48 Common Phrasal Verbs In Context - Advanced English Grammar - Master English Conversation 2.0

hello and welcome to this

merhaba ve bu aya hoşgeldiniz merhaba ve

hello and welcome to this month's grammar focus lesson

bu ayın gramer odak dersine hoş geldiniz

month's grammar focus lesson

ayıngramerodakdersi bu ayın

month's grammar focus lesson this month will be covering

gramer odak dersi bu ay işlenecek

this month will be covering

this month will be covering phrasal verbs one of the most

bu ay deyimsel fiilleri kapsayacak en

phrasal verbs one of the most

deyimsel fiillerden birien

phrasal verbs one of the most important parts of native spoken

deyimsel fiillerden biri fiiller ana dilinin en önemli kısımlarından biri ana dilinin

important parts of native spoken

important parts of native spoken english phrasal verbs are made

önemli kısımları

anadili İngilizcesinin önemli kısımları İngilizce deyimsel fiiller İngilizce yapılır

english phrasal verbs are made

english phrasal verbs are made of two or more words usually a

deyimselfiiller

İngilizce yapılır deyimsel fiiller iki veya daha fazla kelimeden yapılır genellikle a

of two or more words usually a

iki veya daha fazla kelimeden oluşurgenellikle a

of two or more words usually a verb and a preposition and are

iki veya daha fazla kelime genellikle bir fiil ve bir edattır ve

verb and a preposition and are

verb and a preposition and are often used to make a more

fiil ve bir edattır ve

fiil ve bir edattır ve sıklıkla a'yı daha sık kullanmak için kullanılır ve

often used to make a more

often used to make a more advanced verb easier to

daha gelişmiş bir fiili daha kolay hale getirmek için daha sık kullanılır hale getirir.

advanced verb easier to

advanced verb easier to understand formal and more

gelişmiş fiil anlaşılması daha kolay resmi ve resmi daha iyi

understand formal and more

understand formal and more advanced he dismounted the horse

anlaşılırve resmi daha iyi

anlaşılır ve daha gelişmiş

advanced he dismounted the horse

attan indi ileri attan indi ileri düzey attan indi

advanced he dismounted the horse more conversational phrasal verb

more conversational phrasal verb

more conversational phrasal verb he got off the horse to keep

he got off the horse to keep

he got off the horse to keep phrasal verbs simple just

tutmak için attan indi o

deyimsel fiilleri basit tutmak için attan indi sadece

phrasal verbs simple just

phrasal verbs simple just remember these four keys

deyimsel fiillerbasitsadece

deyimsel fiiller basit sadece bu dört anahtarı hatırla bu

remember these four keys

remember these four keys 1like mediums it's often hard to

dörtanahtarı

hatırla bu dört anahtarı hatırla

1like mediums it's often hard to

1like mediums it's often hard to understand the meaning of a

1 benzeri ortamlar genellikle zordur a'nın anlamını anlamak a'nın anlamını anlamak

understand the meaning of a

understand the meaning of a phrasal verb by looking at the

öbek fiile bakarak

phrasal verb by looking at the

öbek fiilin anlamını anlamak

phrasal verb by looking at the words comprising it

öbek fiile onu oluşturan kelimelere bakarak onu oluşturan kelimeler onu

words comprising it

words comprising it phrasal verb I'm down with that

oluşturan

kelimeler onu oluşturan sözcüklere bakarak I'm down with the

phrasal verb I'm down with that

phrasal verb I'm down with that plan

phrasal verb I'm down with phrasal verb

plan

plan meaning i agree with and support

meaning i agree with and support

meaning i agree with and support that plan to depending on the

that plan to depending on the

planla

that plan to depending on the situation

situation

o plana bağlı olarak duruma bağlı olarak durum duruma bağlı olarak

situation a phrasal verb can have

bir deyimsel fiilin

a phrasal verb can have

a phrasal verb can have different meanings

birdeyimsel fiili olabilir

bir deyimsel fiilin farklı anlamları olabilir

different meanings

farklı anlamlar

different meanings he put down the worm he placed

farklı anlamlar yerleştirdiği solucanı

he put down the worm he placed

he put down the worm he placed the worm on some surface

yere koydu yerleştirdiği solucanı yere indirdi

solucanı yere indirdi solucanı bir yüzeye koydu solucanı

the worm on some surface

the worm on some surface he put down the worm he

bir yüzeye solucanı bir yüzeye koydu

he put down the worm he

he put down the worm he mercifully killed the worm as it

solucanı yere indirdi solucanı yere bıraktı solucanı yere

koydu solucanı merhametle öldürdüğü gibi

mercifully killed the worm as it

mercifully killed the worm as it was in pain three some phrasal

merhametle solucanı öldürdü

solucanı merhametle öldürdü çünkü acı çekiyordu üç bazı ifadeler acı çekiyordu üç

was in pain three some phrasal

was in pain three some phrasal verbs can be separated they want

bazı ifadeler acı çekiyordu üç

bazı fiiller ayrılabilirler isterler

verbs can be separated they want

verbs can be separated they want to break up the company they

fiiller ayrılabilirler isterler

fiiller ayrılabilirler onlar grubu dağıtmak isterler

to break up the company they

to break up the company they want to break the company up

şirketi bölmek şirketi

bölmek istiyorlar şirketi bölmek istiyorlar

want to break the company up

şirketi bölmek istiyorlar

want to break the company up for phrasal verbs often make

şirketi parçalamak istiyorlar öbek fiiller için sık sık

for phrasal verbs often make

for phrasal verbs often make regular verbs more

öbekfiiller için yapar sık ​​sık

öbek fiiller için yapar sık ​​ sık düzenli fiiller yapar daha

regular verbs more

regular verbs more conversational without really

düzenli fiiller daha fazla

normal fiiller gerçekten konuşmadan daha konuşkan, gerçekten konuşma

conversational without really

olmadan,

conversational without really changing their meanings basic

anlamlarını gerçekten değiştirmeden temel anlamlarını

changing their meanings basic

changing their meanings basic sentence

değiştirmetemel anlamlarını

değiştirmetemel cümle cümle

sentence

sentence I cleaned the table more

cümle Masayı daha çok

I cleaned the table more

I cleaned the table more conversational I cleaned up the

temizledim Daha fazla masayı temizledim

conversational I cleaned up the

conversational I cleaned up the table

konuşmayıtemizledim

table

table ultimately it's best just to

tabloyu temizledim nihayetinde en iyisi sadece

ultimately it's best just to

nihayetinde en iyisi sadece

ultimately it's best just to master phrasal verbs by seeing

nihayetinde en iyisi sadece ana öbek fiilleri görerek ana öbek

master phrasal verbs by seeing

master phrasal verbs by seeing them in context

fiilleri bağlam içinde görerek görerek öbek fiillerde ustalaşmak en iyisidir bağlam içinde

them in context

them in context so that's exactly what we'll be

onları bağlam içinde görerek işte biz de öyle olacağız yani

so that's exactly what we'll be

so that's exactly what we'll be doing in this video lesson

tam olarak öyle olacağız yani

bu video derste tam olarak bunu yapıyor olacağız

doing in this video lesson

bu video derste

doing in this video lesson the phrasal verbs you'll meet

yaparak bu video derste deyimsel fiiller ile tanışacaksınız

the phrasal verbs you'll meet

deyimsel fiiller siz'

the phrasal verbs you'll meet are grouped in families

Karşılaşacağınız deyimsel fiillerle karşılaşacaksınız ailelerde gruplandırılmıştır ailelerde

are grouped in families

are grouped in families listen for the similarities in

gruplandırılmıştır ailelerde gruplandırılmıştır benzerlikleri dinleyin benzerlikleri

listen for the similarities in

listen for the similarities in contrast within each family and

dinleyin her aile içindeki zıtlık benzerliklerini ve

contrast within each family and

her aile içindeki zıtlığıve

contrast within each family and you'll remember the individual

her aile içindeki zıtlığı dinleyin ve bireyi hatırlayacaksınız bireyi hatırlayacaksınız

you'll remember the individual

you'll remember the individual phrasal verbs much faster as you

bireysel fiilleri çok daha hızlı hatırlayacaksınız

phrasal verbs much faster as you

phrasal verbs much faster as you watch listen for how the words

fiilleri çok daha hızlı izledikçe fiilleri

çok daha hızlı izledikçe kelimelerin nasıl izleyeceğini dinle kelimelerin

watch listen for how the words

watch listen for how the words of each phrasal verb blend

nasıl

izleyeceğini dinle dinleyin her öbek fiilin kelimeleri nasıl karışıyor

of each phrasal verb blend

her bir

of each phrasal verb blend together and be ready to answer

öbek fiilin karışımı nasıl birbirine karışıyor ve birlikte yanıtlamaya hazır olun ve

together and be ready to answer

together and be ready to answer my questions

birlikte yanıtlamaya hazır olun ve sorularımı yanıtlamaya hazır olun sorularım

my questions

my questions here we go on think of being

sorularım işte devam ediyoruz düşünmeye burada olmak,

here we go on think of being

here we go on think of being physically on connected with or

burada olmayı düşünmeye devam ediyoruz, fiziksel olarak bağlantıda olmayı veya

physically on connected with or

fiziksel olarak bağlantıda olmayı veya

physically on connected with or touching the surface of

fiziksel olarak bağlantıda olmayı veya yüzeye dokunmanın yüzeyine dokunmanın yüzeyine dokunmanın, bir

touching the surface of

touching the surface of something work on

şeyin yüzeyine dokunmanın, bir şeyin üzerinde çalışmanın, bir şeyin

something work on

something work on I've been working on this paper

üzerinde çalışmanın

üzerinde bu kağıt üzerinde çalışıyorum

I've been working on this paper

Bu kağıt üzerinde çalışıyorum

I've been working on this paper airplane for two hours

Bu kağıt uçak üzerinde iki saattir çalışıyorum

airplane for two hours

airplane for two hours I've been creating this paper

Uçak iki saat uçak

İki saattir uçak Bu kağıdı oluşturuyorum

I've been creating this paper

Bunu oluşturuyorum kağıt

I've been creating this paper airplane for two hours be in on

Bu kağıt uçağı iki saattir yaratıyorum İki saattir uçaktayım

airplane for two hours be in on

airplane for two hours be in on I was in on the plan to steal

İki saattir uçaktayım Çalma planının içindeydim Çalma

I was in on the plan to steal

I was in on the plan to steal the bear i was involved in the

planının içindeydim Çalma planının

içindeydim ayıyı çalmayı planlıyorum ayıya karıştım ayıya karıştım ayıyı

the bear i was involved in the

the bear i was involved in the plan to steal the bear

çalma planına dahil oldum ayıyı çalmayı planlıyorum

plan to steal the bear

plan to steal the bear go on about he's always going on

ayıyı çalmayı planlıyorum onun hakkında devam edip duruyor

go on about he's always going on

go on about he's always going on about his favorite pen

onun hakkında devam ediyor her zaman en

sevdiği kalemden bahsediyor en

about his favorite pen

about his favorite pen he's always talking too much

sevdiği kalemden en

sevdiği kalemden bahsediyor her zaman çok konuşuyor her zaman

he's always talking too much

he's always talking too much about his favorite pan grow on

çok konuşuyor en sevdiği kalemden

about his favorite pan grow on

about his favorite pan grow on I didn't like this color before

bahsediyor her zaman ensevdiği kalemden bahsediyor

onun en sevdiği tava büyüyor Bu rengi daha önce beğenmedim Bu

I didn't like this color before

I didn't like this color before but it's really grown on me

rengi daha önce beğenmedim

Bu rengi daha önce beğenmedim ama gerçekten bende büyümüş ama

but it's really grown on me

gerçekten bende büyümüş

but it's really grown on me I didn't like this color before

ama gerçekten bende büyümüş Ben yapmadım' Bu rengi daha önce

I didn't like this color before

I didn't like this color before but I've developed positive

sevmedim Bu rengi daha önce beğenmedim

Bu rengi daha önce beğenmedim ama olumlu geliştim

but I've developed positive

but I've developed positive feelings for it

amaolumlu geliştirdim

ama ona karşı olumlu duygular geliştirdim ona

feelings for it

feelings for it load up on I load up on snacks

karşı hisler yükleniyor abur cubur doldururum aperatif yüklerim Balığa çıkarken

load up on I load up on snacks

load up on I load up on snacks when I go fishing

when I go fishing

when I go fishing I by bring or pack a lot of

I by bring or pack a lot of

I by bring or pack a lot of snacks when I go fishing

bir sürü atıştırmalık getirdim veya paketledim, balığa çıkarken

snacks when I go fishing

snacks when I go fishing pick up on

atıştırmalıklar, balığaçıktığımda

atıştırmalıklar, balığa çıktığımda,

pick up on

pick up on if you listen closely you can

yakından dinlersen alabilirsin,

if you listen closely you can

yakından dinlersen yapabilirsin,

if you listen closely you can pick up on the meanings of

yakından dinlersen yapabilirsin deyimsel fiillerin anlamlarını kavrayın

pick up on the meanings of

pick up on the meanings of phrasal verbs if you listen

deyimsel fiillerin anlamlarını alın

phrasal verbs if you listen

deyimsel fiilleri dinlerseniz

phrasal verbs if you listen closely you can naturally notice

deyimsel fiilleri dinlerseniz yakından dinlerseniz doğal olarak yakından fark edebilirsiniz

closely you can naturally notice

closely you can naturally notice the meanings of phrasal verbs if

doğal olarak

yakından fark edebilirsiniz doğal olarak anlamları fark edebilirsiniz deyimsel fiillerin

the meanings of phrasal verbs if

anlamları eğer deyimsel fiillerin anlamları eğer

the meanings of phrasal verbs if you work on mastering phrasal

deyimsel fiillerin anlamları eğer deyimde uzmanlaşmaya çalışırsan deyimde

you work on mastering phrasal

you work on mastering phrasal verbs

uzmanlaşmaya çalışırsın deyimsel fiillerde

uzmanlaşmaya çalışırsın fiiller fiiller

verbs

verbs will you build your fluency nice

akıcılığını geliştirecek misin güzel

will you build your fluency nice

will you build your fluency nice I hope you're picking up on the

akıcılığını geliştirecek misingüzel

geliştirecek misin akıcılık güzel umarım anlıyorsundur

I hope you're picking up on the

I hope you're picking up on the importance of phrasal verbs off

umarım anlıyorsundur ayırmanın

importance of phrasal verbs off

importance of phrasal verbs off think of separating moving away

think of separating moving away

think of separating moving away from or leaving something

uzaklaşmayı ayırmayı

düşünün bir şeyden uzaklaşmayı veya bir şeyden

from or leaving something

from or leaving something take off my teaching career has

ayrılmayı veya bir

şeyden ayrılmayı veya bir şeyden ayrılmayı düşünün öğretmenlik kariyerim kalktı öğretmenlik

take off my teaching career has

take off my teaching career has taken off since i began making

kariyerim yükseldi öğretmenlik kariyerim başladığımdan beri başladı başladığımdan

taken off since i began making

taken off since i began making videos my teaching career has

beri kalktı video

çekmeye başladığımdan beri çıkıyor öğretmenlik kariyerimin

videos my teaching career has

videos my teaching career has progressed well since i began

videoları varöğretmenlik kariyerimin

videoları var öğretmenlik kariyerim başladığımdan beri iyi ilerledi başladığımdan beri iyi ilerledim

progressed well since i began

progressed well since i began making videos last off the roll

video yapmaya başladığımdan beri

making videos last off the roll

making videos last off the roll of toilet paper blasted off for

iyi ilerledim video yapmaya başladığımdan beri

videolar son bitti tuvalet kağıdı rulosu patlatıldı

of toilet paper blasted off for

of toilet paper blasted off for the moon

tuvalet kağıdı için patlatıldı

the moon

the moon the roll of toilet paper left

the roll of toilet paper left

the roll of toilet paper left the ground quickly for the moon

tuvalet kağıdı için patlatıldı Ay için

the ground quickly for the moon

the ground quickly for the moon break off I broke off a piece of

yer çabuk Ay için yer Ay için

çabuk yer Ay için kırıldım Bir parça kırıldım Kırıldım Bir

break off I broke off a piece of

break off I broke off a piece of chocolate to eat

parça kırıldım

Kırıldım Bir parça çikolata kırdım

chocolate to eat

çikolata yemek için Çikolata yemek için

chocolate to eat I quickly separated a piece of

Çikolata yemek için Çabucak bir parça ayırdım

I quickly separated a piece of

I quickly separated a piece of chocolate to eat

Çabucak bir parça ayırdım

hızlıca bir parça çikolata ayırdım çikolata yemek için çikolata

chocolate to eat

chocolate to eat call off my vacation was called

yemek için çikolata yemek tatilim iptal edildi tatilim iptal edildi

call off my vacation was called

call off my vacation was called off because of bad weather

tatilim iptal edildi kötü hava nedeniyle tatilim iptal edildi

off because of bad weather

off because of bad weather my vacation was cancelled

çünkü kötü hava

yüzünden tatilim iptal oldu

my vacation was cancelled

tatilim iptal oldu tatilim

my vacation was cancelled because of bad weather

kötü hava yüzünden iptal oldu

because of bad weather

because of bad weather polish off I polished off the

kötü hava yüzünden cilayı sildim cilayı

polish off I polished off the

polish off I polished off the chocolate

chocolate

chocolate so my wife might be angry i

sildim cilayı sildim cilayı

sildim çikolata çikolata çikolata karım kızabilir

diye karım kızabilir ben

so my wife might be angry i

karım kızabilir diye ben karım kızabilir diye

so my wife might be angry i finished the chocolate

çikolatayı bitirdim

finished the chocolate

finished the chocolate so my wife might be angry scare

çikolatayı bitirdim karım kızabilir diye korkuttum karım

so my wife might be angry scare

so my wife might be angry scare off

kızabilir diye korkut

öyleyse karım kızabilirkorkut defol

off

off sometimes I opened my window

bazen penceremi açtım bazen

sometimes I opened my window

penceremi

sometimes I opened my window quickly to scare off the crows

açtım bazen kargaları korkutmak için hızlıca penceremi açtım kargaları korkutmak için

quickly to scare off the crows

quickly to scare off the crows sometimes I opened my window

hızlıca

kargaları korkutmak için hızlıca penceremi açtım bazen penceremi açtım

sometimes I opened my window

sometimes I opened my window quickly to frighten the crows

bazenpenceremi açtım

bazen kargaları korkutmak için penceremi hızlıca açtım kargaları

quickly to frighten the crows

quickly to frighten the crows and make them leave

hızlıcakorkutup

kargaları korkutup gitmelerini ve

and make them leave

and make them leave if you break off a relationship

gitmelerini

ve gitmelerini sağlamak için bir ilişkiyi bitirirseniz bir ilişkiyi bitirirseniz

if you break off a relationship

if you break off a relationship with someone did it and we'll

bir ilişkiyi bitirirseniz birisiyle yaptı ve biz

with someone did it and we'll

with someone did it and we'll know it probably didn't

birisiyle birlikte yapacağız ve

birisiyle birlikte yapacağız ve bileceğiz muhtemelen bilmiyordu muhtemelen

know it probably didn't

know it probably didn't what would you say about an

bilmiyordu

muhtemelen bilmiyordu hakkında ne söylerdin ve

what would you say about an

what would you say about an athlete if his career is going

ne yapardın

bir sporcu hakkında ne dersin, eğer kariyeri atlet gidiyorsa,

athlete if his career is going

athlete if his career is going well

kariyeri atlet gidiyorsa,

kariyeri iyi gidiyorsa, kariyeri inişe geçiyor, kariyeri

well

well his career is taking off

his career is taking off

his career is taking off great into think of entering or

yükseliyor,

kariyeri harika gidiyor, düşün girmek ya da

great into think of entering or

great into think of entering or joining something

harikagirmeyi düşünmek ya da

harika girmeyi düşünmek ya da bir şeye katılmayı düşünmek bir şeye katılmak bir şeye katılmak içine bakıyor araştırıyor araştırıyor

joining something

joining something look into he's been looking into

look into he's been looking into

look into he's been looking into what's wrong with his stomach

araştırıyor midesinin nesi var

what's wrong with his stomach

what's wrong with his stomach all day he's been investigating

midesinin nesi var

bütün gün midesiyle araştırıyor

all day he's been investigating

bütün

all day he's been investigating and researching what's wrong

gün araştırıyor neyin yanlış olduğunu araştırıyor ve araştırıyor ve neyin

and researching what's wrong

and researching what's wrong with his stomach all day be in

yanlış olduğunu araştırıyor ve bütün gün midesinin nesi olduğunu araştırıyor bütün gün midesinin içinde

with his stomach all day be in

with his stomach all day be in two I've been in two air guitar

ol

bütün gün midesinin içinde ol ikide iki hava gitar ikide oldum

two I've been in two air guitar

two I've been in two air guitar for many years I've been

ikihavagitar

ikide oldum uzun yıllardır iki hava gitardayım Uzun

for many years I've been

for many years I've been interested in air guitar for

yıllardır buradayım Uzun yıllardır ilgileniyorum hava gitarı ile ilgilenenler için hava gitarı

interested in air guitar for

interested in air guitar for many years

hava gitarı ile ilgilenenler için yıllardır uzun

many years

many years hack into these tried to hack

yıllar

uzun yıllar bunları hacklemeye çalıştı

hack into these tried to hack

hack into these tried to hack into my online bank account

bunlarıhacklemeye çalıştı

bunları hacklemeye çalıştı çevrimiçi banka hesabıma girmeye çalıştı

into my online bank account

into my online bank account thieves tried to access my

çevrimiçi banka hesabıma benim çevrimiçibankahesabıma

çevrimiçi banka hesabı hırsızları benim hırsızlarıma erişmeye çalıştı

thieves tried to access my

thieves tried to access my online bank account without

hırsızlar benim çevrimiçi banka hesabıma çevrimiçi banka hesabım olmadan erişmeye çalıştı çevrimiçi

online bank account without

online bank account without permission

banka hesabım olmadan izinsiz izin izin

permission

permission rope into I was roped into doing

izin halat

rope into I was roped into doing

rope into I was roped into doing my friends math homework though

içine iple girdim arkadaşlarımın matematik ödevini yapmaya ikna edildim ama arkadaşlarımın

my friends math homework though

my friends math homework though I didn't want to i was convinced

matematik ödevi arkadaşlarımın

matematik ödevine rağmen ben istemedim ama yapmak istemediğime ikna oldum yapmak

I didn't want to i was convinced

I didn't want to i was convinced to do my friends math homework

istemediğime ikna oldum arkadaşlarımı yapmaya ikna oldum matematik ödevi

to do my friends math homework

to do my friends math homework run into the bear ran into the

arkadaşlarıma yapmak içinmatematik ödevi

arkadaşlarıma yapmak için matematik ödevi ayıya koştuk ayıya

run into the bear ran into the

run into the bear ran into the word on the street

koştuk ayıya koştuk ayıya koştuk

sokakta kelimeye koştuk

word on the street

word on the street the bear accidentally met the

sokakta kelime sokakta kelime

ayıya yanlışlıkla ayıyla karşılaştım

the bear accidentally met the

the bear accidentally met the worm on the street

yanlışlıkla ayıylakarşılaştım yanlışlıkla

sokakta solucanla karşılaştım sokaktaki solucanı sokakta

worm on the street

worm on the street rush into you shouldn't rush

acele etmemelisin acele

rush into you shouldn't rush

rush into you shouldn't rush into buying a new home

etmemelisin

acele etmemelisin yeni bir ev almak için acele etmemelisin

into buying a new home

yeni bir ev almaya yeni bir ev almaya

into buying a new home you shouldn't buy a new home

you shouldn't buy a new home

you shouldn't buy a new home quickly and without thinking

quickly and without thinking

quickly and without thinking did someone try to rush into my

did someone try to rush into my

did someone try to rush into my online bank account or hack into

biri benim

çevrimiçi banka hesabıma girmeye çalıştı mı veya

online bank account or hack into

online bank account or hack into it

çevrimiçi banka hesabımı hacklemeye mi çalıştı yoksa

çevrimiçi banka hesabımı hacklemeye mi yoksa onu

it

it yes they tried to hack into it

hacklemeye mi çalıştı

yes they tried to hack into it

yes they tried to hack into it now i'm looking into what

evet onu hacklemeye çalıştılar evet hacklemeye çalıştılar içine

evet şimdi onu hacklemeye çalıştılar şimdi neye bakıyorum şimdi

now i'm looking into what

now i'm looking into what happened out

neye bakıyorum

şimdi ne olduğunu araştırıyorum dışarı

happened out

happened out think of something expiring

çıktı bir şeyin süresi dolacağını

think of something expiring

think of something expiring happening or concluding try out

düşün sona ermekte olan bir şeyi düşün sonuçlandırma

happening or concluding try out

oluyor ya da sonuçlandırma deneme oluyor ya da

happening or concluding try out I tried out a new diet but

sonuçlandırma deneme oluyor ya da denemeyi sonlandırıyorum Yeni bir diyet denedim ama

I tried out a new diet but

I tried out a new diet but stopped when I got hungry

yeni bir diyet denedimama

yeni bir diyet denedim ama acıktığımda

stopped when I got hungry

stopped when I got hungry i tested a new diet but stopped

bıraktım Acıktığımda

durdum Acıktığımda durdum i yeni bir diyet denedim ama bıraktım

i tested a new diet but stopped

i tested a new diet but stopped when I got hungry makeout the

yeni bir diyet denedimamabıraktım

yeni bir diyet denedim ama acıktığımda bıraktım makeout acıktığımda makeout

when I got hungry makeout the

when I got hungry makeout the bear and the worm were making

acıktığımda makeout ayı ve solucan ayı yapıyordu

bear and the worm were making

bear and the worm were making out on the pillow

ve solucanyapıyordu

ayı ve solucan yastığın üzerinde sevişiyorlardı yastığın üzerinde

out on the pillow

out on the pillow the bear and the word were

dışarı yastığın üzerinde ayı ve söz ayıydı ve

the bear and the word were

sözayıydı ve

the bear and the word were kissing passionately on the

söz tutkuyla öpüşüyorlardı

kissing passionately on the

kissing passionately on the pillow sell out

öpüşmekte tutkuyla yastıkta tutkuyla öpüşüyorlardı

yastık

pillow sell out

tükendi

pillow sell out I wanted to buy a new computer

yastık tükendi Yeni bir bilgisayar almak istedim

I wanted to buy a new computer

I wanted to buy a new computer but they were all sold out

Yeni bir bilgisayar almak istedim

Yeni bir bilgisayar almak istedim ama hepsi tükendi

but they were all sold out

but they were all sold out I wanted to buy a new computer

amahepsi tükendi

ama hepsi tükendi Almak istedim yeni bir bilgisayar

I wanted to buy a new computer

I wanted to buy a new computer but they had all been sold

yeni bir bilgisayar almak istedim

yeni bir bilgisayar almak istedim ama hepsi satıldı

but they had all been sold

ama

but they had all been sold shell out i shelled out twenty

hepsi satıldı ama

shell out i shelled out twenty

shell out i shelled out twenty bucks for this piece of paper

hepsi tükendi bu kağıt paraya yirmi dolar harcadım

bucks for this piece of paper

bucks for this piece of paper I reluctantly paid twenty

bu kağıt paraya

bu kağıt paraya gönülsüzce yirmi dolar ödedim

I reluctantly paid twenty

I reluctantly paid twenty dollars which i think is way too

gönülsüzce yirmi dolar ödedim

gönülsüzce yirmi dolar ödedim ki bu bence çok fazla

dollars which i think is way too

dolar kibence çokfazla

dollars which i think is way too expensive for this piece of

dolar ki ben düşünmek bu parça için çok pahalı bu parça için

expensive for this piece of

expensive for this piece of paper tune out

pahalı bu kağıt parçası için pahalı kağıttan vazgeç

paper tune out

paper tune out I like to tune out the world

kağıttan vazgeç dünyayı görmezden gelmeyi seviyorum

I like to tune out the world

I like to tune out the world with music when I get stressed I

dünyayı görmezden gelmeyi seviyorum strese girdiğimde

with music when I get stressed I

müzik, strese

with music when I get stressed I like to ignore or not pay

girdiğimde müzikle, strese girdiğimde müzikle.

like to ignore or not pay

like to ignore or not pay attention to the world with

attention to the world with

attention to the world with music when I get stressed reach

stresli olduğumda müzikle dünya

music when I get stressed reach

music when I get stressed reach out to I reached out to friends

Stresli olduğumda müziğe ulaşın Stresli olduğumda müziğe ulaşın

out to I reached out to friends

out to I reached out to friends and family

and family

and family when I needed money I contacted

paraya ihtiyacım olduğunda iletişime geçtim Paraya

when I needed money I contacted

when I needed money I contacted and asked for help from friends

ihtiyacım olduğunda iletişime geçtim Paraya ihtiyacım olduğunda iletişime geçtim ve arkadaşlarımdan yardım istedim

and asked for help from friends

and asked for help from friends and family when I needed money

ve arkadaşlarımdan yardım istedim

ve paraya ihtiyacım olduğunda arkadaşlarımdan ve ailemden yardım istedim

and family when I needed money

and family when I needed money would you like to make out with

ve paraya ihtiyacım olduğunda ve ailemden paraya ihtiyacın var sevişmek ister misin

would you like to make out with

would you like to make out with a bear

sevişmek ister misin bir ayıyla

sevişmek ister misin ayıyla

a bear

a bear no but they're so cute

hayır ama çok tatlılar

no but they're so cute

no but they're so cute do think about trying it out

hayır amaçoktatlılar

hayır ama çok tatlılar denemeyi düşün denemeyi düşün bir gün denemeyi düşün

do think about trying it out

do think about trying it out someday up think of increasing

bir gün yükselmeyi düşün bir

someday up think of increasing

günartırmayı düşün yukarı artırmayı veya bir şeye

someday up think of increasing or arriving at something warm up

varmayı düşün ısınmak

or arriving at something warm up

or arriving at something warm up to

veya bir şeye varmak ısınmak

veya sıcak bir şeye varmak şimdiye kadar köpek balıklarıyla yüzme

to

to I've been warming up to the idea

fikrine ısındım

I've been warming up to the idea

I've been warming up to the idea of swimming with sharks

köpek balıklarıyla yüzme fikrine ısındım

of swimming with sharks

of swimming with sharks I've been slowly accepting and

köpek

balıklarıyla yüzme fikrine ısındım yavaş yavaş kabulleniyorum ve Yavaş yavaş

I've been slowly accepting and

I've been slowly accepting and embracing the idea of swimming

kabulleniyorum ve

yüzme fikrini benimsiyorum, yüzme

embracing the idea of swimming

fikrini benimsiyorum, yüzme fikrini benimsiyorum, köpekbalıklarıyla

embracing the idea of swimming with sharks come up with

yüzme fikrini kucaklıyorum

with sharks come up with

with sharks come up with I came up with a solution to the

I came up with a solution to the

I came up with a solution to the problem

birçözüm buldum

soruna bir çözüm buldum sorun soruna

problem

problem I thought of a solution to the

bir çözüm düşündüm soruna

I thought of a solution to the

I thought of a solution to the problem

bir çözüm düşündüm soruna bir çözüm düşündüm sorun sorun

problem

problem pop up when problems pop up

ortaya çıktığında sorun ortaya çıkıyor

pop up when problems pop up

pop up when problems pop up you just need to solve them when

problemler ortaya çıktığında açılır problemler ortaya çıktığında açılır

sadece çözmeniz gerektiğinde çözmeniz gerekir

you just need to solve them when

you just need to solve them when problems appear unexpectedly

problemler beklenmedik bir şekilde ortaya çıktığında çözmeniz gerekir

problems appear unexpectedly

problems appear unexpectedly you just need to solve them

problemler beklenmedik bir şekilde ortaya çıkar problemler beklenmedik bir şekilde ortaya çıkar sadece onları çözmeniz gerekir

you just need to solve them

you just need to solve them windup

siz sadece onları çözmeniz gerekiyor, sadece çözmeniz gerekiyor

bitiriyorum bitiriyorum bitiriyorum

windup

windup I wound up losing all my money

tüm paramı

I wound up losing all my money

I wound up losing all my money at the casino

kaybediyorum tüm paramı

kaybediyorum kumarhanedeki tüm paramı kaybediyorum

at the casino

kumarhanede

at the casino the final result was that I lost

kumarhanede kumarhanede nihai sonuç şuydu:

the final result was that I lost

the final result was that I lost all my money at the casino

nihai sonucu kaybettim,

nihai sonucu kaybettim, kumarhanedeki tüm paramı kumarhanedeki tüm paramı kaybettim kumarhanedeki

all my money at the casino

all my money at the casino stay up on I like to stay up on

tüm param ayakta kal Ayakta kalmayı severim uyanık

stay up on I like to stay up on

stay up on I like to stay up on world news

kalmayı severim güncel

kalmayı seviyorum dünya

world news

world news I like to always know the latest

I like to always know the latest

I like to always know the latest world news wrap-up

world news wrap-up

world news wrap-up it's time to wrap up this

haberlerini takip etmeyi seviyorum

-up, bunu bitirmenin zamanı geldi, bunu

it's time to wrap up this

it's time to wrap up this introduction to phrasal verbs

bitirmenin zamanı geldi,

bu işi bitirmenin zamanı geldi öbek fiillere

introduction to phrasal verbs

introduction to phrasal verbs and see some in a story

girişöbekfiillere

giriş öbek fiillere giriş ve bazılarını bir hikayede görün ve

and see some in a story

bazılarını bir hikayede görün

and see some in a story it's time to conclude this

ve bazılarını bir hikayede görün bunu bitirmenin zamanı geldi bunu bitirmenin

it's time to conclude this

zamanı geldi bu işi bitirmenin

it's time to conclude this introduction to phrasal verbs

zamanı geldi öbek fiillere giriş öbek fiillere

introduction to phrasal verbs

introduction to phrasal verbs and see some in a story

giriş öbek fiillere giriş ve bazılarını bir hikayede görün ve

and see some in a story

bazılarınıbirhikayede görün

and see some in a story you can think of an idea or you

ve bazılarını bir hikayede görün aklınıza gelebilecek bir fikir ya da sen

you can think of an idea or you

you can think of an idea or you can what

bir fikir düşünebilirsinya da sen

bir fikir düşünebilirsin ya da yapabilirsin ne

can what

olabilir ne evet

can what yes you can come up with an idea

yes you can come up with an idea

yes you can come up with an idea and when a good idea pops up in

bir fikir bulabilirsin

evet bir fikir bulabilirsin evet bir fikir bulabilirsin ve aklına iyi bir fikir geldiğinde

and when a good idea pops up in

ve

and when a good idea pops up in your mind

your mind

aklına iyi bir fikir geldiğinde ve aklına iyi bir fikir geldiğinde

your mind be sure to write it down now

zihninde mutlaka yaz onu şimdi

be sure to write it down now

be sure to write it down now listen to a short story with

mutlaka yaz mutlaka yaz

şimdi mutlaka yaz bir kısa hikayeyi birlikte dinleyin

listen to a short story with

bir kısa hikayeyi birlikte

listen to a short story with some more advanced formal

dinleyin biraz daha gelişmiş biçimsel

some more advanced formal

some more advanced formal sounding verbs

biraz daha gelişmişbiçimsel

biraz daha gelişmiş biçimsel sesli fiiller seslendirme

sounding verbs

sounding verbs throughout history people have

fiilleri tarih boyunca insanların tarih

throughout history people have

throughout history people have created an array of interesting

boyunca sahip olduğu insanların tarih boyunca insanların yarattığı bir ilginç bir dizi ilginç

created an array of interesting

bir dizi ilginç

created an array of interesting societies the culture of each

yarattı bir dizi ilginç toplumlar her toplumun kültürü her

societies the culture of each

societies the culture of each society is composed of elements

toplumun kültürü her toplumun kültürü unsurlardan oluşur toplum

society is composed of elements

society is composed of elements like religion language and dress

unsurlardan oluşur

toplum din gibi unsurlardan oluşur dil ve din

like religion language and dress

gibi giyim

like religion language and dress the foundation of every society

din gibi dil ve kılık kıyafet Her toplumun temeli

the foundation of every society

her toplumun temeli

the foundation of every society is its climate and environment

her toplumun temeli iklimi ve çevresi iklimidir ve çevre

is its climate and environment

is its climate and environment some groups of people raise

iklimi ve çevresidir bazı insan grupları bazı insan gruplarını yetiştirir

some groups of people raise

some groups of people raise their children in lush jungles

bazı insan gruplarını yükseltir insanların yüzdesi çocuklarını yemyeşil ormanlarda yetiştiriyor,

their children in lush jungles

çocuklarını yemyeşil ormanlarda yetiştiriyor,

their children in lush jungles while others live difficult

diğerleri zor yaşıyor, diğerleri

while others live difficult

zor yaşıyor,

while others live difficult lives in harsh deserts different

diğerleri sert çöllerde zor hayatlar yaşıyor,

lives in harsh deserts different

lives in harsh deserts different environments contribute to the

sert çöllerde farklı hayatlar,

sert çöllerde farklı hayatlar, farklı ortamlar çevrelere katkıda bulunuyor

environments contribute to the

ortamlara katkıda bulunun

environments contribute to the development of diverse

development of diverse

çeşitli gelişimin gelişimine katkıda bulunun

development of diverse lifestyles and housing homes

farklı yaşam

lifestyles and housing homes

tarzlarının ve konut

lifestyles and housing homes range from gigantic skyscrapers

evlerinin farklı gelişiminin gelişimi

range from gigantic skyscrapers

range from gigantic skyscrapers - portable structures you can

- portable structures you can

- portable structures you can disassemble in some locations

- bazı yerlerde demonte edebileceğiniz, bazı yerlerde demonte edebileceğiniz portatif yapılar,

disassemble in some locations

disassemble in some locations you can even survive and a

bazı yerlerde hayatta kalabilirsiniz ve

you can even survive and a

you can even survive and a minimally acceptable level with

hattahayatta kalabilirsinizve

hatta hayatta kalabilirsiniz ve asgari düzeyde kabul edilebilir seviyede,

minimally acceptable level with

minimally acceptable level with building materials as simple as

yapı malzemeleri ile asgari düzeyde kabul edilebilir seviyede

building materials as simple as

building materials as simple as sticks and leaves beyond

yapı malzemeleri kadar basit

yapı malzemeleri kadar basit çubuk ve yaprak kadar basit çubukların

sticks and leaves beyond

ve yaprakların ötesinde

sticks and leaves beyond providing food animals are one

çubuk ve yaprakların ötesinde yemek sağlamanın ötesinde

providing food animals are one

providing food animals are one of the biggest sources of the

hayvanlar da yemek sağlamanın da ötesinde

hayvanlar da yemek sağlamanın da ötesinde

of the biggest sources of the

of the biggest sources of the cultures art clothing and

Kültürlerin en büyük kaynaklarından biri olan kültürler sanat giyim ve

cultures art clothing and

kültürler sanat giyim ve

cultures art clothing and transportation people have

kültürler sanat giyim ve ulaşım insanların ulaşımı insanların ulaşımı insanların bir

transportation people have

transportation people have traveled from place to place in

yerden bir yere seyahat etmeleri

traveled from place to place in

traveled from place to place in boats made from animal bones and

hayvandan yapılmış teknelerde bir yerden bir yere seyahat etmeleri

boats made from animal bones and

hayvan kemiklerinden yapılan kemiklerve tekneler ve

boats made from animal bones and skins

skins

hayvan kemiklerive derilerinden yapılan tekneler deriler hayvanlara

skins they also ride animals and use

binerler ve kullanırlar ayrıca hayvanlara

they also ride animals and use

they also ride animals and use them to power vehicles

binerlerve kullanırlar ayrıca hayvanlara binerler

ve onları araçlara güç sağlamak için kullanırlar

them to power vehicles

them to power vehicles continued human progress depends

onları araçlara güç sağlamak için

onları araçlara güç sağlamak için kullanırlar devam eden insani ilerleme

continued human progress depends

continued human progress depends on the further advancement of

sürekliinsaniilerlemeyebağlıdır

sürekli insani ilerlemeye bağlıdır daha fazla ilerlemeye bağlıdır

on the further advancement of

on the further advancement of Technology the basic tools and

teknolojinin daha fazla ilerlemesine bağlıdır

Technology the basic tools and

Technology the basic tools and writing systems of the past have

writing systems of the past have

writing systems of the past have been replaced by the

geçmişin yazı sistemleri yerini aldı yerini aldı yerini günümüzün süper bilgisayarlarına bıraktı

been replaced by the

been replaced by the supercomputers of the present

günümüzün süper bilgisayarları gelecek

supercomputers of the present

supercomputers of the present future generations will surely

nesillerin süper bilgisayarları gelecek nesiller kesinlikle

future generations will surely

future generations will surely give even more miraculous

verecek gelecek nesiller kesinlikle daha da mucizevi şeyler

give even more miraculous

give even more miraculous innovations to subsequent

verecekler mucizevi daha da

mucizevi yenilikler verir müteakip yeniliklere sonraki

innovations to subsequent

innovations to subsequent generations we may look

yeniliklere sonraki nesillere bakabiliriz nesillere bakabiliriz

generations we may look

generations we may look different and tend to prefer our

farklı görünebilir ve farklımızı tercih etme eğiliminde olabilir ve

different and tend to prefer our

different and tend to prefer our own comfortable cultures but

farklımızı tercih etme eğiliminde olabilir ve kendi rahat kültürümüzü tercih etme eğiliminde olabiliriz ama

own comfortable cultures but

own comfortable cultures but we're all still human

kendi rahatımız kültürlerama

rahat kültürlerimiz var ama hepimiz hala insanız hepimiz

we're all still human

we're all still human when we realize just how similar

hala insanız ne kadar benzer olduğumuzu fark ettiğimizde ne kadar

when we realize just how similar

when we realize just how similar we are

benzer olduğumuzu fark ettiğimizde

ne kadar benzer olduğumuzu fark ettiğimizde hepimiz hala

we are

we are we will accomplish truly create

insanız gerçekten başaracağız gerçekten yaratacağız gerçekten başaracağız gerçekten

we will accomplish truly create

we will accomplish truly create things now i'll replace the more

bir şeyler yaratacağız şimdi daha fazla

things now i'll replace the more

things now i'll replace the more advanced verbs with phrasal

şeyi değiştireceğim şimdi dahafazla şeyi değiştireceğim şimdi

daha gelişmiş fiilleri deyimsel

advanced verbs with phrasal

gelişmiş fiillerle değiştireceğim deyimsel

advanced verbs with phrasal verbs in this version of the

gelişmiş fiillerle deyimsel gelişmiş fiillerle değiştireceğim fiillerin bu versiyonunda fiillerin bu versiyonunda fiillerin bu versiyonunda hikayenin

verbs in this version of the

verbs in this version of the story

bu versiyonunda hikaye

story

story listen carefully and allow your

hikayesi dikkatlice dinleyin ve

listen carefully and allow your

listen carefully and allow your brain to understand the meanings

dikkatlice dinlemenize izin verinve

dikkatlice dinlemenize izin verin ve beyninizin anlamları anlamasına izin verin beyninizin anlamları

brain to understand the meanings

brain to understand the meanings of each phrasal verb naturally

anlaması için beyninizin anlamları anlaması için her deyimsel fiilin doğal olarak

of each phrasal verb naturally

of each phrasal verb naturally throughout history people have

her deyimsel fiilindoğal olarak

her deyimsel fiilin doğal olarak tarih boyunca insanların sahip olduğu tarih boyunca insanların sahip olduğu

throughout history people have

throughout history people have brought forth an array of

tarih boyunca insanlar bir dizi ortaya çıkardılar bir dizi ortaya çıkardılar

brought forth an array of

brought forth an array of interesting societies the

bir dizi ortaya

çıkardılar bir dizi ilginç toplumlar

interesting societies the

ilginç toplumlar

interesting societies the culture of each society is made

ilginç toplumlar her toplumun kültürü yapılır her

culture of each society is made

toplumun kültürüyapılır her

culture of each society is made up of elements like religion

toplumun kültürü din gibi unsurlardan oluşur din

up of elements like religion

up of elements like religion language and dress the

gibi unsurlardan oluşur

din dil gibi unsurlardan oluşur ve dili giydirir

language and dress the

ve

language and dress the foundation of every society is

dili giydirir ve her toplumun temelidir

foundation of every society is

her toplumun temelidir her

foundation of every society is its climate and environment

toplumun temelidir iklimi ve çevresi

its climate and environment

its climate and environment some groups of people bring up

iklimi ve çevresi

iklimi ve çevresi bazı insanlar

some groups of people bring up

bazı gruplaryetiştirir bazı insanlar gruplar

some groups of people bring up children in lush jungles while

çocukları yemyeşil ormanlarda yetiştirir

children in lush jungles while

çocuklar yemyeşil ormanlarda

children in lush jungles while others

others

others eek out livings in harsh deserts

çocuklar yemyeşil ormanlardayaşarken diğerleri

sert çöllerde canlılar çıkarırken sert çöllerde

eek out livings in harsh deserts

canlılar çıkarırlar

eek out livings in harsh deserts different environments lead to

farklı ortamlar farklı ortamlara yol açar

different environments lead to

different environments lead to the development of diverse

farklı

ortamlara yol açar farklı ortamların gelişmesine yol açar çeşitliliğin gelişimine yol açar

the development of diverse

the development of diverse lifestyles and housing homes

çeşitli yaşam tarzları ve konutlar yaşam tarzları ve konutlar yaşam tarzları

lifestyles and housing homes

lifestyles and housing homes range from gigantic skyscrapers

ve konutlar devasa gökdelenlerden

range from gigantic skyscrapers

range from gigantic skyscrapers - portable structures you can

devasa gökdelenlere kadar çeşitlilik gösterir - yapabileceğiniz taşınabilir yapılar -

- portable structures you can

yapabileceğiniz

- portable structures you can take apart

taşınabilir yapılar - parçalarına ayırabileceğiniz taşınabilir yapılar

take apart

take apart in some locations you can even

bazı yerlerde parçalarına ayırabilirsiniz hatta

in some locations you can even

in some locations you can even get by with building materials

bazı yerlerdeyapabilirsin hatta

bazı yerlerde bile idare edebilirsin yapı malzemeleriyle idare edebilirsin yapı

get by with building materials

get by with building materials as simple as sticks and leaves

malzemeleriyle idare edebilirsin Çubuk kadar

basit ve yaprak kadar basit yapı malzemeleriyle ve

as simple as sticks and leaves

as simple as sticks and leaves beyond providing food animals

çubuk ve yaprak kadar basit yapraklar yiyecek sağlamanın ötesinde hayvanlar yemek sağlamanın

beyond providing food animals

ötesinde hayvanlar beslenmenin ötesinde

beyond providing food animals are one of the biggest sources

hayvanlar en büyük kaynaklardan biridir en

are one of the biggest sources

büyük kaynaklardan biridir

are one of the biggest sources of the cultures art clothing and

kültürlerin en büyük kaynaklarından biridir sanat giyim ve

of the cultures art clothing and

kültürlerinsanat giyimve

of the cultures art clothing and transportation people have

kültürlerin sanat giyim ve ulaşım insanların sahip olduğu

transportation people have

transportation people have gotten around in boats made from

ulaşım insanlar

ulaşım var insanlar hayvan kemiklerinden

gotten around in boats made from

gotten around in boats made from animal bones and scans

yapılmış teknelerde dolaşıp dolaşıyorlar ve

animal bones and scans

animal bones and scans they also ride animals and use

hayvan kemiklerini tarıyorlar ve

hayvan kemiklerini tarıyorlar ve tarıyorlar ayrıca hayvanlara biniyorlar ve kullanıyorlar

they also ride animals and use

they also ride animals and use them to power vehicles continued

hayvanlara da biniyorlarve

kullanıyorlar ayrıca hayvanlara biniyorlar ve bunları araçlara güç sağlamak için kullanmak Devam etti araçlara

them to power vehicles continued

güç sağlamak için devam etti

them to power vehicles continued human progress hinges upon the

araçlara güç sağlamak için devam etti insanlığın ilerlemesi

human progress hinges upon the

human progress hinges upon the further advancement of

insanlığın ilerlemesine bağlıdır insanlığın

ilerlemesi daha fazla ilerlemenin daha fazla

further advancement of

further advancement of Technology the basic tools and

ilerlemesine bağlıdır Teknolojinin daha da ilerlemesi temel araçlar ve

Technology the basic tools and

Technology the basic tools and writing systems of the past have

Teknolojitemel araçlar ve

Teknoloji geçmişin temel araçları ve yazı sistemleri geçmişin

writing systems of the past have

writing systems of the past have given way to the supercomputers

yazı sistemlerine sahip

geçmişin yazı sistemleri yerini süper bilgisayarlara bıraktı yerini süper

given way to the supercomputers

given way to the supercomputers of the present future

bilgisayarlara bıraktı yerini

bugünün geleceğinin süper bilgisayarlarına bıraktı

of the present future

of the present future generations will surely pass

bugünün geleceğinin gelecek nesiller mutlaka

generations will surely pass

generations will surely pass down even more miraculous

nesiller geçecek nesiller mutlaka geçecek

nesiller daha da mucizevi daha mucizevi daha da

down even more miraculous

down even more miraculous innovations we may look

mucizevi yeniliklere bakabiliriz yeniliklere bakabiliriz

innovations we may look

innovations we may look different and tend to cling to

yeniliklere farklı görünebilir ve

different and tend to cling to

farklı görünebilirvefarklılara tutunma eğiliminde olabiliriz

different and tend to cling to our own comfortable cultures but

ve kendi rahat kültürlerimize tutunma eğilimindeyiz ama

our own comfortable cultures but

our own comfortable cultures but we're all still human

kendi rahat kültürlerimizeama

kendi rahat kültürlerimize ama hepimiz hala insanız

we're all still human

we're all still human when we figure out just how

hepimiz hala insanız nasıl olduğunu anladığımızda hepimiz hala insanız

when we figure out just how

when we figure out just how similar we are

nasıl olduğunu anladığımızda

ne kadar benzer olduğumuzu anladığımızda benzeriz gerçekten harika

similar we are

similar we are we will accomplish truly great

başaracağız gerçekten harika şeyler

we will accomplish truly great

we will accomplish truly great things listen for these words in

başaracağız

gerçekten harika şeyler başaracağız şeylerde bu kelimeleri

things listen for these words in

things listen for these words in your daily life

dinle şeylerde bu kelimeleri

dinle günlük hayatında bu kelimeleri dinle

your daily life

your daily life keep practicing and have a great

günlük hayatını yaşa

günlük hayatın pratik yapmaya devam et ve harika bir gün geçir

keep practicing and have a great

pratik yapmaya devam et ve harika bir şekilde

keep practicing and have a great day

pratik yapmaya devam et ve harika bir gün geçir