Learn How to Describe Your Childhood in English!

Hi, Bob the Canadian here.

Merhaba, Kanadalı Bob burada.

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde, çocukluğunuz hakkında İngilizce

I want to help you learn how to talk

konuşmayı öğrenmenize yardımcı olmak istiyorum

about your childhood in English.

. Çocukluğumdan bahsederek ve size çocukken çekilmiş fotoğraflarımı göstererek

And I'm going to help you learn to do that

bunu yapmayı öğrenmenize yardımcı olacağım

by talking about my childhood,

and by showing you pictures of me when I was a kid.

.

So, either this lesson will be interesting for you,

Yani, ya bu ders senin için ilginç olacak,

because you want to learn how to talk about your childhood,

çünkü çocukluğun hakkında nasıl konuşacağını öğrenmek istiyorsun

or maybe you just want to see pictures of me as a kid.

ya da belki sadece benim çocukluk fotoğraflarımı görmek istiyorsun.

Either way stick around.

Her iki şekilde de etrafta kalın.

We'll get started in just a minute.

Bir dakika içinde başlayacağız.

(gentle music)

(hafif müzik)

Well, hello and welcome to this English lesson

Pekala, merhaba ve benim

where I'm going to help you learn how to talk

about your childhood in English

çocukluğum hakkında konuşarak kendi çocukluğunuz hakkında nasıl İngilizce konuşacağınızı öğrenmenize yardımcı olacağım bu İngilizce dersine hoş geldiniz

by talking about mine.

.

Before we get started though,

Başlamadan önce,

if this is your first time here,

buraya ilk gelişinizse,

don't forget to click that red subscribe button,

kırmızı abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın

and give me a thumbs up if this video helps you learn

ve bu video

just a little bit more English.

biraz daha fazla İngilizce öğrenmenize yardımcı oluyorsa bana bir başparmak verin.

So, here is a picture of me as a baby.

İşte benim bebekliğimin bir resmi. Siz bu resme bakarken size

I wanted to teach you three phrases

üç cümle öğretmek istedim

while you looked at this picture.

.

One is this.

Biri bu.

I was born on a beautiful Sunday, almost 50 years ago.

Neredeyse 50 yıl önce güzel bir Pazar günü doğdum.

So, the phrase I was born is a very common phrase to use

Doğdum ifadesi, çocukluğunuzdan bahsederken çok yaygın bir ifadedir

when talking about your childhood.

.

You can use it to talk about the day you were born,

Doğduğunuz gün

or the place you were born as well.

veya doğduğunuz yer hakkında konuşmak için de kullanabilirsiniz.

I could also say this.

şunu da söyleyebilirim.

I grew up on a farm.

Bir çiftlikte büyüdüm.

The phrase I grew up is very common as well,

Büyüdüm ifadesi de çok yaygın

and it kind of talks about your entire childhood.

ve bir nevi tüm çocukluğunuzdan bahsediyor.

So I could say this, I grew up on a farm.

Yani şunu söyleyebilirim, ben bir çiftlikte büyüdüm.

You could say, "I grew up in the city."

"Şehirde büyüdüm" diyebilirsiniz.

Or you could even mention the specific place

Veya büyüdüğünüz belirli yerden bile bahsedebilirsiniz

where you grew up.

.

You could say, "I grew up in Paris."

"Paris'te büyüdüm" diyebilirsiniz.

And then lastly, we have the phrase I was born and raised.

Ve son olarak, Doğdum büyüdüm sözü var elimizde.

And I think this is the American

Ve bence bu,

and Canadian version of this phrase.

bu cümlenin Amerika ve Kanada versiyonu.

I think in the UK they say I was born and brought up,

Sanırım İngiltere'de doğup büyüdüğümü söylüyorlar

but I can say this,

ama şunu söyleyebilirim,

I was born and raised in Canada.

Kanada'da doğup büyüdüm.

So, that means that I was born here,

Demek ki ben burada doğdum

and this is the place where I spent my childhood.

ve çocukluğumu burada geçirdim.

So, three phrases to use and a picture of Bob as a baby.

Yani, kullanılacak üç ifade ve Bob'un bebekken çekilmiş bir resmi.

When I was young, I used to play with my cats.

Küçükken kedilerimle oynardım.

You will often, in English, see this verb construction

İngilizce'de insanlar çocukluklarından bahsederken bu fiil yapısını sık sık görürsünüz

when people are talking about their childhood.

.

They will say, "I used to..."

"Eskiden ..." diyecekler

and then the infinitive of a verb.

ve ardından bir fiilin mastarı olacak.

I used to play with my cats.

Kedilerimle oynardım.

I used to play outside a lot.

Dışarıda çok oynardım.

I used to play with my brothers and sisters.

Kardeşlerimle oynardım . Ben

We also use the construct I would.

yapacağım yapıyı da kullanırız.

And even though this looks like a conditional,

Ve bu bir koşullu gibi görünse de,

we use it to talk about our childhoods.

onu çocukluğumuz hakkında konuşmak için kullanırız.

So, I could even say this,

Yani şunu bile söyleyebilirim,

I would play with my cats.

kedilerimle oynardım.

I would play outside.

Dışarıda oynardım.

I would play with my brothers and sisters.

Kardeşlerimle oynardım.

You can see in this picture

Bu resimde gördüğünüz gibi kız

my sister and I are playing with our cats.

kardeşim ve ben kedilerimizle oynuyoruz. Küçükken

We used to play with our cats quite a bit

kedilerimizle biraz oynardık

when we were younger.

.

As a kid, I was always outside.

Çocukken hep dışarıdaydım.

You can see in this picture

Bu resimde

that I'm outside playing with my toys.

benim dışarıda oyuncaklarımla oynadığımı görebilirsiniz.

That sentence structure is very common

Bu cümle yapısı,

when people are talking about what it was like

insanlar

when they were a kid.

çocukken nasıl bir şey olduğundan bahsederken çok yaygındır.

They say things like as a child, I was always.

Çocukken hep öyleydim gibi şeyler söylüyorlar .

As a kid, I was always.

Çocukken hep öyleydim.

I could say, "As a kid, I was always outside.

"Çocukken hep dışarıdaydım.

As a kid, I was always curious.

Çocukken hep meraklıydım.

As a kid, I was always in a good mood."

Çocukken hep keyfim yerindeydi" diyebilirdim.

Although my mum might actually disagree with that one.

Annem aslında buna katılmasa da.

But anyways, you can see here that I am outside.

Ama her neyse, burada dışarıda olduğumu görebilirsiniz.

As a child, I was always outside.

Çocukken hep dışarıdaydım.

And this is a very common sentence structure to use

Ve bu, çocukluğunuzdan bahsederken kullandığınız çok yaygın bir cümle yapısıdır

when talking about your childhood.

.

My parents had a huge influence over me as a child.

Çocukluğumda ailemin üzerimde büyük etkisi oldu.

I was brought up to respect my elders.

Ben büyüklerime saygılı yetiştirildim. Yetiştirildiğim

That sentence structure, I was brought up to,

bu cümle yapısı,

indicates that someone taught you to think a certain way.

birinin size belirli bir şekilde düşünmeyi öğrettiğini gösteriyor.

I was brought up to respect my elders.

Ben büyüklerime saygılı yetiştirildim.

I was brought up to appreciate hard work.

Sıkı çalışmayı takdir edecek şekilde yetiştirildim.

You could also use the phrase I was taught to.

Bana öğretilen ifadeyi de kullanabilirsin.

When I was young, I was taught to appreciate hard work.

Ben gençken sıkı çalışmanın değerini takdir etmem öğretildi.

You can see in this picture, that at a very young age,

Bu resimde gördüğünüz gibi, çok genç yaşta,

I'm out painting the fence on the farm.

çiftliğin çitlerini boyuyorum.

So, my parents valued hard work,

Yani, ailem sıkı çalışmaya değer veriyordu

and I was brought up to respect hard work,

ve ben sıkı çalışmaya saygı duyacak şekilde yetiştirildim

and I was brought up to value hard work

ve ben de sıkı çalışmaya

as something that's important in life.

hayatta önemli bir şey olarak değer verecek şekilde yetiştirildim.

Parents sometimes also make their kids do things,

Anne babalar bazen çocuklarına da bir şeyler yaptırırlar

and when you talk about your childhood,

ve çocukluğunuzdan bahsederken

you can talk about the things that your parents made you do.

anne babanızın size yaptırdığı şeylerden bahsedebilirsiniz.

You can see in this picture

Bu resimde gördüğünüz gibi

I'm wearing a yellow t-shirt and brown shorts.

sarı bir tişört ve kahverengi şort giyiyorum.

As a kid, my parents made me wear hand-me-down clothes.

Çocukken, ailem bana eski püskü giysiler giydirdi.

I rarely had new clothes as a child.

Çocukken nadiren yeni kıyafetlerim olurdu.

So, look at that sentence structure again,

Yani, tekrar şu cümle yapısına bakın,

my parents made me.

beni ailem kurdu.

It means that they forced me to do something.

Demek ki beni bir şey yapmaya zorladılar.

When I was a kid, my parents made me wear

Ben çocukken, ailem bana

hand-me-down clothes,

clothes that we got from my cousins or other families.

kuzenlerimden ya da başka ailelerden aldığımız eski kıyafetleri giydirdi.

But I shouldn't be so negative about it.

Ama bu konuda bu kadar olumsuz olmamalıyım.

That probably saved my parents a lot of money,

Bu muhtemelen aileme çok para kazandırdı,

so they could take us on trips like this

böylece bizi

where we're at Niagara falls.

Niagara Şelalesi'nde olduğumuz gibi gezilere götürebildiler.

In this picture you can see that I'm posing for the camera.

Bu fotoğrafta kameraya poz verdiğimi görebilirsiniz.

I'm wearing my barn clothes, we called them.

Ahır kıyafetlerimi giyiyorum , onları aradık.

Those are the clothes that I wore when I worked in the barn.

Ahırda çalışırken giydiğim kıyafetler bunlar.

And I wanted to teach you two phrases

Ben de bu resme bakarken çocukluğunuzdan bahsetmek için kullanabileceğiniz iki cümleyi size öğretmek istedim

that you can use to talk about your childhood

while we look at this picture.

.

The first phrase is this,

İlk cümle şu,

I spent a lot of time.

çok zaman harcadım.

So, you could say this,

Yani şunu söyleyebilirsin,

as a kid, I spent a lot of time outside.

çocukken dışarıda çok zaman geçirdim.

I spent a lot of time in the barn.

Ahırda çok zaman geçirdim.

And then the second phrase is this.

Ve sonra ikinci cümle şudur.

You could use the phrase I dreamt of.

Rüyamda gördüğüm ifadeyi kullanabilirsin.

When I was a kid, I dreamt of being a farmer.

Çocukken çiftçi olmayı hayal ederdim.

Now, there's two past forms of the verb to dream.

Şimdi, rüya görmek fiilinin iki geçmiş hali var.

You can say, I dreamed of being a farmer.

Çiftçi olmayı hayal ettim diyebilirsiniz.

I think that's more American,

Bence bu daha çok Amerikalı

or I dreamt of being a farmer,

ya da

which is a little more Canadian or British.

biraz daha Kanadalı ya da İngiliz olan bir çiftçi olmayı hayal ettim.

But those are two phrases you can use

Ancak bunlar,

when you are talking about your childhood.

çocukluğunuz hakkında konuşurken kullanabileceğiniz iki cümledir.

I spent a lot of time,

Çok zaman harcadım

and then fill in the rest of the sentence,

ve sonra cümlenin geri kalanını doldurdum

or I dreamt of being,

ya da olmayı hayal ettim

and then fill in the rest of the sentence.

ve sonra cümlenin geri kalanını doldurdum. Çocukluğunuzdan

Another phrase you can use to talk

bahsederken kullanabileceğiniz bir diğer deyim de

about your childhood is this,

şudur,

you can start by saying

the best thing about my childhood was.

çocukluğumla ilgili en güzel şey buydu diyerek başlayabilirsiniz.

If I was to complete this sentence I would say,

Bu cümleyi tamamlayacak olsam

"The best thing about my childhood was my parents,

"Çocukluğumun en güzel yanı annem , babam,

my siblings, and the fact that I lived on a farm."

kardeşlerim ve bir çiftlikte yaşıyor olmamdı" derdim.

I think all of those things for me were just awesome.

Sanırım tüm bu şeyler benim için harikaydı.

So, when you talk about your childhood,

Yani, çocukluğunuzdan bahsederken

sometimes you'll want to start a sentence by saying

bazen bir cümleye

the best thing about my childhood was,

çocukluğumla ilgili en iyi şeydi diyerek başlamak isteyeceksiniz

and then you'll want to finish the sentence.

ve sonra cümleyi bitirmek isteyeceksiniz.

And hopefully you have a happy memory that you can insert

Ve umarız

in that sentence in order to complete it.

o cümleyi tamamlamak için ekleyebileceğiniz mutlu bir anınız vardır.

Well, I hope in this English lesson

Pekala, umarım bu İngilizce dersinde çocukluğunuz hakkında nasıl İngilizce konuşacağınız hakkında

you learned a little bit more

biraz daha fazla şey öğrenmişsinizdir

about how to talk about your childhood in English,

and I hope you enjoyed all the photos of

ve umarım

a younger Bob the Canadian

Kanadalı genç Bob'un

growing up on his parents' farm as a child.

çocukken ailesinin çiftliğinde büyüdüğü tüm fotoğrafları beğenmişsinizdir.

If you enjoyed this lesson and you are not a subscriber,

Bu dersi beğendiyseniz ve abone değilseniz,

please click that red subscribe button.

lütfen kırmızı abone ol düğmesine tıklayın.

And for everyone else, give me a thumbs up if this video

Ve diğer herkes adına, eğer bu video

helped you learn just a little bit more English.

biraz daha fazla İngilizce öğrenmenize yardımcı olduysa bana bir başparmak verin.

And if you have a little bit more time,

Ve biraz daha zamanın varsa,

why don't you stick around and watch another English lesson.

neden burada kalıp başka bir İngilizce dersi izlemiyorsun?