10 BRITISH ENGLISH INTERJECTIONS | Conversation training - Chat like a native!

10 İNGİLİZ İNGİLİZCE Ünlemler | Konuşma eğitimi - bir yerli gibi Sohbet!

(upbeat music)

( neşeli müzik)

- Hello everyone and welcome back to English with Lucy.

-Herkese merhaba ve Lucy ile ingilizceye tekrar hoş geldiniz.

Today I've got a very special guest.

Bugün çok özel bir konuğum var.

This is.

Bu

- Harry.

- Harry.

- From the channel.

- Şu kanaldan

- Real English with Real Teachers.

- Gerçek Öğretmenler ile Asıl İngilizce.

Hi guys.

Merhaba millet.

- Hello. - Lovely to be here.

- Merhaba. - Burada olmak güzel.

- So, we are lacking a member of the gang, aren't we?

-öyleki, çetemizin bir üyesi eksik , değil mi?

We're lacking Charlie

Charlie'nin yokluğunu çekiyoruz.

who also works with Harry

Ayrıca o, Harry ile birlikte

on the Real English with Real Teachers channel.

Real English with Real Teacher kanalında çalışıyor.

What's wrong with Charlie?

Charlie (Çarli)' nin nesi var?

- Charlie had a skiing accident,

- Charlie bir kayak kazası geçirdi,

so he can't join us today.

bu yüzden bugün bize katılamaz.

He is bedridden.

O yatalak.

- Bedridden, yes, he can't get out of bed.

- Yatalak, evet, o yataktan kalkamıyor.

He's recovering in bed.

O yatakta iyileşiyor.

And I saw a picture of his x-ray.

Ve ben onun bir röntgen filmini gördüm.

Broken shoulder.

omzu kırılmış.

- Yeah. - Not nice.

- malesef. - Hoş değil.

- You can see it.

kemiği görebiliyordum.

It's coming out like this.

Böyle çıkıyor.

- Urg.

- Urg.

- Yeah, it's rank.

- Evet, iğrenç.

- It's not for the fainthearted.

- Bu korkaklar için değil.

- No, not for the fainthearted.

- Hayır, değil.

Nice expression.

Güzel tanım.

- Thank you.

- Teşekkür ederim.

Okay, so you guys might have seen my video

-Evet millet ingilizcenizi geliştirmek

about five tips to help you improve

üzerine 5 tüyo

your conversation in English.

videomu görmüş olabilirsiniz.

If you haven't seen it already,

Eğer henüz gömediyseniz,

you can have a look up here

Buraya bir göz atabilirsiniz.

and in that video, I asked you guys

ve bu videoda, size sordum

if you wanted to see something about interjections.

görmek istedim ünlemler ile ilgili bir şey.

But really, to show interjections,

Ama gerçekten, Ünlemleri göstermek için

you need a partner, someone else as well.

bir partnere ihtiyacınız var.

So, I thought I've got Harry here,

Bu yüzden ben burda Harry 'yleyim.

let's do it together.

Hadi beraber yapalım.

- What is an interjection?

- Bir Ünlem nedir?

- Well, an interjection is a word or phrase

- Peki, bir ünlem Bir sözcük ya da cümle

that a speaker can use to show feeling

Bir konuşmacı duygu göstermek için kullanabileceğiniz

or emotion, so it's normally.

ya da duygu, bu yüzden normalde var.

- Ah, right.

- Ah, doğru.

- Yeah, it's normally used in spoken English,

- Evet, normalde var İngilizce konuşma kullanılan

it can be used in written English as well,

Bu, hem İngilizce yazılı kullanılabilir

like in stories if the author wants to show

hikayeler gibi eğer Yazar göstermek istiyor

how a character is feeling.

nasıl bir karakter hissediyor.

- Quite useful.

- Oldukça kullanışlı.

We use that a lot in British English, don't we?

Biz çok bu kullanmak İngiliz İngilizcesi, değil mi?

- We use it a lot, we really do.

- Biz gerçekten yapmak, bir çok kullanırım.

And the thing is, if you want to improve your conversation,

İsterseniz Ve şey, konuşmalarınızı geliştirmek için,

you really need to know how to use interjections

Eğer gerçekten bilmek gerekir Ünlemleri nasıl kullanılacağı

and also understand them.

ve aynı zamanda onları anlamak.

- Absolutely, absolutely.

- Kesinlikle, kesinlikle.

- Yeah, 'cause they're different in different languages.

- Evet, çünkü onlar farklılar Farklı dillerde.

So, today I've picked out my top ten interjections

Yani, bugün anadili İngilizce olanların en çok kullandığı

that native English speakers use

10 kelimeyi seçtim

and I want to help you understand them

ve onları anlamanıza ve umarım kullanabilmenize

and hopefully, be able to use them.

yardımcı olmak istiyorum.

So, let's get started.

Yani, haydi başlayalım.

- Let's do it. - Yeah.

- Haydi Yapalım şunu. - Evet.

Okay, so the first interjection

Tamam, bizim üzerinde ilk

that we're going to talk about is hmmm.

konuşacağımız ünlem hmmm...

- Hmmm. - Hmmm.

- Hmmm. - Hmmm.

Now, what does hmmm, when would you use hmmm?

Şimdi, hmmm nedir, ne zaman hmmm kullanırsınız?

- Hmmm, perhaps when you are going to think about something.

- Hmmm, muhtemelen bir şey hakkında düşünmeye başladığında

- Yes, you would use hmmm to show

- Evet, biz hmm ı size bir şey hakkında

that you are thinking about something.

düşündüğümüzü göstermek için kullanırız.

So, it could be great if you get asked a question

Yani, eğer büyük olabilir Eğer bir soru sordu olsun

and you want to buy a bit of extra time

ve ekstra zaman biraz satın almak istiyorum

to think of an answer.

bir cevap düşünmek.

- Hmmm. - Okay.

- Hmmm. - Tamam.

And it's something that I mentioned in my previous video

Ve bir şey olduğunu ben Benim önceki videoda sözü

because a lot of speakers will say, ehhh, ehhh.

çünkü hoparlörler çok ehhh, ehhh, diyecekler.

- Yeah.

- Evet.

- Like that but we tend to say hmmm,

- Ama bu gibi biz hmmm demek eğilimi,

with our mouth shut.

Bizim ağız kapatma ile.

And this is simply because having your mouth open

Ve bu sadece çünkü Ağzınızı açık olan

in front of someone else is considered impolite in English.

birinin önünde başka bir İngilizce kaba düşündü.

- Yeah, yeah, close the mouth.

- Evet, evet, ağzı kapatmak.

Yeah, especially for students who are doing

Evet, özellikle yapıyoruz öğrenciler

like the IELTS and the Cambridge speaking exams.

IELTS ve benzerleri Cambridge sınavları konuşma.

- Yes.

- Evet.

- To get that, yeah, like Lucy said,

- Lucy dediği gibi, evet, bu elde etmek için,

buying that extra time to think,

düşünmek için ekstra zaman satın alma,

say a British sound, not ehhh, ehhh, ehhh,

, Ehhh, ehhh, bir İngiliz ses Ehhh demeyin

say hmmm, that's an interesting question, hmmm.

hmmm diyelim ki, bu bir var İlginç bir soru, hmmm.

- Hmmm, yeah, yeah and you just sound more native overall

- Evet, evet, Hmmm ve sadece daha fazla yerli genel ses

by not saying ehhh and you say hmmm.

vermeyerek ehhh diyerek ve hmmm demek.

- Yeah. - It's very, very polite.

- Evet. - Çok, çok kibar.

- It's very polite, yeah, yeah.

- Evet, evet, çok kibar.

- Okay, the next one is jeez.

- Tamam, bir sonraki Tanrım olduğunu.

- [Both] Jeez.

- [Hem] Tanrım.

- Okay. - Okay.

- Tamam. - Tamam.

And jeez, I mean, where do you think

Ve Tanrım, Yani, sence nereye

the word jeez comes from?

kelime Tanrım geliyor?

- Hmmm, probably our friend Jesus.

- Hmmm, muhtemelen bizim arkadaş İsa.

- It comes from the word Jesus

- Kelimenin İsa geliyor

and it normally is used to expression shock

ve normal olarak kullanılan ifade şoka

or exasperation.

veya küskünlükle.

- Yeah., agreed.

-. Evet, kabul etti.

- So, I can say it in two different ways.

- Yani, iki farklı şekillerde söyleyebiliriz.

If I was to say, jeez, what would I be showing?

Ben Tanrım, demek ise, Ne gösteriyor ki?

- Probably annoyance.

- Muhtemelen sıkıntı.

Probably that someone did something

Birisi bir şey yaptım muhtemelen

you didn't like.

Eğer gibi değildi.

- Yeah.

- Evet.

- The third interjection that we have chosen for you

- Üçüncü nida biz sizin için seçmiş

is phew.

öğk olduğunu.

- Phew.

- Vay.

Can often be teamed with the hand on the forehead.

genellikle ile takım olabilir alnına elini.

- Yeah. - Phew.

- Evet. - Vay.

- Phew.

- Vay.

- We would use the phew interjection to show relief

- Biz Phew kullanmak bir iyileşme göstermemiştir ünlem

that you are relieved about something.

Eğer bir şey hakkında rahatladım olduğunu.

So, maybe I'm running for the bus

Yani, belki de otobüs koşuyorum

and then I see that it hasn't arrived

ve sonra onu gelmedi görüyoruz

or maybe it's delayed, I would say, "Ah, phew."

ya da belki de, gecikmiş oluyor Ben "vay Ah." Derdi

Thank God.

Tanrıya şükür.

- Yeah, you know, yeah, so you're very relieved about it.

- Evet, bunu, evet, biliyorum Bu konuda çok rahatladım konum.

I said it today actually.

Aslında bugün söyledi.

- Did you? - Yeah, yeah.

- Öyle mi? - Evet evet.

- What happened?

- Ne oldu?

- So, Lucy and I had real problems with the trains today

- Yani, Lucy ve ben gerçek vardı trenler bugün sorunlar

and I thought I was going to miss it

ve ben bunu kaçırmak gittiğini düşündüm

and I was going to be late for the lovely Lucy

ve ben olacaktı güzel Lucy geç

and then I manged to catch the train

ve sonra tren yakalamak için manged

and I said.

ve dedim.

- Phew. - Phew, phew.

- Vay. - Vay be, vay.

- But the funny thing was I was on a similar train

- Ama komik bir şey oldu Ben benzer bir trende oldu

and I was also delayed.

ve ben de ertelendi.

So, actually we were both delayed,

Yani, aslında biz de gecikmeli,

so there was no issue anyway.

böylece hiçbir sorun zaten yoktu.

- No, no.

- Hayır hayır.

- It was fine.

- İyiydi.

So, interjection number four

Yani, Ünlem dört numara

is oops.

ayy olduğunu.

Oops.

Üzgünüz.

- Oops.

- Üzgünüz.

- This one, I think, is quite international.

- Bu, sanırım, Oldukça uluslararası.

- Yeah.

- Evet.

- Spanish people tend to spell it ups, like.

- İspanyolca insanlar eğilimi gibi, inişli büyü.

- [Both] Ups.

- [Hem] Ups.

- Oops. - Oops.

- Üzgünüz. - Üzgünüz.

- And when would we use oops?

- Ve biz hop zaman kullanmalıyım?

- When you do something clumsy.

- Eğer beceriksiz bir şey yaptığınızda.

When you do something by accident,

Eğer kazara bir şey yaptığınızda,

something you didn't want to do.

Yapmak istediğiniz vermedi şey.

- Something not too serious.

- Çok ciddi değil bir şey.

- Yeah, like.

- Gibi, evet.

- Oops. - Oops.

- Üzgünüz. - Üzgünüz.

- We can sometimes say oops-a-daisy

- Bazen hop-a-papatya söyleyebiliriz

and that's quite a common British, I would say,

ve bu oldukça yaygındır İngiliz, ben söyleyebilirim

if not English,

İngilizce değilse

probably quite a British English expression.

muhtemelen oldukça İngiliz İngiliz ifade.

Oops-a-daisy.

Hata-a-papatya.

- Yeah, I can't imagine

- Evet, ben hayal edemiyorum

an American person going

gidiş Amerikalı kişi

oops-a-daisy.

ayy-a-papatya.

- Oops-a-daisy, yeah.

- Hata-a-papatya, evet.

Do you know what?

Ne var biliyor musun?

We will probably find someone in the comments

Biz muhtemelen bulacaksınız yorumlarda birisi

that says no, I'm American and I use it all the time.

Bu hayır, ben Amerikan olduğumu söylüyor ve ben her zaman kullanabilirsiniz.

So, yeah.

Yani evet.

- So tell us

- Yani bize

if you are American and you use that expression.

Amerikalı iseniz ve O ifadeyi kullanırız.

Number five is ahem.

Beş numara ahem olduğunu.

- Ahem. - Ahem.

- Ahem. - Ahem.

- Ahem.

- Ahem.

- What does that mean?

- Bu ne anlama geliyor?

- Well, it's to show that you're clearing your throat

- Peki, o göstermek var Eğer boğazını temizleyerek ediyoruz

ready to say something, okay?

tamam, bir şey söylemek için hazır?

Maybe you have to interrupt someone.

Belki birini kesmek zorunda.

So, you say ahem,

Yani, ahem demek

I'm going to say something,

Bir şey söylemek için gidiyorum,

let me interrupt you.

Seni kesintiye izin verin.

- Okay, so if I was talking your.

- Tamam, eğer öyleyse ben sizin yanınızdaki konuşuyordum.

- Ahem.

- Ahem.

I want to talk now.

Ben şimdi konuşmak istiyorum.

(both laugh)

(Her ikisi de kahkaha)

- Nicely done.

- Güzel yapılır.

- People will often say ahem

- İnsanlar genelde ahem diyecekler

before they make a speech.

Onlar bir konuşma yapmadan önce.

(Lucy dings)

(Lucy dings)

- They'll ding on a glass

- Bir camına Onlar edeceğiz ding

and then go ahem.

ve sonra ahem gidin.

I'm going to make a speech.

Ben bir konuşma yapacağım.

Number six is mmm, mmm

Altı numara mmm, mmm olduğunu

and this has many meanings.

ve bu birçok anlamı vardır.

We were just discussing that we use it a lot

Biz sadece tartışıyorduk Biz bunu çok kullandıkları

to show agreement, that we agree with someone.

, Anlaşmayı göstermek buna Biz biriyle katılıyorum.

- Mmm.

- Mmm.

- So, yeah, I'll be talking

- Yani, evet, ben konuşurken olacağım

and Harry will be mmm, agreeing along with me.

Harry, mmm olacak benimle birlikte kabul.

- Mmm, it's because you're very agreeable, mmm.

- Sen çünkü Mmm, öyle çok hoş, mmm.

- Oh, thank you, Harry.

- Ah, Harry teşekkür ederim.

We would also use it if we see something delicious,

Biz de eğer kullanmak istiyorsunuz, biz Lezzetli bir şey görmek

we might say.

- [Both] Mmm.

biz diyebilirsiniz.

- [Hem] Hmm.

- Yeah, with a different intonation, a bit longer.

- Evet, farklı bir ile biraz daha tonlama.

- Mmm.

- Mmm.

Yeah, it's got a wave to it.

Evet, o bir dalga var.

- Mmm. - Yeah.

- Mmm. - Evet.

- Would you say it if you saw someone

- Birini görürsen bunu söyleyebilir misiniz

and you thought they were attractive?

ve onlar çekici olduğunu sanıyordum?

- Mmm, yeah I would.

- Mmm, yapardım evet.

(Lucy and Harry laugh)

(Lucy ve Harry kahkaha)

There are lots of different ways.

farklı şekillerde çok sayıda bulunmaktadır.

I think it depends really

Ben gerçekten bağlıdır düşünüyorum

on the body language with that one.

O biriyle beden dili.

- Yeah, absolutely, agreed.

- Evet, kesinlikle, kabul etti.

- But if you want to show that you're agreeing with someone,

- Ama bunu göstermek istiyorsanız Eğer biriyle kabul ediyoruz

without interrupting them and saying yes, yes,

kesmeden Onları ve, evet, evet diyerek

right, all the time,

Doğru, her zaman,

then just going mmm, mmm,

sonra sadece mmm, mmm gidiyor

can show that you agree.

Eğer kabul ettiğinizi gösterebilirsiniz.

- Yeah, you could use that in a meeting,

- Evet, bir toplantıda bu kullanabilirsiniz,

in like a business meeting, mmm.

Bir iş toplantısı gibi de, mmm.

- So, for the next one,

- Yani, bir sonraki için,

how would you show that you disagree?

nasıl sen katılmıyorum olduğunu göstermektedir ki?

- Mmm. - Mmm/mm-mm.

- Mmm. - Mmm / aa-aa.

- Ah, mmm/mm-mm. - So.

- Ah, mmm / aa-aa. - Yani.

- Ah, I would go mmm.

- Ah, mmm giderdim.

With my students, if they're saying something wrong.

Onlar eğer benim öğrencilerle Yanlış bir şey söylüyor.

- Mhm.

- Or if they.

- Mhm.

- Ya da onlar eğer.

(Harry laughs)

(Harry gülüyor)

Or if I think, yeah, they've made a grammar mistake

Bence Ya, evet, onlar ettik Bir dilbilgisi hata yaptı

and I want them to realise,

ve ben onları gerçekleştirmek istiyorum,

I say mmm.

Ben mmm söylüyorlar.

- Mmm, okay, so we're showing a doubt,

- Mmm, tamam, bu yüzden, bir şüphe gösteriyoruz

we're showing that we don't agree with someone

biz bu biz gösteriyoruz biriyle aynı fikirde değilim

if we go mmm, in like a sort of questioning tone.

eğer bir benzeri, mmm gitmek sesi sorgulama tür.

- Yes, or the one you said.

- Evet, ya da bir demiştin.

- The one I said which is mmm/mm-mm.

- Dediğim tek mmm / aa-mm'dir.

- The next interjection today is yikes.

- Bir sonraki Ünlem bugün yikes olduğunu.

- Yikes. - Yikes.

- Zebra. - Zebra.

- Yeah.

- Evet.

- When would we say that?

- Bunu ne zaman söyleyebilirim?

- We would say yikes to show negative shock

- Biz yikes söyleyebilirim Negatif şok göstermek için

at something, normally negative.

bir şey de, normalde negatif.

- Ah, okay.

- Ah tamam.

- So, when I saw Charlie's broken bone,

- Peki, ne zaman, Charlie'nin kırık kemik gördüm

yikes, that looks painful, yeah.

Zebra, o evet, acı görünüyor.

Yeah, so yikes.

Evet, yikes.

- That is a good example to say yikes.

- Bu Zebra söylemek için iyi bir örnektir.

Yeah, yeah, something you think,

Evet, evet, bir şey düşünmek,

that's a bit disgusting, yikes.

Bu Zebra, biraz iğrenç.

- Yikes, yikes.

- Yikes, yikes.

Now, the next one that we're going to talk about

Şimdi, bir sonraki bir o biz hakkında konuşmak için gidiyoruz

is really, really British

Gerçekten, gerçekten İngiliz olan

and it's something I say all the time,

ve ben her zaman söylediğimiz bir şey

so much so that I actually have to cut it out

o kadar ki ben aslında Bunu kesmek zorunda

of my videos quite a lot.

benim videoları oldukça çok.

And it is so.

Ve bu böyledir.

So, so is a word that I use

Yani, bu yüzden kullanımı bir kelimedir

to introduce speech.

konuşma tanıtmak.

So, I know I'm going to say something,

Yani, ben bir şey söylemek için gidiyorum biliyorum,

so I'll say so, next we're going to talk about,

bu yüzden bir sonraki, yani söylerim Biz hakkında konuşmak için gidiyoruz

and actually it's not best practise to say so that much

ve aslında bu iyi değil bu yüzden bu kadar söylemek pratik

but it could be really useful for you

ama sizin için gerçekten yararlı olabilir

if you're doing a speaking exam

Bir konuşma sınav yapıyoruz

'cause it does again, buy you a little bit of extra time.

tekrar yapar, çünkü sizi satın ekstra zaman biraz.

- Yes, yes.

- Evet evet.

- So, what do you think?

- Yani ne düşünüyorsun?

- So, I think it's really good.

- Yani, ben gerçekten çok iyi olduğunu düşünüyorum.

So, yeah, it's.

Yani, evet, öyle.

Ah, I did it, so yeah.

Ah, evet, bu yüzden yaptım.

It's a way of leading from one idea

Bu bir fikrin önde gelen bir yolu

or one step in a conversation to the next

ya da sonraki bir konuşma bir adım

or to create intervals between your diction

veya aralıkları oluşturmak için senin Diksiyon arasında

or the words that you say.

ya da kelimeler söylüyorlar.

- Exactly, so, I think it's a really good one to use.

- Kesinlikle, bu yüzden, ben düşünüyorum gerçekten iyi bir kullanmak için.

- Yeah, the next one today is gosh.

- Evet, bir sonraki bugün Tanrım olduğunu.

- Gosh. - Gosh.

- Allah Allah. - Allah Allah.

Oh gosh.

Tanrım.

And when would we say this one?

Ve biz bunu söyleyebilirim?

- Well, we would often say oh my God

- Peki, biz sık sık Tanrım oh derdi

but sometimes it's good not to mention God

ama bazen bu iyi Tanrı'yı ​​saymıyorum

and instead we substitute it with gosh,

ve bunun yerine gosh ile yerine,

oh my gosh,

Aman Tanrım,

which can then be cut down to just gosh

sonra sadece gosh aşağı kesilebilir hangi

or my gosh or oh gosh.

ya da benim Tanrım ya aman aman.

- Yeah and I guess traditionally,

- Evet ve ben geleneksel sanırım,

people were very careful not to be blasphemous, right?

insanlar çok dikkatli değildi Doğru, küfür olması için?

- Exactly, not to use God's name in vain.

- Kesinlikle, boşuna Allah'ın adını kullanmak için değil.

- Yeah, exactly, yeah,

- Evet, kesinlikle, evet,

so people would say oh my gosh.

böylece insanlar aman Ah söyleyebilirim.

- Oh my gosh.

- Aman Tanrım.

- Because if they said oh my God,

- Çünkü onlar, Tanrım oh desem

their grandmother would say.

kendi büyükannesi söyleyebilirim.

- Don't blaspheme, yeah.

- Küfretmek etmeyin, evet.

- Yeah, don't speak bad about the God,

- Evet, Tanrı hakkında kötü konuşan yok,

it's not his problem.

bu onun sorunu değil.

- Yeah, so oh my God isn't really frowned upon

- Evet, oh my God gerçekten kaşlarını çattı değil

nowadays in Britain, it might be in America though.

Günümüzde İngiltere'de, bu olsa Amerika'da olabilir.

They're a little more religious over there.

Onlar biraz daha konum Oradaki din.

- Yeah.

- Evet.

- Okay guys, that is it for our lesson on interjections.

- Tamam çocuklar, o için ünlemler bizim ders.

I hoped you liked it, I hope you learned something.

Bunu, ben sevdim umut Eğer bir şey öğrendim umuyoruz.

Don't forget to check out Harry's channel,

Harry'nin kanal kontrol etmeyi unutmayın,

Real English with Real Teachers

Gerçek Öğretmenleri ile gerçek İngilizce

and we've done a couple of videos together.

ve biz bir çift yaptık videolar birlikte.

One's just gone live over there

Biri sadece orada canlı gitti

on minimal pairs.

asgari çiftlerinde.

- Yes. - Yeah.

- Evet. - Evet.

So, minimal pairs are really important,

Yani, minimal çiftler, gerçekten önemli olan

especially if you want to avoid embarrassing situations.

İstediğiniz özellikle utanç verici durumlardan kaçınmak.

- Yes, absolutely.

- Evet kesinlikle.

So, these two pairs of words

kelime nedenle, bu iki çifti

that one word is a very nice word, like beach,

Bu tek kelime bir çok olduğunu güzel kelime, plaj gibi,

the other word is not so nice

diğer kelime o kadar güzel değil

and could offend someone.

ve birisi rahatsız olabilir.

- Yes, don't forget to connect with me

- Evet, benimle bağlantı unutmayın

on all of my social media,

Benim sosyal medya tümünde,

I've got my Facebook and my Instagram

Ben Facebook ve benim Instagram var

and I will see you soon for another lesson.

ve ben yakında göreceksiniz Başka bir ders için.

(kissing)

(öpüşmek)

(upbeat music)

(Iyimser müzik)