"THINK BIG" - Hopes & Dreams Lesson - English Addict 240 - 🚨LIVE CHAT🚨 - Sun12th March 2023

Welcome to today's live stream.

Bugünkü canlı yayına hoş geldiniz.

I hope you are feeling well.

Umarım iyi hissediyorsundur.

I know

I'm going to be accused of being misleading because there is no Mr Steve today.

Yanıltıcı olmakla suçlanacağımı biliyorum çünkü bugün Bay Steve yok. Bugünkü canlı yayın boyunca

That is all you are going to see of Mr Steve throughout today's live stream.

Bay Steve hakkında göreceğiniz tek şey bu . İşte

Oh, there you are.

buradasın.

Hello there.

Selamlar.

How nice to see you.

Seni görmek ne güzel.

Joining me here today in the studio.

Bugün burada, stüdyoda bana katılıyor.

And yes, I am on my own, unfortunately.

Ve evet, ne yazık ki tek başımayım.

I'm ever so sorry about that.

Bunun için çok üzgünüm.

But unfortunately, we don't have Mr. Steve today.

Ama ne yazık ki, bugün elimizde Bay Steve yok.

Steve is not with us because he's busy doing some shows.

Steve bazı şovlar yapmakla meşgul olduğu için bizimle değil.

He's gone now to a rehearsal.

Şimdi provaya gitti.

So that's the reason why he's not here today, for which I apologise.

Demek bugün burada olmamasının nedeni bu, bunun için özür dilerim.

I know there are many people who love Mr. Steve.

Bay Steve'i seven birçok insan olduğunu biliyorum.

Where is Mr. Steve? Mr. Duncan.

Bay Steve nerede? Bay Duncan.

Where is he?

O nerede?

Where he's Mr. Steve.

Bay Steve olduğu yer.

I know. I know what happens.

Biliyorum. Ne olduğunu biliyorum.

You are all waiting for Steve to arrive, but there is no Steve.

Hepiniz Steve'in gelmesini bekliyorsunuz ama Steve yok. Bu

So I have a feeling that maybe a lot of people will be clicking away right now.

yüzden, belki de pek çok insanın şu anda tıklayıp uzaklaşacağına dair bir his var içimde.

Please don't. Please don't leave me.

Lütfen yapma. Lütfen beni bırakma.

I will become very lonely. Hi, everybody.

Çok yalnız olacağım. Selam millet.

This is Mr. Duncan in England.

Ben İngiltere'den Bay Duncan.

How are you today?

Bugün nasılsın? İyi misin

Are you okay? I hope so. Are you happy?

? Umarım. Mutlu musun? Kendinizi

Are you feeling happy and cheerful?

mutlu ve neşeli hissediyor musunuz?

What are your hopes?

Umutların neler?

What are your desires?

Arzuların neler?

I wonder.

Merak ediyorum.

We are talking all about that today.

Bugün bunların hepsini konuşuyoruz.

We are talking about your hopes. Your dreams,

Umutlarınızdan bahsediyoruz. Hayalleriniz,

your ambitions, the things you want in your life.

hırslarınız, hayatınızda olmasını istediğiniz şeyler.

Maybe possession means maybe certain things,

Belki sahip olmak, belki de bazı şeyler,

certain items that you want.

istediğiniz bazı eşyalar anlamına gelir.

Or maybe something you hope that

Ya da belki gelecekte yapabileceğinizi umduğunuz bir şey

in the future you will be able to do.

.

So we are talking about hopes, dreams, desire,

Yani umutlardan, hayallerden, arzulardan,

all of those things.

bunların hepsinden bahsediyoruz.

Today's topic and of course, we are here with the live chat as well.

Bugünün konusu ve tabii ki canlı sohbet ile de karşınızdayız.

I hope you are feeling good.

Umarım iyi hissediyorsundur.

Yes, we have made it

Evet,

all the way to the end of another week and we are around

bir haftanın daha sonuna kadar geldik ve

halfway through March already.

Mart ayının neredeyse yarısına geldik bile.

Can you believe it?

Buna inanabiliyor musun?

Well, I certainly can't.

Şey, kesinlikle yapamam.

Yes, it's Sunday.

Evet, bugün Pazar.

Hello.

Merhaba.

Sunday is back and so am I. Oh.

Pazar geri döndü ve ben de öyle.

Oh, it's ever so nice being here with you.

Oh, burada seninle olmak çok güzel.

Sunday, March the 12th.

12 Mart Pazar.

By the way, next weekend.

Bu arada, önümüzdeki hafta sonu.

Can I just say it is Mother's Day

next weekend, Mothering Sunday.

Önümüzdeki hafta sonu Anneler Günü, Anneler Pazarı diyebilir miyim?

And here in the UK, lots of people buy gifts, cards

Ve burada Birleşik Krallık'ta pek çok insan anneleri ve tabii ki Steve için hediyeler, kartlar

and all sorts of things for their mother and of course, for Steve.

ve her türden şey satın alıyor .

Next week.

Gelecek hafta.

So I'm going to warn you now if Steve seems a little unhappy next week,

Bu yüzden Steve önümüzdeki hafta biraz mutsuz görünürse sizi şimdi uyaracağım,

that's the reason why, because he is missing his mother so much.

nedeni bu, çünkü annesini çok özlüyor.

In fact, we were talking about it this morning, how strange it feels

Aslında, bu sabah bundan bahsediyorduk ,

not to have Mr.

Bay

Steve's mother around in this world.

Steve'in annesinin bu dünyada olmamasının ne kadar tuhaf hissettirdiğinden.

It feels very strange

Çok garip hissettiriyor

and we are both still trying to make sense of it all.

ve ikimiz de hala her şeye anlam vermeye çalışıyoruz.

Sometimes life has no sense.

Bazen hayatın hiçbir anlamı yoktur.

Have you noticed?

Fark ettin mi?

Sometimes life has no actual sense.

Bazen hayatın gerçek bir anlamı yoktur.

Sometimes things make no sense.

Bazen bazı şeyler anlamsızdır.

Sometimes things seem odd or bizarre.

Bazen işler tuhaf veya tuhaf görünür.

And sometimes we spend a lot of time sitting, pondering,

Ve bazen oturup, düşünerek,

wondering about life and all of the things that happen.

hayat ve olan her şey hakkında merak ederek çok zaman harcıyoruz.

But the one thing we always have and the thing we can keep

Ama her zaman sahip olduğumuz ve

in our hearts, our memories, and of course,

kalbimizde tutabileceğimiz tek şey, anılarımız ve elbette, kulağa

hope for the future

for our own lives, however selfish it might sound.

ne kadar bencilce gelse de, kendi hayatlarımız için gelecek için umut.

We all have desires.

Hepimizin arzuları var.

We all we all have dreams.

Hepimizin hayalleri var.

As for our lives, I think so.

Hayatlarımıza gelince, bence öyle.

Can I say hello to the live chat?

Canlı sohbete merhaba diyebilir miyim?

Hello, Live chat.

Merhaba, Canlı sohbet.

Nice to see you here today.

Bugün seni burada görmek güzel.

Have you joined me yet?

Henüz bana katıldın mı?

If you haven't joined the live chat then maybe

Canlı sohbete katılmadıysanız, belki de

you should.

katılmalısınız.

Come on, chop chop.

Haydi, doğrayın doğrayın.

So for some people who can't see the live chat,

Bu nedenle, canlı sohbeti göremeyen bazı kişiler için

you might have to refresh your page.

sayfanızı yenilemeniz gerekebilir.

I have received some comments from people

saying they can't join the live chat.

Canlı sohbete katılamayacaklarını söyleyen insanlardan bazı yorumlar aldım.

Well, that's because perhaps you need to refresh your page.

Bunun nedeni, belki de sayfanızı yenilemeniz gerekmesidir.

So that is the thing you might have to do.

Yani yapman gereken şey bu. Burada

We have had a crazy week

çılgın bir hafta geçirdik

here and absolutely crazy week.

ve kesinlikle çılgın bir hafta geçirdik.

I will be honest with you.

sana karşı dürüst olacağım

The weather has been

Hava

very bizarre.

çok tuhaflaştı.

Bizarre weather this week.

Bu hafta tuhaf bir hava var.

We've had snow and Mr.

Kar yağdı ve Bay

Steve and myself because Mr.

Steve ve ben, çünkü Bay

Steve isn't working anymore.

Steve artık çalışmıyor.

We decided the other morning to go out for a walk

Geçen sabah çok erken saatlerde yürüyüşe çıkmaya karar verdik

very early in the morning and it was a very eventful walk

ve gece kar yağdığı için çok olaylı bir yürüyüş oldu

because it had been snowing during the night.

.

But not only that, it was still snowing when we went on our walk.

Ama sadece bu da değil, yürüyüşümüze çıktığımızda hala kar yağıyordu . Yaşananlara

Would you like to have a little a little look at some of what happened?

biraz göz atmak ister misiniz ?

So there you can see Mr.

Orada Bay

Steve walking along and I'm walking behind him.

Steve'in yürüdüğünü görebilirsiniz ve ben de onun arkasında yürüyorum. Hafta boyunca çektiğim

You might say that Mr.

Steve is the star of all of the videos that I filmed during the week

tüm videoların yıldızı Bay Steve diyebilirsiniz

because I was holding the camera and Mr.

çünkü kamerayı tutuyordum ve Bay

Steve is walking in front of me.

Steve önümde yürüyor.

But there you can see the beautiful, snowy landscape.

Ama orada güzel, karlı manzarayı görebilirsiniz.

What a lovely day it was.

Ne güzel bir gündü.

So that was the beginning of last week.

Yani geçen haftanın başıydı.

In fact, I think it was Tuesday, Tuesday or Wednesday.

Aslında, sanırım salı, salı veya çarşambaydı.

I have a feeling it was Wednesday.

Çarşamba olduğunu hissediyorum.

It's been a very strange week this week.

Bu hafta çok garip bir hafta oldu.

So there is Mr.

Steve walking in front of me through the beautiful winter wonderland.

Güzel kış harikalar diyarında önümde yürüyen Bay Steve var.

And to say that

Ve

the snow caused a lot of chaos is an understate statement.

karın çok fazla kaosa neden olduğunu söylemek, yetersiz bir ifadedir.

Take a look at this.

Şuna bir bak.

So there is Mr.

Yani

Steve once again walking in front of me, but also you can see the traffic on

bir kez daha önümde yürüyen Bay Steve var, ama aynı zamanda yollardaki trafiğin

the roads are well, all of the traffic is struggling

iyi olduğunu da görebilirsiniz, tüm trafik

to get up the hill because there is so much snow

tepeye çıkmak için mücadele ediyor çünkü çok fazla kar var

and it was cold and all of the roads were freezing

ve hava soğuktu ve her şey Yolların çoğu donuyordu

and many of the cars were stuck,

ve

including these very large lorries.

bu çok büyük kamyonlar da dahil olmak üzere birçok araba mahsur kaldı.

As you can see, they are all having difficulty driving up the hill.

Gördüğünüz gibi hepsi yokuş çıkmakta zorlanıyor.

And this particular video clip

Ve şu anda görebildiğiniz bu özel video klip

that you can see now was actually use just on the local TV news.

aslında sadece yerel TV haberlerinde kullanılıyordu.

Can you believe it?

Buna inanabiliyor musun?

So this actually appeared on the local news in this area

Yani bu aslında bu bölgedeki yerel haberlerde çıktı

and hundreds of thousands of people tuning into their television

ve

were able to see this the other night.

geçen gece televizyonlarını izleyen yüzbinlerce insan bunu görebildi.

However,

Ancak

they didn't see all of it.

tamamını göremediler.

So this is actually what happened after this particular clip.

Yani bu aslında bu özel klipten sonra olan şeydi.

And you can see all of the cars are struggling.

Ve tüm arabaların mücadele ettiğini görebilirsiniz.

They are finding it very difficult to negotiate

or drive across the snow and ice.

Kar ve buz üzerinde müzakere etmeyi veya araba sürmeyi çok zor buluyorlar.

And that is one of the things you often notice.

Ve bu, sıklıkla fark ettiğiniz şeylerden biridir. Karda

One of the problems with driving a big heavy car

büyük, ağır bir araba kullanmanın sorunlarından biri,

in the snow is quite often it will get stuck.

oldukça sık olarak takılıp kalmasıdır.

The wheels will spin around and around.

Çarklar kendi etrafında ve etrafında dönecek.

And unfortunately,

Ve ne yazık ki,

what normally happens is the car will get stuck.

normalde olan şey, arabanın sıkışıp kalmasıdır.

However, sometimes you need to give the car a little push

Ancak, bazen arabayı biraz itmeniz

and guess who was kind enough to give someone a push the other day?

ve geçen gün kimin birisini itecek kadar nazik olduğunu tahmin etmeniz gerekir.

Well, yes, we are talking all about Mr. Steve.

Evet, tamamen Bay Steve'den bahsediyoruz. İşte

There he is. He's helping someone there.

burada. Orada birine yardım ediyor.

He's talking to them, giving them some advice.

Onlarla konuşuyor, onlara bazı tavsiyeler veriyor. İşte

There he is.

burada.

Lovely, Mr.

Harika, Bay

Steve, but also Mr.

Steve, ama aynı zamanda Bay

Steve was offering his his strength,

Steve arabaları itmek için gücünü,

his physical strength

fiziksel gücünü sunuyordu

to push the cars.

.

Would you like to see Mr.

Bay Steve'i görmek ister misiniz

Steve?

? İşte

There he is.

burada.

Mr. Steve is helping someone to push a car off the road

Bay Steve, güvenli bir yerde olması için birinin bir arabayı yoldan çekmesine yardım ediyor

so it is in a safe place. Mr.

. Bay

Steve All I can say is you are a hero.

Steve Tüm söyleyebileceğim, siz bir kahramansınız.

It almost deserves a round of applause, doesn't it?

Neredeyse bir alkışı hak ediyor değil mi?

I think so.

Bence de.

We might give it to him next week.

Gelecek hafta ona verebiliriz.

We will see what happens.

Ne olacağını göreceğiz.

So there it was, the dramatic scenes of the snow

İşte hafta boyunca yağan karın dramatik sahneleri oradaydı

that came down during the week and it was amazing.

ve inanılmazdı.

It was so cold.

Çok soğuktu.

And the other thing that I want to mention,

Ve bahsetmek istediğim diğer bir şey,

the other thing I want to mention is a few days ago

bahsetmek istediğim diğer bir şey de birkaç gün önce

here on the live stream, I was complaining that we hadn't

burada canlı yayında kar yağmadığından şikayet ediyordum

had any snow.

.

I was really, really getting upset because I felt a bit disappointed

Gerçekten ama gerçekten üzülüyordum çünkü biraz hayal kırıklığına uğradım

because this winter we had had no snow and guess what?

çünkü bu kış hiç kar yağmamıştı ve tahmin edin ne oldu?

Last week we had snow not once, but twice.

Geçen hafta bir değil iki kez kar yağdı.

So we had a lot of snowfall last week and

Bu yüzden geçen hafta çok kar yağdı ve

we went out and about.

dışarı çıktık.

We were walking in the snow.

Karda yürüyorduk.

One of the things I love about walking in the snow is as you walk along,

Karda yürümenin sevdiğim yönlerinden biri de yürürken ayaklarınız karda çıtırdarken o

you can hear that wonderful sound

harika sesi duyabilmenizdir

as your feet crunch

along the snow.

.

I love that sound very much indeed.

Bu sesi gerçekten çok seviyorum.

So a very eventful week.

Yani çok olaylı bir hafta.

And as I mentioned, Mr.

Bahsettiğim gibi, Bay

Steve is busy doing lots of things at the moment.

Steve şu anda pek çok şeyle meşgul.

He's in a show and he's also rehearsing

O bir şovda ve aynı zamanda

for another performance, which is where he is today.

bugün bulunduğu başka bir performans için prova yapıyor.

So that's why there is no Mr.

Demek bu yüzden Bay

Steve, please don't get too upset about this.

Steve yok, lütfen bu konuda fazla üzülmeyin.

There is nothing I can do.

Yapabileceğim bir şey yok.

Hello to the live chat.

Canlı sohbete merhaba.

Nice to see you here as well. Yes, we are back together.

Seni burada görmek de güzel. Evet, tekrar birlikteyiz.

English addict, and it's myself on my own.

İngiliz bağımlısı ve tek başımayım.

Mr. Duncan.

Bay Duncan. E

Hello to.

merhaba.

Oh, hello, Vitesse. Vitesse.

Merhaba, Vitesse. Vitesse.

Congratulations to you.

Tebrikler.

You are first on today's live chat.

Bugünkü canlı sohbette birincisiniz.

Very good.

Çok güzel.

Vitesse is first.

Vitesse birinci.

Beatrice is also here.

Beatrice de burada.

Hello, Beatrice. Are you excited?

Merhaba, Beatrice. Heyecanlı mısın?

I'm excited.

Heyecanlıyım.

Do you know why we are both excited?

İkimiz de neden heyecanlıyız biliyor musun?

I might talk about that later on.

Bunun hakkında daha sonra konuşabilirim.

Francesca is here as well.

Francesca da burada.

Hello. Francesca is your shared.

Merhaba. Francesca senin payın.

We also have. Who else is here?

Ayrıca buna sahibiz. Burada başka kim var?

I think we have someone maybe watching from.

Sanırım bizi izleyen birileri var.

I want to say maybe Korea

Kore de olabilir demek istiyorum

also. We have. Oh, yes, of course.

. Sahibiz. Evet, elbette.

Can we say a big hello to you?

Size kocaman bir merhaba diyebilir miyiz?

We spend.

Harcarız.

Agnes is here today.

Agnes bugün burada.

Hello, Louis. Nice to see you back.

Merhaba Louis. Seni tekrar görmek güzel.

And as I mentioned a few moments ago, I'm excited.

Ve birkaç dakika önce bahsettiğim gibi, heyecanlıyım.

I think Lewis is excited.

Bence Lewis heyecanlı.

Beatrice is feeling excited because we are still arranging

Beatrice,

the big meetup

that is happening in June.

Haziran ayında gerçekleşecek olan büyük buluşmayı hâlâ düzenlediğimiz için heyecanlı hissediyor.

And if you would like to join up, if you'd like to, to be there

Ve katılmak isterseniz,

when we all meet together,

hep birlikte bir araya geldiğimizde orada olmak istiyorsanız,

please let me know by writing to my email address.

lütfen e-posta adresime yazarak bana bildirin.

Yes, we are meeting up in Paris.

Evet, Paris'te buluşuyoruz.

It should be interesting.

İlginç olmalı.

Very interesting indeed. Hello.

Gerçekten çok ilginç. Merhaba.

Also to Maria.

Ayrıca Maria'ya.

Maria, I haven't seen you for a while,

Maria, seni bir süredir görmedim

or at least it feels like it anyway.

ya da en azından öyle hissettiriyor.

Francisca

Francisca

Also Mohsen is here as well.

Ayrıca Mohsen de burada.

Hello, Mohsen.

Merhaba Muhsin.

Nice to see you all here today.

Bugün hepinizi burada görmek güzel.

Also, Valentin is here.

Ayrıca Valentin burada.

Wow. Well, lots of people already joining me.

Vay. Pek çok kişi şimdiden bana katılıyor.

It's nice to see you here today.

Bugün seni burada görmek güzel.

Hello. Also to Carla.

Merhaba. Ayrıca Carla'ya.

Hello, Carla.

Merhaba Carla.

Nice. A nice name.

Güzel. Güzel bir isim.

And hopefully you will have a nice time here today.

Ve umarım bugün burada iyi vakit geçirirsin.

Hello, Miguel Khokhar.

Merhaba, Miguel Khokhar.

Hello to you.

Merhaba sana.

Yesterday it was my birthday.

Dün benim doğum günümdü.

Says Mega happy birthday to you for yesterday.

Mega, dün için sana mutlu yıllar diyor.

I will send you now.

seni şimdi göndereceğim

My belated my late

Gecikmiş geç

birthday greetings to you.

doğum günü selamlarım sana.

I hope you had a good day yesterday on your birthday

Umarım dün doğum gününde iyi bir gün geçirmişsindir

rehab is here as well.

rehabilitasyon da burada.

By the way, we weren't here on Wednesday.

Bu arada, Çarşamba günü burada değildik.

You may have noticed I wasn't here.

Burada olmadığımı fark etmiş olabilirsin.

And I'm going to explain a bit more about that later

Ve daha sonra canlı yayında bununla ilgili biraz daha açıklayacağım

on in the live stream, because there are some changes happening,

, çünkü bazı değişiklikler oluyor,

maybe some bad changes or maybe some good changes,

belki bazı kötü değişiklikler veya belki bazı iyi değişiklikler,

depending on your opinion, I suppose.

sanırım sizin fikrinize bağlı olarak.

Hello also to who else is here?

Merhaba ayrıca burada başka kim var?

Fernando is here as well.

Fernando da burada.

We have a controversy.

Bir tartışmamız var.

We have controversy.

Tartışmamız var.

It's a great word that controversy.

Tartışma yaratan harika bir kelime.

If you have controversy, you have maybe a situation

Tartışmanız varsa, belki

where people's opinion ads have become very strong about an event,

bir olay hakkında insanların fikir reklamlarının çok güçlü hale geldiği bir durumunuz vardır,

maybe something that happened or maybe something a person said

belki yaşanmış bir şey veya belki bir kişinin söylediği bir şey

there is controversy or controversy.

tartışma veya tartışmadır.

So there are two ways of pronouncing that word.

Yani bu kelimeyi telaffuz etmenin iki yolu vardır.

A lot of people are getting upset at the moment because famous people,

Şu anda pek çok insan üzülüyor çünkü ünlü insanlar,

celebrities are voicing,

ünlüler seslendiriyor,

they are expressing their personal opinions

about all of the things happening around the world, whatever they are.

dünyada olup biten her şey hakkında, her ne olursa olsun kişisel görüşlerini ifade ediyorlar.

And there are many things happening at the moment.

Ve şu anda olan birçok şey var.

So is it right?

Yani doğru mu? Ünlü olan

Would you say that it is right for people

insanlar için mi yoksa

who are famous or people who are celebrities?

ünlü olan insanlar için mi doğru diyeceksiniz? Artık siyasete atılmaları

Would you say that it's a good thing for them to become involved

sizce iyi bir şey mi

with politics now?

?

I suppose it depends on what their position is.

Sanırım pozisyonlarının ne olduğuna bağlı.

So we have a particular situation at the moment

Yani

where a person who normally commentates

normalde futbol maçları hakkında yorum yapan bir kişinin

on football matches is now expressing personal opinions

artık sosyal medyada kişisel görüşlerini ifade ettiği şu anda özel bir durumumuz var

on social media and in this situation it is Twitter.

ve bu durumda bu Twitter'dır.

And as you know, if you are a person who uses Twitter, you will know

Ve bildiğiniz gibi, Twitter kullanan biriyseniz,

it is

bunun

a minefield.

bir mayın tarlası olduğunu bileceksiniz.

And the reason why I say that is because lots of people go on to Twitter

Ve bunu söylememin nedeni, birçok insanın Twitter'a girmesi

and they give their opinions about things.

ve bir şeyler hakkında fikirlerini belirtmesidir.

I know sometimes I do it, but I suppose in my situation

Bazen yaptığımı biliyorum, ama sanırım benim durumumda

because because I'm here talking

çünkü burada

in general terms about everything, I think I'm in a position

her şey hakkında genel terimlerle konuştuğum için, bazen fikirlerimi ifade edebileceğim bir konumda olduğumu düşünüyorum

where I can express opinions

sometimes, and of course I am independent.

ve tabii ki bağımsızım.

I'm not tied to any company, I am independent.

Herhangi bir şirkete bağlı değilim, bağımsızım.

I do all this myself, as I suppose

Tüm bunları kendim yapıyorum, sanırım

you might describe me as a freelance,

beni serbest çalışan,

a freelance presenter maybe, or freelance teacher.

belki serbest sunucu veya serbest öğretmen olarak tanımlayabilirsiniz. Bu

So I do have a lot of freedom, maybe more freedom than certain

yüzden çok fazla özgürlüğüm var, belki televizyondaki bazı ünlülerden veya sunuculardan daha fazla özgürlüğe sahibim

celebrities or presenters on television,

and may maybe they have to sign a contract

ve belki de

to say that they won't express their personal opinions

kişisel görüşlerini ifade etmeyeceklerini

or get involved in political arguments.

veya siyasi tartışmalara dahil olmayacaklarını söylemek için bir sözleşme imzalamaları gerekebilir.

So what do you think? Have you ever had

Yani ne düşünüyorsun? Hiç

a situation in your country where someone,

ülkenizde

someone well-known or famous, has started making political statement?

tanınmış veya ünlü birinin siyasi açıklamalar yapmaya başladığı bir durumla karşılaştınız mı?

I suppose there is one person I can think of at the moment

Sanırım şu anda aklıma gelen bir kişi var

and that that must be Imran Khan in Pakistan.

ve bu kişi Pakistan'dan İmran Han olmalı.

So he was a cricket player, well known here,

Yani burada iyi tanınan bir kriket oyuncusuydu,

but now, of course, he's moved completely into politics.

ama şimdi, tabii ki, tamamen politikaya girdi.

So we do have things like that occurring where maybe a celebrity

Bu yüzden, belki bir ünlünün

will express their opinions about a certain thing

belirli bir şey hakkında fikirlerini açıklayacağı

and and maybe later they will move into politics.

ve belki daha sonra siyasete gireceği böyle şeyler oluyor.

And it has happened in the past.

Ve geçmişte oldu.

I suppose a good example would be Ronald Reagan.

Sanırım iyi bir örnek Ronald Reagan olurdu.

So Ronald Reagan, before he became president

Ronald Reagan, 1980'lerde ABD başkanı olmadan önce

of the USA in the 1980s,

he was a Hollywood movie star.

bir Hollywood film yıldızıydı.

So it would seem very strange

Bu yüzden

to think of that, to think of someone who was an actor,

bunu düşünmek, aktör olan

and eventually they become the president of the USA.

ve sonunda ABD başkanı olan birini düşünmek çok garip gelebilir.

It's not amazing. So

Bu harika değil. Yani

it can happen.

olabilir.

But what about you? Do you think it's a good idea?

Peki ya sen? Bunun iyi bir fikir olduğunu düşünüyor musun?

Is it a good idea for celebrities to become political?

Ünlülerin siyasete girmesi iyi bir fikir mi?

I know in the music industry.

Müzik sektöründen biliyorum.

So when we think about singers, performers,

Yani şarkıcıları, icracıları düşündüğümüzde,

quite often they will

çoğu zaman

they will become involved in politics because of their work.

işleri nedeniyle siyasete karışacaklar. Francisca,

Maybe they write songs about certain issues,

belki belirli konular hakkında şarkılar yazıyorlar

or maybe they become involved in a particular cause,

veya belirli bir amaca dahil oluyorlar,

something that is helping other people to to survive

bu da diğer insanların hayatta kalmasına

or get through a serious situation, Francisca says.

veya ciddi bir durumu atlatmasına yardımcı oluyor, diyor Francisca.

Yes, the BBC anchor man

Evet, BBC spikeri, ne

was sanctioned for having

for expressing his opinions about nor on Twitter.

hakkında ne de Twitter'da görüşlerini ifade ettiği için cezalandırıldı.

Yes, well, I suppose the thing that a lot of people are talking

Evet, sanırım birçok insanın bahsettiği şey

about is not only celebrities, but people in general.

sadece ünlüler değil, genel olarak insanlar.

And there is always an issue, some sort of issue

Ve her zaman bir sorun vardır, insanların konuşacağı bir tür sorun

that people will talk about,

,

whatever it is, maybe human rights.

her ne ise, belki insan hakları.

I suppose when we think about something controversial

Sanırım tartışmalı

or something that people feel strongly about,

veya insanların şiddetle hissettiği bir şey hakkında düşündüğümüzde,

human rights would be one of those big issues.

insan hakları bu büyük sorunlardan biri olacaktır.

So I would say that that is something that is often talked about.

Bu yüzden sık sık konuşulan bir şey olduğunu söyleyebilirim.

So that is really what this particular situation

Yani bu özel durum gerçekten

is connected to and that is the way

bununla bağlantılı ve

in which this country treats illegal

bu ülkenin yasa dışı

immigrants, people who are coming into the country illegally.

göçmenlere, ülkeye yasa dışı yollardan gelen insanlara davranış şekli bu.

So that is what it's all about.

Yani her şey bununla ilgili.

That is the reason why people are getting upset about two things.

İnsanların iki şeye üzülmesinin nedeni budur .

They are getting upset about the actual issue of immigration,

Asıl göçmenlik meselesine üzülüyorlar

but also they are becoming a little angry because of very wealthy celebrities

ama aynı zamanda çok zengin ünlülerin

living a very comfortable life,

çok rahat bir hayat sürmeleri,

expressing their opinions about things that maybe

belki de yorum yapmamaları gereken şeyler hakkında fikirlerini açıklamaları nedeniyle biraz kızıyorlar

maybe they should not be commenting on.

.

So it is a very difficult thing.

Bu yüzden çok zor bir şey.

Hello, Carmen.

Merhaba Carmen.

I wonder why they moved into politics.

Neden siyasete girdiklerini merak ediyorum.

I think it is easier for them to get a political position

Bence siyasi bir pozisyon

and maybe much better salary.

ve belki çok daha iyi maaş almaları onlar için daha kolay.

I think maybe a little bit of both.

Bence ikisinden de biraz.

So maybe if a person is a performer, maybe they write songs,

Yani bir insan icracıysa belki şarkı yazıyordur,

maybe they are an activist.

belki aktivisttir.

And this has happened a lot over the years.

Ve bu yıllar boyunca çok oldu.

Many people have been become involved.

Birçok kişi dahil oldu.

I suppose one one good example

Sanırım iyi bir örnek

would be John Lennon from the Beatles.

Beatles'tan John Lennon olacaktır.

So throughout his life after the Beatles,

Böylece Beatles'tan sonraki hayatı boyunca

he became very much involved in the peace movement.

barış hareketine fazlasıyla dahil oldu.

And he was against, I suppose he was against nuclear weapons

Ve karşıydı, sanırım nükleer silahlara

and war in general.

ve genel olarak savaşa karşıydı.

So I suppose, yes, John Lennon would be a good example of that,

Sanırım, evet, John Lennon buna iyi bir örnek olurdu

and I suppose there are many others as well.

ve sanırım daha birçokları da var.

I'm sure you can think of one straight away.

Eminim hemen bir tane düşünebilirsiniz.

I'm sure you can think of one.

Eminim bir tane düşünebilirsin.

I would not describe myself as political.

Kendimi politik olarak tanımlamazdım.

I don't think I am a political person.

Politik bir insan olduğumu düşünmüyorum.

You would never really know what my political views are because sometimes

Siyasi görüşlerimin ne olduğunu asla tam olarak bilemezsiniz çünkü bazen

I might express some things that might make you think

size

that I have a particular political view.

belirli bir siyasi görüşüm olduğunu düşündürecek bazı şeyler ifade edebilirim.

But then maybe the following week I will say something else

Ama sonra belki önümüzdeki hafta, aksini düşünmenize yol açabilecek başka bir şey söyleyeceğim

which might lead you to think the opposite.

.

So it can happen, to be honest with you.

Dürüst olmak gerekirse bu olabilir.

I read all sorts of material.

Her türlü materyali okurum. Politik tartışmanın

I read news stories concerning both sides

her iki tarafıyla ilgili haberler okudum

of the political

argument, whatever that argument happens to be.

, bu tartışma ne olursa olsun.

So to be honest with you, I don't read and I don't watch

Size karşı dürüst olmak gerekirse,

certain things on the Internet.

internette bazı şeyleri okumuyorum ve izlemiyorum.

I actually like to look at both sides of the argument

Aslında tartışmanın her iki tarafına da bakmayı seviyorum

and quite often it is the best way of doing it, to be honest with you.

ve size karşı dürüst olmak çoğu zaman bunu yapmanın en iyi yolu.

You should judge it is sick

Bunun

and tired of politics.

siyasetten bıkmış ve bıkmış olduğuna karar vermelisiniz.

I don't even watch TV, especially the news.

Televizyon bile izlemiyorum, özellikle haberleri.

I will agree with you to a certain degree

of that particular opinion.

Bu özel görüşe bir dereceye kadar katılıyorum.

Yes, I think sometimes we hear too much about it.

Evet, bazen onun hakkında çok fazla şey duyduğumuzu düşünüyorum.

I think it can become something that is always there.

Bence her zaman orada olan bir şeye dönüşebilir.

You can't get away from it.

Ondan kaçamazsın.

You turn on your computer, maybe you want to watch something.

Bilgisayarınızı açarsınız, belki bir şeyler izlemek istersiniz.

Sunny, maybe you want to be cheered up.

Sunny, belki neşelenmek istersin.

And the first thing you see is all of the news stories,

Ve ilk gördüğünüz şey, tüm haberler,

the latest thing that is happening,

olan son şeyler

and quite often it does involve politics.

ve çoğu zaman politikayı içeriyor.

You are right.

Haklısın.

Oh, Palmira makes a very good point.

Ah, Palmira çok iyi bir noktaya değiniyor.

Yes, Arnold Arnold Schwarzenegger

Evet, Arnold Arnold Schwarzenegger

was the governor of California, but he could not compete for the US presidency

California valisiydi ama

because he was not an American citizen

Amerikan vatandaşı olmadığı

or he wasn't born in the USA.

veya ABD'de doğmadığı için ABD başkanlığı için yarışamadı.

You are right.

Haklısın.

Yes, he was the governor of California,

Evet,

not a particularly successful

pek başarılı bir

governor.

vali değil, Kaliforniya valisiydi.

That's all I'm saying.

Tüm söylediğim bu.

That's all I'm saying.

Tüm söylediğim bu.

So today we are looking at a subject that is very close to my heart,

Bu yüzden bugün kalbime çok yakın olan bir konuya bakıyoruz,

the desire, the dreams that we have in our lives,

hayatımızda sahip olduğumuz arzular, hayaller,

the things that we think about, the things

düşündüğümüz şeyler,

that we hope will happen in the future.

gelecekte olmasını umduğumuz şeyler.

We are talking about your dreams, your hopes, your desires,

Hayallerinizden, umutlarınızdan, arzularınızdan,

the things that you hope will happen in the future.

gelecekte olmasını umduğunuz şeylerden bahsediyoruz.

All of that coming up.

Bunların hepsi geliyor.

A quick break so I can drink some water

Biraz su içeyim diye kısa bir mola,

and then we will be right back.

sonra hemen döneriz.

we have had everything this week.

bu hafta her şeyi yaşadık.

We've had rain.

Yağmur geçirdik.

We've had snow, we've had wind, we've had everything.

Karımız oldu, rüzgarımız oldu, her şeyimiz oldu.

It's been a very eventful week here in the UK

Birleşik Krallık'ta hava durumu söz konusu olduğunda çok olaylı bir hafta oldu

as far as the weather is concerned.

.

London

Londra

and New.

ve Yeni.

Can you see my leg?

Bacağımı görebiliyor musun?

Can you see?

Görebiliyor musun?

Can you see my legs?

Bacaklarımı görebiliyor musun?

My lovely, lovely legs?

Benim güzel, güzel bacaklarım?

I don't know why I'm doing that.

Bunu neden yapıyorum bilmiyorum.

I think I'm just trying to attract some attention.

Sanırım sadece biraz dikkat çekmeye çalışıyorum.

I think so.

Bence de.

I would imagine a lot of people now have joined thinking that Mr.

Pek çok insanın Bay

Steve is here.

Steve'in burada olduğunu düşünerek katıldığını hayal ediyorum.

Unfortunately today, sadly, we don't have Mr.

Ne yazık ki bugün, ne yazık ki Bay

Steve and fortunately he's not here.

Steve yok ve neyse ki o burada değil.

I'm so sorry about that.

Bunun hakkında çok üzgünüm.

I'm really, really upset because we don't have Mr.

Bay Steve burada olmadığı için gerçekten çok üzgünüm

Steve here.

.

I'm sorry about that.

Bunun için üzgünüm.

You common sense.

Sen sağduyu.

It is hard to be honest in politics.

Siyasette dürüst olmak zordur.

Maybe sooner or later you get involved in corruption.

Belki er ya da geç yolsuzluğa bulaşırsınız.

I think that is the biggest problem

Bence bu,

with with anything that allows a person to have maybe power

bir kişinin

or success in some field or maybe money as well.

bir alanda güç veya başarıya veya belki de paraya sahip olmasına izin veren herhangi bir şeydeki en büyük sorundur.

If you can earn money, if you can make money, if you can get money,

Para kazanabiliyorsan, para kazanabiliyorsan, para kazanabiliyorsan,

maybe by doing things that are a little corrupt.

belki biraz yozlaşmış şeyler yaparak.

And yes, most countries around the world, including this one,

Ve evet, bu ülke de dahil olmak üzere dünyadaki çoğu ülke,

I'm not saying that it only happens in certain places because it happens everywhere.

bunun her yerde olduğu için yalnızca belirli yerlerde olduğunu söylemiyorum .

If I was honest with you, we have it here.

Sana karşı dürüst olursam, buradayız.

We have corruption here.

Burada yolsuzluk var.

It happens many times.

Birçok kez olur.

Of course, there are certain countries around the world where corruption is much easier

Tabii ki, dünya çapında yolsuzluğu görmenin çok daha kolay olduğu bazı ülkeler var

to see.

.

I'm not going to say China, but I am going to say China.

Çin demeyeceğim ama Çin diyeceğim.

During my time there, I spent a few years living in China.

Orada bulunduğum süre boyunca birkaç yılımı Çin'de yaşayarak geçirdim.

Very corrupt place.

Çok bozuk bir yer.

It is it is like a normal day

when corruption occurs, whatever it is.

Her ne ise, yolsuzluk meydana geldiğinde normal bir gün gibidir.

And I did see a lot of it sometimes involving myself, to be honest.

Ve dürüst olmak gerekirse, bazen kendimle ilgili pek çok şey gördüm.

So corruption can happen.

Yani yolsuzluk olabilir.

Power.

Güç.

When a person becomes powerful, they get a certain amount of power and they might also become corrupted.

Bir kişi güçlendiğinde, belirli bir miktarda güç elde eder ve ayrıca yozlaşabilir.

Of course, power corrupts

Elbette güç yozlaştırır

and absolute power corrupts absolutely.

ve mutlak güç mutlaka yozlaştırır. Bu

So it's not unusual to find

nedenle,

that people with some sort of power

bir tür güce

or some sort of authority might actually be a little bit

veya bir tür otoriteye sahip insanların aslında biraz

corrupt.

yozlaşmış olabileceğini bulmak alışılmadık bir durum değil.

It does happen. You are right.

Olur. Haklısın.

Hello to the live chat.

Canlı sohbete merhaba.

Hello, everyone.

Herkese merhaba.

Yes, we are meeting up in June and that is when it is happening.

Evet, Haziran ayında buluşuyoruz ve o zaman oluyor.

If you would like to be there joining us in Paris, we are going to meet up.

Paris'te bize katılmak isterseniz, buluşacağız.

If you want to send me an email, I will get back in touch with you.

Bana bir e-posta göndermek isterseniz, sizinle tekrar iletişime geçeceğim.

I've had a few people.

Birkaç kişi oldum.

We have about six people now who are interested

Şu anda Paris'te buluşmakla ilgilenen yaklaşık altı kişi var

in meeting up in Paris,

and that is at the beginning

ve bu da

of June, early June.

Haziran başında, Haziran başında.

That's all I'm saying at the moment.

Şu anda tüm söylediğim bu.

If you want to know more, please write to me

Daha fazlasını öğrenmek istiyorsanız, lütfen bana yazın,

and maybe I will let you know what is going on.

belki neler olduğunu size bildiririm.

But I'm very excited.

Ama çok heyecanlıyım.

Mr. Steve is excited as soon as we are

Biz normale döner dönmez Bay Steve çok heyecanlı

back to normal because Steve is very busy.

çünkü Steve çok meşgul.

I'm very busy

as as soon as that has finished

O biter bitmez çok meşgulüm ve

and and we are all back to normal,

hepimiz normale döner dönmez,

then I can start giving you some more details as well.

o zaman size daha fazla ayrıntı vermeye başlayabilirim.

But please let me know with an email if you want to meet up with myself and also Mr.

Ama benimle ve ayrıca Bay Steve ile Haziran ayında Paris'te yüz yüze görüşmek isterseniz lütfen bana bir e-posta ile bildirin

Steve in person

in Paris

in June.

. Şu

I have noticed that at the moment in Paris

anda Paris'te

there are a lot of protests taking place.

çok sayıda protestonun düzenlendiğini fark ettim.

So I'm hoping by the time we go there in June,

Yani umuyorum ki haziran ayında oraya gittiğimizde,

I hope everything will be a little

umarım her şey biraz daha

calmer, a little quieter,

sakin, biraz daha sessiz,

a little more peaceful, hope, Finally, hopefully.

biraz daha huzurlu olur, umarım, sonunda, umarım.

Hello, Francisca.

Merhaba Francisca.

Francisca, Did you receive my email?

Francisca, e-postamı aldın mı?

Francisca, Can I just say that I have not received your email?

Francisca, e-postanı almadığımı söyleyebilir miyim?

Francisca I haven't.

Francisca bende yok.

I actually haven't received an email from you.

Aslında sizden bir e-posta almadım.

So what I would suggest here,

Burada önereceğim şey,

if I can, I'm going to put my email on the screen there it is.

eğer yapabilirsem, e-postamı oradaki ekrana koyacağım .

So that is my email address.

Yani bu benim e-posta adresim.

So please send me

Bu yüzden lütfen bana

an email message.

bir e-posta mesajı gönderin. Haziran başında

And if you would like to meet up in Paris

Paris'te buluşmak isterseniz

at the beginning of June, please let me know.

, lütfen bana bildirin.

Of course, a lot of people will not be able to do it because, well, first of all,

Elbette pek çok insan bunu yapamayacak çünkü her şeyden önce

maybe they are too far away

belki çok uzaktalar

or maybe they are not able to travel during that time.

ya da belki o süre içinde seyahat edemiyorlar. Alessandra, "

So I do understand that,

Yani anlıyorum,"

Alessandra says.

diyor.

I did not get any reply from you, Mr.

Sizden herhangi bir cevap alamadım, Bay

Duncan.

Duncan.

Are you sure you're sending the email to the right address?

E-postayı doğru adrese gönderdiğinizden emin misiniz ?

Because I checked my email.

Çünkü e-postamı kontrol ettim.

I know recently I've been very naughty.

Son zamanlarda çok yaramaz olduğumu biliyorum.

I've been a very naughty boy because I haven't been checking my email enough,

E-postamı yeterince kontrol etmediğim için çok yaramaz bir çocuk oldum

but I have been looking over the last two or three days

ama son iki veya üç gündür bakıyorum

and I haven't seen an email from Alessandra

ve Alessandra'dan bir e-posta görmedim

and I haven't seen one from Francesca either.

ve Francesca'dan da bir e-posta görmedim. herhangi biri.

So please write to me again.

Bu yüzden lütfen bana tekrar yaz. Bana

Write to me again the address.

adresi tekrar yaz.

I will put it on the screen again.

Tekrar ekrana koyacağım. İşte

There it is.

burada.

So that is my email address.

Yani bu benim e-posta adresim.

Make sure you get it right or else it might go somewhere else.

Doğru anladığınızdan emin olun, yoksa başka bir yere gidebilir.

There might be another Mr. Duncan in the world.

Dünyada başka bir Bay Duncan olabilir.

Imagine that.

Bunu hayal et.

Oh, Christine, Janelle says, I live in Paris.

Oh, Christine, diyor Janelle, ben Paris'te yaşıyorum.

Near the chandeliers is a very nice,

Avizelerin yanında Paris'in çok güzel,

very nice part of Paris.

çok güzel bir parçası var. Kulağa

That's that sounds sounds like a very nice place to live, if you don't mind me saying,

yaşamak için çok güzel bir yer gibi geliyor, söylememde bir sakınca yoksa,

sadly, at the moment, I've noticed that some of the monuments are closed as well in Paris.

şu anda maalesef Paris'te bazı anıtların da kapalı olduğunu fark ettim.

I believe the Arc de Triomphe

Arc de Triomphe'nin

is currently closed.

şu anda kapalı olduğuna inanıyorum.

Now, when we were in Paris in 2019,

Şimdi, 2019'da Paris'teyken,

everywhere was open, fortunately,

neyse ki her yer açıktı

and we were able to go inside the Arc

ve Arc

de Triomphe and go up the little stairs.

de Triomphe'nin içine girip küçük merdivenlerden yukarı çıkabildik.

There are some stairs inside the monument

Anıtın içinde bazı merdivenler var

and you can go all the way to the top and walk around on the roof.

ve en tepeye kadar çıkıp çatıda dolaşabilirsiniz.

The only worrying thing when we were up there,

Oradayken bizi endişelendiren tek şey, Arc de Triomphe'un tepesinde, çatıda, bölgede devriye gezen

there were lots of police with guns patrolling the area,

çok sayıda silahlı polisin olmasıydı

on the roof, on the

the the the top of the

Arc de Triomphe. Yes.

. Evet.

Very strange, to be honest.

Dürüst olmak gerekirse çok garip.

Hello, Tom. Tom.

Merhaba Tom. Tom.

Hello, Tom. Tom, Nice to see you here.

Merhaba Tom. Tom, seni burada görmek güzel.

I don't recognise your name. Where are you?

Adını tanımıyorum. Neredesin?

Where are you from?

Nerelisin

Common asks. Are people travelling to Paris?

Ortak sorar. İnsanlar Paris'e mi seyahat ediyor?

Yes, they are.

Evet onlar.

We have.

Sahibiz.

We have people who will be joining us in Paris

Paris'te bize katılacak insanlarımız var

and they will be travelling from other parts of the world.

ve onlar dünyanın başka yerlerinden seyahat edecekler.

So it is something we are trying.

Yani denediğimiz bir şey.

If it is successful, we might actually do it somewhere else later.

Başarılı olursa, daha sonra başka bir yerde gerçekten yapabiliriz.

So maybe another part of the world.

Yani belki de dünyanın başka bir yerinde.

So we will we will make sure that you know,

Bu yüzden, planlarımızı bildiğinizden emin olacağız

that our plans.

.

Okay.

Tamam aşkım.

Alessandra, please send me another email address.

Alessandra, lütfen bana başka bir e-posta adresi gönder.

Another email, please.

Başka bir e-posta lütfen.

I will have a look.

Bir göz atarım.

I've also checked my junk email before anyone asks.

Kimse sormadan gereksiz e-postamı da kontrol ettim.

Nothing in there, nothing in today's subject.

İçinde hiçbir şey yok, bugünkü konuda hiçbir şey yok.

We are looking at something very interesting today and something that we all have.

Bugün çok ilginç bir şeye ve hepimizin sahip olduğu bir şeye bakıyoruz.

I think this is something we all have in our lives.

Bence bu hepimizin hayatında olan bir şey.

Some thing we hold dear,

Değer verdiğimiz bir şey,

something that we believe in,

inandığımız bir şey,

something that we hope for in the future.

gelecekten umut ettiğimiz bir şey.

Your dreams and desires, the things

Hayalleriniz ve arzularınız,

in your life that you hope will happen,

hayatınızda olmasını umduğunuz şeyler

or maybe the things that you hope you will achieve in your life.

veya belki de hayatınızda başarmayı umduğunuz şeyler.

These are your dreams

Bunlar sizin hayalleriniz

and your desires, and we all have them,

ve arzularınız ve

even if we don't always fulfil them.

her zaman gerçekleştirmesek de hepimiz bunlara sahibiz.

We all have things in our lives that we wish for.

Hepimizin hayatında dilediğimiz şeyler vardır.

Maybe a better existence, a dream

Belki daha iyi bir varoluş,

to achieve something.

bir şeyler başarma hayali.

These are your dreams, your desires and your hopes.

Bunlar sizin hayalleriniz, arzularınız ve umutlarınızdır.

Things that you want to come true.

Gerçekleşmesini istediğin şeyler.

I suppose the word that we often use is desire.

Sanırım sıklıkla kullandığımız kelime arzu.

I love this word, by the way, it's one of my favourite English words.

Bu kelimeyi seviyorum, bu arada, en sevdiğim İngilizce kelimelerden biri.

Desire.

Arzu.

When we desire something, we can do it as a verb.

Bir şeyi arzuladığımızda bunu fiil olarak yapabiliriz.

This means to hope or wish for something.

Bu, bir şeyi umut etmek veya dilemek anlamına gelir.

Something that you want to happen in the future.

Gelecekte olmasını istediğin bir şey.

So I desire

Bu yüzden

something.

bir şey arzuluyorum.

I hope for something.

Bir şey umuyorum.

Something that I'm wishing for.

dilediğim bir şey.

So we can use it as a verb.

Yani fiil olarak kullanabiliriz.

Something you are doing.

Yaptığın bir şey.

I desire that my many worries vanish.

Birçok endişemin yok olmasını arzu ediyorum.

For example,

Örneğin,

I desire that my many worries vanish.

birçok endişemin yok olmasını arzu ediyorum.

So maybe you are having problems

Yani belki

earning money, or maybe you are spending too much money.

para kazanmakta sorun yaşıyorsunuz, belki de çok fazla para harcıyorsunuz.

Or maybe you wish you had a job where you were paid more.

Ya da belki daha fazla maaş aldığın bir işin olmasını dilerdin.

You are desiring that thing you want.

İstediğin şeyi arzuluyorsun.

You hope maybe in the future it will happen,

Belki gelecekte olur diye umut ediyorsun,

She desires to be alone with me. Oh,

O benimle yalnız kalmak istiyor. Oh,

if you are lucky enough to have a person in your life

hayatında

who desires to be alone with you, then you are a very lucky person indeed.

seninle yalnız kalmak isteyen biri olacak kadar şanslıysan, o zaman gerçekten çok şanslısın.

That's all I can say.

Tüm söyleyebileceğim bu.

As a noun.

İsim olarak.

We can also use

to need something badly.

Bir şeye çok ihtiyaç duymak için de kullanabiliriz.

Something you really want.

Gerçekten istediğin bir şey.

So the thing, the feeling is described as desire.

Yani şey, duygu arzu olarak tanımlanır.

Maybe something you need eagerly,

Belki çok ihtiyaç duyduğun bir şey,

or maybe something you need wantonly.

belki de nedensizce ihtiyacın olan bir şey.

I like that one.

Bunu beğendim.

So maybe something you want so much you almost can't control your feelings.

Yani belki de o kadar çok istediğiniz bir şey ki neredeyse duygularınızı kontrol edemiyorsunuz.

I cannot control my desire.

Arzumu kontrol edemiyorum.

Can you feel my desire for you?

Sana olan arzumu hissedebiliyor musun?

The things you want, The things you need,

İstediğin şeyler, ihtiyacın olan şeyler,

the things you desire.

arzuladığın şeyler.

I do like that word I have to say

Söylemeliyim ki bu kelimeyi seviyorum,

a strong want

güçlü bir istek,

can be described as desire.

arzu olarak tanımlanabilir.

Something you really want, Something you need something.

Gerçekten istediğin bir şey, ihtiyacın olan bir şey.

You feel that hopefully

Umarım

some time in your life you will get

hayatınızın bir döneminde

a strong want can be described as desire.

arzu olarak tanımlanabilecek güçlü bir istek duyacağınızı hissedersiniz.

I want to see you every day.

Seni her gün görmek istiyorum.

It is my one desire.

Bu benim tek arzum.

So we are using that

Yani biz bunu

as a noun in that particular situation.

belirli bir durumda bir isim olarak kullanıyoruz.

A hope, a dream for the future is a desire.

Gelecek için bir umut, bir hayal bir arzudur. Hepimizin

I desire a steady job with good pay

iyi maaş aldığı istikrarlı bir iş istiyorum

that we all.

.

I had many desires as a teenager, and I suppose that's true.

Gençken pek çok arzum vardı ve sanırım bu doğru.

Maybe.

Belki.

Maybe there is a stage of your life

Belki de hayatında bir

where you had lots of hopes and lots of dreams.

sürü umudun ve bir sürü hayalin olduğu bir dönem vardır.

And I always think quite often when we are young,

Ve gençken her zaman oldukça sık düşünürüm,

maybe we have lots of things that we desire

belki gelecekte arzuladığımız veya umduğumuz birçok şey vardır

or things that we hope for in the future.

.

So your dreams, your hopes, your desires,

Yani hayallerin, umutların, arzuların,

maybe when you are young, you have lots of dreams

belki gençken bir sürü hayalin

and lots of desires,

ve arzun var,

things that you hope will happen in the future.

gelecekte olmasını umduğun şeyler.

I suppose

Sanırım gençken

one of my dreams

hayallerimden biri

as a young person was

to be a radio presenter.

radyo sunucusu olmaktı.

I always wanted to be in radio somehow.

Hep bir şekilde radyoda olmak istemişimdir.

So as a deejay, playing music or maybe talking on the radio,

Yani bir DJ olarak, müzik çalarken veya belki radyoda konuşurken,

maybe discussing certain topics, I always wanted to do that.

belki belirli konuları tartışırken, hep bunu yapmak istemişimdir.

And for a short time I actually to do it.

Ve kısa bir süre için bunu gerçekten yapacağım.

But it is a very competitive business.

Ama çok rekabetçi bir iş.

It's a very competitive industry.

Çok rekabetçi bir sektör.

It's very similar to anyone who wants to be an actor.

Oyuncu olmak isteyen herkese çok benzer. İçeri girmek

It's very hard to get into because there are

çok zor çünkü

so many people out there who also want the same thing.

dışarıda aynı şeyi isteyen pek çok insan var.

So one of the problems with design hiring

Tasarımın bir şeyi işe almasıyla ilgili sorunlardan biri

something, one of the problems with wanting or hoping for something

, bir şeyi istemek veya ummakla ilgili sorunlardan biri de

is that many other people are also doing the same thing.

diğer birçok insanın da aynı şeyi yapıyor olmasıdır.

They are also out there wanting

Onlar da dışarıda

and desiring the same thing as you.

seninle aynı şeyi istiyor ve arzuluyorlar.

So it can be a problem.

Bu yüzden sorun olabilir.

Giovani or Giovani should I say,

Giovani mi yoksa Giovani mi demeliydim,

I am from Sicily and at that time

Sicilyalıyım ve o zaman

I will end the school year as a teacher.

okul yılını öğretmen olarak bitireceğim.

So you are hoping

Yani

that you will become a teacher or maybe you are about to become a teacher.

öğretmen olacağınızı umuyorsunuz veya belki de öğretmen olmak üzeresiniz.

So is this something that you are about to do?

Yani bu yapmak üzere olduğun bir şey mi?

Is it going to happen soon or has it happened already?

Yakında mı olacak yoksa zaten oldu mu?

Thank you Francesca, for saying hello and yes,

Merhaba dediğin için teşekkürler Francesca ve evet, e-

I will read your email later.

postanı sonra okuyacağım.

Hello to Vol Vol shack.

Vol Vol kulübesine merhaba.

Hi man Harmony, vlogger, var shark.

Merhaba dostum Harmony, vlogger, var Shark.

Harmony vlogger.

Harmony vlogger'ı.

Hello to you.

Merhaba sana.

Nice to see you here.

Seni burada görmek güzel.

Angeles is here as well.

Angeles da burada.

Hello, my lovely angel.

Merhaba güzel meleğim.

It's nice to see you back as well.

Seni tekrar görmek de güzel.

Oh, hello to Ukraine.

Oh, Ukrayna'ya merhaba.

Hello to you. Yes.

Merhaba sana. Evet.

Best greeting from Doctor Victor,

who is the entomologist

Entomolog

and also beekeeper teacher, which I find very fascinating.

ve aynı zamanda arıcı öğretmeni olan Doktor Victor'dan çok etkileyici bulduğum en güzel selamlar.

So, Dr.

Doktor

Victor, can I ask you a question?

Victor, size bir soru sorabilir miyim? Senin umudun muydu

Was it your hope? Was it your dream?

? Bu senin hayalin miydi?

Was it your desire to become a beekeeper?

Arıcı olmak senin arzun muydu?

I wonder.

Merak ediyorum.

I'm rather fascinate it if I was honest with you.

Sana karşı dürüst olursam, onu büyülemeyi tercih ederim.

So please let me know.

Bu yüzden lütfen bana bildirin.

And all the best to you watching in Ukraine.

Ve Ukrayna'da izlemeniz için en iyi dileklerimle.

I wish for the future.

Gelecek için diliyorum.

Maybe the wish that you have

Belki de sahip olduğunuz dilek,

is that the war will end

savaşın

soon.

yakında bitmesidir.

A hope for the times ahead.

Gelecek zamanlar için bir umut.

So I think this is something we all do.

Bence bu hepimizin yaptığı bir şey.

We all, at some point in our lives, have something we want,

Hepimiz, hayatımızın bir noktasında istediğimiz, hayalini

something we dream of, something we desire.

kurduğumuz, arzuladığımız bir şeye sahibiz.

It can be an item.

Bir öğe olabilir.

It can be a thing

Bir şey olabilir

or it can be something that we we

ya da

hope one day we will be able to do.

bir gün yapabileceğimizi umduğumuz bir şey olabilir. Bu

So I hope one day

yüzden umarım bir gün

I will have the chance to to meet you in person, face to face.

sizinle şahsen, yüz yüze tanışma şansım olur.

Wouldn't that be amazing?

Bu harika olmaz mıydı?

I have to say

that would be very nice indeed.

Bunun gerçekten çok güzel olacağını söylemeliyim.

So a wish for the future.

Yani gelecek için bir dilek.

Hope for the times ahead.

Gelecek zamanlar için umut.

I hope I can get a place at a good college.

Umarım iyi bir üniversitede yer bulabilirim.

My one big wish is to get a satisfying job,

En büyük dileğim tatmin edici bir iş bulmak

and that's another way of describing it.

ve bu da onu tanımlamanın başka bir yolu.

I suppose.

Your big wish we can say big wish.

Sanırım.

Büyük dileğin büyük dilek diyebiliriz. En

Your big wish is your desire.

büyük dileğin, senin arzun.

The things that you want most of all in your life

Hayatınızda en çok istediğiniz şey en

is your big wish.

büyük dileğinizdir.

We can also use the word aspire to show a future wish.

Aspire kelimesini gelecekteki bir dileği göstermek için de kullanabiliriz.

Maybe something you want to do.

Belki yapmak istediğin bir şey vardır.

Quite often we use the word aspire

Çoğu zaman,

to describe maybe our career,

belki de kariyerimizi,

the path that we want to take on our career.

kariyerimizde gitmek istediğimiz yolu tanımlamak için talip olmak kelimesini kullanırız.

So maybe a job that you want to do in the future so we can use the word

Yani belki gelecekte yapmak istediğin bir iş, böylece

aspire to show a future wish.

gelecek arzusunu göstermek için arzulamak kelimesini kullanabiliriz.

This young man aspires to be a lawyer.

Bu genç adam avukat olmak istiyor.

She aspires to be on the school committee,

Okul komitesinde olmayı arzuluyor,

something you hope to achieve,

başarmayı umduğun bir şey,

something you hope to do in the future

gelecekte yapmayı umduğun bir şey

can be your your wish,

senin dileğin, can

something you aspire to.

attığın bir şey olabilir.

You have aspirations, the feeling you have

Hedefleriniz var,

of wanting to achieve something in your career.

kariyerinizde bir şeyler başarmayı istemekle ilgili sahip olduğunuz duygu.

You can talk about your aspirations,

Özlemleriniz,

your dreams, your desires

hayalleriniz,

to have an ambition.

hırslı olma arzularınız hakkında konuşabilirsiniz.

This is another word that we often use when we are talking about our career

Bu, kariyerimizden

and the job you want to do in your future,

ve gelecekte yapmak istediğiniz işten,

your ambition, the thing you want to do in your life.

hırsınızdan, hayatınızda yapmak istediğiniz şeyden bahsederken sıklıkla kullandığımız başka bir kelimedir.

You have a name for the future.

Gelecek için bir ismin var.

My ambition is to be a city banker

Amacım bir şehir bankacısı olmak

and then be hated by everyone.

ve sonra herkes tarafından nefret edilmek.

I admire your dogged ambition.

İnatçı hırsınıza hayranım.

So the word dogged means you are persistent.

Yani inatçı kelimesi ısrarcı olduğun anlamına gelir.

You keep doing it, you don't give up, you continue doing it.

Yapıyorsun, pes etmiyorsun, yapmaya devam ediyorsun.

You feel very strongly about that thing.

O şey hakkında çok güçlü hissediyorsun.

So you follow that dream.

Demek o hayalin peşinden gidiyorsun. Büyük düşünme konusundaki

I admire your dogged ambition

inatçı hırsınıza hayranım

to think big.

.

Oh, I like this phrase very much.

Ah, bu cümleyi çok seviyorum.

If you want to do something in your life,

Hayatında bir şeyler yapmak istiyorsan,

sometimes you must think big.

bazen büyük düşünmelisin.

Think

vividly about what you want to do.

Ne yapmak istediğinizi canlı bir şekilde düşünün. Bu

So I think yes, I think that is a good a good phrase

yüzden bence evet, bence bu

that I think big to have big plans.

büyük planlar yapmak için büyük olduğunu düşündüğüm iyi bir ifade.

Can I just tell you I have some big plans for the future.

Gelecek için bazı büyük planlarım olduğunu söyleyebilir miyim?

I'm going places.

yerlere gidiyorum.

I am. I'm going places.

Ben. yerlere gidiyorum.

I'm going to achieve so much in my life.

Hayatımda çok şey başaracağım.

I want to do things I am going to think big.

Büyük düşüneceğim şeyler yapmak istiyorum.

And quite often we often say to people, If you want to do something in your life,

Ve sık sık insanlara şunu söyleriz, eğer hayatınızda bir şey yapmak istiyorsanız,

if you have a plan to do something, always think big,

bir şey yapmak için bir planınız varsa, her zaman büyük düşünün, ne yapmak istediğinize dair zihninizde

always have a very clear idea

her zaman çok net bir fikir olsun

in your mind of what you want to do.

.

I have some big plans for my future.

Geleceğim için bazı büyük planlarım var.

If you are going to do it, you need to think big.

Yapacaksanız büyük düşünmeniz gerekiyor.

Another word I like vision to have vision.

Vizyon sahibi olmayı sevdiğim başka bir kelime.

So we often think of vision as the sense of seeing.

Bu yüzden görmeyi genellikle görme duyusu olarak düşünürüz.

But of course we can also use vision in another way,

Ama tabii ki vizyonu başka bir şekilde de kullanabiliriz,

something that you can actually see in your mind,

zihninizde gerçekten görebileceğiniz,

something that you can imagine is your vision.

vizyonunuz olduğunu hayal edebileceğiniz bir şey.

The thing that you hope in the future will be reality.

Gelecekte umduğun şey gerçek olacak.

So you think it, you imagine it,

Yani düşünürsün, hayal edersin

but you also hope one day that it will be real.

ama aynı zamanda bir gün gerçek olmasını da umarsın.

It will be a real thing.

Gerçek bir şey olacak.

We often talk about vision.

Sık sık vizyon hakkında konuşuruz.

A person can have vision.

Bir insan vizyon sahibi olabilir.

It means they can see ahead.

İleriyi görebildikleri anlamına gelir.

Maybe a person invents

Belki bir kişi,

a new device, something that can help other people.

diğer insanlara yardımcı olabilecek yeni bir cihaz icat eder.

We can say that that person has vision they can see ahead,

O kişinin önünü görebileceği bir vizyonu olduğunu

and that is the thing that they want to do

ve hayatlarında yapmak istedikleri şeyin bu olduğunu söyleyebiliriz

in their life.

. Bir

I'm going places, Rosa. Yes, you are right.

yerlere gidiyorum, Rosa. Evet haklısın. Bir

If you are going places, it means you are going to have success.

yerlere gidiyorsanız, başarılı olacağınız anlamına gelir.

You believe in yourself.

Kendine inanıyorsun.

You are going places.

yerlere gidiyorsunuz.

I am going places.

yerlere gidiyorum.

I'm going to have success.

Başarılı olacağım.

I'm going to think big

to have vision or to visualise your future.

Vizyon sahibi olmak ya da geleceğini görselleştirmek için büyük düşüneceğim.

I can already see myself in that job.

Kendimi şimdiden o işte görebiliyorum.

I can already see myself in that job.

Kendimi şimdiden o işte görebiliyorum.

That means that I can already envision that thing.

Bu, o şeyi zaten tasavvur edebileceğim anlamına geliyor.

I can imagine what it will be like.

Nasıl olacağını hayal edebiliyorum.

I can already see it and hopefully in the future

Bunu şimdiden görebiliyorum ve umarım gelecekte

it will become a reality.

gerçek olur.

She has vision.

Vizyonu var. Bence

I think she will do well.

iyi yapacak.

If you have vision, it means you can see ahead.

Vizyonunuz varsa önünüzü görebildiğiniz anlamına gelir.

It means you have aspiration

Bu, arzularınız olduğu

and you imagine what they will be like when they come true.

ve gerçekleştiğinde nasıl olacaklarını hayal ettiğiniz anlamına gelir .

I think that's a very good word, actually.

Aslında çok güzel bir söz bence.

Someone might try to take away your hope,

Birisi umudunuzu kesmeye çalışabilir,

they say or do things to discourage you.

sizi yıldıracak şeyler söyler veya yapar.

And I'm sure we've all met people like this in our lives.

Ve eminim ki hepimiz hayatımızda böyle insanlarla tanışmışızdır. Hayallerini ya da umudunu çalmak

I know I have people who want to take away

isteyen insanlara sahip olduğumu biliyorum

your dreams or take away your hope.

.

Maybe something happens in your life that that

Belki hayatında öyle bir şey olur ki bu,

maybe delays your plans for the future.

gelecekle ilgili planlarını geciktirebilir.

And it can happen. Life is unfair.

Ve olabilir. Hayat adil değil.

Unfortunately.

Maalesef.

Sometimes life can be unfair.

Bazen hayat adaletsiz olabilir.

People can be unfair and cruel.

İnsanlar adaletsiz ve zalim olabilir.

That, as they say, is life.

Dedikleri gibi, hayat budur.

So there might be people in your life

Bu nedenle, hayatınızda

who always try to to discourage you.

her zaman cesaretinizi kırmaya çalışan insanlar olabilir.

Or maybe they are a negative person.

Ya da belki negatif bir insandır.

I am a firm believer

of having positive people in your life.

Hayatınızda pozitif insanların olduğuna kesinlikle inanıyorum.

If you have a hope for your future,

Geleceğiniz için bir umudunuz varsa,

or maybe a desire, or maybe something you want to do in your life,

belki bir arzunuz veya hayatınızda yapmak istediğiniz bir şey varsa,

try to be near

or to associate with positive people.

pozitif insanlarla yakın olmaya veya onlarla ilişki kurmaya çalışın.

It is genuinely thought

that having positive people around you

Etrafınızda pozitif insanlara sahip olmanın

is a good way of achieving your goals.

hedeflerinize ulaşmanın iyi bir yolu olduğuna gerçekten inanılıyor.

And I think so.

Ben de öyle düşünüyorum.

So sometimes I think knowing certain types of people

Bu yüzden bazen,

who have a positive way of thinking

olumlu bir düşünce tarzına

or a positive outlook on their lives,

veya yaşamlarına olumlu bir bakış açısına sahip belirli insan türlerini tanıdığımda, onların

they they are good people to be near.

yakın olmak için iyi insanlar olduğunu düşünüyorum.

I think so

Bence

it can be a very good thing indeed

to want is to desire,

istemek, arzulamak,

to wish, to hope,

dilemek, umut etmek,

to dream, to have ambition.

hayal etmek, hırs sahibi olmak gerçekten çok iyi bir şey olabilir.

You have a forward plan.

İleriye dönük bir planın var.

So the plan is what you have.

Yani plan, sahip olduğun şey.

You are thinking ahead, things you want to do in the future.

İleriyi düşünüyorsun, gelecekte yapmak istediğin şeyleri.

They are your your plans.

Onlar senin planların. Hedeflere sahip olmak için

You have a forward plan

ileriye dönük bir planın var

to have aspirations, and I think it's a good thing.

ve bence bu iyi bir şey.

Maybe you won't achieve all of your dreams,

Belki tüm hayallerini gerçekleştiremeyeceksin

but maybe if you keep doing it, if you don't give up and I know it's a cliche.

ama belki yapmaya devam edersen, pes etmezsen ve bunun bir klişe olduğunu biliyorum.

I know many people at the moment, especially here on YouTube,

Şu anda birçok insan tanıyorum, özellikle burada YouTube'da

there are many people who say that they are

life coaches, they are experts on positivity.

yaşam koçu olduklarını, pozitiflik konusunda uzman olduklarını söyleyen birçok insan var.

But to be honest with you, you don't always need that.

Ama sana karşı dürüst olmak gerekirse, buna her zaman ihtiyacın yok.

Sometimes you can find it in yourself and I think that's the best way of doing it.

Bazen bunu kendi içinde bulabilirsin ve bence bunu yapmanın en iyi yolu bu.

So don't just listen to other people.

Bu yüzden sadece diğer insanları dinlemeyin.

Also listen to yourself as well.

Ayrıca kendinizi de dinleyin.

I think it's very, very important

Bence bu çok çok önemli

and I think this is a good subject as well,

ve bence bu da iyi bir konu

because at some point in your life you will have some things that you want to do.

çünkü hayatınızın bir noktasında yapmak istediğiniz bazı şeyler olacak.

A dream, a desire, a wish, something that you want to achieve or have in your life.

Bir rüya, bir arzu, bir dilek, hayatınızda elde etmek veya sahip olmak istediğiniz bir şey.

And all I can say is I hope

Ve tek diyebileceğim, umarım

whatever your dreams are, whatever your wishes may be,

hayallerin ne olursa olsun, dileklerin ne olursa olsun,

I hope they all come true.

umarım hepsi gerçekleşir.

I will be back with you next Sunday with Mr.

Gelecek Pazar Bay Steve ile birlikte tekrar geleceğim

Steve.

So we will be back next Sunday.

.

Bu yüzden önümüzdeki Pazar geri döneceğiz.

There will be a new English lesson on Wednesday.

Çarşamba günü yeni bir İngilizce dersi olacak.

So no live stream, but there will be a new English lesson.

Yani canlı yayın yok ama yeni bir İngilizce dersi olacak.

I am making a new series of English lessons,

Yeni bir dizi İngilizce dersi hazırlıyorum,

tackling some

bazı

important subjects, things that people talk about

önemli konuları, insanların bazen konuştuğu şeyleri,

sometimes things that people may debate from time to time.

bazen insanların zaman zaman tartışabileceklerini ele alıyorum.

So I'm looking at powerful words, words

Bu yüzden güçlü kelimelere bakıyorum,

that people use these days

insanların bugünlerde kullandığı

that might be controversial.

tartışmalı olabilecek kelimelere.

They might also be words that cause people to to argue or fight,

Ayrıca insanları tartışmaya veya kavgaya sevk eden kelimeler

or maybe words that people misunderstand.

veya insanların yanlış anladığı kelimeler de olabilir.

So that is what I will be doing over the next few weeks.

Yani önümüzdeki birkaç hafta boyunca yapacağım şey bu .

We have some new English lessons and they will be posted every Wednesday,

Yeni İngilizce derslerimiz var ve her Çarşamba yayınlanacak,

a new English lesson every Wednesday,

her Çarşamba yeni bir İngilizce dersi yayınlanacak

and live streams continue every Sunday from 2 p.m.

ve her Pazar saat 14:00'ten itibaren canlı yayınlar devam edecek.

UK time.

İngiltere saati.

So I will be back with you next Sunday.

Bu yüzden gelecek Pazar sizinle birlikte olacağım.

This is a short live stream today, so you only have one

Bugünkü kısa bir canlı yayın, bu yüzden

hour of me today, which means

bugün benden sadece bir saatiniz var, bu da

I'm about to leave you.

sizden ayrılmak üzere olduğum anlamına geliyor.

Thank you very much for your company today.

Bugün şirketiniz için çok teşekkür ederim.

Santorini says often sometimes

Santorini, hayatın boyunca bazen

things kill your dreams

bazı şeylerin hayallerini öldürdüğünü söyler

during your life.

.

Yes, Well,

Evet, sana

I'm going to be honest with you.

karşı dürüst olacağım.

Can I just be honest with you before I go?

Gitmeden önce sana karşı dürüst olabilir miyim?

I've had many situations and many things in my life

Hayatımda asla gerçekleşmeyen birçok durum ve birçok şey yaşadım

that that never came true.

.

Many disappointments.

Birçok hayal kırıklığı.

I've been let down many times,

Birçok kez hayal kırıklığına uğradım,

sometimes by other people and quite often by myself.

bazen başkaları tarafından ve çoğu zaman da kendim tarafından.

It does happen.

Olur.

Thank you very much for joining me today.

Bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim.

I'm back with you on Sunday. Next Sunday.

Pazar günü tekrar sizlerleyim. Bir sonraki Pazar.

It is Mother's Day next Sunday.

Önümüzdeki Pazar Anneler Günü.

And yes, I promise that I will be back with you with Mr.

Ve evet, Bay Steve ile de aranızda olacağıma söz veriyorum

Steve as well. He will be joining us.

. Bize katılacak.

Oh, by the way, if you are wondering about the snow, the snow has gone.

Ha bu arada karı merak ediyorsan kar gitti.

It did not stay very long.

Çok uzun kalmadı.

So last weekend it was freezing cold.

Yani geçen hafta sonu hava dondurucu soğuktu.

And today it is really, really warm.

Ve bugün gerçekten çok sıcak.

In fact, it is 12 degrees today.

Aslında bugün 12 derece.

I don't know how that's possible so the only bit of snow remaining is at the back of the house.

Bunun nasıl mümkün olduğunu bilmiyorum, bu yüzden kalan tek parça kar evin arka tarafında.

And there it is.

Ve işte burada.

That is the last of the snow that is behind the house.

Bu, evin arkasında kalan son kar.

And and that is it, though there is no more snow.

Ve artık kar olmamasına rağmen bu kadar.

Most of it has disappeared.

Çoğu kayboldu.

And very soon I am going to disappear as well.

Ve çok yakında ben de ortadan kaybolacağım.

I hope you've enjoyed today's live stream.

Umarım bugünkü canlı yayını beğenmişsinizdir.

I hope it has been helpful and useful.

Umarım yararlı ve faydalı olmuştur.

See you next Sunday.

Gelecek Pazar görüşürüz.

Mr. Steve will be back as well.

Bay Steve de geri dönecek.

And if you want to watch this again, you can.

Ve bunu tekrar izlemek istersen, yapabilirsin.

This is Mr.

Bu,

Duncan in the birthplace of English, saying

İngilizcenin doğum yerindeki Bay Duncan,

Thank you very much for watching, my lovely English addict and I will see you next week.

izlediğiniz için çok teşekkür ederim, sevgili İngiliz bağımlım ve haftaya görüşürüz diyor.

And of course, a new lesson on

Ve tabii ki çarşamba günü yeni bir ders

Wednesday.

.

And of course, until the next time we meet, you know what's coming next.

Ve tabii ki, bir dahaki görüşmemize kadar, sonra ne olacağını biliyorsun.

Yes, you do.

Evet yaparsın.

Until the next time we are here together, stay happy.

Bir dahaki sefere burada birlikte olduğumuza kadar, mutlu kalın.

Take care.

Dikkatli ol.

And don't give up on your dreams, your hopes

Ve hayallerinizden, umutlarınızdan

and your aspirations.

ve isteklerinizden vazgeçmeyin.

And of course...

Ve tabii ki...

ta ta for now.

şimdilik ta ta.