Learn 14 English Phrases with the Word Nothing in Them

I've never jumped out of a plane before,

Daha önce hiç uçaktan atlamadım,

but here goes nothing.

ama burada hiçbir şey yok.

That's actually an English phrase that we use sometimes

Bu aslında bazen

before we do something new or dangerous.

yeni veya tehlikeli bir şey yapmadan önce kullandığımız İngilizce bir deyim.

I got my helmet on, I got my parachute on,

Kaskımı taktım, paraşütümü taktım, bir

here goes nothing.

şey olmaz.

By the way, I'll meet you on the ground

Bu arada, seninle yerde buluşuruz

and I'll do a little lesson about phrases

ve

with the word nothing in it.

içinde hiçbir şey olmayan deyimler hakkında küçük bir ders veririm.

Once again, here goes nothing.

Bir kez daha, burada hiçbir şey yok.

(plane engine roaring)

(uçak motoru kükremesi)

(calm guitar music)

(sakin gitar müziği)

Well, hello and welcome to this English lesson

Pekala, merhaba ve

about phrases with the word, nothing in it.

içinde hiçbir şey olmayan kelimesini içeren ifadelerle ilgili bu İngilizce dersine hoş geldiniz.

Before we get started, though, if this is your first time here,

Başlamadan önce, buraya ilk gelişinizse,

don't forget to click that red subscribe button

kırmızı abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın

and give me a thumbs up if this video helps you learn

ve bu video

just a little bit more English.

biraz daha fazla İngilizce öğrenmenize yardımcı oluyorsa bana bir başparmak verin. Bir

The next English phrase, I wanted to teach you

sonraki İngilizce deyim, sana

with the word nothing in it is the phrase,

içindeki hiçbir şey sözcüğüyle öğretmek istedim, deyimdir,

there's nothing to it.

bunun için hiçbir şey yoktur.

When my kids were young,

Çocuklarım küçükken

I had to teach them how to tie their shoes.

onlara ayakkabılarını nasıl bağlayacaklarını öğretmek zorunda kaldım.

You take the two laces. You make a simple knot.

Sen iki bağcık al. Basit bir düğüm yapıyorsun.

You make a bow, you go around the bow,

Bir yay yaparsınız, yayın etrafından dolanırsınız,

you put your thumb through and you pull it tight.

başparmağınızı delikten geçirip sıkıca çekersiniz.

There's nothing to it.

Yapılabilecek hiçbirşey yok.

So there's nothing to it, is a phrase we use

when we're talking about something that's very easy to do,

Yapması çok kolay

or very easy to learn.

veya öğrenmesi çok kolay bir şeyden bahsederken kullandığımız bir tabir.

It does take a while to learn how to tie a shoe though.

Yine de ayakkabı bağlamayı öğrenmek biraz zaman alıyor.

Saying there's nothing to it

Hiçbir şey olmadığını söylemek

maybe isn't the nicest thing to say.

belki de söylenecek en güzel şey değil.

I know when I was a kid, it actually took me a long time.

Çocukken biliyorum, aslında uzun zamanımı aldı.

Even though my mom kept showing me and kept saying,

Annem sürekli bana gösterip söyleyip durmasına rağmen

there's nothing to it.

bunda bir şey yok.

I was watching an old movie the other day

Geçen gün eski bir film izliyordum

and the main character was put in prison

ve ana karakter hapse atıldı

and they gave him dry bread and water,

ve ona kuru ekmek ve su verdiler,

which I guess is better than nothing.

ki bu hiç yoktan iyidir sanırım. Hiçbir şeyden

The English phrase better than nothing means,

daha iyi olan İngilizce deyim,

that whatever you have is better

sahip olduğunuz her şeyin

than not having anything at all.

hiçbir şeye sahip olmamaktan daha iyi olduğu anlamına gelir.

If I was really, really hungry and you gave me dry bread

Gerçekten çok aç olsaydım ve bana kuru ekmek

and water, I would certainly think,

ve su verseydiniz, kesinlikle

well, it's better than nothing.

hiç yoktan iyidir diye düşünürdüm. Hiç

It's better to have some bread

yememektense biraz ekmek

and to have a little drink of water

ve biraz su içmek daha iyidir

than to have nothing at all.

.

It's certainly better than nothing.

Kesinlikle hiç yoktan iyidir.

Ah, there's next to nothing left in this box.

Ah, bu kutuda neredeyse hiçbir şey kalmadı.

Sometimes my kids eat all the cereal.

Bazen çocuklarım bütün mısır gevreğini yerler.

And then when I go to have a box of cereal,

Sonra bir kutu mısır gevreği almaya gittiğimde,

there's next to nothing left in the box.

kutuda neredeyse hiçbir şey kalmamıştı.

Next to nothing is a phrase we use in English

Neredeyse hiçbir şeyin yanında, İngilizce'de

to talk about when there's some left,

biraz kaldığında,

there's some left in the box, but not as much as I wanted.

kutuda biraz kaldığında konuşmak için kullandığımız bir deyim var ama istediğim kadar değil.

There's next to nothing left in the cereal box.

Mısır gevreği kutusunda neredeyse hiçbir şey kalmadı.

So that's kind of sad.

Yani bu biraz üzücü.

I'll have to maybe go to the store later and get another one

Belki daha sonra markete gidip bir tane daha almam gerekecek

because I really like eating my Cheerios.

çünkü Cheerios'larımı yemeyi gerçekten seviyorum.

It's a little windy out here today.

Bugün burası biraz rüzgarlı.

Hey Bob, what are you doing this weekend?

Hey Bob, bu hafta sonu ne yapıyorsun?

Nothing much.

Pek bir şey yok.

Nothing really.

Gerçekten hiçbir şey.

When someone asks you what your plans are,

Birisi size planlarınızın ne olduğunu sorduğunda,

when someone asks you what you're going to be doing tomorrow

yarın

or on the weekend.

ya da hafta sonu ne yapacağınızı sorduğunda.

And if you're doing some things,

Ve bazı şeyler yapıyorsanız,

but they're not that important,

ama o kadar da önemli değillerse, az önce söylediğim iki cümleden birini

you might answer by using one of the two phrases

kullanarak yanıt verebilirsiniz

I just said.

. Gerçekten

You could say nothing really or nothing much.

hiçbir şey söyleyemezsin ya da fazla bir şey söyleyemezsin.

These are very common phrases in English.

Bunlar İngilizce'de çok yaygın ifadelerdir.

At work when heading out the door on a Friday,

İş yerinde bir Cuma günü evden çıkarken

a colleague might say,

bir meslektaşım

"Hey, Bob, what are you doing this weekend?"

"Hey Bob, bu hafta sonu ne yapıyorsun?" diyebilir.

And probably my most common answer,

Ve muhtemelen en yaygın cevabım,

especially during this year of COVID

özellikle de bu COVID yılında,

would be nothing much or nothing really.

pek bir şey ya da gerçekten hiçbir şey olacaktır.

It basically just means I'm doing some stuff,

Temelde sadece bazı şeyler yapıyorum

but I'm not doing anything fun or exciting.

ama eğlenceli veya heyecan verici bir şey yapmıyorum anlamına geliyor.

Oscar is a really good dog.

Oscar gerçekten iyi bir köpektir.

He hangs out with Jen when she's working

Jen çiçek tarlalarında çalışırken onunla takılıyor

in the flower fields, he's very calm, but he does bark

, çok sakin ama

if a stranger comes onto our property, he's a good dog.

mülkümüze bir yabancı gelirse havlıyor , o iyi bir köpek.

Our last dog though, was kind of a good for nothing dog.

Yine de son köpeğimiz, hiçbir işe yaramayan bir köpekti.

Good for nothing is a phrase we use in English

Hiçbir şey için iyi, İngilizce'de pek kullanışlı olmayan

to describe someone or something that isn't very useful.

birini veya bir şeyi tanımlamak için kullandığımız bir ifadedir .

Our last dog just slept all the time. He never barked.

Son köpeğimiz sürekli uyuyordu . Hiç havlamadı.

He just stayed by his dog house and he ate food

Sadece köpek kulübesinin yanında kaldı ve yemek yedi

and he just wasn't very helpful.

ve pek yardımcı olmadı.

He didn't really hang out with Jen.

Jen ile gerçekten takılmadı.

He didn't bark when strangers came,

Yabancılar geldiğinde havlamazdı,

he was kind of a good for nothing dog.

işe yaramaz bir köpekti.

This isn't a nice way to describe someone or something,

Bu, birini veya bir şeyi tanımlamanın hoş bir yolu değil,

but it's just a way to describe someone or something

ama gerçekten hiçbir şey yapmayan birini veya bir şeyi tanımlamanın bir yolu

that doesn't really do anything.

.

In the flower bed behind me, there's nothing but flowers.

Arkamdaki çiçek tarhında çiçeklerden başka bir şey yok.

When you say nothing but in English,

İngilizceden başka bir şey söylemediğinizde,

it's just another way of saying only.

bu yalnızca söylemenin başka bir yoludur.

And in informal English, we often say sentences like this.

Ve resmi olmayan İngilizcede sık sık buna benzer cümleler kurarız.

There's nothing but flowers in this flower bed.

Bu çiçek tarhında çiçeklerden başka bir şey yok.

We don't grow vegetables. We only grow flowers.

Biz sebze yetiştirmiyoruz. Biz sadece çiçek yetiştiriyoruz.

There's only flowers growing here.

Burada sadece çiçekler büyüyor. Arkamdaki çiçek tarhında

There's nothing but flowers in the flower bed behind me.

çiçeklerden başka bir şey yok .

When I was a teenager,

Ben gençken

I worked for my uncle building houses.

amcamın evleri için çalışıyordum.

But one summer he came to me and said,

Ama bir yaz bana geldi ve

"Bob, it's nothing personal,

"Bob, bu kişisel bir şey değil

but I can't give you a job this summer."

ama sana bu yaz iş veremem" dedi.

My uncle used the phrase, it's nothing personal

Amcam şu ifadeyi kullandı, kişisel bir şey değil

because it had nothing to do with me.

çünkü benimle hiçbir ilgisi yok.

The reason he couldn't give me work

Bana iş verememesinin nedeni

wasn't because I was a bad worker,

kötü bir işçi olmam değildi,

it wasn't because he didn't like me.

beni sevmemesi değildi.

There simply wasn't enough work.

Yeterli iş yoktu.

So the English phrase, it's nothing personal

İngilizce ifade, kişisel değil,

is a phrase we use when we're about

to give someone information.

birine bilgi vermek üzereyken kullandığımız bir ifadedir.

But we want them to be aware that it's not their fault.

Ama bunun onların suçu olmadığının farkında olmalarını istiyoruz.

It has nothing to do with something they've done.

Yaptıkları bir şeyle alakası yok.

It's nothing personal.

Kişisel bir şey değil. İçinde hiçbir şey olmayan

Another really common phrase in English

İngilizce'de gerçekten yaygın olan bir başka deyim de deyimdir

with the word nothing in it is the phrase.

.

It's nothing.

Mühim değil.

This is a phrase we use sometimes instead of saying,

Bu, bazen

you're welcome after someone thanks us for doing something.

birisi bir şey yaptığımız için bize teşekkür ettikten sonra rica ederim demek yerine kullandığımız bir ifadedir. Aşağıdaki

Many of you in the comments below, will say,

yorumlarda birçoğunuz

thanks, Bob, for the English lesson.

İngilizce dersi için teşekkürler Bob diyecektir.

And I could respond by saying, ah, it's nothing.

Ve ah, hiçbir şey değil diyerek cevap verebilirim.

Basically what I'm saying is it wasn't that much work,

Temelde demek istediğim, çok fazla iş değildi,

I enjoy doing it, it didn't cost me a lot

yapmaktan zevk alıyorum, İngilizce dersini yapmak bana çok pahalıya mal olmadı

to make the English lesson,

and so I respond by saying, ah, it's nothing.

ve bu yüzden , ah, hiçbir şey diyerek yanıt veriyorum. Hoş geldin

It's just another way of saying you're welcome.

demenin başka bir yolu .

Now if I wanted respond to people thanking me

Şimdi, İngilizce derslerim için bana teşekkür eden insanlara kendini beğenmiş

for my English lessons in kind of a cocky, arrogant,

, kibirli

or boastful way I could use the phrase,

veya kendini beğenmiş bir şekilde yanıt vermek isteseydim, bu ifadeyi kullanabilirdim,

you ain't seen nothing yet.

henüz hiçbir şey görmedin.

So this is another English phrase

Yani bu, insanlara işlerin daha iyiye gideceğini söylerken kullandığımız, içinde hiçbir şey kelimesi olmayan başka bir İngilizce

with the word nothing in it

deyim ve kendini

that we use when we are telling people

that things are going to get better

and kind of in a cocky way,

beğenmiş bir şekilde, vay

like kind of like, whoa, you ain't seen nothing yet.

canına, henüz hiçbir şey görmedin gibi.

So if you like my English lessons now

İngilizce derslerimi beğendiyseniz şimdi

just wait I have a lot of plans for this summer

bekleyin, onları daha iyi hale getirmek için bu yaz için birçok planım var

to make them better and I could, boastfully say,

ve gururla söyleyebilirim ki,

you ain't seen nothing yet.

henüz hiçbir şey görmediniz.

So the best I think is yet to come.

Yani bence en iyisi henüz gelmedi.

A long time ago, I was working somewhere

Uzun zaman önce, bir yerde çalışıyordum

and someone was stealing paper regularly.

ve birisi düzenli olarak kağıt çalıyordu.

So I made sure that my boss knew that I had nothing

Bu yüzden patronumun bununla hiçbir ilgim olmadığını bildiğinden emin oldum

to do with it.

. O

I often worked late at that job

işte sık sık geç saatlere kadar çalışırdım

and I didn't want my boss to think

ve patronumun

that I was the one stealing the paper.

gazeteyi çalanın ben olduğumu düşünmesini istemezdim.

I wanted to make sure that my boss knew

Patronumun

that I had nothing to do with it.

bununla hiçbir ilgim olmadığını bildiğinden emin olmak istedim.

The English phrase, nothing to do with,

İngilizce deyim, hiçbir ilgisi yok,

simply means that you didn't do it.

basitçe bunu senin yapmadığın anlamına gelir.

You're not associated with the person who is doing it.

Bunu yapan kişiyle ilişkili değilsin.

You don't know who's doing it.

Kimin yaptığını bilmiyorsun. Senin

You had nothing to do with it.

bununla hiçbir ilgin yoktu.

Eventually they did catch the person

Sonunda kişiyi yakaladılar

and that person got fired.

ve o kişi kovuldu. Sanırım

I guess that's what they deserved.

hak ettikleri buydu.

Sometimes people fall in love

Bazen insanlar aşık olur

and then sometimes they break up.

ve bazen de ayrılırlar.

After they break up,

Ayrıldıktan sonra

sometimes they might say something like this,

bazen şöyle bir şey söyleyebilirler,

he means nothing to me or she means nothing to me now.

o benim için bir şey ifade etmiyor ya da şimdi benim için hiçbir şey ifade etmiyor.

This is a phrase we use in English

Bu, İngilizce'de

to kind of indicate that we don't have feelings

for someone anymore.

artık birine karşı bir şeyler hissetmediğimizi belirtmek için kullandığımız bir ifadedir.

So maybe there is someone in your past

Yani belki geçmişinizde romantik anlamda

that you really, really liked romantically,

gerçekten ama gerçekten hoşlandığınız biri vardır,

but now they mean nothing to you.

ama artık onlar sizin için hiçbir şey ifade etmiyor.

You don't have those same strong feelings anymore.

Artık aynı güçlü duygulara sahip değilsin.

And that's the phrase that you would use.

Ve kullanacağın ifade bu. Onun

You would just say he means nothing to me now

şu anda benim için hiçbir şey ifade etmediğini

or she means nothing to me now.

ya da onun benim için artık hiçbir şey ifade etmediğini söylerdin.

Sometimes sports teams are in an all or nothing situation.

Bazen spor takımları ya hep ya hiç durumundadır.

Usually this happens towards the end

Genellikle bu,

of their regular season.

normal sezonlarının sonuna doğru olur. Devam etmek istiyorlarsa

They're in a situation where they need to win the game

maçı kazanmaları gereken bir durumdalar

if they want to move on.

.

If they lose the game, their season is over.

Maçı kaybederlerse sezonları biter.

And in English, we would certainly call that

Ve İngilizcede buna kesinlikle ya

an all or nothing situation.

hep ya hiç durumu deriz. Ya

An all or nothing situation

hep ya hiç durumu, ya

is a time where either you do well

iyi yaptığınız

and you get the reward, or if you fail at something,

ve ödülü aldığınız ya da bir şeyde başarısız olursanız

you don't get anything.

hiçbir şey alamayacağınız bir zamandır.

So thankfully learning English

Neyse ki İngilizce öğrenmek ya

is not an all or nothing situation.

hep ya hiç durumu değildir. Bir şampiyonluk

It's not like being in a championship match,

maçında olmak gibi değil , bunu

you can just keep doing this, keep learning things

yapmaya devam edebilir , bir şeyler öğrenmeye devam edebilir

and keep doing well.

ve iyi yapmaya devam edebilirsiniz.

Well, thank you for watching this English lesson

about phrases with the word nothing in it.

İçinde hiçbir şey olmayan ifadeler hakkındaki bu İngilizce dersini izlediğiniz için teşekkür ederiz.

It was pretty easy for me to make

Benim için yapması oldukça kolaydı

because I had nothing at all to do today.

çünkü bugün yapacak hiçbir şeyim yoktu.

Nothing at all, is your last phrase

Hiçbir şey,

that I want to teach you in this lesson.

bu derste sana öğretmek istediğim son cümlen.

Nothing at all just means the same thing as nothing,

Hiçbir şey hiçbir şeyle aynı anlama gelmez,

but we use at all to kind of emphasize it a bit.

ancak bunu biraz vurgulamak için at all'ı kullanırız.

So I had nothing at all to do today

Bu yüzden bugün yapacak hiçbir şeyim yoktu,

so I thought it would be fun

bu yüzden

to make this English lesson for you.

sizin için bu İngilizce dersini hazırlamanın eğlenceli olacağını düşündüm.

Thanks again for watching.

İzlediğiniz için tekrar teşekkürler.

If you're new here,

Burada yeniyseniz,

don't forget to click that red subscribe button over there.

oradaki kırmızı abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın.

Give me a thumbs up if this video helped you learn

Bu video

just a little bit more English.

biraz daha fazla İngilizce öğrenmenize yardımcı olduysa bana bir başparmak verin.

And if you have the time, why don't you stick around

Ve eğer zamanın varsa, neden burada kalıp

and watch another English lesson.

başka bir İngilizce dersi izlemiyorsun?