WOULD - The 10 Uses - English Grammar Lesson (+ Free PDF & Quiz)

(upbeat music)

(iyimser müzik)

- Hello, lovely students,

- Merhaba sevgili öğrenciler,

and welcome back to English with Lucy.

Lucy ile İngilizce'ye tekrar hoş geldiniz.

Today, we're going to talk about a really annoying word,

Bugün gerçekten can sıkıcı bir kelimeden, birçok öğrencimin canını

a word that troubles so many of my students,

sıkan bir kelimeden bahsedeceğiz ,

"would".

"olur".

Ugh, isn't it annoying?

Ah, rahatsız edici değil mi?

It's got so many uses.

Çok fazla kullanımı var.

Well, don't you worry,

Pekala, merak etmeyin,

because today we are going to be going through

çünkü bugün

the 10 uses of "would".

"would" kelimesinin 10 farklı kullanımını inceleyeceğiz.

We are going to go through, in immense detail,

Muazzam ayrıntılarla,

with lots of examples,

pek çok örnekle ele alacağız

and there will be lots of exercises in the PDF.

ve PDF'de pek çok alıştırma olacak.

You will leave this lesson

Bu dersten,

feeling more confident about the ways you can use "would".

"will" kelimesini nasıl kullanabileceğiniz konusunda kendinize daha fazla güvenerek ayrılacaksınız.

I'd like to remind you that, as always,

Her zamanki gibi bu dersle birlikte

I have created a free PDF that goes with this lesson.

ücretsiz bir PDF oluşturduğumu size hatırlatmak isterim .

It will show you everything we're going to talk about today,

Size bugün konuşacağımız her şeyi

in a nice, clear layout,

güzel, net bir düzende gösterecek

and it has lots of exercises,

ve birçok alıştırma içeriyor,

so you can put what you learned today

böylece bugün öğrendiklerinizi daha

into practise later on.

sonra uygulayabilirsiniz.

If you would like to download this free PDF,

Bu ücretsiz PDF'yi indirmek isterseniz, açıklama kutusundaki

just click on the link in the description box.

bağlantıya tıklamanız yeterlidir .

You enter your name and your email address.

Adınızı ve e-posta adresinizi giriyorsunuz.

You sign up to my mailing list,

Posta listeme kaydolursunuz

and the PDF will arrive directly in your inbox.

ve PDF doğrudan gelen kutunuza gelir.

Every week after that,

Bundan sonraki her hafta

you will automatically receive my free lesson PDFs,

ücretsiz ders PDF'lerimi,

along with all my news, offers, and course updates.

tüm haberlerimi, tekliflerimi ve kurs güncellemelerimi otomatik olarak alacaksınız.

It's a free service, and you can unsubscribe at anytime.

Bu ücretsiz bir hizmettir ve istediğiniz zaman abonelikten çıkabilirsiniz.

Right, let's get started with the lesson,

Tamam, hadi derse başlayalım

and firstly, I want to do just a little focus

ve ilk olarak biraz

on the pronunciation.

telaffuza odaklanmak istiyorum.

Speakers of certain languages

Bazı dilleri konuşanlar

really struggle with that "wo" sound.

bu "wo" sesiyle gerçekten mücadele ediyor.

They almost say, "gho",

Neredeyse "gho" diyecekler,

you want to make your lips nice and round, like this.

dudaklarını böyle güzel ve yuvarlak yapmak istiyorsun.

Almost as if you're going to kiss,

Neredeyse öpüşecekmişsin gibi

but with a little hole. (chuckles)

ama küçük bir delikle. (kıkırdar)

It's like, you're saying, "Ooh", but it's even smaller.

Sanki "Aaa" diyorsunuz ama daha da küçük.

"oo".

"oo".

And then go straight into "ud",

Ve sonra doğrudan "ud",

"oo-ud", "wud", "wood", "would"

"oo-ud", "wud", "wood", "would" ifadelerine geçin.

I'm sure that some of you didn't need that,

Eminim bazılarınızın buna ihtiyacı yoktu,

but I'm sure that some of you did, actually.

ama eminim bazılarınız ihtiyacı olmuştur. , Aslında. Önce

Let's start with the first use of would.

will'in ilk kullanımıyla başlayalım.

We use "would" to make polite requests.

Kibar isteklerde bulunmak için "will" kullanırız.

This is one of the most common phrases using "would",

Bu, "olur" kullanılan en yaygın ifadelerden biridir,

when we want to ask for something politely,

kibarca bir şey istemek istediğimizde,

we say, "I would like", or "I'd like".

"istiyorum" veya "istiyorum" deriz.

"I'd like a cup of tea, please."

"Bir bardak çay istiyorum lütfen."

Or "I'd like the scones with jam."

Veya "Reçelli çörek istiyorum."

There's a big fight in the UK

Birleşik Krallık'ta

about how to pronounce "scone".

"scone" un nasıl telaffuz edileceği konusunda büyük bir kavga var.

Some say "scone", some say "scon",

Bazıları "çörek" der, bazıları "çörek" der, külah

scone like cone, scon like gone.

gibi çörek, gitmiş gibi çörek.

I've always said, "scon".

Her zaman "scon" dedim.

If you are a British or a fan of British culture,

Bir İngiliz veya İngiliz kültürünün hayranıysanız,

which do you say? "Scon" or "scone", let me know.

hangisini söylersiniz? "Scon" veya "scone", bana haber ver. Başkalarının yapmasını istediği şeyleri istemek için

We can also use "would like"

"will like" kelimesini de kullanabiliriz

to request things for other people to.

.

"My husband would like a hot chocolate,

"Kocam sıcak çikolata

and the New York Times."

ve New York Times istiyor."

That is what he likes.

Sevdiği şey bu.

The first time we ever went to a posh hotel together,

Birlikte lüks bir otele ilk gittiğimizde,

very early in our relationship,

ilişkimizin çok erken dönemlerinde,

they said, "What would you like in the morning?

" Sabah ne istersin?

Which newspaper and hot drink."

Hangi gazete ve sıcak içecek" dediler.

And he just panicked and said "A hot chocolate

Panikledi ve "Sıcak bir çikolata

and the New York Times." (laughs)

ve New York Times" dedi. (gülüyor)

The structure of this is "Subject + would like + object"

Bunun yapısı "Özne + ister + nesne"

or "Subject + would like + to infinitive".

veya "Özne + ister + ister + ila mastar" şeklindedir. Soru olarak istekte bulunmak için

We can also use "would" to make requests as a question.

"would" kelimesini de kullanabiliriz .

"Would you close the curtains, please?"

"Perdeleri kapatır mısın lütfen?"

Or "Would you buy me a newspaper?"

Veya "Bana bir gazete alır mısın?"

Preferably the New York Times,

Tercihen

with a hot chocolate.

sıcak çikolata ile New York Times.

Number two, we can use "would"

İkincisi, "would" kelimesini

to make invitations and offers.

davet ve teklif yapmak için kullanabiliriz.

For example,

Örneğin,

if you want to politely offer someone some food or a drink,

birine kibarca yiyecek veya içecek ikram etmek isterseniz,

you can say, "Would you like a cup of tea?"

" Bir fincan çay ister misiniz?" diyebilirsiniz.

"Would you like a biscuit with that?"

"Yanına bisküvi ister misin?"

If you want to invite somebody to an event or a place,

Birini bir etkinliğe veya bir yere davet etmek istersen,

you can say,

"Would you like to come to our house tomorrow for dinner?"

"Yarın akşam yemeğine bizim eve gelmek ister misin ?" diyebilirsin.

Or "Would you like to come with me to the party tonight?"

Veya " Bu gece benimle partiye gelmek ister misin?" Dolaylı konuşmada

We can also use "would" in reported speech.

"would"u da kullanabiliriz .

I've made a video recently on reported speech.

Geçenlerde rapor edilen konuşma hakkında bir video yaptım.

I'll leave it down there in the description box.

Açıklama kutusuna bırakacağım.

It's very concise.

Çok özlü.

I'm sure it will help you,

if you want to look in more detail,

Daha ayrıntılı bakmak isterseniz size yardımcı olacağına eminim,

but just as a brief overview,

ancak kısa bir genel bakış olarak,

we can use "would" in reported speech.

dolaylı konuşmada "would" kullanabiliriz.

In reported speech,

Dolaylı konuşmada

"would" is the past of "will".

"olur", "irade"nin geçmişidir.

In direct speech,

Doğrudan konuşmada,

"I will help you move house." said Robert.

"Evi taşımanıza yardım edeceğim." dedi Robert.

Transforming that into reported speech,

Bunu dolaylı konuşmaya dönüştürerek,

"Robert said that he would help me move house."

"Robert evi taşımama yardım edeceğini söyledi."

"Will" changes to "would".

"İrade", "olur" olarak değişir.

Whenever you see "will" in direct speech,

Doğrudan konuşmada "will" ifadesini gördüğünüzde,

you can use "would" in reported speech.

dolaylı konuşmada "will" kullanabilirsiniz.

Some more examples.

Birkaç örnek daha.

"She said she would come."

"Geleceğini söyledi."

"They told me they would finish it by the next day."

" Ertesi gün bitireceklerini söylediler."

"I said I would drive them to the airport."

" Onları havaalanına götüreceğimi söyledim."

Number four.

Dört numara.

Now this one is really important,

Şimdi bu gerçekten önemli,

because often students don't know about this,

çünkü çoğu zaman öğrenciler bunu bilmezler

but we use it a lot in speeches, natives.

ama biz onu konuşmalarda çok kullanırız, yerliler.

My husband, Will, uses this all the time,

Kocam Will bunu her zaman kullanıyor

and it really annoyed me once,

ve bir keresinde beni gerçekten rahatsız etmişti

because we filmed a video for this channel,

çünkü bu kanal için bir video çekmiştik

and he used "would" all the time, in this way,

ve "would" kelimesini her zaman bu şekilde kullanıyordu

and I think it really confused some of the viewers.

ve bence bazılarının kafasını gerçekten karıştırdı. izleyiciler

So I'm really happy to be talking about it today.

Bu yüzden bugün bunun hakkında konuştuğum için gerçekten mutluyum. Geçmişteki tipik davranışlardan

We use "would" to talk about typical behaviour in the past.

bahsetmek için "will" kullanırız .

If you didn't know this before,

Bunu daha önce bilmiyorsanız,

this is going to make you think,

bu sizi düşündürecek,

oh, I understand why they said "would" all the time now.

oh, şimdi neden her zaman "olur" dediklerini anlıyorum. Geçmişte tekrarlanan eylemler

We use "would" to talk about repeated actions in the past.

hakkında konuşmak için "will" kullanırız .

Habits that we don't do anymore.

Artık yapmadığımız alışkanlıklar.

"When I was a child,

"Ben çocukken

we would go to France for our holidays."

tatilimiz için Fransa'ya giderdik."

That was a repeated action, typical behaviour,

Bu tekrarlanan bir eylemdi, tipik bir davranıştı

but I'm not a child anymore.

ama ben artık bir çocuk değilim.

I don't go to France anymore for my holidays.

Tatillerimde artık Fransa'ya gitmiyorum.

"When Julian was at university,

"Julian üniversitedeyken

he would eat ready meals almost every night."

neredeyse her gece hazır yemekler yerdi."

He doesn't do this anymore. He's not a student,

Bunu artık yapmıyor. O bir öğrenci değil,

but when he was a student, this is what he "would" do.

ama öğrenciyken yaptığı " yapacağı" şey buydu.

Note that you can't use this to talk about state verbs,

Bunu

like "love", "hate", "want" or "have".

"sevmek", "nefret", "istemek" veya "sahip olmak" gibi durum fiilleri hakkında konuşmak için kullanamayacağınıza dikkat edin.

For states, we use the structure "used to" instead.

Durumlar için bunun yerine "eskiden" yapısını kullanırız.

We don't say, "When I was a child, I would love chocolate."

"Ben çocukken çikolata isterdim" demeyiz.

We do say, "When I was a child, I used to love chocolate."

"Ben çocukken çikolatayı severdim" deriz.

Because "love" is a state verb,

"Aşk" bir durum fiili olduğu için

so it doesn't go with "would".

"would" ile uyuşmaz.

"When I was a child, I used to love chocolate,

"Çocukken çikolatayı severdim

but now I don't like it."

ama şimdi sevmiyorum."

What a lie. What a lie.

Ne yalan ama. Ne yalan ama.

Number five.

Beş numara. Geçmişte isteklilik

We use "would" to talk about willingness in the past.

hakkında konuşmak için "will" kullanırız . Geçmişte birinin bir şeyi yapmaya

If you want to talk about how willing or happy someone was

ne kadar istekli veya mutlu olduğundan bahsetmek istiyorsanız

to do something in the past, you can use "would".

, "would" kullanabilirsiniz.

Although we normally use this in a negative way,

Normalde bunu olumsuz anlamda kullanmamıza rağmen,

so it's more likely that we use "wouldn't".

"wouldn't" kullanmamız daha olasıdır.

"The shop wouldn't give me a refund,

"Yeni telefonum açıkça bozuk olmasına rağmen mağaza bana geri ödeme yapmadı

even though my new phone is obviously broken."

."

They weren't willing to,

İstekli değillerdi

or "Dave wouldn't carry any of my boxes for me."

ya da "Dave kutularımdan hiçbirini benim için taşımazdı." O

He wasn't willing to.

istekli değildi.

"My parents wouldn't lend me any money,

"Ailem bana borç para vermezdi,

so I couldn't go out."

bu yüzden dışarı çıkamazdım."

Number six,

Altı numara, varsayımsal

we also use "would" in hypothetical situations.

durumlarda da "would" kullanırız .

This is another really key one.

Bu gerçekten önemli olan başka bir şey.

Hypothetical situations are situations

Varsayımsal durumlar,

that we are imagining.

hayal ettiğimiz durumlardır.

They're not real.

Gerçek değiller.

"The restaurant would be too expensive,

"Restoran çok pahalı olur,

so we won't go there." (chuckles) Basically.

o yüzden oraya gitmeyeceğiz." (kıkırdar) Temel olarak.

"I would like to live in Spain,

"İspanya'da yaşamak isterdim

because the weather's beautiful."

çünkü hava güzel."

But I live in England. So I can't.

Ama İngiltere'de yaşıyorum. Yani yapamam.

"I would get seasick with those huge waves,

" O devasa dalgalardan deniz tutardım,

so I'm not going on the boat trip."

bu yüzden tekne gezisine çıkmıyorum."

or "It would be great to travel more often."

veya " Daha sık seyahat etmek harika olurdu."

Number seven,

Yedi numara,

we use "would" in conditional sentences.

koşullu cümlelerde "would" kullanırız.

I have a full video on the conditionals.

Şartlarla ilgili tam bir videom var.

We go into more detail in that video.

O videoda daha fazla detaya giriyoruz. Açıklama kutusuna

I've left a link for you in the description box,

sizin için bir bağlantı bıraktım ,

but just as an overview, I'll go over it now,

ancak genel bir bakış olarak, şimdi

relating to "would".

"olur" ile ilgili olarak üzerinden geçeceğim. Şimdiki zamanda

We use "would" in the second conditional

to talk about imaginary, impossible,

hayali, imkansız

or very unlikely situations in the present.

veya çok olası olmayan durumlardan bahsetmek için ikinci koşulda "would" kullanırız.

These are similar to the hypothetical situations

Bunlar

that we spoke about just before,

az önce bahsettiğimiz varsayımsal durumlara benzer,

but with the second conditional, we use two clauses,

ancak ikinci koşullu ile

the "If clause" and the "Would clause".

"If yan tümcesi" ve "Would yan tümcesi" olmak üzere iki yan tümce kullanırız.

"If I moved to another country, I would miss my parents."

"Başka bir ülkeye taşınsaydım, ailemi özlerdim."

"Claire would take a trip around the world

"Claire piyangoyu kazansaydı dünyayı dolaşmaya çıkardı

if she won the lottery."

." Bu cümlelerin

Take a look at the structure of these sentences,

yapısına bir bakın

but pay attention. Okay?

ama dikkat edin. Tamam aşkım?

The structure is "If + subject + past simple comma

Yapı, "Eğer + özne + geçmiş basit virgül

subject + would + the base form of the verb."

öznesi + olur + fiilin temel biçimidir."

However, that's why I said pay attention.

Ancak o yüzden dikkat edin dedim.

That little comma, just there,

Oradaki o küçük virgül,

is only needed if the, "If clause" comes first,

yalnızca "If yan tümcesi" önce gelirse gereklidir, yan

you can swap the clauses over,

tümceleri değiştirebilirsiniz

and in that case, the comma isn't needed.

ve bu durumda virgüle gerek yoktur. Çok

I know it seems like such a tiny thing,

küçük bir şey gibi göründüğünün farkındayım

but if you're in an exam, it's really important.

ama eğer bir sınavdaysan bu gerçekten önemli.

Please also remember, even though we're using past tenses,

Lütfen geçmiş zaman kiplerini kullanıyor olsak da

we are imagining things in the present.

şimdiki zamanda bir şeyler hayal ettiğimizi de unutmayın.

Some more examples.

Birkaç örnek daha.

"If my children ate all their vegetables,

"Eğer çocuklarım bütün sebzelerini yerse,

they would get ice cream."

dondurma alırlardı."

We're using a comma there,

Orada virgül kullanıyoruz,

because the "If clause" comes first.

çünkü "If yan tümcesi" önce gelir.

"I would take Spanish classes if I had time."

" Vaktim olsa İspanyolca dersleri alırdım."

The "If clause" comes second, so there's no comma.

"If yan tümcesi" ikinci gelir, yani virgül yoktur.

"We'd get a Labrador if we were allowed to get a dog."

" Bir köpek almamıza izin verilseydi, bir Labrador alırdık."

I said "We'd", the contraction. "We would", "We'd".

"Yapardık" dedim, daralma. "Yapardık", "yapardık".

"If they spoke English, they would move to New Zealand."

"İngilizce konuşsalardı, Yeni Zelanda'ya taşınırlardı."

Next up we have the third conditional,

Sırada üçüncü şart var

and this is the conditional that we use to talk about

ve bu,

hypothetical situations in the past.

geçmişteki varsayımsal durumlardan bahsetmek için kullandığımız şart.

We often use this structure to imagine changing the past,

Bu yapıyı genellikle geçmişi değiştirmeyi

or imagining things happening differently.

veya olayların farklı şekilde olduğunu hayal etmek için kullanırız.

"I would have called you if I had known you were at home."

" Evde olduğunu bilseydim seni arardım."

or "If she had helped us, we would have finished earlier."

veya "Bize yardım etmiş olsaydı, daha önce bitirirdik."

Let's look at the structure quickly.

Yapısına hızlıca bakalım.

The whole comma situation is very similar.

Tüm virgül durumu çok benzer.

"If + subject + past perfect comma

"Eğer + özne + geçmiş mükemmel virgül

subject + would have + past participle."

özne +, + geçmiş katılımcıya sahip olsaydı."

If the "If clause" comes first,

If yan tümcesi önce gelirse

we need a comma, if it comes second, we do not.

virgüle ihtiyacımız olur, ikinci olursa virgül koymayız.

Let's take a look at some examples.

Bazı örneklere bir göz atalım.

"If he'd practised more,

"Daha fazla pratik yapsaydı,

he would have passed his driving test."

ehliyet sınavını geçerdi."

"She wouldn't have missed her flight

"

if her alarm had gone off."

Alarmı çalmış olsaydı, uçağını kaçırmazdı."

"If you'd bought a ticket,

"Bilet alsaydın

you wouldn't have got a fine."

ceza almazdın."

I said, "You'd", "You had".

"Yapardın", "Yapardın" dedim.

Moving on to number eight.

Sekiz numaraya geçiyoruz.

We can use "would" with "wish".

"will" kelimesini "dilek" ile kullanabiliriz.

We use "would" with "wish"

to talk about things that we want people to do or not to do.

İnsanların yapmasını ya da yapmamasını istediğimiz şeyler hakkında konuşmak için "dilek" ile "will" kullanırız.

We often use it when we're annoyed by someone's habit

Birinin alışkanlığından

or something they do regularly.

veya düzenli olarak yaptığı bir şeyden rahatsız olduğumuzda sıklıkla kullanırız.

"I wish you wouldn't leave the door unlocked."

"Keşke kapıyı açık bırakmasaydın."

"He wishes his dad wouldn't smoke."

"Babasının sigara içmemesini diliyor."

The structure is as follows,

Yapı şu şekildedir:

"Subject + wish + subject + would

"Özne + dilek + özne + olur +

+ the base form of the verb.

fiilin temel hali.

"I wish you'd clean the house more often."

"Keşke evi daha sık temizlesen." "Keşke

"I wish you wouldn't borrow my clothes."

benim kıyafetlerimi ödünç almasaydın." "Keşke daha sık temizlesen."

"They wish their neighbor's dog wouldn't bark at night."

komşularının köpeği geceleri havlamaz."

"We wish our grandparents would move closer to us."

"Keşke büyükanne ve büyükbabalarımız bize daha yakın olsalar."

Number nine, we use "would" to talk about preferences.

Dokuz numara, "would"u tercihlerden bahsederken kullanırız.

If we want to talk about what we

Eğer bizim

or what somebody else prefers from several options,

veya bir başkasının neyi tercih ettiğinden bahsetmek istiyorsak birkaç seçenek,

we use the phrase "would rather".

"tercih ederim" ifadesini kullanırız.

This could be a real situation in the present,

Bu, şu andaki gerçek bir durum

or a hypothetical situation.

veya varsayımsal bir durum olabilir.

"I'd rather get a takeaway today, I'm too tired to cook."

"Bugün bir paket servisi tercih ederim , yemek yapamayacak kadar yorgunum."

or "Would you rather go to the cinema or to the theatre?"

veya "Yapar mısın? sinemaya mı yoksa tiyatroya mı gitmeyi tercih edersiniz?"

The structure is,

Yapı şu şekildedir:

"Subject + would rather + the base form of the verb."

"Özne + tercih ederim + fiilin temel hali."

Some more examples,

Birkaç örnek daha,

"Would you rather have tea or coffee?"

"Çay mı yoksa kahve mi tercih edersin?"

or "They'd rather not come tonight

veya "Onlar tercih etmezler Bu gece gel,

because they're not feeling well."

çünkü kendilerini iyi hissetmiyorlar."

or "Tina would rather meet us at the restaurant."

veya "Tina bizimle restoranda buluşmayı tercih eder."

Finally, number 10,

Son olarak, 10 numara,

we use "would" to give opinions.

görüş bildirmek için "will" kullanırız.

When we want to give our opinion about something,

Bir şey hakkında fikrimizi söylemek istediğimizde,

but we're not sure we're correct

ama biz ' Haklı olduğumuzdan emin değiliz

or we want to be really polite,

veya gerçekten kibar olmak istiyoruz, bazı kalıp ifadelerin parçası

we can use "would" as part of some set phrases.

olarak "would" kullanabiliriz . Sık

We often say,

sık

"I would think",

"düşünürdüm",

"I would imagine",

"hayal ederdim"

or "I would guess".

veya "tahmin ederdim" deriz.

"I'd imagine it's been a tough few days for him."

" Onun için birkaç günün zor geçtiğini tahmin ediyorum."

"I'd guess he'd want to help."

"Yardım etmek isteyeceğini tahmin ediyorum."

"I'd think we'd need to talk to the manager

"

before we commit to this."

Bunu taahhüt etmeden önce menajerle konuşmamız gerektiğini düşünüyorum."

Right. That is it.

Sağ. İşte bu.

The 10 uses for "would".

"would" için 10 kullanım.

Now it is time to test your understanding,

Şimdi,

by taking the quiz in the PDF.

PDF'deki testi çözerek anlayışınızı test etme zamanı.

If you'd like to download that PDF,

O PDF'yi indirmek isterseniz,

the link is in the description box.

bağlantı açıklama kutusundadır.

You enter your name and your email address.

Adınızı ve e-posta adresinizi giriyorsunuz.

You sign up to my mailing list,

Posta listeme kaydolursunuz

and the PDF comes directly to your inbox,

ve PDF doğrudan gelen kutunuza gelir

and then you're automatically signed up to my mailing list.

ve ardından otomatik olarak posta listeme kaydolursunuz.

You get all of my free PDFs each week,

Her hafta tüm ücretsiz PDF'lerimin

plus all of my news, offers and course updates.

yanı sıra tüm haberlerimi, tekliflerimi ve kurs güncellemelerimi alırsınız.

Don't forget to connect with me on all of my social media.

Tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle bağlantı kurmayı unutmayın.

I've got my Instagram,

Instagram'ım var,

I've got my website, englishwithlucy.co.uk.

web sitem var, englishwithlucy.co.uk.

I've got a pronunciation tool there.

Orada bir telaffuz aracım var.

Lots of lessons are there too.

Orada da birçok ders var.

If you would like to improve

your listening and vocabulary skills,

Dinleme ve kelime dağarcığınızı geliştirmek istiyorsanız, o zaman burada, İngiltere kırsalındaki hayatımızı belgelediğimiz

then I also have my vlogging channel,

vlog kanalım da var

where we document our life here in the English countryside,

and every single vlog is fully subtitled,

ve her vlog tamamen altyazılı,

so you can use them for listening practise,

böylece bunları dinleme alıştırması yapmak için kullanabilirsiniz.

and to acquire more vocabulary.

daha fazla kelime bilgisi edinin.

I will see you soon for another lesson.

Yakında başka bir ders için görüşürüz.

Mwah. (kiss smacks)

Mwah. (öpücük şaplaklar)

Let's look at the structure quickly.

Hızlı bir şekilde yapıya bakalım.

The whole... (production cut beeps)

Bütün... (üretim kesintisi bip sesleri) O

She wouldn't have missed her flight, if her, ah (laughs)

, ah (gülüyor)

This tiny, tiny lipstick.

Bu küçücük, minicik ruj olsaydı, uçağını kaçırmazdı.

(production cut beeps) Plus subject, plus past...

(üretim kesintisi bip sesleri) Artı konu, artı geçmiş...

(production cut beeps) The stroke.

(üretim kesintisi bip sesleri) Vuruş.

The structure is, if plus subject plus...

Yapı, if artı konu artı...

(production cut beeps)

(prodüksiyon kesildi bip sesleri)

(upbeat music)

(iyimser müzik)