How to Express Time / English Addict - 48 - LIVE Lesson/ Friday 6th March 2020 / time on your hands

look at that that is the view right now out of my studio window it is a glorious

stüdyomun penceresinden görünen manzara bu İngiltere'de harika bir

day in the UK and perhaps also you can hear the sound of the birds nature is

gün ve belki de kuşların sesini duyabilirsiniz doğa

waking up spring is on its way welcome everyone here we go again it's

uyanıyor bahar geliyor herkese hoşgeldiniz yine başlıyoruz bu

another live stream it's English addict live from the birthplace of the English

başka canlı yayın İngilizce bağımlısı İngilizcenin doğum yeri olan İngiltere'den canlı yayın

language which just happens to be England

hmm mr. Duncan you are late again I'm sorry I'm late I always have something

hmm mr. Duncan yine geç kaldın kusura bakma geç kaldım her zaman yapacak bir şeyim olur

to do this is the problem even when I'm preparing my live streams

canlı yayınlarımı hazırlarken bile sorun bu

there is always something that needs doing whatever it is it must be done so

quite often before my live stream begins I normally have a lot of things to do so

canlı yayınım başlıyor normalde yapacak çok işim var bu yüzden

please excuse me if sometimes I am a little bit late hi everybody this is mr.

bazen biraz geç olabiliyorsam kusura bakmayın millet merhaba ben mr.

Duncan in England how are you today are you okay I hope so are you happy are you

Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin umarım mutlusundur mutlu musun bu hafta

happy you should be feeling very happy this week because you have had me one

çok mutlu olmalısın çünkü beni bir

extra time yes did you see yesterday I was live outside I was doing a

kez daha gördün mü evet dün gördün mü dışarıda canlı yayındaydım yaşadığım

livestream from the middle of the place in which I live and for those who missed

yerin tam ortası ve özleyenler merak

it well don't worry everyone you can watch it again so here I am you can see

etmesin herkes tekrar izleyebilir işte ben buradayım

it here on the screen right now so there I was yesterday live in the center of

şu an ekranda görebilirsiniz yani dün oradaydım merkezde canlı yayında

much Wenlock doing a livestream and I was broadcasting live from the square

Wenlock çok fazla canlı yayın yapıyordu ve ben meydandan canlı yayın yapıyordum

the main square in the centre of where I live and there you can see I have some

yaşadığım yerin merkezindeki ana meydan ve orada görebilirsiniz biraz

food Oh can I just say that that cake was delicious a mint chocolate brownie

yemeğim var Oh sadece o pastanın çok lezzetli olduğunu söyleyebilir miyim bir naneli çikolatalı kek

that's what I had yesterday and also I had a cup of coffee as well as you can

benim sahip olduğum şey buydu dün ve ayrıca elimde gördüğünüz gibi bir fincan kahve içtim ve dün

see in my hand so I was out in the public yesterday talking of which that

toplum içinde konuşurken bundan bahsediyordum ki dün

is what I was talking about yesterday so on my livestream yesterday the thing you

bahsettiğim şey bu yüzden dünkü canlı yayınımda

can see on the screen right now was all about public being in the public

ekranda görebileceğiniz şey şu an halka

in a public place and oh can you see behind me can you see those two people

açık bir yerde halka açık olmakla ilgiliydi ve ah arkamı görebiliyor musun arkamdaki o iki kişiyi görebiliyor musun beni

behind me they are watching me they are very curious they are wondering what is

izliyorlar çok merak ediyorlar

that strange man doing he's standing on his own talking into his phone it looks

o garip adamın ne yaptığını merak ediyorlar. kendi telefonuna konuşurken

as if he's filming himself now those people behind me can you see them maybe

kendini filme alıyor sanki şu an arkamdakiler onları görebilir misin belki

we can get a little closer can we get a little closer there here we go

biraz daha yakınlaşabiliriz biraz daha yakınlaşabiliriz işte başlıyoruz

so can you see them they are very interested in what I'm doing

yani onları görebiliyormusun çok ilgileniyorlar neyle ilgileniyorlar evet yapıyorum

yes I can see you looking at me wondering what I'm doing

ne yaptığımı merak ederek bana baktığını görebiliyorum

nosy people so a lot of people did yesterday they stopped to watch what I

meraklı insanlar bu yüzden dün birçok insan ne

was doing they were very curious to find out what was going on in the place in

yaptığımı izlemek için durdular orada neler olup bittiğini çok merak ettiler

which they lived because there was a strange man standing on the street

yaşadılar çünkü sokağın köşesinde duran garip bir adam vardı

corner but don't worry it was only me it was only me it's all right don't be

ama merak etmeyin sadece bendim sadece bendim tamam korkma bu

afraid by the way my name is mr. Duncan I teach English on YouTube and I've been

arada benim adım bey. Duncan, YouTube'da İngilizce öğretiyorum ve

doing this for ever such a long time can you guess how long I've been doing this

bunu çok uzun zamandır yapıyorum, bunu ne kadar süredir yaptığımı tahmin edebilir misiniz, bunu ilk yapmaya

for well I will give you a clue when I first started doing this YouTube was

başladığımda size bir ipucu vereceğim YouTube

just a little baby so my channel on YouTube is almost as old as YouTube

sadece küçük bir bebekti yani YouTube'daki kanalım neredeyse YouTube kadar eski,

itself so here we go again oh yes despite all the problems in the

işte yine başlıyoruz oh evet dünyadaki tüm sorunlara rağmen şu anda gezegende olan

world despite all the terrible things that are happening on the planet right

tüm korkunç şeylere rağmen

now and I think we know what they are we have made it all the way to the end of

ve sanırım bunların ne olduğunu biliyoruz. Ta ki

another week the weekend is just around the corner

bir haftanın daha sonuna kadar hafta sonu yaklaşıyor

yes it's Friday

evet bugün Cuma oldu evet bir

we have made it yes all away to the end of another week

haftanın daha sonuna kadar

once more we have managed not to blow the planet hope would you like to see

bir kez daha gezegeni havaya uçurmamayı başardık umarım başka bir hafta görmek ister misiniz

another lovely view outside my window okay here we go

penceremin dışındaki güzel manzara tamam işte başlıyoruz ah şuna bak

oh look at that so there already as if we needed reminding that spring is on

orada zaten sanki baharın geldiğini hatırlatmaya ihtiyacımız varmış gibi bahçedeki

its way you can see there is lots of cherry blossom coming out on the trees

ağaçlarda bir sürü kiraz çiçeği çıktığını görebilirsin

in the garden as well shall we have the the nature sound so this is the sound

doğa sesi yani bu

right now outside my window this is live

şu anda penceremin dışındaki ses bu canlı

I can hear an aeroplane going over but also I can hear some birds in the

bir uçağın geçtiğini duyabiliyorum ama aynı zamanda uzaktan bazı kuşları da duyabiliyorum

distance and they sound very happy indeed isn't that lovely so I don't know

ve çok mutlu geliyorlar gerçekten o kadar güzel değil mi yani bilmiyorum

why the weather is so nice but apparently over the next few days it's

hava neden bu kadar güzel ama görünüşe göre önümüzdeki birkaç gün içinde

going to get really horrible again apparently next week it's going to be

tekrar gerçekten korkunç olacak görünüşe göre haftaya

very cold it's going to be very wet and very windy again so I hope you are well

çok soğuk olacak yine çok yağışlı ve çok rüzgarlı olacak bu yüzden umarım bugün iyisindir

today oh hello to the live chat hello it's

oh merhaba canlı sohbet merhaba

nice to see you here today congratulations to Connell guess what

bugün sizi burada görmek güzel Connell'i tebrik ediyoruz tahmin edin

Connell you are first on the live chat

Connell canlı sohbette ilk sizsiniz

congratulations and jubilations you are the first one to join my life chat today

tebrikler ve mutluluklar bugün benim hayat sohbetime katılan ilk kişisiniz bugün bana

thank you very much colonel for joining me

katıldığınız için çok teşekkür ederim albay

also all we have Luis Mendez here today watching in France hello to you as well

ayrıca elimizdeki tek şey Luis Mendez bugün Fransa'da izliyorum size de merhaba

also martha poland guadalupe hello guadalupe i made a mistake the other day

martha polonya guadalupe merhaba guadalupe geçen gün bir hata yaptım

i said that guadalupe is a place in well our first of all i said it was in the

guadalupe kuyuda bir yer dedim bizim ilk önce bahamalarda dedim

bahamas but it isn't it's actually the caribbean

ama değilmiş aslında karayipler

so quite a loop is actually a place in the caribbean in fact nearby if i'm not

o kadar güzel bir döngü ki aslında karayiplerde bir yer aslında yakınlarda

mistaken they actually filmed some of the scenes with Johnny Depp in Pirates

yanılmıyorsam aslında Karayip Korsanları'nda Johnny Depp'le bazı sahneleri filme aldılar

of the Caribbean yeah thank you Guadeloupe for joining me

evet bugün bana katıldığınız için teşekkürler Guadeloupe

today also Rolfie hello mr. Duncan and everyone I hope you are having a

ayrıca Rolfie merhaba bay . Duncan ve herkes umarım harika bir

wonderful day my day isn't too bad I will be honest with you I had a lovely

gün geçiriyorsunuzdur, benim günüm o kadar da kötü değil, size karşı dürüst olacağım, dün güzel bir

day yesterday because I was out and about in much Wenlock in the square

gün geçirdim çünkü Wenlock'un çoğunda meydanda

doing a live stream thank you once again to all those who joined me yesterday

canlı yayın yapıyordum, bir kez daha teşekkür ederim dün bana katılan herkese

Meeker is here watching in Japan hello Sally Sally Sally is joining the chit

Meeker burada Japonya'da izliyor merhaba Sally Sally Sally

chat today nice to see you here Anna Kobi is here also Christine earth

bugün sohbete katılıyor sizi burada görmek güzel Anna Kobi de burada Christine earth

hello mr. Duncan you are looking good thank you very much I feel okay to be

merhaba bay. Duncan iyi görünüyorsun çok teşekkür ederim dürüst olmak gerekirse kendimi iyi

honest I feel rather nice I don't know why but whenever the weather is good

hissediyorum oldukça iyi hissediyorum neden bilmiyorum ama ne zaman hava iyiyse

when the Sun is out when everything is looking nice I don't know why I always

güneş çıktığında her şey güzel göründüğünde neden bilmiyorum neden hep

feel better I always feel happier when the weather

hissediyorum daha iyi Hava güzel olduğunda her zaman daha mutlu hissediyorum

is nice when the Sun is out the sun is shining in

Güneş çıktığında güneş gökyüzünde parlıyor

sky and everything is really nice so yes I do feel rather well today Maria Oh

ve her şey gerçekten çok güzel bu yüzden evet bugün oldukça iyi hissediyorum Maria Oh

Maria I am saying hello to Maria also Marina is here mirela lots of em's

Maria Maria'ya merhaba diyorum ayrıca Marina burada mirela bir sürü em's

mirela Maria also marina also yes mean hello Yasmine I don't understand what do

mirela Maria da marina da evet demek merhaba Yasmine Ne demek istediğini anlamıyorum anlamıyorsan anlamıyorsan tahmin et

you mean you don't understand if you don't understand

guess what you can actually have captions on the live stream it's true

canlı yayında aslında ne altyazı olabilir, bu doğru

YouTube now has live captions so if you press this button on your computer

YouTube'da artık canlı altyazı var yani eğer bilgisayarınızın klavyesindeki bu düğmeye basarsanız

keyboard you can actually have live captions so not only can you watch me

canlı alt yazılara sahip olabilirsiniz, yani sadece beni canlı izlemekle kalmaz,

live you can also see what I'm saying live as well isn't it amazing isn't

aynı zamanda canlı olarak ne

technology incredible I must say I think it is

dediğimi de görebilirsiniz.

hello Yasmine for those who are wondering when I'm on you can catch me

merhaba Yasmine ne zaman yayında olduğumu merak edenler için

every Sunday Wednesday and Friday from 2 p.m. UK time so that is when I am on you

her pazar çarşamba ve cuma saat 14: 00'den itibaren bana ulaşabilirsiniz. İngiltere saati yani ben açıkken

can watch me on Sunday Wednesday and Friday and who knows I might also have a

beni pazar çarşamba ve cuma günleri izleyebilirsiniz ve kim bilir dünkü

little surprise livestream like yesterday hello Theo hello also 2

gibi küçük bir sürpriz canlı yayınım olabilir merhaba Theo merhaba ayrıca 2

minutes or menisci hello mr. Duncan welcome

dakika veya menisci merhaba bay. Duncan

welcome to you as well sweetness how are you doing d teacher your dear teacher is

hoşgeldin sana da hoşgeldin tatlım nasılsın d öğretmenim sevgili öğretmenin kendini

feeling okay today not too bad also we have a mitt and Maria again Pedro all

iyi hissediyor bugün çok da kötü değil ayrıca eldivenimiz ve Maria yine Pedro

paid Belmont is here today say hello and

ödedi

maybe goodbye as well hello also to Palmyra Anna Rosso so many

Anna Rosso o kadar çok

people are already with me on the live chat we have a lot of things to talk

insan canlı sohbette benimle zaten bugün konuşacak çok şeyimiz var

about today one of the subjects we'll be discussing

tartışacağımız konulardan biri dün

is something that was brought up yesterday so someone brought up this

gündeme gelen bir şey bu yüzden dün birisi bu

particular subject yesterday so soon we will be talking all about time how to

özel konuyu çok çabuk açtık zamanla

express time in English words connected with time also I will be having a little

ilgili İngilizce kelimelerle zamanın nasıl ifade edileceğinden bahsedeceğim ayrıca küçük bir

contest as well I will be showing some of the times on the clock so there will

yarışma da yapacağım saatin bazı zamanlarını göstereceğim bu yüzden burada

be some times displayed on the clock here in the studio and what I want you

saatte bazı zamanlar gösterilecek stüdyo ve

to tell me is what the time is how to say it in English so we are going to

bana söylemeni istediğim şey saatin kaç olduğunu İngilizce nasıl söyleyeceğim bu yüzden

have a little bit of fun with that later on lots of words connected with time

bununla biraz eğleneceğiz daha sonra zamanla bağlantılı bir sürü kelime

also something else I want to mention I know we live in an age of equality

ayrıca bahsetmek istediğim başka bir şey biliyorum eşitlik çağında yaşıyoruz

fairness everyone has now decided to be kind and nice to each other

adalet herkes artık birbirine karşı nazik ve iyi olmaya karar verdi

well almost however there are people now who are starting to disagree with

neredeyse ama artık

certain words certain words that contain the male gender or the word man for

bazı kelimelere katılmayan insanlar var bazı kelimeler erkek cinsiyetini veya erkek kelimesini içeren bazı kelimeler

example we have man hole can you see that I know it's very tiny but I do have

örneğin bizde var. adam deliği görebiliyor musun, bunun çok küçük olduğunu biliyorum ama benim

a very small man hole so here is the word man hole as you can see the word

çok küçük bir adam deliğim var, yani işte adam deliği kelimesi, gördüğünüz gibi adam deliği kelimesini

man hole has the word man in it it contains the word man so man hole is an

içeriyor, içinde adam kelimesini içeriyor, man kelimesini içeriyor, yani adam deliği

opening in the ground normally used to hide drains or sewage

normalde drenajları veya kanalizasyonu gizlemek için kullanılan yerdeki bir açıklık

or maybe the opening to a utility area so something that you have to access

veya belki bir hizmet alanına açılan açıklık, yani erişmeniz gereken yer altı bir şey,

that is underground you normally have a manhole so these days people are saying

normalde bir rögar deliğiniz vardır, bu nedenle bu günlerde insanlar

mr. Duncan and everyone else on planet earth maybe you shouldn't be saying

bay diyor. Duncan ve dünya gezegenindeki diğer herkes belki artık

manhole anymore perhaps we should have a new word instead of manhole what do you

rögar dememelisiniz belki de rögar yerine yeni bir kelime bulmalıyız sizce

think another one is mankind so when we talk about humanity when we talk about

bir diğeri insanlık mı yani insanlık hakkında konuştuğumuzda insanlardan

people human beings Homo sapiens we talk about mankind so everything that happens

insanlar Homo sapiens biz insanlık hakkında konuşuyoruz yani olan her şey

everything that humans do the evolution of humans we often talk about the

insanların yaptığı her şey insanın evrimi hakkında sık sık insanlığın evrimi hakkında konuşuyoruz insanlık insanlığı

evolution of mankind mankind the events that have shaped humanity we often used

şekillendiren olaylar insanoğlu kelimesini sık sık kullanıyoruz

the word mankind so again another word that perhaps we could change to

yani yine başka bir kelime belki

something else what about people kind or person kind here's another one if I can

başka bir şeye çevirebiliriz ne hakkında nazik insanlar veya nazik insanlar işte bir tane daha

get it out of my hand oh here's another one

elimden alabilirsem oh işte bir

man hours so we have man hours man hours this relates to the number of hours that

adam saat daha yani bizde adam saat adam saat var bu

a person has worked or the amount of time it will take to do something so

bir kişinin çalıştığı saat sayısıyla veya çalışacağı süreyle ilgilidir bir şeyi yapmak için

when we say man hours we are actually saying how long something will take or

adam saat dediğimizde aslında bir şeyin ne kadar süreceğini veya bir şeyin yapılması

how many hours it will require for something to be done so how many man

için kaç saat gerekeceğini söylüyoruz yani

hours will it take to build that wall how many man hours so once again we are

o duvarı inşa etmek kaç adam saat sürecek yani bir kez daha biz

using the word man in a phrase or word so man hours how

adam kelimesini bir cümlede veya kelimede kullanıyorlar, yani adam saat o duvarı

many man-hours will it take to build that wall how many man-hours will it

inşa etmek kaç adam-saat alacak o şeyi yapmak için kaç adam-saat

require to do that thing man-hours so the amount of time taken or the amount

gerekecek adam-saat yani harcanan zaman miktarı veya miktarı bir

of time it will take to do something oh here's another one

şeyi yapmak zaman alacak oh işte başka bir

manpower manpower so we have man-hours and also manpower so manpower just

insan gücü insan gücü yani adam-saatlerimiz ve ayrıca insan gücümüz var yani insan gücü sadece bir

relates to the number of people required to do something maybe you need more

şeyi yapmak için gereken insan sayısıyla ilgilidir belki daha fazla

manpower it means you need more people to do something so you can see once

insan gücüne ihtiyacınız vardır, bu bir şeyi yapmak için daha fazla insana ihtiyacınız olduğu anlamına gelir yani bir kez

again we are using the word manner but is it is it a good thing or a bad thing

daha tarz kelimesini kullandığımızı görebilirsiniz ama bu iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi

manpower manpower you need something Derner maybe something that takes a lot

insan gücü insan gücü bir şeye ihtiyacınız var Derner belki çok

of effort or work we often say manpower we need more manpower

çaba veya çalışma gerektiren bir şey sık sık insan gücü diyoruz daha fazla insan gücüne ihtiyacımız var daha

we need more people to help then we have manhandle oh hello man handle a man

fazlasına ihtiyacımız var insanlar yardım edecek o zaman manhandle'ımız var oh merhaba manhandle a

handle or to manhandle something because this is actually a verb you are using

manhandle veya to to bir şey çünkü bu aslında bir fiil

this as a verb so man handle means to push someone or to shove a person so if

çünkü bunu bir fiil olarak kullanıyorsunuz bu yüzden man handle birini itmek veya bir kişiyi itmek anlamına gelir yani eğer

you are pushing a person around if you are pushing them around maybe you are

bir kişiyi itiyorsanız etrafta itiyorsan belki

hitting them with your elbow or you are shaking them with your hands to shake a

dirseğinle vuruyorsun ya da ellerinle sallıyorsun bir

person is to manhandle someone perhaps you are putting someone into a car by

insanı sallamak birine kabadayılık yapmaktır belki birini zorla arabaya bindiriyorsun

force you are making them get into the car we can say that you are manhandling

arabaya bindiriyorsun biz birine kabaca davranmak için onlara kabaca davrandığınızı söyleyebilirsiniz,

them to treat someone roughly to push a person around is manhandle you

bir insanı kabaca itip kakmak kabaca bir

manhandle something here's another one oh here's an old one if you've ever seen

şeyi zorlamak, işte bir tane daha, işte eski bir tane, eğer Titanic filmini daha önce gördüyseniz,

the film Titanic you might hear this phrase being used

bu ifadenin cankurtaran sandallarında kullanıldığını duyabilirsiniz.

man the lifeboats if you man the lifeboats it means you

cankurtaran sandallarına binin demek

get in to the lifeboats so you are telling everyone to get in to the

cankurtaran sandallarına binin demektir yani herkese

lifeboats the ship is starting to sink

cankurtaran sandallarına binin diyorsunuz gemi batmaya başlıyor

man the lifeboats man the lifeboats it means you want people to get in to the

lifeboats you are using this as a distress call so you use this to tell

bir imdat çağrısı, bu yüzden bunu insanlara gemiyi terk etmelerini söylemek için kullanıyorsunuz,

people to abandon the ship you must man the lifeboats to man

cankurtaran sandallarına adam koymalısınız,

something is to control it to take control of something here's another one

bir şeyi kontrol etmek, bir şeyin kontrolünü ele geçirmektir, işte bir

man-sized so if something is man-sized it means it is larger than it normally

insan boyutunda daha, yani bir şey insan boyutundaysa, bundan daha büyük demektir normalde

is so if something can be described as man-sized it is larger than normal so

öyledir, eğer bir şey erkek boyutunda olarak tanımlanabiliyorsa, normalden daha büyüktür, bu nedenle normalde olduğundan daha büyük

maybe if you buy something that is larger than it normally is we can

bir şey satın alırsanız,

describe it as man-sized something is oversized it is larger than it normally

onu erkek boyutunda olarak tanımlayabiliriz, bir şey büyük bedendir, normalde olduğundan daha büyüktür

is perhaps you buy some man-sized tissues that means that this is larger

erkek boyutunda mendiller satın alıyorsunuz, bu da

than it normally is so we might describe this tissue paper as man-sized if it is

bunun normalde olduğundan daha büyük olduğu anlamına geliyor, bu nedenle bu kağıt mendili erkek boyutunda olarak tanımlayabiliriz, eğer

larger then it normally is if it is bigger than the regular size we can say

daha büyükse, normalde normal boyuttan daha büyükse, normal boyuttadır

that it is man's

diyebiliriz. insanın insan

man-sized something is larger than normal and finally oh we have one more

boyunda bir şey normalden daha büyük ve sonunda oh bir

man-made so something that has been created artificially something that has

insan yapımı daha var yani yapay olarak yaratılmış bir şey

not been created in nature is man-made it is artificial it is not real or maybe

doğada yaratılmamış bir şey insan yapımıdır yapaydır gerçek değildir veya belki de

something that is a copy of a thing from nature so instead of it being natural it

olan bir şeydir bir şeyin doğadan bir kopyası yani doğal olmak yerine

is man-made something that is created by a person something that does not create

insan yapımıdır insan yapımıdır insan tarafından yaratılmıştır yaratmayan

or is not created in nature is man-made you might have man-made leather so

veya doğada yaratılmamış bir şey insan yapımıdır insan yapımı deri olabilir yani

instead of killing animals you can recreate the appearance of animal skin

yerine hayvanları öldürmek yapay olarak hayvan derisinin görünümünü yeniden yaratabilirsiniz

artificially it is man-made I hope you enjoyed that something different to

insan yapımıdır umarım bugünkü canlı yayına başlamak için farklı bir şey beğenmişsinizdir

start off today's livestream don't forget if you like what you see don't

unutmayın gördüklerinizi beğendiyseniz

forget you can like you can like and subscribe like subscribe like subscribe

beğenmeyi unutmayın beğenebilir ve abone olabilirsiniz beğen abone ol abone ol abone ol

thank you very much I do appreciate it we are talking about time I suppose we

çok teşekkür ederim bunu takdir ediyorum zamandan bahsediyoruz sanırım

should also mention shall I mention it ok then I'm going to mention it right

ayrıca bahsetmeliyiz tamam o zaman

now yeah coronavirus yes the situation is getting worse however one man appears

şimdi bahsedeceğim evet koronavirüs evet durum daha da kötüye gidiyor ancak bir adam görünüyor iyi

to have a cure well at least he says he does anyway you may have heard this in

bir tedavi olması için en azından öyle olduğunu söylüyor yine de bunu haberlerde duymuş olabilirsiniz Duyup

the news I'm not sure if you did or maybe you haven't heard about this but

duymadığınızdan emin değilim ama

this particular man his name is Jim Baker

bu özel adamın adı Jim Baker,

he is at La Evangelist he's an evangelist he talks about God he tries

La'da. Evangelist, o bir müjdeci, Tanrı hakkında konuşuyor,

to convert people he gets people to tune into his television show and also he is

insanları dönüştürmeye çalışıyor, insanları televizyon programına izlettiriyor ve ayrıca

also I think he's on the internet now as well

sanırım artık internette de var

however Jim Baker there he is that's him he is an evangelist and he

ama Jim Baker işte o, o bir müjdeci ve o

had a product on his show a few days ago and he was claiming that the product is

Birkaç gün önce şovunda bir ürün vardı ve ürünün

a cure for coronavirus however he has got into trouble because it hasn't been

koronavirüse çare olduğunu iddia ediyordu ancak Amerika Birleşik Devletleri'nde

approved by the Food and Drink Administration the FDA in the United

Gıda ve İçecek İdaresi (FDA) tarafından onaylanmadığı için başı belaya girdi.

States they are the group who has to approve everything before it is sold and

satılmadan önce her şeyi onaylaması gereken grup ve

also if you claim that something can do a certain thing you have to prove it you

ayrıca bir şeyin belirli bir şeyi yapabileceğini iddia ediyorsanız, bunu kanıtlamanız gerekir,

have to tell people you have to give evidence that the thing you are selling

insanlara sattığınız şeyin

can really do what you say it can do so Jim Baker the other day was trying to

gerçekten söylediğinizi yapabileceğine dair kanıt sunmanız gerekir. Jim Baker geçen gün

sell some special medicine $300 by the way the medicine is so it's rather

özel bir ilacı 300$'a satmaya çalışıyordu, bu arada ilaç çok

expensive but apparently there is no scientific proof or that there hasn't

pahalı ama görünüşe göre

been no testing on this particular thing so Jim Baker has got into trouble for

bu özel şey üzerinde herhangi bir test yapılmadığına dair bilimsel bir kanıt yok, bu yüzden Jim Baker bunu yaptı. koronavirüs tedavisi olduğunu iddia ettiğiniz için başınız belaya girdi

claiming to have the cure for coronavirus but what do you think

ama ne düşünüyorsunuz

how are you protecting yourself from the deaded the dreaded coronavirus how are

kendinizi ölü olan korkunç koronavirüsten nasıl koruyorsunuz

you protecting yourself are you taking care of yourself I hope so

kendinizi nasıl koruyorsunuz kendinize bakıyor musunuz umarım

so here we are what time is it oh look at the time it is half past two already

öyledir işte buradayız saat kaç oh bak saat iki buçuk zaten

we are talking about time today and I thought it would be a good idea to have

bugün zamandan bahsediyoruz ve zamanla ilgili gizemli bir deyime sahip olmanın iyi bir fikir olacağını düşündüm bu

a mystery idiom all about time so here it is so this is

yüzden işte bu

my mystery idiom something for you to look at and maybe you can guess what the

benim gizemli deyimim bakman için bir şey ve belki cevabın ne olduğunu tahmin edebilirsin,

answer is so all you have to do is tell me what you see on the screen the

bu yüzden tek yapman gereken ekranda ne gördüğünü bana söylemek

mystery idiom and it is connected with time so there it is today's mystery

gizemli deyim ve zamanla bağlantılı yani işte günümüzün gizemli deyimi

idiom the time mystery idiom it is a well known expression in English but

zaman gizemi deyimi iyi bilinen bir ifade ingilizce ama

what is it what is the mystery idiom I don't know mr. Duncan I hope you will

nedir bilmem gizemli deyim nedir bay Duncan umarım

tell me later on yes I will give you the answer later on don't worry don't fear

bana daha sonra söylersin evet cevabı sana sonra vereceğim merak etme

the answer will be coming later on right now we are going to have a look at one

cevap daha sonra gelecek korkma

of my full English lessons on my YouTube channel and also on my website by the

youtube kanalımda ve ayrıca web sitemde bu

way yes there is a website as well I have my own website I will just quickly

arada evet bir de web sitem var benim kendi web sitem var hemen

put it on the screen so you can see it here it is very briefly my new website

ekrana koyacağım burada göresiniz diye çok kısaca yeni web sitem

is now up and running you can find all of my lessons on my youtube channel and

yayında tüm derslerimi youtube kanalımda ve

also on my new website so there is lots to see on that website and thank you

ayrıca yeni web sitemde bulabilirsiniz, bu nedenle bu web sitesinde görülecek çok şey var ve yeni web sitem hakkındaki

very much for all your lovely comments about my new website thank you very much

tüm güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim çok teşekkür

it's very kind of you to to say all the things you have been saying isn't that

ederim çok naziksiniz söylediğin her şeyin o kadar da

lovely thank you very much for that here we go then talking of my lessons here is

hoş olmadığını söylemek için çok teşekkür ederim bunun için işte başlıyoruz o zaman derslerimden bahsediyorum burada

an excerpt from one of my full English lessons and this is taken from one of my

tam İngilizce derslerimden birinden bir alıntı ve bu benim

well known English series this is episode 14 of full English

iyi bilinen İngilizcelerimden birinden alınmıştır. dizi bu tam İngilizce'nin 14. bölümüdür

and then after that we are going to talk all about time

ve bundan sonra

cows in a field all being good cows in a field chewing the cud to chew the curd

bir tarladaki ineklerin hepsi bir tarlada iyi inekler olmak geviş getirmek lor çiğnemek

as an idiom means to talk about general things in a friendly way or to consider

bir deyim olarak genel şeyler hakkında konuşmak anlamına gelir. yol ya da

something carefully you are chewing the curd

bir şeyi dikkatlice düşünün,

just like this cow

tıpkı bu inek gibi lor çiğniyorsunuz,

these cows seem very friendly don't you think

bu inekler çok arkadaş canlısı görünüyorlar,

can you see what I have on my back it is a very useful thing for carrying stuff

sırtımda ne olduğunu görmüyor musunuz, etrafta bir şeyler taşımak ve onu gezdirmek için çok faydalı bir şey, bu

around and walks him it is a backpack a backpack helps to keep your hands-free

bir sırt çantası bir sırt çantası, şeyleri taşırken ellerinizi serbest tutmanıza yardımcı olur

while carrying things you put stuff in your backpack so you don't have to carry

sırt çantanıza bir şeyler koymak zorunda kalmazsınız,

anything in your hands a backpack can be small and lightweight or it can be very

bir sırt çantası küçük ve hafif olabilir veya çok

large and hold many things hikers often use backpacks so as to allow them to

büyük olabilir ve çoğu zaman yürüyüşçüler için birçok şeyi alabilir aynı anda

carry many items at once safety equipment waterproof clothing

birçok eşyayı taşıyabilmeleri için sırt çantaları kullanın güvenlik ekipmanı su geçirmez giysi

survival gear or even a fold away tent can be carried on your back using a

backpack the most common type of backpack looks like this something not

too large and not too small very convenient for when you have lots of

küçük, çok kullanışlı,

things to carry you can carry a small backpack over both shoulders or just

taşıyacağınız çok şey olduğunda, küçük bir sırt çantasını her iki omzunuza veya

over one some backpacks even have wheels on them so they can be pulled around

birinin üzerine taşıyabilirsiniz, hatta bazı sırt çantalarının tekerlekleri vardır, böylece

like a trolley a backpack can also be called a rucksack

bir el arabası gibi çekilebilir, bir sırt çantasına sırt çantası da denilebilir. söyleyeceğim

you are not going to believe what I'm about to say but say it I will most

şeye inanmayacaklar ama söyleyeceğim

native speakers of English make mistakes while using the language that is to say

anadili İngilizce olan çoğu kişi dili kullanırken, yani

in their day-to-day use of English there are many reasons for this first there is

günlük İngilizce kullanımlarında hatalar yapıyor bunun birçok nedeni var öncelikle

the consideration of the accent being used some English accents clip or alter

kullanılan aksanın dikkate alınmasıdır, bazı İngiliz aksanları kırpılır veya

the way in which English is used this applies to both British and American

İngilizcenin kullanım şeklini değiştirir bu hem İngiliz hem de Amerikan

English speakers the speed at which some people speak English changes the sounds

İngilizcesi konuşanlar için geçerlidir bazı kişilerin İngilizce konuşma hızı,

of certain words if you add accent and speed together then you will get a very

aksan ve hız eklerseniz belirli kelimelerin seslerini değiştirir birlikte o zaman dilbilgisi açısından kulağa çok farklı gelen bir İngilizce versiyonu elde edersiniz.

different sounding version of English from a grammatical point of view

mistakes are often made by native speakers double negatives such as I

hatalar genellikle anadili İngilizce olan kişiler tarafından yapılır. ben

didn't do nothing are common in everyday speech the use of certain words can also

hiçbir şey yapmadım gibi çifte olumsuzluklar günlük konuşmada yaygındır, belirli kelimelerin kullanımı da

lead to mistakes being made confusion between words such as historic and

hatalara yol açabilir tarihi ve tarihsel gibi kelimeler arasında karışıklık yaratıldığında

historical affect and effect allude and allude assume and presume these are just

etki ve etki ima ve ima bunların anadili İngilizce olan kişiler tarafından yapılan yaygın hatalardan yalnızca birkaçı olduğunu varsayalım ve varsayalım

some examples of common mistakes made by native English speakers

then there is the spelling of certain words native English speakers will often

o zaman bazı kelimelerin hecelenmesi vardır anadili İngilizce olanlar genellikle

spell certain words incorrectly good examples of this include amount

bazı kelimeleri yanlış heceler iyi Bunun örnekleri arasında,

fascinate necessary definitely achieve acknowledge success

gerekli olan miktar, kesinlikle başarmak, başarıyı kabul etmek,

imitate familiar scissors and vacuum there are of course many others my point

tanıdık makası ve vakumu taklit etmek, elbette daha birçokları var.

here is that even though a person speaks and uses English as their first language

they will still be prone to making the occasional mistake it would be fair to

say that on a daily basis very few native English speakers get it right all

Günlük bazda anadili İngilizce olanların çok azının her zaman doğru anladığını söylemek adil olur

the time and that includes me it is possible to have time on your hands to

ve buna ben de dahilim, boş vaktin olması mümkün,

have time on your hands means that you have plenty of spare time you are doing

boş vaktin bol olduğu anlamına geliyor.

nothing at the moment you have lots of time on your hands we

şu anda hiçbir şey yapmamak çok fazla zamanın olduğu

can ask a person do you have time to see me could you spare some time for me next

bir kişiye sorabiliriz beni görecek zamanın var mı gelecek hafta bana biraz zaman ayırabilir misin

week when are you free to be free is to have spare time the word spare can also

ne zaman boşsun boş olmak boş zamana sahip olmaktır boş zamana sahip olmak boş olabilir ayrıca

be a verb to spare some time is to make sure you will be free you offer your

biraz zaman ayırmak için bir fiil olmak, özgür olacağından emin olmaktır,

time to someone at a certain time you will be free and available time ticks by

zamanını birine belirli bir zamanda sunarsın, özgür olacaksın ve uygun zaman, onunla

it never stops time marches on the time and the place is when and where to run

asla durmaz, zaman, zaman üzerinde ilerler ve yer ne zaman ve nerededir

out of time is where all things come to an end you are out of time

zamanın tükenmesi, her şeyin sona erdiği yerdir, zamanın tükendi hmm

hmm don't worry don't fear it's okay we haven't run out

merak etme korkma sorun değil

of time yet we still have plenty of time to do lots of things

zamanımız tükenmedi ama hala birçok şey yapmak için bolca zamanımız var

time time time time waits for no man hi everybody I hope you are okay today here

zaman zaman zaman zaman kimseyi beklemez herkese merhaba millet umarım iyisinizdir bugün burada dünyanın birçok yerinde

we are the end of a very hectic week in many parts of the world wherever you are

çok yoğun bir haftanın sonuna geldik şu

watching at the moment can I say a big hello I hope you are well and happy and

anda izliyorsanız büyük bir merhaba diyebilir miyim umarım iyisinizdir ve mutlu ve

I hope you will have a great weekend as well because the weekend is just around

umarım siz de harika bir hafta sonu geçirirsiniz çünkü hafta sonu hemen

the corner are you doing something interesting I hope so

köşede ilginç bir şey yapıyor musunuz? Umarım öyleyse

we are talking all about time today I think we should start now shall we start

bugün tamamen zamandan bahsediyoruz bence şimdi başlamalıyız

talking about time ok it's time to do it let's talk about time shall we let's

zaman hakkında konuşmaya başlayalım mı tamam zamanı bunu yapmak için zaman hakkında konuşalım,

talk all about the past the present and the future it's time to talk about time

geçmiş hakkında konuşalım, şimdi ve gelecek hakkında, zaman hakkında konuşmanın zamanı geldi, bu yüzden

so when we talk about time well what does it mean to you when we say time

zaman hakkında konuştuğumuzda, zaman dediğimizde bu

what does it mean to you well the actual meaning of time and also the origins of

sizin için ne anlama geliyor, bu sizin için ne anlama geliyor? Zamanın gerçek anlamı ve aynı zamanda kökenleri

time are quite interesting for example the word time comes from Germanic and is

oldukça ilginçtir, örneğin, zaman kelimesi Cermen kökenlidir ve

related to the word tide so quite often you might find that tide and time are

gelgit kelimesiyle ilişkilidir, bu nedenle sıklıkla gelgit ve zamanın

related to each other and certainly in the past the way the word time evolved

birbiriyle ilişkili olduğunu ve kesinlikle geçmişte olduğunu görebilirsiniz. zaman kelimesinin evrimleştiği ve

and is connected with tide the sea as it comes in and out time can be expressed

denizin gelgitiyle bağlantılı olduğu yol, gelip giderken, zaman

as a noun and verb we can express time as both a noun and verb so time is the

bir isim ve fiil olarak ifade edilebilir, zamanı hem isim hem de fiil olarak ifade edebiliriz, bu nedenle zaman bir

thing but also we can time something we can see how long something takes to

şeydir ama aynı zamanda yapabileceğimiz bir şeyi de zamanlayabiliriz. bir şeyin ne kadar sürdüğünü gör,

happen so time is the thing but also we can time

yani zaman önemli bir şey ama aynı zamanda biz bir

something you can time it I wanted time you're running I want to see how long it

şeyi zamanlayabiliriz sen de zamanlayabilirsin koştuğun zamanı istedim oradan oraya koşmanın ne kadar sürdüğünü görmek istiyorum

takes for you to run from there to there I am going to time you so we can use the

zamana gidiyorum

word time in more than one way as both a noun and verb as a noun time defines the

hem isim olarak hem de fiil olarak zaman kelimesini birden fazla şekilde kullanabilmemiz için zaman,

indefinite continued process of existence and events in the past present

belirsiz devam eden varoluş sürecini ve geçmişteki şimdiki

and future regarded as a whole so everything that happens around us be it

ve gelecekteki olayları bir bütün olarak ele alarak tanımlar, böylece etrafımızda olup biten her şey o olsun.

in the past the present or the future is time as a noun time defines the

geçmişte şimdiki zaman veya gelecek bir isim olarak zamandır zaman varoluşun ve geçmişteki olayların

indefinite continued progress of existence and events in the past present

belirsiz devam eden ilerlemesini tanımlar ve

and future regarded as a whole so that means everything as everything happens

bir bütün olarak kabul edilir, yani her şey anlamına gelir çünkü her şey

not just here not just on this planet but also in the solar system in the

sadece burada değil sadece bu gezegende değil, aynı zamanda güneş sisteminde

galaxy in the universe time is everything also we have oh this

galakside evrende zaman sahip olduğumuz her şeydir ah bu

is interesting the continued progress of existence as affecting people and things

ilginç varoluşun devam eden ilerlemesi insanları ve şeyleri etkiliyor

so the continued progress as we talk about progress we are talking about

yani devam eden ilerleme ilerlemeden bahsederken

movement the way things move on all forward so a person might move forward

hareketten bahsediyoruz şeylerin her şeyde hareket etme şeklinden ileri böylece bir kişi ilerleyebilir,

we might also say that time moves forward time progresses it moves it is

ayrıca zamanın ileri gittiğini söyleyebiliriz, zaman ilerler, hareket eder,

always changing the two things are closely linked time or an amount of time

her zaman değişir iki şey yakından bağlantılıdır zaman veya

as reckoned by a conventional standard and this is something we will be looking

geleneksel bir standart tarafından hesaplanan bir zaman miktarıdır ve bu, bakacağımız bir şeydir.

at today so this looks very complicated this sentence on your screen

bugün bu çok karmaşık görünüyor ekranınızdaki bu cümle

now looks quite complex so time or an amount of time as reckoned so when we

artık oldukça karmaşık görünüyor yani zaman ya da hesaplanan bir zaman miktarı bu yüzden hesaplandı dediğimizde,

say reckoned we mean worked out you have come to a result of something by working

bir şeyi

it out by a conventional standard so conventional means something that is the

geleneksel bir standartla çözerek bir sonuca vardınız yani geleneksel, her yerde aynı olan bir şey anlamına gelir

same everywhere so something that matches another thing or a type of

yani başka bir şeyle eşleşen bir şey veya

behavior that is the same so we talk about standard time so the way in which

aynı olan bir davranış türü yani standart zamandan bahsediyoruz yani

we follow time the way in which we read time is all conventional it is all

zamanı takip etme şeklimiz zamanı okuma şeklimiz tamamen gelenekseldir hepsi bu

standard however as we will find out later time can be very complex the

standart ancak daha sonra öğreneceğimiz gibi zaman çok karmaşık olabilir

personification of time typically as an old man with the scythe and an hourglass

zamanın kişileştirilmesi tipik olarak tırpan ve kum saati olan yaşlı bir adam olarak

we call him father time would you like to see father time right now here he is

ona baba zamanı deriz baba zamanı şu anda burada görmek ister misiniz o

he's not a very happy looking man by the way so there he is

pek mutlu değil bu arada adama bakıyor yani işte

father time he doesn't look very happy so when we see father time we think of

baba zaman o pek mutlu görünmüyor bu yüzden baba zamanını gördüğümüzde

the progression of time as we go through time as we move from one moment to the

zamanın ilerlemesini düşünürüz zaman içinde ilerlerken bir andan diğerine geçerken

next so maybe as the minutes come and go maybe the days they come and go the

yani belki dakikalar geçtikçe gelip gider belki günler gelir geçer

years come and go father time never stops moving

yıllar gelir gider baba zaman akmayı hiç bırakmaz

he is always pushing time ahead he is always making sure that time always

o hep zamanı ileri götürür her zaman zamanın hep akıp gittiğinden emin olur bu

moves on so there he is father time thank you

yüzden işte o baba zaman teşekkür ederim

he's gone now he doesn't look very happy does he then we can say the past the

o gitti şimdi o değil Çok mutlu görünmüyor mu o zaman

present the future in English quite often

İngilizce'de geçmişi, şimdiyi, geleceği oldukça sık söyleyebiliriz,

we will have the past the present and the future in grammar so quite often in

dilbilgisinde geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek çok sık olarak

grammar we will describe something as happening in the past happening now or

dilbilgisinde bir şeyi geçmişte oluyor, şimdi oluyor veya

happening later so it has happened it is happening it will happen the past the

oluyor olarak tanımlayacağız. daha sonra oldu oldu oluyor oluyor olacak geçmiş

present the future and quite often in English we will use those particular

şimdiki zaman gelecek ve İngilizce'de sıklıkla bu belirli

points of time as a reference and we often use grammar or grammar rules to

zaman noktalarını referans olarak kullanırız ve kelimeyi kullanabileceğimiz anları tanımlamak için genellikle dilbilgisi veya dilbilgisi kurallarını kullanırız.

define those moments we can use the word temporal to express the concept of time

zaman kavramını ifade etmek için zamansal,

so the whole idea of time can be described as temporal temporal and yes

böylece tüm zaman fikri zamansal zamansal olarak tanımlanabilir ve evet bu

the word can be used in other ways as well the word temporal comes from the

kelime başka şekillerde de kullanılabilir, zamansal kelimesi

Latin word Tempest so you will often hear people talk about tempo or temporal

Latince Tempest kelimesinden gelir, bu nedenle insanların tempo hakkında konuştuğunu sık sık duyacaksınız veya zamansal zamanın

when they are talking about the movement of time here's another one the rhythmic

hareketinden bahsederken işte bir başkası, bir

beat of something can also be called tempo so the movement or the rhythm of

şeyin ritmik vuruşu da tempo olarak adlandırılabilir, bu nedenle bir şeyin hareketi veya ritmi

something is also tempo which of course refers to the rate of something

de tempo'dur ki bu elbette bir şeyin meydana gelme oranını ifade eder

occurring quite often sound you will hear something occurring at regular

oldukça sık ses duyacaksınız düzenli

intervals or irregular tempo the pace of sound the rhythm of something we often

aralıklarla veya düzensiz tempoda meydana gelen bir şey sesin hızı bir şeyin ritmi biz

describe it as being the tempo light space time and gravity wait there light

bunu genellikle tempo olarak tanımlarız ışık uzay zaman ve yerçekimi orada bekle ışık

space time and gravity can all affect each other in

uzay zaman ve yerçekimi birbirini

unique ways yes believe it or not light space time and gravity can all affect

benzersiz şekillerde etkileyebilir evet ister inanın ister inanmayın ışık uzay zaman ve yerçekimi

each other in unique ways special ways so even though these things seem

birbirini benzersiz şekillerde etkileyebilir, bu yüzden bu şeyler ayrı görünseler bile

separate they can all come together and combine thank you very much for your

hepsi bir araya gelebilir ve birleşebilir, bugün şirketiniz için çok teşekkür ederim,

company today lots of people joining in I know this is a very complex subject

birçok insan katılıyor Bunun çok karmaşık bir konu olduğunu biliyorum

but I think also it's very interesting as well here we go

ama Bence burada da çok ilginç, burada

the speed of light so when we are talking about time and distance we are

ışık hızına gidiyoruz, bu yüzden zaman ve mesafe hakkında konuşurken

often talking about how fast something is moving or how quickly something gets

genellikle bir şeyin ne kadar hızlı hareket ettiğinden veya bir yerden bir yere ne kadar hızlı gittiğinden bahsediyoruz

from one place to another and quite often we will talk about the speed of

ve oldukça sık konuşacağız ışık hızı hakkında,

light especially when we are looking up into space the speed of light is the

özellikle uzaya bakarken ışık hızı,

distance of an object the amount of time or the force of gravity so all of these

bir nesnenin mesafesi, zaman miktarı veya yerçekimi kuvvetidir, bu nedenle bunların tümü

things can be used separately they come separately however they can be linked as

ayrı ayrı kullanılabilir, ayrı ayrı gelirler, ancak şu şekilde bağlanabilirler:

well so we have the speed of light the distance of an object the amount of time

ışık hızına, bir nesnenin mesafesine, zamanın miktarına

and also the force of gravity so it would seem that these things are

ve ayrıca yerçekimi kuvvetine sahibiz, bu yüzden bu şeyler

separate they are not connected however they are these are the things

ayrıymış gibi görünüyor, bağlantılı değiller, ancak bunlar,

that Albert Einstein used to conclude his theory of relativity so everything

Albert Einstein'ın çalışmasını sonuçlandırmak için kullandığı şeyler. izafiyet teorisi yani her şey birbiriyle

is connected everything you might think that they are not however they are and

bağlantılıdır düşündüğünüz her şey nasıl olmadıklarını düşünürler ve

thanks to Albert Einstein we now have the theory of relativity hmm which

albert einstein sayesinde artık

allows us to look at many things in a new way we can even go back in time just

birçok şeye yeni bir şekilde bakmamızı hatta zamanda geriye gidebilmemizi sağlayan izafiyet teorisine sahibiz sadece

to see what the galaxy and the universe looked like in the past it's amazing so

galaksinin ve evrenin geçmişte neye benzediğini görmek inanılmaz, bu yüzden

I love this subject very much it gets me very excited when

bu konuyu çok seviyorum, bundan bahsederken beni çok heyecanlandırıyor,

I'm talking about this as you can tell how long does it take for the sunlight

çünkü güneş ışığının dünyaya ulaşmasının ne kadar sürdüğünü anlayabilirsiniz.

to reach the earth so here is a good example of light speed for example when

dünya yani işte ışık hızına iyi bir örnek, örneğin

the light leaves the Sun it doesn't arrive here straight away it has to

ışık Güneş'ten ayrıldığında buraya hemen varmaz

travel it has to travel here so how long does it take for sunlight to reach the

burada seyahat etmesi gerekir yani güneş ışığının dünyaya ulaşması ne kadar sürer

earth Christina says Oh time goes by very quickly sometimes it does I think

Christina Oh diyor zaman çok çabuk geçiyor bazen öyle bence

as you get older time goes very quickly and also if you are having a good time

yaşlandıkça zaman çok çabuk geçiyor ve ayrıca iyi vakit geçiriyorsan

if you are having fun we often say that time flies when you are having fun it is

eğleniyorsan zaman uçar derler eğlenirken

true be excellent make excellent says mr. Duncan I like your lesson it is

doğrudur doğru ol mükemmel ol mükemmel yap bay diyor Duncan, dersini beğendim

interesting to learn English I am watching or I have been watching for 14

İngilizce öğrenmek ilginç, izliyorum veya 14

years thanks for making your lovely English YouTube channel how can I

yıldır izliyorum, güzel İngilizce YouTube kanalınızı yaptığınız için teşekkürler,

contact you I want to talk to you well here is the place to talk to me because

sizinle nasıl iletişim kurabilirim, sizinle iyi konuşmak istiyorum, burası benimle konuşma yeri çünkü

I'm live right now so this is the best place to catch me if you want to talk to

şu anda canlı yayındayım, bu yüzden benimle canlı konuşmak istersen beni yakalayabileceğin en iyi yer burası

me live Luis Mendez gives us some interesting information the speed of

Luis Mendez bize bazı ilginç bilgiler veriyor

light is 300,000 kilometers a second that is fast so how long does it take

ışığın hızı saniyede 300.000 kilometre, bu çok hızlı yani ne kadar

the sunlight so as the Sun produces light how long does it take to get here

sürüyor güneş ışığı yani Güneş ışık ürettiği için buraya gelmesi ne kadar sürer

it takes 8 minutes 8 minutes in fact I think it's slightly more than 8 minutes

8 dakika 8 dakika sürer aslında bence 8 dakikadan biraz daha fazladır

I'm sure it's 8 minutes and 20 seconds but it is around 8 minutes it takes the

eminim 8 dakika 20 saniyedir ama yaklaşık 8 dakika sürer

sunlight the light from the Sun to reach us and it's quite a long way it has to

güneş ışığı Güneş'ten gelen ışığın bize ulaşması için oldukça uzun bir yoldur ve gelmesi gereken oldukça uzun bir yol da vardır,

come as well we can calculate the distance of objects in space by using

uzaydaki nesnelerin mesafesini

the speed of light as reference so we can measure how far away

ışık hızını referans olarak kullanarak hesaplayabiliriz, böylece bir şeyin ne kadar uzakta olduğunu hesaplayarak ölçebiliriz.

something is by working out how long it takes the light to reach us so we often

ışığın bize ulaşması ne kadar sürer, bu yüzden genellikle

call this light years so when you hear a person talking about light years what

buna ışık yılı deriz, bu nedenle bir kişinin ışık yılından bahsettiğini duyduğunuzda,

they are saying is how long it takes light to reach us and by working that

ışığın bize ulaşmasının ne kadar sürdüğünü söyler ve bunu hesaplayarak

out you can tell how far away something is and we can do it quite accurately

ne kadar uzakta olduğunu anlayabilirsiniz. bir şey var ve bunu oldukça doğru bir şekilde yapabiliyoruz

because now we have lots of super ways of working out how fast light travels

çünkü artık ışığın ne kadar hızlı hareket ettiğini,

how long it takes to get here and by that we can also work out the distance

buraya gelmesinin ne kadar sürdüğünü hesaplamak için birçok süper yöntemimiz var ve bu sayede

of objects even if they are very far away there are many ways of asking for

nesnelerin çok uzakta olsalar bile mesafelerini hesaplayabiliyoruz. Saati sormanın birçok yolu var

the time so maybe you are walking around the street perhaps you are lost and you

belki sokakta dolaşıyorsunuz belki kaybolmuşsunuz ve

don't know what time it is there are many ways of asking for the time so

saatin kaç olduğunu bilmiyorsunuz Saati sormanın birçok yolu var o yüzden bir

let's have a look you can ask what time is it what time is it so yes a very

bakalım saat kaç diye sorabilirsiniz saat kaç yani evet

simple way of asking for the time I want to know what time it is what time is it

saati sormanın çok basit bir yolu saatin kaç olduğunu bilmek istiyorum

so if you are asking this as a question this is what you will say this is what

yani bunu bir soru olarak soruyorsan söyleyeceğin şey bu

you will ask what time is it do you have the correct time do you have the correct

soracağın şey saat kaç doğru saatiniz var doğru saatiniz var mı

time do you have the time on you so we might ask if a person is wearing a watch

saatiniz var mı yani bir kişinin saat takıp takmadığını sorabiliriz

so if someone is wearing a watch they can tell you what time it is

böylece birisi saat takıyorsa size saatin doğru olduğunu söyleyebilir

right now so what time is it do you have the correct time do you have the time on

şimdi saat kaç doğru zamanınız var mı saatiniz var mı saat kaç

you what is the time what is the time right now the time is

şu an saat üçe

five minutes to three so at the moment it's five to three five minutes before

beş var yani şu anda üçe beş kala beş dakika var

three o'clock on a Friday and this is English addict helping you to master the

Cuma günü saat ve bu İngilizce bağımlısı, adım adım İngilizce diline hakim olmanıza yardımcı oluyor

English language step by step we can express time as information so when we

zamanı bilgi olarak ifade edebiliriz, bu nedenle

say that we are expressing time as information we are normally saying what

zamanı bilgi olarak ifade ettiğimizi söylediğimizde normalde

time it is or maybe what day of the week it is

saatin kaç olduğunu veya belki de günün hangi günü olduğunu söyleriz. hafta ya da

or maybe what date it is so the date or even the month or even the year so all

belki hangi tarih yani tarih, hatta ay hatta yıl yani

of these things relate to information connected to time so you are giving

tüm bunlar zamanla bağlantılı bilgilerle ilgilidir yani

information you are telling a person what time it is

bilgi veriyorsunuz bir kişiye saatin kaç olduğunu söylüyorsunuz

you are telling them what the day is what the date is what the month is and

onlara ne olduğunu söylüyorsunuz gün tarih nedir ay nedir ve

also what the year is all of those things relate to information connected

ayrıca yıl nedir tüm bunlar zamanla bağlantılı bilgilerle ilgilidir

to time and if you ask a person what time it is

ve bir kişiye saatin kaç olduğunu sorarsanız,

they might say it's it's now it's approaching it's coming up - it's almost

şimdi yaklaşıyor yaklaşıyor diyebilirler. hemen hemen her şeyden

so first of all it's that is the present time it's three minutes to three it's

önce bu şimdiki zaman üçe üç var

now three minutes to three o'clock it's approaching through a clock it's coming

şimdi saat

up to three o'clock it's almost three o'clock so you can see that there is a

üçe üç var şu anki

slight difference that refers to the time now that refers to the time right

zamanı ifade eden küçük bir fark şu anki zamanı ifade ediyor su

now that refers to the time it will be su

olacağı zamanı ifade ediyor

so it is approaching three o'clock it is coming up to three o'clock

yani saat üçe yaklaşıyor saat üçe geliyor

it isn't three o'clock yet it is almost 3 o'clock it's almost 3 o'clock which it

üç değil' saat ama saat neredeyse 3, saat neredeyse 3, ki

is right now you might also notice when people write the date and also the month

şu anda insanlar tarihi ve ayrıca ay

and the year sometimes you will see it in a different order so for example in

ve yılı yazdıklarında da fark edebilirsiniz, bazen farklı bir sırayla görürsünüz, örneğin

the UK we will say the day date month year and in the USA they will often say

Birleşik Krallık'ta gün tarih ay yıl diyeceğiz ve ABD'de genellikle

the day month date and year so it will be the other way round

gün ay tarih ve yıl diyecekler bu yüzden tam tersi olacak

would you like an example ok then I have an example right here for example well

bir örnek ister misiniz tamam o zaman burada bir örneğim var örneğin peki

let's use today's date shall we today's date is the 6th of

bugününkini kullanalım tarih bugünün tarihi 6

March 2020 but in American English people will often say March 6 2020 so in

Mart 2020'dir, ancak Amerikan İngilizcesinde insanlar genellikle 6 Mart 2020 derler, bu nedenle

British English we often put the date first and then the month in American

İngiliz İngilizcesinde genellikle önce tarihi sonra ayı koyarız Amerikan

English they will often put the month first and then the date so you can see

İngilizcesinde genellikle önce ayı sonra tarihi koyarlar yani

it written down here so the 6th of the 3rd 20 is the 6th of March 2020 the 6th

burada yazılı olarak görebilirsiniz yani 3. 20'nin 6'sı 6 Mart 2020 6

of March 2020 however in America and in many parts of the world they will say it

Mart 2020 ama Amerika'da ve dünyanın birçok yerinde

is the 3rd month the sixth day of 2020 so it can be a little bit confusing

3. ay 2020'nin altıncı günü diyecekler yani özellikle burada biraz kafa karıştırıcı olabilir,

especially here can you see these dates look as if they are naming different

bu tarihlerin sanki yılın farklı zamanlarını adlandırıyormuş gibi göründüğünü görebiliyor musunuz,

times of the year first of all this says the 6th of the 3rd so sick of March

her şeyden önce bu 3'ün 6'sı diyor, bu yüzden Mart'tan bıktım

however the this looks like it is saying the 3rd of

ama bu 3'ü söylüyor gibi görünüyor

June so it is wrong it is wrong so that is not British that is saying today is

Haziran yani yanlış yanlış yani bugünün

the 3rd the 6th of March 2020 so that is something that can catch you out

3 Mart 2020 olduğunu söyleyen İngiliz değil yani bu sizi yakalayabilecek bir şey

sometimes you have to be very careful when you are reading the date in that

bazen o formda tarihi okurken çok dikkatli olmalısınız

form like that so today's date is the 6th of March 2020

yani bugünün tarihi 6 Mart 2020 işte böyle tarif

that's how you will describe it that's how you will say what day it is

edeceksiniz bugünün hangi gün olduğunu böyle söyleyeceksiniz birazdan

we are going to have a look at the clock in a moment but first of all oh hello

saate bakacağız ama önce

everyone hello to the live chat lots of people joining me now thank you

herkese merhaba canlı yayına merhabalar sohbet birçok insan şimdi bana katılıyor

very much for joining me on the 6th of March 2020 and of course it is Friday

6 Mart 2020'de bana katıldığınız için çok teşekkür ederim ve tabii ki bugün Cuma çok

thank goodness it is Friday and the weather outside is lovely it's ever so

şükür bugün Cuma ve dışarıda hava çok güzel çok

nice would you like to have a look outside ah look at that shall we have

güzel dışarı bakmak ister misiniz ah bak buna da ses verelim mi

the sound as well

Oh oh he's not lovely a beautiful day today it really does

Oh oh o hoş değil güzel bir gün bugün gerçekten

feel as if spring is in the air it really does I'm feeling rather excited

bahar gelmiş gibi hissettiriyor gerçekten öyle

to say the least

en hafif tabirle oldukça heyecanlıyım

hmm I hope you are feeling good as well hello - Mika I don't want to leave here

hmm umarım iyi hissediyorsunuzdur ayrıca merhaba - Mika buradan ayrılmak istemiyorum

but unfortunately it is now midnight in Japan because of the time difference and

ama maalesef saat farkından dolayı Japonya'da gece yarısı ve

this is one of the very confusing things about being live on YouTube now I start

bu YouTube'da canlı yayın yapmanın en kafa karıştırıcı yanlarından biri şimdi

my live streams at 2 o'clock here in the UK but of course the time is not the

canlı yayınlarıma saat 2'de başlıyorum burada Birleşik Krallık'ta saat var ama tabii ki saat

same all around the world so each person has their own time zone so in Asia they

dünyanın her yerinde aynı değil bu yüzden her insanın kendi saat dilimi var yani Asya'da öndeler

are ahead however in South America they are behind

ancak Güney Amerika'da gerideler

they are behind us and here well here it is now three minutes past three o'clock

bizim arkamızdalar ve işte burada şimdi saat üçü üç geçiyor,

so quite often the time zone can mean that you might miss my livestream so it

bu nedenle çoğu zaman saat dilimi canlı yayınımı kaçırabileceğiniz anlamına gelebilir, bu nedenle

might be very early in the morning so you are still in bed

sabah çok erken olabilir, bu nedenle hala yataktasınız

or it might be very late at night which means that you are also in bed because

veya gece çok geç olabilir, bu da sizin de yatakta olduğunuz anlamına gelir. yatakta gece olduğu için bu

it's nighttime so that is one of the problems with time zones however the

saat dilimleriyle ilgili sorunlardan biri ama

reason why I choose 2 p.m. UK time the reason why I choose 2 p.m. UK time is

ben 14:00'ı seçmemin nedeni bu. İngiltere saatini seçmemin nedeni 14:00 İngiltere zamanı,

because it's kind of in the middle so lots and lots of people will have a

çünkü biraz ortada, bu yüzden çok ve çok sayıda insanın

chance to watch me live however it is a big problem it really is good night Mika

beni canlı izleme şansı olacak, ancak bu büyük bir problem, gerçekten iyi geceler Mika

and I hope to see you again I will be back with you on Sunday and of course

ve umarım seni tekrar görebilirim. Pazar ve tabii ki

yes mr. Steve will be here as well on Sunday he will be back so now in China

evet bayım. Steve de Pazar günü burada olacak, geri dönecek, bu yüzden şimdi Çin'de,

apparently in China it is now 4 minutes past 11 o'clock at night in China so

görünüşe göre Çin'de saat 11'i 4 geçiyor, bu yüzden

there is a very good example of the time zones so here in the UK it is now coming

zaman dilimlerinin çok iyi bir örneği var, bu yüzden burada Birleşik Krallık'ta şu anda üçü

up to five minutes past three however in China it is coming up

beş geçe geliyor ancak Çin'de

to five minutes past 11:00 at night so the time zones can create a lot of

gece 11:00'i beş geçe geliyor bu yüzden zaman dilimleri

confusion even for me sometimes I get very confused by it although it doesn't

benim için bile çok fazla kafa karışıklığı yaratabiliyor bazen kafam çok karışıyor ama öyle olmasa da

take very much I have been asked to talk about how to tell the time and how to

çok fazla al benden zamanı nasıl söyleyeceğim ve

express it in English so when we look at the clock I have a clock here would you

bunu ingilizcede nasıl ifade edeceğim hakkında konuşmam istendi bu yüzden saate baktığımızda burada bir saatim var benim

like to see my lovely clock here it is oh very nice and as you can see my clock

güzel saatimi burada görmek ister misin oh çok güzel şu an saatimi görüyorsunuz saat

at the moment says 12 o'clock so at the moment my clock says 12 o'clock it is 12

12 diyor yani saatim 12 diyorsa saat 12 dir

o'clock however this particular time can be expressed in more than one way for

ancak bu belirli zaman birden fazla şekilde ifade edilebilir

example if it is 12 o'clock in the morning then it is midnight so as the

örneğin 12 ise' sabah saat gece yarısı yani

day changes as the day changes we have midnight and then after midnight the new

gün değiştikçe gün değiştikçe gece yarısına sahibiz ve sonra gece yarısından sonra yeni

day will begin so midnight 12 o'clock 12 a.m.

gün başlayacak yani gece yarısı saat 12:00

some people say 12 a.m. because as soon as 12 o'clock arrives the time changes

bazı insanlar 12:00 diyor çünkü en kısa sürede saat 12:00 geldiğinde saat değişir,

so we go from p.m. 2 a.m.

bu yüzden öğleden sonra gideriz. 02:00

night morning

gece sabah 24:00 gece

midnight it is midnight so we're going to look at the ways in which we can

yarısı yani

express the hours first of all so how do we express the hours let's have a look

ilk olarak saatleri nasıl ifade edebileceğimize bakacağız peki saatleri nasıl ifade edeceğiz bir bakalım mı

shall we oh look at that I have some lovely

bakalım ne güzel

clocks on the screen that I have prepared so first of all we have 12

saatlerim var benim hazırladığım ekranda öncelikle saat 12 var az önce

o'clock as I just mentioned you can call this midnight or if it happens during

bahsettiğim gibi bu gece yarısı arayabilirsiniz ya da

the morning and afternoon midday so midnight as its name suggests is

sabah ve öğlen oluyorsa yani gece yarısı adından da anlaşılacağı gibi

nighttime and midday is the daytime quite often people will have their lunch

gece, öğlen ise gündüz oldukça genellikle insanlar öğle yemeğini öğlen yer

at midday noon is another way of describing this time so you can say it

bu zamanı tanımlamanın başka bir yolu da

is noon it is 12 o'clock it's lunchtime if it's night it is midnight it is time

öğlen saat 12 öğlen yemeği eğer gece ise gece yarısı

to go to bed a new day has just started then we have 1 o'clock 1 o'clock again

yatma zamanı yeni bir gün yeni başladı diyebilirsiniz o zaman saat 1 var yine saat 1 bu sabah öğleden sonra

it can be expressed as AM or PM a.m. this morning p.m. is night so AM PM 1

[ __ ] veya PM a.m. olarak ifade edilebilir. gece yani [ __ ] PM 1

o'clock 2 o'clock 3 o'clock shall we carry on ok

saat 2 saat 3 saat devam edelim mi tamam

4 o'clock five o'clock six o'clock 7 o'clock

4 saat beş saat altı saat 7 saat sekiz saat dokuz saat on saat saat on bir ve

eight o'clock nine o'clock ten o'clock eleven o'clock and then of course we

sonra döneriz tabi ki

return we return to this midnight we are back at midnight midnight is here o

bu gece yarısına döneriz gece yarısı geri döneriz gece yarısı burada ey

midday if it's during the day so it is always worth remembering that there are

öğlen eğer gündüz ise bu yüzden

more than one way or there is more than one way to express this particular time

birden fazla yol olduğunu veya birden fazla yol olduğunu her zaman hatırlamakta fayda var Bu belirli zamanı ifade etmek, gündüz veya gece olmasına

it can be midday or midnight depending if it's during the day or at night I

bağlı olarak öğlen veya gece yarısı olabilir,

know some people might find this very easy however there are those who want to

biliyorum bazı insanlar bunu çok kolay bulabilir, ancak

learn how to express it in English so they might be able to say it in their

bunu İngilizce olarak nasıl ifade edeceğini öğrenmek isteyenler var, böylece söyleyebilecekler.

own language however sometimes expressing the time in English can be a

kendi dillerinde ama bazen zamanı ingilizce ifade etmek biraz zor olabiliyor

little difficult it can would you like to have the answer to today's mystery

günümüzün gizemli deyiminin cevabına sahip olmak ister misiniz

idiom here it comes so here is the answer to the mystery

işte geliyor işte gizemli

idiom the mystery idiom so what I asked you to do was to look at this picture

deyimin cevabı gizemli deyim peki size sorduğum şey yapmam gereken bu resme bakmak

and tell me what the well-known phrase is this is a well-known phrase in

ve bana iyi bilinen deyimin ne olduğunu söylemekti bu İngilizce'de iyi bilinen bir deyimdir

English but what is the phrase I will give you a few more seconds to guess

ama bu deyim nedir tahmin etmeniz için size birkaç saniye daha vereceğim

does anyone know what this well-known expression in English is I will give you

bu iyi bilinenin ne olduğunu bilen var mı? İngilizce'deki ifade, size

a few moments and then I will give you the answer what is this mystery idiom

birkaç dakika vereceğim ve sonra size bu gizemli deyimin ne olduğunu vereceğim cevabını vereceğim.

Muhammad Fire's says time is precious it is more precious than anything in the

Muhammed Ateş'in dediği gibi zaman değerlidir, dünyadaki her şeyden daha değerlidir.

world I think you are right yes hello - it

guide ete guide hello Vietnam all hello to Vietnam I do have a lot of people

rehber merhaba Vietnam Vietnam'a merhaba Vietnam'da izleyen pek çok insan var,

watching in Vietnam so what is the mystery idiom you can see there is a

bu yüzden gizemli deyim nedir, orada bir

picture and you can see lots of clocks but you are also looking at signs as

resim var ve birçok saat görebilirsiniz ama aynı zamanda işaretlere de bakıyorsunuz

well and here is the answer here is the answer right now a sign of the times of

ve işte burada işte cevap şu anda cevap bu zamanların bir işareti tabi ki

course mr. Duncan you naughty man yes now it makes sense so when we talk about

mr. Duncan seni yaramaz adam evet şimdi mantıklı geliyor, bu yüzden

a sign of the times well the meaning an indication of how the present day is

zamanın bir işareti hakkında konuştuğumuzda, anlamı, günümüzün nasıl ilerlediğinin bir göstergesi,

moving normally used in a negative way to show how things are changing for the

normalde işlerin nasıl değiştiğini göstermek için olumsuz bir şekilde kullanılır,

worse bad things that appear to be occurring

ortaya çıkan daha kötü kötü şeyler için giderek daha fazla meydana gelmesi,

more and more are seen as being a sign of the times so quite often when things

işlerin

start getting bad or maybe people start behaving in a bad way we might say that

kötüye gitmeye başladığı veya belki de insanların kötü bir şekilde davranmaya başladığı zamanların bir işareti olarak görülüyor,

it is a sign of the times and quite often we will use this in a negative way

bunun zamanın bir işareti olduğunu söyleyebiliriz ve sıklıkla bunu kullanacağız olumsuz bir şekilde

a negative way things are getting much worse in the world unfortunately it is a

olumsuz bir şekilde dünyada işler çok daha kötüye gidiyor ne yazık ki bu

sign of the times because bad things are happening

zamanın bir işareti çünkü kötü şeyler oluyor

I hope you enjoyed that that was today's mystery idiom we don't always have one

umarım beğenmişsinizdir bu bugünün gizemli deyimiydi bizde her zaman yoktur

but today I thought we would hello to the live chat we are going to it to have

ama bugün biz canlı sohbete merhaba,

a look at expressing time in a moment in a few moments oh there are quite a few

zamanı bir an içinde birkaç dakika içinde ifade etmeye bir göz atacağız oh bu arada zamanla birlikte kullanabileceğiniz pek çok ifade var

phrases by the way that you can use with time for example you can say all in good

örneğin hepsi iyi bir zamanda diyebilirsiniz

time we will get around to doing something later

daha sonra bir şeyler yapmaya başlayacağız

don't worry relax don't worry all in good time it will happen have patience

merak etme rahatla merak etme her şey zamanında olacak sabret

everything will happen all in good time take it easy don't worry too much here's

her şey zamanında olacak sakin ol çok fazla endişelenme işte

another one connected to clocks beat the clock you try to do something in a

bir tane daha saatlere bağlı saat, sınırlı bir süre içinde bir şeyler yapmaya çalışırsın,

limited period of time so maybe you only have a few moments to do something so

bu yüzden belki bir şeyler yapmak için sadece birkaç dakikan vardır, bu yüzden

you have to beat the clock you have to do something quickly before the time

saati yenmek zorundasın, süre dolmadan önce bir şeyi hızlı bir şekilde yapmalısın,

comes to an end you have to beat the clock you have to do something within a

saati yenmek zorundasın. belirli bir süre içinde bir şeyler yapmak zorunda

certain period of time here's a good one a ticking time bomb if something is a

işte iyi bir saatli bomba bir şey

ticking time bomb it means it is a danger that hasn't been discovered yet a

saatli bomba ise, bu henüz keşfedilmemiş bir tehlike olduğu anlamına gelir;

danger that exists that might cause a problem damage injury in the future so

gelecek böylece

you might describe something that is dangerous

tehlikeli bir

something that might cause injury as a ticking time bomb

şeyi yaralanmaya neden olabilecek bir şeyi saatli bomba olarak tanımlayabilirsiniz

a ticking time bomb it is an idiom that means a danger or something that might

saatli bomba bu bir tehlike anlamına gelen bir deyimdir veya

cause injury in the future take your time when we tell a person to take their

gelecekte yaralanmaya neden olabilecek bir şey

time Oh take your time there is no need to rush relax take your

Acele etmelerine gerek yok Rahatla Acele etme Acele etme Acele

time don't rush don't hurry take your time take your time there is no need to

etme Acele etme Aceleye gerek yok

rush oh I like this here is a great expression time and tide wait for no man

Oh bunu sevdim burada harika bir ifade zamanı ve gelgit bekle çünkü hiç kimse için

time and tide wait for no man this is a great phrase a lovely proverb that means

zaman ve gelgit kimseyi beklemez bu harika bir söz güzel bir atasözü

time won't wait for you you have to make the most of it you can't wait for time

zamanın seni beklemeyeceği anlamına gelir zamanı en iyi şekilde değerlendirmelisin zamanın

to give you the answer or to give you an opportunity because it's constantly

sana cevap vermesini veya vermesini bekleyemezsin sen bir fırsatsın çünkü sürekli

moving unfortunately you can't stop time time is always moving just like the

akıyor maalesef zamanı durduramazsın zaman hep akıyor tıpkı

oceans the oceans constantly move the tide is always moving time and tide wait

okyanuslar gibi okyanuslar sürekli hareket ediyor gelgit hep akıyor zaman ve gelgit kimseyi bekleme

for no man I like that one you might have some spare time you might have a

little bit of time on your hands so if you have spare time it means you have

biraz boş zamanınız varsa, boş zamanınız var demektir, başka

free time you have time to do something else or maybe you just want to sit and

bir şey yapmak için zamanınız var demektir veya belki sadece oturup

relax so when you have spare time it means you have time to yourself you have

dinlenmek istiyorsunuz, boş zamanınız olduğunda kendinize zamanınız var demektir.

time to relax you have some spare time so when we say spare it means extra or

dinlenmek için vaktin var biraz boş vaktin var bu yüzden boş zaman ayır dediğimizde bu fazladan anlamına gelir veya

maybe something that is free free so something you can use

belki bedava olan bir şey bedava yani belli bir şekilde kullanabileceğin bir şey onun boş yeri

in a certain way if his spare spare it is available time and time again if

varsa tekrar tekrar kullanılabilir bir

something is repeating itself maybe you make the same mistake many times if you

şey kendini tekrar ediyorsa belki aynı hatayı birçok kez yapıyorsun

do the same thing again and again we can say time and time again I keep making

aynı şeyi tekrar tekrar yaparsan tekrar tekrar söyleyebiliriz ben aynı

the same mistakes time and time again I really do here's another good one work

hataları tekrar tekrar yapmaya devam ediyorum gerçekten yapıyorum

around the clock if you work around the clock

saat,

it means you work for very long hours you work for many hours without a break

çok uzun saatler çalıştığınız anlamına gelir, birçok saat ara vermeden çalışırsınız

or maybe your shift the hours that you work is long you have to work around the

veya belki vardiyanız, çalıştığınız saatler uzundur, 24 saat çalışmak zorundasınız,

clock your working time is very long you have to work for many hours as I

çalışma süreniz çok uzundur, benim gibi saatlerce çalışmak zorundasınız.

mentioned earlier you might have some spare time you might have time on your

daha önce bahsettik, biraz boş zamanınız olabilir, elinizde zaman olabilir,

hands so if you have some time maybe a person wants you to help them with a

bu nedenle, biraz zamanınız varsa, belki birileri bir

project or something that they need help with you might have some time on your

projede veya yardıma ihtiyaç duydukları bir konuda onlara yardım etmenizi isteyebilir,

hands so you can help them you can help them you have time on your hands

böylece sizin için biraz zaman olabilir. onlara yardım edebilirsin onlara yardım edebilirsin ellerinde zamanın var

finally I like this one this is one of my favorite proverbs this is one of my

sonunda bunu beğendim bu benim en sevdiğim atasözlerinden biri bu tüm

all-time favorite proverbs there's no time like the present there is no time

zamanların en sevdiğim atasözlerinden biri

like the present don't wait don't hesitate because time

bekle tereddüt etme çünkü zaman

will not hang around there is no time like the present if you want to do

akıp gitmeyecek şimdiki zaman gibisi yoktur

something with your life maybe you want to change your behavior or maybe you

hayatında bir şeyler yapmak istiyorsan belki davranışını değiştirmek istersin belki de

want to change your habits there is no time like the present

alışkanlıklarını değiştirmek istersin şimdiki zaman gibisi yoktur

do it now mr. Duncan is noon the same as

yap şimdi bay Duncan öğlen ile öğlen aynı evet öyle yani

midday yes it is so when we say noon we mean midday or some people say lunchtime

öğlen dediğimizde öğle vaktini kastediyoruz ya da bazı insanlar öğle vakti de diyor bu

as well so some people see 12 o'clock during the day as lunchtime a lot of

yüzden bazı insanlar gün içinde saat 12'yi öğle vakti olarak görüyor, birçok

people will have their lunch at midday or as we often say here in the UK noon I

insan öğle yemeğini öğle vakti ya da öğle vakti gibi yiyor. Birleşik Krallık'ta sık sık öğlen deriz,

will see you at noon and then after 12 o'clock

öğlen görüşürüz ve sonra saat 12'den sonra öğleden sonra olur

it is afternoon and that's why we say after noon oh wow so much information

ve bu yüzden öğleden sonra diyoruz oh vay canına bugün çok fazla bilgi

today I hope you've enjoyed this I really do I hope you've enjoyed this a

umarım bundan zevk almışsınızdır gerçekten umarım beğenirsiniz Bundan çok keyif aldım,

lot thank you very much for your company today I will be going soon by the way

şirketiniz için çok teşekkür ederim bugün birazdan gideceğim bu arada,

first of all we are going to take another look at my clock here it is

öncelikle saatime bir kez daha bakacağız, işte

do you like my clock I'm now going to test you on how how well you can

saatimi beğendiniz mi şimdi test edeceğim İngilizcede zamanı gerçekten ne kadar iyi ifade edebildiğin konusunda sen, bu

actually express the time in English so now we have a certain time on the screen

yüzden artık ekranda belirli bir zamanımız var

or it will be in a moment what I want you to tell me is what time is on my

ya da birazdan olacak, bana saatimde saatin kaç olduğunu söylemeni istiyorum,

clock so I want you to write it down on the live chat as if you are expressing

bu yüzden yazmanı istiyorum sanki İngilizce ifade ediyormuşsunuz gibi canlı sohbete indirin

it in English here it comes and I will give you a few moments to

işte geliyor ve bana da cevap vermeniz için size birkaç dakika vereceğim bu

give me the answer as well so here it comes

yüzden işte geliyor

what time is on my clock

saatimde saat kaç saatimde saat kaç diyor

what time does it say on my clock can you express it in English what time is

İngilizce olarak ifade edebilir misiniz, saatimde saat kaç bu

it on my clock so this is the first part of today's little quiz please tell me

yüzden bu bugünkü küçük testimizin ilk bölümü lütfen bana

what the time is on my clock you can see that the small hand is on 6 and the big

saatimde saatin kaç olduğunu söyleyin küçük ibrenin 6'da ve büyük

hand is on 3 but what time is it how do we express this in English how do we

ibrenin 3'te olduğunu görebilirsiniz ama saat kaç bunu ingilizcede nasıl ifade ederiz

express this in English and there is more than one way don't forget

bunu ingilizcede nasıl ifade ederiz ve birden çok yolu var unutma o

so there is not just one way of expressing this you can express it in

yüzden bunu ifade etmenin tek bir yolu yok

other ways as well hmm time's up I've missed that cock I really

başka şekillerde de ifade edebilirsin hmm zaman doldu ben o horozu kaçırdım gerçekten o

have missed that cock so how do we express this particular time we can

horozu özledim o zaman bu zamanı nasıl

express it as quarter past six so it is quarter past six quarter past six or we

ifade ederiz altıyı çeyrek geçe yani altıyı çeyrek geçiyor altıyı çeyrek geçiyor yada

can also say 6:15 so in that case we are naming or numbering the number of

6:15 de diyebiliriz Saati geçen dakikaların sayısını adlandırıyoruz veya numaralandırıyoruz,

minutes past the hour so there you can see on the screen now there are fifteen

böylece ekranda şimdi görebilirsiniz, saat altıyı geçen saatin on beş dakikası var,

minutes past the hour past six o'clock so it is 6:15 it is quarter past six

yani saat 6:15, altıyı çeyrek geçiyor altıyı çeyrek geçe

quarter past six what about now what time is it now on my clock what time is

şimdi benim saatim kaç şimdi saat kaç

it now

şimdi benim

what time is it on my clock what time is it on my clock but please write it in

saatim kaç benim saatim kaç ama lütfen bunu ingilizce yaz

English write it down in English so don't just

ingilizce yaz bu yüzden

give me the numbers I want you to write it in English write it down so six what

bana sadece istediğim sayıları verme İngilizce yazacaksın yani altı ne

what is it now there it is I think that's more clear now what time is it

o şimdi orada bence bu daha açık şimdi saat kaç

now on my clock time's up literally five past six five past six it

benim saatimde tam anlamıyla altıyı beş geçiyor altıyı beş geçiyor altıyı

is five past six we can also say six oh five as well so it is five minutes past

beş geçiyor biz de yapabiliriz altı oh beş de söyle yani altıyı

six five past six or six oh five so we are putting the our first and then the

beş geçe beş altıyı beş geçiyor ya da altı oh beş yani ilk dakikamızı ve sonra dakikaları koyuyoruz yani

minutes so six oh five or five past six

altı oh beş ya da altıyı beş geçe

so this would be what what would this be what would this be

bu ne olurdu bu ne olurdu bu ne olur

what do you think it would be please let me know what is it so we had five past

sizce ne olur lütfen bana bildirin ne olduğunu yani beş geçmişimiz vardı

so how would you express this that's the music I wondered where the music had

yani nasıl ifade edersiniz bunu bu müzik Merak ettim müzik nereye

gone then it disappeared so what time is it and then after this I am going to

gitti sonra kayboldu yani saat kaç ve sonra bundan sonra ben

give you another one but it will be very different from this very different so

sana bir tane daha vereceğim ama bundan çok farklı olacak bu çok farklı yani

what is it in this particular case it is ten past six ten minutes past six or we

bu özel durumda ne var altıyı on geçe on dakika altıyı geçiyor veya

can say 6:10 6:10 we can also say ten after six so it's ten after six

6:10 6:10 diyebiliriz ayrıca ondan sonra da diyebiliriz altı yani altıyı on geçiyor altıyı on

it is ten past six it is 6 10 so if you are saying it in English if you want to

geçe altı 6 10 yani eğer İngilizce söylüyorsan

actually say it and write it down that is how you will express it 10 past six

gerçekten söylemek ve yazmak istiyorsan bu şekilde ifade edeceksin 10 geçe altı

six 10 10 after six okay here's another one

altı 10 10 altıdan sonra tamam işte bir tane daha,

I'm going to make it a little bit more difficult now a little bit more

onu biraz daha zorlaştıracağım şimdi biraz daha

difficult now what time is it

zorlaştıracağım şimdi saat kaç

now Oh mr. Duncan you naughty man what time is it now by the way when I was at

Oh bay. Duncan seni yaramaz adam şimdi saat kaç bu arada ben okuldayken

school this is the time that the school used to close so my school day when I

bu saat okul kapanıyordu yani ben

was at school used to end at this time but what time is it what is the time

okuldayken okul günüm bu saatte biterdi ama saat kaç zaman saat

what is the time what is the time on my clock can you please write it down in

kaç saatimdeki saat kaç lütfen onu

English write it down in English and let me know what it is you can see that the

ingilizce yazarmısın ingilizce yaz ve ne olduğunu bana söyle

little hand is nearly on four and the other hand the big hand is on eight how

küçük ibre neredeyse dörtte ve diğer el büyük el sekizde

would we express this in English again there is more than one way of doing this

bunu ingilizcede tekrar nasıl ifade ederiz bunu yapmanın birden fazla yolu var

more than one way of expressing this time but what time is it it's coming up

bu sefer birden fazla ifade etmenin birden fazla yolu var ama saat kaç

to the moment of truth you were late then my cock was late so what time is it

hakikat anına geliyor sen geç kaldın o zaman benim aletim geç kaldı yani saatimde saat kaç

on my clock hmm some very interesting answers here okay so in English we will

hmm burada bazı çok ilginç cevaplar tamam yani İngilizcede

often express this time as 22 for 22 for it is 20 minutes before 4 o'clock it is

bu zamanı 22'ye 22 olarak ifade ederiz çünkü saat 4'e 20 dakika kala saat 4'e

20 minutes away from 4 o'clock so there are many ways of describing and

20 dakika uzaklıktadır yani

expressing this particular time you might also say that it is for 4440 it is

Bu belirli zamanı tanımlamanın ve ifade etmenin birçok yolu, 4440 için

22 for sorry 340

22'dir, üzgünüm 340

3:40 so it is 3:40 it is 20 minutes to fall and the reason why we say that is

3:40 yani 3:40, 20 dakikadır ve bunu söylememizin

because it's 40 minutes past 3 o'clock so it is now 40 minutes past 3:00 so we

nedeni 40'tır. saat 3'ü dakika geçiyor, yani şimdi 3:00'ü 40 geçiyor, yani

say 340 340 or 22 fall so you can see it's very confusing even I was getting

340 340 veya 22 düşüyor diyoruz ki çok kafa karıştırıcı benim bile

confused then we never say 40 past 3:00 we don't say 40 past 3:00 we never say

kafam karıştı o zaman asla 40 geçe 3:00 demiyoruz 3:00'ü 40 geçe asla

that ever so we never say 40 past 3:00 you will never hear anyone say it when

bunu söylemeyiz, bu yüzden asla 3:00'ü 40 geçe demiyoruz, size saati söylerken kimsenin bunu söylediğini asla duymazsınız,

they are telling you the time so if this is the time it is 340 22 for 20 minutes

bu yüzden eğer saat buysa saat 4'ten 20 dakika uzakta 340 22'dir.

away from 4 o'clock I hope that helps you shall we have one more because we

'saat umarım bu size yardımcı olur, bir tane daha alabilir miyiz, çünkü

are coming up towards the end of today's livestream time has almost run out can

bugünün canlı yayınının sonuna doğru geliyoruz, zaman neredeyse tükendi, tamam mı,

you believe it okay we will have one more roll fee says roll fee makes a very

bir rulo ücretimiz daha olacak, rulo ücretinin çok

good point it seems easy to tell the time but actually it's very difficult I

iyi bir noktaya değindiğini söylüyor zamanı söylemek kolay ama aslında çok zor

agree with you it is I remember when I was at school as a child they used to

sana katılıyorum ben çocukken okuldayken

have a big clock in the classroom and every day the teacher would ask all of

sınıfta büyük bir saat vardı ve her gün öğretmen

us one by one to tell the time on the clock and sometimes the teacher would

hepimize tek tek sorardı Saatte zamanı söyleyin ve bazen öğretmen

move the clock she would change the time and then ask different people in the

saati hareket ettirirdi, o da zamanı değiştirirdi ve sonra sınıftaki farklı insanlara sorardı, bu

classroom so yes it is a difficult thing to do especially when it when it comes

yüzden evet, özellikle iş

to expressing it so when you when you want to express what time it is

onu ifade etmeye geldiğinde yapılması zor bir şeydir, bu yüzden siz saatin kaç olduğunu ifade etmek istiyorum

sometimes it can be very difficult it can be hard I think so

bazen çok zor olabilir zor olabilir bence o

he was another one

başka biriydi

hmm Oh

hmm işte işte

so there it is I think this might be the last one today because we are running

bugün son olabilir çünkü

out of time so what time is on my clock at the

zamanımız azalıyor peki saat kaç saatimde şu

moment what time is on my clock what time does it say on my clock what time

anda saat kaçta saatimde saat kaç yazıyor

is it the big hand is on the nine the little hand is between 10:00 and 11:00

büyük ibre dokuzda küçük ibre 10:00 ile 11:00 arasında

so it is coming towards 11:00 o'clock it is approaching 11:00 but what time is it

yani 11'e doğru geliyor: 00 saat 11:00'e yaklaşıyor ama saat kaç

how do we express this particular time in English can you tell me well quite a

bu belirli zamanı ingilizcede nasıl ifade ederiz bana iyi anlatırmısınız bir

few people are getting it right for some reason many people know this one I don't

kaç kişi doğru anlıyor nedense bir çok kişi biliyor bunu ben

know why but it seems to be very familiar to many of you watching at the

bilmiyorum neden ama şu anda izleyen çoğunuz için çok tanıdık geliyor

moment ok so what time is it what time is on my clock we have more than one way

tamam öyleyse saat kaç benim saatimde bunu tanımlamanın birden fazla yolu var on bire çeyrek var

of describing this we can say that it is quarter to eleven quarter to eleven so

diyebiliriz on bire çeyrek var yani

on my clock it says quarter to eleven we can also say it is 15 minutes before

benim saatimde on bire çeyrek var on bire 15 dakika var da diyebiliriz

eleven we can also say that it is 10:45 10:45 because forty-five minutes has

10:45 10:45 de diyebiliriz çünkü saat 10'dan bu yana kırk beş dakika

passed since 10 o'clock so we say 10:45 10:45 quarter to 11

geçti yani 10:45 diyoruz 10 :45 çeyrekten 11'e

Dean minutes away from 11 o'clock or 15 before 11 quarter to a quarter to so a

dakika uzaklıkta saat 11'den veya 15'ten önce 11 çeyrekten çeyreğe yani çeyreğe kadar saati bölümlere

quarter so you can see we are dividing the clock up into sections so you have

ayırdığımızı görebilmeniz için onu

five past ten past quarter past twenty past 25 past half past 25 to 22 quarter

beş geçe çeyrek geçe yirmi geçe 25 geçe 25 buçuktan 22ye çeyrekten ona

to ten to five two and then of course we are back to the top of the hour so there

beşe çeyrek var ve sonra tabii ki saatin başına dönüyoruz bu yüzden zamanı

are some interesting ways of describing the time in fact when you think about it

tanımlamanın bazı ilginç yolları var aslında bunu düşündüğünüzde zamanı

there are many many ways of describing the time but what about now what time is

tanımlamanın pek çok yolu var peki ya şimdi saat kaç şimdi

it now now the time is 333 all of the threes

şimdi saat 333 tüm üçlü

so right now it is 3:30 3:30 three minutes past 3:00 o'clock here in the UK

yani şu anda burada İngiltere'de saat 3:30 3:30 saat 3:00'ü üç geçiyor,

which means that it's 27 minutes away from 4:00 o'clock here in the UK I don't

bu da demek oluyor ki buradan 27 dakika uzakta İngiltere'de saat 4:00 Nerede olduğunuzu bilmiyorum

know what time it is where you are because I'm not there

çünkü orada değilim

sadly it is almost time for me to say goodbye can we call it 15 to 11 you

ne yazık ki neredeyse benim veda zamanım 15'e 11 diyebilir miyiz

might say 15 before 11 it is 15 before 11 or 15 to 11 so yes you can but quite

daha önce 15 diyebilirsiniz 11, 11'den önce 15 veya 15'ten 11'e kadar yani evet yapabilirsin ama oldukça

often we will say quarter to quarter two because it is 15 minutes which is a

sık olarak çeyrekten ikiye kadar deriz çünkü 15 dakikadır ki bu bir

quarter of an hour

çeyrek saattir

very interesting test thank you Christina I hope you enjoyed that I know

çok ilginç bir test teşekkürler Christina Umarım beğenmişsindir bunu bildiğim için

it seems like a very simple thing but as I've discovered in life quite often the

çok basit bir şey gibi görünüyor ama hayatta oldukça sık keşfettiğim gibi,

simplest things can be the most complex or complicated to explain trust me

en basit şeyler açıklanması en karmaşık veya karmaşık olabilir, güven bana

it's true thank you very much for your company today thank you to everyone so

bu doğru, bugün şirketiniz için çok teşekkür ederim, herkese teşekkür ederim,

many lovely people here today thanks for joining me I will be back with you on

bugün burada çok sayıda sevimli insan var. bana katıldığınız için teşekkürler Pazar günü sizinle birlikte olacağım Pazar günü saat

Sunday I am back on Sunday 2 p.m. UK time with more of this and don't forget

14:00'te geri dönüyorum. İngiltere zamanı bununla daha fazlası ve unutmayın

you can catch me Sunday Wednesday and Friday unfortunately we are now out of

beni Pazar Çarşamba ve Cuma yakalayabilirsiniz ne yazık ki artık zamanımız tükendi

time time has beaten us unfortunately I have run out of time my time is up

zaman bizi yendi ne yazık ki zamanım tükendi zamanım doldu zaman

time's up mr. Duncan it is time for you to go can you say half - no you can't

doldu bayım. Duncan gitme zamanın geldi yarım diyebilir misin - hayır yapamazsın

you can never say half - you can always say half past so you never say half -

asla yarım diyemezsin - her zaman yarım diyebilirsin yani asla yarım diyemezsin -

you always say half past so for example this time is always half past half past

her zaman yarım diyebilirsin yani örneğin bu saat hep yarımdır on buçuk on buçuk

ten half past ten so halfway is always expressed as half past half past you

yani yarı yol her zaman yarım buçuk olarak ifade edilir otuz

might also say thirty minutes past so here you can see 30 minutes have pressed

dakika geçmiş de diyebilirsiniz yani burada 30 dakikanın

30 minutes past but quite often we will say half past it is half past ten half

30 dakika geçmiş olduğunu görebilirsiniz ama oldukça sık olarak geçe yarısı on buçuk olduğunu söyleriz

past 10:00 or 10:30 I hope you've enjoyed today's class it has been a very

10:00 veya 10:30 Umarım bugünkü dersten keyif almışsınızdır, çok

long one and to be honest with you I have given you a lot of information

uzun bir ders oldu ve size karşı dürüst olmak gerekirse bugün size tonlarca bilgi verdim,

today tons of information Thank You Rolfie congratulations mr.

teşekkürler Rolfie tebrikler bay.

Duncan thank you very much it's very kind of you thank you so much mr. Duncan

Duncan çok teşekkür ederim, çok naziksiniz, çok teşekkür ederim Bay. Duncan,

it was great mind yourself and see you on Sunday well

kendinize dikkat edin ve Pazar günü görüşürüz,

tomorrow I am out and about with mr. Steve we are going to a couple of places

yarın Bay Duncan ile dışarıdayım. Steve yarın birkaç yere gidiyoruz

tomorrow we are going to a place called lemming Tain's baa because mr. Steve

lemming Tain's baa diye bir yere gidiyoruz çünkü Mr. Steve

will be having some singing practice and then we are going to see my mummy

biraz şan pratiği yapacak ve sonra annemi göreceğiz

because my mother for those who have been watching my mother is not very well

çünkü izleyenler için annem şu anda pek iyi değil

at the moment however she is slowly on the road to recovery I am thankful to

ama yavaş yavaş iyileşme yolunda.

say thank you very much I hope you have a good weekend stay happy stay safe

çok güzel bir hafta sonu geçirmenizi dilerim mutlu kalın güvende kalın

don't forget don't forget to wash your hands and stay clean stay away from that

unutmayın ellerinizi yıkamayı ve temiz kalmayı unutmayın o korkunç koronavirüsten uzak durun

horrible coronavirus and I will see you on Sunday 2:00 p.m. UK time

pazar 14:00'te görüşürüz. İngiltere saati,

this is mr. Duncan that's me by the way in the birthplace of English saying

bu bay. Duncan bu arada İngilizcenin doğum yerindeki ben,

thanks for watching me today thanks for joining me

bugün beni izlediğiniz için teşekkürler, bana katıldığınız için teşekkürler,

have a super day have a great weekend and I will see you very soon and of

iyi günler iyi hafta sonları ve çok yakında görüşürüz ve

course until the next time we meet here on YouTube

tabii ki YouTube Tatar'da bir dahaki sefere buluşana kadar

Tatar for now

Şimdi