"KEEP YOUR SHIRT ON!" 'Anger' Words + Phrases - English Addict EXTRA - LIVE CHAT - Wed 17th MAY 2023

Welcome

to today's livestream.

Bugünkü canlı yayına hoş geldiniz.

I hope you are feeling well

Umarım iyi hissediyorsundur

yes, yes, yes, we are back.

evet, evet, evet, geri döndük.

Hello, everybody.

Herkese merhaba.

It's nice to see you here again today.

Bugün seni tekrar burada görmek güzel.

It really is good to have your company today.

Bugün şirketinize sahip olmak gerçekten çok güzel.

And I hope you will stick around

Ve umarım burada kalırsın

because there are lots of things to talk about.

çünkü konuşacak çok şey var.

And I suppose also, I should say.

Ve sanırım şunu da söylemeliyim.

Hi, everybody.

Selam millet.

This is Mr.

Ben

Duncan in England.

İngiltere'den Bay Duncan.

How are you today? Are you okay?

Bugün nasılsın? İyi misin?

I hope so.

Umarım. Mutlu

Are you happy?

musun?

Are you feeling happy today?

Bugün mutlu hissediyor musun? Şu

Is there a smile on your face at the moment?

anda yüzünüzde bir gülümseme var mı?

If there isn't, then maybe I will do my job

Eğer yoksa, o zaman belki işimi yaparım

and touch one.

ve bir tanesine dokunurum.

They're right there on your face.

Tam orada, yüzünüzdeler.

Big smile.

Büyük gülümseme.

I want to see one today. Thank you very much.

Bugün birini görmek istiyorum. Çok teşekkür ederim.

My name is Mr.

Benim adım Bay

Duncan. They call me Duncan.

Duncan. Bana Duncan derler.

Some people call me other things

Bazı insanlar bana

that I can't actually say here on YouTube.

aslında burada YouTube'da söyleyemeyeceğim başka şeyler diyor.

Unfortunately, I'm an English addict,

Ne yazık ki, ben bir İngiliz bağımlısıyım

and I have a feeling

ve

that you might also be a fan of English as well.

senin de bir İngiliz hayranı olabileceğine dair bir his var içimde.

And here we are live right now.

Ve işte şu anda canlı yayındayız.

Some people don't believe that I am life, but I am.

Bazı insanlar benim hayat olduğuma inanmıyor ama öyleyim.

I'm life right at this very moment.

Ben tam şu anda hayattayım.

2:06 o'clock on Wednesday.

Çarşamba günü saat 2:06.

Yes, we have made it all the way to the middle

Evet, bir haftanın daha ortasına kadar geldik

of another week.

.

And it's nice to have your company today as well.

Ve bugün de şirketinize sahip olmak güzel.

I suppose I should mention the weather outside.

Sanırım dışarıdaki havadan bahsetmeliyim.

It's not too bad.

Çok kötü değil.

We've had some lovely sunshine.

Güzel bir güneş ışığı gördük.

And I have to say

Ve söylemeliyim ki

I do feel rather hot here in the studio.

burada, stüdyoda oldukça sıcak hissediyorum.

I think this is the hottest

Sanırım

that I felt so far this year in the studio.

bu yıl stüdyoda şimdiye kadar hissettiğim en sıcak şey bu.

But yeah, I have to say, it's not too bad.

Ama evet, söylemeliyim ki, o kadar da kötü değil.

I'm not going to complain

Şikayet etmeyeceğim

because you know what happens if you know

çünkü

English people or even British people very well?

İngilizleri, hatta İngilizleri çok iyi tanırsanız ne olur biliyor musunuz? Bir şeylerden

You will know that we do enjoy complaining

şikayet etmekten hoşlandığımızı bileceksiniz

about things,

but we love complaining about the weather.

ama hava durumundan şikayet etmeyi de seviyoruz.

So whatever the weather is doing,

Yani hava nasıl olursa olsun,

we always find a reason

her zaman şikayet edecek bir sebep

or something to complain about.

veya bir şeyler buluruz.

Maybe it's too hot, maybe it's too cold,

Belki çok sıcak, belki çok soğuk,

maybe it is too windy,

belki çok rüzgarlı,

maybe it is too wet.

belki çok ıslak.

So there is always someone

Yani her zaman bir

somewhere complaining about the weather.

yerlerde hava durumundan şikayet eden birileri vardır.

But we are having a rather nice time at the moment.

Ama şu anda oldukça iyi vakit geçiriyoruz.

No rain today.

Bugün yağmur yok.

Sunny, a little breezy.

Güneşli, biraz esintili.

Not too bad.

Çok kötü değil.

Perfect walking weather and that's what

Mükemmel yürüyüş havası ve

I've been doing during the past few days.

son birkaç gündür yaptığım şey bu.

I've been getting lots of exercise and as you know,

Bolca egzersiz yapıyorum ve bildiğiniz gibi,

I am determined

to wear my skinny jeans

for our big rendezvous

in Paris, which is happening early

Paris'te

next month, June, June is already approaching.

gelecek ayın başlarında gerçekleşecek olan büyük randevumuz için dar kot pantolonumu giymeye kararlıyım, haziran, haziran yaklaşıyor bile.

Are you excited about that?

Bunun için heyecanlı mısın?

I really hope you are.

Umarım öylesindir.

Today we are talking about a certain thing,

Bugün belirli bir şeyden,

a certain emotion, something that may

belirli bir duygudan,

or may not make you a little bit annoyed,

sizi biraz rahatsız edebilecek veya etmeyebilecek bir şeyden,

something that might make you feel

sizi

outraged or angry

çileden çıkarabilecek veya kızdırabilecek bir şeyden bahsediyoruz

because that's what we're talking about today.

çünkü bugün bundan bahsediyoruz.

Today we are talking all about anger.

Bugün hepimiz öfke hakkında konuşuyoruz.

Do you ever find yourself feeling

outraged by something you have seen or heard?

Gördüğün ya da duyduğun bir şey yüzünden kendini öfkeli hissettiğin oldu mu hiç?

When this happens,

Bu olduğunda,

a person might say that they feel outraged by it.

bir kişi bundan öfkelendiğini söyleyebilir.

The emotion they feel is outrage.

Hissettikleri duygu öfkedir.

The thing they feel outraged by is outrageous.

Öfkelendikleri şey çok çirkin.

These days, people

Bu günlerde insanlar

seem to become outraged by many things,

pek çok şeye öfkeleniyor gibi görünüyor,

trivial moments of time are blown out of proportion

zamanın önemsiz anları

by generating outrage among people.

insanlarda öfke yaratarak orantısız bir şekilde şişiriliyor. Dün politikacının yaptığı

Did you hear the outrageous comment

çirkin yorumu duydunuz mu

that politician made yesterday?

?

It's an outrage. Mr.

Bu bir öfke. Bay

Duncan is talking about outrage,

Duncan,

which I think is outrage.

öfke olduğunu düşündüğüm öfkeden bahsediyor.

Yes, the word outrage refers to the feeling of anger

Evet, öfke kelimesi,

caused by something that appears offensive,

saldırgan,

rude, unfair or upsetting.

kaba, haksız veya üzücü görünen bir şeyin neden olduğu öfke hissini ifade eder.

You feel and

Hissediyorsunuz ve

dear Mr.

Duncan, what's it

sevgili Bay

Duncan,

really necessary for you to start your lesson off

by shouting loudly

as it made me fall off the toilet and hit my head

tuvaletten düşüp başımı

on the washbasin?

lavaboya çarpmama neden olan yüksek sesle bağırarak dersinize gerçekten ne gerek var?

Yes, that's right.

Evet bu doğru.

I watch you whilst sitting on the toilet.

Tuvalette otururken seni izliyorum.

I find it helps to move things along a bit.

İşleri biraz ilerletmenin yardımcı olduğunu düşünüyorum.

Please don't do it again.

Lütfen bir daha yapma.

Yours annoyed and slightly injured, Mr.

Sizinki sinirlendi ve hafif yaralandı, Bay

Lomax.

Lomax.

Is it my imagination?

Benim hayal gücüm mü?

Is it my imagination

Benim hayal gücüm

or are

mü yoksa

people becoming more angry these days about everything

bugünlerde insanlar bugünün konusu olan her şeye daha mı kızıyorlar

that is today's subject?

?

That is what we are talking about today.

Bugün bundan bahsediyoruz.

We are talking about getting angry words and phrases

Kızgın kelimelerden ve

connected to it.

buna bağlı deyimlerden bahsediyoruz.

I don't know about you,

Sizi bilmem

but whenever I browse the internet

ama ne zaman internette gezinsem

and you know what I'm going to say,

ve ne söyleyeceğimi biliyorsunuz,

sometimes when you look at things on the Internet,

bazen internette bir şeylere baktığınızda,

one thing that you start looking at

bakmaya başladığınız bir şey

can lead you to looking at other things.

sizi başka şeylere bakmaya yönlendirebilir. .

We call it the rabbit hole.

Biz buna tavşan deliği diyoruz.

You go down the rabbit hole of the Internet.

İnternetin tavşan deliğine giriyorsun.

But one thing

Ama

I've noticed,

especially on social media sites such as Twitter,

özellikle Twitter gibi sosyal medya sitelerinde fark ettiğim bir şey var,

a lot of

people seem to be getting angry

pek çok

insan sinirleniyor gibi görünüyor

and sometimes that anger appears

ve bazen bu öfke

very easily or commonly,

çok kolay veya yaygın bir şekilde,

maybe in public places, maybe in a supermarket

belki halka açık yerlerde, belki bir süpermarkette

or maybe in a fast food restaurant.

veya belki de hızlı bir şekilde ortaya çıkıyor. yemek restoranı.

But I'm sure you know and I'm sure

Ama eminim ki biliyorsunuzdur ve eminim internette gezinirken

you've seen very similar things

çok benzer şeyler görmüşsünüzdür

whilst browsing the Internet.

.

And I have to say I've seen almost too much of it

Ve

quite often, not by choice.

seçmeden değil, neredeyse çok sık gördüğümü söylemeliyim.

So it does appear it would appear that people do

Öyle görünüyor ki, insanlar

get more angry over things.

bazı şeylere daha çok kızıyor gibi görünüyor.

They become more annoyed by things.

Olaylara daha çok sinirlenirler.

But I wonder if it is true or maybe is.

Ama bunun doğru olup olmadığını merak ediyorum ya da olabilir.

It is just because we live in a society

Bunun nedeni,

where people are recording things,

insanların bir şeyleri kaydettiği,

maybe filming things more openly.

belki de daha açık bir şekilde filme aldığı bir toplumda yaşadığımız içindir.

So all of those small events

Böylece normalde görülemeyecek kadar küçük olayların tümü

that normally would not be seen are recorded

on mobile phones and then posted onto the Internet.

cep telefonlarına kaydediliyor ve ardından internette yayınlanıyor.

So maybe that's the reason why.

Yani belki de nedeni budur.

Maybe, maybe people aren't

Belki, belki insanlar

getting more angry over everything.

her şeye daha fazla kızmıyor.

Maybe there are just more recorded

Belki de insanların sinirlendiğine dair daha fazla kayıtlı

instances of people becoming angry.

örnek vardır.

I know that you are not feeling angry today

Bugün

because you are here and it's

burada olduğun için kızgın hissetmediğini biliyorum ve

nice to see you here on the live chat.

seni canlı sohbette burada görmek güzel.

Oh, I see that

Oh, görüyorum ki

we have our champion in first place as usual.

her zamanki gibi şampiyonumuz birinci sırada.

Well done, Vitesse.

Aferin, Vitesse. Canlı sohbette

You are first once again

bir kez daha birincisiniz

on the live chat.

.

It is nice to see you here today.

Bugün seni burada görmek güzel.

Also, we have Beatrix.

Ayrıca Beatrix'imiz var.

Hello, Beatrice.

Merhaba, Beatrice.

Have you packed your suitcase yet?

Bavulunu henüz toplamadın mı?

Are you preparing for your trip?

Seyahatiniz için mi hazırlanıyorsunuz?

Because you have a very big trip coming up, don't you?

Çünkü çok büyük bir gezin var, değil mi?

Because you're not just meeting me in Paris.

Çünkü benimle sadece Paris'te buluşmuyorsun.

You're also doing other things as well.

Ayrıca başka şeyler de yapıyorsun.

So I hope you are all prepared for that.

Bu yüzden umarım hepiniz buna hazırsınızdır.

We also have oh, Luis

Bizde de oh, Luis

Mendez is here today.

Mendez bugün burada.

Hello, Louis. Nice to see you here as well.

Merhaba Louis. Seni burada görmek de güzel.

One or two people

Bir iki kişi

are saying that they can't see the live stream today.

bugün canlı yayını göremediğini söylüyor.

I don't know why,

Nedenini bilmiyorum

but there have been

ama

some very strange incidents here on YouTube

burada YouTube'da bazı çok garip olaylar oldu

concerning well, first of all, my output,

, her şeyden önce çıktım,

my videos and also my live stream.

videolarım ve ayrıca canlı yayınımla ilgili.

So sometimes there are

Bu yüzden bazen

slight technical problems on YouTube.

YouTube'da ufak tefek teknik sorunlar oluyor.

This morning I have the same problem.

Bu sabah bende de aynı sorun var.

I couldn't get my live stream

Canlı yayınımın

to connect or even to open on YouTube.

YouTube'a bağlanmasını ve hatta açılmasını sağlayamadım.

It kept saying there was an error,

Bir hata olduğunu söylemeye devam etti ki

which is not a good thing when you think about it.

bu, düşündüğünüzde iyi bir şey değil.

When you've put a lot of work

into preparing your live stream

Canlı yayınınızı hazırlamak için çok uğraştığınızda

and then YouTube decides to have technical problems.

YouTube teknik sorunlar yaşamaya karar verir.

So I hope you can hear and see me all right

Umarım şimdi beni duyabiliyor ve görebiliyorsun

now, Valentin, hello to Valentin.

Valentin, Valentin'e merhaba.

Nice to see you here as well.

Seni burada görmek de güzel.

We are halfway through May already.

Mayıs ayının yarısını çoktan geçtik.

I don't know why,

Neden bilmiyorum

but this month seems to have gone by very quickly.

ama bu ay çok çabuk geçti.

How do you feel?

Nasıl hissediyorsun?

Do you think it's gone fast

Sizce hızlı mı gitti

or has it gone very slowly?

yoksa çok mu yavaş gitti?

Hello to set, Sarah.

Sete merhaba, Sarah.

Hello, Sarah.

Merhaba Sarah.

Nice to see you here.

Seni burada görmek güzel.

Excuse my voice for a moment.

Sesimi bir an için bağışlayın.

I'm having a slight problem with my voice today

Bugün sesimde ufak bir sorun yaşıyorum

because, of course, hay fever has arrived.

çünkü tabii saman nezlesi de geldi.

It has.

var.

And that's what's happening.

Olan da bu.

You say so I need to drink my water.

Suyumu içmem gerektiğini söylüyorsun.

I'm sorry about that.

Bunun için üzgünüm.

I'm sure no one wants to see me drinking water,

Eminim kimse beni su içerken görmek istemez

but I'm going to have it anyway.

ama yine de içeceğim.

There isn't much we can do about it,

Bu konuda yapabileceğimiz pek bir şey yok,

really?

gerçekten mi?

Mm.

mm.

That is better.

Bu daha iyi.

I have to say,

Söylemeliyim ki,

I need a bit of lubrication on my vocal cords.

ses tellerimde biraz yağlanmaya ihtiyacım var.

That feels so much better.

Bu çok daha iyi hissettiriyor.

Hello, Sarah.

Merhaba Sarah.

I will try again. Sarah.

Tekrar deneyeceğim. Sarah.

And is it your first time here?

Buraya ilk gelişiniz mi?

And if it is welcome.

Ve eğer hoş geldiyse.

And also where are you?

Ayrıca neredesin?

We are always interested

to find out where you are watching in the world.

Dünyanın neresinde izlediğinizi öğrenmekle her zaman ilgileniyoruz.

Zika is having

Zika

difficulty watching my live stream Mum.

canlı yayınımı izlemekte zorlanıyor Anne.

I wonder,

Merak ediyorum,

is anyone actually watching it at the moment?

şu anda gerçekten izleyen var mı?

Because I have a feeling I have a really bad feeling

Çünkü

that there is a problem with my live stream.

canlı yayınımla ilgili bir sorun olduğuna dair içimde gerçekten kötü bir his var.

I think there is a problem

Sanırım

with some sort of connection problem,

bir tür bağlantı sorunu var

or maybe the internet here or maybe YouTube,

ya da belki buradaki internet ya da belki YouTube,

but I do feel as if somehow

ama sanki bir şekilde

I'm not getting through to everyone.

herkese ulaşamıyormuşum gibi hissediyorum.

Mr. Duncan I am very busy at the moment.

Bay Duncan, şu anda çok meşgulüm.

I had to organise a trip much longer

Çok daha uzun bir gezi düzenlemek zorunda kaldım

because I am very far and only for a few days.

çünkü çok uzaktayım ve sadece birkaç günlüğüne.

But I am very happy that everything began

Ama her şeyin senin teklifinle başladığı için çok mutluyum

with your proposal.

.

Well, I would imagine

Pekala, sadece

you are having to arrange two trips,

bir seyahat değil, iki seyahat ayarlamak zorunda olduğunuzu hayal ediyorum

not just one trip,

,

but you are having to arrange two trips.

ama iki seyahat ayarlamak zorunda kalıyorsunuz.

So for those who aren't sure what I'm on about,

Bu yüzden, ne düşündüğümden emin olmayanlar için, Haziran başında gerçekleştireceğimiz

I am talking about the big Paris rendezvous

büyük Paris buluşmasından bahsediyorum

that we will be having at the beginning of June.

.

So we will

Yani

see what happens there.

orada ne olacağını göreceğiz.

A lot of people joining in now.

Şimdi bir çok kişi katılıyor.

Thank you very much.

Çok teşekkür ederim.

It's very good to see you here today.

Bugün seni burada görmek çok güzel.

We are talking about quite a few things today.

Bugün pek çok şeyden bahsediyoruz.

We have anger.

Öfkemiz var.

Do you ever get angry?

Hiç sinirlenir misin?

Do you ever feel annoyed about things?

Hiç bazı şeylerden rahatsız oldun mu? Size bazen canımı

I tell you one thing that annoys me

sıkan ve kızdıran bir şey söylüyorum,

and makes me angry sometimes is when YouTube

YouTube

doesn't work properly, you would think

düzgün çalışmadığında,

that a company like Google

Google gibi

with billions and billions of billions of dollars

milyarlarca ve milyarlarca milyarlarca doları olan bir şirketin

would be able to get a live stream to work properly.

düzgün çalışması için bir canlı yayın yaptırabileceğini düşünürsünüz.

Wouldn't you really? Yes, you would.

Gerçekten değil mi? Evet, yapardın.

So we are talking about anger.

Yani öfkeden bahsediyoruz.

What makes you angry?

Seni ne kızdırır?

As you can see, this this couple here,

Gördüğünüz gibi, buradaki bu çift,

they are not happy with each other.

birbirlerinden memnun değiller.

You might say that they have become angry.

Öfkelendiler diyebilirsiniz.

They are not very happy

about their situation, especially work.

Durumlarından, özellikle de işlerinden pek memnun değiller. Bence başa çıkılması en

I think one of the hardest social interactions

zor sosyal etkileşimlerden biri

to actually deal with must be

work colleagues, because you have no choice.

iş arkadaşları olmalı, çünkü başka seçeneğiniz yok.

It's a little bit like families, really.

Gerçekten biraz aileler gibi.

You have no choice as to who your relatives are.

Akrabalarınızın kim olduğu konusunda bir seçeneğiniz yok.

But the other thing is you also have no choice

Ama diğer bir şey de

who your work colleagues are.

iş arkadaşlarınızın kim olduğu konusunda bir seçeneğiniz yok.

So maybe if you work in an office

Yani belki bir ofiste çalışıyorsanız

and you are surrounded by people

ve etrafınız insanlarla çevriliyse

and maybe some of those people are not very nice,

ve belki bu insanlardan bazıları pek hoş değil

or maybe they are just annoying,

veya belki sadece sinir bozucu,

maybe they make you angry every day.

belki de sizi her gün kızdırıyorlar.

It can make the work environment

Çalışma ortamını

much harder to deal with.

başa çıkılması çok daha zor hale getirebilir.

I think so.

Bence de.

So what about you?

Peki ya sen?

Do you ever get angry?

Hiç sinirlenir misin?

There are many ways of expressing that

Bu öfke duygusunu ifade etmenin birçok yolu vardır

feeling of rage.

.

You can say that you are angry, you feel angry.

Kızgın olduğunu söyleyebilirsin, kızgın hissediyorsun.

It is one of those negative emotions that

I suppose we all feel from time to time.

Hepimizin zaman zaman hissettiğini düşündüğüm olumsuz duygulardan biri.

I do.

Evet.

Even me and people do say, Mr.

Ben ve insanlar bile Bay

Duncan, we can't believe that you get angry.

Duncan, kızdığınıza inanamıyoruz diyoruz.

But I do sometimes.

Ama bazen yaparım.

Not often.

Sık değil.

I have to say it's been a long time since

I've really got angry about anything.

Bir şeye gerçekten kızmayalı uzun zaman olduğunu söylemeliyim.

You might also get annoyed with something

Ayrıca,

that is making you feel angry, but very slowly.

sizi kızdıran bir şeye çok yavaş bir şekilde sinirlenebilirsiniz.

So if something is annoying you,

Yani bir şey sizi rahatsız ediyorsa,

maybe it is doing it very swiftly.

belki de bunu çok hızlı yapıyordur.

Maybe it is doing it on a very small way

Belki de bunu çok küçük bir şekilde

or in a very small way.

veya çok küçük bir şekilde yapıyor.

Minor anger or something

Küçük bir öfke veya

that is annoying you a little bit

sizi biraz rahatsız eden bir şey,

can slowly build up over time.

zamanla yavaş yavaş birikebilir.

So you might feel that your anger is slowly

Bu nedenle, öfkenizin yavaş yavaş

building up.

arttığını hissedebilirsiniz.

It is slowly growing.

Yavaş yavaş büyüyor.

You are becoming annoyed.

Sinirlenmeye başlıyorsun. Bu

So we often see annoyance as something that is there,

yüzden sık sık sıkıntıyı var olan bir şey olarak görürüz

but it doesn't make you completely angry.

ama bu sizi tamamen kızdırmaz.

It is happening slowly.

Yavaş yavaş oluyor.

Maybe your neighbour has a noisy dog,

Belki komşunuzun gürültülü bir köpeği vardır,

maybe it keeps barking every morning,

belki de her sabah havlayarak

keeping you awake.

sizi uyanık tutar.

It is an annoyance.

Bu bir sıkıntı.

You feel annoyed by it.

Bundan rahatsızlık duyuyorsun.

You might also feel irritated as well.

Ayrıca rahatsız da hissedebilirsiniz.

An irritated person is a person who is bothered

Tahriş olmuş bir kişi, bir şeyden rahatsız olan bir kişidir

by something.

.

Some things that you hear or see,

Duyduğun veya gördüğün bazı şeyler,

you feel irritated by it.

bundan rahatsız olursun.

People

İnsanlar

can be very irritating.

çok sinir bozucu olabilir.

They can really irritate you.

Sizi gerçekten rahatsız edebilirler.

They might also make you angry or cross.

Ayrıca sizi kızdırabilir veya sinirlendirebilirler.

So this is another way of expressing anger.

Yani bu öfkeyi ifade etmenin başka bir yolu.

You feel anger, you feel cross.

Öfke hissediyorsun, kızgın hissediyorsun. Dürüst olmak gerekirse, öfke ile eşanlamlı

I always find that quite an interesting word to use as

olarak kullanmayı her zaman oldukça ilginç bir kelime olarak bulmuşumdur

a synonym for anger, to be honest.

.

You might also feel furious.

Ayrıca öfkeli hissedebilirsiniz.

A furious person is a person whose anger

Öfkeli bir kişi, öfkesi

has already built up to a very high level.

zaten çok yüksek bir seviyeye ulaşmış bir kişidir.

That person feels angry.

O kişi kızgın hissediyor.

They are furious about something.

Bir şeye kızıyorlar.

They are finding it so hard to contain their anger.

Öfkelerini kontrol etmekte çok zorlanırlar.

They feel furious.

Öfkeli hissediyorlar.

You might be infuriated by something.

Bir şeye sinirlenmiş olabilirsiniz.

So this is something that might be happening

Yani bu tekrar tekrar olabilecek bir şey

again and again.

.

And slowly it is making you angry.

Ve yavaş yavaş seni kızdırıyor.

You feel infuriated.

Çıldırmış hissediyorsun.

Your anger is building, building up inside you.

Öfken büyüyor, içinde birikiyor.

It is slowly building.

Yavaş yavaş inşa ediliyor.

You feel infuriated,

Çıldırmış,

enraged.

öfkeli hissediyorsun.

A person can feel enraged.

Bir kişi öfkeli hissedebilir.

Their anger is growing.

Öfkeleri büyüyor.

The emotion of anger.

Öfke duygusu.

They are beginning to become angry.

Öfkelenmeye başlıyorlar.

They are enraged by something.

Bir şeye kızıyorlar.

Of course, we did hear the word outrage earlier

Tabii ki, öfke kelimesini daha önce duyduk

and the word outrage again,

ve yine öfke kelimesi öfkelenmeye

is very similar to an enraged.

çok benziyor.

You feel angry about a certain thing

Belirli bir şeye

or a certain topic

veya belirli bir konuya

or maybe something a person has done

veya belki de bir kişinin yaptığı bir şeye kızgın hissediyorsunuz

incensed.

.

Oh, yes.

Oh evet.

A person can become incensed

Bir kişi

when they feel angry

sinirlendiğinde

or they feel annoyed about something.

veya bir şeye sinirlendiğinde öfkelenebilir.

They are incensed

Kızgınlar

Again, you might hear a person say something.

Yine, birinin bir şey söylediğini duyabilirsiniz.

You might hear a person express an opinion

Bir kişinin katılmadığınız bir fikir beyan ettiğini duyabilirsiniz,

that you don't agree with

it will make you become incensed.

bu sizi öfkelendirir.

I like that word

Bu kelimeyi sevdim,

is another one

başka bir kelime,

riled, riled.

kızdım, kızdım.

So this means that something an external force

Yani bu, bir dış güç

or an external thing that is out of your control

veya kontrolünüz dışında olan bir şeyin

is making you feel angry.

sizi kızdırdığı anlamına gelir.

Something will rile you.

Bir şey seni kızdıracak.

It is making your anger grow.

Öfkenizi büyütüyor.

Maybe a person who is noisy, maybe a neighbour,

Belki gürültücü bir insan, belki bir komşu,

maybe a friend who keeps calling you

belki de sizi arayıp durmadan şikayet eden bir dost

and complaining all the time about things.

.

You might feel slightly riled by it

because it is annoying.

Sinir bozucu olduğu için biraz sinirlenmiş hissedebilirsiniz.

It is something that is making you feel angry.

Bu, sizi öfkelendiren bir şeydir.

You become irate.

Öfkelenirsin.

So this is the result.

Sonuç bu.

You might say that

this is the result of the feeling of anger.

Bunun öfke duygusunun bir sonucu olduğunu söyleyebilirsiniz.

You become irate as your anger grows,

Öfken büyüdükçe sinirleniyorsun,

you become more irate

daha fazla sinirleniyorsun

is another one.

o da başka bir şey.

You are

fuming.

Ateş ediyorsun.

A person is fuming, a person is showing their anger.

Bir insan tütüyor, bir insan öfkesini gösteriyor.

So their anger has reached a high level.

Böylece öfkeleri yüksek bir düzeye ulaştı.

They are now fuming.

Şimdi tütüyorlar.

They have turned red.

Kırmızıya döndüler.

They look angry.

Kızgın görünüyorlar.

Maybe they are sweating and shaking

Belki de

because they are so angry.

çok kızgın oldukları için terliyor ve titriyorlar.

They are fuming.

Ateş ediyorlar. Öfkelerinin

They have reached the peak

zirvesine ulaştılar

of their anger,

,

seething.

köpürüyorlar.

If a person seethes,

Bir kişi köpürüyorsa,

it means they are fuming.

bu onların dumanları olduğu anlamına gelir.

They are angry, seething.

Kızgınlar, kızgınlar.

That person is very angry.

O kişi çok sinirlidir.

They are seething with anger.

Öfkeden köpürüyorlar.

You might describe a person as livid as well.

Bir insanı da öfkeli olarak tanımlayabilirsiniz.

That person is so angry.

O kişi çok sinirlidir. Çok

I was livid.

öfkeliydim.

My neighbours were having a party last night

Komşularım dün gece bir parti veriyorlardı

and they were playing loud music and I was livid.

ve yüksek sesle müzik çalıyorlardı ve ben çok öfkeliydim.

It made me angry.

Beni kızdırdı.

You become livid?

Öfkelendin mi?

Maybe if a person becomes so angry

Belki bir insan çok sinirlenirse

they turn red, maybe their face will glow

kıpkırmızı olur, belki

with a red colour as their blood pressure rises,

tansiyonu yükseldikçe yüzü kıpkırmızı olur,

we can say that person becomes incandescent.

o kişinin akkorlaştığını söyleyebiliriz.

They are glowing with anger.

Öfkeyle parlıyorlar.

They have become so angry

O kadar sinirlendiler

that they can't hide their emotional state at all.

ki, duygu durumlarını hiç gizleyemiyorlar.

Their blood pressure rises

Kan basınçları yükselir

and they quite often become right.

ve sıklıkla haklı çıkarlar.

You can say that that person is incandescent.

O kişinin akkor olduğunu söyleyebilirsin.

They are literally glowing with anger.

Kelimenin tam anlamıyla öfkeyle parlıyorlar.

You might be up in arms over something.

Bir konuda gergin olabilirsiniz.

If you are up in arms, it means you feel very angry

Silahlıysanız, bir şeye çok kızmışsınız demektir

about something.

.

You feel enraged by something.

Bir şeye öfkelenmiş hissediyorsun.

Maybe in politics, maybe a politician

Belki siyasette, belki bir siyasetçi

has done or said something that makes you feel angry.

sizi kızdıracak bir şey yaptı ya da söyledi.

Then you might be up in arms.

O zaman kolları sıvamış olabilirsin.

You can be

beside yourself with anger.

Öfkeyle kendin olabilirsin.

That's better.

You can be beside yourself with anger.

Bu daha iyi.

Öfkeyle kendin olabilirsin.

You feel so angry.

Çok kızgın hissediyorsun.

It's almost as if you feel

Neredeyse sanki

as if you've left your body.

vücudunu terk etmiş gibi hissediyorsun.

You feel beside yourself with anger.

Öfkeyle kendinizi yanınızda hissediyorsunuz.

Your anger has grown to a very high state.

Öfkeniz çok yüksek bir seviyeye ulaştı.

We can say that a person will blow that up.

Bir kişi bunu havaya uçuracak diyebiliriz.

They become so angry,

Çok sinirlenirler,

they blow their top.

tepelerini patlatırlar.

A person will blow their top.

Bir kişi tepesini patlatacak.

They become so angry.

Çok öfkelenirler.

My boss came in

Patronum geldi

and he started complaining to me

ve bana şikayet etmeye başladı

and I'm afraid I blew my top.

ve korkarım ki kafamı patlattım.

I got so angry.

Ben çok sinirlendim.

I blew my top.

Üstümü patlattım.

I lost my temper.

Öfkemi kaybettim.

I became angry.

sinirlendim Kendinizi

You might feel outraged.

öfkeli hissedebilirsiniz.

Of course.

Elbette.

We've already looked at this word this morning.

Bu kelimeye zaten bu sabah baktık.

Outraged.

öfkeli Kendinizi

You might feel outraged.

öfkeli hissedebilirsiniz.

You might feel anger

over a certain thing or a certain situation.

Belirli bir şeye veya belirli bir duruma karşı öfke duyabilirsiniz.

The word outrage, of course, is the noun.

Öfke kelimesi elbette isimdir.

It describes that feeling, that feeling

Bu duyguyu,

of being angered by something.

bir şeye kızma hissini anlatıyor.

You lose your temper.

Öfkeni kaybediyorsun.

A person who loses their temper

Öfkesini kaybeden insan,

is a person who reaches the point

where they can't control themselves any more.

artık kendine hakim olamayacak noktaya gelen insandır.

You lose your temper.

Öfkeni kaybediyorsun.

So the word temper is often used to mean control.

Bu yüzden öfke kelimesi genellikle kontrol anlamında kullanılır.

You have control over something.

Bir şey üzerinde kontrolünüz var.

You have a certain amount of control

over a certain situation.

Belirli bir durum üzerinde belirli bir kontrole sahipsiniz.

You are able to stay calm, you control

Sakin kalabiliyorsun,

your temper, you are able to stay calm.

öfkeni kontrol edebiliyorsun, sakin kalabiliyorsun.

However, the opposite is also possible.

Ancak bunun tersi de mümkündür.

You might lose your temper.

Öfkeni kaybedebilirsin.

You become so outraged

by something that you can't control yourself.

Kendinizi kontrol edemediğiniz bir şeye çok öfkelenirsiniz.

You lose your temper.

Öfkeni kaybediyorsun.

You have lost your temper.

Öfkeni kaybettin.

If we are talking about something in the past tense,

Geçmiş zamanda bir şeyden bahsediyorsak,

you might go mad at someone.

birine kızabilirsiniz.

To go mad can mean go crazy.

Delirmek delirmek anlamına gelebilir.

Maybe you lose control over your mental state,

Belki zihinsel durumunuz üzerindeki kontrolünüzü kaybedersiniz

but also you can go mad at someone when you are angry

ama aynı zamanda birisine kızdığınızda ona da kızabilirsiniz

towards them.

.

Maybe you shout at them, you scream at them,

Belki onlara bağırırsın, onlara bağırırsın,

maybe you go over to them.

belki yanlarına gidersin.

Maybe you want to physically assault them.

Belki onlara fiziksel olarak saldırmak istersiniz.

Please don't do that.

Lütfen bunu yapma.

By the way,

Bu arada,

you might also lose your cool.

soğukkanlılığını da kaybedebilirsin.

If a person loses their cool,

Bir kişi soğukkanlılığını kaybederse,

it means they are no longer calm.

artık sakin olmadığı anlamına gelir.

You lose your cool.

Sakinliğini kaybedersin.

You have become angry.

Öfkelendin.

You have lost your temper.

Öfkeni kaybettin.

Here's another one

İşte çıldırdığın bir tane daha

you freak out.

.

A person who freaks out is a person

Çıldırmış bir kişi,

who has really lost their temper.

gerçekten öfkesini kaybetmiş bir kişidir.

They have become so angry they freak out.

O kadar sinirlendiler ki çıldırdılar.

Maybe you hear something that annoys you.

Belki seni rahatsız eden bir şey duyarsın.

Maybe your temper will rise and you become angry.

Belki öfken yükselir ve sinirlenirsin.

You freak out over something.

Bir şeye çıldırırsın.

Maybe something you've heard,

Belki duyduğun bir şey,

maybe something a person has said.

belki bir kişinin söylediği bir şey.

You become so angry you freak out.

O kadar sinirlenirsin ki çıldırırsın.

Here's an interesting one.

İşte ilginç bir tane.

This is often used in American English,

Bu genellikle Amerikan İngilizcesinde kullanılır,

but I think you will find

ancak

it is used a lot in British English as well.

İngiliz İngilizcesinde de çokça kullanıldığını göreceğinizi düşünüyorum.

You have a cow.

Senin bir ineğin var.

You have a cow.

Senin bir ineğin var.

You become angry.

Öfkelenirsin.

You lose control of your yourself.

Kendi kontrolünü kaybedersin.

You have a cow, you go into a rage.

Bir ineğin var, öfkeye kapılıyorsun.

You become so angry.

Çok kızıyorsun.

You go into a rage,

Öfkeye kapılırsın,

you lose your temper.

kendini kaybedersin.

Temper is emotional control.

Öfke duygusal kontroldür. Bu

So quite often we will use this word,

yüzden, birkaç dakika önce bahsettiğim gibi, bu kelimeyi oldukça sık kullanacağız,

as I mentioned a few moments ago,

the word temper means emotional control.

öfke kelimesi duygusal kontrol anlamına gelir.

You have control of your emotions

Duygularınızın kontrolü sizdedir

and that includes your anger.

ve buna öfkeniz de dahildir.

Okay.

I think we're back.

Tamam aşkım.

Sanırım geri döndük.

We're back now.

Şimdi geri döndük. Ben

I am starting to lose my temper as well.

de kendimi kaybetmeye başlıyorum.

Yeah,

Evet,

Maybe today we will get the chance to see me

belki bugün kendimi kaybettiğimi görme şansımız olur

lose my temper.

No, I won't lose my temper.

.

Hayır, kendimi kaybetmeyeceğim.

I will stay completely calm.

Tamamen sakin kalacağım.

I will stay calm.

sakin kalacağım

I will try my best to keep my temper.

Öfkemi korumak için elimden geleni yapacağım.

I will stay relaxed.

Rahat kalacağım.

So these are now opposite words.

Yani bunlar artık zıt kelimelerdir.

So this is the opposite of angry.

Yani bu kızgınlığın tam tersidir.

A person who is not angry, a person

Kızgın olmayan,

who is able to deal with all the situations

tüm durumlarla baş edebilen insan

is relaxed.

rahatlar.

These days.

Bugünlerde.

It is hard to stay relaxed all the time.

Her zaman rahat kalmak zordur.

Some people say that it's very difficult

Bazı insanlar

to keep your cool and stay relaxed.

soğukkanlılığınızı korumanın ve rahat kalmanın çok zor olduğunu söylüyor.

Talking of which,

Hangisinden bahsetmişken,

we can also use the word cool.

havalı kelimesini de kullanabiliriz.

You keep your cool,

Sakin olursun,

you stay cool,

soğukkanlı kalırsın,

You don't lose your temper

Kendini kaybetmezsin

or may be a person who never loses their temper.

ya da hiç kaybetmeyen biri olabilirsin.

They never become angry.

Asla öfkelenmezler.

We can say that person is cool.

Bu kişinin havalı olduğunu söyleyebiliriz.

They have a cool character,

Havalı bir karaktere sahipler,

a person who often agrees

çoğu zaman diğer insanlarla aynı fikirde olan bir kişiliğe sahipler

with other people,

or maybe they don't like to make other people angry.

veya belki de diğer insanları kızdırmaktan hoşlanmıyorlar.

You might say that person is passive.

O kişinin pasif olduğunu söyleyebilirsin.

They don't lose their temper.

Öfkelerini kaybetmezler. Söyleyebileceğimiz

They don't have any strong opinions about anything

hiçbir şey hakkında güçlü fikirleri yok

we can say.

Person is

.

Kişi

passive,

pasiftir,

a person might be mild,

yumuşak huylu olabilir,

they are very calm and controlled in many situations,

pek çok durumda çok sakin ve kontrollüdür,

even bad situations, even in situations

kötü durumlarda bile,

where things go wrong,

işlerin ters gittiği durumlarda bile

a person might be chilled,

kişi soğuk olabilir,

they are chilled, they are calm,

soğuktur, sakindir,

they are very relaxed.

çok rahattır. .

I'm sure many people know someone like that,

Eminim pek çok insan böyle birini tanıyordur,

a person who is always chilled and relaxed.

her zaman sakin ve rahat olan birini.

A person might be described as mellow.

Bir kişi yumuşak olarak tanımlanabilir.

That person is laid back,

O kişi rahattır,

the person is mellow, they are calm,

kişi yumuşaktır, sakindir,

they are relaxed

rahattır,

is an interesting word.

ilginç bir kelimedir.

Maybe you haven't heard this word before, Placid.

Belki bu kelimeyi daha önce duymadın, Placid.

A person who is placid again,

Yine sakin olan bir kişi,

we can use this word

bu kelimeyi her

to describe someone who is always calm.

zaman sakin olan birini tanımlamak için kullanabiliriz.

They are always relaxed.

Her zaman rahatlar.

They don't seem to become angry very easily.

Kolay kolay sinirlenmiyorlar.

They are placid, calm

Sakin, sakin

and relaxed.

ve rahattırlar.

A person who is levelheaded,

Sağduyulu bir kişi,

a levelheaded person,

sağduyulu bir kişi,

often sees everything from both sides.

genellikle her şeyi iki taraftan da görür.

So you might say that that person

Yani o kişinin

will will try to see both points of view.

her iki bakış açısını da görmeye çalışacağını söyleyebilirsiniz.

They won't always lose their temper.

Her zaman öfkelerini kaybetmeyecekler.

They won't be angry at someone for what they say

because they appreciate that

people have different opinions.

İnsanların farklı görüşlere sahip olmasını takdir ettikleri için birilerine söylediklerinden dolayı kızmazlar.

So they very rarely lose their temper.

Bu yüzden çok nadiren öfkelerini kaybederler.

They very rarely become angry.

Çok nadiren sinirlenirler.

Hello, Aki.

Merhaba Aki.

Hello, Aki.

Merhaba Aki.

Nice to see you here today.

Bugün seni burada görmek güzel.

Aki

Aki

And I think I can see on your your little icon

Ve sanırım senin küçük ikonunda

that looks like Doraemon.

Doraemon'a benzeyen bir şey görüyorum.

Hello to you.

Merhaba sana.

Christina is here.

Christina burada.

Hello, Christina.

Merhaba Christina.

I didn't notice you here today.

Bugün seni burada farketmedim.

Thank you very much.

Çok teşekkür ederim.

Vitus says rule number one, women are always right.

Vitus bir numaralı kuralın, kadınların her zaman haklı olduğunu söylüyor.

Rule number two, if a woman is not right,

İkinci kural, eğer bir kadın haklı değilse,

rule number one applies.

birinci kural geçerlidir.

So don't forget, if you want to have a quiet life

Bu yüzden unutmayın, eğer sakin bir hayat istiyorsanız

and I'm talking to all the married men right now,

ve şu anda tüm evli erkeklerle konuşuyorsam,

a person who is even tempered

soğukkanlı biri bile

might also be described as having a level head.

aklı başında biri olarak tanımlanabilir.

You are even tempered

Hatta

so you never become annoyed or angry at other people.

diğer insanlara sinirlenmemek veya kızmamak için sertsiniz.

And there are certain people who are like that.

Ve böyle olan bazı insanlar var.

They very rarely lose their temper.

Çok nadiren öfkelerini kaybederler.

We often describe them as even tempered.

Onları genellikle dengeli olarak tanımlarız.

A person might

Bir kişi

also be described as mild mannered.

aynı zamanda yumuşak huylu olarak da tanımlanabilir.

I suppose when I think of that type of character,

Sanırım bu tür bir karakter düşündüğümde,

I would often think of Clark Kent,

genellikle

who sometimes turns into Superman.

bazen Süpermen'e dönüşen Clark Kent'i düşünürdüm.

But normally he is mild

Ama normalde yumuşak

mannered, a person who is mild mannered,

huyludur, yumuşak huylu bir insan,

is fairly calm and likeable.

oldukça sakin ve cana yakındır.

Even

you might also be described as easygoing

Siz bile uysal

and easygoing.

ve uysal olarak tanımlanabilirsiniz.

That person is calm and laid back.

Bu kişi sakin ve rahat. Bir

They never lose their temper

good natured again.

daha asla iyi huylu öfkelerini kaybetmezler.

We can describe a person who is often calm,

Genellikle sakin olan

or maybe they never seem to lose their temper

veya belki de asla öfkelenmez

or become angry.

veya sinirlenmez gibi görünen bir kişiyi tanımlayabiliriz.

We can describe them as good natured.

İyi huylu olarak nitelendirebiliriz.

They are a person who is always happy

Her zaman mutlu olan

and treats everyone equally.

ve herkese eşit davranan kişilerdir.

It doesn't happen very often, though,

Yine de,

especially these days.

özellikle bu günlerde çok sık olmuyor.

A person who is unflappable.

Karşı konulmaz bir kişi.

You might describe someone as unflappable.

Birini soğukkanlı olarak tanımlayabilirsiniz.

If they are always calm,

Her zaman sakin olurlarsa,

they never seem to become angry.

asla sinirlenmezler.

You can't make that person angry.

O kişiyi kızdıramazsın.

Whatever you do, they stay calm.

Ne yaparsan yap, sakin kalıyorlar.

They stay reasonable.

Makul kalıyorlar.

You might describe

someone as being as cool as a cucumber.

Birini salatalık kadar havalı olarak tanımlayabilirsiniz.

If you are as cool as a cucumber,

Bir salatalık kadar soğukkanlıysanız,

that means you are calm.

bu sakin olduğunuz anlamına gelir.

You always stay calm.

Her zaman sakin kal.

You keep your hair on.

Sen saçını açık tut.

You might tell a person who is losing their temper.

Öfkesini kaybeden birine söyleyebilirsin.

So this is something you might say to another person.

Yani bu başka birine söyleyebileceğiniz bir şey.

If they are becoming angry, you might say,

Kızıyorlarsa,

Keep your hair on, Don't get angry.

Saçını düzelt, Kızma diyebilirsin.

Calm down, calm down,

Sakin ol, sakin ol,

Keep your hair on.

saçlarını açık tut.

It's a great expression.

Bu harika bir ifade.

We might also tell someone

Birine

not to lose their shirt.

gömleğini kaybetmemesini de söyleyebiliriz.

Don't lose your shirt.

gömleğini kaybetme.

Keep your shirt on.

Tişörtün üzerinde kalsın.

Don't lose your shirt.

gömleğini kaybetme.

Keep your shirt on.

Tişörtün üzerinde kalsın.

Don't lose your temper.

Öfkeni kaybetme.

Stay calm.

Sakin ol.

And we can also say that

Ayrıca

a person will see red.

bir kişinin kırmızı göreceğini de söyleyebiliriz.

So a person who becomes angry.

Yani öfkelenen bir kişi.

Quite often we say that when a person is angry,

Çoğu zaman, bir insan öfkelendiğinde

they see red in front of them

önlerinde kırmızıyı gördüklerini söyleriz,

because that's what happens.

çünkü olan budur.

We often describe it as the red mist.

Onu genellikle kırmızı sis olarak tanımlarız.

The red mist is anger because quite often

Kırmızı sis öfkedir çünkü çoğu zaman

you will lose control of your emotions.

duygularınızın kontrolünü kaybedersiniz.

And some people say that

Bazı insanlar

when they become angry, they see a red mist.

sinirlendiklerinde kırmızı bir sis gördüklerini söylerler.

So if a person is seeing red,

Yani bir kişi kırmızı görüyorsa,

it means that they are becoming angry.

sinirleniyor demektir.

They have became or

they've become incredibly angry.

İnanılmaz derecede sinirli oldular veya oldular.

So what about you?

Peki ya sen?

Is there someone

in your life, someone you know who makes you angry?

Hayatında seni kızdıran, tanıdığın biri var mı?

What makes you angry?

Seni ne kızdırır?

Is it unfairness?

Haksızlık mı?

Maybe when you see a person

Belki bir insanın

treating another person unfairly,

başka bir insana haksızlık ettiğini gördüğünüzde

or maybe when a person is saying

ya da birisinin

something that you disagree with strongly,

kesinlikle katılmadığınız bir şey söylediğinde

it might make you angry.

bu sizi kızdırabilir.

Oh, hello, Claudia.

Merhaba Claudia.

I didn't see you here today.

Bugün seni burada görmedim.

Claudia. Claudia,

Claudia. Claudia,

what's cooking?

ne pişiyor?

Claudia, What if you go to the polls?

Claudia, ya sandık başına gitsen?

What are you cooking today?

Bugün ne pişiriyorsun?

Claudia, please let me know on the live chat.

Claudia, lütfen canlı sohbette bana haber ver.

I will be here for a few more moments.

Birkaç dakika daha burada olacağım. Benim de gitmeden önce

I have a couple of things to show you

sana göstermem gereken birkaç şey var

before I go as well.

.

Something Mr.

Bay

Steve has been doing in the kitchen

Steve'in mutfakta yaptığı bir şey var

and also

ve bana

I've been asked if I can show the cows.

inekleri gösterip gösteremeyeceğim soruldu.

So yesterday afternoon,

Dün öğleden sonra

after returning from one of our walks,

yürüyüşlerimizden birinden döndükten sonra

the cows came over to the garden fence.

inekler bahçe çitine geldi.

So we will be taking a look at those in a moment.

Bu yüzden birazdan bunlara bir göz atacağız.

Actually, Mr.

Aslında Bay

Duncan, there are some things that make me upset,

Duncan, bazı şeyler beni üzüyor,

says Mohsin. Hello, Mohsin.

diyor Mohsin. Merhaba Muhsin.

Nice to see you here as well.

Seni burada görmek de güzel.

Hello.

Also to Jo Bo Keng,

Merhaba.

Ayrıca

otherwise known as Bane, watching in

Bane olarak da bilinen Jo Bo Keng'e,

I think you are in Vietnam.

I think you are in Vietnam'ı izliyorum.

I want to say Vietnam. Are you in Vietnam?

Vietnam demek istiyorum. Vietnam'da mısın?

Am I right When I play Call of Duty

Haklı mıyım Ekibimde Call of Duty oynadığımda

in my team and

ve

they defeat me,

onlar beni yendiğinde,

that makes me angry

bu beni sinirlendiriyor

and I yell at the people.

ve insanlara bağırıyorum.

I yell at people.

İnsanlara bağırırım.

I think playing computer games is is a good thing.

Bilgisayar oyunları oynamanın iyi bir şey olduğunu düşünüyorum.

It's very good for your your coordination.

Koordinasyonunuz için çok iyi.

A lot of young people

Pek çok genç

like to play computer games

bilgisayar oyunu oynamayı sever

and also older people as well.

ve aynı zamanda yaşlı insanlar da.

So it's not always

Yani

young people who play computer games.

bilgisayar oyunları oynayanlar her zaman gençler değil.

But yes, you are right.

Ama evet, haklısın.

I think one of the big problems with playing computer

Bence bilgisayar oyunu oynamanın en büyük sorunlarından biri,

games is

maybe the other person you are playing against

karşınızdaki kişinin

might cheat.

hile yapabilmesidir.

Or maybe they keep winning,

Ya da belki kazanmaya devam ederler,

they keep beating you and then you run out of lives.

sizi yenmeye devam ederler ve sonra hayatınız biter.

That can be quite annoying.

Bu oldukça can sıkıcı olabilir.

Valentin

Valentin

Yes, I agree with you.

Evet, sana katılıyorum.

Valentin Poor internet connection

Valentin Zayıf internet bağlantısı

can make you feel very angry.

sizi çok kızdırabilir.

And this is

Ve

this is something that happens a lot in my life.

bu hayatımda çokça olan bir şey. Kırsal kesimde yaşadığım için özellikle burada yaşarken

I do often have problems with the Internet,

sık sık internetle ilgili sorunlar yaşıyorum

especially living here

where I do, because I live in the countryside.

.

I live far away from

from most of the big towns and cities.

Büyük kasaba ve şehirlerin çoğundan uzakta yaşıyorum. Bu

So sometimes the Internet does not work

yüzden bazen İnternet olması

as well as it should.

gerektiği gibi çalışmıyor.

So you are right,

Yani haklısın,

Christina says.

diyor Christina.

What makes me angry is

Beni kızdıran şey,

when people are looking at their mobile phones,

insanların karşıdan karşıya geçerken cep telefonlarına bakmaları

when they are crossing the road.

.

It happens a lot these days.

Bu günlerde çok oluyor.

Even if you just walk around in the town,

Kasabada sadece dolaşsanız bile,

you will see people staring at their phones.

insanların telefonlarına baktığını göreceksiniz.

They are taking absolutely

no notice of the world around them.

Çevrelerindeki dünyayı kesinlikle dikkate almıyorlar.

They are concentrating on their phone.

Telefonlarına konsantre oluyorlar.

They are looking at their social media sites.

Sosyal medya sitelerine bakıyorlar.

It is true,

Bu doğru,

Alessandra says.

diyor Alessandra.

What makes me angry is political correctness.

Beni kızdıran şey politik doğruculuk.

Now, a lot of people think that political correctness

Pek çok insan politik doğruluğun

is a new thing,

yeni bir şey olduğunu düşünüyor,

but did you know that political correctness

ancak politik doğruluğun

has been around for maybe around 50 years?

belki de yaklaşık 50 yıldır var olduğunu biliyor muydunuz?

So political correctness has been around

Dolayısıyla, politik doğruluk, yaklaşık 50 yıldır

in the form that we know it has today

bugün sahip olduğunu bildiğimiz biçimde ortalıkta dolaşıyor

for around 50 years.

.

So in the sixties,

Böylece altmışlarda

people became politically incorrect.

insanlar politik olarak yanlış oldular.

The things they thought were wrong,

Yanlış olduğunu düşündükleri,

the things they thought

that should not be done or said.

yapılmaması ya da söylenmemesi gerektiğini düşündükleri şeyler.

And then in the 1970s,

Ve sonra 1970'lerde,

there was some political correctness.

biraz politik doğruluk vardı.

And then in the 1980s,

Ve sonra 1980'lerde,

you might say that

that is when political correctness started.

bunun politik doğruculuğun başladığı zaman olduğunu söyleyebilirsiniz.

However, I suppose the

Bununla birlikte,

the big wave of political

büyük siyasi doğruluk dalgasının, bu ülkede

correctness came in the 1990s

when when a more left leaning government

daha sol eğilimli bir hükümetin

came into power in this country.

iktidara geldiği 1990'larda geldiğini düşünüyorum.

But of course, around the world

Ama tabii ki, artık dünyanın her yerinde

now people have become more politically correct.

insanlar politik olarak daha doğrucu oldular.

And some people say we've gone too far.

Ve bazı insanlar çok ileri gittiğimizi söylüyor.

Some people think that we've become too politically

Bazı insanlar

correct with lots of things.

pek çok şeyde politik olarak fazla doğrucu olduğumuzu düşünüyor.

So thank you, Alessandra.

Bu yüzden teşekkür ederim, Alessandra.

Yes, I think a lot of people do become annoyed

Evet, bence pek çok insan

at that type of thing,

bu tür şeylere kızıyor,

but I suppose it depends,

ama sanırım bu duruma bağlı, o

it depends what it is at the time,

sırada ne olduğuna bağlı,

Claudia says, I always become

diyor Claudia,

frustrated and angry when I cannot do things well.

işleri iyi yapamadığımda her zaman hüsrana uğrar ve sinirlenirim.

I know that feeling very well.

Bu duyguyu çok iyi biliyorum.

By the way, Claudia,

Bu arada Claudia,

thank you very much for letting me know about that,

bunu bana haber verdiğin için çok teşekkür ederim,

because we all share that.

çünkü hepimiz bunu paylaşıyoruz.

I think when we feel as if we're not doing

Bence yapmamız gerekeni yapmadığımızı hissettiğimizde

as well as we should,

,

we often feel angry not at other people,

genellikle diğer insanlara değil

but at ourselves.

kendimize kızıyoruz.

So I think it is possible to feel angry at yourself.

Bu yüzden kendinize kızmanızın mümkün olduğunu düşünüyorum.

You can have anger towards your self.

Kendinize karşı öfke duyabilirsiniz.

It's true.

Bu doğru.

So there are many situations

Yani

where we will find people, make us feel annoyed.

insanları bulacağımız, bizi sinirlendirecek birçok durum var.

But I suppose

Ama sanırım

if there was one piece of advice I could give today

bugün verebileceğim

and sometimes I have to give it to myself as well,

ve bazen bunu kendime de vermem gereken bir tavsiye varsa o da

is to stay calm.

sakin kalmaktır.

Sometimes it is best not

Bazen

to sweat the small stuff.

küçük şeyleri dert etmemek en iyisidir.

Don't lose your temper and don't become angry

Öfkelenmeyin ve kızmayın

because to be honest with you, it's

çünkü size karşı dürüst olmak gerekirse, bu

not good for your body either.

vücudunuz için de iyi değil. Görünüşe

Apparently, whenever you get angry,

göre, ne zaman sinirlenseniz,

if you become really angry over something, your heart

bir şeye gerçekten sinirlenirseniz, kalbiniz

will beat faster, your blood pressure will rise

daha hızlı atacak, kan basıncınız yükselecek

and you are

ve

probably going to cause

muhtemelen

some sort of damage to your body,

vücudunuzda bir tür hasara yol açacaksınız,

which will happen over many, many years.

bu da uzun yıllar sonra gerçekleşecek.

So I think it is always a good idea to stay calm

Bu yüzden sakin kalmanın ve soğukkanlılığı korumanın her zaman iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum

and keep your cool.

.

I think so.

Bence de.

I think people are not more angry these days.

Bence bu günlerde insanlar daha sinirli değil.

If I have my own opinion,

Kendi görüşüm olacaksa,

I don't think people are more angry these days.

insanların bugünlerde daha sinirli olduğunu düşünmüyorum.

I just think that there are more ways for people

İnsanların öfkelerini ifade etmeleri için daha fazla yol olduğunu düşünüyorum

to express their anger.

.

So it would appear that people

Dolayısıyla, insanların

are more angry than in the past.

geçmişe göre daha kızgın olduğu görülüyor.

But I happen to know from years ago

Ama yıllar öncesinden biliyorum

that people were angry

ki

back then.

o zamanlar insanlar kızgındı.

They really were.

Gerçekten öyleydiler.

Hello to Richard.

Richard'a merhaba.

Hello, Richard.

Merhaba Richard.

Thank you for joining me today.

Bugün bana katıldığınız için teşekkür ederim.

Steve has been busy in the kitchen, by the way.

Bu arada Steve mutfakta meşguldü.

He's been very busy

this morning.

Bu sabah çok meşguldü. Sihirli ekmek makinesinden çok

He has produced a beautiful loaf

güzel bir somun ekmek çıkardı,

of bread from his magic bread maker

today it is it's not brown bread,

bugün o esmer ekmek değil

but it's also not white bread.

ama aynı zamanda beyaz ekmek de değil. Her

It is a bit of both.

ikisinden de biraz var.

So Steve has been experimenting with his bread maker

Steve ekmek makinesiyle deneyler yapıyor

and today this is what he produced.

ve bugün ürettiği şey bu.

So this is not brown bread, although it does have

Yani tarifte biraz kahverengi un olmasına rağmen bu esmer ekmek değil

some brown flour

in the recipe.

.

So as I'm standing here now in the studio,

Şimdi burada, stüdyoda dururken,

all I can actually smell is the bread that Mr.

aslında tek kokum Bay

Steve cooked this morning.

Steve'in bu sabah pişirdiği ekmek.

And I have to say,

Ve söylemeliyim ki,

if I was honest with you, it's

sana karşı dürüst olmam gerekirse, bu

making me feel rather hungry, to be honest with you.

beni oldukça acıktırıyor, sana karşı dürüst olmak gerekirse.

And I will

also to Who else is here?

Burada başka kim var?

Oh, I see

a rack.

Bir raf görüyorum.

All key are key.

Tüm anahtarlar anahtardır.

I hope I'm pronouncing your name right. By the way.

Umarım adını doğru telaffuz ediyorumdur. Bu arada.

I always feel disappointed at myself

when I turn off the alarm

Alarmı kapattığımda

and then I carry on sleeping.

ve sonra uyumaya devam ettiğimde hep kendimde hayal kırıklığı hissediyorum.

Well, that is interesting

Bu ilginç

because we were talking about that last weekend.

çünkü geçen hafta sonu hakkında konuşuyorduk.

We did talk about how we wake up in the morning

Sabah nasıl uyandığımız hakkında konuştuk

and yes, it is annoying.

ve evet, bu can sıkıcı.

One of the things that I often do,

Sık sık yaptığım şeylerden biri,

I often

sık sık

procrastinate.

ertelerim.

Now, there's an interesting word that might be

Şimdi, günün kelimesi olabilecek ilginç bir kelime var

the word of the day.

.

If you procrastinate.

Eğer ertelersen.

I do hate it,

Bundan nefret ediyorum

and quite often I feel angry myself when I do it.

ve çoğu zaman bunu yaptığımda kendime kızıyorum.

So if you procrastinate, it means

Yani ertelerseniz, yapmayı düşündüğünüz bir

you always put things off

şeyi her zaman ertelersiniz

something you intend to do,

but you never do it.

ama asla yapmazsınız.

Something you plan to do, something

Yapmayı planladığın,

that you feel that you would like to do,

yapmak istediğini hissettiğin

but you keep putting it off.

ama sürekli ertelediğin bir şey.

You progressed tonight,

Bu gece ilerledin

or maybe you avoid doing it altogether.

ya da belki de bunu yapmaktan tamamen kaçındın.

And I think that's one thing that I

Ve sanırım

that I might do if I had one fault.

tek bir hatam olsa yapabileceğim şeylerden biri de bu.

If there is one fault that I could point at myself

Kendime işaret edebileceğim

and say that I have that particular fault.

ve o özel hataya sahip olduğumu söyleyebileceğim bir hata varsa.

Procrastination, I do sometimes do that.

Erteleme, bazen bunu yapıyorum.

I put things off.

Bir şeyleri erteledim.

For example, Christina says,

Örneğin Christina,

I procrastinate about going to the gym,

spor salonuna gitmeyi erteliyorum,

so maybe you intend to do it, you are going to do it.

bu yüzden belki yapmaya niyetlisin, yapacaksın diyor.

But unfortunately

Ama ne yazık ki

you don't do it.

yapmıyorsunuz.

You procrastinate.

ertelersiniz.

It is a very interesting word.

Bu çok ilginç bir kelime.

We went for a lovely walk yesterday, by the way,

Bu arada dün güzel bir yürüyüşe çıktık

and we miss the new carols.

ve yeni ilahileri özledik.

In fact, they came over to the fence.

Aslında, çitin yanına geldiler.

Would you like to see them?

Onları görmek ister misin?

So this is something I'm

Bu,

going to show you before we go.

gitmeden önce size göstereceğim bir şey.

And there they are, the new carols.

Ve işte buradalar, yeni ilahiler.

So these are all baby carols.

Yani bunların hepsi bebek şarkıları.

They're not very old.

Çok yaşlı değiller.

I would say that these cows are maybe

Bu inekler belki

a year old,

bir yaşında,

maybe one and a

belki bir

half years old, but they are very small.

buçuk yaşında diyeceğim ama çok küçükler.

You probably can't tell from the video,

Muhtemelen videodan anlayamazsınız

but they are quite small cows.

ama oldukça küçük inekler.

They are little baby cows.

Onlar küçük bebek inekler.

And yesterday they came over to the fence.

Ve dün çitin yanına geldiler.

They were very

Çok

inquisitive.

meraklıydılar.

They wanted to know what was going

Neler olup bittiğini öğrenmek istediler

on, especially when Mr.

, özellikle de Bay

Steve goes out in the garden cutting the grass.

Steve bahçeye çıkıp çimleri biçtiğinde.

So as can see, we have we have eight

Gördüğünüz gibi,

small cows at the back of the house at the moment.

şu anda evin arka tarafında sekiz küçük ineğimiz var.

And I know a lot of people like seeing the cows,

Ve pek çok insanın inekleri görmekten hoşlandığını biliyorum,

so I couldn't resist yesterday showing

bu yüzden dün biraz bu kadar şirin görünmeye karşı koyamadım

a little bit of the

so cute

and I think Mr.

ve sanırım Bay

Steve might be trying to feed them.

Steve onları beslemeye çalışıyor olabilir.

So they only arrived last week.

Yani daha geçen hafta geldiler.

They came last week

Geçen hafta geldiler

and I think they're still a little bit shy,

ve sana karşı dürüst olmam gerekirse, sanırım hala biraz utangaçlar

if I was honest with you.

.

I think they are still quite shy

Bence hala oldukça utangaçlar

and one or two of them are covered in mud.

ve bir iki tanesi çamur içinde.

I don't know where they've been sleeping.

Nerede uyuduklarını bilmiyorum.

So there they are, the new cows.

İşte oradalar, yeni inekler.

They have arrived and they are slowly settling in.

Geldiler ve yavaş yavaş yerleşiyorlar.

They are looking rather calm, in fact.

Aslında oldukça sakin görünüyorlar.

Isn't that lovely?

Bu çok hoş değil mi?

Lovely cow.

Güzel inek. Şunun

He's got a muddy bottom,

poposu çamurlu

that one.

. İşte

And that is this.

bu.

I think that is it for today. Yes.

Sanırım bugünlük bu kadar. Evet.

They are young cows.

Onlar genç inekler.

They are calves.

Onlar buzağı.

You are right. Foetus.

Haklısın. cenin.

They are calves.

Onlar buzağı.

I will be back with you on Sunday.

Pazar günü aranızda olacağım.

I hope you have a good rest of the week.

Umarım haftanın geri kalanı iyi geçer.

I hope

Umarım

tomorrow will be nice and I hope Friday will be good.

yarın güzel olur ve umarım Cuma günü güzel olur.

I hope Saturday will be superb and also I hope

Umarım Cumartesi harika olur ve ayrıca Pazar günü

you will be here as well to join me live with Mr.

Bay Steve ile canlı olarak bana katılmak için burada olacağınızı umuyorum

Steve on Sunday.

.

Yes, I am back on Sunday from 2 p.m.

Evet, Pazar günü saat 14:00'ten sonra dönüyorum.

UK time.

İngiltere saati.

We will be talking about some other subjects.

Başka konulardan da bahsedeceğiz.

Mr. Steve

Bay Steve

is trying

to find a new interest.

yeni bir ilgi alanı bulmaya çalışıyor.

Maybe

Belki

I can give him some suggestions on Sunday.

Pazar günü ona bazı önerilerde bulunabilirim.

So if you have a suggestion, something that Mr.

Bu nedenle, bir öneriniz varsa, Bay

Steve can become interested in too,

Steve'in de ilgilenebileceği bir şey varsa,

have a change of direction in his interests,

ilgi alanlarında bir yön değişikliği varsa,

maybe on Sunday

belki Pazar günü

you can offer your advice or your suggestions.

tavsiyenizi veya önerilerinizi sunabilirsiniz.

Thank you very much for joining me today.

Bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim.

That was a very interesting live stream,

even though I had some problems with the connection.

Bağlantıda bazı sorunlar yaşamama rağmen çok ilginç bir canlı yayındı.

This is Mr.

Ben,

Duncan in the birthplace of English,

İngilizcenin doğum yerindeki Bay Duncan,

saying thank you very much for watching

izlediğiniz için çok teşekkür ederim

and I will see you on Sunday 2 p.m.

ve Pazar günü saat 14:00'te görüşürüz diyor.

UK time.

İngiltere saati.

We are here for 2 hours on Sunday Don't miss it.

Pazar günü 2 saat buradayız kaçırmayın.

And of course, until the next time we meet, you know

Ve tabii ki, bir dahaki görüşmemize kadar,

what's coming next. Yes, you do

sonra ne olacağını biliyorsun. Evet,

stay happy.

mutlu kalırsın.

Keep that smile on your face.

Yüzünüzdeki o gülümsemeyi koruyun.

And of course...

Ve tabii ki...

ta ta for now

şimdilik ta ta