English Lesson - 8 Ways to Say, "I'm busy."

Hi Bob the Canadian here.

Merhaba Kanadalı Bob.

Are you ever busy?

Hiç meşgul müsün?

Do you ever have a day or a week and when you look at everything that you need to do

Hiç bir gününüz veya bir haftanız var mı ve yapmanız gereken her şeye baktığınızda

you just think to yourself, I'm too busy?

sadece kendi kendinize ben çok meşgulüm diye düşündüğünüz oldu mu?

Well in this video I'll look at about 8 more ways that you can say, "I'm busy!", in English.

Bu videoda İngilizce olarak "Meşgulüm!" diyebileceğiniz yaklaşık 8 yola daha bakacağım.

Hey, Bob the Canadian here welcome to this video.

Hey, Kanadalı Bob bu videoya hoş geldiniz .

If this is your first time here don't forget to click the subscribe button below and give

Buraya ilk gelişinizse, aşağıdaki abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın ve

me a thumbs up if this video helps you learn some English.

bu video İngilizce öğrenmenize yardımcı oluyorsa bana bir başparmak verin .

Hey, so one of the first ways that you can say that you're busy in English is to say,

Hey, İngilizce meşgul olduğunu söylemenin ilk yollarından biri

"I have a lot to do."

"Yapacak çok işim var" demek.

So maybe a friend of yours asks if you can come over and help him with a project, and

Belki bir arkadaşınız gelip ona bir projede yardım edip edemeyeceğinizi sorar ve

you could say, "No, I don't think I'm going to be able to because I have a lot to do tonight."

siz de "Hayır, yapabileceğimi sanmıyorum çünkü bu gece yapacak çok işim var" diyebilirsiniz.

So you don't have to say what you have to do, but you just say, "I have a lot to do."

Yani ne yapman gerektiğini söylemek zorunda değilsin , sadece "Yapacak çok işim var" diyorsun. İngilizce

So a second way to say that you're busy in English is to say, "I have a lot on my plate."

ile meşgul olduğunuzu söylemenin ikinci bir yolu da, "Yapmam gereken çok şey var" demek.

So you know what a plate is.

Demek bir tabağın ne olduğunu biliyorsun.

When you sit down to eat food you put the food on your plate.

Yemek yemek için oturduğunuzda yemeği tabağınıza koyarsınız.

So when you say to someone, "I have a lot on my plate."

Yani birine, "Üzerimde çok şey var " dediğinizde. Meşgul

It means the same thing as saying that you're busy.

olduğunu söylemekle aynı anlama gelir .

So maybe your boss wants you to do an extra job at work and he says, "Here's this extra

Yani belki patronunuz işte fazladan bir iş yapmanızı istiyor ve "İşte

job I need you to do."

yapmanı istediğim bu ek iş" diyor.

You could say, "I don't think I'm going to have time.

"Vaktim olacağını sanmıyorum .

I'm busy.

Meşgulüm.

I already have a lot on plate."

Halihazırda yapmam gereken çok şey var" diyebilirsiniz.

And hopefully he recognizes that and doesn't give you extra work.

Ve umarım bunu fark eder ve sana fazladan iş vermez.

But when you say, "I have a lot on plate.", it's another way to say, "I'm busy."

Ama "Yapacak çok işim var" dediğinde, "Meşgulüm" demenin başka bir yolu bu.

A third way to say that you're busy is to say, "I have a lot on the go."

Meşgul olduğunuzu söylemenin üçüncü bir yolu , "Hareket halindeyken çok işim var" demek.

So let's say you're looking at your week and you're trying to figure out a time when you

Diyelim ki haftanıza bakıyorsunuz ve kız

can meet your sister to go see a movie or to go out for dinner, and you could say to

kardeşinizle sinemaya gitmek ya da akşam yemeğine çıkmak için buluşabileceğiniz bir zaman bulmaya çalışıyorsunuz ve kız

your sister, "I'm not sure I can fit this in because I have a lot on the go."

kardeşinize "Ben iyiyim" diyebilirsiniz. Bunu sığdırabileceğimden emin değilim çünkü hareket halindeyken çok şeyim var."

Which would mean that you already have a lot of other things planned for the week, you

Bu, zaten hafta için planladığınız birçok başka şeyin olduğu anlamına gelir,

just have so many things on the go you're not sure you can create some spare time to

hareket halindeyken o kadar çok şeyiniz vardır ki, daha eğlenceli ve zevkli bir şey yapmak için biraz boş zaman yaratabileceğinizden emin değilsiniz

do something that's more fun and enjoyable.

.

So another way to say you're busy is to say you have a lot on the go.

Meşgul olduğunuzu söylemenin başka bir yolu, hareket halindeyken çok şeyiniz olduğunu söylemektir.

So a fourth way to say you're busy and it's similar to the one we just looked at is to

Meşgul olduğunuzu söylemenin dördüncü bir yolu ve az önce baktığımıza benziyor

say, "I have a lot going on."

, "Devam eden çok işim var" demek.

So we just looked at, "I have a lot on the go.", you could also say, "I have a lot going

Böylece, "Hareket halindeyken çok işim var "a baktık, ayrıca "Yapacağım çok şey var" da diyebilirsiniz

on."

.

So when you look at your day and you're trying to figure out if you have time in the day

Dolayısıyla, gününüze baktığınızda ve gün içinde

to have a nap you could decide that you can't have a nap because you have a lot going on

şekerleme yapmak için vaktiniz olup olmadığını anlamaya çalıştığınızda,

that day.

o gün yapacak çok işiniz olduğu için kestiremeyeceğinize karar verebilirsiniz. Şekerleme

You have too many things to do to be able to take a nap.

yapabilmek için yapacak çok şeyiniz var .

So you have a lot going on.

Yani çok şey yaşıyorsun. Meşgul olduğunuzu

So a fifth way to communicate to someone that you're busy is to say, "I'm swamped."

biriyle iletişim kurmanın beşinci yolu, "Yoğunlaştım" demek.

This is a little more English slang, but we do say this a lot.

Bu biraz daha fazla İngilizce argo ama bunu çokça söylüyoruz.

When you just have so many things to do you feel swamped.

Yapacak çok şeyiniz olduğunda, kendinizi boğulmuş hissedersiniz.

You feel like there's just too many and you're not going to get them all done.

Çok fazla şey varmış gibi hissediyorsunuz ve hepsini bitiremeyeceksiniz.

So if someone was to say, "Hey do you have time to pick me up from the airport?"

Yani birisi, "Hey, beni havaalanından almaya vaktin var mı?"

If you're so busy that you can't you could just say, "Look, I'm swamped right now.

Yapamayacak kadar meşgulsen, "Bak, şu anda çok yoğunum.

I don't have a spare minute in my day.

Günümde boş bir dakikam yok.

I don't have time to pick you up from the airport.

Seni okuldan almaya vaktim yok" diyebilirsin.

I'm too busy."

çok meşgulüm." Meşgul olduğunuzu

So, "I'm swamped.", another way to say that you're busy.

söylemenin başka bir yolu, "Yoğunlaştım."

So a sixth way to say that you're busy and to actually say that you're too busy is to

Meşgul olduğunuzu söylemenin ve aslında çok meşgul olduğunuzu söylemenin altıncı yolu,

say, "I'm overwhelmed."

"Bunaldım" demek. O kadar

That you're so busy, you have so many things to do that they are, it's becoming overwhelming.

meşgulsün ki, yapacak o kadar çok şeyin var ki , bunaltıcı olmaya başlıyor.

When you say you're overwhelmed it means that you've kind of lost the ability to get done

Bunalmış olduğunuzu söylediğinizde, bu,

the work or the things that you need to get done.

işi ya da yapmanız gereken şeyleri yapma yeteneğinizi bir şekilde kaybettiğiniz anlamına gelir .

So this is kind of, you know, towards the end of being too busy, when you've taken on

Yani bu, bilirsiniz, çok meşgul olmanın sonuna doğru,

one too many things.

çok fazla şey üstlendiğinizde. Kendinizi

You can feel overwhelmed.

bunalmış hissedebilirsiniz.

You just have too many things that you have to do.

Sadece yapmanız gereken çok fazla şey var .

So I guess this would be the same as saying you're too busy is to say, "I'm overwhelmed."

Sanırım bu çok meşgulsün demekle "Bunaldım" demekle aynı şey.

So a seventh way to say that you're busy is to say, "I'm buried in work.", or "I'm buried

Meşgul olduğunuzu söylemenin yedinci yolu, "İşe gömüldüm" veya "

in homework.", or "I'm buried in things to do."

Ev ödevine gömüldüm" veya "Yapılacak işlere gömüldüm " demek.

So when you're buried it means that people have put dirt on you and you're underground.

Yani gömüldüğünüzde bu, insanların üzerinize pislik bulaştırdığı ve yer altında olduğunuz anlamına gelir.

Hopefully that never happens to anybody, but if someone was to ask me, "Hey do you have

Umarım bu kimsenin başına gelmez, ama biri bana "Hey,

time to do one more thing today."

bugün bir şey daha yapacak vaktin var mı?"

I would say, "Look, I'm buried in work today.

"Bak, bugün işime gömüldüm.

I have a lot of work to do on the flower farm.

Çiçek çiftliğinde yapacak çok işim var. İşe

I am just buried in work.

gömüldüm.

I'm not gonna be able to do one more thing."

Bir şey daha yapamayacağım" derdim.

So another way to say you're too busy is to say that you're buried in work.

Yani çok meşgul olduğunuzu söylemenin başka bir yolu da işe gömüldüğünüzü söylemektir.

An eighth way to say that you're too busy, and this is the second last one, there's actually

Çok meşgul olduğunu söylemenin sekizinci bir yolu ve bu sondan ikinci, aslında

gonna be a little bit of a bonus one in a minute, but an eighth way to say you're too

bir dakika sonra biraz bonus olacak , ama çok meşgul olduğunu söylemenin sekizinci yolu,

busy is to say you're juggling too many things.

çok fazla şeyle hokkabazlık yapıyoruz.

And I'm not sure if you know what juggling is, juggling is when you have three balls

Ve hokkabazlığın ne olduğunu bildiğinden emin değilim , hokkabazlık üç topun olduğu

and you, you throw them up in the air.

ve onları havaya fırlattığın zamandır.

I'm not going to demonstrate juggling.

Hokkabazlık göstermeyeceğim.

Hopefully I can find a picture of it, but if you're juggling too many things it's an

Umarım bir resmini bulabilirim, ancak çok fazla şeyle uğraşıyorsanız, bu

indication that you're busy or that you're too busy.

meşgul olduğunuzun veya çok meşgul olduğunuzun bir göstergesidir.

So when you look at your day, maybe in a normal day you can get about 7 or 8 things done and

Yani gününüze baktığınızda, belki normal bir günde 7-8 işi halledebiliyorsunuz ve

you're trying to get about 12 things done, you could say to someone, "Oh I'm so busy.

siz 12 kadar işi bitirmeye çalışıyorsunuz, birisine "Oh, çok meşgulüm.

I'm just juggling too many things today."

Ben" diyebilirsiniz. Bugün çok fazla şeyle uğraşıyorum."

And lastly here's a little phrase that we say in English.

Ve son olarak burada İngilizce olarak söylediğimiz küçük bir cümle var .

When I'm too busy, I feel like my day is just go, go, go.

Çok meşgul olduğumda, günüm sadece git, git, git gibi hissediyorum.

So we say the word "go" three times in a row.

Bu yüzden arka arkaya üç kez "git" kelimesini söylüyoruz.

So if I was to say, "You know last Saturday I was so busy.

Yani, "Geçen Cumartesi çok meşguldüm.

It was just go, go, go, all day.", or, "This coming Thursday I have so many things to do.

Bütün gün sadece git, git, git" şeklindeydi.

I have to get up early and it's just gonna be go, go, go, all day."

erken ve bütün gün sadece git, git, git olacak."

So that would be just kind of a way to describe a busy day.

Bu, yoğun bir günü tarif etmenin bir yolu olurdu .

It's not the same as saying that you're busy, but if you were to say to someone, "You know,

Meşgul olduğunu söylemekle aynı şey değil, ama birine "Biliyorsun,

yesterday was just go, go, go, from the minute I got up until I finally went to bed it was

dün sadece git, git, git, kalktığım andan nihayet yatağa gidene kadar

just go, go, go."

sadece git" demekle aynı şey değil. , git git."

It would mean that you were just really really busy that entire day.

Bu, tüm gün gerçekten çok meşgul olduğunuz anlamına gelir .

Well, hey, that's a few ways in English to say that you're busy.

Hey, bu meşgul olduğunu söylemenin birkaç İngilizce yolu .

Bob the Canadian here.

Kanadalı Bob burada.

Learn English with Bob the Canadian.

Kanadalı Bob ile İngilizce öğrenin.

Don't forget to click the subscribe button below if you enjoyed this video and if you

Bu videoyu beğendiyseniz ve

want to be notified when I make a new one.

yeni bir video çektiğimde haberdar olmak istiyorsanız aşağıdaki abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın.

Click thumbs up if you liked this video and it helped you learn English and certainly

İngilizce öğrenmenize ve kesinlikle

share this video with a friend.

bu videoyu bir arkadaşınızla paylaşmanıza yardımcı olan bu videoyu beğendiyseniz beğen'e tıklayın.

Leave a comment below or a question and I'm always happy to answer them, but hopefully

Aşağıya bir yorum veya soru bırakın, onları yanıtlamaktan her zaman mutlu olurum ama umarım

this video helped you learn a bit more English.

bu video biraz daha İngilizce öğrenmenize yardımcı olmuştur.

Bob the Canadian here.

Kanadalı Bob burada.

Learn English with Bob the Canadian.

Kanadalı Bob ile İngilizce öğrenin.

I hope you're having a great day and I'll see you Friday, live stream Friday morning.

Umarım harika bir gün geçiriyorsunuzdur ve Cuma sabahı canlı yayında görüşmek üzere.

8:00 AM Eastern Standard Time.

08:00 Doğu Standart Saati.

13:00 GMT.

13:00 GMT. Bu hafta daha sonra biraz

Look for a little pop up with some more information later this week, but live stream this coming

daha fazla bilgi içeren küçük bir açılır pencere arayın , ancak bu önümüzdeki Cuma günü canlı yayın yapın

Friday and again I hope you're having a good day and I hope you have a good week.

ve tekrar umarım iyi bir gün geçiriyorsunuzdur ve umarım iyi bir hafta geçirirsiniz.

Bob the Canadian here.

Kanadalı Bob burada. Bir

See you in the next video.

sonraki videoda görüşmek üzere.