FRIDAY FUN / English Addict 66 - LIVE / 1st MAY 2020 / More STRANGE English Words / with Mr Duncan

yes look I'm here again I know a lot of people weren't sure you were wondering

evet bak yine buradayım biliyorum birçok kişi bugün gelip gelmeyeceğimi merak ettiğinden emin değildi

whether or not I was going to appear today well here is the answer to your

işte sorunuzun cevabı merhaba

question hi everybody welcome here we go again it's Friday it's a brand new month

millet hoşgeldiniz yine başlıyoruz bugün cuma yepyeni bir gün

power to the people and let's all dance around the Maypole it's May the 1st and

insanlara ayın gücü ve hadi hepimiz Maypole çevresinde dans edelim, bugün 1 Mayıs ve

this is English addict coming to you live from the birthplace of English

bu İngiliz bağımlısı size İngilizcenin doğum yeri olan İngiltere'den canlı olarak geliyor

which just happens to be England

greetings to the proletariat nice to see you today hi everybody this is mr.

proletaryaya selamlar bugün sizi görmek güzel merhaba millet bu bay .

Duncan in England how are you today are you ok I hope so are you happy I

Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin umarım mutlusundur gerçekten gerçekten

really really hope you are happy today I am quite happy for two reasons

umarım bugün mutlusundur öncelikle iki nedenden dolayı çok mutluyum nihayet

first of all we have finally said goodbye to April I can't begin to tell

nisan ayına veda ettik

you how much I have hated the month of April it was a really stinky month don't

sana nasıl olduğunu anlatmaya başlayamıyorum nisan ayından çok nefret ettim gerçekten çok pis bir aydı

you think so can you think of another word another adjectives that you can use

sizce de başka kelime düşünebilir misiniz nisanı tarif etmek için kullanabileceğiniz başka sıfatlar

to describe April how would you describe the month of April how would you

nisan ayını nasıl tarif edersiniz nasıl

describe it what adjectives would you use mine is stinky I don't know why I

tarif edersiniz hangi sıfatlar benimki stinky'yi kullanır mısın neden stinky

think stinky it was a really stinky month it was unpleasant to say the least

düşünüyorum bilmiyorum gerçekten puslu bir aydı en azından

so one word one English word which English word would you use to describe

bir kelimeyi söylemek tatsızdı bir ingilizce kelime nisan'ı tanımlamak için hangi ingilizce kelimeyi kullanırdın

April because April has gone now we can talk about her all we want we can talk

çünkü nisan gitti artık yapabiliriz onun hakkında konuşun,

all about April if you want to but how would you describe April would you say

isterseniz Nisan hakkında konuşabiliriz ama Nisan'ı nasıl tanımlarsınız,

April was a good month mr. Duncan are you crazy of course it wasn't what would

Nisan güzel bir aydı diyebilir misiniz bayım? Duncan deli misin tabi ki değildi ne

you say it was a bad month what would you say hello to everyone

derdin kötü bir aydı bugün herkese merhaba ne derdin

today and of course it is May the first not only that it's Friday

ve tabii ki mayısın ilki değil sadece bugün cuma inan yankı yankı

believe it echo echo I'm talking in my echo my echo

konuşuyorum kendi içimde yankı

chamber hello hi are you okay it's Friday we have made it once again to the

odam merhaba merhaba iyi misin bugün cuma yine

end of the week and what a week it has been for the past few weeks I've been

hafta sonuna geldik ve ne hafta oldu son birkaç haftadır

with you live every day April has gone we have said goodbye to the month of

sizlerleyim her gün canlı yayın nisan geçti dedik nisan ayına elveda

April however how would you describe April boring oh that's a good one

ama nisanı nasıl tanımlarsın sıkıcı oh bu iyi bir aferin

Thank You Kaelyn boring April was a boring man because there was very little

teşekkür ederim Kaelyn sıkıcı Nisan sıkıcı bir adamdı çünkü yapacak çok az şey vardı

to do many people had to stay indoors what about oh I see

birçok insan içeride kalmak zorunda kaldı peki ya oh

strange yes Thank You Mika strange I suppose you could describe April as a

garip görüyorum evet teşekkür ederim mika garip sanırım nisanı garip bir ay olarak tanımlayabilirsin

strange month the month of April was very strange indeed

nisan ayı gerçekten çok garipti sandrine nisanın acayip olduğunu

Sandrine says April was freaky April was freaky

söylüyor

I think so I would agree with you there hello mo said April was so so so so not

a Greek month Chandran or Shan Dan also says strange

veya Shan Dan ayrıca garip diyor

it was a very strange month Zorin says crappy oh yes that is a very

çok garip bir aydı Zorin berbat diyor oh evet bu çok

strong word if something is crappy it means it wasn't very good

güçlü bir kelime eğer bir şey berbatsa bu çok iyi olmadığı anlamına gelir

so something that isn't very good something that you didn't enjoy maybe

yani pek iyi olmayan bir şey sizin zevk almadığınız bir şeydir belki de

something that you think isn't a good thing we can describe as crappy it was a

iyi bir şey olmadığını düşündüğünüz bir şey berbat olarak tanımlayabileceğimiz

crappy month the word crap by the way is a very rude word in British English it

berbat bir aydı bu arada [ __ ] kelimesi İngiliz İngilizcesinde çok kaba bir kelimedir

means poop I was really hoping to get through today's lesson without saying

kaka anlamına gelir gerçekten bugünkü dersi

poop unfortunately there it was there it was crappy hmm I think so it was a very

kaka demeden geçmeyi umuyordum ne yazık ki oradaydı berbattı hmm bence çok

crappy month the month of April talking at the live chat I suppose I should also

berbat bir aydı nisan ayı canlı sohbette konuşuyorum sanırım ben de

say hello to everyone on the live chat anyway hello to everyone on the live

canlı sohbetteki herkese merhaba demeliyim yine de canlı sohbetteki herkese merhaba zaten

chat anyway flower oh hello flower Espoir you guess what

çiçek oh merhaba çiçek Espoir

you were first on today's live chat

bugünün canlı sohbetinde ne birinci olduğunu tahmin ettin

amazing amazing amazing it really was Thank You flower Vitas you were second

inanılmaz inanılmaz inanılmaz gerçekten öyleydi Teşekkürler çiçek Vitas bugün ikinci oldun

today hmm your finger I think is becoming very

hmm bence parmağın çok

tired because it would appear that you can't click it very quickly these days

yoruluyor çünkü çok hızlı tıklayamıyormuşsun gibi görünüyor bu aralar

maybe you have worn your finger out it has become useless because of all of the

belki parmağınızı eskitmişsiniz tüm tıklamalar yüzünden işe yaramaz hale geldi

clicking also flower thank you very much you have a very fast finger you have the

ayrıca çiçek çok teşekkür ederim çok hızlı bir parmağınız var

fastest finger in the world maybe no sin says hello mog mog hello mog mog nice to

dünyanın en hızlı parmağına sahipsiniz belki günah yok merhaba diyor mog mog merhaba mog mog güzel

see you back again haven't seen you for a while I haven't seen you for a while

seni tekrar görmek için seni bir süredir görmüyorum seni bir süredir görmüyorum

hello also Anna peeker thank you for your little wave and also

merhaba ayrıca Anna peeker küçük dalgan için teşekkür ederim ve ayrıca

your beautiful rainbow as well of course that has become the symbol of hope for

güzel gökkuşağın için de tabii ki umudun sembolü haline gelen gökkuşağın

the future during the past few weeks hello also franceska kaylynn and also

gelecek son haftalarda gelecek merhaba ayrıca franceska kaylynn ve ayrıca

Peter hello Peter nice to see you again sujin is here de

Peter merhaba Peter seni tekrar görmek güzel sujin burada de

Vaca or de Vaca is here I can't hear you it's okay yes I hope you can hear me now

Vaca veya de Vaca burada seni duyamıyorum sorun değil evet umarım beni şimdi duyabilirsin

maybe I should go to my window and shout but I think that might annoy the

belki gitmeliyim pencereme ve bağır ama bence bu

neighbors to be honest Beatriz says hi mr. Duncan happy workers

komşuları rahatsız edebilir, dürüst olmak gerekirse Beatriz merhaba diyor bay. Duncan işçiler

day power to the people that's what they say isn't it yes you

gününü kutlar insanlara güç böyle derler öyle değil mi evet haklısın

are right may is here it is the 1st of May and for

Mayıs burada 1 Mayıs ve

many people the 1st of May is quite an important period so the 1st of May is an

birçok insan için 1 Mayıs oldukça önemli bir dönem bu yüzden 1 Mayıs

important day for many people here in the UK

önemli bir tarih Birleşik Krallık'ta birçok insan için

we are talking about May as well but many people think of May the first as

mayıs gününden de bahsediyoruz ama birçok insan 1 Mayıs'ı evet olarak düşünüyor,

yes as I said just for the workers we often think of May Day as being the day

sadece işçiler için söylediğim gibi, genellikle 1 Mayıs'ı işçilerin günü olarak düşünüyoruz,

for the workers all the workers will rise and they will get their rights

tüm işçiler yükselecek ve haklarını alacaklar

International Workers day so hello to all of the workers around the world if

Uluslararası İşçiler Günü,

you are working at the moment or maybe you have been furloughed in your job

şu anda çalışıyorsanız veya belki işinizde izinliyseniz, şu anda

which means you can't do it at the moment it is International Workers day

yapamayacağınız anlamına gelen, dünyadaki tüm işçilere çok merhaba Uluslararası İşçiler gün o ne ise

that is what it is also today it is something else as well

bugün de başka bir şey de o

it is BHEL tain can you see that word baile tain or Beltane it is the start of

BHEL tain baile tain veya Beltane kelimesini görebiliyor musunuz

summer in the Celtic calendar because the Celtic calendar today it would be

Kelt takviminde yazın başlangıcıdır çünkü Kelt takvimi bugün

the 21st of March so in the Celtic calendar it is officially the start of

21 Mart olacaktır yani Kelt takviminde resmi olarak

summer in the Celtic calendar and of course here in the UK there are many

Kelt takviminde yazın başlangıcıdır ve tabii ki burada Birleşik Krallık'ta

traditions that would take place in the past we would have lots of fair maidens

geçmişte gerçekleşecek birçok gelenek vardır, orada çok sayıda güzel bakiremiz olurdu,

there they are

onlar

dancing around the very phallic maypole and may the first is often celebrated as

çok fallik direğin etrafında dans ederler ve İlk mayıs genellikle

a way of wishing that the forthcoming harvest will be fruitful it is all about

yaklaşan hasadın verimli olmasını dilemenin bir yolu olarak kutlanır, tamamen

fertility and that is the reason why all of the fair maidens dance around the

doğurganlıkla ilgilidir ve bu nedenle tüm güzel bakireler mayıs ayının başında mayıs direği etrafında dans ederler.

Maypole at the beginning of May it is something that hopefully will bring lots

of good fortune for the farmers their crops will grow their animals will stay

çiftçiler için bol bol şans ekinleri büyüyecek hayvanları

strong and all the fair maidens we'll find a handsome man I think I just

güçlü kalacak ve tüm güzel bakireler yakışıklı bir adam bulacağız sanırım

made that last part up to that that that last part isn't real I made it up

son kısmı az önce yaptım o son kısmın gerçek olmadığını anladım yukarı

although come to think of it it might actually be true Mayday I'm not calling

düşününce aslında doğru olabilir Mayday bu

Mayday by the way for those who were wondering so I'm not calling Mayday

arada merak edenler için Mayday'i aramıyorum o yüzden aramıyorum

because you will call Mayday if you have a problem if you are in

çünkü bir sorun olursa Mayday'i arayacaksın

trouble or danger maybe if you are flying an aeroplane and suddenly you

başın derde girerse veya tehlike belki bir uçağı uçuruyorsan ve aniden

have engine trouble like Harrison Ford did did you see

Harrison Ford gibi motor sorunu yaşıyorsan

Harrison Ford once again I think between you and me I think Harrison Ford

Harrison Ford'u bir kez daha gördün mü aramızda kalsın diye düşünüyorum Harrison Ford

when he's flying his aeroplane I think that he's imagining himself in the

uçağını uçururken kendini Millennium Falcon'da hayal ettiğini düşünüyorum

Millennium Falcon that's what I think so he flies it like he flew the Millennium

bence bu yüzden Star Wars'ta Millennium Falcon'u uçurduğu gibi uçuyor, bu

Falcon in Star Wars so that's why he's always having problems with his plane

yüzden uçağıyla her zaman sorun yaşıyor

because I think he he thinks he thinks is doing the Kessel run that's what I

çünkü bence o Kessel koşusu yaptığını sanıyor bence bu

think so this week Harrison Ford got into trouble he flew over a very busy

yüzden bu hafta Harrison Ford aldı Başını belaya soktu, bir havaalanındaki çok yoğun bir pistin üzerinden uçtu

runway at an airport and another plane I believe was trying to take off or land

ve

as Harrison Ford went across in his airplane or as he calls it his

Harrison Ford uçağıyla geçerken ya da ona

Millennium Falcon so I think so naughty Harrison Ford not naughty

Millennium Falcon dediği gibi, kalkmaya ya da inmeye çalıştığına inandığım başka bir uçak, yani bence çok yaramaz Harrison Ford yaramaz değil

Harrison Ford oh if he was here now I would put him over my knee and I'd spank

Harrison Ford oh şimdi burada olsaydı onu dizime koyardım ve

his bottom until it was cherry red I really would what thanks for joining me

kıçını kiraz kırmızısı olana kadar şaplaklardım Gerçekten ne yapardım bugün bana katıldığınız için teşekkürler bunun

today if you're wondering what on earth this is this is my new show it's called

ne olduğunu merak ediyorsanız bu benim yeni şovum dünkü

how long will it take for YouTube to start disconnecting my livestream like

gibi youtube'un canlı yayınımı kesmeye başlaması ne kadar sürer deniliyor

yesterday did you see yesterday I don't know what was happening but YouTube

dün gördün mü ne oldu bilmiyorum ama youtube

cutting off my connection very annoying fortunately YouTube being very clever

bağlantımı kesiyor çok sinir bozucu neyse ki youtube çok zekice

managed to produce the whole livestream so you can watch yesterday's livestream

canlı yayının tamamını üretmeyi başardı böylece siz de yapabilirsiniz dünkü canlı yayını izle

complete you can hello to Connell hi Connell nice to see you here as well it

tamamlayabilirsin Connell'e merhaba merhaba Connell seni burada görmek güzel ayrıca

is May the 1st it is when the a common man rises up and says look we want our

1 Mayıs'ta sıradan bir adam ayağa kalkıyor ve bak,

rights if you wanted to work for Oh for you we have to have our rights

eğer çalışmak istiyorsan haklarımızı istiyoruz Ah senin için var haklarımıza sahip olmak

hello also to Francesca maybe this environment has affected your

Francesca'ya da merhaba belki bu ortam

behavior so smooth I don't know what you mean I'm not sure what you mean by that

davranışlarınızı o kadar yumuşak etkilemiştir ki, ne demek istediğinizi anlamıyorum, bununla ne demek istediğinizden emin değilim,

I'm intrigued mr. Duncan I would like to congratulate you on the first of May I

ilgimi çekti bay. Duncan seni 1 Mayıs'ta tebrik etmek istiyorum

wish you to be healthy and wealthy well I am one of those things no not the

sağlıklı ve zengin olmanı dilerim ben o şeylerden biriyim hayır

second one I'm not the second one maybe the first one I am but the second one

ikinci değilim ikinci değilim belki birinciyim ama

definitely not I hope you will stay strong and live long me too as the

kesinlikle ikincisiyim umarım güçlü kalırsın ve uzun yaşarsın ben de

vulcans used to say live long and prosper I think so and look what

vulkanların dediği gibi uzun yaşa ve başarılı ol bence öyle ve bak bayım ne

happened to mr. Spock hello Chandon good evening sir good evening to you as well

oldu Spock merhaba Chandon iyi akşamlar efendim iyi akşamlar size de

nice to see you here your magnolia tree is spectacular thank you we also have

sizi burada görmek güzel manolya ağacınız muhteşem teşekkür ederim ayrıca

some big trees of magnolias with some different flowers you can have white

bazı farklı çiçeklere sahip bazı büyük manolya ağaçlarımız var beyaz manolyalara sahip olabilirsiniz

magnolias you can also have pink magnolias

pembe manolyalara da sahip olabilirsiniz

so the magnolias in my garden is pink magna well actually purple it's sort of

yani manolyalara bahçemde pembe magna aslında mor bir çeşit mor mor pembe

purple purple pink I know we had an argument the other week

biliyorum geçen hafta

didn't we about my tie because some people said that my tie is pink and some

kravatım hakkında tartışmadık mı çünkü bazı insanlar kravatımın pembe olduğunu söyledi ve bazı

people said that it's purple so here are some lovely magnolia leaves and also

insanlar onun mor olduğunu söyledi, işte buradalar bazı güzel manolya yaprakları ve ayrıca

some lovely flowers on my magnolia tree Oh

manolya ağacımda bazı güzel çiçekler Ah

also as we saw yesterday we also have my apple blossom as you can see it's very

ayrıca dün gördüğümüz gibi elma çiçeğim de var gördüğünüz gibi

windy today outside it is blowing a gale outside at the moment so there is my

bugün dışarıda çok rüzgarlı şu anda dışarıda bir fırtına esiyor yani benim

lovely apple blossom coming out as well I must say this year my apple tree is

güzel elma çiçeğim var bu yıl elma ağacımın

looking rather healthy I don't know how it's happened but last year

oldukça sağlıklı göründüğünü söylemeliyim, nasıl oldu bilmiyorum ama geçen yıl

my poor apple tree looked really unwell it didn't look very well at all but now

zavallı elma ağacım gerçekten hasta görünüyordu, hiç iyi görünmüyordu ama şimdi

it looks very healthy and there is lots and lots of apple blossom growing on my

çok sağlıklı görünüyor ve şu anda elma ağacımda büyüyen bir sürü elma çiçeği var,

apple tree at the moment so who knows we might have lots of nice apples growing

kim bilir bu yıl elma ağacında büyüyen bir sürü güzel elmamız olabilir

on the apple tree this year Palmyra

Palmyra

hello also petrol hello Pedro Pedro at the moment by the way he has so I hope

merhaba ayrıca petrol merhaba Pedro Pedro bu arada onda var yani ben umarım

you're wearing your mask Pedro I hope you are feeling alright I can't complain

maskeni takıyorsundur Pedro umarım iyi hissediyorsundur şikayet edemem

says Pedro that's good that's the spirit that's the attitude that will get you

diyor Pedro bu iyi

through any adversity whatever goes wrong in your life keep that attitude

and you'll be alright hello Valentin hello also franceska mr.

pekala merhaba Valentin merhaba ayrıca franceska bay.

Duncan I was referring to all of your trees and bushes and flowers I think I

Duncan, senin tüm ağaçlarına, çalılarına ve çiçeklerine atıfta bulunuyordum, sanırım şehir yerine

would be more relaxed in that environment rather than the city oh I

o ortamda daha rahat olurdum oh ne demek istediğini anlıyorum, sık sık söylediğim

see what you mean there is no thing like being in the countryside as I

gibi kırsalda olmak gibisi yok

often say I love the countryside very much if I had a choice would I rather

kırsalı seviyorum çok fazla bir seçeneğim olsaydı,

live in the city or the countryside I was I would always choose the

şehirde mi yoksa kırsalda mı yaşamayı tercih ederdim? sabah

countryside every time no doubt about it hello Hugo Hugo Hernandez hello to you

nice to see you again Belarusian hello Belarusian the live

stream is at 10 a.m. here in Argentina and it is time to do a lot of things

10'da burada Arjantin'de ve yakında pek çok şey yapmanın zamanı geldi yemek

soon I will be cooking you know I won't be able to resist asking what are you

pişireceğim biliyorsun

cooking today is it something nice we will be cooking something later on every

bugün ne pişiriyorsun güzel bir şey mi diye sormadan edemeyeceğim her cuma daha sonra bir şeyler pişireceğiz

Friday this is something that has become traditional in this house not

bu, bu evde geleneksel hale gelen bir şey,

necessarily your house but this house we have a tradition every Friday we like to

ille de sizin evinizde değil ama bu evde her cuma bir geleneğimiz var,

have curry every Friday night so I will be showing one of my earlier video

her cuma akşamı köri yemeyi seviyoruz, bu yüzden

recordings that I did with mr. Steve in the kitchen because every Friday we

size Mr. Steve mutfakta çünkü her cuma

always have curry in fact I have no choice to be honest

hep köri yiyoruz aslında dürüst olmak için başka seçeneğim yok

Steve says having curry tonight and that's it I have no say I have no say in

Steve bu gece köri yiyeceğini söylüyor ve o kadar Benim söz hakkım yok Bu

the matter which means I can't make a decision myself I can't say what I think

konuda söz hakkım yok, bu da kendi başıma karar veremem anlamına geliyor ben ne söyleyemiyorum

I have to have curry terrible hello I rank sour hello to you in the all die by

köri yemem gerektiğini düşünüyorum korkunç merhaba rütbem ekşi Bask Bölgesi'ndeki tüm die by bölgelerine göre size merhaba,

region in the Basque Country there is a live connection at five o'clock English

time with The Awl or die by bird center and it is a great

The Awl or die by bird center ile İngilizce saatiyle beşte canlı bir bağlantı var ve harika bir

living museum of nature I like the sound of that so that is

yaşayan doğa müzesi Bunun sesini seviyorum, bu yüzden

actually five o'clock today British time I'm going to check that I'm going to

aslında bugün saat beş İngiliz saatine göre kontrol edeceğim

have a look at that I don't know if you've noticed but on YouTube there are

bir bakacağım buna bakabilir misiniz bilmiyorum Fark ettim ama YouTube'da

lots of live streams lots of nature live streams on YouTube as well and some of

çok sayıda canlı yayın var YouTube'da çok sayıda doğa canlı yayını var ve

them are fantastic I remember about three years ago there was a web camera

bazıları harika. Hatırlıyorum, yaklaşık üç yıl önce bir web kamerası vardı

and it was following the the lives of a group of giraffes who remembers that and

ve bir grup zürafanın hayatını takip ediyordu. kim hatırlıyor bunu ve

there was a little giraffe that was born and this tiny giraffe was walking around

küçük bir zürafa doğmuştu ve bu minik zürafa ortalıkta dolanıyordu

it was trying to walk on its little thin legs it was the cutest thing I've ever

küçük ince bacakları üzerinde yürümeye çalışıyordu hayatımda gördüğüm en tatlı şeydi

seen hello - mirela pink Magnolia is male

merhaba - mirela pembe Magnolia erkek

white Magnolia is female and smells smells wonderful I must be honest with

beyaz Magnolia dişi ve harika kokuyor, size karşı dürüst olmalıyım,

you the pink Magnolia or purple doesn't have

pembe Manolya veya morun hiç kokusu yok, hiç

any smell at all it doesn't have any fragrance which I was surprised by

kokusu yok ki bu beni şaşırttı,

however my lovely lovely lilac has a wonderful scent so I also have a lilac

ancak benim sevimli güzel leylağım harika bir kokuya sahip, bu yüzden bende de bir leylak var

tree in the garden and to be honest with you a few moments ago I opened my window

Bahçede bir ağaç ve size karşı dürüst olmak gerekirse, birkaç dakika önce

here in the studio and the first thing I could smell was lilac I could smell the

burada stüdyoda penceremi açtım ve kokladığım ilk şey leylak kokusuydu Bahçenin

lilac tree which is around the front of the garden very far away from my studio

önündeki leylak ağacının kokusunu alabiliyordum. stüdyo

so the scent the smell the aroma from my lovely lilac tree is actually going all

yani koku güzel leylak ağacımın aroması aslında

the way around the house in the wind it's great I'm really enjoying it hello

rüzgarda evin her yerinde dolaşıyor bu harika Gerçekten keyif alıyorum merhaba -

- Pete Petra hello we'll also 2ts

Pete Petra merhaba biz de 2ts

Blue Thunder hello blue Thunder where are you guess what guys I'm now at the

Blue Thunder merhaba blue Thunder neredesiniz tahmin edin arkadaşlar şu an

hospital because of a car crash my leg was slightly broke goodness me what is

hastanedeyim trafik kazası nedeniyle ayağım biraz kırıldı aman Allah'ım

happening at the moment with my viewers could you all please stay safe I hope

şu an izleyicilerimle neler oluyor hepiniz güvende kalın umarım

you are all right blue thunder you win car I believe your real name is Sol

iyisinizdir mavi gök gürültüsü arabayı siz kazanırsınız ben gerçek adının Sol olduğuna inan

Thank You blue thunder for letting me know that you are also having difficulty

at the moment but something quite different from Pedro so I hope you are

all right please keep in touch let us know how your leg is feeling so who else

başka biri

was in the car was anyone else injured is everyone else all right

arabadaydı yaralanan başka biri var mıydı diğer herkes tamam

shocking quite shocking hello Adarsh hello mr. Duncan I have been

şok edici oldukça şok edici merhaba Adarsh ​​merhaba bay. Duncan

trying so hard but my English is not improving often I lack confidence while

çok uğraşıyorum ama İngilizcem çoğu zaman gelişmiyor konuşurken kendime güvenim yok

speaking and end up an articulated could you help well this is something I've

ve sonunda açıkça ifade edilebiliyorum yardımcı olur musunuz bu konuşmadan önce bahsettiğim bir şey

mentioned before speaking is the hardest part of learning any language it really

herhangi bir dili öğrenmenin en zor kısmıdır gerçekten

is I know I say this very often but speaking is the hardest part you can

biliyorum Bunu çok sık söylüyorum ama konuşmanın en zor kısmı

learn the words you can remember the words you can read the words you can

kelimeleri öğrenebilirsin kelimeleri hatırlayabilirsin kelimeleri okuyabilirsin

understand English but when it comes to speaking as I said before it is a little

İngilizce kelimeleri anlayabilirsin ama iş konuşmaya gelince daha önce de söylediğim

bit like performing it is a little bit like going on to the stage to give a

gibi biraz icra etmeye benziyor. bir performans vermek için sahneye çıkmak gibi bir şey

performance so all you have to do is do it more you have to become accustomed to

bu yüzden tek yapman gereken bunu yapmak daha fazla İngilizce konuşmaya alışmak zorundasın

speaking English because for all of your life you've been speaking another

çünkü hayatın boyunca başka bir

language and now suddenly you have to do this it's different and maybe you feel a

dil konuşuyorsun ve şimdi aniden yapmak zorundasın bu farklı ve belki

little shy doing it in front of other people but I always suggest that you

bunu diğer insanların yanında yapmaktan biraz çekiniyorsunuz ama ben her zaman

should record your voice so try to make a recording listen to the sound of

sesinizi kaydetmenizi öneririm bu yüzden kayıt yapmaya çalışın

voice as you speak you have to love what you do whatever it is and speaking

konuşurken sesin sesini dinleyin ne yaparsanız yapın yaptığınız işi sevmelisiniz öyledir ve

English is no exception so confidence comes from doing something again and

İngilizce konuşmak bir istisna değildir, bu yüzden güven bir şeyi tekrar tekrar yapmaktan gelir, onu ne

again and again the more you do it the easier it becomes and the easier it

kadar çok yaparsan o kadar kolay hale gelir ve ne kadar çok yapmak istersen o kadar kolay hale

becomes the more you want to do it it's as

gelir,

simple as that

bu kadar basit

hello - alle pika hello Anna pika I have read an interesting news article this

merhaba - alle pika merhaba Anna pika Bu sabah ilginç bir haber makalesi okudum,

morning it seems that people affected by

öyle görünüyor ki, etkilenen insanların kendilerini iyi

will have antibodies that will protect them well some people are not sure at

koruyacak antikorlara sahip olacakları görülüyor, bazı insanlar şu anda emin değiller,

the moment there seems to be conflicting reports about whether a person will then

bir kişinin

be protected after they have had the thing that I can't mention hello pal

koruma altına alındıktan sonra korunup korunmayacağına dair çelişkili raporlar var gibi görünüyor. merhaba dostum

Mira mr. Duncan I wrote about a new British hero who raised money to help

Mira mr. Duncan Hastanelere yardım etmek için para toplayan yeni bir İngiliz kahraman hakkında yazdım

the hospitals yes that that was that is true I always call him major tarma

evet bu doğruydu Ona her zaman büyük tarma derdim

because I always think of the David Bowie song but yes he has been raising

çünkü hep David Bowie şarkısını düşünürüm ama evet

money he was a hundred yesterday a hundred years old it is a sad fact

para topluyordu dün yüzdü yüz yıllık bu üzücü bir gerçektir,

though it is sad that someone has to raise money to actually support

ancak

something that we are actually already paying for in this country so it is a

bu ülkede zaten zaten parasını ödediğimiz bir şeyi desteklemek için birinin para toplaması gerektiği üzücüdür, bu yüzden

strange thing the National Health Service is the service in the UK that

garip bir şey ki Ulusal Sağlık Hizmeti Birleşik Krallık'ta bu hizmeti

provides free health care but we all pay for it

sağlayan hizmettir. ücretsiz sağlık hizmeti ama hepimiz bunun bedelini

through our taxes so through our tax we pay towards it but over the years

vergilerimizle ödüyoruz, bu yüzden vergilerimizle buna karşı ödüyoruz ama

unfortunately the National Health Service has become more overrun with

maalesef Ulusal Sağlık Hizmeti,

people becoming ill having sickness and there is always a shortage of

insanların hastalanarak hastalanmasıyla daha fazla doldu ve her zaman

doctors nurses and also beds in the hospitals so it is a sad thing it is a

doktor, hemşire ve ayrıca hastanelerdeki yataklar bu yüzden üzücü bir şey,

sad fact that someone has to raise money to support something that has been there

for many many years some people feel rather annoyed about it

uzun yıllardır orada olan bir şeyi desteklemek için birinin para toplamak zorunda olması üzücü bir gerçek, dürüst olmak gerekirse, bazı insanlar bundan oldukça rahatsız oluyor,

to be honest

hello Adrian mr. Duncan what do you mean with curry as a cooked dish you eat each

merhaba Adrian bay. Duncan, her cuma yediğiniz pişmiş bir yemek olarak köri ile ne demek istiyorsunuz?

Friday is it chicken with rice for instance what mr. Steve makes every

Steve'in her

Friday is actually fish it is a fish curry so quite often he will put fish in

cuma yaptığı aslında balıktır, bu bir balık körisidir, bu yüzden sıklıkla köriye balık koyar

the curry and we will have spicy curry with rice always brown rice very nice

ve pilavlı baharatlı köri yiyeceğiz her zaman kahverengi pirinç çok güzel

brown rice I like it very much so that's what we're having every Friday and in a

kahverengi pirinç Onu çok seviyorum, bu yüzden her zaman yediğimiz şey bu Cuma ve birkaç dakika sonra

few moments we are going to take a look at one such night every Friday we always

her cuma böyle bir geceye göz atacağız

have curry today also we're going to have a look at some strange English

bugün hep köri yiyeceğiz ayrıca bazı garip İngilizce kelimelere bir göz atacağız

words strange words in the English

İngilizcede garip kelimeler

that's what we're doing later hello everyone I didn't have the notification

daha sonra yapacağımız şey bu herkese merhaba yine zamanında bildirim gelmedi kusura bakma noemi

on time again sorry Noemi I did send out the

notification and also I did put a message on my little message board on

bildirimi gönderdim ve ayrıca facebook'taki küçük mesaj panoma

Facebook and also on my youtube channel however this is a problem that's been

ve ayrıca youtube kanalıma bir mesaj koydum ancak bu uzun süredir devam eden bir sorun

going on for a very long time I tell people that I will be on unfortunately

çok uzun bir süredir insanlara açık olacağımı söylüyorum ne yazık ki

many people don't realize I am on because they don't get notified

birçok insan açık olduğumdan haberdar değiller çünkü bildirim almıyorlar

unfortunately hello also franceska hello - oh I see

ne yazık ki merhaba franceska da merhaba - oh

Devo Devo chat or Java hello mr. Duncan I'm a teenager from

Devo Devo sohbeti veya Java merhaba bay görüyorum. Duncan ben Rus bir gencim karantina sırasında

Russian how can I support my English level during the lockdown well one of

İngilizce seviyemi nasıl destekleyebilirim

the ways of doing it of course is watching English movies with captions

bunu yapmanın yollarından biri de tabii ki altyazılı İngilizce filmler izlemektir

you can watch my live streams you can watch all sorts of video lessons not

canlı yayınlarımı izleyebilir sadece video dersleri değil her türlü videoyu izleyebilirsiniz

only from myself but other people as well but I'm live with you here on

kendimden ama diğer insanlardan da ama sizinle burada YouTube'da canlı yayındayım

YouTube and it is a good way of listening and learning English because

ve bu İngilizce dinlemenin ve öğrenmenin iyi bir yolu çünkü

it is spontaneous this is live right now so at the moment it is 23 minutes away

kendiliğinden bu şu anda canlı yani şu anda saat 3'e 23 dakika uzaklıkta.

from 3 o'clock in the afternoon on a Friday afternoon in fact hello Frances

öğleden sonra saat bir cuma öğleden sonra aslında merhaba Frances

hello also ts nice to see you here as well so many people are here mr. Duncan

merhaba sizi de burada görmek güzel pek çok insan burada bayım. Duncan

when do you think you will be able to go back into your garden asks Anna the

ne zaman bahçene dönebileceğini düşünüyorsun Anna'ya

weather at the moment is very strange we've had a lot of rain today I will

şu anda hava çok garip bugün çok yağmur yağdı sana

just show you outside you might be able to see outside at the moment it is

sadece dışarıyı göstereceğim şu anda dışarıyı görebilirsin

actually quite sunny so the sun is shining on my apple blossom it is also

aslında oldukça güneşli, bu yüzden güneş elma çiçeğimde parlıyor, aynı zamanda

shining on my Magnolia however this morning it was also very dull and cloudy

Manolyamda da parlıyor, ancak bu sabah hava çok donuk ve bulutluydu,

it looked as if it was going to rain so at the moment here in the UK the weather

yağmur yağacak gibi görünüyordu, bu yüzden şu anda burada, Birleşik Krallık'ta hava

is very unsettled I am hoping maybe next week to go into

çok huzursuz Belki gelecek hafta bahçeye tekrar gitmeyi umuyorum

the garden again at the moment it is not looking good because the weather is

şu anda hava iyi görünmüyor çünkü hava

changing so often at the moment so often I hope that answers your question

şu anda çok sık değişiyor umarım bu sorunuzu yanıtlar

Oh Luis Luis Mendez is here again guess what we are going to have a look around

Oh Luis Luis Mendez yine burada tahmin edin ne oldu

Paris in a short while as well it is a year since I went to Paris can you

kısa bir süre sonra Paris'e de bir göz atacağız Paris'e gideli bir yıl oldu inanabiliyor musunuz

believe it a year since I went to Paris so we are

Paris'e gideli bir yıl oldu

going to look at a video clip a little bit later on of me in Paris also would

biraz sonra bir video klibe bakacağız Benden de Paris'te

you like to see a little bit of nature with mr. Steve here we go

Mr. Steve burada,

very close to our house there is one of our neighbors and they have horses and I

evimizin çok yakınına gidiyoruz, komşularımızdan biri var ve onların atları var ve ben

remember last year when mr. Steve and myself we were going for a walk and we

geçen yıl Mr. Steve ve ben yürüyüşe çıkıyorduk ve

came across our neighbors horses and they are so lovely

komşumuzun atlarına rastladık ve çok sevimliler

you

siz

you

so cute some lovely horses in my neighbor's field

çok tatlısınız komşumun tarlasında bazı sevimli atlar

oh isn't that nice I know yesterday we were talking a lot about nature and we

oh o kadar güzel değil mi biliyorum dün çokça doğa hakkında konuşuyorduk ve biz

were talking about birds and at the moment the birds are going crazy outside

kuşlar hakkında konuşuyorduk ve şu anda kuşlar

building their nests some of them have already got little chicks to take care

yuvalarını inşa ederken çıldırıyorlar, bazılarının zaten ilgilenmesi gereken küçük civcivleri var, bu yüzden şu

of so a lot going on at the moment hello - Grazyna hello Grazyna nice to see you

anda çok şey oluyor merhaba - Grazyna merhaba Grazyna bugün sizi burada görmek güzel

here today Noemi I am happy because the gardener

Noemi I Mutluyum çünkü bahçıvan

has cut the grass we have been going on for two months without the grass being

çimleri biçti, iki aydır çimler

cut and we've had a lot of rain so I imagine the grass will grow very quickly

kesilmeden devam ediyoruz ve çok yağmur yağdı, bu yüzden çok yağmur yağarsa çimlerin çok hızlı büyüyeceğini hayal ediyorum

if you have lots of rain and it looked like the jungle I imagine it did

ve öyle görünüyordu orman bence yaptı

fortunately he has started to work again so Noemi it looks as if you have your

neyse ki tekrar çalışmaya başladı, bu yüzden Noemi

gardener back after crazy April so now it's come to an end and a pika Steve is

çılgın Nisan'dan sonra bahçıvanınız geri gelmiş gibi görünüyor, bu yüzden şimdi sona erdi ve bir pika Steve

a very horse friendly man or he is very horse friendly that means he gets along

çok at dostu bir adam ya da çok at dostu bu onun

with horses and animals I don't know why but both of us both myself and Steve we

atlarla ve hayvanlarla anlaştığı anlamına geliyor neden bilmiyorum ama hem ben hem de Steve

always get along with animals quite well we do I don't know why but we do would

hayvanlarla her zaman oldukça iyi anlaşıyoruz neden bilmiyorum ama anlıyoruz

you like to come with me on a little trip we are going to take a trip to a

benimle gelmek ister misin küçük bir gezi

place that isn't very far away from this country we are going to hop across the

bu ülkeden çok da uzak olmayan bir yere bir gezi yapacağız

English Channel we are going across to France to have a little tour around one

Manş Denizi'ni atlayarak geçeceğiz Fransa'nın en romantik şehirlerinden birinde küçük bir tur atmak için gidiyoruz Paris

of the most romantic cities in the world Paris

dünyasında

oh I really love that so there it was some shots taken last year during my

oh bunu gerçekten çok seviyorum, bu yüzden geçen yıl

trip to Paris with mr. Steve we had a free holiday exactly one year ago can

Mr. Steve tam bir yıl önce bedava bir tatil geçirdik

you believe it

buna inanabiliyor musun

interesting ah Bonjour Madame Monsieur Jim Appel Missa danke

ilginç ah Bonjour Madam Mösyö Jim Appel Missa danke

hello there Lala nice to see you here today I am wearing my my little red

merhaba Lala bugün seni burada görmek güzel küçük kırmızı

beret I hope you are enjoying my fashion style today very nice mm hello to the

beremi takıyorum umarım bugün moda tarzımdan keyif alıyorsundur çok hoş mm

live chat nice to see you all here as well

canlı sohbete merhaba hepinizi burada görmek güzel

Paris is love where we think of Paris we often think of romance we think of

Paris aşktır, Paris'i düşündüğümüz yerde sık sık romantizmi düşünürüz

sitting maybe in a lovely cafe looking out across the Paris skyline and in the

belki Paris silüetine bakan ve

distance twinkling in the night sky the Eiffel Tower and everything is very

uzakta parıldayan güzel bir kafede oturmayı düşünürüz gece gökyüzü Eyfel Kulesi ve her şey çok

lovely so we had a lovely time last year in Paris thank you very much to mr.

güzel, bu yüzden geçen yıl Paris'te çok güzel zaman geçirdik, Mr.

Steeves company because they gave it to us they gave us a free holiday in Paris

Steeves şirketi çünkü bize verdiler çünkü geçen yıl bize Paris'te bedava bir tatil verdiler

last year and I still can't believe it didn't cost us anything

ve bunun bize oldukça şaşırtıcı bir şeye mal olmadığına hâlâ inanamıyorum

quite amazing mr. Duncan at the moment Paris is dead what a pity it is a large

Bay. Duncan şu anda Paris öldü ne yazık ki büyük bir

prison I would imagine it is so I thought it would be nice to have a

hapishane öyle olduğunu hayal ederdim bu yüzden

little look at a time a period of time when things were different we might even

her şeyin farklı olduğu bir zamana biraz bakmanın iyi olacağını düşündüm hatta

have a little trip along the Seine later on would you like to do that but right

küçük bir yolculuk bile yapabiliriz Seine boyunca daha sonra yapmak ister misin ama şimdi bu evde

now we are going to take a look at something that has become quite a

tradition over the past two or three years in this house every Friday night

son iki üç yıldır oldukça gelenek haline gelen bir şeye bakacağız her cuma gecesi

we will make our traditional Friday night meal it is our lovely delicious

geleneksel cuma yemeğimizi yapacağız Bu bizim güzel lezzetli

spicy curry night

baharatlı köri gecemiz

oh hello there welcome to my kitchen it is now Friday night and I am busy here

oh merhaba mutfağıma hoşgeldiniz şimdi cuma gecesi ve ben burada

preparing my special Friday night treat mr. Steve will be coming down soon to

özel cuma gecesi ikramımı hazırlamakla meşgulüm bay . Steve birazdan

help me but for now I am here by myself and can you see what I'm doing I'm

bana yardım etmek için gelecek ama şimdilik burada tek başımayım ve ne yaptığımı görebiliyor musunuz

peeling some potatoes we need to have some potatoes peeled peel it's a very

biraz patates soyuyorum biraz patates soymamız gerekiyor kabuğu soyma çok

interesting word the word peel can actually be used in many ways for

ilginç bir kelime soyma kelimesi aslında olabilir pek çok şekilde kullanılabilir,

example peel can mean to remove some things slowly for example you peel the

örneğin soymak, bazı şeyleri yavaşça çıkarmak anlamına gelebilir, örneğin,

skin from a potato you peel the potato also peel can be described as removing

bir patatesin kabuğunu soyarsınız, patatesi soyarsınız, ayrıca soymak, giysilerinizi yavaşça çıkarmak olarak tanımlanabilir,

your clothes slowly so again it is something you are taking off very slowly

yani yine çok yavaş bir şekilde çıkardığınız bir şeydir.

so you peel your clothes off also the word peel can mean to wring the

soyunursunuz ayrıca soyma kelimesi dekanı sıkmak anlamına gelebilir

dean a bell the sound of a bell ringing can be described as peel and of course

bir zil sesi zil sesi soymak olarak tarif edilebilir ve tabii ki

the thing that you remove from the potato can also be called peel so the

patatesten çıkardığınız şeye de kabuk denilebileceği için

word peel can be used in many many different ways so as I mentioned we are

kabuk kelimesi de olabilir. birçok farklı şekilde kullanılıyor, bu yüzden bahsettiğim gibi

having curry tonight ah yes every Friday night mr. Steve and

bu akşam köri yiyoruz ah evet her cuma gecesi bay. Steve ve

myself we always have a delicious curry so mr. Steve will be joining me very

ben her zaman lezzetli bir köri yeriz, bu yüzden Bay. Steve çok

soon here in the kitchen and between you and me he will be doing all of the hard

yakında burada mutfakta bana katılacak ve aramızda kalsın tüm zor

work all I have to do is peel these potatoes I think some of these potatoes

işi o yapacak Tek yapmam gereken bu patatesleri soymak Sanırım bu patateslerden bazıları

have actually become a little bit rotten so I'm gonna have to be very careful

gerçekten biraz çürümüş bu yüzden ben' Bu patatesleri soyarken çok dikkatli olmalıyım

or peeling these potatoes I have to make sure that all of the rotten parts are

Çürük kısımların tamamının

removed because of course no one wants to eat rotten potatoes of course not mr.

temizlendiğinden emin olmalıyım çünkü tabii ki kimse çürük patates yemek istemez tabi ki bay değil.

Steve will be joining me a little bit later on the live stream and also here

Steve biraz sonra canlı yayında ve ayrıca burada

in the kitchen because mr. Steve will be cooking for curry so all I'm doing for

mutfakta bana katılacak çünkü Mr. Steve köri için yemek pişirecek, bu yüzden şimdilik tek yaptığım

now is preparing the meal preparing the potatoes but to be honest with you mr.

yemeği hazırlamak, patatesleri hazırlamak ama size karşı dürüst olmak gerekirse Bay.

Steve will be doing most of the work we will wait for a few moments for mr.

İşin çoğunu Steve yapıyor olacak, biz birkaç dakika Mr.

Steve to come down the stairs and join me here in the kitchen so as you can see

Steve merdivenlerden aşağı inip burada, mutfakta bana katılsın, böylece

mr. Steve has now joined me in the kitchen so what are we eating tonight

Mr. Steve şimdi mutfakta bana katıldı, bu akşam ne yiyoruz

mr. Steve curry having a curry tonight so I've got everything that I need laid

bayım? Steve Curry bu gece köri yiyor, bu yüzden ihtiyacım olan her şeyi

out here and it's a strange curry this because it's my own sort of concoction

burada ortaya koydum ve bu garip bir köri çünkü bu benim kendi karışımım,

there's a word concoction and caption and it's mr. Steve's special mixture

bir kelime karışımı ve altyazı var ve bu Mr. Steve'in özel karışımı

special recipe it's a bit of this a bit of that so I'm starting off with some

özel tarifi biraz bundan biraz ondan bu yüzden biraz

red split lentils there we go she's not being as close to the camera lentils

kırmızı mercimekle başlıyorum işte başlıyoruz kamera mercimeklerine o kadar yakın değil

because I like mint wasn't a curry and the good oh yes lentils are very good

çünkü naneyi seviyorum köri değildi ve iyi oh evet mercimek

for you so this particular curry is going to be a fish curry and also with

sizin için çok iyi bu yüzden bu özel köri bir balık körisi olacak ve

the lentils as well and what style of curry is it Steve so this is a

ayrıca mercimekle birlikte olacak ve ne tür bir köri Steve yani bu

particular style of curry okay these take about

özel bir köri tarzı, tamam bunlar

mr. cook must say we are enjoying the banging so banging away in the kitchen

Bay. Aşçı, mutfakta patırtı yapmaktan zevk aldığımızı söylemeli, bu

so I'll just put this onto the stove or the cooker and we'll get that cooking so

yüzden bunu ocağa veya ocağa koyacağım ve o yemeği pişireceğiz, bu yüzden

I'm going over here so how long do we have to cook the lentils for how long do

buraya gidiyorum, ne kadar süre pişirmemiz gerekiyor? mercimek ne kadar

they take Steve right the lentils take about 20 minutes which is what I just

sürer Steve doğru mercimek yaklaşık 20 dakika sürüyor ki bu da az önce

said oh right so this is what we're having we're having buna style curry if

söylediğim şey ah doğru yani bizde buna tarzı köri yiyoruz eğer

you can give it a bit more buna buna style which is in the thing of

biraz daha buna buna buna tarzı verebilirseniz

it the thing I love about this Steve is that this this tastes is good as a curry

Bu Steve hakkında sevdiğim şey, bu tadın bir restoranda yiyeceğiniz bir köri kadar iyi olması,

that you would have in a restaurant so if you went to a restaurant and had had

yani bir restorana gidip bir

a buna it would taste as good as this stuff in the jar we're not being

buna yemiş olsaydınız, tadı bu şey kadar güzel olurdu. Bu arada sponsorluk almıyoruz

sponsored by the way just in case you think we're being sponsored by this

bu şirket tarafından desteklendiğimizi düşünüyorsanız diye

company we're not loitering but should you wish to contact a Zenda and ask her

aylaklık yapmıyoruz ama bir Zenda ile iletişime geçip ondan

to sponsor and we would be very happily do so because yes just in case Loyd

sponsor olmasını isterseniz ve biz de bunu memnuniyetle yerine getiririz. bu yüzden evet, Loyd

Grossman is watching and you would like to sponsor my English lessons please

Grossman izliyorsa ve İngilizce derslerime sponsor olmak isterseniz, lütfen

please get in touch thank you very much let's give him another plug because

iletişime geçin, çok teşekkür ederim, hadi ona bir fiş daha verelim çünkü buna neden olan

there's lots of other flavours that was the buna which is essentially a very

pek çok başka tat var ki bu temelde çok

curry based around onions and tomatoes onions and tomatoes well I think there's

körili bir yemektir. soğan ve domates etrafında soğan ve domates pekala bence

all Curry's about onions in heaven over that one got a lot of tomatoes in we

cennette soğanla ilgili tüm Curry'ler var, bunun üzerinde bir sürü domates var biz

could also have a Rogan Josh there we go a Rogan Josh which tomatoes and fried

de bir Rogan Josh alabilirdik orada bir Rogan Josh'a gidiyoruz hangi domates ve kızarmış

onions with ginger and coriander Oh delicious I must admit there's one thing

soğan zencefil ve kişniş ile Oh lezzetli İtiraf etmeliyim ki

I love about curries it's when it has lots of ginger in it not many people

körilerle ilgili sevdiğim bir şey var, o da içinde bolca zencefil olması, pek çok insanın zencefili

like ginger some people hate ginger and what's the other one Steve the other one

sevmemesi, bazılarının zencefilden nefret etmesi ve diğeri ne Steve, diğeri

is the old favorite tikka masala you know if you're not keen

eski favori tikka masala, bilmiyorsanız bilirsiniz. tikka masala'ya

on a strong curry that's the one to have tikka masala so that's quite a mild one

sahip olan güçlü bir köriye meraklı, yani bu oldukça yumuşak, içinde

quite a mild one with with lots of cream and the yogurt in it so it's a bit more

bol miktarda krema ve yoğurt bulunan oldukça yumuşak, bu yüzden ortalama kalorinizden biraz daha fazla

fattening than your average calorie so that particular one isn't very healthy

şişmanlatıyor, bu yüzden belirli bir tanesi çok değil sağlıklı

now I bought these they were on offer today really yes they're normally around

şimdi bunları aldım bugün teklifteydiler gerçekten evet normalde

2 pounds 20 a jar okay but they were on offer today for a pound a pound each so

kavanozu 2 pound 20 civarında tamam ama bugün her biri 1 pound'a teklif edildiler bu yüzden

I got a a dozen of them 12 of them today so keep them in there and so you know

bugün bir düzine tane aldım 12 tane bu yüzden onları içeride tut orada ve böylece

saving a lot of money I tell you what they used to do there's only I'm being

çok para biriktirdiğini biliyorsun sana eskiden ne yaptıklarını söylüyorum orada sadece ben

very pedantic here pedantic there's another word but antique means very

çok bilgiçlik yapıyorum burada bilgiçlik başka bir kelime var ama antika çok seçici demektir

picky a person who picks the fine details all the faults out of everything

her şeyin ince ayrıntılarını tüm kusurlarını seçen kişi

when they first brought these curries out years ago they used to have 425

bu körileri ilk önce yıllar önce çıkardılar eskiden

grams per jar and then they shrunk the jars down and charge the same price

kavanoz başına 425 gram vardı sonra kavanozları küçültüp aynı fiyattan alıyorlar

happens a lot nowadays you know you know the same thing happens to chocolate bars

bu aralar çok oluyor biliyorsunuz aynı şey çikolataların başına da geliyor

as well they keep making chocolate bars or boxes of chocolates smaller and

ve sürekli çikolata yapıyorlar veya çikolata kutuları küçülür ve

smaller and every time they do that they don't reduce the price so they make the

küçülür ve bunu her yaptıklarında fiyatı düşürmezler yani

product smaller but they don't lower the price they charge exactly the same thing

ürünü küçültürler ama fiyatı düşürmezler tamamen aynı şeyi talep ederler

it really annoys me yes and the problem is that's not quite enough for - the jar

bu beni gerçekten rahatsız eder evet ve sorun şu ki için yeterince değil - kavanoz daha önce

isn't quite big enough for two rows previously it was so I have to bulk it

iki sıra için yeterince büyük değil, bu yüzden

out with some lentils I had a bit more of my own curry powder into it and well

biraz mercimekle doldurmam gerekiyor, içine biraz daha kendi köri tozumdan koydum ve

you'll see what else I add in to turn this from what is what they're already

başka ne olduğunu göreceksiniz. Bunu zaten

very good that I add some extras to it to spice it up even more so mr. Steve

çok iyi olan şeyden çevirmek için ekleyin ki, onu daha da renklendirmek için bazı ekstralar ekliyorum, bu yüzden bay. Steve

uses this particular mix but also he adds his own little magic ingredients as

bu özel karışımı kullanıyor ama aynı zamanda kendi küçük sihirli malzemelerini de ekliyor,

well right I'm gonna keep my eye eye on those lentils but

doğru, gözüm o mercimeklerde olacak ama

they boil over very easily I've just realized I'm starting to sound like Loyd

çok kolay kaynıyorlar, şimdi fark ettim ki, Loyd Grossman gibi konuşmaya başladım.

Grossman this is how Loyd Grossman taught

Loyd Grossman nasıl öğretti

hello my name is Loyd Grossman I don't think anyone will know I don't think

merhaba benim adım Loyd Grossman Kimsenin bileceğini sanmıyorum

anyone will know who lured Grossman is but anyway he used to be on television

Grossman'ın kim olduğunu kimsenin bileceğini sanmıyorum ama zaten

all the time but nowadays he nowadays he is a celebrity ship ok so while that

her zaman televizyondaydı ama bugünlerde o bir ünlü gemisi tamam o zaman

lentils are cooking I'm going to prepare some other things so mr. Steve has just

mercimekler pişerken ben başka şeyler hazırlayacağım o yüzden bayım. Steve

rinsed the rice we really do like sweet potatoes home just one just one oh yes

pirinci yeni duruladı, tatlı patatesleri gerçekten seviyoruz evde sadece bir tane oh evet

the lentils are very prone to boiling over the lentil so I shall just peel

mercimek mercimek üzerinde kaynamaya çok eğilimlidir, bu yüzden

this service sweet potato like so and I like to cook the sweet potatoes in with

bu servis tatlı patatesini bu şekilde soyacağım ve tatlı patatesleri pişirmeyi seviyorum.

the rice rather than cooking them separately because then you'll retain a

pirinci ayrı ayrı pişirmek yerine, çünkü o zaman

lot of the goodness that comes out of it and it saves a saucepan retain I love

ondan çıkan iyiliğin çoğunu koruyacaksın ve bu bir tencereyi

that word retain if you retain something you keep it back you keep it back you

kurtaracak.

preserve it you retain those in with the rice like that and there we go oh yes

pirincin içindekileri bu şekilde tut ve işte başlıyoruz oh evet

there we go and so that in with the rice and I'll

işte başlıyoruz ve böylece pirincin

put those on for a slow cook

içine ve ben onları yavaş bir pişirme için koyacağım

and I'm also going to educate with little rubbish here I'm gonna put some

ve ayrıca burada biraz çöple eğiteceğim ben

extra tomatoes in well but I'm also going to rinse the tomatoes to get rid

Kuyuya biraz fazladan domates koyacağım ama aynı zamanda pestisitlerden kurtulmak için domatesleri durulayacağım ki

of the pesticides which you might think sounded strange this is something that

bu kulağa garip gelebilir bu

Steve does a lot actually he does it all the time so this is something Steve does

Steve'in çok yaptığı bir şey aslında bunu her zaman yapıyor yani bu Steve'in yaptığı bir şey

he always he rinses everything and I mean everything in vinegar even his

her zaman her şeyi durular ve yani sirkedeki her şeyi kastediyorum,

strawberries when he has strawberries he even does does it with the strawberries

çilekleri olduğunda bile çileklerle yapıyor, bu yüzden

so he puts the strawberries on vinegar because he he thinks it will get rid of

çilekleri sirkeye koyuyor çünkü bunun

all the horrible additives and pesticides that are on the vegetables

tüm korkunç katkı maddelerinden ve böcek ilaçlarından kurtulacağını düşünüyor. sebzelerde

and also on the fruit it does this is a mixture of water vinegar and salt and

ve ayrıca meyvelerde yapıyor bu, su sirke ve tuz karışımıdır ve

then I just five minutes soak any fruit or vegetable well not all fruit and

ardından herhangi bir meyve veya sebzeyi beş dakika boyunca iyice ıslatırım, tüm meyve ve sebzeleri değil, böcek ilacı

vegetables but ones that I think are going to be prone to collecting the

toplamaya eğilimli olacaklarını düşündüğüm sebzeleri

pesticides and like strawberries things like that strawberries and I like to

ve çilek gibi şeyler çilek ve ben

wash tomatoes strawberries and do do it with blackberries Steve yes fruit any

domatesleri yıkamayı severim çilekleri ve bunu böğürtlenlerle yapmayı severim Steve evet meyve

any fruit that could have been sprayed so most fruit most fruit I don't bother

püskürtülebilecek herhangi bir meyve yani çoğu meyve çoğu meyve

with if it's not organic if it's organic then I don't bother but if it's not

ile uğraşmam organik değilse organikse o zaman Zahmet etmiyorum ama

organic I will always rinse it just in case there are a few pesticides lurking

organik değilse her zaman durularım dışarıda gizlenen birkaç böcek ilacı olur diye

on the outside you might notice here by the way that these potatoes these sweet

burada fark etmişsinizdir bu arada bu patatesler bu tatlı

potatoes are organic can you see on there can you see they are actually

patatesler organik orada görüyor musunuz görüyor musunuz onlar aslında

organic sweet potatoes so with the rice and so was

organik tatlı patatesler yani pirinçle ve

who are the lentils now let's see how the lentils are doing because they need

mercimek kimdi şimdi mercimeklerin nasıl olduğunu görelim çünkü onların

a stir I've got the wooden spoon I'm gonna give them a stir so I'm going over

karıştırılması gerekiyor tahta kaşık bende onları karıştıracağım o yüzden gidiyorum burada

here right so the lentils nicely cooked so next stage is to add the curry sauce

tam burada, mercimekler güzelce pişirilir, bu yüzden bir sonraki aşama köri sosunu eklemektir,

boom no we're going store that in yeah

hayır, onu saklayacağız, evet,

swing it out with a bit of water because just to get all the lovely juice out of

biraz suyla sallayın, çünkü sadece tüm güzel suyu oradan çıkarmak için

there quick stir I'm slaving away in the kitchen slaving away it's an expression

hızlı karıştırın ben' mutfakta köle gibi çalışıyorum bu

often used to describe someone who's working hard in the kitchen some garlic

genellikle mutfakta çok çalışan birini biraz sarımsak

granules cuz I can't be bothered to buy fresh garlic and cut it up that is

granülü olarak tanımlamak için kullanılan bir ifadedir çünkü taze sarımsak alıp doğramakla uğraşamam, bu

better but this is a substitute so I'll add some garlic granules I will add the

daha iyi ama bu bir ikame bu yüzden ben biraz sarımsak granülü ekleyeceğim

fish so I've got mackerel in spring water which I've drained and I'm going

balığı ekleyeceğim bu yüzden suyunu süzdüğüm kaynak suyunda uskumru var ve

to add those in now if there's some I'll say one thing Steve it's very fishy

varsa şimdi ekleyeceğim bir şey söyleyeceğim Steve kokusu çok balıksı

the smell macro is one of the smelliest fish it's very smelly but in that curry

makro en pis kokulu balıklardan biridir çok kokar ama o körinin içinde

it's very nice and it's very healthy because it's got lots of healthy fats in

çok güzel ve çok sağlıklı çünkü içinde bir sürü sağlıklı yağ var

it mackerel and we've got a small tin in there so we've got some protein mmm and

uskumru ve orada küçük bir teneke var, bu yüzden biraz proteinimiz var mmm ve

I shall bring that to the boil I will add my tomatoes which are now happily

Bunu kaynatacağım Domateslerimi ekleyeceğim, artık pestisitlerden yoksun mutlu bir şekilde, bu

devoid of pesticides d'void

that's a great word if something is devoid it is it is without it is without

harika bir kelime, eğer bir şey eksikse, onsuzdur, onsuzdur,

it it is devoid there's already a lot of tomatoes in this curry sauce but I like

onsuzdur, bunda zaten çok fazla domates var. köri sosu ama

to add some fresh tomatoes as well just for a bit of added flavor so we can

biraz daha fazla lezzet için biraz taze domates eklemeyi seviyorum, böylece

leave that to cook but when it's come to the boil and just before we serve it I

onu pişirmeye bırakabiliriz ama kaynama noktasına geldiğinde ve servis etmeden hemen önce

won't have this as a final addition and it's my favorite it's garam masala we

bunu son bir ekleme olarak almayacağım ve bu benim favorim garam masala

saw that earlier earlier earlier we were talking all about Somozas Somozas at the

bunu daha önce görmüştük daha önce Somozas Somozas hakkında konuşuyorduk

start of today's livestream we talked about some Moses and I said that mr.

bugünkü canlı yayının başında biraz Musa hakkında konuştuk ve ben de dedim ki bay.

Steve likes to put that in his baked beans I add this to everything it's

Steve bunu kuru fasulyesine koymayı seviyor Bunu her şeye ekliyorum

absolutely delicious it's aromatic spicy it's not it's not strong in the sense

kesinlikle lezzetli aromatik baharatlı güçlü değil yani

that it's it's hot it's just very flavoursome so you can add this to

sıcak

everything oh I just love the smell of it so I'm gonna add that in in about 5

bu yüzden aramıza yeni katılanlar için yaklaşık 5 dakika sonra ekleyeceğim

minutes time for those who

just joined us hello this is mr. Steve and mr. Duncan on a Friday night but for

merhaba bu bay. Steve ve bay. Duncan bir Cuma akşamı ama

those who are worried that this is not a live stream don't worry it is we will be

canlı yayın olmadığından endişe edenler merak etmeyin,

back live in a few moments but at the moment we are cooking curry if you just

birazdan canlı yayına döneceğiz ama şu anda köri pişiriyoruz, eğer sadece

want to cook some fish and give it a little bit of flavor you can just

biraz balık pişirmek istiyorsanız ve biraz tat verin,

sprinkle this on to fish to meat to anything just to give it a bit of a bit

bunu balığa, ete, herhangi bir şeye, biraz

of an Indian sort of curry flavor but without making it too hot I love it

Hint köri aroması vermek için serpebilirsiniz ama çok sıcak yapmadan onu seviyorum

and it's lovely in baked beans that is one of the problems with curry because

ve pişmiş fasulyede çok güzel Bu köri ile ilgili sorunlardan biridir çünkü

some people don't like it too spicy but they do like the flavor and the aroma of

bazı insanlar çok baharatlı sevmezler ama baharatların tadını ve aromasını severler

the spices but they don't want it too hot they don't want the curry to burn

ama çok sıcak istemezler körinin ağızlarını yakmasını istemezler

their mouth out yes and what makes a curried hot of course is the chili and

evet ve köriyi sıcak yapan şey elbette acı biberdir ve

that's what makes it very hot whereas this is everything but it doesn't have

onu çok sıcak yapan da budur, oysa bu her şeydir ama

the chili in it so it gives you the flavor without the heat spice so I'm

içinde acı biber yoktur, bu nedenle size ısı baharatı olmadan lezzet verir, bu yüzden hazırım

ready to add the garam masala now because this is all cooked the fish is

garam masalayı şimdi ekleyin çünkü bunların hepsi pişti balık

already cooked anyway the lentils are cooked so I'm going to add this in I

zaten pişmiş zaten mercimekler pişmiş o yüzden bunu ekleyeceğim

need a teaspoon as we said earlier mister

daha önce de dediğimiz gibi bir çay kaşığı lazım bayım

here we go here comes the garam masala only a teaspoon because otherwise you

işte başlıyoruz garam masala geliyor sadece bir çay kaşığı çünkü aksi takdirde

can't taste anything else oh all the smell coming off there absolutely my

başka hiçbir şeyin tadına bakamazsınız oh oradan gelen tüm koku kesinlikle

mouth is watering at the prospect of eating this lentil fish curry and as I

bu körili mercimek balığını yeme olasılığı karşısında ağzımı sulandırıyor ve ben

speak the rice is coming to the boil and we've got the sweet potatoes in there as

konuşurken pirinç kaynama noktasına geliyor ve orada tatlı patateslerimiz var.

well cooking with them so that's coming to the boil so I think that's about it

onlarla yemek pişirmek de kaynama noktasına geliyor yani sanırım bu kadar

we're nearly ready to eat now give it ten minutes oh no I'm gonna go ahead and

yemeye neredeyse hazırız şimdi on dakika verin oh hayır devam edip

do the exercise mr. Steve is going upstairs he almost forgot there did you

egzersizi yapacağım bay. Steve üst kata çıkıyor neredeyse orada unutmuştu

see that he forgot that he had to go and do his exercises upstairs don't worry

gördün mü üst katta egzersiz yapması gerektiğini unutmuştu merak etme

you won't see that right bye for now I'm back in the studio or are you gonna film

görmeyeceksin şimdilik hoşça kal ben stüdyoya geri döndüm yoksa sen mi çekeceksin

is eating this we'll just carry on shall we so we will be back in a moment at the

bunu yiyoruz devam edeceğiz öyle mi yani birazdan yemek masasına geri döneceğiz

dinner table so we will actually be sitting at the dining table ready to eat

yani modern kurgunun harikaları sayesinde şu anda yemek masasında oturmuş yemeği yemeye hazır olacağız

the meal right now through the wonders of modern editing so there it is

yani işte burada

our Friday night curry is ready to eat and now we will return you back to the

cuma akşamı köri yemeğimiz yemeye hazır ve şimdi sizi stüdyoya geri göndereceğiz

studio no mr. Steve that's my potato

hayır bay. Steve bu benim patatesim

oh I must be honest gonna be honest I have to be honest with you that has made

oh dürüst olmalıyım dürüst olacağım sana karşı dürüst olmalıyım ki bu

me very hungry watching Steve prepare that curry has really got my juices

beni çok acıktırdı Steve'in o köriyi hazırlamasını izlemek gerçekten benim sularımı akıttı

flowing my mouth is now watering and that is what we are having tonight we

şimdi ağzım sulanıyor ve bu gece sahip olduğumuz şey bu biz Bu

are having that exact meal tonight I hope you enjoyed that something a little

akşam tam olarak o yemeği yiyoruz, umarım biraz farklı bir şeyden hoşlanmışsınızdır,

different I know a lot of people loved watching mr. Steve in the kitchen he is

birçok insanın izlemeyi sevdiğini biliyorum Bay. Steve mutfakta o

a master of cookery I think so he's amazing he has so many abilities as we

bir aşçılık ustası Bence bu yüzden harika biri dün konuştuğumuz gibi pek çok yeteneğe sahip

were talking about yesterday I think it might be safe to say that Steve is

Steve'in çok yetenekli olduğunu söylemek güvenli olabilir bence

multi-talented multi-talented I think so thank you very much for your lovely

çok teşekkür ederim Güzel

comments as well I was able to speak to you through the live chat as well as we

yorumlarınız için de canlı sohbet aracılığıyla sizinle konuşabildim ve ben de dahil olmak üzere

were all watching that together including me all I can say now is I feel

hepimiz bunu izliyorduk şimdi tek söyleyebileceğim şey,

hungry I really do I really want to eat I want to eat that curry to be honest

gerçekten acıktım, gerçekten yemek istiyorum, onu yemek istiyorum dürüst olmak

unfortunately I have to wait for a little bit longer there were some

gerekirse köri maalesef biraz daha beklemem gerekiyor

interesting words as well in that video mr. Steve was mentioning a lot of words

o videoda da bazı ilginç sözler vardı bay bey. Steve pek çok kelimeden bahsediyordu

and I did explain some of them in the live chat so I hope that was helpful to

ve ben de canlı sohbette bazılarını açıkladım, umarım bu sizin için de faydalı olmuştur,

you as well we are going to look at some strange English words in a few moments

birazdan bazı garip İngilizce kelimelere bakacağız

but a couple of things I want to show you I have been asked mr. Duncan can you

ama birkaç şey istiyorum Bana sorulduğunu göster Bay. Duncan

tell us where in the UK you are whereabouts actually are you so I'm

bize Birleşik Krallık'ta nerede olduğunuzu söyleyebilir misiniz, gerçekte neredesiniz, bu yüzden

going to show you now where I am on the map so here you can see a little

şimdi size haritada nerede olduğumu göstereceğim, böylece burada küçük bir

map and I will also bring up on the screen my pointer ah so now I can show

harita görebileceksiniz ve ben de ekranda imlecimi göstereceğim ah yani şimdi

you exactly where I am dude you do so that is where I am in the UK that is my

size tam olarak nerede olduğumu gösterebilirim ahbap, yani Birleşik Krallık'ta olduğum yer orası benim

location in that area it is much Wenlock in Shropshire and over here this area

konumum o bölgede Shropshire'da Wenlock'a çok yakın ve burası burası

here is Wales this is Wales a beautiful country a

Galler burası Galler güzel bir ülke a

beautiful place very scenic and there are lots of lovely places to visit by

güzel bir yer çok manzaralı ve deniz kenarında da ziyaret edilecek çok güzel yerler var

the sea as well so we have Wales here then we have England England is quite a

yani burada Galler var sonra İngiltere var İngiltere oldukça

large area so all of this all of this right up to here is England down here we

geniş bir alan yani bunların hepsi buraya kadar İngiltere burada İngiltere

have London so London is way down here and I am up there so now you can see how

var Londra yani Londra çok aşağıda ve ben oradayım, bu yüzden şimdi

far away I am from London I'm around a hundred and around a

Londra'dan ne kadar uzakta olduğumu görebilirsiniz

hundred and sixty miles away from London so you can see there is quite a distance

Londra'dan yaklaşık yüz altmış mil uzaktayım, böylece arada epey bir mesafe olduğunu görebilirsiniz.

between us and down here we have Cornwall again Cornwall is a beautiful

bizde ve aşağıda yine Cornwall var Cornwall güzel bir

County there are many lovely places around this part of the world over here

ilçe dünyanın bu bölgesinde çok güzel yerler var

there is a place called hope Cove and Hope Cove is a place that we visited in

burada Hope Cove diye bir yer var ve Hope Cove İngilizce derslerimizden birinde ziyaret ettiğimiz bir yer

one of our English lessons we actually went to a place called hope Cove so

aslında Hope Cove diye bir yere gittim,

there you can see exactly where I am in the UK for those who keep asking mr.

orada sürekli bay diye soranlara Birleşik Krallık'ta tam olarak nerede olduğumu görebilirsiniz .

Duncan where are you can you show us the map now you know I am walk right up

Duncan neredesin bize haritayı gösterir misin artık biliyorsun ben oraya doğru yürüyorum

there so I am inland when we say inland it means you are not by the sea you are

o yüzden iç kısımdayım iç kısım dediğimizde deniz kenarında değilsin demektir karadan

far away from the land and up here for those who are

çok uzaktasın ve ilgilenenler için burada yukarılarda

interested up here is Lake Verne we so this is where you will find Lake Verne

Verne Gölü burada, yani burası Verne Gölü

way a place that I visited many times over the years so I hope that was useful

yolunu bulacağınız yer, yıllar boyunca birçok kez ziyaret ettiğim bir yer, umarım bu

to you I'd like to show you things that are different sometimes and today is no

sizin için yararlı olmuştur. Size bazen farklı olan şeyler göstermek istiyorum ve bugün hayır

exception it is absolutely no exception whatsoever

İstisna kesinlikle bir istisna değildir, bu

so now you know where I am in the UK for those who have been asking now you know

yüzden artık soranlar için Birleşik Krallık'ta nerede olduğumu biliyorsunuz, Brighton'ı biliyorsunuz,

Brighton hello Anna Brighton is Brighton a beautiful place

merhaba Anna Brighton, Brighton ziyaret etmek için güzel bir yer,

to visit it is by the seaside lots of fresh air lots of seagulls flying over

deniz kenarında, bol temiz hava, bolca martı uçuşuyor

your head lots of delicious food lots of nice tasty things to sample in Brighton

başının üstünde bir sürü lezzetli yemek Brighton'da tadına bakılacak bir sürü güzel lezzetli şey

definitely are we still talking about food I'm not sure I'm not sure hello

kesinlikle hala yemekten mi bahsediyoruz emin değilim merhaba

tomorrow they say a talented person is talented at everything I'm not sure

yarın yetenekli bir insanın her konuda yetenekli olduğunu söylüyorlar emin değilim

about that I don't think I really have any talents

Gerçekten herhangi bir yeteneğim olduğunu düşünmüyorum

I think mr. Steve is more talented than me he can sing he can remember lots of

Bay. Steve benden daha yetenekli şarkı söyleyebiliyor birçok

scripts he has a very good memory he can retain things very easily in his memory

senaryoyu hatırlayabiliyor çok iyi bir hafızası var her şeyi hafızasında çok kolay tutabiliyor bu yüzden

so sometimes I feel slightly jealous of Steve because he can retain a lot of

bazen Steve'i biraz kıskanıyorum çünkü birçok

information very quickly unfortunately I'm not very good at that I'm not good

bilgiyi çok hızlı bir şekilde hafızasında tutabiliyor ne yazık ki ben Bunda pek iyi değilim,

at remembering lots and lots of words or scripts so if I had to appear in a play

pek çok kelimeyi veya senaryoyu hatırlamakta iyi değilim, bu yüzden bir oyunda oynamak zorunda kalsaydım

I would be hopeless because I would never be able to remember all of the

umutsuz olurdum çünkü senaryonun tüm sözlerini asla hatırlayamayacağım.

words all of the script that I would have to use on the stage I wouldn't be

sahnede kullanmak zorunda kalacağımı

able to do it I'm afraid shall we go back to France we were in

bunu yapamayacağımdan korkuyorum korkarım Fransa'ya geri dönelim mi

France just now and we are going to take another

az önce Fransa'daydık ve

look this time we are going for a little sale along the River Seine

bu sefer bir kez daha bakacağız biraz gidiyoruz Seine nehri boyunca indirim

OhLaLa very nice and there it was some scenes from my trip to Paris last year I

OhLaLa çok güzel ve orada geçen yıl Paris gezimden bazı sahneler vardı

hope you enjoyed that something a little different today we are showing a lot of

umarım beğenmişsinizdir bugün biraz farklı bir şey gösteriyoruz bugün pek çok şey gösteriyoruz

things today have you noticed would you like to go

fark ettiniz mi

inside a bird's nest right now I was talking all about nature yesterday and

bir kuşun içine girmek ister misiniz yuva şu anda dün tamamen doğadan bahsediyordum ve

in my garden there are many birds building nests and it reminded me of the

bahçemde yuva yapan birçok kuş var ve bu bana

time when I had some birds nesting in one of my little bird boxes and guess

küçük kuş kutularımdan birine yuva yapan bazı kuşları hatırlattı ve tahmin edin

what I was also able to record the action all of the things going on inside

neleri kaydedebildim? eylem kuş kutusunun içinde olup biten her şeyi

the bird box so this is something that I recorded when I was living in my

yani bu önceki evimde yaşarken kaydettiğim bir şey

previous house I actually set up a web camera and also I was able to monitor

aslında bir web kamerası kurdum ve ayrıca

what was going on and there you can see there is a bird actually building its

neler olup bittiğini izleyebildim ve orada görebilirsiniz aslında yuvasını yapan bir kuştur, bu nedenle

nest so on the screen now you can see the bird is actually putting some of

ekranda kuşun aslında kuyunun bir kısmını koyduğunu görebilirsiniz,

well you have grass and you have lots of things including moss as well things

çiminiz var ve yosun da dahil olmak üzere birçok şeyiniz var ve

that are commonly found in the average garden such as grass and moss and that

çim ve yosun gibi ortalama bahçede yaygın olarak bulunan şeyler var. ve o

particular bird is building its nest inside the bird box so this is something

belirli kuş yuvasını kuş kutusunun içine yapıyor yani bu

I was very pleased about because I was able to actually record it would you

benim çok memnun olduğum bir şey çünkü gerçekten kaydedebildim

like to have a look at the chicks so we've had a look at the mother and now

civcivlere bir bakmak ister misiniz bu yüzden anneye bir göz attık ve Şimdi yuvadaki

we are going to have a look at the chicks inside the nest so this is a

civcivlere bir göz atacağız, yani bu

little bit later on after a 2 or 3 weeks you can see the chicks have been born

biraz sonra 2 veya 3 hafta sonra civcivlerin doğduğunu görebilirsiniz, yumurtadan

they've hatched out and there they are getting ready to accept some more food

çıktılar ve orada bazılarını kabul etmeye hazırlanıyorlar. ebeveynden daha fazla yiyecek,

from the parent so look at that that is an actual shot filmed in my previous

bu yüzden bakın bu, buraya taşınmadan önce sahip olduğum önceki bahçemde çekilmiş gerçek bir çekim

garden that I used to have before I moved here

and you can see there are lots of little birds these are actually baby blue tits

ve birçok küçük kuş olduğunu görebilirsiniz, bunlar aslında bebek mavisi memeler,

they are actually baby blue tits and at the moment there are many nests around

aslında bebek mavisi memeler ve şu anda yaşadığım bölgenin çevresinde çok sayıda yuva var,

the area where I live they are all over the place all over the

her yerdeler,

place there are nests everywhere so I hope you enjoyed that something a little

her yerde yuvalar var, bu yüzden umarım bu hoşunuza gitmiştir,

unusual again I am showing you some unusual things today don't you think I

yine biraz sıra dışı bir şey bugün size bazı sıra dışı şeyler gösteriyorum. sen de

think so as well

öyle düşünüyorum

latina says I like the way you say Oh Lala

latin diyor ki söyleme şeklini seviyorum Oh Lala

French people are usually who use Ola ooh la la when something wrong has

Fransızlar genellikle yanlış bir şey olduğunda Ola ooh la la'yı kullanırlar

happened oh I see I don't know why I always feel excited if I feel excited I

oh anlıyorum neden heyecanlansam da hep heyecanlandığımı bilmiyorum ben

always think of something surprising something delightful but apparently

her zaman şaşırtıcı bir şey düşünün, hoş bir şey ama görünüşe göre

French people usually use it when something horrible has happened or if

Fransızlar bunu genellikle korkunç bir şey olduğunda ya da

they are shocked about something we will see you are very keen on birds mr.

bir şey hakkında şok olduklarında kullanıyorlar, sizin kuşlara çok meraklı olduğunuzu göreceğiz bayım.

Duncan that is true I can't I can't lie I do like nature very much Ernesto is

Duncan bu doğru Yapamam yalan söyleyemem Doğayı çok seviyorum Ernesto

the first day of May the Labor Day also in the UK to be honest with you we don't

Mayıs ayının ilk günü İşçi Bayramı Birleşik Krallık'ta da size karşı dürüst olmak gerekirse

really observe Labor Day here we do have a labor movement one of our main

burada İşçi Bayramını gerçekten kutlamıyoruz. bir emek hareketi ana

political parties is actually the Labour Party so they are the opposite of the

siyasi partilerimizden biri aslında İşçi Partisi, yani

Conservatives so we have the Labour Party and their origins stem from I want

Muhafazakarların tam tersi yani İşçi Partisi'ne sahibiz ve kökenleri

to say left-wing ideology and we'll leave it at that okay we will leave it

sol ideolojiden kaynaklanıyor demek istiyorum ve bunu burada bırakacağız tamam Size karşı dürüst olmak gerekirse, siyasete

at that I don't want to get too deep into politics to be honest with you but

çok fazla girmek istemiyorum ama

yes we do certain people do observe Labor Day not everyone so here in the UK

evet, bazı insanlar İşçi Bayramı'nı kutlarız, bu yüzden burada, Birleşik Krallık'ta yazın gelişiyle birlikte geleneklerimiz

we also have our traditions with the arrival of

de var

summer and many people believe that if they wish if they celebrate in certain

ve birçok insan, eğer dilerlerse belirli

ways then their crops and their animals will be healthy and there will be lots

şekillerde kutlama yaparlarsa, o zaman mahsullerinin ve hayvanlarının sağlıklı olacağına ve

of food for everyone to eat as the year goes on so we often have lots of

yıl geçtikçe herkesin yemesi için bol miktarda yiyecek olacağına inanır, bu nedenle genellikle çok sayıda

ceremonies or lots of festivals however this year as you can imagine there are

tören veya festival yaparız. bu yıl tahmin edebileceğiniz gibi

non we are having no festivals this year many people normally wake up very early

festival yapmıyoruz bu yıl pek çok insan normalde bu gün çok erken uyanıyor

on this day and they observe the rise of the Sun and made the first because the

ve güneşin doğuşunu gözlemliyorlar ve ilkini yapıyorlar çünkü

Celtic summer begins today on May the 1st I hope you understood that because I

Kelt yazı bugün 1 Mayıs'ta başlıyor umarım anladınız çünkü

almost did I almost understood it oh I see Lewis says you are right you can

neredeyse anlıyordum neredeyse anladım oh görüyorum lewis haklısınız diyor siz

also say oh la la if you are excited I think so as you can imagine I use that

de heyecanlandıysanız oh la la diyebilirsiniz sanırım tahmin edebileceğiniz gibi bu

word a lot lights mr. Steve with some food la la I like it I always feel like

kelimeyi çok kullanıyorum ışıklar bayım. Steve biraz yemek la la hoşuma gidiyor her zaman

going along to the to the - one of the lekars lefel or something like that and

- lekarlardan biri ya da onun gibi bir şeye gitmek ve

watching the ladies lifting their legs up very high as they do the can-can

can-can

something like that do you like the sea mr. Duncan because I know that you can't

gibi bir şeyi yaparken bacaklarını çok yükseğe kaldıran bayanları izlemek geliyor içimden. denizi seviyorsunuz bayım Duncan çünkü senin

swim that is true I can't swim I am very good at drowning III I won an award at

yüzemeyeceğini biliyorum bu doğru ben yüzemem boğulmada çok iyiyim III okulda bir ödül kazandım boğulduğum için

school they gave me a special award for drowning it was a huge brick because

bana özel bir ödül verdiler o kocaman bir tuğlaydı çünkü

they said that I swam like a brick in other words I would sink straight to the

yüzdüğümü söylediler tuğla gibi yani direk

bottom of the pool so I'm not very good at swimming you are right however I do

havuzun dibine batardım bu yüzden yüzmede pek iyi değilim bu yüzden haklısın ama

like to be beside the cease I do like to be beside the sea

iskelede olmayı seviyorum deniz kenarında olmayı seviyorum

definitely hello Christine how do you make your fish curry well the video that

kesinlikle merhaba Christine nasıl olur az önce izlediğiniz videoda balıklarınızı güzelce köri yapıyorsunuz ve

you just watched with me and mr. Steve that is actually it that is us making

ben ve bay. Steve aslında

our mackerel curry even though to be honest with you Steve does cheat a

uskumru körimizi yapan biziz, ancak size karşı dürüst olmak gerekirse Steve biraz hile yapıyor

little bit because he uses something that he buys in a jar you see mm-hmm yes

çünkü satın aldığı bir şeyi kavanozda kullanıyor, görüyorsunuz mm-hmm evet

mr. Duncan have you ever visited Brittany and Normandy these are

bay. Duncan, Brittany ve Normandiya'yı hiç ziyaret ettin mi, bunlar

beautiful regions well Brittany can you believe it on my

güzel bölgeler, peki Brittany, buna inanabiliyor musun,

father's side my family originated in Brittany I am part French

baba tarafımdan, ailem Brittany'den geliyor, kısmen Fransızım,

I hope you don't mind but yes on my father's side I do have a little bit of

umarım sakıncası yoktur ama evet, babamın tarafında biraz var

French inside me I don't know what part but I do have a little French inside me

İçimde bir Fransız var, hangi kısmı bilmiyorum ama içimde biraz Fransız var,

not to be confused with a little Frenchman hello to Francesca hello also

küçük bir Fransızla karıştırılmasın Francesca'ya merhaba merhaba ayrıca

Lewis again Louis lives around 10 kilometers southwest of Paris but by the

Lewis yine Louis Paris'in yaklaşık 10 kilometre güneybatısında yaşıyor ama

Metro so if if Lewis uses the Metro he can be at the Eiffel Tower in just 20

metro yanında. Lewis metroyu kullanıyor, sadece 20 dakikada Eyfel Kulesi'nde olabiliyor,

minutes that's amazing one of the things I was impressed with when I was in Paris

bu harika, Paris'teyken etkilendiğim şeylerden biri de

was the Metro amazing the underground system of trains the network of trains

Metro'ydu, inanılmaz yeraltı tren sistemi,

underground in Paris I was really impressed with it even though everyone

Paris'te yeraltındaki tren ağı, gerçekten etkilendim Bununla birlikte, herkes

kept warning me to be careful they said be careful if you are going to use the

beni dikkatli olmam için uyarmaya devam etse de, Metro'yu kullanacaksanız dikkatli olun dediler,

Metro be careful everyone kept saying that I don't know why but apparently

herkes nedenini bilmiyorum ama görünüşe göre

people often will will pick your pockets they will steal things from your pockets

insanlar genellikle ceplerinizi karıştıracaklar, eşyalarınızdan bir şeyler çalacaklar. cepler

but we didn't see anything like that nothing bad happened during our time in

ama böyle bir şey görmedik Paris'te geçirdiğimiz süre boyunca kötü bir şey olmadı

Paris in fact we had a wonderful time I really

aslında harika zaman geçirdik gerçekten

enjoyed it very much Thank You mr. Duncan for this nice

çok keyif aldım çok teşekkür ederim bayım. Duncan bu güzel

information you are welcome no problem I thought now I think actually we will now

bilgi için rica ederim sorun değil şimdi düşündüm de aslında şimdi

have a look at some more strange English words we are going to look at some more

biraz daha garip İngilizce kelimelere bakacağız şimdi biraz daha

strange English words beyond right now more strange English words it is true

garip İngilizce kelimelere bakacağız şimdi daha garip İngilizce kelimeler doğru

that the English language is made up of many words

İngilizce birçok kelimeden oluşur,

some of them common some of them are very familiar some of them are not so

bazıları yaygın, bazıları çok tanıdık, bazıları çok sık

familiar even though they are used quite often so we are going to look at some

kullanılmalarına rağmen pek tanıdık değil, bu yüzden

strange English words right now the first English word we are going to

şu anda bazı garip İngilizce kelimelere bakacağız ilk İngilizce kelime

use is Steve have you ever heard of this word the first word is Steve this can be

kullanacağız Steve bu kelimeyi hiç duydunuz mu ilk kelime Steve'dir bu

used as a noun or a verb Steve can mean to keep something away so

bir isim veya fiil olarak kullanılabilir Steve bir şeyi uzak tutmak anlamına gelebilir bu yüzden

if you want to keep something far away from you you will push it away you will

bir şeyi sizden uzak tutmak istiyorsanız iteceksiniz uzağa size

prevent it from getting near you you stave something also as a noun it is a

yaklaşmasını engellersiniz bir şeyi isim olarak da saplarsınız bu bir

type of weapon it is a long pole quite often used as a weapon it is often used

silah türüdür uzun bir sırıktır sıklıkla silah olarak kullanılır sıklıkla

as a weapon also a long piece of wood that goes upwards as well when you're

silah olarak da kullanılır yukarıya doğru çıkan uzun bir tahta parçası ayrıca

building a building a piece of wood that goes up like that is also called a stave

bir bina inşa ederken, böyle yükselen bir tahta parçasına çıta da denir

Steve have you ever heard that word before Steve Lewis says but pickpockets

Steve, bu kelimeyi Steve Lewis söylemeden önce duydunuz mu ama yankesiciler

are everywhere in all the great cities you are right I'm not just saying in

tüm büyük şehirlerde her yerde, haklısınız ben değilim sadece Paris'te söylüyorum,

Paris I'm just saying that's what people kept telling me when I was there but to

sadece söylüyorum, ben oradayken insanlar bana bunu söyleyip duruyordu ama

be honest with you I've never been to a city in my life

sana karşı dürüst olmak gerekirse, hayatımda, dürüst olmak gerekirse, etrafımda suç işlenmeyen bir şehirde hiç bulunmadım.

that didn't have crime taking place all around me to be honest including London

Londra dahil

London in fact might be worse than Paris ah mr. Duncan I can't believe you said

Londra aslında Paris'ten daha kötü olabilir ah mr. Duncan, bu kesinlikle muamma

that I will get in trouble for that

için başımın belaya gireceğini söylediğine inanamıyorum, o

definitely conundrum he's an interesting word the word is conundrum conundrum

ilginç bir kelime kelime muamma muamma

isn't that great I love that word there it is

o kadar da büyük değil Bu kelimeyi seviyorum işte

conundrum a conundrum is a type of puzzle something that you have to think

muamma muamma bir muamma senin bildiğin bir tür bulmaca

about carefully to actually solve the question or the puzzle is a conundrum

soruyu gerçekten çözmek için dikkatlice düşünmeniz gerekir veya bulmaca bir muammadır,

something that you have to think carefully about a problem or a situation

bir problem veya çözmesi kolay olmayan bir durum hakkında dikkatlice düşünmeniz gereken bir şeydir,

that is not easy to solve it will involve a lot of thinking that thing is

o şeyin bir muamma olduğunu düşünmeniz gereken bir şeydir

a conundrum something that you have to work out it

çözmeniz gereken bir

can be something you have to say something you have to work out

şey olabilir söylemeniz gereken bir şey olabilir

mathematics for example you can have a conundrum something that you have to

matematiği çözmeniz gerekir örneğin bir bilmeceniz olabilir kafanızda çözmeniz gereken bir şey çözmeniz gereken bir şeyi

work out in your head something you have to spend time trying to work out

çözmek için zaman harcamanız gereken bir şey bunu

something you have to solve that make it takes time is a conundrum here's another

çözmek zaman alır bir bilmece işte bir tane daha

one oh this is one of my favorite words I'm sure I've used this word in the past

oh bu benim en sevdiğim kelimelerden biri eminim bu kelimeyi geçmişte kullandım

jibber-jabber I like this word very much jibba jabba

jibber-jabber bu kelimeyi çok seviyorum jibba jabba jibber

jibber jabber jibber jabber - jibber jabber is to talk endlessly you won't

jabber jibber jabber - jibber gevezelik hiç durmadan konuşmaktır

stop talking you jibber jabber you talk in an excited

konuşmayı kesmeyeceksin geveze jabber heyecanlı bir

way you won't stop talking oh I'm so excited I'm so excited because across

şekilde konuşuyorsun konuşmayı bırakmayacaksın oh çok heyecanlıyım çok heyecanlıyım çünkü

the hills I can't stop talking about it I can't stop talking

tepelerin ötesinde bunun hakkında konuşmayı bırakamıyorum ben konuşmayı bırakamıyorum

oh please I wish you wouldn't jibber-jabber so much jibber-jabber

oh lütfen keşke bu kadar çok gevezelik yapmasaydın

talk excitedly you are always talking about something talking talking talking

heyecanla konuş sürekli bir şeylerden bahsediyorsun konuşmak konuşmak konuşmak böyle konuşmak

talking talking like that it can be rather annoying some people say that I

oldukça can sıkıcı olabilir bazı insanlar benim

jibber-jabber I don't know what you mean how dare you oh how dare you go on Greta

jibber-jabber olduğumu söylüyor ben ne cüret ettiğini bilmiyorum nasıl cüret edersin ah nasıl devam edersin Greta

you tell them how dare you yes how dare you say that I can't believe it

onlara nasıl cüret edersin evet nasıl cüret edersin ki buna inanamadığımı söylersin

jibber-jabber talking a lot in an excited way oh I like this one can you

gevezelik heyecanlı bir şekilde çok konuşmak oh bunu sevdim

read this word it's a great word this one a very unusual a very strange word

bu kelimeyi okuyabilir misiniz bu harika bir kelime bu çok sıra dışı bir kelime çok garip bir kelime telaffuzu

it might look like a word that is hard to pronounce the word is paraphernalia

zor bir kelime gibi görünebilir

can you say that again mr. Duncan I will paraphernalia paraphernalia

bu kelime gereçtir tekrar söyleyebilir misiniz bay. Duncan I will gereçler gereçler gereçler

paraphernalia things that you use to perform a job or a task things that you

bir işi veya bir görevi yerine getirmek için kullandığınız şeyler

have around you that you need to perform a certain action or something that you

belirli bir eylemi gerçekleştirmek için çevrenizde bulunan şeyler veya

need in your job the things that you have around you that you used regularly

işinizde ihtiyaç duyduğunuz bir şey etrafınızda bulunan ve düzenli olarak kullandığınız şeyler

maybe you carry your paraphernalia around in a small bag you have things

belki gereçlerinizi küçük bir çantada taşıyorsunuz etrafınızda

around you that you need to use lots of items that are nearby for you to use

çok sayıda eşyayı kullanmanız için ihtiyacınız olan etrafınızda var

maybe in your job maybe something you knew you need to perform a certain task

belki işinizde belki de bildiğiniz bir şey belirli bir görevi yerine getirmek için ihtiyacınız olan gereç

you have your paraphernalia paraphernalia I love that word

gereçleriniz var Bu gereçler kelimesini seviyorum

paraphernalia and of course in the middle you have those strange

ve tabii ki ortada o garip oluşumlar var

occurrences there Pera

Pera

pH so this part of the word is actually pronounced like the letter F para fern

pH yani kelimenin bu kısmı aslında F harfi gibi telaffuz ediliyor para fern

Elia paraphernalia great word I like it and it says my wife always likes to

Elia gereçler harika kelime I like it ve karımın her zaman gevezeliği sevdiğini söylüyor

jibber-jabber a jibber-jabber my wife she always likes to give each other

-jabber a jibber-jabber karım her zaman birbirine vermeyi sever

jibber jabber jabber jabber jabber jabber jabber jabber jabber jabber

jibber jabber jabber jabber jabber jabber jabber jabber jabber jabber

jabber jabber yes I know what you mean I'm not saying anything else I'm not

jabber jabber evet ne demek istediğini anlıyorum başka bir şey söylemiyorum

saying anything else Rosa says 241 kilometers is roughly the distance

başka bir şey söylemiyorum Rosa diyor 241 kilometre kabaca

between London and where I live yes I think so I think you're right it is

Londra ile yaşadığım yer arasındaki mesafedir evet sanırım haklısın

around 240 kilometers from where I live to London paraphernalia I love that word

yaşadığım yerden Londra gereçlerine yaklaşık 240 kilometre Bu kelimeyi

very much here's another one oh now this is a thing this is a thing

çok seviyorum işte bir tane daha oh şimdi bu bir şey bu bir şey

so this names something Bracken Bracken Bracken is a type of plant it is a type

yani bu bir şeyi adlandırır Bracken Bracken Bracken bir bitki türüdür, bir

of fern and you will often see it if you are walking around an area of forest so

eğrelti otu türüdür ve ormanlık bir alanda yürürken sık sık onu görürsünüz, bu nedenle

you will see the trees above you climbing into the sky but normally

üstünüzdeki ağaçların gökyüzüne tırmandığını görürsünüz ama normalde

around you you'll have lots of Bracken and this is what Bracken looks like so

etrafta çok fazla Bracken olacak ve Bracken böyle görünüyor,

there it is Bracken you will see it often in movies when people are trying

işte Bracken bunu filmlerde sık sık göreceksiniz, insanlar ormanda ilerlemeye çalışırken

to make their way through the jungle you will often see people trying to to fight

sık sık insanların kendi yollarıyla savaşmaya çalıştığını göreceksiniz

their way through the Bracken Bracken I love that word it's a great word so

Bracken Bracken Bu kelimeyi seviyorum, bu harika bir kelime, bu yüzden

Bracken is a type of green fern something you often see in areas where

Bracken bir tür yeşil eğrelti otu,

there are forests maybe a jungle area here in the UK you will find

ormanların olduğu bölgelerde, belki de Birleşik Krallık'ta bir ormanlık alanda sık sık gördüğünüz bir şey,

Bracken in many places including in the area where I live there is Bracken

Bracken'ı benim bulunduğum bölge de dahil olmak üzere birçok yerde bulacaksınız. canlı orada

everywhere there is a lot of Bracken especially near to where I live because

her yerde Bracken var özellikle yaşadığım yerin yakınında çok fazla Bracken var çünkü

there are many trees many forests and also many wild areas where the plants

birçok ağaç var birçok orman ve ayrıca bitkilerin

are able to grow wild and free mmm Bracken I like that word I like it a lot

vahşi ve özgürce büyüyebildiği birçok vahşi alan var mmm Bracken Bu kelimeyi beğendim Çok beğendim

stickler oh here's an interesting word stickler stickler what is a stickler a

stickler oh işte ilginç bir kelime stickler stickler yapışkan nedir

person who is very fussy a person who likes to do things in the correct way

çok telaşlı bir kişi işleri doğru şekilde yapmaktan hoşlanan bir kişi

they always follow the rules they like to do things in the right way they like

her zaman kurallara uyarlar işleri doğru şekilde yapmayı severler

to do things in a very precise way the correct way they are a person who is

işleri bir şekilde yapmayı severler çok kesin yol doğru yol onlar işleri

very fussy about the way they do things they are a stickler stickler so maybe

yapma biçimleri konusunda çok titiz olan kişilerdir onlar çok titizdirler bu yüzden belki de

you have a boss who always insists that you arrive at work on time you must

her zaman işe zamanında gelmeniz konusunda ısrar eden bir patronunuz vardır

never be late so you might say that your boss is a stickler for punctuality so

asla geç kalmamalısınız bu yüzden diyebilirsiniz patronunuz dakiklik konusunda titizdir, bu nedenle patronunuz dakiklik konusunda

your boss is a stickler for punctuality you must be at work on time because your

titizdir işte zamanında olmalısınız çünkü

boss is a stickler for punctuality so punctuality means arriving at the

patronunuz dakiklik konusunda titizdir bu nedenle dakiklik

right time you are not late you arrive before or on time you must never be late

doğru zamanda varmak demektir geç kalmazsınız daha önce veya zamanında varırsınız asla geç kalmamalı,

so a stickler is a person who is very precise about the way they do things or

bu yüzden bir titiz, işleri yapma biçimleri veya

maybe the way they want other people to do things you always follow the rules

belki de diğer insanların bir şeyleri yapmasını isteme biçimleri konusunda çok kesin olan bir kişidir, her zaman kurallara uyun

mmm Anna Anna pika says I a bit of a stickler hmm I think Steve might be as

mmm Anna Anna pika, ben biraz titizim hmm sanırım Steve de iyi olabilir

well I sometimes say that Steve is a stickler sometimes he likes to do things

Bazen Steve'in titiz olduğunu söylüyorum bazen işleri

in a very precise way not always not always Steve could also be a little

çok kesin bir şekilde yapmayı sever her zaman değil her zaman değil Steve bazen biraz

careless sometimes but then again can't we all can't we all here is another one

dikkatsiz olabilir ama yine de hepimiz yapamaz mıyız, hepimiz burada olamaz mıyız? başka bir tanesi

we are looking at strange words today strange words here is another one

bugün garip kelimelere bakıyoruz garip kelimeler işte burada iyi işlenmiş başka bir kelime var,

wrought wrought well I like this one because it has lots of interesting uses

çünkü orada harflerin pek çok ilginç kullanımı var, bu

of letters there so you can see W R o u g h t wrought wrought quite often if you

nedenle, eğer sizin için yaratılmış bir şeyiniz varsa, D o u g h t wrought'ı oldukça sık görebilirsiniz.

are having something created for you maybe from iron or steel you will often

belki demirden veya çelikten sık sık

shape the steel or shape the metal you will twist and Bend the thing you are

çeliği şekillendirirsiniz veya metali şekillendirirsiniz bükersiniz ve

creating so wrought just means something has been reshaped wrought you bend you

yarattığınız şeyi bükersiniz o kadar işlenmiş ki bir şey yeniden şekillendirilmiş anlamına gelir bükersiniz bükersiniz

twist you turn you change the shape of something that is straight wrought

döndürürsünüz düz olan bir şeyin şeklini değiştirirsiniz

quite often you might see are outside someone's house you might see wrought

sık sık işlenmiş görebilirsiniz birisinin evinin dışında ferforje görebilirsiniz

iron so what we are saying there is the iron has been twisted and bent to create

bu yüzden bizim söylediğimiz şey demir bükülmüş ve

a beautiful shape wrought I hope you like that very much

güzel bir şekil oluşturmak için bükülmüştür işlenmiş umarım bunu çok beğenirsiniz ferforje bükülmüş

wrote something wrought such as wrought iron twisted bent the shape has been

gibi işlenmiş bir şey yazmıştır bükülmüş şekil

changed normally for decoration oh he's a big

dekorasyon için normal olarak değiştirildi oh o büyük

one mr. Duncan that is a big one that is a big word here's another one

bir tane bayım. Duncan bu büyük bir kelime işte başka bir

another word wrought lil says wrought is another difficult word to memorize

kelime işlenmiş lil diyor dövme ezberlenmesi zor bir kelime

however if you write these words down as you see them don't forget you can write

ama bu kelimeleri gördüğünüz gibi yazarsanız unutmayın

them down you can also watch this lesson again so you can understand the words

onları da yazabilirsiniz izleyebilirsiniz kelimeleri

more clearly so sometimes when you are watching my videos maybe you don't

daha net anlayabilmen için bu dersi tekrarlıyorum bu yüzden bazen videolarımı izlerken belki

understand everything straight away later you can later you can I'm just

her şeyi hemen anlamazsın daha sonra anlayabilirsin daha sonra anlayabilirsin sadece dikkatim

distracted because I can see someone walking their dog on my other camera

dağıldı çünkü birinin köpeğini diğer yanımda gezdirdiğini görebiliyorum kamera

would you like to have a look here we go so in the distance over there there is

buraya bir bakmak ister misin gidiyoruz yani orada uzakta

someone actually walking their dog can you see them in the center of the

gerçekten köpeğini gezdiren biri var onları resmin ortasında görebilir misiniz

picture I think it might be a farmer but he's walking along and it looks as if he

bence bu bir çiftçi olabilir ama o yürüyor ve sanki yürüyor

has two dogs with him as well and that is one of the local farmers that you are

yanında iki köpeği var ve

looking at now he is actually one of the local farmers that lives around here and

şu anda baktığınız yerel çiftçilerden biri aslında buralarda yaşayan yerel çiftçilerden biri ve

it looks as if he was taking his dogs for a little walk it's not nice a slight

görünüşe göre köpeklerini küçük bir yürüyüşe çıkarıyormuş gibi değil güzel orada hafif bir dikkat

distraction there back to our strange English words this word is related to

dağıtma garip İngilizce kelimelerimize geri dönüyoruz, bu kelime

something I was watching earlier in fact gastronomical gastronomical we use this

daha önce izlediğim bir şeyle ilgili aslında gastronomik gastronomi bunu

to describe anything that is related to cooking or the preparation or cooking of

yemek pişirme veya yemek hazırlama veya pişirme ile ilgili herhangi bir şeyi tanımlamak için kullanıyoruz

food gastronomical you might describe something as delicious you might say

gastronomik siz bir şeyi lezzetli olarak tanımlayabilirsiniz

that it was a gastronomical delight a gastronomical delight refers to

gastronomik bir zevkti diyebilirsiniz, gastronomik bir lokum

beautiful delicious food the opposite of course is a gastronomical disaster that

güzel lezzetli yemek anlamına gelir, bunun tersi ise gastronomik bir felakettir, yani

means the food wasn't very nice so in this sense we are using the word food

yemek çok güzel değildi yani bu anlamda yemek kelimesini kullanıyoruz

and cooking the way something tastes anything related to cooking food

ve bir şeyin tadına göre yemek yapıyoruz. yemek pişirme ile ilgili her şey

gastronomical gastronomical and you might notice at the beginning of this

gastronomik gastronomik ve bu dünyanın başında fark etmişsinizdir

world gastro also relates to the stomach as well eating and the stomach that's

gastro aynı zamanda mide ile de ilgilidir yemek yemek ve mide bu

very nice another word oh here's another one this is an odd word however this

çok güzel başka bir kelime oh işte bir tane daha bu garip bir kelime ancak bu

word has a very simple meaning so the meaning of this word is actually quite

kelimenin çok basit bir anlamı var yani bu kelimenin anlamı aslında oldukça

simple quite a basic word even though it looks very strange the word is

basit oldukça basit bir kelime çok garip görünse de kelime

juxtaposed juxtaposed the meaning is side by side two things are next to each

yan yana konulmuş yan yana yani iki şey yan yana yan yana

other they are placed side by side maybe you are comparing two things you are

yerleştirilmişler yan yana yerleştirilmişler belki ikisini karşılaştırıyorsunuz

putting them next to each other you juxtapose those things you put them side

yan yana koyduğun şeyleri yan yana koyuyorsun yan yana koyduğun şeyleri yan yana koyuyorsun

by side juxtaposed so that is an interesting word and it means to put

yani bu ilginç bir kelime ve bir

something side by side you put two things

şeyi yan yana koymak demek iki şeyi yan yana koymak

next next to each other or to be nearby those two things are nearby you

ya da bu ikisine yakın olmak yakınınızda olan

juxtapose those things hmm we are having curry tonight the curry that you saw as

şeyleri yan yana koyun hmm bu akşam köri yiyoruz

making in the kitchen that is the same meal we are going to have tonight can

mutfakta yaptığını gördüğünüz köri bu akşam yiyeceğimiz yemeğin aynısı

you believe it we are actually having in fact mr. Steve insists I have no

gerçekten yediğimize inanabiliyor musunuz bayım? Steve başka seçeneğim olmadığı konusunda ısrar ediyor

choice mr. Steve he says we always have curry on Friday nights so there you go

bayım. Steve, cuma geceleri her zaman köri yediğimizi söylüyor, o yüzden işte

that's what we're having here's another word this is a word that is very emotive

burada içtiğimiz şey bu başka bir kelime bu çok duygusal bir kelime

this is a word that some people feel very strongly about in fact this word is

bu bazı insanların çok güçlü hissettiği bir kelime aslında bu kelime

only really used by people who are against a certain type of action to be

sadece gerçekten kullanılıyor belirli bir eylem türüne karşı olan insanlar tarafından

honest vivisection vivisection so this is quite a dark word it means to

dürüst olmak gerekirse dirikesim dirikesim yani bu oldukça karanlık bir kelime

experiment or to do tests on living creatures so if you are doing medical

canlılar üzerinde deney yapmak veya testler yapmak demektir yani tıbbi

tests if you are trying to find out if a certain substance harms an animal before

testler yapıyorsanız eğer kesin bir şey olup olmadığını öğrenmeye çalışıyorsanız madde insanlar üzerinde kullanılmadan önce bir hayvana zarar veriyor

it is used on human beings we call that vivisection it is to act in a way that a

biz buna dirikesim diyoruz

lot of people disagree with you test products quite often wealth certainly

birçok insanın sizinle aynı fikirde olmayacağı şekilde hareket etmektir ürünleri test edin kesinlikle

many years ago in the cosmetic industry many companies used to test their

uzun yıllar önce kozmetik endüstrisinde birçok şirket kozmetiklerini test etmek için kullandı.

cosmetics on animals they used to put the cosmetics into their eyes and they

hayvanlar üzerinde gözlerine kozmetik koyuyorlardı ve sırf etkisinin ne olduğunu görmek için

would force them to eat these things just to see what the effect was so you

onları bu şeyleri yemeye zorluyorlardı, bu yüzden

had to test on animals that were alive many people believe that this is a very

canlı hayvanlar üzerinde test yapmak zorundaydınız, birçok insan bunun

cruel way of doing it so people who are against animal testing live animal

bunu yapmanın çok acımasız bir yolu olduğuna inanıyor. bu yüzden hayvan testlerine karşı olan insanlar canlı hayvan testlerine canlı hayvan

testing they refer to it as vivisection vivisection vivisection just means live

testi diyorlar buna canlı otopsi diyorlar canlı

autopsy you are cutting something open that is still alive you are operating or

otopsi hala canlı olan bir şeyi kesiyorsunuz canlı bir

testing on something that is living not a very nice thing and there are many

şey üzerinde çalışıyorsunuz veya test ediyorsunuz çok hoş bir şey değil ve pek çok şey var

people who are against vivisection fortunately nowadays there are

dirikese karşı olan insanlar iyi ki günümüzde

companies that don't do it they have stopped carrying out vivisection oh my

yapmayan firmalar var dirikesimi bıraktılar aman

goodness mr. Duncan what is that what what is that word mr. Duncan hey I know

allahım. Duncan nedir bu nedir bu kelime nedir bay. Duncan hey,

it's a strange word mr. Duncan but it's also a big word this is a word if you've

bunun garip bir kelime olduğunu biliyorum Bay. Duncan ama bu aynı zamanda büyük bir kelime bu bir kelime eğer

ever seen a Disney movie have you ever seen the Lion King The Lion King Akuma

daha önce bir Disney filmi izlediyseniz asla Aslan Kral'ı gördünüz mü Aslan Kral Akuma

let me just a cou man Matata is a lovely word Hakuna Matata

bana sadece bir cou dostum Matata güzel bir kelimedir Hakuna Matata

it is often what I don't know I think I need to lie down in a dark room I think

bu genellikle benim yapmadığım bir kelimedir 'biliyorum, karanlık bir odada yatmam gerektiğini düşünüyorum,

so so have you ever seen a Disney film and you've seen the animals talking they

öyle düşünüyorum, yani hiç Disney filmi izlediniz mi ve hayvanları konuşurken gördünüz mü, onlar

are almost like human beings so they have many of the characteristics many of

neredeyse insan gibiler, bu yüzden birçok özelliğe sahipler, pek çok

the mannerisms that a human being would have so you are changing an animal into

davranış biçimine sahipler. bir insanın sahip olacağı o yüzden bir hayvanı

human form you are looking at something in a different way quite often an animal

insan formuna çeviriyorsunuz bir şeye farklı bir şekilde bakıyorsunuz oldukça sıklıkla bir hayvan

or maybe a type of bird anything you are changing the form and also the

veya belki bir kuş türü herhangi bir şey bir hayvanın formunu ve ayrıca

characteristic of an animal into something else

özelliğini başka bir şeye çeviriyorsunuz

Disney if you've ever seen the Lion King that is a good example of animals having

Disney, daha önce Aslan Kral'ı gördüyseniz, bu, insan özelliklerine sahip hayvanların güzel bir örneğidir, köpekleri

human characteristics people who own dogs they will also do this to their

olan insanlar, bunu hayvanlarına da yapacaklardır

animal and I'm going to show you the word here it is and throw PO more more

ve size kelimeyi burada göstereceğim ve daha fazla PO atacağım.

thighs anthropomorphize anthropomorphize anthropomorphize if you am prefer more

butlar antropomorfize antropomorfize antropomorfize eğer daha fazla

thigh something and throw more thighs it means

but tercih edilirse ve daha fazla but atılırsa bu, bir hayvana insan özelliklerini verdiğiniz anlamına gelir.

you give an animal the characteristics of a human being a person they have the

personality of a human being you are transferring one thing to another animal

the way in which they behave or communicate and you will see this quite

davranın veya iletişim kurun ve bunu

often with Disney films cartoons quite often you will see the animal actually

Disney filmlerinin çizgi filmlerinde oldukça sık göreceksiniz, hayvanın gerçekten

talking and also behaving like a human being and this is the process this is

bir insan gibi konuştuğunu ve aynı zamanda davrandığını göreceksiniz ve

what we call it and throw per morph eyes you anthropomorphize it means you change

biz buna böyle diyoruz ve antropomorfize ettiğiniz anlamına gelen morf gözlere atıyoruz.

the characteristics of one animal to another in this case we are talking

bir hayvanın özelliklerini diğerine değiştiriyorsunuz bu durumda

about animals talking like human beings and also behaving like human beings

insan gibi konuşan ve aynı zamanda insan gibi davranan hayvanlardan bahsediyoruz,

it is a hard word to say you are right and throw per morph eyes and throw per

haklı olduğunuzu söylemek zor bir kelime ve morf göz atmak ve

morph eyes so if you split the word up into syllables it's not so hard and

morf göz atmak kelimeyi hecelere bölmek o kadar zor değil ve

throw PO morph eyes anthropomorphize parrot is you are changing the

atmak PO morph gözleri antropomorfize etmek papağan

characteristics of one thing to another I suppose you could say that the

bir şeyin özelliklerini başka bir şeye değiştiriyorsunuz sanırım

Egyptians used to do that they used to create sculptures and also carvings of

Mısırlıların eskiden heykeller ve hayvan oymaları yapmak için yaptıklarını söyleyebilirsiniz

animals that appeared human so maybe certain Egyptian gods they had the form

insan gibi görünen yani belki bazı Mısır tanrıları

of an animal however they also had the form of a human being they were changing

bir hayvanın şekline sahiptiler ama aynı zamanda bir insan şekline de sahiptiler,

the formation of those two animals and combining them together and for a perm

bu iki hayvanın yapısını değiştiriyorlardı ve onları bir araya getiriyorlardı ve bir perma

or thighs is what you are doing okay from one difficult word to a simple word

veya baldır için yaptığın şey tamam mı? zor bir kelimeden basit bir kelimeye

and this is one I like

ve bu benim hoşuma giden kelime

Wabble Wabble Wabble something will wobble if something was it means it

Wabble Wabble Wabble bir şey sallanırsa eğer bir şey bir

moves from side to side very loosely wobble you might wobble as you walk like

yandan diğer yana hareket ediyorsa çok gevşek bir şekilde sallanır siz yürürken sallanabilirsiniz

that wobble something that moves very easily we can say that it wobbles so a

o sallantı gibi çok kolay hareket eden bir şey yapabiliriz yalpaladığını söyle yalpalama çift bir

wobble is something that is an even something that is moving because it is

şeydir çünkü

loose or maybe it is not straight it wobbles maybe your table at home when

gevşektir veya düz değildir sallanır belki evde

you sit down to have your meal maybe your table will wobble it wobbles from

yemek yemek için oturduğunuzda masanız sallanır belki masanız sallanır

side to side I think so I trying to pronounce the word that you just showed

yan yana sanırım az önce gösterdiğin kelimeyi telaffuz etmeye çalışıyorum

and my tongue does it find a way don't worry you can watch the lesson again and

ve dilim bir yolunu buluyor merak etme dersi tekrar izleyebilirsin ve

I will give you plenty of time because you could watch it forever you can watch

sana bolca zaman vereceğim çünkü sonsuza kadar izleyebilirsin

this lesson forever and ever you can watch it once twice or even a million

bu dersi sonsuza kadar izleyin ve bir kez iki kez hatta bir milyon

times if you want wobble something wobbles it wobbles here's another one oh

kez izleyebilirsiniz eğer sallanmak istiyorsanız bir şey sallanıyor o sallanıyor işte bir tane daha oh

okay then we have a very similar word here it looks very similar to the

tamam o zaman burada çok benzer bir kelimemiz var öncekine çok benziyor

previous one dabble dabble this is an English word it is used quite often a

dabble dabble bu İngilizce bir kelime oldukça sık kullanılır bir

person who tries to do something maybe they do something not seriously but they

kişi bir şey yapmaya çalışır belki ciddi olmayan bir şey yaparlar ama denerler bunu yapmayı denerler

try they have a go at doing it they try it not seriously but they have a go they

ciddi bir şekilde denemezler ama denemek

try it they dabble in that particular thing a certain action that you try but

isterler o belirli şeyle uğraşırlar denediğin ama profesyonelce yapmadığın belli bir eylem,

you don't do it professionally you just dabble you do it from time to time so

sadece uğraşırsın, ara sıra yaparsın,

maybe you dabble in home decorating you do it sometimes you don't do it all the

belki ev dekorasyonuyla uğraşırsın, bazen yaparsın, her

time it is not your professional job you dabble dabble I like that word I like

zaman yapmazsın, bu senin profesyonel işin değil sen dabble dabble Bu kelimeyi beğendim

that word very much we only have three more words and then I will be going it's

Bu kelimeyi çok beğendim sadece üç kelimemiz daha var ve sonra

almost time for me to go can you believe it our two hours have almost come to an

gideceğim neredeyse gitme zamanım geldi inanabiliyor musun iki saatimiz neredeyse

end here's another word oh I like this one I like this one I like it a lot

bitmek üzere işte bir kelime daha oh ben bunun gibi bunu beğendim bunu çok beğendim

yes wobble moving from side to side not straight and also not fixed not fixed so

evet yalpalama bir yandan diğer yana hareket ediyor düz değil ve sabit de değil sabit değil yani belki olmayan

maybe a table that is not even will wobble isn't that annoying do you ever

bir masa bile sallanmaz o kadar sinir bozucu değil mi hiç

sit down in a cafe or a restaurant and you sit at the table in the table

kafede oturdun mu ya da bir restoranda masada oturuyorsunuz ve masada

wobbles it's so annoying it really is very annoying on trum yes dabble try

sallanıyorsunuz o kadar sinir bozucu ki gerçekten çok sinir bozucu evet kurcalamak

something in all in the way in a certain way but not seriously you try to do it

bir şeyi belli bir şekilde deneyin ama cidden yapmaya çalışmıyorsunuz

so what about this word what about this word ooh okay come on Duncan concentrate

peki ya bu kelime ne bu kelime hakkında ooh tamam hadi Duncan buraya konsantre ol

here is another word a strange English world but it is a real word it's

başka bir kelime garip bir İngiliz dünyası ama bu gerçek bir kelime

definitely real honestly the word is

kesinlikle gerçek dürüst olmak gerekirse kelime

brouhaha brouhaha it sounds a little bit like instead it is brouhaha brouhaha

brouhaha brouhaha kulağa biraz benziyor onun yerine brouhaha brouhaha

brouhaha means an argument or fight something that is chaotic maybe an

brouhaha bir tartışma veya bir şeyle kavga etme anlamına geliyor bu kaotik belki

argument between one or more people what how can you have an argument with

bir veya daha fazla kişi arasında bir tartışma ne olabilir kendinle nasıl tartışabilirsin ki

yourself where you can I suppose I mean I could I have arguments with myself all

yapabileceğin yerde sanırım yani ben her zaman kendimle tartışabilirdim

the time no mr. Duncan you can't do that well why

hayır bayım. Duncan bunu iyi yapamazsın neden

not well because you can't you just can't but I wanted but no you can't so I

iyi yapmıyorsun çünkü yapamazsın sadece yapamazsın ama ben istedim ama hayır yapamazsın bu yüzden

suppose you can have an argument with yourself it is a bit weird so an

sanırım kendi kendinle tartışabilirsin bu biraz tuhaf yani bir

argument taking place between two or more people is a brouhaha a very noisy

tartışma yaşanıyor iki veya daha fazla kişi arasında bir brouhaha çok gürültülü bir

disagreement a brouhaha so if your neighbors are having a fight in the

anlaşmazlık bir brouhaha yani eğer komşularınız

middle of the night and there is lots of noise coming from the house you might

gecenin bir yarısı kavga ediyorsa ve evden çok fazla gürültü geliyorsa

say who in my neighbor's house last night there was a brouhaha a brouhaha an

dün gece komşumun evinde kimin olduğunu söyleyebilirsiniz a brouhaha a brouhaha bir

argument a very aggressive argument normally involving shouting or maybe

tartışma çok agresif bir tartışma normalde bağırmayı veya belki bir

things being broken get out something like that uni Kareena imagine using all

şeylerin kırılmasını içeren bir uni gibi bir şey ortaya çıkar Kareena, anadili İngilizce olan biriyle tanıştığında tüm

these words together for the first time when he meets someone who is a native

bu kelimeleri ilk kez bir arada kullandığını hayal edin,

English speaker he or she would never talk to us again I'm not sure about that

asla yapmazdı bizimle tekrar konuş bundan emin

I don't think so they would be very impressed I think their head their head

değilim bundan çok etkileneceklerini sanmıyorum bence kafaları

would explode I think so brouhaha is a big argument noisy argument taking place

patlayacak

people disagreeing and shouting at each other

it's a brouhaha here's another one we have just two more so this is the

bir brouhaha işte bir tane daha var sadece iki tane daha var yani bu sondan

penultimate penultimate oh I like that word excuse me whilst I just enjoy the

bir önceki sondan bir önceki oh bu kelimeyi beğendim afedersiniz kelimenin tadını çıkarırken sadece

word I just said

panel Tamera

panel dedim Tamera sondan

penultimate penultimate ah that's better so here is the penultimate word by the

bir önceki sondan bir önceki ah bu daha iyi bu yüzden işte sondan bir önceki kelime bu arada

way penultimate means the second-to-last so

sondan bir önceki demek sondan ikinci yani

it's not the last word it is the second-to-last so the next word will be

son kelime değil sondan ikinci kelime yani bir sonraki kelime

the last word this word is the penultimate word that we are looking at

son kelime olacak bu kelime bugün baktığımız sondan bir önceki kelime

today scallywag a scallywag is a young person who is mischievous they do very

scallywag a scallywag genç bir kişidir haylaz çok

bad things maybe they are a disruptive child or a young teenager we can

kötü şeyler yapıyorlar belki onlar rahatsız edici bir çocuk ya da genç bir genç,

describe them as a scallywag scallywag I love that word it's great scallywag a

onları bir scallywag scallywag olarak tanımlayabiliriz.

mischievous teenager a young person who does bad things or maybe they are always

doing things that they shouldn't be a disruptive young person is often

rahatsız edici bir genç olmamalı sık sık kabadayı

described as a scallywag it sounds made-up

olarak tanımlanır kulağa uydurma geliyor

it isn't it is a real word you can check all of these words later if you don't

gerçek bir kelime değil mi tüm bu kelimeleri daha sonra kontrol edebilirsin eğer

believe me maybe you doubt me maybe you doubt me how could you how could you

bana inanmıyorsan belki benden şüphe duyarsın belki şüphe duyarsın

doubt me how could you doubt me after all we've been through together after

birlikte yaşadığımız

all of the adventures that we've had don't forget the adventures that we've

onca maceradan sonra nasıl benden nasıl şüphe duyabilirsin geçmişte yaşadığımız maceraları unutma

had in the past so many adventures so I'm not lying those words are real

onca macera bu yüzden Yalan söylemiyorum,

including this one this is the final word that we're looking at today before

bu sözler de dahil olmak üzere bu sözler gerçek, bu bugün vedalaşmadan önce baktığımız son söz.

we say goodbye Harbinger Harbinger when we describes

something as a harbinger it is something that is bringing a message a certain

type of message a harbinger something that comes along and gives you a

a habercisi gelen ve size bir

message or a feeling we could also use the word omen so a harbinger is

mesaj veya duygu veren bir şey alamet kelimesini de kullanabiliriz yani alamet

something that comes along and it is giving you a certain feeling or

gelen bir şeydir ve size belirli bir duygu veya

messenger or message so the harbinger is literally the thing

haberci veya mesaj verir yani habercisi kelimenin tam anlamıyla

that comes your way maybe a message or a feeling the harbinger of doom is

gelen şeydir yolunuz belki bir mesaj veya bir duygu kıyametin habercisi

something that is coming your way that might create problems in the future

yolunuza çıkan bir şeydir gelecekte sorun yaratabilir

harbinger the bringer the bringer of bad news or bad feelings or bad events

habercisi kötü haberlerin veya kötü duyguların veya kötü olayların

harbinger I like that I like it a lot Thank You Valentin Vitesse mr. Duncan is

habercisi hoşuma gitti çok beğendim çok teşekkür ederim Siz Valentin Vitesse bay. Duncan

there an English word can attests or is it a Spanish word I took it from the

İngilizce bir kelime var mı doğrulayabilir yoksa İspanyolca bir kelime mi

song Hotel California the warm smell of colitas always sea colitas I'm not quite

Hotel California şarkısından aldım kolitaların sıcak kokusu her zaman deniz kolitaları

sure what that means I know that I know the song very well Hotel California it's

Bunun ne anlama geldiğinden tam olarak emin değilim Şarkıyı çok iyi bildiğimi biliyorum Hotel California yağmur yağıyor

raining oh my goodness look at the rain coming down oh my goodness it's raining

aman allahım bak yağan yağmur aman allahım

such a nice try I'm not sure what Kaleta colitas is it might be a type of it

çok güzel yağıyor denemek Kaleta colitas ne olduğundan emin değilim bir türü olabilir

might be a type of wine it does sound like wine doesn't it sounds like the

bir şarap türü olabilir kulağa şarap gibi geliyor değil

name of a type of wine maybe thank you very much for your company oh it's been

bir şarap türünün adı gibi gelebilir belki de şirketiniz için çok teşekkür ederim oh

so nice to have you here today yes it is nice to share the 1st of May with you I

bugün burada olmanız çok güzel evet sizinle 1 Mayıs'ı paylaşmak güzel

hope you've enjoyed today's livestream we have talked about many things we have

umarım bugünkü canlı yayınımızı beğenmişsinizdir birçok şeyden bahsettik

made the curry in the kitchen we've looked at some very strange words we

mutfakta köri yaptık çok garip bazı kelimelere baktık

took a trip to Paris twice we had a little look inside a bird's nest we also

iki kez Paris'e gittik bir kuş yuvasının içine biraz baktık bay

have a look at the horses as well with mr. Steve and that's it

ile atlara da bir göz attık . Steve ve bu kadar

I will see you again soon on YouTube I hope you've enjoyed today's live English

yakında YouTube'da tekrar görüşürüz Umarım İngilizceyi seven herkes için bugünün canlı İngilizce bağımlısını beğenmişsinizdir

addict for all those who love the English language and don't forget before

ve gitmeden önce unutmayın

you go can you also like and subscribe give me a like and also give me a

siz de beğenip abone olabilir misiniz beni beğenebilir ve ayrıca bana

subscription as well if you want to follow me there it is give me a lovely

da bir abonelik verin, beni takip etmek istiyorsanız,

thumb on my video underneath this video you will see there is a thumb please

bu videoma güzel bir başparmak verin, bu videonun altında bir başparmak olduğunu göreceksiniz, lütfen

give me a lovely thumbs up and then YouTube will tell everyone that I exist

bana güzel bir beğeni verin ve ardından YouTube herkese benim var olduğumu söyleyecektir

because at the moment not many people do not many people realize I'm here you see

çünkü şu anda pek çok insan yok pek çok insan burada olduğumu anlamıyor görüyorsun

so if you give me one of these if you give me lots of these then YouTube will

yani eğer bana bunlardan birini verirsen eğer bana bunlardan bir sürü verirsen o zaman YouTube

share my videos with more and more people around the world oh that's nice I

videolarımı dünyanın her yerinden daha fazla insanla paylaşacak oh bu güzel ben

like the sound of that

Palmeiras says oh when we were students at university we called our dormitory

Palmeiras'ın dediği gibi ah, biz üniversitede öğrenciyken yurdumuza

the Hotel California because if because it was a very popular song

Hotel California adını vermiştik çünkü o zamanlar çok popüler bir şarkıydı,

at the time that is a very old song by the way it came out many years ago the

bu arada çok eski bir şarkıydı, bu arada yıllar önce çıkmıştı

Hotel California it also has one of the longest introductions of any song I

Otel California aynı zamanda, yıllar önce radyo sunumu yaptığımda hatırladığım herhangi bir şarkının en uzun tanıtımlarından birine sahip.

remember years ago when I used to do radio presenting Wow look at that look

Vay canına, şu

at that rain again what is going on out there the rain is really coming down

yağmura bak, yine orada neler oluyor, yağmur gerçekten

quite heavily look at that Wow it is definitely raining outside I can safely

çok şiddetli yağıyor, şuna bak. dışarıda kesinlikle yağmur yağıyor şunu rahatlıkla

say that the rain is definitely falling outside my window look at that well as I

söyleyebilirim yağmur kesinlikle penceremin dışına düşüyor

was saying many years ago when I used to play Hotel California on the radio you

could talk for a very long time before that the vocals came in so before the

vokaller geldi,

people in the on the song started singing you could talk for ages so I

şarkıdaki insanlar şarkıya başlamadan önce yıllarca konuşabilirdiniz, bu yüzden

used to like reading the weather or doing some sort of chitchat over the

hava durumunu okumayı ya da Hotel California'nın tanıtımı üzerine bir tür sohbet etmeyi severdim

introduction of Hotel California because I think it goes on for about two or

çünkü sanırım yaklaşık iki ya da belki devam ediyor

maybe three minutes it has one of the longest introductions of any song that

üç dakika, listelerde yer alan herhangi bir şarkının en uzun tanıtımlarından birine sahip,

was ever in the charts it's true it's true I tell ya

doğru, doğru, sana

thank you very much Valentin we are getting some pleasure while speaking the

çok teşekkür ederim Valentin, İngilizce kelimeleri konuşurken biraz zevk alıyoruz

English words and is is what only advanced English addicts can do have a

ve bu, yalnızca ileri düzey İngilizce bağımlılarının yapabileceği bir şey.

nice day and have a nice end of the day as well thank you Valentin that's very

iyi günler ve günün güzel bir sonu olsun teşekkür ederim Valentin çok

kind of you yes it is definitely raining cats and dogs outside and that's what I

naziksiniz evet kesinlikle dışarıda kedi ve köpek yağmuru var ve

said earlier that's the reason why I can't go outside at the moment to do my

daha önce de söylediğim buydu şu anda dışarı çıkamamın nedeni bu

live streams because the weather is so unpredictable sometimes the Sun is out

Canlı yayınlarımı yapmak için hava çok tahmin edilemez bazen Güneş dışarıda

and then sometimes it rains very heavily Thank You Adrian thank you for your live

ve sonra bazen çok şiddetli yağmur yağıyor Teşekkürler Adrian canlı yayınınız için teşekkür ederim

stream have a nice evening enjoy your curry I will I definitely will

iyi akşamlar köri keyfini çıkarın Yapacağım Kesinlikle yapacağım

thanks for your original livestream I always try to do something different it

Orijinal canlı yayınınız için teşekkürler I her zaman farklı bir şeyler yapmaya çalış,

is true that I'm not the same as other people on YouTube I'm a little bit

doğru, ben YouTube'daki diğer insanlarla aynı değilim, biraz

different sometimes being different can be interesting

farklıyım, bazen farklı olmak ilginç olabilir,

it really can despite what other people say despite what they say Thank You

gerçekten ilgi çekici olabilir, diğer insanların söylediklerine rağmen, teşekkür ederim

Noemi bye Louis by Beatriz irene palmyra ana pica also a Narita Belarus year

Noemi görüşürüz Louis by Beatriz irene palmyra ana pica ayrıca bir Narita Beyaz Rusya yılı

Vitesse unique arena Pedro and all of you see you tomorrow

Vitesse eşsiz arenası Pedro ve hepiniz yarın görüşürüz

says Noemi thank you very much I am going now I hope you have a good day

Noemi çok teşekkür ederim diyor Şimdi gidiyorum umarım iyi bir gün geçirirsiniz

enjoy the rest of your first of May and I will see you very soon here on YouTube

1 Mayıs'ınızın geri kalanının tadını çıkarın ve ben çok yakında burada YouTube'da görüşürüz, saat

look out for those notifications 2 p.m. UK time is when I appear right here on

14:00'te bu bildirimlere dikkat edin. Birleşik Krallık zamanı, tam burada YouTube'da göründüğüm zamandır,

YouTube don't forget also you can send a donation I have some thank yous that I

ayrıca bağış gönderebileceğinizi unutmayın, bir

want to mention on my next livestream I've actually received a couple of

sonraki canlı yayınımda bahsetmek istediğim bazı teşekkürlerim var.

donations on PayPal that I didn't notice because I haven't really been looking at

Aslında PayPal'da almadığım birkaç bağış aldım. dikkat çünkü

my computer for the past 24 hours so imagine my surprise I imagine my

son 24 saattir bilgisayarıma gerçekten bakmıyorum bu yüzden şaşkınlığımı hayal et

surprise when I found out that I had a couple of donations if you want to send

Birkaç bağışım olduğunu öğrendiğimde yaşadığım şaşkınlığı hayal ediyorum bağış göndermek istersen

a donation you can there is the address on your screen

adres orada olabilir ekranınız

right now a small donation or large it is up to you really thank you very much

şu anda küçük veya büyük bir bağış size kalmış gerçekten yardımınız için çok teşekkür ederim

for your help don't forget everything I do is free I

unutma yaptığım her şey bedava

do all of this for free it costs you nothing thanks for your company I am

bunların hepsini bedava yapıyorum size hiçbir maliyeti yok şirketiniz için teşekkürler

going now I'm going to have something to eat I'm going to have a cup of tea and I

şimdi gidiyorum Bir şeyler yiyeceğim, bir bardak çay içeceğim ve içimden

have a feeling that mr. Steve would like a cup of tea as well that is it I will

bir his var ki bay. Steve de bir fincan çay ister, o kadar, YouTube'da bir

say adieu to you you and you until the next time we meet

sonraki buluşmamıza kadar size veda edeceğim,

here on YouTube this is mr. Duncan in the birthplace of

bu bay. Duncan

English of course that is England saying thanks for watching see you later and

tabii ki İngilizcenin doğum yeri olan İngiltere'de izlediğiniz için teşekkür ediyor sonra görüşürüz ve

you know what's coming next yes you do

sırada ne olduğunu biliyorsunuz evet şimdilik gitar çalıyorsunuz

guitar for now

see you tomorrow

yarın görüşürüz