Come On, Go Down, Show Up ✨ Most Common Phrasal Verbs (25-27)

Hi everyone. I’m Jennifer from English with Jennifer.

Herkese selam. Ben Jennifer ile İngilizce'den Jennifer.

Do you like inspirational quotes? You know, words that make you believe in yourself.

İlham verici alıntıları sever misiniz? Bilirsin, kendine inanmanı sağlayan sözler.

Inspirational quotes make you feel like you should at least try and maybe, just maybe, you’ll meet with success.

İlham verici alıntılar, en azından denemeniz gerektiğini hissettirir ve belki, sadece belki, başarı ile buluşacaksınız.

Woody Allen once said that eighty percent of success is showing up. The fact that you’re here is already a great decision, a step in the right direction.

Woody Allen bir keresinde başarının yüzde sekseninin ortaya çıktığını söylemişti. Burada olmanız zaten harika bir karar, doğru yönde atılmış bir adım.

Others aren’t studying today, and that could be seen as a lost opportunity.

Diğerleri bugün ders çalışmıyor ve bu kaçırılmış bir fırsat olarak görülebilir.

Of course, sometimes your confidence or motivation to learn English might go down, but I’m here to tell you to go on. Continue and I’ll help.

Elbette, bazen İngilizce öğrenmeye olan güvenin veya motivasyonun düşebilir, ama ben sana devam etmeni söylemek için buradayım. Devam et, yardım edeceğim. O

So come on and let's study three of the most common phrasal verbs in English.

halde hadi İngilizce'de en sık kullanılan deyimsel fiillerden üçünü inceleyelim.

"Come on" is an intransitive phrasal verb. No object. We can say, "Come on!" to express three things: encouragement, urgency, or disbelief.

"Hadi" geçişsiz bir öbek fiildir. Obje yok. "Hadi!" diyebiliriz. üç şeyi ifade etmek için: teşvik, aciliyet veya inançsızlık.

Come on! Meaning, "you can do it. I believe in you."

Hadi! Anlamı, "yapabilirsin. Sana inanıyorum."

Come on! Come on! Meaning, "Let’s go. I need you to hurry."

Hadi! Hadi! Anlamı, "Hadi gidelim. Acele etmene ihtiyacım var."

Come on! Meaning, "That’s not possible. I don’t believe you."

Hadi! Anlamı, "Bu mümkün değil. Sana inanmıyorum."

"Come on" can also be an invitation to go somewhere or to move. We use “come on” + an adverb. For example, at the door, "Hi. Come on in!"

"Hadi" aynı zamanda bir yere gitmek veya taşınmak için bir davet olabilir. “Come on” + bir zarf kullanırız. Örneğin kapıda "Merhaba. İçeri gelin!"

On the phone, "Come on over. Visit me."

Telefonda "Gelin beni ziyaret edin."

From one level to a higher level, or on an upper floor, "Hey! Come on down here."

Bir kattan bir üst kata veya bir üst kata "Hey! Gel buraya."

Come on can also mean that something starts to happen or work.

Hadi, bir şeyin olmaya başladığı veya işe yaradığı anlamına da gelebilir.

You may know that a few years ago, I visited Niagara Falls, Canada. It wasn’t my first time, but it was the first time I took my children.

Birkaç yıl önce Kanada, Niagara Şelalesi'ni ziyaret ettiğimi biliyor olabilirsiniz. İlk seferim değildi ama çocuklarımı ilk defa alıyordu.

It's especially beautiful at night. Different colored lights come on after dark, and the waterfalls are blue, purple, and other colors of the rainbow.

Özellikle geceleri çok güzel. Hava karardıktan sonra farklı renkli ışıklar yanar ve şelaleler mavi, mor ve gökkuşağının diğer renkleridir.

Well, lights come on quite suddenly, but other things can come on slowly, like a headache. When you feel a headache coming on, what do you do? I take medicine right away.

Işıklar aniden yanıyor ama diğer şeyler yavaş yavaş yanabiliyor, baş ağrısı gibi. Baş ağrınızın geldiğini hissettiğinizde ne yaparsınız? Hemen ilaç alıyorum.

Now try this challenge. You’ll hear “come on” used in reference to a TV show, but the meanings are different. Can you understand the two meanings?

Şimdi bu meydan okumayı deneyin. Bir TV şovuna atıfta bulunulan "come on" kelimesini duyacaksınız, ancak anlamları farklıdır. İki anlamı anlayabiliyor musun?

Thank you for coming on the show. That means, "Thank you for making an appearance. Thank you for joining me as a guest on the show."

Gösteriye geldiğiniz için teşekkürler. Bu, "Geldiğiniz için teşekkür ederim. Şovda bana konuk olarak katıldığınız için teşekkür ederim." En

Your favorite show will be coming on soon. In other words, "Your favorite show will start soon."

sevdiğiniz program yakında yayında olacak. Başka bir deyişle, "En sevdiğiniz program yakında başlayacak."

"Go down" is another intransitive phrasal verb. No object. The most common meaning is to move from one place to another.

"Aşağı git" başka bir geçişsiz deyimsel fiildir. Obje yok. En yaygın anlamı bir yerden başka bir yere gitmektir.

Usually when you go down, you go south. Like lots of people from Massachusetts go down to Florida for the winter.

Genellikle aşağı indiğinizde güneye gidersiniz. Tıpkı Massachusetts'ten pek çok insanın kış için Florida'ya gitmesi gibi.

But it could also be a much shorter trip, like I when go down the street to visit my neighbors. (Variation: go down + the street, road, etc.)

Ama aynı zamanda çok daha kısa bir yolculuk da olabilir, benim komşularımı ziyaret etmek için caddeden aşağı indiğimde olduğu gibi. (Varyasyon: aşağı in + cadde, yol, vb.)

"Going down" can also mean moving to a lower position, but unlike an elevator that goes up and down, when you talk about planes or ships going down, you’re probably describing a terrible accident.

"Aşağı inmek" aynı zamanda daha alçak bir konuma geçmek anlamına da gelebilir, ancak inip çıkan bir asansörün aksine, aşağı inen uçaklardan veya gemilerden bahsettiğinizde, muhtemelen korkunç bir kazayı anlatıyor.

So, if a plane goes down, it crashes. If a ship goes down, it sinks. And in the context of sports, what could going down mean?

Yani bir uçak düşerse düşer. Bir gemi batarsa ​​batar. Ve spor bağlamında aşağı inmek ne anlama gelebilir?

So, in sports, "going down" refers to defeat. "We're going down" means, "We're going to lose." That’s a downward trend. Right? So, in a variety of situations, "going down" can refer to a decrease of some kind.

Yani sporda "düşmek", yenilgiyi ifade eder. "Aşağı gidiyoruz", "Kaybedeceğiz" anlamına gelir. Bu düşüş eğilimi. Sağ? Bu nedenle, çeşitli durumlarda, "aşağı inmek" bir tür düşüşe işaret edebilir.

Customers are happy when prices go down. The police and residents are happy when crime goes down.

Fiyatlar düştüğünde müşteriler mutlu oluyor. Suç azaldığında polis ve bölge sakinleri mutlu.

There are some other meanings of "go down," but they’re a bit less common.

"Aşağı inmek" kelimesinin başka anlamları da vardır, ancak bunlar biraz daha az yaygındır.

"Show up" is the third phrasal verb in this lesson, and it’s also intransitive...usually. So, no object.

"Göster" bu dersteki üçüncü deyimsel fiildir ve aynı zamanda geçişsizdir... genellikle. Yani nesne yok.

Remember the quote that I shared? "Eighty percent of success is showing up." So, "showing up" is making an appearance.

Paylaştığım alıntıyı hatırlıyor musun? "Başarının yüzde sekseni ortaya çıkıyor." Yani "göstermek" kendini göstermektir.

You arrive at some event. You can show up for a lesson, a meeting, or a date.

Bir etkinliğe varırsınız. Bir derse, toplantıya veya randevuya gelebilirsiniz.

You can show up somewhere. You can show up for something.

Bir yerde görünebilirsin. Bir şey için gelebilirsin.

You can show up for life. Right? If you want to do something in this life, you have to show up. You have to say, “I’m here.” And be ready to take action. “Eighty percent of success is showing up.” Some people never show up.

Ömür boyu gösterebilirsiniz. Sağ? Bu hayatta bir şeyler yapmak istiyorsan, ortaya çıkmalısın. “Ben buradayım” demelisiniz. Ve harekete geçmeye hazır olun. "Başarının yüzde sekseni ortaya çıkıyor." Bazı insanlar asla ortaya çıkmaz.

Things can show up as well. That means they appear or become noticeable. For example, scientists and researchers look for answers. They see what shows up in different studies.

Şeyler de ortaya çıkabilir. Bu, göründükleri veya fark edilir hale geldikleri anlamına gelir. Örneğin, bilim adamları ve araştırmacılar cevaplar ararlar. Farklı çalışmalarda neyin ortaya çıktığını görüyorlar.

It is possible to use “show up” with an object. These transitive meanings are less common. If you try to show somebody up, you try to look good while making them look bad. It’s about embarrassing them in some way.

Bir nesne ile "göster" kullanmak mümkündür. Bu geçişli anlamlar daha az yaygındır. Birini ortaya çıkarmaya çalışırsan, onu kötü gösterirken iyi görünmeye çalışırsın. Onları bir şekilde utandırmakla ilgili.

Do you think you remember all the meanings? Let’s review a little.

Tüm anlamları hatırladığını düşünüyor musun? Biraz gözden geçirelim.

Come on! I don’t have all day.

Hadi! Bütün günüm yok.

Boats don’t often go down, but you still need to wear a life vest.

Tekneler genellikle batmaz ama yine de can yeleği takmanız gerekir.

Twenty-three guests made reservations, but only nineteen showed up.

Yirmi üç konuk rezervasyon yaptırdı, ancak yalnızca on dokuz kişi geldi.

Come on. Try again.

Hadi. Tekrar deneyin.

Who is a no-show?

Gelmeyen kim?

A no-show is someone who didn’t show up where they were expected to be. This is a countable noun, so if two people didn’t show up at a meeting, then there were two no-shows.

No-show, olmaları beklenen yerde görünmeyen kişidir. Bu sayılabilir bir isimdir, bu nedenle bir toplantıya iki kişi gelmezse, o zaman iki kişi gelmemiştir.

What are the possible meanings of "come on"?

"Hadi" nin olası anlamları nelerdir?

What are the possible meanings of "go down"?

"Aşağıya inmek" kelimesinin olası anlamları nelerdir?

What are the possible meanings of "show up"?

"Göstermek" kelimesinin olası anlamları nelerdir?

We’ll end here. Please like the video if you found the lesson useful and interesting. Remember to review phrasal verbs from the earlier lessons.

burada bitireceğiz. Dersi yararlı ve ilginç bulduysanız lütfen videoyu beğenin. Önceki derslerdeki deyimsel fiilleri gözden geçirmeyi unutmayın.

And never forget that “eighty percent of success is showing up.” So, I hope to see you again soon for another lesson.

Ve "başarının yüzde sekseni kendini göstermektir" sözünü asla unutmayın. Bu yüzden, yakında başka bir ders için tekrar görüşmek dileğiyle.

As always, thanks for watching and happy studies!

Her zaman olduğu gibi, izlediğiniz için teşekkürler ve mutlu çalışmalar!

Follow me on Facebook, Twitter, and Instagram. Why not join me on Patreon? And don't forget to subscribe on YouTube!

Beni Facebook, Twitter ve Instagram'da takip edin. Neden Patreon'da bana katılmıyorsun? Ve YouTube'da abone olmayı unutmayın!