Different Ways to Say "Yes" and "No" in English

If someone asks me if I want to do something,

Birisi bana bir şey yapmak isteyip istemediğimi sorarsa,

I say yes if I want to do it,

yapmak istiyorsam evet,

and I say no if I don't want to do it.

istemiyorsam hayır derim.

There are, however, other ways to say yes and no in English.

Bununla birlikte, İngilizce'de evet ve hayır demenin başka yolları da vardır.

Now, I must tell you this,

Şimdi, size şunu söylemeliyim,

yes and no are the most common ways

evet ve hayır,

to say you want to do something or to say you don't want to.

bir şeyi yapmak istediğinizi veya istemediğinizi söylemenin en yaygın yollarıdır.

But these other ways of saying yes and no

Ancak evet ve hayır demenin bu diğer yolları

are also quite common.

da oldukça yaygındır.

They're not some crazy words that we never use,

Bunlar hiç kullanmadığımız çılgın kelimeler değil,

they are words that we actually use every day.

aslında her gün kullandığımız kelimeler.

So in this English lesson,

Bu İngilizce dersinde

I'll teach you a few more ways to say yes

size evet demenin birkaç yolunu

and a few more ways to say no.

ve hayır demenin birkaç yolunu daha öğreteceğim.

(bright upbeat music)

(parlak, iyimser müzik) Farklı bir şekilde

One of the first ways of saying yes

evet demenin ilk yollarından biri

in a different way is to say, of course.

elbette söylemektir.

But I do need to explain when we use this.

Ama bunu ne zaman kullandığımızı açıklamam gerekiyor.

We use this when we want to say yes to someone

Hayır demeyi asla

in a situation where we would never think of saying no.

düşünmeyeceğimiz bir durumda birine evet demek istediğimizde bunu kullanırız .

A good example would be this.

İyi bir örnek şu olabilir.

If a friend of mine was going on a trip

Bir arkadaşım seyahate çıkıyorsa

and if they said, "Bob, can you pick up my mail

ve "Bob,

and water my plants while I'm gone?"

ben yokken mektuplarımı alıp çiçeklerimi sulayabilir misin?"

I would say, of course.

Elbette derdim.

I could just say yes, but I would say of course

Sadece evet diyebilirdim ama elbette derdim

because I would never say no to that.

çünkü buna asla hayır demem.

If a friend of mine was going on a trip,

Bir arkadaşım seyahate çıkıyorsa,

I want to do whatever I need to do so they have a good trip.

iyi bir seyahat geçirmeleri için ne yapmam gerekiyorsa yapmak isterim.

So I would say, of course,

Bu yüzden, elbette, sen gittiğinde

I would totally pick up your mail and water your plants

kesinlikle postanı alır ve bitkilerini sulardım derdim

when you're gone.

.

But there'd probably be no guarantee

Ama muhtemelen

that the plants would survive,

bitkilerin hayatta kalacağının bir garantisi olmayacaktı,

but I certainly would water them.

ama kesinlikle onları sulardım.

Maybe I would bring Jen with

Belki de bitkilerle arası benden

because she's better with plants than I am.

daha iyi olduğu için Jen'i de getirirdim .

Another way of saying yes is one that we use in a situation,

Evet demenin başka bir yolu,

again, where someone is asking for help

yine birinin yardım istediği bir durumda kullandığımız

and it's the phrase, no problem.

ve bu ifade, sorun değil.

If someone said to me, "I can't lift this box.

Biri bana "Bu kutuyu kaldıramıyorum.

Bob, can you help me?"

Bob, bana yardım edebilir misin?"

I would say, no problem.

Sorun değil derdim.

Let me grab the other end and help you lift it.

Diğer ucundan tutup kaldırmana yardım etmeme izin ver .

So, notice this is a way of saying yes

Yani, bunun belirli bir durumda evet demenin bir yolu olduğuna dikkat edin

in a certain situation.

.

It's a situation where someone's asking you to do something

Bu, birinin sizden bir şey yapmanızı istediği

and you can respond by saying, no problem.

ve sizin, sorun değil diyerek yanıt verebildiğiniz bir durumdur.

They're not asking if you want a candy

Şeker isteyip istemediğini sormuyorlar,

then you wouldn't say, no problem.

o zaman söylemezsin, sorun değil.

It wouldn't make sense.

Mantıklı değil.

But if someone says to you, hey,

Ama biri size, hey,

would you be able to bring me home after work today,

bugün işten sonra beni eve götürebilir misin,

my car is broken?

arabam bozuk derse?

Instead of saying yes, I could say, no problem.

Evet demek yerine sorun yok diyebilirim.

Where do you live?

Nerede yaşıyorsun

I'm happy to give you a ride home.

Seni eve bırakmaktan mutluluk duyarım. Birisi sizden bir şey yapmanızı istediğinde

Another way to say yes

evet demenin başka bir yolu da

if someone asks you to do something is to say, for sure.

kesin olarak söylemektir.

Now, this is, I think a little bit like slang.

Şimdi, bu, sanırım biraz argo gibi.

It's not pure slang,

Saf bir argo değil

but it's certainly a quick way

ama kesinlikle

to say that you'll help someone do something.

birinin bir şey yapmasına yardım edeceğini söylemenin hızlı bir yolu.

If someone said to me, "Bob, I really, really need money,

Birisi bana "Bob, gerçekten paraya ihtiyacım var,

can I borrow $100?"

100 dolar borç alabilir miyim?"

I'd probably say, no.

Muhtemelen hayır derdim.

But I might say, for sure, depending on who it is.

Ama kim olduğuna bağlı olarak kesin diyebilirim.

Sorry, I had to correct what I was thinking there

Üzgünüm, aklımdan geçenleri düzeltmem gerekiyordu

in my mind.

.

If one of my children really needed money,

Çocuklarımdan birinin gerçekten paraya ihtiyacı olsa

and they said, "Dad, can I borrow $10?"

ve "Baba 10 dolar ödünç alabilir miyim?"

I would say for sure, but if some random person or,

Kesinlikle derdim, ama rastgele biri ya da

yeah, I don't give away money very easily.

evet, parayı çok kolay vermem.

Anyways, if someone asks you to do something

Her neyse, eğer biri sizden bir şey yapmanızı isterse

and it's something that you don't mind doing,

ve bu sizin yapmaktan çekinmediğiniz bir şeyse,

you might say, for sure, and then do that thing for them.

kesinlikle diyebilir ve sonra o şeyi onlar için yapabilirsiniz.

Another way of saying yes is to say, sure thing.

Evet demenin bir başka yolu da kesinlikle evet demek.

And again, this would happen when someone asks you

Ve yine, birisi sizden

for something.

bir şey istediğinde bu olur.

If someone said to me, "Bob, can I borrow your car?"

Biri bana "Bob, arabanı ödünç alabilir miyim?"

I might say, sure thing.

Kesin şey diyebilirim.

Come over and get it.

Gel ve al.

Of course, if they don't have a car,

Tabii ki, arabaları yoksa,

they might not be able to,

yapamayabilirler,

but I would certainly want to say yes,

ama kesinlikle evet demek isterdim

and I would probably say, sure thing.

ve muhtemelen, eminim derdim. Burada, çiftlikte

We have a lot of tools and equipment here on the farm,

çok sayıda alet ve ekipmanımız var

and sometimes my friend wants to use something

ve bazen arkadaşım

to do some work at his place.

evinde bazı işler yapmak için bir şeyler kullanmak istiyor.

When he says, "Hey, Bob, can I borrow your tractor?"

"Hey Bob, traktörünü ödünç alabilir miyim?"

I usually just say, sure thing, when do you need it?

Genelde sadece, tabii ki, ne zaman ihtiyacın var?

And then we arrange a time for him to pick it up.

Sonra onu alması için bir zaman ayarlıyoruz.

So, another way to say yes is to simply say, sure thing.

Yani, evet demenin başka bir yolu da, kesinlikle, kesinlikle demek.

Okay, here's one more way to say yes

Tamam, hayır demenin yollarına geçmeden önce evet demenin bir yolu daha var

before we move on to talking about ways to say no.

.

If someone asks you if you want to do something

Birisi size bir şey yapmak isteyip istemediğinizi sorarsa ve

and you really want to do it,

gerçekten yapmak istiyorsanız, "Yapmayı çok

you can say, I'd love to,

isterim" diyebilirsiniz,

or I would love to

ya da çok isterim

would be the full version of the sentence.

cümlenin tam hali olur.

If someone said to me,

Biri bana

"Bob do you want to go out for dinner?

"Bob, akşam yemeğine çıkmak ister misin?

I'll pay."

Ben öderim" deseydi. Seve seve derdim

I would say, I'd love to

because I love it when people take me out for dinner

çünkü insanların beni yemeğe çıkarmasına

and then they pay for it.

ve sonra parasını ödemelerine bayılıyorum.

That's an awesome thing.

Bu harika bir şey.

So if you're ever in a situation where someone's asking you

Bu nedenle, birinin size bir

if you want to do something

şey yapmak isteyip istemediğinizi sorduğu

and it's something you would really like to do,

ve bu gerçekten yapmak istediğiniz bir şey olduğu bir durumdaysanız, çok

you can respond by saying, I'd love to.

isterim diyerek yanıt verebilirsiniz.

Okay, let's talk about how to say no

Pekala,

using different words or phrases,

farklı kelimeler veya deyimler kullanarak hayır demeyi konuşalım

and I'm going to use my jumping out of an airplane

ve

with a parachute example.

bir paraşüt örneğiyle uçaktan atlayışımı kullanacağım.

If someone said to me,

Biri bana

"Bob, do you want to go up in a plane

"Bob, uçağa binip

and jump out with a parachute on?"

paraşütle atlamak ister misin?"

I would say, no way.

Olamaz derdim.

So I would use the word no, but I would add the word way.

Yani hayır kelimesini kullanırdım ama yol kelimesini eklerdim. Evet

We use this form of saying no

when there's no way we're ever going to say yes.

dememizin hiçbir yolu olmadığında bu hayır deme biçimini kullanırız.

I just used the phrase right there.

Oradaki ifadeyi kullandım.

If someone asked me to do something like that,

Biri benden böyle bir şey yapmamı istese,

I'm afraid of heights.

yüksekten korkarım. Bunu

I've told many of you that before.

çoğunuza daha önce söyledim.

If someone asked me that, I would simply say, no way.

Birisi bana bunu sorsa, basitçe, mümkün değil derdim.

It basically means there's nothing you could do

Temelde,

to convince me to do that activity.

beni o aktiviteyi yapmaya ikna etmek için yapabileceğin hiçbir şey olmadığı anlamına geliyor.

No way.

Mümkün değil.

There are times when someone might ask you to do something

Bazen birisi sizden bir şey yapmanızı isteyebilir

and you don't want to do it,

ve siz bunu yapmak istemezsiniz

and instead of saying no, you can just say, forget it.

ve hayır demek yerine sadece unut gitsin diyebilirsiniz.

Basically, when you say forget it,

Temel olarak, unut gitsin dediğinde,

you're saying that you don't want to do that thing.

o şeyi yapmak istemediğini söylüyorsun.

I've heard my children say this before sometimes.

Bunu daha önce de çocuklarımın söylediğini duymuştum.

One of my children will say to another one of my children,

Çocuklarımdan biri diğerine,

"You need to help me clean up the kitchen.

"Mutfağı temizlememe yardım etmelisin.

Dad said so."

Babam öyle dedi."

And my other child might say, "Forget it.

Diğer çocuğum da "Boş ver.

I have other stuff to do.

Benim yapacak başka işlerim var.

You do it."

Sen yap" diyebilir.

Then usually I step in

Sonra genellikle devreye girerim

and kind of make sure everyone is happy

ve herkesin mutlu olduğundan

and doing what they're supposed to do.

ve yapması gerekeni yaptığından emin olurum.

But yes, sometimes in certain situations,

Ama evet, bazen bazı durumlarda,

if someone tells you that you have to do something,

eğer birisi sana bir şey yapman gerektiğini söylerse,

you can just say, forget it.

boşver diyebilirsin.

Sometimes it's a little rude,

Bazen biraz kaba

but it is something we sometimes say.

ama bazen söylediğimiz bir şey.

Sometimes you wanna say no,

Bazen hayır demek istersin

but sometimes you want to word it a little more strongly.

ama bazen bunu biraz daha güçlü bir şekilde ifade etmek istersin.

And in that situation, you could just say, never.

Ve bu durumda, asla diyebilirsiniz.

If someone said to me,

Biri bana

"Bob, you should eat these hot spicy chicken wings.

"Bob, bu sıcak baharatlı tavuk kanatlarını yemelisin.

They are the hottest wings on earth."

Onlar dünyadaki en sıcak kanatlar" deseydi.

I would say never.

Asla derdim.

I'm never going to do that.

Bunu asla yapmayacağım.

So I'm not just saying no,

Yani sadece hayır demiyorum, şu

I'm saying no from now until the end of time.

andan itibaren zamanın sonuna kadar hayır diyorum.

I am not going to eat super, super hot chicken wings.

Süper, süper sıcak tavuk kanadı yemeyeceğim.

I do like hot food, but when things get to a certain level,

Sıcak yemeği severim ama işler belli bir seviyeye gelince

that's when I start saying no.

hayır demeye başlıyorum.

And when things get really, really hot, I just say, never.

Ve işler gerçekten çok kızıştığında, asla diyorum.

I'm never going to eat that.

Bunu asla yemeyeceğim.

It's just too hot for me.

Benim için çok sıcak.

This last way of saying no is also a very strong way

Hayır demenin bu son yolu, aynı zamanda hayır demenin çok güçlü bir yoludur

of saying no, and it's the phrase, not in a million years.

ve bu ifade, bir milyon yılda değil.

If someone came to our school

Okulumuza biri geldiyse

and it was someone who owned lots of snakes

ve bu kişi çok sayıda yılanı vardı

and they came to a science class

ve fen bilgisi dersine

to show the students snakes.

öğrencilere yılanları göstermek için geldi.

If they said to me, "Bob, hold this snake."

Bana "Bob, bu yılanı tut" deseler.

I would say, not in a million years.

Bir milyon yılda olmaz derdim.

Basically, it's the same as saying never.

Temel olarak, asla demekle aynı şey.

It's the same as saying no, but much, much, much stronger.

Hayır demekle aynı şey ama çok, çok, çok daha güçlü.

I don't like snakes.

Yılanları sevmiyorum.

If someone had pet snakes,

Birinin evcil yılanları olsaydı, onların evini ziyaret etmek konusunda

I'm not even sure if I'd be comfortable

rahat olup olmayacağımdan bile emin değilim

visiting their house.

.

And then if someone asked me to hold one,

Ve sonra biri benden tutmamı isterse,

I would certainly say, not in a million years

kesinlikle derdim, bir milyon yıl sonra olmaz

or I guess I could just say no.

ya da sanırım sadece hayır diyebilirim.

So I'm sitting here checking over the clips

Bu yüzden burada oturmuş

that I just recorded for this lesson

bu ders için kaydettiğim klipleri kontrol ediyorum

and realized I didn't record an outro,

ve bir outro kaydetmediğimi fark ettim, o

so I'll do it now.

yüzden şimdi yapacağım.

Thanks for watching.

İzlediğiniz için teşekkürler.

I hope you're having a good day.

Umarım iyi bir gün geçiriyorsundur.

I hope your English learning is going really, really well.

Umarım İngilizce öğrenmen gerçekten çok iyi gidiyordur.

If you're new here,

Burada yeniyseniz,

don't forget to click that red Subscribe button.

kırmızı Abone Ol düğmesini tıklamayı unutmayın.

Give me a thumbs up.

Leave a comment, I love to read them,

Bana bir başparmak ver.

Yorum bırakın, onları okumayı seviyorum

and have a great week.

ve harika bir hafta geçirin.

Bye.

Hoşçakal.

(bright upbeat music)

(parlak hareketli müzik)