime account at EnglishClass101.com.

ömür boyu ücretsiz hesabınız için kaydolun .

This is why we do what we do, to make you a better person.

Bu yüzden yaptığımız şeyi sizi daha iyi bir insan yapmak için yapıyoruz.

Hi, everybody, welcome back to Top Words.

Herkese merhaba, Top Words'e tekrar hoş geldiniz.

My name is Alisha, and today we're going to be talking about ten phrases for bad students.

Benim adım Alisha ve bugün kötü öğrenciler için on cümleden bahsedeceğiz.

So these are probably some things that you should not do, let's get into it.

Yani bunlar muhtemelen yapmamanız gereken bazı şeyler , hadi bunlara girelim.

to bully This is a common problem in schools.

zorbalık yapmak Bu okullarda yaygın bir sorundur.

To bully someone means to be mean to another person, this might also happen in the workplace

Birine zorbalık etmek, başka bir kişiye kaba davranmak anlamına gelir , bu iş yerinde de

from time to time.

zaman zaman olabilir.

to bully someone is to put pressure on them unnecessarily, or to be violent towards them,

birine zorbalık etmek, gereksiz yere baskı yapmak, onlara şiddet uygulamak

or to hit people.

veya insanlara vurmak demektir. Hayatın hangi aşamasında olursan ol,

It's really not a good thing to do no matter what stage of life you're in.

gerçekten yapılacak iyi bir şey değil .

Don't bully people, don't be mean to people.

İnsanlara zorbalık yapma, insanlara kötü davranma.

In a sentence, bullying is a very common problem at school.

Tek kelimeyle, zorbalık okulda çok yaygın bir sorundur .

A bully is a person who bullies others, a bully is a person who is mean to other people

Zorba, başkalarına zorbalık yapan kişidir, zorba, diğer insanlara sebepsiz yere kötü davranan kişidir,

for no reason, that's called a bully.

buna kabadayı denir.

to fail a class

dersten kalmak

Oh! The next expression is to fail a class.

Ah! Bir sonraki ifade, bir sınıfta başarısız olmaktır.

To fail a class; if you don't do your homework, if you don't study for tests, if you don't

Bir dersten kalmak için; ödevlerini yapmazsan, sınavlara çalışmazsan, sana

do the projects that you're assigned, if you don't come to class, you may fail.

verilen projeleri yapmazsan, derse gelmezsen başarısız olabilirsin.

So meaning you do not pass the class; you do not finish the class, you fail.

Yani sınıfı geçmiyorsunuz; dersi bitiremezsin, başarısız olursun.

Don't fail your classes, please don't fail your classes!

Derslerinden kalma, lütfen derslerinden kalma!

Do the work that you need to do.

Yapmanız gereken işi yapın.

In a sentence, I failed a class last semester, I can't believe it, my parents are going to

Tek kelimeyle, geçen dönem bir dersten kaldım, inanamıyorum, ailem

be so mad at me!

bana çok kızacak!

I've never failed a class.

Hiç sınıfta kalmadım.

to procrastinate

ertelemek

To procrastinate, yes! I am a professional procrastinator!

Ertelemek, evet! Ben profesyonel bir erteleyiciyim!

Like bully, procrastinate can also be used as a noun as in procrastinator.

Zorba gibi, procrastinate de procrastinator'da olduğu gibi bir isim olarak kullanılabilir.

A procrastinator is someone who always puts things off.

Bir erteleyici, her zaman işleri erteleyen kişidir.

In a sentence, I procrastinated last week, all last week, and now I don't have time to

Tek kelimeyle, geçen haftayı, geçen haftayı erteledim ve şimdi

study for my test. Ah!

sınavıma çalışacak zamanım yok. Ah!

to skip class

dersi atlamak için

To skip class, don't skip class!

Dersi atlamak için dersi atlamayın!

To skip class means to not go to class.

Dersi atlamak, derse gitmemek demektir.

To skip, so imagine like your class is a rock, and you go, you skip.

Atlamak için, sınıfınızın bir kaya olduğunu hayal edin ve gidin, atlayın.

I'm not gonna do that, that's a weird thing that I just did.

Bunu yapmayacağım, az önce yaptığım garip bir şey.

Okay, just, skip class just means not to go.

Tamam, sadece, dersi asmak sadece gitmemek anlamına gelir.

You have class, you have the opportunity to go to class and you just don't go; you skip.

Dersin var, derse gitme fırsatın var ve sadece gitmiyorsun; sen atla

That's typically not a good thing to do because your teacher, in theory, is giving you important

Bu genellikle yapılacak iyi bir şey değildir çünkü teoride öğretmeniniz sınıfınızda size önemli

information in your class, and you should probably be there to listen, to take notes,

bilgiler veriyor ve muhtemelen dinlemek, not almak,

ask questions about that information, so don't skip class.

bu bilgilerle ilgili sorular sormak için orada olmalısınız, bu yüzden dersi atlamayın.

In a sentence, want to skip class with me tomorrow?

Tek kelimeyle, yarın benimle dersi asmak ister misin ?

No, stay at school, kids!

Hayır, okulda kalın çocuklar!

I always went to class, especially in college, I was like, I'm paying for this, like, my

Her zaman derse giderdim, özellikle üniversitede, bunun bedelini ben ödüyorum,

family is paying for this.

ailem ödüyor gibiydim.

I'm not going to skip class, like, if I skip class, I'm just throwing money away.

Dersi asmayacağım, dersi asarsam parayı çöpe atmış olurum gibi.

to tease

alay etmek

The next verb is to tease.

Bir sonraki fiil dalga geçmektir.

To tease could be strongly related, I feel, to the word to bully.

Alay etmenin, kabadayılık etme kelimesiyle güçlü bir şekilde ilişkili olabileceğini hissediyorum .

So bullying often has the connotation, or bullying often has the nuance of maybe physical

Yani zorbalık genellikle çağrışıma sahiptir veya zorbalık genellikle fiziksel şiddet nüansına sahiptir

violence; to tease is to hurt someone, or to make fun of someone with your words.

; alay etmek, birini incitmek veya sözlerinizle biriyle dalga geçmektir.

So maybe someone has a questionable haircut, or someone smells bad, or maybe they don't,

Yani belki birinin şüpheli bir saç kesimi vardır veya birisi kötü kokar veya belki de değildir,

maybe you're just, you just want to tease people.

belki siz sadece, sadece insanları kızdırmak istiyorsunuz .

I will say though, that teasing is very common among friends; if, you know, you want to make

Yine de, alay etmenin arkadaşlar arasında çok yaygın olduğunu söyleyeceğim ; eğer, bilirsin,

fun of your friend a little bit, it shows that you have a close relationship, and that's

arkadaşınla biraz dalga geçmek istersen, bu senin yakın bir ilişkin olduğunu gösterir ve

fine.

sorun değil.

Or maybe you tease your family members or your siblings.

Ya da belki aile üyelerinizle veya kardeşlerinizle dalga geçersiniz .

Typically it's not good to just to go around just teasing people or making fun of them.

Tipik olarak, sadece insanlarla dalga geçmek veya onlarla dalga geçmek için dolaşmak iyi değildir.

Stop teasing all the students in class, Stevens, you jerk.

Sınıftaki tüm öğrencilerle dalga geçmeyi bırak Stevens, seni pislik.

plagiarism

intihal

Oh yeah! The next word is plagiarism.

Oh evet! Bir sonraki kelime intihaldir.

Plagiarism.

İntihal.

I like to give lectures about plagiarism, that is true.

İntihal hakkında ders vermeyi seviyorum, bu doğru.

Plagiarism refers to taking someone else's work, someone else's image, someone else's

İntihal, başkasının eserini, başkasının resmini, başkasının

text, someone else's words, and using it as your own, don't do it.

metnini, başkasının sözlerini alıp kendinizinmiş gibi kullanmaktır, yapmayın.

It is so much trouble for you and the people around you.

Senin ve çevrendekilerin başına çok dert .

Oh my gosh, stop!

Aman tanrım, dur!

Just stop doing it!

Sadece yapmayı bırak!

It's so stupid.

Bu çok aptalca.

I think that this happens because students procrastinate, students don't take enough

Bence bunun nedeni öğrencilerin işleri ertelemesi, öğrencilerin

time to research and to properly document their notes, and to find their own materials

araştırma yapmak ve notlarını düzgün bir şekilde belgelemek ve kendi malzemelerini bulmak

or to develop their own materials, and so they use someone else's data in their paper.

veya kendi malzemelerini geliştirmek için yeterince zaman ayırmamaları ve bu nedenle ödevlerinde başka birinin verilerini kullanmaları.

They get caught and they get in trouble; in some cases, this can result in fines, it can

Yakalanırlar ve başları belaya girer; bazı durumlarda bu, para cezasına neden olabilir, okuldan

result in getting suspended or expelled from school.

uzaklaştırma veya okuldan atılma ile sonuçlanabilir .

If you're publishing an academic paper it could be revoked, you could have a degree

Akademik bir makale yayınlıyorsanız, yayınınız iptal edilebilir, diplomanız

revoked, you could be removed from your institution, you could lose your job.

iptal edilebilir, kurumunuzdan atılabilir, işinizi kaybedebilirsiniz.

Oh wow!

Vay canına!

Why would you ever do this?

Bunu neden yapasın ki?

It's just silly.

Bu sadece aptalca.

In a sentence, plagiarism is much more trouble than it's worth.

Tek kelimeyle intihal, değerinden çok daha fazla sorundur .

Please don't plagiarize other authors.

Lütfen diğer yazarlardan alıntı yapmayın.

to start a fight

Kavga başlatmak için

So we talked about the word bully before, or to bully or even to tease, but if the bullying

Daha önce kabadayılık, kabadayılık ve hatta alay kelimesinden bahsetmiştik, ancak zorbalık

or the teasing continues, it might start a fight, a physical fight, or a verbal fight, as well.

veya alay devam ederse, bu bir kavga, fiziksel bir kavga veya sözlü bir kavga da başlatabilir.

We use the same word fight both for verbal and for physical arguments or confrontations.

Aynı kelime kavgasını hem sözlü hem de fiziksel tartışmalar veya yüzleşmeler için kullanırız.

So in a sentence, Timmy was bullying Billy at school, and it started a fight.

Yani bir cümleyle, Timmy okulda Billy'ye zorbalık yapıyordu ve bu bir kavga başlattı. okuldan

truant

kaçan

Truant is a noun; it's used for people who

Truant bir isimdir; yapmakla yükümlü olduğu şeyleri yapmayan insanlar için kullanılır

do not do the things that they are responsible for doing.

.

So if you skip class, or you skip school, you can be called a truant.

Yani dersi asarsanız veya okulu asarsanız, size okuldan kaçan denilebilir.

The administration is cracking down on truancy in the school.

Yönetim, okuldaki okuldan kaçmaya karşı önlem alıyor .

Truant can be used as an adjective which means again not doing the things that you're supposed

Truant, yine yapmanız gereken şeyleri yapmamak anlamına gelen bir sıfat olarak kullanılabilir

to do.

.

Jimmy was suspended from school for being truant.

Jimmy okuldan kaçtığı için okuldan uzaklaştırıldı .

to cheat on a test

bir sınavda kopya çekmek

Okay, the next expression is to cheat on a test.

Tamam, sonraki ifade bir sınavda kopya çekmek.

To cheat on a test means either to look at someone else's test and copy their answers;

Bir sınavda kopya çekmek, ya başka birinin sınavına bakmak ve onların cevaplarını kopyalamak demektir;

it can mean to maybe have your own answers written on, I don't know, your hat, or your

belki kendi cevaplarınızın üzerine yazılması anlamına gelebilir, bilmiyorum, şapkanıza veya

arm, or maybe you're using your phone during the test to check the answers, I don't know.

kolunuza veya belki de sınav sırasında cevapları kontrol etmek için telefonunuzu kullanıyorsunuz, bilmiyorum.

In some way, you are not doing your own work, you're not using your own brain to complete

Bir şekilde kendi işinizi yapmıyorsunuz, testi tamamlamak için kendi beyninizi kullanmıyorsunuz

the test, and this is called cheating on a test.

ve buna kopya çekmek deniyor .

Why would you cheat on a test?

Neden bir sınavda kopya çekersin?

You're trying to test your own knowledge, if you don't do something well, then the test

Kendi bilginizi test etmeye çalışıyorsunuz, eğer bir şeyi iyi yapmazsanız, o zaman test

results will show you that, and you can improve on it, like, duh!

sonuçları size bunu gösterecek ve onu geliştirebilirsiniz, hah! Geçen hafta sınavda

My teacher caught some students who were cheating on the test last week.

kopya çeken bazı öğrencileri öğretmenim yakaladı .

detention

gözaltı

Detention is, in school anyway, it's the place

Gözaltı, zaten okulda,

where you are sent if you are a bad student; if you bully, if you tease, if you’re late,

kötü bir öğrenciysen gönderildiğin yerdir; zorbalık yaparsan, alay edersen, geç kalırsan, okuldan kaçarsan

if you are truant, if you cheat on a test, if you do... if you commit plagiarism, perhaps;

, sınavda kopya çekersen, yaparsan... intihal yaparsan belki;

if you have bad behavior at school you may be sent to detention.

Okulda kötü davranışların varsa, gözaltına alınabilirsin.

So detention is typically held in a classroom, for example, after school.

Bu nedenle gözaltı genellikle bir sınıfta, örneğin okuldan sonra yapılır.

You have to stay late after school with the other bad students, and you just have to sit

Okuldan sonra diğer kötü öğrencilerle geç saatlere kadar kalmak zorundasın ve

there, or you have to, maybe in some cases, do some studying, or you have to do some extra work.

orada oturmak zorundasın ya da, belki bazı durumlarda, biraz ders çalışman ya da fazladan çalışman gerekiyor.

It's a punishment for being a bad student, so you don't want to go to detention.

Kötü bir öğrenci olduğun için bir ceza, bu yüzden cezaya gitmek istemiyorsun.

I got sent to detention last week because I threw a paper airplane at my teacher.

Geçen hafta öğretmenime kağıt uçak fırlattığım için gözaltına alındım.

So that's the end!

Yani bu son!

Those are ten phrases for bad students, I hope that you never need to use these phrases,

Bunlar kötü öğrenciler için on kelime öbeği, umarım bu cümleleri hiçbir zaman kullanmak zorunda kalmazsın

but you might need to use them to describe the people around you.

ama çevrendeki insanları tarif etmek için kullanman gerekebilir . Top Words'ün

Thanks very much for watching this episode of Top Words, and we'll see you again soon.

bu bölümünü izlediğiniz için çok teşekkürler , yakında tekrar görüşürüz.

Bye bye!

Güle güle!

The more you know, the less you will mess up.

Ne kadar çok bilirsen, o kadar az karışırsın.

Dare to be different.

Farklı olmaya cesaret et.

We're on a basic instructs, we're in a race for allies, we've got a run, but again it's

Temel talimattayız, müttefikler için bir yarış içindeyiz , bir koşumuz var, ama yine de

a race that we're gonna win.

kazanacağımız bir yarış.

Yeah oh yeah!

evet ah evet!